Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 06.22.2025, 03:16 AM (GMT)

Asgariücretlinin heröğün için ayırabildiği para bir simide bile yetmiyor

Asgari ücretlinin her öğün için ayırabildiği para bir simide bile yetmiyor figure > Simit fiyatının ortalama 2 lira olduğu Türkiye’de, eşi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretli emekçinin aylık 2 bin 320 liralık geliriyle bir öğün için kişi başına ayırabildiği para sadece 1.85 TL. Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) yeni “Asgari Ücret Araştırması”, 22 Aralık’taki üçüncü Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesi dikkat çekici veriler ortaya koydu. TÜİK’in “Tüketici Fiyat Endeksi Madde Fiyatları” ve “Tüketim Harcamaları” araştırmaları ve Çalışma Bakanlığı’nın “Asgari Ücret İstatistikleri”nden hesaplama yapan BİSAM’a göre, eşi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretli kasım ayında eline geçen 2 bin 320 lirayla gıdaya günlük 22 TL ayırabiliyor. Buna göre üç öğün için kişi başına ayırabildiği tutar 5.6 TL, öğün başına tutar ise 1.85 TL’de kalıyor. Diğer detaylar şöyle:KİRAYA 464 LİRA - Türkiye genelinde ortalama kira bedeli 1113 TL’yi bulurken, asgari ücretlinin kira (gerçek ve izafi kira) için ayırabildiği tutar 464 TL. Konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar ayırabildiği tutar ise 725 TL. - Çalıştığı işyerinin servis imkânı yoksa tek yönde bir belediye otobüs biletinin Türkiye ortalamasında 2.8 TL olduğu koşullarda, asgari ücretlinin ulaşım için ayırabildiği günlük tutar 2.31 TL. - Asgari ücretlinin çocuğunu okutması için aylık çocuk başına 10 TL ayırabilirken, kültür ve eğlence hizmetleri için ayrılabilen tutar ise aylık 6 TL. Oysa Türkiye’de sinema bileti ortalama 22 TL, tiyatro 56 TL. - Yine Asgari ücretlinin Kasım 2020’de ortalama fiyatı 3 bin 517 lira olan bir buzdolabını alması için, ev aletlerine ayırabildiği 37 lira ile 83 ay çalışması gerekiyor.Tek gelirli bir asgari ücretli ailesinin Türkiye’de en yoksul yüzde 20’lik dilim içerisinde yer aldığını hatırlatan BİSAM’ın 22 Aralık’taki pazarlık öncesi değerlendirmesi de şöyle:BÜYÜMEDEN PAY“İşçilerin talebi asgari ücretin, bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyi kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulmasıdır. Asgari ücretin ekonomik büyüme ve verimlilik artışından pay almaması, üretilen kaynakların belirli ellerde toplanması anlamına gelmektedir. Gelir dağılımını düzeltici bir rol oynaması beklenen asgari ücretin, açlık sınırının bile altında belirlenmesi vicdanları zedelemektedir. Asgari ücretin, temel gereksinimleri karşılayacak bir biçimde ele alınması gerekmektedir.” cumhuriyet.com.tr

Hububatta sıfır gümrük vergisi uzatıldı; ithalat yine kolaylaştırıldı

Hububatta sıfır gümrük vergisi uzatıldı; ithalat yine kolaylaştırıldı figure > Son yıllarda fiyatı yükselen hemen her tarım ürününde “ithalat kolaycılığına” başvuran hükümet, ithalatı kolaylaştıran bir uygulamaya daha imza attı. Bazı hububat ürünleri için uygulanan sıfır gümrük vergisi uygulaması uzatılarak çiftçiye ikinci bir darbe vuruldu. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İthalat Rejimi Kararına Ek Cumhurbaşkanı Kararına göre, imalatta kullanılmak kaydıyla buğday, kara buğday, arpa, darı, cin mısırı, kinoa ve kırık pirinç gibi hububat ürünleri ithalatında gümrük vergisi 30 Nisan 2021’e kadar sıfırlandı. 30 Ekim 2020’de yayımlanan İthalat Rejimi Kararına Ek Karar ile buğday, arpa ve mısırın gümrük vergisi 31 Aralık 2020’ye kadar sıfırlanmıştı. Nisan 2021’e kadar uzatılmış oldu. Bu kapsamda gümrük vergisi daha önce yüzde 20 olarak uygulanıyordu. Sektör temsilcileri, alınan bu ithalat kararlarının yurtiçindeki çiftçiyi yoksullaştırdığına dikkat çekerek yerli tarımın desteklenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Son karardan sonra sosyal medyada yapılan şu tepki de dikkat çekti: “12-18 Aralık’ta kutlanan Yerli Malı Haftası’nda ithal tarımın desteklenmesi çok anlamlı bir kutlama.”TARIMDA FİNANSMAN SORUNU SÜRÜYORTürkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, “Tarım sektörünün kaynak ve finansman sorunu bütün şiddetiyle sürüyor. Bu sorunun temelinde tarıma ayrılan desteğin yetersiz olması yatıyor” dedi. Demirtaş, yeterli destek alamayan üreticilerin banka kredisine yöneldiğine ve tarım kesiminin borçlarının artarak ödenmesinin güç bir noktaya doğru gittiğine dikkat çekerek bu kapsamda yeterli önlemler alınmadığı takdirde tarımsal nüfusun düşeceğini vurguladı. Öte yandan, iklim koşullarının olumlu seyretmesi ile buğday, arpa, çavdar ve yulaf üretimlerindeki yükseliş olduğuna işaret eden Demirtaş, endüstriyel bitkilerden pamukta ise rekoltede düşüş eğilimi olması nedeniyle fiyatların yükselme eğilimine girdiğini kaydetti. cumhuriyet.com.tr

Yarbay Ali Tatarölüm yıldönümünde anılıyor. Eşi Nilüfer Tatar,‘Başımız dimdik’dedi

Yarbay Ali Tatar ölüm yıldönümünde anılıyor. Eşi Nilüfer Tatar, ‘Başımız dimdik’ dedi figure > FETÖ’NÜN kumpasları sürecinde hakkında ikinci kez tutuklama kararı verilmesi üzerine, yaşamına son veren Yarbay Ali Tatar, 11. ölüm yıldönümünde anılacak. Nilüfer Tatar, “Eşim FETÖ’ye o günlerde dikkat çekti. “Vasiyetinde ‘Başınızı dik tutun, dimdik yürüyün’ demişti. Gökçen ile başımız dik” dedi. Ergenekon kumpası sürecinde “emekli generallere suikast girişiminde bulunmak”la suçlanan ve hakkında ikinci kez gözaltı kararı çıkarılan Yarbay Ali Tatar’ın aramızdan ayrılışının üzerinden 11 yıl geçti. Ali Tatar bugün saat 12.30’da Ankara Karşıyaka’daki mezarı başında anılacak. Anma öncesi duygularını Cumhuriyet’le paylaşan eşi Nilüfer Tatar, “Vasiyetinde ‘Başınızı dik tutun dimdik yürüyün’ demişti. Ali’nin vasiyetini sonuna kadar Gökçen ile beraber yerine getireceğiz” dedi.‘YOKLUĞU AĞIR’Eşi Nilüfer Tatar’ın acısı ilk günkü gibi taze. Sosyal hayatlarını hiç değiştirmediklerini dile getiren Tatar, “Aynı mahallede oturuyoruz. Ben yaşlanıyorum, Kızım büyüyor, genç kız oluyor. Nasıl bıraktıysa öyle devam ediyoruz. Ne Türkiye ne biz değiştik. Herşey olduğu yerde duruyor. Ama Ali’nin yokluğu her geçen gün daha ağır geliyor. Yaşasaydı çok farklı yerlerdi olacaktı. Hayatımızda olacaktı. Onun yokluğu bizim hayatımızda hâlâ büyük bir boşluk” diyor.Eşini kaybettikten sonra onun hukuk mücadelesini sürdürdüklerini dile getiren Nilüfer Tatar, duygularını şöyle dile getirdi: “O zamanlarda bile bir FETÖ yapılanmasının olduğunu tespit etmiştik. Hukuk mücadelesini vermeye o günlerde karar verdik. Davalar açıldı ama hep bir sürüncemede bırakıldı. Biz bu davaların sonuçlanmayacağını biliyorduk. Bizim amacımız AİHM’ye gitmekti ama karşımızda devlet vardı. Ergenekon davasını da takip ettik. Ali zaten dışında tutulmuştu. Herkes beraat etti çok seviniyordu. Bizim içimiz buruktu Ali yoktu. Sonucun böyle olacağını biliyorduk... Cuma (bugün) günü Ali’yi anacağız. Ali hep bizim iyi yerlerde olmamızı isterdi. Vasiyetinde ‘NilüGökçen işinize ve okulunuza sahip çıkın. Çok çalışın, iyi yerlerde olun ki benim hesabımı sorabilesiniz. Beni içinizde yaşatın, beni unutmayın. Birbirinize hep destek olun. Ben bu hukuksuzluk sürecini yaşayamam. Sizlerin başınızı öne eğecek hiçbir şey yapmadım. Başınızı dik tutun dimdik yürüyün’ demişti. Ali’nin vasiyetini sonuna kadar Gökçen ile beraber yerine getireceğiz.” Zehra Özdilek

Maraşkatliamıanmasıyasaklandı

Maraş katliamı anması yasaklandı figure > Maraş katliamının 42. yıldönümü dolayısıyla Alevi örgütlerinin kentte yapmak istediği anma etkinlikleri Kahramanmaraş Valiliği tarafından yasaklandı. Valilik açıklamasında koronavirüs tedbirleri kapsamında 15 Aralık’tan itibaren 14 gün süreyle tüm toplantı, bildiri dağıtma, gösteri yürüyüşü etkinliklerinin yasaklandığı belirtildi. Düzenleme Kurulu adına açıklama yapan Erenler Kültür ve Dayanışma Dernek Başkanı Müslüm İbili, “Bu yıl salgın nedeniyle sembolik bir anma etkinliği düzenliyoruz. Amacımız sevgi, barış ve kardeşlik içerisinde canlarımızı anmak. Yasak nedeniyle etkinliğimizi, canlarımızın şehit olduğu mahallede yaptırdığımız cemevinde 21 Aralık günü yapacağız. Dua, ardından basın açıklaması ile etkinliğimizi sonlandıracağız. Talebimiz bu olaylardan ders alınarak bir daha yaşanmaması için Alevisi, Sünnisi bu şehrin insanları olarak ortaklaşa düzenlenen etkinliklerin yapılarak katliamın kınanmasıdır” dedi. Sermet Çuhadar

17 gün boyunca sanal ortamdaücretsiz fuar gezintisi

17 gün boyunca sanal ortamda ücretsiz fuar gezintisi figure > Contemporary İstanbul, bu yıl çevrimiçi olarak yapılacak, ziyaretçiler 17 gün boyunca sanal ortamda ücretsiz olarak fuarı gezebilecek. Çağdaş sanat sevenlerin her yıl en merakla beklediği fuarlardan olan Contemporary İstanbul (CI) zamanları bu sene gecikmeli de olsa geldi. Uzun kuyruklar sonrası içeri girilen, tıklım tıklım ortamda sanat eserlerini görmek için beklenen, ayaklarımıza kara suların indiği Contemporary İstanbul, bu yıl pandemi şartları gereği çevrimiçi. Fiziki fuarı arayanlar ise ilkbahara kadar bekleyecek. Ancak üzülmesinler, çünkü 2021’de hem ilkbahar (27 Nisan-2 Mayıs 2021) hem de sonbahar olmak üzere iki kez Contemporary İstanbul heyecanı yaşanacak. Ancak evlerde kalınan, kısıtlamaların olduğu, hafta sonu ve yılbaşında dışarı çıkılamayan bugünlerde 15. Contemporary İstanbul’u sanal ortamda gerçekmiş gibi gezmek için fuar ekibinin aylardır geceyi gündüze kattığı belirtiliyor. Contemporary İstanbul’un dünkü basın toplantısında bu çalışmaları fuar ekibinden Melih İsmail İnan anlattı. CI, “https://virtual.contemporaryistanbul.com” adresinde 19 Aralık 2020-6 Ocak 2021 tarihleri arasında gezilebilecek. Siteye girdiğiniz andan itibaren klavyenizin tuşlarıyla ilerleyebilecek, eserleri yakınlaştırarak görebileceksiniz. Hatta, fiziki ortamdaki gibi hızlıca ilerlemek isterseniz “shift” tuşuna basmanız yeterli olacak, “boşluk” tuşuna basarak sevincinizi “zıplayarak” gösterebileceksiniz. Bununla da bitmiyor, gerçekteki sosyal ortamı aratmamak için sanal fuara getirilen özellikler arasında galerilerle direkt olarak bağlantıya geçmek de var. Eserlerin detaylı bilgilerine ulaşılabilecek ve satın alınabilecek. İnternet sitesinden çevrimiçi konuşmalar ve program da görülebilecek.550 SANATÇI 1500 ESER“Virtual” Contemporary Istanbul’da 11 ülkeden, 37 galeri, 550 sanatçı ve 1500 eser ve 13 inisiyatif yer alacak; 17 gün boyunca gezilebilecek “virtul.contemporaryistanbul.com” ücretsiz olacak. Basın toplantısına ev sahipliği yapan Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ve fuarın 15 yıldır ana sponsoru olan Akbank’ın Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü, hem sanal hem de fiziki fuarla ilgili bilgiler aktardılar. Ali Güreli toplantıda yaptığı konuşmada, “Sanal fuarı sanatseverler ücretsiz olarak gezebilecekler. İçinden geçtiğimiz dönem bizi, tüm dünyayı son hızla dijitalleşmeye itti, süreçleri hızlandırmayı mecbur kıldı. CI olarak sanal fuar çalışmalarımız vardı, ancak süreç bu planlarımızı hızlandırmamızı gerektirdi ve şimdi 15. edisyonumuzu sanal fuarımızla başlatıyoruz. Çağdaş sanat alanında yaptığı yenilikler ve gerçekleştirdiği ilklerle Türkiye’den adı İstanbul’la birlikte anılan bir markayı yaratan ve her zaman İstanbul’un dünya kültür sanat metropolleri arasında ilk üçte anılması için çalışan Contemporary Istanbul olarak virtual.contemporaryistanbul.com ile uluslararası sanat çevrelerinde bir ilk olacak bir sanal fuara imza atıyoruz. Sanal fuarımızın fiziksel fuarımızdaki tüm coşkuyu birikimi ve etkinliği yansıtacağını sevinerek göreceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.‘KORONA GÜNLÜKLERİ KARNAVALI’Akbank Sanat olarak bu önemli etkinlikte, küratörlüğünü sevgili Hasan Bülent Kahraman’ın yaptığı “Korona Günlükleri Karnavalı” karma sergisiyle yer alacağız. Contemporary Istanbul’un teknolojik altyapısı ve yenilikçi tasarımıyla sanatseverlere benzersiz bir deneyim sunacağına inanıyoruz.2021’DE İKİ FUAR MÜJDESİContemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli’yle ayrıca konuşma ve sorularımızı yöneltme şansı elde ettik. Güreli, sanal fuarla ilgili detayları şöyle anlattı: “Biz buna nisan ayında karar verdik. Mayıs ayında sözleşmeleri imzaladık ve başlattık. Gece gündüz çalıştık. Sanal fuar, fiziki fuarın yerini tutmaz, bu doğru. Biz de ‘sanal fuar olmaz’ duygusunu nasıl ‘biraz da oluyormuş’ duygusuna taşıyabileceğimizi düşündük. Sanalda birkaç mekân tasarlandı, bir galeriden başka bir galeriye geçerken bambaşka bir mekâna da geçmiş oluyorsunuz. Aynı fuardaki gibi bir resepsiyon alanı var. Bu fuara destek olan başta Akbank olmak üzere tüm sponsorların logolarını görüyorsunuz. Mümkün olduğunca gerçeğine yakın tasarlanmaya çalışıldı. Eserler uzaktan satın alınabilecek, hatta uzaktan pazarlık edebilecekler ya da sanatçılarla, galerinin direktörüyle ve yöneticisiyle sohbet edebilecekler. Sanat eserini en ince detayına kadar inceleme şansına sahip olabilecek ziyaretçilerimiz.” Güreli, 2021’deki fiziki Contemporary İstanbul ile ilgili de müjdeli haberler vererek “Bir tanesi bahar ayında, diğeri sonbaharda iki adet fuarımız olacak. Belki 2022’de de aynısını yaparız. Belki bu bütün pazarın hoşuna gidecek. Belki her sene devam ederiz. Memnun da oluruz. İçeriğini de biraz farklılaştırabiliriz iki fuarın. Belki bahardakileri yalnızca Türk galerilerle, sonbahardakini yabancı galerilerle yapabiliriz. Çok fazla opsiyonumuz var” diye konuştu. Orhun Atmış

Beethoven yılının sonçevrimiçi konserleri

Beethoven yılının son çevrimiçi konserleri figure > Piyanist Birsen Ulucan L.v. Beethoven’in 3’üncü Senfonisi “Eroica” nın ve 14 Aralık’ta Can Okan Beethoven’un 6’ncı Senfonisi “Pastoral”in Franz Liszt solo piyano için transkripsiyonunu önceki akşam Cemal Reşit Rey’de (CRR) seslendirdiler. Sahnede kayda alınan bu iki konser önceki kayıtlar gibi 1’er hafta boyunca CRR YouTube kanalından aşağıdaki linke girilerek izlenebilecek. https://www.youtube.com/channel/UCcB4Qim__HcOKEvmQawHLGQ/featured CRR aralık ayı Beethoven konserleri 21 Aralık’ta “Yedili Op. 20”nin seslendirileceği oda müziğiyle devam edecek. CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur konserler öncesinde piyanistlerle yaptığı söyleşilerde her ikisi de büyük piyano virtüozü ve büyük besteci olan Beethoven ve Liszt arasındaki benzerliğe dikkat çekti. Neden uyarlama değil transkripsiyon olduğunun üzerinde durdu. Can Okan, “Liszt transkripsiyonlarında orkestra notasında yani partisyonda ne varsa eksiksiz şekilde piyanoya aktarıyor. Piyano tek başına bir orkestraya dönüşüyor” diyerek bu eseri çalmanın üst düzey bir teknik gerektirdiğini vurguladı. Piyanistler, Liszt’in özellikle senfonileri yazıldıklarından itibaren çalınan, müziğinin özü devrimci olan Beethoven’a hayran olduğunu vurguladı. Ulucan, “Eğer dünyada yüz akı kişilik varsa. Beethoven benim için öyle bir kişidir” diyerek Liszt’in bu bakımdan da bir yakınlığı olduğunu söyledi. Gülçin Gülan

RizeÖzelİdaresi, yaylaları‘yeşillendirmek’için harekete geçiyor

Rize Özel İdaresi, yaylaları ‘yeşillendirmek’ için harekete geçiyor figure > Karadeniz yaylalarında yol yapımına onay vererek endemik bitki örtüsünü yok eden Rize İl Özel İdaresi, doğal yapıyı değiştiren görüntüler oluştuğunu kabul etmesinin ardından yaylalara endemik çim ekme önerisi için harekete geçti. Fırtana İnisiyatifi “Yarattığınız yıkımı çimlerle kapatamazsınız” açıklamasını yaptı. Cumhuriyet, idarenin skandal kararını ortaya çıkarmıştı. Kararda Rize sınırları içinde yüksek rakımlarda bulunan yaylalardaki turizm amaçlı yapılan yol imalatları sonucunda doğal yapıyı değiştiren görüntüler oluştuğu vurgulanarak özetle “Endemik bitki örtüsü kaybolmuştur. Yüksek bölgelerde ortamın yeşillik açısından eski halini alması uzun yıllar süreceği gerçeği bilimsel olarak bilinmektedir. Bu olumsuz durumun çözülmesi amacıyla yüksek rakımlarda kısa sürede ortamın yeşermesini sağlayacağı düşünülen endemik çim tohumu uygulama çalışması başlatılmasına ait tarım komisyonu çalışmalarını tamamlayamadığından komisyona ek süre verilmesi kabul edildi” ifadeleri kullanılmıştı.‘EKİP OLUŞTURULACAK’Kasım ayında tekrar toplanan idare bu kez endemik çim tohumu uygulama çalışmalarının başlatılması kararı aldı. İdarenin aldığı kararda “öncelikle yol güzergâhında bulunan bitki örtüsü, ot türü ve diğer türlerin tespiti, mevcut yapıyı oluşturan biyolojik durumu, toprak yapısının incelenmesi ve endemik yapının korunması” amaçlandığı anlatıldı. Bu amaçla Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden bir ekip oluşturulacağı, inceleme ve bilimsel veriler doğrultusunda rapor hazırlanarak çalışma başlatılacağı belirtildi. Hazal Ocak

Eymür Mahallesi'nin taşocağıisyanı

Eymür Mahallesi'nin taşocağı isyanı figure > Ordu’nun Altınordu ilçesine bağlı Eymür Mahallesi Muhtarı Pala, taş ocağının kurulmak istendiği bölgede, 210 hanenin yararlandığı su kaynakları olduğunu söyledi. Ordu’nun Altınordu ilçesine bağlı Eymür Mahallesi halkı, Altınordu Belediyesi’nin taşocağı projesinin ÇED süresinde itiraz hakkını kullanarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne 701 imzalı dilekçe verdi. Altınordu Belediyesi tarafından 63 yıllık bir proje olarak planlanan taşocağının mahallelerinin su kaynaklarını yok edeceğini belirten muhtar Ferhat Pala, “Taşocağı yapılmak istenen yerdeki su kaynaklarından toplam 210 hane yararlanıyor. Taşocağı mahallemizi yaşanamaz hale getirecek. ÇED dosyasında taşocağının 63 yıl devam edeceğini yazıyor. Yani mahallemizden göç etmek zorunda bırakacaklar bizi. Böyle bir projeyi yapmak değil, düşünmek bile akla mantığa sığmıyor” ifadelerini kullandı. Cemil Ciğerim

Cumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 18 Aralık 2020 tarihli okur dayanışmasıilanları

Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 18 Aralık 2020 tarihli okur dayanışması ilanları figure > Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. /Archive/2020/12/18/041512113-1.png/Archive/2020/12/18/041512441-8.png/Archive/2020/12/18/041512301-7.png/Archive/2020/12/18/041512551-9.png/Archive/2020/12/18/041512691-10.png/Archive/2020/12/18/041512801-11.png/Archive/2020/12/18/041512941-12.png/Archive/2020/12/18/041513051-13.png/Archive/2020/12/18/041513160-14.png/Archive/2020/12/18/041513269-15.png/Archive/2020/12/18/041513379-16.png/Archive/2020/12/18/041513394-3.png/Archive/2020/12/18/041513504-17.png/Archive/2020/12/18/041513613-19.png/Archive/2020/12/18/041513738-20.png/Archive/2020/12/18/041513926-21.png/Archive/2020/12/18/041514019-18.png/Archive/2020/12/18/041514129-22.png/Archive/2020/12/18/041514426-2.png/Archive/2020/12/18/041514941-6.png/Archive/2020/12/18/041515441-5.png/Archive/2020/12/18/041515941-4.pngBASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2020/12/18/041514316-whatsapp-image-2020-12-17-at-20.32.03.jpeg cumhuriyet.com.tr

Vietnam kıyılarında kargo gemisi battı: 15 kişi kayıp

Vietnam kıyılarında kargo gemisi battı: 15 kişi kayıp figure > Vietnam kıyılarında bir yük gemisinin batması sonucu gemide bulunan 15 kişi kayboldu. Vietnam basınındaki haberlere göre, Malezya'dan Hong Kong'a 7 bin 800 ton kil taşıyan Panama bandrollü gemi, Vietnam'ın merkez eyaletlerinden Binh Thuan'ın kıyılarına yanaşırken battı.Kazanın ardından gemide bulunan 11 Çinli, 4 Vietnamlı mürettebatın kayıp olduğu ve arama kurtarma çalışmalarının başladığı bildirildi.Geminin, kötü hava şartları nedeniyle batmış olabileceğini açıklayan Vietnamlı yetkililer, gemi mürettebatının kazadan kısa süre önce Vietnam Sahil Güvenlik Birimi ile irtibata geçerek yardım çağrısında bulunduğunu kaydetti. AA

Bursa'da Atatürk Kent Ormanı'ndaki ahır yangınıyürek sızlattı: 10 atöldü

Bursa'da Atatürk Kent Ormanı'ndaki ahır yangını yürek sızlattı: 10 at öldü figure > Bursa Atatürk Kent Ormanı’nda ahırlarda çıkan yangında yürek burkan manzaralarla karşılaşıldı. Yangın itfaiyenin 1 saat süren müdahalesiyle kontrol altına alınırken, 10 atın öldüğünün anlaşılması büyük üzüntü yarattı. Bugün saat 04.00 sıralarında Nilüfer ilçesi Gümüştepe Mahallesi'nde bulunan Atatürk Kent Ormanı'ndaki ahırlarda yangın çıktı. Çıkış nedeni henüz belirlenemeyen yangın kısa sürede büyürken, ormanlık alandan alevler yükseldiğini gören vatandaşlar durumu itfaiyeye bildirdi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Alevlerin, Atatürk Kent Ormanı’nda bulunan ve içerisinde atların bulunduğu ahırdan yükseldiğini tespit eden ekipler, söndürme çalışması başlattı. İtfaiye ekipleri, alevlerin çevrede bulunan kümeslere ve ormanlık alana sıçramaması için yoğun çaba sarf etti. Yangın, itfaiye ekiplerinin yaklaşık 1 saat süren çalışması sonucu söndürülürken, yürek burkan manzara ile karşılaşıldı. Yangın sonucu, ahırlardaki 10 at ölürken, ahırlar tamamen küle döndü. İtfaiye ve polis ekipleri yangının çıkış sebebini belirlemek için inceleme başlattı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor./Archive%5C2020%5C12%5C18%5C072512862-bursada-ataturk-kent-ormanindaki-ahir-yangini-yurek-sizlatti-10-at-oldu_7.jpg DHA

'Uykusuzluk acıktırıyor': Uykusuzluk hangi sorunlara yol açıyor?

'Uykusuzluk acıktırıyor': Uykusuzluk hangi sorunlara yol açıyor? figure > Fiziksel olarak dinlenebilmek için gerekli ihtiyaç olmasının yanında uykunun, vücuttaki birçok sistemin işleyişiyle bağlantılı olduğunu dile getiren İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, “İyi çalışan bir bağışıklık sistemi için uykuya ihtiyaç var. Uykusuzlukla birlikte, iştah hormonu da artıyor. Bu durum yeme davranışı bozukluğuna, obeziteye ve bağışıklık düzensizliğine yol açmaktadır” dedi. /Archive/2020/12/17/183508524-alarm-clock-45682831920.jpgUyku ve bağışıklık sistemi arasında yakın ilişki olduğuna vurgu yapan İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, uykunun vücutta birçok sistemin düzenli işleyişi, yaraların iyileşmesi, kilo kontrolü, güçlü bir bağışıklık sistemi için son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Küçükardalı “İyi çalışan bir bağışıklık sistemi için, kalite ve nicelik bakımından iyi bir uykuya ihtiyaç olduğu gibi, iyi uyuyabilmek için de iyi çalışan bağışıklık sistemine ihtiyaç vardır. Bağışıklık sistemi, organ ve sistemlerimizi içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı korur. İnsan yaşamının yaklaşık üçte birini geçirdiği uyku dönemi ile bağışıklık sisteminin birbirinden habersiz olması düşünülemez. Tıp literatüründe bu ilişki ‘iki yönlü konuşma’ olarak tanımlanır. Yani uyku ile bağışıklık sistemi, birbiriyle karşılıklı olarak haberleşmekte, daha sağlıklı bir yaşam için mesajlaşmaktadır” ifadelerini kullandı.BİRÇOK HASTALIĞIN ALTINDA UYKUSUZLUK YATIYORİnflamasyon ile seyreden; kanser, kelebek hastalığı (lupus), romatizmal hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar, kanserler,  nörodejeneratif hastalıkların hepsinde az veya çok uyku düzensizliğinin görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Küçükardalı, “Bağışıklık sistemi doğal ve sonradan kazanılmış olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Doğal bağışıklık sistemi organizmanın içinden ya da mikroorganizmalar, hastalanan hücreler, kanserleşme dönüşümünün başladığı hücreler gibi dışarıdan olan bir tehdit edici duruma karşı ilk olarak oluşan cevabı, koruma basamaklarını içerir. Kazanılmış bağışıklık sistemi; mikroorganizma ile karşılaşan bağışıklık sistemi hücrelerinin oluşturdukları salgılarla infeksiyonu sınırlamaya çalışırken bir taraftan da o mikroba karşı koruyucu hafıza oluşturmasıdır. Sonraki dönemlerde aynı mikroorganizma ile karşılaşıldığında, sanki aşılanmış gibi o mikroba karşı hemen saldırı yapmasıdır” diye konuştu.UYKUSUZLUK ACIKTIRIYORUyku azlığında, iştahsızlık hormonu olarak bilinen leptin’in azaldığını hatırlatan Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı “Uykusuzlukla birlikte, ghrelin denilen iştah hormonu artar. Bu durum yeme davranışı bozukluğuna, obeziteye ve dolaylı olarak bağışıklık düzensizliğine yol açmaktadır. Yani uykusuzluk bağışıklık sistemini etkilemesinin yanında, kilo almaya da neden olmaktadır” dedi.VÜCUT TÜM ENERJİSİNİ MİKROORGANİZMALARLA SAVAŞTA KULLANMAK İSTERUzun süren uykusuzluk döneminin ardından, sıklıkla infeksiyonlara maruz kalındığının görüldüğünü hatırlatan Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, “Bir infeksiyona maruz kaldığımızda,  infeksiyonun olağan seyrinde kendimizi daha uykulu hissederiz. Bu aslında koruyucu bir mekanizmadır. Bu ihtiyaca cevap vermek organizmanın yararınadır. Böyle bir periyodun başlangıcında, bağışıklık sistemi, oluşturduğu bazı salgılarla beynimize de sinyaller göndererek, bizi daha hareketsiz bir döneme sevk eder. Bütün metabolik ve kinetik faaliyetleri yavaşlatıp enerjisini mikroorganizmalar ile savaşta kullanmak ister” diye konuştu.Uykusuzlukla birlikte gelişen infeksiyonun, ilerlediği ya da şiddetli olduğu dönemlerde ise, bir kısır döngünün ortaya çıkacağını söyleyen Prof. Dr. Yaşar Küçükardalı, “İstesek dahi, sitokin fırtınası döneminde kaliteli bir uykudan bahsedemeyiz. Uykusuzluğumuz uzadıkça da bağışıklık sistemi bundan olumsuz etkilenir; infeksiyon süreci uzar. Sitokin artışının olduğu inflamatuar hastalıklarının tedavi edilmesiyle birlikte, uyku kalitesinde de iyileşmeler olduğu gösterilmiştir” dedi. DHA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter