Emre Çolak'tan şampiyonluk açıklaması
Karagümrük forması giyen Emre Çolak, ligdeki şampiyonluk mücadelesiyle ilgili, "Beşiktaş bir tık önde görünüyor ama gönlüm Galatasaray'dan yana." dedi.
Deportivo ile yollarını ayırdıktan sonra sezonun ilk yarısını kulüpsüz geçiren ve devre arasında Karagümrük ile anlaşan Emre Çolak A Spor’da açıklamalarda bulunurken Galatasaray’a dönme ihtimali ile ilgili şunları söyledi, “Hocamla hep görüşüyorum. Galatasaray’daki ağabeylerimle de konuşuyorum ama resmi teklif olmadı.†ifadelerini kullandı.
“ARDA TURAN’IN ROLÃœ HAYATIMDA ÇOK BÃœYÃœKâ€
Emre Çolak Arda Turan ile ilgili ise ÅŸunları söyledi, “Arda Turan'ın benim hayatımdaki rolü çok büyük. Galatasaray altyapısındayken bana 'babalık' yaptı. Galatasaray'a dönmesine herkesten çok sevindim. AyaÄŸa kalkması için çok önemli. Oradakilere aÄŸabeylik yapıyor. Galatasaray ruhunu en iyi bilenlerden bir tanesi. Hayatımız boyunca arabamız olmamıştı. Ailemize ilk arabayı Arda Turan aldı. Arda AÄŸabey yeni sezonda takımda kalmayı baÅŸarabilirsem bana araba sözü verdi. Yeni sezon takımda olacağımı öğrenince de Arda AÄŸabeyi aradım ilk arabamızı aldı.â€
cumhuriyet.com.tr
AKP'de devir teslim
AKP 7. Olağan Kongresi'nin ardından Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığına getirilen Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, görevi Sosyal Politikalar Başkanı Jülide Sarıeroğlu'ndan devraldı.
AKP Genel Merkezi'ndeki devir teslim töreninde konuşan Sarıeroğlu, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı ile Sosyal Politikalar Başkanlığının, "gönül seferberliği" kapsamında, tüm Türkiye'de çalışmalarını sahada etkin şekilde yapan birimler olduğunu söyledi.Bu anlamda sorumluluklarının bulunduğunu belirten Sarıeroğlu, partideki yeni görevi nedeniyle Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederek, Zengin'e de devraldığı görevinde başarılar diledi."Yeni bir öğrenme süreci olarak telakki ediyorum"Zengin, teşkilatı çok önemsediklerini ve partideki kadınların çok uzun teşkilat geçmişlerinin bulunduğunu vurgulayarak, partide aldığı görevleri hatırlattı.Teşkilatın, yaptıkları işlerin temelini ve mayasını oluşturduğunu dile getiren Zengin, "Doğrusu hem heyecanlıyım hem de bu yeni görevi yeni bir dönem, yeni bir öğrenme süreci olarak telakki ediyorum." dedi.AKP'yi bir okul olarak kabul ettiklerini ve hayatlarının bir parçası olarak gördüklerini kaydeden Zengin, "Bizim için 2023'e giden yol çok önemli. Bu manada kendi hayallerimizi, Türkiye'nin hayalleriyle birleştirerek hayata geçirmek için hep beraber bir ekip çalışmasıyla, özveriyle iyi işler yapacağımızı ümit ediyoruz." diye konuştu.Konuşmaların ardından Zengin ile Sarıeroğlu, birbirlerine çiçek ve hediye takdim ederek, yeni görevlendirmelerin hayırlı olmasını diledi.
AA
Uzmanlar yorumladı: Erdoğan'ın atama kararı ABD'ye mesaj mı?
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya’yı görevden alıp, yerine Morgan Stanley Türkiye Direktörü Mustafa Doğan’ı ataması piyasalara sert yansıdı. Atama sonrası aniden tırmanan dolar, gün içerisinde 8.4443'e kadar yükseldi. Ekonomi gazetecileri, piyasalardaki hareketliliği ve Merkez Bankası’ndaki gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) BaÅŸkan Yardımcısı Murat Çetinkaya, bir gece yarısı kararıyla AKP Genel BaÅŸkanı ve CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın imzasıyla görevden alındı. Çetinkaya’nın yerine 2011’den bu yana Morgan Stanley Menkul DeÄŸerler AÅž Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili ve Genel Müdürü olarak görev yapan Mustafa Duman atandı. Son olarak Merkez Bankası baÅŸkanı deÄŸiÅŸikliÄŸi sonrası hareketlenen piyasalar, Resmi Gazete’de yayımlanan son atama kararı sonrası yeniden alevlendi. Dün 8.20'ye kadar yükselen dolar/TL bu sabah 08.50'de 8.2775'ten iÅŸlem gördü. Dolar, gün içerisinde 8.4443'e kadar yükseldi. TL, TCMB baÅŸkan deÄŸiÅŸimine ilk tepki olarak 22 Mart'ta 8.4850'ye kadar yükselmiÅŸti.SAÄžLAM: “KURUMLARIN Ä°TÄ°BARI KALMADIâ€TCMB BaÅŸkan Yardımcısı Murat Çetinkaya’nın yerine Morgan Stanley’in temsilcisi olan Mustafa Duman’ın atanmasını deÄŸerlendiren ekonomi gazetecisi Erdal SaÄŸlam, “Artık gelen kiÅŸinin kim olduÄŸu, gidenin kim olduÄŸuna bakılmadığını düşünüyorum. KiÅŸilerden bağımsız olarak kurumların itibarı kalmadı. CumhurbaÅŸkanı’nın sürekli deÄŸiÅŸim yapması, hangi deÄŸiÅŸikliÄŸin ne amaçla yapıldığının belli olmaması piyasaların sinirlerini iyice bozmuÅŸ durumda. Genel olarak yönetime olan bir güvensizlikten söz ediyoruz. Bunun adı güven sorunu. Ä°ÅŸ çivisinden çıktı bir kere; çok kırılgan bir ekonomi yaratıldı, dünyada ya da Türkiye’de yaÅŸanacak en küçük bir olay bile, bu atamada olduÄŸu gibi, piyasaların moralini bozmaya yetiyor. Gelen kiÅŸi belli ki yabancı yatırımcılarla diyalogun geliÅŸtirilmesi, onların ikna edilmesi için seçilmiÅŸ. Ancak elinden gelen fazla bir ÅŸey olabileceÄŸini tahmin etmiyorum†dedi.“GÃœVEN SAÄžLANAMADIKTAN SONRA KURDAKÄ° ARTIÅž KAÇINILMAZâ€Yeni atamanın döviz kurunu ÅŸimdiden sarstığına deÄŸinen SaÄŸlam, “Salı günü piyasalardaki olumsuz seyirde ve bunun sonucu kurların artışında, ABD 10 yıllık devlet tahvili faizlerinin artması nedeniyle azalan risk iÅŸtahının, salgının yeniden canlanması ve kısmi kapatmaların yeniden baÅŸlamasının da etkisi var. Ancak TL, diÄŸer geliÅŸmekte olan ülke para birimlerine göre olumsuz ayrıştı, çok daha fazla deÄŸer kaybetti. Bu deÄŸer kaybı tüm dünyada Türkiye ekonomisinin yönetimine olan güvensizliÄŸin bir sonucu. Bu güven saÄŸlanamadıktan sonra kurlardaki artışın devam etmesinin kaçınılmaz olduÄŸunu söyleyebiliriz†diye konuÅŸtu.“MERKEZ BANKASI’NIN Ä°TÄ°BARINI YENÄ°DEN KAZANMASI ÇOK ZORâ€Yeni atamalar ve deÄŸiÅŸiklikler doÄŸrultusunda Merkez Bankasının geleceÄŸini deÄŸerlendiren SaÄŸlam, “Merkez Bankası Naci AÄŸbal ile birlikte, olması gerektiÄŸi gibi, son 4 ayda ekonomideki en itibarlı kurum haline yeniden gelmiÅŸti. Ancak CumhurbaÅŸkanı’nın neden olduÄŸu tam anlaşılamayan bir nedenle, yıllardır birlikte çalıştığı AÄŸbal’ı görevden alması, oluÅŸturulmaya çalışılan itibarı yerle bir etti. Merkez Bankası sürekli yönetimi deÄŸiÅŸtirilebilecek bir kurum olmamalı. Gelen kiÅŸiden bağımsız olarak, sürekliliÄŸi olan bir kurum haline yeniden getirilmeli. Merkez bankası yönetiminin belirli süre deÄŸiÅŸtirilemeyeceÄŸi, katı biçimde ÅŸarta baÄŸlanır, kağıt üstünde deÄŸil pratikte araç bağımsızlığı saÄŸlanırsa belki yeniden itibar için bir adım atılmış olur. Yeni gelen baÅŸkanın kaç ay dayanacağı belli olmayan bir Merkez Bankası’nın itibarını yeniden kazanması artık çok daha zor†dedi.“ARTAN KURLAR BANKACILIK SÄ°STEMÄ°NÄ° ZOR SOKACAK, BATIK ŞİRKETLER ARTACAKâ€Merkez Bankası’ndaki deÄŸiÅŸikliklerin ve dövizdeki hareketliliÄŸin yurttaşın cebine yansımasını deÄŸerlendiren SaÄŸlam, “Enflasyonu halkın cebinden çalınan para olarak görebiliriz. Kurlardaki yükseliÅŸ aÅŸamalı olarak neredeyse tümüyle fiyatlara yani enflasyona da yansıyor. Enflasyonun özellikle dar ve sabit gelirlilerin durumunu ağırlaÅŸtırdığı, toplumda gelir dağılımını bozan en önemli unsurlardan biri olduÄŸu hiç hatırdan çıkarılmamalı†diye konuÅŸtu.SaÄŸlam, ayrıca, “TL’nin deÄŸer kaybı demek, sabit ücretinizle her gün daha az ihtiyacınızı karşılayacak bir duruma gelmeniz demektir. Bunun dışında artan kurlarla döviz borcu yüksek iÅŸletmelerin iyice zora gireceÄŸi, batık ÅŸirket sayısının artacağını, bunun bankacılık sistemini zora sokacağını, doÄŸrudan iÅŸsizliÄŸi artıran bir unsur olduÄŸunu da sayabiliriz. Bunlar ilk akla gelen unsurlar; sürekli artan kurlar ve yüksek enflasyon baÅŸta dar ve sabit gelirli geniÅŸ kesim olmak üzere, tüm toplumu etkileyen, moral deÄŸerleri bile erozyona uÄŸratan çok önemli bir sorun. Türkiye’yi yönetenler hatalarından hiç ders almayarak, sürekli olarak aynı hatayı tekrarlayarak, ekonomiyi ve halkı zora sokmaya devam ediyorlar†ifadelerini kullandı.ÖZGENTÃœRK: “BU DEĞİŞİKLİĞİN HANGÄ° KRÄ°TERLERE GÖRE YAPILDIÄžINI ÇÖZMEK Ä°MKANSIZâ€Merkez Bankası’ndaki son geliÅŸmeleri deÄŸerlendiren Cumhuriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Jale Özgentürk, “Türkiye gibi ekonomisi kriz üreten bir ülkede Merkez Bankası gibi ekonomik politikaların temelini, yönünü belirleyen bir kurumda baÅŸkan ve yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸi ciddi önem taşır. Piyasa oyuncuları daha üçüncü kez baÅŸkan deÄŸiÅŸikliÄŸini sindirmeye çalışırken üzerine bir de baÅŸkan yardımcısı deÄŸiÅŸikliÄŸi ile karşılaÅŸtılar. AKP'nin böylesine hassas bir kurumda, baÅŸkanı istediÄŸi gibi deÄŸiÅŸtirdiÄŸi ortamda, baÅŸkan yardımcısını hangi kriterlere göre deÄŸiÅŸtirdiÄŸini çözebilmek imkansız†dedi.YENÄ° ATAMA KARARI ABD'YE MESAJ MI?Yeni baÅŸkan yardımcısı Mustafa Duman'ın Morgan Stanley Türkiye Direktörü olmasının bazı yorumların yapılmasına neden olduÄŸunu belirten Özgentürk, “Morgan Stanley ABD'nin küresel bir yatırım bankası. New York merkezli bankadan bir yönetici atanmasının ABD'le bir mesaj olduÄŸu kulislerde söylenenler arasında†diye konuÅŸtu.“ATAMANIN ETKÄ°SÄ°YLE DÖVÄ°Z KURU YÃœZDE 2’DEN FAZLA DEÄžER KAYBETTÄ°â€Son atamanın döviz kuruna etkisini yorumlayan Özgentürk, “Yaratılan belirsizlik nedeniyle döviz kuru zaten sakinleÅŸemedi. Bir yandan dünyada da sıkıntılı günler yaÅŸanıyor. Bu atamanın da etkisi ile döviz kuru yüzde 2'den fazla deÄŸer kaybetti. Dolar 8.47'yi gördü. Ancak bu atama da güvensizliÄŸi arttıran adımlardan biri oluyor†dedi.“FAÄ°Z KARÅžITI BÄ°R Ä°SMÄ°N BAÅžKANLIÄžA GETÄ°RÄ°LMESÄ° GÃœVENÄ° SARSTIâ€Merkez Bankası politikalarının ekonomiye güvenin ve istikrarın temelini oluÅŸturduÄŸunu söyleyen Özgentürk, “BaÅŸkan deÄŸiÅŸikliÄŸi ile hem yöntem olarak hem de faiz karşıtı bir ismin seçilmesi sonucu güven sarsıldı. BaÅŸkan Åžahap KavcıoÄŸlu sık sık faiz indirmeyeceÄŸini açıklasa da algı bozuldu. Merkez Bankası'nın güven kazanması biraz zor olacak. Bu da yabancı yatırımcıların Türkiye'yi terk etmesinin devam etmesine, risk algısının içerde de sürmesine neden olacak†sözlerini kullandı.“TÃœSÄ°AD, TÃœRKÄ°YE’NÄ°N KENDÄ° KENDÄ°NE KRÄ°ZLER YARATMASINDAN MEMNUN DEĞİLâ€Son olarak TÃœSÄ°AD’ın ekonominin gidiÅŸatına yönelik sert eleÅŸtiriler içeren açıklamasına deÄŸinen Özgentürk, “TÃœSÄ°AD zaten bir ekonomik kriz yaÅŸayan ve yapısal sorunları bulunan Türkiye'nin kendi kendine krizler yaratmasından memnun deÄŸil. TÃœSÄ°AD üyeleri Türkiye'nin en büyük ÅŸirketlerini bir araya getiriyor ve dünyayı yakından izliyorlar. Dünya artık yeni bir döneme girdi. Dijital devrim yapay zeka dönemindeyiz. BildiÄŸimiz birçok meslek yok oluyor, yerini yenileri alıyor. Türkiye'nin dünya ekonomisinde varlığını sürdürmesi ancak bu dönemi yakından takip etmesine baÄŸlı. Oysa Türkiye, dış kaynaÄŸa ihtiyacı olan ve tasarruf sorunu yaÅŸayan bir ülke. Bu döneme uyum için yatırım gerekiyor. Yatırım için ise dış kaynaÄŸa ihtiyaç var. TÃœSÄ°AD eski dönemlere nazaran daha mutedil bir dille, hükümetten belirsizlik politikalarına son vermesini istikrar ve güvene önem vermesini istedi†ifadelerini kullandı.
Miray Özbilek
MHP Türkeş'i anma toplantılarını iptal etti
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın yaptığı açıklamada, "Söz konusunu yeni tedbirler dolayısıyla, MHP'nin Kurucu Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş'i anmak üzere her yıl 4 Nisan günü MHP il ve ilçe teşkilatları tarafından düzenlenen açık veya kapalı anma toplantıları bu defa gerçekleştirilmeyecektir" dedi.
MHP'li Semih Yalçın, Alparslan Türkeş için düzenlenecek açık veya kapalı anma toplantılarının bu yıl yapılmayacağını aktardı.
Yalçın, Twitter adresinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bilindiği üzere, Covid-19 salgınında son günlerde yaşanan ciddi artış dolayısıyla hükümetçe alınan yeni tedbirler Cumhurbaşkanı sayın Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna duyurulmuştur.
Covid-19 ile mücadele kapsamında alınan yeni tedbirlere, siyaset dahil, gündelik hayatımızın her alanında uyulması önem arz etmektedir.
Söz konusunu yeni tedbirler dolayısıyla, MHP'nin Kurucu Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş'i anmak üzere her yıl 4 Nisan günü MHP il ve ilçe teşkilatları tarafından düzenlenen açık veya kapalı anma toplantıları bu defa gerçekleştirilmeyecektir.
MHP ve milliyetçi-Ülkücü Hareket olarak Başbuğ'a duyduğumuz minnet ve vefa, çeşitli medya ve sosyal medya vasıtaları kullanılarak kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Başbuğumuzun aziz hatırası ihtiram ve muhabbetle yad edilecek, camiamızın belleğinde bıraktığı derin ve kalıcı izler heyecan ve coşkuyla tazelenecektir.
Kutlu ülkü kervanının, Alparslan Türkeş'in gösterdiği yolda her geçen gün büyüyerek ilerlediği, onun manevi huzurunda dualarla anılacaktır."
cumhuriyet.com.tr
Türkçe Haberler En Son Başlıklar
Ronaldo 19 yıl sonra özür diledi
Brezilya'nın efsane forveti Ronaldo Nazario 2002 Dünya Kupası'nda popüler hale getirdiği saç kesimi için özür diledi.
2002 Dünya Kupası'nda Türkiye ile de hem grupta, hem de yarı finalde karşılaşan ve kupaya uzanan Brezilya'da Ronaldo'nun saçı çok konuşulmuştu.Milli Takım forması giyen Ümit Davala ile beraber turnuvanın en ilginç sat stillerinden birine sahip olan Ronaldo'nun bu kesimi, dünyada birçok kişi tarafından da taklit edilmişti.Sports Illustrated'a konuyla ilgili bir röportajında değinen Ronaldo, "2002 Dünya Kupası'ndaki saçım korkunçtu. Saçlarını o şekilde kestiren çocuklarını gören annelerden özür diliyorum" dedi.Ronaldo, 2018'de verdiği bir röportajda ise, "Herkes diz sakatlığımı ve sahalara dönüşümü konuşuyordu. Saçımı bu şekilde traş ederek bu konuşmaları sona erdirdim" demişti.
cumhuriyet.com.tr
Fenerbahçe'ye Pelkas'tan iyi haber
Yunanistan milli takımı antrenmanında sakatlanan Fenerbahçe'nin yıldızı Pelkas'tan iyi haber geldi.
Nea Kriti'de yer alan habere göre; Honduras ve İspanya maçlarında sakatlığı nedeniyle oynayamayan Dimitrios Pelkas, Gürcistan ile çarşamba günü 21.45'te oynanacak 2022 Dünya Kupası Avrupa eleme maçında sahada olacak.Yunanistan Milli Takım Teknik Direktörü John van't Schip'in ilk 11'de oynatmayı düşündüğü Pelkas, takımla yapılan son antrenmanın tamamında yer aldı. Pelkas'ın sakatlığın izlerini tamamen attığı bilgisi verildi.Yunanistan Milli Takım formasını giyen 18 kez giyen 27 yaşındaki Dimitrios Pelkas, sezon başında 1.6 milyon euro karşılığı PAOK'tan Fenerbahçe'ye transfer olmuştu.
cumhuriyet.com.tr
Meteoroloji'den İstanbul'a uyarı
Meteoroloji'den İstanbul için bir uyarı geldi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yarın sabah saatlerinde kentte kuvvetli poyrazın hakim olacağını duyurdu, yurttaşları uyardı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü İstanbul'da yarın sabah saatleri için kuvvetli poyraz uyarısında bulundu.Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, "Kuzey ve Kuzeydoğu yönlerinden fırtına ve kuvvetli fırtına (40-80 km/saat) beklendiğinden meydana gelebilecek çatı uçması, ağaç ve direk devrilmesi ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli olunmalıdır" uyarısı yapıldı.
DHA
'Parçalanan gezegen, Dünya'nın kalbinde yaşıyor'
Yeni bir araştırma, Dünya'nın merkezinde gizlenen kayaların, eski gezegen Theia'nın kalan son parçaları olabileceğini ortaya koydu.
Bilim insanları milyarlarca yıl önce Theia adlı Mars büyüklüğünde bir gezegenin Dünya'yla çarpıştığını ve Ay'ın bu şiddetli çarpışmadan doğduğunu düşünüyor.Dünyanın derinliklerinde, "LLSVP" adı verilen bir dizi yoğun kaya bloğu bulunuyor. ABD'deki Arizona Eyalet Üniversitesi'nden bir ekip, bu devasa blokların Theia'nın parçaları olabileceğine inanıyor.Bu kaya bloklarından biri Afrika'nın altında, bir diğeri de Pasifik Okyanusu'nun derinliklerinde gömülü. Uzmanlar bu iki büyük bloğun Dünya'nın manyetik alanının zayıflamasına sebebiyet verdiğini ifade ediyor.Yeni araştırmanın başyazarı Qian Yuan, Dünya'nın çekirdeğini saran bu blokların çevredeki diğer kayalardan kimyasal açıdan farklı ve daha yoğun olduğunu öne sürdü.Yuan, Theia'nın mantosunun Dünya'nınkinden daha yoğun olduğunu ve bu nedenle çarpışma sırasında bazı parçalarının Dünya'nın mantosunun derinliklerine battığını söyledi.Dünyanın çekirdeği ve dış kabuğu arasında yer alan mantonun kalınlığı, yaklaşık 2 bin 860 kilometreye ulaşıyor. Bu katman, Dünya'nın toplam hacminin yüzde 84'ünü oluşturuyor.Yuan ve ekibinin oluşturduğu model, Theia'ya atfedilen kayaların Dünya'nın mantosunda bulunanlardan yüzde 3,5 oranında daha yoğun olduğunu ve bu sayede mantonun derinlerine batmış olabileceğini ortaya çıkardı.Bulgularını 15 ve 19 Mart arasında sanal ortamda düzenlenen 52. Ay ve Gezegen Bilimi Konferansı'nda (Lunar and Planetary Science Conference) sunan Yuan, "Theia'nın örtüsünün Dünya'nınkinden daha yoğun olabileceğini gösterdik" dedi.Yuan'a göre bu kayalar zamanla çekirdeğin yakınlarına ilerledi ve bugün bilim insanlarının sismik faaliyetlerle gözlemleyebildiği LLSVP'lerin bulunduğu konuma ulaştı. Yuan bunu şöyle açıkladı:Theia mantosundan gelen malzemeler, Dünya mantosunun en alt kısımlarına battı. Ve burada birikerek sismik faaliyetlerde gözlemlenen LLSVP'leri ortaya çıkaran termokimyasal yığınları oluşturdu.Araştırmanın ardındaki ekibe göre "Büyük Çarpışma" teorisi, Dünya-Ay sisteminin fiziksel özellikleriyle uyumlu. Ancak şimdiye dek Theia'nın varlığını kanıtlayan herhangi bir keşif yapılmadı.Bu çarpışmanın yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, Güneş Sistemi'nin oluşmaya başlamasından 20 ila 100 milyon yıl sonra meydana geldiği tahmin ediliyor.Teoriyi destekleyen uzmanlar bu çarpışmayla iki gezegenin çekirdeğinin kaynaştığını ve muhtemelen yaşamın ortaya çıkışı için gerekli kimyasalları serbest bıraktığını öne sürüyor.Kaynak: Independent Türkçe
cumhuriyet.com.tr
Teknik direktör istikrarsızlığında Süper Lig’in rakibi yok
Süper Lig’de 29, Avrupa'nın 5 büyük liginde toplam 33 kez teknik heyet değişti, 4 büyükler son 20 sezonda 73 antrenörle vedalaştı.
/Archive/2021/3/30/123336656-super-lig.jpegSüper Lig’de teknik direktör deÄŸiÅŸiklikleri bitmek bilmiyor.Kulüpler sezonun daha ilk haftalarında antrenör deÄŸiÅŸimine giderken haftalar ilerledikçe yolların ayrıldığı teknik adam sayısı da giderek artış gösterdi.Ligde bu sezon bitime 11 hafta kala 29 kez teknik adam deÄŸiÅŸikliÄŸi yaÅŸandı.Alanyaspor, BeÅŸiktaÅŸ, Galatasaray, Hatayspor ve Sivasspor sezon başından beri aynı teknik heyetle yoluna devam ederken diÄŸer 16 kulüpte antrenörler kalıcı olmadı.BüyükÅŸehir Belediye Erzurumspor, 4 hoca deÄŸiÅŸikliÄŸiyle en fazla teknik adam deÄŸiÅŸtiren kulüp konumunda.KasımpaÅŸa, GençlerbirliÄŸi ve Kayserispor'da da 3’er kez teknik adam deÄŸiÅŸikliÄŸi yapıldı.Çaykur Rizespor, Denizlispor, MKE Ankaragücü ve Konyaspor'da 2’şer defa antrenör deÄŸiÅŸikliÄŸine gidildi.Fenerbahçe, Fatih Karagümrük, Yeni Malatyaspor, BaÅŸakÅŸehir, Gaziantep, Trabzonspor, Antalyaspor ve Göztepe de sezon başında yola çıktıkları teknik direktörlerle yollarını ayırdı.5 BÃœYÃœK LÄ°GDE TOPLAM 33 KEZ TEKNÄ°K HEYET DEĞİŞTÄ°Süper Lig’de yapılan 29 teknik adam deÄŸiÅŸikliÄŸine karşın Avrupa’nın 5 büyük ligi olan Ä°ngiltere (Premier Lig), Ä°spanya (La Liga), Ä°talya (Serie A), Almanya (Bundesliga) ve Fransa’da (Ligue 1) toplam 33 kez teknik direktör deÄŸiÅŸikliÄŸi yapıldı.Ä°ngiltere’de sadece 3 takımda teknik ekip deÄŸiÅŸikliÄŸi yaÅŸanırken, Ä°spanya’da 5, Ä°talya’da 6 ekip sezon içinde hoca deÄŸiÅŸikliÄŸine baÅŸvurdu.Almanya’da 6 takım toplamda 9 kez antrenörleriyle vedalaÅŸtı.Fransa’da ise 8 kulüpte toplam 10 kez teknik direktör deÄŸiÅŸti.AVRUPA’NIN Ä°LK 20 ÃœLKESÄ° ARASINDA SÃœPER LÄ°G Ä°LK SIRADAUEFA ülke puanı klasmanındaki ilk 20 ülke içinde teknik direktör deÄŸiÅŸtirme sayısında Süper Lig’i geçen ülke bulunmuyor.Sırbistan, 22 deÄŸiÅŸiklikle Süper Lig’in en yakın takipçisi konumunda.Üçüncü sırada ise 16 deÄŸiÅŸiklikle Kıbrıs Rum Kesimi yer alıyor.Ä°lk 20 içindeki 12 ülkede teknik adam deÄŸiÅŸiklik sayısı tek haneli sayılarda seyrediyor.UEFA ülke puanı klasmanına göre ilk 20 ülkedeki teknik direktör deÄŸiÅŸiklik sayıları şöyle:TEKNÄ°K DÄ°REKTÖR DEĞİŞİKLÄ°KLERÄ°ÃœLKELERTAKIM SAYISITEKNÄ°K ADAM SAYISITürkiye1629Sırbistan1522Kıbrıs Rum Kesimi1016Portekiz912Yunanistan911Belçika1011Hırvatistan810Fransa810Almanya69Çekya77Hollanda77Ä°skoçya66Rusya66Ä°talya66Ä°spanya55Danimarka44Avusturya44Ukrayna33Ä°ngiltere33Ä°sviçre224 BÃœYÃœKLER SON 20 SEZONDA 73 ANTRENÖRLE VEDALAÅžTITür futbolunun lokomotifleri olarak nitelenen BeÅŸiktaÅŸ, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’da da çok sık ÅŸekilde antrenör deÄŸiÅŸikliklerinin yaÅŸandığı dikkati çekiyor.Son 20 sezonda 4 büyükler toplam 73 kez antrenör deÄŸiÅŸtirirken, neredeyse her sezona bir hoca düşüyor.Söz konusu dönemde geçici teknik direktörler hariç Trabzonspor 24, Galatasaray 17, BeÅŸiktaÅŸ ve Fenerbahçe ise 16 kez antrenörleriyle vedalaÅŸtı.SADRÄ° ÅžENER: "EN KOLAY YOL HOCAYI GÖNDERMEK"Trabzonspor’un eski baÅŸkanlarından Sadri Åžener, takımlarda sıkça yaÅŸanan antrenör deÄŸiÅŸikliÄŸini, "Kulüp yöneticileri mesuliyetten kaçıyor." ÅŸeklinde yorumladı.Åžener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir antrenörün takıma katkısının en fazla yüzde 15 olduÄŸunu öne sürerek, "Mesela Åženol GüneÅŸ ya da Fatih Terim gibi büyük hocalar ÅŸu an ligin en alt sıralarındaki takımlara gitseler, o takımları kurtarabilirler mi? Bence kurtaramazlar. Çünkü elindeki oyuncularının iyi olması lazım. Elbette teknik direktörün de kalite bakımından daha iyisi ve kötüsü vardır ama eldeki malzeme acaba yeterli mi önce ona bakacaksın. Kadronda iyi topçular yoksa ne yapabilirsin ki? Kulüpte bunları organize edecek kiÅŸi de baÅŸkan ve yöneticilerdir." diye konuÅŸtu.Kulüp yönetimlerinin bu organizeyi yapamaması durumunda teknik adam deÄŸiÅŸikliÄŸinin en basit seçenek olduÄŸunu belirten Åžener, "Ben de zamanında çok olmasa da hoca deÄŸiÅŸikliÄŸine gittim. Tabii ki bu yanlış bir yol ama mesuliyetten kaçan baÅŸkan ve yöneticiler için en kolay yol hocayı göndermek." ifadesini kullandıŞener, taraftar ve basının tutumlarına deÄŸinerek, "Maalesef Türkiye’de basının, hocayı ön plana çıkarma merakı var. Yenilgi halinde hocalar hemen suçlu gösteriliyor. DiÄŸer tarafta da seyirci tepki göstermeye baÅŸlıyor. Sen hocayı gönderince bunların hepsi kesiliyor. Taraftarın tepkisi diniyor ve yeni hocayla tekrar heyecan yapıyor. Olmasa iyi ama maalesef durum bu." ÅŸeklinde görüş belirtti.BEDÄ°R: "YÖNETÄ°CÄ°LERÄ°N KOLTUK SEVDASI YÃœZÃœNDEN ANTRENÖR DEĞİŞTÄ°RÄ°LÄ°YOR"Kayserispor eski baÅŸkanlarından Erol Bedir, teknik adamların sürekli deÄŸiÅŸtirilmesiyle ilgili, "Yöneticilerin koltuk sevdası yüzünden bolca antrenör deÄŸiÅŸtiriliyor." dedi.Türkiye’de sadece antrenör deÄŸiÅŸikliÄŸi sayısının yüksek olmadığını, futbolcu transferinde de çok yüksek sayıların görüldüğünü belirten Bedir, "Her takım yılda minimum 25 oyuncu deÄŸiÅŸtiriyor. Ne kadar çok oyuncu alırsak baÅŸarılı olacağımızı düşünüyoruz. Ä°ÅŸin ekonomik boyutu da adeta facia. Ne kadar çok gelir olursa olsun, gelirin en az üç katı da borçlanıyoruz. Mesela Benfica’da 250 bin avroya oynayan topçu bizde 2,5 milyon avro alıyor. Ben de dahil hepimiz de gidip bunları alıyoruz." ÅŸeklinde konuÅŸtu.Millet olarak çok sabırsız olduÄŸumuzu, taraftar baskısıyla hemen baÅŸarıya odaklanıldığını savunan Bedir, "Altyapılara bakmıyoruz maalesef. Git tonlarca para ver ve oyuncu al. Hoca deÄŸiÅŸikliÄŸi de gömleÄŸin son düğmesi diyebiliriz. Ä°lk düğmeyi, yanlış iliklediÄŸimizden diÄŸer tüm düğmeler de yanlış ilikleniyor maalesef." ifadelerini kullandı.Bedir, kulüp baÅŸkan ve yöneticilerinin eylem planını şöyle özetledi:"Sezonun baÅŸlarında baÅŸarısız sonuçlar gelince taraftar tepki gösterir. Buna karşı yapılacak ilk iÅŸ 'Devre arasında gerekli takviyeler yapılacak' denir. Devre arası gelince 5-6 topçu alınır. Akabinde gelecek ilk yenilgide taraftar yine tepkisini koyar ve bu kez hemen hoca deÄŸiÅŸtirirsin. Bir iki hafta sonra baktın olmadı, bir hoca daha alırsın, ne de olsa sınır yok. O olmadı yeni bir hoca daha al. Borcum 100 liraysa olur 150 ama sorun deÄŸil. Aslında sıra kendilerindedir ama gitmezler. Yöneticilerin koltuk sevdası yüzünden bolca antrenör deÄŸiÅŸtiriliyor. Hesapsız kitapsız iÅŸler. â€MUSTAFA KAPLAN: "AYAKKABI DEĞİŞTÄ°RÄ°R GÄ°BÄ° HOCA DEĞİŞTÄ°RÄ°YORLAR"Özellikle BaÅŸkent ekiplerinde görev yapan teknik direktör Mustafa Kaplan’a göre de teknik adam deÄŸiÅŸiklerinin bu denli fazla olmasının sebebi kulüplerin iç yapısındaki iÅŸleyiÅŸ.Teknik adamlara sezonluk 2 takım çalıştırma izni verildiÄŸini vurgulayan Kaplan, "Bu güzel bir uygulama ama aynısını kulüplere de getirmek gerekiyor. Kulüplere bu konuda sınır yok istedikleri anda ayakkabı deÄŸiÅŸtirir gibi hoca deÄŸiÅŸtiriyorlar. Bu çok yanlış. Tıpkı bizde olduÄŸu gibi kulüpler de bir sezonda en fazla iki hocayla çalışmalı." dedi.Yabancı oyuncu sayısının çok fazla olduÄŸunu ve bunun da farklı sorunları beraberinde getirdiÄŸini savunan Kaplan, "Kulüplerimizin çoÄŸu ille de yabancı oyuncu almak istiyor ve bu konuda sınırı zorluyor. Dört büyük kulüp için bir ÅŸey demiyorum ama bu durum hem kulüpler hem de ülke futbolu için çok tehlikeli." ÅŸeklinde konuÅŸtu.Kaplan, futbolcu ile menajer iliÅŸkisinin de teknik adam deÄŸiÅŸtirmelerde önemli bir etken olduÄŸunu ileri sürerek, ÅŸunları söyledi:“Menajerler bir dünya yabancı oyuncuyu aldırıyorlar ve bunların çoÄŸu vasat bile deÄŸil. Ben dünyayı gezip oyuncu bakıyorum ve 2-3 oyuncu alabilmek için yönetime rapor sunuyorum ama falanca menajer çıkıyor ‘Hayır! O futbolcuları deÄŸil, benim dediÄŸim 7 oyuncuyu alacaksın’ diyor. Yönetim de menajerin dediÄŸini yapıyor. Sonrasında sıkıntı kaçınılmaz oluyor tabii ki. Bu oyuncuları oynatsan bir dert oynatmasan iki dert. Oynatsan sportif baÅŸarı gelmiyor, oynatmazsan kulübün menajeriyle karşı karşıya kalıyorsun. Menajer sana cephe aldığında bu kez futbolcuları devreye sokuyor. O futbolcu ya da futbolcular sahaya çıkınca baÅŸarısız olmak için elinden geleni yapıyor. Sahaya çıkmazsa bu kez de takım içinde gruplaÅŸmalarla huzursuzluÄŸa sebebiyet veriyor. Olası bir iki yenilgide de hocayla yollar ayrılıyor. DiÄŸer bir deyiÅŸle futbolcu isterse başındaki hocayı çok rahatlıkla yiyebiliyor maalesef."DÄ°LBER: "YÖNETÄ°CÄ°LERDE UZUN BÄ°R PLAN YOK, GÃœNLÃœK HAREKET EDÄ°YORLAR"Türkiye Futbol Antrenörleri DerneÄŸi BaÅŸkanı Ä°smail Dilber de yaÅŸanan teknik adam deÄŸiÅŸikliÄŸi enflasyonunun gerekçesi olarak kulüp yöneticilerini hedef gösterdi.Yöneticilerin ne gibi bir planlarının olduÄŸunu çoÄŸu zaman kavrayamadıklarını belirten Dilber, "Sezon baÅŸlamış ama sen daha kadronu kuramamışsın. Oysa ki sezonun çok öncesinden hoca tercihini yapman lazım. O hocayla birlikte 'Biz bu sene takımdan ne istiyoruz?' sorusuna makul bir cevap bulman gerekir ve ona göre eylem planı belirlenir. Yapılacak transferlerden tutun da malzemeciye verilecek ücretin hangi zaman aralıklarında verileceÄŸi gibi tüm iÅŸlerin planı tez elden yapılır ve bu plana sadık kalınır. Bunlar olması gerekenler ama bizde bunlar olmuyor maalesef. Ä°ki yenilgi aldın mı hemen gönder hocayı. Yeni gelen de olmazsa hemen çağır baÅŸkasını. Yöneticilerde uzun soluklu bir plan yok, günlük hareket ediyorlar. Ayrıca yöneticilerin bu süreçlerde dışarıdaki kimi kiÅŸilerin olur olmaz laflarıyla da hareket ettiÄŸini gözlemliyoruz ve ne yazık ki bu kısır döngü devam ediyor." ÅŸeklinde konuÅŸtu.Spor yazarı Sadık Söztutan ise futbol paydaÅŸları içinde hakemler ve teknik direktörlerin sahipsiz olduÄŸunu öne sürerek, antrenörlerin kendi içlerinde dahi birlik olamadığını ve deÄŸiÅŸikliklerin kaçınılmaz olduÄŸunu savundu.Söztutan, ÅŸunları kaydetti: "Hakem, bir büyük takıma penaltı çalmadı veya kırmızı kart gösterdi diye mesleÄŸi bitiyor bu ülkede. Bu kadar basit. Antrenör kıyımının da iki sebebi var: Birincisi, meslek üyeleri birbirlerini sevmiyor. Birbirlerine rakipler ve birinin gözü diÄŸerinin koltuÄŸunda… Öyle bir meslek düşünün iki, mensupları bırakın dayanışmayı, birbirinin kuyusunu kazıyor. Bir de tabii teÅŸkilatsızlık. Bugünkü Türkiye Futbol Antrenörleri DerneÄŸi'nin baÅŸkanının adını çoÄŸu antrenör bilmez ama adam tam 27 yıldır orada oturuyor! Fazla söze ne hacet?" ifadelerini kullandı.Derleyen: Eyüp KarakuÅŸ
AA
‘Türkiye’de 10 kişiden altısı salgın döneminde ortalama 6.6 kilo aldı’
Türkiye’de toplumun yüzde 60’ının salgın başladığından bu yana ortalama 6.6 kilo aldığı tespit edildi. Bu dönemde ortalama kilo 3.26 arttı.
Ipsos, ‘Koronavirüs Salgını ve Toplum’ araştırmasının 49. dönem verilerini paylaştı.Şubat sonunda düzenlenen araştırmada bireylere salgın öncesi ve şu anki kilolarını soruldu.Buna göre, kilo verenlerin oranı çok sınırlı kalırken (yüzde 12), kilosunda değişiklik olmayanların oranı yüzde 28 kaydedildi.Kadınlar arasında kilo alanların oranı (yüzde 65) erkeklere kıyasla (yüzde 54) daha yüksek.SPOR ALIŞKANLIKLARISalgın döneminde beslenme alışkanlıklarının yanı sıra spor alışkanlıkları da değişti.Evden spor, egzersiz yapanların oranı artarken, kısıtlamalar nedeniyle spor salonlarına gidenlerin oranı ciddi derecede azaldı.Son bir hafta içerisinde dışarıda spor yapanların oranı ise yüzde 24 düzeyinde.Her ne kadar toplumda daha sağlıklı beslenme eğilimi artmış olsa da pandemide bireylerin daha az spor yaptığı gerçeği ile karşı karşıya kalındığı tespit edildi.Diken'in aktardığına göre, önümüzdeki dönemde, sadece virüse yakalanan bireylerin değil, pandemi döneminde hareketsiz bir yaşam süren bireylerin de fiziksel sağlıkları üzerindeki araştırmalara daha çok ihtiyaç duyulacağı veriler ışığında ortaya çıktı.BESLENMEEvde daha sık yemek yeme, atıştırmalık tüketme veya daha hareketsiz bir hayat sürmenin etkisi bireylere kilo olarak geri döndü.Vatandaşların yarısından fazlası (yüzde 56) salgın öncesine kıyasla daha sağlıklı beslendiğini ifade ediyor. Daha sağlıksız beslenenlerin ise küçük bir kitleyi oluşturduğunu görüyoruz (yüzde 10). Virüse karşı vücut direncini arttırmak için takviye kullanımı da oldukça yaygın. Bu oran salgın başında yüzde 29 iken, son dönemde yüzde 43’e yükseldi.Araştırmanın online görüşmeler ile 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde Türkiye temsili 800 birey ile düzenlendiği belirtildi. 19- 24 Mart saha tarihlerini kapsayan araştırmanın istatistiki hata payının yüzde 95 güven aralığında olduğu kaydedildi.
cumhuriyet.com.tr
TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan, ekonomi yönetimini eleştirdi
TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, Türk ekonomisinin son günlerdeki durumu ile ilgili açıklamada bulundu. Türk Lirası'nın döviz karşısındaki şiddetli düşüşünün endişe verici seviyede olduğuna dikakt çeken Özilhan, Merkez Bankası Başkanlığındaki ani değişimleri eleştirdi. Özilhan, "Kurumsal yapılarda öngörülebilirlik olmadan plan yapılamaz" dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Olağan Genel Kurulu, Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı ve Divanı, Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Haysiyet Divanı asil ve yedek üyelerinin seçimini gerçekleştirmek üzere bugün toplandı.
Toplantının açılış konuÅŸmasını yapan TÃœSÄ°AD YÄ°K BaÅŸkanı Tuncay Özilhan, Türk ekonomisinin son günlerdeki durumu ile ilgili açıklamada bulundu. Türk Lirası'nın döviz karşısındaki ÅŸiddetli düşüşünün endiÅŸe verici seviyede olduÄŸuna dikakt çeken Özilhan, Merkez Bankası BaÅŸkanlığındaki ani deÄŸiÅŸimleri eleÅŸtirdi. Özilhan, "Kurumsal yapılarda öngörülebilirlik olmadan plan yapılamaz" dedi.Â
Genel Kurul'da yapılan seçimde yeniden TÜSİAD YİK Başkanı seçilen Özilhan, "Ortalığın toz duman olduğu, yetki ve sorumlulukların sınırlarının bulanıklaştığı durumlarda karar nasıl alınır? Nereye gittiğimiz konusunda kafamızda bir cevap yoksa plan nasıl yapılır" diye konuştu.
Özilhan'ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
Ortalığın toz duman olduğu, yetki ve sorumlulukların sınırlarının bulanıklaştığı durumlarda karar nasıl alınır? Nereye gittiğimiz konusunda kafamızda bir cevap yoksa plan nasıl yapılır? Kurumsal yapıların öngörüldüğü gibi çalışacağı varsayımı olmadan yarın ne olacağı nasıl bilinir? İlan edilmiş olan kurallar yarın değişebilirse, yarına ilişkin kararlar nasıl alınır?"
EKONOMİ YÖNETİMİNİ ELEŞTİRDİ
"BildiÄŸiniz gibi 2021, TÃœSÄ°AD’ın ellinci kuruluÅŸ yıldönümü. 1970’ler, yine bugünlerde olduÄŸu gibi dünyanın ve ülkemizin karmaşık günlerden geçtiÄŸi bir dönemdi. 1970 yılında, ülkemizde dış ticaret açığı büyüyüp açığı finanse edecek finansman bulunamayınca IMF’yle bir stand-by anlaÅŸması yapılmış ve TL %67 devalüe olmuÅŸtu. Dünyada üçüncü sanayi devrimi olarak bilinen bilgisayar teknolojilerindeki devrim baÅŸlamıştı. SoÄŸuk SavaÅŸ ABD ve SSCB arasındaki yarışı hızlandırmıştı. 1971’in Åžubat ayında Apollo 14 aya üçüncü kez insanlı iniÅŸ yapmış ve ay yüzeyinde bilimsel araÅŸtırmalar için çalışmaya baÅŸlamıştı. Bundan bir ay sonra Türkiye’de anarÅŸi gerekçesiyle 12 Mart muhtırasıyla demokrasimiz bir darbe daha almıştı. Nisan ayında ise derneÄŸimizin kurucuları Atatürk ilkelerine uygun olarak, Türkiye’nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına ve Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasına yardımcı olmak amacıyla TÃœSÄ°AD’ı kurmuÅŸtu. TÃœSÄ°AD kurulduktan kısa bir süre sonra Ä°kinci Dünya Savaşı’nın ardından inÅŸa edilen küresel finansal mimarideki sorunlar ağırlaÅŸmış ve yaz aylarında Bretton Woods sistemi çökmüştü. Türkiye’nin kiÅŸi başına geliri yüksek gelirli ülkelerin beÅŸte biri kadardı.Â
Elli yılın ardından dönüp bugüne bakalım. Bugün de küresel ekonomide ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bretton Woods sisteminin çökmesinin ardından kurulan ve kalıcı olacağı düşünülen neo-liberal düzen, 2008 krizinde almış olduğu yaraları sarmaya uğraşıyor. İnsanoğlu şimdi de Mars’a gidiyor. Artık dördüncü sanayi devrimini konuşuyoruz. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Soğuk Savaş dönemi kapandı ama adeta yeni bir Soğuk Savaş, bu defa da ABD ve Çin arasında yaşanıyor. 70’lerdekilerden farklı olsa da iç ve dış mihrak söylemleri bugün de gündemde. Cari açık ve finansman sorunumuz aynen devam ediyor. Daha geçen hafta TL yüzde 10 civarında değer kaybetti. Türkiye’nin kişi başına geliri yüksek gelirli ülkelerin hala beşte biri civarında.
Bu özetin de gösterdiği gibi, bugün ile 1970’ler arasında ciddi paralellikler var. Bundan elli sene öncesi gibi bugün de ekonomik ve toplumsal dinamikler bir dönüşümün eşiğinde olduğumuzu düşündürecek biçimde hız kazanmış durumda."
"HUKUK DEVLETÄ° VURGUSU"
"Hepimizin bildiÄŸi gibi 1970’li yıllar, Türkiye’nin dünya düzenindeki deÄŸiÅŸimi anlayamadığı, bu deÄŸiÅŸime ayak uyduramadığı yıllar oldu. GeliÅŸmiÅŸ ülke hedefine ulaÅŸmakta zaman kaybedildi. Demokratik hukuk devletine ulaÅŸmak bir yana, bir askeri darbeyle daha karşılaşıldı. Siyaset karşı karşıya kalınan sorunları konuÅŸarak ve uzlaÅŸarak aÅŸma iradesini gösteremedi. Ve en kötüsü de, ülke binlerce canını, özellikle de pırıl pırıl gencini yitirdi. Â
Sorunların parlamento içinde uzlaşı sağlanarak çözülmesi gereği ve bu konuda sivil topluma da büyük bir görev düştüğü tespiti bugün de bir o kadar doğru. Bu nedenle geçmiş 50 yılda olduğu gibi gelecek 50 yılda da TÜSİAD olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. 50 yıldan beri savunduğumuz demokratik hukuk devleti, laiklik ve piyasa ekonomisi ilkeleri temelinde yaptığımız tespitleri ve önerileri ülkemizin yöneticileri ve kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz."
REFORM PAKETLERÄ°NÄ° DEÄžERLENDÄ°RDÄ°
"Türkiye ekonomisinin kök sorunları neredeyse Cumhuriyetin kuruluşundan beri hep aynı: tasarruf açığı, TL’nin değerinin istikrarı, fiyat istikrarı, yeteri kadar nitelikli istihdam yaratamama, üretim yapısının dönüşümü, kamu harcamalarının ekonomik verimliliği artıracak biçimde kullanılmaması.
Bunun için zaman zaman çeÅŸitli reform paketleri açıklanıyor. Sonuncu pakette de gördüğümüz gibi ele alınan reformların hepsi iyi; hepsi yerinde. Ama reformlar uzun ve meÅŸakkatli süreçlerdir. Israrlı uygulama ve sürekli takip gerektirir. Bu yüzden reform süreçleri siyaset ve bürokrasideki deÄŸiÅŸikliklere karşı hassastır. Reform hevesi zaman içinde azalır ve efor yeniden semptomların tedavisine kayar. Bu nedenle sık sık reform paketleri açıklanır, ama bu paketlerin yapısal sorunları çözmedeki etkisi pek sınırlı olur. Â
Yüksek faiz oranları tasarruf açığının sonucudur. Tasarrufları artırmazsak, TL’ye güveni tesis edip uzun vadeli dış kaynak çekmezsek, hiçbir faiz indirimi kalıcı olmaz. Nitekim hep böyle oluyor. Faizler, bir tansiyon hastasının tansiyon ilacına verdiği tepki gibi hızla iniyor, ilaç kesilince yeniden çıkıyor. Bu iniş çıkışlar bünyeyi daha da zayıflatıyor. Yatırımcı güveni tesis edilemeyince uzun dönemli yatırım kararları da alınamıyor. Yatırımcı güven ister. Sık sık değişmeyen kurallar ister. Uzun vadeli yatırımın sırrı istikrar ve güvendir.
Tasarruf açığının bir cephesi de mali disiplindir. Türkiye kamu kaynaklarını çok iyi kullanmalı ve daha verimli alanlara harcamalı. Lüzumsuz harcamalar yerine her kuruÅŸunu üretime, sanayiye, tarıma, eÄŸitime, bilimsel ve insani geliÅŸmeye ayırmalı. Kamu kaynaklarını harcarken rekabetçi piyasa ilkelerine uygun davranmalı.Â
Sokaktaki vatandaştan iş insanlarına kadar herkesi ilgilendiren kronik problemimiz TL’nin değerindeki yüksek oynaklıktır. TL’deki değer kaybının bir nedeni döviz geliri üretme kapasitesinin düşüklüğü ise bir diğer nedeni de geleceğe ilişkin belirsizlik ve güvensizliktir. Sorun şiddetlenince rezervlerden döviz satarak TL’nin değerini korumaya çalışmak, ancak kısa süre için işe yarar. Aynı sorunun hep tekrarlamaması için ekonomik yapının dönüşüp döviz gelirlerinin artırılması ve ekonomi yönetiminin güven sağlaması gerekir.
Fiyat artışları ile mücadele etmek için fiyat kontrollerinin yetmediÄŸini tecrübeyle biliyoruz. Kalıcı çözüm üretim kapasitesini artırmak. Åžimdi önümüzde kaçırmamamız gereken bir fırsat var. Pandemi ertesinde ticaret zincirlerinde deÄŸiÅŸim bekleniyor. Avrupalı ÅŸirketlerin tedarik kaynaklarını çeÅŸitlendirmek ve daha yakın coÄŸrafyaya taşımak istemeleri Türkiye’nin önemini daha da artıracak. Bu fırsattan yararlanmak için Türkiye sorunlarını geride bırakıp sanayi ve tarımsal üretim kapasitesiyle hazır hale gelmeli.Â
Onca reform programlarına, verilen tüm teÅŸviklere raÄŸmen bir türlü halledilemeyen bir baÅŸka sorun da yüksek iÅŸsizlik. Bir yandan iÅŸsizlik çok yüksek; diÄŸer yandan da yeni teknolojiler açısından uygun becerilere sahip çalışan yeterince bulunamıyor. Gençlerimizi donanımlı bir ÅŸekilde yetiÅŸtiremeyince geriye bir gelecek vadetmeyen kaba ve rutin iÅŸler kalıyor. Bunları da gençler doÄŸal olarak beÄŸenmiyor. Kaldı ki bu iÅŸler otomasyon ve yapay zeka uygulamaları yüzünden bugün deÄŸilse yarın zaten ortadan kalkacak olan iÅŸler. Bugünün iÅŸsizlik semptomuyla mücadele ederken, yarının iÅŸsizliÄŸini önlemek için eÄŸitimin niteliÄŸini uluslararası standartlara yükseltmekten baÅŸka çare yok. Bunu yapmazsak kaynaklarımızı niteliksiz iÅŸgücünü verimsiz iÅŸlerde çalıştırmak için kullanmak durumunda kalacağız. Oysa biz zaten kaynak sıkıntısı çeken bir ülkeyiz. Kıt kaynaklarımızı verimsiz alanlarda çarçur etmemeliyiz.Â
Yine şimdiye kadar uygulanan tüm teşvik programlarına rağmen bir türlü gerçekleştirilemeyen bir hedef de üretim yapısındaki dönüşüm. Yukarıdaki tüm sorunların arkasındaki ortak sorun ekonomik yapının verimsizliği, döviz kazandıramaması, istihdam yaratamaması, yüksek teknolojili ürün üretememesi."
cumhuriyet.com.tr