Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Tuesday, 06.11.2024, 01:59 PM (GMT)

News - Haberler

Diyanetİşleri Başkanlığı’nın geçen yılki toplam harcaması10.9 milyar TL oldu

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın geçen yılki toplam harcaması 10.9 milyar TL oldu Diyanet İşleri Başkanlığı 2020 yılında 10.9 milyar liralık harcaması ile altı bakanlığı geride bıraktı. Diyanet’in bu yılki bütçesi de 12.9 milyar lira olarak belirlendi. Diyanet geçen yıl Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik ile Ticaret bakanlıklarından fazla harcama yaptı. Milyarlarca liralık bütçesi ile birçok idareyi geride bırakan Diyanet İşleri Başkanlığı, 2020’deki toplam harcaması ile de birçok bakanlığı geçti. Diyanet’in yıllık gideri, aralarında Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji ile Çevre ve Şehircilik bakanlıklarının da bulunduğu 6 bakanlıktan daha fazla oldu. Diyanet, yıllık gideri ile genel bütçeli toplam 40 idarenin büyük bir bölümünü de geride bıraktı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2020 bütçe gider tablosuna göre, Diyanet İşleri Başkanlığı geçen yıl toplam 10.9 milyar TL harcama yaptı. Diyanet’in bütçe başlangıç ödeneği 11.5 milyar TL’ydi. Başlangıç ödenekleri karşılaştırıldığında Diyanet, 16 bakanlıktan 7’sini geride bırakıyordu. Diyanet’in 2020’deki bütçe başlangıç ödeneği, İçişleri, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik ile Ticaret bakanlıklarından daha fazlaydı. Diyanet, 2020’deki 10.9 milyar TL’lik gideri ile de yine birçok bakanlığı geride bıraktı. 6 bakanlıktan daha fazla harcama yaptı. Diyanet’in toplam bütçe giderinde geride bıraktığı bu bakanlıklar şöyle: Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Ticaret.27 İDAREYİ AŞTIYine bakanlığın tablosunda, genel bütçeli toplam 40 kamu idaresinin yıllık giderleri de yer aldı. Bu idareler içinde 16 bakanlık, Cumhurbaşkanlığı, yüksek yargı organları ve TBMM de bulunuyor. Diyanet’in 2020 gideri bu 40 genel bütçeli idarenin 27’sinden daha fazla oldu. Diyanet’in bu yılki bütçesi ise 12.9 milyar TL olarak belirlendi. Bu bütçe ile Diyanet, 7 bakanlığı geride bırakıyor. Bu bakanlıklar şöyle: İçişleri, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Ticaret. Mustafa Çakır

Cumhuriyet’in gündeme getirdiği tartışmalıvakıf görevlendirmesi Meclis gündeminde

Cumhuriyet’in gündeme getirdiği tartışmalı vakıf görevlendirmesi Meclis gündeminde FETÖ lideri ile fotoğraf çektiren Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati’nin özel kalem müdürünün eşinin Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nda görevlendirilmesi Meclis’e taşındı. CHP’li Emir, Cumhuriyet’in haberinin ardından görevlendirmenin kriterlerini sordu. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından şehit yakınları ve gaziler için toplanan yardım paralarının yönetildiği vakıfta yapılan görevlendirmeyi Meclis gündemine taşıdı. Vakfın, milyonlarca lirayı denetimsiz olarak kontrol ettiğine işaret eden Emir, “Bu paraların üzerine yattıkları bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu. Paraların üzerine çöktüler, vakfı da yandaşa makam kapısı yaptılar” tepkisini gösterdi.Cumhuriyet, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret eden Maliye Bakan Yardımcısı ve eski AKP milletvekili Nureddin Nebati’nin özel kalem müdürünün eşi ve AKP Ankara İl Başkan Yardımcısı Cemal Güngör’ün kızı olduğu belirtilen Fatma Güngör’ün, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından toplanan paraların yönetildiği Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nda görevlendirildiğini gündeme getirmişti. Tepki çeken görevlendirme Meclis gündemine taşındı. CHP’li Emir, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.‘DENETİMSİZ TUTUYOR’Vakıfta toplanan 400 milyon liraya yakın paranın halen şehit yakınları ve gazilere dağıtılmamasını eleştiren Emir, “Bir süre toplanan paranın miktarını açıklamak istemediler. O dönem üstüne gitmemizle 309 milyon TL toplandığı açıklandı ancak bu para 3 yıl boyunca hak sahiplerine verilmedi” dedi. Şehit yakınları ve gazilere, tepkiler üzerine aylık biner lira ödenmeye başlandığını ancak toplam dağıtılan paranın 3 milyon lira civarında olduğunu kaydeden Emir, “Ana paranın getirdiği faizin yarısı bile etmiyor. Yüz milyonlarca lira parayı denetim olmaksızın hesabında tutmaya devam eden vakfın yönetimine ilişkin yapılan görevlendirmeler ise hem şehit yakınları ile gazileri hem de kamu vicdanını yaralıyor” ifadelerini kullandı.‘MAAŞ ALIYOR MU?’Eski AKP’li Nebati’nin özel kaleminin eşinin, vakıfta genel müdür gibi çalışmaya başladığını ancak resmi görevlendirmesinin bulunup bulunmadığının meçhul olduğunu aktaran Emir, “Hangi kriterlere göre seçildiği de belli değil. Akrabalarına baktığımızda da şaşırmıyoruz. Yine anlıyoruz ki AKP’nin bu paraları hak sahiplerine vermeye niyeti yok. Bu paraların üzerine yattıkları bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu. Paraların üzerine çöktüler, vakfı da yandaşa makam kapısı yaptılar” ifadelerini kullandı. Emir, önergesinde şu soruları yöneltti:“15 Temmuz şehit yakınları ile gaziler için toplanan yardım parasının tamamı bugüne kadar neden gerçek sahiplerine ulaştırılmamıştır? Vakıf yöneticileri hangi kriterlere göre belirlenmektedir? Fatma Güngör, hangi kriterlere göre, hangi pozisyonda görevlendirilmiştir? Fatma Güngör, vakıftan maaş almakta mıdır, alıyorsa maaşı ne kadardır?” Sefa Uyar

Maltepe kongresinde yapılan görevlendirme tartışma yarattı

Maltepe kongresinde yapılan görevlendirme tartışma yarattı Kamuoyu araştırmalarında oyları hızla düşen ve yeni ittifaklar arayışı içinde olan AKP, çareyi Suriyelilerde buldu. Geçen günlerde gerçekleştirilen AKP Maltepe ilçe yönetimine Suriyeli Muaz Barudi de alındı. Barudi’nin sosyal medya hesaplarında muhalefet partisinin liderlerine yönelik paylaşımları dikkat çekti. AKP Maltepe İlçe Başkanlığı’nın pandemi nedeniyle ertelenen 7. olağan kongresi, geçen hafta Muhazir Sille Spor Kompleksi’nde yapıldı. Kongrede, il yönetimi tarafından atanan Mehmet Karadeniz ilçe başkanı seçildi. İlçe yönetim kurulu asil ve yedek üyelerinin de belirlendiği kongrede, ilçe yönetim kurulu listesinde yer alan Muaz Barudi isimli Suriyeli kişi dikkat çekti. Aynı zamanda Türk vatandaşlığı da alan Barudi’nin, AKP’nin Suriyeli göçmenler üzerinde yürüttüğü politikanın bir parçası olduğu söyleniyor. Barudi’nin sosyal medya hesaplarına bakıldığında ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren “Yalan rüzgârı tacizi kapatmaz” başlıklı bir görsel paylaştığı görülüyor. Barudi’nin yönetime girmesine ilişkin konuşan CHP ve İYİ Partililer ise “AKP düşen oylarını arttırmak için şimdi de Türk vatandaşı yaptıkları Suriyelilerin oyunu almak için onlardan birini yönetimlerine yer alıyor. Bu tercih onların ancak siyaset yaptığını sanan ve sığındığı ülkede muhalefet partilerinin liderlerine yönelik iftira atan bu kişi haddini bilmeli. AKP’de işler gerçekten zor ki Suriyelilere bel bağlamışlar” dedi. Öte yandan Muaz Barudi’nin yönetime girmesinin AKP’de de rahatsızlık yarattığı, kamuoyunda Suriyelilere yönelik tepki nedeniyle kararın ters tepebileceği kaygısının yaşandığı öğrenildi. Leyla Kılıç

Başhekim yangın merdivenlerinin kullanılacağınıaçıkladı, sağlık müdürlüğü‘merdiven var’dedi

Başhekim yangın merdivenlerinin kullanılacağını açıkladı, sağlık müdürlüğü ‘merdiven var’ dedi Samsun’un Vezirköprü ilçesinde bulunan Vezirköprü Devlet Hastanesi'nin merdinvensiz ve eksik olarak açıldığı iddia edildi. Samsun’un Vezirköprü ilçesinde 10 yıldır açılması için mücadele verilen ve geçen kasım ayında hizmete açılan 150 yataklı Vezirköprü Devlet Hastanesi hasta kabulüne başladı. Ancak pandemiden dolayı eksiklikleriyle beraber teslim alınan Vezirköprü Devlet Hastanesi’nin merdivenlerinin olmadığı iddia edildi. Yurttaşlardan gelen tepkiler üzerine hastane başhekimi, yangın merdivenlerinin servis merdivenleri olarak kullanılacağını, vatandaşın bulabilmesi için ise tabela ve yazılarla acil çıkış merdivenlerine yönlendirileceğini söyledi.Açıklama yapan Samsun Sağlık İl Müdürlüğü ise bina içinde bölümler arası geçişin sağlanması için farklı alanlarda 8 adet merdiven ve 13 asansör bulunduğunu belirterek iddiaları yalanladı. İl sağlık müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Hastanemizde tasarımı gereği, asansörler ana girişe merkezi bir konuma yerleştirilmiş, merdivenler ise taşımada asansörlerimizi destekleyici olarak yan bölümlere konumlandırılmıştır. Merdivenlerimizin bulunduğu alanlar ve merdiven kapılarımız hem hasta geçişi için kullanıma uygun hem de olası yangın anında dayanıklı, açma kolaylığı sağlayan kapılarıyla yangından koruyucu özelliktedir” denildi. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Samsun Milletvekili Erhan Usta ise Vezirköprü Devlet Hastanesi’ne uğrayarak hastane hakkında başhekim Osman Karakuş’tan bilgi aldı. Usta ve beraberindekiler, yangın merdivenlerinden üst katlardaki polikliniklere çıkarıldı. Hastaneyi inceledikten sonra açıklama yapan Erhan Usta şunları söyledi: “Burada bize vatandaşın ilettiği bir merdiven meselesi vardı. Merdiven ile ilgili bir sorun olduğu ifade ediliyordu. Başhekime de konuyu sordum. Tüm asansörlerin yeterli olduğunu söyledi. Yangın merdivenlerinin gerekirse servis merdiveni olarak kullanılabileceğini ifade etti. Olabilir, burada başhekimin yapabileceği bir şey yok. Sanki projede bir eksiklik varmış gibi geldi. Başka diğer hastanelere de bakarak yani bu unutulmuş bir şey mi yoksa projenin bir gereği mi bakacağız. Projenin gereği böyleyse yanlış, onu söyleyeyim. O yangın merdivenlerinin merdiven olarak kullanılması mümkün değil. Herkesin asansörü de beklemesi mantıklı değil ama sanki projede bir hata olmuş gibi geliyor.” Cemil Ciğerim

İşcinayetine kurban giden emekçinin ailesineödenecek 21 bin lira tazminat 24 aya bölündü

İş cinayetine kurban giden emekçinin ailesine ödenecek 21 bin lira tazminat 24 aya bölündü İstanbul’da iş cinayetinde yaşamını yitiren Halit Balicak (49) isimli işçinin davası 21 bin TL para cezasıyla sonuçlandı. İşverenlere ve şantiye şefine kesilen ceza, “ödeme gücü dikkate alınarak” 24 eşit takside bölündü. Karara isyan eden Balicak’ın kızı, “Bir insanın canı bu kadar ucuz mu? Babama üç kuruşluk baret vermediler” diye konuştu. Yıldız İnşaat ve Uysal Mühendislik firmalarının ortak yürüttükleri Ümraniye Belediyesi Sosyal Kültür Merkezi yapımı inşaatında depo malzeme sorumlusu olarak çalışan Halit Balicak, 27 Kasım 2017 günü yüksekten düşerek yaralandı. Balicak, 2 Aralık’ta öldü. Soruşturmada alınan bilirkişi raporunda, işveren uygun sayıda ilkyardımcı bulundurmadığı, hayatını kaybeden işçi ise baret takmadığı gerekçesiyle asli olarak kusurlu bulundu. Dava sürerken mahkemeye ulaşan diğer bilirkişi raporunda ise işverenler Sırrı Çurgotay, Nurettin Uğur Avcı ve şantiye sorumlusu Levent Öztok’un gerekli önlemleri almadığı ve bu durumun kazanın oluşumuna önemli ölçüde zemin hazırladığı belirtilerek “asli kusurlu” oldukları, yaşamını yitiren işçinin ise “tali kusurlu” olduğu kaydedildi.ÖNCE HAPİS, SONRA PARAUysal Mühendislik sahibi Nurettin Uğur Avcı, Yıldız İnşaat firmasının sahibi Sırrı Çurgotay ve şantiye şefi Levent Öztok, “taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla İstanbul Anadolu 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. 10 Aralık 2020’de kararını açıklayan mahkeme, üç kişiye 3 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Cezayı paraya çeviren mahkeme, sanıkları ayrı ayrı 21 bin 200 TL adli para cezasına çarptırdı. “Sanıkların ödeme gücü dikkate alınarak” cezanın 24 eşit takside bölünmesine karar verildi.ÜÇ KURUŞLUK BARETŞantiyede, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını iddia eden Halit Balicak’ın kızı Canan Balicak, “Babam 2 metreden düştü. Kafatası paramparçaydı. Bir canın bedeli bu kadar ucuz olamaz. Babama üç kuruşluk bareti bile vermediler. Eğer verselerdi benim babam yaşıyor olacaktı, ben yetim kalmayacaktım, adalet arayışına çıkmayacaktım” dedi.‘BABAMIN ÖLDÜĞÜ GÜNDE KALDIM’İş cinayeti nedeniyle aile olarak olumsuz etkilendiklerini ifade eden Balicak, “Babam öldükten 6 ay sonra annem yoğun bakıma kaldırıldı. Babama en fazla ihtiyaç duyduğum zamanlarda tek başımaydım. Hem annemin hastalığıyla hem mahkemelerle uğraştım. Bu süreçte şeker hastalığına yakalandım. Babamın bize bakmak için ölmesini kabul edemiyorum. Ben adaletin sağlanmasını, sorumlulara hapis cezası verilmesini istiyorum. Emsal niteliğinde karar istiyorum ki kimse iş cinayetinde yaşamını yitirmesin. Babam öldüğünde henüz 20 yaşındaydım. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Şu an ise 23 yaşındayım ve babamın öldüğü günde kaldım” diye konuştu. Tuğba Özer

Oğlunu trafik terörüne kurban veren Müjdat Koç: "Kaza değil cinayet"

Oğlunu trafik terörüne kurban veren Müjdat Koç: "Kaza değil cinayet" Fatsa’da meydana gelen trafik kazasında oğlunu kaybeden DSP 20. Dönem Ordu Milletvekili Müjdat Koç, oğlunun kaybını için "Toplum bu tarz kazalara cinayet derken yasalar neden cinayet demiyor? Adalet mücadelesi vereceğiz" açıklamasında bulundu. DSP 20. Dönem Ordu Milletvekili Müjdat Koç’un, 36 yaşındaki oğlu Melih Koç, geçen günlerde Fatsa’da meydana gelen trafik kazasında alev alan otomobillerden birinde yanarak yaşamını yitirdi. Oğlunun ölümünün ardından gözyaşları içerisinde duygularını anlatan baba Müjdat Koç, “Oğlumun aracına çarpan kişi 227 promil alkollü olan bir avukat. Frene basmadan 2 tonluk aracıyla oğluma çarptı. O avukat nasıl ki frene basmadan oğlumun ölümüne neden oldu, biz de frene basmadan adalet mücadelesi vereceğiz” dedi.Oğlunun vefat etmeden 3 gün önce Ankara’dan Ordu’ya döndüğünü belirten Müjdat Koç, “Oğlumun arkadaşının eşi doğum yapmıştı. Tebrik etmek için hastaneye gitti. Giderken de ‘Sokağa çıkma yasağı başlamadan evde olurum’ dedi. Ancak bir daha dönemedi” diye konuştu. Kazanın evlerine çok yakın bir noktada gerçekleştiğini aktaran baba Koç, “Oğlum kırmızı ışıkta beklerken 227 promil alkollü bir sürücü oğluma çarptı. Çarpan araç cip... Düşünsenize 2 tonluk bir araç ile oğluma vurdular. Oğluma çarpan sürücünün sürekli alkol alan birisi olduğunu ve olay günü de bir arkadaşıyla alkol aldığını öğrendik” dedi. Kazanın basında yanlış bilgilerle yer aldığını aktaran Koç, “Oğlumun öldürülmesine ilişkin yerel ve ulusal haberlerde yer alan bilgiler eksik ve hatalıdır. Basında yaşanan kazanın zincirleme trafik kazası olduğu yazıyor. Ama kaza zincirleme değildir. Dahası alkollü bir şahıs ayağını gazdan çekmeden oğlumun ölümüne sebep olmuştur” dedi. Oğlunun çok iyi bir insan olduğuna ve yaşadıkları acının büyüklüğüne değinen Koç, özetle şunları söyledi: “Tüm aile gece gündüz ağlıyoruz. Oğlum evli değildi. Kendisine sürekli ‘evlen evlen’ diye ısrar ederdim. Şimdi iyi ki evlenmemiş diyoruz. Oğlumuzu geri getiremeyeceğimizi biliyoruz. Ancak toplum bu tarz kazalara ‘cinayet’ derken yasalar neden cinayet demiyor? Adalet mücadelesi vereceğiz. Bu olay bizim için kişisel olmaktan çıktı. Kanunların neden alkollü araç kullanma konusunda caydırcı olmadığı üzerine çalışacağız.” Seyhan Avşar

Engellemelere karşınÇorum’dan Ankara’ya gelen metal işçileri bakanlık ile görüştü

Engellemelere karşın Çorum’dan Ankara’ya gelen metal işçileri bakanlık ile görüştü İşten atılan Birleşik Metal İş üyesi işçiler, işverenlerin sendikaya karşı anlaştığını, üyelikte işverenden izin istendiğini ve bu nedenle atılan işçiyi hiçbir işverenin işe almadığını anlattı. İşçileri sendikaya üye oldukları için işten atan Çorum’daki Ekmekçioğulları Metal’de işverenin tavrı Türkiye’deki sendikalaşmanın zorluğunu da ortaya koydu. Patron, sendikaya, “İşçiler sendikaya üye olurken benden izin alacaklar. Hepsini atacağım” dedi. Bölgedeki işverenlerin aralarında anlaştıkları, işten atılan işçileri diğer işyerlerinin de almadığı öğrenildi. Sendikalı oldukları için işten atılan Çorum’daki Ekmekçioğulları Metal’de çalışan 90 işçi yoldaki tüm engellemelere karşın Ankara’ya geldi. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile Birleşik Metal-İş Başkanı Adnan Serdaroğlu ve iki işçi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ahmet Erdem ile görüştü. Sorunları Bakan Yardımcısı Erdem’e iletildi. 45 gündür fabrikanın önünde eylem yapan 90 işçiden 70’i “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı” davrandıkları iddiasıyla işten çıkarıldıkları için tazminatları da verilmedi. Serdaroğlu, Bakan Yardımcısı Erdem’in müfettiş raporlarının ardından bu işin üzerine gideceklerini söylediğini bildirdi. Çorum Valisi’ne de konuyu ilettiklerini belirten Serdaroğlu, valinin de müfettiş raporlarını beklediğini kaydetti. Serdaroğlu, işten çıkarılan işçilerin başka bir yerde de iş bulamadıklarını, patronların kendi aralarında anlaşarak işten çıkarılan işçileri almadıklarını söyledi.İSTİSNALAR KALDIRILMALIBakanlıktan tüm bunlara müdahale edilmesini, işten çıkarmaya olanak sağlayan istisnaların kaldırılmasını, cezaların ağırlaştırılmasını istediklerini belirten Serdaroğlu, şöyle devam etti: “İşçiler sendikaya üye oldukları için işten atıldı. Devletin ilgili kurumlarının duruma müdahale etmesini istedik. Bu işin mahkeme sürecine kalmasını istemiyoruz. Mahkemeler 4-5 yıl sürüyor. İşveren yetkisiz mahkemelere dava açıyor. Davanın yetkili mahkemeye gelmesi bile 2 yıl sürüyor. Tüm bu sorunları anlattık. Dinlediler. Ancak patronlara karşı ne kadar cesaret gösterebilecekler göreceğiz.” Serdaroğlu, vazgeçmeyeceklerini, eylemi sürdüreceklerini, siyasi partilerle, bölge milletvekilleri ile görüşeceklerini söyledi. İşverenle görüşmeleri hakkında da bilgi veren Serdaroğlu, “İşveren bize açık açık ‘işçiler benden izin almadan gittiler sendikaya üye oldular. Orayı kapatacağım, hepsini atacağım. Sendika istemiyorum’ dedi. Kendisini işçilerin sahibi gibi gören, ağa gibi davranan bir işveren var. Devletin yasaları işletmesi gerekiyor. İşveren yasaları tanımıyor” dedi. Mustafa Çakır

İnşaat sektörünün toplam kredileri kasım sonu itibarıyla 284.13 milyar liraya ulaştı

İnşaat sektörünün toplam kredileri kasım sonu itibarıyla 284.13 milyar liraya ulaştı Düşük faizli kredilerinin bitmesi sonrası inşaat sektörü zorda. İvme kaybı yaşanan inşaat sektöründeki finansman koşulları 2021’i desteklemiyor. Sekiz çeyrek art arda daraldıktan sonra pandemi döneminde hükümetin genişleyici politikalarının desteğiyle iki yıl arayla büyüme kaydeden inşaat sektörü, sıkı para ve maliye politikasına geçilmesiyle yeniden ivme kaybetmeye başladı. Sektör temsilcilerine göre destek paketlerinin sona ermesi, Merkez Bankası’nın 2021’in önemli bir bölümünde yüksek politika faizi uygulayacağı öngörüsü ve kredi faizlerinde beklenen yüksek seyir sektörün 2021 performansını sınırlayacak.İŞLER GERİLEDİBDDK verilerine göre hükümetin kredi destek paketlerini devreye aldığı nisandan kasım sonuna kadar inşaat sektörüne kullandırılan nakdi krediler 49 milyar lira arttı. Sektörün toplam kredileri kasım sonu itibarıyla 284.13 milyar liraya ulaştı. Türkiye ekonomisi ve istihdamının temel dinamiklerinden inşaat sektörü, hükümetin pandemi döneminde hayata geçirdiği kredi destek paketleri, gerileyen faiz oranları ve konut satışlarındaki güçlü artışla üçüncü çeyrekte yüzde 6.4 büyüme kaydetmiş; yarım kalan projeler açılan kredi muslukları sayesinde tamamlanarak firmalara nakit girişi sağlanmıştı. Stratejist ve ekonomi danışmanı Can Fuat Gürlesel, “Mevcut işler gerilemeye başladı. Mevsimselliğin de etkisiyle önümüzdeki birkaç ay işlerin daha da yavaşladığı bir döneme gidiyoruz. Kapatma ve kısıtlamalar ilk çeyrekte inşaat işlerini düşürecek. Kredi faizleri ve konut kredi faizleri de inşaat sektöründe büyümeyi destekleyecek olmaktan çıktı. Yani finansman tarafında da 2021’i çok fazla destekleyecek koşullar yok” diye konuştu. Akkuş Grup Başkanı Abdülkadir Akkuş da “Faizlerin yeniden yüzde 1’in altına indirilmesiyle şekillenecek yeni bir destek paketine ihtiyacımız var” dedi.KONUT ZAMLARI YÜZDE 30’U AŞTIMerkez Bankası’nın (TCMB) 2020 Kasım ayı Konut Fiyat Endeksi (KFE) aylık bazda yüzde 1.5 oranında artarak 152.2’ye çıktı. Endeks, yıllık bazda ise yüzde 30 oranında yükseldi. İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2020 Kasım’da bir önceki aya göre üç ilde de yüzde 1.7 oranında artış gözlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 27.8, 30.1 ve 29.9 oranlarında artış gösterdi. cumhuriyet.com.tr

Yüksek kura bağlıgirdi maliyetleri,çiftçiyi zorlamaya devam ediyor

Yüksek kura bağlı girdi maliyetleri, çiftçiyi zorlamaya devam ediyor Tarımsal üretimde kullanılan gübre ve ilaçta dışa bağımlılıktan kurtulamazken tohumda son yıllardaki gelişmelerle dışa bağımlılığın yüzde 50 azaldığı ancak desteğe ihtiyaç olduğu belirtildi. “Üretim maliyetleri düşürmenin etkin yolu girdilerde dışa bağımlılıktan kurtulmaktır” diyen Antalyalı tohum üreticisi Mehmet Yapıcı, çiftçinin artan döviz kurları nedeniyle her geçen yıla göre daha pahalı gübre, ilaç ve tohum kullanmak zorunda kaldığını anlattı. Antalya Aksu’da 2010’dan bu yana aktif tohum üretimi, Ar-Ge çalışmaları ve denemeleri yapan Yapıcı, toplamda 127 dönüm arazi üzerine kurulu tesiste, 200 kişilik çalışan kadrosu ve 10 bine yakın çeşit üzerinde denemeler yaptıklarını ancak yerli üretici olarak hükümetten, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destek görmediklerini belirtti.‘BAKANLIK DESTEK OLMALI’İşletmeyi ziyaret eden CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar ise “Burada Türkiye’nin en kaliteli tohumları üretiliyor ancak hükümet tohumu dışarıdan ithal ediyor. 30 yıl önce AB ülkelerine ihracat yapabilir durumdayken gelinen noktada büyük ölçüde Rusya pazarına bağlı bir ülke haline gelmemiz, AKP’nin yanlış dış politikasından kaynaklanıyor” dedi. Bayar, “Dış siyasette sıfır sorun noktasından sıfır dost noktasına gelen gelişmelerde yakın komşularımıza ihracat yapma olanaklarımız dahi ortadan kalktı” diye konuştu. İhracatta yaşanan sıkıntıların yanı sıra yerli üreticinin emeğini, Ar-Ge çalışmalarını görmezden gelerek üstüne bir de tohum ithal eden iktidarın kendi üreticisini kaderine terk ettiğini söyleyen Bayar şöyle devam etti: “Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere hükümet yetkilileri bu üretime destek olmalı. Milyon dolarlık bütçelerle Ar-Ge yapan uluslararası tekellerle rekabet edebilmek için devlet desteği şarttır ve bu destek acilen sağlanmalı.”‘MUZ’ VE ‘BULGUR’ İÇİN SORUŞTURMARekabet Kurulu, Mersin Bozyazı ve Anamur ilçelerinde toptan muz ticaretiyle uğraşan 17 şirket ve Bozyazı Komisyoncular Derneği hakkında rekabet soruşturması başlattığını duyurdu. Kurul, bir süredir resen ön araştırma yapıyordu. Kurul, ayrıca daha önce “soruşturmaya gerek yok” kararının mahkemece iptali sonrası Duru Bulgur Gıda hakkında yeniden soruşturma açtı. Soruşturma, bu şirketin Konya ve Karaman’daki perakende zincirlerine yönelik satışlarında yeniden satış fiyatı belirlediği iddiasını içeriyor. Bülent Ecevit

Milyonfest Online’da konser veren Pentagram’ı30 bin kişi izledi

Milyonfest Online’da konser veren Pentagram’ı 30 bin kişi izledi Milyonfest Online’da konser veren Pentagram’ı 30 bin kişi izledi. Hiç yoktan iyidir diyen biz müzikseverler ve müzisyenler aynı fikirde: Onlar için alkış duymadan, bizim için ise çığlık atmadan konserler zor... Bu yılın ilk online müzik festivali “Milyonfest Online” sona erdi. 5 günde 15 sanatçının sahne aldığı festivali toplam 200 bin müziksever Sosyo uygulamasından canlı izledi. Festivalin son konserini veren Pentagram’ı yaklaşık 30 bin kişi izledi. Aylar sonra hem ekipleriyle canlı çalmaktan hem de birbirlerini gördükleri için herkesin mutluluğu yüzlerine yansımıştı. Yeni şarkı müjdesini veren Pentagram üyeleri, konserin sonunda en kısa sürede canlı konserlerde göz göze, diz dize şarkılarımızı söylemek üzere dediler ve heyecanla beklediğim “Sonsuz” adlı şarkıyı çalmadan veda ettiler. Yaklaşık bir yıldır evlere kapandığımız bu dönemde, konserlere gitmeyi, bağıra bağıra şarkı söylemeyi çok özledik. Ekran başında da olsa Pentagram ile şarkı söylemek keyifliydi. Pentagram üyeleriyle çevrimiçi konseri, pandemi sürecini ve yeni şarkılarını konuştuk.- Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?Hakan Utangaç: Tüm dünya etkilenmiş, bizim etkilenmememiz elde değil. Tabii ki eğlence sektörü bu konuda büyük darbe aldı. Elbette ki sadece icra edenler değil, tüm bu gösteri dünyasının arkasında çalışan ekipler ve emekçiler. Hep birlikte etkilendik. Aslında biz eğlence sektörünün içerisinde yer alıyor sayılmayız, ama genele baktığınız zaman müzikle ilgilendiğimiz için biz de o genelin içinde oluyoruz. Yaptığımız müzik türünün gördüğü ilgi ve sınırları belli, birlikte geçirdiğimiz 34 yıl içinde çoğu zaman pandemi koşullarına benzer anlar yaşadık. Her alanda olduğu gibi biz de salgının ve yeni dünyanın getirdiği koşulları göğüslemeye ve anlamaya çalışıyoruz.Tarkan Gözübüyük: Salgın öncesi Pentagram, üç yıl boyunca ortalama haftada bir konser verdiği bir rutin yakalamıştı. Bunun ani kesilmesi hem ekonomik hem psikolojik boşluk yarattı. Telafi etmek için yeni şarkılar üzerinde çalıştık. Özel ve kurumsal derslere mesai ayırdık.Ogün Sanlısoy: Önceleri dut pekmezi yersek sorunu alt ederiz sandığımız süreç, sonrasında hem ülkemiz hem dünya için bambaşka bir boyut aldı. Maalesef ciddi can kayıpları ve ardından alınan olağanüstü önlemler, tabii ki önce bizim sektörü vurdu, sonrasında herkesi. Evlere kapanmak zorunda kalınca, sağlığınız iyi dahi olsa ekonomik olarak yaşanan sorun, yaşam kalitenize de yansımaya başladı... Kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz, vergiler, zamlar derken herkes zor zamanlar geçirmeye başladı. Ruh sağlığımız da bozulmaya başladı. Bu süreçte bizi kurtaran tek olay yine müzik oldu. Yeni şarkılar yazmak ve bunlarla uğraşmak bizi hayata bağlayan ve gelecekle ilgili umut yeşertmemizi sağlayan eski bir dost gibi tutup sarıp kurtardı bizi.- Seyircisiz konserde çalıp söylemek nasıl bir duygu?Tarkan Gözübüyük: İzleyenlerin duygusu ve tepkisi, konserin akışı açısından çok belirleyici. Bu tip etkinlikler biraz kendi kendine çalıp söylemek oluyor. Yine de ileri dönük önemli adımlar. Gelecekte seyircili konserlerin de online izlenebilmesi, farklı şehirlerdeki dinleyiciler açısından güzel olur.Hakan Utangaç: Aslında gösteriyi sergileyen de izleyen de biliyor ki bu iş böyle olmaz ama şimdilik böyle, mecburen gibi bir hisle geçiriyor o zamanı. Bu iki tarafa da yansıyor ister istemez. İzleyiciyle göz göze gelmek, tanımasak bile birbirimizi, tanışıyormuşçasına aynı duygularla haykırmak, yaptığımız müziğin yaşamasını sağlayan en doğal enerji kaynaklarından. Belki şu anda önümüze sunulan teknoloji böyle hissetmenizi sağlıyor olabilir ama interaktif özelliklerin arttığı daha ileri bir teknolojide muhakkak kanıksanacaktır. Şu anda iki taraf için de alışması zor görünüyor. Bir yandan da bu çok sürmez düşüncesi elbette çıkmıyor aklımızdan. Özetle “Peki, biz de izleyiciyi görebilecek miyiz?”Ogün Sanlısoy: Sarılıyorsun ama aranızda şeffaf bir plastik var gibi, hissediyorsun ama dokunup algılayamıyorsun. Alkış ve çığlık duymamak yıllardır sahne üstünde olan bizler için çok zor gerçekten, geçmiş deneyimlerimizi zihnimizde canlandırmaya çalışıp motive olmaya gayret ediyoruz. Fakat gerçek konserin yerini asla tutmuyor.- Ben “Sonsuz”u çok bekledim. Benim gibi birçok kişi de beklemiştir, söylemediniz. Repertuvarı nasıl ve neye göre belirlediniz?T.G.: Sonsuz, seyircilerle birlikte söylendiğinde çok etkileyici oluyor. Bu yüzden şarkıyı, salgının bitip sahnelerin açıldığı zamana saklıyoruz. Mevcut şartlarda çalmak hiçbirimizin içine sinmedi.- Bize müjdesini verdiğiniz yeni şarkınızı anlatır mısınız?T.G.: Şarkının ismi Sur. Geçen ilkbahar-yaz döneminde Babajim İstanbul stüdyolarında kaydedilen üç şarkıdan ikincisi. İlki, geçen ekim sonu yayımlanmıştı. Bu da 29 Ocak’ta, video klip ile birlikte sunulacak. Bu şarkılar, yıl sonuna doğru Sony Müzik tarafından yayımlanacak yeni albümün içinde de yer alacak.BEŞ GÜN DOLU DOLU MÜZİK5 gün süren Milyonfest’in ilk gününde Sertab Erener, Ceza ve Can Bonomo sahne alırken, konserleri 27 bin 645 kişi Sosyo uygulamasından canlı izledi. Festivalin ikinci gününde Athena, Adamlar ve Sena Şener konser verirken, Üçüncü günde Mazhar Fuat Özkan, Manga ve Pamela sahneye çıktı. 4’üncü günde Duman ve Ceyl’an Ertem sahne alırken, festivalin 5’inci ve son gününde Pentagram, Cem Adrian, Pinhani ve Fatma Turgut konser verdi. Son günde 33.460 müziksever festivali canlı izledi. Festivalde, tek konser 10 TL, günlük 20 TL ve kombine biletler 50 TL’ye satıldı. Öznur Oğraş Çolak

Bild gazetesi yıldız ismin yıllıkücretinin 7.5 milyon Avro olduğunu belirtti

Bild gazetesi yıldız ismin yıllık ücretinin 7.5 milyon Avro olduğunu belirtti Dünya basını Mesut Özil’i konuşmaya devam ediyor. Alman Bild gazetesi yıldız oyuncunun F.Bahçe’den yılda 7.5 milyon Avro alacağını duyururken, Sarı-Lacivertli kulübe yakın bir menajer, imaj haklarıyla birlikte bu rakamın 8 milyon Avro’yu aşacağını iddia etti. Alman Bild ve İspanyol As gazeteleri dün yıldız futbolcunun Türkiye’de kazanacağı paraya ilişkin haberler yayımladı. Transferi ilk günden beri yakından takip eden Bild, ‘Özil’in yeni dünyası’ başlığıyla duyurduğu özel haberinde yıldız futbolcunun Sarı-Lacivertli kulüple 2024 yılına kadar sürecek bir anlaşma yaptığını yazdı. AS ise, Arsenal’den yılda 20 milyon Avro’ya yakın ücret alan Özil’in F.Bahçe için indirime gittiğini ve yıllık 4 milyon Avro’ya Sarı-Lacivertli formayı giyeceği iddiasında bulundu. F.Bahçe, mutlu sona ulaşması halinde 32 yaşındaki futbolcuya 500 bin , Şampiyonlar Ligi’ne katılmaları halinde 250 bin Avro ödeyecek.LİGDE RAKİP SİVASFenerbahçe, Süper Lig ’in 20. haftasında bugün saat 19.00’da Sivasspor’la deplasmanda karşı karşıya gelecek. Yeni 4 Eylül Stadı’nda oynanacak maçı hakem Yaşar Kemal Uğurlu yönetecek. Sarı-Lacivertlilerde sakatlığı süren Sinan ve Ferdi ile cezalı Ozan forma giyemeyecek. Sivas’ta hava sıcaklığının gündüz -3, gece ise -11 derece olması bekleniyor.O’QUİNN F.BAHÇE BEKO’DAFenerbahçe Beko, NBA’da sekiz yıl forma giyen 30 yaşındaki pivot Kyle O’Quinn’i kadrosuna kattı. Oyuncuyla sezon sonuna kadar sözleşme imzalandı. Hilmi Türkay

Dünyaİnsani Yardımlaşma Derneği Adana’ya rehabilitasyon merkezi açıyor

Dünya İnsani Yardımlaşma Derneği Adana’ya rehabilitasyon merkezi açıyor World Human Relief Derneği (Dünya İnsani Dayanışma Derneği), Türkiye’nin ilk Uluslararası Travma Önleme ve Rehabilitasyon Merkezini önümüzdeki aylar da Adana’da açacağını duyurdu. Son yıllarda kadına, çocuğa ve hayvanlara yönelik şiddet ve istismar vakaları hızlı artmaya devam ediyor. Mağdurlar yaşamış olduğu travmayı atlatabilmek ve hayatına devam edebilmek için desteğe ihtiyaç duyarken, Doç. Dr. Ayten Zara'dan güzel bir haber geldi. World Human Relief Derneği (Dünya İnsani Dayanışma Derneği), kurucusu Doç. Dr. Ayten Zara Türkiye’nin ilk Uluslararası Travma Önleme ve Rehabilitasyon Merkezini önümüzdeki aylar da Adana’da açacağını duyurdu. Adana'dan sonra diğer bölgelerde de açacağını dile getiren Zara,  “Amaç şiddeti önleme ve şiddete maruz kalanlara etkili travma müdahalesi yaparak iyileşmeyi hızlandırmak. Ama asıl amacımız travmaların yaşanmaması için toplumsal önleyici çalışmalar  yapmak. Şiddet ve travmalara duyarlı bir toplum bilinci ve vicdanı oluşturmak, şiddete karşı sağlıklı tavırların gelişmesini istiyoruz. Barış istiyoruz. Evlerde, sokaklarda, Toplumda barışın inşa edilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. “SUÇLANMAKTAN, KORKUYORLAR” Geçtiğimiz aylarda Adana’da iddiaya göre, 16 yaşındaki V.B., elle taciz ettiğini ileri sürdüğü üvey babası 62 yaşındaki Yusuf A.’yı pompalı tüfekle vurarak öldürürken, Çocukluğundan beri babası tarafından cinsel istismara uğradığını iddia eden E. T. (19) İstanbul Kartal Köprüsü korkuluklarına çıkarak intihar etmek istedi. Bu tarz vakalarla sıklıkla karşı karşıya gelen Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayten Zara, “Çocukların bunu gizlemesinin en temel nedeni suçlanmaktan, damgalanmaktan, anlaşılamamaktan korkmak. İstismara uğrayan çocukların yaşadıklarını bir iç savaş olarak tanımlayabilirim. Sonu gelmeyen, insana, hayata dair tüm iyi, güzel değerleri alt üst eden, uzun süren bir iç savaş. Bu nedenle istismara çoğul travma nedeni diyorum” dedi.  “ŞİDDET ARTIKÇA TRAVMA DERİNLEŞİYOR”Cinsel istismarın çocuklar üzerindeki etkisinin birden fazla faktöre bağlı olduğunun altını çizen Zara, “Cinsel şiddetin erken başlaması, uzun sürmesi failin çocuğun yakını olması, istismarın şiddet içermesi,  birden fazla failin olması, çocuğun korunmaması, annenin ihmalkarlığı, istismar ortaya çıktığında çocuğun suçlanması ve yargılanması. Çocuğun  aileden ve arkadaşlardan sınırlı duygusal destek alması ya da hiç almaması gibi faktörler. Bunlar varsa şiddet büyük, travma derin olur. O zaman çocukluk ve ergenlik döneminde uyum güçlükleri ve akıl sağlığı sorunları yaygın olur ve  uzun sürer. Bu risk faktörleri çocuklukta cinsel istismara uğramış bir erkek çocuğunun kendine (kendini yaralama/özkıyım) ya da faile, ötekilere saldırı riskini artırır. Eğer erkek çocukları aile ve arkadaşlarından yeterli destek alır, güvenli ve şefkatli bir ortamda büyürlerse özkıyım ya da suça eğilim,  cinsel açıdan saldırgan davranış da dahil olmak üzere bir dizi sorunu geliştirme olasılıkları düşük olur” diye konuştu. Kübra Köklü




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter