News - Haberler
İndirimler izinli ve yılda iki kez olmaküzere sınırlandırılmalı
İndirimler izinli ve yılda iki kez olmak üzere sınırlandırılmalı Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, kasım ayında gündeme gelen indirimlerin aldatmaca haline dönüştüğünü belirterek tüketicinin “Efsane Cuma”, “Yalnızlar Günü”, “Efsane Kasım” kampanyalarıyla aldatıldığını açıkladı. “Ortada indirim diye bir şey yok. Fiyatların önce şişirilip, ardından da indirim adı altında eskisinden bile daha pahalı fiyata satıldığını herkes biliyor” diyen Bendevi Palandöken, “Pandemiden dolayı işsiz kalan, işleri sekteye uğrayan çok sayıda esnafımız ve vatandaşımız varken bazı firmaların bu sahte kampanyalarla bire bin katma çabası adil değil” diye konuştu. Bazı firmalar tarafından adeta vurguna çevrilen indirim aldatmacalarına karşı vatandaşların tedbirli olması gerektiğini ifade eden Palandöken, şöyle konuştu: “Hiç kimse yüzde 80 zarar ederek satış yapmaz. Bu rakamlarla aslında kendilerini ele veriyorlar. Bu tarz indirim aldatmacalarına karşı vatandaşlarımız uyanık olmalı. Özellikle internet üzerinden kıyafet, ayakkabı, parfüm, aksesuvar, mobilya, halı, perde vb. gibi ürünler gözle görülmeden alınmamalı. Mobilya gibi ürünler internetten değil, esnaftan alınmalı.” Palandöken indirimin izinli olarak yılda iki kez yapılması gerektiğini de belirterek “Bu tarz yanıltıcı kampanya ve reklam yapan firmalara cezai işlem uygulanmalı” dedi. cumhuriyet.com.trBekçilerçalışmaşartlarındanşikayetçiler
Bekçiler çalışma şartlarından şikayetçiler Ayda 240 saat çalışan bekçi ve bekçi eşlerinin, ailelerine ve kendilerine zaman ayıramadıkları gerekçesiyle durumu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bildirdiği kaydedildi. Mesai alamadıklarını, fiziksel ve psikolojik olarak yıprandıklarını kaydeden bekçiler, “180 saat çalışmak istiyoruz. 5 haftalık çalışma saatini 4 haftada tamamladığımız için hem fiziksel hem psikolojik yıpranma yaşıyoruz, ayrıca yıpranma payı hakkımızı da bu şartlara rağmen polisler gibi alamıyoruz” dedi. Bir bekçi eşi ise “240 saatlik çalışma düzeni, ikimizi de evde yalnızlaştırdı” ifadelerini kullandı. İstanbul’da temmuz ayından itibaren bekçiler ayda 180 saat çalışmaları gerekirken 240 saat çalışıyor. Bu durumdan şikâyetçi olan bekçiler, mesai ücreti alamamanın yanında ailelerine ve kendilerine zaman ayıramadıklarını belirterek fiziksel ve psikolojik yıpranma yaşadıklarını kaydetti. “Çalışma sistemimiz, 2 gün çalış 1 gün izin şeklinde haftada 60, ayda 240 saat şeklinde” diyen bir bekçi, fakat normal şartlarda 180 saat olmalı ve 1 gün çalışıp 1 gün izin yapmamız gerekiyor. Aslında bizim düzenimiz haziran ayına kadar da bu şekilde devam etmişti. Fakat İstanbul Emniyet Müdürü değişikliği sonrasında temmuz ayının başında yeni dönem başladı. Yaklaşık 4.5 aydır bu şekilde devam ediliyor” dedi.‘YIPRANMA PAYI HAKKIMIZ YOK’5 haftalık çalışma saatini 4 haftada tamamladıklarını kaydeden bir başka bekçi ise “Çalışmak istediğimiz düzen, eski sistemimiz. Yani 1 gün çalışma 1 gün izin olmak üzere 180 saat çalışmak istiyoruz. 5 haftalık çalışma saatini 4 haftada tamamladığımız için hem fiziksel hem psikolojik yıpranma yaşıyoruz, ayrıca yıpranma payı hakkımızı da bu şartlara rağmen polisler gibi alamıyoruz. Akşam 19.00’da başlayan mesaimiz sabah 07.00’de son buluyor. 2 gün üst üste gece 12 saat çalışarak sokaklarda halkın güvenliğini sağlıyoruz. 180 saat kuralına karşı 240 saat çalıştığımız halde aylık 60 saatlik fazla çalışmamızın mesai ücretini de almıyoruz, çünkü bizde mesai yok. Süleyman Soylu’ya bildirdik ama dikkate alınmıyoruz” diye konuştu. Bekçiler ve aileleri bu durumu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da birçok kez iletti. Soylu’ya sosyal medya hesaplarının yanı sıra Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nden de (CİMER) ulaşmaya çalışıyorlar. Gazetemize konuşan bir bekçi eşi, “Aile bütünlüğümüzde sorunlar çıkıyor, ben de çalışıyorum ve eşimi evde göremiyorum. 2 gün çalışmada eşimi 48 saatte toplamda 1 saat görüyorum. 240 saatlik çalışma düzeni, ikimizi de evde yalnızlaştırdı. Zaten gece çalıştığı için bekçi eşleri olarak geceleri yalnız kalıyoruz, bir de üzerine 2 gün 48 saatte 1 saat görüşebiliyor olmak eşimi de beni de yıpratıp aile içi sorunlar çıkmasına sebep oluyor. Biz esnek özel esnek çalışma saatleri istemiyoruz ama haziran ayındaki sisteme dönerek 180 saat olan çalışma düzenine dönülmesini istiyoruz. Bizim çocuğumuz yok ama olan bekçi eşleri, babayla çocuk arasında gereken iletişimde eksik yaşandığını ve bunun başka aile sorunlarına sebep olduğunu dile getiriyor” ifadelerini kullandı. Leyla KılıçOrhan Veli
Orhan Veli Orhan Veli Kanık, bundan 70 yıl önce 14 Kasım’da dünyadan gittiğinde bize dönülmez bir yol bıraktı. Özellikle biz şiir insanlarına. Üzerine düşünülecek konuşulacak bir dolu mesele de. Örneğin şu yanıtı hem belirgin hem gizemli soru, edebiyatımız için hep tartışılmaya değer bir mesele olarak kalacak. Orhan Veli yaşasaydı ne olurdu? Kısacık ömründe, bin yıllardan günümüze sapasağlam uzanan, upuzun Türk şiiri zincirini kırıp, kırdığı yerden yenilikli bir halka ekleyen edebiyat insanı olarak kim bilir daha neler eyleyecekti? Kendi şiiri acaba nereye, nerelere gidecekti?.. Melih Cevdet Anday, “Sonradan Oktay Rifat’ın da benim de Garip akımından ayrı bir şiire yönelmemiz, bu ortaklığı zedelemez. Yaşasaydı, Orhan Veli de yeni yollar denemeye kalkacaktı” diye yanıt veriyor böyle sorulara 1988 tarihli “Otuz Sekiz Yıl Geçmiş” adlı yazısında. Asım Bezirci ise onun şiirimizdeki yerinin Ahmet Hâşim, Yahya Kemal, Nâzım Hikmet, Cahit Sıtkı, Ahmet Muhip gibi şairlerimizin arasında yer almasını sağlayacak yeterlikte olduğunu belirtir, “... yeni şiirin kurulmasında Orhan Veli’nin büyük payı vardır. Gerçi bu payın sınırları bir yere değin şiirimizin yararına olmuştur ama bir yerden sonra da Orhan Veli şiirinin zararına olmuştur. Çünkü kuruculuk hareketi ve apansız gelen ölüm, onun kendi şiirini kurma zamanını daraltmıştır. Neyse ki Orhan Veli bu kısa zamanı dahi çok iyi kullanmasını bilmiştir. Yıkıcılık şiirlerinin ardı sıra kuruculuk şiirleri de vermiştir” der.DALGACI MAHMUT / SAYIN GÜZEL ADAM, SEVGİLİ ORHAN VELİSayın güzel adam, sevgili Orhan Veli o. Çünkü hem dili, edebiyatı, sanatı, kültürü, ne yaptığını iyi bilen entelektüel Orhan Veli Kanık’tır hem de dilini, edebiyatını, kültürünü iyi bilen, bu üçlünün oluştuğu, oluşturduğu insanına sevgi dolup taşan yurttaş Orhan Veli. Sevgiyle daha nelere bakmaz, sevecenlikle neleri boyamaz ki? “İşim gücüm budur benim,/Gökyüzünü boyarım her sabah,/Hepiniz uykudayken./Uyanır bakarsınız ki mavi.” Gök, deniz, sokak, kedi, pantolon, Süleyman Efendi’nin nasırı, İstanbul... Dizelerinde, yaşadığı zamanın mekânın ayağa dikilip canlanmış varlıkları hâlâ capcanlı. “Deniz yırtılır kimi zaman,/ Bilmezsiniz kim diker;/Ben dikerim.” O sözü şiire diktikçe hem neşe dolarız hem duygulanır düşünceye dalarız. Onun gözlerini kapatıp dinlediği, şimdilerde çok değişmiş İstanbul’a biz bazen kulaklarımızı kapatır bakarız. Sonra da bir ıslık tutturur yaşamaya bakarız. “Dalga geçerim kimi zaman da/O da benim vazifem;/Bir baş düşünürüm başımda,/Bir mide düşünürüm midemde,/Bir ayak düşünürüm ayağımda,/Ne halt edeceğimi bilemem.” Bu dizeler örneğin, atom altı parçacıklarıyla uğraşan, insan bedeninin proton nötron haritasını çıkaran günümüz fizikçileri için ne kadar ciddiye alınmalıksa, günlük hayatın içinde pürdikkat koşuşan bizler için de o kadar “dalgacı mahmut” olunmalık.KARAGÖZ OYNATICISIŞiirle pek ilişkisi olmayanın bile illa ki bir iki dizesini bildiği, çeviri, dergicilik alanında edebiyata verdiği hizmet ortada şairin usta bir Karagöz oynatıcısı olduğunu biliyor muydunuz? Öyküleri de var. Yaşasaydı belki başka öyküler de yazacak, tiyatro oyunları, senaryolar kaleme alacaktı?.. Karagöz oynattığına göre belki de oyunları komediye kafa yoracaktı?.. Nurduran DumanSAMDOB’dan‘Doktor mucize’
SAMDOB’dan ‘Doktor mucize’ Bizet’in 18 yaşında besteleyerek Jacques Offenbach’ın düzenlediği yarışmada birincilik ödülü kazandığı “Doktor Mucize” operası, Şahan Gürkan’ın rejisörlüğünde izleyicilerle buluştu. Librettosunu Leon Battu ve Ludovic Halevy’nin kaleme aldığı opera eserinde sevdiğine kavuşmak için doktor kılığına giren Yüzbaşı Silvio’nun ve sevgilisi Laurette’nin hikâyesi anlatıldı. Opera eserinde âşıkların birbirine kavuşma serüveni komik bir dille ele alındı. Birbirini çok seven Silvio ve Laurette, Laurette’nin belediye başkanı olan babasının askerleri sevmemesi üzerine kavuşamamaktadır. Alışılmışın dışında bir dünyanın resmedildiği opera eserinin rejisörlüğü Şahan Gürkan, koreografisini Arzu Kaya, dekor tasarımını Gülden Sayıl, kostüm tasarımını Gülnur Çağlayan Tuluk ve ışık tasarımını Oğuz Murat Yılmaz üstlendi. Cemil CiğerimSanatta bu hafta
Sanatta bu hafta KARANTİNADA YAŞAM...Eskişehir Şehir Tiyatroları’nın yeni oyunu “Tahta Pencere” cumartesi saat 20.00’de Sanat ve Kültür Sarayı’nda sahnelenecek. Mustafa Kılıkçı’nın kaleme aldığı “Tahta Pencere” adlı oyun, uzun zamandır karantinada yaşamaya mecbur kalan bir çiftin hüzünlü ve komik hikâyesini sahneye taşıyor. Oyunda Mete Ayhan’ın yönettiği iki kişilik oyunda, Özlem Boyacı ve Umut Bazlama rol alıyorlarÇELLİST BALTACIGİL İŞ SANAT’TAGenç çellist Poyraz Baltacıgil, piyanist Barış Büyükyıldırım eşliğinde İş Sanat’ta yarın saat 20.30’da bir resital verecek. Covid-19 pandemisi tedbirleri gereği İş Kuleleri Salonu’nda seyircisiz olarak kaydedilen konser, Johannes Brahms’tan, Charlie Chaplin’e uzanan zengin bir repertuvarla İş Sanat’ın sosyal medya hesapları üzerinden yayımlanacak. Konser sezon sonuna kadar ücretsiz izlenebilecek. Öznur Oğraş ÇolakUzmanlar: Acil 14 günlük kapanılmalı, hasta seçmek zorunda kalabiliriz
Uzmanlar: Acil 14 günlük kapanılmalı, hasta seçmek zorunda kalabiliriz Türkiye koronavirüs salgınıyla mücadelede 8. ayını geride bırakırken vaka sayılarının yeniden tırmanışa geçmesiyle günlük hastalık tanısı konulan kişi sayısı 3 bini geçti. Ağır tabloyu gazetemize değerlendiren Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, bulaş zincirini kırmak için çok acil 14 günlük kapatma önerisinde bulunarak “İstanbul’daki salgın durumu nisan ayındaki tepe değerlerine yaklaşmış hatta aşmış durumda denebilir. Doktorlar yoğun bakıma alacakları hastaları seçmek durumunda kalabilir, bu çok acı” dedi.SEDYELERDE BEKLİYORLARProf. Saltık, “Birçok kaynaktan ve hastanelerden arkadaşlarımızdan gelen bilgiler bu yönde. Yoğun bakım yatağı bulmak son derece güç, cankurtaranlar saatlerce gelemiyor, merkezi yönlendirme ile hangi hastanede boş yatak varsa oraya götürüyor cankurtaranlar. Ama yönlendirildikleri hastanelerde de rahatlık yok; tıkanmak üzere İstanbul’daki durum” uyarısında bulundu. Hangi ilde, hangi ilçede ne kadar hasta olduğu, artış hızı, ölümler gibi epidemiyolojik verilerin bilinmesi ve buna göre önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Saltık, “Sahadan gözlemlerimiz, meslektaşlarımızdan gelen bilgilere göre ‘Yoğun bakımlar doldu, hastalar sedyelerde bekliyor’ deniyor. Sağlık Bakanı 14 gün kapatma çağrısının yanlış olduğunu düşünüyorsa bilimsel gerçeklerle bunu da açıklamalı. İstanbul’dan başlayarak epidemiyolojik verilerle uyumlu biçimde 14 günlük kapatma yapılmalı” diye konuştu.ÖLÜM KARARI VERECEKLERAcil tedbirler devreye sokulmaması halinde doktorların “hasta seçme” durumuna düşebileceği uyarısında bulunan Prof. Saltık, “Meslektaşlarımız neredeyse artık yoğun bakıma hasta seçmek durumda kalacaklar. ‘Bu hastayı mı, şu hastayı mı yoğun bakıma alalım?’ Yoğun bakıma veremediğiniz hasta ölecek, böylesine ağır ve kritik, insan yaşamıyla ilgili kararlar vermeye siyasal iktidar bizi kötü yönetimi nedeniyle zorluyor. Salgın yönetiminde gerek Türkiye genelinde gerek İstanbul’da geldiğimiz bu tıkanmanın temel sorumlusu siyasal iktidarın akıl ve bilimdışı kötü yönetimidir veya yönetimsizliğidir” diye konuştu.BİR YIL DAHA SIKINTIMIZ VARSağlık çalışanları sayısının yetersizliğini anımsatan Prof. Saltık, “En az 100 bin yeni sağlık çalışanı alınması gerekir diye aylardır uyarıyoruz. Var olan sağlık personeli yetersiz” dedi. Sağlık Bakanı Koca’nın “aşı yakındır ve yakında maskeden kurtulacağız” yönündeki söylemlerini de eleştiren Saltık, özetle şunları kaydetti: “Bu söylem son derece yanlış. 2021’in ilkbaharı, yaza doğru bir aşı elde edebiliriz, ancak bununla da bitmiyor. Ciddi bir üretim yetersizliği sorunu var. Türkiye 90 milyon, 45 milyona aşı yapacaksınız diyelim, bu denli aşıya erişmek olanaklı değil. En yakın gibi gözüken aşı eksi 70-80 derecede saklanmak zorunda. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir donanım yok. Bu da ciddi bir kaynak ve zaman gerektiriyor. Daha bir yıl yaklaşık, iyimser söylüyorum, çok sıkıntımız var. ”40 BİNİ AŞKIN KİŞİ MASKE KURALINA UYMADIİçişleri Bakanlığı, ülke genelinde 6- 13 Kasım’da yapılan denetimlerde, 40 bin 857 kişinin maske zorunluluğuna uymadığını, 389 kişinin ise HES kodu olmadan seyahat ettiğini açıkladı.BİR GÜNDE ÜÇ SAĞLIKÇIYI KAYBETTİKBursa’da 112 Acil sağlık hizmetlerinde şöfor olan Mehmet Çalışkan koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. İzmir’de sağlık memuru Tansel Yıldız, İstanbul’da eczacı Ali Balkan, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. İstanbul Eczacı Odası’nın Twitter hesabından yapılan açıklamada “Meslektaşımız Eczacı Ali Balkan’ı (Gözde Eczanesi / Bayrampaşa) Covid-19 nedeniyle kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz” denildi. Sibel BahçetepeYoğun bakımlarda yer bulanamıyor
Yoğun bakımlarda yer bulanamıyor Yeniden salgının merkezi haline gelen İstanbul’da hastane önlerindeki test kuyrukları her geçen gün uzuyor, yoğun bakım servislerinde yer bulmak konusunda sıkıntı yaşanıyor. İstanbul’daki yoğun bakım sıkıntısına dikkat çeken Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, kamu hastanelerinin alarm verdiğini özel hastanelerin bir kısmının da yoğun bakım servislerinde Covid-19 hastalarını yatırmaktan kaçındığını belirtti. Demir ve Kılıç özetle şunları söyledi: “Yoğun bakım hizmetinde sorun, yataklı servis ve yatak sayısı bakımından yetersizlikten çok, yoğun bakım servislerinin özel sektör ağırlıklı olması ve pandemi döneminde denetim yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Özel sağlık sektörü doğası gereği Covid-19 hastalığına ‘maliyet’ ve ‘kâr’ penceresinden bakmaktadır. Bugün birçok ilde yoğun bakım servislerinde boş yatak bulunamamasının temel nedenleri arasında yoğun bakım yataklarının en çok para kazandıran hizmet olarak görülmesi ve yoğun bakım yataklarının akılcı kullanılmaması, SGK’nin özel hastanelerde Covid-19 tedavisi gören hastalar için yoğun bakım pandemi bakım ücreti ödemesini iptal etmesi yer almaktadır.” Dr. Demir ve Kılıç, Türkiye’de toplam yoğun bakım yatak sayısının 39 bin 955 olduğunu, bunun yüzde 43.5’inin Sağlık Bakanlığı, yüzde 41’inin özel hastanelerde yer aldığını söylediler. Demir ve Kılıç, esas ihtiyaç olan erişkin yoğun bakım toplam sayısının ise 25 bin 364 olduğunu anımsattılar. Sibel BahçetepeTestsiz işe dönüş
Testsiz işe dönüş Sağlık Bakanlığı’nın koronavirüs rehberini güncellemesinin ardından il sağlık müdürlükleri aracılığıyla hastanelere gönderilen yazıda, pozitif olan sağlık çalışanlarından asemptomatik veya hafif semptomlu olanların 10. gün, hastanede yatarak tedavi görenlerin 14. gün, yoğun bakım desteği alanların ise 20. günden sonra herhangi PCR testi yapılmadan işe başlamasının bildirildiği yer aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Pozitif olan hekimlerimizi ve sağlık emekçilerimizi tekrar test yapılmadan çalışmaya zorluyorlar” dedi. Sağlık çalışanlarının zaten düzenli olarak test yaptırmadan çalıştığına dikkat çeken İlgezdi, “Sağlık çalışanları sayı azlığı nedeniyle tam iyileşmeden çalışmak zorunda bırakılıyor. Aynı zamanda da bulaşma tehlikesi ortaya çıkıyor. Bugüne kadar hiç test yapılmayan birçok hekim ve sağlık çalışanı mevcut. Hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı korumak için hiçbir çabaya girilmiyor. Çok sayıda sağlık emekçimizi bu mücadelede kaybettik. Sağlıkçılarımıza düzenli ve tekrarlı testler yapılmıyor, hak ettikleri mali ve diğer haklar verilmiyor. Ve şimdi hasta hasta işe başlamaları zorunlu hale getiriliyor” dedi. Mahmut LıcalıFilipinler'de 6,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi
Filipinler'de 6,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi (EMSC), yerel saatle sabah 06.37'de Mindanao genelinde 6,1 büyüklüğünde bir sarsıntı hissedildiğini açıkladı.Yerin 15 kilometre derinliğinde kaydedilen depremin merkez üssünün, bölgeye bağlı San Agustin kentinin 33 kilometre güneybatısında olduğu belirlendi.Depremin kaynağının tektonik hareketler olduğunu belirten yetkililer, artçı sarsıntıların da geleceği uyarısında bulundu.Depremde can veya mal kaybı yaşanmadı. AASpaceX ve NASA uzaya ilk operasyonel astronot görevini başlattı
SpaceX ve NASA uzaya ilk operasyonel astronot görevini başlattı NASA, Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'nden Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) SpaceX kapsülüyle üç Amerikalı ve bir Japon astronotun gönderimi başlattı. Dört kişilik mürettebatın 6 ay UUİ'de kalması bekleniyor.NASA'dan bir astronot ve 2 Rus kozmonotun bulunduğu UUİ'ye 4 kişilik mürettebatın yarın sabah saat 07.00 civarında ulaşması bekleniyor.Özel bir şirket tarafından NASA için sağlanan 'ilk tam teşekküllü taksi uçuşu' olma özelliği taşıyan yolculuk yaklaşık 27 saat sürecek. Mürettebat, 3 NASA astronotu Michael Hopkins, Victor Glover ve Shannon Walker ile deneyimli Japon Uzay Ajansı (Jaxa) astronotu Soichi Noguchi'den oluşuyor. Uçuşun başarıya ulaşması ve astronotların UUİ'ye ulaşması durumunda, astronotlardan Victor Glover, uzay istasyonunda ilk uzun süreli görev üstlenecek Afrika kökenli ABD vatandaşı olacak. cumhuriyet.com.trYolcu minibüsüyön levhasıdireğineçarptı: 1ölü, 1 yaralı
Yolcu minibüsü yön levhası direğine çarptı: 1 ölü, 1 yaralı Kaza, saat 02.30 sularında Çankaya ilçesi Doğukent Caddesi üzerinde bulunan alt geçit ayrımında meydana geldi. Doğukent Caddesi'nden Turan Güneş Bulvarı'na giden Muhammed Kesekler (21) yönetimindeki 06 J 1302 plakalı şehir içinde yolcu taşımacılığı yapan minibüs, Oran-Kızılay yol ayrımındaki alt geçitte bulunan yön levhası direğine çarptı. İhbar üzerine olay yerine Ambulans, itfaiye ve emniyet ekipleri sevk edildi.Kazanın etkisiyle ön kısmı büyük hasar gören minibüsün içinde sıkışan Kesekler, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle araçtan çıkarıldı. 112 ekipleri, Kesekler'in olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Araçta bulunan Yunus Emre Şimşek ise araçtan yaralı olarak çıkarıldı. Şimşek, 112 Acil Sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahale sonrası Ankara Şehir Hastanesi'ne götürüldü. Olay yerinde hayatını kaybeden Kesekler ise cenaze aracı ile Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.Kaza nedeniyle Doğukent Caddesi'nde bulunan Gaziosmanpaşa-Kızılay yol ayrımı yaklaşık 3 saat araç geçişine kapatıldı. Yön direğine çarpan minibüsün çekilip yolun temizlenmesinin ardından trafik akışı normale döndü. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı. DHA