News - Haberler
Uçakta yolcularırahatsız eden kadın, koltuğa bağlandı
Uçakta yolcuları rahatsız eden kadın, koltuğa bağlandı Rusya’nın Vlodivostok kentinden Novosibirsk kentine sefer yapan uçakta, uyuşturucu madde etkisi altında olduğu tespit edilen kadın yolcu, diğer yolcuları rahatsız edince kabin ekibi ve diğer yolcular tarafından koltuğuna iple bağlandı. Kadın yolcunun iniş sonrası gözaltına alındığı belirtildi. Rusya’nın Vlodivostok kentinden Novosibirsk kentine sefer yapan uçakta uyuşturucu etkisi altında olduğu belirlenen 39 yaşındaki kadın yolcu, kalkıştan 15 dakika sonra uçağın kabininde gezinmeye, diğer yolcuları rahatsız etmeye ve elbiselerini çıkarmaya başladı./Archive/2021/3/7/130438848-ucakta-yolculari-rahatsiz-eden-kadin-koltuga-baglandi_1.jpgKabin görevlilerinin uyarılarını dinlemeyen kadın yolcu, kabin görevlileri ve diğer yolcular tarafından iple koltuğuna bağlandı. Rusya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Uçak havalandıktan 15 dakika sonra yolculardan biri koltuğundan kalktı ve kabinde amaçsızca dolaşmaya başladı. Giysilerini çıkarmaya çalışan kadın, kabin görevlilerinin uyarılarına yanıt vermedi” denildi. Yolcunun iniş sonrası polis tarafından gözaltına alındığı aktarıldı./Archive%5C2021%5C3%5C7%5C130439395-ucakta-yolculari-rahatsiz-eden-kadin-koltuga-baglandi_3.jpg DHAHazal Kaya'dan Bakan Koca'ya tepki: Ne bekliyorsunuz, kaldırınşu kriterleri
Hazal Kaya'dan Bakan Koca'ya tepki: Ne bekliyorsunuz, kaldırın şu kriterleri SMA Tip 1 hastası Ayaz bebeğin yaşamını yitirdiğini öğrenen oyuncu Hazal Kaya, sosyal medya hesabından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya tepki gösterdi. Kaya, "Ne bekliyorsunuz, kaldırın şu kriterleri" diyerek isyan etti. SMA Tip 1 hastası Ayaz, belirlenen kriterlere uymadığı için ücretsiz verileceği açıklanan ilaçları alamadı. Tedavisi yetersiz kalan Ayaz bebek, yaşamını yitirdi. SMA hastası bebeklerin tedavisi için sık sık sosyal medya hesaplarından çağrıda bulunan Hazal Kaya dün bir kullanıcının SMA Tip 1 hastası Ayaz bebeğin yaşamını yitirdiğini duyurması üzerine sosyal medya hesabından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı etiketleyerek isyan etti. "ÖLÜYOR BU BEBEKLER! NE BEKLİYORSUNUZ"Oyuncu Hazal Kaya paylaşımında şu ifadeleri kullandı; "Ücretsiz sağladığınızı söylediğiniz ilaçları bebekleri testlere sokarak, kriterlere tabii tutarak sağlıyorsunuz. İlacı alamayan bebekler ölüyor... Ölüyor bu bebekler! Ne bekliyorsunuz, kaldırın şu kriterleri" ifadelerini kullandı.Ücretsiz sağladığınızı söylediğiniz ilaçları bebekleri testlere sokarak,kriterlere tabii tutarak sağlıyorsunuz.İlacı alamayan bebekler ölüyor...Ölüyor bu bebekler!!!Ne bekliyorsunuz,kaldırın şu kriterleri!! @drfahrettinkoca https://t.co/8gSnLBuHmR— Hazal Kaya (@HazalKaya110) March 6, 2021 cumhuriyet.com.trKadınaşiddetin internete yansıyan hali: Pandemide kocam beni dövüyor aramasıarttı
Kadına şiddetin internete yansıyan hali: Pandemide kocam beni dövüyor araması arttı Kadın Hakları Dijital Veri Platformu’nun araştırmasına göre pandemi başladıktan sonra “Zorla evlendiriliyorum” “Kardeşim beni dövüyor” ve “Kocam beni dövüyor” diye yapılan aramada artış yaşandı. Kadın Hakları Dijital Veri Platformu’nun Kadınlar Haklarını Google’da Arıyor, 2020 İnternet Aramaları Raporu’nu yayımladı. Rapora göre 2020 yılı içinde şiddet gören 8 bine yakın kadının hakkını öğrenmek ya da yardım istemek için Google’a girdiğini tespit eden rapor, kadınların “Kocam beni dövüyor”, “Sevgilim beni aşağılıyor”, “Abim beni taciz ediyor”, “Kocam aileme gitmeme izin vermiyor” diye arama yaptı.Raporda Türkiye dışında yaşayan kadınların Türkçe yaptıkları aramalar da yer aldı. Türkçe konuşan kadınlar en az 49 ülkede daha şiddet gördüğünü belirtilen raporda, bu ülkelerin ilk 5’i şöyle sıralandı: “Almanya, Fransa, Hollanda, Bulgaristan ve Avusturya.” Raporda yurt dışında yaşayan Türk kadınların zorla evlendirildikleri ilk 10 ülke ise şöyle açıklandı. Fransa, Türkmenistan, Yunanistan, İsveç, Avusturya, Ermenistan, İngiltere, Almanya, Kıbrıs ve Azerbaycan.Türkçe konuşan kadınların sıklıkla yaptıkları aramalarda; Portekiz’de “Kardeşim beni dövüyor”, Namibya’da “Kocam beni dövüyor”, Moldova’da “Babam beni dövüyor ne yapmalıyım”, Moğolistan’da “Kardeşim beni dövüyor”, Yunanistan’da “Eşim beni dövüyor”, Nepal’de “Kocam beni dövüyor” gibi ifadeler yer aldı.ŞİDDET PANDEMİDE KATLANDIKüresel pandemi sürecinde yaşanan şiddetin verilerinin de incelendiği raporda, pandeminin Türkiye’de en yoğun hissedildiği Nisan 2020’de, kadınların yaptıkları beyanların Mart ayına oranla yaklaşık iki katına çıktığını gözlemleniyor. Araştırmaya göre bu aylarda, “Zorla evlendiriliyorum” araması yüzde 228, “Kardeşim beni dövüyor” araması yüzde 295, “Kocam beni dövüyor” araması yüzde 175 artmış görüldü. Rapora göre; şiddet gören kadınların yüzde 75’i telefon üzerinden arama gerçekleştirirken, geri kalanların da en çok, masaüstü bilgisayar ve tablet kullandıkları görülüyor.Platform şiddet görün kadınların kendilerine de başvurduğunu raporlarında açıkladı ve başvuran kadınlar en çok 23:00 - 24:00 saatleri arasında arama yaptığını belirtti. Kadınla ren çok “Abim beni dövüyor. Ne yapmalıyım?”, “Kocam beni dövüyor. Ne yapmalıyım?” ve “Erkek kardeşim beni dövüyor. Ne yapmalıyım?” yazarak, platformun sayfasında dolaştı. ANKAAKP'li Kadak'a tepki yağdı: 'Yazamazsınızçünkübal gibi biliyorsunuz'
AKP'li Kadak'a tepki yağdı: 'Yazamazsınız çünkü bal gibi biliyorsunuz' AKP İstanbul Milletvekili Rumeysa Kadak'ın Samsun'daki kadına şiddet vakasının ardından yaptığı paylaşım tepki topladı. Müzisyen Aylin Aslım, Kadak'a, "Yazamazsınız. Çünkü bal gibi biliyorsunuz ki ne yazsanız bu insanlar size inanmayacak." tepkisini gösterdi. Samsun'da İbrahim Zarap isimli erkek, kendisinden 3 yıl önce boşanan eşini sokak ortasında öldüresiye dövdü. Şiddet görüntüleri sosyal medyaya yansıyınca büyük tepki oluştu.Zarap tutuklanırken, iktidar cenahından şiddeti kınamak amacıyla yapılan paylaşımlar tepkilere neden oldu. Yurttaşlar, iktidarı gerekli önemleri almamakla ve kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesi'ni uygulamamkla suçlarken, kıınamanın yeterli olmadığı konusunda eleştirilerde bulundu.Paylaşımda bulunanlardan biri de AKP İstanbul Milletvekili Rumeysa Kadak'tı.Kadak, paylaşımında, "Dakikalardır hiçbir şey yazamıyorum. Tek bildiğim artık #KadinaSiddeteHayir dememiz gerekmeyene dek savaşacağım. Şiddet gören tek bir kadın kalmayana dek. Yasalarla, toplumsal farkındalıkla, bireysel adımlarla, eğitimle, annelerle, babalarla." ifadelerini kullandı./Archive/2021/3/7/125349325-screenshot11.jpgKadak'ın paylaşımına verilen yanıtlarda, 'Kadına yönelik şiddet araştırılsın' önergesinin MHP ve AKP'nin oylarıyla reddedilmesine ilişkin haber de sıklıkkla hatırlatıldı.Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili ve HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla kadın cinayetleri başta olmak üzere, kadına yönelik her türlü şiddet ve baskının ele alınması, kadına yönelik şiddete dair bir veri tabanının oluşturulması ve şiddete maruz kalan kadınlara gerekli desteklerin sağlanması için Meclis Araştırması istemişti.HDP’nin Meclis araştırması, AKP ve MHP’li milletvekilleri tarafından reddedilmişti./Archive/2021/3/7/125257372-screenshot10.jpg/Archive/2021/3/7/125256856-screenshot12.jpg/Archive/2021/3/7/125257887-screenshot13.jpg cumhuriyet.com.trFatih Altaylıüst düzey Hava Kuvvetleri mensubuyla görüştü: "Kararıpilot verir"
Fatih Altaylı üst düzey Hava Kuvvetleri mensubuyla görüştü: "Kararı pilot verir" Habertürk yazarı Fatih Altaylı, 11 şehidin verildiği kazayla ilgili üst düzey bir Hava Kuvvetleri mensubuyla yaptığı görüşmeyi aktardı. Altaylı, Hava Kuvvetleri mensubunun kazayla ilgili, “Hava Kuvvetleri’nde şöyle bir gelenek vardır. Kararı pilot verir. İster döner kanatlı olsun, ister sabit uçağı uçuracak olan pilotun kararıdır uçup uçmamak” dediğini belirtti. Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Cougar tipi askeri helikopterin Bitlis’in Tatvan ilçesinde düşmesiyle 11 şehidin verilmesi üzerine dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.Fatih Altaylı, “Hatırla” başlıklı yazısında, 11 şehidin verildiği kazayla ilgili üst düzey bir Hava Kuvvetleri mensubuyla yaptığı görüşmeyi aktardı.Altaylı, Hava Kuvvetleri mensubunun kazayla ilgili, “Hava Kuvvetleri’nde şöyle bir gelenek vardır. Kararı pilot verir. İster döner kanatlı olsun, ister sabit uçağı uçuracak olan pilotun kararıdır uçup uçmamak” dediğini belirtti.Fatih Altaylı’nın yazısının ilgili bölümü şöyle:“Gara’daki şehitlerimizi unuttuk bile.Cougar helikopterde yitirdiğimiz 11 şehidimizi de yarın unutacağız Allah’ın izniyle.Neyi unutmuyoruz ki zaten.Hatırlıyor musunuz, corona yasaklarının tam arifesindeydi. Tam bir yıl önce. 27 Şubat’ta.İdlib’de, Balyun kasabasında Türk askerlerinin konuşlandığı binayı rejim güçleri, daha doğrusu Rus uçakları bombalamıştı...Kaç askerimizi kaybetmiştik anımsıyor musunuz?Ben hatırlatayım.34. Yazı ile otuz dört. O da en azından. Enkaz altında kalan var mı yok mu hala emin değiliz!Corona gürültüsüne kurban gitmişti 34 evladımızın cenazeleri de, hatıraları da.Muhtemelen unuttunuz bile çoğunuz.Giden gidiyor.Nasıl gittiklerini, niye gittiklerini bile öğrenemeden unutuyoruz.Halkımız duyarlılığını sergiliyor bir iki gün.Bayraklı, askerli sosyal medya paylaşımları, biraz lanet okuma, biraz teröre küfür falan.Vazife tamam.Arada bir sosyal medya fenomeni saçma sapan bir görüntü koymuşsa birkaç gün de ona öfke. Dört dörtlük vatanseverlik.Sonrası yok.Hele hele bir salak ortaya çıkıp ‘Ne oldu, niye öldüler, bir hata mı var, bir soruşturma yapılacak mı?’ falan derse bir de ona ihanet, terörle mücadeleyi zafiyete uğratma suçlaması yapıldı mı mesele tam kapanır.Bingöl’deki kazanın ertesi günü sordum.‘Bu Cougarlar oranın şartlarına uygun değil niye hala orada uçuyor’ diye.‘Bu helikopterlerde 39 kişiyi kaybettik, ikisi general. TSK’ya PKK bu kadar üst düzey zarar vermedi’ diye.‘Bu helikopterleri Tansu Çiller, siyasi nedenlerle almıştı. Bunlarla askerlerimizi niye tehlikeye atıyoruz’ diye.Trollerden çok küfür yedik, ‘O helikopterler VIP’leri bile uçuruyor, sen diyorsun hain Fatih’ falan dediler.Nasıl anlatacaksın bunu yazan ahmak şerefsize ‘VIP dediğin onunla şehirden şehire gidiyor düz ovada, dağda karda kışta savaşa değil’ diye.Resmi makamlardan ise tek kelime gelmedi haliyle.Zaten beklemiyorduk da.Ama bazı hava kuvvetleri mensupları ve bu helikopterleri kullanmış bazı pilotlar aradılar.Anlattıkları şöyle başlıklar altında:- Bu helikopterleri Hava Kuvvetleri istemedi ve almadı.- Kötü helikopter değildir ama savaş helikopteri değildir. Bölgeye uymaz.- Hantaldır.En ilginç bilgiyi ise üst düzey bir Hava Kuvvetleri mensubu verdi.‘Fatih Bey’ dedi, ‘Bu kaza muhtemelen hava koşullarından oldu. Normal şartlar altında o havada uçmaması gerekirdi muhtemelen. Hava Kuvvetleri’nde şöyle bir gelenek vardır. Kararı pilot verir. İster döner kanatlı olsun, ister sabit uçağı uçuracak olan pilotun kararıdır uçup uçmamak. Yolcu, Hava Kuvvetleri Komutanı bile olsa pilot uçamayız derse o uçak kalkmaz. Kara Kuvvetleri’nde böyle bir gelenek var mı bilmiyorum. Keşke o havada havalanmasalardı.’” cumhuriyet.com.trSir Alex Ferguson, geçirdiği beyin kanamasısonrasıyaşadıklarınıanlattı:
Sir Alex Ferguson, geçirdiği beyin kanaması sonrası yaşadıklarını anlattı: Ferguson, "Sesimi kaybettim, ağzımdan tek bir kelime bile çıkaramadım. Doktorlar yanıma geldiğinde çaresiz hissettiğim için ağlıyordum. Hastane penceresinden dışarı bakarak 'Acaba kaç güneşli gün daha göreceğim' diye düşündüm"dedi. İngiliz ekibi Manchester United'ın efsane teknik direktörü Sir Alex Ferguson, 2018'in mayıs ayında geçirdiği beyin kanaması sonrasında hafızasını ve sesini kaybetmekten korktuğunu belirtti.79 yaşındaki eski İskoç teknik adam, hayatını konu alan "Sir Alex Ferguson: Asla Pes Etme" isimli belgesel hakkında çevrim içi düzenlenen etkinlikte konuştu.Beyin kanaması geçirdiği güne dair fazla bir şey hatırlamadığını kaydeden Ferguson, "O cumartesi sabahı bayıldığımda neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Sadece düştüğümü hatırlıyorum, bir de hava güzeldi. İnsanlar hastanede oturup konuştuğumu söylüyorlar ama bunlar benim aklımda yok." ifadelerini kullandı.O dönem konuşmasıyla ilgili sorunlar yaşadığını açıklayan Ferguson, "Sesimi kaybettim, ağzımdan tek bir kelime bile çıkaramadım. Oldukça korkutucu bir durumdu. Doktorlar yanıma geldiğinde çaresiz hissettiğim için ağlıyordum." diye konuştu.Ferguson, daha sonra bir konuşma terapistiyle çalışmaya başladığını ve 10 gün içinde sesini geri kazandığını aktardı.Hafızasını kaybetme riski yaşadığını da anlatan İskoç futbol adamı, "Her şey aklımdan geçiyordu. Hafızam geri gelecek mi? Bir daha hiç konuşabilecek miyim? Hastane penceresinden dışarı bakarak 'Acaba kaç güneşli gün daha göreceğim' diye düşündüm. Bu benim için çok zordu." şeklinde konuştu.Ülkesi İskoçya'daki teknik adamlık kariyerinin ardından 1986-2013 yıllarında Manchester United'ı çalıştıran Ferguson, İngiliz ekibiyle 13 Premier Lig şampiyonluğu ve 2 UEFA Şampiyonlar Ligi zaferi dahil 38 kupa kazanmıştı. AAGarip ritüeller yalnızlıkla başaçıkmanın yolu olabilir mi?
Garip ritüeller yalnızlıkla başa çıkmanın yolu olabilir mi? Yapılan araştırma, günlük işleri bir ritüelle yapmanın onu daha anlamlı hale getirdiğini ve bireylerin daha az yalnız hissedebileceğini ortaya koydu. /Archive/2021/3/7/125036310-alex-ivashenko-rldcscgqej4-unsplash-1.jpgUzmanlara göre, çay poşetini bardağa tekrar tekrar batırmak ya da bir bisküviyi açıp kremasını yemek gibi garip ritüeller yalnızlıkla başa çıkmanın yolu olabilir.Yapılan araştırmayla günlük işleri bir ritüelle yapmanın onu daha anlamlı hale getirdiği ve bireylerin daha az yalnız hissedebileceği ortaya kondu.Independent Türkçe'nin aktardığına göre, araştırma ekibinden, Riverside Kaliforniya Üniversitesi'nde pazarlama profesörü olan Thomas Kramer şöyle konuştu:"Ritüele dönüştürüldüğünde belirli bir şekilde çay hazırlamak gibi basit bir şeyin deneyimi daha anlamlı hale getirebileceğini keşfettik. Bu insanları daha az yalnız hissettiriyor."/Archive/2021/3/7/125102857-vv.jpgRitüellerin bir anlam meydana getirdiğine dikkat çeken uzmanlar, çoğu ritüelin bir sosyal veya dini grup içinde gerçekleştiğini söyledi. Ancak ritüellerin tüketim kültüründeki önemine de işaret etti.Tüketim kültüründeki ritüellerin diğerlerinden farkıysa kültürel değerlerden kaynaklanmaması. Araştırma ekibi, bu tür ritüellerin pazarlamacılar veya tüketiciler tarafından oluşturulabileceğini söyledi.Hakemli bilimsel dergi Journal of Marketing Research'te yayımlanan çalışma, kronik yalnızlık yaşayan kişilerin çoğu zaman hayatlarının anlamsız olduğunu hissettiğini gösteren önceki araştırmalara dayanıyor.Kramer'le birlikte Doğu Çin Normal Üniversitesi'nde pazarlama doçenti Xuehua Wang ve Zhejiang Üniversitesi'nde pazarlama bölümünde doktor öğretim üyesi Yixia Sun, tüketim ürünlerine dair ritüellerin, bunların kullanımını anlamlandırarak bireylerin daha az yalnız hissetmelerini sağlayıp sağlamadığını öğrenmek istedi.Medical Xpress'in aktardığına göre araştırmacılar, katılımcılara kronik yalnızlık derecelerini belirlemek için bazı sorular sordu. Bunun ardından söz konusu kişilerden bir ürünü ritüel haline getirerek ya da her zaman yaptıkları gibi kullanmaları istendi. Örneğin bir bisküviyi yiyebileceği ya da içini açıp arasındaki kremayı yiyebileceğini belirtildi./Archive/2021/3/7/125147778-mollie-sivaram-esfevmciu2w-unsplash-1.jpgAraştırma ekibi, bir ürünü kullanırken en çok ritüel uygulayan kişilerin en fazla kronik yalnızlığı yaşayan katılımcılar olduğunu tespit etti. Ritüel yapan kişilerin eylemi tamamladıktan sonra daha az yalnız hissettiği ortaya çıktı. Bu kişiler, bahsi geçen eylemden sonra hayatlarının daha anlamlı olduğunu düşündüklerini de belirtti.Kramer şu ifadeleri kullandı:"Pek çok insan şu anda bir temel bulmaya çalışıyor çünkü her şey çok kaotik. Çalışmamız, kendinizi yalnız hissediyorsanız bir ritüel bulmanızı öneriyor. Bu ayrıntılı olmak zorunda değil. Bir anlam ve amaç duygusu sağlayarak daha az yalnız hissedebilirsiniz."Yazarlar, katılımcılar ürünü kullandıktan hemen sonra daha az yalnız hissetmelerine rağmen bu hissin ne kadar sürdüğünü takip etmediklerini vurguladı. cumhuriyet.com.trAKP Grup BaşkanıNaci Bostancı: "Sivil bir anayasa bugün yapılmayacaksa, ne zaman yapılacak"
AKP Grup Başkanı Naci Bostancı: "Sivil bir anayasa bugün yapılmayacaksa, ne zaman yapılacak" AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, "Sivil bir anayasa bugün yapılmayacaksa, ne zaman yapılacak. CHP'nin, sivil bir anayasa yapma konusundaki asıl iradesi önemlidir. 'Sizinle ben masaya oturmam' kiminle oturacaksın. Kendi kendine oturup anayasa mı yapacaksın. Böyle bir şey yok" dedi. AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, DHA'ya yaptığı açıklamada, vesayet sistemine ait olmayan, darbe ürünü olmayan bir anayasanın herkesin ortak talebi olduğunu bildirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni anayasa çalışmalarına ilişkin sözlerini eleştiren Bostancı, her siyasi partinin temel birtakım yaklaşımlarının bulunduğunu söyledi. Bostancı, "Ama bu yaklaşımları da görebileceğimiz, nelerde ortaklaşacağımızı, nelerde ortaklaşmayacağımızı görebileceğimiz husus bir müzakere zeminidir, yöntem daha doğrusu. Peki; bu yönteme daha baştan konuşulmadan, hangi konularda anlaşıyoruz bunlar belli olmadan, anlaşamadıklarımız nelerdir bunların altı çizilmeden, 'masaya oturmayacağız' demek esasen, vesayetçi anayasa sisteminden o kadar da şikâyetçi olmadıkları anlamına gelir. Çünkü temelde söylediğimiz şu; halkın iradesiyle teşekkül etmiş olan bu meclis anayasayı yapsın. Peki, bu meclis, anayasayı nasıl yapacak? Sürekli olarak siyasi rekabeti öne çıkartan ve 'biz hiçbir konuda uzlaşmayız, anlaşmayız' şeklinde anayasaya ilişkin söylüyorum, gösterilecek bir tavır, sivil siyasetin anayasa yapmasına imkân verir mi? O zaman CHP'nin, sivil siyaset marifetiyle anayasa yapmak gibi bir derdi, bir yaklaşımı, bir politikası yok. O zaman darbe yasalarından, darbe mevzuatından, darbe anayasasından şikâyetçi olmayacaksın. O yüzden siyasette kapıları kapatmak doğru bir yaklaşım değil" dedi.“KENDİ KENDİNE OTURUP ANAYASA MI YAPACAKSIN”"Sivil bir anayasa bugün yapılmayacaksa, ne zaman yapılacak" diyen Bostancı, şunları kaydetti:"Yarın bambaşka bir temsiliyet sistemi mi teşekkül edecek, Meclis bambaşka bir şekilde mi oluşacak? Türkiye'de üç aşağı, beş yukarı toplumsal ve ideolojik kesimler bellidir, bunların temsiliyetleri de bellidir. Buna ilişkin uzun yıllardan bu yana saha araştırmalarında, seçim sonuçlarında, üç aşağı beş yukarı politik ve ideolojik kritiklere ilişkin birçok husus söylenir. Partileri demiyorum. Politik ve ideolojik yaklaşımları diyorum. Muhafazakârlar, milliyetçileri, liberaller, demokratlar. Bunların her birinin Türkiye’de bir karşılığı var. Anayasayı kim yapacak, bunlar yapacak. Partiler marifetiyle yapacak. Başka türlü anayasa olmaz ki. Bugün yapılmayacaksa ne zaman yapılacak. O zaman sivil siyaset anayasa yapamaz demektir, 'ben masaya oturmuyorum' demek. O yüzden CHP'nin, sivil bir anayasa yapma konusundaki asıl iradesi önemlidir. 'Sizinle ben masaya oturmam', kiminle oturacaksın. Kendi kendine oturup anayasa mı yapacaksın. Böyle bir şey yok."“AK PARTİ’NİN DURDUĞU YER BELLİ”AKP'nin, anayasa konusunda hassasiyetlerini herkesin bildiğini belirten Bostancı, "Masaya oturulur, konuşulur, müzakere edilir. Biz her konuda anlaşabileceğimizi söylemiyoruz ki, geçmişte de anlaşamadığımız birçok konu vardı. Ama epey bir madde üzerinde de anlaşma sağlanabilmişti. En azından anlaşma sağladığımız maddeler üzerinden bir mutabakat sağlarsak, oradan bir ilerleme gerçekleştiririz. Dolayısıyla masaya oturup o zaman konuşup görmek lazım. AK Parti'nin durduğu yer belli. Fakat masaya oturmadan önce, 'kırmızıçizgi' demek bir dakika demektir bu. Her partinin hassasiyetleri var. Bu kırmızıçizgi iyi bir yöntem, müzakere yöntemi değil. Partiler birbirlerinin hassasiyetlerini dikkate alarak ilerleyebilirler. Yoksa 'ben senin hassasiyetlerini dikkate almıyorum, masaya oturmam' kim yapacak anayasayı. Anlaşma sağladığımız maddeleri çıkarabiliriz. Ama CHP geçmişte buna da yanaşmadı" diye konuştu. (DHA)Dünyayaİstanbul'dan kripto para ile açılacak
Dünyaya İstanbul'dan kripto para ile açılacak ABD'deki gayrimenkul projeleriyle adından söz ettiren Türk iş insanı Mükemmel Sarımsakçı, yeni konut projelerinin yanı sıra adım atmaya hazırlandığı kripto para piyasasına İstanbul'dan açılmayı planlıyor. /Archive/2021/3/7/121920844-kripto.jpgMedyada "Türk Trump" olarak da anılan Sarımsakçı, Missouri'de 130 milyon dolarlık kentsel dönüşüm projesi ve Kaliforniya'da 300 milyon dolarlık yeni konut projesinin yanı sıra gayrimenkul destekli kripto para projesi üzerinde çalışıyor. Gayrimenkul destekli kripto para projesiyle Kaliforniya'daki yeni konut projesinden yatırımcılara kripto para karşılığı hisse satmayı planlayan Sarımsakçı, projenin merkezi olarak belirledikleri İstanbul'dan da Asya ve Orta Doğu'daki yatırımcılara açılmayı hedefliyor. Alterra Worldwide Üst Yöneticisi (CEO) Sarımsakçı, öne çıkan kentsel dönüşüm projelerinden birinin yer aldığı Teksas eyaletinin Dallas şehrinde, müteahhitlik ve gayrimenkul sektöründeki başarı hikayesi ile yeni projelerine ilişkin bilgi verdi. MORTGAGE KRİZİNİ FIRSATA ÇEVİRDİ Mükemmel Sarımsakçı, 2 sene önce kaybettiği kardeşi ile birlikte Türkiye'de de ortak işler yaptıklarını belirterek, ABD ve Türkiye'nin yanı sıra Irak, Nijer, Rusya, Kazakistan, Gürcistan ve Azerbaycan'ın aralarında bulunduğu birçok ülkede projeler gerçekleştirdiklerini anlattı.Sarımsakçı, ABD'de daha çok gayrimenkul işleri yaptıklarını ifade ederek, en büyük ve önemli projelerinden birinin Dallas'taki konut ve otel restorasyon projesi olduğuna işaret etti.Söz konusu projeyle ABD'de 2008'de yaşanan mortgage krizini bir fırsata dönüştürdüklerini aktaran Sarımsakçı, şunları kaydetti: "Bu bina, yaklaşık 60 bin metrekarelik bir bina. 20 bin metrekarelik garajı var. İçinde 235 daireli bir rezidans ve 274 odalı oteli var. Bu büyük, önemli projelerimizden birisi. Çok kompleks bir projeydi. Burayı 2011'de aldık. Finansal yapısını oluşturmak uzun sürdü. Çünkü o zaman kriz vardı. Çin'den büyük bir kredi olanağı yarattık. ABD'de kriz zamanında hiç para yoktu. Kriz zamanında yaptığımız alışverişlerle kendimizden söz ettirdik. Buna benzer başka projelerimiz oldu ama bu yaptığımız en önemli proje. Prestij olarak bize çok şey getirdi. Burası 20 seneden beri atıl bir binaydı. Biz bu atıl binayı aldık, yeniden hayata döndürdük. Amerikan hükümetinden yaklaşık 30 milyon dolar tarihsel bina hibesi aldık. Belediye bize çok destek oldu. Burası hep evsizlerin olduğu, çok kötü bir yerdi. Biz buraya geldik, düzelttik, sonra etrafı olduğu gibi gelişip değişmeye başladı."YENİ PROJESİ GOOGLE VE FACEBOOK'A KOMŞU Sarımsakçı, halihazırda Missouri eyaletinin St. Louis şehrinde 130 milyon dolarlık bir proje üzerinde çalıştıklarını, yine burada da eski bir binayı hayata kazandıracaklarını söyledi. St. Louis'teki projenin de kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Sarımsakçı, Twitter CEO'su Jack Dorsey'in kurduğu, mobil ödeme hizmeti sunan Square firmasının yeni merkezinin de söz konusu konut projesinin karşısına taşınacağını bildirdi. Sarımsakçı, "Tam karşılarında çok güzel bir proje yapacağız. Bir de binanın altında restoranlar, kafeler olacak. Onların getireceği 1.200 beyaz yakalı çalışan için biçilmiş kaftan." dedi.Kaliforniya eyaletinin San Jose şehrinde, Silikon Vadisi'nde de 300 milyon dolarlık büyük bir konut projesi üzerinde çalıştıklarını anlatan Sarımsakçı, burada da 374 daireli 24 katlı bir bina inşa edeceklerini, bu binanın Google ile Facebook'un yeni ofislerine komşu olacağını söyledi. İSTANBUL MERKEZLİ 100 MİLYON DOLARLIK KRİPTO PARA ÇIKARACAKSan Jose'deki Tower 27 (T27) projesi kapsamında 100 milyon dolarlık kripto para çıkaracaklarını bildiren Sarımsakçı, bu projenin merkezini İstanbul olarak belirlediklerini kaydetti.Sarımsakçı, şöyle devam etti: "Elinde Bitcoin, Ethereum, Litecoin ya da Dogecoin gibi coin'i olan yatırımcı, dijital ortamdan projemizden hisse alabilecek. Bunun karşılığında coin vereceğiz ve ellerinde hisse olacak. ABD'de bu yeni başladı, Avrupa'da daha hiç yok. Buna 'gayrimenkul coin yatırımı' diyoruz. Herhalde Avrupa'da ilk biz yapmış olacağız. İstanbul'u seçmemizin sebebi, o coğrafyada bir merkez oluşacağını düşünmemiz. Bizim için çok büyük bir stratejik adım. Bundan sonraki projelerimizde de yatırımcı ortak istediğimiz zaman coin çıkarmak istiyoruz. Görüşmelere başladık, Türkiye'de bir takımımız oluştu. Çok iyi bir takımımız var, aralarında eski bankacılar ve finansçı arkadaşlarımız var. Türkiye'deki coin borsalarıyla konuştuk. Bizim gönlümüzde bunu Türk borsasından çıkararak halka açmak var. Çin, Hindistan, Rusya, Doğu Avrupa, Afrika, Uzak Doğu, Orta Doğu gibi bölgelerdeki yatırımcılara İstanbul'dan açılmak istiyoruz."Söz konusu projeyi 6 ay sonra hayata geçirmeyi hedeflediklerini belirten Sarımsakçı, ABD ve Türkiye'de hazırlıklarını yaptıklarını, gerekli mercilerden izin alacaklarını söyledi.Sarımsakçı, bu proje için blockchain teknolojisinin kullanılacağına işaret ederek, kripto paranın "T27 Silicoin" adını alacağını kaydetti. SALGIN İŞLERİ ETKİLEDİ Mükemmel Sarımsakçı, Türkiye'deki projelerine değinirken, yabancılara Türkiye'de konut satışı yaparak pasaport alınmasına yönelik bir proje yürüttüklerini bildirdi. Sarımsakçı, Çin, Hindistan ve Vietnam'dan talep olduğunu ancak Covid-19 salgınının işleri durdurduğunu söyledi. ABD'deki projelerinde Türk ürünlerini tercih ettiklerini belirten Sarımsakçı, Türkiye'den mamul madde getirmek istediklerini ifade etti. Sarımsakçı, "Hem kendi projelerimiz için hem de dağıtmak için inşaat demirini Türkiye'den almaya çalışıyoruz. Bu konuda da 3 yıldan beri çalışıyoruz. Uzun süreden beri altyapısını yapmaya çalışıyoruz." diye konuştu. BİDEN'IN YEMİN TÖRENİNE DAVET ALMIŞTI Son olarak, Türk medyasında ABD Başkanı Joe Biden'ın yemin törenine davet almasıyla dikkati çeken Sarımsakçı, önceden planlanmış toplantıları olması nedeniyle o dönemde İstanbul'da bulunduğunu, yemin törenine katılamadığını söyledi. Sarımsakçı, daha önce Donald Trump'ın da bazı etkinliklerine katıldıklarını ifade ederek, ABD'nin farklı şehirlerinde çalıştıkları için hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler ile iletişimlerinin olduğunu aktardı. AAFazıl Say, "Türk Bestecileri Eserleri" projesiyle 100 yıllık müzik tarihineışık tutacak
Fazıl Say, "Türk Bestecileri Eserleri" projesiyle 100 yıllık müzik tarihine ışık tutacak Fazıl Say, "Türk Bestecileri Eserleri" projesiyle 100 yıllık müzik tarihine ışık tutacak. /Archive/2021/3/7/121754173-fazil-say.jpgDuayen piyanist ve besteci Fazıl Say, "Türk Bestecileri Eserleri" projesiyle Türk müzik tarihinin son 100 yıllık sürecini gözler önüne sermeyi hedefliyor.Adnan Saygun'dan çağdaş bestecilere kadar çok sayıda usta ismin çalışmalarına yer verilen projede, çağdaş, soyut, makamsal ve folklorik türlerde eserler bulunuyor.Fazıl Say, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yaklaşık 100 eserin yer aldığı "Türk Bestecileri Eserleri" kayıt projesini, 3 aylık yoğun bir çalışmanın ardından ortaya koyduğunu belirtti.Say, projeyi dijital platformlar üzerinden bir sergi olarak da sanatseverlerle buluşturacağına işaret ederek, şunları söyledi:"Her şeyi sevmek her şeyi hemen anlamak gerekmiyor. Bu 100 küsur eserin arasında Türkiye'de 7'den 70'e herkesin çok seveceği, hatta popüler boyuta ulaşacağına inandığım, müzikler ve şarkılar da olacak. Bunları önümüzdeki haftalarda size sunacağım. Bu eserlerin çok çağdaş olanlarına yaklaşımda, video altı açıklamalar ile size biraz daha bilgi vermeyi de amaçlıyorum."Projede, öne çıkan eserler arasında 1970 yılında İlhan Usmanbaş tarafından bestelenen Ece Ayhan'ın 9 şiirden oluşan "Bakışsız bir Kedi Kara" eseri, bariton Atilla Gündoğdu'nun yorumuyla yer alıyor. AAWhatsApp'a yeniözelliğini test ediyor: 24 saat içinde kaybolacak
WhatsApp'a yeni özelliğini test ediyor: 24 saat içinde kaybolacak En çok kullanılan mesajlaşma platformlarından biri olan WhatsApp, 24 saat içinde kaybolacak süreli mesaj ve yeni bir arşiv özelliğini test ediyor. Özelliklerin ne zaman ve hangi sürümle birlikte yayınlanacağı henüz bilinmiyor. Günümüzde bir milyar kişiyi aşkın akıllı telefon kullanıcısının kullandığı mesajlaşma uygulaması WhatsApp, yakında kullanıcılarına yeni bir özellik sunacak. Uygulama, mevcut halinde gönderdiğiniz mesajların 7 gün sonra otomatik olarak silinmesini sağlıyor olsa da yeni özellik, bu süreyi 24 saate indirecek.Türkçe'de 'Süreli mesajlar' olarak kullanıma açık olan özellik, şu anda yalnızca 7 günlük süre seçeneğine sahip. WABetaInfo tarafından bugün Twitter'da yapılan paylaşıma göreyse şirket, mesajların gönderildikten 24 saat sonra otomatik olarak silinmelerini sağlayacak özelliği test ediyor.MESAJLAR, DAHA KISA SÜRE İÇİNDE OTOMATİK OLARAK SİLİNEBİLECEKWhatsApp'ın 24 saat özelliğini tam olarak nasıl sunacağını henüz bilmesek de özellik, muhtemelen süreli mesajlara bir zaman seçeneği olarak eklenecek. Yani sohbette süreli mesajları etkinleştiren kullanıcılar, mesajların otomatik olarak silineceği süre için 7 gün veya 24 saat seçeneklerinden birini seçebilecek.Bunun yanı sıra WABetaInfo, paylaştığı bir diğer tweet'te WhatsApp'ın arşivlere yeni bir deneyim katacağını gösterdi. WhatsApp'a eklenecek yeni özellikle birlikte arşivlediğiniz sohbetlere yeni mesaj geldiğinde o sohbetler artık arşivden çıkmayacak. Sohbetlerin arşivden çıkarılıp çıkarılmayacağı kullanıcının seçiminde olacak. Özelliğin ne zaman geleceği henüz bilinmiyor.WhatsApp, son olarak geçtiğimiz hafta yayınladığı v2.212.3.19 sürümüyle birlikte kullanıcılarına yeni bir özellik sunmuştu. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, gönderdikleri bir videodaki sesi devre dışı bırakarak videonun sessiz olmasını sağlayabilir oldular. Bu özellik, yaklaşık bir aydır test aşamasındaydı. Dolayısıyla yukarıda bahsettiğimiz yeni özelliklerin de önümüzdeki haftalarda kullanıma açılabileceğini söyleyebiliriz.Kaynak: Webtekno cumhuriyet.com.tr