News - Haberler
Azka Otel 30 yıldır ilk kez bu kışkapandı
Azka Otel 30 yıldır ilk kez bu kış kapandı figure > Turizmci Bülent Kaya, 30 yıldır Bodrum’da sadece yaz sezonunda değil, kışın da hizmet veren Azka Otel’i pandemiden dolayı bu kış ilk kez kapattıklarını söyledi. /Archive/2020/12/18/131531019-azka.jpgAzka Otel yönetim kurulu başkanı Bülent Kaya, Covid-19 nedeniyle yaz sezonunun yıpratıcı geçtiğini belirterek kış aylarında da hizmete ara verdiklerini aktardı. Bülent Kaya: “Hizmet sürecimizde pandemi yüzünden ne kadar yorulduğumuzu tahmin ve takdir edersiniz. Ancak çalışanlarımızın yorgunluğu, salgın riskinin yükselmesi ve yeni sezona hazırlanabilmek adına 30 yıldır ilk kez hizmetimize üzülerek kısa bir süre ara vermenin uygun olacağı kararını verdik.” dedi.Bülent Kaya, hizmet sektörü çalışanlarının psikolojik olarak da yıprandığının altını çizdi. cumhuriyet.com.trFDA’dan Pfizer - BioNTech aşısıiçin 'alerji' açıklaması: 'Alerjik reaksiyonlara karşıtetikteyiz'
FDA’dan Pfizer - BioNTech aşısı için 'alerji' açıklaması: 'Alerjik reaksiyonlara karşı tetikteyiz' figure > ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ABD’de aşılama çalışmalarının başlamasının ardından iki kişide alerjik reaksiyon görülmesinden sonra açıklama yaptı. FDA yaptığı açıklamada, iki kişinin alerjik reaksiyon göstermesinden sonra Pfizer - BioNTech Covid-19 aşısı ile ilgili yayınladığı aşı klavuzunu revize etmek için Pfizer ile birlikte çalıştığını söyledi. Geçtiğimiz hafta ABD’de onaylanarak uygulanmaya başlanan Pfizer-BioNTech koronavirüs aşısının iki kişide alerjik reaksiyon göstermesinin ardından FDA’dan açıklama geldi. FDA yetkilileri vakaları yakından incelediklerini ve bu konuda İngiltere ile çalıştıklarını söyledi.ABD’de ilk olarak sağlık çalışanlarında başlayan Pfizer-BioNTech koronavirüs aşısı iki kişide alerjik reaksiyon gösterdi. Alaska’da aşılanan iki sağlık çalışanından birinin anafilaktik adı verilen ‘hemen tedavi edilmesi gereken ciddi, potansiyel olarak hayatı tehdit eden’ alerjik reaksiyon gösterdiği açıklandı.NTV'de yer alan habere göre, konu üzerine açıklama yapan FDA yetkililerinden aşılar bölümünde görev yapab Doran Fink, "Bu kişilerin tümü uygun tıbbi müdahale ile tedavi edildi ve durumları iyi. Bu durum sonrasında hızlı bir şekilde araştırmamız gereken ek raporlar olduğunu tahmin ediyorz” ifadelerini kullandı.İNGİLTERE İLE BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZFink, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri de dahil olmak üzere ABD yetkililerinin iki vakayı da araştırdığını ve aşılama sırasında meydana gelen benzer iki vakayı daha iyi anlamak için kendilerinden daha önce aşılamaya başlayan İngiltere ile birlikte çalıştıklarını söyledi.Fink, Şu anki verilerin tamamı, BioNTech aşısının acil kullanım iznini desteklemeye desteklemeye devam ederken, bu alerjik vakalar aşılama kampanyasının erken safhasında tetikte olma ihtiyacının altını çiziyor" ifadelerini kullanırken tetikte olma ihtiyacı üzerine, "FDA, aşılama sonrası kişileri izleme, ayrıca oluşabilecek acil alerjik reaksiyonların yönetimi prosedürü için yayınlanan CDC klavuzunu revize etmek amacıyla Pfizer ile çalışıyoruz” şeklinde konuştu. cumhuriyet.com.trYeni birçalışmaya göre, günde 10 bin adım atmak kilo vermeyi sağlamıyor
Yeni bir çalışmaya göre, günde 10 bin adım atmak kilo vermeyi sağlamıyor figure > Yapılan yeni bir çalışmaya göre, günde 10 bin adım atmak hem kilo almayı engellemiyor hem de kilo vermeyi sağlamıyor. Çalışmanın başyazarı BYU’da Egzersiz Bilimi Profesörü Bruce Bailey "Adım tavsiyelerinin en büyük yararı, insanları hareketsiz yaşam tarzının dışına çıkarmak oluyor" dedi. /Archive/2020/12/18/131442519-running-47827211920.jpgSon birkaç yıldır, günde 10 bin adım atma teorisi, sağlıklı olmanın ve kilo vermenin anahtarı olarak popüler hale geldi.Ancak bir çalışmaya göre, günde 10 bin adım atmak gerçekte hem kilo almayı engellemiyor hem de kilo vermeyi sağlamıyor.Independent Türkçe'nin aktardığına göre, Brigham Young Üniversitesi (BYU) Egzersiz Bilimi Bölümü araştırmacıları, kilo söz konusu olduğunda binlerce adımın gerçekten bir fark yaratıp yaratmadığını bulmak için Beslenme, Diyetetik ve Gıda Bilimi departmanından meslektaşlarıyla beraber üniversite birinci sınıf öğrencileri üzerinde bir çalışma gerçekleştirdi.Araştırmacılar çalışmanın bir parçası olarak, adım sayma deneyine katılan 120 kadın birinci sınıf öğrencisini üniversitedeki ilk 6 ayları boyunca analiz etti. Katılımcılar bu kapsamda 24 hafta boyunca haftada 6 gün, günlük 10 bin, 12 bin 500 veya 15 bin adım attı.Adımlara ilave olarak, araştırmacılar öğrencilerin aldığı kaloriyi ve kiloyu da takip etti.Journal of Obesity isimli hakemli bilim dergisinde yayımlanan bulgulara göre, adım sayısı, günde 15 bin adım atanlarda bile öğrencilerin kilo almasına engellemedi.Araştırmacılar aksine, süreç sonunda öğrencilerin ortalama 1,5 kg aldığını tespit etti. Bu miktar, daha önceki araştırmalara göre, öğrencilerin okuldaki ilk yıllarında genellikle aldığıyla aşağı yukarı aynı.Araştırmacılar, "Her bir adım tavsiyesiyle fiziksel aktivite giderek arttığı ve fiziksel aktivite, enerji harcamasını artırıp enerji dengesini değiştirdiği için adım gruplarının aldığı kilolar arasında fark olmaması şaşırtıcı" ifadelerini kullandı.Çalışmanın başyazarı BYU’da Egzersiz Bilimi Profesörü Bruce Bailey, şu sonuca vardı:"Sadece egzersiz yapmak, her zaman en etkili kilo verme yolu değil.Eğer adımlarınızı sayarsanız, bu fiziksel aktiviteyi artırmada yarar sağlayabilir. Ancak çalışmamız bunun kiloyu korumaya veya kilo almayı önlemeye dönüşmeyeceğini gösterdi."Öte yandan araştırmacılar, artan adımların, öğrencilerin “fiziksel aktivite örgüsü” üzerinde genel olarak olumlu bir etki anlamına geldiğini belirterek “duygu ve sağlık bakımından başka yararları olabileceğini” ifade etti.Bailey, "Adım tavsiyelerinin en büyük yararı, insanları hareketsiz yaşam tarzının dışına çıkarmak oluyor. Tek başına kilo almayı engellemese bile daha fazla adım sizin için her zaman daha iyi " dedi.Günlük 10 bin adım atmanın faydaları üzerine gerçekleştirilen eski çalışmalar da söz konusu tekniğin kilo üzerinde bir etkisinin bulunmadığını ve yoğun egzersizin genelde daha faydalı olduğunu tespit etmişti. cumhuriyet.com.trSağlık Bakanlığı'ndan 'meslek hastalığı' genelgesi
Sağlık Bakanlığı'ndan 'meslek hastalığı' genelgesi figure > Sağlık Bakanlığı, Covid-19 tanısı ile tedavi görürken hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının 'meslek hastalığı' veya 'vazife malülü' hükümlerinden yararlanmalarına ilişkin genelge yayımladı. Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 5510 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi hükümleri doğrultusunda, Covid-19 tanısı ile tedavi alıp, tedavi sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 'malul' olduğuna karar verilenler ile hayatını kaybedenlerin kendilerinin veya yakınlarının başvurularına istinaden 'meslek hastalığı' veya 'vazife malulü' hükümlerinden yararlanmaları için gereken kuralları 81 ile genelge ile bildirdi. Söz konusu genelgede; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 14'üncü maddesi ile 47'nci maddesinin birinci fikrasında geçen hükümler hatırlatılarak şöyle denildi:"Çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı ortaya çıkan meslekte kazanma veya çalışma gücü kayıpları ile vefat hallerinde sigortalılar, illiyet bağının kurulması şartıyla, 'meslek hastalığı' ile 'vazife malullüğü' kapsamındaki sosyal güvenlik haklarından yararlandırılabilmektedir. Sağlık çalışanlarından görevlerini yapmakta iken, görevlerinin çeşitli sebep ve tesiri ile Covid-19 tanısı ile tedavi alıp tedavi sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunca 'malul' olduğuna karar verilenler ile hayatını kaybedenlerin kendilerinin veya yakınlarının başvurularına istinaden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 14'üncü ve 47'nci maddelerine göre 'meslek hastalığı' veya 'vazife malullüğü' hükümlerinden yararlandırılmaları söz konusu olabilecektir". DHAAlman devlet televizyonundan skandal PKK belgeseli!
Alman devlet televizyonundan skandal PKK belgeseli! figure > Alman devlet televizyonunda yer alan belgeselde, militan elbiseleri giydirilmiş ilkokul çağındaki çocukların yanı sıra, Doğu Anadolu'nun kuzeyinden başlayarak güneyde Hatay kıyılarından denize uzanan “sözde Kürt bölgesi” haritası ve terör örgütü PKK mensuplarının konuşmalarına yer verildi. Alman devlet televizyonu ZDF'nin Info kanalında yayınlanan, “Baskı, terörizm ve ihanet altındaki Kürtler” başlıklı belgeselde açıkça terör örgütü PKK propagandası yapıldı.Belgeselde, Irak'ın Erbil kentinin yanı sıra Türkiye, Almanya, Suriye ve Irak'ın çeşitli diğer bölgelerinde çekilen görüntüler, Doğu Anadolu'nun kuzeyinden başlayarak bir yandan Basra, diğer yandan da Hatay'a kadar uzanan geniş bir “Kürt bölgesi” haritası altında gösterildi."TÜRKİYE'YE 'İŞGALCİ' TANIMLAMASI"Sözcü’den Ali Gülen’in haberine göre belgeselde, Türkiye'den Almanya'ya kaçan PKK'lılar, HDP'li politikacılar, Erbil'deki Iraklı Kürtler, sözde Kürt devleti yanlısı Ezidiler ve terör örgütü PKK’nın Suriye'deki uzantısı YPG'ye mensup teröristlerin konuşturulduğu iddia edildi.Belgeselde Türkiye, işgalci ve bağımsız Kürt devletini engelleyen ülke olarak gösterildi.ZDF, kapısında Alman ve sözde Kürt devleti bayrağı bulunan bu derneği tanıtırken, “Burada Kürt çocukları unuttukları ana dilleri Kürtçe, dinleri ve dilleri öğretiliyor. Otonom ve bağımsız bir Kürdistan geleceği için” dedi.Görüntülerde, terörist elbiseleri giydirilmiş Kürt çocukları yer aldı./Archive/2020/12/18/130210049-zfd1691608200384-880x495.jpgPKK'lıların tümü, bağımsız ve özgürlük savaşçısı olarak tanıtılırken, ABD'nin Kuzey Irak ve Suriye'den kısmen çekilmesiyle yalnız kalmalarından dolayı üzüntüleri dile getirildi ve onların Türkiye aleyhine söyledikleri sözler yayınlandı.Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nin Kalkar Kasabası'nda kurulan ve bağımsız Kürt devleti yanlısı propagandalar yapan “Mala Ezdai” isimli dernekte, Alman ve Yahudi cemaatleriyle yapılan toplantılar gösterildi. cumhuriyet.com.trKavga ettikleri babalarınıelektrik kablosuyla boğup, mağaraya gömmüşler
Kavga ettikleri babalarını elektrik kablosuyla boğup, mağaraya gömmüşler figure > Iğdır'ın Taşlıca köyünde hayvanların sulanması yüzünden kavga ettikleri babaları İbrahim Cantemur'u (50) ahırda elektrik kablosuyla boğduktan sonra mağaraya gömdükleri iddiasıyla gözaltına alınan 4 kardeşten 3’ü tutuklandı. /Archive/2020/12/18/125016033-gt.jpgOlay, 12 Aralık'ta merkeze bağlı Taşlıca köyünde meydana geldi. Jandarma ekipleri, devriye görevi sırasında Yaycı köyü yakınlarında terk edilmiş araç buldu. Yapılan inceleme sonrası aracın Taşlıca köyünde yaşayan 10 çocuk babası İbrahim Cantemur'a ait olduğunu belirlendi. Ailesinin İbrahim Cantemur'a ulaşamadıklarını belirtmesi üzerine jandarma ve AFAD ekipleri, eğitimli köpeklerle arama çalışması başlattı. Jandarma, Taşlıca köyü yakınlarındaki bir mağarada İbrahim Cantemur'un cansız bedenini buldu. Cantemur'un cesedi Iğdır Devlet Hastanesi'nin morguna kaldırılırken, çocukları Emrah (22), Ferdi (21), Metin (24) ve Özcan Cantemir (25) gözaltına alındı. AHIRDA KABLOYLA BOĞMUŞCantemur kardeşler, emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Iğdır Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan kardeşler, babalarını öldürdüklerini kabul etti. Özcan Cantemur, mahkemede verdiği ifadesinde, babasının annesine kızdığını aralarında tartışma çıktığını söyledi. Babasının av tüfeğini almak için eve girdiğini ileri süren Özcan Cantemur, şunları söyledi:"Babam tüfeği bulamayınca kardeşim Emrah ve bana saldırdı, arbede yaşadık. Emrah, babamın telefonunu sakladı. Babam telefonunu aramak için dışarı çıktı. Telefonu bulamayınca 'sizi öldüreceğim, siz kimsiniz kendi babamı, annemi evden kovdum, sizi de buradan çıkarırım' dedi. Anneme karşı ağza alınmayacak küfürler, hakaretler ve tehditler savurdu. Daha sonra babam ahıra gitti. Ben de kardeşlerime ve anneme bir şey yapar diye korktuğumdan tek başına sakinleştirmek amacıyla ahıra gittim. Ahırda babamla aramızda arbede yaşandı. Babam bana karşı anneni ve herkesi öldürürüm diye tehdit etti, ben de babama 'sen bizim paralarımızı başka kadınlar ile yiyorsun' dedim. Babam 'sen bana karışamazsın' dedi. Babam benim ona karşı söylediklerimi önemsemediği için başka çözüm yolu o an için bulamadım ve ahırda elektrik tamiri yaptığı için yerde kablo buldum ve babamın boğazına gelecek şekilde doladım. Kabloyu babamın boğazına dolama eylemim yaklaşık 5 dakika sürdü. Bu esnada babam sırt üstü yere düştü. Bunun üzerine babamın ölüp ölmediğini kontrol ettim. Öldüğünü anlayınca geri çekildim. Babamı öldürdüğüm esnada yanımda kimse yoktu. Daha sonra evin ahırına kardeşlerim Metin ve Emrah geldi. Bunun üzerine ben babamı gömme fikrini ortaya attım ve kardeşlerim Emrah ve Metin'i teşvik ettim. Daha sonra yer araştırmaya başladık, evimizin yakınlarında bir mağara bulduk. Akşam olmak üzereyken etraf sakinleşince babamı Emrah ve Metin ile birlikte gömdük. Bahsettiğim mağara Taşlıca köyündedir. Evimizin bulunduğu yerin 300 metre aşağısındadır. Gömme eylemimizi bizden başka gören olmadı. Kardeşim Ferdi babamı gömdükten sonra olayı öğrendi. Pişmanım."'MAĞARAYA, TORBANIN İÇİNDE SÜRÜKLEYEREK GÖTÜRDÜK'Emrah Cantemur ise, "Babam, hayvanların sulanması yüzünden anneme kızmaya başladı. Akabinde annemin üzerine yürüyerek onu itekledi. Bu esnada ben ve ağabeylerim Metin ve Özcan kavgayı duyarak dışarı çıktık. Annemi korumak için araya girdik. Babam 'size ne siz ne karışıyorsunuz?' diyerek bize çıkıştı ve küfretmeye başladı. Bizim de üzerimize yürümesi sebebiyle karşılık verdik. Bunun üzerine kavga çıktı. Kavga sebebiyle annem fenalaşınca biz annemle ilgilenmeye başladık. O esnada babam ahıra gitti. Ağabeyim Özcan'ın olay yerinde olmadığını fark ettik. Bunun üzerine ağabeyimi aramaya başladık. Metin ile birlikte babam ve Özcan'ı ahırda gördük. Ahıra gittiğimizde babamın ölmüş olduğunu fark ettik. Ağabeyim Özcan 'babamı gömelim' dedi. Korktuğumuz için Metin ile birlikte bu fikre iştirak ettik. Akşam olunca ağabeyim Özcan'ın bizi götürdüğü yere babamı gömdük. Babamı evden mağaraya kadar torbanın içinde sürükleyerek götürdük. Babamın arabasını şehir merkezine bırakma fikri aklımıza geldi. Özcan ağabeyimi bunun için gönderdik. O da ehliyeti olduğu için kardeşim Ferdi'yi de yanına alarak arabayı Yaycı köyüne bıraktı. Ferdi'nin olaydan bu aşamaya kadar haberi yoktu. Pişmanım" dedi. Metin Cantemur da kardeşleri Özcan ve Emrah Cantemur’un verdiği ifade doğrultusunda ifade verdi.BABAM EMRAH'A KIZDIOlay günü babasının su hortumunun depoya konulmaması sebebiyle Emrah'a kızdığını anlatan Ferdi Cantemur ise ifadesinde şunları söyledi:Babamla Emrah kavga ediyorlardı. Ağabeylerim Metin ve Özcan da niye Emrah'a vuruyorsun diye kavgaya karıştı. Ben ve annem de araya girerek kardeşlerim ve babamı ayırmaya çalıştık. Babam evden tüfeği aldı, biz araya girerek elinden tüfeği bıraktırdık. Biz kavgayı ayırıp odaya geçtik. Babam 'hepinizi öldüreceğim' diye tehditlerine devam ediyordu. Sonra dışarı çıkıp ahıra gitti. Ahırın bulunduğu yer, evimizin bulunduğu yere yaklaşık 15-20 metre uzaklıktadır. Bu nedenle oradaki sesler evin içerisine gelmez. Babam ahıra gittikten sonra ağabeylerimden önce Özcan ahıra gitti. Özcan gittikten 5-10 dakika sonra da Metin ve Emrah da yanına gitti. Ben de arkalarından çıktım. Beni geri gönderdiler. Bu esnada taşların üzerinde bir şeyler konuşuyorlardı. 2-3 saat sonra Özcan ağabeyim geldi. 'Ferdi senin ehliyetin var, arabayı beraber götüreceğiz' dedi. Ben istemedim, beni zorladı. Benden eldiven takmamı istedi. Ben niye taktığımı sorduğumda bana kızarak 'giy diyorum sana' dedi. Ben de arabayı kullanıp Yaycı'ya götürdüm. Ağabeyim Özcan olayı bana arabayı bıraktıktan sonra anlattı. Birlikte yürüyerek eve döndük. Çok geç olduğu için yatıp uyuduk. Sabah kahvaltıda ağabeyim Metin olanları anlattı. Biz ağlamaya başladık. Sonrasında olay jandarmaya intikal etti. Ben gözaltına alındıktan sonra tüm bildiklerimi anlattım."3 KARDEŞ TUTUKLANDISulh Ceza Hakimliğinde ifadeleri tamamlanan Emrah, Metin ve Özcan Cantemur kardeşler, babalarını öldürdükleri gerekçesiyle tutuklanırken, Ferdi Cantemur ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. cumhuriyet.com.trServetÇetin'in hedefi Avrupa
Servet Çetin'in hedefi Avrupa figure > Demir Grup Sivasspor yardımcı antrenörü Servet Çetin, futbolculuk kariyerinde gelen tekliflere rağmen gidemediği Avrupa'da, teknik direktör olarak takım çalıştırmayı hedeflediğini söyledi. Çetin, TED Edirne Koleji'nin çevrim içi düzenlediği "Kariyer Semineri" etkinliğine katılarak öğrencilerin sorularını cevapladı.Servet Çetin, Türkiye'nin üst düzey kulüplerinde ve milli takımda yıllarca futbol oynayarak kariyerini güzel bir şekilde sonlandırdığını belirtti.Futbolu bırakmasının ardından antrenörlüğe başladığını anlatan Çetin, 5 yıldır Süper Lig'deki takımlarda yardımcı antrenör olarak çalıştığını ifade etti.Teknik direktörlüğe adım atabilmesi için tek eksiğinin pro lisans olduğunu dile getiren Çetin, şunları kaydetti:"Hedeflerimde bir takımı teknik direktör olarak çalıştırmak var. Onun için de bir tek eksiğim olan pro lisans. Salgın dolayısıyla bu zamanlarda pek seminer olmuyor. İnşallah en kısa sürede açılacak seminere katılıp pro lisansı aldıktan sonra teknik direktör olarak bir takımı çalıştırmak istiyorum. Öncelikli hedefim, inşallah futbol kariyerimde olduğu gibi üst düzey takımlarda görev alıp, o takımları çalıştırmak ve milli takıma kadar ilerlemek. Futbolculuk kariyerimde yurt dışından çok teklif gelmesine rağmen bir şekilde şartlar oluşmadı. Çok teklif almama rağmen bir türlü gidemedim ama inşallah antrenörlük kariyerimde yurt dışında çalışma imkanı bulurum. Böylelikle hem ülkemi en iyi şekilde temsil eder hem de antrenörlük kariyerim için iyi bir süreç geçirmiş olurum." cumhuriyet.com.trSON DAKİKA| MEB, uzaktan eğitimin süresini uzattı
SON DAKİKA| MEB, uzaktan eğitimin süresini uzattı figure > Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilkokul, ortaokul ve liselerde uzaktan eğitimin 22 Ocak'a kadar devam edeceğini duyurdu. MEB'den yapılan açıklamaya göre Covid-19 salgını tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim süreci, okullardaki sınavlar ve yarıyıl tatili takvimiyle ilgili MEB tarafından bazı düzenlemeler yapıldı.İLKOKULLARDA SINAV YAPILMAYACAKMEB'den yapılan yazılı açıklama da şu ifadeler kullandı: "İlkokullarda sınav yapılmayacak, karne notları, ders etkinliklerine katılım puanı ile belirlenecektir. Ortaokul ve liselerde birinci döneme ait bir (1) yazılı/uygulama puanları ve performans notları üzerinden ölçme değerlendirme yapılacaktır. Sınav notu bulunmayan şubelerin sınavları, okul ortamında ve sosyal mesafe/hijyen tedbirlerine uygun olarak seyreltilmiş gruplar hâlinde gerçekleştirilecektir.İller arası hareketliliğin azaltılması amacıyla sadece ortaöğretim öğrencileri, kendi isteklerine bağlı olarak, 28 Aralık 2020 Pazartesi gününe kadar velilerinin okul yönetimine başvurması halinde, öğrenim gördükleri okul ile aynı okul türünde olması kaydıyla o tarih itibariyle bulundukları illerde sınavlara katılabileceklerdir.UZAKTAN EĞİTİM 22 OCAK'A UZATILDIİlkokul, ortaokul ve liselerde uzaktan eğitim, 2020 -2021 eğitim öğretim yılının ilk döneminin tamamlanacağı 22 Ocak 2021 Cuma gününe kadar devam edecektir.22 Ocak 2021 tarihinden itibaren karne dağıtımları eğitim kurumu yönetimlerince, farklı gün ve zaman dilimlerine yayılarak yoğunluk oluşturmayacak şekilde planlanacaktır.İKİNCİ DÖNEM 15 ŞUBAT'TA BAŞLAYACAK25 Ocak 2021 Pazartesi günü başlayacak yarıyıl tatil süresine ikinci dönemdeki bir haftalık ara tatil süresi de eklenmiştir.2020 - 2021 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi 15 Şubat 2021 Pazartesi günü başlayacaktır." cumhuriyet.com.trDeplasman canavarıManchester United
Deplasman canavarı Manchester United figure > Manchester United, Sheffield United'ı 3-2 yenerek bu sezon ligde oynadığı 6 deplasman maçını da kazandı. Premier Lig 13. hafta kapanış maçında Manchester United, deplasmanda Sheffield United'ı 3-2 mağlup etti.Bramall Lane Stadı'ndaki karşılaşmanın 5. dakikasında ev sahibi Sheffield David McGoldrick ile öne geçti. 26'da Marcus Rashford ile skoru eşitleyen ManU, 33. dakikada bu sezon ligde ilk golünü atan Anthony Martial ile üstünlüğü yakaladı.Kırmızı Şeytanlar 51'de Rashford bir gol daha bulurken, McGoldrick 87. dakikada farkı 1'e indirdi. Kalan bölümde başka gol olmayınca United 3 puanı 3 golle hanesine yazdırdı.Bu sonuçla yenilmezlik serisini sürdüren Manchester United, son 6 haftada beşinci galibiyetini elde etti. Geçen sezonun flaş ekibi Sheffield United 1 puanla ligin dibine demir attı. cumhuriyet.com.trGöztepe evinde telafi peşinde
Göztepe evinde telafi peşinde figure > Süper Lig'de son maçta Çaykur Rizespor'a 3-2, Ziraat Türkiye Kupası'nda ise hafta içinde Bursaspor'a 5-4 yenilen Göztepe yarın 13'üncü hafta müsabakasında Atakaş Hatayspor'u ağırlayacak Gürsel Aksel Stadı'nda saat 13.30'da başlayacak müsabakada Volkan Bayarslan düdük çalacak. Sarı kırmızılılarda Bursaspor maçında hakemi ittiği gerekçesiyle direkt kırmızı kart görüp tedbirli olarak Profesyonel Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk edilen sağ bek Murat Paluli, mücadelede forma giyemeyecek.GÖZTEPE'YE CEZA YAĞDIGöztepe'ye Atakaş Hatayspor maçı öncesi PFDK'dan ceza yağdı. Göz-Göz'e Çaykur Rizespor maçının ardından hakem Özgür Yankaya'ya yönelik resmi sosyal medya hesabından yaptığı, "Görevli geldi, görevini yaptı ve gitti" açıklamasının ardından 100 bin TL para cezası verildi. Başkan Mehmet Sepil'e yine yaptığı açıklamalardan ötürü 24, başkan vekili Talat Papatya'ya da 36 bin TL'lik fatura kesildi. Teknik direktör İlhan Palut'a için ise ceza tayinine yer olmadığı açıklandı. Maç öncesi iki takımın da 18'er puanı bulunuyor. Göz-Göz haftaya 5'inci, Hatay ekibi ise 8'inci sırada başladı. cumhuriyet.com.trAKP, akıldışıpolitikalarıylaülkeyi en büyük 'mülteci kampına' dönüştürdü
AKP, akıldışı politikalarıyla ülkeyi en büyük 'mülteci kampına' dönüştürdü figure > CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, AKP iktidarının Türkiye'yi, Avrupa kapısındaki en büyük mülteci kampına dönüştürdüğünü ve hem sığınmacıları hem kendi yurttaşlarını mağdur eden 'tampon bölge' yaptığını belirtti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mülteciler için yaptığı açıklamaları anımsatan Açıkel, “Harcandığı iddia edilen 40 milyar dolar ile Halep büyüklüğünde bir kentin yeniden imar edilebileceği unutulmamalıdır. Bu kaynak ya plansız harcanmış ya da yandaşlara kullandırılmıştır” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla açıklama yaptı.“SARAY POLİTİKALARININ VEBALİ BÜYÜK”Türkiye’nin yaklaşık 10 yıldır göçmen ve mülteci meselesinin oluşturduğu birçok krize maruz kaldığını söyleyen Açıkel, “Suriye’deki iç siyasal çatışmanın bir insanlık dramına dönüşmesinde Saray’ın keyfi dış politikasının etkisi ve vebali çok büyük. 2011’den bugüne, taktiksel Ensar ve Muhacir söylemleriyle süslenen ancak hem Suriyeli mültecilerin sorunlarını kangrenleştiren hem de yurttaşlarımızı pek çok açıdan mağdur eden bir başıboşluk ve öngörüsüzlük, mülteci ve göçmen sorununu daha da derinleştirdi” dedi.“MÜLTECİLER KÖTÜ KOŞULLARDA”Saha araştırmasının bulgularına göre 4 milyonun üzerinde Suriyeli olduğunu aktaran Açıkel, iktidarın mülteci ve göçmen konusunda da şeffaf bir politika izlemediğine vurgu yaptı. Açıkel, “İktidar, bizzat AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz yıllarda telaffuz ettiği 4 milyon Suriyeli mülteci için harcanan 40 milyar dolarlık kaynağı ne Suriyeli sığınmacıların sorunlarını ne de Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının şikâyetlerini çözebilmek için kullanabildi.Bunlarla birlikte Suriyeliler başta olmak üzere kendi ülkelerinden insani taleplerle Türkiye’ye gelen mülteci ve göçmenlerin de Türkiye’de büyük sorunlar yaşadıkları ortadadır. Özellikle Suriyeli mülteciler, kötü koşullarda barınmakta, yetersiz ve kötü koşullarda beslenme ile mücadele etmekte, sağlık ve eğitim hizmeti konusunda büyük sorunlar yaşamaktadır” dedi.“İDDİA EDİLEN PARA İLE HALEP KADAR KENT İMAR EDİLİRDİ”Açıkel, “Harcandığı iddia edilen 40 milyar dolar ile Halep büyüklüğünde bir kentin yeniden imar edilebileceği ya da Suriyeli sığınmacıların kangrenleşmiş sağlık, barınma, eğitim ve benzeri tüm sorunlarının çözüme kavuşturulabileceği unutulmamalıdır. Bu kaynak, AKP iktidarı tarafından ya plansız ve kötü biçimde harcanmış ya da yandaşlara verimsizce kullandırılmıştır” diye eleştirdi.“EN BÜYÜK MÜLTECİ KAMPI”İzlenen politikaların göçmen ve mültecilere yaptığı etkileri ele alan Açıkel, “AKP mülteci krizindeki basiretsizliği yüzünden Türkiye'yi mülteci kadınların ticaretine, çocuk evliliklerine, fuhuşa, kayıt dışılığa, gettolaşmaya, insan kaçakçılığına, radikal silahlı çetelerin sokaklarda kol gezdiği bir ülke konumuna dönüştürdü.AKP, Türkiye'yi akıldışı politikalarıyla Ortadoğu ve Ortaasyalı mültecilerin Avrupa'ya geçişini engellemeye çalışan, Avrupa'nın kapısındaki en büyük 'mülteci kampına' dönüştürdü. Sığınmacıları da kendi yurttaşlarını da mağdur eden büyük bir 'tampon bölge' yarattı” dedi. ANKA