Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Thursday, 06.26.2025, 04:01 AM (GMT)

News - Haberler

Davutoğlu: Artık beyin kanamasına dönüştü!

Davutoğlu: Artık beyin kanamasına dönüştü! Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, KHK'lara ihraç meselesinin artık bir beyin kanamasına dönüştüğünü belirterek, "Bir insan hakları eylem planının kangren haline gelmiş bu soruna el atmaması; OHAL Komisyonuyla ilgili yeni düzenlemelere gitmemesi, süreci hızlandırıp mağduriyetleri gidermemesi beklenemez" dedi. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, yarın açıklanacak İnsan Hakları Eylem Planı'nın samimi bir içerik taşıması için planda sivil ve siyasal hakların garanti edildiğini gösteren kesin taahhütlerin yer alması gerektiğini belirtti.Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığında düzenlediği toplantıda çevrim içi konuşma yaptı.Türkiye'de şu an temel meselenin insan hakları olduğunu belirten Davutoğlu, KHK'lıları hatırlatarak "KHK'larla ihraç meselesi, artık bir beyin kanamasına dönüşmüştür. Bir insan hakları eylem planının kangren haline gelmiş bu soruna el atmaması; OHAL Komisyonuyla ilgili yeni düzenlemelere gitmemesi, süreci hızlandırıp mağduriyetleri gidermemesi beklenemez" diye konuştu. Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: "Bugün açıklamamı tek bir konuya odaklamak istiyorum: İnsan Hakları. Gelecek Partisi olarak sadece hukuk ve yargı alanında değil, sağlık, çevre, ekonomi gibi alanlarda da önceliğimiz insan hak ve onurunun korunmasıdır. Bugün iktidarın insan hakları reformundan bahsediyor olması geç kalmış olmakla birlikte sevindiricidir. Ancak böylesi bir reformun başarılı olması önce sağlıklı bir muhasebe ve özeleştiri yapılmasına sonra da samimiyetle ve tutarlılıkla yaklaşılmasına bağlıdır. Türkiye'de 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının ardından, darbecilerle mücadele adına alınan siyasi kararlar günümüze dek birikerek gelen insan hakları ihlallerine yol açan siyasal, sosyal, ekonomik ve yargısal sorunlar üzerinde etkili olmuştur.OHAL SÜRECİNE TEPKİOHAL süreci ve bunun uzantısı olarak ilan edilen Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kadar, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte gelişen siyaset etme modeli de sorunlar yumağının büyümesinde etkili olmuştur. Selçuk Özdağ'ın öldürmeye teşebbüs ile silahlı ve sopalı saldırıda yaralanmasının ardından zanlılar önce tutuklanmış daha sonra iktidar ortağı MHP'li milletvekillerinin savcıları açık bir şekilde tehdit etmesi üzerine bir ay bile geçmeden serbest bırakılmışlardır.Böyle bir ortamda yargıdan adalet dağıtmasını beklemek, bir hayalperestliktir. Böyle bir ortamda insan hakları reformundan bahsedilemez. Hakimler ve Savcılar Kurulu özerk kılınmadıkça yargı bağımsızlaşamaz. Yargı bağımsızlaşmadıkça Türkiye’nin insan hakları sorunu da çözülemez. Türkiye'de insan hakları alanındaki önemli sorunlardan biri de tutukluluğun ceza hükmü yerine geçirilmesidir. Tutukluluk, ceza yargılamasının ancak istisnaen başvurulması gereken bir unsurudur.'SİYASETİ DİZAYN ETME HEDEFİ'Seçim kazanmak için kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan'ı, TRT'ye çıkarmakta terörist başından mektup getirtmekte beis görmeyenlerin terör iddiasıyla milyonlarca vatandaşın oylarına lanet okuyarak parti kapatmaya yönelmesi siyaseti dizayn etme hedefine yöneliktir. İnsan haklarının garantisi olan Anayasa hükümlerinin göz göre göre uygulanmaması, yürütme gücünün yargıyı hakimiyeti altına almasının eseridir. Diğer bir deyişle bu tablo, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ürünüdür.Cumhurbaşkanı'nı yargının en yüksek amirine dönüştüren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ilga edilmedikçe bu uygulamalar sona erdirilemeyecek ve insan hakları ihlalleri de engellenemeyecektir. Türkiye'deki insan hakları ihlallerinin temelinde yer alan diğer bir faktör, Anayasanın 119. maddesinin 6. fıkrasının Cumhurbaşkanına sunduğu Olağanüstü Hal Kanun hükmünde kararnamesi çıkarma yetkisidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Bakanlar Kurulu'nu ilga ettiği için yeni düzende bu yetkiyi Cumhurbaşkanı tek başına kullanmakta. Üstelik Anayasanın 148. maddesi, OHAL KHK'larına yargı bağışıklığı sunduğu için bunlar, Anayasa Mahkemesi'nce denetlenemiyor.İKTİDARA ÇAĞRI OHAL mutlak bir keyfilik rejimine dönüşüyor ve yoğun insan hakları ihlallerine yol açıyor. Nitekim Temmuz 2016 ve Temmuz 2018 tarihleri arasında kabul edilen 31 OHAL KHK'sıyla onbinlerce kişi, aileleriyle birlikte mağdur edildi ve sivil ölüme terk edildi. Bu tablonun bir kez daha tekrarlanmaması için OHAL KHK'sı kavramının tümüyle ilgası gerekiyor. İktidara çağrımız: Bugüne dek yapmayı beceremediğiniz işi yapın ve hukuk devleti ilkelerine uyun. Evrensel insan hakları değerlerine saygı gösterin. Bunu gerçekleştirecek yargıyı da bağımsız kılın. KHK'larla ihraç meselesi, artık bir beyin kanamasına dönüşmüştür. Bir insan hakları eylem planının kangren haline gelmiş bu soruna el atmaması; OHAL Komisyonuyla ilgili yeni düzenlemelere gitmemesi, süreci hızlandırıp mağduriyetleri gidermemesi beklenemez." cumhuriyet.com.tr

THY uçağına bomba ihbarı

THY uçağına bomba ihbarı Türk Hava Yolları'nın Oslo-İstanbul seferini gerçekleştiren yolcu uçağına bomba ihbarı yapıldı. Türk Hava Yolları'nın Oslo-İstanbul seferini gerçekleştiren yolcu uçağına bomba ihbarı yapıldığı öğrenildi.AirportHaber'de yer alan habere göre, Norveç'in başkenti Oslo'dan İstanbul'a gelmek üzere havalanan TK1752 sefer sayılı yolcu uçağında hareketli dakikalar yaşandı. TC-LSF kuyruk tescilli A321neo tipi yolcu uçağı havadayken yapılan bomba ihbarı sonrasında İstanbul Havalimanı'na inişine müteakip güvenli bir alana çekildi. Güvenlik ekiplerinin olaya müdahale ettiği ve bomba imha uzmanlarının uçakta arama yaptığı belirtildi. cumhuriyet.com.tr

Yok sayılan muhteşem kadınlar

Yok sayılan muhteşem kadınlar Ne tarih, ne sinema, ne edebiyat, ne bilim bu kadınları yeterince anlatmaz... The Dig'den bir kare...The Dig adlı filmi mutlaka izleyin. Beğeneceksiniz. Neredeyse tüm oyuncuları benim aktörlerim, aktrislerimdir. Bir arkeolojik keşfin öyküsünün anlatıldığı filmi keyifle izledim ama anlatacak değilim. Arkadaşım Emrah Kolukısa iki hafta önce bu filme ilişkin hayli ayrıntılı, güzel bir yazı yazdı, okumuşsunuzdur.Keyifle izledim tabii de özellikle bir sahne çok ama çok canımı sıktı. Kitaplardan uyarlanan filmlerin pek başarılı olmadığı düşünülür; bu film için bu tamamen geçerli değilse de o sahne bana da bir kez daha bu görüşün doğru olabileceğini düşündürttü, ne yalan söyleyeyim. Sahne şu; evin sahibesi Edith Pretty evinin bahçesinde amatör bir arkeoloğun yaptığı kazıyı sandalyesinde oturarak izler. Sadece bir kere vardır bu sahne ama seyircinin kafasında Pretty’nin tüm bu olağanüstü işler yapılırken sadece “seyirci” olduğu düşüncesini uyandırıyor. Bunun büyük bir haksızlık olduğunu düşündüm. Bu çok beğendiğim filmde tüm dünya arkeolojisini heyecanlandıran bir buluşun sahibi olan Pretty’nin ne kadar işlevsiz bir hale sokulduğunu gördüm./Archive/2021/3/1/172853950-pd-edith-pretty.jpgEdith PrettyHAKKI YENMİŞ BİR KADINOya hiç de öyle değildir. Belki kazıları zaman zaman sandalyesine oturarak izlemiş de olabilir ama filmde diğer yaptıklarından çok az söz edildiği için bu görüntü tüm yaptığının bu olduğunu düşündürtebilir izleyenlere. Büyük günahtır bu. Çünkü bu muhteşem kadın “insan merakı”nın iyi yönlendirilirse nelere yol açabileceğinin çok iyi bir örneğidir. Kimseyi inandıramadığı için evinin bahçesinde bir dünya hazinesi yattığına inandırmakla geçirmiştir zamanının çoğunu. Kadın olduğu için sözünü dinletmesi kolay olmamıştır. Mısır’da gezmiş, Nil kıyısındaki arkeolojik kazıları izlemiş bir arkeoloji tutkunuydu. Biraz da spiritüal inançlarının zorlamasıyla bahçesindeki höyüklerde araştırma yapılması için çırpınmıştı. Önce British Museum uzmanlarını ikna etmesi gerekmiş, kazı için bütçe çıkarma peşinde koşmuş, irili ufaklı bürokratik engeli, nihayet bölgede kendisine yönelik önyargıları aşma mücadelesi vermiş, tümünün üstesinden gelip dünyanın en önemli arkeolojik hazinesini insanlığa armağan etmişti.Bugün onun ısrarı, elbette öngörüsü sayesinde evinin bahçesinde kazılan höyüklerde bulunan devasa anglosakon gemi kalıntılarını gidip görebiliyoruz sergilendiği müzede. Bu kalıntılar bulunduktan tam on iki yıl sonra adının yazıldığı bir plaketi sergi salonuna asma “lütfunu” gösterdiler Pretty’nin. Hakkı yenmiş, kendisine çok az reva görülen değeri çok geç fark edilmiş müthiş bir kadındı. Ama kadındı. Tüm yaşadıkları bu yüzdendi zaten. O nedenle filmde sadece evinin bahçesinde kazı izleyen biri gibi gösterilmesi kanıma dokundu./Archive/2021/3/1/172838201-mary-anning.jpgMary AnningDİNOZORLARI BULAN BİR KADINDIKadınların başına bu hep gelir, malum. İngiliz fosil araştırmacısı (eğitimi falan yoktu, çok az okuma yazma bilirdi) Mary Anning de hakkı yenmiş kadınlardandır. 1799, Lyme Regis doğumludur. Güzel yerdir, fosil cennetidir, gittim buralara ben. Babası marangozdu Mary’nin ama fosil araştırmaları konusunda kendini yetiştirmişti. Bulup satardı, bölgenin özelliğinden ötürü yapılacak başka iş yoktu çünkü. O dönem babalarının asla yapmayacağı bir şeyi yapıp kızı Mary’ye altı yaşından itibaren bir fosilin nasıl bulunacağını, temizleneceğini öğretti. Bu çok az okuma yazma bilen kız çocuğu kendi kendine jeoloji, anatomi öğrendi.Henüz 12 yaşındayken 1811 civarında garip görünümlü fosilleşmiş bir kafatası buldu. Daha da araştırınca 1883’de 5.2 metre uzunluğundaki iskeletini de buldu bu kafatasının. Bir canavar keşfetti diye korkanlar da oldu ondan. Bilim adamları bir timsah sandılar buluşu. Sonunda Ichthyosaurus veya 'balık kertenkelesi' olarak adlandırıldı fosil. Oysa ne balıktı ne kertenkele. Mary,  200 milyon yıl önce yaşadığı tahmin edilen büyük bir deniz sürüngeninin fosilini bulmuştu.  Sürüngene yakın' anlamına gelen Plesiosaurus'un tüm iskeletini keşfeden ilk kişi odu. Bilim dünyasını çalışmalarını tanımadı ama. 1828'de Mary, bu sefer uzun kuyruklu, kanatlı garip bir iskelet buldu. Bulduğu şey ilk Pterozordu daha sonra Pterodactyl adıyla bilinen büyük bir dinozor yani. Mary 1847'de, henüz 47 yaşındayken göğüs kanserinden öldü, mali sıkıntı içinde hem de. Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilenen ichthyosaur, plesiosaur, pterosaur adlarını taşıyan dinozorlar onun keşfidir.  Ne tarih, ne sinema, ne edebiyat, ne bilim bu muhteşem kadınları anlatmaz. Devam yazıları yazmayı sevmem ama haftaya size muhteşem bir kadının muhteşem öyküsünü yazayım bari.Filme öfkem böyle sakinleşir belki. Mustafa K. Erdemol

Eski Sovyet lideri Gorbaçov'dan kritik 'nükleer' uyarısı

Eski Sovyet lideri Gorbaçov'dan kritik 'nükleer' uyarısı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) eski Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, tüm dünyanın, vakit çok geç olmadan nükleer silahlar konusunda harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Mihail Gorbaçov, Sputnik haber ajansı ile röportajında, yaşadığımız dönemi, “sorumluluk gerektiren çok zorlu bir dönem” olarak tarif etti.Gorbaçov, “İnanç sahibi olmalı ve harekete geçmeliyiz. Nükleer sorunu tüm dünyada ele alınmalı. Rusya’nın tüm dünya devletlerine, “nükleer bir savaş asla kazanılmaz ve asla yapılmamalı” formülünü  teklif ettiğine dikkat çekmek isterim. Özellikle 1985 yılında, dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan’a da söylediklerimin arkasındayım. Bu söylemin bir sonucu olarak, pek kolay olmasa da, geçmişte nükleer silahsızlanma sürecini başlatmıştık” dedi.ABD, ANLAŞMADAN TEK TARAFLI OLARAK ÇEKİLDİReagan ve Gorbaçov, 1985 yılındaki Cenevre zirvesinde “nükleer savaş asla kazanılamaz ve asla yapılmamalıdır” ilkesini benimsedi. 1987’de iki lider, yeni bir silahlanma yarışını önlemek amacıyla Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması’nı imzaladı. Taraflar, 500 ila 5 bin 500 kilometre menzilli  gemiden veya yerden fırlatılan tüm balistik füzeleri imha etmeyi kabul etti. 2019 yılında ise ABD antlaşmadan tek taraflı olarak geri çekildi. cumhuriyet.com.tr

Turgut Kazan'dan Erdoğan'a: "Yargılandın ama yerine kayyum atanmadı"

Turgut Kazan'dan Erdoğan'a: "Yargılandın ama yerine kayyum atanmadı" Hukukçu Turgut Kazan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat açıklamaları üzerine Twitter hesabından paylaşımda bulundu. Hukukçu Turgut Kazan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat açıklamaları üzerine Twitter hesabından paylaşımda bulundu.Turgut Kazan, Erdoğan’ın 1998’de okuduğu şiir nedeniyle 4 ay hapis yattığı süreçle ilgili önemli hatırlatmalar yaptı. Kazan, "Sayın Erdoğan, 28 Şubat’ı eleştirirken, şiir nedeniyle mahkum edilip siyasetten yasaklandığını söyledi. Bu değerlendirme, demokrasi açısından doğrudur, ama bugüne bakınca eksiktir. Çünkü, yargılama boyunca kendisi görevden alınmamıştı, karar kesinleşince de yerine kayyum atanmadı. Belediye Meclisi oylarıyla Gürtuna başkan vekili seçildi” dedi.Turgut Kazan’ın açıklamaları şöyle:“Sayın Erdoğan, 28 Şubat’ı eleştirirken, şiir nedeniyle mahkum edilip siyasetten yasaklandığını söyledi. Bu değerlendirme, demokrasi açısından doğrudur, ama bugüne bakınca eksiktir. Çünkü, yargılama boyunca kendisi görevden alınmamıştı, karar kesinleşince de yerine kayyum atanmadı. Belediye Meclisi oylarıyla Gürtuna başkan vekili seçildi. Bugün yaşadıklarımıza bakınca, bu birinci farktır. Çok kısa süreli infazın da, savcı destekli, garsonlu/şefli, balıklı/etli ziyafetlerle geçtiği yazıldı, anlatıldı. Oysa şimdi, bir tweet, haber, makale, gösteri, her türlü eleştiri için önce tutuklanıyorsunuz. Sonra, Kavala örneğindeki gibi, bırakın ziyafeti, eşiniz / çocuklarınızla yüz yüze görüşmesiz, üstelik yıllarca süren bir işkenceyi yaşıyorsunuz. Bu ikinci farktır. Siyasi yasağa gelince, CHP’nin önerisi ve desteği ile Evren anayasasının 76. maddesi, 27.12.2002’de sayın Erdoğan için değiştirildi. Ve dahası, 78. maddeye bir fıkra eklenerek hemen milletvekili olması sağlandı. Oysa bugün tam tersi yapılıyor. Başta CHP, bütün muhalefeti engelleyebilme yolları aranıyor. Bu da üçüncü farktır. Elbet 28 Şubat eleştirilmelidir. Ama bu farkları görmemiz ve yaşadığımız günlerin çok daha baskıcı olduğu kabul etmemiz gerekir.”/Archive/2021/3/1/172253532-tweet.png/Archive/2021/3/1/172302688-ekran-alintisi2.png cumhuriyet.com.tr

Tarkan'dan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar paylaşımı

Tarkan'dan Müjdat Gezen ve Metin Akpınar paylaşımı Sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'ın “Cumhurbaşkanına alenen hakaret" iddiasıyla yargılandıkları davada ayrı ayrı beraatlerine karar verildi. Tarkan ise sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak "Beraat etmiş olmalarına çok sevindim" dedi. Sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın bir televizyon kanalındaki sözlerine ilişkin “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” iddiasıyla haklarında açılan davada karar çıktı.Mahkeme, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verdi."ÇOK SEVİNDİM"Beraat kararının ardından  sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Tarkan şu ifadeleri kullandı:"Ülkemizin çok kıymetli sanatçıları olan Sayın Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in yargılandıkları davadan beraat etmiş olmalarına çok sevindim."Ülkemizin çok kıymetli sanatçıları olan Sayın Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in yargılandıkları davadan beraat etmiş olmalarına çoook sevindim.— Tarkan (@tarkan) March 1, 2021 cumhuriyet.com.tr

CHP'li Kaya Erdoğan'a seslendi:Çığlıklarıduyun

CHP'li Kaya Erdoğan'a seslendi: Çığlıkları duyun CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, bugün yapılacak kabine toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek yüz yüze sınav kararını gözden geçirmelerini istedi. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, bugün yapılacak kabine toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek yüz yüze sınav kararını gözden geçirmelerini istedi./Archive/2021/3/1/164142869-screenshot1.jpgCHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, bugün “Bir öğretmen olarak konuşmak istiyorum 6 milyona yakın lise öğrencisinin yaklaşık 4 milyonu eğitime ne yüz yüze ne de uzaktan erişebildi. Bu çocuklarımıza erişemedikleri konulardan sınav yapılmak isteniyor. 8 Mart’ta bu sınavlar başlayacak.Bir hafta içerisinde görmedikleri konudan sınav olacak öğrenciler bu sınavdan başarılı olabilir mi? Siz sınav yapmak için mi sınav yapıyorsunuz yoksa öğrencilerimizi bi yere taşımak için mi? Öğrencilerden, öğretmenlerden gelen bu çığlıkları duyun. Sarayın kapılarını, kulaklarınızı açın, size ulaşmayan sorunları dinleyin ve çözüm üretin” dedi. cumhuriyet.com.tr

Afyonkarahisar'daçiğköfteci darbeden saldırgan yeniden gözaltına alındı

Afyonkarahisar'da çiğ köfteci darbeden saldırgan yeniden gözaltına alındı Afyonkarahisar'da sipariş ettiği çiğ köftenin acılı olduğu gerekçesiyle iş yeri çalışanı Yılmaz Koç'u darbeden G.Ş. yeniden gözaltına alındı. Afyonkarahisar'da sipariş ettiği çiğ köftenin acılı olduğu gerekçesiyle iş yeri çalışanı Yılmaz Koç'u darbeden G.Ş. gözaltına alındığı açıklandı.Afyonkarahisar Valiliği'nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, "Sosyal medyada büyük tepki toplayan, çiğ köfte dükkânında çalışan gence saldıran ve bu saldırgan tavrıyla hepimizin içini acıtan şahıs, Cumhuriyet Savcılığımızın kararıyla Emniyet ekiplerimiz tarafından gözaltına alınmış, şahısla ilgili gerekli adli işlemler devam etmektedir" denildi.Olayın ardından Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından yakalanan G.Ş, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılmıştı.Sosyal medya kullanıcılarının tepkisini toplayan görüntülerin ardından "#GururSenelTutuklansın" etiketleri gündem olmuştu. DHA

AB'den Yemen'e 95 milyon avro yardım

AB'den Yemen'e 95 milyon avro yardım Avrupa Birliği (AB), insani krizin yaşandığı Yemen'e 95 milyon avro yardım sağlayacak. AB Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, çocukların yetersiz beslendiği, çatışma ve kıtlık yaşanan Yemen'e yeni insani yardımda bulunulacağı duyuruldu. Yemen'de çatışmalar nedeniyle binlerce ailenin evlerini terk etmek zorunda kaldığı, özellikle çocuk ve kadınların kıtlık nedeniyle yetersiz beslendikleri vurgulanan açıklamada, AB'nin Yemen'deki insanların acil ihtiyaçlarını karşılamak için 95 milyon avro insani yardım tahsis ettiği belirtildi.Söz konusu yardımın gıda, su, sağlık ve eğitim gibi alanları destekleyeceği bildirilen açıklamada, AB'nin Yemen'e 2015 yılından beri 648 milyon avro insani yardım sağladığı hatırlatıldı.Yemen'deki İran destekli Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten itibaren Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.BİNLERCE KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİYemen'de yaşanan çatışmalarda binlerce kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen'de iç savaş nedeniyle BM'ye göre dünyanın en büyük insani krizlerden biri yaşanıyor ve 22 milyondan fazla insan yardıma ve korunmaya ihtiyaç duyuyor.Uzun süredir devam eden çatışmalar sonucunda bedelini sivillerin ödediği büyük bir insanlık dramına sahne olan Yemen'de temiz suya erişimin kısıtlı olması, yetersiz beslenme, ilaç ve tıbbi malzemelerdeki eksikliklerin yanı sıra sağlık hizmetlerinin yetersizliği gibi nedenler salgın hastalıklara neden oluyor. AA

Çorum'da biröğretmen ve 6öğrencide mutant virüs tespit edildi!

Çorum'da bir öğretmen ve 6 öğrencide mutant virüs tespit edildi! Okullarda yüz yüze Çorum'un Dodurga ilçesi Belediye Başkanı Mustafa Aydın, ilçede görevli bir öğretmen ve 6 öğrencide mutasyonlu virüs tespit edildiğini, ailelerinin de gözetim altına alındığını duyurdu. /Archive/2021/3/1/170408964-corum-mutasyonlu-virus.jpgDodurga Belediye Başkanı Mustafa Aydın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ilçede bir okuldaki görevli öğretmenden kaynaklı, 6 öğrencide mutasyona uğrayan koronavirüs tespit edildiğini bildirdi.Başkan Aydın paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "İlçemizdeki bir okuldaki görevli öğretmenimizden kaynaklı, 6 öğrencimizde mutasyona uğramış Kovid-19 vakası tespit edilmiştir. Numune alınanların sonuçları beklenmektedir. Tüm hemşehrilerimizin dikkatli olması, maske, mesafe ve temizliğe dikkat etmeleri gerekmektedir. İlçemiz dışından misafir kabul edilmemesi, misafirliğe gidilmemesi, lütfen başka yerlerde ikamet edenlerin de sabırla biraz daha ilçemize gelmemelerini önemle rica ederiz." DHA

Yunanistan'a kaçmayaçalışırken yakalanan FETÖfirarisi emekli tuğgeneral adliyeye sevk edildi

Yunanistan'a kaçmaya çalışırken yakalanan FETÖ firarisi emekli tuğgeneral adliyeye sevk edildi Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında yakalama kararı çıkarılan ve Yunanistan'a kaçmaya çalışırken Edirne'de gözaltına alınan emekli tuğgeneral Nuri Cankıymaz adliyeye sevk edildi. Ankara Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan Cankıymaz, sağlık kontrolünün ardından adliyeye getirildi.Şüphelinin, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade vermesi bekleniyor.SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİAnkara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ ile bağlantısı tespit edilen eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı eski tuğgeneral Serdar Atasoy, eski Milli Savunma Bakanlığı Personel Daire Başkanı emekli tuğgeneral Nuri Cankıymaz ve emekli tuğgeneral Celalettin Çoban ile "mahrem imam" Yaşar Özdemir hakkında 27 Ocak'ta gözaltı kararı çıkarmıştı.Eş zamanlı operasyonda Atasoy, Çoban ve Özdemir gözaltına alınmış, Özdemir'in tutuklanmasına karar verilirken diğer 2 şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Firari Cankıymaz hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı.Cankıymaz'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi, 25 Şubat'ta yasa dışı yollardan Yunanistan'a kaçmaya çalışırken Edirne sınırında güvenlik güçlerince yakalanmış ve işlemlerin ardından Ankara'ya getirilmişti. AA

Löw’den Hummels ve Thomas Muller’e açık kapı

Löw’den Hummels ve Thomas Muller’e açık kapı Almanya Milli Takım Teknik Direktörü Joachim Löw, 2018 Dünya Kupası’ndan bu yana milli takımda forma giymeyen Mats Hummels ve Thomas Muller’in bu yaz milli takıma çağrılabileceğini söyledi Almanya Milli Takım Teknik Direktörü Joachim Löw, 2018 Dünya Kupası’ndan bu yana milli takımda forma giymeyen Mats Hummels ve Thomas Muller’in bu yaz milli takıma çağrılabileceğini söyledi.Almanya’da yayın yapan Kicker’a verdiği röportajda Joachim Löw, 2019’da bir daha kadroya almayacağını söylediği Thomas Muller, Jerome Boateng ve Mats Hummel’e ilişkin açıklamalarda bulundu. 2018 Dünya Kupası’nda F Grubunu son sırada tamamlayarak İsveç, Meksika ve Güney Kore’nin arkasında kalan Almanya’da Löw, kadroda değişime gideceğini söylemişti. Dünya kupası sonrasında kadroya çağrılmayan üç isimden Thomas Muller ve Mats Hummels’in 2020 Avrupa Şampiyonası’nda kadroya dönebileceğini söyleyen Alman teknik adam şu ifadeleri kullandı, ‘’ Özel durumlar, karışıklığı kesintiye uğratabilir. Bu üçlünün geleceği benim içinde zor ve önemli bir soru olacak. Hummels ve Müller'in karakteri, başkalarını bastırmamalarıdır. Geçmiş nesillerde, liderlik rollerini tek başına üstlenen ve diğerlerini baskılayan oyuncular vardı fakat şu an durum farklı. Örneğin, Müller, Kimmich'i harika destekliyor ve enerji veriyor. Hummels mükemmel yeteneklere sahip ve hâlâ en üst seviyede oynayabilir, bundan hiç şüphem yok. ‘’ cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter