Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Wednesday, 06.25.2025, 06:49 PM (GMT)

News - Haberler

Yok sayılan muhteşem kadınlar

Yok sayılan muhteşem kadınlar Ne tarih, ne sinema, ne edebiyat, ne bilim bu kadınları yeterince anlatmaz... The Dig'den bir kare...The Dig adlı filmi mutlaka izleyin. Beğeneceksiniz. Neredeyse tüm oyuncuları benim aktörlerim, aktrislerimdir. Bir arkeolojik keşfin öyküsünün anlatıldığı filmi keyifle izledim ama anlatacak değilim. Arkadaşım Emrah Kolukısa iki hafta önce bu filme ilişkin hayli ayrıntılı, güzel bir yazı yazdı, okumuşsunuzdur.Keyifle izledim tabii de özellikle bir sahne çok ama çok canımı sıktı. Kitaplardan uyarlanan filmlerin pek başarılı olmadığı düşünülür; bu film için bu tamamen geçerli değilse de o sahne bana da bir kez daha bu görüşün doğru olabileceğini düşündürttü, ne yalan söyleyeyim. Sahne şu; evin sahibesi Edith Pretty evinin bahçesinde amatör bir arkeoloğun yaptığı kazıyı sandalyesinde oturarak izler. Sadece bir kere vardır bu sahne ama seyircinin kafasında Pretty’nin tüm bu olağanüstü işler yapılırken sadece “seyirci” olduğu düşüncesini uyandırıyor. Bunun büyük bir haksızlık olduğunu düşündüm. Bu çok beğendiğim filmde tüm dünya arkeolojisini heyecanlandıran bir buluşun sahibi olan Pretty’nin ne kadar işlevsiz bir hale sokulduğunu gördüm./Archive/2021/3/1/172853950-pd-edith-pretty.jpgEdith PrettyHAKKI YENMİŞ BİR KADINOya hiç de öyle değildir. Belki kazıları zaman zaman sandalyesine oturarak izlemiş de olabilir ama filmde diğer yaptıklarından çok az söz edildiği için bu görüntü tüm yaptığının bu olduğunu düşündürtebilir izleyenlere. Büyük günahtır bu. Çünkü bu muhteşem kadın “insan merakı”nın iyi yönlendirilirse nelere yol açabileceğinin çok iyi bir örneğidir. Kimseyi inandıramadığı için evinin bahçesinde bir dünya hazinesi yattığına inandırmakla geçirmiştir zamanının çoğunu. Kadın olduğu için sözünü dinletmesi kolay olmamıştır. Mısır’da gezmiş, Nil kıyısındaki arkeolojik kazıları izlemiş bir arkeoloji tutkunuydu. Biraz da spiritüal inançlarının zorlamasıyla bahçesindeki höyüklerde araştırma yapılması için çırpınmıştı. Önce British Museum uzmanlarını ikna etmesi gerekmiş, kazı için bütçe çıkarma peşinde koşmuş, irili ufaklı bürokratik engeli, nihayet bölgede kendisine yönelik önyargıları aşma mücadelesi vermiş, tümünün üstesinden gelip dünyanın en önemli arkeolojik hazinesini insanlığa armağan etmişti.Bugün onun ısrarı, elbette öngörüsü sayesinde evinin bahçesinde kazılan höyüklerde bulunan devasa anglosakon gemi kalıntılarını gidip görebiliyoruz sergilendiği müzede. Bu kalıntılar bulunduktan tam on iki yıl sonra adının yazıldığı bir plaketi sergi salonuna asma “lütfunu” gösterdiler Pretty’nin. Hakkı yenmiş, kendisine çok az reva görülen değeri çok geç fark edilmiş müthiş bir kadındı. Ama kadındı. Tüm yaşadıkları bu yüzdendi zaten. O nedenle filmde sadece evinin bahçesinde kazı izleyen biri gibi gösterilmesi kanıma dokundu./Archive/2021/3/1/172838201-mary-anning.jpgMary AnningDİNOZORLARI BULAN BİR KADINDIKadınların başına bu hep gelir, malum. İngiliz fosil araştırmacısı (eğitimi falan yoktu, çok az okuma yazma bilirdi) Mary Anning de hakkı yenmiş kadınlardandır. 1799, Lyme Regis doğumludur. Güzel yerdir, fosil cennetidir, gittim buralara ben. Babası marangozdu Mary’nin ama fosil araştırmaları konusunda kendini yetiştirmişti. Bulup satardı, bölgenin özelliğinden ötürü yapılacak başka iş yoktu çünkü. O dönem babalarının asla yapmayacağı bir şeyi yapıp kızı Mary’ye altı yaşından itibaren bir fosilin nasıl bulunacağını, temizleneceğini öğretti. Bu çok az okuma yazma bilen kız çocuğu kendi kendine jeoloji, anatomi öğrendi.Henüz 12 yaşındayken 1811 civarında garip görünümlü fosilleşmiş bir kafatası buldu. Daha da araştırınca 1883’de 5.2 metre uzunluğundaki iskeletini de buldu bu kafatasının. Bir canavar keşfetti diye korkanlar da oldu ondan. Bilim adamları bir timsah sandılar buluşu. Sonunda Ichthyosaurus veya 'balık kertenkelesi' olarak adlandırıldı fosil. Oysa ne balıktı ne kertenkele. Mary,  200 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen büyük bir deniz sürüngeninin fosilini bulmuştu.  Sürüngene yakın' anlamına gelen Plesiosaurus'un tüm iskeletini keşfeden ilk kişi odu. Bilim dünyasını çalışmalarını tanımadı ama. 1828'de Mary, bu sefer uzun kuyruklu, kanatlı garip bir iskelet buldu. Bulduğu şey ilk Pterozordu daha sonra Pterodactyl adıyla bilinen büyük bir dinozor yani. Mary 1847'de, henüz 47 yaşındayken göğüs kanserinden öldü, mali sıkıntı içinde hem de. Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenen ichthyosaur, plesiosaur, pterosaur adlarını taşıyan dinozorlar onun keşfidir.  Ne tarih, ne sinema, ne edebiyat, ne bilim bu muhteşem kadınları anlatmaz. Devam yazıları yazmayı sevmem ama haftaya size muhteşem bir kadının muhteşem öyküsünü yazayım bari.Filme öfkem böyle sakinleşir belki. Mustafa K. Erdemol

Eski Sovyet lideri Gorbaçov'dan kritik 'nükleer' uyarısı

Eski Sovyet lideri Gorbaçov'dan kritik 'nükleer' uyarısı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) eski Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, tüm dünyanın, vakit çok geç olmadan nükleer silahlar konusunda harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Mihail Gorbaçov, Sputnik haber ajansı ile röportajında, yaşadığımız dönemi, “sorumluluk gerektiren çok zorlu bir dönem” olarak tarif etti.Gorbaçov, “İnanç sahibi olmalı ve harekete geçmeliyiz. Nükleer sorunu tüm dünyada ele alınmalı. Rusya’nın tüm dünya devletlerine, “nükleer bir savaş asla kazanılmaz ve asla yapılmamalı” formülünü  teklif ettiğine dikkat çekmek isterim. Özellikle 1985 yılında, dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’a da söylediklerimin arkasındayım. Bu söylemin bir sonucu olarak, pek kolay olmasa da, geçmişte nükleer silahsızlanma sürecini başlatmıştık” dedi.ABD, ANLAŞMADAN TEK TARAFLI OLARAK ÇEKİLDİReagan ve Gorbaçov, 1985 yılındaki Cenevre zirvesinde “nükleer savaş asla kazanılamaz ve asla yapılmamalıdır” ilkesini benimsedi. 1987’de iki lider, yeni bir silahlanma yarışını önlemek amacıyla Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması’nı imzaladı. Taraflar, 500 ila 5 bin 500 kilometre menzilli  gemiden veya yerden fırlatılan tüm balistik füzeleri imha etmeyi kabul etti. 2019 yılında ise ABD antlaşmadan tek taraflı olarak geri çekildi. cumhuriyet.com.tr

Turgut Kazan'dan Erdoğan'a: "Yargılandın ama yerine kayyum atanmadı"

Turgut Kazan'dan Erdoğan'a: "Yargılandın ama yerine kayyum atanmadı" Hukukçu Turgut Kazan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat açıklamaları üzerine Twitter hesabından paylaşımda bulundu. Hukukçu Turgut Kazan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat açıklamaları üzerine Twitter hesabından paylaşımda bulundu.Turgut Kazan, Erdoğan’ın 1998’de okuduğu şiir nedeniyle 4 ay hapis yattığı süreçle ilgili önemli hatırlatmalar yaptı. Kazan, "Sayın Erdoğan, 28 Şubat’ı eleştirirken, şiir nedeniyle mahkum edilip siyasetten yasaklandığını söyledi. Bu değerlendirme, demokrasi açısından doğrudur, ama bugüne bakınca eksiktir. Çünkü, yargılama boyunca kendisi görevden alınmamıştı, karar kesinleşince de yerine kayyum atanmadı. Belediye Meclisi oylarıyla Gürtuna başkan vekili seçildi” dedi.Turgut Kazan’ın açıklamaları şöyle:“Sayın Erdoğan, 28 Şubat’ı eleştirirken, şiir nedeniyle mahkum edilip siyasetten yasaklandığını söyledi. Bu değerlendirme, demokrasi açısından doğrudur, ama bugüne bakınca eksiktir. Çünkü, yargılama boyunca kendisi görevden alınmamıştı, karar kesinleşince de yerine kayyum atanmadı. Belediye Meclisi oylarıyla Gürtuna başkan vekili seçildi. Bugün yaşadıklarımıza bakınca, bu birinci farktır. Çok kısa süreli infazın da, savcı destekli, garsonlu/şefli, balıklı/etli ziyafetlerle geçtiği yazıldı, anlatıldı. Oysa şimdi, bir tweet, haber, makale, gösteri, her türlü eleştiri için önce tutuklanıyorsunuz. Sonra, Kavala örneğindeki gibi, bırakın ziyafeti, eşiniz / çocuklarınızla yüz yüze görüşmesiz, üstelik yıllarca süren bir işkenceyi yaşıyorsunuz. Bu ikinci farktır. Siyasi yasağa gelince, CHP’nin önerisi ve desteği ile Evren anayasasının 76. maddesi, 27.12.2002’de sayın Erdoğan için değiştirildi. Ve dahası, 78. maddeye bir fıkra eklenerek hemen milletvekili olması sağlandı. Oysa bugün tam tersi yapılıyor. Başta CHP, bütün muhalefeti engelleyebilme yolları aranıyor. Bu da üçüncü farktır. Elbet 28 Şubat eleştirilmelidir. Ama bu farkları görmemiz ve yaşadığımız günlerin çok daha baskıcı olduğu kabul etmemiz gerekir.”/Archive/2021/3/1/172253532-tweet.png/Archive/2021/3/1/172302688-ekran-alintisi2.png cumhuriyet.com.tr

Tarkan'dan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar paylaşımı

Tarkan'dan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar paylaşımı Sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'ın “Cumhurbaşkanına alenen hakaret" iddiasıyla yargılandıkları davada ayrı ayrı beraatlerine karar verildi. Tarkan ise sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak "Beraat etmiş olmalarına çok sevindim" dedi. Sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın bir televizyon kanalındaki sözlerine ilişkin “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” iddiasıyla haklarında açılan davada karar çıktı.Mahkeme, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verdi."ÇOK SEVİNDİM"Beraat kararının ardından  sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Tarkan şu ifadeleri kullandı:"Ülkemizin çok kıymetli sanatçıları olan Sayın Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in yargılandıkları davadan beraat etmiş olmalarına çok sevindim."Ülkemizin çok kıymetli sanatçıları olan Sayın Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in yargılandıkları davadan beraat etmiş olmalarına çoook sevindim.— Tarkan (@tarkan) March 1, 2021 cumhuriyet.com.tr

CHP'li Kaya Erdoğan'a seslendi:Çığlıklarıduyun

CHP'li Kaya Erdoğan'a seslendi: Çığlıkları duyun CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, bugün yapılacak kabine toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek yüz yüze sınav kararını gözden geçirmelerini istedi. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, bugün yapılacak kabine toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek yüz yüze sınav kararını gözden geçirmelerini istedi./Archive/2021/3/1/164142869-screenshot1.jpgCHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, bugün “Bir öğretmen olarak konuşmak istiyorum 6 milyona yakın lise öğrencisinin yaklaşık 4 milyonu eğitime ne yüz yüze ne de uzaktan erişebildi. Bu çocuklarımıza erişemedikleri konulardan sınav yapılmak isteniyor. 8 Mart’ta bu sınavlar başlayacak.Bir hafta içerisinde görmedikleri konudan sınav olacak öğrenciler bu sınavdan başarılı olabilir mi? Siz sınav yapmak için mi sınav yapıyorsunuz yoksa öğrencilerimizi bi yere taşımak için mi? Öğrencilerden, öğretmenlerden gelen bu çığlıkları duyun. Sarayın kapılarını, kulaklarınızı açın, size ulaşmayan sorunları dinleyin ve çözüm üretin” dedi. cumhuriyet.com.tr

Afyonkarahisar'daçiğköfteci darbeden saldırgan yeniden gözaltına alındı

Afyonkarahisar'da çiğ köfteci darbeden saldırgan yeniden gözaltına alındı Afyonkarahisar'da sipariş ettiği çiğ köftenin acılı olduğu gerekçesiyle iş yeri çalışanı Yılmaz Koç'u darbeden G.Ş. yeniden gözaltına alındı. Afyonkarahisar'da sipariş ettiği çiğ köftenin acılı olduğu gerekçesiyle iş yeri çalışanı Yılmaz Koç'u darbeden G.Ş. gözaltına alındığı açıklandı.Afyonkarahisar Valiliği'nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Sosyal medyada büyük tepki toplayan, çiğ köfte dükkânında çalışan gence saldıran ve bu saldırgan tavrıyla hepimizin içini acıtan şahıs, Cumhuriyet Savcılığımızın kararıyla Emniyet ekiplerimiz tarafından gözaltına alınmış, şahısla ilgili gerekli adli işlemler devam etmektedir" denildi.Olayın ardından Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından yakalanan G.Ş, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılmıştı.Sosyal medya kullanıcılarının tepkisini toplayan görüntülerin ardından "#GururSenelTutuklansın" etiketleri gündem olmuştu. DHA

AB'den Yemen'e 95 milyon avro yardım

AB'den Yemen'e 95 milyon avro yardım Avrupa Birliği (AB), insani krizin yaşandığı Yemen'e 95 milyon avro yardım sağlayacak. AB Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, çocukların yetersiz beslendiği, çatışma ve kıtlık yaşanan Yemen'e yeni insani yardımda bulunulacağı duyuruldu. Yemen'de çatışmalar nedeniyle binlerce ailenin evlerini terk etmek zorunda kaldığı, özellikle çocuk ve kadınların kıtlık nedeniyle yetersiz beslendikleri vurgulanan açıklamada, AB'nin Yemen'deki insanların acil ihtiyaçlarını karşılamak için 95 milyon avro insani yardım tahsis ettiği belirtildi.Söz konusu yardımın gıda, su, sağlık ve eğitim gibi alanları destekleyeceği bildirilen açıklamada, AB'nin Yemen'e 2015 yılından beri 648 milyon avro insani yardım sağladığı hatırlatıldı.Yemen'deki İran destekli Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten itibaren Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.BİNLERCE KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİYemen'de yaşanan çatışmalarda binlerce kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen'de iç savaş nedeniyle BM'ye göre dünyanın en büyük insani krizlerden biri yaşanıyor ve 22 milyondan fazla insan yardıma ve korunmaya ihtiyaç duyuyor.Uzun süredir devam eden çatışmalar sonucunda bedelini sivillerin ödediği büyük bir insanlık dramına sahne olan Yemen'de temiz suya erişimin kısıtlı olması, yetersiz beslenme, ilaç ve tıbbi malzemelerdeki eksikliklerin yanı sıra sağlık hizmetlerinin yetersizliği gibi nedenler salgın hastalıklara neden oluyor. AA

Çorum'da biröğretmen ve 6öğrencide mutant virüs tespit edildi!

Çorum'da bir öğretmen ve 6 öğrencide mutant virüs tespit edildi! Okullarda yüz yüze Çorum'un Dodurga ilçesi Belediye Başkanı Mustafa Aydın, ilçede görevli bir öğretmen ve 6 öğrencide mutasyonlu virüs tespit edildiğini, ailelerinin de gözetim altına alındığını duyurdu. /Archive/2021/3/1/170408964-corum-mutasyonlu-virus.jpgDodurga Belediye Başkanı Mustafa Aydın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ilçede bir okuldaki görevli öğretmenden kaynaklı, 6 öğrencide mutasyona uğrayan koronavirüs tespit edildiğini bildirdi.Başkan Aydın paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "İlçemizdeki bir okuldaki görevli öğretmenimizden kaynaklı, 6 öğrencimizde mutasyona uğramış Kovid-19 vakası tespit edilmiştir. Numune alınanların sonuçları beklenmektedir. Tüm hemşehrilerimizin dikkatli olması, maske, mesafe ve temizliğe dikkat etmeleri gerekmektedir. İlçemiz dışından misafir kabul edilmemesi, misafirliğe gidilmemesi, lütfen başka yerlerde ikamet edenlerin de sabırla biraz daha ilçemize gelmemelerini önemle rica ederiz." DHA

Yunanistan'a kaçmayaçalışırken yakalanan FETÖfirarisi emekli tuğgeneral adliyeye sevk edildi

Yunanistan'a kaçmaya çalışırken yakalanan FETÖ firarisi emekli tuğgeneral adliyeye sevk edildi Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında yakalama kararı çıkarılan ve Yunanistan'a kaçmaya çalışırken Edirne'de gözaltına alınan emekli tuğgeneral Nuri Cankıymaz adliyeye sevk edildi. Ankara Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan Cankıymaz, sağlık kontrolünün ardından adliyeye getirildi.Şüphelinin, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade vermesi bekleniyor.SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ ile bağlantısı tespit edilen eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı eski tuğgeneral Serdar Atasoy, eski Milli Savunma Bakanlığı Personel Daire Başkanı emekli tuğgeneral Nuri Cankıymaz ve emekli tuğgeneral Celalettin Çoban ile "mahrem imam" Yaşar Özdemir hakkında 27 Ocak'ta gözaltı kararı çıkarmıştı.Eş zamanlı operasyonda Atasoy, Çoban ve Özdemir gözaltına alınmış, Özdemir'in tutuklanmasına karar verilirken diğer 2 şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Firari Cankıymaz hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı.Cankıymaz'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi, 25 Şubat'ta yasa dışı yollardan Yunanistan'a kaçmaya çalışırken Edirne sınırında güvenlik güçlerince yakalanmış ve işlemlerin ardından Ankara'ya getirilmişti. AA

Löw’den Hummels ve Thomas Muller’e açık kapı

Löw’den Hummels ve Thomas Muller’e açık kapı Almanya Milli Takım Teknik Direktörü Joachim Löw, 2018 Dünya Kupası’ndan bu yana milli takımda forma giymeyen Mats Hummels ve Thomas Muller’in bu yaz milli takıma çağrılabileceğini söyledi Almanya Milli Takım Teknik Direktörü Joachim Löw, 2018 Dünya Kupası’ndan bu yana milli takımda forma giymeyen Mats Hummels ve Thomas Muller’in bu yaz milli takıma çağrılabileceğini söyledi.Almanya’da yayın yapan Kicker’a verdiği röportajda Joachim Löw, 2019’da bir daha kadroya almayacağını söylediği Thomas Muller, Jerome Boateng ve Mats Hummel’e ilişkin açıklamalarda bulundu. 2018 Dünya Kupası’nda F Grubunu son sırada tamamlayarak İsveç, Meksika ve Güney Kore’nin arkasında kalan Almanya’da Löw, kadroda değişime gideceğini söylemişti. Dünya kupası sonrasında kadroya çağrılmayan üç isimden Thomas Muller ve Mats Hummels’in 2020 Avrupa Şampiyonası’nda kadroya dönebileceğini söyleyen Alman teknik adam şu ifadeleri kullandı, ‘’ Özel durumlar, karışıklığı kesintiye uğratabilir. Bu üçlünün geleceği benim içinde zor ve önemli bir soru olacak. Hummels ve Müller'in karakteri, başkalarını bastırmamalarıdır. Geçmiş nesillerde, liderlik rollerini tek başına üstlenen ve diğerlerini baskılayan oyuncular vardı fakat şu an durum farklı. Örneğin, Müller, Kimmich'i harika destekliyor ve enerji veriyor. Hummels mükemmel yeteneklere sahip ve hâlâ en üst seviyede oynayabilir, bundan hiç şüphem yok. ‘’ cumhuriyet.com.tr

CHP'den Teoman Sancar'ın istifasıyla ilgili ilk açıklama

CHP'den Teoman Sancar'ın istifasıyla ilgili ilk açıklama CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Denizli Milletvekili Teoman Sancar’ın CHP’den istifasıyla ilgili, "İstifasını açıkladı. İstifa, tek taraflı müessese. Kendi istifa mektubunda ne varsa, biz de onu biliyoruz" açıklamasını yaptı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:'EVLATLARIMIZI ŞEHİT EDENLERİN AYAĞINA GİDENLERİ UNUTMAYACAĞIZ'Bundan tam bir yıl önce, kahraman Mehmetçiklerimiz Suriye’nin İdlib kentinde, Rus uçakları tarafından bombalandı. 34 Mehmetçiğimizi, 34 evladımızı yok yere kaybettik. Yüreklerimiz dağlandı. Bu hükümetin her zaman yaptığı gibi acı haberi vermek yine bir valiye, Hatay Valisi’ne düştü. Erdoğan’ın şahsım hükümeti ortadan kayboldu. Kameraların karşısına çıktığında ise, salondaki milletvekillerine, dostu Trump ile yaptığı Putin dedikodusunu anlattı. Salonda espriler, gülücükler. Kanımız dondu. Bu görüntülerden Erdoğan hicap duymadı. Ama milletimiz kahroldu. Bu gülücükler, espriler 34 askerimizin şehadetinden, Sadece iki gün sonraydı. Altı gün sonra da bu defa Erdoğan’ın şahsım hükümeti, Mehmetlerimizi bombalayanların ayağına gitti.  34 askerimizi şehit eden Rusya, Erdoğan ve ekibini kapıda dakikalarca bekletti. Rus devlet televizyonu kronometre çalıştırıp, bu anları kayda aldı. Ardından da tüm dünyaya servis etti. Erdoğan Kremlin’de gıkını çıkaramadı. Milletimiz bir kez daha kahroldu. Bizler İdlib’de şehit olan evlatlarımızın acısını da ‘her şeyin sorumlusu benim, ben’ diye meydanlarda bağırıp, sonra da işler kötü gittiğinde, sorumluluğu valilere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne atıp kaçanları da unutmayacağız.  Evlatlarımızı şehit edenlerin ayağına gidip kapısında bekleyenleri, bu milletin yüzünü yere düşürenleri asla unutmayacağız. İdlib şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.'TEK MİLLET TARİFİNDE KENDİNE OY VERMEYENLER YOK' Erdoğan’ın şahsım rejiminin alametifarikası keyfiliktir.  Kuralsızlıktır. Her şeyin şahsileştirilmesidir. Milli olması gereken dış politikamız da maalesef tüm bunlardan payını almıştır. Keyfilik dış politikamıza da sirayet etmiş, dış politikamız da şahsileştirilmiştir. ‘Dostum Trump’, ‘Dostum Putin’ diyerek, dış politikayı al-ver üzerine kurgulayan bu tüccar zihniyet, ülkemizi tüm dünyada yalnızlaştırdı. En haklı davalarımızı anlatamaz hale getirdi.  Ve gizli-örtülü yürütülen işler bir milli güvenlik meselesi haline geldi. Daha bir ay olmadı. Gara’da hain bölücü terör örgütü, 13 Türk rehineyi canice katletti. Tüm milletimizin yüreği dağlandı. Operasyonu gerçekleştiren Mehmetçiklerimizle beraber, 16 şehit verdik. Erdoğan’a, ‘hain teröristlerin elindeki yurttaşlarımızı kurtarmak için, Trump ile dostluğunu neden kullanmadın’ diye sormuştuk. Şimdi anlaşılıyor ki Erdoğan’ın şahsım hükümetinin öncelikleri farklıymış. Önceliğinin ne olduğunu, Amerika Birleşik Devletleri’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı, yakın zamanda açıkladı. Meğer Erdoğan, Trump’la yaptığı her görüşmede, tek bir şeyi ısrarla istiyormuş. ‘Halkbank soruşturmasını sonlandırın!’ Şaşırdık mı?  Hayır. Amerikalılara askerimizin başına çuval geçirdiğinde verilmeyen nota, Erdoğan’ın Bakanlarına çikolata kutularında rüşvet dağıtan, bu İranlı genç için verilmişti. Hem de bir de değil, tam iki kez… Bu İranlı genç Türkiye’den kaçtı. ABD’de itirafçı oldu. Şimdi onun itiraflarıyla, Halk Bankası’na büyük cezalar yazılma riski var. Ve tüm bunların sorumlusu Erdoğan, şimdi çıkmış, salgında lebalep doldurduğu partisinin kongre salonlarında, yandaşlarına; ‘tek vatan, tek devlet’, tek millet, tek bayrak’ diye yeminler ettiriyor. Teröristlere bırakıp kaçtıkları, Süleyman Şah Türbesi’nin toprakları, sarayın tek vatan tarifinde yok. Yunanistan geliyor, silahsız olması gereken adaları silahlandırıyor, bize ait adacıklara Yunan bayrağını çekiyor. En son Limoniye Adası’na da bayrak diktiler. Anlaşılan bu adalar da Erdoğan’ın tek vatan tarifine girmiyor. Yine Erdoğan’ın tek millet tarifinde kendine oy vermeyenler yok. Ona oy vermeyen herkes terörist. Tek millet diyen Erdoğan, Mısırlı Esma için ağlar.  Ama aynı Erdoğan, Gara’daki 16 şehidimizin, İdlib’de 34 şehidimizin ardından güler. Erdoğan’ın tek millet tarifinde kim var? O da belli değil.'BİR NESLİ YİTİRİYORUZ' Ülkemiz eğitimde patinaj yapıyor. Bir nesli yitiriyoruz. Bugün çocuklarımız, gençlerimiz, aileler, Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak yüz yüze eğitim kararını bekliyor. Daha bir hafta önce Milli Eğitim Bakanı, ilkokullar ile 8 ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitimin 1 Mart’ta, yani bugün başlayacağını söylemişti. Fakat dün o da Sağlık Bakanı gibi özür diledi. Bazı illerde vaka artışı yaşandığı için yeniden değerlendirme ihtiyacı doğduğunu söyledi. Sayın Bakan bu iş çocuk oyuncağı mı? Maç oynanırken sürekli kural değiştirilir mi? Çocukların kafalarını karıştırmaya ne hakkınız var? Aileler nasıl kendilerini ayarlayacak? Öğretmenler, okullar ne yapacak? Okulların açılmasına göre hazırlık yapan esnafın hali ne olacak? ‘Bugün öyle, yarın böyle’ diyerek, tutarsız politikalarla eğitim sistemi yönetilemez. Okulların açılışı için önce tarih verip, sonra neden erteliyorsunuz? Çocukların, gençlerin hayatı, bu ülkenin bir nesli söz konusu… Ama siz; ‘bir açtık, bir kapadık, bir öyle, bir böyle’ deyip, sürekli patinaj yapıyor, ülkenin geleceğine takoz oluyorsunuz. Devlet böyle mi yönetilir? İşte bizim devlet krizi dediğimiz tam da budur.'BAKALIM BUGÜN NE KARAR ÇIKACAK' Sınav tarihi de değişip, duruyor. ‘1 Mart’ta başlayacak’ denilen sınavlar, Şimdilik 8 Mart’a ertelendi.  Bakalım bugün Bakanlar Kurulu’ndan ne karar çıkacak? Bu hükümet kendi üzerine düşeni yaptı mı? Her öğrenciye ulaşabildi mi? Her öğrenciye eşit eğitim imkânı verebildi mi? Hayır. Bu ülkenin insanlarının umudunu ayakta tutan evlatlarıdır. Bu ülkede analar, babalar yemez; evlatlarına yedirir. Giymez, evlatlarına giydirir. Çocuğu okusun diye ceketini satan nice babalar vardır. Ama Erdoğan’ın şahsım hükümeti, milletimizin, ‘çocuğum okuyacak, kendisini de bizi de kurtaracak’ umudunu elinden çaldı. Eğitimde fırsat eşitliğini bitirdi. Yine Erdoğan’ın şahsım hükümeti, liyakatin yerine sadakati koyarak, milletimizin ‘çocuğum okuyacak, bir iş sahibi olacak’ umudunu da yok etti. İktidara gelir gelmez, bu düzeni biz değiştireceğiz. Bu umutsuzluğu biz bitireceğiz. CHP iktidarında herkesin çocuğu eşit fırsatlara sahip olacak. Milletimizin umutları yeniden büyüyecek.'LEBALEP BATIRDINIZ BİZİ'Esnaflarımız, ‘bugün dükkân açsak, iki yıl borçları ödemeye çalışırız’ diyor. Trabzon’da bir esnafımız kapısına, ‘namuslu bir şekilde battık, devren satılık’ ilanını asıyor. Aynı esnaf devletten ‘bir lira destek almadığını’ söylüyor ve ekliyor ‘hani her esnafımızın ardında, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi olacaktı, lebalep batırdınız bizi...’  Kayserili esnaf dükkânlarına afiş asıyor, ‘nefes alamıyoruz, sesimizi duyan var mı’ diyor. Erdoğan’ın şahsım hükümetinde, sesinizi duyan yok, Kayserili esnaf kardeşlerim… Şehrinizin Ak Partili vekillerine göre milletin hiç sıkıntısı yok. Bir milletvekili; ‘bizi eleştirenler, altı ayda bir cep telefonu, iki yılda bir araba değiştiriyor, artık asgari ücretlinin arabası var’ diyor. Diğeri çıkmış, ‘hayat standardı çok yükseldi artık ev, araba almak zor değil’ buyuruyor. Bir başka Kayserili, Ak Parti Yerel Yönetimler Başkanı, seçmenlerin sesini duymak yerine, seçmenlere beddua okuyor. Yine AK Parti’nin Tanıtım ve Medya Başkanı ‘bizi mahvettiniz’ diyen çiftçiye, ‘pahalı cep telefonu kullanıyorsun’ diye hesap soruyor.  Çiftçi tarım aletini hurdaya satıp Ankara’ya gelmeye çalışıyor, yolunu kesip Başkent’e sokmuyorlar. Tarım Bakanı, ‘çiftçi rekor gelir elde ediyor’ diyebiliyor. İnsanlar, yokluktan, yoksulluktan canına kıyıyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanı; ‘Türkiye’de yoksulluk bitti’ diyebiliyor. Saray; ‘açım’ diye bağıran vatandaşı duymazdan gelirse, eve ekmek götüremeyen esnafa ‘abartıyorsun’ deyip kafasına çay atarsa, çöpten, pazar artıklarından rızık toplayan aç yurttaşlarımızın fotoğraflarına mizansen derse, saray gazeteleri, ‘marketten nasıl alışveriş yapılmaz’ diye manşet atarsa devletin televizyonu, ‘çöpten yemek nasıl toplanır’ diye program yaparsa, devletin ajansı, bu ülkenin esnafı inim inim inlerken, Japon esnafın dertlerini haber yaparsa… Bu hükümetin, milletle irtibatı artık tamamen kopmuş demektir.Öztrak, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı:CHP'Lİ VEKİLİN İSTİFASIDenizli Milletvekili Teoman Sancar’ın CHP’den istifasının nedeni hakkında Öztrak, “İstifasını açıkladı. İstifa, tek taraflı müessese. Kendi istifa mektubunda ne varsa, biz de onu biliyoruz” dedi.'HATAYI ŞAHSIM YAPIYOR, ÖZRÜ BAKANLAR DİLİYOR'Son zamanlarda bakanların özür dilemesi için Öztrak, “Hatayı şahsım hükümeti başı Erdoğan yapıyor özür dilemek bakanlara düşüyor. Erdoğan şahsım hükümetinin başının kibri o kadar büyük ki o milletten özür dilemiyor, o ancak yüce Allah’tan özür diliyor. Özür insani bir şeydir, ama bakanlar özür diliyorlarsa bunun gereğini de yapmalıdırlar. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi görevden aflarını istemelidirler” dedi.'ŞENTOP GÖRÜŞLERİNİ DAHA AÇIK İFADE ETMELİ'TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un fezlekeler ile ilgili parlamentonun çalışmasının sekteye uğratmaması gerektiği ve ara seçim olabileceğini söylemesine ilişkin Öztrak, “Meclis Başkanı’nın ne demek istediğini bu sözlerinden anlamak mümkün değil, görüşlerini daha açık ifade etmesi gerekiyor. Ne demek ‘fezlekeler Meclis gündemini daha fazla işgal etmemeli?’ Neyi kastediyor? Kendisi milli iradeyi ve milletvekilinin hukukunu korumakla yükümlü makamda oturuyor” diye konuştu.Güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin CHP Parti Meclisi’ne yapılan sunumda gündeme gelenler hakkında gelen soruya Öztrak, “Yeni bir hükümet sistemi ve yargıyla ilgili sunumdur. Partimizin çalışmaları devam ediyor, tüm partilerin çalışmaları devam ediyor. Milletimizin hislerine tercüman olmak üzere partilerin büyük çoğunluğu, bu tek adam rejiminden şikayetçi. Herkes güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ile ilgili mutabakata varmış gibi görünüyor” yanıtı verdi. ANKA

ABD'li eski diplomattan Suriye itirafı: Petrolüyağmalayıp satıyorlar

ABD'li eski diplomattan Suriye itirafı: Petrolü yağmalayıp satıyorlar Suudi Arabistan’da görev yapmış Amerikalı eski bir diplomat olan J. Michael Springmann, ABD’nin, Suriye’nin doğal kaynaklarını üçüncü ülkelere göndermek amacıyla yağmaladığını söyledi. İran devlet televizyonu Press TV’ye açıklamalarda bulunan ABD'li eski diplomat J. Michael Springmann, “ABD, Suriye’nin doğal kaynaklarını yağmalamak için Irak’taki askerlerini Suriye’ye gönderiyor... Başta İsrail olmak üzere diğer bölge ülkeleri, ABD’nin yağmaladığı bu doğal kaynaklardan yararlanacaktır” dedi.ABD’nin yüzlerce askerini Irak’tan alıp doğal kaynak bakımından zengin olan Suriye’nin kuzeyindeki Haseke şehrine taşıdığını belirten Springmann, “Bu tutum ABD’nin olağan davranışıdır... Öte yandan, 25 bin askerin koruması altında yemin eden Joe Biden yönetimi ile de bir tezat oluşturmaktadır” dedi.PETROL BÖLGESİNE ASKER YIĞIYORLARSuriye devlet ajansı SANA, 21 Ocak’ta Suriye’nin Al-Shaddadi kasabasındaki Amerikan üssüne helikopterlerle 200 ABD askeri getirildiği haberini yayımlamıştı. Al-Shaddadi kasabası, Suriye devlet destekli medya organının iddia ettiği üzere ABD’nin 40 kamyon dolusu silah ve lojistik ekipman getirdiği Suriye’nin Haseke şehrinin sadece 60 kilometre güneyinde bulunuyor. Habere göre ABD, Suriye’de bulunan doğal kaynaklar ve petrol rezervleri üzerinde daha fazla hakimiyet kurmak amacıyla Deyrizor şehrine ve Omar petrol sahasına da asker yerleştirmeyi planlıyor.AYDA 45 MİLYON DOLAR GELİR2019 ylının Ekim ayında dönemin ABD başkanı Donald Trump, ABD’nin Suriye’deki petrolü kontrol altında tutması ile alakalı, ”Aylık 45 milyon dolar değerinde getirisi olan petrolü elimizde tutmak istiyoruz.  Orada bulunan ExxonMobil adlı petrol şirketiyle anlaşma sağlamalıyız ya da büyük petrol şirketlerimiz oraya gidip bunu gerçekleştirmeli” açıklamasında bulunmuştu. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter