Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Thursday, 11.20.2025, 06:21 PM (GMT)

Search by date: 2/3/2021

Şentop'a göre eylemleri 'profosyoneller' organize ediyor: Atama bahane, amaçGezi'ye benzer eylemler...

Şentop'a göre eylemleri 'profosyoneller' organize ediyor: Atama bahane, amaç Gezi'ye benzer eylemler... Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak AKP'li Melih Bulu'nun atanmasına karşı yapılan eylemler için "profesyoneller organize ediyor" dedi. Şentop, "Bu iş rektör ataması felan değil, atamayı bahane ederek Gezi eylemlerine benzer eylemler düzenlemek" diye ekledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak AKP'li Melih Bulu'nun atanmasına karşı yapılan eylemlerle ilgili konuştu.CNN Türk kanalına konuk olan Şentop, eylemlerin Bulu'nun atanmasıyla ilgisi olmadığını öne sürerek "Bunları profesyonellerin organize ettiği eylemler olduğunu düşünüyorum" dedi.Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atamasının ilk olmadığını söyleyen Şentop, "Daha önce itirazlar yoktu. Ben bu eylemlerin profesyonellerin organize ettiği eylemler olduğunu düşünüyorum. Kadıköy'de polislerin aracını tekmeleyen kişiler var. Ayrıca gözaltına alanınlar arasında terör örgütleri ile ilişkili olduğuna dair açıklamalar var. Gözaltına alınanların yarısından fazlası öğrenci değil. Bu iş rektör ataması felan değil, atamayı bahane ederek Gezi eylemlerine benzer eylemler düzenlemek" ifadelerini kullandı.Rektörlerin göreve gelmesiyle ilgili konunun ayrı bir konu olduğunu ve bunun tartışılabileceğini söyleyen Şentop ayrıca "Sadece üniversitelere rektörlerin göreve gelmesini tartışmak yeterli değil. Bu YÖK ve daha genel reformlarla ilgili olmalı" dedi.TBMM Başkanı, üniversitede rektör seçiminde öğrencilerin görüşünün alınması talepleriyle ilgili olarak ise "Ne zaman alınmış daha önce? Daha önce bir seçim yapılırdı, 6 kişi seçilirdi, YÖK'e giderdi sonra cumhurbaşkanına giderdi. Daha önceki seçimlerde kendine oy veren adaylar bile oldu. Dünyada sadece öğretim üyelerinin seçtiği rektör uygulaması çok az." diye konuştu. cumhuriyet.com.tr

TÜİK, enflasyon sepetinde pandemi değişimi yaptı

TÜİK, enflasyon sepetinde pandemi değişimi yaptı Pandemi ile değişen tüketim alışkanlıkları TÜİK’in enflasyon sepetine de yansıdı. Cerrahi maske ve evde çalışmanın vazgeçilmezi kadın sweatshirtü sepete alındı. Sepette 415 madde ve 901 madde çeşidi dikkate alınacak. /Archive/2021/2/3/121630333-tuik.jpgTÜİK'ten yapılan açıklamaya göre, her yıl fiyat derlenen yerleşim yerleri ve iş yerleri, endeks sepetinde yer alan ürünler ve ağırlıkları ile ürünlerin tanımları güncelleniyor. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) sepeti ve ağırlıkları ile açıklanan değişim oranları tek birey ya da belirli bir gelir grubuna ait olmayıp, ülke ortalamasını ifade ediyor.EN ÇOK SATIŞ YAPAN FİRMALARDAN FİYAT DERLEMESİ AMAÇLANIYOR2019 yılından itibaren Gelir İdaresi Başkanlığından (GİB) iş yerlerine ait ciro verilerinin elde edilmesi ile perakende sektöründe yer alan marketler ve giyim mağazaları için ciro değerleri kullanılarak iş yeri örneklemi yapılıyor. Her yıl aralık ayında en güncel ciro verileri incelenerek, il bazında fiyat derlenen marketler ve giyim mağazaları gözden geçiriliyor. Perakende sektöründe yer alan marketler ve giyim mağazalarının il bazında ciro büyüklükleri esas alınarak tüketicilerin o ilde yoğun olarak tercih ettiği, en çok satış yapan zincir ve yerel firmalardan fiyat derlenmesi amaçlanıyor.2021 yılında TÜFE'de 81 ilin tamamı ve 225 ilçe kapsamında, 27 bin 980 iş yeri ve 4 bin 274 konuttan (kira), 415 madde, 901 madde çeşidi için her ay yaklaşık 550 bin 632 fiyat derlenecek.Her yıl aralık ayında yapılan güncellemede, ağırlığı artan mal ve hizmetler endeks sepetine dahil edilirken, ağırlığı azalan ürünler sepetten çıkartılıyor. Bu nedenle, TÜFE sepetinde yer alan ürünlerin sayısı her yıl değişim gösteriyor.Sepetten çıkan maddeler ise tere, erik, normal buzdolabı (derin donduruculu), karışım kumaşlar ve şofben olarak belirlendi.ANA GRUP AĞIRLIKLARI2021 yılı TÜFE hesaplamalarında kullanılacak ana grup ağırlıkları da belirlendi. Buna göre, gıda ve alkolsüz içeceklerin ağırlığı yüzde 22,77'den yüzde 25,94'e çıkarıldı. Salgın sürecinde önemi artan sağlığın ağırlığı ise yüzde 2,80'den yüzde 3,25'e yükseltildi.Konut, haberleşme, ev eşyası gruplarının ağırlığı artarken, alkollü içecekler ve tütün, giyim ve ayakkabı, eğitim, lokanta ve oteller gibi grupların ağırlığı azaldı.Söz konusu ağırlıklar, alkollü içecekler ve tütün için yüzde 4,88, giyim ve ayakkabı için yüzde 5,87, konut için yüzde 15,36, ev eşyası için yüzde 8,64, ulaştırma için yüzde 15,49, haberleşme için yüzde 4,64, eğlence ve kültür için yüzde 3,01, eğitim için yüzde 2,28, lokanta ve oteller için yüzde 5,91, çeşitli mal ve hizmetler için yüzde 4,73 oldu.COVİD-19 SALGINI, TÜKETİM HARCAMALARINI ÖNEMLİ DERECEDE ETKİLEDİ2020 yılında ortaya çıkan Covid-19 salgını, hane halkı tüketim harcamalarını önemli derecede etkiledi. Salgın sebebiyle tüketim alışkanlıklarında oluşan değişimlerin bir kısmı geçici olurken, bazılarının ise uzun süre devam etmesi öngörülüyor.2021 yılında da devam etmesi beklenen söz konusu etkilerin TÜFE ağırlıklarına en güncel şekilde yansıtılması için Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EuroStat) Aralık 2020'de metodolojik kılavuz yayımladı.Covid-19 salgını döneminde toplum sağlığına risk oluşturmamak için Nisan 2020 itibarıyla TÜİK'in tüm hane halkı anketlerinde yüz yüze görüşme uygulaması geçici süreyle durduruldu. Bu sebeple TÜFE ağırlıklarının temel veri kaynağı olan, kapsamı gereği farklı bir veri derleme yöntemiyle uygulanması mümkün olmayan hane halkı bütçe anketi, 2020 yılı için tamamlanamadı. 2021 yılı TÜFE ağırlık güncellemesi EuroStat'ın konuya ilişkin kılavuzunda belirtilen yöntemler doğrultusunda hesaplandı.Covid-19 salgınıyla birlikte hane halkı harcamalarına dahil olan bazı madde çeşitleri (maske gibi) 2021 yılında sepet kapsamına alındı. Cerrahi maske, madde çeşidi olarak "diğer sağlık ürünleri" maddesinin altında yer alıyor.BAZI ÜRÜNLERE İLİŞKİN MADDE ÇEŞİT SAYISI VE AĞIRLIKLARI GÜNCELLENDİ2021 yılında TÜFE madde sepetinde, "kabartma maddeleri" başlığı altında yer alan "kuru maya" madde çeşidi için tanım değişikliği yapıldı.Daha önce belirli bir gramajda satışa sunulan bir paket kuru hamur mayası fiyatı takip edilirken, alanda tespit edilen gramaj farklılıkları nedeniyle ölçü birimi değiştirildi ve kilogram bazında ürün fiyatı takibine geçildi.Ayrıca, "beyaz peynir", "sigaralar", "diğer sağlık ürünleri", "otomobil (dizel)", "otomobil (benzinli)" ve "resmi evraklarla ilgili hizmet ücreti" maddelerine ilişkin madde çeşit sayısı değiştirildi ve ağırlıkları güncellendi. Bu değişikliğin sebebi, hane halklarının madde çeşidi düzeyinde değişim gösteren güncel tüketim tercihlerinin detaya yansıtılabilmesi oldu. Örneğin, "sigaralar" için yeni bir ürünün (madde çeşidi) piyasaya girmesi veya yaygın olarak tüketilir hale gelmesi durumunda madde sepetine çeşit olarak eklenmesi gerekiyor.Aynı durum otomobiller için de geçerli. Her yıl yeni modellerin piyasaya girmesi ve bazı modellerin üretimine son verilmesi nedeniyle "otomobil (dizel)" ve "otomobil (benzinli)" maddeleri için fiyatı derlenen marka ve modeller güncelleniyor. Ayrıca tüketicilerin zaman içinde değişen vites türü gibi tercihleri de madde çeşidi ve ağırlıklarına yansıtılıyor. "Beyaz peynir" tanımının hane halkları tarafından yaygın olarak tüketilmeye başlanan peynir çeşitlerini de kapsayacak şekilde genişletilmiş olması da bu kapsamda gerçekleştirildi. Ocak 2021 dönemi itibarıyla yayımlanan ortalama madde fiyatlarında söz konusu maddeler için gözlenecek fiyat değişimlerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerekiyor.FİYAT DERLEME DÖNEMLERİTÜFE kapsamında fiyat derleme sıklığı piyasadaki fiyat gelişimini yansıtacak şekilde yapılıyor. Fiyat hareketliliği yüksek ürünlerde daha sık aralıklarla fiyat derlemesi söz konusu oluyor. Ay içinde meydana gelebilecek fiyat farklılaşmasının yakalanabilmesi amacıyla taze sebze ve meyve, tüp gaz, LPG, futbol maçına giriş ücreti ile seçilmiş gıda ürünleri haftada 1 kez olmak üzere, ayda 4 defa derleniyor. Sigaralar, benzin-mazot, altın fiyatları (günlük), bunların dışında kalan diğer tüm madde çeşitlerinin fiyatları için ayda iki kez derleme yapılıyor. Covid-19 salgını döneminde uygulanan kısıtlamalar neticesinde bazı iş yerleri kapandı ya da çalışma saatleri değiştirildi, bazı hizmetler ise sağlanamadı. Bu süreçte, TÜFE hesaplamalarının aksamadan devam etmesi için alanda fiyat derleme çalışmaları mümkün olduğunca devam ettirildi.Kısıtlamalar nedeniyle alanda fiyata erişilememesi durumunda EuroStat tarafından kılavuzda önerilen alternatif yöntemlere başvuruldu. Bu kapsamda telefon ile fiyat derleme, internet ve barkod verileri fiyatlarının kullanılması, e-posta ile fiyat toplama gibi alternatif veri kaynakları kullanıldı. BARKOD VERİLERİ, VERİ DERLEME SÜRECİNE ENTEGRE EDİLDİTüketicilerin satın aldığı ürünlere ilişkin veriler, çeşitli mali işlemlerin gerçekleştirilebilmesi için ticaret sektöründe faaliyet gösteren firmalarca kayıt altına alınıyor. Son yıllarda birçok ulusal istatistik ofisi, perakende marketler tarafından tutulan bu satış verilerinin TÜFE'de veri kaynağı olarak kullanımı üzerinde çalışıyor.TÜİK'in, barkod (satış) verilerinin TÜFE veri derleme süreçlerine entegre edilmesine yönelik çalışmaları 2018 yılından beri devam ediyor. Bu kapsamda perakende ticaret sektöründe önemli paya sahip zincir marketlerden sağlanan verilerin 2020 yılında analiz süreçleri tamamlandı ve verinin TÜFE hesaplamaları için kullanıma hazır hale getirilebilmesine yönelik diğer çalışmalar (sınıflama, kod eşleştirmeleri gibi) yapıldı. 2021 yılı TÜFE hesaplamalarında perakende ticaret sektöründe önemli paya sahip zincir marketlerden sağlanan barkod (satış) verileri kullanılmaya başlandı.Böylelikle, ayın belirli günlerinde alandan derlenen fiyatlar yerine, firmalardan sağlanan şube bazında günlük satış ve miktar verileri kullanılarak ayın genelini kapsayan fiyatlar endekse dahil edildi. Barkod verilerinin sisteme dahil edilmesiyle TÜFE kapsamında derlenen toplam fiyat sayısının yaklaşık yüzde 21'i zincir marketlerden doğrudan temin edilmiş olacak. cumhuriyet.com.tr

Fenerbahçeli futbolcu Gustavo'daödem tespit edildi

Fenerbahçeli futbolcu Gustavo'da ödem tespit edildi Fenerbahçe, Luiz Gustavo'da ödem tespit edildiğini açıkladı. Fenerbahçe, Luiz Gustavo'da ödem tespit edildiğini açıkladı.Süper Lig'in 23'üncü haftasında dün Atakaş Hatayspor'a konuk olan Fenerbahçe'de sakatlık yaşayarak oyundan çıkan Luiz Gustavo'nun durumu netlik kazandı. Brezilyalı futbolcunun çekilen MR sonucunda dizinde darbeye bağlı ödem oluştuğu bildirildi. Gustavo'nun ligin 24'üncü haftasında oynanacak Galatasay maçına yetiştirilmesi için ise tedavisine başlandığı belirtildi. DHA

Instagram’a silinen fotoğraflarıkurtarmaözelliği geldi

Instagram’a silinen fotoğrafları kurtarma özelliği geldi Sosyal medya platformu Instagram'a çeşitli nedenlerle silinmiş gönderilerinizi 30 gün süreyle kurtarmanızı sağlayan yeni bir özellik geldi. Facebook'un sahibi olduğu en çok kullanılan sosyal medya platformlarından biri olan Instagram, yeni bir özelliğini kullanıma sundu. Geçtiğimiz günlerde web sürümü için yeni bir tasarım yayınlayan platform, şimdi de "Yakın zaman önce silinenler" isimli bir özellik getirdi. Platforma gelen bu yeni özellikle birlikte, uygulamada 30 gün öncesine kadar silinen post, hikaye gibi paylaşımlar kurtarılabilecek. Bu özelliğin getirilmesinin ardındaki en büyük nedenin hack saldırıları olduğunu açıklayan Instagram, siz silseniz dahi tüm paylaşımlarını 30 gün boyunca sunucularında tutmaya devam edecek. Kullanıcılar eğer gönderilerini kalıcı olarak silmek isterlerse kısa mesaj veya e-posta ile hesap sahibi olduklarını onaylamak durumunda kalacaklar.HİKAYELER 24 SAAT KALACAKSilinen öğeler klasörde 30 gün kalacak ancak normalde de 24 saat boyunca görünür olan Hikaye paylaşımları, silindikten sonra kalıcı olarak gitmeden önce 30 gün yerine 24 saat boyunca klasörde kalacak.Son güncellemeyle gelen özelliğe, Ayarlar > Hesap > Son Silinmiş’e tıklayarak ulaşılabilecek. cumhuriyet.com.tr

Angelina Jolie, Winston Churchill'in tablosunu satışaçıkardı

Angelina Jolie, Winston Churchill'in tablosunu satışa çıkardı Amerikalı oyuncu Angelina Jolie, Winston Churchill'in yaptığı "Tower of the Koutoubia Mosque" adlı tabloyu satışa çıkardı. /Archive/2021/2/3/122440920-aj.jpgAngelina Jolie, dün eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı ve kendi koleksiyonunda bulunan tek tablosunu satışa sunduğunu açıkladı.NTV'nin aktardığı habere göre, Tower of the Koutoubia Mosque isimli tablo, İngiltere’deki Christie’s Müzayede Evi’nin 1 Mart tarihinde gerçekleşecek akşam satışında açık artırmaya çıkacak.POLITICAL AND HOLLYWOOD HISTORY: Angelina Jolie is auctioning off a painting by Winston Churchill, that he gave to Franklin D. Roosevelt as a gift.Full story by @JillLawless: https://t.co/oxKOTyQMqB pic.twitter.com/DlWRpXZFlo— AP Entertainment (@APEntertainment) February 1, 2021Müzayede evi yetkililerine göre Churchill, 1943 yılında Kazablanka Konferansı sonrasında bu tabloyu yapmış ve ABD eski başkanı Franklin D. Roosevelt’e hediye etmiş.Eski başkanın ölümünün ardından ise tablo, oğlu Elliot Roosevelt’e, 2011’de New Orleans’taki satıştan sonra da Angelina Jolie’ye geçti.Müzayede evi yetkilileri, tablonun 1.5 milyon ile 2.5 milyon sterlin arasında alıcı bulacağını tahmin ediyor. cumhuriyet.com.tr

MHP'den Boğaziçi açıklaması: CHP'yi hedef aldı

MHP'den Boğaziçi açıklaması: CHP'yi hedef aldı MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemler üzerinden CHP ve HDP'yi hedef aldı. Yalçın, "CHP'nin başı Kılıçdaroğlu'nun "Demokratik yollardan iktidar olamayacağını gören CHP, kurguladığı zillet ittifakının HDP kolunu koz olarak eylem sahasına sürdü. 2 Eylül 1980 öncesine özenen dangalak eylemciler arasında, bırakın Boğaziçilileri, üniversite öğrencisi bile yok!" dedi. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne AKP'li Melih Bulu'yu atamasına yönelik tepkiler sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi'nde akademisyenlere ve öğrencilere destek amacıyla İstanbul'da, Ankara'da ve İzmir'de destek amacıyla eylemler yapıldı, eylemciler polisin sert müdahaleleriyle gözaltına alındı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki eylemler üzerinden CHP'yi hedef aldı. Yalçın, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımla Boğaziçi'ne destek eylemlerinin 'CHP destekli marksist terör' eylemi olduğunu öne sürerek şunları söyledi: "Sokaklardaki CHP destekli Marksist terör, bir kez daha çirkin yüzünü gösterdi. Demokratik yollardan iktidar olamayacağını gören CHP, kurguladığı zillet ittifakının HDP kolunu koz olarak eylem sahasına sürdü.CHP'nin başı Kılıçdaroğlu'nun "Evlatlarım!" dediği PKK militanları, Boğaziçi Üniversitesini ve İstanbul sokaklarını terörize etme yarışına girdi. 12 Eylül 1980 öncesine özenen dangalak eylemciler arasında, bırakın Boğaziçilileri, üniversite öğrencisi bile yok!Kılıçdaroğlu'nun "militan" evlatlarının sahadaki destekçileri de fedakâr Türk polisine el kaldıran elleri kırılası HDP/PKK milletvekilleri. Polisimize uzanan mülevves kolları milletimiz tereddüt etmeden koparır!"/Archive/2021/2/3/115341295-screenshot1.jpg cumhuriyet.com.tr

WHO heyeti, komplo teorilerinin odağındaki Wuhan Viroloji Laboratuvarı'nda

WHO heyeti, komplo teorilerinin odağındaki Wuhan Viroloji Laboratuvarı'nda Dünya genelinde iki milyondan fazla insanın ölümüne neden olan koronavirüs salgınının nasıl başladığına dair ipuçları bulmak için Çin'e giden Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uzmanları, bugün komplo teorilerinin odağındaki Wuhan Viroloji Enstitüsü'ne gitti. Heyet üyelerinden Peter Daszak, "Çok yapıcı bir gün gün olmasını bekliyorum. Anahtar konumdaki kişilerle konuşacağız, sorulması gereken önemli sorunları soracağız" dedi.Eski ABD Başkanı Donald Trump ve eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, virüsün 2019'un sonlarında bu laboratuvardan sızdığını öne sürmüştü.Birçok bilim insanı bu tezi reddediyor. Ancak bazı uzmanlar, hayvanlardan alınan ve insanlara geçme olasılığı incelenen bir virüsün laboratuvar çalışanlarından birine bulaşmış olabileceğini ve hastalığın bu şekilde yayılmış olabileceğini söylüyor.Bazı bilim insanları Çin'den, laboratuvarda üzerinde çalışılan tüm koronavirüs örnekleriyle ilgili verileri açıklamasını istemişti. Çin'den şimdiye kadar bu çağrıya yanıt gelmedi.Yarasa araştırmaları2003'te 700 kişinin ölümüne neden SARS hastalığını bulan ve bu hastalığın kaynağı olabileceği söylenen yarasalar üzerinde çalışmalar yapan Wuhan Viroloji Labarotuvarı'nın Başkan Yardımcısı Prof. Şi Zhengli, daha önce yeni koronavirüsün yüksek güvenlikli bu laboratuvardan yayıldığı iddialarını reddetmişti.Enstitü yıllardır laboratuvardan 1.600 kilometre uzaklıktaki bir mağarada yaşayan yarasaları inceliyor.2012'de bir bakır madeninde yer alan bu mağaralardaki yarasa dışkılarını temizleyen altı madenci, zatürree benzeri bir solunum yolları hastalığına yakalanmış ve üçü hayatını kaybetmişti.Bu olaydan sonraki üç yıl içinde mağaradan dışkı örnekleri toplandı. Ancak ekip bir bilgilendirme dışında mağaralardan toplanan virüslerle ilgili hiçbir makale yayımlamadı.Prof. Şi Zhengli, Haziran'da bir Amerikan bilim dergisine yaptığı açıklamada başlangıçta virüsün laboratuvarlarından yayılmış olabileceği konusunda çok endişe ettiğini ve günlerce uykusuz kaldığını söylemişti.Şi daha sonraki araştırmalarında laboratuvarlarındaki hiçbir gen dizilimin koronavirüsün gen dizilimiyle eşleşmediğini açıklamış, "Koronavirüsün bizimle ilgisi olmadığına bahse girerim" demişti. BBC Türkçe

Çocuklar uzaktan eğitimi sevmedi

Çocuklar uzaktan eğitimi sevmedi Uluslararası kuruluşların raporlarına göre salgının başından bu yana yoksul ülkelerdeki çocukların eğitim kaybı dört aya ulaştı. Salgın tüm dünyada eğitime büyük darbe vurdu. Okulların kapalı kalmasından en çok yoksul öğrenciler etkilendi. Yüz binlerce öğrenci, olanaksızlıklar nedeniyle tek bir derse bile katılamadı. Okulöncesi eğitimde durum daha da kötü. Evinde interneti, bilgisayarı olan küçük çocuklar bile bu eğitimden doğru dürüst yararlanamadı, ne olupbittiğini anlamadı. Hatta uzaktan derslere tepki gösteren, ısrarla katılmayı reddeden çocuklar oldu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesinde hizmet veren ve toplum temelli erken çocukluk eğitim modeli uygulanan ÇABA Çok Amaçlı Erken Çocukluk Eğitimi Merkezi’nde (ÇABAÇAM) salgının başından bu yana farklı bir yöntem uygulanıyor. Dezavantajlı ortamlardan gelen ailelerin yararlandığı bu merkezde, çocukların eğitimin dışında kalmamaları için gerekli tüm sağlık önlemleri alınarak yüz yüze ve uzaktan eğitim birlikte sürdürülüyor. Merkez’de 8 Şubat’ta başlayacak “Bahar Dönemi”nde eğitim programı da haftada dört gün yüz yüze ve bir gün uzaktan yapılacak.OKUL TERKİ SORUNUÇABAÇAM’ın kurucusu Prof. Dr. Ebru Aktan Acar, “UNESCO, UNICEF ve Dünya Bankası raporlarına göre pandemi başladığından bu yana, yüksek gelirli ülkelerdeki çocuklar eğitimlerinden 6 hafta geri kalırken düşük ve orta gelirli ülkelerdeki öğrencilerin eğitim kaybı neredeyse 4 aya ulaştı. 180 ülkede okulöncesi eğitimde yüzde 2.8’lik bir düşüş oldu. Save The Children Raporu’na göre salgından sonra 10 milyon çocuk okulu bırakacak” diyor. Okulları kapatmanın, diğer bütün seçeneklerin değerlendirilmesinden sonra başvurulacak son çare olması gerektiğini vurgulayan Prof. Acar, şöyle devam ediyor: “Pandeminin başında çocuklarımızın eğitim alma haklarını önceliklerimiz arasında en üst sıraya koyup diğer tüm önlemleri bu amacın gerçekleşmesi için yapılandırsaydık şu an çocuklarımız, aileler ve öğretmenler için çok daha farklı bir noktada olacaktık. Onların adına verdiğimiz kararlarla ve aldığımız önlemlerle halihazırda mevcut olan eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin, yoksulluğun ve yoksunluğun daha da derinleşmesine neden olduk.”OYUN İMKÂNSIZProf. Dr. Ebru Aktan Acar’a göre uzaktan erişim okulöncesi dönem için şu nedenlerle uygun değil:- Sosyal adalet ve eşitsizlik çerçevesinde dezavantajlı kesim (mevsimlik işçi, özel gereksinimli, çocuk işçi, geçici koruma altındaki çocuklar vb. ) eğitime erişemiyor. - Öğrenme kaybı beceri kaybına, ekonomide büyümenin azalmasına ve üretimin düşmesine neden oluyor. - Okuldan uzakta kalma durumu, okulu terk ve çocuk işçiliği artıyor. - Yüksek düzeyde bilişsel beceriler ve yürütücü işlevler, duygu düzenleme, yaratıcı düşünce gelişimi, öz düzenleme becerilerinin gelişmesi ekranla değil, oyunla mümkün. - Sosyal-duygusal gelişim boşluğu davranış sorunları doğuruyor. - Oyunla öğrenme ekranda mümkün olmuyor. - Fiziksel sorunlar, hareketsizlik, beslenme sorunları artıyor. - Eğitimde teknoloji kullanımı, öğrenmeyi destekleyen bir araç ama tek başına yetmiyor. - Uzaktan eğitim öğretim programları, derslerin hızı, materyal hazırlığı gerektiriyor. - Çocuk halihazırda akademik, sosyal ve duygusal yönden yetersizse eşitsizlik doğuyor. - Ev içinde çocuk istismarı, fiziksel ve duygusal şiddet artıyor. Sadece okulda güvende olan çocuklar var. - Sadece okulda yediği yemekle karnını doyuran çocuklar var. - Ailelerin eğitim düzeyi evde öğrenme sürecinin niteliğini etkiliyor.ALTERNATİF MODELProf. Aktan Acar’ın verdiği bilgilere göre Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, ÇABA Derneği ve Kepez Belediyesi ortaklığında 2008 yılında hayata geçirilen ÇABAÇAM, 2015 yılında Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ile işbirliği kurarak geçici koruma altındaki çocukları ve ailelerini de bünyesine dahil etti. Modelin temel amacı, dezavantajlı ortamlardan gelen ve okulöncesi eğitimden yararlanamayan çocuklara ve ailelerine kapsayıcı nitelikli eğitim ve “fırsat eşitliği” kapsamında ücretsiz eğitim sağlamak, okulöncesi eğitim başta olmak üzere farklı lisans/lisansüstü programlarında öğrenim gören öğretmen adaylarına bireysel ve mesleki pratiklerini desteklemeleri için ortam yaratmak. Prof. Ebru Aktan Acar, salgın sürecinde eğitimlerini nasıl sürdürdüklerini şöyle anlatıyor: “ÇABAÇAM’ın temel amacı olan çocuk boyutunda, dezavantajlı ortamlardan gelen ve okulöncesi eğitimden yararlanamayan çocuklarımızla, başlangıçda haftada dört gün, devamında da iki gün yüz yüze ve üç gün online olmak üzere Harmanlanmış (Hibrit) Eğitim Modeli’ni uygulayarak bir araya geldik. Ebeveynlerimizle online veli toplantıları ve online aile eğitimleri gerçekleştirdik. Öğretmen adaylarımızın bireysel ve mesleki pratiklerini desteklemek amacıyla birçok toplantı yaptık.’’BU ÖNLEMLER ALINMALI:Prof. Aktan Acar, okulöncesi kurumlarında alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:- Okulöncesi eğitime ilişkin politikalar bütüncül olarak ele alınmalı. - Okullar küçük yaştan başlayarak kademeli olarak açılmalı. Geçişin ve vaka sayısının az olduğu yerlerde, özellikle köylerde açılmalı. - Küçük çocuklar öncelikli, yaşlara göre farklı saatler, esnek öğretim ve çocuk sayısı az olmalı. - Sosyal mesafe protokollerine uygun olarak planlamalar yapılmalı. - Uzaktan eğitimden en çok etkilenen bölge ve grupların tespiti, internet ve teknik araç gereç temini, dijital araçları etkin kullanmak için program desteği sağlanmalı. - Sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, kamu, akademi, gönüllü kişi ve kurumlar sürece destek olmalı. - İhtiyaç duyulan alanlarda “Telafi Programları” oluşturulmalı. Figen Atalay

Türkiye’nin Safiye'leri...

Türkiye’nin Safiye'leri... Safiye, eski bir isimdir. “Katıksız, duru ve arı” anlamını taşır. Kullanımı artık azalsa da son günlerde sadece dizi ile yatar, kalkar, hatta yaşayan insanlar güruhu olduğumuz için bir dizide adı geçen, karakter üzerinden anımsanır oldu.Uzun yıllardır hatırlanmayan Safiye Ayla’yı yazdık. Yokluk, mücadele ama en çok kendinin bilincinde olma yolunda yoğrulma.Çileli hayatların insanları. Türkiye’nin Safiye’leri...Sağlığın neredeyse bir yıldır hiç bu kadar önemli olmadığı günlerde, Google’ın Doodle’ı Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk tıp doktorunu unutmadı! İnsanlar rutin olarak Google arama motorunu açtıklarında karşılarında bir Safiyemizi daha buldular.Doğum gününde Dr. Safiye Ali Katıksız, Duru, ArıÇünkü onlar kurulacak yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kahramanları.Safiye Ali (1894-1952) hep dediğimiz fabrika ayarları, Cumhuriyet kazanımları diyoruz ya... İşte Türk kadınına seçme seçilme hakkının verilmesi için mücadele eden ve aynı zamanda anne, çocuk sağlığı ile ilgili çalışmalar yapan bir tıp doktoru (I. Dünya savaşı sürerken Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne maddi zorluklara rağmen okur). Sütten kesilen, 1 yaş sonrası zayıf, hasta çocukların bakımı için Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesi'ni kurar. Türk Kadınlar Birliği’nin sıhhiye komisyonu başkanlığını üstlenerek fuhuşla mücadele için çalışır.Aynı zamanda eski Başbakan M. Bülent Ecevit’in annesi ressam Nazlı Ecevit’in de teyzesidir. Emel Seçen

Şehir Hatlarıvapurlarının gönüllümüzisyenlerinden BurakŞen

Şehir Hatları vapurlarının gönüllü müzisyenlerinden Burak Şen İstanbullunun sadece ulaşım aracı değil, aynı zamanda keyfi, Şehir Hatları vapurlarının gönüllü müzisyenlerinden Burak Şen, yıllardır süren ilginç hikâyesini anlattı. Müzik sektörü çok geniş bir evren. Ünlü müzisyenler buzdağının sadece görünen yüzü. Bir de her gün sokakta, akşamları barlarda, konser salonlarında veya vapurlarda insanın hayatına dokunan, müziğiyle mutlu eden çok sayıda müzisyen var. Ama onlar, çok sevdikleri müzikle hayatlarını yıldız isimler gibi değil, zorlukla sürdürebiliyorlar, müziğe âşık olmasalar yapılabilecek bir iş değil. Bu isimlerden biri de Burak Şen. 2006’dan beri sokakta müzik yapıyor. 2012’den bu yana ise vapurlarda ona denk gelmiş olmanız çok olası. Arama motoruna “vapur müzisyeni” yazıldığında ilk onun isminin çıkması da rastlantı değil. Vapurlarda müzik yapabilmek için çok mücadele etti, ceza yedi, o ve onun gibi müzisyenlerin hakkında olumsuz haberler yapıldı ama sonunda halkın da büyük desteğiyle şarkı söyleme hakkını kazandılar. Artık bir yerleri var ve bu işi bir anlamda gönüllü yapıyorlar.Burak Şen, “aklının ermeye başladığından bu yana” şarkı söyleyip ritim tuttuğunu söylüyor ve şöyle anlatıyor: “Bir başlangıç almak istersek, sıra dışı bir noktadan başlıyor... 2001 yılında, ‘Mehter Takımı’na katıldım, cevgen/solist ve nakkarezen/ritimci olarak. Aynı zamanda da ‘neyzen’ olmak istiyordum, o yıl müzikten kazandığım parayla Unkapanı’na gidip bir ney satın aldım ve hikâye konservatuvara kadar gitti...”Müziğin hayatında ne ifade ettiğini de “Ben hayatımı müzikle ifade edebiliyorum. Müzikten bağımsız bir hayat düşünemiyorum” sözleriyle dile getiriyor.“Mehter Takımı”yla on beş sene boyunca yurtiçi ve yurtdışında yüzlerce konser vermiş. TV programlarında klarnet ve trompet çalmış, müzik topluluklarında solist olarak çalışmış. 2019’da bir şarkı çıkarmış, şimdi ise sekiz parçalık pop rock formatında bir albüm hazırlığı içerisinde olduğunu belirtiyor. Albümün ABD’li Art Records şirketinden bahar aylarında çıkması bekleniyor.‘YÜZDE 99’U SIKINTIDA’Amatör müzisyenlerin çektiği sıkıntıları sorduğumuz Şen, “Yüzde 99’u ekonomik sıkıntı yaşıyordur” diyor ve ekliyor: “Özellikle küçük, orta büyüklükte kafe, bar, gece kulübü tarzı mekânlar, sahne emekçileri ve müzisyen arkadaşlar için başta gelen geçim kaynakları. Ama ne yazık ki istisnalar hariç bu mekânların birçoğu, hiçbir güvencesi olmadan, sabahlara kadar çalıştırılıp ‘az müşteri vardı’ bahanesiyle parası verilmeyen müzisyenlerle doludur...”Müzisyenler bu sorunların yanında pandemide de ağır yara aldı. Şen, “Ülkenin yaşadığı her olumsuzlukta ilk önce müzik susar, bunu her müzisyen bilir ve alışıktır! Ama bu sefer başka ve beklemekten başka çare yok. Her geçen gün artan hayat pahalılığı, yükselen faturalar ve kiralarla süreci çok zor geçiriyoruz” şeklinde konuşuyor.‘ÖĞRETMEN, MÜHENDİS, EDEBİYATÇI...’Peki, vapurda müzik yapmaya ne zaman ve nasıl başladı? Şen, şöyle anlatıyor: “2006 yılı sokak müziği yaptığım bir dönem, tesadüfen vapurda da çalalım fikri doğdu. İki arkadaş ara ara yolculuk esnasında müzik yapmaya başladık. 2012 yılında vapurda müzik işini yoğunlaştırdım. Benimle beraber orada çalan belli başlı gruplar bu işin günümüze kadar gelmesine önemli katkı sağladı... Ailesini geçindiren, atanamayan öğretmen, mühendis, edebiyatçı, müzisyen bir sürü arkadaşla ekonomik açıdan bize nefes aldıran bir yol bulmuştuk ve pes etmedik! Uzun yıllar cezalar, baskılar, tatsız olaylarla engellenmek istendik, bir sürü haber yapıldı, sesimizi her yerden duyurmaya çalıştık, toplanıp eylem yaptık, yürüyüş düzenledik ve bir ölçüde sesimizi duyurduk. Bu yüzden aratınca benim ve birkaç arkadaşın adı önde çıkar. O mücadele çok güzeldi... Sonraları Şehir Hatları bir anket düzenledi, yolcuların yüzde sekseninden fazlasının müzik istediği tespit edildi ve sonuç olarak izinli, düzenli bir gelir kapısı açılmış oldu.”İKİ GÜZEL ANI...Vapurda aslında çok fazla ilginç anısı olduğunu da ifade eden Burak Şen, unutamadığı ikisini anlatıyor: “Ben bir Levent Kırca hayranıyımdır; öte âleme gittiğinde cenazesine katılamadım, çok dert olmuştu içime... Biz de anısına ‘Olacak O Kadar’ müziğini çalmaya başladık. Yolcular arasından bir hanımefendi duygulanmış, yanımıza geldi. Levent Kırca’nın kız kardeşi olduğunu söyledi, bize teşekkür etti ve cenazede dağıtılan kutu lokumlardan verdi. Hepimiz çok duygulandık.Diğeri ise şöyle: Bir gün müziğimizi yaptık, gemi yanaşmak üzereyken yolcular arasından oyuncu Şebnem Sönmez kalktı ve yanımıza geldi, para toplayacak arkadaşın elinden şapkayı kaptı, tüm pozitif enerjisiyle bizim için yolculardan gezerek para topladı. Çok mutlu olmuştuk.” Evet, vapur yolculuğu sırasında severek dinlediğiniz, telefonla videosunu çektiğiniz o müzisyenlere teşekkür etmek için yanlarından boş geçmeyin olur mu? Siz de gönlünüzden ne koparsa verin. Her emeğin hakkı vardır! Orhun Atmış

Yumurtacı: 2020’de‘resmen’zarar ettik

Yumurtacı: 2020’de ‘resmen’ zarar ettik Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı İbrahim Afyon, sektördeki dalgalanma yüzünden 2020'de yumurtacının zarar ettiğini söyledi. Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı İbrahim Afyon, son 12 ayda yumurtanın fiyatının 3 kez düşüş göstermesi, sonrasında ise 3 kez artmasına karşın geçen yıl sektörün toplamda yüzde 12 zarar ettiğini bildirdi.Afyon, “Artışları yüzde 100, yüzde 130, hatta yüzde 300 gibi görenler, haksız suçlamalar yapanlar, düşüş trendini ve yüzde 50 zarar edildiği dönemi de görmelidir. ‘Zarar’ ifadesi, kârdan zarar değil, resmen maliyet altına satışla, net zarar eden ve günün sonunda yüzde 40 küçülen ihracat verileri, yüzde 20 küçülen sektör, yatırımını dış ülkelere planlayan yatırımcı olarak karşımıza çıkmıştır” diye konuştu. cumhuriyet.com.tr

200 sendikadan 147’si baraj altında kalıyor

200 sendikadan 147’si baraj altında kalıyor Sendikalaşmanın zor olduğu Türkiye’de işçi, bir de “baraj” engeli ile karşı karşıya. Son istatistiklere göre toplam 200 sendikadan 147’si yüzde 1 işkolu barajının altında kalarak toplusözleşme yapma hakkını elde edemedi. İnşaat sektörü ise sendikalaşmanın en az olduğu işkolu oldu. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel-İş Sendikası Örgütlenme Dairesi, işçi konfederasyonları ile sendikalarının üye sayılarını gösteren Ocak 2021 istatistiği ile Temmuz 2020 istatistiğini karşılaştırdı. Ortaya çıkan sonuçlar şöyle:- Kayıtlı işçi sayısı 14 milyon 251 bin 655’ten 14 milyon 371 bin 96’ya çıktı. Kayıtlı işçi sayısı 119 bin 441 arttı. İşçi sayısında en büyük artış 139 bin 454 ile “Sağlık ve Sosyal Hizmetler” işkolunda, işçi sayısında en büyük azalış ise 168 bin 481 ile “Genel İşler” işkolunda gerçekleşti. - Sendikalı işçi sayısı 1 milyon 946 bin 165’ten 2 milyon 69 bin 476’ya yükseldi. Sendikalı işçi sayısı 123 bin 311 arttı. Örgütlülük oranı yüzde 13.66’dan yüzde 14.40’a çıktı. - En örgütlü işkolu geçen dönem yüzde 51.95 olduğu gibi bu dönem de yüzde 53.20 ile “Genel İşler” işkolu. Örgütlülük artışı yüzde 1.25. En örgütsüz işkolu geçen dönem olduğu gibi yüzde 3.66 ile bu dönemde de “İnşaat İşkolu” oldu. Oran yüzde 3.95. - Üye sayısı bakımından Genel-İş 114 bin 68 üye ile dördüncü büyük sendika. Üye sayısı en fazla olan sendika 238 bin 666 üye ile Hizmet-İş. - Genel-İşler işkolunda üye sayısını artıran tek sendika Genel-İş oldu. Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası büyük üye kaybı yaşadı. Hizmet-İş’in üye sayısı geçen döneme göre 70 bin 934 azaldı. - Türk-İş’e bağlı 33 sendikanın 31’i, Hak-İş’e bağlı 20 sendikanın 16’sı, DİSK’e bağlı 21 sendikanın 3’ü, Ülkem-İş’e bağlı 10 sendikanın 1’i, 101 bağımsız sendikanın 2’si, toplamda 200 sendikanın 53’ü yüzde 1 barajını aştı. Mustafa Çakır




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter