SON DAKİKA | Anayasa Mahkemesi'nden Osman Kavala kararı
figure >
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Osman Kavala'nın hak ihlali başvurusunu reddetti.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Osman Kavala'nın bireysel başvurusunda, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.AYRINTILAR GELİYOR...
AA
Faruk Bildirici: Her konuda açıklama yapan Altun, iddiaları yalanlamadı
figure >
Medya Ombdusmanı ve eski RTÜK üyesi Faruk Bildirici, Olay TV’nin kapatılmasına ilişkin, “Olay TV meselesi, Türkiye’de medyanın siyasi iktidarın ağır baskısı altında olduğunun yeni bir örneği. Ne yaparlarsa yapsınlar insanların bilgiye ulaşmasına çektikleri setler yıkılacak” dedi. Bazı isimlerin görevden alınması için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un liste verdiği yolunda haberlerin yayınlanmasına değinen Bildirici, 'Her konuda açıklama yapan Altun, bu iddiaları yalanlamadı' ifadelerini kullandı.
Yayın hayatına 30 Kasım’da başlayan Olay TV, “iktidar baskısı” ve kanal ortaklarının anlaşamaması gerekçesiyle 25 Aralık’ta kapatıldı. Olay TV’nin 26 günlük yayın sonrasında kapanmak zorunda kalmasının gazetecilerin utancı olmaması gerektiğini vurgulayan Medya Ombdusmanı ve eski RTÜK üyesi Bildirici Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, “Bu muktedirlerin alanlarında yeni bir kara leke... Olay TV, Türkiye'de medyanın siyasi iktidarın ağır baskısı altında olduğunun yeni bir örneği. Suçları da; iktidar yanlısı olmayacakları, bağımsız habercilik yapacaklarını üzerine basa basa ilan etmiş olmaları. İktidar da ele geçirdiği yaygın medyanın propaganda bültenlerine dönüştüğünü, alternatif mecraların giderek büyüdüğünü görüyor” diye konuştu. İDDİALAR YALANLANMADICavit Çağlar’ın iktidar baskısı görmediğini savunsa da Kanal 7 ve Ülke TV Dış Haberler Müdürlüğü görevini yürüten Taha Dağlı ile görüştüğünü ve bazı isimlerin görevden alınmasını istediğini kabul ettiğini belirten Bildirici, şöyle devam etti:“Taha Dağlı da liste hazırladığını kabul ediyor. Çağlar'a bu ismi kim önerdi, süreç nasıl işledi açıklamıyor. Bu isimleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un verdiği yolunda haberler yayımlandı. Her konuda açıklama yapan Altun, bu iddiaları yalanlamadı. Zaten Süleyman Sarılar ve Nevşin Mengü'nün açıklamaları da iktidar baskısını kanıtlıyor" diye konuştu.“İktidar bir süredir baskı yöntemlerini açıktan yürütüyor ve diğer alternatif medya kuruluşlarına da gözdağı veriyor” diyen Bildirici, “MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, Habertürk'te Ali Mahir Başarır konusundan sonra konukların dikkatli seçilmesi tehdidi bunun örneği. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in son olarak Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte 'yılbaşı programları için kanallarla görüştükleri, ailece izlenecek programlar yapmalarını tavsiye edecekleri’ yolundaki sözleri de artık RTÜK'ün öndenetim yapmaya başladığını gösteriyor. Oysa böyle bir öndenetim yapma yetkileri yok. Sansür kurumu olduklarını biliyorduk ama bunu artık gizlemeye de gerek görmüyorlar" ifadelerini kullandı.BU İKTİDARIN MEDYAYA BASKI ÜÇLÜSÜBu yılın yine medyaya ağır baskıyla geçtiğini aktaran Bildirici, “Cumhurbaşkanlığı-RTÜK-Basın İlan Kurumu. Bunlar; iktidarın medyaya baskı üçlüsü. Bu üçlüyü yönetenler, Türkiye medya tarihinin kara sayfalarında şimdiden yerlerini aldılar bile... Alternatif medyaya baskının bu üç aracı, eşgüdüm halinde faaliyet gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın medya sesimizi nefesimizi yansıtmıyor sözlerinden sonra daha aktif hale geldiler. Üç koldan ceza, tehdit, ilan gelirlerini kesme yöntemlerini yoğunlaştırdılar. Bunun üzerine bir de vergi cezaları ve erişim engellemeleri uygulanıyor. Önümüzdeki yıl maalesef sosyal medya yasaklarıyla daha da ağır olacak gibi görünüyor. Ne yaparlarsa yapsınlar insanların bilgiye ulaşmasına çektikleri setler yıkılacak. Alternatif medya daha da gelişecek” dedi.
Nagihan Yılkın
Aşı gönüllüsü profesörden yüzde 60'lık oran uyarısı
figure >
Çin aşısını gönüllü olarak ilk yaptıran isimler arasında yer alan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Yüzde 60'ımız eğer aşı olmaz ise, bununla savaşma şansımız yok. Ben aşıya güveniyorum. Ya aşı olacağız ya covid olacağız" dedi.
Çin'den getirilen, Sinovac firmasının testlerine gönüllü katılıp, aşıyı Türkiye'de ilk yaptıranlar arasında bulunan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, aşı karşıtları veya aşıya karşı güvensizliği olanlara seslendi. Daha önce, yaptırdığı 2 dozun ardından antikorlarının çok yüksek seviyede olduğunu açıklayan Prof. Dr. Özkan, “Ben ilk gönüllüydüm, hatta Faz3'e girerken gönüllü olmam gerektiğini düşündüm. Sonuçta bir şeyi buraya getirtiyorsunuz ve siz olmuyorsunuz, bu çok da vicdana uygun değil. Bu anlamda çok iyi hissediyorum kendimi. İki doz aşı yapıldı ama Faz3 hala devam ediyor, kırılmadı. Faz3 kırıldıktan sonra kime aşı denk geldi kimin antikoru var, bunu daha iyi göreceğiz. Ama Endonezya'dan aldığımız bilgilerde aşının çok güvenli olduğu, çok ciddi yan etkilerinin olmadığı. Bizde de gördüğümüz kadar çok ciddi miktarda yan etkimiz yok. O güzel bir şey" dedi.'YA AŞI OLACAĞIZ YA COVID'Aşı karşıtlığı veya güvensizliğine ilişkin değerlendirmede bulunan Rektör Özkan, “Yeni olan her şeye insanoğlu bir şekilde uzak mesafe koyabiliyor bazen. Ben bunu doğal karşılıyorum. Ama insanlar gerçeği gördükçe buna ısınacak ve bir süre sonra bence aşı karşıtlığından sonra aşıyı bulma savaşına girecek. Ben sürecin en kısa zamanda bu yönde evrileceğini düşünüyorum. Ben aşı olduğum için bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim, şu anda sadece çocuklara yapamıyoruz. Çocuklar dışında bence bütün gruplar Sağlık Bakanlığı ve firmanın endikasyon koyduğu herkesin olması gerekiyor. Çünkü yüzde 60'ımız eğer olmaz ise bununla savaşma şansımız yok. Ben aşıya da güveniyorum. Ya aşı olacağız ya kovid olacağız" diye konuştu.300 GÖNÜLLÜAşıyla ilgili hastane yetkililerinden yapılan bilgilendirmede ise şu anda 300 gönüllünün katıldığı, bir kısmının ikinci doz aşılarının da yapıldığı belirtildi. Rektör Özkan ve Prof. Dr. Ömer Özkan ilk dozu olduktan sonra çok ciddi talep oluştuğu da belirtilen açıklamada, “Çok ciddi bir yan etki görmedik. Bir sorun da yaşamadık, son derece güzel çalışmalarımız hala yürüyor" denildi.ACİL SERVİS BAŞVURULARI AZALDIKoronavirüs vaka sayılarıyla ilgili bilgi veren Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Ender Terzioğlu, acil servislere başvuruların azaldığını belirterek, özellikle izolasyon önlemlerinden sonra bariz bir azalma olduğunu açıkladı. Doğal olarak hastane yatışları ve yoğun bakım ihtiyacı olan hasta sayısının da azaldığını kaydeden Prof. Dr. Terzioğlu, “Sistemi en çok zorlayan şeylerden bir tanesi çok fazla hastanın olup, çok fazla yoğun bakım ihtiyacı hasta olması. Yoğun bakım yatakları tüm ülkelerde belli sayıda oluyor. Teknolojik cihazlar olması nedeniyle bu zorlanma da doğal olarak azalıyor, bu önlemler neticesinde. Bizim yoğun bakım ünitelerimiz de büyük ölçüde rahatladı. Bizde de çok bariz rahatlama oldu" dedi.MASKE-MESAFE ÖNLEMLERİ DEVAM EDİYORProf. Dr. Terzioğlu, şu uyarıda bulundu;“Vatandaşlarımızın bilmesi gereken şey bu hastalığın enfeksiyonunun daha çok temasla olduğu. O yüzden maske ve mesafenin korunmaya devam edilmesi gerektiği, aşı olsanız bile buna devam etmeniz zorunluluğu olduğu, yani belli bir aşı belli bir sayıda ünite gerçekleştikten sonra yine tabi Sağlık Bakanlığı'mızın önerileriyle bu önlemlerin kaldırılabileceği, o güne kadar mutlaka bunlara hep beraber çok dikkat etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Bu bilinçte olursak bu enfeksiyonu hep beraber millet olarak yenebileceğimizi düşünüyorum."
(DHA)
Paris Saint Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetti
figure >
Paris Saint Germain, Teknik Direktör Thomas Tuchel’in sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı.
Paris Saint Germain, Teknik Direktör Thomas Tuchel’in sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı.Fransa Ligue 1 ekiplerinden Paris Saint Germain’de Teknik Direktör Thomas Tuchel ile yollar ayrıldı. Fransız ekibinin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, “Sportif durumunun kapsamlı bir analizinden sonra Paris Saint-Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetmeye karar verdi” ifadelerine yer verildi.Açıklanan kararın ardından Paris Saint-Germain Başkanı Nasser El-Khelaifi, ayrılığın ardından Tuchel ve ekibine teşekkür etti.Paris temsilcisinin Tuchel’den boşalan teknik direktörlük görevine Arjantinli çalıştırıcı Pochettino’yu getirmesi bekleniyor.
İHA
Çorum’da zile basıp, 'hırsızım' diyen polislere kapıyı açtılar
figure >
Çorum'da hırsızlık olaylarına karşı duyarlılık oluşturmak amacıyla evleri ziyaret eden polisler, apartmanda zilini çaldığı bazı vatandaşların, 'Kim o?' sorusuna 'hırsızım' yanıtı vermesine rağmen kapıların açıldığını tespit etti.
Çorum'da, İl Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Büro ekipleri, hırsızlık ve dolandırıcılık olaylarına karşı yürüttükleri uygulamayla broşür dağıtıp, vatandaşı bilgilendirdi. Ekipler, girdikleri apartmanlardaki dairelerin kapı zillerini çalıp verilen tepkileri de değerlendirdi. Zillerini çalan polise, vatandaşlardan bazıları herhangi bir şey sormadan kapıyı açarken, bazıları 'Kim o?' diye seslendi. Ekipler, zilini çaldığı bazı evlerde oturanların 'Kim o?' demesine 'Benim, hırsız' yanıtını verdi. Ancak kapılar tereddütsüz açıldı. Evinin kapısını 'Hırsızım' diyen polise açan vatandaşlar ise karşısında polisleri görünce şaşırdı. Görüntülü zil sisteminin bulunduğu binalarda polisler, kamerayı eliyle kapatıp, vatandaşlara kendilerini ‘hırsız’ olarak tanıtsa da sonucunun değişmediğini, vatandaşın kapıyı açtığı gözlemledi.Cadde ve sokaklarda hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarına dair uyarı broşürleri de dağıtan ekipler, evinin ve binanın dış kapısını sorgulamadan açanlara ise dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu./Archive%5C2020%5C12%5C29%5C124500872-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_3.jpg/Archive/2020/12/29/124459888-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_1.jpg/Archive%5C2020%5C12%5C29%5C124501216-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_4.jpg
DHA
Fenerbahçe Kulübü ile Max Kruse tazminat konusunda anlaştı
figure >
7.5 milyon Avro talep eden Kruse'nin avukatları ile sarı-lacivertli yöneticiler orta yol bularak anlaşmaya vardılar
Fenerbahçe Kulübü, Max Kruse ile tazminat konusunda anlaşmaya vardı.Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını sebebiyle lige verilen pandemi arasında Fenerbahçeli futbolcu Max Kruse sözleşmesini tek taraflı olarak fesih ederek ülkesi Almanya'ya gitmişti. Sarı-lacivertli yönetimin sunduğu teklifleri kabul etmeyen Kruse, ihtarname çekerek 3 aylık alacaklarının ödenmesini talep ederek konuyu FIFA'ya taşıdı. Alman futbolcu, 7.5 milyon Avro dava açtıktan sonra Union Berlin'e transfer oldu. Karşı atağa geçen Fenerbahçe Kulübü ise yaşanan süreçteki zararlarının giderilmesi için Kruse'ye 18 milyon Avro dava açtı. Gelinen noktada Kruse'nin avukatları ile Fenerbahçe Kulübü bir araya geldi ve tazminat konusunda anlaşmaya vardı. İki taraf da sürecin daha fazla uzamaması ve zarara uğramamak adına orta yol bularak anlaşmaya vardılar.
DHA
CHP'li Muharrem Erkek: "Covid ile beraber adaletsizlik pandemisi yaşadık"
figure >
CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, geride bırakılan bir yıllık süreyi hukuki alanda değerlendirerek, “Covid-19 süreci ile beraber adaletsizlik pandemisini yaşamaya devam ettik. Adaletsizlikleri büyüten bir Saray rejimi ile karşı karşıyayız” dedi. AİHM kararına karşı hükümet kanadından gelen açıklamalara karşı da Erkek, “AİHM, bizim hukuk sistemimizin parçasıdır. O mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmişiz. İçişleri Bakanı, ‘bizim için bir anlamı yok’ diyor. Bu ‘devlet olarak benim attığım imzanın anlamı yok’ demektir” dedi.
CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında; geride bırakılan bir yılda yaşanan adalet ve hukuk gelişmelerini değerlendirdi. Çanakkale Milletvekili Erkek’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:ADALETSİZLİK PANDEMİSİ YAŞADIK 2020’de COVİD-19 süreci ile beraber adaletsizlik pandemisini yaşamaya devam ettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında otoriter bir rejim inşa edildi. 2020 yılında da adaletsizlikleri büyüten bir Saray rejimi ile karşı karşıyayız. Yasama, yürütme, yargı yetkileri bir kişide toplandı.AİHM'Yİ TANIMAMAK, ‘BENİM ATTIĞIM İMZANIN ANLAMI YOK’ DEMEKTİR AİHM, bizim hukuk sistemimizin parçasıdır. O mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmişiz. İçişleri Bakanı, ‘bizim için bir anlamı yok’ diyor. Bu ‘devlet olarak benim attığım imzanın anlamı yok’ demektir. Devletin en tepesindeki bu ülkeyi yöneten isimler, AİHM’i yabancı görüyor. Biz yargıç göndermişiz o mahkemeye.RTÜK, SARAYIN KURULU HALİNE GELDİBasın özgür değilse, toplum özgür değildir. Basının özgür olmadığı bir ülkede hiçbir şeyi çözemezsiniz, adaleti de sağlayamazsınız. Basın İlan Kurumu (BİK), bir kişinin özel şirketi gibi çalışıyor. Sansür, otoriter rejimlerin her zaman kardeşi olmuştur. Bugün yaşadığımız da sansürdür. RTÜK, siyasilerden oluşuyor, Sarayın bir kurulu haline geldi. Bir yandaş kanalla ilgili 102 bin 500 şikayet yapılmış, 500 tanesi işleme konulmuş. Muhalefette görülen kanallara bakın, 10 milyon lira ceza kesilmiş. Basının görevlerinden biri, iktidarı denetlemektir.KAVALA'YI, KAFTANCIOĞLU'NU DEĞİL TÜRKİYE’Yİ CEZALANDIRIYORLAR Canan Kaftancıoğlu, ağır cezalarla karşılaştı. Kaftancıoğlu, İstanbul İl Başkanı seçildikten iki gün sonra hakkında soruşturma başlatıldı, önceden yoktu. Her zaman söylüyoruz: Hiçbir CHP’li bir santim geri adım atmayacak. Bedel ödenmesi gerekiyorsa, ödeyeceğiz. Osman Kavala’nın tutukluluğu üç yılı aştı. Hakkında mahkumiyet kararı olmadan bir insanı üç yılı aşkın süredir cezaevinde tutmak. Aslında Kavala’yı, Kaftancıoğlu’nu cezalandırmıyorlar, Türkiye’yi cezalandırıyorlar.CUMHURBAŞKANI'NA HAKARET SUÇU HUKUKA AYKIRICumhurbaşkanı'na hakaret davaları, aslında AK Parti Genel Başkanı'na hakaret davaları. Böyle bir sistemde zaten böyle bir ceza maddesi olur mu? Güçlendirilmiş parlamenter sistemde düşünülebilir, ama bu sistemde böyle bir madde olamaz, hukuka aykırı. Binlerce insan yargılandı, binlerce insan ceza aldı.TOPLANTI VE YÜRÜYÜŞ HAKKI TEMELİNDEN SARSILDI Başka adaletsizlikler ve hak ihlalleri… Toplantı ve yürüyüş hakkı… Madenciler, baro başkanları engelleniyor, ama öbür taraftan Cumhurbaşkanı mitingler yapıyor, insanların üzerine çaylar atıyor. Toplantı ve yürüyüş hakkı da temelinden sarsılmış durumda. Adaletin tecelli etmediği davalar... Örneğin 10 Ekim Gar Katliamı, Soma Maden Davası, Çorlu Tren Katliamı Davası… Bu davalarda gerçek sorumlular yargı önüne çıkarılmıyor. Çorlu’da evladını kaybeden bir anne, isyan ettiği için sanık olarak yargılanıyor. Çevre hukuksuzlukları, 2020’de büyüdü. Kaz Dağı, Salda Gölü… Çevreciler, terörist olarak ilan ediliyor. Geleceğimizi korumak isteyenler, Saray rejimi tarafından engelleniyor.DAVADA AKLANANLAR, OHAL KOMİSYONU'NU AŞAMIYORKadına şiddet, 2020’de arttı. 2020’de en az 275 kadın yaşamını yitirdi. Son beş yılda, hakkında koruma kararı olmasına rağmen 100 kadın yaşamını yitirdi. OHAL Komisyonu’nda binlerce dava bekletiliyor. Yargıda aklanan insanlar, OHAL Komisyonu’nu aşamıyor, görevlerine iade edilemiyor.TAM BASKIAsgari ücret tartışmaları… Bütün giderleri çıktıktan sonra nasıl beslenebilir? Saray hiç bunların derdinde değil. Halk aç ve işsiz ama saray tok. Sarayda yaşadıkları için halktan o kadar kopmuşlar ki halkın ne boyutta olduğunu bilmiyorlar. Tam bir baskı… Özgür düşünen insanların üzerinde… Şunu göremiyorlar: Başkalarına baskı ile dayattığınızda, akla karşı işlenmiş birer suç haline gelir. Baskıyla dayatılan hiçbir şey, akla ve ahlaka uygun değildir.
ANKA
İran’ın ürettiği Covid-19 aşısının denemesi başladı
figure >
İran'ın koronavirüse karşı bağışıklık sağlamak amacıyla geliştirdiği yerli aşı "COVIRAN Bereket", klinik deneme aşamasında ilk defa insan üzerinde test edildi. 65 bin kişinin aşıyı vurulmak için gönüllü olduğu belirtildi.
İranlı bilim insanlarının geliştirdiği "COVIRAN Bereket" aşısı, Sağlık Bakanı Said Nemeki ve diğer yetkililerin katıldığı bir törenle, ilk defa insan üzerinde uygulandı.Aşıyı geliştiren bilim adamları heyetinin başında yer alan Muhammed Muhbir'in kızı Tayyibe Muhbir, aşıyı vurulan ilk gönüllü kişi oldu. Geliştirilen aşı bugün 3 kişiye daha vurulacak ve sonraki günlerde gönüllü olan 56 kişi üzerinde aşamalı olarak uygulanacak.65 BİN KİŞİ GÖNÜLLÜ OLDUAşının birinci günün ardından 14'üncü günde ikinci defa vurulacağı ve son aşama olan 28'inci günde de son dozun vücuda enjekte edileceği açıklandı. Şu ana kadar 65 bin kişinin aşıyı vurulmak için gönüllü olduğu belirtildi.Tayyibe Muhbir'e uygulanan aşının şu ana kadar herhangi bir yan etkisinin görülmediği ifade edildi.
cumhuriyet.com.tr
CHP'li Taşçıer: 'Grip aşısı kaosu sürüyor, aşılar depolarda mahsur kaldı'
figure >
CHP Ankara Milletvekili Eczacı Gamze Taşcıer "Aradan 8 gün geçti grip aşısı hala depolarda bekletiliyor. Çünkü ne yapılacağına dair bir belirsizlik vardı, kararını da alamadılar. TİTCK daha bugün süreci anlatan çok kısa bir açıklama yayınladı. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz bir sağlık yönetimi tarihte görülmemiştir” ifadelerini kullandı.
/Archive/2020/12/29/123851263-gamze-tascier-5.jpegCumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Eczacı Gamze Taşcıer yaptığı açıklamada, “Grip aşısı dağıtım sistemi 8 gün önce değiştiğinde süreci yapboza çevirdiniz demiştim. Aradan geçen 8 günde sistem hala oturmuş değil. Ekim ayında bitmesi gereken süreçte yeni yıla giriyoruz ama grip aşısı kaosu sürüyor. Bakanlık korkunç bir organize beceriksizlik içerisinde. Elleri ayaklarına dolanmış, ne yapacaklarını bilemez durumdalar.” dedi."GRİP AŞISI SEKİZ GÜN OLDU HALA DEPOLARDA BEKLETİLİYOR"“Yıllardır düzenli şekilde verilen, dağıtımında ve vatandaşa ulaşımında hiçbir sorun olmayan grip aşısında bile kriz ve kaos yaratmayı başardılar.” diyen Taşcıer, “Aile hekimi reçete yazacak, eczaneden verilecek dendi, süreç bir şekilde ilerlerken tekrar sistem değişti. Sonra bu karar kaosu derinleştirince vazgeçtiler ve sekiz gün önce sistemi eskisine döndürdüler. Ama aradan 8 gün geçti grip aşısı hala depolarda bekletiliyor. Çünkü ne yapılacağına dair bir belirsizlik vardı, kararını da alamadılar. TİTCK daha bugün süreci anlatan çok kısa bir açıklama yayınladı. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz bir sağlık yönetimi tarihte görülmemiştir.” ifadelerini kullandı."EKİM’DE BİTMESİ GEREKEN SÜREÇ YENİ YILA SARKTI"Sistemin belirsiz bırakıldığı ve bu nedenle de vatandaşların aşıya ulaşamadığını belirten Taşcıer, “Eczaneler depodan aşıları çekemiyor, çünkü depolar çıkış yapamıyor. TİTCK yazı yayınladı ama zaten yılbaşıyla birlikte 3 günlük sokağa çıkma yasağı başlayacak. Yani Ekim ayında bitmesi gereken grip aşısı sürecinde yeni yıla giriyoruz hala milyonlarca insan aşılanamadı ve süreç de giderek uzuyor.” dedi.“ORGANİZE BECERİKSİZLİĞİN CEREMESİNİ HALK CANIYLA ÖDÜYOR”Bakanlığın grip aşısının temininden, dağıtımına kadar süreci yönetemediğini belirten Taşcıer, “Sağlık Bakanlığı’nın bu organize beceriksizlik halini gördükçe, endişelerimiz artıyor. Yıllardır sorunsuz olan grip aşısı sistemini bile eline yüzüne bulaştırıp kaos yaratan bir yönetim, COVID-19 aşısında ne yapacak merak ediyoruz. COVID-19 aşısı da ha geldi, ha geliyor dene dene haftalar geçti. Grip aşısında da daha yaz aylarındayken bakanlığa sormuştum, sistem belli mi diye. Tabi cevap alamamıştık. COVID-19 aşısıyla ilgili de sorduk, yine yanıtsız kaldı. Aşılar uygulanmaya başladığında umarım AK Parti iktidarı eliyle yaratılmış bir başka kaosla karşı karşıya kalmayız. Çünkü her geçen saat, her geçen gün insanlarımız hayatlarını kaybediyor. Yani organize beceriksizliğin ceremesini halk canıyla ödüyor.” ifadelerini kullandı.
cumhuriyet.com.tr
Türk-İş, aralık ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasını açıkladı
figure >
Türk-İş'in araştırmasına göre, aralık ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 590, yoksulluk sınırı 8 bin 436 lira oldu.
./Archive/2020/12/29/122556230-102456027-altinordu.jpgTürk-İş'in çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"nın aralık ayı sonuçları açıklandı.Araştırmaya göre, bu ay dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden "açlık sınırı" 2 bin 590 lira olarak belirlendi.Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen "yoksulluk sınırı" ise 8 bin 436 lira oldu. Bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 3 bin 146 lira 98 kuruş olarak hesaplandı.Ankara'da yaşayan dört kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 2,91 artış gösterdi.Yılın tamamı itibarıyla fiyatlardaki artış yüzde 19,75'i bulurken, gıda enflasyonunda 12 aylık artış oranı da yine yüzde 19,75 hesaplandı. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 16,16 oldu.YUMURTANIN TANESİ 1,16 LİRA OLDUSüt, yoğurt, peynir grubunda önemli bir fiyat değişikliği görülmedi. Kıyma ve kuşbaşı ile tavuk ve sakatat (ciğer, yürek, böbrek) ürünleri fiyatı bu ay aynı kaldı. Balık fiyatları, geçen aya göre değişmedi. Yumurtanın tanesi yüksek fiyat artışıyla bu ay 1,16 lira oldu. Bakliyat ürünleri fiyatlarında geçen ay fiyat artışı görülen yeşil mercimek, nohut ve barbunyada fiyatlar aynı kalırken, bu ay yine kuru fasulye fiyatı ile kırmızı mercimek fiyatı artış gösterdi.Sebze-meyve fiyatları bu ay yine en fazla değişiklik gösteren harcama grubu oldu ve geçen aya göre hepsinde artış gerçekleşti. Yaş sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı bu ay 7,19 lira (geçen ay 6,71 lira) olarak hesaplandı. Geçen aya göre yaşanan artış büyük ölçüde meyve fiyatlarından kaynaklandı. Kasımda 6,77 lira olarak hesaplanan ortalama meyve fiyatı bu ay 7,60 lirayı buldu. Geçen ay 6,68 lira hesaplanan sebze ortalama kilogram fiyatı bu ay 6,97 lira oldu.ZEYTİNYAĞI FİYATI AYNI KALDI, AYÇİÇEĞİ YAĞI FİYATI ARTTITam buğday, ekşi mayalı vb. çeşitlemelerle bazı ekmek çeşitlerinde artış gerçekleşti. Bu ay pirinç ve bulgur fiyatı değişmezken, makarna, un ve irmik fiyatı arttı. Tereyağ, margarin ile zeytinyağı fiyatı aynı kalırken, fakat ayçiçeği yağı fiyatı ise yeniden arttı.Hesaplamada dikkate alınan siyah ve yeşil zeytin ortalama fiyatı bu ay da değişmedi. Çay ve ıhlamurun yanı sıra bal, reçel, pekmez, şeker ve tuz fiyatı ile salça fiyatı da bu ay yine fiyatı aynı kalan ürünler arasında yer aldı.
cumhuriyet.com.tr
Aydın'da çilek üreticisine sıvı gübre desteği
figure >
Aydın Büyükşehir Belediyesi, çilek üreticilerine sıvı gübre desteğinde bulundu. Türkiye'de çilek üretiminde ilk sırada gelen Sultanhisar'da başlanan desteklemeyle üreticilerin daha fazla verim elde etmesi hedefleniyor.
Aydın Büyükşehir Belediyesi, çilek üreticisinin gübre ihtiyacınıkarşılamak için kök yapısını güçlendirdiği, bitkinin gelişimini ve verimini artırdığı belirtilen azot ile zenginleştirilmiş fosfor içeren sıvı gübre desteğinde bulundu. Çiftçilere tarım yaptıkları arazilerinin genişliğine göre belirlenen destekle kış mevsiminde de rekoltenin artması hedefleniyor.Çilek üreticiliği yapan çiftçilerden Süleyman Uludağ, “Bu gübreleri kullanacağız ve inşallah daha fazla verim alacağız. Üretimi arttırabilirsek ne mutlu bize. Özlem Başkan'a pandemi döneminde gübre desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bizim gibi çiftçileri unutmuyor, destek veriyor. Sağ olsun, var olsun” dedi.Çiftçi Nuri Şener de verilen destekten dolayı Başkan Özlem Çerçioğlu’na teşekkür ederek “Bunu denediğimiz zaman daha iyi sonuçlar alırız inşallah. Çiftçi olarak maliyetlerimiz ağır, çiftçinin umudu yarınları” şeklinde konuştu./Archive/2020/12/29/122327607-1.jpgSultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya, çiftçilerin fuarları ve güncel üretim tekniklerini takip ederek kendilerini geliştirdiklerini belirterek “100 bin ton çilek üretiyoruz, bunun yüzde 80’i ihracata gidiyor. İlçemizin ciddi anlamda bir geliri var. Aydın’ın ürününün değerlenmesi ve çiftçimizin gelişmesi adına Büyükşehir Belediyemiz elinden geleni yapıyor. Üretilmiş ürünün değil, üretilmekte olan ürünlerde katkıları olduğunu ifade ederek Özlem Başkan'a çok teşekkür ediyorum” dedi.Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Barış Altıntaş birçok alanda üreticiyi desteklediklerini ifade ederek “Çiftçilerimize yaptığımız desteklerden biri de gübre desteği. Pandemi döneminde zor şartlarda işlerini yapmaya çalışan çiftçimiz ve esnafımıza her türlü desteği Büyükşehir Belediyesi olarak veriyoruz. Bundan sonra da kimin neye ihtiyacı varsa aynı şekilde desteklerimize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
İZMİR / Cumhuriyet
Avrupa Birliği’den Rusya’ya “aşıda dezenformasyon” suçlaması
figure >
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell, Rusya'nın kendi aşısını satabilmek için geliştirilen diğer aşılar hakkında dezenformasyona başvurduğu suçlamasında bulundu.
Josep Borrell, yayımladığı internette dezenformasyonla mücadelenin önemine işaret ettiği blog yazısında, Rusya’yı suçladı. Bazı dış aktörlerin, yanlış veya yanıltıcı bilgiler yayarak dezenformasyon kampanyalarına bile giriştiğine işaret eden Borrell, şu değerlendirmelerde bulundu:"Örneğin, Batılı aşı geliştiricileri Rusya'nın devlet kontrolü altındaki medyası tarafından alay konusu ediliyor. Bu durum bazen insanların maymuna dönüşeceği gibi saçma iddialara kadar varıyor. Görünüşe göre bu tür söylemler Rusya'nın kendi aşısı Sputnik V'yi satmak istediği ülkelere yönlenmiş durumda. Salgında bu tür temelsiz şüpheleri teşvik edecek her girişim halk sağlığını tehdit etmektedir. DEAŞ gibi terör örgütleri de kendi propagandalarını yaymak için koronavirüs salgınındaki kafa karışıklıklarını kullanmaktadır."“ALTINI OYMAYA ÇALIŞIYORLAR”Devlet veya devlet dışı aktörlerin zaman zaman kamu diplomasisinde meşru zeminin dışına çıktığına dikkati çeken Borrell, bazılarının kendi gittikleri yolu tek etkili yolmuş gibi sunduklarını ve diğerlerinin itibarını sarsmaya çalıştıklarını vurguladı.Dezenformasyon yönteminin yeni olmadığını ancak internet sayesinde artık çok daha hızlı yayılabildiğini belirten Borrell, "Rusya ve Çin gibi bazı devletler aktif şekilde bu tür faaliyetler yürütüyor ve özgürlük, çoğulculuk, kuvvetler ayrılığı gibi değerler üzerine oturmuş demokratik sistemlerimizin altını oymaya çalışıyorlar" ifadesini kullandı.
AA