Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Thursday, 08.14.2025, 06:50 PM (GMT)

News - Haberler

Veli Ağbaba'dan işsizliğin azaldığıaçıklamasına tepki: "Her 100 kişiden 56'sınınçalışmıyor"

Veli Ağbaba'dan işsizliğin azaldığı açıklamasına tepki: "Her 100 kişiden 56'sının çalışmıyor" /Archive/2020/11/10/124253778-chp-genel-baskan-yardimcisi-veli-agbaba.jpgAğbaba, yazılı açıklamasında, TÜİK’e göre işsizliğin geçen yıla oranla 456 bin kişi azalarak, 4 milyon 194 bin kişi ile yüzde 13,2 olduğunu belirtti.Oysa istihdamda geçen yıla göre 975 bin kişilik azalma olduğunu savunan Ağbaba, "Aynı anda hem istihdamın hem de işsizliğin azalması ancak verileri çarpıtma merkezine dönüşen TÜİK’in hesaplama yöntemlerinde olur." görüşünü paylaştı. Ağbaba, şunları kaydetti:"İstihdam edilenlerin sayısı 2020'nin Ağustos döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 975 bin kişi azalarak 27 milyon 554 bin kişi, istihdam oranı ise 2,4 puanlık azalış ile yüzde 43,9 oldu. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de çalışamayan nüfus çalışabilen nüfusu geride bıraktı. Yani ülkede çalışabilen nüfus içerisinde her 100 kişiden 56’sı çalışmıyor. Ayrıca işgücü oranı geçtiğimiz yıldan bugüne 1 milyon 431 bin kişi azaldı. Bu demek oluyor ki insanlar iş bulma ümidini yitirdiği için iş gücünden çekiliyor. İktidar nasıl şark kurnazlığı yapıp insanları işten çıkarma yasağı adı altında ücretsiz izne gönderip istihdam da yer alıyor olarak gösterdiyse, şimdi de Mecliste görüşülen sözde istihdam paketi ile yine aynı şeyi yapmayı amaçlamaktadır. Özellikle 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanlar belirli süreli iş sözleşmeleri ile geçici olarak çalıştırılacak ve iktidar bu şekilde güvencesiz istihdam modeli ile işsizliği kağıt üzerinde düşürmüş gibi gösterecektir. Her ne kadar resmi verileri çarpıtarak aksini iddia etseler de hayatın acı gerçeği er ya da geç iktidarın yüzüne çarpacaktır."  AA

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan:Üçbelirtiyi görürseniz doktora başvurun!

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Üç belirtiyi görürseniz doktora başvurun! /Archive/2020/11/10/125045648-rd.jpgCovid-19 çocuklarda ağır seyretmiyor ancak hastalığı geçiren çocuklar için büyük bir risk mevcut. Koronavirüs, çocuklar için başka bir riski daha mı taşıyor? Belirtileri Kawasaki hastalığı ile benzer ancak daha ağır bir tabloya neden olan Çocuklarda Multisistem İnflamatuar Sendromu (MIS-C) ile ilgili ailelere önemli uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, MIS-C'in Türkiye’de Temmuz ayından itibaren görülme sıklığının arttığını açıkladı.Salgının başlangıcından bu yana uzmanlar, çocukların koronavirüsten yetişkinler kadar korunması gerektiği konusunda uyarılar yapılıyor. Çoğu zaman çocuklar virüsün etkilerini belirtisiz ya da hafif atlatsalar da yapılan bilimsel çalışmalar birçok riski gözler önüne serdi. Bu risklerden biri de MIS-C.Konu ile ilgili uyarılar yapan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Kawasaki ile belirtileri benzer olsa da MIS-C’te çok daha ciddi bir tablo ortaya çıktığının altını çizdi ve aileleri uyardı.3 KRİTİK BELİRTİCeyhan "İlk başta, koronavirüs tanısı alan 0-19 yaş arasındaki çocuklarda deride soyulma, parmakta şişme, gözde kızarıklık gibi belirtiler ortaya çıktı. ABD'de, İtalya'da ve İngiltere'de geçtiğimiz Mayıs ayında bununla ilgili makaleler yayımlandı. Bunu ilk olarak Kawasaki hastalığına bağladılar ancak o aslında MIS-C. Çünkü bu çocuklar günler içinde hayatını kaybediyordu” dedi. Prof. Dr. Ceyhan, Kawasaki’nin bu kadar ağır tablolara neden olan bir hastalık olmadığını vurguladı.TÜRKİYE’DE DE TEMMUZ AYINDAN BERİ GÖRÜLÜYORKoronavirüsü salgınının ilk aylarında Türkiye’de MIS-C'in görülmediğini ancak tekrar vaka artışının yaşandığı Temmuz ayından itibaren sıklaşmaya başladığını belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Sadece Hacettepe'de 27 çocukta görüldü. Diğer uzman arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre onlar da bu vakalara rastlıyorlar. Sadece Hacettepe'de 27 vaka varsa Türkiye'de yüzlerce hasta var demektir. Şu an toplam sayıyı bilmiyoruz ama bununla ilgili bir yayın hazırlamış bulunuyoruz. Dediğim gibi ne yazık ki bu Kawasaki'den çok daha ağır bir hastalık; bizdeki bu çocukların hepsi yoğun bakımda” şeklinde konuştu.MIS-C’in romatizmal hastalıklar grubunda yer alan bir sendrom olduğunu belirten Prof. Dr. Ceyhan, hastalığın sitokin fırtınasında olduğu gibi bağışıklık sisteminin virüse cevap verirken kendi hücrelerine zarar vermesi ile ortaya çıktığını belirtti. Prof. Dr. Ceyhan, Kawasaki’den farklı olarak, kalp damarlarında şişme gibi etkenlerin tabloyu ağırlaştırdığını vurguladı.HEMEN UZMANA BAŞVURUNMIS-C ile ilgili diğer önemli bir sorun da bütün çocuklarda görülebilme ihtimalinin olması. “Herhangi bir risk grubu yok ve kimde gelişip gelişmeyeceği belli değil” şeklinde konuşan Prof. Dr. Ceyhan, aileleri uyarıyor:“Çocuklarda direkt corona ölümleri az, belki hafif ve belki de belirtisiz geçiriyor ancak onlar hem virüsü yetişkin aile bireylerine taşımak hem de MIS-C hastalığı gibi riskler taşıyorlar. Aileler belirtiler konusunda çok dikkatli olmalılar. Deride soyulma, gözde kızarıklık, parmaklarda şişme gibi belirtiler gördüklerinde hemen bir uzmana başvurmalılar.”OKULLARIN AÇILMASI VAKALARI ARTIRDIÇocuklarda multisistem inflamatuar sendromu gibi ağır tablolara sebep olan risklere karşın okullarda yüz yüze eğitimin başlatılması kararı tekrar gözden geçirilmeli mi? Son dönemdeki vaka artışının en önemli sebeplerinden birinin okulların açılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ceyhan, “Bir insan grubunu haftada 1-2 gün bile olsa bir yerde bulundurursanız risk artacaktır zaten” yorumunu yaptı.Prof. Dr. Ceyhan, tartışmalı başlayan yüz yüze eğitimin Türkiye'deki uygulanışı ile ilgili şunları söyledi:“Öncelikle biz okulların açılmasının bir risk olduğunu kabul etmiyoruz ve dolayısıyla buna uygun tedbirler de almıyoruz. Madem okullar açıldı buna uygun kriterler ve tedbirler geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü parktaki temasla okuldaki teması bir tutamazsınız. Halka tam veriler açıklanmıyor ama vaka sayılarının artışına-azalışına göre yüz yüze eğitimle ilgili kararlar alınması şart. Bu şekilde bir işleyiş çok daha güvenli olacaktır.”‘DOĞRU KARAR DEĞİLDİ’Peki yüz yüze eğitimde koronavirüs riskini azaltmak mümkün mü? Prof. Dr. Ceyhan, dünyadan şu örnekleri veriyor:“Almanya Başbakanı Merkel, çocukların eğitimini önemsediğini ve gerekirse her yeri kapatıp çocukların risksiz bir şekilde okula gitmelerini sağlayabileceklerini söyledi. Fransa da tekrar bir karantina ortamına hazırlanırken, okulları kapatmıyor. Türkiye'yi düşündüğümüzde sosyal hayatı ve çalışma hayatını düzenlemeyip, kısıtlamalara gidilmeden okulları açmak doğru bir karar değildi.”MIS-C NE KADAR ÇOKSA KORONA DA O KADAR ÇOKTURABD'de yapılan araştırmalar, MIS-C’in toplumda görülme sıklığına bakarak, corona virüsünün yaygınlığı konusunda bilgi sahibi olunabileceğini ortaya koyuyor. “MIS-C normalde çok nadir görüldüğü için eğer bu vakalar çoksa bilin ki koronavirüsde orada yaygındır” şeklinde konuşan Prof. Dr. Ceyhan, önlem alınması konusunda uyardı.Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün 1 Eylül’de yayımladığı COVID-19 (SARS-CoV-2 Enfeksiyonu) Çocuk Hasta Yönetimi ve Tedavi Rehberi’nde MIS-C vaka tanımı şu şekilde yapılıyor:1. 0- 21 yaş arası2. 24 saatten uzun süren , >38.0°C ölçülmüş veya ailenin ateş varlığını bildirimi3. Laboratuar tetkiklerinde inflamasyon kanıtı (En az 2 veya daha fazla kanıt varlığı), Yüksek CRP, Yüksek sedim, Yüksek fibrinojen, Yüksek prokalsitonin, Yüksek D-dimer, Yüksek ferritin, Yüksek LDH, Yüksek IL-6 seviyesi, Artmış nötrofil sayısı, Lenfositopeni, Hipoalbüminemi4. Hastaneye yatış gerektirecek ağır hastalık tablosu5. Çoklu organ sistem tutulumu (En az 2 veya daha fazlasının varlığı), Kardiyovasküler (Şok, yüksek troponin, yüksek BNP, anormal eko bulguları, aritmi), Solunum (Pnömoni, ARDS, pulmoner emboli), Böbrek (Böbrek yetmezliği), Nörolojik (Konvülsiyon, inme, aseptik menenjit), Hematolojik (Koagülopati, yüksek D-dimer düzeyi), Gastrointestinal (Yüksek karaciğer enzimleri, diyare, ileus), Dermatolojik (Eritrodermi, mukozit, diğer döküntü)6. Alternatif başka tanı olmaması (bakteriyel sepsis, enterovirüs enfeksiyonu gibi miyokardit ile ilişkili enfeksiyonlar, stafilokoksik veya streptokoksik toksik şok sendromları gibi)7. Geçirilmiş veya yeni geçirilmekte olan SARS-CoV-2 enfeksiyon kanıtı(Aşağıdakilerden en az birisinin varlığı)SARS-CoV-2 RT-PCR pozitifliğiSARS-CoV-2 seroloji pozitifliğiSARS-CoV-2 antijen pozitifliğiSemptomların başlamasından önceki 4 hafta içerisinde SARS-CoV-2 pozitif olgu temasıKaynak: Sözcü  cumhuriyet.com.tr

ADD, Atatürk'üdeprem bölgesinde andı

ADD, Atatürk'ü deprem bölgesinde andı Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İzmir Şubesi tarafından İzmir'in Bayraklı ilçesinde bulunan çadır kentte 10 Kasım etkinliği düzenlendi. Depremden etkilenen çocuklar için kurulan oyun alanında düzenlenen anma töreninde Atatürk saygı, özlem ve minnetle anıldı./Archive/2020/11/10/124521339-1.jpgTürkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü 82. ölüm yıldönümünde depremzedelerle birlikte anan ADD'liler, çocuklarla için etkinlikler düzenleyip, onlara kitap hediye ettiler. Etkinlikte, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinin bu topraklardan ve kalplerden asla silinemeyeceğini bir kez daha gösterdiklerini belirten vatandaşlar, “Ulu önderin fikirlerinin yılmaz bekçisi olduklarını” dile getirdiler. ADD'liler ise "Atamızı her an her koşulda anıyoruz" ifadeleri kullandı. /Archive/2020/11/10/124516699-3.jpg İZMİR / Cumhuriyet

CumhurbaşkanıErdoğan:İşsizlik azalmaya devam ediyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İşsizlik azalmaya devam ediyor 82. ölüm yıl dönümünde Mustafa Kemal Atatürk'ü anan Erdoğan, "Gazi'nin tavsiyesine uygun şekilde ilim ve akıl yolundan giderek hatırasını yaşatmak yerine onu dogmalaştırmak suretiyle mirasının içini boşaltmaya çalışanları milletimizin takdirine havale ediyoruz." dedi.Erdoğan'ın satırbaşları:Cumhuriyetin ruhuna uygun şekilde devletin gerçek sahibinin millet olduğunu unutmadan milletimize layık olduğu hizmetleri sunmanın gayreti içindeyiz. Kendilerini devletin sahibi, batının kölesi vesayetçi anlayışla çarpışarak ülkemizi yeniden tarihiyle buluşturduk.Ülkenin imkanlarını küçük bir azınlığın çıkarları yerine milletin topyekün milletin istek ve ihtiyaçları için seferber ettik. Millet, vatan ve medeniyet merkezli bu mücadele tabi ki kolay olmadı.Yıllardır bu ülkeyi siyasi ve ekonomik bir avuç elit eliyle adeta babalarının malı gibi kullanmaya alışmış olanlar her yolla üzerimize gelmeye başladılar.Türkiye’nin son 18 yılında yaşananlara bir de bu gözle bakmak gerekir. Vesayetin sinsi oyunların, darbe girişimlerinin, ekonomimize yönelik sabotajların gerisinde hep bu kavgalar vardır. Türkiye İstiklal Harbi’ni yeniden başlattığı için hep bu oyunlar üzerine geldi.Vesayetin dediğini yapsaydık bu sıkıntıları yaşamazdık ama milletin yüzüne bakamazdık, mazlumların duasını alamazdık. Demokrasi ve kalkınma yolundaki mücadelemizin en yakın şahidi ve en büyük destekçisi milletimizin kendisidir. Allah şahidimdir ki Ezan sönmeyecek, bayrak dinmeyecek, devlet parçalanmayacak, ülkemiz büyüyecek, devletimiz güçlenecek derken hep samimiydik.Türkiye 1 asır önce başlattığı istiklal harbini daha güçlü şekilde yürüttüğü için böyle alçakça kuşatmaya maruz kaldı. O dar sınırların içinde kalsaydık, milletin değil vesayetin dediğini yapsaydık bu sıkıntıları yaşamazdık ama milletimizin yüzüne de bakamazdık. Milletimize verdiğimiz her sözü inanarak ifade ettik. Bu sözleri yerine getirmek için gece gündüz çalıştık.Bugün Türkiye sadece sınırları içinde değil, sınırları dışında da güç ve umut kaynağıysa bunu verdiğimiz mücadeleye borçluyuz. Ülkemizin nüfusu 13 milyonda 83 milyona çıktı. İlk, orta, lise ve yükseköğrenimdeki okul sayımız 5 binden 88 bine, öğretmen sayımız 12 bin 400'den 1 milyon 143 bine ulaştı. Doktor sayımız 1000'den 174 bine, hastane yatağı 10 binden 251 bine yükseldi.  cumhuriyet.com.tr

TFF'den #EbediFormanıoluştur paylaşımı

TFF'den #EbediFormanı oluştur paylaşımı Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin 82. yılında TFF'den anlamlı bir paylaşım geldi.Göğsünde Ay-Yıldız, üzerinde Atatürk'ün el yazısını taşıyan millî formaya ruhunu vermek amacıyla özel bir an fırsatı sunan TFF şu açıklamayı ve paylaşımı yaptı:"Hemen www.ebediforma.com'a gir, üzerinde isminin ve numaranın yazılı olduğu #EbediFormanı oluştur ve bu gururun bir parçası ol. Bu özel anı kaçırma, 10 Kasım senin için ölümsüz olsun!" DHA

"Albayrak, istifasının kabul görmemesini istiyordu"

"Albayrak, istifasının kabul görmemesini istiyordu" Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşe yazısında Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifa eden Berat Albayrak’ın istifasının kabul görmemesini beklediğini ileri sürdü."Bir istifa ve bir af" başlıklı yazısında konuyu ele alan Altaylı, şunları yazdı:"Albayrak’ın “Görevden af” istemediği aşikarken, Cumhurbaşkanlığı’nın “Affetmesi” garip bulundu ama Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yakın kaynaklar “Bu daha çok aile içi bir metin” diyerek meseleye farklı baktılar. Alışılmışın aksine, görevden ayrılan Bakan'a bir teşekkür bile yer almaması Cumhurbaşkanlığı açıklamasının aslında hayli sert ve kırgın bir ton içerdiğini de gösteriyor."Öğrenebildiğim detaylardan biri, Berat Albayrak’ın istifasının kabul görmemesini istediği” diyen Altaylı, "Ancak istifa biçiminin ve öncesinde olan bazı olayların yarattığı kırgınlık ve hayal kırıklığının büyük nedeniyle bu çaba sonuçsuz kalmış. Ama yine de Albayrak’ın bir şekilde Cumhurbaşkanı’nın yanında tutulacağı ve çok da uzağa itilmeyeceği söyleniyor. Ama şurası kesin ki, istifa Cumhurbaşkanı için de “sürpriz” olmuş." ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Evdençalışanlarıfatura korkusu sardı

Evden çalışanları fatura korkusu sardı /Archive/2020/11/10/121844807-mukellef.jpgEvden çalışan sayısının arttığı bugünlerde havaların soğuması ile tüm gününü evde geçirmek zorunda olanları doğalgaz faturası korkusu sardı. Yurttaş, ay sonu gelecek faturayı düşünüyor. Bu kış hem gelen zamlar hem de evde geçirilen saatlerin artması ile en az 500 TL'lik faturalarla karşılaşılması bekleniyor.ZAM YÜZDE 34.7Sözcü'den Özlem Ermiş Beyhan'ın haberi şöyle:  Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, özellikle işsizler, düşük gelirliler ve asgari ücretliler için bu kış ısınma masraflarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyledi.Çakar, “Bu pandemi koşullarında, bu işsizlikle ısınma yardımı yapılması artık bir mecburiyet haline geldi” dedi.Doğalgazda geçen kış döneminden beri gelen zamlar vatandaşın gözünü korkutuyor. Zamların artan doğalgaz kullanımı ile kasım ayında faturalarda kendisini göstermesi bekleniyor.TÜİK'e göre konutlarda, 1 metreküp doğalgaz için tüketicilerin 2020 yılı birinci döneminde ödediği tutar bir önceki döneme göre yüzde 2.4, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise yüzde 34.7 artarak ortalama 182.6 kuruş oldu.Çakar, “Aylık doğalgaz faturalarının 500 TL'leri bulabileceği, ısınma giderinin asgari ücretliler ve işsizler açısından büyük bir sorun haline geleceği bu dönemde, vatandaş kombiyi açmak ya da açmamak arasında bırakılamaz. Düşük gelirlilerin, asgari ücretlilerin ve işsizlerin yakıt giderleri 5 ay boyunca devlet tarafından karşılanmalıdır” dedi. cumhuriyet.com.tr

EGEÇEP: Seferihisar'da halkın istemediği jeotermal sondajlarıdurdurun

EGEÇEP: Seferihisar'da halkın istemediği jeotermal sondajları durdurun Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), İzmir'in Seferihisar ilçesine bağlıı Orhanlı, Yeniköy ve Kuyucak mahallelerinde 14 adet jeotermal sondaj kuyusu açılmasına tepki gösterdi. EGEÇEP'ten yapılan açıklamada, "Söz konusu mahallelerin halkı ise bu sondajları istememektedir. Ve ne yazık ki daha önce birçok kez karşılaştığımız gibi jandarma, halkın yanında yer almak yerine jeotermal şirketinin yanında yer almış, köylülerin barışçıl eylemine izin vermemiştir. Jandarmanın, ekolojiyi ve yaşam alanlarını savunanlara karşı her zaman gösterdiği bu davranış asla kabul edilemez. Yetkilileri, bu yanlış tutumlarını bırakmaya davet ediyoruz. Demokratik bir ülkede herkes, fikrini söylemekte ve yaşam alanlarını korumak için demokratik tepkisini göstermekte özgürdür. Buna saygı duyulmalıdır." denildi./Archive/2020/11/10/123229174-1.jpgGeçen yıl, 33 jeotermal sahanın ihalesine halkın gösterdiği tepki ve bu ihalelerin iptal edildiği hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:"Doğru olan da bu idi. Ancak hemen ertesi gün bu sahaların, ihalesiz olarak ve sadece ruhsat bedeli karşılığı bazı şirketlere verildiği ortaya çıkmıştı. Bu şirketler hangileridir, ihalelerin iptal edilmesinin arkasında, sahaların bu şirketlere peşkeş çekilmesi mi yatmaktadır. Yetkililer, bu konuda kamu oyunda söylenen bu iddialara doyurucu ve gerçekçi bir yanıt vermek zorundadır.Ege Çevre ve Kültür Platformu olarak Orhanlı halkının haklı direnişini destekliyoruz. Onlar, yaşam alanlarını korumak, sağlıklı bir çevrede yaşama haklarına sahip çıkmak için direniyorlar. Direnişleri, barışçıldır, meşrudur. İçerisinde yaşadıkları doğanın, bir şirketin keyfine terkedilmesini kabul etmiyorlar ve haklıdırlar." İZMİR / Cumhuriyet

Aile içi krizçıktı

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Aile içi kriz çıktı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, Instagram hesabı üzerinden istifa etmesinin, “Albayrak ile Erdoğan ailesi içinde de krize neden olduğu” belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Albayrak’ın bu şekilde istifasını ‘gayri ciddi’ olarak nitelendirdiğine” dikkat çekilirken, Albayrak’ın da Erdoğan’a, “Beni görevden alamazsın, ben istifa ederim” mesajını verdiği dillendiriliyor. Erdoğan’ın, “gerek Cumhur İttifakı’nın oy oranını korumak, gerekse ekonomi göstergelerini normale döndürmek” amacıyla geniş çaplı bir revizyona gideceği belirtilirken, Erdoğan’ın ayrıca Joe Biden’ın ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte “Türk-ABD ilişkilerini yeniden inşa etmek istediği” de konuşuluyor. Albayrak’ın, cumartesi günü Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevden alınması yerine de Naci Ağbal’ın atanmasıyla, Instagram hesabı üzerinden istifa etmesinin, “Albayrak ile Erdoğan ailesi arasında krize neden olduğu” belirtiliyor. Albayrak’ın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine görev değişikliği düşündüğünü açıklamasının ardından ani bir kararla Instagram hesabından istifasını duyurduğuna” dikkat çekilirken “Albayrak’ın bu hareketinin Erdoğan’ı kızdırdığı, aile içinde de bu nedenle küçük çaplı kriz yaşandığı” ileri sürülüyor. Erdoğan’ın Albayrak’ın “sosyal medya hesabı üzerinden istifa etmesine sinirlendiği, ‘Böyle gayri ciddi istifa olmaz’ tepkisini gösterdiği” iddia edilirken, Albayrak’ın da “Erdoğan’ın kendisine görev değişikliğini duyurduktan sonra karara tepki gösterdiği, sosyal medya paylaşımıyla birlikte Erdoğan’a, ‘Sen beni görevden alamazsın, ben istifa ederim’ mesajını verdiği” dillendiriliyor. Erdoğan’ın, yaz başından bu yana, salgınla beraber artan ekonomik krizin üzerine kabine değişikliği yapmak istemesi ancak bu süreçte Bakan Albayrak’ın açıkladığı yeni ekonomik paketinin (YEP) sonuçlarını beklediği, YEP’in programının da tutmamasıyla birlikte kabine değişikliğinde karar kıldığı ifade ediliyor. İstifanın perde arkasında “ABD seçimlerinin de etkisinin olduğu” belirtiliyor. Erdoğan’ın da “Türkiye ve ABD arasındaki ekonomi ilişkilerini yeniden inşa etmek amacıyla hızla harekete geçtiği, daha önce ‘Trump ile yakın ilişkiler kuran Albayrak’ı bu nedenle de görevden almak istediği” konuşuluyor.SOYLU GÜÇLENDİKulislerde, “Albayrak ile uzlaşmazlık yaşayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da görevden alınacağı” da konuşuluyor. Ancak Albayrak’ın istifasının “Soylu’nun AKP içindeki gücünü artırdığına” da dikkat çekiliyor. AKP’liler de aynı Soylu’da olduğu gibi “Erdoğan’ın Albayrak’ın istifasını da kabul etmemesi için Erdoğan’ı ikna etmeye çalıştıkları” belirtiliyor. Erdoğan’ın, “Albayrak’ın istifasıyla kamuoyunda Albayrak ve Erdoğan aileleri arasında bir kriz var algısının oluşmasını istemediği, konuyu bu nedenle soğutmaya çalıştığına” da dikkat çekiliyor. Selda Güneysu

Berat Albayrak’ın hiçbir hedefi tutmadı

Berat Albayrak’ın hiçbir hedefi tutmadı Albayrak döneminde hazırlanan ve yeni ekonomi programı (YEP) adı verilen orta vadeli programlarda (OVP) çalışanlarla ilgili çeşitli düzenlemeler yer aldı. “Reel sektöre TL cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacağı” gerekçesiyle tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) gündeme getirildi. TES ile birlikte kıdem tazminatı da fona dönüştürülecekti. Sendikaların tepkisi üzerine düzenleme rafa kaldırıldı. Büyümenin bu yıldan başlayarak sonraki yıllarda yüzde beş olması öngörüldü. Yeni YEP’te bu yıl için 0.3’e çekilmek zorunda kalındı, işsizlik bu yıl 11.8’e indirilecekti, yüzde 13.8’e çıkarıldı, enflasyon bu yıl 8.5’e inecekti, 10.5’e çıkarıldı, bütçe 138.9 milyar açık verecekti, 239.2 milyar lirayı buldu. Üstelik bunlar Merkez Bankası’nın kâr ve ihtiyaç akçesinden Hazine’ye yapılan aktarmalara karşın. Bu yıl için ortalama dolar kuru 6.91 olacaktı, 8.50’nin üzerine çıktı. Mustafa Çakır

Prof. Dr.ÜmitÖzdağ:‘Anayasa hazırlamışlar’

Prof. Dr. Ümit Özdağ: ‘Anayasa hazırlamışlar’ - Meral Akşener sizi disipline sevk etti, sonrasında hiç konuşmadınız. Bekliyordunuz herhalde...Disipline sevk edilmem uzun zamandan bu yana gerçekleşen İYİ Parti’den tasfiye edilme sürecinin parçası. Önce yalnızlaştırma, sonra dışlama ve son aşamada da saldırılar başlamıştı. Kongreden bir ay önce bütün il başkanlarına hakkımda bir iftira mektubu yollandı. - Ne iftirası?Son 20 yılda değişik kişilerden ve devlet kurumlarından rüşvet aldığım iftirasını atan bir mektup. Oysa ben ülkelerin askerlerini, savaş gemilerini, uçaklarını, Türkiye’deki sığınmacıları sayarım da para saymayı bilmem. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Kimse de ciddiye almadı zaten… - İstanbul kongresinde de sıkıntı yaşadınız...Kongreden önce Akşener, “Siz İstanbul’da il başkan adayı Ersin’i sandığa gömün, ben Ankara’da Ümit’i sandığa gömeceğim” diye haber yolladı. İstanbul Kongresi’nde kurucu ve milletvekili olduğum halde adım okunmadı, Divan Başkanı iki kez müdahale ederek adımı anons etmek zorunda kaldı. Kongre’den sonra Buğra Kavuncu tarafından bana ve rahmetli babama twitter üzerinden hakaret eden bir şahıs, milletvekili olduğum 2. Bölge’ye, 1. Bölge’de yaşadığı halde beni taciz etmek için atandı. Akşener’e bildirdim, ilgilenmedi. Bana saldırmalarını anladım da, babamla neden uğraşıyorsunuz? Neyse, 2. Olağan Kongre’den sonra da Akşener, İYİ Parti’den ayrılmam için haber yolladı. - Kiminle?İYİ Parti’nin kamuoyu araştırmalarını yapan şirketin sahibi Murat Karan ile...- Açıkça sizin İYİ Parti’den ayrılmanızı mı istemiş..Sadece benim değil. Aytun Çıray ve İsmail Koncuk ile de çalışmak istemediğini iletti. Murat Karan ile kongre sonrası önce Whatsapp’tan yazıştık ve sonra İYİ Parti ve Türkiye değerlendirmesi yapmak için buluştuk. Karan, Akşener'in sipariş ettiği iki araştırmayı getirdi. Eylül 2020’de yapılan bu çalışmanın başlığı “Millet İttifakı CHP ve İYİ Parti’deki Parti İçi Muhalefet ile İlgili Kanaatler”. Akşener çalışmayı benim görmemi istemiş. - Hangi sorular sorulmuş? Mesela... “İYİ Parti İstanbul milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ ile ilgili nasıl bir kanaate sahipsiniz?” diye sorulmuş. Yüzde 31.4 olumlu, Yüzde 20.1 olumsuz, yüzde 48.5 fikir belirtmiyor. İYİ Parti tabanında ise yüzde 73 olumlu, yüzde 8.1 olumsuz, yüzde 18.9 fikir belirtmiyor. Yüzde 73 olumlu çok yüksek bir oran. Bir diğer soru da; “İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ liderliğinde yeni bir siyasi parti kurulmalı mı?”- Cevabı merak ettim...Yüzde 15.7 evet, yüzde 56.8 hayır, yüzde 28.0 Fikri yok. Şundan eminim: Bu cevap beni partiden ayrılmaya teşvik için yüksek verilmiş. - Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Evet eminim. Ben yıllarca anket yaptım ve yönettim. Diğer cevapların oranları ile bu oranlar uyuşmuyor. - Devam edin lütfen, başka ne sorulmuş?Üçüncü soru, “İYİ Parti İstanbul milletvekili Ümit Özdağ liderliğinde yeni bir siyasal parti kurulursa oy verme davranışınız nasıl olur?” Bu soruya yüzde 11.2 “Oy veririm”, yüzde 25.2 “Kararsız kalırım”, yüzde 63.6 “Oy vermem” cevabını vermiş görünüyor. Benimle ilgili dördüncü ve son soru şöyle: “CHP içerisinde muhalif hareket başlatan Muharrem İnce ile İYİ Parti içinde muhalif hareket başlatan Prof. Dr. Ümit Özdağ bir araya gelip Atatürkçü ve milliyetçi bir parti kurmalı mıdır?” Yüzde 31. 2 “evet”, yüzde 53.8 “hayır” yüzde 15.5 ise fikir belirtmemiş görünüyor. Düşünün bir genel başkan partinin kendisi ile birlikte iki kurucusundan birisi olan milletvekilinin partiden ayrılması için saha araştırması yaptırıyor. Kongreden sonra da bütün üstü çizilmesi istenen milletvekilleri ile görüştüğü halde benimle görüşmedi. Özetle, Akşener beni İYİ Parti’den tasfiye sürecini başlatalı çok uzun zaman oldu. Kavuncu’nun FETÖ iltisakı ile ilgili açıklamam sonrasında da süreci 80 il başkanı ve 108 ilçe başkanından tüzükte olmayan bir şekilde dilekçe alarak tüzük dışı bir siyasal lince çeviren Akşener’dir. Amacı sadece ihraç değil, teşkilatlara linç ettirerek küçük düşürerek ihraç etmek. Ancak aradan geçen bunca süreye rağmen sadece tarihsiz, imzasız gazeteciler grubuna atılan bir mesaj dışında ihraç ile ilgili bir adım atılmadı. (söyleşiyi yaptığımızda henüz Özdağ’ın savunması istenmemişti)/Archive/2020/11/10/030652992-ipek1.jpg- Öyle mi; neye bağlıyorsunuz? Çünkü tabandan teşkilatların organize çabasına rağmen büyük tepki geldi. Bana telefon eden bir parti yetkilisi “Böyle ihraç mı olur.. Tarih yok, sayı yok, bize gelen bir şey yok” dedi. Eğer bu söyleşiyi vermeseydim, ihraç süreci bence askıya alınmıştı… - Yani siz bu söyleşiyi verince ihraç sürecinin yeniden başlayacağını mı düşünüyorsunuz? Evet öyle. Ben İYİ Parti’ye ve onun ötesinde Türk milliyetçiliğine yönelik çok büyük proje ile karşı karşıya olduğumuzu biliyorum. Ve bu projenin durdurulması benim ihracımdan hatta milletvekili olarak siyasi geleceğimden çok daha önemli.- Sizinle yıllar önce İYİ Parti kurulurken söyleşi yapmıştık. Hatta partiyle ilgili ilk açıklamanızdı... Bu noktaya nasıl geldiniz? Haklısınız. Akşener ve ben, İYİ Parti’nin kurucular kurulu listesini bile birlikte hazırladık. Eğer benimle siyaseten yollarını ayırmak istiyorsa beni muhalefet hareketi gibi gösteren araştırmalar yapıp, parti dışından bir isimle bana yollayıp çalışmak istemediğini iletmesi değil, davet ederek gerekçelerini anlatması gerekirdi. Partiyi kurarken nasıl konuştuysak yollarımız ayrılırken öyle konuşurduk. Keşke Akşener benimle konuşmayı tercih etseydi. Selahattin Demirtaş’a bile evinde kahvaltı ikram edebileceğini söyleyen Akşener’in, Ümit Özdağ’ın partiden ayrılması isteğini, yüzüne söyleyip, ikram edebileceği bir kahvesi yok muydu?   - Televizyon programına çıkıp, kongrenin boyutunu çok aşan ve  gündeme bomba gibi düşen bir açıklama yaptınız. Zamanlamayı konuşmak isterim... Biraz önce ifade ettiğim gibi ben konuyu Akşener ile görüşmeyi tercih ettiğim için bir ay süre ile bana yapılan bütün konuşma önerilerini reddettim. Üstelik Akşener, ayrılıp parti kurmamı veya İnce ile parti kurmamı öneren çalışmayı bana yolladıktan sonra da kızgınlıkla hareket etmeyip Kongre’nin heyecanının geçmesini bekledim. Ancak Akşener 16 Ekim’de Habertürk’te “Bütün milletvekilleri ile görüştüğünü” açıklayınca ben de kendi açımdan İYİ Parti’de yaşananları Türk kamuoyuyla paylaşma kararı aldım. Konuşmamda Kavuncu Konusunu gündeme taşımamın iki nedeni var: Birinci neden Türkiye'deki gelişmeler, ikinci nedense son kongre neticesinde İYİ Parti'de ortaya çıkan durum. - Sizinle konuşsaydı, bu ifşa etmeyecek, yanlışları görseniz dahi susacak mıydınız?  Görüşmenin meselelerin parti içinde çözümüne imkân vermesi durumunda tabii ki kendi içimizde hallederdik. Kongre’den önce bu konuda ve başka birçok konuda konuşmadığımı mı zannediyorsunuz? Ancak Akşener’in bugünkü durumda ve projede ısrar etmesi durumunda kamuoyuyla paylaşırdım. Çünkü benim ilk sadakatim partiye değil, Türk devleti, Türk milleti ve Türk milliyetçiliğine. Parti hizmet için bir araçtır, kutsal değil.   - Meral Akşener niçin ayrılmanızı istiyor? Partinin kurulduğu günden bu yana Akşener beni değil, bir politik duruşu ve zihniyeti tasfiye etti. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Prof. Dr. Mustafa Erdem, Ali Türkşen, Fatih Eryılmaz ilk akla gelen isimler. Değişik zaman ve nedenlerle ayrılmış görünseler de hepsi milli-üniter devlet konusunda tavizsiz, FETÖ ile mücadelede kararlı, HDP ile yakınlaşmaya ve AKP’nin kontrolüne girmeye karşı, “Evet efendimci” olmayan, sorgulayan isimler. Şimdi son aşamada Ümit Özdağ, Aytun Çıray, İsmail Koncuk, Feridun Bahşi, Yavuz Temizer ve kuruculardaki milli duruş sergileyenler de tasfiye edilmek isteniyor. Bakın İpek Hanım, 16 Nisan gecesi YSK önünde “Hayır” oylarının hesabını soran ekipten Nuri Okutan dışında herkes  partiden tasfiye ediliyor. Tabii ilk seçimde tasfiye daha büyük bir vekil kitlesini kapsayacak. Şunu da ekleyeyim: Biz tasfiye edilirken, bütün hayatları AKP’de rant sürecinin içinde geçmiş kişiler partide el üstünde tutuluyor. Bir aile düşünün, küçük oğul gençlik kolları genel başkanı, büyük oğul milletvekili adayı, baba İYİ  Parti’nin büyükşehir belediyesinde grup başkanı. Bu aile kirli referandumda nerede durmuş? Evetçilerin yanında, İYİ Parti kurulurken nerede, AKP’nin yanında… Benim ihracımı isteyen il başkanlarından birisi 6 ay önce partiye bütün partileri dolaşarak geldi. Şimdi utanmadan “Özdağ partiye zarar veriyor” diyor. Ben 16 Nisan gecesi YSK başkanının odasında halkın oyunun hesabını sorarken, bu adam “Hayır”lar kazandı diye zafer kutlaması yapıyordu. - Kimden bahsediyorsunuz? İYİ Parti Antalya İl Başkanı’ndan bahsediyorum. 1999’da DYP’den milletvekili adayı. Haziran 2015’te AKP’den Burdur aday adayı, 2016 referandumunda “evetçi”. 6 ay önce İYİ Parti’ye katılmış. Ve şimdi Ümit Özdağ’ın ihracını istiyor. /Archive/2020/11/10/030653805-ipek2.jpgBİR TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLARAK UTANDIM- Liberalleşmeden kastınız, mesela HDP ile yakınlaşma mı? Akşener bir gazetecinin konuya ilişkin sorusunu “Yalan” diye şiddetle reddetti. Ben televizyonda HDP ile yakınlaşmadan bahsetmemiştim ancak HDP konusunda yalan söyleyen birisi varsa o ben değilim. Bana, İYİ Parti Milletvekillerine, bütün İYİ Parti seçmenine ve Türk milletine HDP ile ilişkiler konusunda Meral Akşener doğruları söylememiştir. 2018 genel seçimlerinden önce İYİ Parti’den iki kişi Akşener’in talimatı ile divandan habersiz CHP, Saadet ve HDP’lilerle birlikte oturup dört ay boyunca seçimlerin ikinci tura kalması durumunda açıklanacak bir anayasa hazırlamışlar. Ve bundan benim ancak yerel seçimlerden sonra haberim oldu.- Nasıl haberiniz oldu? Divandan ayrıldığım hafta İstanbul’da Odatv’de bir haber okudum. Dört partinin anayasa taslağından bahsediyordu. Barış Terkoğlu’nu aradım, “böyle bir taslak yok” dedim. “Haber bizim değil, Birgün gazetesinin” dedi. Haberi yazan muhabirin telefonunu verdi, aradım. Kendisi bana Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nu kaynak olarak gösterdi. İbrahim Kaboğlu ile TBMM’de odasında buluştum. Kaboğlu’na sordum. “İYİ Parti CHP, Saadet ve HDP ile birlikte bir anayasa taslağı çalışmalarına katıldı mı?” “Evet, katıldı” cevabını verdi. Ben “partiyi kim temsil etti” diye sorunca “Önce Nuri Okutan katıldı. Sonra o hastalanınca Ahmet Erozan ile devam ettik” dedi. Gerçekten Okutan o dönemde hastalanmıştı. Anayasa taslağını rica ettim. İkinci görüşmemizde Kaboğlu anayasa taslağını teslim etti. Taslak mahrem bir yol haritası öngörüyor. Ve sonunda “dört siyasi partinin liderinin katılımıyla gerçekleştirilecek bilimsel bir anayasa toplantısı vesilesiyle kamuoyu ile örtülü veya açık olarak paylaşılacağı” ifade ediliyor. Hazırlanan anayasa taslağı seçimlerin ikinci tura kalması durumunda açıklanacakmış. Şimdi ben, İYİ Parti’nin kuruluşunda Akşener’e HDP ile anayasa yazsın diye destek vermedim. Hiçbir İYİ Partili ve İYİ Parti seçmeni bundan dolayı destek vermedi. HDP milletvekili bu taslağın ikinci tura kalındığı takdirde açıklanacağını biliyor, Ümit Özdağ bilmiyor….- Taslağı okuduğunuzda tepkiniz? Bir Türk Milliyetçisi olarak utandım. Önümüzdeki günlerde taslağı Türk kamuoyu ile bütün açıklığı ile paylaşacağım. Ve Akşener’in genel seçimden sonra HDP’den bahsederken neden “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” ifadesini kullandığını o zaman anladım. Masaya oturursan, “HDP eşittir PKK” diyemezsin. Anayasa yazmak için oturursan Kürt siyasi hareketinin temsilcisi demek zorunda kalırsın. Akşener seçimlerden sonra bu açıklamayı yaparken yanındaydım ve seçimlerde uğradığı psikolojik şokun neticesinde öyle konuştuğunu düşünmüştüm. Sonradan öğrendim ki, Akşener açıklamayı yazılı metinden okumuş. Daha da kötü yani….. - Sonra?Buğra Kavuncu ile ilgili nasıl 3.5 sene susup parti içinde mücadele ettiysem bu konuda da parti zarar görmesin diye sustum ve partiyi olması gereken çizgiye çekmek için mücadele ettim. Sonunda Akşener, “HDP eşittir PKK” açıklamasını yaptı. Bu arada genel başkan yardımcısı iken yardımcım olan Adem Taşkaya sosyal medyasında HDP ile yapılan anayasa taslağını gündeme getirince Akşener “Böyle bir taslak yok” açıklamasını yaptı. Daha sonra Kaboğlu bir televizyon konuşmasında dört partinin bir araya gelerek anayasa taslağı hazırladıklarını ifade etti. Bunun üzerine Akşener İYİ Parti divan ve milletvekillerine verdiği bir yemekte “Kaboğlu’nun etki ajanı olduğunu ve kendisini Kemal Kılıçdaroğlu’na şikayet ettiğini” söyledi. Oysa Kılıçdaroğlu, 2 Haziran 2018’de Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçte Kaboğlu’nun başkanlığında CHP-İYİ Parti ve Saadet Partisinin anayasa taslağı üzerinde çalıştığını ve mutabakat metninin oluştuğunu açıklamış. Aslında bir anayasa taslağı var ama masada HDP de var.- Peki, bugün neden açıklama yapıyorsunuz?HDP ile anayasa taslağını açıklıyorum, çünkü Ümit Özdağ, İsmail Koncuk, Aytun Çıray’ın partiden ayrılması istenirken, Akşener’in delegeden “olmazsa olmazım” diyerek oy istediği dört GİK adayından birisi olan Prof. Dr. Bahadır Erdem, Akşener’in “HDP’nin Kürt siyasi hareketi” açıklamasına destek veren bir kişi. Anayasada kutsal maddeler olmaması gerektiğini savunan bir hukukçu. Akşener’in liberal açılımı birlikte gerçekleştirmeyi planladığı kişi. Parti artık kurduğumuz İYİ Parti değil. Bahadır Erdem, partinin anayasa ve hukuk işlerinin başına geldi. Düşünün; İYİ Parti’yi kurarken Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına ve felsefesine sahip çıkmak, bu esasları 21. yüzyıla taşımak amacıyla çıktık ve geldiğimiz yer Bahadır Erdem’in hukuk anlayışı. Ve ne yazık ki bu Akşener’in tercihi. Tabii Bahadır Erdem için delegeden oy isteyen Akşener’in “Ümit Özdağ’ı sandığa gömmek” istemesi de doğaldır. Çünkü Ümit Özdağ, terör örgütleri konusunda hep sıfır tolerans yaklaşımıyla hareket etmiş ve terörü terörize etmeyi bir devlet politikası olarak savunmuştur.- HDP ile anayasa çalışması HDP’ye yönelik politikalara yansımış mıdır? Akşener, bu parti yönetiminden gizlediği HDP ile ortak çalışma politikasından ötürü HDP, İYİ Parti üzerinde politik baskı yapma imkânına kavuşmuştur. Akşener, HDP’nin üzerine sistemli bir şekilde giderse yarın HDP eşbaşkanlarından birisi de kalkar anayasa taslağını ortaya atar ve “Yeter yahu, o kadar kötü isek neden bizimle masaya oturdunuz” diye sorar. Akşener dahil kimsenin İYİ Parti’yi, Türk milliyetçilerini bu duruma düşürrmeye hakkı yoktur.AKP İLE GİZLİ ANAYASA ÇALIŞMASINDAN BAHSEDİLİYOR- Son tahlilde size göre Akşener ne yapmak istiyor? Şimdi de AKP ile İYİ Parti’nin gizli yeni anayasa çalışmalarından bahsediliyor. Sayın Çıray’ın bu konudaki açıklamaları çok ciddiye alınmalı. Benim de çok güçlü duyumlarım var. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, AKP’li yetkililerle birlikte ve bir AKP kurmayının başkanlığında yeni bir anayasa taslağı hazırladıklarını altı aydır Ankara’da sağda solda anlatıyormuş. Bizim yeni haberimiz oldu. CHP Parti Meclisi üyelerinin bildiği bir gerçeği İYİ Parti milletvekilleri bilmiyor. Bugün AKP ile kendi partisinden gizli anayasa yazan Akşener’in yarın dönüp tekrar HDP ile anayasa yazmayacağının garantisi yok. Artık bunları açıklamamak İYİ Parti’ye oy verenlere ve inandığımız değerlere ihanet halini alır. Kendi milletvekillerinden ve seçmeninden gizli küçük bir ekip ile politikalar geliştiren bir genel başkanın girdiği angajmanların Türkiye’yi ve partiyi nereye sürükleyeceğini bilmek mümkün değildir.  İpek Özbey

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’üsaygıyla anıyoruz

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ü saygıyla anıyoruz ZEYNEP NAZ AKTAN*Nereden başlamalı onu anlatmaya? Sanata ve bilime verdiği önemi, hürriyeti, bağımsızlığı ve özgür düşünceyi sonsuz bir güven ile milletine aşılayan bir lideri anlatmaya nereden başlamalı? Sene 1881, Türkiye’nin umudunun doğduğu yıl. 7 yaşında babasını kaybeden, hakkında tutuklama ve idam kararı çıkarılan, bir koca ömrü vatanı elden gitmesin diye hiçe sayan bir umut... Bir ağaç kesilmesin diye köşkü yerinden oynatan bir umut... Sene 1916’dır. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan, canlarını hiçe sayıp vatanı düşünen kadınlar tanır ve şu sözleri söyler: “Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmak, hayatımızı onlarla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, sosyal ve ekonomik hayatta erkeğin destekleyicisi yapmak gerekir.” Daha sonrasında ise kadına “Seçme ve seçilme hakkı, velayet hakkı, miras hakkı” gibi birçok hak verilir. Sene 1922. 41 yaşında başkomutan olarak Yunan ordusunu Anadolu topraklarından atarak Türk milletini bir kez daha kendisine minnettar bırakır Mustafa Kemal. Sene 1923. Türk milletinin yeniden doğuşu... Özgür düşüncenin olduğu, karanlık günlerin sona erdiği, bilimin ve ilimin aydınlattığı yolda Türklerin ve Türk milletinin altın çağı... Ve sene 1938. Ölümün ölümsüzlüğü... Takvimlerin en karanlık yılı. Denizin çekildiği, güneşin battığı yıl. Fikirlerin ölümsüzleştiği, gözlerinin kapandığı yıl.ÜMİDİN OLDUKEy aziz Atatürk! Fikirlerin canlı hâlâ, ümidin canlı hâlâ, umudun var hâlâ! Hani demiştin ya “Bütün ümidim gençliktedir!” diye. İşte biz senin ümidin olduk. Gösterdiğin çiçek rayihalı yolda aydınlık istikbalimize senin ışığında yürüdük. Bu Türk gençliği minnettar sana! Bize gösterdiğin aydınlık hedefe umut ışığı olduğun için minnettar bu vatan sana! Bizler eğer bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği gençler olabiliyorsak bu, 1881 yılında açan ve bir daha da ışığını hiç kaybetmeyen bir çift gözle başladı. Gökyüzü mavi de ben mi kör oldum... *Jale Tezer Anadolu ve Fen Lisesi öğrencisi 15 yaşındaATATÜRK KENT ORMANI AÇILIYORİstanbul’daki anmalar Taksim ve Dolmabahçe’de. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakacak. İmamoğlu, törenin ardından “Atatürk Fotoğraflarının Hikâyesi” sergisini ziyarete açacak. Sergi Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde. Geçen 19 Mayıs’ta ilk etabı açılan Atatürk Kent Ormanı, tüm etaplarının tamamlanmasıyla birlikte bugün yurttaşların hizmetine açılacak. 14.30’da başlayan programda İmamoğlu, gençlerle birlikte alanda yürüyecek.ANKARA ANITKABİR’E YÜRÜYORUZAtatürkçü Düşünce Derneği (ADD), yurttaşları, ulu önderi anmaya çağırdı. Çağrıda, “Bugün saat 09.05’te, Ankara’da Sıhhiye Zafer Anıtı’nda yurttaşlarımız ve Demokratik Kitle Örgütleri ile buluşacağız. Hep birlikte Anıtkabir’e yürüyeceğiz. Yurdumuzun her köşesinden bütün yurttaşlarımızı davet ediyoruz” denildi.İSTANBULKadıköy Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi Gönüllüleri tarafından düzenlenen ‘Ata’ya Saygı Zinciri’ 09.05’te Fenerbahçe Orduevi ile Bostancı sahili arasında düzenlenecek.Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda açılan “Cumhuriyet ve Atatürk” fotoğraf sergisi ziyaretçilerini bekliyor. Beşiktaş Belediyesi sabah 06.30’dan itibaren Dolmabahçe ağaçlı yolda Ata’nın kendi sesinden konuşmalarını akşam saatlerine dek hoparlörden yayımlayacak. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter