Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Wednesday, 11.05.2025, 08:25 PM (GMT)

News - Haberler

2020 DünyaÇocuk KitaplarıHaftasıTürkiye Bildirisi

2020 Dünya Çocuk Kitapları Haftası Türkiye Bildirisi figure > Prof. Dr. Sedat Sever’in başkanlığını sürdürdüğü ÇOGEM-Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi, her yıl Kasım ayının ikinci haftasında Dünya Çocuk Kitapları Haftası Türkiye Bildirisi yayımlıyor. Bu yılın bildirisini Adnan Binyazar kaleme aldı. /Archive/2020/11/19/175820494-ic1.jpgÇOCUK VE KİTAPYüzyılların düşünce süzgecinden geçirilerek çağımızda da anlam yitimine uğramayan “Ağaç yaşken eğilir” atasözü, eğitimin temel ilkelerinden biri sayılır.Gözlemlediğim iki olayı anlatarak başlayayım bildiriye...Berlin otobüslerinde, orta kapıdan girilir girilmez, iki çocuk arabasının sığabileceği, sağında solunda annelerin oturabileceği çıkıntıların bulunduğu bir yer vardır. Otobüsün o kapısı, çocuk arabalarının kolayca girebileceği biçimde yapılmıştır. Bir yolculuğumda buna tanık oldum.Gencecik bir anne, içinde çocuğunun bulunduğu arabayı yerleştirip çıkıntılı yere oturdu. Yaşı iki buçuk üç arasındaki kız çocuğunun elinde kapağı sert kartondan, sayfaları kalınca resimli bir kitap vardı.O yaştaki çocuklar aç kuşlar gibidir, elindeki her şeyi ağzına götürür. Bu çocuk elindekini ne ağzına götürüyordu ne de kitabı bir yerlere sürtüp duruyordu. Sol eliyle tuttuğu kitabın sayfalarını sağ eliyle çevirmeye çalışsa da, sayfayı ucundan yakalamayı bir türlü başaramıyordu. Anne, çocuğun küçük parmaklarını tutup sayfaları çevirmesine yardım etti. Çocuk anneye bakıp sayfayı onun gibi, üstünden tutarak çevirmeye çalışıyordu./Archive/2020/11/19/175827978-ic2.jpgKİTABA SAYGIÇocukla annenin kitap ilişkisi, beni çocukluğuma götürdü. Büyükannem nereye giderse beni de yanına alırdı. Bir gün üzüm bağlarına giderken yerde bir kâğıt parçası gördü, eğildi, onu yerden alıp bir duvar kovuğuna yerleştirdi. Ardından her konuda olduğu gibi erdemli sözlerini sıralamaya başladı:“Yerde taş görünce al bir kenara koy, yoksa taş birisinin ayağına takılıp düşüp yaralanmasına yol açar. Ekmek, nimettir, onu da yere düşürme, düşeni de alıp bir ağacın dibine koy ki karıncaların da karnı doysun. Az önce gördün, kâğıdı yerden alıp kovuğa koydum. Çünkü bilgiler kâğıtta saklanır. Kâğıt olmasa bilgiler akılda kalmaz, uçar gider...” demişti.Bir bildiride bu ayrıntıları yazmak, kimilerinde konu dışına çıktığım izlenimi yaratabilir. Oysa kitap, söyleneni yazıya geçirerek yaşadıklarımızı, gördüklerimizi, düşünceleri, duyguları sonsuzluğa erdirir. O nedenle çocuğa önce kâğıdı, dolayısıyla kitabı koruma bilinci aşılanmalıdır.Ayrıca konuyu böylesine açımlayışımın iki nedeni var. Örneğin günümüzde yayınevleri, yayınlarında çocuk yazını ürünlerine de yer veriyor. Çocukların kitaba duyduğu ilginin arttığının göstergesidir bu.Çocuk kitaplarındaki içerik zenginliği, çeviri dili, özellikle resimleme üst düzeyde. Yazınsal dünyamız bu yönden bir çocuk yazını Rönesansı yaşıyor. Neredeyse bütün yayıncıların Küçük Prens'i yayımlamış olması, klasikler başta olmak üzere Shakespeare'in Romeo ve Juliet gibi bir solukta okunan sevda başyapıtının çocukların okuma dünyalarına arasında yer alacak bir özenle çevrilmiş olması, Rönesans gelişimi değil de nedir?/Archive/2020/11/19/175840322-ic3.jpgÇOGEMKonuyu böylesine ayrıntısına inerek yazmamın özünde, ÇOGEM Başkanı Prof. Dr. Sedat Sever'in Türkiye'de çocuk yazınını kurumsallaştırması, yazarlara üniversite çatısı altında bir yuva kurmuş olması yatıyor.ÇOGEM ayrıca şunları da sağladı: Çocuğa yönelik yazmak kolay sanılıyordu. O nedenle onun diline öykünülerek çöpe atılacak kitaplar doldurmuştu kitap dünyasını. ÇOGEM'in yarattığı eğitim ortamında çocuk kitapları artık büyüklere yönelik yazılanlara verilen emeğin üstünde bir düzeyde yazılıyor. Eskiden olduğu gibi, temel amaç, çocukları eğlendirmek değil, onu okuma dünyasına sokacak bir dil düzeyi tutturarak yazmaktır.Sever, günümüzde çocuk yazınının kuramsal kitaplarını yazarak öğretmenleri, ana babayı aydınlatıyor, sempozyumlar düzenleyerek yazarları bir araya getirip, sorunların üniversite düzeyinde tartışılmasını sağlıyor.Dünya Çocuk Kitapları Haftası'nda, çocuk yazınına emek verip bugün aramızda olmayanları saygıyla anıyor, bu alandaki kitapları, yazı-resim-çizim-yayım kalitesinde üstün düzeye ulaştıran yazarları, ressamları, yayınevi çalışanlarını, çocuklarına özenle kitap seçen ana babaları, öğretmenleri kutluyorum. Adnan Binyazar / Cumhuriyet Kitap Eki

Tahkim Kurulu, Ersin Destanoğlu’nun 2 maçlık cezasınıonadı

Tahkim Kurulu, Ersin Destanoğlu’nun 2 maçlık cezasını onadı figure > TFF Tahkim Kurulu, Beşiktaş kalecisi Ersin Destanoğlu’nun 2 maçlık cezasını onadı. Genç eldiven, buna göre Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe mücadelelerinde forma giyemeyecek. TFF Tahkim Kurulu, Beşiktaş kalecisi Ersin Destanoğlu’nun 2 maçlık cezasını onadı. Genç eldiven, buna göre Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe mücadelelerinde forma giyemeyecek. Kaleyi Utku Yuvakuran koruyacak.Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu kararları açıklandı. Kurul, Gaziantep FK mücadelesinde kırmızı kart gören Beşiktaş kalecisi Ersin Destanoğlu’nun 2 maçlık cezasını onadı. Ersin, Başakşehir ve Fenerbahçe karşılaşmalarında takımını yalnız bırakacak.TFF’nin resmi sitesinden açıklanan Tahkim Kurulu kararlar şu şekilde:"Hatay Spor Kulübü Derneği’nin futbolcu Rahman Buğra Çağıran ile arasındaki uyuşmazlığa ilişkin Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun 02.09.2020 tarih ve E.2020/170 - K.2020/271 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde;- Davalı Kulübün itirazının kabulü ile maç başı ücretlerine uygulanan faizin dava tarihinden itibaren işletilerek; Uyuşmazlık Çözüm Kurulu kararının, maç başı ücret alacaklarına uygulanan faiz başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek onanmasına, oybirliği ile,Fatih Karagümrük Sportif Faaliyetler San. Tic. A.Ş.’nin futbolcu Ahmet Aras ile arasındaki uyuşmazlığa ilişkin Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun 02.09.2020 tarih ve E.2020/108 - K.2020/265 sayılı kararına itirazı incelendi. Duruşma için tayin edilen 19.11.2020 Perşembe günü saat 14:15’de video konferans yoluyla icra edilen duruşmada Fatih Karagümrük Sportif Faaliyetler San. Tic. A.Ş.’nin vekili Av. Emirhan Çeviker, futbolcu Ahmet Aras’ın vekili Av. Ercan Sevdimbaş’ın hazır oldukları görüldü, sözlü beyanları alındı. Yapılan müzakere neticesinde; Uyuşmazlık Çözüm Kurulu kararında usule ve esasa aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile kararın onanmasına, oybirliği ile,Antalya Spor Kulübü’nün futbolcusu Adis Jahovic’in rakip takım futbolcusuna yönelik şiddetli hareketi nedeniyle FDT’nin 43. ve 35/4. maddeleri uyarınca 2 resmi müsabakadan men ve 8.650,00 TL para cezası ile cezalandırılmasında, sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile cezanın onanmasına, oybirliği ile,Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin futbolcusu Ersin Destanoğlu ile ilgili PFDK’nın 12.11.2020 tarihli E.2020-2021/291 - K.2020-2021/377 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde;- Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin futbolcusu Ersin Destanoğlu’nun, rakip takım futbolcusuna yönelik ciddi faulü nedeniyle FDT’nin 43. maddesi uyarınca 2 resmi müsabakadan men cezası ile cezalandırılmasında, sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile cezanın onanmasına, oybirliği ile,- Erteleme talebinin reddine, oybirliği ile,Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneği’nin futbolcusu Mattias Erik Johansson ile ilgili PFDK’nın 12.11.2020 tarihli E.2020-2021/295 - K.2020-2021/378 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde;- Gençlerbirliği Spor Kulübü Derneği’nin futbolcusu Mattias Erik Johansson’un rakip takım futbolcusuna yönelik şiddetli hareketi nedeniyle FDT’nin 43. ve 35/4. maddeleri uyarınca 3 resmi müsabakadan men ve 13.000,00 TL para cezası ile cezalandırılmasında, sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile cezanın onanmasına, oybirliği ile karar verilmiştir." İHA

Merkez Bankasıfaiz kararınıaçıkladı: Ekonomistlere göre bundan sonra ne olacak?

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı: Ekonomistlere göre bundan sonra ne olacak? figure > Merkez Bankası, beklenen faiz kararını açıkladı, politika faizini yüzde 15'e yükseltti. Ekonomistler bu kararı olumlu karşılasa da bundan sonra izlenecek para politikası açısından sadece bu faiz artışının yeterli olmadığı görüşündeler. Getty ImagesTürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) beklenen faiz kararı sonunda açıklandı.TCMB Para Politikası Kurulu, 475 baz puan artışla politika faizi olan bir haftalık repo faizini yüzde 10,25'ten yüzde 15'e çıkardı.TCMB'nin faiz kararı, piyasaların beklentisine paralel bir şekilde gerçekleşti.Her ne kadar ekonomistler bu kararı olumlu karşılasa da bundan sonra izlenecek para politikası açısından sadece bu faiz artışının yeterli olmadığı görüşünde.Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, bu kararın önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguluyor; ancak merkez bankası bağımsızlığı yolunda atılmış kalıcı bir adım olduğunu düşünmüyor.Demiralp, "Bu adımı daha ziyade finansal krizi engelleyebilmek amacı ile hükümetten çıkan bir izin olarak yorumluyorum" diyor.Ekonomist Arda Tunca, "Bu karar TCMB'nin güvenilirliğine olumlu bir katkıdır, ancak kredibiliteyi kazanmış mıdır? Bunun için daha uzun bir yol var. Bir PPK kararıyla kredibiliteyi geri kazanamaz" yorumunda bulunuyor.TCMB'nin faiz kararını açıkladığı metne atıfta bulunan Tunca'ya göre, dolarizasyon ve Covid-19 gibi geçici unsurlara çok fazla vurgu var. Tunca, "Oysa ki para politikasının temel felsefi duruşuna, parasal istikrara dair daha fazla şey görmek isterdik" diyor.Ekonomistlere göre bundan sonra fiyat istikrarının sağlanması için TCMB'nin izleyeceği para politikası asıl belirleyici olacak.'Faiz artışı değil, teknik bir düzeltme yapıldı'TCMB başkanlığına yeni atanan Naci Ağbal yönetiminde alınacak ilk karar olduğu için bugünkü karar merakla bekleniyordu.Bu karar, Ağbal yönetiminde izlenecek para politikasına dair ilk işareti vermesi açısından da önemliydi.TCMB'nin politika faizi yüzde 10,25 seviyesinde olsa da piyasaya uyguladığı faiz yüzde 14,80'e kadar çıkmıştı.Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti olarak tanımlanan bu faiz oranı, Merkez Bankası'nın elindeki araçları kullanarak piyasada oluşmasını sağladığı faiz.TCMB'nin Ağırlıklı Ortalama Faizi: TCMB'nin farklı vadelerdeki fonlama faizlerinin miktarla ağırlıklandırılmış ortalama faizidir.Bu yüzden ekonomist Arda Tunca, bugün açıklanan kararla faize sadece 0,20'lik bir artırım yapıldığını açıklıyor.Bunun gerçek bir faiz artırımı olmadığını vurgulayan Tunca, TCMB'nin teknik bir düzeltme yaptığını aktarıyor.'TCMB'nin temel görevi parasal istikrarı korumak'Ekonomistlerin TCMB'den bundan sonraki beklentisi enflasyonu dizginlemek için izleyeceği politikaya dair.Tunca, "TCMB'nin temel görevi parasal istikrarı korumaktır. Bu da enflasyonla korunur" açıklamasında bulunuyor.TCMB, uzun zamandır enflasyon hedeflerini tutturamaması yüzünden eleştiriliyordu.Merkez Bankası'nın 2019 yılı için enflasyon hedefi yüzde 5'ti; ancak yıl sonu enflasyonu yüzde 11,84 olarak gerçekleşti.TÜİK'e göre ekim ayında enflasyon yüzde 11,89 oldu.TCMB'nin eski başkanı Murat Uysal, ekim ayında düzenlenen yılın son enflasyon raporu sunumunda daha önce yüzde 8,9 olarak açıklanan 2020 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 12,1'e çektiklerini belirtmişti.'Yapılması gereken enflasyon beklentilerini kalıcı olarak düşürmek'Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, para politikasında bundan sonra kurda bir istikrar sağlanana kadar yüksek faiz politikasının takip edileceğini, ancak ardından faiz indirimleri olacağını tahmin ediyor.Ancak Demiralp, enflasyon beklentilerinde kalıcı bir düşüş sağlanmadan gelen 'sabırsız faiz indirimlerinin' fiyat istikrarı için yeterli olmadığını söylüyor:"Enflasyon düşmeden gelen faiz indirimleri bir noktadan sonra dolarizasyonu, sermaye çıkışını tetikliyor ve bugün başladığımız noktaya geri geldiğimiz bir süreci yaşıyoruz."Demiralp'e göre yapılması gereken günü kurtaracak kısa vadeli çözümler yerine fiyat istikrarı gibi uzun vadeli çözümlere odaklanmak ve enflasyon beklentilerini kalıcı olarak düşürmek.Bunun için de faiz artışlarının enflasyonu düşürmek için kullanılan bir politika hamlesi olduğuna hükümetin ikna olması gerekiyor.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun zamandır yüksek faizin enflasyonun yükselmesine neden olduğunu düşünüyor.Erdoğan çarşamba günü yaptığı konuşmada da, "Yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz lazım" demişti.Dolarizasyon ve rezervlere vurguMerkez Bankası'nın faiz kararını açıkladığı bugünkü metinde, "Tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar vermiştir" denildi.Bu ifade Merkez Bankası'nın faiz yönetiminde sadeleşme politikasını izlemeye devam edeceğini, fonlamanın daha çok politika faizi üzerinden gerçekleştirileceğini gösteriyor.Analistler bu sadeleşme adımının olumlu bir gelişme olduğu görüşünde.Merkez Bankası'nın bugünkü karar metninde aynı zamanda şu ifade de yer aldı:"Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir."Merkez Bankası, kuru baskılamak için rezervlerini sattığı gerekçesiyle uzun zamandır eleştiriliyordu.Ekonomistler, rezervle ilgili bu ifadenin açıklama metninde yer almasını olumlu bir iletişim adımı olarak değerlendiriyor.Diğer yandan ekonomist Arda Tunca'ya göre dolarizasyon ve rezervlerle ilgili sorunlar uzun soluklu ve doğru bir para politikasının izlenmesiyle çözülebilir.Tunca, ancak Türkiye ekonomisinde yapısal reformların gerçekleştirilmesiyle düşük enflasyon ve düşük faiz ortamının yaratılabileceğini ifade ediyor:"İçeride, sanayide, üretimde yapıları değiştirmemiz gerek. Dışa bağımlılığı azaltmış bir yapıya dönmemiz gerekiyor."Şirketler, katma değerli büyüme yaratmak ve ihracat motorlarını çalıştırmak yerine finansal hamlelerle ayakta durmaya çalıştılar. Enflasyonun üzerimizde hep baskı yaratmasının temelinde bu yatıyor." BBC Türkçe

Bilim KuruluÜyesi Prof.Özlü: Bıçak kemiğe dayandı, daha sert yasaklar gelecek

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Özlü: Bıçak kemiğe dayandı, daha sert yasaklar gelecek figure > Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Bundan sonra bir şey yokmuş gibi davranmaya devam edersek giderek kapanacağız" ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Youtube ve Twitter hesaplarından yaptığı videolu paylaşımda, koronavirüse karşı alınan yeni tedbirlerin yeterli olup olmayacağına ilişkin açıklama yaptı.Özlü, alınan tedbirlerin yeterli olup olmayacağının merak edildiğini belirterek, "Umarım yeterli olur. Bu biraz bize de bağlı. Sadece idari tedbirler ile bir pandemiyi durdurmak mümkün olmaz. Toplumun da katılması, destek vermesi lazım" dedi.'ALINAN TEDBİRLER BAYPAS EDİLMİŞ OLUR'Her alanın denetlenemeyeceğini belirten Özlü, şunları kaydetti:"Bu süreçle ilgili kamusal alanları denetleyeceğiz. Mesela sokağa çıkma yasağında birisi bu yasağı ihlal ederse yaptırımlara maruz kalacak. Yasağın uygulanacağı diğer alanlar ile ilgili denetim, yaptırımlar uygulanacak; bunlarda sorun olmaz. Ama bulaşma sadece buralarda olmuyor.Ev içi buluşmalar, ev içi toplanmalar buralar Türkiye'de bulaşmanın olduğu sıcak alanlar. Aile içi bulaşlar Türkiye'de çok fazla. Diyelim ki hafta sonu insanlar hava karardığında sosyalleşmek için restoranlara, kafelere, sinemalara gidiyorlardı. Ya da eş-dost buluşup keyifli vakit geçiriyorlardı.Şimdi çıkamayacaklar evden. Şimdi evde kalınca da birbirlerini evlere davet edebilirler, bir arada olmak isteyebilirler. Özellikle aynı apartmanda, aynı sitede oturanlar ya da mahallede yakın oturanlar bir araya gelmek isteyebilirler.  'Çay demledim gelin, birlikte çay içelim', 'çayı koy geliyoruz', 'maç var birlikte maç izleyelim',  'yaş günü yaptık, gelin pasta keselim' bu tür davetler, bir araya gelmeler olursa alınan tedbirler baypas edilmiş olur, kısa devre olur. Alınan idari kararların etkili olması için, salgının durdurulması için biz de vatandaş olarak bu konuda duyarlı olmalıyız."  'YASAKLARA GERİ DÖNMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ'Özlü, tedbirlerin amacının kalabalıklaşmayı, karşılaşmayı, bulaşı azaltmak olduğuna dikkat çekerek, "Dolayısıyla evde oturmalıyız, eve de kimseyi almamalıyız. Evde de hane halkının dışındaki kişiler ile bir araya gelmek güvenli değil. Sokağa çıkmayız ama evde bulaşma devam edebilir. Hepimizin bu konuda sürece destek vermesi gerekiyor. Bunu yapmazsak bizi zora sokacak, canımızı yakacak radikal kararlara, yasaklara geri dönmek zorunda kalabiliriz" ifadelerini kullandı.'BIÇAK KEMİĞE DAYANDI'Yasaklarla birlikte durumun rehavetinin anlaşılması gerektiğini belirten Özlü, "Bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra bir şey yokmuş gibi davranmaya devam edersek giderek kapanacağız. Daha sert, daha radikal yasaklar gelecek, o da hepimizi zora sokacak. Artık bunu hep birlikte içselleştirmeliyiz, virüsle yaşamayı öğrenmeliyiz. Sosyal alanlar ve kamusal alanlarda dikkat etmemiz gereken hususlar ile ilgili yaptırımlar bizi  biraz daha bu konuda zorlayacak; ama kendi evlerimizde, kendi aile içi birlikteliklerimizde çok dikkatli olmamız gerekiyor" dedi.  cumhuriyet.com.tr

2021’de büyük kızamık salgınlarıortayaçıkabilir

2021’de büyük kızamık salgınları ortaya çıkabilir figure > The Lancet dergisinde yayımlanan yeni bir makale, önümüzdeki yıllarda ortaya çıkabilecek yıkıcı kızamık salgınlarını önlemek için acil uluslararası eylem çağrısında bulundu. Murdoch Çocuk Araştırma Enstitüsü’nden ve Dünya Sağlık Örgütü’nün kızamık ve kızamıkçık aşıları ile ilgili SAGE Çalışma Grubu Başkanı Profesör Kim Mulholland, bu yıl birçok çocuğun kızamık aşısını olamadığını ve bu durumun gelecekteki kızamık salgınlarını kaçınılmaz hale getirdiğini söyledi.Profesör Mulholland, 2020’nin kızamık açısından sakin bir yıl olduğunu, kısmen seyahat kısıtlamalarına ve ulusal Covid-19 kontrol önlemlerine bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik etkilerin çok sayıda çocuklukta yetersiz beslenme olgusuna yol açacağını açıkladı.Yetersiz beslenme, kızamığın şiddetini arttırarak, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde daha kötü sonuçlara ve daha fazla ölüme yol açabilir. Profesör Mulholland, "Tüm bu faktörler ve artan ölüm oranları 2021'deki şiddetli kızamık salgınları için ortam yaratıyor" dedi. cumhuriyet.com.tr

Atletizmde 65.Ömer Besim Koşalay Kır Koşusu iptal edildi

Atletizmde 65. Ömer Besim Koşalay Kır Koşusu iptal edildi figure > İstanbul'da düzenlenmesi planlanan 65. Ömer Besim Koşalay Kır Koşusu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle iptal edildi. İstanbul'da düzenlenmesi planlanan 65. Ömer Besim Koşalay Kır Koşusu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle iptal edildi.Türkiye Atletizm Federasyonunun açıklamasına göre, 21 Kasım Cumartesi günü gerçekleştirilmesi planlanan koşu, Kovid-19 salgını için alınan önlemlerden dolayı yapılamayacak."Kırmızı Eşofman Koşusu" adıyla da bilinen organizasyona bu yıl 100'ün üzerinde katılım bekleniyordu. AA

Şanghay dünyanın en akıllıkenti olarak seçildi

Şanghay dünyanın en akıllı kenti olarak seçildi figure > Çin’in Şanghay kenti Akıllı Kent Dünya Kongresi (SCEWC) tarafından verilen “Dünyanın En Akıllı Kenti” ödülünün sahibi oldu. “Dünyanın En Akıllı Kenti” ödülü 2011 yılından beri her sene Kasım ayında İspanya’nın Barcelona kentinde düzenleniyor. SCEWC tarafından düzenlenen etkinlik, kentlerin güvenliği ve özeliklerine desteklemek için gerçekleştiriliyor. Bu sene ise korona virüs pandemesi nedeniyle Salı ve Çarşamba online olarak yapıldı.Akıllı Kent Dünya Kongresi ve Tomorrow City in The Greater China CEO’su Mao Huidong, “Şanghay’ın ödül kazanması, son yıllarda ettiği başarıların bir gösterisi” dedi. Şanghay Belediye Başkan Yardımcısı Wu Qing ise, ”Şanghay’nin kentsel gelişimde dijitalleşmeye ve zekaya büyük bir önem verdik. Şanghay, onun sakinleri için mutluluk ve güvenlik sağlamak için dijitalleşmeye teşvik etmeye devam edecek” ifadelerini kullandı. İHA

İHD:“Bir mahpusöldüğügün tahliye edildi”

İHD: “Bir mahpus öldüğü gün tahliye edildi” figure > İHD'den yapılan açıklamada, "Bir mahpus yatağında ölü bulunmuştur. Bir mahpus ağır hastalıkları nedeniyle kaldırıldığı hastanede öldüğü gün tahliye edilmiştir. 5 ağır hasta mahpus tamamı kanser hastası tahliyelerinden kısa bir süre sonra yaşamını yitirmiştir" denildi. İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu, cezaevlerinde yaşanan ölümlerle ilgili basın toplantısı düzenledi. İHD Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Hapishaneler Komisyonu Üyesi Dilan Ateş,  hapishanelerde 2020 yılı başından bu yana 49 mahpus yaşamını yitirdiğini ve bu ölümlerden 15’e intihar ettiği iddiasında bulunulduğu açıkladı.Adalet Bakanlığı’nın 4 mahpusun koronavirüsten öldüğünü duyurusunu hatırlatan Ateş, cezaevindeki ölümlere ilişkin şu iddialarda bulundu:“Bir mahpus yatağında ölü bulunmuştur. Bir mahpus ağır hastalıkları nedeniyle kaldırıldığı hastanede öldüğü gün tahliye edilmiştir. 5 ağır hasta mahpus tamamı kanser hastası tahliyelerinden kısa bir süre sonra yaşamını yitirmiştir. 16 mahpus ağır hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmiştir ve mahpuslardan 3’ü hastane dönüşü kaldıkları karantina koğuşlarında yaşamını yitirmiştir. 2 mahpusun koronavirüs nedeniyle yaşamlarını yitirdikleri öğrenilmiştir.”Kamuoyunda infaz indirim yasası olarak bilinen ve 15 Nisan’da yürürlüğe giren yasada ayrımcılık yapıldığını vurgulayan Ateş, “Terörle Mücadele Kanunu kapsamında olan mahpusları hapishanede tutan ve diğerlerini serbest bırakan bu uygulama ile eşitlik ilkesi ortadan kaldırılmıştır. 15 Nisan’dan sonra 70 yaşın üzerindeki 4 ağır hasta mahpus cezaevlerinde yaşamını kaybetmiştir” dedi.Ateş, cezaevindeki ölümlerin önlenebileceğini belirterek, şunları söyledi:“Hasta mahpusların büyük bir kısmı karantina koğuşlarında kalmak istemediklerinden dolayı hastanelere gidemiyorlar. Yaşamlarını tek başlarına devam ettiremeyecek durumda olmalarının yanı sıra bu karantina koğuşlarının kimi yerlerde idare tarafından hücre büyüklüğündeki odaların karantina odasına çevrildiğini, bu odaların hijyenik olmadığını, nefes alınamayacak kadar da dar ve basık olduğunu aktarılmaktadırlar. Hasta mahpusların hastaneden döndükten sonra 14 gün boyunca tutuldukları karantina koğuşlarının büyük bir tehlike yarattığı ortadadır.” ANKA

ABD 10 yıl aradan sonra Venezüella'ya büyükelçi atadı

Türkçe Haberler En Son Başlıklar ABD 10 yıl aradan sonra Venezüella'ya büyükelçi atadı figure > ABD, Venezüella’yla kesilen ilişkiler nedeniyle Caracas'taki büyükelçisinde hiç diplomat olmamasına rağmen 10 yıl sonra bir büyükelçi atadı. Yeni elçi James Story, görevini komşu Kolombiya'nın başkenti Bogota'dan yürütecek. ABD, 10 yıl aradan sonra Venezüella'ya büyükelçi atadı. James Story'nin büyükelçi adaylığı, çarşamba günü ABD Senatosu'nun sesli oylamasıyla onaylandı.Story'nin ABD'nin Caracas Büyükelçiliği görevini, komşu Kolombiya'nın başkenti Bogota'dan yürüteceği belirtildi. James Story'nin, ABD başkanı seçilen Joe Biden döneminde ABD'nin Venezüella politikasına rehberlik etmede önemli rol oynayacağı tahmin ediliyor.ABD-Venezüella ilişkileri, eski Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez döneminde bozulmaya başlamıştı.ABD ve Venezüella, 2010 yılından bu yana karşılıklı büyükelçi atamadı. ABD öncülüğünde onlarca ülkeden oluşan koalisyon, Nicolas Maduro'nun kazandığı 2018 seçimleri hileli olarak nitelendirmiş ve reddetmişti.Fotoğraf: Reuters AA

Tedavisi yapılançakal doğaya bırakıldı

Tedavisi yapılan çakal doğaya bırakıldı figure > İzmir’de bir aracın çarpması sonucu yaralanan çakal, İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’ndaki iki haftalık tedavi sürecinin ardından yeniden doğaya bırakıldı. Sayısız yaban hayvanının tedavisini yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı’nın veteriner hekimleri, bir canlıyı daha hayata döndürdü. Yaklaşık iki hafta önce Karşıyaka Yamanlar Dağı’ndan karayoluna indiği tahmin edilen 3 yaşlarındaki erkek çakal, bir aracın çarpması sonucu yaralandı. Hayvan severlerin olayı haber vermesinin ardından yaralı hayvan Doğal Yaşam Parkı’na götürülerek tedavi altına alındı. Çakal, başarıyla sonuçlanan tedavi sürecinin ardından Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürlüğü ve Tarım ve Orman Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü İzmir Şube Müdürlüğü ile Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerinin nezaretinde Yamanlar Dağı’nda doğaya bırakıldı./Archive/2020/11/19/134118456-2.jpgİzmir Doğal Yaşam Parkı Müdürü Şahin Afşin, kendilerine yaralı halde getirilen çakal, tilki, leylek, kartal ve yılan gibi birçok yaban hayvanının tedavisini yaptıklarını belirterek, “Parka gelen bütün canlıların tedavisini özenle yapıyoruz. Yaban hayvanlarının tedavisi yapıldıktan sonra onların yeniden doğaya adapte olma zamanlarını bekliyoruz. Hayvanların doğaya adapte olacağını düşünüyorsak, salıyoruz. Ama uçamayacak durumdalarsa bunlara Doğal Yaşam Parkı içerisinde kendi barınaklarımızda hayatları boyunca bakıyoruz” dedi./Archive/2020/11/19/134115393-3.jpg İZMİR / Cumhuriyet

Bakan Selçuk'tan 'sınav' açıklaması

Bakan Selçuk'tan 'sınav' açıklaması figure > Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, koronavirüs sebebiyle ertelenen sınavların ne zaman yapılacağını açıkladı. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Bakan Selçuk, şu ifadeleri kullandı:"Çocuklar, sınavları erteleme sebebimiz, sağlığınızı koruma sorumluluğumuzdur. Sizin sorumluluğunuz dersleri takip edip tekrarlar yaparak bize yardımcı olmak. 1. dönem sınavlarınız 31 Aralık'tan sonra yapılacak. Unutmayın, iptal olmadı, sadece ertelendi. Okumaya, çalışmaya devam."Çocuklar, sınavları erteleme sebebimiz, sağlığınızı koruma sorumluluğumuzdur. Sizin sorumluluğunuz dersleri takip edip tekrarlar yaparak bize yardımcı olmak. 1. dönem sınavlarınız 31 Aralık'tan sonra yapılacak. Unutmayın, iptal olmadı, sadece ertelendi. Okumaya, çalışmaya devam??— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) November 19, 2020 DHA

İzmir Valisi duyurdu: Virüs kaynaklıvefat sayıları3 katınaçıktı

İzmir Valisi duyurdu: Virüs kaynaklı vefat sayıları 3 katına çıktı figure > İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, deprem sonrasında kentteki koronavirüs vakası ile ölüm sayısının 3 kat arttığını söyleyerek, "Depremin olduğu an itibariyle pozitifi, temaslısı tüm vatandaşlar sokağa çıktı ve hepsi birbirine karıştı" dedi. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Bornova ilçesinde koronavirüs denetimi yaptı. Esnafı dolaşan ve sorunları dinleyen Vali Köşger, yurttaşlarla da sohbet etti.Köşger, 30 Ekim'de meydana gelen, 116 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremin koronavirüsle mücadelede de olumsuz etkileri olduğunu bildirdi. Vali Köşger, "Depremin yaralarını sarmayla ilgili faaliyetlerimiz devam ediyor. Ancak İzmir'in, Türkiye'nin ve tüm dünyanın değişmeyen gündemi koronavirüs. İzmir'de depremin tetiklemesiyle koronavirüs vakaları biraz daha hızlı bir şekilde artıyor. O anlamda yeni tedbirler alındı, yeni kısıtlamalar getirildi. Sokağa çıkmayla ilgili, hafta sonu uyulacaklarla ilgili ve bazı esnafın faaliyetleriyle ilgili tedbirler alındı. Biz de Bornova'da bu kısıtlamalarla ilgili vatandaşlarımız farkındalığını artırmak için buraya geldik. Şunu söyleyebilirim ki vatandaşlarımız oldukça bilinçli, olayın farkındalar. Getirilen yeni kısıtlamaların da olması gerektiğini ve uyacaklarını ifade ettiler. Halihazırdaki maske, mesafe ve hijyen kurallarına da riayet ettiklerini gözlemledim" dedi.'DEPREMDE POZİTİFİ, TEMASLISI BİRBİRİNE KARIŞTI'Vali Köşger, depremin olduğu gün İzmir'de olan pozitif vaka ve virüs kaynaklı vefat sayılarının bugün itibariyle 3'e katlandığına dikkati çekip, "Depremin olduğu an itibariyle pozitifi, temaslısı tüm vatandaşlar sokağa çıktı ve hepsi birbirine karıştı. Biz bunu tahmin edebiliyorduk. Kurallara riayet ettiğimiz takdirde kısa sürede bunu tekrar minimize edebiliriz. Kurallara uyulması sonucunda, İzmir Türkiye'deki en iyi ilk 10 il arasındaydı depremden önce. Biz onu korumaya çalışıyorduk, ancak deprem maalesef pozitifin, temaslının karışmasına sebep oldu ve ondan dolayı bir patlama ortaya çıktı. Şimdi hemşehrilerimizden depremde gösterdikleri metanetli, sükuneti ve vakarlı duruşu burada da göstermelerini ve depremde nasıl tek yürek olmuşlarsa burada da tek yürek olarak koronavirüsü tekrar eski rakamların da altına çekecek şekilde kurallara riayet etmelerini istiyoruz. En başta kendi sağlığımızı ve sevdiklerimizin sağlığını düşünmemiz lazım. İzmirli hemşehrilerimizin aynı duruşu göstermeye devam edeceklerini tahmin ediyorum. İnşallah el birliği yaparak bu sıkıntıyı birlikte aşacağız. Henüz aşı bulunmadı, o safhaya ulaşıncaya kadar herkesin kendi sağlığına dikkat etmesi lazım. İzmir'deki patlama devam ederse, ilave tedbirler getireceğiz. Getirmemiz lazım, hayatın idamesini sağlamamız lazım" dedi.CHP'Lİ ADIGÜZEL'İ YALANLADI İzmir'in koronavirüs vaka sayılarının artması sonucunda Ankara'nın önüne geçip en çok vaka görülen ikinci şehir olduğunu ve dün 43 kişinin virüs nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyen CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel'i yalanlayan Köşger, "O rakamlar yanlış. En iyi ilk 10'dan çıktık, ancak en kötü ilk 2 şehirde de değiliz" dedi. (DHA)




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter