News - Haberler
2020 ciroları2019’un yüzde 60’ınıyakalayabildi
2020 ciroları 2019’un yüzde 60’ını yakalayabildi Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, cirolardaki büyük kayba rağmen kiralar, genel giderler ve diğer maliyetlerdeki artış nedeniyle perakende sektörünün bağışıklık sisteminin çökmek üzere olduğunu vurguladı. Öncel, “Eğer önerilerimize kulak verilmez ve acil ‘ekonomik aşı’ yapılmaz ise yakın gelecekte birçok markamızı maalesef kaybedebiliriz†dedi. Türkiye’de market, elektronik ve mobilya gibi sınırlı birkaç kategori dışında perakende ciroları ortalamada 2019’un yüzde 60’ına ancak ulaşabildi. Bazı kategoriler için “yılın kurtarıcısı†olarak görülen aralık ayında dahi sektör, ortalamada yüzde 50 ciroyu zor yakaladı.ZAMLI FATURALAR ZORLUYORAlmanya’da yüksek yargının kira indirimini tartıştığını hatırlatan Öncel, Türkiye’de ise özellikle caddelerde bazı mülk sahiplerinin indirim bir yana 2021 ile beraber zamlı kira faturaları gönderdiklerini bildirdi. Öncel, perakende için acil olarak uygulanmasını istedikleri ve “ekonomik aşı†olarak adlandırdığı önerilerini şöyle sıraladı:- Salgın koşulları devam ettiği dönem boyunca mülk sahiplerine önümüzdeki yıllarda kayıplarını telafi edici vergi muafiyetleri sağlanarak, mağaza kiralarında yüzde 50 indirim yapılmalı. - Ticaret Bakanlığı’nın gündeminde bulunan Genel Gider Yönetmeliği bir an önce çıkarılmalı. - Zarar eden mağazadan bir ay önceden bildirimde bulunmak şartı ile tazminatsız çıkış hakkı verilmeli. - Kiralamalarda KDV ve stopaj oranları sıfırlanmalı. cumhuriyet.com.trTÜİK’e göre işsizlik oranıyüzde 12.7. DİSK-AR ise geniştanımlıveriyi hatırlattı
TÜİK’e göre iÅŸsizlik oranı yüzde 12.7. DÄ°SK-AR ise geniÅŸ tanımlı veriyi hatırlattı Ekim 2020’de geçen yılın aynı ayına kıyasla dar tanımlı iÅŸsiz sayısı 4.4 milyondan 4 milyona düşerken, geniÅŸ tanımlı iÅŸsiz sayısı ise 7.3 milyondan 9.7 milyon kiÅŸiye çıktı. Türkiye Ä°statistik Kurumu (TÜİK), Covid-19 salgını sonrası gündeme gelen iÅŸten çıkarma yasağı sonrası daha çok tartışma konusu olan iÅŸsizlik verilerini, bu kez Ekim 2020 dönemi için açıkladı. Dün açıklanan “İşgücü Ä°statistikleri, Ekim 2020†raporuna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaÅŸtakilerde iÅŸsiz sayısı 2020 Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 391 bin kiÅŸi azalarak 4 milyon 5 bin kiÅŸi oldu. “Dar tanımlı†olarak kabul edilen iÅŸsizlik oranı da 0.7 puanlık azalışla yüzde 12.7 oldu. Tarım dışı iÅŸsizlik oranı da 0.9 puanlık azalışla yüzde 14.8 oldu.COVÄ°D-19 DA ETKÄ°LÄ°Buna karşın DÄ°SK AraÅŸtırma Merkezi (DÄ°SK-AR) tarafından hazırlanan ve dar tanımlı iÅŸsizliÄŸe ilave olarak “ümitsiz iÅŸsiz, çalışmaya hazır olan, mevsimlik iÅŸlerde çalışan ve zamana baÄŸlı eksik istihdamâ€Ä± kapsayan geniÅŸ tanımlı iÅŸsizlik oranının yüzde 20.9’dan yüzde 27, iÅŸsiz sayısı da 7 milyon 302 binden 9 milyon 681 bin kiÅŸiye yükseldiÄŸini açıkladı. DÄ°SKAR ayrıca salgın baÅŸladığında bu yana Uluslararası Çalışma Örgütü’nün yöntemiyle Covid-19’un çalışma hayatına etkilerini de hesaplıyor. Buna göre “revize edilmiÅŸ geniÅŸ tanımlı iÅŸsizlik ve iÅŸ kaybı sayısı†Ekim 2020’de 10 milyon 681 bine ulaÅŸtı. Oran da yüzde 29.8’e yükseldi. Türkiye’deki çalışma hayatında özellikle 2018’in ikinci yarısından bu yana, iniÅŸler ve çıkışlar olsa da hem iÅŸgücü hem istihdamda önemli azalışlar görülüyor. Bu Ekim 2020’de de sürdü. TÜİK’in verilerine göre istihdam edilenlerin sayısı Ekim 2020’de, bir önceki yılın aynı dönemine göre 896 bin kiÅŸi azalarak 27 milyon 447 bin kiÅŸi, istihdam oranı ise 2.3 puanlık azalışla yüzde 43.6 oldu. Ä°ÅŸgücü ise 1 milyon 288 bin kiÅŸi azalarak 31 milyon 452 bin kiÅŸi, iÅŸgücüne katılma oranı 3 puanlık azalışla yüzde 50 oldu. Bu durum Türkiye ekonomisinin yeni iÅŸ alanı açmak için yatırımlarda ve istihdam yaratmada çok yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.1.5 MÄ°LYON ÃœMÄ°TSÄ°ZYine TÜİK verilerine göre, Ekim 2019’dan Ekim 2020’ye iÅŸgücüne dahil olmayan kiÅŸiler arasında yer alan “iÅŸ aramayıp çalışmalar hazır olanlarâ€Ä±n sayısı 2 milyon 175 bin kiÅŸiden 4 milyon 348 bini kiÅŸiye çıkarken, bunlar arasında özellikle öne çıkan “iÅŸ bulma ümidi olmayanlarâ€Ä±n sayısı 668 bin kiÅŸiden 1 milyon 511 bin kiÅŸiye yükseldi. Ä°ÅŸgücüne dahil olmayan toplam kiÅŸi sayısı da 29 milyondan 31.5 milyona çıktı.GENÇLERDE YÃœZDE 24.9TÜİK’in verilerine göre, gençler (15-24 yaÅŸ) arasındaki iÅŸsizlik oranı Ekim 2020’de yüzde 24.9 oldu. Bu oran Ekim 2019’da yüzde 25.3’tü. Oran erkeklerde yüzde 21.6’dan yüzde 21.8’e çıkarken, kadınlarda yüzde 31.8’den yüzde 30.7’ye geriledi. TÜİK verileri üzerinden farklı bir hesaplama yapan Genç Ä°ÅŸsizlik Platformu ise ÅŸu noktaya dikkat çekti: “15- 34 yaÅŸ arası genç iÅŸsiz sayısı 2 milyon 426 bin kiÅŸi. Finansal istikrarsızlıkla baÅŸlayan ve Nisan 2018’den itibaren etkisi belirginleÅŸen ekonomik kriz sürecinden itibaren genç çalışan sayısı 1 milyon 73 bin kiÅŸi azaldı.†cumhuriyet.com.trBorçlananların oranıbir ayda yaklaşık 3 puan arttı
Borçlananların oranı bir ayda yaklaşık 3 puan arttı Halktan, gündemi meÅŸgul eden darbe ve türban tartışmalarına tokat gibi “gündem yoksulluk†yanıtı geldi. Ä°stanbul Barometresi’ne göre borç altında ezilen yurttaÅŸ geçinecek parayı kazanamıyor. Pandeminin derinleÅŸtirdiÄŸi ekonomik kriz, yurttaşı yoksullaÅŸtırmaya devam ediyor. Ä°BB Ä°stanbul Ä°statistik Ofisi’nin hazırladığı “İstanbul Barometresi Aralık 2020 Raporuâ€, kentte yaÅŸayanların artan borçlar altında ezildiÄŸini; kredi kartı borcunun ancak asgarisini ödeyebildiklerini; geçinecek kazancı dahi saÄŸlayamadıklarını ve iÅŸsizlik korkusu içinde olduklarını ortaya koydu. Halihazırda iÅŸsiz olanlar ise iÅŸ bulma konusunda oldukça umutsuz. 827 vatandaÅŸ ile telefon üzerinden görüşerek hazırlanan ve ÅŸehir halkının ev içi gündemi, ekonomik ÅŸatları ve duygu durumu gibi konulara odaklanan araÅŸtırmanın üçüncüsünde, ÅŸu sonuçlar dikkat çekti:BORÇLANANLAR ARTTI- Yurttaşın yüzde 56.5’i geçinecek kazancı saÄŸlayamadığını söyledi. - Çalışanların yüzde 27.3’ü iÅŸten çıkarılma korkusu yaÅŸarken, iÅŸ arayanların yüzde 69.1’i ise yakın bir zamanda iÅŸ bulamayacağına inanıyor. - Kendi ekonomisinin yakın dönemde kötüleÅŸeceÄŸini düşünenlerin oranı yüzde 50. - Katılımcıların sadece yüzde 3.8’i, bu ay birikim yapabildiÄŸini ifade etti. - Raporda, kasım ayına göre aralıkta borç alma ve verme oranın da arttığı gözlemlendi. Sadece bir ay içinde borçlananların oranı neredeyse 3 puan arttı. Buna göre, ekim ayında borç alma oranı yüzde 44 iken, aralıkta yüzde 46.6’ya yükseldi. Borç verenler ise yüzde 3.2’den yüzde 5.5’e çıktı. - Katılımcıların yüzde 31.3’ü kredi kartı borcunun tamamını ödeyemediÄŸini, yüzde 42’si ise asgari tutarı ödediÄŸini belirtti. - Yüzde 71’i, 1000 TL tutarında; yüzde 85.3’ü de 5 bin TL tutarında beklenmedik acil bir harcamayı kendi imkânları ile karşılayamayacağını belirtti.- Çalışanların üçte biri çıkarılma korkusu yaşıyor. Ä°ÅŸ arayanların yüzde 70’i bulacağına inanmıyor. - Halkın yalnız yüzde 3’ü birikim yapacak kadar kazanıyor. Ve onu da evde tutuyor. - Kayseri’de 5 liradan 1.25’e düşen karnabahar için yurttaÅŸlar uzun kuyruk oluÅŸturdu. cumhuriyet.com.trKasım ayındaödemeler dengesi 4 milyar 63 milyon dolar açık verdi
Kasım ayında ödemeler dengesi 4 milyar 63 milyon dolar açık verdi Türkiye’nin üretimdeki dışa (ithalat) bağımlılığı, ekonomideki kötü yönetimin uluslararası yatırımcıyı kaçırması ve özellikle küresel koronavirüs salgınının turizm gelirlerine vurduğu büyük darbe, Merkez Bankası’nın açıkladığı ödemeler dengesi bilançosunu sarsmaya devam ediyor. Bu bilançoya göre 2019 yılı kasım ayında 15 milyon dolar olan cari açık Kasım 2020’de 4 milyar 63 milyon dolara çıktı. Geçen yılın ilk 11 ayında 9 milyar 602 milyon dolar fazla veren cari denge ise 2020’nin aynı döneminde 35 milyar 249 milyon dolar açığa ulaştı. Böylece Kasım 2020 sonu itibarıyla son bir yıllık cari açık da 37 milyar 974 milyon dolara ulaştı. Bu rakam Ekim 2020 sonunda 33 milyar 926 milyon dolardı. Bu sonuçlara göre, son açıklanan yeni ekonomi programındaki (YEP) 24.4 milyar dolarlık 2020 sonu cari açık gerçekleşme tahmini de tümüyle yalan oldu. Öte yandan yine Merkez Bankası verilerine göre kaynağı belirsiz para giriş çıkışını gösteren net hata ve noksan hesabı geçen yılın ilk 11 ayında 2.9 milyar lira açık verdi. Bu açık geçen yılın aynı döneminde 7.6 milyar dolardı. Kasım 2020’de ise 3 milyar dolar fazla oluştu. cumhuriyet.com.trİhracatçıve ithalatçı, fiyatlarda istikrar talep ediyor
İhracatçı ve ithalatçı, fiyatlarda istikrar talep ediyor TOBB Başkan Yardımcısı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, pandemi sürecinde ihracatçı ve ithalatçıların konteynır fiyatlarındaki istikrarsızlık ve yüksek bedellerden şikâyetçi olduklarını söyledi. Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) her hafta sonu görüntülü platformda düzenlediği “Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor†etkinliğine katılan Kıran, “Bundan sonra bu alanda daha istikrarlı bir fiyat beklentisi olacak†diye konuştu.‘GÖÇ BAKANLIĞI KURULMALI’Diğer yandan, hem Türkiye’de hem dünyada denizcilik sektörünün iyi bir sınav verdiğini kaydeden Kıran, şöyle devam etti: “Bu sektör gemi taşımacılığından sigortaya, limancılıktan kruvazör turizmine kadar 10’un üzerinde alt sektörden oluşuyor. Pandemiyle konteynır taşımacılığında hareketlilik yaşanırken, kruvazör turizminde tüm işler durdu. Sektörün geneline böyle bakmak lazım†dedi. Etkinliğe, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin de katıldı. Sınırda 10 yıldır süren çatışmaların şehri nasıl geride bıraktığına değinen Çinçin, şunları söyledi: “2010’da havaalanına kavuşmuş, sınırında Suriye’ye vizesiz geçişlerin yaşandığı bir Hatay vardı. Herkes Arap-İsrail barışını konuşuyordu. Biz de Hatay’dan Tel Aviv’e otobanla ulaşacağımız, ticaretimizi bu çerçevede geliştireceğimiz bir hayale kapılmıştık. Ancak çatışmaların başlamasıyla Türkiye çok kısa sürede 4 milyon sığınmacıya kucak açmak zorunda kaldı. Bu sığınmacıların 400 bini Hatay’a yerleşti. Bir anda aldığımız göç, altyapımızı ve sosyoekonomik durumumuzu altüst etti. Türkiye’nin en kısa sürede Göç ve Entegrasyon Bakanlığı kurması ve tek elden otoriteyle bu yöndeki sorunların çözümünde hızlı hareket etmesini gerekiyor.†cumhuriyet.com.trAdalet Bakanlığı’ndan takipsizlik kararıverilen dosyalarla ilgili dikkatçeken talep
Adalet Bakanlığı’ndan takipsizlik kararı verilen dosyalarla ilgili dikkat çeken talep Adalet Bakanlığı’nın mahkemelerden ayrıntılı bilgi talebine tepki gösteren CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Erkek, “Bu yazıyı alan hâkim nasıl bağımsız karar verebilir? Yargı, ağır bir sivil vesayet altında.†dedi. Adalet Bakanlığı, mahkemelerden bugüne kadar pek çok muhalif hakkında iÅŸlem yapılan CumhurbaÅŸkanına hakaret ve devletin kurumlarını aÅŸağılama suçu kapsamındaki dosyalarla ilgili ayrıntılı bilgi talep etti. Yazıda, kovuÅŸturmaya yer olmadığına iliÅŸkin karar verilmiÅŸ ise de karara karşı itiraz olup olmadığı ve itirazın kesinleÅŸip kesinleÅŸmemesiyle ilgili de bilgiler talep edildi. CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “Normal bir iÅŸlem gibi görülse de bu yazıyı alan hâkim elindeki derdest dosyada ya da gelecekte bakacağı dosyalarda nasıl baskı altında kalmaz? Nasıl bağımsız karar verebilir?†diye konuÅŸtu.AYRINTILI BÄ°LGÄ° Ä°STENDÄ°Adalet Bakanlığı tarafından Cumhuriyet baÅŸsavcılıklarına gönderilen yazıda CumhurbaÅŸkanına hakaret ve Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve devletin kurumlarını aÅŸağılama suçu kapsamındaki dosyalarla ilgili ayrıntılı bilgi talep edildi. Söz konusu yazı Cumhuriyet baÅŸsavcılıkları aracılığıyla da ilgili mahkemelere gönderildi. Yazıda; bugüne kadar pek çok muhalif hakkında iÅŸlem yapılan CumhurbaÅŸkanına hakaret suçlamasını düzenleyen 299. madde ile Türk milleti, Türkiye devleti ve organlarını aÅŸağılama suçunu düzenleyen 301. madde kapsamında kovuÅŸturmaya yer olmadığına iliÅŸkin karar verilmiÅŸ ise de karara karşı itiraz olup olmadığı ve itirazın kesinleÅŸip kesinleÅŸmediÄŸiyle ilgili bilgilerin de her bir dosya için ayrı ayrı bildirilmesi istendi.‘YARGI VESAYET ALTINDA’Hukuktan sorumlu CHP’li Erkek, iktidarın ülkeyi yönetemedikçe daha çok baskı kurmaya baÅŸladığını ancak baskılar arttıkça da ülkenin iyice yönetilemez hale geldiÄŸini belirtti. Ä°ktidarın “baskı iklimini ancak adaletle bahara†çevirebileceÄŸini söyleyen Erkek, “İktidarın tarafsız ve bağımsız yargı inÅŸa etme amacı varsa ona göre davranmak zorunda. Çünkü adalet söylemden daha çok eylem meselesidir. Yargı, ağır bir sivil vesayet altında. Bu zihniyet reform yapamaz†dedi.Hukuktan sorumlu CHP’li Erkek, iktidarın ülkeyi yönetemedikçe daha çok baskı kurmaya baÅŸladığını ancak baskılar arttıkça da ülkenin iyice yönetilemez hale geldiÄŸini belirtti. Ä°ktidarın “baskı iklimini ancak adaletle bahara†çevirebileceÄŸini söyleyen Erkek, “İktidarın tarafsız ve bağımsız yargı inÅŸa etme amacı varsa ona göre davranmak zorunda. Çünkü adalet söylemden daha çok eylem meselesidir. Yargı, ağır bir sivil vesayet altında. Bu zihniyet reform yapamaz†dedi. Mahmut LıcalıTMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın düzenlediÄŸi“Tarım Haftası2021â€kapsamında BasınÖdülümuhabirimiz Sefa Uyar'ın oldu
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın düzenlediği “Tarım Haftası 2021†kapsamında Basın Ödülü muhabirimiz Sefa Uyar'ın oldu Muhabirimiz Sefa Uyar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın Türkiye’de tarım öğreniminin 175. yılı nedeniyle düzenlediği “Tarım Haftası 2021†kapsamında Basın Ödülü’ne değer görüldü. Ödül töreni, Covid-19 salgını nedeniyle çevrimiçi olarak düzenlendi. Türkiye’de modern anlamda ilk defa tarım eğitim ve öğretiminin 10 Ocak 1846’da İstanbul Yeşilköy’deki Ayamama Çiftliği’nde açılan Ziraat Mektebi’nde başlaması nedeniyle her yıl 10 Ocak’ı kapsayan haftada çeşitli etkinlikler düzenleniyor. ZMO da bu kapsamda, bu tarihi “Tarım Haftası†etkinlikleri ile kutluyor. Ancak, bu yıl etkinliker Covid-19 salgını nedeniyle çevrimiçi ortama taşındı. ZMO, YouTube üzerinden de canlı yayımlanan “Tarım Haftası 2021†etkinliği ile tarım alanındaki öğrencilerin, akademisyenlerin, ziraat mühendislerinin sorunlarına yönelik panel düzenledi. Açılış konuşmalarını TMMOB Başkanı Emin Koramaz, ZMO Başkanı Baki Remzi Ruiçmez ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Atar’ın yaptığı etkinlikte, meslekteki 35. ve 50. yılını dolduran ziraat mühendislerine ödül verildi. Etkinlik kapsamında, basın ödülleri de dağıtıldı. Muhabirimiz Sefa Uyar, tarım alanındaki haberleri nedeniyle Basın Ödülü’ne değer görüldü. cumhuriyet.com.trAkSanat’ın yılbaşıhediyesi Büyük Kadın Sanatçılar kitabının tartışmalarısürüyor
AkSanat’ın yılbaşı hediyesi Büyük Kadın Sanatçılar kitabının tartışmaları sürüyor Bu tartışma bir yılbaşı armağanı ile başladı. AkSanat’ın İngiliz editörler tarafından hazırlanmış “Büyük Kadın Sanatçılar†başlıklı bir kitabı telif ödeyerek alıp, yurtdışında bastırıp yayımlayarak hatırlı kişilere yollaması, kitabı görme olanağı olan kadın sanatçılarda eleştiriye neden oldu. Kitapta yer alan seçilmiş kadın sanatçıların çoğunun Avrupa ve ABD’li olmasının yanında Zeid dışında hiç Türk kadın sanatçı olmaması da bu eleştirilerden biriydi. Kitabın tanıtım yazısını hazırlarken Hasan Bülent Kahraman’a da AkSanat aracılığıyla sorular yönelttik ama söylediğine göre kendisine iletilmediği için yanıtları da gelmedi. Ama bu çerçevede, çağdaş sanatta kadının yeri, sanata ayrılan kaynakla hazırlanan yayınların niteliği, kurumların sanata bakışı gibi değişik konular sanatçılar tarafından tartışıldı, değişik görüşler dile getirildi. Kahraman’dan pazar akşamı aldığım e-postadan bu tartışmaya dahil olmak isteyen yazısı çıktı. Bir tür savunmadan çok, keşke olmasaydı, tartışanları çok da zarif olmayan biçimde “popülist yaklaşımla linç yapmakla†suçlayan bir yazı. Ayrıca başka kitaplarının da savunusu yapılıyor. Cumhuriyet gazetesi, fikir özgürlüğüne saygılıdır. Anlaşılıyor ki Türk sanatçıların çağdaş sanatın neresinde olduğu, kadın sanatçıların konumu, sanat kurumlarının kimler tarafından nasıl yönetildiği ve aslında nasıl yönetilmesi gerektiği, sanata ve sanatçılara yakışan bir düzeyde ve bilimsellikte tartışılmaya muhtaç. Bu bağlamda bu yazı da yayımlanacak, bu tartışmalar da sürmeli ve sanatçılar sürdürecek. Yazgülü AldoğanHasan Bülent Kahraman:‘Eleştirenler ne söylediklerini ayağa kalkıp kendileri yanıtlasın!’
Hasan Bülent Kahraman: ‘EleÅŸtirenler ne söylediklerini ayaÄŸa kalkıp kendileri yanıtlasın!’ Cumhuriyet gazetesinin Büyük Kadın Sanatçılar kitabına gösterdiÄŸi ilgi önemli ama deÄŸerlendirmeler keÅŸke kitap okunarak yapılsaydı. Popülizmi yani bilginin ve gerçeÄŸin yok sayılıp, hayatın sanılarla biçimlendirilmesini politikacı tavrı olduÄŸunda kınıyoruz. Oysa bilmenin biçimi herkesi etkiliyor: körleÅŸme kitap adı deÄŸildir, gerçektir. Entelektüel sorumluluÄŸum gereÄŸince bazı noktalara deÄŸineceÄŸim. Bazıları “kadın sanatçı yoktur, sanatçı vardır†diyor. Bu iddiayı andığım kitap baÄŸlamında öne sürüyorlar. Maalesef optik körlüğünün ta kendisi. Çünkü kitabın iddiası tam da o “kadın sanatçı†yoktur, “büyük sanatçı†vardır. Kitabın kompozisyonu bile bu doÄŸrultuda hazırlanmış. “Kadın†sözcüğünün üstü çizilmiÅŸ. Kadın kelimesini çıkın, geriye “büyük sanatçılar†deyimi veya tanımlaması kalıyor. Yani, kadın sanatçı deÄŸil, büyük sanatçı vurgusu var o görsellikte. Ama bazıları kapak ve sırttaki görsel düzenlemede “kadın†sözcüğünün üstü neden çizili diye bir “engizisyon sorusu†çıkarıyor ortaya. Vah vah! Yayıncıların kadın sözcüğünün üstünü kadın kimliÄŸi baÄŸlamında çizdiÄŸini düşünmek delirmekle eÅŸanlamlı ama literatür, popülizmle “delirium†(Can Yücel’in muhteÅŸem deyiÅŸiyle “deliriyorumâ€) halinin iç içe geçtiÄŸini saptadı.NEDENÄ° BELLÄ°Kitap kadını “yoksama†tarihinin ne kadar zorlu olduÄŸunu gösteriyor. Ama sanki dünyanın en büyük suçu iÅŸlenmiÅŸ gibi kitap günlerce sürdürülen bir kampanyanın öznesi. Nedeni belli: Popülist kültürün beslediÄŸi patolojik linç anlayışı. GeçmiÅŸ olsun. Hepimize. Bir de iÅŸ yapalım ama iÅŸgüzar olmayalım, çok ÅŸey bilelim ama bilgiç olmayalım deÄŸil mi? Fakat bir “kadın sanatçı†realitesi var. Bu kavram ikincilleÅŸtirme, ayrımcılık kastıyla kullanılıyorsa reddedilir. Kimlik, beden, kamusallık dediÄŸimiz alanların paydasında norm kurucu ve bozucu bir etken olarak, evet, kadın kimliÄŸi mevcuttur. O zaman gene bazılarına literatürde bin yıldır yeri belli yanıtı da verelim: Hayır, kadın sanatçı olmak mutlaka feminist olmayı gerektirmiyor. Yapısalcılık sonrası anlayışın bilince getirdiÄŸi tanımla söyleyelim: Kadının bizatihi varlığı bir muhalefetin, bir sökümün göstergesidir. Kadınların yaptığı sanatın iç dinamikleri onları öncü konumuna yükseltir. Tartışılan kitap tam da bunu söylüyor. EleÅŸtirenler ne söylediklerini ayaÄŸa kalkıp kendileri yanıtlasın. Ãœstelik “kültür†dünyamızda ÅŸimdi yeni bir kavram olarak ele aldığımız bu olgu 1990’larda yerli yerine oturtuldu. “Sanat tarihi†kavramı madunların, eril ve beyaz adamın mitolojisi dışında kalanların, dışlanmışların “tarihleri†olarak yeniden yazıldı. Bugün “sanat tarihleri†var. Kadınlar sadece bu planın oluÅŸmasında deÄŸil, bilinç durumlarının, zihniyet yapılarının, yerleÅŸik tüm kategorilerin sökülmesinde, “bakış†kavramından baÅŸlayarak temsil politikalarına kadar kurucu rolü oynadılar. Dil ve bilinç bunlardan biri. Ama ne yazık ki bazen kadın konusuna taraf olurken hâlâ terk edilen bazı “söylemler†ayrımsanmadan içselleÅŸtirilmiÅŸ olarak kullanılıyor. “Söylem†kavramının zorlu yanı bu. Herkes bu iç bükülmeden payına düşeni alıyor. Mevcut eleÅŸtiriler tam da burada duruyor. Biraz yazık biraz ayıp.ÅžOVEN BÄ°R YAKLAÅžIMAnlaşılan elimize aldığımız kitaplara içinde Türkiye’den ne var diye bakıyoruz. Yoksa ne yapalım, her çevirdiÄŸimiz kitap için yayınevlerine, “bir Türkiye bölümü ekler misiniz†diye soralım mı? Aklın alacağı ÅŸey deÄŸil. Oysa bunu istiyor eleÅŸtiri kervanı. Epey ÅŸoven bir yaklaşım. Ãœrkütücü. Peki, o durumda kimler alınacaktı kitaba? Türkiye’den kitapta daha çok kadın sanatçı olmamalı mıydı? Niçin olmasın? Türkiye’de ÇaÄŸdaÅŸ Sanat: 1980-2000 isimli kitapta kurduÄŸum bir iddia var ve ilk kez sanırım orada dile getirildi: Güncel/çaÄŸdaÅŸ sanatı Türkiye’de kadın sanatçılar hazırladı. Ä°ddia bugün de daha ileri çalışmaları bekliyor. Adını sayacağım onlarca kadın sanatçımız evrenseldir, dünya çapındadır. Ama dünya edebiyatı kitabında sadece Orhan Pamuk yer alıyor. YaÅŸar Kemal? Melih Cevdet? Fazıl Hüsnü? Orhan Kemal? Ve daha kimler kimler. Tamam, yayınevlerine yeni bölüm eklemelerini söyleyeceÄŸiz. Zeid’in kitapta yer almasının nedeni besbelli: Tate retrospektifi. Tekrarlayayım: Türkiye’de güncel sanatın en önemli eksiÄŸi evrensel yayınevlerinin bastığı sanatçı monografilerinin olmamasıdır. Ama Zeid’in “Türklüğü†konusu bana bir dönem bazılarının Nâzım Hikmet’in “Türklüğünü†tartışmasını anımsatıyor. Ãœrpertici deÄŸil mi?CEVAP VERECEK ÖNEMDE BULMUYORUMKitabın odağını yitirmiÅŸ eleÅŸtirilerine getireceÄŸim açıklamalar bunlar. Hakkımda söylenenleri ise cevap verecek önem ve deÄŸerde bulmuyorum. Küratörlük etkinliÄŸini 2010 sonrasında gösterenler 2010’da biten bir kitapta niye yer almadıklarını soruyorsa ve bunu hemen baÅŸka ayıplı ithamlarla açıklıyorlarsa bilsinler ki 2010 sonrasını yazdığımda onlara zevkle yer vereceÄŸim. Ãœstelik onlarla eÄŸitim kurumlarında sanat kurumlarında beraber çalışmışlığım var, hem de uzun süre. Türkiye’de ÇaÄŸdaÅŸ Sanat isimli kitabı hiç görmeden, “arkadaÅŸları haber verdiÄŸi için†duyanlar ve onu (ah, ne kadar hazin bir durum) “küratörlük/küratörler hakkında†bir kitap sananlar gene bilsin ki deÄŸindiÄŸim kitapta bana küfretmiÅŸ olanlar da kiÅŸisel iliÅŸkimin en uzak olduÄŸu isimler de edimlerinin gerektirdiÄŸi övgüyle anlatılıyor. Bu da benim övüncüm olsun. Son: Dünyanın en derin noktasını da en yüksek noktasını da metreyle ölçtük. ÇaÄŸdaÅŸ sanattaki derinliÄŸi veya çapı ölçecek metrik henüz elimizde yok. Bulununca bildiririm. Åžimdilik sezinlediÄŸim, derinliÄŸin mesela hiç kuramsal yazı yazmamış olmakla ilgili olduÄŸu. Ä°dareciliÄŸim ise besbelli zayıf ki bu iddiaları öne sürenleri idare edememiÅŸim. Ama onların iyi idareciler olduÄŸu anlaşılıyor. Ä°ÅŸte böyle... Hasan Bülent KahramanTürk EÄŸitim Gönüllüleri VakfıGenel MüdürüSait Tosyalı: 25 yılda 3 milyonçocuÄŸa eÄŸitim desteÄŸi verdik
Türk EÄŸitim Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Sait Tosyalı: 25 yılda 3 milyon çocuÄŸa eÄŸitim desteÄŸi verdik TEGV’in uyguladığı eÄŸitim modeli yalnızca okul derslerine katkıda bulunmak deÄŸil, aynı zamanda çocukların kendilerini, yeteneklerini ve en önemlisi hayallerini özgürce keÅŸfetmelerini saÄŸlayan bir model. EÄŸlenerek öğrenmeyi ilke edinen TEGV çocukları, geleceÄŸe de umutla bakmayı öğreniyor. 2020’de 25. yılını kutlayan Türkiye EÄŸitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), geçen 25 yılda, 3 milyona yakın çocuÄŸa eÄŸitim desteÄŸi verdi. TEGV’in desteklediÄŸi bu çocuklar arasında bugün öğretmenler, hukukçular, saÄŸlık çalışanları, mühendisler gibi deÄŸiÅŸik mesleklerden mezunlar var. TEGV’in eÄŸitim hayatına destek olduÄŸu isimlerden biri de TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı. Tarsus Amerikan Koleji ve BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Endüstri MühendisliÄŸi’nden mezun olan, ardından BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Ä°ÅŸletme Bölümü’nde yüksek lisansını tamamlayan Tosyalı, Koç Holding AŞ’de Stratejik Planlama Koordinatörlüğü ve topluluÄŸun tüketim, inÅŸaat ve enerji grubu ÅŸirketlerinde genel müdürlük yaptı. Son olarak Alman Linde Gaz AÅž Yönetim Kurulu BaÅŸkan Yardımcısı ve Murahhas Azası olan Tosyalı, aynı zamanda SaÄŸlık ve EÄŸitim Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi.‘GURUR DUYUYORUM’- TEGV’den destek alıp aranıza katılanlar var mı?25 yılda, 3 milyona yakın çocuk etkinlik noktalarımızda eÄŸitim desteÄŸi aldı. Bu çocuklarımız arasında bugün öğretmenler, hukukçular, saÄŸlık çalışanları, mühendisler gibi deÄŸiÅŸik mesleklerden mezunlarımız bulunuyor. Tüm çocuklarımız adına sembol olabilecek bir ismi sizinle paylaÅŸabilirim. Son dönemde kurumsal risk deÄŸerlendirme çalışmalarımız için bize gönüllü destek vermekte olan firma yöneticilerinden Elif Dilmen bir TEGV çocuÄŸu. 2020 OlaÄŸan Genel Kurulumuzda da yeni üye olarak yönetim kurulumuza girdi. Eski bir çocuÄŸumuzun ÅŸimdi yönetim kurulumuzda yer alıyor olması tüm TEGV için ayrı gurur kaynağı.TASARIM ATÖLYELERÄ°- TEGV’in ÅŸu an öne çıkan projeleri nelerdir?Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, uzun zamandır hazırlıklarını yaptığımız dijital dönüşümümüzün hızlanarak hayata geçmesine ortam saÄŸladı. Google fonu ve INCO Education Accelator Group danışmanlığı ile tüm eÄŸitim içeriklerimizi dijital platforma taşıdık. Yaz aylarındaki pilot uygulamamızın olumlu sonuçları ile ekim sonunda yaygın bir ÅŸekilde uzaktan eÄŸitimlerimize baÅŸladık. Bunun yanı sıra bugünlerde Çorum’da Lila Grup sponsorluÄŸu ile inÅŸaat çalışmaları son aÅŸamaya gelen yeni öğrenim birimimizin açılışını planlamanın heyecanı içerisindeyiz. Van EÄŸitim Parkımızı modern eÄŸitim teknolojilerini içerecek ÅŸekilde, deÄŸerli bağışçımız Nirun Åžahingiray adına yeniden inÅŸa edeceÄŸiz; mimari projemizi belirledik; yakında inÅŸaat çalışmalarına baÅŸlamayı planlıyoruz. Saha çalışmalarımızın baÅŸlaması ile Bursa, Gaziantep, Kartal gibi noktalarımızda tasarım ve beceri atölyelerimizin kurulum çalışmalarını yapmak da hedeflerimiz arasında.EÄžLENEREK ÖĞRENME- Türkiye genelinde ne tip çalışmalarınız var?Türkiye genelinde 8 eÄŸitim parkı, 30 öğrenim birimi ve 20 ateÅŸböceÄŸimiz ile ihtiyaç sahibi çocuklarımızı nitelikli eÄŸitimle buluÅŸturuyoruz. EÄŸitim parklarımızın her birinden yaklaşık 5 bin; öğrenim birimlerimizden 2-3 bin ve ateÅŸböceklerimizden de yaklaşık 2 bin olmak üzere yılda 150 binden fazla çocuÄŸumuz etkinliklerimizden ücretsiz yararlanıyor. Matematik, fen, okuma, sanat, Ä°ngilizce ve biliÅŸim etkinliklerimize katılır, eÄŸlenerek öğrenirler. Sayıları 9-10 bini bulan özel eÄŸitim almış gönüllülerimiz çocuklarımızın bu etkinlikleri almalarına yardımcı olur. Standart ateÅŸböceklerimiz kodlama etkinliÄŸimizi Türkiye’nin en uç noktalarına taşırken bilim, sanat, trafik ve tasarım ve beceri atölyeleri donanımlı ateÅŸböceklerimiz, sabit noktalarımızın bulunmadığı bölgelerde çocuklarımızı nitelikli eÄŸitimle buluÅŸtururlar- Pandemi döneminde okullara tablet yardımı yaptınız sanırım?Bugüne kadar toplanan bağışlarla yaklaşık 2 bin çocuÄŸumuzu tabletleri ile buluÅŸturabiliyoruz. Beykoz, Van, Siirt Kurtalan, Åžanlıurfa ve Şırnak Cizre’ye baÄŸlı köy okullarındaki çocuklarımıza tabletlerini teslim ettik. DiÄŸer il ve okullardaki dağıtımlarımıza kampanyamıza gelecek bağışlarla 2021 yılında da devam etmeyi planlıyoruz.‘O SICAK YERE BÄ°R KERE GÄ°RÄ°N’Bir TEGV çocuÄŸu olan Elif Dilmen, yönetim kuruluna yeni girdi. Dilmen’in iletiÅŸim ve sosyal temelli çalışmalara katkısı büyük: “Kendinizi rahat ve güvende hissettiÄŸiniz, diÄŸer çocuklar ile iletiÅŸim ve dostluk kurmanızda da büyük katkısı olan bir ortama sahip. Benim için ise özellikle iletiÅŸim ve sosyal olma temelli çalışmalar yürütmemde kesinlikle katkısı çok büyük. En önemli tavsiyem ise dışarıdan baktığınız, içini merak ettiÄŸiniz o sıcak yere yalnızca bir kere girin, zaten bir daha çıkmak istemeyeceksiniz. TEGV sıralarında oturduÄŸum dönemde tam anlamıyla fark edemediÄŸim, çocuklarımızın eÄŸitimi için canla baÅŸla çalışan bir eÄŸitim dostu ordusunun olduÄŸunu anladım. Yönetim kadrolarından çalışanlara, destekçilerden gönüllülere kadar bu amaç için çabalayan bu güzel yüreklerin bir araya geldiÄŸinde neler baÅŸarabileceÄŸini yakından deneyimle fırsatım oldu. Bu deneyimim geleceÄŸe umutla bakmamı saÄŸladı demek doÄŸru olur.â€â€˜DUYARSIZ KALAMAM’Toplumsal olarak duyarsız kalmamayı öğrendiÄŸini belirten E-bursum Sosyal GiriÅŸim Platformu kurucusu Mesut Keskin ÅŸunları anlatıyor: “Çocukken gittiÄŸim TEGV’de saÄŸlıktan sanata birçok konuda eÄŸitimler aldım ve bunlar bugünkü beni ben yapan unsurlar. Toplumsal olaylara duyarsız kalmamayı, çözüm üretmeyi ve empati kurabilmeyi öğretti bana TEGV. TEGV’in öğrettiÄŸi sorgulama, analitik düşünme, empati kurabilme gibi unsurlar olmasaydı bugün yaptığım iÅŸi yapamayabilirdim. Küçük yaÅŸlarca bu konuların hiyerarÅŸik bir yapı olmadan çocuklara öğretilmesi, ilerisi için yapılan en iyi yatırımlardan biri. TEGV’in bana yaptığı yatırımın da karşılığını almaya baÅŸladığıma inanıyorum. TEGV benim ailem, dolayısıyla sonradan deÄŸil başından beri her alanda destekçi oluyorsunuz. GittiÄŸim her yerde, her fırsatta TEGV ve yarattığı etkiyi anlatıyorum. Tabi özellikle yardımseverlik koÅŸusunda TEGV için koÅŸanlara ayrı bir destek veriyorum.†Füsun SakaYeÅŸilırmak’ta balıklar kıyıya vurdu
Yeşilırmak’ta balıklar kıyıya vurdu Amasya'daki Yeşilırmak Nehri'nde ölen onlarca balık kıyıya vurdu. Son ölümlerle birlikte Yeşilırmak Nehri'nde bu yıl üçüncü kez toplu balık ölümleri yaşandı. Amasya kent merkezinden geçen Yeşilırmak’ta toplu balık ölümleri yaşanıyor. Yurttaşların tepkisine neden olan balık ölümlerinin şeker fabrikasının atıklarından kaynaklandığı öne sürülürken Amasya Valisi Mustafa Masatlı, balık ölümlerinin yağışların yetersiz olmasına bağlı oksijen yetersizliğinden olduğunu savundu. CHP Amasya Merkez İlçe Başkanı Arif Ferah-oğlu, “Amasya hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştı, doğamız da insanımız da ırmağımız da sahipsiz†dedi. Mehmet Menekşe