News - Haberler
Türkiye’nin de aldığıSinovac koronavirüs aşısında mutasyon raporu
Türkiye’nin de aldığı Sinovac koronavirüs aşısında mutasyon raporu ABD'li ve Brezilyalı araştırmacıların yaptığı bir araştırmaya göre Çin'in Sinovac aşısı ve Biotech şirketinin koronavirüs aşısının Brezilya'da tespit edilen yeni mutasyonuna karşı yeterli antikor oluşturmuyor olabilir. Yayınlanan araştırmaya göre aşılanan bireyler yeniden hastalansa bile, aşının ağır vakalara karşı sağladığı koruma bağışıklık sisteminde antikor dışında farklı mekanizmaların hastalığın şiddetini azaltmaya katkısı olabileceğine işaret ediyor.Koronavirüsün yeni mutasyonları önceki türlere göre geliştirilen aşıların ve tedavilerin ileride ne kadar etkili olacağı konusunda endişelere neden oluyor.Araştırmacıların dün yayımladıkları ancak henüz hakemli değerlendirmeden geçmemiş makaleye göre, Sinovac'ın Coronavac aşısıyla aşılanan sekiz kişiden alınan plazma örnekleri koronavirüsün P.1 mutasyonunu (20J/501Y.V3) yeterli bir şekilde etkisiz hale getirmede başarısız oldu.ANTİKORLARI AŞABİLİYORBrezilya'daki Sao Paulo Üniversitesi, ABD'deki Washington University School of Medicine ve diğer bazı kuruluşlardan araştırmacılar, "Bu sonuçlar P.1 virüsünün CoronaVac aşısının oluşmasını sağladığı antikorları aşabileceğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.CoronaVac, Türkiye, Endonezya, Çin ve Brezilya'da toplu aşılamalarda kullanılıyor.Sinovac sözcüsü konu hakkındaki sorulara henüz cevap vermedi. Şirketin CEO'su Yin Weidong dün devlet destekli televizyon kanalı CGTN'de yayınlanan bir programda gerekli olması halinde şirketin araştırma ve imalat becerilerini yeni mutasyonlara karşı aşı geliştirmek için kullanabileceğini belirtmişti.Yin aynı zamanda sürecin yeni bir aşı geliştirmekten çok daha kısa süreceğini ifade etti. ReutersSağlık Bakanlığı'ndan yeni genelge: Sağlıkçalışanlarının istifa ve görevdençekilme talepleri kabul edilmeyecek
Sağlık Bakanlığı'ndan yeni genelge: Sağlık çalışanlarının istifa ve görevden çekilme talepleri kabul edilmeyecek Sağlık Bakanlığı 81 ilin sağlık müdürlüklerine gönderdiği genelgede, sağlık çalışanlarının istifa ve görevden çekilme taleplerinin kabul edilmeyeceğini ifade etti. Sağlık Bakanlığı'nın genelgesinde, Mart 2020'den itibaren yürürlüğe konulan bütün genel yazılar yürürlükten kaldırıldı, normal düzen ve mesai saatlerinde çalışmalara başlanacağı belirtildi.Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen genelge şu şekilde:“COVID-19 hastalığı için risk grubunda olan kanser hastaları ve organ nakli olanların durumları, Bakanlık merkez teşkilatında birim amirlerince, Bakanlığın ilgili ve bağlı kuruluşlarında, kuruluşun en üst amirince, illerde İl Sağlık Müdürü, ilçelerde İl Sağlık Müdürleri ile istişare etmek suretiyle İlçe Sağlık Müdürü/Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı ve sağlık tesislerinde ise Başhekimliklerce değerlendirilerek idari izinli sayılıp sayılmayacaklarına karar verilecek.Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının 2 Haziran 2020'deki genel yazıları uyarınca, Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında görev yapan hamile personele, hamileliğinin 24. haftasından 32. haftasına kadar olan süre içerisinde idari izin verilmesi uygulamasına devam edilecek.Her ne sebeple olursa olsun bu süreçte görevinden çekilme (istifa) talebinde bulunan personelin talepleri kabul edilmeyecek.Personelin talebi halinde, 27 Kasım 2020'deki genel yazımız ile durdurulan, eşinin emekliye ayrılmasından kaynaklı atama, öğrenim durumuna dayalı atama, alt ve üst hizmet bölgelerine atama ile karşılıklı yer değiştirme ve engelli durumundan kaynaklı atamalara müsaade edilecek.27 Ağustos 2020 tarihli 'esnek çalışma' konulu genel yazımız yürürlükten kaldırılmış olup Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında görev yapan bütün personel, 2 Mart 2021'de tam zamanlı olarak mesailerine devam edecek. Gerektiğinde illerde valilerce farklı mesai saatleri belirlenmesi halinde mesai konusunda bu saatlere riayet edilecek.Bakanlığımız uhdesinde görev yapmakta iken başka kamu kurum ve kuruluşlarına atanma talep eden personele, muvafakat verilmesi uygulamasına müsaade edilecek. İstanbul'a yönelik 6 Nisan 2020'deki 'personel hareketleri' konulu genel yazımız yürürlükten kaldırıldı.Sağlık hizmetinin sunumunda artan acil bir ihtiyaç olması halinde, idari izinli sayılan personelin, mezkur izinlerinin sonlandırıp görevlerine dönmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak kurum amirlerine yetki verilmiş olup, bu kapsamda izin kullanan personele mücbir sebepler dışında ikamet ettikleri il dışına çıkmamaları bildirilecek.Kamu sağlık hizmetinde ihtiyaç duyulan durumlarda Bakanlığımızca zorunlu olarak iller arası geçici görevlendirilen (resen) personelin derhal ayrılışının yapılarak görevlendirildiği yere gitmesi sağlanacak.Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında çalışan bütün personelin maske kullanması, çalışma mekanları, yemekhane, servisler ve sosyal alanlarda gerekli mesafenin ayarlanması, bu mahaller ile kamuda kullanılan araçlarda dezenfekte işlemlerinin yapılması hususunda kurum amirlerince gerekli tedbirler alınacak.”/Archive/2021/3/5/133630006-1614939691848-1-003.jpg/Archive/2021/3/5/133630256-1614939709426-2-001.jpg cumhuriyet.com.trYatırımcılar Türkiye'de ençok 'paraya aracılık etmek' istedi
Yatırımcılar Türkiye'de en çok 'paraya aracılık etmek' istedi Rekabet Kurumunun "2020 Yılına İlişkin Birleşme ve Devralma Görünüm Raporu"nu yayımladı. /Archive/2021/3/5/133925942-yatirim.jpgRekabet Kurumunun incelediği birleşme ve devralma işlemleri arasında, hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu işlemler içinde en yüksek değer 7 milyar 340 milyon lirayla "parasal aracı kuruluşların faaliyetleri" alanında gerçekleşti.Rapora göre, kurum 2019 yılında 208 birleşme ve devralma işlemini incelerken bu sayı 2020'de 220 olarak gerçekleşti.Söz konusu birleşme ve devralmaların 30'unda tarafların tümü Türkiye kökenli, 139'unda ise tümü yabancı ülke yasalarına göre kurulmuş şirketlerden oluşurken, 38'inde ise işlem taraflarından en az birer tanesinin Türkiye ve yabancı kökenli şirketler olduğu belirlendi. Kapsam dışı veya diğer kategorisinde yer alan toplam 13 işlem bu gruplamaya dahil edilmedi.Tüm işlemlerde tüm tarafları Türkiye kökenli olan şirketler arasında gerçekleştirilen birleşme ve devralmaların toplam işlem değeri 6 milyar 632 milyon lira, aynı dönemde tüm tarafları yabancı şirketler olan işlemlerde gerçekleşen toplam işlem değeri 2 trilyon 669 milyar lira, işlem taraflarında Türkiye ve yabancı kökenli şirketlerden oluşan birleşme ve devralmalarda bildirilen işlem değeri 21 milyar 846 milyon lira oldu.YABANCI YATIRIMCILARIN DEVRALMA TALEPLERİ2020 yılında Türkiye kökenli şirketlerin devir konusu olduğu devralma işlemlerinde yabancı yatırımcılarca yapılması öngörülen 34 ayrı işlemde toplam yatırım tutarı yaklaşık 10,7 milyar lira oldu.Geçen yıl işlem bazında yapılan sıralamaya göre, ilk sırada 5 işlemle Almanya kökenli yatırımcılar yer aldı.İkinci sırada 4'er işlemle Birleşik Arap Emirlikleri ile Lüksemburg kökenli yatırımcılar gelirken, bunları 3 işlemle ABD, 2'şer işlemle Avusturya, İngiltere, İsviçre ve Katar izledi.Öte yandan, Azerbaycan, Belçika, Çekya, Güney Kore, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Japonya ve Polonya'daki yabancı yatırımcılardan da Türkiye kökenli şirketleri devralmak için birer başvuru işlemi incelendi.PARASAL ARACILIK FAALİYETLERİNE YATIRIMCI İLGİSİGeçen yıl 75 işlemde hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu görülürken, bu işlemlerde toplam bedel 29 milyar 192 milyon lira olarak hesaplandı.Ekonomik faaliyet alanı bakımından, hedef şirketin Türkiye kökenli olduğu işlemler içinde en yüksek işlem değeri 7 milyar 340 milyon lirayla "parasal aracı kuruluşların faaliyetleri" alanında gerçekleşti.Bu alandaki işlem değeri 2020 yılında bildirilen Türkiye işlemlerinin toplam değerinin yaklaşık yüzde 25,2'sine karşılık geldi.Söz konusu alanı yaklaşık 3,7 milyar lirayla "belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki diğer toptan ticaret", 2,3 milyar lirayla "ikamet amaçlı olan veya olmayan binaların inşaatı grubu", 2,1 milyar lirayla "motorlu kara taşıtlarının imalatına yönelik işlemler" takip etti.En yüksek işlem hacmi kaydedilen diğer faaliyet alanları ise yaklaşık 1,5 milyar lirayla "temel eczacılık ürünleri imalatı", 1,4 milyar lirayla "elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı", 1,3 milyar lirayla "taşımacılık için destekleyici faaliyetler", 857 milyon lirayla "sigortacılık faaliyetleri" olarak kayıtlara geçti. AAYarın Cumhuriyet Cumartesi günü
Yarın Cumhuriyet Cumartesi günü Hafta sonları, tam olarak uygulanan kısıtlamaların kademeli normelleşme ile tek güne indirildiği ilk Cumartesi gününde, gazeteniz Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet Cumartesi ekine ulaşabileceksiniz. "Her gün bir ekmek, bir Cumhuriyet..." TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı ve Koç Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için buluştuk: Kadına şiddet insan hakları ihlalidirGazeteci-yazar Özlem Özdemir, Mustafa Kemal'in manevi kızı, bilim insanı, Cumhuriyet'in ilk kadın tarihçisi Prof. Dr. Afet İnan'ı Ebru Dedeoğlu'ya anlattı. Oyuncu Almila Ada, bale kariyerini fitnessla birleştirdi. Tüm kadınları spora çağırdı. Taylan Kümeli'den üç adımda kilo verme rehberi...Jose Mourinho'ya göre gelmiş geçmiş en iyi üç oyuncudan biri, bazı futbolseverlere göre oyunun ilkelliğinden faydalandığı için istatistikleri normalin üzerinde parlayan abartılmış bir süperstar... Pele'nin hayatı belgeselde...Kötü erkekler kulübü iftiharla sunar: Elif Aktuğ'un kaleminden 'Masumiyet' dizisi kritiği... Balkonunuz, bahçeniz bahara hazır mı? Bitkilerinizi coşturacak tarifler...Psikoloji, astroloji, stil, seyahat, bu senin hakkın ve daha fazlası Cumhuriyet Cumartesi'de.../Archive/2021/3/5/132826355-screenshot1.png cumhuriyet.com.trKapalıçarşıesnafının aidat isyanı
Kapalıçarşı esnafının aidat isyanı Kapalıçarşı’da 3 bin 500 işyerinin aidatlarına yapılan yüzde 40 zam esnafı isyan ettirdi. Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş yapılan zammı asgari ücret ve maliyet artışına ilişkin alındığını belirtti. /Archive/2021/3/5/132629809-kapalicarsi.jpgKapalıçarşı’da 3 bin 500 işyerinin aidatlarına yapılan yüzde 40 zam oranı esnafın tepkisine neden oldu. Salgın döneminde birçok esnafın zarar ettiğini söyleyen çarşı sakinleri, zammın düşürülmesini istediler. Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş ise aidatlara yapılan zamları, asgari ücret ve maliyet artışlarına bağladı. KAPALIÇARŞI’DA 3 BİN ESNAF BULUNUYOR Dünya Gazetesi’nden Ömer Gören’in haberi şöyle: Salgının küresel ekonomide yaşattığı kriz nedeniyle güçlükle ayakta kalmaya çalışan tarihi Kapalıçarşı esnafı, yönetimin yaptığı yüzde 40 aidat zammına tepki göstermeyi sürdürüyor. 560 yıllık geçmişi olan çarşıda; 350 vakıf, 2 bin 100 şahsi mülk olmak üzere toplam 3 bin 500 esnaf bulunuyor. 2016 yılında çarşı derneğinin devir kararı alması sonrasında, yeni yönetim seçimle belirlenmişti. YÖNETİM KURULU BAŞKANI ARTIŞIN NEDENİNİ AÇIKLADI Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş ise, artışın son 2 yılı kapsadığını ve aldıkları kararların tümüyle hukuki olduğunu ifade etti. Kat Malikleri Kanunu uyarınca gelir ve gider dengesini gözeterek bütçeyi oluşturmak ve salınımını yapmanın görev ve yetkileri dâhilinde yer aldığına da vurgu yapan Kurtulmuş, “Kanun bize, ‘bütçeni yap parayı topla’ talimatını veriyor. Dolayısıyla aidat vermeyen icrayla verecek. Projenin yüzde 80’i güvenlik ve temizlik maliyeti nedeniyle oluştuğundan, her yıl en az asgari ücret büyüme oranında artış gösteriyor” dedi. "HİZMET MALİYETİ ARTTI" Fatih Kurtulmuş, zammın nedenini şöyle açıkladı: “Aidatlara yüzde 40 zam yapmamızın sebebi, 2020 yılında 6 milyon 835 bin liralık hizmet maliyetini onaylamamız. 2021’de asgari ücret yüzde 21,56 oranında yükselirken, 2021 yılı hizmet maliyetleri bir önceki yıla göre yüzde 22,77 arttı. 2021 yılında yönetim kurulu, toplam 8 milyon 400 bin liralık projeyi onayladı. 2020’de esnafın aidat borcu 6 milyon lirayken, 2021 yılında bu bedel 8 milyon 400 bin liraya yükseldi. Buna göre aidatların matematiksel artış oranı yüzde 39,25 olarak yansıdı.” cumhuriyet.com.trTürkiye'nin Irak Büyükelçisi, Ovaköy Sınır Kapısı’ndaki durumu değerlendirdi
Türkiye'nin Irak Büyükelçisi, Ovaköy Sınır Kapısı’ndaki durumu değerlendirdi Türkiye ile Irak arasında açılması planlanan Ovaköy Sınır Kapısı projesini değerlendiren Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız, “Irak’ta yine seçim gündemde bulunuyor. Seçimden sonra gelecek olan hükümetlerde de bu yaklaşımın sergilenip bu projenin bir şekilde uygulanabilmesi önemli” dedi. Türkiye ile Irak arasında açılması planlanan Ovaköy Sınır Kapısı ve demiryolu hattı için görüşmeler sürüyor. Habur Sınır Kapısı’nın alternatif bir güzergâh olması planan Ovaköy Sınır Kapısı hakkında açıklamada bulunan Irak Büyükelçisi Fatih Yıldız, konunun Irak Kürt Bölgesel Yönetimi boyutuna dikkat çekerek, “Bağdat olumlu adım yönünde bir karar alsa bile Erbil’in de bu düşünceyi paylaşması ve uygulama yönünde adım atması şart. Bunun Irak’ın çıkarına olduğu noktasında mutabık kalmaları önemli. O da sahada yok şu anda” ifadesini kullandı.SEÇİMLERDEN SONRA GELEN HÜKÜMETLER ETKİLEYECEKSputnik’ten Turan Salcı’nın haberine göre, Büyükelçi Yıldız, konu hakkında yaptığı değerlendirmede, 2018’de yapılan Kuveyt Konferansı’nı hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:“Türkiye sınırındaki Ovaköy’den güneye kadar inecek olan 570 kilometrelik yoldan bahsediyoruz. Ancak bu konu gündeme geldikten sonra Irak’ta üç hükümet değişikliği oldu. Bunu ilk gündeme getirdiğimizde, Haydar el-İbadi hükümetteydi. Ardından Adil Abdülmehdi geldi ve şimdi de Kazımi hükümeti var. Uzun vadeli bu proje, tamamlayıcı unsurları ile aynı zamanda stratejik bir proje. Dolayısıyla bu stratejik kararı alıp uygulamaya koyacak bir irade de lazım. Başbakan Kazımi’nin bu projeyi destekler yönde açıklamaları oldu. Ama tabii uygulama boyutunda adım gerekiyor. Irak’ta yine seçim gündemde bulunuyor. Seçimden sonra gelecek olan hükümetlerde de bu yaklaşımın sergilenip bu projenin bir şekilde uygulanabilmesi önemli.”5 MİLYAR DOLARKuveyt Konferansı’nda, Türkiye’nin 5 milyar dolarlık bir taahhüdü olduğunu hatırlatan Büyükelçi Yıldız, “Biz, 5 milyar dolarlık taahhüdü bir şekilde kullandırtmaya başladığımız noktada gerisinin bu tür projelerle geleceğine inanıyoruz. Ancak Kuveyt’te taahhütte bulunan hiçbir ülke daha oradaki fonlar, taahhüt edilmiş krediler kullanılmaya başlanmış değil. Ülkenin altyapı iyileştirmesi için bu tip kredilere ihtiyacı var. Kendi özkaynakları ile bu tip projeleri yürütebilmesi güç görünüyor” dedi.EKONOMİK CANLILIK “Ovaköy Kapısı’nın olmaması durumunda iki ülke demiryolu ile birbirine bağlanabilir. Ama bunun ideali bağlandıkları noktada bir kapının da olmasıdır” diyen Yıldız ifadelerini şu şekilde sürdürdü:“Bu ekonomik canlılık, başta Sincar ve Musul başta olmak üzere buradaki istikrarın tesisine katkıda bulunacak. Şartlar ne olursa olsun bir şekilde başlayabilmemiz, o ilk adımları atabilmemiz önemlidir.”Ovaköy Sınır Kapısı'ndaki durumu, geçtiğimiz günlerde Korutürk-Karaosmanoğlu ikilisi Cumhuriyet - Olaylar ve Görüşler'de gündeme getirmişti. cumhuriyet.com.trBilim insanlarından DSÖ'ye Vuhançağrısı: Rapor geçersiz sayılsın
Bilim insanlarından DSÖ'ye Vuhan çağrısı: Rapor geçersiz sayılsın Farklı milletlerden biliminsanları, koronavirüsün ilk kez görüldüğü Çin'in Vuhan kentine giden Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzmanlarının virüsün kökenine yönelik yaptıkları araştırma raporunun geçersiz sayılması çağrısında bulundu. Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) oluşan 13 kişilik ekibin koronavirüsün kaynağını bulmak için salgının başlangıç noktası olarak kabul edilen Çin'in Vuhan kentinde yaptıkları araştırmanın sonuçları merak konusu olmaya devam ediyor. Farklı milletlerden oluşan bir grup bilim insanı, DSÖ ekibinin Vuhan'da yapılan incelemelerin sonuçlarını içeren ve kamuoyuyla paylaşılması beklenen raporun geçersiz sayılması çağrısında bulundu./Archive/2021/3/5/131743345-bilim-insanlarindan-dsoye-vuhan-cagrisi-rapor-gecersiz-sayilsin_1.jpg "ÇİN'İN VERDİĞİ BİLGİLERLE YETİNİLDİ"26 bilim insanının imzasının bulunduğu açık mektupta, Vuhan’a giden ekibin veri paylaşımı konusunda kısıtlandığı ve sadece Çinli yetkililerin paylaşmayı ‘tercih ettikleri’ verilerle yetinmek zorunda kaldıkları ifade edildi. Bilim insanları mektupta, koronavirüsün kökenlerinin araştırılması konusunda kısıtlama olmadan, kapsamlı yeni bir inceleme yapılması talebinde bulundu.“EKİP, BAĞIMSIZ BİR İNCELEME YAPAMADI”Bilim insanlarının yayınladığı 5 sayfalık açık mektupta, “Mayıs 2020'de Dünya Sağlık Örgütü tarafından zorunlu kılınan ‘işbirliğine dayalı’ keşif süreci, pandeminin kökenlerinin tam olarak incelenmesine olanak sağlamayı amaçlasa da bu çabaya dahil edilen ‘yapısal sınırlamaların’, incelemeyi imkansız kıldığına inanıyoruz” denildi. Mektupta en dikkat çeken ifadeler arasında şu satırlar yer aldı: “Özellikle, bu süreç kapsamında toplanan ortak ekibin yarısının bilimsel bağımsızlığı ‘sınırlı’ olabilecek Çin vatandaşlarından oluştuğu, ortak ekibin uluslararası üyelerinin Çinli yetkililerin paylaşmayı tercih ettiği verilerle yetinmek zorunda kaldığı, hazırlanan raporun Çinli yetkililer tarafından onaylanması gerektiği gerçeği konusunda halkı bilgilendirmek istiyoruz. Bu nedenle ortak ekibin koronavirüsün kökenlerine ilişkin tam ve sınırsız bir soruşturma yürütmek için gerekli yetkiye, bağımsızlığa veya erişime sahip olmadığı sonucuna vardık.”DSÖ EKİBİNİN VUHAN ZİYARETİ DSÖ'ye bağlı biliminsanlarından oluşan 13 kişilik ekip, 14 Ocak'ta özel uçakla Çin'in Vuhan kentine gelmiş, heyet 14 gün karantinada tutulmuş, bu sürede Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılarla bilgi alışverişinde bulunmuştu.Heyet, 29 Ocak'ta başladığ saha çalışmalarında, ilk vakaların görüldüğü Vuhan Deniz Ürünleri Gıda Pazarı'nın yanı sıra Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi, Vuhan Jinyintan Hastanesi, Hubey Eyaleti Hastalık Kontrol Merkezi ve Hayvan Hastalıkları Merkezinde incelemeler yapmıştı. DHA“Dayanışma için en güçlüortak payda kültür ve sanat”
“Dayanışma için en güçlü ortak payda kültür ve sanat” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’u makamında ağırladı. Kaseinov İzmir’de opera, konser, tiyatro gibi kültürel etkinlikler yapmak için destek isterken Başkan Soyer, “Dayanışmayı gerçekleştirecek ortak paydalar bulmak lazım. Kültür, sanat en güçlü ortaklardan. Onun üzerinden yol almak çok kıymetli” dedi. Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i makamında ziyaret etti. İkili ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla görüş alışverişinde bulunulan ziyarette İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bütün bu krizler gösterdi ki; dayanışma insanların birbiriyle daha çok destek verecek şekilde bir araya gelmesi, krizlerin hastalıkların tedavisini de kolaylaştırıyor, hasarı azaltıyor. Dayanışmayı gerçekleştirecek ortak paydalar bulmak lazım. Kültür, sanat en güçlü ortaklardan. Onun üzerinden yol almak çok kıymetli” dedi.Eylül ayında yapılacak Dünya Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapacaklarını belirten Başkan Soyer, “İzmir, bu yıl Eylül ayında, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Dünya Kültür Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Dünya Belediyeler Birliği gibi, en büyük yerel yönetimler organizasyonu. İki senede bir düzenlenen Kültür Zirvesi’ni bu sene de biz yapacağız. Ülkelerin kültür politikalarını belirleyen kurumların temsilcileri bir araya geliyor. Ona ev sahipliği yapacağız. Sizi Kültür Zirvesi’ne mutlaka davet ediyoruz. Orada bulunmanız hem ilişkilerimiz, hem sizin kuracağınız yeni ilişkiler açısından fırsat yaratır. Çok alanda işbirliği yapabiliriz. Gecikmiş bir buluşma bundan sonrasında daha çok birlikte çalışma fırsatı yakalarız” dedi./Archive/2021/3/5/130229636-4.jpgİşbirliklerinden İzmirlilerin de memnun kalacağını ifade eden Soyer, “İzmir, Türkiye’nin her yerinden gıpta edilen bir yerdir. İzmir’de bir şey oluyorsa herkes dikkat kesilir, ne olduğunu anlamaya çalışır. İzmir’in böyle merak uyandıran bir yanı da var. Projelerin hepsine ev sahipliği yapabiliriz. Projeler için İzmir de, İzmirlinin ruhu da çok uygun. Biz onları empoze ediyor gibi olmayız, tam tersine İzmirliler bundan çok memnun olur” şeklinde konuştu.Büyük konserler, sergiler, sinema gösterimleri gibi kültürel etkinlikler yaptıklarını ve bunu coğrafyalara yaydıklarını ifade eden TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Türk Dünyası Kültür Başkenti projelerinden bahsetti. İzmir’de de birçok etkinlik yapmak istediklerini belirten Kaseinov, “Büyük konserler sinemalar yapıyoruz ancak pandemi nedeniyle bekliyoruz. Coğrafyamız geniş bizim de etkinliklerimiz büyük oluyor. İzmir’de de büyük etkinlikler yapabiliriz” diye konuştu. İZMİR / CumhuriyetEczacılara ceza kesen kaymakama tepki yağdı: "Gücünüz garibana yetiyor"
Eczacılara ceza kesen kaymakama tepki yağdı: "Gücünüz garibana yetiyor" Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu'nun kimsenin olmadığı bir eczaneye girip çalışanlara 'maske' ve 'sosyal mesafe' cezası kestirdiği görüntülere tepki yağdı. Zonguldak Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu'nun ilçede koronavirüs denetimi sırasında bir eczanenin çalışanlarına 'sosyal mesafe' ve 'maske' kurallarına uymadıkları gerekçesiyle ceza yazdırdığı görüntüler 3 ay sonra sosyal medyada gündem oldu.Eczane çalışanlarının “Burada hasta yok", "Dezenfekte çalışıyoruz" şeklindeki açıklamalarını dinlemeyip tutanak tutturan ve dükkândan ayrılırken “Siz itirazınızı yaparsınız” ifadelerini kullanan Çorumluoğlu'nun görüntüleri sosyal medyada birçok kez paylaşıldı.Görüntülere sosyal medya üzerinden tepki yağdıran kullanıcılar, AKP'nin Şubat ayında yaptığı il kongrelerini hatırlattı. Öte yandan Kaymakam İsmail Çorumluoğlu’nun Manisa’dan AKP'nin 27. dönem milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıktı. CHP'Lİ VEKİLLERDEN SERT TEPKİKaymakam Çorumluoğlu'nun görüntüleri, CHP'li parti yöneticileri ve vekillerin de gündemi oldu. Tuncay Özkan'dan Ali Mahir Başarır'a, Engin Özkoç'tan Mahmut Tanal'a birçok CHP'li isim, AKP'nin salonları tıklım tıklım doldurduğu kongrelerine karşı sessiz kalınırken eczacılara fatura kesilmesine "Gücünüz garibana yetiyor" diyerek tepki gösterdi./Archive/2021/3/5/131655893-ozkan-.jpg/Archive/2021/3/5/131823611-basarir.jpg/Archive/2021/3/5/131854642-eozkoc.jpg/Archive/2021/3/5/131937532-tanalm.jpg cumhuriyet.com.trPsikolog, hukukçu ve kolluk kuvvetleri yönlendirilecek
Psikolog, hukukçu ve kolluk kuvvetleri yönlendirilecek Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, mağdur olan kadınların daha hızlı yardım alabilmesi için “Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı” adında akıllı telefon uygulaması başlattıklarını duyurdu. Türkiye’de kadına karşı şiddetle mücadeleye yönelik olarak çalışan “Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’ yeni bir uygulama başlattı. Federasyon Başkanı Güllü, mağdur olan kadınların Apple Store ve Google Play uygulamalarını akıllı telefonlara indirerek daha hızlı yardım talebinde bulunabileceğini duyurdu.Kadınlar bu uygulama içerisinden acil durumlarda telefon numarası bulma, tuşlama gibi işlemlerle vakit kaybetmeden 0212 656 96 96-0549 656 96 96 numaralı "Acil Yardım Hattı" numarasına ulaşılabilecek.Bu numara üzerinden yardım talebinde bulunan kadınlara psikolog, hukukçu ve kolluk kuvvetleri yönlendirilebilecek. Kadınların şiddet gördükleri ortama geri dönmemeleri ve daha fazla zarar görmelerinin engellenmesine yönelik konu takibi de yapılacak. Aynı zamanda TKDF'nin verilerine göre aile içi şiddet hattına 2007’den bu güne kadar toplam 76,227 çağrı geldiği, bunun yüzde 47.14’si fiziksel şiddet, yüzde 33.31’i psikolojik şiddet, yüzde 11.07’si sosyal şiddet, yüzde 4.38’i ekonomik şiddet ve yüzde 4.11’i cinsel şiddet olduğunu belirtildi. cumhuriyet.com.trHibrit otomobil satışlarıotogazlıotomobil satışlarınıgeçti
Hibrit otomobil satışları otogazlı otomobil satışlarını geçti Türkiye otomobil pazarında yılın ocak-şubat dönemi satışlarında hibrit otomobiller, 6 bin 979 adet ve yüzde 8,7 payla, bu dönemde satışlardan 3 bin 658 adetle yüzde 7,9 pay alan otogazlı otomobilleri geri de bıraktı. /Archive/2021/3/5/125745560-7.jpgOtomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2021 Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37,4 büyüyerek 102 bin 232 adet olarak belirlendi.Yalnızca otomobil satışları, 2021 yılı iki aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34,1 artarak 80 bin 107 adet olurken, hafif ticari araç pazarı da yüzde 51 büyüyerek 22 bin 125 adede ulaştı. DİZEL OTOMOBİL SATIŞLARI AZALDI2021 şubat sonu itibarıyla otomobil pazarı motor tipine göre, benzinli otomobil satışları, 47 bin 386 adetle yüzde 68,1 pay aldı.Dizel otomobil satışları 21 bin 946 adetle yüzde 27,4 paya sahip olurken, otogazlı otomobil satışlarının payı da 3 bin 658 adetle yüzde 7,9 olarak belirlendi.Benzinli otomobil satışları şubat sonunda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 68,1 ve otogazlı otomobil satışları yüzde 7,9 artarken, dizel otomobil satışları yüzde 15,5 geriledi. Geçen yılın şubat ayı sonu itibarıyla 28 bin 184 adet benzinli, 25 bin 960 adet dizel ve 3 bin 390 adet de otogazlı otomobil satışı gerçekleştirilmişti.ARTIŞ TRENDİNE RAĞMEN TÜRKİYE'DE DE PAZAR PAYI HENÜZ DÜŞÜK Türkiye'de şubat ayı sonunda 138 elektrikli ve 6 bin 979 adet hibrit otomobil satışı yapıldı.Elektrikli otomobillerin toplam satışlardaki payı ise yüzde 0,1'den yüzde 0,2'ye ve hibrit otomobillerin payı da yüzde 3,6'dan yüzde 8,7'ye yükseldi. Geçen yılın şubat ayı sonunda 2 bin 129 hibrit ve 80 de elektrikli otomobil satışı gerçekleşmişti.Artış trendine rağmen elektrikli ve hibrit otomobil satışlarının pazar payı henüz düşük seviyelerde bulunuyor. ŞUBAT AYINDA 55 ELEKTRİKLİ OTOMOBİL SATILDIBu yılın şubat ayı satışları ele alındığında 55 adet elektrikli , 3 bin 687 adet de hibrit otomobil alıcı buldu.Şubat satışlarında elektrikli otomobillerin payı yüzde 0,2'den yüzde 0,1'e gerilerken, hibrit otomobillerin payı yüzde 3,5'ten yüzde 8,2'ye çıktı. Ayrıca bu yılın şubat ayında elektrikli otomobil satışlarının geçen yılın şubat ayına kıyasla yüzde 16,7 azaldı, hibrit satışları ise bu dönemde yüzde 176,8 arttı. Otomobil pazarı emisyon seviyelerine göre değerlendirildiğinde; 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 31 bin 166 adetle yüzde 38,9 pay ve 120-140 gr/km arasındaki otomobiller de 25 bin 720 adetle yüzde 32,1 pay aldı.Şubat ayı verileri, elektrikli ve hibrit otomobillerin satışında artış trendinin sürmesine karşın dünyada da henüz yeni yaygınlaşan elektrikli ve hibrit otomobillerin, Türkiye otomobil pazarından aldığı payın henüz düşük seviyelerde olduğuna ve yakın zamanda elektrikli otomobillerdeki ÖTV artışının satışları olumsuz etkilediğine işaret etti. TÜRKİYE'DE 10 SÜRÜCÜDEN 6’SI ELEKTRİKLİ ARAÇ ALMAK İSTİYORÖte yandan, dünyanın en büyük filo kiralama şirketlerinden LeasePlan'ın Kasım 2020'de, yani son ÖTV düzenlemesi öncesinde 22 ülkede gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’deki sürücülerin elektrikli araçlara karşı olumlu tutumu dikkati çekti. Buna göre, araştırmaya katılan her üç sürücünden ikisinin elektrikli araçlara karşı çok olumlu bir tutuma sahip olduğu ortaya çıkarken, bu tutumunun son yıllarda zirve yaptığı görüldü.Türkiye’nin elektrikli araçlara olan tutumu son 3 yılda yüzde 69 daha olumlu oldu. Türkiye’yi yüzde 62 ile Portekiz izledi. Romanya, Yunanistan ve İtalya da elektrikli araçlara karşı son 3 yılda daha olumlu tutum sergileyen ülkeler arasında yer aldı. Araştırma genelinde sürücülerin dörtte birinden fazlası bir sonraki araçlarının kesinlikle elektrikli olacağını belirtirken, elektrikli araç alma niyetine bakıldığında Türkiye araştırmada birinci sırada ipi göğüsledi.Buna göre, Türkiye’deki sürücülerin yüzde 61’i, başka bir ifadeyle, her 10 sürüden 6'sı elektrikli araç almak istediğini belirtti. Türkiye’yi yüzde 51’le İtalya, yüzde 49’la Portekiz takip etti. 2021 ocak-şubat dönemi, motor tipine göre otomobil satış adetleri, payları ve değişim oranları şöyle: AA