Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Monday, 06.30.2025, 06:26 PM (GMT)

News - Haberler

HDP’nin kapatılmaçağrılarıile parti kapatma yeniden gündeme geldi: Kapatılan parti güçlendi

HDP’nin kapatılma çağrıları ile parti kapatma yeniden gündeme geldi: Kapatılan parti güçlendi Cumhur İttifakı’nın, HDP’nin kapatılması yönünde çağrı yapması ile parti kapatmalar yeniden gündeme geldi. Türkiye’nin çok partili siyasi yaşama geçmesi ile birlikte çok sayıda parti farklı gerekçelerle kapatıldı. Sadece 1961’de kurulan Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından bugüne kadar 25 siyasi parti kapatıldı. Bu siyasi partilerin temsilcileri, farklı ad ile kurulan yeni bir partiyle siyasete devam ederken, katıldıkları ilk seçimde aldıkları oy oranlarıyla da dikkat çekiyor. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlanmasının ardından Türkiye, Nuri Demirağ liderliğindeki Milli Kalkınma Partisi (MKP) ve CHP’den koparak kurulan Demokrat Parti ile birlikte çok partili siyasi yaşama adım attı. Daha önceki denemelere karşın başarılı olan bu süreçte, çok sayıda siyasi parti de kapatıldı. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesine kadarki süreçte, parti kapatmaların çoğunluğunun gerekçesini “komünizm propagandası yapmak” ve “irticayı teşvik etmek” oluşturdu. Bu kapsamda: İslam Koruma Partisi, 1946’da; İslam Demokrasi Partisi, 1952’de; Türk Muhafazakâr Partisi, 1953’te ve Millet Partisi 1954’te “dini siyasete alet etmek” gibi gerekçelerle kapatıldı. Çiftçi Köylü Partisi, 1946’da; Türk Sosyal Demokrat Partisi, Türkiye Sosyalist İşçi Partisi ile Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi 1946’da; Türkiye Sosyalist Partisi, 1952’de ve Hikmet Kıvılcım liderliğinde 1954’te kurulan Vatan Partisi ise 1957’de “komünistlik” gibi suçlamalarla kapatılan partilerden bazılarını oluşturdu. Demokrat Parti (DP) ise bu süreçte kapatılan partiler arasında en bilineni oldu. DP, 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinin ardından 29 Eylül 1960’ta, askeri mahkeme kararıyla kapatıldı./Archive/2021/2/26/032917070-demirelsayfa9.jpgKOALİSYONA ORTAK OLDUKapatılan partilerin bazıları, farklı siyasi adlar ile siyasete devam etti. 1950 seçimlerinde yüzde 52.64 ile iktidara gelen, oy oranını 1954 seçimlerinde yüzde 57.61’e çıkaran ancak ekonomik sıkıntılar gibi nedenlerle halk desteğini yitirmeye başlayan DP, 1957 seçimlerinde 47.87’ye geriledi ve Meclis’te çok sayıda sandalye kaybetti. DP’nin kapatılmasının ardından başta Adalet Partisi olmak üzere bazı partiler, DP’nin mirasını taşıdığı iddiasıyla Türk siyasi sahnesinde yer aldı. Demokrat adını andırdığı için Demir Kırat sloganını kullanan AP, 1960’taki askeri müdahalenin ardından yapılan ilk genel seçimlere katılarak yüzde 34.8 oy oranı ile sandıktan ikinci parti olarak çıktı ve sandıktan birinci çıkmasına karşın çoğunluğu bulamayan CHP ile koalisyon kurdu. Daha sonra partinin genel başkanlığına, sonraki yıllarda (1993) cumhurbaşkanı Süleyman Demirel geçti. Demirel liderliğindeki AP, 1965 seçimlerinde aldığı yüzde 52.87 oy ile birinci parti oldu. 12 Eylül askeri darbesi ile kapatılan siyasi partilerin 1983’te yeniden açılması ile birlikte AP’nin mirasçısı olarak değerlendirilen Doğru Yol Partisi (DYP) kuruldu./Archive/2021/2/26/032917461-erbakansayfa9.jpgSANDIKTAN BİRİNCİ ÇIKTIPartilerinin kapatılmasına karşın farklı siyasi partiler kuran bir çizgi de Milli Görüş çizgisi. Necmettin Erbakan liderliğinde kurulan ve “laikliğe aykırı eylemleri” nedeniyle 1971’de kapatılan Milli Nizam Partisi’nin mirasçısı, 1972’de açılan Milli Selamet Partisi oldu. Kurulduktan bir yıl sonraki genel seçimlere katılan MSP, yüzde 11’lik oy oranı ile 48 milletvekili çıkardı ve 1974’teki koalisyonun ortağı oldu. 1977 genel seçimlerinde oy oranı yüzde 8.6’a düşen MSP, 1980’de “laikliğe aykırı eylemler” gerekçesi ile kapatıldı. Milli Görüş çizgisi, 1983’te kurulan Refah Partisi (RP) adıyla siyasete devam etti. Kurulduktan sonraki ilk seçimlere katılamayan RP, 1986’daki ara seçimlere katıldı ancak oy oranı yüzde 4.76’da kaldı. 