Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 04.28.2024, 09:43 AM (GMT)

Search by date: 3/10/2021

CHP'den Erdoğan'ın 'Damat kadar başınıza taşdüşsün' sözlerine yanıt: 'Hayatından endişe duyuyoruz'

CHP'den Erdoğan'ın 'Damat kadar başınıza taş düşsün' sözlerine yanıt: 'Hayatından endişe duyuyoruz' CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefete, “Damat kadar başınıza taş düşsün” diye tepki göstermesinin ardından eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın nerede olduğunu bir kez daha sorarak, “Hayatından endişe duyuyoruz damadın” dedi. Torun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Damat kadar başınıza taş düşsün” sözüne Artvin’de Ardanuç Belediyesi’nde yaptığı açıklamada yanıt verdi.Torun, Merkez Bankası’ndan 128 milyar doların ve Albayrak’ın kaybolduğunu belirterek, “Sen merak etmiyor olabilirsin ama ben merak ediyorum, el sallasın bize, buradayım desin. Ne oldu damat? Desin ki ‘Ben hayattayım, Londra’dayım, Newyork’tayım veya Trabzon’da yayladayım’ desin. Hayatından endişe duyuyoruz damadın. Belki Cumhurbaşkanı endişe duymaya bilir ama biz ne olursa olsun, bu ülkeye o kadar kötülük etmiş olmasına rağmen sonuçta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Bilmek istiyoruz. Bir de bilmek istediğimiz bir şey daha var. 128 milyar dolar nereye gitti?” diye konuştu.Torun, Albayrak’ın ve 128 milyar doların ortadan yok olduğunu savunarak, “Damat nereye gitti? Ormana. Orman nereye gitti? Yandı bitti kül oldu” dedi.Torun, iktidarın gündeminde anayasa değişikliği, milletvekili dokunulmazlığı ve Kanal İstanbul olduğunu ancak milletin gündeminde ekmek, aş ve işsizlik bulunduğunu belirtti.  ANKA

Canlarınıson anda kurtardılar:İşçilerin kaldığı7 baraka yandı

Canlarını son anda kurtardılar: İşçilerin kaldığı 7 baraka yandı Antalya'da sera işçilerinin kaldığı barakada çıkan yangın kısa sürede büyüdü. 7 barakanın zarar gördüğü yangında aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 100 kişi, eşyalarını son anda kurtardı. Antalya'nın Muratpaşa ilçesi Yenigöl Mahallesi'ndeki Süleyman Erten Tesisleri'nde, sera işçilerinin kaldığı barakada saat 15.00 sıralarında yangın çıktı.Henüz bilinmeyen nedenle çıkan yangın, bitişikteki diğer barakalara da sıçradı. Suriyeli oldukları belirtilen ve aralarında çocukların da bulunduğu 100'e yakın işçi, hem canlarını hem de bazı eşyalarını yanmaktan son anda kurtardı.İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Yangın yaklaşık 1 saatlik çalışmayla kontrol altına alınırken, işçiler ve çocuklar evlerinin yanışını gözyaşlarıyla izledi. Yangında, toplam 7 baraka yandı.Olayı haber alıp gelen tesis sahibi İsmail Erten, can ve mal kaybı olmamasının sevindirici olduğunu belirterek, "Evsiz kalan işçileri başka ikametgâhlara yerleştireceğiz. Zarar önemli değil. Bir şekilde çözülür" dedi.Polis, yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için çalışma başlattı./Archive%5C2021%5C3%5C10%5C174227530-suriyeli-iscilerin-kaldigi-7-baraka-yandi_3.jpg/Archive%5C2021%5C3%5C10%5C174228358-suriyeli-iscilerin-kaldigi-7-baraka-yandi_4.jpg/Archive%5C2021%5C3%5C10%5C174229171-suriyeli-iscilerin-kaldigi-7-baraka-yandi_5.jpg DHA

Boğaziçi protestolarında 48. gün: Kadın akademisyenler Melih Bulu'nun 8 Mart paketlerini iade etti

Boğaziçi protestolarında 48. gün: Kadın akademisyenler Melih Bulu'nun 8 Mart paketlerini iade etti Boğaziçi'nde kayyıma karşı nöbette olan kadın akademisyenler Melih Bulu'nun 8 Mart paketlerini Rektörlük önüne bıraktı. Boğaziçi Üniversitesi’de AKP'li kayyım rektör Melih Bulu’ya yönelik protesto eylemleri sürüyor. Kayyım rektöre karşı eylemlerinin 48. günününde akademisyenler, rektörlük binasına sırtlarını dönerek Bulu’yu protesto etti.Ayrıca kadın akademisyenler, Rektör Bulu'nun 8 Mart paketlerini Rektörlük önüne bıraktı.Bulu, 8 Mart vesilesiyle kadın akademisyenlere içinde beyaz gül ve makaron bulunan bir "hediye paketi" göndermiştiFotoğraf: @yunusunbabasi cumhuriyet.com.tr

YılmazÖzdil ifade verdi

Yılmaz Özdil ifade verdi Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ebubekir Sifil'in şikayeti üzerine hakkında "Hakaret" ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlamalarıyla soruşturma başlatılan gazeteci-yazar Yılmaz Özdil ifade verdi. Özdil, yazdıklarının eleştiri mahiyetinde olduğunu belirterek suçlamaları reddetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu'nca hakkında soruşturma başlatılan gazeteci, yazar Yılmaz Özdil, bugün "şüpheli" sıfatıyla ifade verdi. Avukatları İsmail Yılmaz ve Celal Ülgen ile savcılığa gelerek ifade veren Özdil, şikayetçi Ebubekir Sifil'in kendisi için "Cesetlerinin camiye alınmaması" yönünde beyanlarda bulunduğunu hatırlatarak "Köşe yazımda daha önce tehdit edilen akademisyen ve rektörlere değinerek geldiğimiz noktada akademisyen kimlikli bir kişinin beni tehdit etmesinden bahsettim. Yazdıklarım eleştiri mahiyetindedir" dedi. Özdil, "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlamasına ilişkin ise "39 yıllık gazetecilik kariyerimde halkın dini değerlerine yönelik herhangi bir aşağılama ve tahkir eyleminde kesinlikle bulunmadım. Yağmur duasının tüm yurtta yağış beklenen bir süreçte yapılmasını eleştirel bir dille gündeme getirdim. Dini değerleri aşağılamadım" diyerek suçlamayı reddetti. Özdil ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı.NE OLMUŞTU?Yılmaz Özdil'in,  13 Aralık 2020'de yayımlanan "Yağmur Duası" yazısının ardından Ebubekir Sifil sosyal medya hesabı Twitter üzerinden 16 Aralık'ta  "Diyanet İşleri Başkanlığı'na bir teklif: Başta Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman olmak üzere dinî sembol ve değerlerle, duayla, namazla... alay edenler, kim olurlarsa olsunlar, öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazları kılınmasın" şeklinde paylaşımda bulunmuştu. Bu paylaşım üzerine Özdil, Ebubekir Sifil hakkında Anadolu Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş, savcılık ise Sifil hakkındaki soruşturmaya takipsizlik kararı vermişti. Öte yandan 19 Aralık'ta "Yobazın tehdidi" başlıklı yazısı nedeniyle Ebubekir Sifil de Özdil hakkında şikayetçi olmuştu. (DHA)

ABD'de tüketici fiyatlarıŞubat ayında arttı

ABD'de tüketici fiyatları Şubat ayında arttı ABD'de tüketici fiyatları Şubat ayında son bir yıldaki en büyük yıllık artışını kaydetti. /Archive/2021/3/10/170737205-kuresel-piyasalar.jpgHavayolu ile seyahat dahil olmak üzere hizmet sektörüne olan talebin pandemi durumunda yaşanan gelişmeler neticesinde kademeli olarak yeniden başlaması nedeniyle enflasyon nispeten ılımlı düzeyde kaldı.ABD Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) Şubat ayında %0.4 yükseldi. Ocak ayında bu veri %0.3 yükseliş şeklindeydi. Şubat ayından itibaren 12 aylık süre içerisinde TÜFE %1.7 yükselirken Ocak ayında bu rakam %1.4 seviyesindeydi.Reuters anketine katılan ekonomistler TÜFE'nin %0.4 seviyesinde artış kaydedeceğini ve yıllık olarak da %1.7 seviyesinde olacağını öngörüyorlardı.Kaynak: Reuters cumhuriyet.com.tr

Fenerbahçeli Attila Szalai'denşampiyonluk açıklaması

Fenerbahçeli Attila Szalai'den şampiyonluk açıklaması Sarı-lacivertli ekibin Macar futbolcusu Attila Szalai, FB TV'ye açıklamalarda bulundu. Fenerbahçeli futbolcu futbolcusu Attila Szalai, "Bazen istemediğimiz sonuçlar, puan kayıpları oluyor. Biz her zaman en iyi performans için çalışıyoruz" dedi.Sarı-lacivertli ekibin Macar futbolcusu Attila Szalai, FB TV'ye açıklamalarda bulundu. Konya deplasmanından çok önemli bir 3 puan aldıklarını belirten Macar oyuncu takımdaki aile ortamına vurgu yaptı. Szalai, "Çok önemli bir üç puandı. Takımın saha içi performansı da iyiydi. Böyle devam etmeliyiz, çünkü önümüzde zorlu maçlar var. Bu zorlu karşılaşmalarda da aynı performansı göstererek devam etmeliyiz. Her maça çok iyi hazırlanıyoruz. 3 puan almak için en iyisini vermeye çalışıyoruz. Tabii ki de bazen istemediğimiz sonuçlar, puan kayıpları oluyor. Biz her zaman en iyi performans için çalışıyoruz. Bundan sonra da böyle olacak. Amacımız sezonu şampiyonlukla bitirmek. Her gol sonunda tüm takım arkadaşlarımızla birlikte sevinç yaşıyoruz. Her oyuncu, takım arkadaşının iyi performansına seviniyor. Zaten bu da aile ortamının güzelliğini gösteriyor. Gol atmayan oyuncular da kendileri gol atmış gibi seviniyorlar. Bu takım için çok önemli. Her geçen gün kendimizi geliştirmemiz gerektiğini biliyoruz" dedi."ORGANİZASYON OLARAK GÜZEL BİR GOL OLDU"Sarı-lacivertli formayla ilk golünü İttifak Holding Konyaspor karşısında kaydeden Szalai, "Sosa korneri kullandı ve top Mert'in önüne düştü. Mert de arka direkte Gökhan'ı boş gördü. Çok iyi bir orta kesti. Gökhan'dan gelen topta sanırım kaleye 3-4 metre mesafe vardı ve ben de topu içeriye bıraktım. Organizasyon olarak güzeldi. Gol atmak fantastik bir his ama önemli olan takımın üç puan alması. Fenerbahçe forması altında ilk golümü atmam çok güzel bir histi.""Dürüst olmak gerekirse maçtan önce gol atarım hissiyatım olmadı" diyen  Szalai, bu tür pozisyonlar için çalıştıklarını ifade etti. 23 yaşındaki oyuncu, "Önceki maçlarda da pozisyona girmişliğim oldu ve maalesef değerlendiremedim. Bu şansı bu maçta değerlendirdim. Benim için önemli olan sahada takım için en iyimi vermek ve takıma yardımcı olabilmek. Karşılaşabileceğimiz durumlarla ilgili defansif ve ofansif olarak çalışmalarımız oluyor. Defansif olarak nasıl bir arada olacağımızı, nasıl rakibe pres yapacağımızı; bu tarz şeyleri çalışıyoruz. Atakta da bitiriciliği nasıl yapmamız gerektiğini ve yine takım halinde nasıl hareket etmemiz gerektiğini, bunların hepsini, hocamız iyi çalıştırıyor. Sıkı çalışmalar sonucunda umarım sonuca erişeceğiz" ifadelerini kullandı.Gol sonrası aldığı geri dönüşlerden dolayı çok mutlu olduğunu vurgulayan Szalai, "Tebrikler karşısında çok mutlu oldum. Arkadaşlarım, burada çalışanlar, taraftarlarımız bana güzel geri dönüşlerde bulundu. Onlara teşekkür ediyorum. Çok güzel bir his. Bunu burada yaşayabildiğim için mutluyum. Mutlu sonuca ulaşabilmek için bu şekilde sezon sonuna kadar devam etmemiz gerekiyor" dedi.Fenerbahçe'deki aile ortamına dair de konuşan Szalai, "Geldiğim ilk andan itibaren burada olduğum için çok mutluyum. Çünkü burası çok büyük bir aile. Futbolcular olsun, çalışanlar olsun; hepsi bir arada bu ortamı yaşıyor" ifadelerini kullandı."Pelkas en yakın zamanda geri dönecektir"Pelkas'ın yaşadığı talihsiz pozisyonla ilgili de Attila Szalai, "Maç içinde çok endişelendik. Çok şanssız bir pozisyondu. O pozisyondan sonra saha içinde bir baygınlık geçirdi ve bilinci kapandı. Hepimiz çok endişelendik ama iyi olansa kötü bir şey olmaması. Daha iyi olacağına inanıyorum. En yakın zamanda geri dönecektir" diye konuştu.Takımın deplasman ve iç saha performansına dair de konuşan Szalai, "Maalesef evimizde bazı puan kayıpları yaşadık. Sıkı çalışıp devam etmemiz gerekiyor. İyi çalışarak bu eksiklerinizi ya da kayıplarınızı giderebilirsiniz. Takım içinde de herkes bunu böyle düşünüyor" dedi.Oda arkadaşı Gustavo'in tam bir profesyonel olduğunu belirten Szalai, "Çok sayıda genç oyuncumuz var. Bu genç oyuncular da Luiz Gustavo gibi gerçekten kariyeri üst seviyede, kaliteli bir oyuncuyla çalışmanın avantajını yaşıyor. Benim için onunla bu takımda oynamak ve aynı odayı paylaşmak bir fırsat. Ondan birçok şey öğreniyorum. Saha içinde olsun saha dışında olsun bana yardımcı oluyor. Her türlü desteğini sunuyor ve ondan çok şey öğrendim.  Söyleyeceğim ilk şey süper bir profesyonel olması. Mantalitesinin kazanmak üzerine kurulu olduğunu herkes biliyor. Saha içinde ve antrenmanlarda da görüyoruz. Bütün arkadaşlarımızın arzusu ve mantalitesi bu yönde. Saha dışında da çok iyi bir insan, çok iyi bir karakter" ifadelerini kullandı.  DHA

Vincent Aboubakar: BeÅŸiktaÅŸbenim yuvam

Vincent Aboubakar: Beşiktaş benim yuvam Aboubakar: "Portekiz ve Fransa’da oynadım ama oralarda görmediğim şey şu ki buradaki taraftar oyuncusunu gerçekten seviyor. Yüreğine basıyor. Bu çok özel bir şey. Ve yürekli oyuncuyu seviyorlar. Oynadığım diğer liglerde bunu görmedim." /Archive/2021/3/10/171615044-abou.jpgBeşiktaş'ın Kamerunlu futbolcusu Vincent Aboubakar, siyah-beyazlı kulübü yuvası olarak gördüğünü belirtti.Aboubakar, Beşiktaş dergisinin mart sayısında yer alan ve kulübün internet sitesinde bir bölümü paylaşılan röportajda, "Burası benim evim. Bu evi tanıyorum." ifadelerini kullandı.Daha önce oynadığı takımlarda görmediği atmosferi Beşiktaş'ta gördüğünü vurgulayan Aboubakar, "Portekiz ve Fransa’da oynadım ama oralarda görmediğim şey şu ki buradaki taraftar oyuncusunu gerçekten seviyor. Yüreğine basıyor. Bu çok özel bir şey. Ve yürekli oyuncuyu seviyorlar. Oynadığım diğer liglerde bunu görmedim." şeklinde görüş belirtti.Takımın performansına değinen Aboubakar, "Çok iyi oyuncularımız var. Yürekli oynayan oyuncular. Hepimiz kazanmak istiyoruz. Bu siyah beyaz formayı terimizle ıslatmak istiyoruz ve sahaya karakter koyuyoruz." görüşlerine yer verdi.Yeni tip koronavirüs salgını sonrası maçların taraftarsız oynanmasına değinen Aboubakar, şunları kaydetti:"Taraftarın olmaması, saha içindeki oyun açısından duygusal bir erozyondur. Fakat taraftarımızı tanıyan oyuncular biliyor ki onlar her zaman bizim arkamızda. Bu seneyi iyi bitirmemiz lazım. Burada büyük bir paylaşım sergilememiz lazım. Güvenlik görevlilerimizden sağlık ekibine, mutfak ekibinden profesyonel idarecilerimize... Bu paylaşma ruhunu kendi içimizde yaymamız lazım."Güçlü bir aileden geldiğini aktaran Aboubakar, "Karakterli ve yürekli bir aileden geliyorum. Annem benimle değil artık ama ona teşekkür etmek, şükran duyduğumu ifade etmek isterim. Annem ve babam bu aileyi büyüttüler, ailenin birliği ve beraberliği için bize enerji verdiler." değerlendirmesinde bulundu. AA

Masumiyet dizisi Münevver Karabulut cinayetini mi anlatıyor? DenizÇakır açıkladı

Masumiyet dizisi Münevver Karabulut cinayetini mi anlatıyor? Deniz Çakır açıkladı Bu sezona iddialı bir giriş yapan Masumiyet'in başrol oyuncusu Deniz Çakır, dizinin Münevver Karabulut ve Cem Garipoğlu hikayesinden esinlenerek yazıldığı iddialarına yanıt verdi. Fox TV'de yayınlanan Masumiyet dizisinin Münevver Karabulut cinayetinden esinlenilerek yazıldığı iddiası magazin gündemine bomba gibi düşmüştü.Masumiyet'te sevgilisi Ela'yı (İlayda Alişan) canavarca hislerle darp edip öldü sanarak çöpe atan zengin ailenin oğlu İlker karakterinde (Serkay Tütüncü), Cem Garipoğlu detayına dikkat çekilmişti.Ancak bu durumun doğru olmadığı sonrasında açıklanmış, kadın cinayetlerine ve kadına şiddete yönelik bir hikaye olduğunun altı çizilmişti."BİNLERCE KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR"Masumiyet dizisinde Bahar karakterini canlandıran ünlü oyuncu Deniz Çakır ise dizinin Cem Garipoğlu ve Münevver Karabulut'un hikayesinden esinlenme iddiasına şu yanıtı verdi: “Dizinin konusu bir tanesine bağlanamaz. Binlerce kadın öldürülüyor, nasıl olur da birinin üzerinden yürünsün.”MASUMİYET’TE BÜYÜK DURUŞMA BAŞLIYORÇarpıcı hikayesi ve güçlü oyuncu kadrosuyla ekranlara yeni bir soluk getiren Masumiyet, bu akşam 3. bölümüyle ekrana gelecek.Yeni bölümde; tutuklu yargılanan İlker Ilgaz hakim karşısına çıkacak. Hastanede tedavisi devam eden Ela, annesi Bahar’dan (Deniz Çakır) aldığı güçle duruşma salonuna gelecek. İlker Ilgaz’ın avukatının, takıntılı ve ruh sağlığı bozuk bir Ela portresi çizmesi, Ela’nın en yakınlarının bile kafasını karıştıracak. Aldığı darbeler ve geçirdiği ameliyatlar yüzünden, zihninde boşluklar olan Ela geçmişi hatırlamakta problem yaşayacak. Ela’nın duruşmada yaşadıklarını kabullenemeyen Bahar ise adeta isyan edecek. Bahar’ın kızının uğradığı mağduriyeti gözyaşları içinde hakime anlatacağı sahne izleyenleri derinden etkileyecek.İlker Ilgaz’ın tutuksuz yargılanmasının kabul edilmesi annesi Hale Ilgaz’da (Hülya Avşar) sevinç yaratırken, Harun (Mehmet Aslantuğ) kızı İrem’i bu yaşanan olaydan uzak tutmak için yeni bir karar alacak. cumhuriyet.com.tr

Kayseri'de 18 aylık bebek hastaneye götürülürken yolda hayatınıkabetti

Kayseri'de 18 aylık bebek hastaneye götürülürken yolda hayatını kabetti Kayseri'de ailesinin hastaneye götürmeye çalıştığı bebek, yolda hayatını kaybetti. Kocasinan ilçesi Saraycık Mahallesi'nde ikamet eden Suriyeli bir ailenin 18 aylık bebeği A.E. rahatsızlandı. Ailenin kendi imkanlarıyla hastaneye götürmeye çalıştığı bebek, yolda yaşamını yitirdi.Durumun bildirilmesi üzerine jandarma ve 112 Acil Servis ekipleri sevk edildi.Bebeğin cenazesi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Kayseri Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.Bebeğin, kalp rahatsızlığı ve epilepsi hastalığı bulunduğu öğrenildi. AA

Yalovaspor'da 1 milyon TL prim sözü

Yalovaspor'da 1 milyon TL prim sözü Yalovaspor’da Başkan Onay Tuna, yeşil-kırmızılı ekibin ligde kalması durumunda futbolculara 1 milyon TL prim dağıtılacağını söyledi. Misli.com 3'üncü Lig 3'üncü Grup’ta kümede kalma savaşı veren ve grubun son sırada bulunan Yalovaspor’da Başkan Onay Tuna, yeşil-kırmızılı ekibin ligde kalması durumunda futbolculara 1 milyon TL prim dağıtılacağını söyledi.9 yıllık aranın ardından yeniden profesyonel liglere dönen ancak geride kalan haftalarda istediği sonuçları alamayıp küme düşme potasında bulunan Yalovaspor’da yönetim kurulunun aldığı kararı açıklayan Başkan Onay Tuna, yeşil-kırmızılı ekibimizin lige tutunması durumunda 1 milyon TL’lik primi futbolculara vereceklerini kaydetti.Tuna yaptığı açıklamada, “Ligde alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren takımımız için yönetim kurulumuz ile karar aldık. Aldığımız karar doğrultusunda Yalovaspor sezon sonunda ligde kalırsa, futbolcularımıza 1 milyon TL prim dağıtacağız. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmede bu karara vardık. İnşallah takımımız lig sonunda lige tutunup önümüzdeki sezon da 3'üncü Lig’de mücadele edecektir” ifadelerini kullandı. DHA

Süleyman Soylu'dan Avrupa Konseyiİnsan HaklarıKomiseri'nin mektubuna yanıt

Süleyman Soylu'dan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nin mektubuna yanıt Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dünya Mijatovic’in sivil toplum örgütlerinin görüşü alınmadan çıkartılan yasaya karşı 25 Şubat’ta Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya gönderdiği mektup yazdı. Soylu, Mijatovic’in mektubuna yanıt verdi. Soylu, “Ülkemizde sivil toplum ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin herhangi bir engelin varlığından söz etmek mümkün değildir” derken, benzer düzenlemelerin Almanya, Fransa ve İngiltere’de de olduğunu savundu. Bakan Soylu, “Yalnızca ülkemize özgü olmayıp, yurt dışında da benzer uygulamalar bulunmaktadır. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar ile ırkçılık, ayrımcılık, terör ve benzeri suçların işlenmesi halinde Almanya'da İçişleri Bakanı, Fransa'da Bakanlar Kurulu, Birleşik Krallık’ta Hayırseverlik Komisyonu tarafından dernekler hakkında faaliyetten men, görevden uzaklaştırma ve geçici yönetici ataması yapılabilmektedir” dedi.Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Aralık ayında çıkartılan kanunda sivil toplum örgütlerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyum atama yetkisi verilmiş, terörden hüküm giyenlerin dernek yöneticisi olması yasaklanmış, derneklerin internet üzerinden yardım toplamaları halinde ise bu paralara el konacağı ve cezalandırılmaları kararlaştırılmıştı.Türkiye’de terörle mücadeleye yönelik yasal düzenlemelerin çok geniş kapsamlı uygulanması nedeniyle sivil toplum örgütleri ve AB’nin yanı sıra Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi de yasaya tepki göstermişti. Örgütlenme özgürlüğüne karşı büyük endişeyle karşılanan Aralık ayında yapılan bu düzenleme Ankara-Strasburg hattında tansiyonun yükselmesine neden oldu.OSMAN KAVALA VE BOĞAZİÇİ ÖRNEĞİMijatovic, Türkiye’de sivil toplum örgütlerine karşı "zorlu ve düşmanca bir ortam" olduğunu belirterek başladığı mektubunda, siyasi söylemin insan hakları savunucularını hedef aldığını belirtti. Toplantılara karşı "açık uçlu ve gelişigüzel yasakların" devam ettiğini ve bunun da toplanma özgürlüğüne aykırı olduğunu anımsatan Komiser, bu gösterilerde polisin aşırı güç kullandığını bunun son olarak öğrenci eylemlerinde de görüldüğünü anımsattı. Ancak Komiser bu bölümde doğrudan Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlerin adını anmadı. Mijatovic ardından da sözü hâlâ tutuklu bulunan insan hakları savunucusu, iş insanı Osman Kavala’ya getirdi:“Avrupa Konseyi yetkililerinin tekrarlanan çağrılarına karşın bir insan hakları savunucusu için AİHM kararının hâlâ uygulanmamış özellikle endişe kaynağıdır.”Komiser, mektubunda, yasanın parlamentodan hızla ve sivil toplum örgütlerine danışılmadan geçirilmesini eleştirirken, bunun Türkiye’de uzun süredir yaşanan “istişare ve insan hakları savunucularının dahil edilmemesinin” bir örneği olduğunu söyledi.İŞTE YASADAN DUYULAN ENDİŞELERMijatovic, Türkiye’de terörle mücadele mevzuatının eleştirel sesleri kısmaya yönelik olarak kullanılmasının yarattığı kaygıyı da hatırlatarak, yasaya dair endişelerini sıraladı:*Yasanın İçişleri Bakanına bir kişinin vakıf veya dernek üyeliğini askıya alma hakkı vermesi,*Yasanın bakana söz konusu derneğe kayyum atama hakkı vermesi,*Soruşturmanın sonucuna kadar söz konusu derneğin faaliyetlerinin askıya alınabilmesi,*Terör suçundan mahkum edilenlerin, suçlarını çektikten sonra bile dernek yönetimlerinde görev almasının yasaklanması,*Derneklerin ve vakıfların internet üzerinden yürüttüğü yardım toplama kampanyalarına karşı İçişleri Bakanlığı’na Sulh Ceza Hakimliği aracılığıyla 24 saat içerisinde bu kampanyayı engelleme yetkisi verilmesi,*Bu kampanyaları düzenleyenlere karşı toplanan paralara el konmasının yanı sıra 200 000 liraya kadar ceza kesilmesinin öngörülmesi,*Hükümetin STÖ’ler üzerindeki inceleme ve denetleme yetkisinin arttırılması.VENEDİK KOMİSYONU HAZİRAN’DA RAPORUNU AÇIKLAYACAKÖzellikle insan hakları örgütlerinin toplanan bağışlarla faaliyetlerine devam ettiğini ve kamu fonlarının sadece hükümetle aynı değerleri paylaşan STÖ’lere aktarıldığını da anımsatan Mijatovic, derneklere yönelik denetim sürecinin şeffaf yürütülmediğine işaret etti.Mijatovic, mektubuna son verirken ise Konsey’in en önemli hukuk konseyi olan Venedik Haziran ayında söz konusu kanunla ilgili görüşünü açıklayacağını duyurdu. Mijatovic mektubunu, “Türk yetkililere, bu gözden geçirme tamamlanmadan kanunu daha fazla uygulamamaları çağrısında bulunuyorum” sözleriyle bitirdi.SOYLU: ÖĞRENCİLERİN TAMAMINA YAKINI TERÖR ÖRGÜTÜYLE BAĞLANTILIMijatoviç’in mektubuna, Adalet Bakanı Gül yerine Soylu 4 Mart'ta yanıt verdi. Mektubuna, Türkiye‘nin son 20 yılda sivil toplum ve insan hakları konusunda büyük ilerleme kaydettiğini belirterek başlayan Soylu, ilk olarak da mültecilere karşı Türkiye’nin üstlendiği rolü anımsattı.Mijatoviç’in toplanma özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları ve aşırı güç kullanımını eleştirdiği mektubunda Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olayları, üniversitenin adını kullanmadan örnek göstermesine, Soylu şu sözlerle yanıt verdi:“Her bireyin görüşlerini dile getirmesi, meşru ve demokratik bir haktır. Fakat şu bilinmelidir ki; Türkiye Cumhuriyeti barışçıl yollarla fikirlerini ifade eden vatandaşlarımızın arasına karışmış terör örgütlerine müzahir marjinal grup ve kişilerin yasa dışı eylemleri ile mücadele edecektir. Ulusal ve uluslararası mevzuata uygun bir şekilde yasaların vermiş olduğu yetkiler ve adli makamlardan alınan talimatlar çerçevesinde yakalanan şahısların tamamına yakınının terör örgütleriyle bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır”Soylu mektubunda, kanunun hedefinin “daha etkili bir denetimle şeffaflığın sağlanması, vatandaşların iyi niyetli yardım duygularının suiistimal edilmesinin önüne geçilmesi ve STK’ların daha güvenilir hale getirilmesinin temin edilmesi” olduğunu yazdı.SOYLU: HEDEF STÖ’LERİN SESİNİ DUYURMAKYasanın dernek kurma, üye olma ve derneklerin faaliyetlerine yönelik bir kısıtlama getirmediğini savunan Soylu, “Ülkemizde sivil toplum ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin herhangi bir engelin varlığından söz etmek mümkün değildir” dedi. Soylu, katılımcı demokrasiyi teşvik etmek ve STÖ’lerle istişare için Bakanlığı’nda Toplum İstişare Kurulu kurulduğunu, 2058 STK’nın ziyaret edildiğini ve 14 120 STK temsilcisiyle anket yapıldığını söyledi. Soylu, “İddia olunduğunun aksine, STK’ların sesini kısmak üzerine değil, bilakis seslerini daha fazla duyurmak üzerine inşa edilmiş yeni bir sivil toplum stratejisi belirledik” dedi."DERNEK ÜYESİ OLAMAZ DEMEDİK, YÖNETİCİSİ OLAMAZ DEDİK"Soylu, dernekler kanununda yapılan değişikliğin, “terörizmin finansmanı, karaparanın aklanması ve uyuşturucu suçlarından hüküm giyenlere” yönelik olduğunu belirtti:“Bu kişilerin derneklerin yönetim ve denetim kurullarında en fazla üç yıl süreyle görev almaları yasaklanmıştır. Bu suçlardan mahkum olan kişilerin, dernek üyesi olmalarına ya da dernek genel kurul toplantılarına katılmalarına yönelik herhangi bir yasaklayıcı düzenleme bulunmamaktadır. Bir başka ifadeyle, bu hükümler, kişilerin dernek üyeliğine değil, yönetici olmalarına manidir.”"BAKAN UZAKLAŞTIRIR, MAHKEME KAYYUM ATAR"Soylu, bu suçlar nedeniyle dernek görevlileri ve personel hakkında başlatılan kovuşturma sonucunda bu kişi ve organların İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabileceğini ama yerlerine atamanın ancak mahkeme tarafından yapılabileceğini savundu. Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:“Bu tedbirin yeterli olmaması ve gecikmesinde sakınca bulunması durumunda ise İçişleri Bakanı’nın derneği geçici olarak faaliyetten ' alıkoyabileceği ve derhal mahkemeye başvuracağı, mahkemenin 48 saat içerisinde faaliyetten geçici alıkoymaya ilişkin kararını vereceği; ilgililerin her zaman faaliyetten geçici alıkoyma kararının kaldırılmasını talep edebileceği ve mahkemenin bu talebi gecikmeksizin karara bağlayacağı düzenlenmektedir. Bu şekilde terör örgütleri ve suç şebekelerinin dernekleri kullanmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. ”"BU YETKİ ALMANYA, FRANSA, İNGİLTERE’DE DE VAR"Soylu, İçişleri Bakanı’na verilen bu yetkinin başka ülkelerde de olduğunu savundu:“Sizin de bildiğiniz gibi bu tarz tedbirler, yalnızca ülkemize özgü olmayıp, yurt dışında da benzer uygulamalar bulunmaktadır. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar ile ırkçılık, ayrımcılık, terör ve benzeri suçların işlenmesi halinde Almanya'da İçişleri Bakanı, Fransa'da Bakanlar Kurulu, Birleşik Krallık’ta Hayırseverlik Komisyonu tarafından dernekler hakkında faaliyetten men, görevden uzaklaştırma ve geçici yönetici ataması yapılabilmektedir. ”"YARDIM PARASI TOPLAMAYA ERİŞİM ENGELLEME KARARI YARGININ"Derneklerin internet üzerinden toplayacağı bağışlara yönelik getirilen düzenleme kararının Sulh Ceza Hakimliği tarafından alınacağını belirten Soylu, değişikliğin sadece internet ortamındaki izinsiz yardım toplama faaliyetlerinin önüne geçmeyi hedeflediğini söyledi. Soylu, derneklere böyle bir durumda 200 000 liraya kadar ceza kesilmesinin önünü açan değişikliğin de Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) yaptırımların yetersiz olduğuna yönelik talepleri nedeniyle alındığını savundu. Cezalandırmaya ise fiilen ısrarla tekrarlanması halinde başvurulacağını belirtti.ZORLUKLARIMIZI KABUL EDİNSoylu mektubunu şu sözlerle bitirdi:"Ülkemizin terörizm ve terör örgütleriyle mücadelesinde karşılaştığı olağandışı zorlukları kabul etmeniz bizim için önemlidir. Bu uğurda aziz şehitlerimizin canları başta olmak üzere bedeli rakamlarla ifade edilemeyecek acılara ve maliyetlere katlanmış bir ülke olarak tüm gayretimizi daha fazla demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları için sarf etmeye son derece kararlıyız. Sivil toplumla ilgili olarak evrensel ilkeler çerçevesinde yapılan düzenlemeler de vatandaşlarımızın haklarının terör örgütlerince istismar ve ihlal edilmemesi amacını taşımaktadır." cumhuriyet.com.tr

Ahmet NurÇebi, "Özkaynağınşampiyonu Beşiktaş.." dedi

Ahmet Nur Çebi, "Özkaynağın şampiyonu Beşiktaş.." dedi Beşiktaş Başkanı Çebi, Beşiktaş Dergisi'ndeki yazısında "Tüm spor branşlarında çalışkan, başarıya inanmış, takımdaşlık duygusunu özümsemiş sporcularımız, antrenörlerimiz ve çalışanlarımızla ilerleyeceğiz" ifadesini kullandı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, öz kaynaklarıyla başarı kovalamaya devam edeceklerini belirtti.Çebi, Beşiktaş dergisinin mart sayısında yer alan yazısında, "Tüm spor branşlarında çalışkan, başarıya inanmış, takımdaşlık duygusunu özümsemiş sporcularımız, antrenörlerimiz ve çalışanlarımızla ilerleyeceğiz." ifadelerini kullandı.Öze dönüş ilkelerinden taviz vermeden genç ve geleceği olan sporcuların önünü açmaya devam edeceklerini kaydeden Çebi, "Camiamızın geçmişte özünden güç alarak yaşadığı başarılar ortadadır. Biz de bu felsefeyle yolumuza devam ediyoruz. Bundan da asla taviz vermeyeceğiz. Gücünü öz değerlerinden alan, geleceğini öz kaynağıyla inşa eden, sürdürülebilir bir mali yapıya sahip bir kulüp olmak, en büyük hedefimizdir." değerlendirmesinde bulundu.Beşiktaş'ın sadece bugününü değil, yarınını da düşünmek zorunda olduklarını vurgulayan Çebi, şu görüşlere yer verdi:"Göreve geldiğimiz günden bu yana bu felsefe doğrultusunda hareket ettik. Ben ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım göreve geldiğimiz günden bu güne Beşiktaş'ın geleceği için gecemizi gündüzümüze kattık, aralıksız çalışıyoruz. Bu çalışmaya katkı veren tüm Beşiktaşlılara teşekkür ederim. Önceliğimiz Beşiktaş'ın mali yapısını düzeltmek. Bunu yaparken bir taraftan da yarışmacı kimliğimizi korumak. Pandeminin tüm dünyayı olumsuz etkilediği bir dönemde tüm bunları yapmak elbette ki kolay olmuyor. 'Bırakmam Seni' bağış kampanyamız ile bu ciddi çalışmamıza katkı sağlayan tüm Beşiktaşlılara da tekraren teşekkür ediyorum. Şimdi de Kartal Pençesi ile kampanyamızı sürdürüyoruz. Beşiktaş'ı sevenlerin Kartal Pençesi'ne de sahip çıkacağına inancım tamdır."FUTBOL CAMİASINA BİRLİK MESAJISpor camiasının birlik olması gerektiğine dikkati çeken Çebi, "Ülkemizin tüm spor branşlarında olduğu gibi futbolda da ancak ve ancak birlik olarak, birlikte hareket ederek başarıya ulaşılacağı açıktır." ifadesini kullandı.Beşiktaş'ın da birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu aktaran Çebi, şunları kaydetti:"Aldığımız sorumluluğun bilincinde olarak ülkemizin geleceğinde en önemli unsurlardan olan sporun hak ettiği şekilde yönetilmesi için, çocuklarımıza, gençlerimize yapacağımız yatırımın eğitimle olduğu kadar sporla da olacağının bilincinde hareket etmeye devam edeceğiz. Futbol takımımızın şampiyonluk yolunda başarıya ulaşması için de tüm yönetici arkadaşlarımla birlikte aralıksız çalışıyoruz. Taraftarlarımızın da tribündeki yerlerini alacakları günleri özlemle bekliyoruz. Ligin sonunda hep birlikte şampiyonluğumuzu kutlayacağımıza inancımız tamdır."Mart ayı içinde iki çok önemli günü yaşadıklarını belirten Çebi, "Bu vesile ile insanlığın gelişiminin yapıtaşı olan kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü ve insanlık tarihinin her döneminde büyük bir özveriyle çalışan sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı yürekten kutlarım. Elbette, mart ayının biz Beşiktaşlılar için çok özel bir anlamı daha var... Türk sporunun öncüsü, yüz akı, şerefiyle, hakkıyla sayısız başarılar kazanmış Beşiktaş'ımızın 118. yılı hepimize kutlu olsun. Bu gurur, hepimizin." değerlendirmesinde bulundu. AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter