News - Haberler
CHP Grup BaşkanvekiliÖzgürÖzel'den saray harcamalarına tepki
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'den saray harcamalarına tepki CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Ahlat’taki kışlık Saray’a 89 milyon, Okluk’taki yazlık Saray için de 20 milyon TL daha harcayacak. Şu ana kadar yazlık Saray’a 620 milyon TL para harcandı†dedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Resmi Gazete’de yayımlanan 2021 yatırım programıyla Okluk ve Ahlat Sarayları’na yeni harcamalar yapılacağına dikkat çekerek “1500 odalı saraylarında dünyanın harcamalarını yapanlar bu sene Ahlat’taki kışlık Saray’a 89 milyon TL daha harcayacak. Okluk’taki yazlık Saray için de 20 milyon TL daha harcayacak. Şu ana kadar yazlık Saray’a 620 milyon TL para harcandı†dedi. Özel, “Herkesten fedakârlık isteyen Cumhurbaşkanı, sadece Saray’dan tasarruf etmiyor†diye konuştu. Özel, 2021 yılı yatırım programındaki Saray harcamalarına ilişkin açıklama yaptı. “Katlansınlar, aç kalsınlar, kuru ekmek yiyorsa kendini tok saysınlar, dedikleri vatandaş bir yanda, Saray’ın harcamaları diğer yanda†diyen Özel, “Gerçekten akılların almayacağı, vicdanların kabul etmeyeceği bir haldeyiz. Bir ailenin yazın tatil yapması için ya da Katar şeyhinin yazın denize girmesi için yapılan Saray’a 620 milyon TL para harcayanlar vatandaştan fedakârlık istiyor. Kışın Ahlat’ta birkaç gün geçirmek için milyon TL’leri harcayanlar, vatandaştan sabır bekliyor. Sabır taşı çatladı†ifadelerini kullandı. Siyasetin öncelik belirleme işi olduğunu belirten Özel, “Artık bu Saray rejiminin, aile devletinin sonunun gelmesi, artık vatandaşa hizmet edecek gerçek bir hükümetin kurulması gerekiyor†dedi. Sarp SağkalEğitim-İş’tenöğretmenlere başvuruçağrısıgeldi
Eğitim-İş’ten öğretmenlere başvuru çağrısı geldi Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eğitim-İş Sendikası’nın uzaktan eğitimde hafta içinde akşamları ve hafta sonları ders veren öğretmenler için ödenen ek ücrete ilişkin yazısına, “Gece öğretimi için öngörülen gösterge üzerinden ödenmesi gerektiği değerlendirilmekte†yanıtını verdi. Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, uzaktan eğitimin 9 ayı aşkın süredir devam ettiğine işaret ederek “Kendi eksikliklerini öğretmenlerin günlük zamanından ücretsiz faydalanarak kapatmaya çalışıyorlardı. Şimdiye kadar ödenmemiş olması bakanlığın eksikliği†dedi. Uzaktan eğitime geçilmesi ile birlikte canlı ders saatlerinde güncelleme yapılmış, öğretmenler için cumartesi ve pazar günleri ile hafta içi saat 18.00’den sonra ders tanımlamasında bulunulmuştu.Eğitim-İş, bu saatlerde yapılan canlı derslerde öğretmenlere ödenen ek ücretin, gece öğretimi için öngörülen gösterge üzerinden ödenmesini talep etmişti. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, Eğitimİş’in talebine yazılı yanıt verdi. Yazıda, “gece öğretimi için öngörülen gösterge üzerinden ödeme†yapılacağı belirtildi. Bakanlığın yazısını değerlendiren Eğitim-İş Başkanı Yıldırım, gece öğretimi için öngörülen düzenleme ile ödeme yapılması durumunda büyük maddi farklılıklar olmayacağını, ödenen ek ders ücretinde yaklaşık yüzde 10’luk fark oluşacağını söyledi. Yıldırım, “Ne kadar küçük rakam olursa olsun, öğretmenlerin emeklerinin karşılığında ellerine geçecek her rakam ufak da olsa etkiye sahip olacak. Şimdiye kadar ödenmemiş olması bakanlığın eksikliği†diye konuştu. Yıldırım, yazı doğrutulsunda öğretmenlerin geriye dönük saat hesaplaması yaparak başvurabileceklerini ve farkın ödenmesini talep edebileceklerini kaydetti. Sefa UyarMaas,‘Türkiye’nin diyalog yönünde attığıadımlardan memnunuz’dedi
Maas, ‘Türkiye’nin diyalog yönünde attığı adımlardan memnunuz’ dedi Ankara’yı ziyaret eden Almanya DışiÅŸleri Bakanı Maas, “Artık geçen yıl yapılan tartışmaları geride bırakmak, Türkiye ile AB arasındaki iliÅŸkileri yapıcı ve ileriye dönük ilerletmek için çaba harcamak istiyoruz†ifadesini kullandı. Türkiye ve Avrupa BirliÄŸi (AB) arasında yılbaşından bu yana yaÅŸanan diplomatik trafik ve karşılıklı sıcak mesajların ardından Almanya DışiÅŸleri Bakanı Heiko Maas dün Ankara’yı ziyaret etti. DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu ile ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleÅŸtirdi. Ortak basın toplantısında Maas, “Son dönemde Türkiye’den olumlu sinyaller†geldiÄŸi için kısa süre içinde hazırlığını yaparak Ankara’ya gelmek istediÄŸini belirtti. Maas, “Geçen yıl Türkiye ile AB arasındaki olaylar bazı izler bıraktı. DoÄŸu Akdeniz konusunda zorlu tartışmalarımız oldu, bazı müttefiklerin savaÅŸ gemileri karşı karşıya geldi. Bu tür olayları artık yaÅŸamak istemiyoruz. Bu nedenle bu olumlu sinyallere ve bu ilerlemeye eÅŸlik etmek bizim için önemli†diye konuÅŸtu. 2020 yılı içinde Almanya’nın dönem baÅŸkanlığında Türkiye-AB iliÅŸkilerinin olumlu seyirde devam etmesi için çalıştıklarını söyleyen Maas, “Şimdi geçtiÄŸimiz yılın zorlu tartışmalarını geride bırakıp istikÅŸafi görüşmeleri yeniden baÅŸlatmayı istemenizden çok memnun olduk. Sadece Almanya adına deÄŸil, AB içindeki birçok mevkidaşım adına konuÅŸuyorum. Bu diplomatik adımı herkes olumlu karşıladı†ifadelerini kullandı. Ankara’nın son dönemde AB ile diyalog yönünde attığı adımlardan memnun olduklarını kaydetti. Türkiye’nin Barbaros Hayreddin PaÅŸa sismik araÅŸtırma gemisini Kıbrıs açıklarından çekmesini de olumlu karşıladıklarını söyleyen Maas, “Bu tür doÄŸrudan görüşmelerle birlikte 2016 yılındaki diplomasi yoluna yeniden girilmiÅŸ olması olumlu. Kolay bir yol olmayacağını biliyorum. Fakat her iki tarafın da görüşmeleri somut bir ÅŸekilde sürdürmesi olumlu sonuçlar verecektir†dedi.‘TARTIÅžMALARI GERÄ°DE BIRAKMAK Ä°STÄ°YORUZ’Maas, “Artık geçen yıl yapılan tartışmaları geride bırakmak istiyoruz. Türkiye ile AB arasındaki iliÅŸkileri yapıcı ve ileriye dönük geliÅŸme yolunda ilerletmek için çaba harcamak istiyoruz†diye konuÅŸtu. Maas, Türkiye’ye yönelik olası AB yaptırımlarıyla ilgili bir soru üzerine ise “Son haftalardaki geliÅŸmeler açısından Türkiye’ye müteÅŸekkir olduÄŸumuzu ve bunların sürdürülmesi gerektiÄŸini ifade ettim. Artık geleceÄŸe bakmalıyız. Yapıcı bir diyalog içinde olmak istiyoruz. Türkiye-AB arasındaki iliÅŸkilerde artık tedbirlerden ziyade kararlaÅŸtırılan adımlar atıldığında yapıcı bir iÅŸbirliÄŸinin iki taraf açısından faydalı olacağını düşünüyoruz†görüşünü dile getirdi.‘ANKARA’DA İÇ POLÄ°TÄ°KA KONULARINA GÄ°RMEM’Türkiye’de “terör örgütü üyeliÄŸi†suçlamasıyla cezaevinde bulunan Alman vatandaşı olan Gönül Örs’le ilgili bir soru üzerine ise Maas ÅŸu yanıtı verdi: “Ankara’da iç politika konularına deÄŸinmemem gerektiÄŸini gördüm. BahsettiÄŸiniz vaka konusunda ilgililerin menfaatı açısından kamuoyuna açık konuÅŸmak istemiyorum. Bu konuyu ele aldık fakat bunun için en iyisi yetkililerle doÄŸrudan temasa geçebilmek ve bu temasa sahibiz.â€Â Toplantıda konuÅŸan ÇavuÅŸoÄŸlu ise Almanya’nın da katkılarıyla Türkiye-AB iliÅŸkilerinde son dönemde olumlu bir atmosfer yaÅŸandığını söyledi. “Bu diyalog önemli, ama somut sonuçlar olması gerekir. Vize serbestisi, mülteci mutabakatı ve Gümrük BirliÄŸi’nin güncellenmesi gibi konularda olumlu somut adımlar olabilir†dedi. ÇavuÅŸoÄŸlu, Yunanistan’la 25 Ocak’ta 61. turu yapılacak ön görüşmelerde (istikÅŸafi görüşmeler) iki ülke arasında tüm sorunlu konuların konuÅŸulacağını belirtti. Türkiye’nin AB ve Yunanistan’a yönelik son dönemde izlediÄŸi diyalog politikasıyla ilgili de “Biz yaptırımdan korktuÄŸumuz için deÄŸil, aralık zirvesinde AB’den olumlu adım gördüğümüz için diyalog dedik†diye konuÅŸtu.SAVUNMA AMBARGOSU LÄ°STESÄ° VERÄ°LDÄ°Basın toplantısının ardından gazetecilere açıklama yapan ÇavuÅŸoÄŸlu, Maas ile görüşmesinde Almanya’nın Türkiye’ye uyguladığı örtülü savunma sanayii ambargosu konusunu gündeme getirdiklerini, Almanya’nın Türkiye’ye ihracatına izin vermediÄŸi Altay tankında kullanılacak motor dahil savunma sanayii ürünlerinin listesini Alman tarafına ilettiklerini bildirdi. ÇavuÅŸoÄŸlu, ayrıca Ä°srail’le iliÅŸkilerin normalleÅŸmesi için Ä°srail’den adım beklediklerini belirterek “İsrail, yasadışı yerleÅŸimler baÅŸta olmak üzere illegal giriÅŸimlerinden vazgeçerse iliÅŸkiler normalleÅŸir. Bunlar yapılmadan iliÅŸkileri normalleÅŸtirsek de Ä°srail bu tutumuna devam ederse iliÅŸki yine bozulur†diye konuÅŸtu. Hüseyin HayatseverSokaÄŸa sığınanlar anlatıyor: SokaÄŸaçıkma yasağında yetkililer,‘evinize gidin’diyor ama evimiz yok ki...
SokaÄŸa sığınanlar anlatıyor: SokaÄŸa çıkma yasağında yetkililer, ‘evinize gidin’ diyor ama evimiz yok ki... Sokağı mesken edinenlerin ‘evleri’ gibi ‘dertleri’ de ortak: “Üst baÅŸ kirli oldu mu insan yerine koymuyorlar. Biz de insanız. Kalbimizi ve neler yaÅŸadıklarımızı bilmiyorlar. Umarım hiç kimse bizim gibi sokaÄŸa düşmez, böyle pis yerlerde kalmaz. Yaşıtlarımızdaki çocukların güzel bir gelecekleri olsun.†TitrediÄŸimi fark edip “SoÄŸuk deÄŸil mi†diye sorduÄŸumda verdikleri yanıt ise yüreÄŸimizi ateÅŸ gibi yakıyor: “Bu havalarda çıplak da kaldığımız oldu. Zamanla alışıyoruz.†Sokaklar kimi için sevgiliyle buluÅŸma noktası kimi için ekmek teknesi veya eylem yeri. Ama kimileri için de hayatın ta kendisi. Gece gündüz, yaz kış sığındıkları tek yer... Evi sokak olan yurttaÅŸlarla Karaköy’de birkaç saat geçirdik. Sokakta yaÅŸama tutunmaya çalışan yurttaÅŸların hayallerine misafir olduk. Her birinin sokaÄŸa düşme nedeni farklı. Kimi ailesel sorunlardan kimi maddi nedenlerden... Havaların soÄŸumasıyla yaÅŸam koÅŸulları daha da zorlaÅŸan sokaktaki yurttaÅŸlar koronavirüsle de mücadele ediyor. Ãœstüne bugünlerde etkili olan kar da eklenince gelin siz düşünün katlanan zorluÄŸu... ÇoÄŸu zaman okuma, iÅŸ sahibi olma hayalleri kursalar da en çok diledikleri ÅŸey ise sıcak bir yatak, sıcak bir duÅŸ, sıcak bir çorba...HEP SOKAKTAAhmet Kamçı 25 yaşında. “Taşı toprağı altın†olan Ä°stanbul’a 14 yıl önce gelmiÅŸ. GeldiÄŸi günden beri de sokaklarda. Okula hiç gitmemiÅŸ. ArkadaÅŸları kendisini Yılmaz Güney’e benzetiyor. Ahmet ile konuÅŸtukça arkadaÅŸlarının bu benzetmede haksız olmadıklarını fark ediyorum. Öyle ki kendisi de Yılmaz Güney’in kitaplarını okuduÄŸunu, filmlerini izlediÄŸini ekliyor. Ahmet, yeri geldiÄŸinde üzerinde ceset yıkanan mermerin üzerinde bile uyuduklarını belirterek “AteÅŸ yakmasam sabaha saÄŸ çıkamam. Bazen dumandan yüzüm simsiyah ÅŸekilde uyanıyorum. Sokaktaki insana el uzatılmalı. Meslek, iÅŸ sunulmalı. Hastalanıyoruz. Hastaneye gidemiyoruz. Birkaç kere Taksim EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi’ne gittim, muayene ücreti istediler. Biri restorana giriyor, tek seferde yüzlerce TL’ye yemek yiyor, biz ise o insandan bir çorba parası dilenmek için bazen saatlerce dışarıda bekliyoruz. Adalet bunun neresinde†diye soruyor. Bir süre konuÅŸmayarak uzaklara bakan Ahmet’e, “Ne görüyorsun†dediÄŸimde ise ÅŸunu söylüyor: “BomboÅŸ bir ÅŸehir. Ä°nsanlar hayalet gibi geziniyor. Bizim ise hayallerimiz, anılarımız hep gölgelerde, lambaların altında, ateÅŸlerin yanında.â€â€˜BÄ°LMÄ°YORLAR...’Ali Murat 16 yaşında. Anasız babasız büyümüş. 7 yıldır sokakta. O da hiç okul görmemiÅŸ. Tek hayali okuyarak “dürüst bir insan†olmak ve güzel bir iÅŸ sahibi olup sokaktaki arkadaÅŸlarını yanına almak. ArkadaÅŸlarıyla kaldığı Karaköy’deki harabede, güvercin ve köpek besleyen Ali, “Hayvanlar en sadık dostlar. Dertlerimizi paylaşıyorlar. Yanımızda yatıyorlar. Yardımlarını çok görüyoruz†diyor.SOKAÄžA SIÄžINANLARKoronavirüs günlerinde çaresizlikten sokağı mesken tutanlar var. Yarı aç... “SokaÄŸa çıkma yasağında bizim için hayat çok daha zor†diyorlar ve ekliyorlar: “Arada bize yemekleri veren restoranlar da kapalı oluyor. Yemek bulamadığımız çok oluyor. Misal dün aç uyuduk.â€AÄ°LE Ä°LE ÅžU AN BÄ°R YEMEK YEMEK HER ÅžEYE DEÄžERHüseyin Ali 14 yaşında. 4 yıldır sokakta. Okuyup doktor olmak istiyor. Hüseyin, harabe binayı göstererek “Bazen 1, bazen 20 kiÅŸi kalıyoruz†diyor. Hikmet Kaya da 12 yaşında. 5 yıldır sokakta. Pandemi sürecinde yetkililer tarafından kendileriyle ilgili tek bir açıklama yapılmağını söyleyen Hikmet, “‘Hayat eve sığar, evde kalın’ açıklamalarını duyunca kendimizi bir hayvandan farksız görmüyoruz. Kimsenin umurunda deÄŸilmiÅŸiz gibi hissediyorum†diyor. Harun Halil ise 20 yaşında. 8 yıldır sokakta. Hayat onu da hiç okul yolu ile kesiÅŸtirmemiÅŸ. Okumak istediÄŸini belirten Harun ÅŸunları söylüyor: “Kaç saattir su içmiÅŸ deÄŸilim. Aile ile ÅŸu an bir yemek yemek her ÅŸeye deÄŸer.â€BUZ GÄ°BÄ° YATAK!Tramvaydan Tophane durağında iner inmez bir anda soÄŸuk havanın iliklerime kadar iÅŸlediÄŸini hissetmek güç olmuyor. Ahmet Kamçı ile Tophane Parkı’nda karşılaşıyorum. ÇoÄŸu zaman Karaköy’de hiçbir kapısı ve penceresi olmayan harabede kalsa da kimi zaman da Tophane Meydan ÇeÅŸmesi’nin havuzunda yatıyor.HERKES GÄ°BÄ° OLMAK...18 yaşındaki Hasan Ä°pek, 8 yıldır sokakta. Bilgisayar mühendisi olmak istiyor. 5. sınıfa kadar gittiÄŸi okulu özlediÄŸini söyleyen Hasan, “Şu an imkân olsa 1. sınıftan bile baÅŸlarım†diyor. Mahalle bekçilerinden yakınan Hasan, “Bazen bekçiler bize bağırıyor. Elimiz önümüzde bile olsa bizi dövmeye kalkıyorlar. SokaÄŸa düşmeyi kendimiz istemedik ki. Herkes gibi olmak istiyoruz†açıklamasında bulunuyor. Sohbetimiz devam ederken biraz ilerideki restoranın bir çalışanı günlük mönüden artakalan yemekleri getiriyor. O anki sevinci göz bebeklerinde dahi görülen Hasan, “Esnaf abilerimiz bazen böyle yemek getiriyor. SokaÄŸa çıkma yasağında yetkililer ‘evinize gidin’ diyor ama evimiz yok ki. SokaÄŸa çıkma yasağında bizim için hayat çok daha zor. Arada bize artakalan yemekleri veren restoranlar da kapalı oluyor. Yemek bulamadığımız çok oluyor. Misal dün aç uyuduk†diye konuÅŸuyor. Mehmet KızmazDoç. Dr.ÖzlemÖzdemir: 'Telefon, su kadar zorunluluk. Google Kriz Merkezi herÅŸeyinönünde'
Doç. Dr. Özlem Özdemir: 'Telefon, su kadar zorunluluk. Google Kriz Merkezi her şeyin önünde' Fenerbahçe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden öğretim üyesi Doç. Dr. Özlem Özdemir, “Mülteciler ve Dijital Göç†adlı kitabıyla, göç sürecindeki dijital teknoloji kullanımlarına mercek tuttu. Dijital teknolojilerin mülteci hareketliliğini doğrudan etkilediğine dikkat çeken Özdemir, telefon uygulamaları sayesinde göçlerin “dijital göçlere döndüğünü†vurguladı. Dijital göçlerle birlikte akıllı telefon uygulamaları en iyi arkadaş ve korkuyu azaltan yaşam kiti haline dönüştü. Doç. Dr. Özlem Özdemir, çalışmasında şu konulara dikkat çekti:GÖÇ SÜRECİ DİJİTALLEŞİYORMülteciler, artık uluslararası göç sürecini dijitalleştiriyor. Sosyal medyada, deneyimlerini siber mekânda paylaşarak başka bir ülkede kuracakları yeni hayata hazırlık yapıyorlar. Mülteciler açısından ağ lokasyonu oldukça işlevsel. Google’ın tasarladığı “Kriz Bilgi Merkezi†internet sitesi sayesinde başka ülkelere gitmek isteyen mülteciler, yolculuklarında kritik bilgilere ulaşarak olabilecek krizlerin de önüne geçmiş oluyor. EN İYİ ARKADAŞMültecilerin akıllı telefonları hem yol güzergâhlarında güvenliklerini sağlaması hem de birbirleri ile iletişime geçmeleri açısından yoğun bir şekilde kullanmaları göç çalışmalarına da yeni bir boyut kazandırdı. Özellikle de cep telefonu ve uygulamaları bu açıdan büyük önem taşıyor. Mültecilerin, cep telefonu uygulamalarını kendileri için “en iyi arkadaş†olarak tanımlamaları özellikle dikkat çekici. YAŞAM KİTİMülteciler için göç sırasında çantalarının içinde su ve yiyeceğin yanında akıllı telefon taşımak bir gereklilik. İletişim kurmak için genellikle Facebook, WhatsApp, Skype ve Viber gibi ücretsiz mesajlaşma servislerini kullanırlar. Arkadan gelen diğer mültecilerin takip etmelerini kolaylaştırmak için ise GPS koordinatlarını paylaşmaya başladılar. Önce gidenleri GPS üzerinden takip ettikleri için kaçakçıların eline düşmekten de kurtulmaktalar. KORKULARI AZALTIYORHem sürekli iletişimde kalmak hem de navigasyon sayesinde akıllı telefona sahip olmak stresi oldukça azaltıyor. Özellikle Facebook veya WhatsApp gruplarını, göçün bir sonraki aşamasını planlama, konaklama veya güvenilir olarak kabul edilebilecek kaçakçıların iletişim bilgilerini alma konusunda yararlı platformlar olarak görmekteler. Cep telefonu, mülteciler için arkadaş, lokasyon bulma, iletişime geçme, güven veren, cankurtaran, eğlence gibi sebeplerden dolayı hayati önem taşımakta. Selda GüneysuKatledildiği yerde, bugün saat 14.45’te internetüzerinden tören düzenlenecek
Katledildiği yerde, bugün saat 14.45’te internet üzerinden tören düzenlenecek Gazeteci Hrant Dink, katledilişinin 14. yıldönümünde, bugün saat 14.45’te düzenlenecek online tören ile anılacak. Dink’in vurulduğu yer olan Agos gazetesinin eski binasının önünde her yıl düzenlenen anma, bu yıl salgın nedeniyle internet üzerinden yapılacak. 2007’den bu yana cinayet davasını takip eden ve 19 Ocak anma törenlerini organize eden “Hrant’ın Arkadaşları†grubu, bu yılki anmanın 19 Ocak Salı günü saat 14.45’ten itibaren “www.hranticinadaleticin.org†adresinden canlı yayımlanacağını açıkladı. Gazetecinin eşi Rakel Dink’in yanı sıra, Hrant’ın Arkadaşları grubu da cinayetin gerçekleştiği noktada anma konuşması yapacak. Hrant Dink Vakfı, töreni izlemek isteyenlerin, aynı adres üzerinden etkinlik sayfasına sanal pankartlar getirebileceğini de duyurdu. Gazetenin eski ofisinin bulunduğu Şişli’deki Sebat Apartmanı’na dünden itibaren ise projeksiyonla güvercin ve Hrant Dink’in görüntüsü yansıtılıyor. Projeksiyon gösterisi, akşam saatlerine kadar devam edecek.Nor Zartonk İnisiyatifi’nin etkinliği ise saat 17.00’de başlayacak. Mahir Özkan, İnci Hekimoğlu, Turgut Öker, Gayane Ayvazyan, Adrian Lomlomdjian, Yektan Türkyılmaz, Aris Nalcı, Alin Ozinian konuşmacı olarak yer alacak. Türkçe ve Ermenice yapılacak etkinlikte ayrıca Devrim Kavalli bir dinleti sunacak. Etkinlik, Nor Zartonk’un Facebook hesabından canlı olarak izlenebilecek.Agos yazarlarından Pakrat Estukyan’ın katılacağı etkinlik, 23 Ocak günü saat 20.00’de başlayacak. Etkinlik, Yeni Dünya İçin Çağrı dergisinin Facebook sayfasından izlenebilecek.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Hrant Dink’in katledilmesine neden olanların yargılandığı davaların bir an önce bitirilmesi gerektiğini belirterek “İnsan odaklı gazetecilik yapan meslektaşlarımızın bundan sonra böyle hain saldırılara uğramamasını umut ediyoruz†açıklamasını yaptı. Basın Konseyi’nin açıklamasında ise “Gazetecilere yönelik saldırıların durdurulması için devletin gerekli önlemleri almasını talep ediyoruz†denildi. cumhuriyet.com.trYÖK, denklik arayan gençlerin açtığıdava görülürken yargıçlara defalarca brifing vermiş
YÖK, denklik arayan gençlerin açtığı dava görülürken yargıçlara defalarca brifing vermiş Yurtdışında eğitim görüp Türkiye’de denklik sorunu yaşayan 35 bini aşkın genci ilgilendiren dava sürecinde skandal yaşandığı ortaya çıktı. Yerel mahkemelerde kazanan öğrenciler, bir bir bozma kararı veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’ni aşamadı. YÖK’ün faaliyet raporunda davaya ilişkin dikkat çeken bir bilgi yer aldı. Rapora göre YÖK, davalara bakan yargıçları ağırlayarak “brifing†verdi. Görülmekte olan davayı etkileme hamlesinin ortaya çıkmasının ardından YÖK, ilgili bölümü rapordan çıkardı. Yurtdışında eğitim görüp Türkiye’de denklik sorunu yaşayan 35 bini aşkın genç bulunuyor. Aldıkları eğitimlerin Türkiye’de çalışmaları için yeterli olduğunu belirten gençler, YÖK’e yaptıkları başvuruların reddedilmesi üzerine haklarını aramak için idare mahkemesinde dava açmaya başladılar. Birçok gencin açtığı dava yerel mahkemede olumlu sonuçlandı. Ancak karar İstinaf mahkemesine taşındı. Denklik davalarına bakan Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi yerel mahkemenin verdiği kararı çeşitli gerekçeler sunarak bozdu. İstinaf Mahkemesinin kararıyla şaşkınlık yaşayan gençler 2019 Şubat ayında yayımlanan YÖK’ün faaliyet raporuyla karşılaştı. Raporda, 2018 yılında denklik konusunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi Başkanı ve bazı hâkimlerle defalarca kez denklik konusunda toplantı yapıldığı bilgisi yer aldı. Bu durum YÖK’ün yıllık faaliyet raporunda, “Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi Başkanı A.B. ve Bölge İdare Mahkemesi Başkanı E.T’ye Tanıma ve Denklik Daire Başkanlığı’nca mevzuat ve denklik davaları hakkında genel bilgi verişmiştir†ifadeleriyle yer aldı. Hatta bu toplantılara YÖK hukuk müşavirliği avukatlarının da katıldığı da raporda belirtildi. Öğrenciler hemen bu faaliyet raporunun orijinal olduğunu noterde tasdik ettirdi. Bu durumdan haberdar olan YÖK ise ilgili kısımları faaliyet raporundan çıkardı.‘ANAYASAYA AYKIRI’Gazetemize konuşan ve çocuğu denklik mağduru olan bir baba şunları söyledi: “Anayasa’ya da ‘hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar ve anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi’nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz’ ifadeleri yer almaktadır. Diploma denklik davalarına bakan Ankara Bölge idare mahkemesi 4. idari Dava Dairesi başkan ve üyelerinin, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı binasının içinde bir toplantıya katılması kabul edilemez. Bu durum Anayasa’ya ve hukuka aykırı†dedi. Seyhan AvşarEdirne F Tipi Cezaevi’nde açlık grevindeki mahkumlara verilen sular idare tarafından geri alındı
Edirne F Tipi Cezaevi’nde açlık grevindeki mahkumlara verilen sular idare tarafından geri alındı Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan Hakan İnci ve arkadaşlarının açlık grevi sırasında idare tarafından 28 adet bir buçuk litrelik suyun kalan 5 litresi geri alındı. Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan Hakan İnci ve arkadaşları hukuk sistemini protesto etmek için bir haftalık açlık grevi yaptı. Açlık grevine başlarlarken idare tarafından 28 adet bir buçuk litrelik su verildi. Sulardan geriye kalan 5 şişe, yapılan hücre aramasında “kantinde bir buçuk litre su satılmıyor†gerekçesiyle el konuldu. İnci ve arkadaşları “beslenme haklarının ihlal edildiği†gerekçesiyle savcılığı suç duyurusunda bulundu. Savcılık, “suç ve suç unsuruna rastlanılmadı†gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.‘STOK OLMASIN’ DİYE ÇÖPE ATILDIEdirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “kovuşturmaya yer yok†kararında cezaevi yönetiminin cevap dilekçesi de yer aldı. Cezaevi idaresi yazısında, “Hükümlü tutuklulara bir buçuk litrelik su satışı yapılmamakta olup, açlık grevi yapan hükümlü, tutuklulara beslenme rejimi doğrultusunda kurum tarafından bir buçuk litrelik su dağıtımı yapılmaktadır. İdare tarafından verilen suların odada stok olarak bulundurulduğu tespit edildi. Stok oluşturulmasının önüne geçilmesi adına çöpe atılmak üzere odadan alındı†ifadeleri yer aldı. Edirne F Tipi Cezaevi’nde yaşadığı sıkıntıları gazetemize yazan İnci, “Kendi verdikleri suyu geri almalarını hangi mantıkla açıklayabilirler. İşlerini güçlerini bırakıp içtiğimiz sularla uğraşıyorlar. Hapishane içerisinde hapishane yaratıyorlar. Bu meseleyi hukuki yollardan çözmeye çalıştık fakat olmadı. Görünen o ki hukuk yolları bizlere kapalı†dedi. Zehra ÖzdilekCumhurbaşkanıErdoğan’ın faiz açıklamalarıile Merkez Bankasıtoplantısıetkili oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz açıklamaları ile Merkez Bankası toplantısı etkili oldu Yeni haftayı 7.47 lirayla açan dolar, 7.5402 liraya kadar çıkarken günü 7.50 lira seviyesinde tamamladı. 1509 puana kadar düşen Borsa İstanbul ise yüzde 2.1 yükselişle günü kapattı. Mali piyasalar yeni haftaya çok hareketli başladı. Bankacılar bu hafta Avrupa, Japonya ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararlarının yakından izleneceğini belirtti. TCMB Para Politikası Kurulu bu hafta perşembe günü yeni faiz kararını açıklayacak. Bunların yanı sıra geçen cuma günü reel sektör temsilcileriyle buluşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faiz ve bankalarla ilgili değerlendirmeleri de mali piyasaları etkiledi. Erdoğan, “faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağı çekmek’ iddiasını bir kez daha tekrarlarken, iş dünyasına “Bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum†diye seslendi.AVRO DA HIZLANDIBu kapsamda yeni haftaya 7.4709 lira seviyesinde başlayan dolar kuru, günün ilk saatlerinde hızla 7.5402 liraya kadar çıktı. Dolar daha sonra 7.50 lira civarında dengelendi. Aynı şekilde Avro da 8.9715 liradan 9.1031 liraya kadar çıktı ve 9.05 lira seviyesinde dengelendi. Borsa İstanbul (BİST) ise açılışla 1509 puana kadar düşerken, yurtdışı piyasaların da etkisiyle günü yüzde 2.1 artışla 1557 puanda kapadı. Dolardaki gelişmelerle ilgili değerlendirme yapan İstanbul Analytics’ten Atilla Yeşilada, “TCMB artı ekonomi yönetiminin dolar/ TL’de ideal kur olarak 7.30-40 arasını benimsediğini, kur bu bandın altına indikçe kamu bankaları veya TCMB’nin döviz alacağını düşünürüz. Bir başka döviz toplama yolu da Prof. Hakan Kara’nın değindiği gibi, TL değer kazandıkça, TCMB’den döviz alarak enerji ithalatını ödeyen KİT’lerin açık piyasaya yönlendirilmesi olabilir†dedi.‘KISA POZİSYON’ ARTTIÖte yandan ABD piyasalarında yatırımcıların yeni mali destek paketinin doların çekiciliğini daha da azaltacağı beklentisiyle aldıkları net kısa pozisyonların büyüklüğü geçen hafta 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Reuters tarafından yapılan hesaplamaya göre bu değer, 12 Ocak ile biten haftada 30.6 milyar dolardan 34 milyar dolara çıktı.2021 SONU TÜFE TAHMİNİ YÜZDE 11.6Türkiye ekonomisinin koronavirüs salgınına karşı alınan önlemlerle geçen sene yavaşlamasının ardından 2021’de tekrar ivme kazanarak yüzde 4 büyümesi, enflasyonun ise TCMB’nin sıkı parasal duruşunu sürdürmesiyle yüzde 11.6’ya gerilemesi bekleniyor. Reuters anketine katılan 38 ekonomiste göre 2020 yılı büyümesi ise yüzde 0.6 olacak. Yine bu ankete göre cari açığın 2020’de GSYH’nin yüzde 5.1, 2021’de ise yüzde 2.5’i olması bekleniyor. Politika faizinin ise bu yıl son çeyrekte yüzde 13’e indirileceği tahmin ediliyor.REVİZE RAKAM TASARRUF OLDU!Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın 2020 hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP) yerine son açıklanan ve açık hedefinin revize edildiği OVP’yi dikkate alarak “bütçede tasarruf†söyleminde bulunması şaşkınlık yarattı. Elvan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “2020 yılı bütçe açığımız, hedeflenen 239.2 milyar liranın altında 172.7 milyar lira olarak gerçekleşti ve 66.5 milyar lira tasarruf sağladık. Salgınla mücadelenin ihtiyaç göstereceği alan dışında, mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz... 2021 yılı bütçe açığını yüzde 3.5 olarak hedefliyoruz. Uygulamayı öngördüğümüz makroekonomik politikalar, dengeli bir talebin ve sürdürülebilir büyümenin oluşumunu sağlayacaktır†dedi. OVP’de 2020 için öngörülen açık hedefi 138.9 milyar TL’ydi. Ancak hükümet hedefin tutmayacağını anlayınca OVP’de açık hedefini 239.2 milyar TL olarak revize etti. Elvan’da revize edilen son rakamı dikkate alarak tasarruf sağlandığını iddia etti. Ekonomist Dr. Cüneyt Akman, sosyal medya hesabından, “Maliye Bakanımız sorumlu olduğu bütçe hedefini bi 100 milyarcık şaşırmış. E, olur o kadarcık hesap hatası...†yorumunu yaptı. cumhuriyet.com.trHer alışverişe gidildiğinde torba hafiflerken, fatura kabarıyor
Her alışverişe gidildiğinde torba hafiflerken, fatura kabarıyor Sendikaların değil Reuters haber ajansının Türkiye ekonomisiyle ilgili yayımladığı analiz, yurttaşın nasıl geçinemediğini ortaya koydu. Geçen yıl patlıcan, portakal ve ayçiçeği yağı fiyatlarının yüzde 50’den fazla zamlanmasıyla, market alışverişlerinin de Türkler için ciddi bir yük haline geldiği belirtildi. Analizde, “Türkiye’de gıda fiyatları o kadar arttı ki bazı insanlar gelecek aylarda daha da artacak fiyatlardan kaçınmak için ellerindeki tüm parayı pirinç ve makarna stoklamaya yatırıyor†denildi. Anne ve babaların indirimli bebe bisküvilerine geçtiğinin ifade edildiği analizde, yumurta fiyatlarının bir yılda neredeyse ikiye katlandığı ve dizlerinin üzerine çöküp bir kadına yüzük yerine, sıvı yağla evlenme teklif eden bir erkeğin fotoğrafının Twitter’da dolaştığına dikkat çekildi.‘EN UCUZUNU ALABİLİYORUZ’İşini kaybettiği için kısmi devlet yardımı alan, İstanbul’da yaşayan 43 yaşındaki üç çocuk babası güvenlik görevlisi Hüseyin Duran, “Sadece gerekli ve en ucuz markaları satın alıyoruz. Çocuklarım için endişeleniyorum. Bir tek kiramızı, gıda alışverişini ve kredi ödemelerini karşılayabiliyoruz†dedi. Soyadının açıklanmasını istemeyen 31 yaşındaki Pınar ise “Her alışverişe gittiğimde torbam hafifliyor ama fatura daha da büyüyor†diyor. Kazancının sadece kirasını ve faturalarını karşıladığını anlatan Pınar, “Uykusuz geceler geçirdim ve sanırım sonunda işsiz kalacağım†diye konuştu. cumhuriyet.com.trEmekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’den 3600 ek gösterge yorumu
Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’den 3600 ek gösterge yorumu Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, yaptığı çalışma ile 3600 ek göstergenin, 10 yıla kadar sorun olmaktan çıkacağını belirtti. Sorun çözülmezse 10 yıl sonra sorunun çalışanlar için geçerliliğini yitireceğini ve çözüm gerçekleşmeden ortadan kalkacağını kaydetti. Özellikle memurların emekliliklerini ilgilendiren 3600 ek gösterge, muhalefetin gündeme getirmesi ve iktidarın her seçim öncesi söz vermesine karşın çözülmedi. Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, yaptığı çalışma ile 3600 ek göstergenin, 10 yıla kadar sorun olmaktan çıkacağını belirtti. Sorun çözülmezse 10 yıl sonra sorunun çalışanlar için geçerliliğini yitireceğini ve çözüm gerçekleşmeden ortadan kalkacağını kaydeden Esen, “Vaadin zamana yayılması ve gecikmeli olarak yerine getirilmesi halinde ek gösterge verilmiş olmasının fazla bir cazibesi ve anlamı kalmayacak†dedi.AKP iktidarı, her seçim öncesi 3600 ek göstergeyi gündeme getiriyor ve seçim vaadi olarak sunuyor ancak bu konuda atılmış somut bir adım henüz yok. Başta öğretmen, polis, hemşire ve din hizmetleri görevlisi gibi kamu personelinin maaşını ve emekliliğini ilgilendiren 3600 ek göstergeye yönelik çalışma yapan emekli Mülkiye Başmüfettişi Esen, ek gösterge rakamlarında 1994, ödenecek zam ve tazminata ilişkin rakamlarda ise 2006’dan bu yana kayda değer bir iyileşme yapılmadığını belirtti. Sorunun yıllardır çözülmemiş olmasından iktidarın bu konuda istekli olmadığı, sorunu zamana yaymak istediği ve sorunun kendiliğinden çözülmesinin beklendiğinin anlaşıldığını kaydeden Esen, 3600 ek gösterge için vaatte bulunulan öncelikle öğretmen ve polis sayısının 1 milyon 200 bini aşkın olduğunu ve bu sayının toplam memurların yüzde 41’ini oluşturduğunu kaydetti.Öğretmen ve polis memurlarına 3600 ek gösterge verilmesi halinde birinci derece kadroda görev yapanların aylıklarında net 71 lira, emekli aylıklarında ise 814 lira 7 kuruş artış olacağına işaret eden Esen, bu artıştan faydalanabilmek için 1 Ekim 2008’den önce göreve başlamış olunması gerektiğini, bu tarihten sonra göreve başlayanların emekli aylıklarında en fazla 63.9 lira artış olacağını vurguladı. “Buradan, ek gösterge verilmesinin kamuya mali yükünün her geçen yıl azalacağı görülmektedir†diyen Esen, “Zira 1 Ekim 2008’den sonra göreve başlamış olan ve emeklilik statüsü farklı memurların sayısı her yıl hızla artmaktadır. Bu durumda olanlara 3600 ek göstergeden kaynaklı daha düşük emekli aylığı bağlanacağı için kamunun mali yükü de azalacaktır. Bu gidişle çok değil, 8-10 yıl sonra, halen çalışmakta olan kamu personelinin ve emeklilerinin 3600 ek gösterge konulu bir sorunları da kalmayacak, sorun kendiliğinden ve çözümlenmeden ortadan kalkmış olacaktır†dedi.‘HIZLA YERİNE GETİRİLMELİ’Durumu öğretmenler üzerinden örneklendiren Esen, halen görevde olan öğretmenlerin yüzde 50.7’sinin 2009-2019 arasında kadrolu göreve geçtiğine, bu yüzden bu öğretmenlerin şimdiden 3600 ek gösterge ile ilgilerinin kalmadığına dikkat çekti. Esen, “Her yıl ortalama 40 bin yeni öğretmen alımı ile bu oran daha da artacaktır. 10-12 yıl sonra Emekli Sandığı Kanunu’na tabi öğretmen yok denecek kadar azalacaktır. Sonuç itibarıyla 3600 ek gösterge sözünün hızla yerine getirilmesi gerekmektedir. Vaadin zamana yayılması ve gecikmeli olarak yerine getirilmesi halinde ek gösterge verilmiş olmasının fazla bir cazibesi ve anlamı kalmayacaktır†ifadelerini kullandı. Sefa Uyar