Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Saturday, 05.10.2025, 05:21 AM (GMT)

News - Haberler

Kayseri'de 18 aylık bebek hastaneye götürülürken yolda hayatınıkabetti

Kayseri'de 18 aylık bebek hastaneye götürülürken yolda hayatını kabetti Kayseri'de ailesinin hastaneye götürmeye çalıştığı bebek, yolda hayatını kaybetti. Kocasinan ilçesi Saraycık Mahallesi'nde ikamet eden Suriyeli bir ailenin 18 aylık bebeği A.E. rahatsızlandı. Ailenin kendi imkanlarıyla hastaneye götürmeye çalıştığı bebek, yolda yaşamını yitirdi.Durumun bildirilmesi üzerine jandarma ve 112 Acil Servis ekipleri sevk edildi.Bebeğin cenazesi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Kayseri Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.Bebeğin, kalp rahatsızlığı ve epilepsi hastalığı bulunduğu öğrenildi. AA

Yalovaspor'da 1 milyon TL prim sözü

Yalovaspor'da 1 milyon TL prim sözü Yalovaspor’da Başkan Onay Tuna, yeşil-kırmızılı ekibin ligde kalması durumunda futbolculara 1 milyon TL prim dağıtılacağını söyledi. Misli.com 3'üncü Lig 3'üncü Grup’ta kümede kalma savaşı veren ve grubun son sırada bulunan Yalovaspor’da Başkan Onay Tuna, yeşil-kırmızılı ekibin ligde kalması durumunda futbolculara 1 milyon TL prim dağıtılacağını söyledi.9 yıllık aranın ardından yeniden profesyonel liglere dönen ancak geride kalan haftalarda istediği sonuçları alamayıp küme düşme potasında bulunan Yalovaspor’da yönetim kurulunun aldığı kararı açıklayan Başkan Onay Tuna, yeşil-kırmızılı ekibimizin lige tutunması durumunda 1 milyon TL’lik primi futbolculara vereceklerini kaydetti.Tuna yaptığı açıklamada, “Ligde alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren takımımız için yönetim kurulumuz ile karar aldık. Aldığımız karar doğrultusunda Yalovaspor sezon sonunda ligde kalırsa, futbolcularımıza 1 milyon TL prim dağıtacağız. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmede bu karara vardık. İnşallah takımımız lig sonunda lige tutunup önümüzdeki sezon da 3'üncü Lig’de mücadele edecektir” ifadelerini kullandı. DHA

Ahmet NurÇebi, "Özkaynağınşampiyonu Beşiktaş.." dedi

Ahmet Nur Çebi, "Özkaynağın şampiyonu Beşiktaş.." dedi Beşiktaş Başkanı Çebi, Beşiktaş Dergisi'ndeki yazısında "Tüm spor branşlarında çalışkan, başarıya inanmış, takımdaşlık duygusunu özümsemiş sporcularımız, antrenörlerimiz ve çalışanlarımızla ilerleyeceğiz" ifadesini kullandı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, öz kaynaklarıyla başarı kovalamaya devam edeceklerini belirtti.Çebi, Beşiktaş dergisinin mart sayısında yer alan yazısında, "Tüm spor branşlarında çalışkan, başarıya inanmış, takımdaşlık duygusunu özümsemiş sporcularımız, antrenörlerimiz ve çalışanlarımızla ilerleyeceğiz." ifadelerini kullandı.Öze dönüş ilkelerinden taviz vermeden genç ve geleceği olan sporcuların önünü açmaya devam edeceklerini kaydeden Çebi, "Camiamızın geçmişte özünden güç alarak yaşadığı başarılar ortadadır. Biz de bu felsefeyle yolumuza devam ediyoruz. Bundan da asla taviz vermeyeceğiz. Gücünü öz değerlerinden alan, geleceğini öz kaynağıyla inşa eden, sürdürülebilir bir mali yapıya sahip bir kulüp olmak, en büyük hedefimizdir." değerlendirmesinde bulundu.Beşiktaş'ın sadece bugününü değil, yarınını da düşünmek zorunda olduklarını vurgulayan Çebi, şu görüşlere yer verdi:"Göreve geldiğimiz günden bu yana bu felsefe doğrultusunda hareket ettik. Ben ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım göreve geldiğimiz günden bu güne Beşiktaş'ın geleceği için gecemizi gündüzümüze kattık, aralıksız çalışıyoruz. Bu çalışmaya katkı veren tüm Beşiktaşlılara teşekkür ederim. Önceliğimiz Beşiktaş'ın mali yapısını düzeltmek. Bunu yaparken bir taraftan da yarışmacı kimliğimizi korumak. Pandeminin tüm dünyayı olumsuz etkilediği bir dönemde tüm bunları yapmak elbette ki kolay olmuyor. 'Bırakmam Seni' bağış kampanyamız ile bu ciddi çalışmamıza katkı sağlayan tüm Beşiktaşlılara da tekraren teşekkür ediyorum. Şimdi de Kartal Pençesi ile kampanyamızı sürdürüyoruz. Beşiktaş'ı sevenlerin Kartal Pençesi'ne de sahip çıkacağına inancım tamdır."FUTBOL CAMİASINA BİRLİK MESAJISpor camiasının birlik olması gerektiğine dikkati çeken Çebi, "Ülkemizin tüm spor branşlarında olduğu gibi futbolda da ancak ve ancak birlik olarak, birlikte hareket ederek başarıya ulaşılacağı açıktır." ifadesini kullandı.Beşiktaş'ın da birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu aktaran Çebi, şunları kaydetti:"Aldığımız sorumluluğun bilincinde olarak ülkemizin geleceğinde en önemli unsurlardan olan sporun hak ettiği şekilde yönetilmesi için, çocuklarımıza, gençlerimize yapacağımız yatırımın eğitimle olduğu kadar sporla da olacağının bilincinde hareket etmeye devam edeceğiz. Futbol takımımızın şampiyonluk yolunda başarıya ulaşması için de tüm yönetici arkadaşlarımla birlikte aralıksız çalışıyoruz. Taraftarlarımızın da tribündeki yerlerini alacakları günleri özlemle bekliyoruz. Ligin sonunda hep birlikte şampiyonluğumuzu kutlayacağımıza inancımız tamdır."Mart ayı içinde iki çok önemli günü yaşadıklarını belirten Çebi, "Bu vesile ile insanlığın gelişiminin yapıtaşı olan kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü ve insanlık tarihinin her döneminde büyük bir özveriyle çalışan sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı yürekten kutlarım. Elbette, mart ayının biz Beşiktaşlılar için çok özel bir anlamı daha var... Türk sporunun öncüsü, yüz akı, şerefiyle, hakkıyla sayısız başarılar kazanmış Beşiktaş'ımızın 118. yılı hepimize kutlu olsun. Bu gurur, hepimizin." değerlendirmesinde bulundu. AA

Süleyman Soylu'dan Avrupa Konseyiİnsan HaklarıKomiseri'nin mektubuna yanıt

Süleyman Soylu'dan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nin mektubuna yanıt Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dünya Mijatovic’in sivil toplum örgütlerinin görüşü alınmadan çıkartılan yasaya karşı 25 Şubat’ta Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya gönderdiği mektup yazdı. Soylu, Mijatovic’in mektubuna yanıt verdi. Soylu, “Ülkemizde sivil toplum ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin herhangi bir engelin varlığından söz etmek mümkün değildir” derken, benzer düzenlemelerin Almanya, Fransa ve İngiltere’de de olduğunu savundu. Bakan Soylu, “Yalnızca ülkemize özgü olmayıp, yurt dışında da benzer uygulamalar bulunmaktadır. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar ile ırkçılık, ayrımcılık, terör ve benzeri suçların işlenmesi halinde Almanya'da İçişleri Bakanı, Fransa'da Bakanlar Kurulu, Birleşik Krallık’ta Hayırseverlik Komisyonu tarafından dernekler hakkında faaliyetten men, görevden uzaklaştırma ve geçici yönetici ataması yapılabilmektedir” dedi.Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Aralık ayında çıkartılan kanunda sivil toplum örgütlerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atama yetkisi verilmiş, terörden hüküm giyenlerin dernek yöneticisi olması yasaklanmış, derneklerin internet üzerinden yardım toplamaları halinde ise bu paralara el konacağı ve cezalandırılmaları kararlaştırılmıştı.Türkiye’de terörle mücadeleye yönelik yasal düzenlemelerin çok geniş kapsamlı uygulanması nedeniyle sivil toplum örgütleri ve AB’nin yanı sıra Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi de yasaya tepki göstermişti. Örgütlenme özgürlüğüne karşı büyük endişeyle karşılanan Aralık ayında yapılan bu düzenleme Ankara-Strasburg hattında tansiyonun yükselmesine neden oldu.OSMAN KAVALA VE BOĞAZİÇİ ÖRNEĞİMijatovic, Türkiye’de sivil toplum örgütlerine karşı "zorlu ve düşmanca bir ortam" olduğunu belirterek başladığı mektubunda, siyasi söylemin insan hakları savunucularını hedef aldığını belirtti. Toplantılara karşı "açık uçlu ve gelişigüzel yasakların" devam ettiğini ve bunun da toplanma özgürlüğüne aykırı olduğunu anımsatan Komiser, bu gösterilerde polisin aşırı güç kullandığını bunun son olarak öğrenci eylemlerinde de görüldüğünü anımsattı. Ancak Komiser bu bölümde doğrudan Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlerin adını anmadı. Mijatovic ardından da sözü hâlâ tutuklu bulunan insan hakları savunucusu, iş insanı Osman Kavala’ya getirdi:“Avrupa Konseyi yetkililerinin tekrarlanan çağrılarına karşın bir insan hakları savunucusu için AİHM kararının hâlâ uygulanmamış özellikle endişe kaynağıdır.”Komiser, mektubunda, yasanın parlamentodan hızla ve sivil toplum örgütlerine danışılmadan geçirilmesini eleştirirken, bunun Türkiye’de uzun süredir yaşanan “istişare ve insan hakları savunucularının dahil edilmemesinin” bir örneği olduğunu söyledi.İŞTE YASADAN DUYULAN ENDİŞELERMijatovic, Türkiye’de terörle mücadele mevzuatının eleştirel sesleri kısmaya yönelik olarak kullanılmasının yarattığı kaygıyı da hatırlatarak, yasaya dair endişelerini sıraladı:*Yasanın İçişleri Bakanına bir kişinin vakıf veya dernek üyeliğini askıya alma hakkı vermesi,*Yasanın bakana söz konusu derneğe kayyum atama hakkı vermesi,*Soruşturmanın sonucuna kadar söz konusu derneğin faaliyetlerinin askıya alınabilmesi,*Terör suçundan mahkum edilenlerin, suçlarını çektikten sonra bile dernek yönetimlerinde görev almasının yasaklanması,*Derneklerin ve vakıfların internet üzerinden yürüttüğü yardım toplama kampanyalarına karşı İçişleri Bakanlığı’na Sulh Ceza Hakimliği aracılığıyla 24 saat içerisinde bu kampanyayı engelleme yetkisi verilmesi,*Bu kampanyaları düzenleyenlere karşı toplanan paralara el konmasının yanı sıra 200 000 liraya kadar ceza kesilmesinin öngörülmesi,*Hükümetin STÖ’ler üzerindeki inceleme ve denetleme yetkisinin arttırılması.VENEDİK KOMİSYONU HAZİRAN’DA RAPORUNU AÇIKLAYACAKÖzellikle insan hakları örgütlerinin toplanan bağışlarla faaliyetlerine devam ettiğini ve kamu fonlarının sadece hükümetle aynı değerleri paylaşan STÖ’lere aktarıldığını da anımsatan Mijatovic, derneklere yönelik denetim sürecinin şeffaf yürütülmediğine işaret etti.Mijatovic, mektubuna son verirken ise Konsey’in en önemli hukuk konseyi olan Venedik Haziran ayında söz konusu kanunla ilgili görüşünü açıklayacağını duyurdu. Mijatovic mektubunu, “Türk yetkililere, bu gözden geçirme tamamlanmadan kanunu daha fazla uygulamamaları çağrısında bulunuyorum” sözleriyle bitirdi.SOYLU: ÖĞRENCİLERİN TAMAMINA YAKINI TERÖR ÖRGÜTÜYLE BAĞLANTILIMijatoviç’in mektubuna, Adalet Bakanı Gül yerine Soylu 4 Mart'ta yanıt verdi. Mektubuna, Türkiye‘nin son 20 yılda sivil toplum ve insan hakları konusunda büyük ilerleme kaydettiğini belirterek başlayan Soylu, ilk olarak da mültecilere karşı Türkiye’nin üstlendiği rolü anımsattı.Mijatoviç’in toplanma özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları ve aşırı güç kullanımını eleştirdiği mektubunda Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olayları, üniversitenin adını kullanmadan örnek göstermesine, Soylu şu sözlerle yanıt verdi:“Her bireyin görüşlerini dile getirmesi, meşru ve demokratik bir haktır. Fakat şu bilinmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti barışçıl yollarla fikirlerini ifade eden vatandaşlarımızın arasına karışmış terör örgütlerine müzahir marjinal grup ve kişilerin yasa dışı eylemleri ile mücadele edecektir. Ulusal ve uluslararası mevzuata uygun bir şekilde yasaların vermiş olduğu yetkiler ve adli makamlardan alınan talimatlar çerçevesinde yakalanan şahısların tamamına yakınının terör örgütleriyle bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır”Soylu mektubunda, kanunun hedefinin “daha etkili bir denetimle şeffaflığın sağlanması, vatandaşların iyi niyetli yardım duygularının suiistimal edilmesinin önüne geçilmesi ve STK’ların daha güvenilir hale getirilmesinin temin edilmesi” olduğunu yazdı.SOYLU: HEDEF STÖ’LERİN SESİNİ DUYURMAKYasanın dernek kurma, üye olma ve derneklerin faaliyetlerine yönelik bir kısıtlama getirmediğini savunan Soylu, “Ülkemizde sivil toplum ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin herhangi bir engelin varlığından söz etmek mümkün değildir” dedi. Soylu, katılımcı demokrasiyi teşvik etmek ve STÖ’lerle istişare için Bakanlığı’nda Toplum İstişare Kurulu kurulduğunu, 2058 STK’nın ziyaret edildiğini ve 14 120 STK temsilcisiyle anket yapıldığını söyledi. Soylu, “İddia olunduğunun aksine, STK’ların sesini kısmak üzerine değil, bilakis seslerini daha fazla duyurmak üzerine inşa edilmiş yeni bir sivil toplum stratejisi belirledik” dedi."DERNEK ÜYESİ OLAMAZ DEMEDİK, YÖNETİCİSİ OLAMAZ DEDİK"Soylu, dernekler kanununda yapılan değişikliğin, “terörizmin finansmanı, karaparanın aklanması ve uyuşturucu suçlarından hüküm giyenlere” yönelik olduğunu belirtti:“Bu kişilerin derneklerin yönetim ve denetim kurullarında en fazla üç yıl süreyle görev almaları yasaklanmıştır. Bu suçlardan mahkum olan kişilerin, dernek üyesi olmalarına ya da dernek genel kurul toplantılarına katılmalarına yönelik herhangi bir yasaklayıcı düzenleme bulunmamaktadır. Bir başka ifadeyle, bu hükümler, kişilerin dernek üyeliğine değil, yönetici olmalarına manidir.”"BAKAN UZAKLAŞTIRIR, MAHKEME KAYYUM ATAR"Soylu, bu suçlar nedeniyle dernek görevlileri ve personel hakkında başlatılan kovuşturma sonucunda bu kişi ve organların İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabileceğini ama yerlerine atamanın ancak mahkeme tarafından yapılabileceğini savundu. Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:“Bu tedbirin yeterli olmaması ve gecikmesinde sakınca bulunması durumunda ise İçişleri Bakanı’nın derneği geçici olarak faaliyetten ' alıkoyabileceği ve derhal mahkemeye başvuracağı, mahkemenin 48 saat içerisinde faaliyetten geçici alıkoymaya ilişkin kararını vereceği; ilgililerin her zaman faaliyetten geçici alıkoyma kararının kaldırılmasını talep edebileceği ve mahkemenin bu talebi gecikmeksizin karara bağlayacağı düzenlenmektedir. Bu şekilde terör örgütleri ve suç şebekelerinin dernekleri kullanmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. ”"BU YETKİ ALMANYA, FRANSA, İNGİLTERE’DE DE VAR"Soylu, İçişleri Bakanı’na verilen bu yetkinin başka ülkelerde de olduğunu savundu:“Sizin de bildiğiniz gibi bu tarz tedbirler, yalnızca ülkemize özgü olmayıp, yurt dışında da benzer uygulamalar bulunmaktadır. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar ile ırkçılık, ayrımcılık, terör ve benzeri suçların işlenmesi halinde Almanya'da İçişleri Bakanı, Fransa'da Bakanlar Kurulu, Birleşik Krallık’ta Hayırseverlik Komisyonu tarafından dernekler hakkında faaliyetten men, görevden uzaklaştırma ve geçici yönetici ataması yapılabilmektedir. ”"YARDIM PARASI TOPLAMAYA ERİŞİM ENGELLEME KARARI YARGININ"Derneklerin internet üzerinden toplayacağı bağışlara yönelik getirilen düzenleme kararının Sulh Ceza Hakimliği tarafından alınacağını belirten Soylu, değişikliğin sadece internet ortamındaki izinsiz yardım toplama faaliyetlerinin önüne geçmeyi hedeflediğini söyledi. Soylu, derneklere böyle bir durumda 200 000 liraya kadar ceza kesilmesinin önünü açan değişikliğin de Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) yaptırımların yetersiz olduğuna yönelik talepleri nedeniyle alındığını savundu. Cezalandırmaya ise fiilen ısrarla tekrarlanması halinde başvurulacağını belirtti.ZORLUKLARIMIZI KABUL EDİNSoylu mektubunu şu sözlerle bitirdi:"Ülkemizin terörizm ve terör örgütleriyle mücadelesinde karşılaştığı olağandışı zorlukları kabul etmeniz bizim için önemlidir. Bu uğurda aziz şehitlerimizin canları başta olmak üzere bedeli rakamlarla ifade edilemeyecek acılara ve maliyetlere katlanmış bir ülke olarak tüm gayretimizi daha fazla demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları için sarf etmeye son derece kararlıyız. Sivil toplumla ilgili olarak evrensel ilkeler çerçevesinde yapılan düzenlemeler de vatandaşlarımızın haklarının terör örgütlerince istismar ve ihlal edilmemesi amacını taşımaktadır." cumhuriyet.com.tr

Ekremİmamoğlu: RasimÖztekin'e verdiğimiz sözütutacağız

Ekrem İmamoğlu: Rasim Öztekin'e verdiğimiz sözü tutacağız Rasim Öztekin ile geçmişte yaptığı bir konuşmayı hatırlatan İmamoğlu, "Kendisi ile bir araya geldiğimizde, İstanbulluların geleneksel tiyatromuzu ve Kavuklu geleneğini, çok güçlü bir şekilde hissedileceği, bu tarihi öğrenip gelecek nesillere aktarabileceği, yaşayabileceği mekanı bu şehre kazandırma konusunda söz vermiştik. Sözümüzü tutmak, büyük usta Rasim Öztekin’e karşı kesinlikle bir borcumuzdur." diye konuştu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kalp krizi sonucu hayatını kaybeden usta oyuncu Rasim Öztekin için Ses Tiyatrosunda yapılan cenaze törenine katıldı.İBB Başkanı İmamoğlu yaptığı konuşmada, tiyatronun toplumu dönüştürmek için kapılarını açan özel bir sanat olduğunu belirterek, “Gerçek tiyatrocular böyle bir sanatı icra etmenin sorumluluğunu taşıyan, bana göre çok özel insanlardır. Rasim Öztekin, gerçek bir tiyatrocu, çok özel bir insandır. Tiyatromuz içerisinde kendine has bir yer edinmiş, sembol isimler biri olmuştur. Rasim Öztekin geleneksel tiyatromuzun en anlamlı simgesi olan kavuğu hakkıyla ve layıkıyla taşımıştır. Kavuklu olmanın değerini bilerek, önemini bilerek yaşamıştır” dedi.İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Şahsen tanıma şansına kavuştum Sayın Rasim Öztekin’i. İnsancıllığıyla, tevazuuyla, insanların gönlüne kolayca ulaşabilen biriydi. Etrafına da kesinlikle kayıtsız, şartsız iyilik yayan bir insandı. Rasim Öztekin’in bizler için farklı bir yeri vardı, aynı zamanda çok kıymetli bir İstanbulluydu. Doğup yaşadığı kenti seven, sahip çıkan, derdini dert edinen ve bunu paylaşmaktan çekinmeyen çok kıymetli bir hemşerimizdi. Kendisi ile bir araya geldiğimizde, İstanbulluların geleneksel tiyatromuzu ve Kavuklu geleneğini, çok güçlü bir şekilde hissedileceği, bu tarihi öğrenip gelecek nesillere aktarabileceği, yaşayabileceği mekanı bu şehre kazandırma konusunda neler yapabileceğimizi hararetli bir şekilde konuşmuştuk. O mekanı, en kısa zamandı ona söz verdiğimiz biçimde bu şehre kazandırmak; İBB olarak tiyatromuza, tiyatromuzun ustalarına ve tabii ki şimdi uğurladığımız büyük usta Rasim Öztekin’e karşı kesinlikle bir borcumuzdur. Bunu mutlaka yapacağız ve bu borcumuzu yerine getireceğiz.”"TEBESSÜMLE UĞURLUYORUZ"İmamoğlu, herkesin Rasim Öztekin gibi uğurlanmak isteyeceğini belirterek konuşmasını şöyle tamamladı:“Bazı nadir insanlar vardır ki; onları içimizde yas, gözümüzde yaş olsa da dudaklarımızda kesinlikle bir tebessümle uğurlarız. Bu herkese nasip olmaz. Çünkü onlar bize, insan olmayı bütün boyutlarıyla; hayatta ortaya koydukları bütün tavır ve davranışlarıyla hissettirmiştir. Eminim onlar da öyle yolculuk etmek isterler, böyle ayrılmak isterler bu dünyadan. Bundan kesinlikle mutluluk duyarlar. Bu nadir insanlardan birisi de yakından tanıma fırsatına erdiğim sevgili Rasim Öztekin’i de sevgiyle, minnetle, saygıyla ve de tebessümle uğurluyoruz. Yolu açık olsun. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Hepinize sabır diliyorum.” cumhuriyet.com.tr

Visa'dan 8 milyon küçük işletme için yeni adım

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Visa'dan 8 milyon küçük işletme için yeni adım Covid-19 sürecinde ekonomik iyileşme için adımlar atan Visa, Avrupa çapında sekiz milyon küçük işletmenin dijital ticarete uyum sağlaması amacıyla geniş çaplı projeler hayata geçirdiğini duyurdu. /Archive/2021/3/10/134324762-visa.jpgİstanbul, 10 Mart 2021: Visa (NYSE: V) bugün yaptığı açıklamayla, küçük işletmelerin dijital dünyaya adapte olmaları ve faaliyetlerine devam etmelerine destek olmak amacıyla hayata geçirdiği programa, Avrupa çapında 100’den fazla iş ortağının dahil olduğunu duyurdu. DÜNYADA 50 MİLYON KOBİ’YE DESTEK OLMA TAAHHÜDÜ Programın 2020 yazında başlamasından bu yana, Avrupa genelinde iki milyondan fazla küçük işletmeye destek verildi. Ulaşılan bu rakam, işletmelerin hızla dijitalleşen ortama uyum sağlamaları, işlerini online ortama taşımaları ve geleceklerini güvence altına almalarını sağlamak üzere Visa’nın Avrupa'da sekiz milyon, dünyada ise 50 milyon KOBİ’ye destek olma taahhüdü kapsamında önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor.  PANDEMİNİN ZORLAYICI ETKİSİ DEVAM EDİYORCovid-19 pandemisi, tüm Avrupa’da küçük işletmelerin üzerinde zorlayıcı bir etkiye sahip olmaya devam ediyor. Visa tarafından yapılan araştırma, küçük işletmelerin yüzde 65'inin şirketlerinin geleceği konusunda endişeli olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa çapında Covid-19 kısıtlamalarından etkilenen işletmeler, iş modellerini tüketici beklentilerine göre dönüştürerek dijital ödeme kabul etme ve faaliyetlerini online ortama taşıma zorunluluğu ile karşı karşıya kaldı. Visa verileri, Avrupa'da 10'dan fazla ülkede çevrimiçi satışlarda yüzde 20'lik bir artış olduğunu ve on işlemden sekizinin artık temassız gerçekleştiğini gösteriyor.Visa Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel, “Küçük işletmeler, toplumda ve ekonomide hayati bir öneme sahip ve şu an pek çoğu Covid-19’un getirdiği yeni koşullar altında faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyor. Visa’nın Avrupa çapında toplamda 2 milyon küçük işletmeyi, iş ortaklarıyla gerçekleştirdiği programlarla desteklemesi gurur verici. Türkiye’de de KOBİ’lerin işlerini online ortama taşımalarına yardımcı olmak, elektronik ödemeleri kabul etmelerine destek sağlamak ve tüketicileri alışveriş ihtiyaçlarını KOBİ’lerden karşılamaya özendirmek üzere çalışmalara imza attık. İşimi Yönetebiliyorum projemiz kapsamında, pandemi döneminde KOBİ’lere verdiğimiz dijitalleşme desteğini hızlandırdık. Covid-19’la birlikte gelişen yeni şartları da kapsayan bir içerikle, online eğitimler aracılığıyla KOBİ’lere ulaşmaya devam ettik. Visa’nın, cep telefonlarını temassız POS cihazlarına dönüştüren “Tap to Phone” teknolojisi sayesinde, KOBİ’lerin temassız ödeme kabul altyapısını yaygınlaştıracak yenilikleri iş ortaklarımızla hayata geçirdik. KOBİ’lerin ağırlıkta olduğu yeme-içme sektörünü desteklemek üzere ise birçok farklı iş ortağımızla birlikte, sektörün dijitalleşmesine öncü olan projeleri tüketicilerle buluşturduk. Ekonominin belkemiği olarak gördüğümüz KOBİ’lere yönelik iş birliklerimiz devam edecek” dedi. TÜM AVRUPA’DA ATILAN ADIMLAR…Visa, dijital dönüşüm yolculuğunda Avrupa çapında sekiz milyon küçük işletmeyi destekleme taahhüdünü duyurduğundan bu yana, KOBİ’leri dijital olarak etkinleştirmek için bankalar, hükümetler, ticaret platformları ve teknoloji ortaklarıyla güçlerini birleştirdi. Visa, dijital dönüşüm yolculuğunda Avrupa çapında sekiz milyon küçük işletmeyi destekleme taahhüdünü duyurduğundan bu yana aralarında Türkiye’den Akbank’ın da olduğu, 100'den fazla program başlattı. Bu iş birlikleri, bir milyondan fazla küçük şirkete dijital ödemelere uyum ve tüketici talebini karşılamak için araç ve kaynaklar sağlanmasında yardımcı oldu.Akbank Cebe POS ile dijital ödemeler dünyasında fark yarattıklarının altını çizen Akbank Strateji, Dijital Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce, “Akbank Cebe POS ile sektörde PIN destekli ‘Tap to Phone’ teknolojisini hayata geçiren ilk banka olduk. Bu sayede Android tabanlı telefon veya tablet ekranına PIN tuşlayarak kartlı ödeme işlemi gerçekleştirilebiliyor, yani tüm telefon ve tabletler birer POS cihazına dönüşüyor! Bu yeniliğin arkasına her zaman olduğu gibi müşteri deneyimi ve teknolojik altyapımızı koyduk. Baştan sona dijital bir deneyim olarak tasarladığımız bu süreçte KOBİ iş yerleri dijital platformlarımız üzerinden yaptıkları başvuruları onaylanır onaylanmaz Cebe POS uygulamasını anında kullanmaya ve ödeme almaya başlayabiliyorlar” dedi.Kamu ile Ortaklıklar: Visa, şu anda Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Slovakya'da küçük işletmelerin temassız kabul terminallerine erişimini sağlamak için hükümetlerle birlikte çalışıyor. 29 ülkede hükümetler, temassız ödeme yapılmasını kolaylaştırmak üzere temassız ödeme limitini artırdı. Türkiye, Avrupa’da bu limiti arttıran ilk ülke oldu. Yeni kart kabul teknolojileri: İşletme sahiplerinin mobil cihazlarını ödeme terminallerine dönüştüren Visa’nın “Tap to Phone” teknolojisi Türkiye ile birlikte İtalya, Polonya, Romanya, Ukrayna ve Birleşik Krallık'ta da binlerce küçük işletme sahibinin dijital ödemeleri temassız olarak kabul etmesine yardımcı oluyor. Yeni online kaynaklar: Visa, aralarında Türkiye’nin de olduğu 15 Avrupa ülkesinde binlerce KOBİ’nin minimum maliyetle işlerini online ortama taşımalarına yardımcı olmak üzere çalışıyor. Türkiye’de Visa’nın KOBİ’lere yönelik gerçekleştirdiği İşimi Yönetebiliyorum programına katılan işletmelerden bir kısmı dijitalleşme desteği kapsamında website kurulumu, ödeme altyapısı kurma ve dijital pazarlama eğitimleri ile işlerini e-ticarete taşımak üzere danışmanlık hizmeti alıyor. Bugüne kadar “İşimi Yönetebiliyorum” eğitimlerine katılan 1.523 KOBİ temsilcisi e-ticaret dünyasına girdi, kendi markalarını geliştirdi, e-ticaret dünyasına girdi, satışlarını online ve dijital pazarlama ile desteklemeye başladı. Visa aynı zamanda KOBİ’lerin işlerini büyütmelerine yardımcı olmak üzere ücretsiz eğitim kaynakları sunan küresel bir platform olan “Pratik İş Becerileri” portalını birçok pazarda yerelleştirdi. Türkiye’de TÜRKONFED iş birliğiyle lokalize edilen platforma KOBİ’ler www.isimiyonetebiliyorum.com üzerinden ulaşabiliyor. Yeni bankacılık araçları: Küçük firmalar, bu kritik dönemde mali durumlarını yönetmeyi kolaylaştırmak üzere dijital bankacılık araçlarına da yöneliyor. Avrupa'daki bankalar ve fintech'lerle iş birlikleri kuran Visa, küçük firmaların nakit akışlarını ve satın almalarını daha iyi yönetmelerine yardımcı oluyor. Visa şu anda bu alanda Avrupa çapında 30 yeni program sunuyor. Topluluk Katılımı: Visa, tüketicileri yerel işletmelerden alışveriş yapmaya ve küçük işletmeleri desteklemeye çağırıyor. Bu kampanyalara örnek olarak Champion Green (İrlanda) Fiver Fest (İngiltere) ve Kaufnebenan Haftası (Almanya) verilebilir. Türkiye’de Visa, iş ortaklarıyla beraber tüketicileri yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren küçük işletmeleri desteklemeye teşvik eden çalışmalar gerçekleştiriyor.  cumhuriyet.com.tr

2 lig, 2 kupa getirdi, dilinin kurbanıoldu

2 lig, 2 kupa getirdi, dilinin kurbanı oldu Galatasaray, Belhanda’nın sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğini açıkladı. Sarı kırmızılı kulüpte tartışılan bir isim olan Belhanda, son olarak Sivasspor maçı sonrasında yönetimle ilgili söylediği sözler nedeniyle gündeme gelmişti. Galatasaray’da Belhanda ile yollar resmen ayrıldı. Sarı kırmızılı kulüp, Younes Belhanda’nın sözleşmesinin tek taraflı olarak ve haklı sebeple feshedildiğini açıkladı. Kulüpten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Profesyonel Futbolcu Younes Belhanda ile Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş. arasında akdedilen 3 Temmuz 2017 tarihli Profesyonel Futbolcu Transfer Sözleşmesi, Younes Belhanda'nın 7 Mart 2021 tarihli Galatasaray A.Ş. - Demir Grup Sivasspor müsabakasından sonra BEIN Sports ile yapmış olduğu röportajda Kulüp'ün imajına ve Kulüp Yönetim Kurulu Üyelerinin saygınlıklarına zarar veren ve hakarete varan beyanlarda bulunması sebebiyle ve daha öncesinde de Sözleşme ve Kulüp İç Disiplin Yönetmeliklerine ısrarlı şekilde aykırılık teşkil eden eylemlerde bulunmasının, taraflar arasındaki ilişkiyi çekilmez hale getirmiş olması nedeniyle, Younes Belhanda'nın Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi, FIFA Oyuncuların Statüsü ve Transferleri Talimatı'nın 14. Maddesi uyarınca 10 Mart 2021 tarihinden itibaren derhal, tek taraflı ve haklı sebeple feshedilmiştir. BELHANDA’NIN GALATASARAY KARNESİ Sarı kırmızılılara Temmuz 2017'de Dinamo Kiev'den 10 milyon euroluk bonservis bedeliyle gelen Faslı 10 numara, her sezon performansıyla tartışma konusu olmuştu. Belhanda, Galatasaray’da geçirdiği 4 sezonda toplamda 96 maçta 19 gol 16 asistlik performansla oynadı. Younes Belhanda, Galatasaray’la 2 Süper Lig, 1 Türkiye Kupası, 1 de TFF Süper Kupa kazandı. Sarı kırmızılı kulüp, 2017’de kadrosuna kattığı Belhanda için Dinamo Kiev'e 10 milyon Avro bonservis bedeli ödedi. Faslı oyuncu ise bonuslar hariç her sene yıllık 3 milyon 350 bin Avro ücret aldı. SİVASSPOR MAÇI SONRASI SÖZLERİ GÜNDEM OLDU Belhanda son olarak, Sivasspor maçı sonrasında yönetimle ilgili söylediği sözler nedeniyle gündeme gelmişti. Faslı oyuncu maç sonrası, “Twitter'da, Instagram'da kendilerine bakmak, basında ne oluyor araştırmak yerine zemin konusunu çözmeliler” ifadelerini kullanmış, ancak oyuncunun bu sözleri kulüp tercümanı tarafından çevrilmemişti. cumhuriyet.com.tr

IŞİD'in Türkiye emiri tutuklanınca yerini oğlu almış

IŞİD'in Türkiye emiri tutuklanınca yerini oğlu almış Adana'da yakalanan ve götürüldüğü İstanbul'da tutuklanarak cezaevine konulan terör örgütü IŞİD’ın sözde 'Türkiye emiri' Mahmut Özden'in iki oğlu da babalarının tutuklu bulunduğu süre içerisinde örgüt adına eylemlerini sürdürdüğü ortaya çıktı. Babasının ardından sözde 'emirlik' görevini devralan Hamza Özden, geçen yıl aralık ayında tutuklandı. Ankara Gölbaşı'nda 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan ikiz polis memurları Ahmet ve Mehmet Oruç'un (25) mezarlarının da aralarında bulunduğu 79 mezar taşını tahrip eden saldırganların arasında olan Özden'in diğer oğlu Hüseyin Özden de tutuklanarak cezaevine konuldu. Kendisi ve iki oğlu cezaevinde olan Mahmut Özden ile bağlantılı olan kişiler, polis ekiplerinin araştırması sonucu yakalandı. Terör örgütü IŞİD'in Ayasofya camisi ile bazı dernek, kuruluş ve kişilere yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu yönünde elde edilen istihbari bilgiler üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan çalışmada örgüt üyesi Hüseyin Sağır, geçen yıl ağustos ayında AK-47 marka uzun namlulu silah ve 5 şarjör ile İstanbul'da yakalandı. Sağır'a eylem talimatı verdiği değerlendirilen IŞİD adına çatışma bölgelerinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği, üst düzey örgüt üyelerinden şifreli mesaj programları aracılığıyla aldığı talimatlar doğrultusunda Türkiye'de, stratejik yerlere, siyaset ve devlet adamlarıyla bazı ekonomik hedeflere yönelik sansasyonel eylem hazırlıklarını koordine ettiği belirtilen IŞİD'in sözde Türkiye emiri Mahmut Özden de 20 Ağustos'ta Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Yeşilbağlar Mahallesi'nde yakalanıp, gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. 'EMİRLİK' GÖREVİNİ OĞLU HAMZA DEVRALMIŞMahmut Özden'in yakalanmasının ardından oğlu Hamza Özden'in babasının sözde Türkiye emiri görevini devraldığı kaydedildi. Adana polisinin yaptığı operasyonla Hamza Özden'in de aralarında bulunduğu 5 şüpheli yakalandı. Hamza Özden ile örgüt üyesi olduğu saptanan şüpheliler de İstanbul'a gönderildi. Hamza Özden de çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bu gelişmelerin ardından geçen yıl aralık ayında 'intikam eylemi' hazırlığında olduğu tespit edilen 7 terör örgütü üyesi gözaltına alındı, 4'ü tutuklandı, 3'ü ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı.'ŞİRK' GÖRÜYORLARIŞİD silahlı terör örgütünün kontrolü altında bulunan bölgelerde, silahlı terör örgütü üyelerinin Suriye'de radikal selefi düşünce doğrultusunda tarihi eserler, heykeller, mezar taşları, mabetler gibi yerleri 'şirk' olarak gördüğü ve bu yapıları tahrip ettiği biliniyor. IŞİD silahlı terör örgütün radikal selefi düşüncesi doğrultusunda şirk olarak görülen mezar taşlarının yıkılması gerektiği görüşünün, Alihocalı Mezarlığı'ndaki, mezarların tahrip edilerek zarar verilmesi olayını gerçekleştiren şüpheliler tarafından benimsenerek IŞİD silahlı terör örgütü adına saldırıyı gerçekleştirdikleri değerlendiriliyor.Mahmut Özden'in kendisi ve büyük oğlu Hamza Özden, İstanbul'da tutuklu bulunurken, Ankara Gölbaşı'nda 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan ikiz polis memurları Ahmet ve Mehmet Oruç'un (25) mezarlarının da aralarında bulunduğu 79 mezar taşı, 21 Şubat'ta tahrip edildi. Soruşturmayı genişleten polis ekipleri, bölgede yaptıkları çalışmalar sonrası mezar taşlarını tahrip ettiği saptanan Mahmut Özden'in oğlu Hüseyin Özden ve yeğeni İmam Özden'in de aralarında bulunduğu 6 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili çalışma yürüten polis ekipleri, mezarlığın gidiş-geliş güzergahında yaklaşık 100 güvenlik kamerasının kayıtlarını incelemeye aldı. Ekipler, 3 motosikletle gelen 6 şüphelinin saat 16.05 sıralarında mezarlığa girdiklerini, saat 17.45 sıralarında mezarlıktan çıktıklarını, yaklaşık olarak 1 saat 40 dakika mezarlıkta kaldıklarını tespit etti. İmam Özden, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine itirafçı olarak, adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Hüseyin Özden'in de aralarında olduğu 5 kişi ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. MEZAR TAŞLARINDAKİ AYAKKABI TABANI İZLERİ ÖRTÜŞTÜMezarlıkta tahrip edilen mezar taşları üzerinden alınan ayakkabı izlerinin, yakalanan şüpheli T.A.’dan elde edilen spor ayakkabı ile benzerlik göstermesi üzerine, ayakkabı ve elde edilen izler mukayese amacıyla kriminal uzmanlarına gönderildi. Yapılan uzman incelemesinde şüpheli T.A.’nın ayakkabı tabanı ve mezar taşları üzerinden elde edilen ayakkabı tabanı izlerinin aynı olduğu tespit edildi. (DHA)

TunçSoyer ve Buca Metro Projesi…

Tunç Soyer ve Buca Metro Projesi… KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı... İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1 milyar 70 milyon Euro bütçesiyle İzmir tarihinin en büyük yatırımı olacak Üçyol-Buca Metro Hattı Projesi için Hazine garantisiz dış kredi sağlanması yönündeki görüşmelerini sürdürürken bir müjdeli haber daha geldi.Hazine garantisiz dış kredi kullanma izninin süresinin uzatılması için Büyükşehir, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na da başvurmuştu.Beklenen oldu.Sürenin bir yıl uzatıldığına dair onay yazısı Büyükşehir'e ulaştı.Önemli bir ayrıntıyı es geçmeyelim.İzmir Büyükşehir Belediyesi bu projeyi kendi imkanları ile inşa edecek.Hatta bunun ilk adımı olan yapım ihalesi ilanı 13 Şubat itibariyle Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası portalı ile Fransız Kalkınma Ajansı resmi internet sitesinde yayımlanarak dünyaya duyuruldu. Kısaca ihale ilanıyla istekli firmaların teklif vermesi ve tekliflerin değerlendirilmesi süreci başladı.Tüm İzmirlileri heyecanlandıracak, Buca’ya adeta nefes aldıracak bu proje bir aksilik çıkmaz ise bu yılın Kasım ayında start alacak.Tunç Soyer’e İzmirliler adına teşekkür etmek isterim.Mahalli seçimler sonrası iktidar medyası tarafından kendisine yakıştırılan “Alafranga” “halktan kopuk” “selamün aleyküm”dendiğinde yadırgayan siyasetçi yaftalamalarını elinin tersiyle iterek göreve geldiğinden itibaren çalışkanlığı, enerjisi ve kent aşkıyla sessiz lakin elde tutulur büyük projeleri başlattı yahut başlatmak üzere…Deprem felaketinde 250 bin gıda paketi 1,5 milyon TL fatura ödemesi , “Bir kira Bir Yuva” projesi ile depremzedelere yapılan 43 milyon TL tutarındaki kira desteği bunlardan sadece bir kısmı.Narlıdere Metro projesi ile müthiş bir hızla devam ediyor.Yukarıda saydığım örnekler halk için halk adına yapılan belediyecilik örneği.Hele ki 2012 yılında başlayan, halen devam eden ve neredeyse 160 bin haneye ve 400 binin üzerinde çocuğa süt ulaştıran “Süt Kuzusu Projesi”ni saymıyorum bile…“Görünen o ki iktidarın her konuda ağzına doladığı “CEHAPE” zihniyeti meğer halkın öz kaynaklarını parsel parsel satmak yerine halk için belediyecilik yapıyormuş.Ben demiyorum rakamlar söylüyor.31 Mart 2019 mahalli seçimleri Türkiye için, üç büyükşehir ve özellikle de kentimiz için bir milat oldu.Darısı 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine… cumhuriyet.com.tr

Yerli koronavirüs aşısında Faz-2'nin ikinci doz uygulamasına başlandı

Yerli koronavirüs aşısında Faz-2'nin ikinci doz uygulamasına başlandı Kayseri'de Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi'nde (ERAGEM), koronavirüse karşı geliştirilen yerli ve milli inaktif aşının Faz-2 çalışmaları kapsamında ikinci doz uygulama başladı. ERAGEM'de koronavirüse karşı geliştirilen ve Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından desteklenen yerli aşının Faz- 2 çalışmaları kapsamında ilk dozu ERÜ İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (İKUM) 175 gönüllüye uygulandı. Herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmayan Faz-2 çalışmasında ikinci doz uygulama başladı. İkinci dozu vurulan gönüllü, ilk dozda hiçbir yan etki görülmediğini belirterek, aşı çalışmalarında yer almaktan dolayı mutlu ve gururlu olduğunu söyledi.ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış ise, Faz-2 çalışmalarını Nisan ayı ortasında bitirmeyi planladıklarını kaydederek, "Sağlık Bakanlığı ile TÜSEB tarafından desteklenen ve Erciyes Üniversitemizde geliştirilen yerli aşımızın Faz-2 çalışmaları sürdürülmektedir. Bugün de Faz-2 çalışmamızda ilk dozu uyguladığımız gönüllümüze, ikinci dozu uyguluyoruz. Şu ana kadar yürütülen çalışmalarımızda her şey çok güzel devam etmekte. Faz-1 çalışmasının başarılı bir şekilde geçtiği gibi, Faz-2 çalışmasının da başarılı geçeceğini ümit ediyor ve Nisan ayı ortasında da Faz-2 dozlamamızın biteceğini ümit ediyoruz" diye konuştu.  DHA

Fuat Oktay'a 'Bilal Erdoğan'ın okul arkadaşları' sorusu:İhale veönemli görevlerde tek kıstas bu mu?

Fuat Oktay'a 'Bilal Erdoğan'ın okul arkadaşları' sorusu: İhale ve önemli görevlerde tek kıstas bu mu? CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bilal Erdoğan’ın okul arkadaşlarının birçok ihale aldıklarını, kıymetli görevlere getirildiklerini belirterek , Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a “Söz konusu ihale ve önemli görevlere gelmelerindeki tek kıstas okul arkadaşları olmaları mıdır?” sorusunu yöneltti. CHP'li Ali Mahir Başarır kamuoyunda tepkilere neden olan atama ve ihale olaylarını Meclis gündemine taşıdı. /Archive/2021/3/10/131315702-f6378689-6420-478c-9479-39076ed4de39-w.jfifCHP Mersin Milletvekili Ali Mahir BaşarırBaşarır, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde şu sorulara yanıt istedi:    -Varlık Fonu'nun yeni Genel Müdürü Selim Arda Ermut, Bilal Erdoğan'ın liseden sınıf arkadaşı çıktı.-TMSF, Ataşehir'de sahip olduğu arsa üzerine yapılacak inşaat işini pazarlık usulüyle ihaleye çıkardı. İhaleyi, 280,4 milyon TL ile Bilal Erdoğan’ın liseden arkadaşı Aykut Emrah Polat aldı.-Gaziantep Belediyesi’nden Burak ve Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Fatih Başcı’ya 26,4 milyon TL’lik 5 ihale verildi.-TRT Genel Müdürü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Liseden sınıf arkadaşı İbrahim Eren oldu.-TMSF'de yayımlanan rapora göre, İstanbul Ataşehir'de bulunan bir arsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın okul arkadaşına ihalesiz verildi.-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Erkan Kandemir İnşaat Mühendisi iken Sağlık Bakanı Yardımcılığı’na terfi ettirildi.-Bilal Erdoğan’la aynı liseden mezun olan Yahya Üstün'ün Varlık Fonu’ndaki 40 şirketten maaş aldığı iddia edildi. -Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğulları Bilal ile Burak Erdoğan’ın liseden arkadaşı olan Fatih Başçı, Cumhurbaşkanlığı’ndan yaklaşık 7 buçuk milyon TL’lik ‘güvenlik kamerası’ ihalesi aldığı ortaya çıktı.-Rekor zararlarla gündeme gelen THY’de yeni işe girenlerle beraber 49 kişinin, İnsan Kaynakları Başkanı Ebubekir Akgül ile aynı soyadını taşıması dikkat çekti. Ebubekir Akgül Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu ile arkadaş ve aynı liseden mezun. Yine Bilal Erdoğan’la aynı liseden mezun olan Abdülkerim Çay ve Ahmet Olmuştur THY’de Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda çalışıyor.-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 25 Ağustos 2020 tarihinde açılışını yaptığı Ahlat Köşkü için 99 milyon TL daha harcanacağı kamuoyunda konuşuldu. Erdoğan’ın liseden arkadaşı Hasan Gürsoy’un Güryapı Taahhüt Şirketi’ne yaptırılan köşk için bugüne kadar toplam 125 milyon TL harcandı.Sıraladığı tüm bilgilerin yazılı ve görsel basında yer aldığını belirten Ali Mahir Başarır, TBMM Başkanlığı’na şu soruları yöneltti:-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın okul arkadaşlarının birçok alanda ihale almaları ve kıymetli görevlere gelmeleri tesadüf müdür?-Yoksa söz konusu ihale ve önemli görevlere gelmelerindeki tek kıstas okul arkadaşları olmaları mıdır? ANKA

İzmir'de zor günler geçiren sanatçılar El Ele Orkestrasıkurdu

İzmir'de zor günler geçiren sanatçılar El Ele Orkestrası kurdu İzmir Büyükşehir Belediyesi pandemi nedeniyle zor günler geçiren sanatçılara desteğini sürdürüyor. Büyükşehir pandemiden etkilenen sanatçıları Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin bünyesinde bir araya getirerek El Ele Müzik Orkestrası’nı kurdu. Orkestra pandemi koşullarına göre dijital ya da seyircili 7 konser düzenleyecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi pandemi nedeniyle zor günler geçiren sanatçılara, Ahmed Adnan Saygun Merkezi bünyesinde kurduğu El Ele Müzik Orkestrası ile destek vermeyi sürdürüyor. Orkestra 45 kişiden oluşuyor. Kadroda pandemi sürecinde zor durumda kalan 33 serbest sanatçı ve sanat kurumlarında kadrolu 12 sanatçı bulunuyor. Kadrolu sanatçılar dayanışma adına orkestrada ücretsiz çalıyor.7 KONSER DÜZENLENECEKEl Ele Müzik Orkestrası’nın, pandemi koşullarına göre dijital ya da seyircili olarak 7 konser düzenlemesi planlanıyor. 16 Ocak’ta hayatını kaybeden besteci Muammer Sun’un eserlerinin seslendirileceği ilk konseri, Devlet Sanatçısı ve Orkestra Şefi Rengim Gökmen yönetecek. El Ele Müzik Orkestrası’na İbrahim Yazıcı, Nil Venditti, Hakan Şensoy, Oğuzhan Balcı, Can Okan, Cihat Aşkın, Gülsin Onay gibi Türkiye’nin önde gelen şefleri ve solistleri de destek veriyor.  Konserlerle 33 sanatçıya toplamda 329 bin liralık destek sağlanması amaçlanıyor./Archive/2021/3/10/130932063-2.jpgGÖKMEN: DAYANIŞMA, KUCAKLAŞMADevlet sanatçısı ve Orkestra Şefi Rengim Gökmen, “Projenin ilk konserini yönetme onurunu bana verdiler, çok büyük mutluluk duydum. Pandemi süreci, birçok sektörde onarılamaz yaralar açtı. Bunların başında eğitim, kültür ve sanat geliyor. Kültür ve sanattaki bu yaranın 10-15 senede zor kapanacağını düşünüyorum. Sahneden ve icradan mahrum kalmak, mesleki açıdan sanatçıları geriletti. Bir de sabit geliri olmayan sanatçılarda, önemli ölçüde zararlar ve yoksunluklar yarattı. Bunu bir ölçüde telafi edebilmek, kamu kurum ve kuruluşlarının ödevi olsa gerek diye düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu çabasını takdirle karşılıyorum. El Ele Orkestrası’nın bir dayanışma, kucaklaşma ve zor zamanları birlikte geçirebilme orkestrası olduğu anlaşılıyor. Dileğim, bu orkestranın pa ndemiden sonra da devam etmesi” dedi.Flüt sanatçısı Öncü Uçar, “Pandemi bizi çok ağır vurdu. Bir senedir, kendi özel çabalarımızla, sosyal medya üzerinden ya da başka online etkinlikler haricinde süreci tamamen boş geçirdik. Bu, muhteşem bir proje. Nefes aldırıyor, daha da güzeli içinde bulunduğumuz durumda sahneye çıkıp sanat icra etmek. Benim gibi müzisyenler için bir yaşam kaynağı. Olmadan psikolojik olarak hayatta kalmamız mümkün değil. Hem İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne hem de gönüllü arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.İzmir Devlet Opera ve Balesi’nde başkemancı olan Tolga Kulak ise, “El Ele Müzik Orkestrası, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu özel bir orkestra. Pandemi sürecinde işsiz olan arkadaşlarımız için kurulmuş bir orkestra. Ben de destek amaçlı geldim. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. İZMİR / Cumhuriyet




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter