Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Monday, 06.10.2024, 08:07 AM (GMT)

News - Haberler

CHP’li Ağbaba,İşsizlik SigortasıFonu’nun amacıdışında kullanıldığınıvurguladı

CHP’li Ağbaba, İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanıldığını vurguladı CHP’li Veli Ağbaba, amacı dışında kullanılan İşsizlik Sigorta Fonu’nun aralıkta işçilerden daha çok işverenler için kullanıldığını vurguladı. Fondan ücretsiz izne çıkarılan 2 milyon 291 bin kişiye toplam 7.2 milyar lira ödenirken işverene 18 milyar teşvik verildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, amacı dışında kullanılan İşsizlik Sigortası Fonu’nun aralık ayında 28 milyar TL azaldığına dikkat çekti. Ağbaba, fonun işçilerden daha çok işverenler için kullanıldığını vurguladı. İşsizlik Sigortası’na ilişkin açıklama yapan Ağbaba, ücretsiz izne çıkarılan 2 milyon 291 bin kişiye toplamda 7.2 milyar TL para verilirken, işverenlere 18 milyar TL yani yaklaşık 2.5 kat daha fazla fondan teşvik verildiğini bildirdi. 8.3 milyar TL işsizlik ödeneği ve 7 milyar TL nakdi ücret desteği birlikte düşünüldüğünde, işverenlerin 18 milyar TL yani işsize verilenden toplam 3 milyar TL daha fazla fondan para aldıklarını belirten Ağbaba, şöyle devam etti: “AKP döneminde İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işverenlere yüksek miktarda teşvikler verildi. Verilen teşvikler kamuoyuna istihdamı korumak ve artırmak için destek olarak dile getirilse de verilen teşviklerin istihdamı artırmadığı görülmektedir. 2020 Ocak-Aralık döneminde fondan işverenlere 18 milyar TL teşvik ve destek ödemesi aktarılmasına rağmen istihdam artmadığı gibi aksine geçen yıla göre 896 bin kişi azaldı.”‘GELİR-GİDER BOZULDU’Ağbaba, fonun gelir-gider yapısının da bozulduğunu, giderlerin gelirlerin 1.7 katı olduğuna dikkat çekti. İşçi ve işveren primleri, devlet katkısı ile faiz geliri olarak 2020 Aralık ayında fonun toplam geliri 38.7 milyar olurken giderinin ise 66.6 milyar liraya ulaştığına dikkat çeken Ağbaba, “Fonda biriken tutarın Covid-19 salgını nedeniyle azaldığını görüyoruz. 2018’de 127.6 milyar TL, 2019’da 131.5 milyar TL bulunan fonun temmuz ayı sonundaki büyüklüğü 103.2 milyar TL’ye kadar geriledi. İktidarın ucuz borçlanma aracı olarak kullandığı fondaki devlet tahvillerinin oranı hâlâ büyüklüğünü koruyor. Fonun maddi ve mali varlığının yüzde 78.52 tahvil, yüzde 21.48’i ise mevduattan oluşuyor. Resmi işsiz sayısının bile 4 milyonun üzerinde bulunduğu Türkiye’de, birikimi iktidar tarafından hoyratça kullanılan fondan geçen yıl aralık ayında işsizlik ödeneği alan işsizlerin sayısı 207 bin 263 kişi olarak gerçekleşti. Resmi olarak işsizlerin sadece yüzde 5’i işsizlik ödeneğinden yararlanabildi. Fonun işsize cimri davrandığını görüyoruz. Fondan işsizlik ödeneği olarak Aralık 2020 itibarıyla işsizlere sadece 8.3 milyar TL verildi.” cumhuriyet.com.tr

CHP Grup BaşkanvekiliÖzgürÖzel'den saray harcamalarına tepki

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'den saray harcamalarına tepki CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Ahlat’taki kışlık Saray’a 89 milyon, Okluk’taki yazlık Saray için de 20 milyon TL daha harcayacak. Şu ana kadar yazlık Saray’a 620 milyon TL para harcandı” dedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Resmi Gazete’de yayımlanan 2021 yatırım programıyla Okluk ve Ahlat Sarayları’na yeni harcamalar yapılacağına dikkat çekerek “1500 odalı saraylarında dünyanın harcamalarını yapanlar bu sene Ahlat’taki kışlık Saray’a 89 milyon TL daha harcayacak. Okluk’taki yazlık Saray için de 20 milyon TL daha harcayacak. Şu ana kadar yazlık Saray’a 620 milyon TL para harcandı” dedi. Özel, “Herkesten fedakârlık isteyen Cumhurbaşkanı, sadece Saray’dan tasarruf etmiyor” diye konuştu. Özel, 2021 yılı yatırım programındaki Saray harcamalarına ilişkin açıklama yaptı. “Katlansınlar, aç kalsınlar, kuru ekmek yiyorsa kendini tok saysınlar, dedikleri vatandaş bir yanda, Saray’ın harcamaları diğer yanda” diyen Özel, “Gerçekten akılların almayacağı, vicdanların kabul etmeyeceği bir haldeyiz. Bir ailenin yazın tatil yapması için ya da Katar şeyhinin yazın denize girmesi için yapılan Saray’a 620 milyon TL para harcayanlar vatandaştan fedakârlık istiyor. Kışın Ahlat’ta birkaç gün geçirmek için milyon TL’leri harcayanlar, vatandaştan sabır bekliyor. Sabır taşı çatladı” ifadelerini kullandı. Siyasetin öncelik belirleme işi olduğunu belirten Özel, “Artık bu Saray rejiminin, aile devletinin sonunun gelmesi, artık vatandaşa hizmet edecek gerçek bir hükümetin kurulması gerekiyor” dedi. Sarp Sağkal

Eğitim-İş’tenöğretmenlere başvuruçağrısıgeldi

Eğitim-İş’ten öğretmenlere başvuru çağrısı geldi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eğitim-İş Sendikası’nın uzaktan eğitimde hafta içinde akşamları ve hafta sonları ders veren öğretmenler için ödenen ek ücrete ilişkin yazısına, “Gece öğretimi için öngörülen gösterge üzerinden ödenmesi gerektiği değerlendirilmekte” yanıtını verdi. Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, uzaktan eğitimin 9 ayı aşkın süredir devam ettiğine işaret ederek “Kendi eksikliklerini öğretmenlerin günlük zamanından ücretsiz faydalanarak kapatmaya çalışıyorlardı. Şimdiye kadar ödenmemiş olması bakanlığın eksikliği” dedi. Uzaktan eğitime geçilmesi ile birlikte canlı ders saatlerinde güncelleme yapılmış, öğretmenler için cumartesi ve pazar günleri ile hafta içi saat 18.00’den sonra ders tanımlamasında bulunulmuştu.Eğitim-İş, bu saatlerde yapılan canlı derslerde öğretmenlere ödenen ek ücretin, gece öğretimi için öngörülen gösterge üzerinden ödenmesini talep etmişti. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, Eğitimİş’in talebine yazılı yanıt verdi. Yazıda, “gece öğretimi için öngörülen gösterge üzerinden ödeme” yapılacağı belirtildi. Bakanlığın yazısını değerlendiren Eğitim-İş Başkanı Yıldırım, gece öğretimi için öngörülen düzenleme ile ödeme yapılması durumunda büyük maddi farklılıklar olmayacağını, ödenen ek ders ücretinde yaklaşık yüzde 10’luk fark oluşacağını söyledi. Yıldırım, “Ne kadar küçük rakam olursa olsun, öğretmenlerin emeklerinin karşılığında ellerine geçecek her rakam ufak da olsa etkiye sahip olacak. Şimdiye kadar ödenmemiş olması bakanlığın eksikliği” diye konuştu. Yıldırım, yazı doğrutulsunda öğretmenlerin geriye dönük saat hesaplaması yaparak başvurabileceklerini ve farkın ödenmesini talep edebileceklerini kaydetti. Sefa Uyar

Maas,‘Türkiye’nin diyalog yönünde attığıadımlardan memnunuz’dedi

Maas, ‘Türkiye’nin diyalog yönünde attığı adımlardan memnunuz’ dedi Ankara’yı ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Maas, “Artık geçen yıl yapılan tartışmaları geride bırakmak, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri yapıcı ve ileriye dönük ilerletmek için çaba harcamak istiyoruz” ifadesini kullandı. Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasında yılbaşından bu yana yaşanan diplomatik trafik ve karşılıklı sıcak mesajların ardından Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas dün Ankara’yı ziyaret etti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştirdi. Ortak basın toplantısında Maas, “Son dönemde Türkiye’den olumlu sinyaller” geldiği için kısa süre içinde hazırlığını yaparak Ankara’ya gelmek istediğini belirtti. Maas, “Geçen yıl Türkiye ile AB arasındaki olaylar bazı izler bıraktı. Doğu Akdeniz konusunda zorlu tartışmalarımız oldu, bazı müttefiklerin savaş gemileri karşı karşıya geldi. Bu tür olayları artık yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle bu olumlu sinyallere ve bu ilerlemeye eşlik etmek bizim için önemli” diye konuştu. 2020 yılı içinde Almanya’nın dönem başkanlığında Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu seyirde devam etmesi için çalıştıklarını söyleyen Maas, “Şimdi geçtiğimiz yılın zorlu tartışmalarını geride bırakıp istikşafi görüşmeleri yeniden başlatmayı istemenizden çok memnun olduk. Sadece Almanya adına değil, AB içindeki birçok mevkidaşım adına konuşuyorum. Bu diplomatik adımı herkes olumlu karşıladı” ifadelerini kullandı. Ankara’nın son dönemde AB ile diyalog yönünde attığı adımlardan memnun olduklarını kaydetti. Türkiye’nin Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisini Kıbrıs açıklarından çekmesini de olumlu karşıladıklarını söyleyen Maas, “Bu tür doğrudan görüşmelerle birlikte 2016 yılındaki diplomasi yoluna yeniden girilmiş olması olumlu. Kolay bir yol olmayacağını biliyorum. Fakat her iki tarafın da görüşmeleri somut bir şekilde sürdürmesi olumlu sonuçlar verecektir” dedi.‘TARTIŞMALARI GERİDE BIRAKMAK İSTİYORUZ’Maas, “Artık geçen yıl yapılan tartışmaları geride bırakmak istiyoruz. Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri yapıcı ve ileriye dönük gelişme yolunda ilerletmek için çaba harcamak istiyoruz” diye konuştu. Maas, Türkiye’ye yönelik olası AB yaptırımlarıyla ilgili bir soru üzerine ise “Son haftalardaki gelişmeler açısından Türkiye’ye müteşekkir olduğumuzu ve bunların sürdürülmesi gerektiğini ifade ettim. Artık geleceğe bakmalıyız. Yapıcı bir diyalog içinde olmak istiyoruz. Türkiye-AB arasındaki ilişkilerde artık tedbirlerden ziyade kararlaştırılan adımlar atıldığında yapıcı bir işbirliğinin iki taraf açısından faydalı olacağını düşünüyoruz” görüşünü dile getirdi.‘ANKARA’DA İÇ POLİTİKA KONULARINA GİRMEM’Türkiye’de “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla cezaevinde bulunan Alman vatandaşı olan Gönül Örs’le ilgili bir soru üzerine ise Maas şu yanıtı verdi: “Ankara’da iç politika konularına değinmemem gerektiğini gördüm. Bahsettiğiniz vaka konusunda ilgililerin menfaatı açısından kamuoyuna açık konuşmak istemiyorum. Bu konuyu ele aldık fakat bunun için en iyisi yetkililerle doğrudan temasa geçebilmek ve bu temasa sahibiz.” Toplantıda konuşan Çavuşoğlu ise Almanya’nın da katkılarıyla Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde olumlu bir atmosfer yaşandığını söyledi. “Bu diyalog önemli, ama somut sonuçlar olması gerekir. Vize serbestisi, mülteci mutabakatı ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi konularda olumlu somut adımlar olabilir” dedi. Çavuşoğlu, Yunanistan’la 25 Ocak’ta 61. turu yapılacak ön görüşmelerde (istikşafi görüşmeler) iki ülke arasında tüm sorunlu konuların konuşulacağını belirtti. Türkiye’nin AB ve Yunanistan’a yönelik son dönemde izlediği diyalog politikasıyla ilgili de “Biz yaptırımdan korktuğumuz için değil, aralık zirvesinde AB’den olumlu adım gördüğümüz için diyalog dedik” diye konuştu.SAVUNMA AMBARGOSU LİSTESİ VERİLDİBasın toplantısının ardından gazetecilere açıklama yapan Çavuşoğlu, Maas ile görüşmesinde Almanya’nın Türkiye’ye uyguladığı örtülü savunma sanayii ambargosu konusunu gündeme getirdiklerini, Almanya’nın Türkiye’ye ihracatına izin vermediği Altay tankında kullanılacak motor dahil savunma sanayii ürünlerinin listesini Alman tarafına ilettiklerini bildirdi. Çavuşoğlu, ayrıca İsrail’le ilişkilerin normalleşmesi için İsrail’den adım beklediklerini belirterek “İsrail, yasadışı yerleşimler başta olmak üzere illegal girişimlerinden vazgeçerse ilişkiler normalleşir. Bunlar yapılmadan ilişkileri normalleştirsek de İsrail bu tutumuna devam ederse ilişki yine bozulur” diye konuştu. Hüseyin Hayatsever

Sokağa sığınanlar anlatıyor: Sokağaçıkma yasağında yetkililer,‘evinize gidin’diyor ama evimiz yok ki...

Sokağa sığınanlar anlatıyor: Sokağa çıkma yasağında yetkililer, ‘evinize gidin’ diyor ama evimiz yok ki... Sokağı mesken edinenlerin ‘evleri’ gibi ‘dertleri’ de ortak: “Üst baş kirli oldu mu insan yerine koymuyorlar. Biz de insanız. Kalbimizi ve neler yaşadıklarımızı bilmiyorlar. Umarım hiç kimse bizim gibi sokağa düşmez, böyle pis yerlerde kalmaz. Yaşıtlarımızdaki çocukların güzel bir gelecekleri olsun.” Titrediğimi fark edip “Soğuk değil mi” diye sorduğumda verdikleri yanıt ise yüreğimizi ateş gibi yakıyor: “Bu havalarda çıplak da kaldığımız oldu. Zamanla alışıyoruz.” Sokaklar kimi için sevgiliyle buluşma noktası kimi için ekmek teknesi veya eylem yeri. Ama kimileri için de hayatın ta kendisi. Gece gündüz, yaz kış sığındıkları tek yer... Evi sokak olan yurttaşlarla Karaköy’de birkaç saat geçirdik. Sokakta yaşama tutunmaya çalışan yurttaşların hayallerine misafir olduk. Her birinin sokağa düşme nedeni farklı. Kimi ailesel sorunlardan kimi maddi nedenlerden... Havaların soğumasıyla yaşam koşulları daha da zorlaşan sokaktaki yurttaşlar koronavirüsle de mücadele ediyor. Üstüne bugünlerde etkili olan kar da eklenince gelin siz düşünün katlanan zorluğu... Çoğu zaman okuma, iş sahibi olma hayalleri kursalar da en çok diledikleri şey ise sıcak bir yatak, sıcak bir duş, sıcak bir çorba...HEP SOKAKTAAhmet Kamçı 25 yaşında. “Taşı toprağı altın” olan İstanbul’a 14 yıl önce gelmiş. Geldiği günden beri de sokaklarda. Okula hiç gitmemiş. Arkadaşları kendisini Yılmaz Güney’e benzetiyor. Ahmet ile konuştukça arkadaşlarının bu benzetmede haksız olmadıklarını fark ediyorum. Öyle ki kendisi de Yılmaz Güney’in kitaplarını okuduğunu, filmlerini izlediğini ekliyor. Ahmet, yeri geldiğinde üzerinde ceset yıkanan mermerin üzerinde bile uyuduklarını belirterek “Ateş yakmasam sabaha sağ çıkamam. Bazen dumandan yüzüm simsiyah şekilde uyanıyorum. Sokaktaki insana el uzatılmalı. Meslek, iş sunulmalı. Hastalanıyoruz. Hastaneye gidemiyoruz. Birkaç kere Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittim, muayene ücreti istediler. Biri restorana giriyor, tek seferde yüzlerce TL’ye yemek yiyor, biz ise o insandan bir çorba parası dilenmek için bazen saatlerce dışarıda bekliyoruz. Adalet bunun neresinde” diye soruyor. Bir süre konuşmayarak uzaklara bakan Ahmet’e, “Ne görüyorsun” dediğimde ise şunu söylüyor: “Bomboş bir şehir. İnsanlar hayalet gibi geziniyor. Bizim ise hayallerimiz, anılarımız hep gölgelerde, lambaların altında, ateşlerin yanında.”‘BİLMİYORLAR...’Ali Murat 16 yaşında. Anasız babasız büyümüş. 7 yıldır sokakta. O da hiç okul görmemiş. Tek hayali okuyarak “dürüst bir insan” olmak ve güzel bir iş sahibi olup sokaktaki arkadaşlarını yanına almak. Arkadaşlarıyla kaldığı Karaköy’deki harabede, güvercin ve köpek besleyen Ali, “Hayvanlar en sadık dostlar. Dertlerimizi paylaşıyorlar. Yanımızda yatıyorlar. Yardımlarını çok görüyoruz” diyor.SOKAĞA SIĞINANLARKoronavirüs günlerinde çaresizlikten sokağı mesken tutanlar var. Yarı aç... “Sokağa çıkma yasağında bizim için hayat çok daha zor” diyorlar ve ekliyorlar: “Arada bize yemekleri veren restoranlar da kapalı oluyor. Yemek bulamadığımız çok oluyor. Misal dün aç uyuduk.”AİLE İLE ŞU AN BİR YEMEK YEMEK HER ŞEYE DEĞERHüseyin Ali 14 yaşında. 4 yıldır sokakta. Okuyup doktor olmak istiyor. Hüseyin, harabe binayı göstererek “Bazen 1, bazen 20 kişi kalıyoruz” diyor. Hikmet Kaya da 12 yaşında. 5 yıldır sokakta. Pandemi sürecinde yetkililer tarafından kendileriyle ilgili tek bir açıklama yapılmağını söyleyen Hikmet, “‘Hayat eve sığar, evde kalın’ açıklamalarını duyunca kendimizi bir hayvandan farksız görmüyoruz. Kimsenin umurunda değilmişiz gibi hissediyorum” diyor. Harun Halil ise 20 yaşında. 8 yıldır sokakta. Hayat onu da hiç okul yolu ile kesiştirmemiş. Okumak istediğini belirten Harun şunları söylüyor: “Kaç saattir su içmiş değilim. Aile ile şu an bir yemek yemek her şeye değer.”BUZ GİBİ YATAK!Tramvaydan Tophane durağında iner inmez bir anda soğuk havanın iliklerime kadar işlediğini hissetmek güç olmuyor. Ahmet Kamçı ile Tophane Parkı’nda karşılaşıyorum. Çoğu zaman Karaköy’de hiçbir kapısı ve penceresi olmayan harabede kalsa da kimi zaman da Tophane Meydan Çeşmesi’nin havuzunda yatıyor.HERKES GİBİ OLMAK...18 yaşındaki Hasan İpek, 8 yıldır sokakta. Bilgisayar mühendisi olmak istiyor. 5. sınıfa kadar gittiği okulu özlediğini söyleyen Hasan, “Şu an imkân olsa 1. sınıftan bile başlarım” diyor. Mahalle bekçilerinden yakınan Hasan, “Bazen bekçiler bize bağırıyor. Elimiz önümüzde bile olsa bizi dövmeye kalkıyorlar. Sokağa düşmeyi kendimiz istemedik ki. Herkes gibi olmak istiyoruz” açıklamasında bulunuyor. Sohbetimiz devam ederken biraz ilerideki restoranın bir çalışanı günlük mönüden artakalan yemekleri getiriyor. O anki sevinci göz bebeklerinde dahi görülen Hasan, “Esnaf abilerimiz bazen böyle yemek getiriyor. Sokağa çıkma yasağında yetkililer ‘evinize gidin’ diyor ama evimiz yok ki. Sokağa çıkma yasağında bizim için hayat çok daha zor. Arada bize artakalan yemekleri veren restoranlar da kapalı oluyor. Yemek bulamadığımız çok oluyor. Misal dün aç uyuduk” diye konuşuyor. Mehmet Kızmaz

Doç. Dr.ÖzlemÖzdemir: 'Telefon, su kadar zorunluluk. Google Kriz Merkezi herşeyinönünde'

Doç. Dr. Özlem Özdemir: 'Telefon, su kadar zorunluluk. Google Kriz Merkezi her şeyin önünde' Fenerbahçe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden öğretim üyesi Doç. Dr. Özlem Özdemir, “Mülteciler ve Dijital Göç” adlı kitabıyla, göç sürecindeki dijital teknoloji kullanımlarına mercek tuttu. Dijital teknolojilerin mülteci hareketliliğini doğrudan etkilediğine dikkat çeken Özdemir, telefon uygulamaları sayesinde göçlerin “dijital göçlere döndüğünü” vurguladı. Dijital göçlerle birlikte akıllı telefon uygulamaları en iyi arkadaş ve korkuyu azaltan yaşam kiti haline dönüştü. Doç. Dr. Özlem Özdemir, çalışmasında şu konulara dikkat çekti:GÖÇ SÜRECİ DİJİTALLEŞİYORMülteciler, artık uluslararası göç sürecini dijitalleştiriyor. Sosyal medyada, deneyimlerini siber mekânda paylaşarak başka bir ülkede kuracakları yeni hayata hazırlık yapıyorlar. Mülteciler açısından ağ lokasyonu oldukça işlevsel. Google’ın tasarladığı “Kriz Bilgi Merkezi” internet sitesi sayesinde başka ülkelere gitmek isteyen mülteciler, yolculuklarında kritik bilgilere ulaşarak olabilecek krizlerin de önüne geçmiş oluyor. EN İYİ ARKADAŞMültecilerin akıllı telefonları hem yol güzergâhlarında güvenliklerini sağlaması hem de birbirleri ile iletişime geçmeleri açısından yoğun bir şekilde kullanmaları göç çalışmalarına da yeni bir boyut kazandırdı. Özellikle de cep telefonu ve uygulamaları bu açıdan büyük önem taşıyor. Mültecilerin, cep telefonu uygulamalarını kendileri için “en iyi arkadaş” olarak tanımlamaları özellikle dikkat çekici. YAŞAM KİTİMülteciler için göç sırasında çantalarının içinde su ve yiyeceğin yanında akıllı telefon taşımak bir gereklilik. İletişim kurmak için genellikle Facebook, WhatsApp, Skype ve Viber gibi ücretsiz mesajlaşma servislerini kullanırlar. Arkadan gelen diğer mültecilerin takip etmelerini kolaylaştırmak için ise GPS koordinatlarını paylaşmaya başladılar. Önce gidenleri GPS üzerinden takip ettikleri için kaçakçıların eline düşmekten de kurtulmaktalar. KORKULARI AZALTIYORHem sürekli iletişimde kalmak hem de navigasyon sayesinde akıllı telefona sahip olmak stresi oldukça azaltıyor. Özellikle Facebook veya WhatsApp gruplarını, göçün bir sonraki aşamasını planlama, konaklama veya güvenilir olarak kabul edilebilecek kaçakçıların iletişim bilgilerini alma konusunda yararlı platformlar olarak görmekteler. Cep telefonu, mülteciler için arkadaş, lokasyon bulma, iletişime geçme, güven veren, cankurtaran, eğlence gibi sebeplerden dolayı hayati önem taşımakta. Selda Güneysu

Katledildiği yerde, bugün saat 14.45’te internetüzerinden tören düzenlenecek

Katledildiği yerde, bugün saat 14.45’te internet üzerinden tören düzenlenecek Gazeteci Hrant Dink, katledilişinin 14. yıldönümünde, bugün saat 14.45’te düzenlenecek online tören ile anılacak. Dink’in vurulduğu yer olan Agos gazetesinin eski binasının önünde her yıl düzenlenen anma, bu yıl salgın nedeniyle internet üzerinden yapılacak. 2007’den bu yana cinayet davasını takip eden ve 19 Ocak anma törenlerini organize eden “Hrant’ın Arkadaşları” grubu, bu yılki anmanın 19 Ocak Salı günü saat 14.45’ten itibaren “www.hranticinadaleticin.org” adresinden canlı yayımlanacağını açıkladı. Gazetecinin eşi Rakel Dink’in yanı sıra, Hrant’ın Arkadaşları grubu da cinayetin gerçekleştiği noktada anma konuşması yapacak. Hrant Dink Vakfı, töreni izlemek isteyenlerin, aynı adres üzerinden etkinlik sayfasına sanal pankartlar getirebileceğini de duyurdu. Gazetenin eski ofisinin bulunduğu Şişli’deki Sebat Apartmanı’na dünden itibaren ise projeksiyonla güvercin ve Hrant Dink’in görüntüsü yansıtılıyor. Projeksiyon gösterisi, akşam saatlerine kadar devam edecek.Nor Zartonk İnisiyatifi’nin etkinliği ise saat 17.00’de başlayacak. Mahir Özkan, İnci Hekimoğlu, Turgut Öker, Gayane Ayvazyan, Adrian Lomlomdjian, Yektan Türkyılmaz, Aris Nalcı, Alin Ozinian konuşmacı olarak yer alacak. Türkçe ve Ermenice yapılacak etkinlikte ayrıca Devrim Kavalli bir dinleti sunacak. Etkinlik, Nor Zartonk’un Facebook hesabından canlı olarak izlenebilecek.Agos yazarlarından Pakrat Estukyan’ın katılacağı etkinlik, 23 Ocak günü saat 20.00’de başlayacak. Etkinlik, Yeni Dünya İçin Çağrı dergisinin Facebook sayfasından izlenebilecek.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Hrant Dink’in katledilmesine neden olanların yargılandığı davaların bir an önce bitirilmesi gerektiğini belirterek “İnsan odaklı gazetecilik yapan meslektaşlarımızın bundan sonra böyle hain saldırılara uğramamasını umut ediyoruz” açıklamasını yaptı. Basın Konseyi’nin açıklamasında ise “Gazetecilere yönelik saldırıların durdurulması için devletin gerekli önlemleri almasını talep ediyoruz” denildi. cumhuriyet.com.tr

YÖK, denklik arayan gençlerin açtığıdava görülürken yargıçlara defalarca brifing vermiş

YÖK, denklik arayan gençlerin açtığı dava görülürken yargıçlara defalarca brifing vermiş Yurtdışında eğitim görüp Türkiye’de denklik sorunu yaşayan 35 bini aşkın genci ilgilendiren dava sürecinde skandal yaşandığı ortaya çıktı. Yerel mahkemelerde kazanan öğrenciler, bir bir bozma kararı veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’ni aşamadı. YÖK’ün faaliyet raporunda davaya ilişkin dikkat çeken bir bilgi yer aldı. Rapora göre YÖK, davalara bakan yargıçları ağırlayarak “brifing” verdi. Görülmekte olan davayı etkileme hamlesinin ortaya çıkmasının ardından YÖK, ilgili bölümü rapordan çıkardı. Yurtdışında eğitim görüp Türkiye’de denklik sorunu yaşayan 35 bini aşkın genç bulunuyor. Aldıkları eğitimlerin Türkiye’de çalışmaları için yeterli olduğunu belirten gençler, YÖK’e yaptıkları başvuruların reddedilmesi üzerine haklarını aramak için idare mahkemesinde dava açmaya başladılar. Birçok gencin açtığı dava yerel mahkemede olumlu sonuçlandı. Ancak karar İstinaf mahkemesine taşındı. Denklik davalarına bakan Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi yerel mahkemenin verdiği kararı çeşitli gerekçeler sunarak bozdu. İstinaf Mahkemesinin kararıyla şaşkınlık yaşayan gençler 2019 Şubat ayında yayımlanan YÖK’ün faaliyet raporuyla karşılaştı. Raporda, 2018 yılında denklik konusunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi Başkanı ve bazı hâkimlerle defalarca kez denklik konusunda toplantı yapıldığı bilgisi yer aldı. Bu durum YÖK’ün yıllık faaliyet raporunda, “Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi Başkanı A.B. ve Bölge İdare Mahkemesi Başkanı E.T’ye Tanıma ve Denklik Daire Başkanlığı’nca mevzuat ve denklik davaları hakkında genel bilgi verişmiştir” ifadeleriyle yer aldı. Hatta bu toplantılara YÖK hukuk müşavirliği avukatlarının da katıldığı da raporda belirtildi. Öğrenciler hemen bu faaliyet raporunun orijinal olduğunu noterde tasdik ettirdi. Bu durumdan haberdar olan YÖK ise ilgili kısımları faaliyet raporundan çıkardı.‘ANAYASAYA AYKIRI’Gazetemize konuşan ve çocuğu denklik mağduru olan bir baba şunları söyledi: “Anayasa’ya da ‘hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar ve anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi’nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz’ ifadeleri yer almaktadır. Diploma denklik davalarına bakan Ankara Bölge idare mahkemesi 4. idari Dava Dairesi başkan ve üyelerinin, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı binasının içinde bir toplantıya katılması kabul edilemez. Bu durum Anayasa’ya ve hukuka aykırı” dedi. Seyhan Avşar

Edirne F Tipi Cezaevi’nde açlık grevindeki mahkumlara verilen sular idare tarafından geri alındı

Edirne F Tipi Cezaevi’nde açlık grevindeki mahkumlara verilen sular idare tarafından geri alındı Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan Hakan İnci ve arkadaşlarının açlık grevi sırasında idare tarafından 28 adet bir buçuk litrelik suyun kalan 5 litresi geri alındı. Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan Hakan İnci ve arkadaşları hukuk sistemini protesto etmek için bir haftalık açlık grevi yaptı. Açlık grevine başlarlarken idare tarafından 28 adet bir buçuk litrelik su verildi. Sulardan geriye kalan 5 şişe, yapılan hücre aramasında “kantinde bir buçuk litre su satılmıyor” gerekçesiyle el konuldu. İnci ve arkadaşları “beslenme haklarının ihlal edildiği” gerekçesiyle savcılığı suç duyurusunda bulundu. Savcılık, “suç ve suç unsuruna rastlanılmadı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.‘STOK OLMASIN’ DİYE ÇÖPE ATILDIEdirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “kovuşturmaya yer yok” kararında cezaevi yönetiminin cevap dilekçesi de yer aldı. Cezaevi idaresi yazısında, “Hükümlü tutuklulara bir buçuk litrelik su satışı yapılmamakta olup, açlık grevi yapan hükümlü, tutuklulara beslenme rejimi doğrultusunda kurum tarafından bir buçuk litrelik su dağıtımı yapılmaktadır. İdare tarafından verilen suların odada stok olarak bulundurulduğu tespit edildi. Stok oluşturulmasının önüne geçilmesi adına çöpe atılmak üzere odadan alındı” ifadeleri yer aldı. Edirne F Tipi Cezaevi’nde yaşadığı sıkıntıları gazetemize yazan İnci, “Kendi verdikleri suyu geri almalarını hangi mantıkla açıklayabilirler. İşlerini güçlerini bırakıp içtiğimiz sularla uğraşıyorlar. Hapishane içerisinde hapishane yaratıyorlar. Bu meseleyi hukuki yollardan çözmeye çalıştık fakat olmadı. Görünen o ki hukuk yolları bizlere kapalı” dedi. Zehra Özdilek

CumhurbaşkanıErdoğan’ın faiz açıklamalarıile Merkez Bankasıtoplantısıetkili oldu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz açıklamaları ile Merkez Bankası toplantısı etkili oldu Yeni haftayı 7.47 lirayla açan dolar, 7.5402 liraya kadar çıkarken günü 7.50 lira seviyesinde tamamladı. 1509 puana kadar düşen Borsa İstanbul ise yüzde 2.1 yükselişle günü kapattı. Mali piyasalar yeni haftaya çok hareketli başladı. Bankacılar bu hafta Avrupa, Japonya ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararlarının yakından izleneceğini belirtti. TCMB Para Politikası Kurulu bu hafta perşembe günü yeni faiz kararını açıklayacak. Bunların yanı sıra geçen cuma günü reel sektör temsilcileriyle buluşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faiz ve bankalarla ilgili değerlendirmeleri de mali piyasaları etkiledi. Erdoğan, “faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağı çekmek’ iddiasını bir kez daha tekrarlarken, iş dünyasına “Bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum” diye seslendi.AVRO DA HIZLANDIBu kapsamda yeni haftaya 7.4709 lira seviyesinde başlayan dolar kuru, günün ilk saatlerinde hızla 7.5402 liraya kadar çıktı. Dolar daha sonra 7.50 lira civarında dengelendi. Aynı şekilde Avro da 8.9715 liradan 9.1031 liraya kadar çıktı ve 9.05 lira seviyesinde dengelendi. Borsa İstanbul (BİST) ise açılışla 1509 puana kadar düşerken, yurtdışı piyasaların da etkisiyle günü yüzde 2.1 artışla 1557 puanda kapadı. Dolardaki gelişmelerle ilgili değerlendirme yapan İstanbul Analytics’ten Atilla Yeşilada, “TCMB artı ekonomi yönetiminin dolar/ TL’de ideal kur olarak 7.30-40 arasını benimsediğini, kur bu bandın altına indikçe kamu bankaları veya TCMB’nin döviz alacağını düşünürüz. Bir başka döviz toplama yolu da Prof. Hakan Kara’nın değindiği gibi, TL değer kazandıkça, TCMB’den döviz alarak enerji ithalatını ödeyen KİT’lerin açık piyasaya yönlendirilmesi olabilir” dedi.‘KISA POZİSYON’ ARTTIÖte yandan ABD piyasalarında yatırımcıların yeni mali destek paketinin doların çekiciliğini daha da azaltacağı beklentisiyle aldıkları net kısa pozisyonların büyüklüğü geçen hafta 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Reuters tarafından yapılan hesaplamaya göre bu değer, 12 Ocak ile biten haftada 30.6 milyar dolardan 34 milyar dolara çıktı.2021 SONU TÜFE TAHMİNİ YÜZDE 11.6Türkiye ekonomisinin koronavirüs salgınına karşı alınan önlemlerle geçen sene yavaşlamasının ardından 2021’de tekrar ivme kazanarak yüzde 4 büyümesi, enflasyonun ise TCMB’nin sıkı parasal duruşunu sürdürmesiyle yüzde 11.6’ya gerilemesi bekleniyor. Reuters anketine katılan 38 ekonomiste göre 2020 yılı büyümesi ise yüzde 0.6 olacak. Yine bu ankete göre cari açığın 2020’de GSYH’nin yüzde 5.1, 2021’de ise yüzde 2.5’i olması bekleniyor. Politika faizinin ise bu yıl son çeyrekte yüzde 13’e indirileceği tahmin ediliyor.REVİZE RAKAM TASARRUF OLDU!Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın 2020 hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP) yerine son açıklanan ve açık hedefinin revize edildiği OVP’yi dikkate alarak “bütçede tasarruf” söyleminde bulunması şaşkınlık yarattı. Elvan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “2020 yılı bütçe açığımız, hedeflenen 239.2 milyar liranın altında 172.7 milyar lira olarak gerçekleşti ve 66.5 milyar lira tasarruf sağladık. Salgınla mücadelenin ihtiyaç göstereceği alan dışında, mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz... 2021 yılı bütçe açığını yüzde 3.5 olarak hedefliyoruz. Uygulamayı öngördüğümüz makroekonomik politikalar, dengeli bir talebin ve sürdürülebilir büyümenin oluşumunu sağlayacaktır” dedi. OVP’de 2020 için öngörülen açık hedefi 138.9 milyar TL’ydi. Ancak hükümet hedefin tutmayacağını anlayınca OVP’de açık hedefini 239.2 milyar TL olarak revize etti. Elvan’da revize edilen son rakamı dikkate alarak tasarruf sağlandığını iddia etti. Ekonomist Dr. Cüneyt Akman, sosyal medya hesabından, “Maliye Bakanımız sorumlu olduğu bütçe hedefini bi 100 milyarcık şaşırmış. E, olur o kadarcık hesap hatası...” yorumunu yaptı. cumhuriyet.com.tr

Her alışverişe gidildiğinde torba hafiflerken, fatura kabarıyor

Her alışverişe gidildiğinde torba hafiflerken, fatura kabarıyor Sendikaların değil Reuters haber ajansının Türkiye ekonomisiyle ilgili yayımladığı analiz, yurttaşın nasıl geçinemediğini ortaya koydu. Geçen yıl patlıcan, portakal ve ayçiçeği yağı fiyatlarının yüzde 50’den fazla zamlanmasıyla, market alışverişlerinin de Türkler için ciddi bir yük haline geldiği belirtildi. Analizde, “Türkiye’de gıda fiyatları o kadar arttı ki bazı insanlar gelecek aylarda daha da artacak fiyatlardan kaçınmak için ellerindeki tüm parayı pirinç ve makarna stoklamaya yatırıyor” denildi. Anne ve babaların indirimli bebe bisküvilerine geçtiğinin ifade edildiği analizde, yumurta fiyatlarının bir yılda neredeyse ikiye katlandığı ve dizlerinin üzerine çöküp bir kadına yüzük yerine, sıvı yağla evlenme teklif eden bir erkeğin fotoğrafının Twitter’da dolaştığına dikkat çekildi.‘EN UCUZUNU ALABİLİYORUZ’İşini kaybettiği için kısmi devlet yardımı alan, İstanbul’da yaşayan 43 yaşındaki üç çocuk babası güvenlik görevlisi Hüseyin Duran, “Sadece gerekli ve en ucuz markaları satın alıyoruz. Çocuklarım için endişeleniyorum. Bir tek kiramızı, gıda alışverişini ve kredi ödemelerini karşılayabiliyoruz” dedi. Soyadının açıklanmasını istemeyen 31 yaşındaki Pınar ise “Her alışverişe gittiğimde torbam hafifliyor ama fatura daha da büyüyor” diyor. Kazancının sadece kirasını ve faturalarını karşıladığını anlatan Pınar, “Uykusuz geceler geçirdim ve sanırım sonunda işsiz kalacağım” diye konuştu. cumhuriyet.com.tr

Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’den 3600 ek gösterge yorumu

Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’den 3600 ek gösterge yorumu Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, yaptığı çalışma ile 3600 ek göstergenin, 10 yıla kadar sorun olmaktan çıkacağını belirtti. Sorun çözülmezse 10 yıl sonra sorunun çalışanlar için geçerliliğini yitireceğini ve çözüm gerçekleşmeden ortadan kalkacağını kaydetti. Özellikle memurların emekliliklerini ilgilendiren 3600 ek gösterge, muhalefetin gündeme getirmesi ve iktidarın her seçim öncesi söz vermesine karşın çözülmedi. Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, yaptığı çalışma ile 3600 ek göstergenin, 10 yıla kadar sorun olmaktan çıkacağını belirtti. Sorun çözülmezse 10 yıl sonra sorunun çalışanlar için geçerliliğini yitireceğini ve çözüm gerçekleşmeden ortadan kalkacağını kaydeden Esen, “Vaadin zamana yayılması ve gecikmeli olarak yerine getirilmesi halinde ek gösterge verilmiş olmasının fazla bir cazibesi ve anlamı kalmayacak” dedi.AKP iktidarı, her seçim öncesi 3600 ek göstergeyi gündeme getiriyor ve seçim vaadi olarak sunuyor ancak bu konuda atılmış somut bir adım henüz yok. Başta öğretmen, polis, hemşire ve din hizmetleri görevlisi gibi kamu personelinin maaşını ve emekliliğini ilgilendiren 3600 ek göstergeye yönelik çalışma yapan emekli Mülkiye Başmüfettişi Esen, ek gösterge rakamlarında 1994, ödenecek zam ve tazminata ilişkin rakamlarda ise 2006’dan bu yana kayda değer bir iyileşme yapılmadığını belirtti. Sorunun yıllardır çözülmemiş olmasından iktidarın bu konuda istekli olmadığı, sorunu zamana yaymak istediği ve sorunun kendiliğinden çözülmesinin beklendiğinin anlaşıldığını kaydeden Esen, 3600 ek gösterge için vaatte bulunulan öncelikle öğretmen ve polis sayısının 1 milyon 200 bini aşkın olduğunu ve bu sayının toplam memurların yüzde 41’ini oluşturduğunu kaydetti.Öğretmen ve polis memurlarına 3600 ek gösterge verilmesi halinde birinci derece kadroda görev yapanların aylıklarında net 71 lira, emekli aylıklarında ise 814 lira 7 kuruş artış olacağına işaret eden Esen, bu artıştan faydalanabilmek için 1 Ekim 2008’den önce göreve başlamış olunması gerektiğini, bu tarihten sonra göreve başlayanların emekli aylıklarında en fazla 63.9 lira artış olacağını vurguladı. “Buradan, ek gösterge verilmesinin kamuya mali yükünün her geçen yıl azalacağı görülmektedir” diyen Esen, “Zira 1 Ekim 2008’den sonra göreve başlamış olan ve emeklilik statüsü farklı memurların sayısı her yıl hızla artmaktadır. Bu durumda olanlara 3600 ek göstergeden kaynaklı daha düşük emekli aylığı bağlanacağı için kamunun mali yükü de azalacaktır. Bu gidişle çok değil, 8-10 yıl sonra, halen çalışmakta olan kamu personelinin ve emeklilerinin 3600 ek gösterge konulu bir sorunları da kalmayacak, sorun kendiliğinden ve çözümlenmeden ortadan kalkmış olacaktır” dedi.‘HIZLA YERİNE GETİRİLMELİ’Durumu öğretmenler üzerinden örneklendiren Esen, halen görevde olan öğretmenlerin yüzde 50.7’sinin 2009-2019 arasında kadrolu göreve geçtiğine, bu yüzden bu öğretmenlerin şimdiden 3600 ek gösterge ile ilgilerinin kalmadığına dikkat çekti. Esen, “Her yıl ortalama 40 bin yeni öğretmen alımı ile bu oran daha da artacaktır. 10-12 yıl sonra Emekli Sandığı Kanunu’na tabi öğretmen yok denecek kadar azalacaktır. Sonuç itibarıyla 3600 ek gösterge sözünün hızla yerine getirilmesi gerekmektedir. Vaadin zamana yayılması ve gecikmeli olarak yerine getirilmesi halinde ek gösterge verilmiş olmasının fazla bir cazibesi ve anlamı kalmayacaktır” ifadelerini kullandı. Sefa Uyar




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter