News - Haberler
2021'de teknoloji sektöründe neler bekleniyor?
2021'in teknoloji tarafında beklenen gelişmelerini topladık.Habere Gitmek için TıklayınCHP'liÖzgür Karabat'aşantaj yapıldı
CHP'li Özgür Karabat'a şantaj yapıldı figure > CHP İstanbul Milletvekili, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi Özgür Karabat'ın gizli kameraya alınıp kendisine şantaj yapıldığı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun talimatı ile şantaj yapan kişilerin yakalandığı öne sürüldü. İddiaya göre, Mali Müşavir, Dış Ticaret Uzmanı, Uluslararası Finansal Raporlama Uzmanı olan 46 yaşındaki Milletvekili Karabat seçim çalışmaları sırasında bir kadınla tanışmasıyla başladı. Kadının davet ettiği evde Milletvekili Karabat ile yakınlaşmasıyla şantaj süreci işletildi.A.A., A.D.E., C.A., E.B. adlarından oluşan biri kadın üç kişilik çete, evdeki gizli kamerayla milletvekilini kayda aldı. Kamera görüntülerini daha sonra milletvekiline gönderen çete, Milletvekili Karabat’tan 10 milyon TL istedi.Odatv'nin haberine göre Milletvekili Karabat ise şantaja boyun eğmeyerek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan yardım istedi. Bakan Soylu’nun direktifiyle, Kıbrıs’a kaçan şantaj çetesi yakalandı.Çete üyeleri çıkarıldıkları 11. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından şantaj yaptıkları gerekçesiyle 24 Aralık günü tutuklandı./Archive/2020/12/25/031637627-1608845035018-ozgur.jpg/Archive/2020/12/25/031631393-1608845047087-ozgurrrr.jpg cumhuriyet.com.trİstanbul'da IŞİD operasyonu:Çok sayıda gözaltı
İstanbul'da IŞİD operasyonu: Çok sayıda gözaltı figure > İstanbul'da terör örgütü IŞİD'e yönelik operasyon düzenlendi. 7 ilçede 10 şüpheliye yönelik düzenlenen operasyonda, çok sayıda kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri, il genelinde IŞİD terör örgütüne yönelik operasyon düzenledi. 7 ilçede 10 şüphelinin yakalanması için düzenlenen operasyona önceden belirlene adreslere gece saatlerinde eş zamanlı baskınlar yapıldı. Özel harekat timlerinin de destek verdiği operasyonda ekipler, baskın yapılan adreslerde aramalarda bulundu.Operasyon kapsamında, Bağcılar'da bir adrese giren polis ekipleri, bir şüpheliyi gözaltına alırken evde arama yaptı. Gözaltına alınan şüpheliler, Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. DHASancaktepe'de atölye alev alev yandı, bekçi son anda kurtuldu
Sancaktepe'de atölye alev alev yandı, bekçi son anda kurtuldu figure > Sancaktepe'de kapı kolu üreten tek katlı bir atölyede yangın çıktı. Kısa sürede bütün binayı kaplayan yangın sırasında, içeride olan bekçi camı kırarak kurtuldu. Dumandan etkilenen bekçi, ambulansla hastaneye kaldırılırken, yangın sonucu atölyede hasar meydana geldi. Atölyeden yükselen alevler ise çevredeki vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedildi.Yenidoğan Mahallesi Cemal Sokak'taki kapı kolu üreten tek katlı atölyede saat 01.00 sıralarında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler kısa sürede büyüyerek tüm binayı sardı. Yangını fark eden bekçi ise camı kırarak canını kurtardı. Yangını fark eden vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Dumandan etkilenen bekçi, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. İtfaiye ekipleri ise metrelerce yükselen alevlere müdahale etti. Yangın, çevre binalara sıçramadan kontrol altına alınırken, daha sonra soğutma çalışması yapıldı. Yangın sonucu atölyede hasar meydana geldi.YANGIN, CEP TELEFONU KAMERASINDAÖte yandan, atölyenin alev alev yandığı anlar ise bir vatandaş tarafından cep telefonu kamerası ile kaydedildi. Görüntülerde, atölyede çıkan yangında metrelerce yükselen alevler ve itfaiye ekiplerinin müdahaleleri görülüyor."ALLAH'A ŞÜKÜR CAN KAYBIMIZ YOK"Atölye sahibi Erdal Ekşioğlu yangınla ilgili olarak, "Elektrik kontağından çıktığı düşünülüyor. Allah'a şükür can kaybımız yok. Mal olarak kaybımız var, bu da can kaybı olmadığı için önemli değil. Başka yere sıçramadı. Keşke olmasaydı ama yapacak bir şey yok, durum bu. Burada kapı kolları ver bunların temizlenme işlemi yapılıyor. İşyeri zaten kapalı olduğundan dolayı herhangi bir yaralımız yok. Kimse olmadığı için yangın bu kadar büyümüş zaten. Bunun haricinde herhangi bir bilgimiz de yok" şeklinde konuştu.Yangınla ilgili inceleme başlatıldı. DHACovid: Meksika,Şili ve Kosta Rika'da kitlesel aşılama başladı
Güney Amerika ülkeleri Meksika, Şili ve Kosta Rika'da Perşembe günü kitlesel koronavirüs aşı programı başlatıldı. Kıtada ilk aşı Meksika'da bir yoğun bakım hemşiresine vuruldu.Habere Gitmek için TıklayınErzincan'da otomobilşarampole devrildi: 2ölü, 2 yaralı
Erzincan'da otomobil şarampole devrildi: 2 ölü, 2 yaralı figure > Erzincan'da şarampole devrilen otomobildeki 2 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Sürücüsü henüz belirlenemeyen 24 AAH 871 plakalı otomobil yeni çevre yolu üzerindeki Erzincan Belediyesine ait mezbahane önünde şarampole devrildi.Kazada otomobilde bulunan Adem Ş. ve Elif K. olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan İbrahim Ö. (26) ve Elif M. (21), 112 acil sağlık ekiplerince Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.Hastanede tedavi altına alınan yaralıların hayati tehlikelerinin bulunduğu öğrenildi.Cumhuriyet savcısının kaza yerinde yaptığı incelemenin ardından cenazeler otopsi yapılmak üzere Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. AAİstanbul'da merak uyandıran ambulans konvoyunun nedeni belli oldu
İstanbul'da merak uyandıran ambulans konvoyunun nedeni belli oldu figure > İstanbul'da konvoy halinde siren çalarak ilerleyen ambulanslar panik yarattı. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden geçişleri merak uyandıran ambulansların yeni alınan araçlar olduğu bildirildi. İstanbul'da kısıtlama nedeniyle boş olan yollarda ambulansların siren sesleri yankılandı. Ankara Akyurt'ta bulunan Sağlık Bakanlığı'na ait depodan yola çıkan 61 ambulansın yeni alınan araçlar olduğu bildirildi. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden geçen konvoyun sirenler çalarak son sürat ilerlemesi panik yarattı./Archive/2020/12/25/020616050-ambulans-konvoyu-2.jpgAmbulansların, D-100 kara yolunu takip ederek Bakırköy'de bulunan 112 Kontrol Merkezine gittiği belirtildi. cumhuriyet.com.trMichael Jackson'ın Neverlandçiftliği 22 milyon dolara satıldı
Pop yıldızı Michael Jackson'ın 1988-2005 yılları arasında ikamet ettiği Neverland çiftliği, 22 milyon dolara alıcı buldu.Habere Gitmek için TıklayınFotoğraflarla dünyadan Noel kutlamaları
Noel kutlamalarında, koronavirüs salgını sebebiyle bu yıl geçtiğimiz yıllara kıyasla daha az insan bir araya geldiHabere Gitmek için TıklayınRadikaller... Uçlarda neler oluyor?
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Radikaller... Uçlarda neler oluyor? figure > Son birkaç yılda dünya beklenmedik biçimde değişti. Radikal düşünce ve grupların gücü giderek artıyor. Eskinin aşırısı artık alışıldık oldu. Peki politik uçlarda hayat neye benziyor? Radikallerin asıl gücü nereden geliyor? /Archive/2020/12/25/003002622-ic.jpgBaşımıza Brexit ve Trump’ı getiren anti-politik isyanın içyüzü…Evening StandardSon birkaç yılda dünya beklenmedik biçimde değişti. Radikal düşünce ve grupların gücü giderek artıyor. Eskinin aşırısı artık alışıldık oldu. Peki politik uçlarda hayat neye benziyor? Radikallerin asıl gücü nereden geliyor?Radikaller, günümüzün yaşam biçimine alternatifler bulmaya çalışan hareketleri incelerken, bizi aşırı uçlardakilerin tuhaf ve heyecanlı hayatına dahil ediyor. Madenlere yapılan şafak baskınlarından internetin karanlık köşelerine uzanan günümüzün en gizli ve etkili hareketleri; ölümsüzlük arayışındaki tekno-fütüristler, sınırları kapatmak isteyen aşırı sağcılar, dünyanın doğal kaynaklarını korumak için her yolu mubah gören militan çevreciler, yeni ülkeler kuran liberterler, kendi kendine yeten kooperatiflerin mikro-toplumları, topluma güçlü halüsinojenler yoluyla şifa vermeyi deneyen önderler…Radikal politika ve teknoloji alanında günümüzün en önemli düşünürlerinden biri olan Jamie Bartlett, bu hareketleri yönlendiren insanlar ve düşüncelere dair şaşırtıcı bir perspektifin yanı sıra başka bir gerçeği de ortaya koyuyor: Radikaller belki de sadece dünyadaki derin huzursuzluğun semptomları değil, gelecek için en akla yakın modelleri sunan kişilerdir.Radikaller / Jamie Bartlett / Çeviren: Esengül Ayyıldız / 296 s. Cumhuriyet Kitap Eki‘Madam Bovary benim!’
‘Madam Bovary benim!’ figure > Gustave Flaubert’e Madam Bovary’nin kim olduğunu sormuşlar, “Benim,” demiş. Nasıl olur da erkek bir yazar kendini romanının “kadın” kahramanıyla özdeşleştirir? Bu ne gizemli bir şey. Ben de şimdi, “Madam Bovary, Marki de Sade’dır,” diyeceğim ama açıklamayı size bırakmayacağım. /Archive/2020/12/25/002710763-ic1.jpg Zaman zaman dönüp, çeşitli nedenlerle daha önce okuduğum eski romanları, kitapları okuyorum. Bazen yeniden okuduğum metinlerin, o metinlerden aklımda kalan şeylerle neredeyse hiçbir ilişkisinin bulunmadığını görüyorum. Jean Cocteau, “Bir kitabı yeniden okuduğum zaman daha önce hiç okumamış olduğumu anlıyorum,” demiş.Madam Bovary’yi yeniden okurken bana da aynı şey oldu, acaba ben bu romanı gerçekten yıllar önce okumuş muydum yoksa yalnızca taşralı bir doktorun güzel karısının ihanetinin öyküsü olduğunu bildiğim için mi kitabı okuduğumu sanıyorum, diye kuşkuya düştüm. Yeniden okuduğuma göre bari o zaman okurken başka bir soruya da yanıt bulmaya çalışayım, dedim: Bu roman niçin edebiyat tarihinin önemli yapıtlarından biri ve niçin evrensel?ÇOCUK KALMIŞ KADINLARBu arada, müzik notalarını ne kadar iyi okuyorsa kitapları da en az o kadar iyi okuduğuna tanık olduğum büyük piyanist İdil Biret’le sohbet ederken, nasıl oldu bilmem, kafamdaki bu soru birden ağzımdan çıktı, İdil Biret hiç duraksamadan, “Evrensel bir roman çünkü dünyada çocuk kalmış kadın o kadar çok ki,” dedi.Birkaç gün sonra evde bazı fotokopiler, basılı metinler arasında iki sayfalık bir metin buldum. İskenderiye Dörtlüsü’nün yazarı Lawrence Durrell’ın konuşmalarının toplandığı Lawrence Durrell Conversations adlı bir kitaptan alıntılanmış bir bölümün kopyasıydı.O alıntıda L. Durrell’a, Marki de Sade’dan sık sık yaptığı alıntıların anlamı soruluyor. Durrell’ın verdiği yanıttaki “çocuk” sözcüğü birden dikkatimi çekti, bunun üzerine metni sonuna kadar ciddi olarak okudum.Durrell, “Marki de Sade, cahilliği ve acımasızlığıyla, çağımızın en tipik insan örneğidir,” diyor. Sonra ekliyor: “Ben onu hem bir kahraman hem de bir cüce olarak görürüm. Freud çok doğru bir kararla onu çocuk özneler galerisine yerleştirmiştir çünkü Sade çocuktur,” diye eklemiş.Pekiyi, çocuk olması ne anlama geliyor? Durrell onu da tanımlamış: “O bir mızmızlanma şampiyonudur, gelmiş geçmiş mızmızların en büyüğüdür; evet, çağdaş insan gibi çocuk kalmıştır: acımasızdır, isteriktir, budaladır, hepimiz gibi kendi kendisinin celladıdır. O bizim ruhsal hastalığımızın somutlaşmış halidir.”İNSAN NİÇİN ÇOCUK KALIR?Görüldüğü gibi burada Durrell “ruhsal bir hastalık”tan söz ediyor ve bunu çağdaş insanın hastalığı olarak niteliyor. Nedir bu hastalık? Onu da açıklamış: Cahillik (bilgisizlik), acımasızlık (benmerkezcilik, başkalarıyla kendini özdeşleştirememe, onların acılarına kapalı olma), çocuksuluk, bilinçsizlik, isteriklik ve (akılsızlık anlamında değil ama akılcı davranamama anlamında.) aptallık.İnsan niçin çocuk kalır, dahası “çağdaş insan” niçin çocuk kalmış olsun, bunun yanıtını da yine Marki de Sade için “O bir cücedir” diyen Durrell veriyor: “O [Marki de Sade] bir cüceyse … manevi sorumluluklar yönünde yol alamadığı için cücedir.”Bir çocuk manevi sorumluluk diye bir şey bilmez, gerçekten de, yalnızca isteklerini ve gereksinimlerini bilir, rahatını bilir. “Manevi sorumluluk” derken Durrell’ın ne kadar önemli bir şeyden söz ettiğini anlamak için de sorumluluk duygusu yokluğunun sonuçlarının neler olabileceğini bir an düşünmek gerekiyor./Archive/2020/12/25/002733138-ic2.jpgÇAĞLARIN HASTALIĞISorumluluk sahibi olmakla olmamak arasındaki farkın ne büyük bir fark olduğunu görüyorsunuz! En yakın çevresinden, ailesinden başlayarak, ülkesine, başka insan hemcinslerine, doğal çevreye ve hatta geçmişe ve geleceğe karşı sorumluluk duymayan insan ne korkunç bir şeydir. İşte o yüzden bu tür bir insan için Durrell, “acımasızdır, isteriktir, budaladır … kendi kendisinin celladıdır,” demiş.Durrell buna hastalık derken kurtulunması gereken bir şey olduğuna da işaret etmiş oluyor elbette. Ancak “çağın” sözcüğüne karşı çıkacağım, onun yerine keşke “çağların hastalığı” deseydi çünkü bir yandan günümüzde bu hastalığın en şiddetli biçimiyle hüküm sürdüğünü görüyorum, bir yandan da Flaubert’in kahramanı Emma Bovary’nin sorununun tam da bu olduğundan eminim. Emma sorumluluk duygusuna sahip bir kadın olsaydı, kasaba doktoru olan kocasını, ün ve para uğruna, bilmediği bir ameliyatı yapmaya zorlayabilir, onu rezil eder miydi? Sorumluluk duygusu olan insan bu kadar benmerkezli, bilinçsiz, acımasız, aptal ve isterik olabilir miydi?Flaubert de, Durrell’dan neredeyse yüz yıl önce, hiç değilse bu roman temelinde, çağının hastalıklarından birinin bu olduğunu söyler gibidir.Örneğin, o dönem Fransa’sında burjuva kadınlar çocukları olunca hemen bir dadı, bir sütanne tutar, çocuklarını kendileri emzirmezler. Sonuçta çocuğun ne beslenmesinden ne de hastalık ya da sağlığından sorumludurlar, hatta eğitiminden bile tam anlamıyla sorumlu değillerdir. Paraları vardır ama sorumlulukları yoktur. Çocuğun eğitimini de özel öğretmenlere devrederler.Flaubert romanının bir kahramanı olan kasabanın eczacısına, “… anneler çocuklarını yetiştirmelidir. Bu, Rousseau’nun fikridir, belki zamanımız için biraz yenidir,” dedirtirken böyle bir soruna parmak basmak istemiş olabilir pekâlâ.Emma Bovary’nin istekleri vardır, ün ister, zenginlik ister, aşk, heyecan ister ve bunları elde etmek için denemediği şey kalmaz, kendisine sevgililer bulmaktan tutun da kendini dine vermeye kadar, her şeyi dener. Hepsi bozgunla sonuçlanır, hayatı bozgunlarla, mutsuzluklarla geçmiş acınası ve bazen de gülünç bir kişiliktir.Romanı okuyanlar bilirler (ya da okuyacak olanlar da görecektir) roman, çok anlamlı bin bir ayrıntıyla, gözlemle, kişilik çözümlemesiyle doludur, toplumsal hayat betimlemeleriyle doludur. Böyle olduğu için de elbette çok farklı yorumlara açıktır. Ancak burada ben, günümüzün bunalımı açısından en anlamlı bulduğum yanını vurgulamak istedim.Madam Bovary’nin kim olduğu sorulduğunda Gustave Flaubert, “Benim,” dediği zaman, eminim ki, “Evet, Madam Bovary bir kadın ama bir erkek de olabilirdi,” demek istedi. Çocuk kalmış kadınlar varsa çocuk kalmış erkekler de çok çünkü. Hem de tarih boyu koca koca ülkeleri yönettiklerine tanık olduk. Ülker İnce