News - Haberler
Paris Saint Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetti
Paris Saint Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetti figure > Paris Saint Germain, Teknik Direktör Thomas Tuchel’in sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı. Paris Saint Germain, Teknik Direktör Thomas Tuchel’in sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı.Fransa Ligue 1 ekiplerinden Paris Saint Germain’de Teknik Direktör Thomas Tuchel ile yollar ayrıldı. Fransız ekibinin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, “Sportif durumunun kapsamlı bir analizinden sonra Paris Saint-Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetmeye karar verdi†ifadelerine yer verildi.Açıklanan kararın ardından Paris Saint-Germain Başkanı Nasser El-Khelaifi, ayrılığın ardından Tuchel ve ekibine teşekkür etti.Paris temsilcisinin Tuchel’den boşalan teknik direktörlük görevine Arjantinli çalıştırıcı Pochettino’yu getirmesi bekleniyor. İHAÇorum’da zile basıp, 'hırsızım' diyen polislere kapıyıaçtılar
Çorum’da zile basıp, 'hırsızım' diyen polislere kapıyı açtılar figure > Çorum'da hırsızlık olaylarına karşı duyarlılık oluşturmak amacıyla evleri ziyaret eden polisler, apartmanda zilini çaldığı bazı vatandaşların, 'Kim o?' sorusuna 'hırsızım' yanıtı vermesine rağmen kapıların açıldığını tespit etti. Çorum'da, İl Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Büro ekipleri, hırsızlık ve dolandırıcılık olaylarına karşı yürüttükleri uygulamayla broşür dağıtıp, vatandaşı bilgilendirdi. Ekipler, girdikleri apartmanlardaki dairelerin kapı zillerini çalıp verilen tepkileri de değerlendirdi. Zillerini çalan polise, vatandaşlardan bazıları herhangi bir şey sormadan kapıyı açarken, bazıları 'Kim o?' diye seslendi. Ekipler, zilini çaldığı bazı evlerde oturanların 'Kim o?' demesine 'Benim, hırsız' yanıtını verdi. Ancak kapılar tereddütsüz açıldı. Evinin kapısını 'Hırsızım' diyen polise açan vatandaşlar ise karşısında polisleri görünce şaşırdı. Görüntülü zil sisteminin bulunduğu binalarda polisler, kamerayı eliyle kapatıp, vatandaşlara kendilerini ‘hırsız’ olarak tanıtsa da sonucunun değişmediğini, vatandaşın kapıyı açtığı gözlemledi.Cadde ve sokaklarda hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarına dair uyarı broşürleri de dağıtan ekipler, evinin ve binanın dış kapısını sorgulamadan açanlara ise dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu./Archive%5C2020%5C12%5C29%5C124500872-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_3.jpg/Archive/2020/12/29/124459888-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_1.jpg/Archive%5C2020%5C12%5C29%5C124501216-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_4.jpg DHAFenerbahçe Kulübüile Max Kruse tazminat konusunda anlaştı
Fenerbahçe Kulübü ile Max Kruse tazminat konusunda anlaştı figure > 7.5 milyon Avro talep eden Kruse'nin avukatları ile sarı-lacivertli yöneticiler orta yol bularak anlaşmaya vardılar Fenerbahçe Kulübü, Max Kruse ile tazminat konusunda anlaşmaya vardı.Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını sebebiyle lige verilen pandemi arasında Fenerbahçeli futbolcu Max Kruse sözleşmesini tek taraflı olarak fesih ederek ülkesi Almanya'ya gitmişti. Sarı-lacivertli yönetimin sunduğu teklifleri kabul etmeyen Kruse, ihtarname çekerek 3 aylık alacaklarının ödenmesini talep ederek konuyu FIFA'ya taşıdı. Alman futbolcu, 7.5 milyon Avro dava açtıktan sonra Union Berlin'e transfer oldu. Karşı atağa geçen Fenerbahçe Kulübü ise yaşanan süreçteki zararlarının giderilmesi için Kruse'ye 18 milyon Avro dava açtı. Gelinen noktada Kruse'nin avukatları ile Fenerbahçe Kulübü bir araya geldi ve tazminat konusunda anlaşmaya vardı. İki taraf da sürecin daha fazla uzamaması ve zarara uğramamak adına orta yol bularak anlaşmaya vardılar. DHACHP'li Muharrem Erkek: "Covid ile beraber adaletsizlik pandemisi yaşadık"
CHP'li Muharrem Erkek: "Covid ile beraber adaletsizlik pandemisi yaşadık" figure > CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, geride bırakılan bir yıllık süreyi hukuki alanda değerlendirerek, “Covid-19 süreci ile beraber adaletsizlik pandemisini yaşamaya devam ettik. Adaletsizlikleri büyüten bir Saray rejimi ile karşı karşıyayız†dedi. AİHM kararına karşı hükümet kanadından gelen açıklamalara karşı da Erkek, “AİHM, bizim hukuk sistemimizin parçasıdır. O mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmişiz. İçişleri Bakanı, ‘bizim için bir anlamı yok’ diyor. Bu ‘devlet olarak benim attığım imzanın anlamı yok’ demektir†dedi. CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında; geride bırakılan bir yılda yaşanan adalet ve hukuk gelişmelerini değerlendirdi. Çanakkale Milletvekili Erkek’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:ADALETSİZLİK PANDEMİSİ YAŞADIK 2020’de COVİD-19 süreci ile beraber adaletsizlik pandemisini yaşamaya devam ettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında otoriter bir rejim inşa edildi. 2020 yılında da adaletsizlikleri büyüten bir Saray rejimi ile karşı karşıyayız. Yasama, yürütme, yargı yetkileri bir kişide toplandı.AİHM'Yİ TANIMAMAK, ‘BENİM ATTIĞIM İMZANIN ANLAMI YOK’ DEMEKTİR AİHM, bizim hukuk sistemimizin parçasıdır. O mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmişiz. İçişleri Bakanı, ‘bizim için bir anlamı yok’ diyor. Bu ‘devlet olarak benim attığım imzanın anlamı yok’ demektir. Devletin en tepesindeki bu ülkeyi yöneten isimler, AİHM’i yabancı görüyor. Biz yargıç göndermişiz o mahkemeye.RTÜK, SARAYIN KURULU HALİNE GELDİBasın özgür değilse, toplum özgür değildir. Basının özgür olmadığı bir ülkede hiçbir şeyi çözemezsiniz, adaleti de sağlayamazsınız. Basın İlan Kurumu (BİK), bir kişinin özel şirketi gibi çalışıyor. Sansür, otoriter rejimlerin her zaman kardeşi olmuştur. Bugün yaşadığımız da sansürdür. RTÜK, siyasilerden oluşuyor, Sarayın bir kurulu haline geldi. Bir yandaş kanalla ilgili 102 bin 500 şikayet yapılmış, 500 tanesi işleme konulmuş. Muhalefette görülen kanallara bakın, 10 milyon lira ceza kesilmiş. Basının görevlerinden biri, iktidarı denetlemektir.KAVALA'YI, KAFTANCIOĞLU'NU DEĞİL TÜRKİYE’Yİ CEZALANDIRIYORLAR Canan Kaftancıoğlu, ağır cezalarla karşılaştı. Kaftancıoğlu, İstanbul İl Başkanı seçildikten iki gün sonra hakkında soruşturma başlatıldı, önceden yoktu. Her zaman söylüyoruz: Hiçbir CHP’li bir santim geri adım atmayacak. Bedel ödenmesi gerekiyorsa, ödeyeceğiz. Osman Kavala’nın tutukluluğu üç yılı aştı. Hakkında mahkumiyet kararı olmadan bir insanı üç yılı aşkın süredir cezaevinde tutmak. Aslında Kavala’yı, Kaftancıoğlu’nu cezalandırmıyorlar, Türkiye’yi cezalandırıyorlar.CUMHURBAŞKANI'NA HAKARET SUÇU HUKUKA AYKIRICumhurbaşkanı'na hakaret davaları, aslında AK Parti Genel Başkanı'na hakaret davaları. Böyle bir sistemde zaten böyle bir ceza maddesi olur mu? Güçlendirilmiş parlamenter sistemde düşünülebilir, ama bu sistemde böyle bir madde olamaz, hukuka aykırı. Binlerce insan yargılandı, binlerce insan ceza aldı.TOPLANTI VE YÜRÜYÜŞ HAKKI TEMELİNDEN SARSILDI Başka adaletsizlikler ve hak ihlalleri… Toplantı ve yürüyüş hakkı… Madenciler, baro başkanları engelleniyor, ama öbür taraftan Cumhurbaşkanı mitingler yapıyor, insanların üzerine çaylar atıyor. Toplantı ve yürüyüş hakkı da temelinden sarsılmış durumda. Adaletin tecelli etmediği davalar... Örneğin 10 Ekim Gar Katliamı, Soma Maden Davası, Çorlu Tren Katliamı Davası… Bu davalarda gerçek sorumlular yargı önüne çıkarılmıyor. Çorlu’da evladını kaybeden bir anne, isyan ettiği için sanık olarak yargılanıyor. Çevre hukuksuzlukları, 2020’de büyüdü. Kaz Dağı, Salda Gölü… Çevreciler, terörist olarak ilan ediliyor. Geleceğimizi korumak isteyenler, Saray rejimi tarafından engelleniyor.DAVADA AKLANANLAR, OHAL KOMİSYONU'NU AŞAMIYORKadına şiddet, 2020’de arttı. 2020’de en az 275 kadın yaşamını yitirdi. Son beş yılda, hakkında koruma kararı olmasına rağmen 100 kadın yaşamını yitirdi. OHAL Komisyonu’nda binlerce dava bekletiliyor. Yargıda aklanan insanlar, OHAL Komisyonu’nu aşamıyor, görevlerine iade edilemiyor.TAM BASKIAsgari ücret tartışmaları… Bütün giderleri çıktıktan sonra nasıl beslenebilir? Saray hiç bunların derdinde değil. Halk aç ve işsiz ama saray tok. Sarayda yaşadıkları için halktan o kadar kopmuşlar ki halkın ne boyutta olduğunu bilmiyorlar. Tam bir baskı… Özgür düşünen insanların üzerinde… Şunu göremiyorlar: Başkalarına baskı ile dayattığınızda, akla karşı işlenmiş birer suç haline gelir. Baskıyla dayatılan hiçbir şey, akla ve ahlaka uygun değildir. ANKAİran’ınürettiği Covid-19 aşısının denemesi başladı
İran’ın ürettiği Covid-19 aşısının denemesi başladı figure > İran'ın koronavirüse karşı bağışıklık sağlamak amacıyla geliştirdiği yerli aşı "COVIRAN Bereket", klinik deneme aşamasında ilk defa insan üzerinde test edildi. 65 bin kişinin aşıyı vurulmak için gönüllü olduğu belirtildi. İranlı bilim insanlarının geliştirdiği "COVIRAN Bereket" aşısı, Sağlık Bakanı Said Nemeki ve diğer yetkililerin katıldığı bir törenle, ilk defa insan üzerinde uygulandı.Aşıyı geliştiren bilim adamları heyetinin başında yer alan Muhammed Muhbir'in kızı Tayyibe Muhbir, aşıyı vurulan ilk gönüllü kişi oldu. Geliştirilen aşı bugün 3 kişiye daha vurulacak ve sonraki günlerde gönüllü olan 56 kişi üzerinde aşamalı olarak uygulanacak.65 BİN KİŞİ GÖNÜLLÜ OLDUAşının birinci günün ardından 14'üncü günde ikinci defa vurulacağı ve son aşama olan 28'inci günde de son dozun vücuda enjekte edileceği açıklandı. Şu ana kadar 65 bin kişinin aşıyı vurulmak için gönüllü olduğu belirtildi.Tayyibe Muhbir'e uygulanan aşının şu ana kadar herhangi bir yan etkisinin görülmediği ifade edildi. cumhuriyet.com.trCHP'li Taşçıer: 'Grip aşısıkaosu sürüyor, aşılar depolarda mahsur kaldı'
CHP'li Taşçıer: 'Grip aşısı kaosu sürüyor, aşılar depolarda mahsur kaldı' figure > CHP Ankara Milletvekili Eczacı Gamze TaÅŸcıer "Aradan 8 gün geçti grip aşısı hala depolarda bekletiliyor. Çünkü ne yapılacağına dair bir belirsizlik vardı, kararını da alamadılar. TÄ°TCK daha bugün süreci anlatan çok kısa bir açıklama yayınladı. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz bir saÄŸlık yönetimi tarihte görülmemiÅŸtir†ifadelerini kullandı. /Archive/2020/12/29/123851263-gamze-tascier-5.jpegCumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Eczacı Gamze TaÅŸcıer yaptığı açıklamada, “Grip aşısı dağıtım sistemi 8 gün önce deÄŸiÅŸtiÄŸinde süreci yapboza çevirdiniz demiÅŸtim. Aradan geçen 8 günde sistem hala oturmuÅŸ deÄŸil. Ekim ayında bitmesi gereken süreçte yeni yıla giriyoruz ama grip aşısı kaosu sürüyor. Bakanlık korkunç bir organize beceriksizlik içerisinde. Elleri ayaklarına dolanmış, ne yapacaklarını bilemez durumdalar.†dedi."GRÄ°P AÅžISI SEKÄ°Z GÃœN OLDU HALA DEPOLARDA BEKLETÄ°LÄ°YOR"“Yıllardır düzenli ÅŸekilde verilen, dağıtımında ve vatandaÅŸa ulaşımında hiçbir sorun olmayan grip aşısında bile kriz ve kaos yaratmayı baÅŸardılar.†diyen TaÅŸcıer, “Aile hekimi reçete yazacak, eczaneden verilecek dendi, süreç bir ÅŸekilde ilerlerken tekrar sistem deÄŸiÅŸti. Sonra bu karar kaosu derinleÅŸtirince vazgeçtiler ve sekiz gün önce sistemi eskisine döndürdüler. Ama aradan 8 gün geçti grip aşısı hala depolarda bekletiliyor. Çünkü ne yapılacağına dair bir belirsizlik vardı, kararını da alamadılar. TÄ°TCK daha bugün süreci anlatan çok kısa bir açıklama yayınladı. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz bir saÄŸlık yönetimi tarihte görülmemiÅŸtir.†ifadelerini kullandı."EKÄ°M’DE BÄ°TMESÄ° GEREKEN SÃœREÇ YENÄ° YILA SARKTI"Sistemin belirsiz bırakıldığı ve bu nedenle de vatandaÅŸların aşıya ulaÅŸamadığını belirten TaÅŸcıer, “Eczaneler depodan aşıları çekemiyor, çünkü depolar çıkış yapamıyor. TÄ°TCK yazı yayınladı ama zaten yılbaşıyla birlikte 3 günlük sokaÄŸa çıkma yasağı baÅŸlayacak. Yani Ekim ayında bitmesi gereken grip aşısı sürecinde yeni yıla giriyoruz hala milyonlarca insan aşılanamadı ve süreç de giderek uzuyor.†dedi.“ORGANÄ°ZE BECERÄ°KSÄ°ZLİĞİN CEREMESÄ°NÄ° HALK CANIYLA ÖDÃœYORâ€Bakanlığın grip aşısının temininden, dağıtımına kadar süreci yönetemediÄŸini belirten TaÅŸcıer, “SaÄŸlık Bakanlığı’nın bu organize beceriksizlik halini gördükçe, endiÅŸelerimiz artıyor. Yıllardır sorunsuz olan grip aşısı sistemini bile eline yüzüne bulaÅŸtırıp kaos yaratan bir yönetim, COVID-19 aşısında ne yapacak merak ediyoruz. COVID-19 aşısı da ha geldi, ha geliyor dene dene haftalar geçti. Grip aşısında da daha yaz aylarındayken bakanlığa sormuÅŸtum, sistem belli mi diye. Tabi cevap alamamıştık. COVID-19 aşısıyla ilgili de sorduk, yine yanıtsız kaldı. Aşılar uygulanmaya baÅŸladığında umarım AK Parti iktidarı eliyle yaratılmış bir baÅŸka kaosla karşı karşıya kalmayız. Çünkü her geçen saat, her geçen gün insanlarımız hayatlarını kaybediyor. Yani organize beceriksizliÄŸin ceremesini halk canıyla ödüyor.†ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.trTürk-Ä°ÅŸ, aralık ayıaçlık ve yoksulluk sınırıaraÅŸtırmasınıaçıkladı
Türk-İş, aralık ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasını açıkladı figure > Türk-İş'in araştırmasına göre, aralık ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 590, yoksulluk sınırı 8 bin 436 lira oldu. ./Archive/2020/12/29/122556230-102456027-altinordu.jpgTürk-İş'in çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"nın aralık ayı sonuçları açıklandı.Araştırmaya göre, bu ay dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden "açlık sınırı" 2 bin 590 lira olarak belirlendi.Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen "yoksulluk sınırı" ise 8 bin 436 lira oldu. Bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 3 bin 146 lira 98 kuruş olarak hesaplandı.Ankara'da yaşayan dört kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 2,91 artış gösterdi.Yılın tamamı itibarıyla fiyatlardaki artış yüzde 19,75'i bulurken, gıda enflasyonunda 12 aylık artış oranı da yine yüzde 19,75 hesaplandı. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 16,16 oldu.YUMURTANIN TANESİ 1,16 LİRA OLDUSüt, yoğurt, peynir grubunda önemli bir fiyat değişikliği görülmedi. Kıyma ve kuşbaşı ile tavuk ve sakatat (ciğer, yürek, böbrek) ürünleri fiyatı bu ay aynı kaldı. Balık fiyatları, geçen aya göre değişmedi. Yumurtanın tanesi yüksek fiyat artışıyla bu ay 1,16 lira oldu. Bakliyat ürünleri fiyatlarında geçen ay fiyat artışı görülen yeşil mercimek, nohut ve barbunyada fiyatlar aynı kalırken, bu ay yine kuru fasulye fiyatı ile kırmızı mercimek fiyatı artış gösterdi.Sebze-meyve fiyatları bu ay yine en fazla değişiklik gösteren harcama grubu oldu ve geçen aya göre hepsinde artış gerçekleşti. Yaş sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı bu ay 7,19 lira (geçen ay 6,71 lira) olarak hesaplandı. Geçen aya göre yaşanan artış büyük ölçüde meyve fiyatlarından kaynaklandı. Kasımda 6,77 lira olarak hesaplanan ortalama meyve fiyatı bu ay 7,60 lirayı buldu. Geçen ay 6,68 lira hesaplanan sebze ortalama kilogram fiyatı bu ay 6,97 lira oldu.ZEYTİNYAĞI FİYATI AYNI KALDI, AYÇİÇEĞİ YAĞI FİYATI ARTTITam buğday, ekşi mayalı vb. çeşitlemelerle bazı ekmek çeşitlerinde artış gerçekleşti. Bu ay pirinç ve bulgur fiyatı değişmezken, makarna, un ve irmik fiyatı arttı. Tereyağ, margarin ile zeytinyağı fiyatı aynı kalırken, fakat ayçiçeği yağı fiyatı ise yeniden arttı.Hesaplamada dikkate alınan siyah ve yeşil zeytin ortalama fiyatı bu ay da değişmedi. Çay ve ıhlamurun yanı sıra bal, reçel, pekmez, şeker ve tuz fiyatı ile salça fiyatı da bu ay yine fiyatı aynı kalan ürünler arasında yer aldı. cumhuriyet.com.trAydın'daçileküreticisine sıvıgübre desteği
Aydın'da çilek üreticisine sıvı gübre desteÄŸi figure > Aydın BüyükÅŸehir Belediyesi, çilek üreticilerine sıvı gübre desteÄŸinde bulundu. Türkiye'de çilek üretiminde ilk sırada gelen Sultanhisar'da baÅŸlanan desteklemeyle üreticilerin daha fazla verim elde etmesi hedefleniyor. Aydın BüyükÅŸehir Belediyesi, çilek üreticisinin gübre ihtiyacınıkarşılamak için kök yapısını güçlendirdiÄŸi, bitkinin geliÅŸimini ve verimini artırdığı belirtilen azot ile zenginleÅŸtirilmiÅŸ fosfor içeren sıvı gübre desteÄŸinde bulundu. Çiftçilere tarım yaptıkları arazilerinin geniÅŸliÄŸine göre belirlenen destekle kış mevsiminde de rekoltenin artması hedefleniyor.Çilek üreticiliÄŸi yapan çiftçilerden Süleyman UludaÄŸ, “Bu gübreleri kullanacağız ve inÅŸallah daha fazla verim alacağız. Ãœretimi arttırabilirsek ne mutlu bize. Özlem BaÅŸkan'a pandemi döneminde gübre desteklerinden dolayı çok teÅŸekkür ediyoruz. Bizim gibi çiftçileri unutmuyor, destek veriyor. SaÄŸ olsun, var olsun†dedi.Çiftçi Nuri Åžener de verilen destekten dolayı BaÅŸkan Özlem ÇerçioÄŸlu’na teÅŸekkür ederek “Bunu denediÄŸimiz zaman daha iyi sonuçlar alırız inÅŸallah. Çiftçi olarak maliyetlerimiz ağır, çiftçinin umudu yarınları†şeklinde konuÅŸtu./Archive/2020/12/29/122327607-1.jpgSultanhisar Belediye BaÅŸkanı Osman Yıldırımkaya, çiftçilerin fuarları ve güncel üretim tekniklerini takip ederek kendilerini geliÅŸtirdiklerini belirterek “100 bin ton çilek üretiyoruz, bunun yüzde 80’i ihracata gidiyor. Ä°lçemizin ciddi anlamda bir geliri var. Aydın’ın ürününün deÄŸerlenmesi ve çiftçimizin geliÅŸmesi adına BüyükÅŸehir Belediyemiz elinden geleni yapıyor. ÃœretilmiÅŸ ürünün deÄŸil, üretilmekte olan ürünlerde katkıları olduÄŸunu ifade ederek Özlem BaÅŸkan'a çok teÅŸekkür ediyorum†dedi.Aydın BüyükÅŸehir Belediyesi BaÅŸkanvekili Barış AltıntaÅŸ birçok alanda üreticiyi desteklediklerini ifade ederek “Çiftçilerimize yaptığımız desteklerden biri de gübre desteÄŸi. Pandemi döneminde zor ÅŸartlarda iÅŸlerini yapmaya çalışan çiftçimiz ve esnafımıza her türlü desteÄŸi BüyükÅŸehir Belediyesi olarak veriyoruz. Bundan sonra da kimin neye ihtiyacı varsa aynı ÅŸekilde desteklerimize devam edeceÄŸiz†ifadelerini kullandı. Ä°ZMÄ°R / CumhuriyetAvrupa BirliÄŸi’den Rusya’ya“aşıda dezenformasyonâ€suçlaması
Avrupa BirliÄŸi’den Rusya’ya “aşıda dezenformasyon†suçlaması figure > Avrupa BirliÄŸi Dış Ä°liÅŸkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell, Rusya'nın kendi aşısını satabilmek için geliÅŸtirilen diÄŸer aşılar hakkında dezenformasyona baÅŸvurduÄŸu suçlamasında bulundu. Josep Borrell, yayımladığı internette dezenformasyonla mücadelenin önemine iÅŸaret ettiÄŸi blog yazısında, Rusya’yı suçladı.  Bazı dış aktörlerin, yanlış veya yanıltıcı bilgiler yayarak dezenformasyon kampanyalarına bile giriÅŸtiÄŸine iÅŸaret eden Borrell, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:"ÖrneÄŸin, Batılı aşı geliÅŸtiricileri Rusya'nın devlet kontrolü altındaki medyası tarafından alay konusu ediliyor. Bu durum bazen insanların maymuna dönüşeceÄŸi gibi saçma iddialara kadar varıyor. Görünüşe göre bu tür söylemler Rusya'nın kendi aşısı Sputnik V'yi satmak istediÄŸi ülkelere yönlenmiÅŸ durumda. Salgında bu tür temelsiz şüpheleri teÅŸvik edecek her giriÅŸim halk saÄŸlığını tehdit etmektedir. DEAÅž gibi terör örgütleri de kendi propagandalarını yaymak için koronavirüs salgınındaki kafa karışıklıklarını kullanmaktadır."“ALTINI OYMAYA ÇALIÅžIYORLARâ€Devlet veya devlet dışı aktörlerin zaman zaman kamu diplomasisinde meÅŸru zeminin dışına çıktığına dikkati çeken Borrell, bazılarının kendi gittikleri yolu tek etkili yolmuÅŸ gibi sunduklarını ve diÄŸerlerinin itibarını sarsmaya çalıştıklarını vurguladı.Dezenformasyon yönteminin yeni olmadığını ancak internet sayesinde artık çok daha hızlı yayılabildiÄŸini belirten Borrell, "Rusya ve Çin gibi bazı devletler aktif ÅŸekilde bu tür faaliyetler yürütüyor ve özgürlük, çoÄŸulculuk, kuvvetler ayrılığı gibi deÄŸerler üzerine oturmuÅŸ demokratik sistemlerimizin altını oymaya çalışıyorlar" ifadesini kullandı. AAEdebiyatı,‘sevinç’olarak yaÅŸayan Nezim
Edebiyatı, ‘sevinç’ olarak yaÅŸayan Nezim figure > Seval Åžahin tarafından derlenerek edebiyat dünyamıza kazandırılan Kimse Hikâyeyle Aramda Geçenleri Anlamıyordu, Nezihe Meriç’in daha geniÅŸ kitlelere tanıtılması açısından çok deÄŸerli bir kaynak. /Archive/2020/12/29/121123380-ic1.jpg1953 yılından, yaÅŸamının son yıllarına uzanan bir süreçte yapılan söyleÅŸileri okurken Nezim’le karşılıklı konuÅŸuyormuÅŸum duygusunu yaÅŸadım. Onun öykülerinin oluÅŸum sürecini, günlük yaÅŸam içindeki devinimlerini, “İnsanâ€a yaklaşımını belli bir zaman aralığında hayranlıkla izlemiÅŸ biri olarak yeniden o günlere gittim.Cumhuriyet’in ilk kadın yazarlarından Nezihe Meriç, DoÄŸan Hızlan’ın kendisiyle yaptığı söyleÅŸisinde, modern öyküye adım atmak konusunda ilk cesaret ışığını Sait Faik’ten aldığını belirtiyor. Topal KoÅŸma’da yer alan “Susuz†adlı öyküleri ilk okuduÄŸumda beni çarpmış, yirmili yaÅŸlarda yazmış olduÄŸu bu modern öyküleri hayrete düşürmüştü.Nezihe Meriç, yarattığı öykülerde, geleneksel öykünün dışına çıkıp asi, özgün, sıra dışı, estetik ve yalın diliyle kendi sesini, rengini bulmuÅŸ genç bir yazarken modern öykünün öncülerinden biri olarak Türk edebiyatına adını yazdırmıştır.Çocuk yaÅŸta ailesiyle birlikte Anadolu’yu dolaşıp Anadolu insanını, geleneklerimizi, coÄŸrafyasını tanımış; ressam, müzisyen olan babasının kütüphanesinden o yaÅŸlarda yararlanmış ÅŸanslı bir çocuk. Dokuz yaşından itibaren klasikleri okumuÅŸ, yazdığı kompozisyonlar, yakın çevresinde, eÄŸitim gördüğü okullarda dikkat çekmiÅŸ. Kendisinde “edebiyatçı kumaşı†olduÄŸu fark edilmiÅŸ ve destek görmüş.Bu birikimleri ışığında, Anadolu kadını ve erkeÄŸinin büyük kentlerde yaÅŸadığı deÄŸiÅŸim ve geliÅŸimini duru bir dille sıkça iÅŸlemiÅŸ. Kadının toplumsal yaÅŸamdaki devinimlerini, ezilmiÅŸliÄŸini, sorgulamış. ÇocukluÄŸundan itibaren müzik ve edebiyatla iç içe büyümesi, zengin dünyası, dile hakimiyeti ve yeteneÄŸi, yazdıklarında yenilikler yaratmasına olanak saÄŸlamış.Özgün deyimler, imler, sözcükler yaratarak edebiyat dünyamızda özel bir yer edinmiÅŸ. ÃœrettiÄŸi metinler, yeni sevinçler, coÅŸkular olarak dönmüş Nezihe Meriç’e de, okurlarına da…/Archive/2020/12/29/121136490-ic2.jpgOZANLARI KISKANDIRACAK ÖYKÃœCÃœMübeccel Ä°zmirlinin kendisiyle yaptığı söyleÅŸisinde, Topal KoÅŸma kitabından, seçtiÄŸi tanımlamalar ozanları kıskandıracak nitelikte bana göre…“Bir çılgınlık anında muhteÅŸem bir çığlık halinde dünyadan atladığınızı ve boÅŸlukta tükeninceye kadar parçalandığınızı düşünün, aÅŸk budur,†diyor, örneÄŸin. Kahramanlarını öylesine abartısız, edebiyat yapmak kaygısından uzak, duru bir dille betimliyor ki, sahiciliÄŸi, sıcacık yorumuyla okuru sarmalayıp kendine baÄŸlıyor. Edebiyat budur!“Kahverengi bir adam o. İçine altın tozu serpilmiÅŸ, kahverengi bir adam,†diyor, ya da;“Kadın maral gibiydi. Uzak diyarları sis basmış daÄŸ yollarının yalnız kayaları, yüreÄŸine düşüyordu insanın,†diyor, örneÄŸin…EDEBÄ° LEZZET VE BÄ°RÄ°CÄ°KLÄ°KNezim’in yapıtlarındaki edebi lezzet ve biriciklik, onun sıkça tekrarladığı, sanatçıda var olan ‘X’ olgusunu getiriyor usuma.Ä°mge Öyküler’in 6.sayısında, Melike Koçak, Sezer AteÅŸ Ayvaz, Leyla Ruhan Okyay, tarafından yapılan söyleÅŸide, Nezihe Meriç’in o sıralarda yayımlanan Yandırma adlı kitabındaki “Ünlemleri Kökertmek†öyküsünü incelemiÅŸ üzerinde konuÅŸmuÅŸtuk. Unutulması güç, keyifli anlar yaÅŸadığımız zaman diliminin sonunda hepimiz “düş gibi yaÅŸanan gününâ€, anılarımızda çok özel ve önemli bir yeri olacağının ayrımındaydık. Nezim de bu söyleÅŸinin onu çok mutlu ettiÄŸini belirtmiÅŸti.Tek bir öyküsü üzerine yaptığımız bu analiz çalışması, Nezihe Meriç öykücülüğünün daha iyi algılanması konusunda doyurucu bir çalışmaydı ona göre. Çok zor beÄŸenen Nezim’in bu övgüleri hepimizi havalara uçurmuÅŸtu. Ãœstelik Nezim’le gün boyunca ‘öykü’ üzerinde konuÅŸmuÅŸ, yeni öyküler yazabilmek umudu ve heyecanıyla ayrılmıştık, yanından.Nezihe Meriç, özgün, yaratıcı ürünler veren sanatçılar konusunda şöyle bir saptama yapmıştı, bu söyleÅŸide; “O zaman öykücü, romancı, neyse iÅŸte, sanatçı; yazarken nasıl yazdığını düşünürken, şöyle düşünmek lazım. Gizemli olan, ‘X’ diye bir ÅŸey var. Türkçeyi bilmek, imla kurallarını bilmek, güzel yazı yazmak, güzel mektup yazmak herkeste var. Ama sanatçıda ‘X’ bir etki var. Bir ‘X’… O ‘X’, nedir? Çözülemeyen bir ‘X’, benim için anlamaya çalıştığım, örnekler vermeye çalıştığım. Öyle bir ‘X’ var.†Nezihe Meriç’te olan bir ‘X’ bence, belki yaratıcılık denen ÅŸey, bir anlamda ya da tanımlanamayan baÅŸka bir ÅŸey ve daha ötesi?/Archive/2020/12/29/121154208-kapakic3.jpgSÖYLEŞİLERÄ°Bu kitapta, yitirdiÄŸimiz yazarlarımızın, Nezihe Meriç’le yaptığı söyleÅŸiler de beni çok etkiledi… Hepsini özlem ve saygıyla anıyorum.Tomris Uyar’la yaptığı söyleÅŸideki muzip, sıcak konuÅŸmalarını, yanlarındaymışım gibi dinlemek çok güzel geldi. Nezihe Meriç’in, öykülerini okurken “Aferinâ€lerle kendisini yüreklendirmesini paylaÅŸması, çok hoÅŸtu…Sennur Sezer’e, “Ben edebiyatı bir sevinç olarak yaşıyorum, Marx’ın dediÄŸi gibi, sanat insanın kendine verebileceÄŸi en büyük sevinçtir,†diyor.Enver Ercan, Nezim’i; “Modern Masalcıâ€, diye tanımlıyor.Melisa Gürpınar, Nezihe Meriç’in Yandırma kitabıyla ilgili incelikleri lirik bir biçimde aktarıyor.“Bilinen bir gerçektir, iyi romanın içinde binlerce öykü tomurcuÄŸu vardır. Okurun, roman aÄŸacının dallarını kendine doÄŸru eÄŸercesine, konulardaki yan geliÅŸmelere de aklının takılması. Ama öyküye roman açılımı verebilmek, gene biliyoruz ki, ancak usta yazarların harcı.Okuru, bir roman okumuÅŸ kadar hazdan ve elemden uçuran, bir gizem var, sizin öykülerinizde. Sanki öykülerin tümü de zamana açılıyor. O kapıdan bir anda çıkıp kendini uçsuz bucaksız bir ufkun karşısında buluyor insan. Öyküde böylesine bir derinliÄŸi ve bakışımı yakalamanın yöntemi olmalı; öyle deÄŸil mi?†diye soruyor, Nezihe Meriç’e…ÇOCUK YAZININezihe Meriç’in, bir de çocuk yazınına verdiÄŸi önemden söz etmek istiyorum. Özlem Melek Kaya’nın, yaptığı söyleÅŸide; “Ben çocuk seven biriyim,†diye baÅŸlıyor, Nezihe Meriç.“Bu sıradan sevginin dışında çok fazla sevgi! Çocuklarla konuÅŸmayı, onlarla oynamayı her zaman çok sevdim. Onları yakından izleyip –bu kendiliÄŸinden oluyor, çok ilgimi çekiyor onların yaÅŸama katılışlarını izlemek-çok eÄŸlenerek, çok-çocuk dünyası çok eÄŸlencelidir, sevenler bilir-gülerek yazıyorum,†diyor.Ben de… Çocuk kitaplarını okurken, yazarken çok eÄŸleniyorum, Nezim’ciÄŸim…YetiÅŸkinlerin de çocuk edebiyatına zaman ayırmaları, yüreklerini ferahlatır, eÄŸlendirir inancındayım. Özellikle son yıllarda yaÅŸanan ÅŸu zor zamanlarda… Çocuk edebiyatında öylesine nitelikli kitaplar var ki! Denemeye deÄŸer.Bu kitap, sadece Nezihe Meriç’in yapıtlarını deÄŸil, onun iç dünyasını, yazma serüvenini, aydın olarak dik duruÅŸunu, olaÄŸanüstü bir insanı da tanıma olanağı saÄŸlıyor.Kimse Hikâyeyle Aramda Geçenleri Anlamıyordu / Seval Åžahin / Yapı Kredi Yay. / 304 s. / AÄŸustos 2020. Leyla Ruhan OkyayGurbetçilerçok ağır vergi ve hapis cezalarıyla karşıkarşıya
Gurbetçiler çok ağır vergi ve hapis cezalarıyla karşı karşıya figure > Yurt dışında yaşayan Türkler'in banka ve diğer finansal bilgilerinin yaşadıkları ülkeyle paylaşılmasında artık son üç gün. Kişinin adı, adresi ve diğer bilgileriyle birlikte, her türlü mevduat ve yatırım hesapları yaşadığı ülkeye gönderilecek. Hesapların yıl sonu bakiyesi ile bildirimden bir önceki takvim yılının, o yıl içerisinde o hesaplara yatan faiz/gelir ödemeleri raporlanacak. /Archive/2020/12/29/121907829-dolar3.jpgTEK UMUT ERTELEMETürkiye, 2019 bilgilerini 31 Aralık günü 54 ülkeyle paylaşıyor. Bunlar arasında Türkler’in yaşadığı Avustralya, Danimarka, Finlandiya, İngiltere, İsveç, Norveç var. Türkler’in çok yoğun olduğu ve yaklaşık 6 milyon gurbetçinin yaşadığı Almanya, Fransa, Belçika, İsviçre, Hollanda, Avusturya’ya ise bilgiler 2021’de gidecek. Tek umut, erteleme. Aksi halde gurbetçiler çok ağır vergi ve hapis cezalarıyla karşı karşıya.Sözcü'den Ali Gülen'in haberi şöyle: Yurt dışında yaşayan Türkler'in banka ve diğer finansal bilgilerinin yaşadıkları ülkeyle paylaşılmasında artık son üç gün. 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla 2019'a ait hesap bilgileri paylaşılacak. 54 ülkede yaşayan Türkler'in hesapları gönderilecek.Bunların arasında Danimarka, Finlandiya, İngiltere, İsveç, İtalya, Avustralya, Norveç, Lüksemburg gibi Avrupa ülkeleri var.Türkler'in çok yoğun olduğu Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, İsviçre 2019 yılı hesap bildirimine dahil değil. 2019 yılı hesap bildiriminin yıl sonuna sarkmasının nedeni pandemi. Normalde şartlar altında bildirimlerin en geç eylül ayı sonuna kadar yapılması gerekiyordu.GURBETÇİ HESABA KATILMADAN İMZALANDI Türkiye‘nin, gurbetçiyi hesaba katmadan imza ettiği, ‘finansal bilgilerin otomatik paylaşımı’nda asıl sorun, 2020 bilgilerinin verilmesinde. 2020 bilgileri, 2021 yıl eylül sonuna dek bildirilecek. 6.5 milyona yakın gurbetçinin, Türkiye'deki her türlü banka hesabı, başka finansal geliri, ortaklık geliri, kira geliri, emeklilik geliri veya başka gelirlerinden oluşan hesabı yaşadığı ülke maliyesine bildirilecek.Onlar da takibata başlayacak, gurbetçilere ağır vergi cezaları ve vergi kaçırma cezaları yağacak. SÖZCÜ'nün “Yurt dışındaki Türkler'i koruyun. Yasadaki erteleme hakkını kullanın†yayınları üzerine Almanya, Fransa, İsviçre, Avusturya, Hollanda gibi Türkler'in yoğunlukta olduğu ülkeler için bir yıl erteleme çalışmaları yapılıyor. Aksi takdirde bu ülkelere bilgiler, önümüzdeki sene verilmek zorunda.,HANGİ BİLGİLER PAYLAŞILACAK?Kişinin adı, adresi ve diğer bilgileriyle birlikte, her türlü mevduat ve yatırım hesapları yaşadığı ülkeye gönderilecek. Hesapların yıl sonu bakiyesi ile bildirimden bir önceki takvim yılının, o yıl içerisinde o hesaplara yatan faiz/gelir ödemeleri raporlanacak.Hesap hareketleri raporlanmayacak. Hesaptaki paranın kaynağı otomatikman bildirilmeyecek. Ancak bunu yaşadığınız ülke maliyesi büyük ihtimalle soracak. Raporlama döneminde kapatılan hesabın bakiyesi de bildirilecek. Ortak hesapların, ortaklığa düşen bölümü değil tamamı bildirilecek.Genel kural olarak, Türkiye'de kurulmuş bir şirketin, üretim ya da mal alım-satımı gibi aktif bir ticari faaliyetle uğraşması halinde, ortağı yurt dışında yerleşik de olsa, kurum hesabı otomatik bilgi değişimi kapsamına girmiyor.Diğer taraftan, hesap sahibi şirketin gelirlerinin ağırlıklı olarak aktif ticaretten ziyade faiz, kar payı gibi pasif gelirlerden oluşması durumunda bu şirketin hesap bilgileri otomatik bilgi değişimi kapsamına girecek.KİMLERİN HESABI BİLDİRİLECEK?Yurt dışında yaşayanlar, Türkiye'de yaşadığını kanıtlayamayanlar. Nerede yaşadığı konusunda çekince varsa, banka bilgilerinde yurt dışı ile ilgili belgelere rastlananlar. Paralarını yurt dışına havale ettirenler. Türkiye'de üç aydan eski ikametgahı olmayanlar. Türkiye'de yaşasa bile faaliyeti yurt dışında yerleşik kişilerce kontrol edilen şirketler ve yöneticiler. cumhuriyet.com.tr