News - Haberler
Flaubert’ten yüzleştiren hınzır bir sözlük!
Flaubert’ten yüzleştiren hınzır bir sözlük! Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü, Gustave Flaubert’in tamamlayamadığı Bilirbilmezler’in sonuna eklemek istediği ve ölümü sebebiyle taslak halinde kalan bir yapıt. Yazarın 1850’den bu yana burjuvazinin klişelerini, çocukluktan gelen “aptallığa tahammül edememe” motivasyonuyla kaleme aldığı notlar. Flaubert, tematik bir sözlük oluşturuyor. Tema, dünle bugün arasında hiçbir gelişme kaydedememiş klişeleri ve dolayısıyla burjuvazinin aptallığını eksenine yerleştirirken, bugünle hayli paralel dönemin portresini de çiziyor. Usta yazar sözlüğün ciddiyetini büyük bir ciddiyetle alaşağı ederken, bir yandan da bizi kendimizle yüzleştiriyor. /Archive/2021/2/9/002217992-ic5-.jpg“Sözlük: Mutlaka belirtiniz: “Cahiller için hazırlanmıştır.”Kafiye sözlüğü: Kullanan var mı? Yazıklar olsun!”*Sözlük büyüleyici bir yapıttır şüphesiz. Sivri burnunun üzerinde yuvarlak gözlüğü ve buğulu -ama tektip- sesiyle kimi zaman bir dili, kimi zaman spesifik bir konuyu hayret edilesi bir düzenle tane tane açıklamaya koyulur. Ufak öbekleri olabilecek en duru şekilde açıklarken, bu öbeklerin bağlam oluşturmasına izin vermez. Ama cilt cilt karşımızdadır işte; postmodernlerin kuvvetle muhtemel alt dudağını ısırarak kıskandığı ve güç bela erişebildiği o dominant yapıya her daim ihtiyaç var. Gelgelelim, bu ihtişamlı yapının “küçük” bir problemi var, bir hayli sıkıcı olması.HINZIR VE ELEŞTİREL FLAUBERTFlaubert’in yüzyıllar öteden bu kaskatı ve işlevsel yapıyı -tüm hınzırlığı ve eleştirel perspektifiyle- aptallığa ve burjuvazinin klişelerine adaması, onun mizacına biraz olsun aşina olanları şaşırtmıyor elbette.Yine de, bu kesimin azınlıkta olduğunu söylemek mümkün; zira Flaubert, eğitim sisteminin ve -fazlasıyla genel- kültürün ele aldığı kadarıyla, Madam Bovary üzerinden “ne kadar gerekliyse” o kadar tanıtılıyor.Anlatı tarihinin ve dolayısıyla dünya edebiyatının akışını değiştiren bir yazarı saygıyla anmanın getirisi olabilir bu, ancak bir yandan da bu aşılması gereken bir duvar. Zira bu duvarın öbür tarafında muzip, zehir gibi bir akıl ve okunabilecek en harika sözlüklerden biri bizi bekliyor!İletişim Yayınları’ndan çıkan, Ayberk Erkay’ın dilimize kazandırdığı Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü, duvarın öteki tarafına atlayıvermek için harika bir sebep.Sözlük, Flaubert’in tamamlayamadığı Bilirbilmezler’in (Bouvard et Pécuchet) sonuna eklemek istediği ve ölümü sebebiyle taslak halinde kalan bir yapıt aslında.Yazarın 1850’den bu yana burjuvazinin klişelerini, çocukluktan gelen “aptallığa tahammül edememe” motivasyonuyla kaleme aldığı bu notlar, yazarın ölümünden sonra adeta bağımsızlığını ilan ediyor.TEMATİK BİR SÖZLÜKFlaubert, şüphesiz ki tematik bir sözlük oluşturuyor. Tema, dünle bugün arasında hiçbir gelişme kaydedememiş klişeleri ve dolayısıyla burjuvazinin aptallığını eksenine yerleştirirken, dönemin portresini de çiziyor. Ancak dönemin portresi bugünle öyle büyük bir paralellik gösteriyor ki, okur koca koca kahkahalara boğulurken bir yandan bu gerçekliğe hayret ediyor.Usta yazar sözlüğün ciddiyetini büyük bir ciddiyetle alaşağı ederken, bir yandan da bizi kendimizle yüzleştiriyor. İşin ilginç yanı, bunu yaparken Flaubert’in kaleminden ne bize ne de topluma dair doğrudan, saldırgan bir eleştiri dökülmüyor.Sözlüğün içinde tipleştirilerek bizi yansıtma misyonu üstlenmiş ya da okurun kendini özdeşleştirerek eleştiriden kurtulmasını sağlayan irili ufaklı karakterler de yok: Adı üzerinde, sözlük yahu!Bu durumda okur katı ama bir o kadar da esnek yapının içinde, hem kendiyle hem de yaşadığı toplumla salt kendisi olarak yüzleşiyor. Zira sözlüğün her bir maddesini okumak demek, hâlâ maruz kaldığımız ve maruz bıraktığımız klişelerle hesaplaşmak demek./Archive/2021/2/9/002316929-ic4-.jpgSİVRİ BURUNLU, YUVARLAK GÖZLÜKLÜ VE TEKTİP SESLİ!Bu noktada Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü’nün başka bir komik yanı çıkıyor ortaya. Sözlüğün sivri burnundan, yuvarlak gözlüğünden ve tektip sesinden söz etmiştik. Flaubert’in sözlüğünde bu mizaç değişime uğruyor. Okur, bir anda Flaubert ile karşı karşıya buluyor kendini.Yazar her maddeyi büyük bir ciddiyetle, seri bir şekilde dillendirirken okur ince tebessümden, zaptedilmesi güç kahkahalara geçiveriyor. Sözlüğün yapısı böyle bir ritimle yükselirken okur için işler iki noktada zorlaşıyor: Her şeyden önce, fizyolojik sebepler. Zira bu denli ciddi bir esere kıpkırmızı bir surat, gülmekten bitap düşmüş kalp ve dağılmış bir zihinle odaklanabilmek mümkün değil.Diğer zorluk ise, çoğu maddenin Flaubert’in yaşantısına ve toplumuna yönelik ince göndermeler barındırması. Lakin bu noktada çevirmen Ayberk Erkay işlevsel dipnotlarıyla hem okura destek olup dikkatini tekrar toplamasına vesile olurken hem de Flaubert’in hınzırlıkla dört bir yanı ele geçirdiği anlatıda okura sakinleşme, soluklanma alanı yaratıyor.MİZACIMIZ VE TOPLUMUMUZKabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü, hem yazarın mizacına hem de yaşadığı döneme ışık tutarken, kendi mizacımızı ve içinde yaşadığımız toplumu da bir o kadar tanımlıyor.Bu noktada Flaubert’in “taslağı”, efsunlu bir hal alıyor. Bu efsun yüzyıllardır süregelen eleştiri geleneğine, sanat batağına saplanmış herkesin çok uzun bir süre boyunca keyif alarak boğuşacağı burjuva eleştirisine ve aptallık karşısındaki tahammülsüzlüğe öyle tuhaf bir yaratıcılık kazandırıyor ki, okur neye hayranlık duyacağını şaşıyor.Ayberk Erkay’ın nefis çevirisi ve Emrah Serdan’ın dilimize kazandırdığı Jacques Barzun’un önsözü ile Timothy Unwin’in sonsözü, okura son derece ayrıntılı bir perspektif kazandırıyor şüphesiz.Bu noktada İletişim Yayınları’ndan çıkan Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü unutulması mümkün olmayan, hayat boyu kurcalanacak bir eleştirel sözlük halini alıyor.İster istemez eklentili yapısıyla sözlük, aslında ancak okurun elinde tamama erdirilebilecek bir yapıt. Eh, muhtemelen Flaubert bir şartla bu durumu seve seve kabul ederdi: Aptallığa devrilecek bir çift göz ve büyük bir ciddiyet.Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü / Gustave Flaubert / Çeviren: Ayberk Erkay / İletişim Yayınları / 156 s. Büşra Uyar‘Zaragoza’da BulunmuşEl Yazması’
‘Zaragoza’da Bulunmuş El Yazması’ Yaşam öyküsü romanlarla yarışabilecek, para basma makinesinin mucidi, Jan Potocki’nin 1815’teki intiharından önce tamamladığı tek romanı Zaragoza’da Bulunmuş Elyazması. Önce unutulmaya terk edilen, ancak yıllar sonra (1958’de) yeniden keşfedilen roman, fantastik edebiyatın en önemli yapıtları arasında yer alıyor. /Archive/2021/2/9/002011509-ic.jpgYaşam öyküsü romanlarla yarışabilecek, para basma makinesinin mucidi, Jan Potocki’nin 1815’teki intiharından önce tamamladığı tek romanı Zaragoza’da Bulunmuş Elyazması. Önce unutulmaya terk edilen, ancak yıllar sonra (1958’de) yeniden keşfedilen roman, o gün bugündür fantastik edebiyatın en önemli yapıtları arasında yer alıyor.Onurlu, soylu, sözüne sadık Alphonse von Worden’in yaşamından on dört günün anlatıldığı romanda; deyim yerindeyse kahramanını ölümcül bir labirentin içinde dolaştırıp duruyor Potocki. Bunu yaparken, Kabalist öğretilerden Doğu metinlerine, şövalye anlatılarından ‘binbir gece masalları’na pek çok unsuru harmanlayarak erken modern bir romana imza atıyor.“Saatler böyle derin bir sessizlik içinde geçerken, bir çanın beklenmedik sesi beni şaşkınlıktan ürpertti. Çan on iki kere çaldı. Bilindiği gibi hortlaklar etkilerini, yalnızca gece yarısından, horozun ilk ötüşüne kadar olan zaman içinde sürdürürler. Şaşırdığımı söyledim, bunda da haklıydım, çünkü çan önceki saatleri çalmamıştı.”Zaragoza’da Bulunmuş El Yazması / Jan Potocki / Çeviren: Melis Ece / Kırmızı Kedi Yayınevi / 224 s. Cumhuriyet Kitap EkiÖrtük ve zalim iktidar oyunları:‘Hayal Otel’
Örtük ve zalim iktidar oyunları: ‘Hayal Otel’ Yavaş ve Kör Pencerede Uyuyan adlı kitaplarıyla öykücülüğümüze yeni bir soluk kazandıran Nihan Eren, yeni yayımlanan Hayal Otel kitabı üstüne sorularımızı yanıtladı. /Archive/2021/2/9/001741729-ic2.jpg- Nasıl bir sürecin verimi sizin için bu kitap? Neler yapmak istediniz, neler yaşadınız?Hayal Otel’i yazma sürecim, hayatın sınırlarının belirsizliğini, isimlerin ve hallerin kayganlığını, kişiliğin oyunlarla kimi zaman bilerek kimi zaman farkında bile olunmadan nasıl inşa edildiğini yoğunlukla izlediğim bir zaman dilimine karşılık düşüyor.Başkaları üzerinde oynadığımız iktidar oyunlarının, gizli güç çekişmelerinin her tür ilişki biçimine nasıl yayıldığını izlediğim bir dönemdi bu. Kadın erkek ilişkilerindeki iktidardan, iş ilişkilerindeki, egemenlerle halk arasındaki iktidara...Bu kimi zaman açıktan ve zalimce, kimi zaman örtük ve sinsice sürdürülen bir tür toplumsal uzlaşma gibi. Temel sorunu bu örtük ve açık iktidarla toplumsal roller arasında kalmanın, kendiyle öteki arasında bir uzlaşıya varamamanın sıkışması oluşturdu.Bir de Hayal Otel her şeyden önce tekinsizliğin, şüphenin, birbirine güvenmemenin, tedirginliğin öyküleri. Ve kendini, ötekini ve hayatın değişim ve yenilik ilkesini kabul etme erdemi gösterebilmenin. Bu anlamda umutlu öyküler olduklarını düşünüyorum.- Öykü yolculuğunuza dışarıdan bakan biri olarak her kitabınızın farklı bir çerçeve ile şekillendiğini söyleyebilirim fakat özellikle Kör Pencerede Uyuyan ile Hayal Otel’in romansı havası hakkında neler söylersiniz? İki kitabınız da has öykülerden oluşmuş romanlar gibi…Sınırların, türlerin belirsizliğinde yazıyorum. Anlatı bu belirsizliği ne kadar olanaklı kılıyor, türün sınırlarını ne kadar gevşetiyor ne kadar açıyor? Yazarken hep bunlar üzerine düşündüm. Her iki kitapta da bir yapboz yaratmaktı niyetim, içerikte ve biçimde. Kör Pencerede Uyuyan’da takıntılı olduğum mesele zamandı. Bu yüzden karakterleri tek bir gecede ve tek bir günde birleştirdiğim öyküler yazdım.DOKUNAKLI BİR ANLATIM- Bu yapıya eklenen en önemli unsur da masalsı diliniz ve fantastiğe yakın diyebileceğimiz dünyanız. “Masalsı” ve “fantastik” unsurlar anlatımınızda size nasıl yardımcı oluyor?Yavaş için bunu diyebiliriz belki, oradaki öyküler taşraya dışarıdan bakmıyor. Hem içeriden hem dışarıdan hem uzaktan hem yakından hem gerçekçi hem masalsı bakıyor diyebiliriz.Taşrada kadın olma meselesini anlatırken herhangi bir ajitasyona gitmekten çok korkuyordum ama bu meseleyi normalleştirmek de istemiyordum. Belli bir mizahı vardır mesela Yavaş’ın ama komik ya da gülünç olmasını da hiç istemedim.Taşranın merkezden uzaklığını, dolayısıyla pek çok yenilikten esirgenmişliğini ve 80’lerde buralardaki dönüşümü, oranın topografyasını anlatmak istiyordum ama bunu toplumcu gerçekçi bir tondan yapmayı da arzu etmiyordum. Bu yüzden Yavaş’ta aşkın, çocukluğun, deliliğin, toplumsal yapının masalsı bir karşılığı olmuş olabilir.Fakat ötekiler için bunu söyleyemeyeceğim. Hem Kör Pencerede Uyuyan hem de Hayal Otel’de gerek içerikte gerek dilde gerçekçiliği yakalamaya çalıştığımı, karakterlerin ve hayatın belli bir bütününün adeta fotoğrafını çekmeye çalıştığımı söyleyebilirim.Anlatımın dokunaklı ama duygusal olmamasına, gerçekçi ama aynı zamanda acıklı olmamasına çalıştım, belli bir mesafeyi korumaktı tüm niyetim. Anlatının bu mesafeye hep ihtiyacı olduğuna inanıyorum.Hayal Otel’de ise doğanın karakterlerin ruhuyla eş güdümlü ilerlediği bir dil ve anlatımın peşindeydim. Bu kaygılar da her ikisini de masalsı ve fantastik olmaktan uzak tuttu./Archive/2021/2/9/001715589-kapak.jpg- Hayal Otel, kahramanlarınız Feryal ile İsmet’in açılışını yaza yetiştirmeye çalıştıkları on iki odalı bir otel. Otelde her odanın bir adı var: Kaktüs, Ardıç, Begonvil, Kızılağaç, Şimşir vb... Bitkiler öykü dünyanızda nasıl bir anlamı sırtlanıyorlar?Hayal Otel’in ana karakterleri tabiat ve otel. Otelin boyası kurumamış, ustalar girip çıkıyor, pek çok şeyi eksik, henüz tamamlanmamış. Hatta tabelası bile asılmamış. İçine kaçarak gelip saklanan ve yeni bir yaşama hazırlanan karakterler gibi o da olmakta. Büyük açılışa hazırlanmakta.Bir de oteli hep tepelerde, etrafındaki büyük bir boşluğun içinde hayal ettim. Bağlantısız, tek başına, kudretli ve her şeye tepeden bakan bir mesafede olsun istedim. Kaçmaya saklanmaya çok uygun bir mekân olarak canlandı bende. Bu tepede olma hali, tabiatın bütün seslerinin ve görüntülerinin en iyi izlenebileceği yer olmasıyla da alakalıydı.Hayal Otel en çok da bir yeniden başlama kitabı olduğundan tabiatın hareketlerinin, karakterlerdeki dönüşüme koşut ilerlediği, tabiat ve insanın birbirinden ayrılmaz hale geldiği bir anlatı kurmayı hedeflememin sebebi de bu. Bu sebeple her odanın ismi de karakterin ya bir izini taşıyor ya da dönüşeceği yeri imliyor. Bitkileriyle, kasırgasıyla, verdiği sesleriyle tüm bir tabiat kitabın ana sarmalayıcısı, ana karakteri.TAŞRA HİKÂYELERİ- Bir kıyı kasabası, taşra hikâyeleri toplamı ‘Hayal Otel’. Uzak ya da yatılmış, kendi içine çekilmiş dünyalar önceki kitaplarınızdan da tanıdık bize. Sizi böyle dünyalara çeken nedir?Özel bir çabam yoktu diyebilirim. Anlattığım konular iki kitapta da bunu gerektirdi. Kör Pencerede Uyuyan’ın Gece bölümü kentin çevresinde ama sonuçta İstanbul’da geçiyordu. Gün bölümü ise kitapta hiç isim vermemiş, yerini belirtmemiştim ama Karadeniz kıyısındaydı.Burada birdenbire başlayan bir dalganın yani çeken akıntının tek tek karakterlerde nasıl bir etki bıraktığını yazarken aslında amacım içlerine dönerek hayatlarını anlamalarını yani hayatla hesaplaşmalarını sağlamaktı.Hayal Otel ise, insanın geride bir suç bırakarak kaçması, bir aralıkta kalması ve gelecek için kendine uygun ve üstelik artık dünya üzerinde masum yaşamak istediği bir yer kaplama arzusu, bir gelecek hayali hakkında olduğundan bir yersizlik, yurtsuzluk mekânı olarak oteli uygun buldum.Hayal Otel’in karakterleri de bir şekilde ya kendi hatalarıyla ya kaderin oyunuyla ya tercihleriyle eski hayatlarından olmuş, kaçmış veya kaçmak zorunda bırakılmış insanlar. Onları başka nerede toplayabilirdim ki?Evren içinde bir yer kaplamaya doğmuş insanın kendi evrenini bulamamasını, arafta bekleyerek onu aramasını ancak bir otelde anlatabilirdim. Bu otelin de merkezden uzakta olmasını istedim. Takvimin otelin kullanım zamanı olan yazı göstermemesi de benim için önemliydi.Her şey bir arafta gerçekleşsin istiyordum. Otel bile henüz açılmamış, tabelası yerine asılmamış. O bile olmakta. Yani kimsenin ve hiçbir şeyin yerinde, yöresinde olmadığı hatta otelin de kitap boyunca bitme hazırlığında olduğu bir anlatı, anlatmak istediklerime çok uygun bir karşılıktı.Hayal Otel / Nihan Eren / Yapı Kredi Yay. / 92 s. / Şubat 2020. Emine ToprakSağlık Bakanlığı'nın koronavirüs tablosunda yine hata
Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüs tablosunda yine hata Sağlık Bakanlığı, dün açıkladığı koronavirüs (Covid-19) vaka istatistiklerine yine 4 işlem hatası yaptı. Tabloda, iyileşmiş hasta sayısı toplamında açıklanan sayılardan 20 bin fazla bulunuyor. Sağlık Bakanlığı, Covid-19 tablosunda dün yaptığı hatayı düzeltmeden bugünkü verileri tabloya ekledi. Bakanlığın tablosunda, 7 Ocak tablosunda 8 bin 201 günlük iyileşen vaka açıklandı, ancak toplam iyileşen vaka sayısına 28 bin 201 iyileşen kaydedildi.Dün akşam gerçekleşen hata, bu sabah itibariyle bakanlık yetkilileri tarafından henüz fark edilmedi ve düzeltilmedi.Bakanlığın hatalı tablosu şöyle:/Archive/2021/2/8/233904788-hata-1.jpgDÜZELTMEDEN YENİ VERİLERİ EKLEDİLERBakanlık, dünkü verilere ilişkin yaptığı hatayı düzeltmeden bugünkü verileri tabloya ekledi. Bakanlığın tablosunda, iyileşmiş hasta sayısı toplamında, açıklanan sayılardan 20 bin fazla bulunuyor./Archive/2021/2/8/233931429-hata-2.jpg cumhuriyet.com.trİstanbul'da fırtına hayatıfelçetti!
İstanbul'da fırtına hayatı felç etti! İstanbul'da, yaşanan fırtına nedeni ile farklı adreslerde çatılar yollara, araçların üzerine uçtu. Aynı zamanda şiddetli rüzgar nedeni ile köprüde motosikletler düştü. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul için yapılan fırtına uyarısı, akşam saatlerinden itibaren etkili oldu. Kentin farklı noktalarında çatılar, yollara savruldu. Kağıthane, Esenler, Avcılar, Küçükçekmece, Sultangazi, Gaziosmanpaşa, Zeytinburnu, Sarıyer, Beşiktaş, Bağcılar'da apartmanların çatıları yol ve araçların üzerine düşerken, hasar meydana geldi.GAZİOSMANPAŞAGaziosmanpaşa Karadeniz Mahallesi 1180 Sokak'taki 5 katlı binanın çatısı yola ve araçların üzerine uçtu. 8 araçta hasar oluştu. İtfaiye ekiplerinin enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor.KAĞITHANEGürsel Mahallesi Atiye Sokak'taki 3 katlı binanın çatısı fırtınanın etkisiyle uçarak yan taraftaki iş yerinin çatısına uçtu. Çatılarda hasar oluşurken itfaiye ekipleri enkazı kaldırdı. Aynı mahallenin 28 Nisan Caddesi'nde bulunan 5 katlı binanın çatısı da uçtu. Karşısındaki binanın pencereden içeri gerdi. İş yeri olması ve kimsenin olmaması nedeniyle olası faciadan dönüldü. Etibank Caddesi'ndeki 4 katlı binanın çatısı yerine sökülerek asılı kaldı. İtfaiye ekipleri tehlike oluşturan parçaları aldı./Archive/2021/2/8/231611345-firtina-2.jpgSİLİVRİMimarsinan Mahallesi'nde bulunan 3 katlı binanın çatısı yan binanın bahçesi ve yola uçtu. Silivri itfaiye ekipleri, çatı katında ve yola düşen parçaları kaldırıldı.KÖPRÜDE TRAFİK AKSADIÖte yandan, Fatih Sultan Mehmet ve 15 Temmuz Köprüsü'nde trafikte aksama meydana geldi. Yoğun rüzgar nedeniyle motosiklet sürücüleri, köprüyü geçmekte zorlandı. Bazı motosikletliler düşerken, rüzgarın etkisini yitirmesini bekleyen sürücülere polisler eşlik etti. DHAEvrensel Gazetesi yazarıAyşenŞahin gözaltına alındı
Evrensel Gazetesi yazarı Ayşen Şahin gözaltına alındı Evrensel Gazetesi yazarı Ayşen Şahin gözaltına alındığını duyurdu. Şahin, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Evrensel Gazetesi yazarı Ayşen Şahin, sosyal medya hesabından gözaltına alındığını duyurdu. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürülen Şahin, şu ifadeleri kullandı:“Arkadaşlar polis kapıda, Vatan Emniyete götürülüyorum. Üstümü değiştirip çıkıyorum. Herkese tek tek haber veremedim”/Archive/2021/2/8/224315720-sahin-tweet.jpg cumhuriyet.com.trErdoğan'dan 'AB' adımı
Erdoğan'dan 'AB' adımı AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbaşkanı Angela Merkel ile video konferans görüşmesi gerçekleştirdi. Erdoğan, Türkiye-AB ilişkilerini olumlu bir gündemle ilerletmeye kararlı olduklarını belirterek, Mart Zirvesi'ne gidilen süreçte temasların artırılarak teknik görüşmeler yapılmasını temenni ettiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye ile Almanya arasındaki iş birliğini geliştirecek hususların ele alındığı görüşmede, Türkiye-AB ilişkileri başta olmak üzere bölgesel konular değerlendirildi. Erdoğan, görüşmede, Türkiye-AB ilişkilerini olumlu bir gündemle ilerletmeye kararlı olduklarını belirterek, Mart Zirvesi'ne gidilen süreçte temasların artırılarak teknik görüşmeler yapılmasını temenni ettiklerini dile getirdi.''BİR AN EVVEL BAŞLANMALI''AB'nin Türkiye'ye adil ve yapıcı yaklaşımının her iki tarafın da yararına olduğunu vurgulayan Erdoğan, 18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesi noktasında gerekli çalışmalara bir an evvel başlanması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, Portekiz'in dönem başkanlığı bitmeden bir Türkiye-AB Zirvesi düzenlenmesi beklentisini de yineledi. DHABoğaziçi eylemleri sürüyor
Boğaziçi eylemleri sürüyor Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri “Aşağı bakmıyoruz, kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” pankartıyla Rektörlük önünden Güney Kapıya yürüyüş düzenledi. Rektörlük önünde bir araya gelen öğrenciler “Asla aşağı bakmayacağız” sloganları atarak Melih Bulu’yu yuhaladı. Ayrıca öğrenciler yürüyüşlerinde gözaltındaki arkadaşlarının isimlerinin yazı olduğu dövizler taşıdı.“TÜM KAYYIMLAR GİDENE DEK MÜCADELEMİZ SÜRECEK"Öğrenciler Rektörlük önünden “Homofobik rektör istemiyoruz” sloganıyla başladıkları yürüyüşü Güney Kapı önünde sonlandırdı. Güney Kampüs kapısında yaptıkları basın açıklamasında, “Bugün 8 Şubat 2021, üniversitemize atanan kayyıma karşı direnişimizin 35'inci günü. Hukuku kendi çıkarları için eğip bükenler, sözde hukuki ancak meşru olmayan atamalarla üniversitelere el koymaya çalışıyorlar. Bir aydır diyoruz ki, başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyımlar gidene dek mücadelemiz sürecek" dediler./Archive/2021/2/8/204128373-bogazici-2.jpeg“İKTİDARIN TEK YAPTIĞI BİZLERİ GÜÇLENDİRMEKTİR”Açıklamada öğrenciler iktidarın sürekli şiddetini arttırarak kendilerini güçlendirdiğini şu sözlerle ifade etti:"Bugün 10 arkadaşımız tutuklu ve direnişin başından beri yüzlercemiz gözaltı ile bastırılmaya çalışıldı. Üniversite öğrencilerine 'kaçma şüphesi var' denilerek şafak baskınları yapıldı, kapılarımızı kırıldı, ailelerimize silah doğrultuldu. Bazı arkadaşlarımız ev hapsinde, elektronik kelepçelerle dört duvar arasına kapatıldı. Doğu, Selo, Şilan, Anıl, Ömer, Necmettin, Akın, Murat Can, Beyza, Muhammed… 10 öğrenci tutukluysa, binlercesi bugün burada, Kadıköy'de, Ankara'da, İzmir'de; tüm illerde direniyor. Sürekli el yükselterek şiddetini arttıran iktidarın bu yöntemle tek yaptığı bizleri günçlendirmektir.” “MELİH BULU’NUN KENDİ İRADESİ YOKTUR”Boğaziçi Üniversitesi’ndeki BULGBTİ+ Klubü’nün kapatıldığını belirten öğrenciler, “Toplumu ayrıştırarak özgürlüklerimizi kısıtlamaya çalışan iktidar okulumuzda baskıcı politikalarını dayatabilmek için atadığı kayyıma BULGBTİ+ kulübümüzü kapattırdı. Biz biliyoruz ki Melih Bulu'nun kendi iradesi yoktur, her hareketi gibi kulübün kapatılması da doğrudan iktidarın emridir. Ancak biz LGBTİ+'lar, bir kulüple var olmadık. Böyle de yok olmayacağız. Bu okuldaki özgür düşünceyi ve insan haklarını savunan her kulup, BULGBTİ+'dir. Kulüplerimiz desteklerini açıkça ilan etmişlerdir. Direnişimizle özgürlük ortamını sağladıktan sonra kulübümüzü yeniden açacak, Hande Kader bursunu vereceğiz. Fobiniz varsa korkun, çünkü yalnızca Boğaziçinde değil tüm Türkiye'de eşitçe yaşamadan geri adım atmak yok" diye konuştu./Archive/2021/2/8/204143608-bogazici.jpgÖĞRENCİLERİN TALEPLERİBoğaziçi Üniversitesi öğrencileri, ilk günden beri dile getirdikleri taleplerini tekrar sıraladı:“Başta Melih Bulu olmak üzere tüm kayyımlar derhal istifa etsin. Gözaltında, ev hapsinde, tutuklu olan bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın. Bir darbe kurumu olan Yüksek öğretim kurumu kapatılsın. Kampüslerimizi abluka altına alan polis okulu terk etsin. LGBTİ+ öğrenciler ve tüm LGBTİ+ların temel insan hakları ve tüm anayasal hakları tanınsın.” ANKA''Öğretmenlere Cumhurbaşkanlığıhükümet sistemi dayatması''
''Öğretmenlere Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dayatması'' Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), İstanbul Çekmeköy'de MEB'in mesleki çalışma programına “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve uygulaması” başlığının eklendiğini açıkladı. Eğitim Sen, mesleki gelişimde yeri olmayan başlığa tepki göstererek, tüm öğretmenlere seminere katılmamaları konusunda çağrı yaptı. Eğitim-Sen İstabul 2 Nolu Şube'den yapılan yazılı açıklamada, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, hayat boyu öğrenme kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerin bireysel, mesleki, alana yönelik bilgi ve becerilerinin artırılması, eğitim ve öğretim süreçlerinde karşılaşılan problemlerin çözümüne yönelik yeni becerilerin kazandırılması, öğrenci, veli ve çevre ile etkileşimlerinin geliştirilmesi amacıyla 08-12 Şubat 2021 mesleki çalışma programı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce hazırlanarak MEB'in sitesinden duyurulduğu belirtildi.Her eğitim öğretim yılında gerçekleşen seminerlerin belli bir program çerçevesinde sürdürüldüğü ve bunun MEB'in takviminde yer aldığı ifade edilen sendika açıklamasında, "Bu çalışmada mesleki çalışmanın amaçları, içeriği ve müzakere edilecek hususlar bakanlıkça belirtilir, İl/ilçe Millî Eğitim Müdürlükleri, Genel Müdürlükçe gönderilen çerçeve programı gözeterek yerel ihtiyaçlara göre mesleki çalışma faaliyetinde bulunabilirler, ifadesi yer almaktadır. İl/ilçe teşkilatlarına ayrıca bir başlık oluşturma, bakanlığın amaçları dışına çıkma yetkisi verilmemiştir" denildi."MESLEKİ GELİŞİM ADI ALTINDA ÖĞRETMENLERE DAYATILMAKTADIR"Açıklamada seminer alışmalarının 9 başlıkta sıralandığı kaydedilerek, şunlar ifade edildi:"Mesleki çalışmanın amaçları; 'eğitim ve öğretimin niteliğini geliştirmek ve verimliliği arttırmak, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sağlamak, yenilenen, güncellenen öğretim programları hakkında öğretmenlerin bilgilenmelerini ve içeriğini müzakere etmelerini sağlamak, derslerin işlenişinde uygulanan yöntem ve teknikler, kullanılan öğretim materyalleri ile ölçme ve değerlendirme kriterleri hakkında öğretmenlerin bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmalarını sağlamak, eğitim ve öğretim süreçlerinde karşılaşılan sorunları tespit etmek ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri geliştirmek, öğrenci, veli ve çevre etkileşimini artırmak, Eğitim ve öğretim uygulamalarındaki iyi örneklerin paylaşılmasını sağlayarak özgün çalışmaları geliştirmek, öğretmenlerin ders kazanımlarına yönelik yazılı ve görsel yeni öğretim materyalleri ile içerikler hazırlamalarına, geliştirmelerine ve paylaşmalarına destek olmak ve öğretmenlerin bireysel gelişimlerine katkı sağlamak' şeklinde 9 ana başlıkta belirtilmiştir. Devamında da Bakanlık mesleki çalışmaların içeriği ve müzakere edilecek konuları, '2023 Eğitim Vizyonu , Öğretim Programı ve Kazanımlar, Öğretim Yöntem ve Teknikleri, Öğretim Materyalleri, Sınıf Yönetimi ve Akademik Başarı, Ölçme ve Değerlendirme, Mesleki Gelişim, Özel Eğitim Uygulamaları' şeklinde 8 ana başlıkta toplamıştır.Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ise Bakanlığın ilgili yönetmeliğinden bağımsız, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine katkı sunmayacak, mesleki çalışmanın amaçları ve konularında yer almayan 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Uygulaması' gibi bir konu başlığını 08-12 Şubat tarihleri arasında yapılacak mesleki seminerlere ekleyerek, siyasal iktidarın ideolojik politik ihtiyacını mesleki gelişim adı altında öğretmenlere dayatmaktadır. Bu uygulama, son zamanlarda karşımıza çıkan tüm kurumların siyasal iktidarın payandası haline getirmeye çalışan diğer uygulamalardan bağımsız değildir."Mili Eğitim Bakanlığı'na ilçelerdeki eğitim semineri programlarını takip etmesinin önerildiği Eğitim Sen açıklamasında, eğitim emekçilerine "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Uygulaması" konulu seminere katılmamaları çağrısı yapıldı. ANKAClubhouseÇin'de yasaklandı
Clubhouse Çin'de yasaklandı Sesli sosyal medya uygulaması Clubhouse, Çin'de yasaklandı. Dünya çapında son haftalarda popülerleşen ve davetiyeyle girilen uygulama sohbet odalarında insanların yazışmadan, konuşarak belli konular üzerinde fikir alışverişi yapmasına olanak sağlıyordu. ReutersSesli sosyal medya uygulaması Clubhouse, Çin'de yasaklandı.Dünya çapında son haftalarda popülerleşen ve davetiyeyle girilen uygulama, sohbet odalarında insanların yazışmadan, konuşarak belli konular üzerinde fikir alışverişi yapmasına olanak sağlıyordu.Twitter ve Facebook gibi Çin devletinin kontrolünde olmayan sosyal medya uygulamalarının yasaklı olduğu Çin'de Clubhouse büyük ilgi görmeye başlamıştı.Uygulamanın ses kayıtlarını tutmaması, Çinli kullanıcıların devlet gözetimi endişesi olmadan Çin sosyal medyasında sansürlenen konuları tartışmasına olanak sağlamıştı.BBC muhabirleri Çin ve Tayvan'dan kullanıcıların aynı sohbet odasında ülkelerinin politikaları hakkında konuştuklarına tanık oldu. İki ülkeden insanlar birbirlerinin ülkelerini ilk defa ziyaret ettiklerinde yaşadıkları hisleri paylaştı. Çin ve Tayvan birbirlerinin topraklarında hak iddia ediyor ve bu konu Çin'de özgürce tartışılamıyor.Çin'deki Clubhouse kullanıcılarının yoğun ilgi gösterdiği sohbet odaları arasında Uygurların durumlarının; demokrasinin avantajları ve dezavantajlarının; Çin'in Hong Kong'daki politikaların ve diğer sansürlenen konuların tartışıldığı odalar da vardı.Uygulama yasaklanmadan önce Çin'de o kadar popülerleşti ki, Financial Times gazetesi Clubhouse davetiyelerinin internette 77 dolara kadar alıcı bulduğunu yazdı.Çin sosyal medyasını takip eden uzmanlar, uygulamanın kısa süre içinde kaldırılmasından endişe ettiklerini dile getiriyordu.Uygulamanın Çin'deki geleceğine dair bir açıklama yapılmadı.BBCAnaliz: Gecikmiş bir müdahaleKerry Allen, Çin Medya analistiClubhouse Çin'deki sansür görevlilerinin başını ağrıtacaktı, özellikle de görevlilerin pek mesai yapmadığı Bahar Festivali tatili döneminde.Ülke dışından uygulamalar genellikle Çin'de daha popülerleşmeden yasaklanıyor. Fakat Clubhouse bir istisna oldu. İnsanlar birkaç gün de olsa sohbet odalarında pek çok konuyu tartışabildi.Uygulamanın yakaladığı momentum pek çokları için sürprizdi. Çünkü Çin'de son yıllarda Huawei gibi yerli üreticilerin telefonları popülerleşiyordu ve Clubhouse yalnızca iOS cihazlara yüklenebiliyordu.Çin'in Clubhouse'u yasakladığına dair resmi bir açıklama olmasa da Çin'in kontrolündeki sosyal medya sitesi Weibo'da bugün 100 binden fazla kişi #ClubhouseYasaklandı etiketiyle paylaşım yaptı.Bir süre sonra o etiket de sansürlendi.Çin'in milletçi çizgideki gazetelerinden Global Times uygulamanın Çin'de ifade özgürlüğünü savunanlar için bir fırsat olduğu söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirterek uygulamanın "Çin karşıtı propaganda için kullanılacağına dair endişeler bulunduğunu" öne sürmüştü.BBCNisan'da piyasaya sürülen uygulama son birkaç haftaya kadar ABD'deki teknoloji çalışanları, teknoloji gazetecileri ve ünlüler yavaşça büyüdükten sonra son birkaç haftada popülerliğini artırdı.Uygulama Boğaziçi Üniversitesi'ndeki protestolar sırasında Türkiye'de de popülerleşmiş, uygulamada yayın yapan dört kişi gözaltına alınmıştı.Mayıs ayında 100 milyon dolar biçilen şirketin günümüzde 1 milyar dolar değerine ulaştığına yönelik tahminler bulunuyor. BBC TürkçeMeteoroloji'den son dakika kuvvetli yağışuyarısı!
Meteoroloji'den son dakika kuvvetli yağış uyarısı! Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Kıyı Ege ve Trakya’da kuvvetli yağış beklendiğini duyurdu. Meteoroloji, bugün akşam saatlerinde Kıyı Ege ve Trakya’da etkili olması beklenen kuvvetli yağışlara karşı yurttaşları uyardı.Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uyarı şöyle:"Akşam saatlerinde Kıyı Ege’de ve Trakya’da görülecek sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların İzmir, Manisa, Aydın’ın kıyı ilçeleri, Muğla, Balıkesir’in batı kıyıları, Çanakkale, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ çevrelerinde yerel olarak kuvvetli olması beklendiğinden su baskını, dolu yağışı, yıldırım, yağış anında kuvvetli rüzgar/fırtına gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır." cumhuriyet.com.tr