MSB: "Kahraman komandolarımız, her türlü arazi ve iklim şartlarında daima göreve hazır"
figure >
Milli Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Bakanlık hesabından yapılan paylaşımda, "Kahraman komandolarımız, her türlü arazi ve iklim şartlarında daima göreve hazır" denildi.
Milli Savunma Bakanlığının (MSB) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Kahraman komandolarımız, her türlü arazi ve iklim şartlarında daima göreve hazır. Kars/Sarıkamış’ta konuşlu 9’uncu Komando Tugay Komutanlığımız tarafından ‘Zorlu Kış Şartlarında Barınma Eğitimleri’ başarı ile icra edildi" ifadeleri kullanıldı./Archive/2021/1/3/161726975-msb-kahraman-komandolarimiz-her-turlu-arazi-ve-iklim-sartlarinda-daima-goreve-hazir_1.jpg/Archive%5C2021%5C1%5C3%5C161727569-msb-kahraman-komandolarimiz-her-turlu-arazi-ve-iklim-sartlarinda-daima-goreve-hazir_2.jpg
Ä°HA
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ülkedeki bölgesel koronavirüs kısıtlamalarının daha fazla sıkılaştırılabileceğinin sinyalini verdi.Habere Gitmek için Tıklayın
UEFA’nın Kuzey ülkeleri için yeni turnuva planı
figure >
UEFA’nın Avrupa’nın kuzeyinde yer alan ülkelerin takımlarının katılacağı yeni bir turnuva oluşturmayı planladığı belirtildi.
UEFA’nın Avrupa’nın kuzeyinde yer alan ülkelerin takımlarının katılacağı yeni bir turnuva oluşturmayı planladığı belirtildi.Daily Record’da yer alan haberde, UEFA’nın 20 takımdan oluşan ve Atlantic League adı verilen turnuvayla UEFA organizasyonlarına kuzey liglerinden katılacak takımları seçmeyi hedeflediği belirtildi. 20 takımlı ligde İsveç, Danimarka, Norveç, İrlanda Cumhuriyeti ve İskoçya’dan takımların yer alacağı ifade edilirken ligin Amerikalı yatırım bankası JP Morgan tarafından finanse edileceği kaydedildi. Ligin oluşturulması halinde 350 milyon Euro’ya yakın bir gelir beklendiği, Avrupa’nın kuzeyinde yer alan takımların finansal açıdan daha çok desteklenmesinin amaçlandığı belirtildi. Haberde UEFA’nın yerel organizasyonlarla görüşme yaptığı bilgisi verilirken UEFA’nın bu lige katılacak takımların ligde alacağı sıralamaya göre Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi’ne gidecek takımları belirlemek istediği kaydedildi. Haberde ayrıca UEFA Başkanı Aleksander Ceferin’in şu demeçlerine yer verildi, ‘’ Yerel ligleri önemsiyoruz ve federasyon başkanlarıyla görüşmeler yapıyoruz. Gün geçtikçe birçok ülke bölgesel lig ihtimalini daha fazla düşünüyor. Çünkü böyle bir organizasyonda kulüplerin değeri, sponsorlukları ve elde ettikleri televizyon gelirleri artacak. UEFA’nın prensip olarak yerel liglerle alakalı bir sorunu yok. Asıl sorun bu liglerden takımların Avrupa’daki organizasyonlara nasıl katılacağı. UEFA bunu çözmek zorunda. Ulusal şampiyonaları yok edecek bölgesel ligler oluşturmak istemiyoruz. Bölgesel ligler ciddi düşünmemiz gereken projeler ve henüz somut bir karar almadık ancak bunu düşünüyoruz.
cumhuriyet.com.tr
Kayyım rektörü Bulu hakkında intihal iddiası
figure >
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun akademik çalışmalarında intihal(çalıntı) yaptığı iddiası gündeme getirildi. Uluslararası Bilgi Tabanlı Geliştirme Hakemli Dergisi’nde yayınlanan bir makalenin özet bölümünü aynı şekilde kullanıldığı öne sürüldü.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan kayyım Boğaziçi Rektörü Melih Bulu hakkında akademik alanda yazdığı makaleyle ilgili intihal (çalıntı) olduğu iddiası gündeme geldi. Melih Bulu’nun, Şehir Üniversitesi’nde çalıştığı dönemde 2011 yılında bir makale kaleme aldı. Uluslararası Hakemli Dergide yayınlanan makalenin adı "Measuring competitiveness of cities: Turkish experience" (Şehirlerin rekabet gücünü ölçmek: Türkiye deneyimi) idi. Makalenin 269’uncu sayfasında ise, 2004 yılında 3 araştırmacı tarafından yine Uluslararası Hakemli Dergide yayınlanan "The environment and the entrepreneurial city: searching for the urban 'sustainability fix' in Manchester and Leeds" (Çevre ve girişimci şehir, Manchester ve Leeds içerisinde kentsel sürdürülebilir çözümünü arıyor.)Makelenin özet bölümünün bir kısmında ise çalışmanın genel hattı şu şekilde belirtiliyor:‘Sanayi sonrası şehirlerde ekonomik kalkınma politikalarının, kentsel elitlerin ekolojik etkileri yönetme becerisine ve kentsel alanın içinden ve dışından yayılan çevresel taleplere bağlı olduğuna dair birçok kanıt var.’Melih Bulu ise 2011 yılındaki yaptığı çalışmada, daha önce yayınlanan makalenin özet bölümünü kendi araştırması içerisinde aynen kullanılıyor. Kendi yazdığı makalesinde “While et al .., 2004†şeklinde atıfta bulunuyor. Uluslararası Hakemli Dergilerde ise genelde bu formatlar ASA, APA ve MLA gibi ayrılıyor.İddiaya konu olan makaleler şu şekilde:/Archive/2021/1/3/155213584-intihal1.jpg/Archive/2021/1/3/155257209-intihal2.jpgDOKTORA TEZİNDE KOPYALA-YAPIŞTIR İDDİASIMelih Bulu’nun doktora tezi içinde aynı iddialar gündeme getirildi. Bulu, araştırmasında, “(Gulati, Nohria ve Zaheer,2004)†şeklinde kaynak belirtiyor. Fakat akademik çalışmalarda doğrudan alıntıların da belirli formatlarda gerçekleşmesi gerekiyor. Burada Bulu’nun yine ‘tırnak’ ifadesini kullanmadığı ve özgünlük açısından paragraf kısıtlamasını geçtiği görülüyor./Archive/2021/1/3/155342880-doktora2.jpg
Gizay Çelik
Pınar Gültekin davasında yeni gelişme
figure >
Pınar Gültekin'in katili Cemal Metin Avcı için istenen akıl sağlığı raporunda, cezai sorumluluğunun olduğu belirtildi.
Muğla'da Pınar Gültekin'in bağ evinde vahşice katledilmesine ilişkin davada, ilk duruşmada mahkeme tarafından talep edilen akıl sağlığı raporu ortaya çıktı. Raporda, sanık Cemal Metin Avcı için, "Akıl hastalığı bulunmamaktadır, ceza sorumluluğu tamdır" denildi. Üniversite öğrencisi Gültekin'in katledilmesiyle ilgili sanıklar Cemal Metin Avcı ile kardeşi Mertcan Avcı'nın yargılanmasına yarın devam edilecek. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılacak ikinci duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katılacak. Diğer tutuklu sanık Mertcan Avcı ise mahkeme heyeti huzurunda savunma yapacak.Saat 13.30'da başlayacak duruşmaya Gültekin'in yakınları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Muğla Barosu temsilcileri, kadın hakları derneklerinin üyeleri ve taraf avukatlarının katılması bekleniyor.Duruşmada, 23 Aralık 2020'de yapılan keşifle ilgili bilirkişi raporunun değerlendirileceği ve haklarında zorla getirilme kararı verilen 2 tanığın dinleneceği öngörülüyor.Sanık Cemal Metin Avcı'nın panik atak teşhisi ve Gültekin'in kesin ölüm nedenin saptanması için adli tıp kurumundan gönderilen raporların da duruşmada değerlendirilmesi bekleniyor.Akyaka Mahallesi'nde tek başına yaşayan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin'in (27) kaybolduktan 5 gün sonra 21 Temmuz 2020'de cesedinin bulunmasıyla ilgili genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı ve kardeşi Mertcan Avcı tutuklanmıştı.
AA
Kayyım rektör Bulu hakkında intihal iddiası
figure >
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun akademik çalışmalarında intihal (çalıntı) yaptığı iddiası gündeme getirildi. Bulu'nun Uluslararası Bilgi Tabanlı Geliştirme Hakemli Dergisi’nde yayınlanan makalesinde, başka bir çalışmanın özet bölümünü aynı şekilde kullanıldığı öne sürüldü.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan (kayyım) Boğaziçi Rektörü Melih Bulu'nun hakkında akademik alanda yazdığı makaleyle ilgili intihal (çalıntı) olduğu iddiası gündeme geldi.Melih Bulu, Şehir Üniversitesi’nde çalıştığı dönemde 2011 yılında bir makale kaleme aldı. Uluslararası Hakemli Dergi'de yayınlanan makalenin adı "Measuring competitiveness of cities: Turkish experience" (Şehirlerin rekabet gücünü ölçmek: Türkiye deneyimi) idi.Makalenin 269’uncu sayfasında ise, 2004 yılında 3 araştırmacı tarafından yine Uluslararası Hakemli Dergi'de yayınlanan "The environment and the entrepreneurial city: searching for the urban 'sustainability fix' in Manchester and Leeds (Çevre ve girişimci şehir, Manchester ve Leeds içerisinde kentsel sürdürülebilir çözümünü arıyor)" çalışmasından yaptığı alıntının intihale girdiği öne sürüldü.Alıntı yapılan makelenin özet bölümünün bir kısmında ise çalışmanın genel hattı şu şekilde belirtiliyor:‘Sanayi sonrası şehirlerde ekonomik kalkınma politikalarının, kentsel elitlerin ekolojik etkileri yönetme becerisine ve kentsel alanın içinden ve dışından yayılan çevresel taleplere bağlı olduğuna dair birçok kanıt var.’Melih Bulu ise 2011 yılındaki yaptığı çalışmada, daha önce yayınlanan makalenin özet bölümünü kendi araştırması içerisinde aynen kullanılıyor. Kendi yazdığı makalesinde “While et al .., 2004†şeklinde atıfta bulunuyor. Uluslararası Hakemli Dergilerde ise genelde bu formatlar ASA, APA ve MLA gibi ayrılıyor.İddiaya konu olan makaleler şu şekilde:/Archive/2021/1/3/155213584-intihal1.jpg/Archive/2021/1/3/155257209-intihal2.jpgDOKTORA TEZİNDE KOPYALA-YAPIŞTIR İDDİASIMelih Bulu’nun doktora tezi için de aynı iddialar gündeme getirildi. Bulu, araştırmasında, “(Gulati, Nohria ve Zaheer,2004)†şeklinde kaynak belirtiyor. Fakat akademik çalışmalarda doğrudan alıntıların da belirli formatlarda gerçekleşmesi gerekiyor. Burada Bulu’nun yine ‘tırnak’ ifadesini kullanmadığı ve özgünlük açısından paragraf kısıtlamasını geçtiği görülüyor./Archive/2021/1/3/155342880-doktora2.jpg
Gizay Çelik
Türkçe Haberler En Son Başlıklar
SMA hastası Öykü için iyi haber! 2,4 milyon dolar toplandı
figure >
Ankara'da, Spinal Muskuler Atrofi (SMA) Tip 1 hastası olan 26 aylık Öykü Elmalıca için başlatılan kampanyada, yurt dışında gen tedavisi görebilmesi için gerekli olan 2,4 milyon dolar toplandı. Anne Sühal Elmalıca, "Rüyalarımızda gördüğümüz o yürüdüğü zamanları artık gerçekte görebileceğiz" dedi. Baba Hasan Elmalıca ise "Resmi işlemleri başlattık, 10-15 güne kadar Öykü tedaviye ulaşmış olacak" dedi.
Sühal ve Hasan Elmalıca çiftinin 26 ay önce dünyaya gelen 2'nci çocukları Öykü’ye SMA Tip 1 teşhisi konuldu. Aile, 2 yaşını dolduran çocukları için Avrupa Birliği ülkelerinde 21 kilogramın altındaki çocuklara uygulanan ve 13,5 kilogramın altındaki çocuklarda yüzde 95 oranında başarı sağlayan gen tedavisi için 2 Eylül'de yardım kampanyası başlattı.Kampanyaya Pelin Akil Altan, Tuba Büyüküstün gibi ünlü isimler de destek verdi. Bu isimler sosyal medya hesaplarından Öykü’nün durumuna ilişkin canlı yayınlar yaparak, takipçilerinden destek istedi. Kampanya geçtiğimiz hafta Tuba Büyüküstün ve Pelin Akil Altan’nın birlikte yaptığı canlı yayında toplanan bağışlar sayesinde tamamlandı. Çok sayıda kişinin de destek olduğu kampanyada, gerekli olan 2,4 milyon dolar toplandı. Kampanyaya başından beri destek verenler ailenin sevincine ortak olarak evlerinin karşısındaki parkı, kampanyanın simgesi olan kelebeklerle süsleyerek pembe balonlar uçurdu.'RÜYALARIMIZDA GÖRDÜĞÜMÜZÜ GERÇEKTE GÖREBİLECEĞİZ'Anne Sühal Elmalıca, kampanyanın başında ‘acaba tamamlayabilecek miyiz’ diye çok düşündüklerini kaydederek, kampanyaya destek olanlara teşekkür etti. Öykü’nün yaş olarak büyük olduğu için tedavi sürecinin 4-4,5 ayı bulacağını kaydeden Elmalıca, "Bu ilaç elbet bir gün Türkiye’ye gelecek; ama o güne kadar herkesten bebeklerimize sahip çıkmalarını istiyoruz. Öykü kampanyasını tamamladı; ama geride onlarca yüzlerce bebeğimiz var. Öykü’nün ilacına kavuştuğu günü umutla bekleyeceğiz.O günden sonra bizim hayallerimiz yavaş yavaş gerçekleşecek. İnşallah rahat bir şekilde hayatını devam ettirecek. Rüyalarımızda gördüğümüz o yürüdüğü zamanları artık gerçekte görebileceğiz. Bizim kampanyamızda yüksek bağışlar yapan çok az insan oldu. Bu rakamın çoğunluğu 5, 10, 50 liralarla toplandı. Bu aşamada 1-2 lira gönderen çok fazla insan oldu. İnsanlarımızın ‘benim 1 liramla ne olacak’ dememesi gerektiğini gördük. Birlikten kuvvet doğuyor, hayatlar doğuyor. Herkesten geride kalan çocuklarımıza 1 lira bile olsa destek olmalarını çok istiyoruz" dedi.'10-15 GÜNE KADAR ÖYKÜ TEDAVİYE ULAŞMIŞ OLACAK'Baba Hasan Elmalıca ise kızının tedavisine ulaşacağı için çok mutlu olduğunu belirterek, "Resmi işlemleri başlattık, 10-15 güne kadar Öykü tedaviye ulaşmış olacak. Bu süreç yorucu geçti. İnsanlara sesimizi duyurmaya çalıştık. Ünlülerin desteği oldu. Bir kampanyanın bitmesi herkes için umut demek. Kampanyamız biter bitmez biz başka bir çocuğumuzun kampanyasına destek olmaya başladık. Onun kampanyası da bitecek.Şu ana kadar Öykü ile beraber 16 çocuk tedaviye ulaştı. Bu gelişmeler Türkiye’de tedavinin uygulanması noktasında gelişmeleri tetikleyecek. Bundan sonraki süreçte bu tedavinin Türkiye’ye geleceğini Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ödemesi kapsamına alınacağını düşünüyoruz. Bir baba olarak en büyük hayalim kızlarımın birlikte büyüyebilmesiydi. Artık bu gerçekleşecek. Bunun mutluluğun tarif etmek mümkün değil. Biz yeniden doğmuş gibi olduk. Bu yolculuğa 'umudun öyküsünü' yazacağız diye başlamıştık. Çok şükür öykümüz yarım kalmadı" ifadelerini kullandı.
DHA
Arecibo Gözlemevi için sevindiren gelişme: Tekrar inşa edilebilir
figure >
2020 yılının sonlarında çöken ve tadilatının mümkün olmadığı açıklanan dev teleskop için umut ışığı belirdi. Arecibo Gözlemevi teleskobu, tadilat edilemese de tekrar inşa edilebilir.
CHIP Online'ın El Nuevo Dia'nın haberine dayandırdığına göre, Porto Riko Valisi Wanda Vazquez, radyo teleskobunun yeniden inÅŸasına yardımcı olmak için 8 milyon dolar ödeneÄŸi onayladı. Valilikten yapılan açıklamaya göre, gözlemevinin "dünya çapında bir eÄŸitim merkezi" olarak sıfırdan, tekrar inÅŸa edilmesi hedefleniyor./Archive/2021/1/3/132308030-102755144-2020-11-19t221915z1756232792rc2m6k9pyqnxrtrmadp3space-exploration-telescope.jpgUlusal Bilim Vakfı, onarımların çok tehlikeli olacağından gözlemevini yıkacağını açıklamıştı. Ancak bu yıkımın ardından teleskobun tekrar inÅŸa edilmesi seçeneÄŸi için kapıyı kapatmamıştı.Her ne kadar 8 milyon dolar bu çapta büyük bir gözlemevi ve teleskobun inÅŸası için yetersiz olsa da, en azından baÅŸlangıç noktası oluÅŸturmak açısından önem taşıyor.Â
cumhuriyet.com.tr
CHP'li İlgezdi'den sanatçılara 'şartlı destek'e tepki
figure >
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, koronavirüs salgınında işsiz kalan müzisyenlere Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'video çekme şartı' ile '1000 TL' desteğini, "Sanat emekçilerinden açlığın videosunu mu istiyorsunuz? Verdiğiniz bin lira sadaka bile değil aşağılamadır" sözleriyle eleştirdi.
Ä°lgezdi, iÅŸsiz kalan müzisyenlere Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın video çekme ÅŸartıyla 1000 TL'lik desteÄŸine tepki gösterdi. Müzisyenlerin Mart 2020'de çıkarılan genelgeyle birlikte iÅŸsiz kaldıklarını anımsatan Ä°lgezdi, “Bakanlık, marttan beri hiç iÅŸ yapamayan müzik sektörü çalışanlarına 9 ayın sonunda ‘video çekerseniz bin lira veririz’ diyor. Sanat emekçilerinden açlığın videosunu mu istiyorsunuz?" dedi. "1000 TL SADAKA BÄ°LE DEĞİL AÅžAÄžILAMADIR"Verilecek 1000 TL'lik desteÄŸin yetersiz olduÄŸunu vurgulayan Ä°lgezdi, "SöylemiÅŸtik, bir kez daha söylüyoruz bin lira ile ne olur? VerdiÄŸiniz bin lira sadaka bile deÄŸil aÅŸağılamadır. Sosyal devletin gereÄŸi yurttaşına, sanatçısına ÅŸartsız, karşılıksız ve ihtiyacını karşılayacak insanca bir hayat sunmaktır" açıklamasında bulundu. "FONU SANATÇILAR İÇİN KULLANIN"Ä°lgezdi, Bakanlığın 'ÅŸartlı desteÄŸi' açıklamasının ardından müzisyenlerin rencide olduÄŸunu ve Bakanlığa tepki gösterdiÄŸini hatırlatarak, ÅŸu açıklamayı yaptı: "9 aydır görmezden geldiÄŸiniz, açlığa mahkum ettiÄŸiniz müzisyenler intihar ediyor. Bin lira ile bu intiharları mı önleyeceksiniz? Projenin ÅŸartnamesinde bu desteÄŸin en fazla 3 kere verilebileceÄŸi, yani kesin olmamakla birlikte en fazla 3 bin lira verilebileceÄŸi ifade ediliyor. Sanatçılar için sosyal devletin gereÄŸi bir çalışma yapılması için sürekli çaÄŸrı yaptık. Hayatlarını sanata adadıkları herkes tarafından bilinen bu sanatçılardan video istemek çok büyük bir ayıptır. Verilen ÅŸartlı destek rakamı ise insan emeÄŸine yakışmamaktadır.""320 MÄ°LYON TL BÄ°RÄ°KEN FON" 'Ä°nsanca ve ÅŸartsız' bir yardım yapılmasını beklediklerini ifade eden Ä°lgezdi, "Sosyal devletin gereÄŸini yapmıyorsunuz anladık, ancak sanatçılara hakları olanı verin o zaman. Sanatçılar sizden sadaka istemiyor, kendi hakları olan, cdlerinin satışlarından toplanan 2017’de 320 milyon lira biriken, son 3 yıldır ısrarla sorularımıza raÄŸmen rakam açıklanmayan fonu onlar için harcamanızı bekliyor. Bu talebimize karşılık verseydiniz sanat camiası rahat bir nefes alacaktı" dedi."YOKSA PARAYI BAÅžKA YERDE MÄ° KULLANDINIZ?"Sanatçıların verdikleri emeklerinin karşılığı olarak proje üzerinden verilecek 1000 TL'lik desteÄŸi, sanatçılara hakarat olarak deÄŸerlendiren Ä°lgezdi, ÅŸunları söyledi:"Sanatçılardan proje istemek, video istemek öncelikle etik deÄŸildir. Ä°stediÄŸiniz zaman tüm kuralları kendi lehinize esnettiÄŸinizi birçok örnekle gördük. Burada da sanatçıdan yana tavır alıp özel kopyalama harcında biriken parayı sanatçılar için harcayabilirdiniz ama yapmadınız. Sanatçılar emeklerinin karşılığını bekliyor, bin liralık sadaka deÄŸil. Bir kez daha hatırlatıyoruz, bu fondaki parayı neden kullanmıyorsunuz? 2017’de 320 milyon biriken bugün çok daha fazla olan bu parayı yoksa baÅŸka yerde mi kullandınız?"  Ocak ayında 1000 TL'lik desteÄŸin yapılacağının söylendiÄŸini fakat 25 Aralık'ta baÅŸvuruların bittiÄŸi halde kaç sanatçının baÅŸvurduÄŸunun ve kaç sanatçıya destek verdiÄŸinin açıklanmadığına dikkat çeken Ä°lgezdi, "Daha önce söylediÄŸim gibi Kültür, bakanlığın sadece tabelasında kalmış durumda" sözleriyle eleÅŸtirdi. Ä°lgezdi, sanatçılara ÅŸartlı 1000 TL'lik desteÄŸin, 'insan emeÄŸine hakaret' olduÄŸunu vurguladı.Â
cumhuriyet.com.tr
George Orwell'in ölümünün 70. yılı: Yayınevleri, telif hakları sona eren Orwell kitaplarını basmak için kolları sıvadı
figure >
21 Ocak 1950 tarihinde hayatını kaybeden İngiliz gazeteci ve romancı George Orwell'ın eserlerinin büyük çoğunluğunun, 70 yıllık telif koruması sona erdi. Türkiye'de ve dünyada çok sayıda yayınevi de böylelikle Orwell kitaplarını varislerine telif ödemeden basabilmek için kolları sıvadı.
BBCOrwell 1941 ile 1943 yılları arasında BBC'de çalıştı21 Ocak 1950 tarihinde hayatını kaybeden İngiliz gazeteci ve romancı George Orwell'ın eserlerinin büyük çoğunluğunun, 70 yıl süren telif hakkı 1 Ocak 2021 itibarıyla son buldu.Türkiye'de ve dünyada çok sayıda yayınevi de böylelikle Orwell kitaplarını varislerine telif ödemeden ilk kez basabilmek için kolları sıvadı.Türkiye'de Can Yayınları, Orwell kitaplarının pek çoğunun yayın haklarını elinde tutuyordu. Fakat İthaki, İş Bankası Kültür, Fom Kitap, Everest ve Kırmızı Kedi gibi yayınevleri de 1 Ocak itibarıyla Orwell kitaplarını basacağını duyurdu.Ayrıca Orwell'in 1984, Hayvan Çiftliği gibi kült kitapları, istenmesi durumunda tiyatro veya bilgisayar oyunlarına ya da sinema filmlerine de konu olabilecek.Bu yıl Orwell gibi Orhan Veli Kanık ve Cesare Pavese gibi isimlerin eserlerinin de telif hakları son bulacak.2019 yılında Türk yazar Sabahattin Ali eserlerine ait telif hakları da ortadan kalkmış ve çok sayıda yayınevi de kitapları basmıştı.Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Halit Ziya Uşaklıgil'in eserlerinin de şu an telif hakları bulunmuyor.Getty ImagesTelif hakları nasıl son buluyor?Telif hakkının son bulması 1886 tarihli Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi'ne (Bern Konvansiyonu) dayanıyor. Türkiye de 168 ülke ile birlikte bu sözleşmenin taraf ülkelerinden birisi.Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda yer alan ilgili maddede de şu ifadeler yer alıyor:"Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder. Bu süre, eser sahibinin birden fazla olması durumunda, hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl geçmesiyle son bulur."ABD, İngiltere, Türkiye, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde telif hakkının son bulması için sanatçının ölümü üzerinden 70 yılın geçmesi gerekirken, bu süre Kanada ve Çin gibi bazı ülkelerde 50 yıl.Getty ImagesŞubat 2015'te Bangkok'ta yapılan darbe karşıtı bir eyleme katılanlar Orwell'in 1984 kitabını dağıttı.47 yıllık yaşamHayvan Çiftliği ve 1984 gibi iki kült romanın yazarı Orwell, 25 Haziran 1903'te Hindistan'ın Bengal eyaletinin Montihari kentinde bir İngiliz sömürge memurunun oğlu olarak doğdu.Ailesiyle birlikte İngiltere'ye döndükten sonra, öğrenimini Eton College'de tamamladı.Gerçek adı Eric Arthur olan Orwell, 1922-1927 yılları arasında Hindistan İmparatorluk Polisi olarak görev yaptı.Ancak imparatorluk yönetiminin içyüzünü görünce 1927 yılında görevinden istifa etti ve yazar olmaya karar verdi. 1928'de yazarlıkta istediğini bulamadı ve bir dizi farklı işle uğraşmak zorunda kaldığı yere, Paris'e taşındı.Bu tecrübelerini 1933 yılında yayımladığı "Paris ve Londra'da Beş Parasız" isimli kitabında yayımlayan yazar, bu kitaptan kısa bir süre önce George Orwell adını aldı.Bu kitabı 1934 yılında yayımladığı Burma Günleri isimli romanı takip etti.1920'lerin sonunda kendisini bir anarşist olarak gören yazar, 30'ların başında ise kendisini sosyalist olarak tanımladı.1936'da İngiltere'nin kuzeyindeki işsiz madenciler arasındaki yoksulluğu yazmak üzere görevlendirildi ve bunun sonucunda "Wigan İskelesi Yolu" (1937) isimli kitabı ortaya çıktı.1936 yılında İspanya İç Savaşı'nda Cumhuriyetçiler safında savaşmak için İspanya'ya gitti. Burada yaşadıklarını "Katalonya'ya Selam" kitabında kaleme aldı.Devrimci muhalifleri bastırması gerekçesiyle Sovyetler Birliği'ne ve SSCB lideri Josef Stalin'e karşı bir tutum izledi.Orwell 1941 ile 1943 yılları arasında, BBC'de çalıştı. 1943'te haftalık sol görüşlü bir dergi olan Tribune'un edebiyat editörü oldu.Yazar, 1945 yılında bir çiftlikte geçen ve Stalin'in Rus Devrimine ihaneti konusuna dayanan politik bir fabl olan 'Hayvan Çiftliği' kitabını yayımladı.Bu kitap onu daha kitlesel bir üne kavuşturdu.4 yılın ardından ise 1984 ismiyle bir distopik romanı da okurlarıyla buluşturan Orwell, 21 Ocak 1950'de tüberküloz sebebiyle hayatını kaybetti.Papazın Kızı (1935), Aspidistra (1936), Boğulmamak İçin (1939) isimli kitapları da yayımlayan Orwell'ın bazı şiirleri de çeşitli dergilerde yayımlandı.Eserleri çok sayıda dile çevirildi; dünya genelinde sık sık çok satanlar listesinde yer aldı.PA MediaLondra'daki BBC merkezinin girişinde bir George Orwell heykeli bulunuyor.BBC'de ne yaptı?Londra'daki BBC genel merkezinin girişinde bir George Orwell heykeli bulunuyor. Kasım 2017'de BBC binasına yerleştirilen sigara içen Orwell heykeli, bir biçimde bina çalışanlarının da gayriresmi sigara içme noktası.İngiliz heykeltıraş Martin Jennings imzasının yer aldığı heykelin yanında, Hayvan Çiftliği'nin kullanılmayan önsözünden bir Orwell cümlesi yer alıyor:"Özgürlük, insanlara duymak istemedikleri şeyleri söyleyebilmektir."Peki, 1941 ve 1943 yılları arasında BBC için çalışan Orwell, kurumda neler yaptı?Denizaşırı İmparatorluk Departmanı'nda mülakat asistanı olarak işe başlayan Orwell, işe başladığı dönemde de şöhretli bir romancıydı. Ancak tanınırlığı elbette 1984 ve Hayvan Çiftliği'nin getirdiği şöhretten daha azdı.Bir yıl sonra Doğu Servisi'nde söyleşi yapımcısı oldu.Biyografi yazarı DJ Taylor, Orwell'ın BBC'ye katılmakta oldukça hevesli olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Savaş zamanıydı ve sağlığı iyi değildi. Hükümetin onu asla savaşa çağırmayacağı açıktı. Bence BBC'yi bir tür savaş görevi olarak gördü."Başlangıçta Orwell'in zamanının büyük kısmı Hintli meslektaşlarınca okunmak üzere Hindistan'a ilişkin haber metinlerini yazmakla geçti. Bu daktilo yazıları 1980'lerde yayımlandı. Ancak edebi bir dilden hayli uzak haber metinleriydi.BBCGeorge Orwell (ayakta, en solda) ile TS Elliot (ayakta, ortada)'Güçlü bir propagandacıydı'Taylor, Orwell'in güçli bir propagandacı olduğunu düşünüyor:"Şimdi Orwell'i en doğrucu yazar olarak düşünüyoruz. Ama savaşın kazanılması gerektiğini ve iyi propagandanın bunun bir parçası olacağını biliyordu. Daha sonra hayal kırıklığına uğradı çünkü propagandanın etkili olmamasından korkuyordu."Orwell'in yalan söylemediğiniz sürece, propaganda kavramıyla hiçbir sorunu yoktu. Hele ki ahlaki açıdan doğru olan bir dava için yapıyorsanız. Ancak başka bir rejimle savaşan bir rejim için propagandacı olması konusunda bir ironi var - ve bunda Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ün köklerini görüyoruz. "TS Eliot ve EM Forster gibi kişileri Asya'ya yönelik yayınlara davet eden Orwell'in kendi başına da yayına girmesine izin verildi.BBCGeorge Orwell'in Londra'da Portobello Road üzerinde bir dönem yaşadığı evi'Hiç program kaydı yok'Bir belgesel yapımcısı Simon Rooks, Orwell'in katıldığı programların hiçbirinin bir şekilde BBC arşivine giremediğini görünce şaşkına döndü. Bu arşivi yöneten Rooks bunun bir hayal kırıklığı olduğunu ancak sürpriz olmadığını söylüyor."Orwell'in zamanında çok az şey kaydedildi. Çünkü radyo esasen canlı bir ortamdı. Ancak savaşta BBC, dünyanın diğer bölgelerine çok daha fazla yayın yapmaya başladı."Ve eğer Orwell'in sık sık yaptığı gibi Hindistan'a yayın yapıyorsanız, bazı kısımların gece yarısı teslim edilmesi gerekirdi. Bu kayıtlar asetat diskler üzerindeydi: Yalnızca ince bir lake kaplamaya sahiplerdi ve yıpranmadan önce yalnızca birkaç kez çalınabiliyorlardı. Kayıtlar bazen kalıcı kullanım için daha sağlam arşiv disklerine aktarıldı. Ancak şimdiye kadar çok az sayıda denizaşırı program bu şekilde tutuldu. Ve ne yazık ki George Orwell ile ilgili hiçbir şey kalmadı."
BBC Türkçe