News - Haberler
Devlet Bahçeli'nin hedef aldığıSevilay Yılman'dan açıklama: 'Korku sardı'
Devlet Bahçeli'nin hedef aldığı Sevilay Yılman'dan açıklama: 'Korku sardı' Bahçeli'nin tweetinin ardından gazetecileri endişe sardı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Necdet Saraç, Şaban Sevinç, Ali Haydar Fırat, Hakan Bayrakçı ve yazarımız Orhan Bursalı ile birlikte hedef gösterdiği Habertürk yazarı Sevilay Yılman, sosyal medyadan açıklama yaptı. Bahçeli'ye seslenen Yılman, 'Şahsımı hedef gösterdiğiniz bu tweet dolayısıyla telefonum susmuyor. Ailem başta olmak üzere eş dost arayıp; 'Dikkat et çünkü artık her an başına bir şey gelebilir' diyor" açıklamasında bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter'dan yayınladığı mesajlarda yazarımız Orhan Bursalı ile gazeteciler Necdet Saraç, Şaban Sevinç, Ali Haydar Fırat, Hakan Bayrakçı ve Sevilay Yılman'ı hedef aldı. Sosyal medyadan açıklama yapan Habertürk yazarı Sevilay Yılman, hedef gösterildiği için sık sık uyarılar aldığını aktardı. Daha önce de MHP'li isimler tarafından hedef alınan gazeteciler saldırıya uğramıştı.Bahçeli'nin hedef göstermesi nedeniyle korku yaşadığını aktaran Yılman şu açıklamaları yaptı:"Sayın Devlet Bahçeli, şahsımı hedef gösterdiğiniz bu tweet dolayısıyla telefonum susmuyor. Ailem başta olmak üzere eş dost arayıp; 'Dikkat et çünkü artık her an başına bir şey gelebilir' diyor. Bir tweetiniz yüzünden insanları böyle korku sarması gerçekten anlaşılır gibi değil.Bir de çok tuhaf ama ne ekranda ne de yazımda 'erken seçim olacak' gibi bir ifadem asla olmadı. Tersini savundum hep! Çünkü yeni sistemde bunun kararının da Cumhurbaşkanı kararnamesi veya meclisin 4'te 3 çoğunluğu ile mümkün olduğunu iyi bilen bir gazeteciyim!Ayrıca beni takip edenler kabul edeceklerdir: İktidara da muhalefete de gerektiğinde eleştirel yaklaşımı olan; iktidara ya da muhalefete kategorik yandaş ya da kategorik karşıt bir gazeteci değilim. Ya birileri yanlış bilgi vermiş benimle ilgili ya da siz isimleri karıştırdınız!""İLK VE SON SÖZÜMDÜR"Ali Haydar Fırat ise Bahçeli'nin hedef gösterdiği tweeti alıntılayarak Mustafa Kemal Atatürk ve katledilen yazarımız Uğur Mumcu'nun fotoğraflarını paylaşarak, "İlk ve son sözümdür..." notunu düşütü./Archive/2021/3/31/174346115-ali-haydar.jpgBAYRAKÇI'DAN AÇIKLAMAGazeteci Hakan Bayrakçı ise yayınladığı mesajda, "Adımı birlikte andığınız arkadaşlarımla gurur duyarım. İnançları doğrultusunda konuşurlar. Biliniz ki ne TV kanallarından, ne de CHP’den hiçbirimiz maaş almayız, menfaat sağlamayız. Ve hatta yeri geldiğinde de muhalif partileri eleştiririz. Selam ve saygılarımla" dedi. Bayrakçı'nın bu açıklamasını, hedef gösterilen bir diğer gazeteci Şaban Sevinç de paylaştı.NE OLMUŞTU?Devlet Bahçel, Necdet Saraç, Şaban Sevinç, Ali Haydar Fırat, Hakan Bayrakçı, Orhan Bursalı ve Sevilay Yılman’ın ismini verdi. Bahçeli, “Mesela, Necdet Saraç, Şaban Sevinç, Ali Haydar Fırat, Hakan Bayrakçı, Orhan Bursalı ve Sevilay Yılman’a varıncaya kadar farklı televizyon ekranlarda CHP’nin hem sözcülüğünü hem seçim kulisi yapan ücretli tetikçilere üzülüyorum, durmadan yırtınıp kendilerini paralıyorlar” diyerek gazetecileri hedef almıştı. cumhuriyet.com.trAynıaileden 5 kişi koronavirüsten yaşamınıyitirdi
Aynı aileden 5 kişi koronavirüsten yaşamını yitirdi Sakarya'nın Akyazı ilçesinde 3 hafta içerisinde aynı aileden 5 kişi, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Aileden 5 kişinin ise koronavirüs tedavisi gördüğü bildirildi. Akyazı ilçesine bağlı Hasanbey Mahallesi’nde yaşayan 5 çocuk babası 58 yaşındaki Ahmet Aydın, dün tedavi gördüğü Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Ahmet Aydın'ın cenazesi aynı gün Akyazı'da toprağa verildi.Ahmet Aydın’ın son 3 haftada annesi Keziban Aydın, üvey annesi Türkan Aydın ve kız kardeşleri Safiye Aydın Demirtaş ve Emine Aydın Salih’i koronavirüs nedeniyle kaybettiği belirtildi.Koronavirüs nedeniyle Aydın ailesinden 2 kişinin Akyazı ilçesinde evde, 3 kişinin ise hastanede tedavi gördüğü belirtildi. Akyazı İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı filyasyon ekipleri ailenin diğer fertleri ve yakınlarıyla ilgili çalışma başlattı. cumhuriyet.com.trSüveyşKanalı’ndaki kazaya yönelik soruşturma kararı
Süveyş Kanalı’ndaki kazaya yönelik soruşturma kararı Mısır, 6 gün boyunca Süveyş Kanalı’nı tıkayan konteyner gemisi Ever Given’ın yaptığı kaza ile ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Süveyş Kanalı’nda karaya oturarak küresel ticarette büyük zarara yol açan Panama bandıralı konteyner gemisi Ever Given’ın kurtarılmasının ardından geçişler yeniden başladı. Süveyş Kanalı İdaresi (SCA) yetkilisi Sayed Sheaysha yaptığı açıklamada, kazayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurarak uzmanların olayla ilgili verileri elde etmek için bugün gemiye çıkacaklarını belirtti. Ever Given’in kaptanı ve geminin Japon sahibi Shoei Kisen Kaisha şirketinin soruşturmada işbirliği yapmaya hazır olduklarını ifade ettiklerini aktaran Sheaysha, kanal idaresi tarafından gönderilmesi talep edilen belgelerin hala kendilerine ulaştırılmadığını vurguladı. Sheaysha, soruşturma kapsamında geminin denize elverişliliğinin ve mürettebatın eylemlerinin de inceleneceğini aktardı. İHAYeni Zelanda'da asgariücrete zam, zenginlere yüksek vergi geldi
Yeni Zelanda'da asgari ücrete zam, zenginlere yüksek vergi geldi Yeni Zelanda’da asgari ücret, saatlik 20 dolara yükseltildi. Zenginlere yüzde 39 vergi getirildi. Başbakan Jacinda Ardern, "Bu artış en savunmasız gruplara olan destekleri ve iyileştirmeleri temsil ediyor" dedi. Asgari ücretin saatini 18.90 dolardan 20 dolara yükselten ve en yüksek gelir dilimine sahip gruplara yüzde 39 vergi getiren yasa, yarın uygulanmaya başlanacak. Hükümet, asgari ücret zammından 175 bin 500 işçinin yararlanacağını ve bunun ekonomiye yıllık etkisinin 216 milyon dolar olacağının tahmin edildiğini açıkladı. Yeni yasayla, yüzde 39'luk vergi oranı ise yılda 180 bin dolardan fazla kazananlara uygulanacak. Yeni Zelanda'da bu gruba giren kişi sayısı ülke nüfusunun yüzde ikisine tekabül ediyor. Yeni gelir vergisinin ülke ekonomisine katkısının yıllık 550 milyon dolar civarında olması bekleniyor. "DAHA YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR" Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, asgari ücretteki artışın seçim vaatlerinden biri olduğunu belirterek, “Bu artış en savunmasız gruplara olan destekleri ve iyileştirmeleri temsil ediyor. Daha fazla ev inşa etmek, sağlık sistemimizi iyileştirmek, eğitim, öğretim ve iş fırsatlarına yatırım yapmak da dahil olmak üzere daha yapılacak çok şey var” ifadelerini kullandı. MUHALEFETTEN İTİRAZ: EKONOMİK VANDALİZM Asgari ücret artışına karşı çıkan muhalefet Ulusal Parti Sözcüsü Scott Simpson ise “Küçük işletmeler için aşırı belirsizlik döneminde asgari ücreti keskin bir şekilde artırmak ekonomik vandalizmdir” dedi. Ardern liderliğindeki hükümet, son dört yılda asgari ücreti kademeli olarak artırdı ve 2017'den bu yana saatte 4,25 dolar artış sağladı. Ardern geçen yıl ise, işverenleri haftada dört gün çalışma planına geçmeye ve Covid-19 sürecinde çalışma düzeninde esnekliğe gitmeye çağırmıştı. YENİ ZELANDA EN YÜKSEK ASGARİ ÜCRETTE İLK 5'TE OECD verilerine göre, Yeni Zelanda 2019'dan beri, asgari ücretin en yüksek olduğu 5 ülkeden biri. Covid-19 salgı boyunca havalimanları ve sınır işletmeleri gibi yerlerde çalışanlar da dahil olmak üzere risk altında mesai yapanların çoğu asgari ücret alıyor. Geçen sene, sendikalar, pandemide ön saflarda çalışan bu kişiler için asgari ücretin 22.10 dolara çıkarılması çağrısında bulunmuştu. Kaynak: Sputnik cumhuriyet.com.trTatlıses'in kızıDilanÇıtak'a Nişantaşı'ndaki güzellik merkezinde saldırı
Tatlıses'in kızı Dilan Çıtak'a Nişantaşı'ndaki güzellik merkezinde saldırı Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses'in kızı Dilan Çıtak, Nişantaşı'ndaki güzellik merkezinde saldırıya uğradı. Çıtak saldırıyı yara almadan atlatırken burada çalışan bir kişi kafasından yaralandı. Çıtak Harbiye Polis Merkezi'ne gelerek şikayetçi oldu. Olay Nişantaşı'ndaki güzellik merkezinde meydana geldi. Yabancı uyruklu oldukları öğrenilen dört kişilik grup güzellik merkezinde bakım yaptırdı. Bir süre sonra taraflar arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı./Archive/2021/3/31/173535198-.jpgKAPIYI TEKMELEDİLEROlayda güzellik merkezinde çalışan bir görevli darp edildi. Dükkanda olan Dilan Çıtak sokağa çıkıp polislerden yardım istedi. Polislere yaşanan kavgayı anlatan Çıtak, 'kapıları tekmelediler, yabancı uyruklulardı' ifadelerini kullandı. Koşar adımlarla karakola giren Dilan Çıtak Tatlıses, "Tırnakçı dükkanıma saldırdılar. Şikayetçi olmaya geldim. Bir çalışanımız ağır yaralı" dedi./Archive/2021/3/31/173544901-99adbfef93223ff17330e56449ac4c32.jpg DHASon dakika... Devlet Bahçeli: AYM'nin kapanmasıertelenemez bir hedef
Son dakika... Devlet Bahçeli: AYM'nin kapanması ertelenemez bir hedef Anayasa Mahkemesi'nin HDP kararıyla ilgili olarak bir açıklama da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geldi. Devlet Bahçeli, "HDP'nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi'nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, HDP'nin kapatılması istemiyle hazırlanıp AYM'ye sunulan iddianamenin usul eksikleri gerekçe gösterilerek iade edildiğini anımsattı."AYM'NİN DE KAPANMASI ERTELENEMEZ BİR HEDEF OLMALIDIR"HDP'nin bu aşamada usul eksiklikleri bahanesiyle zaman kazandığını belirten Bahçeli, "Anayasa Mahkemesi'nce görevlendirilen bir röportörün kısa süre içinde ekler hariç 608 sayfadan oluşan ve 687 faili bulunan dava dosyasının ana muhtevasını nasıl ve hangi ahlaki, fikri ve hukuki müktesebatla incelediği muhakkak tartışılarak üzerinde durulması gereken bir muammadır. Anlaşılan odur ki, Türkiye'nin terör ve bölücülükle mücadelesine Anayasa Mahkemesi duyarsız, ilgisiz ve açık ara mesafelidir. Bahsi ileri sürülen eksikler veya usulü etkileyen açmazlar şühedaya nasıl anlatılacak, milli beka ve milli güvenlik mülahazalarıyla nasıl bağdaşacaktır? Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM'de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır. HDP'nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi'nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, Türkiye'nin var oluş haklarına sadece usul açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir" ifadelerini kullandı.Bahçeli, HDP'nin suç örgütü, terör maşası ve organize bölücülüğün markası olduğunu belirterek, "Hiçbir usul kaidesi bu gerçeği değiştiremeyecektir. Anayasa Mahkemesi'nin, hazırlanan iddianameyi kabul ve tasdik etmesi için dosya içinde silahlı ve bombalı teröristleri görmesi mi lazımdır? Beklentimiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, iddianameyi yeni baştan düzenleyip tekraren HDP'yi kapatma davasını açmasıdır. Süreç kesinlikle uzamamalı, yeni bir hukuk cinayetine fırsat verilmemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi gelişmeleri yakından takip edecek, hukuk kılıfı altına saklanmak isteyen, iç ve dış işgal cephesi marifetiyle korumaya alınan bölücülerle, teröristlerle, damgalı hainlerle sonuna kadar mücadele edecektir. Bu mücadele esasen bir hukuk, bir adalet, bir tarih, bir millet hakkının savunma onurudur" diye kaydetti. DHAAli Babacan açıkladı: Genel başkanlar teklifimi kabul etti, yakında trafik başlar
Ali Babacan açıkladı: Genel başkanlar teklifimi kabul etti, yakında trafik başlar CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi ile 'parlamenter sistem' üzerine başlattıklarını belirten DEVA Partisi lideri Ali Babacan, 'bu çalışmaları tek sayfaya doğru yaklaştıralım' teklifini sözkonusu partilerin de kabul ettiğini ve bu kapsamda yakın zamanda bir trafiğin başlayacağını açıkladı. DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, partisinin Kırklareli'de partisinin il kongresine katılıp, il başkanlığı binasının açılışını yaptı. Açılışın ardından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, parti olarak, diğer muhalefet partileri ile 'parlamenter sistem' üzerine bir çalışma başlatıldığını söyledi. Babacan, "Parlamenter sistem ile ilgili kendi çalışmamız tamamlanınca, kendi içimizden bir vizyon belgesi çıkartıp, bu belgenin üzerinde diğer siyasi partilerle bir diyalog ve istişare süreci başlatma kararı aldık. Biz yeni kurulan bir parti olduğumuz için, 'hayırlı olsun' ziyaretine gelen genel başkanlar oldu. Sayın Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu, Davutoğlu geldi. Bunlar hep parlamenter sistem isteyen partiler biliyorsunuz. Biz de onların ziyaretinde dedik ki; 'Çalışmamız hazır. Eğer sizin çalışmanız da biterse yakın zamanda arkadaşlarımız otursunlar, çalışmaları yan yana koyup karşılaştırsınlar. Kim parlamenter sistemle ilgili ne ön görüyor? Parametreler ne? Mümkün olduğunca birbirimizi anlamaya çalışalım ve hem de bu çalışmaları mümkün olduğunca tek sayfaya doğru yaklaştıralım' dedik. Daha sonra kendilerini iade-i ziyarete gittiğimde bütün bu saydığım isimler, genel başkanlar sağ olsunlar, teklifimizi kabul ettiklerini ve böyle bir süreci başlatma yönünde karar aldıklarını açıkladılar. Sanırım yakın zamanda bu trafik başlar" diye konuştu. 'PARTİLERİN KAPATILMASINA KARŞIYIZ' Babacan, partilerin kapatılmasına karşı olduklarını belirterek, "Bizim bu konudaki bakışımız çok açık ve net. Prensip olarak partilerin kapatılmasına karşıyız. Eğer suç unsuru taşıyan eylemler, sözler varsa bunlar bağımsız ve tarafsız bir yargı tarafından, münferiden şahıs bazında ele alınmalıdır. Parti tüzel kişiliklerinin, kapatılma şeklinde cezalandırılmasını biz usul olarak benimsemiyoruz ve buna karşıyız" dedi. Babacan, daha sonra esnafı ziyaret etti. /Archive%5C2021%5C3%5C31%5C171123054-ali-babacan-partisinin-kirklareli-il-kongresine-katildi_3.jpg DHAPutin’den‘vahşi kapitalizm’değerlendirmesi: "Yıkıma yol açar"
Putin’den ‘vahşi kapitalizm’ değerlendirmesi: "Yıkıma yol açar" Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, vahşi kapitalizmin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Çünkü toplumun, devletin ve iş dünyasının yıkımına yol açar” dedi. Rus yetkililerle telekonferans yöntemiyle yaptığı toplantıda Putin, ülke ekonomisine dair değerlendirmelerde bulundu. İlk bakışta, ticaretin asıl amacının “kar etmek” olduğunu anlatan Putin, “Ama modern ve normal bir insan, modern bir girişimci, aşırı kar elde etmenin, böylesine vahşi kapitalizmin kesinlikle kabul edilemez olduğunu anlar. Vahşi kapitalizm kabul edilemez çünkü toplumun, devletin ve iş dünyasının yıkımına yol açar. Bu da kendi ayağına sıkmak demektir” ifadelerini kullandı. “İSTİŞARE EDİYORUZ” Rusya’daki istihdam sektörünün bu yıl tümüyle toparlanması gerektiğine işaret eden Putin, “Bu yılın sonuna kadar istihdam piyasasının 2019 seviyesine getirilmesi gerekiyor. Bunu hükümetle sürekli istişare ediyoruz. Bu sorunun çözümü her şeyden önce ticari faaliyetlerin büyümesine, sermaye yatırımlarının artırılmasına, yatırımlara bağlıdır” diye konuştu. Rus hükümetinin, yatırımlar için önemli kaynaklara sahip olduğunu belirten Putin, “Devlet, salgın sırasında geçen yıl işsiz kalan vatandaşları istihdam edecek girişimcilere destek sağlayacak. Bu tür işçilere maaş ödeme maliyetlerinin bir kısmını geri ödeyecek” dedi. AASpor dünyasının acıkaybı
Spor dünyasının acı kaybı Gazeteci Muzaffer Batumlu geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Spormeydanı gazetesinin sahibi ve yazı işleri müdürü Muzaffer Batumlu ani bir kalp krizi sebebiyle yaşamını yitirdi. 17. Dönem Milletvekili Sabit Batumlu'nun oğlu gazeteci Muzaffer Batumlu, yarın kılınacak öğle namazından sonra Eyüp Sultan Camii'nde defnedilecek. cumhuriyet.com.trErdoğan duyurdu: Ramazan Bayramı'ndan sonra ziyaret edeceğiz
Erdoğan duyurdu: Ramazan Bayramı'ndan sonra ziyaret edeceğiz AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesi’nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Ramazan Bayramı'ndan sonra Şuşa'yı ziyaret edeceğini açıkladı. "Yük taşımacılığı anlaşmasını sonuçlandırmak için müzakereleri hızlandırmakta fayda görüyorum" diyen Erdoğan, "Artık konseyimizin uluslararası bir örgüt olarak adlandırmanın zamanı geldiğine inanıyorum." ifadelerine yer verdi. İşte Erdoğan'ın açıklamaları... /Archive/2021/3/31/170600308-rgf.jpgErdoğan, dünyanın karşı karşıya kaldığı değişimlerin Türk Konseyi gibi iş birliği yapılarının önemini daha da artırdığını belirterek, "Nisan ayında gerçekleştirdiğimiz olağanüstü zirve ve akabinde ilgili bakanlarımızın toplantılarında alınan kararlarla ticaret hacmimizde salgının etkisini asgaride tutmayı başardık." dedi. Erdoğan, Vahdettin Köşkü'nde Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesi'ne canlı bağlantı ile katıldı. Konuşmasına "Gönlümüzden geçen siz değerli kardeşlerimi kadim Türkistan şehrimizde yüz yüze görebilmekti. Rabb'imden en kısa zamanda bizleri bu salgın musibetinden kurtarmasını niyaz ediyorum." diyerek başlayan Erdoğan, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır dileklerini iletti. Erdoğan, katılımcıların, baharı ve yeni başlangıçları simgeleyen Nevruz Bayramlarını da tebrik ederek, ortak, kültürel miras olan barış, sevgi ve hoşgörünün sembolü olan bu bayramın tüm insanlığa mutluluk, sağlık ve huzur getirmesini diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yıl önce kurulan Türk Konseyi'nin birlik ve dayanışma mefkurelerinin en müşahhas hali olduğunu belirterek, "İnşallah Türkmen kardeşlerimizin önce gözlemci üye, bilahare daimi tarafsızlık statüsüne halel getirmeyecek şekilde tam üye olarak aramıza katılmasıyla konseyimiz daha da güçlenecektir. Türkiye olarak konsey çatısı altında bu yönde yapılacak çalışmalara her türlü desteği vereceğiz." diye konuştu. Bugün Türk İslam düşüncesinin meşalesini yakan Hoca Ahmet Yesevi'nin yaşadığı Türkistan'ı Türk dünyasının manevi başkentlerinden biri ilan etmenin de bahtiyarlığını yaşadıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Hepimiz için ahlak ve irfan timsali Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi İslam aşkını kendinden sonraki taliplere aktarmış, ihlas kültürünü Türkistan'dan geniş coğrafyalara yaymıştır. Yetiştirdiği alperenleri Asya'dan Avrupa'ya kadar göndererek insanlara adalet, tevazu, birlik ve dirlik düşüncesini telkin etmiştir. Kalplere ve zihinlere ektiği topumlar, Anadolu'da Yunus Emre'yle, Mevlana'yla, Hacı Bektaş-ı Veli'yle, Şeyh Edebali'yle yeşermiş, Sarı Saltuk'la, Demirci Baba'yla, Gül Baba'yla Avrupa'ya kadar uzanmıştır. Bin yıl sonra hala bize yol gösteren Yesevi'nin adını taşıyan 32 ülkeden 15 binden fazla öğrencinin öğrenim gördüğü Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi hepimiz için iftihar kaynağıdır. Rabb'im o büyük gönül sultanını rahmetiyle kuşatsın, bizleri de Hoca Ahmet Yesevi'nin manevi rehberliğinden ayırmasın diyorum. Dünyamızın karşı karşıya kaldığı değişimler Türk Konseyi gibi iş birliği yapılarının önemini daha da artırıyor. Nisan ayında gerçekleştirdiğimiz olağanüstü zirve ve akabinde ilgili bakanlarımızın toplantılarında alınan kararlarla ticaret hacmimizde salgının etkisini asgaride tutmayı başardık. Konsey bünyesinde oluşturduğumuz Sağlık Bilim Kurulu bu süreçte 6 kez toplandı. Bilim adamlarımız aşı çalıştayında bir araya geldi. Bağımsızlığımızı, toprak bütünlüğümüzü ve egemenliğimizi ilgilendiren meselelerde de kardeşlik hukukuna uygun şekilde dayanışma içindeyiz. Bu vesileyle hassasiyetle üzerinde durduğum aziz kardeşim Sayın İlham Aliyev nezdinde tüm Azerbaycanlı kardeşlerimi, Dağlık Karabağ'daki zaferleri için bir kez daha yine şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. 44 gün süren destansı bir mücadele sonrasında 30 yıllık işgal son bulmuş, Dağlık Karabağ anavatanla tekrar kucaklaşmıştır." Vahdettin Köşkü'nde Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesi'ne canlı bağlantı ile katılan Erdoğan, Dağlık Karabağ bölgesinde 67 camiden 63'ünün yıkıldığını, kiliselerin de tarumar edildiğini söyledi. Erdoğan, 1918'de Azerbaycanlıların uğradığı Hocalı Katliamına değinerek, katledilen on binlerce kişiyi rahmetle andı. Erdoğan, "Karabağ'daki Türk yapılarının korunması ve ihyası için tüm imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanında olmaya devam etmemiz önem taşımaktadır. Aynı şekilde bu adımı atarken Azerbaycan'ın bu bölgeyi ayağa kaldırmak suretiyle bütün muhacir kardeşlerimizin yeniden topraklarına dönmesini çok çok önemsiyorum. Temennimiz odur ki en kısa zamanda Ramazan Bayramı'ndan sonra, Şuşa'yı ziyaret etmek suretiyle kardeşimizle birlikte Şuşa'da inşallah yeni bir bayram yaşayalım." ifadelerini kullandı. Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türkleriyle dayanışma sergilenmesinin kardeşliğin gereği olduğunu vurgulayan Erdoğan, yıllardır maruz kaldıkları haksızlıklar ve ambargoların kaldırılması için Kıbrıs Türklerine gereken yardımın esirgenmeyeceğine de inancının tam olduğunu söyledi. Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının Türk Konseyi'nin kültür, eğitim, bilim ve spor gibi faaliyetlerine katılımının tecridin etkilerinin hafifletilmesine yardımcı olacağını belirterek, şöyle devam etti: "Güç birliği yaparak Kıbrıs Türklerini hak ettiği konuma getireceğimize inanıyorum. Türk dünyası içinde kombine ulaştırma ve taşımacılık imkanlarını geliştirmemiz büyük önem arz ediyor. Hazar geçişli doğu batı orta koridor üzerinden Avrupa'ya kesintisiz ve engelsiz bağlantıyı temin etmemiz ülkelerimizin stratejik değerini ve refahını da artıracaktır. Konsey bünyesinde bu alanda yürütülen çalışmalara ivme kazandırmalıyız. Uluslararası kombine yük taşımacılığı anlaşmasını sonuçlandırmak için müzakereleri hızlandırmakta fayda görüyorum. 12 yıllık süreç içinde kurumsallaşmasını tamamlayan Türk Konseyi'nin uluslararası itibarı da yüksektir. Artık konseyimizi uluslararası örgüt olarak adlandırmanın vaktinin geldiğine inanıyorum. Bu konudaki kararı Türkiye'deki zirvede almayı ümit ediyoruz. Kıymetli dostum Başbakan Orban'ın cömert ev sahipliğinde Budapeşte'de açılan Avrupa temsilcilik ofisi Türk Konseyinin bayrağının Avrupa'da dalgalanmasını sağlayarak görünürlüğünü artırdı. Başka ülkeler de konseyimizle iş birliği yapmak ve konseyimize gözlemci olmak istediğini dile getiriyor. Bu bakımdan üçüncü ülkelerle iş birliği formatlarına dair kategorileri ve kriterleri belirlemek maksadıyla yapılan çalışmanın bir an evvel tamamlanması gerekiyor." KONSEYİN VİZYON VE STRATEJİ BELGESİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, konseyin uzun vadeli hedeflerini ve vizyonunu ortaya koymak amacıyla sekretaryanın hazırladığı vizyon ve strateji belgelerinin taslaklarını incelendiğini ifade ederek, uluslararası topluma karşı mesaj teşkil edecek bu belgelerin gerçekçi, özlü ve kolay anlaşılır somut hedefleri içerecek şekilde kaleme alınmasını beklediklerini söyledi. Erdoğan, vizyon belgesine ilişkin çalışmanın destek alarak tamamlanması mümkün olduğu takdirde, Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılacak zirvede kabul edilmesinden memnuniyet duyacaklarını kaydetti. Sekretaryanın bu süreci üye ülkelerin kurumlarıyla yakın eşgüdüm ve istişare içinde yürütmesinin önemini vurgulayan Erdoğan, Türk Akademisiyle Türk Kültür ve Miras Vakfı'nın zorunlu katkı protokollerinin onaylandığını anlattı. Erdoğan, uzun süredir gönüllü katkılarla çalışan bu iki örgüte ait protokollerin bir an önce yürürlüğe girmesinde de fayda gördüklerini söyledi. "SEKRETARYAMIZA İTİBARINA YAKIŞACAK BİR BİNA TAHSİS ETTİK" Türk Konseyi'nin verimlilik ve etkinliğinin artırılması, gerekiyorsa sekretaryanın yeni kadrolarla güçlendirilmesi ve çalışma usulleri gözden geçirilerek üye ülkelerle eşgüdümün yoğunlaştırılmasının yararlı olacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Bu çerçevede sekretaryamıza artan itibarına yakışacak ve Özbekistan'ın katılımıyla büyüyen ailemizin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde prestijli bir tarihi bina tahsis ettik. Gerçekten bu bina çok ama çok güzel ve tarihi bir eser olmanın yerinde bulunduğu konum da herkesi hayranlıkla burada hizmete yöneltecektir. Aziz İstanbul'umuzdaki bu yeni binanın konseyimize hayırlı olmasını diliyorum. 3 Eylül 2018 tarihinde Çolpan-Ata'da gerçekleştirilen 6. Türk Konseyi Zirvesi'nde 4. Dünya Göçebe Oyunları'nın Türkiye'de düzenlenmesine karar vermiştik. Salgın nedeniyle sizlerin de onayıyla oyunların 2022 yılında yine Türkiye'de gerçekleştirilmek üzere ertelenmesinde yarar görüyoruz." Liderleri haziran ayında düzenlenecek Antalya Diploması Forumu'na da davet eden Erdoğan, "Forumumuz küresel ve bölgesel meseleler hakkında samimi ve kapsamlı görüş teatisi yapılmasına katkı sunacaktır. Hepinizin katılımında büyük memnuniyet duyacağım. Konseyimizin 8. Olağan Zirvesi'ni de salgın şartlarının el verdiği ölçüde inşallah 12 Kasım 2021'de İstanbul'da düzenlemeyi ümit ediyoruz." dedi. Türkistan Zirvesi'nin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Türk dünyasındaki tüm kardeşlerimize, mutluluk, refah ve esenlik temenni ediyorum." ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.trDışişleri Bakanlığı'ndan ABD'ye‘İnsan HaklarıRaporu’tepkisi
Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD'ye ‘İnsan Hakları Raporu’ tepkisi Dışişleri Bakanlığı ABD'nin ‘İnsan Hakları Raporu’na ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, "Hazırlanan Türkiye İnsan Hakları Raporunun, bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar temelinde, objektiflikten uzak bir şekilde kaleme alındığı ve ülkemize yönelik asılsız iddialar ve önyargılı yorumlar içerdiği görülmektedir" denildi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığı'nca her yıl 190’dan fazla ülke için hazırlanan İnsan Hakları Raporlarının 30 Mart 2021'de yayımlandığı anımsatıldı.Açıklama şöyle:"ABD Dışişleri Bakanlığınca her yıl 190’dan fazla ülke için hazırlanan İnsan Hakları Raporları, 30 Mart 2021 tarihinde yayımlanmıştır. Bu çerçevede hazırlanan Türkiye İnsan Hakları Raporunun, bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar temelinde, objektiflikten uzak bir şekilde kaleme alındığı ve ülkemize yönelik asılsız iddialar ve önyargılı yorumlar içerdiği görülmektedir.Demokrasimize kasteden, yüzlerce vatandaşımızı şehit eden, 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili FETÖ’den, bu yıl da raporda “Gülen hareketi” olarak bahsedilmesi, ABD’nin bu terör örgütüyle haklı mücadelemizi halen idrak edemediğini, bu terör örgütüne ilişkin ortaya koyduğumuz somut delilleri gözardı ettiğini, raporu hazırlarken de yine malum çevrelerin görüşlerine alet olduğunu göstermektedir.Suriye’deki terörle mücadele harekatlarımız bağlamındaki iddialar kabul edilemezdir. Bu iddiaların, daha önce çeşitli vesilelerle reddedilmesine rağmen tekrarlanmasının izahı bulunmamaktadır. Öte yandan, raporda muhtelif hak ihlalleri bağlamında atıfta bulunulan PKK/YPG terör örgütünün Suriyelilere yönelik terör eylemlerine değinilmemesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğü aleyhine attığı ayrılıkçı adımlarına yer verilmemesi dikkat çekicidir." cumhuriyet.com.tr