1994’teki yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarını kazanan, 1995 genel seçimlerinde ise yüzde 21.38 oy ile sandıktan birinci çıkan RP, 1998’de “laikliğe aykırı eylemleri” nedeniyle kapatıldı./Archive/2021/2/26/032915992-akpsayfa9.jpgGÖMLEK GİTTİ, İKTİDAR GELDİMilli Görüş çizgisi, RP’nin ardından Fazilet Partisi adıyla siyasete devam etti ancak Fazilet Partisi, 2001’de, RP’nin devamı olduğu ve “laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle kapatıldı. Fazilet Partisi’nin kapatılmasının ardından iki yeni parti siyasi yaşama katıldı: “Milli Görüş gömleğini” çıkaran ve Fazilet Partisi’ndeki yenilikçi kanadı oluşturan Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç gibi isimlerin liderliğindeki AKP ile Milli Görüş çizgisini devam ettiren gelenekçilerin kurduğu Saadet Partisi. 2001’de kurulan AKP, bir yıl sonra gerçekleştirilen seçimlerde aldığı yüzde 34.28 oy oranı ile sandıktan ilk parti olarak çıktı ve 19 yıllık iktidarını başlatmış oldu. Saadet Partisi ise yüzde 2.49 oy oranı ile Meclis dışında kaldı. AKP için de 2008’de “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle kapatma davası açılsa da söz konusu dava, 6 AYM üyesinin aleyhte oy kullanması nedeniyle reddedildi.AYM,  25 PARTİ KAPATTIParti kapatma davaları, 1961’de Anayasa Mahkemesi’nin kurulmasıyla birlikte AYM tarafından görülmeye başlandı. Günümüze kadar 25 siyasi parti AYM tarafından kapatıldı. Daha önce kapatma gerekçelerinden olan “komünizm propagandası yapma”nın yerini ise “bölücülük” aldı. Bu kapsamda, kapatılan 25 siyasi partinin kapatılma gerekçelerini, “bölücülük”, “laikliğe aykırı eylemler” ve “yasal zorunlulukları yerine getirmemek” oluşturdu. Kapatılan partilerin 6’sı, 12 Eylül darbesi ile tüm siyasi partilerin faaliyetlerinin yasaklanması öncesinde, 19’u ise 1983’te siyasi partilerin faaliyetlerinin serbest bırakılmasının ardından günümüze kadar geçen süreçte kapatıldı. AYM tarafından kapatılan 25 siyasi parti ve kapatılış yılları şöyle: “İşçi-Çiftçi Partisi (1968), Türkiye İleri Ülkü Partisi (1971), Türkiye İşçi Partisi (1971), Milli Nizam Partisi (1972), Büyük Anadolu Partisi (19 Aralık 1972), Türkiye Emekçi Partisi (1980), Huzur Partisi (1983), Türkiye Birleşik Komünist Partisi (1991), Halk Partisi (1991), Sosyalist Parti (1992), Halkın Emek Partisi (1993), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (1993), Sosyalist Türkiye Partisi (1993), Yeşiller Partisi (1994), Demokrasi Partisi (1994), Demokrat Parti (1994), Sosyalist Birlik Partisi (1995), Demokrasi ve Değişim Partisi (1996), Emek Partisi (1997), Diriliş Partisi (1997), Refah Partisi (1998), Demokratik Kitle Partisi (1999), Fazilet Partisi (2001), Halkın Demokrasi Partisi (2003), Demokratik Toplum Partisi (2009).”/Archive/2021/2/26/033020148-zanasayfa9.jpg9 KÜRT PARTİSİNDEN 5’İ BÖLÜCÜLÜKTENDemokrat Parti ve Milli Görüş çizgilerinin ardından etnik kökene dayalı toplamda 9 Kürt partisi kuruldu. Söz konusu partilerden 5’i “bölücülük” gerekçesiyle kapatıldı. İlk partileri, Sosyaldemokrat Halkçı Parti’den 1989’da Paris’te düzenlenen “Kürt Ulusal Kimliği ve İnsan Hakları” konulu konferansa katıldığı gerekçesiyle ihraç edilenler ve buna tepki göstererek istifa edenler tarafından 1990’da kurulan Halkın Emek Partisi (HEP) oldu. 1991’deki seçimlere barajın aşılamayacağı gerekçesiyle SHP listesinden giren HEP’liler, Meclis’te 21 milletvekili ile temsil edildi. 1992’de, Meclis’in açılışında yaşanan “Kürtçe yemin krizi” nedeniyle kapatılma davası açılan HEP, 1993’te, “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma amacını taşımak” gerekçesiyle kapatıldı. HEP’in kapatılması sürecinde Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) kurulsa da aynı yıl ÖZDEP de kapatıldı. Bu nedenle bazı HEP milletvekilleri, Demokrasi Partisi’ne (DEP) geçti. DEP de 1994’te AYM kararıyla kapatıldı. Aynı yıl, Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) kuruldu. 1995’teki genel seçimlere katılan ancak yüzde 10 barajını aşamayan HADEP, parti kongresinde terör örgütü PKK bayrakları ile PKK elebaşı Abdullah Öcalan posterlerinin açılması ve Türk bayrağının indirilmesi olayları ile gündeme geldi. HADEP de 2003’te, “yasadışı faaliyetlerin merkezi” olduğu gerekçesi ile kapatıldı. Aynı siyasi gelenek içinde yer alan ve 1997’de kurulan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) hakkında 2002’de kapatılma davası açılsa da DEHAP 2005’te kendini feshetti. 5 KEZ KAPATILDIHADEP ve ardından DEHAP’ın mirasçısı olarak ise Demokratik Toplum Partisi (DTP), 2005’te kuruldu. Seçim barajı nedeniyle 2007 seçimlerine “Bin Umut Adayları” adıyla bağımsız olarak seçime giren DTP, arasında Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ve Leyla Zana gibi isimlerin de bulunduğu 21 milletvekili ile Meclis’te temsil edildi. “PKK’nin terör örgütü olmadığı” yönündeki açıklamaları ile tepki çeken DTP, 2009’da, “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine eylemlerin odağı haline gelmesi, terör örgütü tarafından kurulması ve Öcalan’dan talimat alması” gerekçeleri ile kapatıldı. Böylece DTP; HEP, DEP, ÖZDEP ve HADEP’in ardından bu siyasi çizgiden kapatılan 5. ve son siyasi parti oldu. DTP’liler ise 2008’de kurulan Barış ve Demokrasi Partisi’nde (BDP) siyasete devam etti. BDP, kapatılan 5 parti ve kendini fesheden bir partinin ardından bu siyasi çizgide kurulan 7. parti oldu. Ancak BDP, 2014’te adını Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak değiştirdi ve milletvekilleri 2012’de kurulan Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) katıldı. HEP ile başlayan Kürt partileri, bugün 2 siyasi parti ile temsil ediliyor. OYLARI ‘ÇÖZÜM’ İLE ARTTI“Türkiyelileşme” politikası yürüttüğü iddiasıyla çıkan HDP, AKP ile yürütülen Çözüm Süreci’nde oy oranını artırdı. Terör örgütü PKK yöneticilerinden Cemil Bayık’ın da oy verilmesi çağrısında bulunduğu HDP, barajı geçen ilk Kürt partisi oldu ve Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13,12 oy alarak 80 milletvekili çıkardı. Ancak HDP, Kasım 2015 erken seçiminde oylarını koruyamadı ve yüzde 10.76'ya geriledi. HDP’nin oy kaybında, HDP’li milletvekillerinin PKK’li teröristlerin cenazelerine katılması ve “Çözüm Süreci”nde silah ve mühimmat depolayan PKK’ye karşı Güneydoğu’da yürütülen “Hendek Operasyonları” etkili oldu. Yaklaşık 6 ay süren operasyonlar sırasında, PKK tarafından belediye kontrolündeki yolların altına bomba döşenmesi ve binalar arasında tüneller oluşturulması kamuoyunun tepkisini çekerken, operasyonlar sırasında 800’ü aşkın asker, polis veya korucu şehit oldu.  Sefa Uyar

Stephen King’in kült romanı‘Hayvan Mezarlığı’bir kez daha filme uyarlanacak

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Stephen King’in kült romanı ‘Hayvan Mezarlığı’ bir kez daha filme uyarlanacak Daha önce iki kez filmi çekilen "Hayvan Mezarlığı", bu kez Stephen King’in orijinal eserinde olmayan bir prequel ile beyazperdeye aktarılacak. Yeni uyarlama Paramount+'da yayımlanacak. /Archive/2021/2/25/181104566-stephen-king-hayvan-mezarligi.jpgWebtekno'nun aktardığı habere göre, Stephen King’in 1983 yılında yayımlanan kült korku romanı "Pet Sematary" (Hayvan Mezarlığı) bir kez daha filme uyarlanacak. Şu ana kadar CBS All Access olarak hizmet veren ancak önümüzdeki aydan itibaren Paramount+ olarak yeniden adlandırılacak abonelik temelli yayın ağında yayımlanacak yeni "Hayvan Mezarlığı" uyarlaması, 2019’da gösterime giren filmin öncesini konu alacak."Hayvan Mezarlığı" için "kariyeri boyunca yazdığı tüm romanlar arasında en korkutucusu" ifadesini kullanan King'in kitabı, Mary Lambert yönetmenliğinde 1989 yapımı "Hayvan Mezarlığı" ve 1992 yapımı "Hayvan Mezarlığı 2" adlı filmlere uyarlandı. İlk uyarlama dönemine göre beklentileri karşılamayı başarsa da 2019 yılında gösterime giren yeni "Hayvan Mezarlığı" filmi, pek çok kişi için hayal kırıklığından ibaretti.Evlerinin yakınında bulunan eski bir mezarlıkta hem baştan çıkarıcılık hem de dehşet ile karşılaşan bir aileyi merkezine alan "Hayvan Mezarlığı", pek çok ürkütücü ve rahatsız edici imgeyi barındıran bir dünyada geçiyor.HİKAYENİN ÖNCESİNİ ANLATACAKParamount+'ın prequel (bir edebiyat eserinin, sinema filminin veya dizinin öncesini konu edinen bölüm) yapımında 2019 yılında gösterime giren filmin yapımcısı Lorenzo di Bonaventura ile senaristi Jeff Buhler, bir kez daha bir araya gelecek.Yapım, daha önce görmüş olduğumuz hikayelerin öncesini anlatacağından içeriği hakkında bir tahminde bulunmak zor. Bununla birlikte Stephen King’in orijinal eserinde bir prequel bulunmadığı için yapımcıların markaya "kendi hikâyeleriyle" devam edeceği düşünülüyor.2019 yapımı "Hayvan Mezarlığı"nın fragmanı şöyle: cumhuriyet.com.tr

NASA, Mars’taki Jezero Krateri'nin panoramik fotoğrafınıpaylaştı

NASA, Mars’taki Jezero Krateri'nin panoramik fotoğrafını paylaştı ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) Mars’ta keşif yapan uzay aracı Perseverance, Jezero Krateri'nin fotoğrafını çekti. O fotoğraf, NASA tarafından paylaşıldı. NASA’nın Kızıl Gezegen Mars’ta bulunan ve keşiflerine devam eden uzay aracı Perseverance, üzerin de bulunan Mastcam-Z kameralarıyla Jezero Krateri'nin fotoğrafını çekti.142 fotoğrafın birleştirilmesiyle oluşturulan 360 derecelik panoramik fotoğraf, NASA tarafından paylaşıldı. Fotoğraf, Mars üzerinde çekilen en net fotoğraf olma özelliğini taşıyor. 7 aylık ve 470 milyon kilometrelik yolculuğun ardından 20 Şubat'ta Mars yüzeyine inmeyi başarmıştı./Archive/2021/2/25/164410912-nasa-marstaki-jezero-kraterinin-panoramik-fotografini-paylasti_1.jpg DHA

Karanlık maddeden süper kütleli kara delikler oluşabileceği keşfedildi

Karanlık maddeden süper kütleli kara delikler oluşabileceği keşfedildi Yeni bir çalışma karanlık maddeden süper kütleli kara delikler oluşabileceğini öne sürüyor. Araştırma, devasa kozmik nesnelere dair gizemi, yani bu nesnelerin tam olarak ne şekilde ve nasıl bu kadar hızlı oluştukları yönündeki çözümü imkansız görünen problemi ele almayı hedefliyor.Araştırmacılar, Büyük Patlama'dan 800 milyon yıl kadar sonrası gibi erken bir tarihte süper kütleli kara delikler gözlemledi. Bu kadar kısa sürede nasıl oluştukları veya başlangıçta nasıl ortaya çıktıkları belli değil.Bilim insanları kara deliklerin büyümesini genellikle bizi çevreleyen yıldızları ve gezegenleri oluşturan "normal" yani baryonik maddeye atıfla açıklıyor.Ancak yeni araştırma, baryonik madde yerine karanlık maddeden oluşmuş ve etrafında seyreltik karanlık maddeden bir halka mevcut olan kararlı galaksi çekirdekleri olabileceğini öne sürüyor. Bunların merkezleri o kadar yoğunlaşabilir ki artık kendilerini destekleyemedikleri noktaya varınca çökmelerine yol açıp, geride süper kütleli kara delikler bırakabilir.Araştırmacılar bunun, öne sürülen diğer mekanizmalardan çok daha hızlı gerçekleşebileceğini söylüyor. Bu da bu tür kara deliklerin kendilerini çevreleyen galaksiler bile var olmadan önce, nasıl bu kadar hızlı oluşabildiğini açıklayabilir.Kraliyet Astronomi Topluluğu'nun Aylık Bildirimler (Monthly Notices) yayınında yer verilen araştırmayı yöneten, Nacional de La Plata Üniversitesi'nden Carlos R. Argüelles, "Bu yeni oluşum senaryosu, öncesinde yıldız oluşumu gerektirmeden ve gerçekçi olmayan genişleme oranlarına sahip çekirdek kara deliklere başvurmaya gerek kalmadan, süper kütleli kara deliklerin evrenin erken dönemlerinde nasıl oluştuğuna doğal bir açıklama getirebilir" dedi.Bu anlatı aynı zamanda daha küçük karanlık madde halelerinin kritik kütleye asla ulaşamayacağı için çöküşten kurtulabileceğini de ileri sürüyor. Söz konusu durum da merkezinde süper kütleli kara delikler yerine karanlık madde çekirdeğine sahip cüce galaksiler oluşmasına neden oluyor.Öte yandan araştırmacılar, bu çekirdeklerin bıraktığı kütle çekim modellerinin de geleneksel bir kara deliğe benzeyeceğini iddia ediyor.Argüelles, "Burada, böyle bir çekirdek-hale karanlık madde dağılımının kozmolojik bir çerçeve içinde gerçekten de oluşabileceğini ve evrenin ömrü boyunca kararlı kalabileceğini ilk kez ispatlamış olduk" dedi.Araştırmacılar, bu tarz süper kütleli kara deliklerin nasıl oluştuğunun kesin biçimde anlaşılması için daha fazla araştırma gerektiğini belirtiyor. Bu araştırmalar kendi galaksimiz Samanyolu da dahil olmak üzere, evrende bu tür karanlık madde çekirdekleri bulunup bulunamayacağının keşfedilmesine de katkı sağlayabilir.Kaynak: Independent Türkçe cumhuriyet.com.tr

Doğalgazın küreselısınmaya etkisi nedir?

Doğalgazın küresel ısınmaya etkisi nedir? Doğalgazın kömüre oranla daha az karbondioksit ürettiği bilinir. Ürettiği karbondioksit oranı, diğeriyle kıyaslandığında yarıya düşüyor. Peki doğalgaz kullanımımız atmosfere gerçekten daha az karbon salınmasıyla mı sonuçlanıyor? ABD’de yapılan bir araştırma, ülkede çevre ve atmosfer kirliliğinin en düşük seviyelerde olduğu 1997-2013 yılları aralığına odaklanarak düşüşün sebeplerini ortaya çıkarmaya çalıştı. Ve görüldü ki ekonominin büyümekte oluşuyla insanların daha çok alışveriş yapması karbondioksit üretimine de katkıda bulunarak karbon salınımını artırmaya devam ediyor. Ancak bu yıllar içinde kimi zaman yaşanmış olan ılık kış aylarında karbon salınımının azaldığı görüldü. Yani bir yandan daha az yakıt kullanarak azalttığımız karbondioksit üretimini, diğer taraftan daha fazla alışveriş yaparak dengeleyebiliyoruz.Doğalgaz da bu konuda önemli bir rol oynuyor. Ama doğalgazla çalışan üretim tesislerinin sayısı arttıkça çevre kirliliğini azaltma yönündeki katkıları azalıyor. Araştırmacılar, ucuz ve bol olan doğalgazın kömür kullanımına duyulan ihtiyacı azalttığını ama diğer taraftan rüzgar ve güneş gibi yeşil ve sürdürülebilir enerjilere geçişi önlediğini söylüyor. Bu da sonuçta atmosfere hiç zarar vermeyecek enerji üretim yöntemlerine geçişi zorlaştırmakta. Yani bu sorunun cevabı onu hangi açıdan ele alıp değerlendirdiğimize göre değişebilir. Sıfır kirlilik yolunda ilerlemeye çalışan bir medeniyet için doğalgazın sunduğu çözüm bu hedefe pek uygun değil.Kaynak: popsci.com cumhuriyet.com.tr

Dolar tekrardan yükselişe geçti

Dolar tekrardan yükselişe geçti Dolar/TL'de yükseliş akşam saatlerinde hız kazandı. ABD 10 yıllık tahvil getirisinin 1,60 zirvesini görmesiyle dolar/TL akşam saatlerinde 7,44 seviyelerini gördü. Kur ardından 7,40'ın altına indi. ABD tahvil faizindeki yükseliş piyasaya baskı yaratan en önemli başlıklardan biri. Şubat başından yüzde 1,10 seviyelerinde olan ABD 10 yıllık tahvil getirisi 1,60 zirvesini gördü. Dolar/TL de akşam saatlerinde 7,44 seviyelerine kadar çıktı. Dolar/TL saat 21:30 itibariyle 7,3810 seviyesinde yer aldı. cumhuriyet.com.tr

Covid-19 tedavisinde semptomatik tedaviönemli

Covid-19 tedavisinde semptomatik tedavi önemli Koronavirüs karşısında zamanın doğru yönetilmesi açısından semptomatik tedavilerin çok önemli olduğunu vurgulayan Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, “Sürekli öksürmeden dolayı insanlar normal yaşam düzenlerini kaybedebiliyor, bu da hem uykusuzluğa hem de vücut direncinin düşmesine sebep olabiliyor.” dedi. Cander, bu durumun en erken şekilde kontrol altına alınıp tedavi edilmesinin hastalığın seyri açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. ATUDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cander, koronavirüs hastalarında öksürüğün tedavisine yönelik açıklamalarda bulundu.  İlk günden itibaren koronavirüs hastalığının en önemli belirtilerinin başında kuru öksürüğün geldiğini ifade eden Prof. Dr. Cander, viral enfeksiyonlarda, kuru ve sık sık şeklinde öksürükler gördüklerini belirtti ve öksürüklerin etkilerine dikkat çekti. Koronavirüs vakalarının hastalık seyrinde en önemli noktanın vücut direnci olduğunun altını çizen Prof. Dr. Cander, “Koronavirüs karşısında vücut direncinin güçlü olması çok büyük önem arz ediyor. Çünkü siz farkında bile olmadan bir şekilde virüse muhatap kalmış olabiliyorsunuz. Vücudunuzun o virüsü yenebilmesi için vücut savunma mekanizmasının güçlü olması lazım. Güçlü vücut sistemini sağlayacak şeylerin başında ise düzenli hayat, uyku düzeni, sağlıklı beslenme ve spor yapmak geliyor” dedi.VÜCUT DİRENÇLERİNİN ZAYIF OLMASIKronik ve ciddi rahatsızlıklar (kalp ve böbrek hastalıkları vb.) geçiren hastaların vücut dirençlerinin zayıf olmasından dolayı bu savaştan galip ayrılmasının zorlaştığını ifade eden Prof. Dr. Başar Cander, şöyle devam etti:“Akşam öksüren ve uyku düzeni bozulan birisinin vücut direnci düşebiliyor. Öksürük gece sık sık yaşanıyor ve öksürüğü kontrol altına alamıyorsanız bu durum koronavirüs gibi viral hastalıklarda çok büyük problemler yaratıyor. Eğer ciddi rahatsızlıklar yaşamış biriyseniz vücut direnciniz düşmeden bunu tedaviyle birlikte kontrol altına almanız gerekiyor. Koronavirüs, daha çok ağız ve burun yoluyla damlacık enfeksiyonuyla bulaşan bir hastalık. Pozitif olan birisi virüsü sizin yüzünüze doğru ya da uzaktan öksürürse bu sizin virüse maruz kalma oranınızı artırabilir.”KONTROL ALTINA ALINMASI ÖNEMLİKoronavirüs hastalarında öksürüğün kontrol altına alınmasının önemli bir tedavi metodu olarak karşımıza çıktığını ifade eden Prof. Dr. Başar Cander, “Koronavirüste genel olarak semptomların başlama süreci farklılıklar gösterebiliyor. Çok başka semptomlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Koronavirüste diğer virüslerden farklı olarak koku ve tat alma kaybıyla ilgili farklılarla da karşılaşabiliyoruz. Ateşli olan dönemi takiben öksürüğün 1-2 günlük süreç içerisinde ortaya çıktığını görüyoruz. Öksürüğün belirginleştiğine ve giderek arttığına şahit oluyoruz. Çoğu zaman hastalarımız iyileşiyor ve hastalığın getirdiği diğer problemler de tamamen düzelmiş oluyor. Hastalığın çoğunu atlatmış olsa bile öksürük daha uzun süre devam edebiliyor. Çünkü öksürük geç iyileşen bir mekanizma olabiliyor. Çevremizden de gözlemlediğimiz kadarıyla, koronavirüs sürecinde hastalar öksürüğü kendilerini çok rahatsız eden bir semptom olarak ifade ediyor” dedi. Bir hastanın öksürük şikayetiyle geldiğinde normal şartlar altında semptomların üzerine çok farklı şekillerde gidebildiklerini ancak koronavirüs gibi hastalıklarda semptomatik tedavinin daha belirleyici olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cander, “Bu amaçla biz öksürük refleksini baskılayacak tedavilerle öksürüğü kontrol altına alıyoruz” diye konuştu.KRONİK HASTALIĞI OLANLARDA KORONAVİRÜSÜN SEYRİ AĞIRLAŞABİLİYORKoronavirüs sürecinde öksürük yeterli bir şekilde tedavi edilemezse hastada efor kapasitesinde düşme yaşanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Başar Cander, “Astım gibi kronik bir hastalığı varsa eğer hastaların seyirleri ağırlaşabilir” diye konuştu.Koronavirüs karşısında zamanın doğru yönetilmesi açısından semptomatik tedavilerin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Başar Cander, “Sürekli öksürmeden dolayı insanlar normal yaşam düzenlerini kaybedebiliyor. Bu hem uykusuzluğa hem de vücut dirençlerinin düşmesine sebep olabiliyor. Semptomların en erken şekilde tedavi edilmesi ve kontrol altına alınması kritik bir önem taşıyor. Öte yandan koronavirüs ve gribal enfeksiyonu tamamen birbirinden ayırmamız mümkün değil. Ek semptomlar, hastalığın seyri ve şu andaki tablolar ikisini birbirinden ayırmamıza yardımcı olabilir. Koronavirüsü de üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde başladığı için gribal enfeksiyonlardan çok fazla ayıramıyoruz. Koronavirüste balgamlı öksürük beklemiyoruz, daha çok kesik ve kuru öksürük şeklinde oluyor” diye konuştu.Kişinin etrafında birisi koronavirüs olmuşsa, buna eşlik eden tat ve koku alma kaybı varsa bunun koronavirüs olduğunu düşündüklerini ifade eden Prof. Dr. Başar Cander, “Daha önce akciğer hastalığıyla ilgili problem yaşamış insanlar (astım, KOAH gibi) koronavirüse karşı daha fazla dikkat etmeliler. İleriki yıllarda bu rahatsızlığı geçirmiş hastaların akciğerleri üzerinde, koronavirüsün bıraktığı etkileri daha net bir şekilde görebileceğiz. Ancak şimdilik gördüğümüz kadarıyla akciğerlerde bazı genişleme yani akciğerin elastiğinde azalma gibi bazı problemlere sebep olabiliyor. Koronavirüs hastalarında, bu şekilde kalıcı etkiler görülebiliyor” diyerek sözlerini tamamladı. Sibel Bahçetepe

Ticaret Bakanlığıişçi alımıkura sonuçlarıaçıklandı

Ticaret Bakanlığı işçi alımı kura sonuçları açıklandı Ticaret Bakanlığı tarafından İŞKUR aracılığıyla gerçekleştirilecek sürekli işçi alımı için kura çekimi sonuçları belli oldu. Yüz on beş kişinin alınacağı süreçte kura çekimi bugün gerçekleştirildi. Ticaret Bakanlığı Döner Sermaye Teşkilatı birimlerinde Sürekli İşçi Kadrosunda çalıştırılmak üzere Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) aracılığıyla sürekli işçi alınacak. Yüz on beş kişinin alınacağı süreçte kura çekimi bugün gerçekleştirildi. 70 güvenlik ve 45 beden işçisi istihdam edecek olan Ticaret Bakanlığı, 15 Şubat-19 Şubat tarihleri arasında sürekli işçi alımı başvurularını kabul edeceğini duyurmuştu. Kura çekilişi saat 11.00 itibariyle başladı. Covid-19 önlemleri kapsamında kura çekilişinin yapıldığı Ticaret Bakanlığı Konferans Salonu'na adaylar alınmadı.Asıl ve yedek adaylara ilişkin listeye https://ticaret.gov.tr/duyurular/115-surekli-isci-alimi-kura-sonuclari adresi üzerinden ulaşılabilir.KURA SONRASI SÖZLÜ MÜLAKATSözlü sınav günü, saati ve yeri ile sınava katılmaya hak kazanan adaylar, Ticaret Bakanlığının internet adresinden bildirilecek. Bu duyuru tebliğ mahiyetinde olacak ve ilgililerin adreslerine posta yoluyla ayrıca tebligatta bulunulmayacak.Noter kurası sonucunda sözlü sınava katılmaya hak kazanan asıl listede yer alan adaylar ile işe göndermede öncelikli olan adayların beyan etmeleri gereken belgeler 26 Şubat 2021 Cuma günü www.ticaret.gov.tr adresinden duyurulacak olan belge yükleme sistemi aracılığıyla alınacak.BAŞVURU ŞARTLARI NELER?1. 2527 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48 inci maddesi (A) bendi hükümleri kapsamında;a.Türk Vatandaşı olmak,b.Kamu haklarından mahrum bulunmamak,c.Askerlik ile ilişiği bulunmamak (yapmış/yapıyor olmak, tecilli veya muaf olmak) d.Görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmamak,2. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre; affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak,3. İlan tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamış olmak, 35 yaşını doldurmamış olmak,4. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almıyor olmak şartları aranır.5. Başvurulan;a. Güvenlik Görevlisi (Silahlı) Kadrosu için:i. En az ortaöğretim en çok ön lisans mezunu olmak,ii. 5188 sayılı kanun gereği Özel Güvenlik Temel Eğitimini başarı ile tamamlamış olmak, Valilik tarafından düzenlenen Özel Güvenlik Kimlik (silahlı) Kartına sahip olmak (Kimlik geçerlilik süresi dolanlar için yenileme eğitiminin yapılmış olması gerekmektedir.)iii. Kaçak/Tasfiyelik/Yolcu Beraberi Eşya/Araç Ambarları ile Geçici Depolama Yeri/Antrepo gibi hizmet yerlerinde gece ve gündüz, iç ve dış mekânda 7 gün 24 saat esasına göre vardiyalı sistemde çalışmaya engel durumu bulunmamak,iv. Güvenlik işi yapmaya engel sağlık sorunu bulunmamak, sağlık durumunu Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in Sağlık Şartları başlıklı 18 inci maddesinde belirtilen hususları kapsayacak şekilde “özel güvenlik görevlisi olur” şeklinde Sağlık Kurulu Raporu (heyet) ile belgelemek,v. Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak.vi. Güvenlik Görevlisi sürekli işçi kadrosuna atanabilmek için erkek adaylar için 172 cm kadın adaylar için 165 cm boy şartını sağlıyor olmak.b. Beden İşçisi Kadrosu için:i. En az ortaöğretim mezunu olmakii. Kaçak/Tasfiyelik/Yolcu Beraberi Eşya/Araç Ambarları ile Geçici Depolama Yeri/Antrepo gibi hizmet yerlerinde ihtiyaç duyulan, eşyanın teslim alınması, çekimi ve taşınması, araçlara yüklenmesi, boşaltılması, tasnif edilmesi, ambar ve saha temizliği gibi ağır işlerde bedenen çalışma gerektiren işler ve ilgili diğer hizmetlerin yürütülmesinde görevini sürekli yapmasına engel hali bulunmamak. cumhuriyet.com.tr

Murat Emir'den, Fahrettin Koca'ya 'aşıfiyatları' yanıtı:Çırpındıkça batıyor

Murat Emir'den, Fahrettin Koca'ya 'aşı fiyatları' yanıtı: Çırpındıkça batıyor CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın aşı fiyatlarıyla ilgili açıklamasına tepki gösterdi. Emir, ''Sağlık Bakanı, 1 milyon ücretsiz aşıya para ödendiğini itiraf etti'' dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği, ''Çin'den gelen 1 milyon doz ücretsiz aşının Keymen şirketi tarafından Devlet Malzeme Ofisi'ne her bir dozu 12 dolardan fatura edilip edilmediği'' sorusuna Bilim kurulu Toplantısı'nın ardından yanıt veren Koca, ''Ülkeler arası ticari sır olarak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini görüyoruz. Ülkeler arasında bunun ilişkileri etkileyebileceğini ve ücret ve benzeri noktalarda bunun ticari sır olarak kalmasını sözleşmeye de konduğunu ve bu nedenle de fiyatı özellikle söylememiştim ama şunu ifade etmiştim: Biz aşıyı dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz'' ifadelerini kullandı.Koca'nın açıklamalarının ardından sosyal medya hesabından paylaşım yapan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, ''Sağlık Bakanı, 1 milyon ücretsiz aşıya para ödendiğini itiraf etti: 'Üretici firma nakit akışı sağlamak için distribütör firmasına bedelsiz olarak verdik ama ücretini olduğu gibi aldık dedi.' Genel başkanımızın iddiaları doğrulanmış oldu. 12 milyon dolar, aracı firmanın kasasında kalmış'' ifadelerini kullandı.''ÇIRPINDIKÇA BATIYOR''Emir, ''Bakan Fahrettin Koca çırpındıkça batıyor. 'Hiçbir şekilde aracı firmaya bir kuruş verilmemiştir' diyor. Aracı firma bedelsiz aldığı 1 milyon doz aşıyı DMO’ya 12 milyon dolara satınca devlet aracı firmaya 12 milyon dolar kar payı vermiş olmuyor mu? Lafı dolandırmayın'' açıklamasını yaptı./Archive/2021/2/25/225239230-emir-tweet-1.jpg/Archive/2021/2/25/225250230-emir-tweet-2.jpg cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter