News - Haberler
BeyranÇorbasınedir? Gribe iyi gelen beyrançorbasınasıl yapılır?
Beyran Çorbası nedir? Gribe iyi gelen beyran çorbası nasıl yapılır? figure > UNESCO'nun gastronomi dalında "yaratıcı şehirler" ağında olan Gaziantep'in tescilli lezzetlerinden "beyran" özellikle kış aylarında bağışıklık sistemini güçlendirerek, soğuk algınlığı ve gribe karşı koruyor. İşte gribe karşı koruduğu ifade edilen 'Beyran çorbası' tarifi... Gaziantep’in en ünlü yöresel lezzetlerinden Beyran Çorbası, içerdiği besinlerle grip, nezle gibi hastalıklara yakalanmayı engelliyor. Hasta olanların çabuk şekilde iyileşmesini sağlayan “Gripsavar Çorba”, bağışıklığı da güçlendiriyor.Koronavirüsten korunmak için bağışıklık sisteminin çok güçlü olmasının altını çizen uzmanlar; kuzu eti, sarımsak, acı kırmızı biber ve limondan oluşan Beyran Çorbası’nın, gribe karşı adeta doğal bir kalkan olduğunu söylüyor. Beyran, yapması zahmetli, zor bir çorba. O nedenle iyi yapan yerlerde yemek en güzeli. Ancak koronavirüs önlemleri kapsamında restoranlar artık paket servise geçti. Bu şifalı lezzetten mahrum kalmamanız için Küşleme Kebaphan’ın ustaları, evde hazırlayabileceğiniz bir Beyran Çorbası tarifi hazırladı. Yapın sıcak sıcak için, virüslere dur deyin!Beyran Çorbası tarifi (7 kişilik)Malzemeler:500 gram et1 kilogram ilikli kemik100 gram içyağı50 gram ipek biber50 gram sarımsakTuzHazırlanışı:Et ile kemiği kazana koyun, suyunu çekip kefi gelince alın.Tuz, 1 adet patates, 1 adet soğan ekleyin, tencerenin kapağını kapatın, pişince etini çıkarın. Sonra bir kazana içyağını koyun eriyince biber ve sarımsağı atın. Eti küçük küçük parçalara ayırıp ekleyin. Haşladığınız kemik suyunu ekleyin. 20 dakika kaynadıktan sonra çorbanız hazır. Afiyet olsun cumhuriyet.com.trNaci Görür’den‘İstanbul Depremi’açıklaması:“Gerçekleşme olasılığıyüzde 64”
Naci Görür’den ‘İstanbul Depremi’ açıklaması: “Gerçekleşme olasılığı yüzde 64” figure > Prof. Dr. Naci Görür, 'Büyük İstanbul Depremi'nin gerçekleşme olasılığını yüzde 64 olarak açıklarken, mevcut iyileştirme çalışmalarının can kaybını azaltmayacağını, İstanbul'un rantsal değil, köklü bir kentsel dönüşüme ihtiyacı olduğunu söyledi. CHP Kadıköy İlçesi'nin geleneksel 'Çarşamba Sohbetleri'ne telekonferans aracılığıyla katılan ve önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, daha sonra da ilçe başkanı Ali Narin ve ilçe başkan yardımcısı Fatma Öncü'nün moderatörlüğünde gerçekleşen sohbette Kadıköy halkının sorularını yanıtladı.Naci Görür, beklenen depremin Anadolu yakasına oranla Avrupa yakasında daha yıkıcı olabileceğine dikkat çekti. Prof.Dr. Görür, "Şu an yapılan çalışmaları bazıları dışında can kaybını azaltmaya yönelik olarak görmüyorum, unutulmasın ki ne kadar fazla bina, o kadar can kaybı demektir. İstanbul, çok büyük bir kent ve 400 ila 500 bin insanın hayatı tehlikede. En tehlikeli olan Avrupa Yakası Haliç'ten başlayıp Silivri'ye giden ve 10 kilometrelik alan. Sert olmayan yumuşak, kaygan zeminler şiddetli bir sarsıntıda heyelan yapma özelliğine sahip. Bu da riski artırıyor. Adaların güneyinden geçen bir fay var 1766’dan beri stres söz konusu. Anadolu yakası ve Kadıköy Avrupa'ya göre daha iyi durumda. Büyük ölçüde zeminde sorun yok. Sahilden kuzeye yani, Karadeniz'e doğru çıkıldığında olası bir depremin etkisi daha azalacaktır. Bunu 0.200'lerden 0.70'lere, hatta 0.40'lara gerileyen bir ivme ile orantılayabilirsiniz. Feneryolu, Fenerbahçe’den başlayan kaya zeminler genelde sağlam. 7 ve 8 aralığında olası bir depremde Kadıköy'ün Kurbağlıdere vadisi daha çok etkilenecektir. Merdivenköy, Zühtüpaşa, Çaferağa, Osmanağa’da etki söz konusu. Ataşehir’e uzanan bölgelere dikkat etmek gerekiyor. Örneğin Kadıköy'de depremin etkisini büyüten oluşumlar var. Bu oluşum Kurbağlıdere. Bu vadideki binalar risk altında. Kentsel dönüşüm Rasimpaşa, Caferağa civarından başlamalı. Ve bunu geciktirmemeliyiz. Çünkü ciddi bir deprem tehdidi var. Fazla uzak bir zamanda da değil bu olası deprem. Yapıları tam ,güvenli hale getirmeniz gerekir. Burada kentsel dönüşüm çok önemli. Yapı stokunun alt yapısı, deprem sonrası yol,su, elektrik, kanalizasyon, gaz hatları güvenli hale getirilmeli. Bu da tek başına olmaz. Devlet, iktidar, yerel yönetim ve halk el ele vermek zorunda" dedi./Archive/2020/11/19/130634445-unnamed.jpgKent ve ilçe genelindeki tüm binaların kimlik kartlarının çıkarılması gerektiğini de savunan Görür, "Temelinden kullanılan malzemesine, mimarından müteahhidine, her bilginin kimlik kartına yazılmasını öneriyorum. Ardından mikro bölgelemeyi esas alan bir kent planı hazırlanmalı, sadece Kadıköy ve İstanbul değil, tüm kentlerimizin bu tür bir çalışmaya ihtiyacı var” diye konuştu. cumhuriyet.com.trAstraZeneca/Oxford aşısıyaşlılarda bağışıklık oluşturdu
AstraZeneca/Oxford aşısı yaşlılarda bağışıklık oluşturdu figure > AstraZeneca/Oxford aşısında 2’nci klinik aşama denemeleri tamamlandı. Deneylere 160’ı 18-55 yaşları arasında ve 240’ı 70 yaşın üzerinde olan toplam 560 sağlıklı gönüllü katıldı. AstraZeneca deneme soncunda aşının yaşlılarda bağışıklık oluşturduğunu açıkladı. Son aşama denemeleri ise sürüyor. The Lancet tıp dergisi tarafından yayınlanan verilerde, koronavirüs nedeniyle risk altında bulunan 70 yaşın üzerindeki katılımcılarda, Covid-19’a karşı bağışıklık oluştuğu belirtildi.Aşıyı geliştiren bilim insanlardan Maheshi Rmasamy yaptığı açıklamaya göre, “2’nci aşama testlerin sonuçlarında aşının yaşlılarda antikor seviyelerine T hücresi bağışıklığını tetiklediğini gördük. Bu aşımızın toplumda savunmasız durumdaki insanları koruyabileceğini gösteriyor” dedi.DAHA FAZLA ARAŞTIRMAYA İHTİYAÇ VARCovid-19 salgını risk altında bulunan yaşlı ve sağlık sorunları olan kişileri tehdit ediyor. ‘AZD1222’ aşı çalışmalarında yer alan Rmasamy, “Geliştirdiğimiz aşının pandemiye karşı savunmasız olan kişileri koruyacağını umuyoruz ancak emin olabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var” dedi. Reuters'ın haberine göre, araştırmacılar altta yatan sağlık sorunlarında aşının nasıl etki ettiğini anlamak için 3’üncü aşama testlerinin devam ettiğini belirtti. Lancet raporunda yer alan bilgiye göre, 3’üncü klinik aşama denemeleri önümüzdeki hafta içerisinde gerçekleştirilebilecek.Pfizer/ BioNTech ve Moderna In ise son aşama deneme verilerini yayımlayarak aşılarının sırasıyla yüzde 95 ve yüzde 94,5 oranında korumada başarı sağlandığını açıklamıştı. fotoğraf reutersÇakıcı'nın Erdoğan'a tehdit ve hakaretlerini hatırlattı
Çakıcı'nın Erdoğan'a tehdit ve hakaretlerini hatırlattı figure > Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Alaattin Çakıcı'nın daha önce de Erdoğan'a yönelik ağır hakaret ve tehditlerde bulunduğunu belirterek, "Herhangi bir başvuru yapılmamıştı. Neden çekinmişlerdi bilemem ama biz çekinmiyoruz" dedi. Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş olan ve af yasası ile serbest kalan mafya lideri Alaattin Çakıcı'nın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tehditleri dün yargıya taşındı. Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdi. Alaattin Çakıcı hakkında soruşturma başlatılması talep edildi ancak henüz bu yönde bir gelişme yok.TV5'de yayınlanan 4. Güç programının konuğu olan Çelik, organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş olan Alaattin Çakıcı hakkındaki suç duyurusu hakkında bilgi vererek, açıklamalarda bulundu. ERDOĞAN'A DA HAKARET ETMİŞTİÇakıcı'nın daha önce de AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaretleri olduğunu ve herhangi bir başvuru yapılmadığını söyleyen Çelik şunları kaydetti:"Daha önce Alaattin Çakıcı tarafından Cumhurbaşkanı'na yönelik çok ağır hakaretler ve tehditler yapılmıştı. Herhangi bir başvuru yapılmamıştı. Neden çekinmişlerdi bilemem ama biz çekinmiyoruz." cumhuriyet.com.trBaşkan AdayıMetinÖztürk: Galatasaray'da yangın var
Başkan Adayı Metin Öztürk: Galatasaray'da yangın var figure > Galatasaray Kulübünde başkan adaylığını açıklayan Metin Öztürk, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Galatasaray Kulübünde başkan adaylığını açıklayan Metin Öztürk, basın mensuplarıyla bir araya geldi.Maslak Hilton Oteli'nde gerçekleştirilen basın toplantısında açıklamada bulunan Öztürk, 26 Aralık'ta gerçekleştirilecek seçimi kaybetmesi durumunda mayısta yeniden aday olacağını belirtti.Seçim tarihini şu anki yönetimin getirdiğini vurgulayan Öztürk, "Galatasaray, benim varoluş sebebim. Benim anlatacağım fabrikalarım yok ama babamın bıraktığı bir mazi var. Hep söylüyoruz seçimler mayıs ayında yapılmalı. Şu anda Dursun Özbek nefretini kullanarak seçilen bir başkan var. Söylediği hiçbir projeyi yapmayan bir başkan var. Galatasaray gibi büyük bir camia yaklaşık 30 milyon taraftarıyla bunu hak etmiyor." ifadelerini kullandı.Yaklaşık 2 yıl önce yola çıktıklarını ve baskın seçimlere de hazır olduklarını dile getiren Öztürk, "Hazırlıklarımızı yaptık. Doğru tarih mayıs 2021'dir. Bu tür baskın seçimler kulübü sadece kaosa götürür. Biz hazırız, arzu ederiz ki diğer adaylar da hazır olsun. Biz hem sponsorlarımızla hem de nakit akışımızla hazırız. 3-4 ay önce amatör branşların sponsorları dahil tüm çalışmalarımız bitirdik. İlla bir baskın seçim yapacaklarsa insan sağlığını da düşünerek 700'e düşen vakalar döneminde yani temmuz ayında yapsalardı. Yönetimin art niyetli bir seçim planlandığını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.Şu anki yönetimin bir takım bahaneler öne sürerek divan toplantılarına katılmadığını anlatan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu yönetim geçmiş dönem futbolcu borçları dahil 31 Ocak tarihine kadar tüm ödemeleri vermek zorunda. Yoksa 26'sında seçileceksiniz, 30'unda mazbata alacaksınız, 31'inde belki de 20 milyon avro ödemek zorundasınız. Yeni Franck Ribery vakaları Galatasaray'ı bekliyor. Onun için bugünden yarına resmen aday olanlara geçmiş borçlar da dahil hepsini açıklamaları gerekiyor. Benim işim yönetimi eleştirmek değil ama 26 Aralık'ta kim gelirse gelsin fotoğrafı net bilmeli. Galatasaray birilerinin hesapları uğruna 50 milyon avro kaybetti. Florya'yı aldık diye seviniyorlar, biz onu banka kredisiyle aldık. Florya bizim değil, bankanın. Galatasaray'ın geleceği Kemerburgaz, bizim de en büyük hedefimiz o.""YILDA 8 MİLYON AVRO VERDİĞİNİZ ADAM 6 HAFTA OYNAYAMIYORMetin Öztürk, Galatasaray Futbol Takımı'nın Florya'da çok kötü bir zeminde antrenman yaptığını ve bu sebeple futbolcuların uzun süreli sakatlıklar yaşadığını dile getirerek, "Futbolcular Florya'da o beton gibi antrenman sahasında maç yaptıkları için adaleler zorlanıyor. Sizin yılda 8 milyon avro verdiğiniz adam 6 hafta oynayamıyor. Bırakın rakiplerimizi 10. sıradaki takımların sahaları bizden daha iyi. Bizi öncelikli projemiz Kemerburgaz. 1 yıl içinde, göreve başlar başlamaz tüm işleri hallederiz. Günlük politikalarla bu işleri halledemezsiniz. Biz iş yapmak üzere geliyoruz." diye konuştu.Seçim tarihinde 65 yaş üstü üyelerin oy kullanmalarının çok zor olduğunu ifade eden Öztürk, şöyle devam etti:"Şu anki yönetim herhalde divandan intikam almak istiyor. Seçim seçim diyordunuz, yapıyoruz diyorlar. Galatasaray muhabirleri lütfen yalvarıyorum gazetecilik yapın. Bizim 10 gün önce söylediğimizi bugün seçim malzemesi yapıyorlar. Kim seçilirse seçilsin mayısta bir daha seçim var. Böyle saçma reklamlarla uğraşmayalım. Bu gitsin de kim gelirse gelsin gibi saçma sapan bir şey olmaz. Mustafa Cengiz ekibi 40 proje saydı, hangisini yaptılar? Bu yönetim 2 kere seçildi. Kimse Galatasaray markasının önünde değildir. 26 Aralık'ta seçim varsa biz o seçimde varız. Biz 2021 Mayıs'a adayız ama yarın seçim varsa orada da varız."Ara transferin teknik direktör Fatih Terim'in konusu olduğunu anlatan Öztürk, "Biz ekonomik olarak hazırız fakat tabloyu bilmiyoruz. Fatih hoca mutlaka şu anki yönetimle konuşuyor. Bilmediğimiz bir şeyi konuşamayız. Sponsorumuzla hazırız biz. UEFA kuralları ve pariteler var. Temmuzda seçim koymayıp 26 Aralık'ta koymak sadece art niyettir. Pilimiz bitti, havlu attık demektir. Biz Galatasaray için geliyoruz öz çekim için gelmiyoruz. Galatasaray dün de en büyük şampiyonluk adayıydı, bugün de öyle. Kavga dönüş ortamından çıkmak lazım. Galatasaray'ın doğru seçimi 3 yıllık seçimi 2021 Mayıs ayındadır. Bu tüzükte yazıyor. Profesör olmuşlar okumayı bilmiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.Bankalar Birliği anlaşmasını eleştiren Öztürk, şunları aktardı:"Bundan önceki yönetimler genel kurula her şeyi getirdiler, bunlar hiçbir şeyi getirmiyorlar. Biz Galatasaraylıyız, öte bir marka yok. Ben bundan evvel 2 başkan adayıyla da seçime girdim. 'Dursuncu' deniyor, böyle bir şey yoktur. Bu bir algı yönetimidir. Sadece Galatasaray vardır. Şu an bizim derneğimizin sportife borcu 1 milyar 68 milyon, 31 Ağustos'ta. 5,5 kat artmış. Bundan öncekiler hırsızdı ya. 2 sene önce 194 milyon lira olan borcumuz 1 milyar 68 milyona çıkmış. Bugün Sportif AŞ'nin yüzde 55'i Galaatasaray Kulübünündür. Yangının içindeyiz, biz hala dekorasyonla uğraşıyoruz."Seçime girmelerini bir meydan okuma olarak değerlendiren Öztürk, "Böyle bir ortamda seçime gidiyoruz kim inanır buna. Yalan söylüyorlar, bunlar art niyetli. Seçime gitmek isteselerdi 700 vaka varken kısıtlamaların olmadığı temmuz ayında yaparlardı. Her konuda art niyetliler. Galatasaray'da saygı sevgi karşılıklı kayboldu. Sadece yönetim değil, muhalefet tarafı için de söylüyorum. Ben liseli değilim, keşke olsaydım ama Galatasaray Kulübünün en önemli avantajı böyle bir kültür yuvasından çıkmış olması. Biz ilk eğitimi evde alırız arkasından da gittiğimiz okullarda. Böyle bir yuvadan çıkan kulüpte son dönemlerde inanamayacağımız şeyler oluyor. Kurucu başkanımız Ali Sami Yen'in mezarı başında, divanda inanamayacağımız şeyler oluyor. Bir kavga varsa bu 2 taraflıdır ama inanılmaz. 2 tarafta da reklam kavgaları var. Bırakın bunu Galatasaray için ne yapacaksınız söyleyin." şeklinde görüş belirtti. "BUNLARIN OYUNCU SATMADA BECERİKSİZ OLDUĞU ORTADA"Metin Öztürk, yönetimin oyuncu satma konusunda sınıfta kaldığını söyledi.Seçilmeleri halinde Kemerburgaz'ı ayağa kaldıracaklarını yineleyen Öztürk, "1 yıl içinde antrenman yapılabilir 4 saha oluşturacağız. Üyelerimizin yüzde 90'ını tanımıyoruz. Stadımızın içinde üyelerimizin bir araya gelebileceği bir yer yapacağız. Kulübün yüzde 36'sı liseli, 64'ü değil. Galatasaray'ın sorunlarını konuşmuyoruz. Devremiz, arkadaşımız kime oy atarsa, ona atıyoruz. Bu lise karşıtlığına dönüyor. Taraftar haklı, biz neden lise karşıtı olalım. Kaliteli bir eğitim yuvası. Stadımızın içinde 90 bin metrekare boş alan var. Bakın müzemiz yapıldı içine. Biz de ilk fırsatta kulüp üyelerinin bir araya geleceği bir yeri en geç 3 ay içinde yapacağız." diye konuştu.Mustafa Cengiz yönetiminin, Dursun Özbek yönetimininin mirasını yediğini anlatan Öztürk, şunları kaydetti:"Bunların oyuncu satamada beceriksizlik olduğu ortada. Geldikleri gün Ndiaye'yi sattılar. 4 ay içinde kendilerinden önceki yönetimin mirasını yediler. Arkasından sermaye artırımından gelen 190 milyon lirayla mayıs ayına geldiler. Bir önceki yönetimin başarısıyla Şampiyonlar Ligi parası geldi. Şu an kendi aldıkları oyunculardan para eden yok. Futbolcu adı vermeye gerek yok. Aldıklarını yarısına satarlarsa ben onları alkışlayacağım. Şu anki yönetimin döneminde alınan herhangi birini yarı paraya satma imkanınız yok. Galatasaray kaynaklarını acayip kötü kullandılar. Kredi almayı maharet bildiler. Galatasaray'ın birisinin parasına ihtiyacı yok, iyi yönetilmeye ihtiyacı var. İş adamı olmanız evet büyük avantaj çünkü bir şeyi nasıl daha efektif kullanırsınız biliyorsunuz. Ben uçak kullanmıyorum, beyin ameliyatına girmiyorum. Galatasaray'ın en kısa zamanda bu yönetimden kurtulması lazım. Bunlar iyi niyetli değil seçimi öyle bir tarihe koydular ki kimse girmesin ya da giren patlasın dediler ama biz hazırız."Seçimi kaybetse de görevini yerine getirdiği için mutlu hissedeceğini dile getiren Öztürk, "Önümüzde bir tanesi denetim bir tanesi ibra olmak üzre 2 tane konu var. Benim hiçbir genel kurul, divan konuşmam 3 dakikayı geçmez. 3 dakikadan fazla konuşuyorsanız laf salatası yapıyor, boş konuşuyorsunuzdur. Seçilemezsek mayıs ayında yine varım. Şu ana kadar biz 1200 kişiyle toplantı yaptık. Onlar son 3 sene içinde 1000'e yakın üyeyi kendileri kaydetti. Biz mayısta varız çünkü gerçek seçim tarihi o. 1 milyon dolar borç için bir yönetim kurulu üyesini istifa ettirdiler. Okan Böke'yi kasa kolaylığı için. Galatasaray'ı düşürdükleri durum kötü." ifadelerini kullandı.Başkan Mustafa Cengiz'in seçimde aday olması gerektiğini de vurgulayan Öztürk, rekabetçi olmayan hiçbir yarışın doğru olmayacağını vurgulayarak sözlerini tamamladı. AAErkan Baş:Çubuk'taki inek hırsızıda mafya artıklarıda Cumhurİttifakı'nın bir parçasıdır
Erkan Baş: Çubuk'taki inek hırsızı da mafya artıkları da Cumhur İttifakı'nın bir parçasıdır figure > TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Alaattin Çakıcı'nın CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na yönelik tehditlerine ilişkin, "Mafya artıklarına da, iktidarın gözdağına da teslim olmayacağız" dedi. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş TELE 1'de konuk olduğu programda, suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu tehdit etmesine ilişkin konuştu. Baş, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin hapisten çıkardığı Alaattinin Çakıcı'nın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik küfür ve hakaretlerine yönelik yaptığı konuşmada, yaşananın toplumu bastırmaya yönelik bir hamle olduğunu dile getirdi. "Bu alçakça saldırı sadece Kılıçdaroğlu'nun şahsına yönelik bir saldırı değildir. Bugün ortaya çıkan tablo şudur: Çubuk'taki inek hırsızı da mafya artıkları da Cumhur İttifakı'nın bir parçasıdır" ifadelerini kullanan Baş, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bir mafya lideri ile iktidarın küçük ortağının saldırısı tüm halka dönük bir gözdağıdır. Kendine mafyayı ortak yapan Cumhur İttifakı bu tehlikeli oyundan derhal vazgeçmelidir. Mafya artıklarına da, iktidarın gözdağına da teslim olmayacağız" dedi."ALBAYRAK'IN İSTİFASI MUHALEFETİN SÖYLEDİKLERİNİN KABULÜDÜR"Berat Albayrak’ın istifasını da yorumlayan Baş, “İktidar kendi pozisyonunu eleştiren hemen herkesi terörist olarak ilan ediyordu. Türkiye’yi ekonomik olarak çökertmeye çalışan terör örgütleri gibi tanımlar bile yapıldı, manipülatör olarak ilan edildi bu insanlar. Nihayetinde geldiğimiz noktada şunu açıkça söyleyebiliriz; mızrak çuvala sığmadı ve memleketin Hazine ve Maliye Bakanı istifa ettirildi ya da ‘affedildi’. Bu bence iktidarın, muhalefetin uzunca bir zamandır söylediğini zımmen kabul etmesidir” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.trMilli atletler, hazırlıklarınıAntalya'da sürdürüyor
Milli atletler, hazırlıklarını Antalya'da sürdürüyor figure > Türkiye Atletizm Federasyonundan yapılan açıklamaya göre sprint, yürüyüş, mesafe, atlama ve atma branşlarında atletler, kamplarını Antalya'da sürdürüyor.. Atletizmde olimpik kadroda yer alan sporcular, yeni sezon hazırlıklarına Antalya'da devam ediyor.Türkiye Atletizm Federasyonundan yapılan açıklamaya göre sprint, yürüyüş, mesafe, atlama ve atma branşlarında atletler, kamplarını Antalya'da sürdürüyor.Belek Turizm Merkezi'nde Ramil Guliyev'in de aralarında olduğu sprint ekibi çalışırken, Antalya merkezde ise diğer atletler günde ikişer idmanla yeni sezona hazırlanıyor.Yeni sezona yoğun hazırlanan isimler arasında yer alan 23 yaş altında Avrupa ikincisi üç adımcı Tuğba Danışmaz, sezonu aralık ayı sonunda İstanbul'da açmayı planlıyor. 21 yaşındaki atlet, yakın olduğu olimpiyat barajı için yoğun tempoda hazırlıklarına devam ediyor.Geçen ay Polonya'da Dünya Yarı Maraton Şampiyonası'nda yarışan Esma Aydemir ve Fadime Suna Çelik ise 1 Aralık'ta yeniden açılacak maraton kota alma sürecinde Tokyo bileti için güç depoluyor.Daha önce barajı geçen üç adımcı Necati Er, yürüyüşçü Salih Korkmaz gibi isimler de yeni sezona daha güçlü girebilmek için Antalya'da hazırlıklarını sürdürüyor.Devam eden kamplarda ayrıca Avrupa madalyalı iki atıcı Özlem Becerek ve Pınar Akyol, Tokyo kotası için çalışan 4×400 takımının kadrosu, yürüyüşte Evin Demir, Şahin Şenoduncu ve Mert Atlı gibi kota kovalayan isimler bulunuyor. AAErdem Aslanoğlu: "Tek isteğimiz sporcularımızın bayrağımızıenüst yerde dalgalandırmaları"
Erdem Aslanoğlu: "Tek isteğimiz sporcularımızın bayrağımızı en üst yerde dalgalandırmaları" figure > İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Genel Sekreteri Erdem Aslanoğlu, Türk sporuna fayda sağlamak için yoğun çaba sarf ettiklerini vurgulayarak, "Tek isteğimiz sporcularımızın bayrağımızı en üst yerde dalgalandırmaları" dedi. Aslanoğlu, pandemi sürecinde kulüp bünyesinde bulunan sporcular için ciddi önlemler aldıklarını aktararak, "Biz sporcularımızı pandemiden korumak zorundayız. Okullar daha tatil olmadan önce faaliyetlerimizi sonlandırdık. Sadece A takımlarımızı tesisimizde ağırlamaya başladık. Pandemi daha da ilerleyince sokağa çıkma yasaklarıyla beraber tesislerin bakanlık tarafından kapatılmasıyla bir süre kapalı tuttuk. Daha sonrasında açıldığında olimpik sporcularımızı haziran ayında o 3 aylık dönemde geriye düştüklerini düşünerek burada onlara özel programlar hazırlayıp önce olimpik sporcularımız sonra A takım sporcularımızla tesisimizi kullanmaya başladık. Başkanımız Fatih Keleş'in çağrısı oldu. 'Eğer antrenman yapamayan ve antrenman yapmak için yer bulamayan milli sporcularımız varsa tesisimizin kapıları kendilerine açıktır' dedi. Bu çağrıya uyanlar oldu. Azerbaycan'dan misafirlerimiz oldu. Arkasından değişik ülkelerden milli takımlar gelip burada antrenman yaptılar. Biz bunlara da kendi milli takım oyuncularımıza da burada kamp yaptırdık. Tamamen hijyenik bir ortam sağladık. Sağ olsun burada büyükşehir belediyemizin Spor İstanbul iştiraki de çok faydalı işler yaptı. O sancılı dönemi biz burada çok rahat geçirdik diye söyleyebilirim" şeklinde konuştu."TÜM ORGANİZASYONUMUZU TÜRK SPORUNA FAYDALI İŞLER YAPMAK ÜZERİNE KURUYORUZ"Tesisleri kullanan sporcuların uzman kadro ile çalışmalarını devam ettirdiklerine değinen Erdem Aslanoğlu, "Tesisimiz Avrupa'nın en büyük tesislerinden biri. Amatör sporlarda kullanılan 7 tane antrenman salonumuz var. Bir basketbol salonumuz var. Stadyumumuz var. Olimpik yüzme havuzumuz var. Sporcularımız gelip her türlü imkandan faydalanabiliyorlar. Bizim hocalarımız da eski dünya, olimpiyat şampiyonları milli takımlarda süre almış sporcular burada gelip bilgilerini, tecrübelerini genç kardeşlere aktarıyorlar. Genellikle olimpik sporcularımız tesislerde kalıyor. Sabah ilk etapta kondisyonerimiz eşliğinde fitnessa giriyorlar. Hepsinin belli saatleri var. Randevu alıyorlar. Hepsinin saatlerinde kondisyonerimiz onlarla birebir ilgileniyor. Ardından iki antrenman arası mutlaka bir tedavi süreçleri oluyor. Eğer varsa sakatlıkları varsa onlara yönelik yoksa da onları rahatlatmaya yönelik burada fizyoterapistlerimiz eşliğinde çok güzel bir tedavi alıyorlar. İkinci antrenmanlarına kendi branşlarında katılıyorlar. Güreşçiyse güreşe, tekvandocuysa tekvandoya, karateciyse karate antrenmanına giriyorlar. Altyapılar olmadığı için bütün hocalarımız şu anda olimpik sporcularımızı olimpiyatlara hazırlamak için onlarla ilgileniyorlar. Masaj ihtiyaçlarımız varsa masörlerimiz onların ihtiyaçlarını karşılıyor. Burada otelde onları ağırlıyoruz. Günde 3 öğün diyetisyenimizin hazırladığı özel sporcu yemeklerini yiyorlar. Türk sporuna çok faydalı işler yapmak için tüm organizasyonumuzu bunun üzerine kuruyoruz" açıklamasını yaptı.Aslanoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü'nde bulunan fizyoterapi merkezini de büyüterek, hizmet kalitesini arttırdıklarının altını çizerek, şu ifadelere yer verdi:"Eskiden beri kulüpte bir fizyoterapi merkezi vardı. Fakat şartları çok iyi değildi. Onun şartlarını biz daha iyi bir yere taşıdık. Daha da büyüttük. Daha fazla sporcuya hizmet edebilecek noktaya getirdik. Fizyoterapistlerimizi çoğalttık. Fizyoterapistlerimiz daha önce Türkiye'de çok önemli yerlerde bu işi yapmış insanlar. Sporcularımızla burada çok güzel ilgileniyorlar. Biz de onlar ilgilendiği zaman çok rahat ediyoruz. Yönetim kurulumuzda da bir tane ortopedist doktorumuzun olması onun gözetiminde bizi de çok rahatlatıyor.""BİZ ARTIK İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE SPOR KULÜBÜ AİLESİYİZ"Kulüpte sevgi ve aile ortamını oluşturduklarını vurgulayan Erdem Aslanoğlu, "Bizim ve başkanımız Fatih Keleş'in en önem verdiği şeylerden biri sporcuların kulübe aidiyetiydi. Sporcular evet kulübün adı altında yarışıyorlar ama gelip tesislerimizde kalmıyorlardı. İmkanlarımızdan faydalanmıyorlardı. Biz bunu sağladık. Hatta şöyle söyleyeyim değişik branştaki sporcular birbirlerini isim olarak biliyorlardı fakat bir arkadaşlıkları yoktu. Onları buraya topladıktan sonra samimi ortam oluştu. Hepsi abi kardeş gibi oldular. Ben de pandemi döneminde buradaydım. Ben de sporcularla bir başkan sporcu ilişkisi değil de abi kardeş ilişkisi kurdum. En büyük işimiz aile ortamımız oldu. Biz hep İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü'yüz ama artık İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü ailesiyiz" şeklinde konuştu."SPORCULARIMIZ TESİSTEN GİTMEK İSTEMİYORLAR"Daha önce tesislerde kamp yapmayan sporcuların bu dönemde tesiste daha fazla vakit geçirdiğini belirten Aslanoğlu, "Olimpiyatlarda madalya almış bir sporcuyu burada antrenman yaparken gören küçük bir sporcu onu hayranlıkla izliyor. Buna çok şahit olduk. Hatta onlarla antrenman yapıyor. Bu da tabi altyapıdaki sporcularımızın çok hoşuna gidiyor. Biz burada bu ortamı sağladık. En önemli yapılması gereken sevgi ortamıydı. Şu an burada acayip bir sevgi ortamı oluşturduk. Sporcularımız çok memnun hatta buraya gelip hiç kalmayan sporcularımız burada kalıyorlar ve buradan gitmek istemiyorlar. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Bizim kapılarımız zaten onlara açık. Tesis onların tesisi. Biz sadece tesisin başında duran insanlarız. Sporcularımıza faydalı her işi yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu."TEK İSTEĞİMİZ SPORCULARIMIZIN BAYRAĞIMIZI EN YÜKSEK YERDE DALGALANDIRMALARI"Tokyo Olimpiyatları'na şu anda 16 sporcunun katılacağını söyleyen Erdem Aslanoğlu, bu sayıyı 25'e yükseltmeyi hedeflediklerini ifade ederek, "Biz sporcularımıza 'Kulüp olarak hiçbir beklentimiz yok' diyoruz. Bizim sporcumuz başarılı olduğu zaman onunla beraber gururlanırız. O ağlıyorsa onunla beraber ağlarız. Tek düşüncemiz sporcularımızın ülkemizin bayrağını en yüksek yerde dalgalandırmaları. Alabilecekleri en yüksek madalyayı almaları. Biz kulüp olarak ülkemize sporcularımıza bu faydayı sağlamak için imkanlarımızı açmış durumdayız. Olimpiyata şu anda kota mücadeleleri yarım kaldığından dolayı yaklaşık 16 sporcumuz kotasını almış durumda. Hedefimiz kota mücadeleleri başladıktan sonra en az bunu bir 25'e çıkartıp oraya 25 tane kardeşimizle gidip başarılarıyla gururlanmak istiyoruz" dedi."AMACIMIZ SPORCULARIMIZI BAYRAĞIMIZI DALGALANDIRIRKEN GÖRMEK"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile de sürekli görüştüklerini aktaran Aslanoğlu, "Bizim amacımız baştan beri söylediğim gibi Türkiye Cumhuriyeti'ne ahlaklı sporcular yetiştirip, onları bayrağımızı dalgalandırırken görmek veya madalyaları ülkemize kazandırırken, ülkemizin tanıtımında biz de bir pay sahibi olmak istiyoruz. İstanbul buna imkanı çok olan bir şehir. Her tarafta bir spor tesisi var. Biz bunların üstüne kulüp olarak katmayı düşünüyoruz" ifadelerini kullandı."YENİ BİR ALTYAPI HAMLESİ YAPIYORUZ"Erdem Aslanoğlu, yeni bir altyapı hamlesine başladıklarını dile getirerek açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:"İstanbul'un değişik bölgelerinde altyapılar oluşturacağız. Sadece kulübümüzün bulunduğu çevrede değil İstanbul'un her yerindeki genç kardeşlerimize ulaşıp, kulübümüzde spor yapmalarını sağlayacağız. Bunu da şu anda pandemiden dolayı test aşamasında sürdürüyoruz ama pandemiden sonra yaklaşık 100 bölgede mutlaka branşlara ayırarak sporcu taramasına geçeceğiz. Yeni bir performans merkezi kurmayı planlıyoruz. Hatta son aşamasına geldik. Pandemi sürecinde performans merkezini de kuracağız. Çünkü 3 bin 500 tane sporcumuz var ve performanslarını mutlaka takip etmek istiyoruz. Bilimsel açıdan yaklaşmak istiyoruz. Bununla alakalı çok önemli isimlerle görüşüyoruz. Onların da bize çok faydası oluyor. Sonuç olarak ülkemize faydalı ülkemizin bayrağını en yukarda taşıyacak sporcular yetiştirmek istiyoruz. Bizim en büyük hedefimiz o." cumhuriyet.com.trAltın fiyatlarında son durum
Altın fiyatlarında son durum figure > İstanbul Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı 459,20 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise 3.046,00 lira oldu. İstanbul Kapalıçarşı'da alınıp satılan altın türlerinin, önceki kapanış ve bugün açılış fiyatları (TL) şöyle:/Archive/2020/11/19/124044474-altin.png cumhuriyet.com.tr50 Cent: Donald Trump bana 1 milyon dolar teklif etti
50 Cent: Donald Trump bana 1 milyon dolar teklif etti figure > Ünlü rap şarkıcısı 50 Cent, seçim döneminde kamuoyu önünde Donald Trump'ı desteklemesi için kendisine 1 milyon dolar teklif edildiğini açıkladı. ABD'de başkanlık seçimi geride kaldı ama yankısı hala sürüyor. Seçim sonuçlarına göre Demokrat Parti adayı Joe Biden başkan seçilse de halen başkanlık görevini yürüten Donald Trump sonuçlara itiraz etmeyi sürdürüyor. Bir yandan da seçim süreciyle ilgili dikkat çeken yeni açıklamalar geliyor. O açıklamalardan biri de 50 Cent'e ait.Ünlü rap şarkıcısı 50 Cent, seçim kampanyası döneminde kamuoyu önünde Donald Trump'ı desteklemesi ve Trump'ın kampanyasında yer alması için kendisine 1 milyon dolar teklif edildiğini öne sürdü."KABUL ETMEYİNCE TEKLİFİ 1 MİLYON DOLARA ÇIKARDILARGerçek adı Curtis Jackson olan 45 yaşındaki rap şarkıcısı, iHeart Radio'ya yaptığı açıklamada, "Trump'ın törenine katılmam için bana 1 milyon dolar teklif edildi. Aslında önce 500 bin dolar teklif ettiler, yapıp yapmama konusunda kafam karışıkken teklifi 1 milyon dolara çıkardılar" dedi.50 Cent teklifi değerlendirdiğini itiraf ederek sonunda Trump tarafından kullanılacağından endişelenerek reddetmeye karar verdiğini söyledi.CARDI B DE ÖDEME YAPILACAKLAR ARASINDAYMIŞ Geçtiğimiz günlerde rap şarkıcısı Cardi B. de ABD seçimleri öncesinde kendisini Joe Biden'ın başkanlık kampanyasında siyasi bir piyon olmakla suçlayan, "aptal" ve "cahil" diyen eleştirmenlere cevap verirken, adının Trump'ı desteklemesi için para teklif edilecekler listesinde yer aldığını söylemişti. Ünlü rap'çi, "Biden'ın beni piyon olarak kullandığını söylediler, ardından haftalar sonra Trump'ın ulaşmaya çalıştığı ve destek için ödeme yapacağı rap'çiler ve sanatçıların bir listesini gördük, listede benim de adım vardı" ifadesini kullanmıştı.Cardi B ayrıca hayranlarının Biden'ı tanımasının ve seçimde oy vermeye teşvik etmenin kendisi için önemli olduğunu hissettiğini sözlerine eklemiş, "Platformlarını kullanan tüm bu ünlülerle ve dışarı çıkıp oy kullananlarla çok gurur duyuyorum. Başardık!" demişti.Kaynak: NTV cumhuriyet.com.trCHP'li Karaca: 'İnsan HaklarıKurumu neden harekete geçmiyor'
CHP'li Karaca: 'İnsan Hakları Kurumu neden harekete geçmiyor' figure > CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle İnsan Hakları Çalışma Grubu ile birlikte Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumları’nda kalan çocukların durumuna dikkat çekti. Pandemi nedeniyle kurumlardaki ihlallerin tespit edilemediğini söyleyen Biçer Karaca, “Bu çocuklara ayni, nakdi yardım sağlanmalı, ek gıda ürünleri ve temiz içme suyu da ücretsiz tedarik edilmelidir” dedi. CHP Genel Merkezi’nde İnsan Hakları Çalışma Grubu ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Biçer Karaca, Adalet Bakanlığı’na çocuk ceza evleri, infaz kurumları ve eğitim evlerine ziyaret için başvurduklarını, ancak taleplerinin reddedildiğini açıkladı."İNSAN HAKLARI KURUMU NEDEN HAREKETE GEÇMİYOR?"Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun (TİHEK) cezaevlerine düzenli ziyaret yapmaya yetkili olduğunu hatırlatan Karaca, “TİHEK pandemi döneminde cezaevlerine hiçbir ziyaret gerçekleştirmediği gibi, cezaevlerinden gelen hemen her başvuruya ‘dayanaktan yoksun’ kararı vererek ihlalleri görmezden gelmeye devam etmektedir. Resen inceleme ve yaptırım yetkisi olan bir kurum olmasına rağmen TİHEK neden harekete geçmiyor?” diye sordu."İHLALLERDEN HABERDAR OLAMIYORUZ"Kapalı kurumlardaki çocuklar için temas ve girişimlerinin devam edeceğini ifade eden Biçer Karaca, şöyle konuştu:“Bağımsız izleme ve denetim mekanizmaları çalıştırılmadığı için ne alanda çalışan çocuk hakları örgütleri ne de bizler Covid-19 salgını gerekçesiyle kapalı kurumlarda neler yaşandığını, salgından çocukların nasıl etkilendiğini, hangi ihlallerin meydana geldiğini ne yazık ki öğrenmekte zorluk çekiyoruz. Kapalı kurumlarda çocukların yaşadığı ihlallerden haberdar olamıyor, sorunların çözümüne katkı sunamıyoruz.”"ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL DENETİM YAPILMALI"2011-2014 yılları arasında Pozantı, Sincan, Şakran ve Antalya’da çocuklara kötü müdahale, işkence ve cinsel istismar olayları yaşandığını anımsatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca, “Pandemi dönemi bahane edilmeksizin bu özel alanlarda özel bir denetime ihtiyaç duyulmaktadır” dedi."ÇOCUKLAR BİLGİ VERMEYE KORKUYOR"Çocukların cezaevi koşulları hakkında bilgi vermekten korktuğunu, infaz memurları tarafından tehdit edildiklerine ilişkin iddialar olduğunu aktaran Biçer Karaca, ”Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 37’inci maddesi der ki ‘Hiçbir çocuk işkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye ve cezaya tabii tutulmayacaktır. Çocukların alıkonulması başlı başına bir işkence ve kötü muamele olarak tanımlanmaktadır.’ Anayasamızın 41. Maddesi der ki: Devlet her türlü istismar ve şiddete karşı koruyucu önlemleri alır” diye konuştu."ÇOCUKLARA YARDIM YAPILMALI"Pandemi nedeniyle ailelerin ve çocukların zorluk yaşadığını belirten Biçer Karaca, “Bu çocuklara ayni, nakdi yardım sağlanmalı, ek gıda ürünleri ve temiz içme suyu da ücretsiz tedarik edilmelidir” dedi.Ceza infaz kurumlarının Türkiye’de çocuk suçluluğunu önleyemediğini vurgulayan Karaca, Kurum içerisinde çocukların tahliye sonrasında toplum içine dönüşlerinin kalıcı ve olumlu sonuçları olması gerektiğinin altını çizdi."ÇOCUK DEĞİL CEZAEVİ KAPATILMALI"Biçer Karaca, “Çocukların tahliye süreci özellikle eğitim, psikolojik destek ve istihdam ayağında kurgulanmalı, bu süreç hem tutuklu hem hükümlü çocuğu kapsamalıdır. İstihdamda ve eğitimde tutuklu ve hükümlü çocuk kotası yasal güvence altına alınmalıdır” ifadelerini kullandı. Tutukluluğun istisna olması gerektiğini söyleyen Biçer Karaca, “Yargı reform çığırtkanlığı yapan Ak Parti Genel Başkanı ile Adalet Bakanı’na çağrımızdır: Çocuğa özgü adalet sistemi oluşturulmalı. Çocuk değil cezaevleri kapatılmalı. Merkezi bütçede yeni cezaevi inşasına değil önleyici hizmetlere para ayrılmalı. Tutuklama, infaz ve eğitim evinde ceza yöntemlerine alternatif geliştirilmeli” diye konuştu.CHP’NİN TESPİT ETTİĞİ İHLALLERCHP Genel Merkezi’ne ulaşan talep, yakınma ve başvurulara değinen Biçer Karaca, çocuk ceza infaz kurumlarında tespit ettikleri ihlalleri şöyle sıraladı:- Tutuklandıkları anda çocuklara yeterli bilgi verilmiyor.- Tutukluluk süresince eğitimden yeterince yararlanamıyor.- Su ve beslenme yetersiz durumda.- Çocukların eğitim desteği alabilecekleri televizyon bulunmuyor ya da televizyonu kendilerinin alması gerekiyor.- Bu kurumlarda okur yazar olmayan çocuklar bulunuyor.- Zorunlu eğitime rağmen kanunla ihtilafa düşmeden eğitim sistemine hiç dahil olmamış çocuklar var.- Çocukların sınavlara katılım konusunda yeterli bilgisi yok, bu nedenle katılım oranlarından yoksun kalıyorlar.- Ailelerinin bulunduğu ilden farklı bir ilde infaz yapıldığı için yasal görüş haklarını yeterince kullanamıyorlar.- Bazı kurumlarda çocuk doktoru ve psikiyatristi bulunmuyor.- Hükümlü olmalarına rağmen eğitim evine nakilleri yapılmıyor ya da disiplin yaptırımı olarak kapalı infaz kurumuna geri gönderilme durumunun ceza olarak kullanılıyor.- Görüşler ayda bir ve açık şekilde yapılmasına rağmen tamamen kaldırıldı.- Görüş sayıları kurumdan kuruma değişiyor, ancak en fazla iki kapalı görüşe olanak sağlanıyor.- Telefon hakkı artırıldı, bu hak en az iki kez onar dakika kullanılabiliyor. Ancak bu hak ücretli olduğu için kullanılamıyor.Giysi yardımı için Kızılay’la geçerli bir protokol yapıldı, ancak Kızılay bu protokol şartlarını yerine getirmedi, giysi yardımı kurumların inisiyatifi ile çözülüyor.” cumhuriyet.com.tr