Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 06.21.2025, 09:09 PM (GMT)

News - Haberler

İBB’den Dragos arkeolojik kazıalanına ziyaret

İBB’den Dragos arkeolojik kazı alanına ziyaret İBB BİMTAŞ Kültürel Miras Koruma Müdürü Tolga Yılmaz ve Kartal Belediyesi heyeti, Geç Roma ve Erken Bizans dönemine ait hamam, kilise ve mezarların bulunduğu Dragos arkeolojik kazı alanını ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Adem Uçar, incelemeden sonra yaptığı konuşmada, Kartal Belediyesi’nin kazı çalışmaları sonrasında ortaya çıkarılan Dragos arkeolojik kazı alanının, kent tarihi için önemine dikkat çekerek “Bugün, İBB BİMTAŞ Kültürel Miras Koruma Müdürü Tolga Yılmaz ve heyetini Dragos kazı alanında misafir ediyoruz. İncelemelerden sonra misafirlerimize tarihi alan ile ilgili bilgi verdik. Kartal’ın ve İstanbul’un tarihi ve kent hafızası için çok önemli bir alandayız. Misafirlerimizle beraber burayı nasıl koruyup gelecek kuşaklara aktarabilir ve aynı zamanda nasıl cazibe merkezi haline getirebiliriz, bunu konuştuk. Kartal Belediyesi olarak Kartallının tarihine ve kültürüne sahip çıkmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Tiyatro sanatçısıCemal Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile geçmişi bugüne taşıyor

Tiyatro sanatçısı Cemal Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile geçmişi bugüne taşıyor Kim masal dinlemeyi sevmez ki bütün çocuklar sever ama büyüklerin de masalları çok sevdiğini söyleyen Tiyatro sanatçısı Cemal Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile pandemi sürecinde masal anlatmaya çevrimiçi devam ediyor. “Anneannemizden, babaannemizden, halalarımızdan, teyzelerimizden, annemizden ve babamızdan dinlediğimiz masalların, hikâyelerin, manilerin, türkülerimizin tarifsiz zenginliği ile başladı çocukluk yıllarımız” diyor Cemal Ustaoğlu...Tiyatro sanatçısı Ustaoğlu, kurduğu masal okulu ile geçmişi bugüne taşıyor.Kim masal dinlemeyi sevmez ki bütün çocuklar sever ama büyüklerin de masalları çok sevdiğini söyleyen sanatçı, pandemi sürecinde masal anlatmaya çevrimiçi devam ediyor. Ustaoğlu, “Son bir yıldır profesyonel anlamda hiçbir iş yapamadım. Oysa okullarla, belediyelerle, kurumlarla çalışmalar yapıyordum. Sekiz yıldır çocuklara masal anlatıyorum. Özellikle okulöncesi çocuklar uzmanlık alanım diyebilirim. 35 yıllık tiyatro oyuncusuyum. Kendi çocuğum yok ama çocukları çok seviyorum. Masallar, çocukların gelişiminde çok önemli yer tutar. Kelime dağarcığından, kendini ifade edebilmesine, yorumlama ve eleştirme yeteneklerinin gelişimine, arkadaşlarıyla empati kurabilmesine kadar çok geniş bir alanda çocukları geliştirir. Pandemi sürecinde çalışmalarım durdu. Hiç kimseden destek alamadım” diyor.Ustaoğlu yetişkinler için de meddah gösterisi hazırlıyor. “Onu da her ay sergiliyordum ama şu an bu da imkânsız” diyor sanatçı... Özel gösterilerinde yetişkinler için de masal anlatan Ustaoğlu, “Tüm bu yaşam tecrübem gösterdi ki sadece çocuklarımız değil, yetişkinlerin de masalların büyülü dünyasına ihtiyacı var. Masal okulu ile herkese kapılarımı açıyorum” deyip ekliyor: “Büyüklere içinde sevda olan eski İstanbul masalları anlatmayı seviyorum. Bunlar sevda temalı her yüzyıldan masallar. Yeni sezonda udi bir sanatçımızla birlikte, ‘İstanbul üzerine’ adlı bir gösteri çalışıyoruz. İçinde İstanbul’la ilgili öyküler, masallar, şiirler ve şarkılar olacak.”Ustaoğlu’nun masallarına Instagram ve YouTube hesapları üzerinden ulaşabilirsiniz. Öznur Oğraş Çolak

İkiülke arasında müzik yolculuğu

İki ülke arasında müzik yolculuğu Polonyalı Kornelia Binicewicz, ‘Bir Damla Talih’ projesinde İsrail ve Türkiye’nin kültür ve sanat aracılığıyla birbirinden nasıl etkilendiğini gösteriyor. “Beyoğlu’nda Gezersin”, “Çadırımın Üstüne”, “Çayelinden Öteye”, “Dil Yarası” gibi Türk popüler müzik tarihine geçmiş şarkıların hepsinin İsrail müziğinde de bir karşılığı var. 2015’te kadınların ürettiği yerel müziği araştırmak üzere Türkiye’ye yerleşen Polonyalı Kornelia Binicewicz, müzikler aracılığıyla iki ülke arasındaki büyüleyici tarihsel bağlantılar, esinlenmeler ve uyarlamaların hikâyesini anlatıyor. Binicewicz, bu kapsamda “Bir Damla Talih” isimli projeyi hayata geçirdi. Projenin konusu sadece müzik değil, şarkılar aracılığıyla anlatılan bir hikâye. Bu yüzden “Bir Damla Talih” üç bileşenden oluşuyor: müzik, hikâye ve kapak görseli. Albüm iki bölüm halinde yayımlanıyor: Aranjmanlar ve Kaynaklar. Bu da dijital dünyada analog müzik deneyimine bir bakış sağlıyor.Binicewicz, aynı zamanda bir DJ, müzik koleksiyoneri, hikâye anlatıcısı, yazar ve müzik küratörü. Tüm dünyadaki 60, 70 ve 80’lerin kayıtlarını araştırdığını söylerken, Akdeniz Bölgesi’nin her zaman favorisi olduğunu dile getiriyor. “Bir Damla Talih” projesi de bu kayıtları araştırma sırasında ortaya çıkmış, şöyle anlatıyor: “İsrail ve Türkiye’den müzikleri arşivlerken şarkıların birbirleriyle çok benzer olduklarını, bazen tamamen aynı olduklarını fark ettim. Bu çarpıcı benzerliğin ardındaki sosyal ve kültürel süreçleri anlamaya karar verdim. ‘Bir Damla Talih’i yaratarak birbirimizi anlamayı ve iki farklı ülkedeki insanların kültürel bağlantılarını insanlara göstermeyi amaçladım. ‘Bir Damla Talih’, insanlar ve kültürlerin aracılığına dayanan çok katmanlı bir küratöryel çalışma. Müzik, bilgi konusunda güçlü bir kaynak, aynı zamanda bir kimliği oluşturmak ve yeniden tanımlamak için de dinamik bir araç. İnsanları bir araya getirmek için de en iyi yol.”‘BÜYÜLEYİCİ BİR SEYAHAT’ Araştırmacının projesini Spotify üzerinden dinleyebiliyorsunuz, iki ayrı şarkı listesi var. Biri, yalnızca iki ülkeden aynı şarkıları kendi dillerinde seslendiren kadın müzisyenler. Burada, Ajda Pekkan, Zerrin Özer, Ofra Haza ve Zehava Ben gibi sanatçıların şarkılarını içeriyor. Diğer listede ise Zeki Müren’den Arif Susam’a birçok ismin şarkıları mevcut. Soundcloud sitesinde ise derleme olarak iki mixtape var. Binicewicz, “Proje konuyu sadece müzik olarak göstermiyor. Ayrıca bir metin, podcast ve Itamar Makover tarafından yaratılan güzel bir sanatsal çalışma da var. Konuyu derin bir şekilde çok farklı yollardan keşfedebilirsiniz. İnsanın ve müziğin hikâyesinin önemli olduğuna inanıyorum, insanın müziği dinlemesini etkilemenin yanında ayrıca algımızda yeni alanlar açıyor. Projede müziğin Türkiye ve İsrail arasında nasıl yolculuk ettiğini göstermeye ve sosyal, kültürel ve politik olarak anlamını sunmaya çalıştım. Büyüleyici bir seyahat” diye konuşuyor. Projenin hikâyesini web sitesinden de takip edebilirsiniz: https://www.ladiesonrecords.com/copy-of-a-drop-of-luck-1Polonyalı bir müzik araştırmacısı ve antropolog olan Kornelia Binicewicz, aynı zamanda eski plak şirketleriyle (Elenor, Türküola, Uzelli, Şah Plak) çalışarak müzik derlemelerinin küratörlüğünü üstlendi./Archive/2021/3/5/025907377-basliksiz-2-kurtarildi.jpg“Turkish Ladies. Female Singers from Turkey 1974 - 1987” / Sony Müzik TürkiyeTÜRKİYE’DE SAYKODELİK!Konu Türkiye’deki saykodelik müziğe gelince Polonyalı araştırmacı heyecanını gizleyemiyor. 2015’te Türkiye’ye taşınma nedeni olarak da bu müziği araştırmayı gösteriyor. Binicewicz, “70’lerdeki Anadolu Rock müzisyeni kadın şarkıcıları öğrenmek istedim. Bu müzik türünü aşırı ilginç buluyorum. İstanbul’da uzun süre kalışım sayesinde Türkiye’nin müzik açısından sunabileceği çok şey olduğunu anladım. Çoğu yabancı için Anadolu saykodelik müziği ilgilendikleri tek şey oluyor. Ama bu türün kökeni halk müziğine, türkülere, âşık geleneğine, hatta arabeske dayanıyor ve bu bağlantı onu çok derin kılıyor. Batı müziğinden ilham ve elektrikli enstrümanlarla kaynaşma müziğe harika bir dokunuş katıyor. Ama benim görüşüme göre Anadolu’nun kendi ruhu türün en heyecan verici yanı” diye konuşuyor. Orhun Atmış

AHBAP Derneği artık projeüretecek

AHBAP Derneği artık proje üretecek AHBAP Derneği’nin başkanı sanatçı Haluk Levent, yeni projeler ve ödüller ile yine gündemde. Telefon ile ulaştığımız Haluk Levent, AHBAP’ın artık proje üreteceğini söyledi. İlk kez gazetemize açıklama yapan Haluk Levent, “Yeni dönemde çok önemli ve yeni projelere imza atacağız. İlk üniversitelerle yeni proje üretip kamuoyuna sunacağız. Özellikle çevre, orman ve göç konusunda yapacağımız istatislikler ve çalışmalar var. Bilime, teknolojiye, sanata meraklı gençleri yetiştireceğiz” diyor.  HALUK LEVENT VE AHBAP’A, YÜKSEK İNSANİ DEĞERLER ÖDÜLÜ...Üsküdar Üniversitesi Senatosu tarafından belirlenen isimlere takdim edilen Yüksek İnsani Değerler Ödülleri’nin 6’ncısı sahiplerini buldu. Bireysel olarak başladığı sosyal sorumluluk çalışmalarına kurduğu AHBAP Derneği ile devam eden sanatçı Haluk Levent’e Yüksek İnsani Değerler Ödülü verildi.Yoğun programı nedeniyle törene katılamayan Haluk Levent adına ödülü AHBAP Derneği İstanbul Şehir Başkanı Buse Vurucu aldı. AHBAP Derneği Başkanı Haluk Levent, ödülle ilgili duygularını çektiği video ile paylaştı. Levent, mesajında “Üsküdar Üniversitesi’nin değerli öğretim üyeleri, öğrencileri ve gönül verenleri ve yöneticileri... Hepinize sevgilerimi sunuyorum. Hep bir koşuşturmacadayım. Bu ödül benim için anlamlı. Çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.AHBAP’ın şu an aktif olarak 74 şehir 65 üniversitede 30 bine yakın gönüllüyle eğitim, insanlık, yardımlaşma, çevre olmak üzere 8 farklı grupta çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Buse Vurucu, “Pandemi öncesinde sahada gerçekleştiriyorduk etkinliklerimizi, şehirlerimizde ahbaplarımız yüz yüze etkinlikler gerçekleştiriyorlardı. Ama tam bir senedir ne yazık ki pandemi sebebiyle etkinliklerimizi online ortamda gerçekleştiriyoruz. Yardımlaşma görevlerimiz olsun, Ahbaplarımızın kişisel gelişimleri için organize ettiğimiz etkinlikler, seminerler olsun hepsini online ortamda gerçekleştiriyoruz. Hiç ara vermedik ve ara vermeden devam edeceğimizin sözünü size burada da verebilirim. 2017 yılında sevgi ve gerçeğin peşindeyiz diyerek çıktığımız bu yolda hayatına dokunduğumuz kişilerin yüzündeki tebessümü görmek bizleri çok mutlu ediyor” dedi. Öznur Oğraş Çolak

Anayasa Mahkemesi'nin toplu sözleşmelerle ilgili dikkatçeken kararı

Anayasa Mahkemesi'nin toplu sözleşmelerle ilgili dikkat çeken kararı Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara göre işçi sendikaya üye olmasa bile sözleşme farklarından sendikalı işçi gibi yararlanabilecek. Anayasa Mahkemesi (AYM), sendikaları yakından ilgilendiren önemli bir karar verdi. Karara göre işçi sendikaya üye olmasa bile sözleşme farklarından sendikalı işçi gibi yararlanabilecek. Tez-Koop-İş Sendikası Başkanı Haydar Özdemiroğlu, “Bu karar sendikaları bitirir” dedi. Bakırköy 16. İş Mahkemesi, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nın 39. maddesindeki bir cümlenin anayasaya aykırı olduğunu savunarak, iptal için AYM’ye başvurdu. Yasanın “toplu iş sözleşmesinden yararlanma” başlıklı 39. maddesinin 4. fıkrası dayanışma aidatı ödeyerek toplusözleşmeden yararlanmayı düzenliyor. Bu fıkra şöyle: “Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden itibaren geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibariyle hüküm doğurur.”"BU KARAR SENDİKALARI BİTİRİR"İş Mahkemesi, bu fıkradaki son cümlenin anayasaya aykırı olduğunu ve iptalini istedi. AYM de, sözleşmenin imzalandığı tarihten önceki taleplerin imza tarihi itibarıyla geçerli olmasını öngören bu cümleyi anayasaya aykırı bularak iptal etti. Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu, bu kararın ne anlama geldiğini şöyle özetledi: “Örneğin bir sendika 1 Ocak’ta toplusözleşme görüşmelerine başlıyor. Haziran ayında sözleşme imzalanıyor. Sendikaya üye olmadığı için dayanışma aidatı ödeyen işçi, haziran ayından itibaren sözleşmeden yararlanmaya başlıyordu. AYM’nin kararı ile birlikte işçi sendikaya üye olmasa bile dayanışma aidatı ödeyerek ocaktan itibaren diğer işçiler gibi sözleşme farklarını alabilecek. Bu durum 2 açıdan sıkıntı yaratacak. Birincisi işçi sendikaya üye olmak zorunda kalmayacak. İkincisi de sözleşme sürecinde sendikalı işçiler gerektiğinde greve çıkacak, eylem yapacak. Ancak bu süreçte çalışmaya devam eden sendikasız işçi hiçbir mücadeleye katılmasa bile dayanışma aidatı ödeyerek bütün haklardan yararlanabilecek. Sözleşme farklarını alabilecek. Bu karar sendikaları bitirir.” Özdemiroğlu, AYM’nin iptal kararı ile “toplu iş sözleşmesinin oluşum sürecinin tüm zorluklarını ve olumsuzluklarını yaşayan sendikalara ve onların üyeleri işçilere haksızlık ettiğine” dikkat çekti. Mustafa Çakır

Yüz yüze eğitim var, aşıyok: "Köyöğretmenlerinin bir bölümüilk doz aşısınıoldu"

Yüz yüze eğitim var, aşı yok: "Köy öğretmenlerinin bir bölümü ilk doz aşısını oldu" Yüksek riskli Karadeniz illerinde sadece köy öğretmenlerinin bir bölümü ilk doz aşısını oldu. Örgün eğitimde çalışan öğretmenlere henüz randevu bile çıkmadı. Ücretli ve halk eğitim merkezi öğretmenleri ise aşı kapsamına bile alınmadıklarından yakınıyor. Okullarda yüz yüze eğitim yapılıyor, sınavlar da 8 Mart’ta başlayacak ama öğretmenlerin aşılanma programı çok ağır sürüyor. Yaygın eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenler, henüz aşı kapsamına bile alınmadıklarını belirtiyor. YALNIZCA KADROLULAR TAKVİMDERİZE: Eğitim Sen Rize Şube Başkanı Ercan Özay, aşılama programının sadece köy okullarında çalışan öğretmenler için devam ettiğini belirterek Rize’deki durumu şöyle anlattı: “Onlar da tamamlanmış değil. Bu hafta yüz yüze eğitime başlanan okullarda çalışan eğitim emekçileri henüz aşılama takviminde yok. Öğretmen aşılaması sadece kadrolu öğretmenler için düşünüldü. Birlikte çalıştığımız vekil ve ücretli öğretmenler aşılama takviminde olmayacak. Halk eğitim merkezlerinde çoğunlukla vekil veya ücretli öğreticiler istihdam edildiğinden aşılama kapsamında olmayacaklar.’’ TRABZON: Eğitim Sen Trabzon Şube Başkanı Engin Nur’un verdiği bilgiye göre bu ilde de halk eğitim merkezleri ve diğer yaygın eğitim kurumları öğretmenleri aşılama programı içinde değil. Örgün eğitim kurumlarında ise köy okullarındaki öğretmenlerin aşılanması devam ediyor.  SADECE KÖY OKULLARI ORDU: Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Sezgin Yılmaz, sadece 15 Şubat’ta yüz yüze eğitime başlayan köy okullarında çalışan öğretmenlere 1. doz aşıların yapıldığını belirterek şunları anlattı: “Yüz yüze eğitim vermeye başlayan öğretmenlere, halk eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenlere, okulöncesi öğretmenlerine aşı yapılmadı. Ne zaman yapılacağı ile ilgili de bir planlamanın olmadığını gördük. Vaka sayısının yüksek olmasından dolayı öğretmenler ve öğrenciler kaygılı. Ordu’da öğrencilerin yüzde 30’undan çoğu taşımalı eğitim kapsamında. Geçen hafta bir köy okuluna servisle giden öğretmenlerden biri pozitif çıktı. Bizler acil olarak tüm öğretmenlerin aşılanmasını istiyoruz.”RANDEVU BİLE YOKBOLU: Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, yüz yüze eğitime 1 Şubat’tan itibaren 8. ve 12. sınıflar için destekleme ve yetiştirme kursları adı altında başlandığnı hatırlatarak ildeki durumla ilgili şunları söyledi: “Bağımsız anaokulları açıktı. 15 Şubat itibarıyla 6 köy okulumuz da açıldı. Bu süre içerisinde hiçbir eğitim emekçisi aşı olmadı ve aşı randevusu öncelikli olmadığımız uyarısıyla oluşturulamadı. Şubat ayının son haftası halk eğitim merkezlerinde de yüz yüze eğitime başlandı. Anaokullarının tamamı tam gün, ilkokul 1., 2., 3., 4. ve ortaokul 8. ve 12. sınıflarımızda haftada 2 gün seyreltilmiş bir şekilde yüz yüze eğitime başlandı. 8 Mart’tan itibaren de yüz yüze sınavların yapılması planlanıyor. Aşı konusunda köy okullarımızda çalışan eğitim emekçilerinin 1. doz aşıları henüz tamamlanmadı. Merkezde çalışan eğitim emekçilerinin aşı randevusu oluşturması söz konusu değil.”SAMSUN: Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Arzu Topaloğlu’nun verdiği bilgilere göre burada da merkez ve ilçelerdeki okullarda henüz aşı randevusu  bile başlamadı. Sadece köy okullarında görevli bazı öğretmenler aşı oldu, bazıları da randevularını aldı.YÜZDE 10 BİLE DEĞİLEğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, okullarda sadece öğretmenlerin değil, tüm çalışanların aşılanması gerektiğine dikkat çekerek “Türkiye’nin farklı illerinden bu kez de ücretli öğretmen ve halk eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenlerin hiç aşı listesine alınmadığı ortaya çıktı. 3 Mart 2021 itibarı ile aşı olan eğitim çalışanı sayısı, toplam çalışanın yüzde 10’u bile değildir. Üstelik 100 bini geçen ücretli ve halk eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenler henüz listeye bile alınmamıştır” dedi. Figen Atalay

Özdağ’ın istifası: "Zamanlamasımanidar"

Özdağ’ın istifası: "Zamanlaması manidar" İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, TBMM’de basın açıklamasında bulundu. İYİ Parti'yi sert sözlerle eleştiren Ümit Özdağ, partisinden istifa ettiğini duyurdu. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın istifası, partide, “Zamanlama manidar” sözleriyle değerlendiriliyor. İYİ Parti kanadı, “Özdağ’ın İYİ Parti ve Genel Başkan’a yönelik sözlerinin başta İYİ Parti olmak üzere Millet İttifakı’nı bölmeye yönelik bir hamle olarak” değerlendirirken, “Özdağ’ın parti kurması halinde tabandan kopmaların olmayacağı” ifade ediliyor. İstifa şeklinin “Cumhur İttifakı’nı güçlendirme amaçlı olduğu” söylenirken Özdağ’ın yeni parti kurmayı amaçladığı belirtiliyor.Özdağ’ın “yeni bir parti kurma çabası içinde olduğuna” dikkat çeken parti yetkilileri, “bu hamlenin tam da Cumhur İttifakı’nın Millet İttifakı’nı bölmeye yönelik hamlesinden sonra geldiğine” dikkat çekiliyor. Partide, Özdağ’ın istifası şöyle değerlendiriliyor: - Gerçek dışı iddia: Daha önce pek çok kez iktidar kanadından “İYİ Parti’nin CHP ile kurduğu Millet İttifakı’nın HDP ile gizli ortak olduğu” ileri sürüldü. Her seferinde kamuoyuna gerek CHP kanadından gerekse İYİ Parti kanadından “HDP ile bir ittifak halinde olunmadığı” ifade edilmesine karşın, hâlâ iktidar kanadı bu söylemlerini sürdürüyor. Şimdi de Millet İttifakı’nı, “HDP’li milletvekillerinin fezlekeleri üzerinden test etmeye kalkıyorlar.” Akşener’in, “Fezlekeleri inceleyeceğiz” sözleri de “bir destek değil, Cumhur İttifakı’nın gerçek niyetini anlamak içindir.” O yüzden Özdağ’ın siyasette tam da bu konular gündemdeyken partiye kılıç çekmesi, “aşikar bir biçimde Cumhur İttifakı’nın elini güçlendirir.” Bu nedenle Özdağ, alenen Millet İttifakı’nı hedef almıştır. İstfanın zamanlaması manidar.. Özdağ’ın böyle bir hamle yapmasının bir diğer nedeni de İYİ Parti’nin oylarının artıyor olmasından kaynaklı. -Taban tepkili: Özdağ’ın açıklamalarından taban rahatsız Özdağ, “bu açıklamalarla tabandaki güvenini de kaybetti.” Milliyetçi tabanda kendisine yönelik “güven kaybı mevcut.”'PARTİ ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR'Bağımsız Adana milletvekili İsmail Koncuk ise “parti kurma çalışmalarının sürdüğünü, öncelikle kurucular kurulu oluşturma gayreti içinde bulunduklarını” ifade ederek  “Bunun içerisinde Ümit Özdağ da var başka arkadaşlarımız da var. Onları ancak resmileştiğinde kamuoyu ile paylaşmamız doğru olabilir. Bizle hareket edebilecek vekiller olduğunu düşünüyoruz. Ama bunları netleştirmeden söylememiz mümkün değil” dedi. Koncuk, kurucular kurulunda kamuoyunun bildiği insanların olacağını söyledi. Selda Güneysu

İttifakların kıyasıya mücadelesi: "Bir salvo da sağdan"

İttifakların kıyasıya mücadelesi: "Bir salvo da sağdan" CHP ve AKP’nin başını çektikleri ittifakların kıyasıya mücadelesi sürüyor. Siyaset söylemi ve stratejiler sertleşiyor. Siyaset söylemi sertleşiyor... İYİ Parti rahat değil. Ümit Özdağ’ın açıklamaları sayfalarımızda. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın Meral Akşener’i hedef alan değerlendirmesi çok sert: “Fosforlu Cevriyelik taslama.”Millet İttifakı’na yönelen yıpratma girişimleri önümüzdeki günlerde boyutlanacak gibi görünüyor. HDP ile ilgili girişimler kendi mecrasına girdi. İttifakın sağ kanadına yönelik bir kanal İYİ Parti ise diğeri Saadet Partisi... Ayrıntılara geçelim.HDP’li milletvekilleri hakkındaki suçlamalar nedeniyle TBMM gündemine alınan fezlekeler konusunda CHP’nin tavrı netleşti. Burada bir sorun yok. Ancak İYİ Parti’den dokunulmazlıkların kaldırılmasına “hayır” diyecek milletvekilleri olması durumunda keskin bir tartışmanın başlayacağı da net. Millet İttifakı üyelerine HDP üzerinden bir tuzak kurulduğunu zaten yazmıştık. Şimdi başka bir noktadan atış daha bekleniyor: İstanbul Sözleşmesi. Çok büyük oranda kadına yönelik şiddeti engelleme amacı taşıyan sözleşmede eşcinsel grupları da kapsayan “toplumsal cinsiyet” tanımlaması sağ partilerde “nesillerin güvencesi” gerekçesiyle tepki topluyor.YENİ TUZAK MI?İstanbul Sözleşmesi’ne en net muhalefeti Saadet Partisi (SP) yapıyor. Bu partiyi gözüne kestiren AKP’de ise kadın hakları konusunda bir nebze de olsa duyarlılık oluşmuş durumda. Ancak kulislere sızan bilgilere göre İstanbul Sözleşmesi’nin revize edilmesi konusunda bir çalışma yürütülüyor. Bu çalışma hem parti içindeki hassasiyeti gidermek hem de bu yolla SP ile bir ortaklaşma yaratmayı hedefliyor. CHP’nin İstanbul Sözleşmesi’ne bakış açısı ile SP’nin bakış açısının örtüşmesi olanağı yok. Bu konuda TBMM’ye getirilecek yeni düzenleme Millet İttifakı bileşenleri açısından yeni bir tuzak olabilir. Konunun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile “Milli Görüş lideri” Oğuzhan Asiltürk görüşmesinde gündeme geldiği de biliniyor. Asiltürk’ün unvanını özellikle tırnak içine aldık. Bu unvan bir partiye değil, partiden daha fazlası, bir camianın önderliği anlamına geliyor, bu camia da bu unvanı kabul ediyor. Bu görüşmenin olası sonuçlarını bu açıdan ciddiye almak gerekli. Başta CHP, Millet İttifakı’nın politika yapıcılarının bu konuyu da dikkate alması gerekiyor.CHP NE YAPIYOR?Birkaç analizimizde Cumhur İttifakı önderlerinin iktidarlarını güçlendirme ve takviye arayışlarına dikkat çektik. Akla gelebilecek bir soru da “CHP ne yapıyor” sorusu olabilir. Şüphesiz boş durmuyor. Muharrem İnce ve iki milletvekilinin istifalarının ardından parti bütünlüğü için alarma geçildi. CHP’nin kapsayıcılığının gösterilebilmesi için Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun partiye dönüşü sağlandı. Ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimler sonrasında Kesimoğlu’nun partiye dönüşüne ilişkin sorulara, “söz konusu değil” yanıtını veriyordu.Ayrı bir çalışma ise Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile yürütülüyor. Kulislere yansıyan bilgilere göre Böcek’in hastalığı sırasında oluşan sorunların giderilmesi için yoğun çalışmalar yürütülüyor.Başlıktaki soruya minik bir katkı daha... CHP’nin önceliğinin Millet İttifakı ile seçime gitmek olduğu tartışmasız bir gerçek. Ancak her türlü olasılığa göre hazırlık da elden bırakılmıyor. Olasılıklardan biri de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun adaylığı. Bu konu üzerine de kafa yoruluyor, çalışmalar ve araştırmalar yapılıyor.  Sertaç Eş

CHP’li Torun: "İktidarın yapamadığınıbelediyeler yapıyor"

CHP’li Torun: "İktidarın yapamadığını belediyeler yapıyor" CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP'li belediyelerin 8 milyon 228 bin yurttaşa ayni, 1 milyon 587 bin yurttaşa nakdi yardımları hatırlatarak iktidara eleştirilerde bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “İktidarın engelleme girişimlerine rağmen 8 milyon 228 bin vatandaşa ayni, 1 milyon 587 bin vatandaşa nakdi yardım yapıldı. “CHP gelince yardımları kesecek” söylemi ile birlikte tüm kara propagandalar boşa çıktı. İktidarın yapamadığını CHP’li belediyeler yaptı” dedi.CHP’li Torun, “Belediyelerimiz, Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart 2020’den itibaren, ellerindeki imkânları zorlayarak salgından etkilenen vatandaşlara yardıma başladı. Bu insani süreçte bile siyasi hırslarına yenilen iktidarın engellemelerine maruz kaldılar. Bağış kampanyalarında toplanan yaklaşık 15 milyon 250 bin liraya el konuldu. Bazı belediyelerimizin ekmek dağıtımı, maske üretimi hakkında incelemeler başlatıldı. Soruşturmalar açtılar yılmadık, bağış kampanyalarını engellediler, kaynakları kesmeye çalıştılar bir yolunu bulduk ve hizmeti vatandaşa götürdük” diye konuştu.‘10 MİLYON VATANDAŞA ULAŞTIK’Torun, “1 Mart 2021 verilerine göre 8 milyon 228 bin vatandaşımıza ayni, 1 milyon 587 bin vatandaşımıza doğrudan nakdi yardım yapıldı. Sokağa çıkma yasakları sırasında talep üzerine ihtiyaç sahibi vatandaşların evlerine, 34 milyon 500 bin öğün yemek ulaştırıldı. 75 milyondan fazla maske ve dezenfektan ürünü, ücretsiz olarak teslim edildi. Bunların yanı sıra belediyelere ait işyerlerinin kiralarında ve ihtiyaç sahibi vatandaşların su faturalarında indirimler, ertelemeler uygulandı. İktidar işçilerimize 2 bin 825 liralık asgari ücreti reva görürken, belediyelerimiz en az 3 bin 100 lira vermeye başladı” ifadelerini kullandı.CHP’li belediyelerin; esnafa, yerli üreticiye, öğrenciye, mağdur vatandaşa, kısıtlı kaynaklarını zorlayarak destek verdiğini belirten Torun, “Milletin halini unutan merkezi yönetimin yapamadığını belediyelerimiz kısıtlı imkânlarla yapıyor. İsrafa son verip milletin parasını çılgın projelerle heba etmeyince kaynak da ortaya çıkıyor. Kaynaklar, belli grupların çıkarları için değil, vatandaşın öncelikli sorunlarını çözmek için kullanıyor. İktidarı rahatsız eden tablo da bu. ‘CHP gelince yardımları kesecek’ söylemiyle birlikte tüm kara propagandaları tek tek boşa çıkarıyoruz. Yardımlar artarak devam ediyor” ifadelerini kullandı. İktidara seslenen Torun, “Ne yaparsanız yapın, millete hizmete engel olamadınız, olamazsınız. Engelleme girişimlerinden size ekmek çıkmadı, bundan sonra da çıkmayacak. Milletimiz, kendi belediye başkanlarını size yedirmez” dedi. Erdem Sevgi




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter