Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 11.04.2025, 07:56 PM (GMT)

News - Haberler

FerdiÖzbeğen'in 'Bir Başkadır' dizisinde kullanılan konser görüntülerinin hikâyesi

Ferdi Özbeğen'in 'Bir Başkadır' dizisinde kullanılan konser görüntülerinin hikâyesi figure > Ferdi Özbeğen'in şarkıları, "Bir Başkadır" dizisiyle birlikte yeniden keşfedildi. İşte, Özbeğen'in ağzından dizide kullanılan konser görüntülerinin hikâyesi. /Archive/2020/11/23/171511920-fo.jpgNetflix’te yayımlanan "Bir Başkadır" dizisinde bölümlerin kapanışında piyanist Ferdi Özbeğen’in 1983 yılında Şan Tiyatrosu’nda verdiği konserin görüntülerine yer verildi.Özbeğen 40 kişilik orkestrasıyla Şan Tiyatrosu’nda sahne alıyor.Gazeteci Ali Rıza Türker’in sanatçının vefatından kısa bir süre önce Ferdi Özbeğen’in hayatını anlatan bir kitap çalışma hazırladı. Kitap, Özbeğen’in ağzından yazıldı.Aykırı’da yer alan habere göre, "Şöhret Dediğin" isimli kitapta Ferdi Özbeğen, Şan Tiyatrosu'nda verdiği konserlerin hikâyesini şöyle anlatıyor:"O zamanlar İstanbul’da konser verecek güzel ve büyük salonlar vardı. Başta Atatürk Kültür Merkezi ve Şan Tiyatrosu. Bir devlet kurumu değildi, ama Şan Tiyatrosu anormal ilgi görüyordu. Rahmetli Egemen Bostancı’nın girişimiyle müzikaller ve benzer prodüksiyonlar heyecan verici kalabalıklar yaratıyordu. Şan Tiyatrosu böylelikle şanlı bir Kültür Merkezi olmuştu.EĞLENDİRİCİ PİYANİSTLER KÜÇÜMSENİYORDUMüzikallerin ağır bastığı bu ortamda Şan Tiyatrosu’nda konser vermek için çok istekliydim. Ama yaptığım müzik türü konsere uygunsuzluğunu çıkarıyordu karşıma. Örneğin dönemin entelektüelleri 'eğlendirici piyanistleri' küçümsüyordu. Ortada kalan eğlendirici piyanistler adına bu komplekse kapılmalı mıydım bilemiyorum.Bunları düşünürken Marmaris Martı Otel’deydim. Yazları bir-iki ay gidip kalıyordum orada. Sahibi Halit Narin’de bana ıskonto yapıyordu. İstanbul’un ne kadar kalburüstü kodamanı varsa Martı’ya gelirlerdi.1980-1983 arası yıllar, İstanbullular daha güneyi keşfetmemişlerdi. Martı Otel'in yıldızı parlıyordu. İlginin bir başka sebebi de Marmaris Festivali'ydi.'FERDİ HERHALDE AKLINI OYNATTI'Şan Tiyatrosu'nun işletmecisi Egemen Bostancı, yardımcısı Mustafa Oğuz ve ekibin diğer çalışanları, Marmaris Festivali'ni yaparken Martı Otel'de kalıyorlardı. Bir sabah kahvaltı ortamında Egemen Bostancı'ya konser planımı açıkladım. Şan Tiyatrosu'nda seri konserler vermek istiyordum. Amacım sıradan değil senfonik bir orkestrayla sahneye çıkmaktı. Hatta devlet senfoni orkestrası müzisyenlerinden yararlanmaktı. Düşüncelerimi aktardıktan sonra bir sessizlik oldu. Bu sessizlik ve Egemen'in yüzündeki ifade sanki bir an evvel oradan gitmemi emrediyordu. Sorasında kulağıma gelenler ilginçti.'Ferdi herhalde aklını oynattı' demişler.Yaz bitti, kış sezonu başlayacak. Rana Cabbar ben dayımın oğludur ve çok değerli bir tiyatro sanatçısı Sait Hop Sait adlı bir müzikalin yönetimini vermiş ona Egemen. Fakat sıkıntılar var, kadro kurulamıyor, provalar aksıyor ve koca Şan bir türlü açılamıyor.Bunları almış bir düşünce. Karalan bağlamışlar. Şimdilerde menajerlik yapan Lisa Tüna bu karamsar tabloyu dağıtmak için benim teklifimi hatırlatmış Egemen Bostancı’ya. Olur mu, olmaz mı tartışmaları yaparken bana telefon açtılar. Benim de bu Sait Hop Sait projesinden haberim yok, bir anda kanımın donduğunu hissettim. Büyük bir şaşkınlık içindeyim.'Osman’la bir konuşayım sizi arayacağım,' dedim. Kendimi rüyadaymış gibi hissederken Osman’ı aradım ve 'merak etme, hallederiz' dedi. Osman İşmen, hemen kırk kişilik bir orkestra kurmanın hazırlıklarına başladı. Altyapı enstrümanlarının yanında yirmi bir adet keman ekledi. Telefon trafiğiyle ilişkiler kuruldu.Ve provalar başladı. Tereyağından kıl çeker gibi her şey yolundaydı.Konserlerin başlama tarihini tespit ettik, ilanlar hazırlanmaya başlandı. Ama işe güvenleri yoktu. Bu nedenle önemsemez bir davranış içindeydiler. Ben de hayatım da hiç yapmadığım bir işe kalkışmıştım.İçim titriyordu. Bir alamete binmiştik, nereye gittiğimizi bilmiyorduk.Masrafları kısarken 'dekor mekor yapamayız' dediler.Ben de 'Yapmayın siyah bir perde çekin' dedim.Siyah perdenin sonra sahnede sabit olduğunu öğrendim. Orkestranın düzenli oturması için setler gerekiyordu. Kuliste oda sıkıntısı yaşandı, müzisyenler üst üste neyse Osman’ın takibiyle taşınmalar ve yeni elemanlar, sahne kurulmuştu. Piyanoyu çalıştığım lokalden getirmiştim, kuyruklu muhteşem bir piyanoydu ve akordu kendim yaptırmıştım.Provaların sonuna doğru benden kaç para istediğimi sordular.'PARA İSTEMİYORUM, SADECE ORKESTRANIN PARASINI VERİN'Ben de 'Para mara istemiyorum sadece orkestranın parasını verin' dedim. O günkü parayla müzisyen başına ikişer, üçer bin lira bir ücret düşüyordu.Mozart, Beethoven çalan müzisyenler Ferdi Özbeğen’e eşlik edeceklerdi, bana güvenmiyorlardı.Ama profesyonel duygular içinde bunu pek kafama takmadım, önümüzdeki provalarda ne yapacağımı biliyordum. Gala cuma gecesi yapılacaktı. Pazartesi aletler kuruldu ve alt yapı enstrümanlar geldi.Piyano, bas gitar, davul ve perküsyon gibi aletleri duyduk önce. Sonraki üç gün yaylılar başta olmak üzere orkestranın tamamıyla provaları bitirdik. Ben provalar boyunca sıradan bir şarkıcı edasıyla, şarkıları mırıldandım. Şarkılarda esas sesimi onlara duyulmamıştım.Bu bir taktikti... Nasıl bir taktikse. Bunun adı biraz uyanıklıktır.Nitekim Osman İşmen’e demişler ki;'Yahu nedir bu, bu sesle mi okuyacak?' Osman da demiş ki;'Merak etmeyin daha iyi okuyacaktır, ben onu tanırım.'Osman benim yaptığım hilenin farkındaydı. Buradaki gizem şudur: Bir sanatçı olarak provalarda bütün gücünüzü gösterirseniz, konser sırasında aynı gücü sergileyemezseniz orkestra size doğru çalmaz. İşte, bu nedenle provalarda kendimi sakladım. Tabii uzun yıllar birlikte çalıştığın orkestrayla bunu yapmana gerek yoktur. Yılları aşan müzikal ortaklık önemli bir ambiyans sağlamıştır.Orkestrayla uyum önemli olduğu kadar sahnenin görselliği ve programın akışı da çok önemliydi Allah’tan benim bu konuda da gördüklerime dayalı bildiklerim vardı. Her yıl Paris’e giderdim. Paris’in dünyaca ünlü Olympia sahnesinde Jilber Bequed Serge Regiani gibi dünyaca ünlü usta yorumcuların konserlerini izlemiştim. Onların formatın aynısını Şan Tiyatrosu’nda uyguladım.Perde açılmadan önce salonun ışıkları sönüyor ve orkestra ilk parçasını enstrümantal olarak icra ediyordu. Şarkı bitip perde açıldığında seyirciler orkestrayı alkışlıyordu. Sonrasında salonun ve sahnenin ışıkları kısılıyor ve ben Olympia’dan aldığım alıntılarla ufak bir spot ve takip ışığıyla sahneye çıkıyordum. İlk şarkıyı sabit bir mikrofonla söylerken ellerimi kullanma imkânı buluyordum.Sahaya 2-0 galip çıkmıştık. Sanatçının sanatçıdan etkilenmesinin mutlu bir sonucuydu. Orkestranın sesinden başka hiçbir şey duymuyor ve görmüyordum. Seyirci tarafında sadece karartılar oturuyordu. Salonda hiçbir ses yoktu. İçime bir kurt düştü.'Beğenmediler herhalde' dedim. Protestoyla karşılaşabilirdim.Yenilikti yaptığım, bir sınavdı. Türkiye’de ilk defa yapılıyordu.KEMANCILAR ARŞELERİYLE SEHPALARINA VURUYORDUAllah’tan bu ilk adımı müzikseverler bağırlarına bastı. İlk parça bittikten sonra alkışlar bir gök gürültüsü haline dönüşmüştü. Bu moralle birinci şarkı, ikinci şarkı derken ilk bölümü selametle bitirdik. Orkestraya da alışmıştım. Şarkı bitimlerinde kemancılar arşeleriyle sehpalarına vuruyorlardı. Bu onların alkışları demekti. 'Tamam, orkestrayı tavladık' dedim içimden.Alkışlar beni çok mutlu etmişti, ama salon dolu değildi. İlk konserime beş yüz kişi gelmişti. Yeterli değildi benim için. Bu salonun yansıydı salonu doldurmamız gerekiyordu. Konserin ilk günü kulise Hürriyet gazetesi muhabirlerinden Hami Alkaner gelmişti. Konseri dinlemişti. Kendisinden destek istedim. Benim bu girişimim o güne kadar hiçbir gazete de haber geçmemişti. Hami Abi, kuliste bir resim çekti ve ertesi günkü Hürriyet’in arka sayfasında büyük bir haber ve küçük bir resim olarak yayınlandı. Cumartesi günü geldi o gün matine suare yapıyoruz... Matine bin iki yüz kişi oldu. Suare ise üç yüz sandalye ilavesiyle bin beş yüz sayısına ulaştı.HERKES ŞAN KONSERLERİNİ KONUŞUYORKonserlerim sonraki haftada devam etti ve on iki defa sahne aldım, Şan Tiyatrosu’nda. Büyük bir sükse yaratmıştım. Konserlerdeki başarım yazılı basında sonra sayfa sayfa yer aldı.On üçüncü gün oldu, Egemen Bostancı büyük bir keyif içinde konserlere devam etme niyetini söyledi.Ben de kabul etmedim. Çünkü bu başarıyı tadında bırakmak istiyordum. Seneye aynı sayıda bir kez daha yapmanın yararlı olacağı inancındaydım. Zaten para pul almıyordum. Rahmetli Egemen’in bütün ısrarlarına karşı çıktım. Süksemi bir yıl sonraya taşımak en akılcı yoldu. Ben de bunu yapmıştım.KONSERLERİME GELEMEYEN HAYRAMLARIM İÇİN 1 LİRA YAPMIŞTIM1982 yılında yaptığım Şan konserleri, lokal çalışmalarımda beni dinlemeye gelemeyen hayranlarımla buluşmama sebep olmuştu. Ben bu konserlerden para almazken bilet fiyatlarının bir lira, on lira gibi fiyatlarla satılmasını istemiştim (bugünün 1 lirası gibi). Böylelikle dar gelirli memur da gelebiliyordu onların müdürü de.İkinci konserler serisini yirmi bir gece yaptık. Bu seriye inanılmaz talepler geldi. Millet izdiham halinde camlar çerçeveler kırılıyordu. Bu yüzden Şan Tiyatrosu’nun gişesinin yerini iki kez değiştirmek zorunda kaldılar. Bana gelen çiçekler giriş kapısından caddeye kadar taşıyordu.Ekim ajanda kış başında yaptığımız konserler çok başarılı geçti diye Mayıs ayında da tekrarlamaya karar verdik.Bir yıl içinde iki kez konserler dizisi yapmak ne kadar doğru olacaktı?Bu kaygıyı içimde taşırken, İstanbul’da tahminen on konserlik bir diziyi gerçekleştirdik. O yıl Mayıs ayında çok ciddi sıcaklar yaşanıyor, klima falan hak getire bu sebepten son konserlerim başarısız geçmişti. Ama üç bölüm halinde yaptığım Şan Konserleri meslek hayatımın en gurur verici olayıdır.Bana maddi olarak katkısı olmamıştı, ama önemi yoktu. Son konserlerde orkestraya kırk tane smokin ceket yaptırdım. Mavi gömlek ve papyonları da ilave ederek müzisyenleri giydirmiştim, ama aslında kendimi ödüllendirdim." cumhuriyet.com.tr

Heyelan nedeniyle ibadete kapatılan cami 5 kez soyuldu

Heyelan nedeniyle ibadete kapatılan cami 5 kez soyuldu figure > Aydın'ın Kuşadası ilçesinde 6 yıl önce meydana gelen toprak kayması nedeniyle ibadete kapatılan Mustafa Adalıoğlu Cami hırsızların hedefi haline geldi. Aradan geçen sürede 5 kez hırsız giren camiden halı, klima, kamera ve imam için alınan cübbe ile değerli tüm eşyalar çalındı. Kuşadası'nın Kadınlar Denizi Mahallesi'ndeki Mustafa Adalıoğlu Cami, 14 Kasım 2014 yılında bölgede yaşanan heyelan sonrası güvenlik gerekçesiyle ibadete kapatıldı. Camide, aradan geçen 6 yıl içerisinde 5 kez hırsızlık olayı yaşandı. Hırsızlar farklı zamanlarda girdikleri camiden halı, klima, güvenlik kamerası, avize, imam cübbesi ve şadırvan musluklarını çaldı. Caminin seramiklerine zarar veren hırsızlar, almadıkları eşyaları ise kırdı."SADECE 10 GÜN İBADET EDEBİLDİK"Camide 13 yıldır gönüllü olarak çalışan 87 yaşındaki Çelik Anmaç, "Bu camide yapıldığı 2007 yılından sonra sadece 10 gün ibadet etmek nasip oldu. Caminin halılarını cebimizden 35 bin lira harcayıp kendimiz yaptırdık. Burada 2 tane klima vardı, hırsızlar tarafından çalındı. Caminin bir an önce yeniden ibadete açılmasını istiyoruz" dedi.Kuşadası'na Manisa'dan ticaret yapmak için günübirlik geldiğini ifade eden Mustafa Yargül ise "Camiyi görünce öğle namazını kılmak için içeriye girdim. Ancak görevli bana caminin kapalı olduğunu söyledi. Buraya en yakın başka cami 2 kilometre mesafedeymiş. Öğle namazını kılamayacak olduğum için çok üzüldüm. Buranın bir an önce ibadete açılması gerekli" diye konuştu./Archive%5C2020%5C11%5C23%5C170447630-heyelan-nedeniyle-ibadete-kapatilan-cami-5-kez-soyuldu-_8.jpg/Archive%5C2020%5C11%5C23%5C170447880-heyelan-nedeniyle-ibadete-kapatilan-cami-5-kez-soyuldu-_9.jpg/Archive%5C2020%5C11%5C23%5C170448177-heyelan-nedeniyle-ibadete-kapatilan-cami-5-kez-soyuldu-_10.jpg DHA

Kayıpüniversiteöğrencisi Gülistan Doku'yu barajda aramaçalışmalarısona erdi

Kayıp üniversite öğrencisi Gülistan Doku'yu barajda arama çalışmaları sona erdi figure > Kayıp üniversite öğrencisi Gülistan Doku'yu barajda arama çalışmaları sona erdi. Tunceli'de 5 Ocak'ta kaybolan üniversite öğrencisi Gülistan Doku'yu Uzunçayır Baraj Gölü'nde arama çalışmalarının sona erdirildiği bildirildi.Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Doku'nun bulunması için 15 Ekim'de Tunceli Valiliği'nin talimatıyla yeniden başlatılan arama faaliyetleri günlerce sürdürüldü.Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinesinde gerçekleşen çalışmalar kapsamında ekipler 17 kilometre uzunluğa ve yaklaşık 30 metre derinliğe sahip baraj gölünde aramalar gerçekleştirdi.Özellikle Sarı Saltuk Viyadüğü civarında aramalarını yoğunlaştıran ekipler, çalışmalar kapsamında 3 su altı robotu ve bir taramalı sonar cihazı kullandı.Baraj gölünde, kıyıya yakın alanlarda ve baraj kapaklarının bulunduğu bölümlerde su altı ve üstünde arama yapan ekiplerin, çalışmalardan netice alamaması üzerine kayıp genç kızı söz konusu barajda arama faaliyetlerinin sonlandırıldığı öğrenildi.Tunceli'de üniversitede okuyan kızları Gülistan Doku'dan 5 Ocak'tan itibaren haber alamayan ailesi, memleketleri Diyarbakır'dan Tunceli'ye gelerek 6 Ocak'ta emniyete kayıp başvurusunda bulunmuştu.Genç kızın arkadaşlarıyla görüşen ve cep telefonu sinyallerini izleyen ekipler arama çalışması başlatmıştı. Baraj gölünde arama yapan ekiplerce 187 gün su altı ve üstünde sürdürülen çalışmalardan sonuç alınamaması üzerine çalışmalara son verilmişti.Ailenin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesinin ardından Uzunçayır Baraj Gölü'nün kısmen boşaltılmasına karar verilerek, su altı arama çalışmalarına 6 Ağustos'ta 17 ekiple yeniden başlanmış ve 13 gün süren yoğun çalışmalardan da sonuç alınamaması üzerine aramalar 18 Ağustos'ta tamamlanmıştı.Gülistan Doku'yu arama çalışmaları, 15 Ekim'de ise yeniden başlatılmıştı. AA

Pandemiyi 'Bir Başkadır'la anlattılar

Pandemiyi 'Bir Başkadır'la anlattılar figure > Saadet Partisi'nin resmi sosyal medya hesaplarından paylaşılan "Türkiye’de Pandemi Bir Başkadır" videosu gündem oldu. Son dönemde Netflix'te yayımlanan ve sıkça konuşulan "Bir Başkadır" dizisi, iktidarın pandemiyle ilgili eleştirilen politika ve uygulamalarının afişe edildiği bir videoya adıyla ilham oldu.Daha önce de ses getiren birçok videoya imza atan Saadet Partisi, "Türkiye’de Pandemi Bir Başkadır" adlı yeni videoy paylaştı.Türkiye'nin koronavirüs salgınındaki imtihanını anlatan videoda; sosyal mesafesiz mitinglere, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasına, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın konuşmalarına, aniden ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonrası oluşan market kuyruklarına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine yer verildi.Videonun sonunda ise, "Gördüğümüz tablo maalesef hiç de iç açıcı değil. Zira bugün ülkemizde, ülkeyi yönetmeye hevesli ancak yönetmenin getirdiği sorumluluğu tam olarak hissetmeyen yönetme kapasitesi düşük bir iktidar var karşımızda!" ifadeleri kullanıldı. cumhuriyet.com.tr

Araçmuayeneücretlerine zam geliyor!

Araç muayene ücretlerine zam geliyor! figure > Milyonlarca araç sahibini ilgilendiren araç muayene ücretlerinde fiyat artışının yüzde 9,11 olması bekleniyor. Doğuş Grubu, TÜV SÜD ve Bridgepoint'in ortak olduğu TÜVTÜRK'ün yürüttüğü araç muayene bedeli, her yıl yeniden değerleme oranında artırılıyor.2020 yılı için belirlenen yüzde 22,58'lik yeniden değerleme oranında artış sonrasında otomobil araç muayene ücreti, 342 TL 50 kuruşa; egzoz emisyon ücreti de 80 TL'ye çıktı.Habertürk'te yer alan habere göre, 2021 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranı yüzde 9,11. Muayene ücretlerine, yeni yılın başında bu oranda artış yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor.KREDİ KARTIYLA ÖDEME BAŞLIYORHalen, araç muayene bedeli nakit olarak ödeniyor. Ankara'da, söz konusu bedelin kredi kartıyla ödenmesine yönelik bir çalışma yapılıyor.Bu çalışmanın son aşamaya geldiği kaydedildi. Kaynaklar, gelecek ay ya da en geç yılbaşında araç muayene bedelinin, kredi kartıyla da ödenebileceğini ifade etti.2020 YILI ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİOtobüs, kamyon, çekici ve tankerler: 462,56 liraOtomobil, minibüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi taşıtı, römork ve yarı römorklar:342,50 liraTraktör, motosiklet ve motorlu bisikletler: 174,64. cumhuriyet.com.tr

Hidayet Türkoğlu: Sayın Orhun Ene’ye yeni görevinde başarılar diliyorum

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Hidayet Türkoğlu: Sayın Orhun Ene’ye yeni görevinde başarılar diliyorum figure > Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, A Milli Erkek Basketbol Takımı başantrenörlüğüne getirilen Orhun Ene'ye güvenlerinin tam olduğunu bildirdi. Türkoğlu, federasyonun internet sitesinde yer alan açıklamasında, Ene'nin kritik bir zamanda görevi kabul ederek milli takımın başına geçtiğini belirterek, "Normalde sezon sonuna kadar antrenörlük yapmama kararına rağmen bizi ve milli takımı kırmadı. Kendisi gerek tecrübesi gerekse başarılarıyla, ülkemizin yetiştirdiği önemli bir basketbol değeridir. Sayın Orhun Ene’ye yeni görevinde başarılar diliyorum." ifadelerini kullandı."Orhun hocaya, idari kadromuza ve sporcularımıza güvenimiz tamdır." diyen Türkoğlu, "Bu kritik noktada galibiyet yolunda var güçleri ile çalışacaklarına eminim. Hepimizin gurur duyduğu bir milli takımı sahada izlemek için ben de heyecanla bekliyorum." değerlendirmesinde bulundu.FIBA 2022 Avrupa Basketbol Şampiyonası Elemeleri'nde milli takımın da yer aldığı D Grubu maçlarına İstanbul'un ev sahipliği yapacağını hatırlatan Türkoğlu, "Sinan Erdem Spor Salonu'nda, 27 Kasım Cuma Hırvatistan, 29 Kasım Pazar günü ise Hollanda ile mücadele edecek A Erkek Milli Takımımıza başarılar diliyorum. Milli takımıza sakatlıklar olmadan sağlıklı bir kamp dönemi ve sonrasındaki karşılaşmalarında başarılar diliyor, tüm basketbolseverleri ekran başında millilerimizi desteklemeye bekliyorum." şeklinde görüş belirtti.Türkoğlu, milli takımın eski başantrenörü Ufuk Sarıca'ya da teşekkür ederek, "Kendisi milli formaya hem sporcu hem de antrenör olarak büyük bir sadakatle hizmet etmiş ve pek çok başarının parçası olmuştur." görüşlerine yer verdi. cumhuriyet.com.tr

"Korona testinde yurttaşlara 'turist tarifesi' uygulandı"

"Korona testinde yurttaşlara 'turist tarifesi' uygulandı" figure > Koronavirüs testi için özel sağlık kuruluşlarının vatandaştan en fazla 250 lira alabileceği duyuruldu. Ancak İstanbul Tabip Odası Yöneticisi Dr. Güray Kılıç ve İzmir Tabip Odası Üyesi Dr. Ergün Demir’e göre Sağlık Bakanlığı yurttaşlara 'turist tarifesi' uyguladı. Demir, “Test yaptırmak isteyen vatandaşlarımızı bu şekilde turist tarifesine konulmuştur” derken, Kılıç Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel hastanelerde test yaptıran yurttaşların test pozitifse ücreti karşıladığını ve bunun yanlış olduğunu ifade etti. Koronavirüs testi için özel sağlık kuruluşlarının vatandaştan en fazla 250 lira alabileceği duyuruldu. Ancak İstanbul Tabip Odası Yöneticisi Dr. Güray Kılıç ve İzmir Tabip Odası Üyesi Dr. Ergün Demir’e göre Sağlık Bakanlığı yurttaşlara 'turist tarifesi' uyguladı. Demir, “Test yaptırmak isteyen vatandaşlarımızı bu şekilde turist tarifesine konulmuştur” derken, Kılıç Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel hastanelerde test yaptıran yurttaşların test pozitifse ücreti karşıladığını ve bunun yanlış olduğunu ifade etti.Özel sağlık kuruluşlarında 500 lirayı aşan test ücretleri gündeme oturdu. Tepki çeken ücretler üzerine Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, katma değer vergisi (KDV) ve S908116 kodlu COVID-19 (SARS-CoV-2) izolasyonu işlem bedeli dahil olmak üzere S908115 kodlu COVID-19 (SARS-CoV-2) Reverse Transkriptaz PCR test bedelinin 250 lira olduğunu açıkladı.İzmir Tabip Orası Üyesi Dr. Ergün Demir,  Bakanlığın yurttaşlara ‘turist tarifesi’ uyguladığını açıkladı. Demir, Bakanlığın açıkladığı bu ücretin sağlık turizmi kapsamında Türkiye’ye gelen kişilerden alınan ücretle eşitlendiğini vurgulayarak, “Sağlık Bakanlığı kamu sağlık hizmetleri fiyat tarifesine ‘Kişilerin talepleri üzerine yapılacak olan Covid-19 RT PCR testleri’ cümlesi ekleyerek test yaptırmak isteyen vatandaşlarımızı bu şekilde turist tarifesine koymuştur” dedi.‘CUMHURBAŞKANLIĞI KARARINA GÖRE ÜCRET ALINAMAZ’Demir özel sağlık kuruluşlarının yurttaşlardan test ücreti almasının yasal olmadığı görüşünde ve bunun gerekçesini şöyle açıkladı:“Kamu veya özel hiçbir hastane/ sağlık kuruluşu Covıd-19 testleri için hiçbir vatandaştan 2399 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ve 9 Nisan 2020 tarihli Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine göre yasal olarak ücret alamaz. PCR test ücreti ancak ülkemizde geçerli herhangi bir sosyal güvencesi veya sağlık hizmetlerinden yararlanmada muafiyet kararı bulunmayan yabancı uyruklu kişilerden ve genel sağlık sigortası (GSS) kapsamında olduğu halde sağlık hizmet bedelini kendisinin ödeyeceğini beyan eden kişilerden alınır.”‘SGK, TEST POZİTİFSE ÖDEME YAPIYOR’İstanbul Tabip Odası Yöneticisi Dr. Güray Kılıç ise özel sağlık kuruluşlarının Cumhurbaşkanlığı Kararı’nı uygulamadığını söyledi. Kılıç, SGK’nın kamu ve özeldeki koronavirüs testlerinin ücretini ödemek zorunda olduğunu vurgulayarak, “Ancak özel sağlık kuruluşlarına gerek yoğun bakım pandemi bakım ücreti gerekse Covid-19 test ücretleri ancak hastanın PCR testi pozitifse ödenmekte, negatifse ödeme yapılmamaktadır. Birçok özel laboratuvar ve sağlık kuruluşu Covid-19 test işlemlerini gelir kapısı haline getirerek kontrolsüz ve uygunsuz işlem yapabilmektedir. Vatandaşlardan 250- 500 lira arasında değişen miktarlarda PCR test ücreti alınmaktadırlar” diye konuştu.‘DİLEKÇEYLE ÜCRET GERİ ALINABİLİR’Kılıç özel sağlık kuruluşlarında ücret alınan yurttaşların ödedikleri ücretleri geri alabileceğini vurgulayarak, yapılması gerekeni şöyle anlattı:“Kamu veya özel hiçbir sağlık kuruluşu Covid-19 testleri için 2399 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ve 9 Nisan 2020 tarihli Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine göre Covid-19 öntanı/tanılı hastalardan hiçbir suretle yapılacak herhangi bir işlem/ girişim /tetkik/tahlil için ilave ücret alamaz. Genel sağlık sigortası hak sahipleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden test ücreti, ilave ücret adı altında para istenmesi durumunda; CİMER ve SGK İl müdürlüğüne şahıs ödemeleri bölümüne iletilmek üzere 13 Nisan 2020 tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanı kararının eki ve 9 Nisan 2020 tarihli Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri belirtilerek dilekçe yazmak ve dilekçeye sağlık kuruluşundan verilen fatura veya kredi kartı ekstresini ek olarak vermek gerekmektedir.” ANKA

Avcılar’da yaklaşık 89 kilo skunk ele geçirildi

Avcılar’da yaklaşık 89 kilo skunk ele geçirildi figure > Avcılar’da bir eve düzenlenen operasyonda, 90 kiloya yakın skunk maddesi ele geçirildi. Olayla bağlantılı 3 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, uyuşturucu satıcılarına yönelik çalışma yapan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Avcılar’da bir evde uyuşturucu madde depolandığı istihbaratını aldı. Emniyet ekipleri, geçtiğimiz Perşembe günü daha önceden tespit edilen söz konusu adrese baskın düzenledi. Operasyonda, 88 kilo 950 gram 'skunk' diye tabir edilen Hint keneviri bitkisi, bir hassas terazi, 1 ruhsatsız tabanca ve bu silaha ait 15 fişek ile uyuşturucu madde ticaretinden elde edildiği değerlendirilen 5 bin 990 lira para ele geçirildi. Uyuşturucularla bağlantılı 3 kişi gözaltına alındı.Yakalanan şüpheliler, polisteki ifade işlemlerinin ardından çıkarıldıkları mahkemece “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal veya ticareti” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. İHA

Uzun süren Covid-19'a yakalandı: '100'den fazla belirti yaşadım, halüsinasyonlar gördüm'

Uzun süren Covid-19'a yakalandı: '100'den fazla belirti yaşadım, halüsinasyonlar gördüm' figure > Uzun süren Covid-19'un neredeyse 100'den fazla belirtisi var ve Britanyalı bir kadın, her birini deneyimlediğini söylüyor. İngiltire'de yaşayan Georgia Walby karantinanın başlarında Covid-19'a yakalandığını anlatarak, virüsün tüm belirtilerini yaşadığını söyledi.Uzun Covid-19, bazı insanların yaşadığı Covid-19'un devam eden etkisine verilen isim.Walesonline'a konuşan Walby, hastalığını şu sözlerle anlattı:"Literatürdeki hemen hemen tüm semptomları yaşadım ve listede neredeyse 100'den fazla semptom var. Bir noktada sinir sistemim altüst oldu. Acı çeken bir vücuttan tuhaf belirtilere kadar...Haziran ortasında korkunç anlar yaşadım. Bacaklarımı koordine edemediğim için yürümekte zorlandım ve konuşurken uzun cümleler kuramadım.Hatta halüsinasyonlar görmeye bile başladım. Yatakta bir gece duvara baktım ve dev bir turuncu örümcek gördüm."Walby, uzun Covid-19 semptomlarının bazılarını hafifletmenin yollarını bulmuş ancak yine de işe dönmek ve sosyalleşmek konularında sıkıntı yaşıyor.Şimdilik nadiren evini terk eden Walby, tüm enerjisini tüketen hastalığa bir kez daha yakalanma korkusuyla bir restoranda ya da kafede arkadaşlarıyla buluşma riskini alamıyor. cumhuriyet.com.tr

Şenol Güneş: Birinciliği düşünürken sonuncu olduk

Şenol Güneş: Birinciliği düşünürken sonuncu olduk figure > A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, medya mensupları ile zoom üzerinden bir toplantı gerçekleştirdi ve "Birinciliği düşünürken sonuncu olduk" dedi. Şenol Güneş, UEFA Uluslar Ligi B Ligi 3. Grup'ta sonuncu olarak küme düşen A Milli Takım için açıklamalarda bulundu.Milli takımın turnuvada beklentilerin altında kaldığını söyleyen Güneş, "Turnuva boyunca yeterince coşkulu değildik. Birinciliği düşünürken sonuncu olduk. Oyun kimliğimiz var bunu biliyoruz. Çok oyuncu oynattım doğrudur. Şartlar neyi gerektiriyorsa onu yaptım" diye konuştu."HEDEFLERİMİZ BELLİ: DÜNYA KUPASI VE AVRUPA ŞAMPİYONASI"Tecrübeli teknik direktör asıl amaçlarının Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası olduğunu vurguladı ve "Milli takıma çağrılan her oyuncu değerlidir. Bu yarış geride kaldı. Mart’ta başlayacak maçlara daha iyi başlayacağız. Kamuoyuna mazaretler sunmayacağız. Doğru yoldan gittiğimizi düşünüyoruz. Bu sonuçların bizi yolumuzdan çevirmesine izin vermeyeceğiz. Hedeflerimiz belli, Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası var. Evet kötü bir turnuva geçirdik. Ayağımzı takıldı, yere düştük, ayağa kalkacağız, yeniden koşacağız" ifadelerini kullandı.Milli Takımda geniş bir kadro yaptıklarını kaydeden güneş, "Bazı oyuncuları görmek istedik. Oyuncularımız kötü değil. Oyuncuları tek tek analiz ettiğnizde formda diyemiyoruz. Fiziksel ve zihinsel dağınıklık yaşadık. O yüzden derslik maçlardı" diye konuştu. "YUSUF YAZICI İLE İLGİLİ OLUMSUZ BİR DÜŞÜNCEM YOK"Macaristan maçında 55. dakikada oyuna giren Yusuf Yazıcı ile ilgili olumsuz bir düşüncesi olmadığını söyleyen A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, "17'si benim dönemimde olmak üzere 26 kez milli oldu. Evet daha çok sonradan girdi oyuna ama direkt oynadığı zamanlar da var. Enes ile birlikte Almanya maçında en çok eleştirilen iki oyuncudan biriydi. Son maçta Cenk ve Kenan ile başlamayı tercih ettim ama ikisinden birinin yerine Yusuf ile başlayabilirdim. Yusuf yetenekleri itibariyle sonuç alma açısından çok önemli bir oyuncu. Yusuf daha iyisini yapacak yeteneğe sahip"  yorumunu yaptı.  cumhuriyet.com.tr

Bogdanovic’den Atlanta Hawks yolunda

Bogdanovic’den Atlanta Hawks yolunda figure > NBA’de sınırlı serbest oyuncu statüsünde olan Bogdan Bogdanovic Atlanta Hawks ile 4 yıl için 72 milyon dolar karşılığında anlaşmaya vardı. Serbest oyuncu piyasasının gözde isimlerinden olan eski Fenerbahçeli Bogdan Bogdanovic’in Milwakue Bucks’a takasının gerçekleşmemesinin ardından yeni takımı belli oldu. New York Times’da yer alan haberde, Bogdanovic’in Atlanta ile anlaşmaya vardığı ancak sınırlı serbest oyuncu olduğu için Sacramento’nun Atlanta’nın teklifini karşılaması halinde transferin iptal olacağı belirtildi. Atlanta’nın Bogdanovic’e sunduğu teklifte sözleşmenin sonun yılının oyuncu opsiyonlu olduğu ve takas olması halinde %15’lik trade kicker maddesinin yer aldığı belirtildi. Trade kicker maddesi sayesinde oyuncular ayrıldıkları takımdan belirtilen oranda ücret talep etme hakkına sahip oluyor. New York Times’daki haberde, Sacramento’nun sözleşmeyi karşılamak için 48 saati olduğu ve Sacramento’nun Bogdanovic’i takımda tutmaya karar vermesi halinde yeni sözleşmede takas opsiyonun olmadığı ve sözleşme boyunca Atlanta’ya takas edilemez maddesinin olduğu ifade edildi.Geçtiğimiz hafta çıkan haberlerde, Sacramento Kings, Milwakue Bucks ile Ersan İlyasova’nın da yer aldığı takas paketi konusunda anlaşmış ve Bogdan Bogdaovic Bucks’a takas olmuştu. Ancak NBA yönetimi, resmi transfer görüşmelerinin başlangıç tarihinden önce iki takımın takas görüşmesi yaptığını açıklayarak takası iptal etmişti. cumhuriyet.com.tr

İYİParti'de 5 isim istifa etti

İYİ Parti'de 5 isim istifa etti figure > İYİ Parti Kayseri teşkilatında dikkat çeken istifalar yaşandı. İYİ Partili 5 isim istifa ettiklerini duyurdu. İYİ Parti Kurucu İl Teşkilat Başkanı ve Önceki Dönem İl Başkan Yardımcısı Av. İsmail Tanrıöven, İYİ Parti İl Başkan Yardımcısı ve Kurucu İl Başkan Yardımcısı Av. Serap Altuntaş, İYİ Parti Önceki Dönem İl Başkan Yardımcısı Menekşe Çelebi, İYİ Parti Önceki Dönem İl Yönetim Kurulu Üyesi İ. Rekin Çalı, İYİ Parti Önceki Dönem İl Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Dağ, istifa ettiklerini duyurdu. 5 ismin hazırladığı istifa metni şöyle;“İyi Parti ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucu değerlerini’ benimseyen bütün vatandaşlarımızı hiç bir ayrım yapmadan kucaklayan bir milli ve milliyetçi parti olarak biz Türk milliyetçilerinin öncülüğünde kurulmuştur. Bu partinin kuruluş aşamalarından beri ve ilk kuruluş gününden beri her türlü tehditlere, zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen partimizin kuruluşu ve gelişmesi için canla başla çalıştık.İYİ Parti’nin Türkiye'de olduğu gibi ilimizde de bir umut olarak doğduğu bilinci ile mevcut siyasi yapıdan şikâyet eden cesur insanların buluşma noktası olması için uğraştık. Ancak gelişen süreçte İyi partinin kuruluş ilkeleri unutulmuş, Türk milliyetçileri ve Türk milliyetçiliği dışlanır hale gelmiştir.Genel merkez ve illerde partiye sızma teşebbüsleri hakkında iyi parti vekil ve yöneticileri tarafından uyarılar yapılmasına rağmen dikkate alınmamış, iyi parti milliyetçi olmaktan uzaklaşmıştır. Bu konularda uyarılar yapanlar dikkate alınmadığı gibi aksine haklı olarak uyaranlar haksızca suçlanmıştır.Parti kurumsallaşamadığı gibi tek adam ya da bir gurup zümrenin anti demokratik uygulamalarının merkezi haline gelmiştir.Genelde görülen hatalar Kayseri’de de arttırılarak devam ettirilmiş parti teşkilatı adeta bir iki kişinin işletmesine dönüştürülmüştür.Türk milliyetçiliği ve Türk milliyetçileri partiden uzaklaştırılmaya çalışılırken “AKP’nin açılımcıları, açılım destekçileri, bir kısım odaklarla iltisak şüphelileri, yetmez ama evetçiler” partide çeşitli görevlere getirilmiş hatta genel başkan yardımcısı olabilmişlerdir. Bu durumda iyi partinin çıkarsız çalışan neferleri tarafından “Parti bu hale gelecek idi ise akp-pkk açılımcılarına ve akillerine neden karşı çıktık, partiyi neden kurduk” sorularını sorma ihtiyacı doğmuştur.İyi partiye sızmaları önleme amaçlı açıklamaların kamuoyunda tartışılmasının ardından il başkanlarının parti tüzüğüne aykırı olmasına rağmen genel merkezce verildiği anlaşılan talimat sonrasında İstanbul milletvekilimiz Sayın Prof. Dr Ümit ÖZDAĞ hakkında ihraç istemi ile disipline sevk işlemi yapılması ve neticede ihraç edilmesi partimizin kuruluş belgesi olan parti tüzüğüne aykırı olmuştur. Bu süreçte hukuka uyulmamıştır. Parti kuruluş amaç ve ilkelerinden sapılmıştır. Bu durum şu soruları sorma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.Partisindeki kendisinin hükümlerini belirlediği tüzüğe aykırı olarak kararlar alan bir yönetim anlayışı ülkede hukukun üstünlüğü ve hukuk güvenliğini nasıl sağlayacak? Kendi partisindekilerin, kendi üyelerinin eleştirilerine tahammülü olmayanlar ülkede demokrasiyi nasıl sağlayacak?Sayın İstanbul milletvekilimiz Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ’ın belgeleri ile ortaya koyduğu açıklamaları muhatapları zaten kabullenmiştir. İlimizde ve Türkiye genelinde iyi parti içerisindeki bazı kişiler iyi partinin kuruluş ilkelerinden sapmasını ve iyi partiye sızmaları önlemek için fedakarca çaba sarfeden İstanbul milletvekili Ümit Özdağ’a yönelik hakaret eden ve itibarsızlaştırma propagandası yapanlar kendisi ile resim çektirmek için birbirlerini eziyorlardı, onları iyi tanıyoruz. Ayrıca Türk Milletinin vekili Prof. Dr. Ümit Özdağ aleyhine sosyal medyada karalama çalışması yapanların veya grafik hazırlayarak ilk paylaşımları başlatanların fetöcü kaçaklar olması da ilginç bir durum olarak açıkça ortadadır.İyi Partiyi sızmalardan korumaya çalışanların hukuksuz şekilde disipline sevki ve ihracı iyi partinin Türk Milliyetçiliği ekseninden kaydığı ve kuruluş ilkelerinden saptığını göstermektedir.Türk milliyetçiliği ve Türk milliyetçilerinin iyi partiden tasfiye edilmeye devam edileceği de anlaşılmaktadır.Kuruluş ilkelerinden sapan, Türk milliyetçiliğinden uzaklaşan, merkez liberal çizgiye taşınmaya çalışılan bir partide devam etmemiz mümkün değildir.Biz Türk milliyetçileri olarak İYİ Parti’nin milliyetçilik ilkesi ile kurulmuş olduğunu, bu ilkelere “devletimize ve milletimizi zarar verecek, bölücü, yıkıcı faaliyet gösteren parti ya da sivil toplum kuruluşlarında yer alan, gücünü ve sermayesini emperyalist güçlerden alan kişi ya da kişilerin” asla erişemeyeceğini ve uymayacağını düşünüyoruz. İyi partinin de bu kuruluş ilkeleri ve milliyetçilik anlayışı doğrultusunda siyaset yapmasını arzu ettik. Ancak bugün gelinen noktada bunu sağlamanın imkanı kalmadığı görülmektedir.Hayatı boyunca pkk ve fetö gibi terör grupları ile mücadele edenler tasfiye edilirken onların yerlerine açılımcı ve fetöcü oluşum ve kuruluşlarla bağlantılı, terör elebaşlarına ve iltisaklılara övgüler düzenler divanda ve çeşitli kademelerde görev alıyorsa partide sızmalar ve eksen kayması olduğu açıkça görülmektedir.İYİ Parti'de bu hataları, eksen kaymasını ve yavaş yavaş gerçekleşen bu değişimlerin düzelmeyeceğini görerek bir iki yıldan beri istifa edenler olduğu gibi mevcut yöneticilerin milliyetçi yönetici ve üyeler ile parti için özverili çalışanları dışlayan hareketleri illerde iyi partiyi birkaç kişinin çiftliğine çevirmiştir.Umut olarak ortaya çıkardığımız partinin bu şekilde iktidarın yanlışlarını sahiplenmesi acı vericidir. Bu durumda iyi partide devam etmenin anlamı ve imkanı kalmamıştır. Hiç bir uygulamasından memnun olmadığımız mevcut iktidarı, İyi Parti siyasi hareketinin iktidarı değiştirmeye niyeti olmadığını ve yakın gelecekte de mevcut iktidar ile eş değer ve aynı hareket içinde olma yoluna gittiklerini (açılım, fetö ve pkk iltisaklıları öven kişilerin genel başkan yardımcısı olması nedeni ile) üzülerek görüyoruz. Bir taraftan açılımcılar, karanlık odaklarla iltisaklıları öven kişiler il yöneticisi, genel merkez yöneticisi hatta genel başkan yardımcısı olurken diğer taraftan İyi Partinin iki öncü kurucusundan biri olan Sayın Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ’ın ihraç edilmesi; Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU, Prof. Dr. Özcan YENİÇERİ, Ali TÜRKŞEN, Fatih ERYILMAZ, Yörük Ali AYDIN Paşa’nın ve en son olarak da İsmail KONCUK gibi vatan sevdalılarının istifaya sürüklenmesi bizler için bardağı taşıran son olaylar olmuştur.Kuruluş değerlerinden ve Türk milliyetçiliğinden sapmasından dolayı kurucusu, yöneticisi ve üyesi olduğumuz İyi Parti'den istifa ediyoruz. Türk Milliyetçiliği mücadelemiz ise her zeminde devam edecektir.” cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter