Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Friday, 05.16.2025, 10:54 PM (GMT)

News - Haberler

"Kadınlar birlikte güçlüve asla yalnız yürümeyecekler"

"Kadınlar birlikte güçlü ve asla yalnız yürümeyecekler" Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Samsun’da yaşanan erkek şiddetine tepki gösterdi. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istediklerini ifade eden Çerçioğlu, "Kadınlar birlikte güçlü ve asla yalnız yürümeyecekler." dedi. Erkek şiddeti bu kez Samsun'dan yaşandı. Bir kadın, 5 yaşındaki kızının gözleri önünde, 3 yıl önce boşandığı İbrahim Zarap tarafından öldüresiye dövüldü. Türkiye'yiy ayağa kaldıran saldırıya bir tepki de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'ndan geldi. Annesi darp edilirken yanında duran küçük kızının çığlıklarını en derinden hissettiğini belirten Özlem Çerçioğlu, yetkililerden yapılması gereken ne varsa yapılmasını istedi. Kadına şiddetin olmadığı bir dünya istediklerini söyleyen Çerçioğlu, “Samsun'da bir kadını öldüresiye döven caninin videosunu büyük bir öfke ve dehşetle izledim. Gözleri önünde şiddet uygulanan annesini küçücük elleriyle kurtarmaya çalışan o yavrunun çığlıklarını kalbimin en derinlerinde hissediyorum. Neredeyse her gün yeni bir kadın cinayetine tanık oluyoruz. Biz, kadına karşı şiddetin olmadığı, şiddete karşı korunma ihtiyacı İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÇAĞRIAydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Samsun’da yaşanan kadın şiddetine tepki gösterdi. Çerçioğlu, ”Unutmayın ki kadınlar birlikte güçlü ve asla yalnız yürümeyecekler” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istediklerini ifade eden Çerçioğlu, bir kadının çığlığının tüm kadınların çığlığı olarak nitelendirdi. Çerçioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Artık ne diyecek sözümüz kaldı ne de sabrımız. Adalet arayan kadınlara karşı kör, sağır ve dilsiz olunmasından, terazinin ağır gelen kısmı altında ezilmekten bıktık. Birimiz güvende değilsek, hiçbirimiz güvende olmayacağız. Bir kadının çığlığı, bütün kadınların çığlığıdır. Bu sebeple: bir büyükşehir belediye başkanı ve bir kadın olarak, kadına şiddete ve kadın cinayetlerine karşı olan yasaların caydırıcılığının artırılması ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasını talep ediyorum. Unutmayın ki kadınlar birlikte güçlü ve asla yalnız yürümeyecekler” ifadelerini kullandı. İZMİR / Cumhuriyet

TÜİK trafiğe kayıtlıotomobil sayısınıaçıkladı

TÜİK trafiğe kayıtlı otomobil sayısını açıkladı Türkiye'de 2002 yılında 4,6 milyon olan trafiğe kayıtlı otomobil sayısı, 2020 sonu itibarıyla 13,1 milyona ulaştı. /Archive/2021/3/7/115410780-kayitli-arac.jpgTürkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre, 8 kategorideki trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtlarının sayısı, 2002 sonunda 8 milyon 655 bin olarak kayıtlara geçti. Toplam taşıt sayısı 2011'de 16 milyon 89 bine ulaşırken, geçen yıl sonu itibarıyla 24 milyon 144 bini geçti. Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında oldukça rağbet gören motosiklet sayısı, geçen yıl 3 milyon 512 bine yükseldi. Motosiklet sayısı 2002 yılı sonunda 1 milyon 46 bindi.EN YÜKSEK ARTIŞ ORANI KAMYONETTESöz konusu dönemde trafiğe kayıtlı taşıtlar içinde en yüksek artış oranı, şehir içi yük taşımacılığında sıklıkla tercih edilen kamyonette oldu. 2002'de 875 bin olan kamyonet sayısı, yüzde 350 artışla 2020 sonunda 3 milyon 938 bine çıktı.Modern tarımın göstergelerinden sayılan traktör sayısı da bu dönemde artış göstererek 1 milyon 180 binden 1 milyon 958 bine ulaştı.Trafiğe kayıtlı otomobil sayısı ise 2002 sonunda 4 milyon 600 bin iken geçen yıl sonunda 13 milyon 99 bine çıktı. Otomobil sayısı, 19 yılda yaklaşık 8,5 milyon arttı.YOLLARDA 212 BİN OTOBÜS BULUNUYORŞehirler arası ulaşımda önde gelen taşıtlardan otobüs sayısı 2002'de 120 bin iken 2020 sonu itibarıyla 212 bine yükseldi.Ağır yük taşımacılığı ve inşaat projelerinde de kullanılan kamyon sayısı ise bu dönemde 567 binden 859 bine çıktı.Şehir içi toplu ulaşımda öne çıkan ulaşım araçlarından olan minibüs sayısı 2002'de 241 bin olarak kayıtlara geçerken 2020 sonu itibarıyla 493 bine ulaştı.Özel amaçlı motorlu taşıt sayısı ise 2002'de 23 bin iken geçen yıl sonunda 70 bin oldu.TÜİK verilerine göre, 2002, 2011, 2020 yıllarında motorlu taşıt sayıları şöyle: AA

Ankara'da mahkeme "Kadın erkeği tahrik etti" diyerek hapis talebini reddetti

Ankara'da mahkeme "Kadın erkeği tahrik etti" diyerek hapis talebini reddetti Ankara'da eşinin “Elimden kimse alamaz” diye tehdit ettiği kadının, zorlama hapsi için yaptığı başvuru mahkeme tarafından “Kadın erkeği tahrik etti” denilerek reddedildi. Mahkeme ayrıca koruma kararının yenilenmesi talebini de derhal incelemesi gerekirken beklettiği için kadın 17 gün boyunca korumasız kaldı. Ankara'da eşinin “Elimden kimse alamaz” diye tehdit ettiği kadının, zorlama hapsi için yaptığı başvuru mahkeme tarafından “Kadın erkeği tahrik etti” denilerek reddedildi.Ankara’da bir kadın, eşinin kendisini aldattığı ve şiddet gördüğü gerekçesiyle boşanma davası açtı. Ankara 19. Aile Mahkemesi’nde görülen davada, kadın eşi hakkında 14 Ekim 2020 tarihinde uzaklaştırma kararı alındı. Ancak kadın eşi onu aradı. Kadın ve eşi arasında telefon görüşmesinde tartışma çıktı. Kadın, eşine uyuşturucu kullandığı için tepki gösterirken, eş ona “Elimden kimse alamaz” diye tehditte bulundu. Demirel eşini uzaklaştırma kararını ihlal ettiği gerekçesiyle zorlama hapsi uygulanması için mahkemeye başvurdu.“YASADA OLMAYAN ‘TAHRİK’”Mahkeme zorlama hapsi başvurusunu 18 Aralık 2020 tarihinde reddederek, kadının eşinin uyuşturucu kullandığı için gösterdiği tepkiyi “Kadının erkeği tahriki” olarak yorumladı. Mahkeme ayrıca Demirel’in görüşmeyi sürdürdüğünü de ifade ederek, “Hayatın olağan akışına göre karşı tarafı tanıdığında derhal iletişimi sonlandırabilecek yerde görüşmeyi sürdürdüğü görülmekte” dedi.ANKA'dan Tamer Arde Erşin'in haberine göre mahkeme, "Kadının erkeği tahrik ettiği" yorumunda bulunmasına karşın tahrik hükümleri sadece Türk Ceza Kanunu’nda bulunuyor ve dava konusu 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da tahrik hükümleri bulunmuyor. Türkiye’nin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi’nde ise kadına karşı şiddet arasında "Psikolojik şiddet" de bulunuyor ve aile içi şiddet eylemi tanımlanırken “Mevcut veya daha önceki eşler veya birlikte yaşayan bireyler arasında meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemleri olarak anlaşılacaktır” deniliyor.UZAKLAŞTIRMA KARARI EŞE TEBLİĞ EDİLMEMİŞMahkemenin bu kararına Ankara 20. Aile Mahkemesi’nde itiraz edildi. Kadının yaptığı itiraz başvurusunda, zorlama hapsi talebini yinelendi. 20. Aile Mahkemesi’nin verdiği ret kararında ise 19. Aile Mahkemesi’nin aldığı uzaklaştırma kararını kadının boşanmak istediği eşine tebliğ etmediği ortaya çıktı. 20. Aile Mahkemesi, “14 Ekim 2020 tarihinde verilen koruma kararının tebliğ edilmediği, 6284 sayılı Yasa’nın 8/4 maddesi uyarınca tedbir kararının karşı tarafa tebliğ edilmesi gerektiği, tebliğden önce ihlali söz konusu olamayacağı, kaldı ki karşı tarafın iddiaları kabul etmediği” bildirildi.YASA “GECİKTİRİLMEKSİZİN” DİYOR, AMA KARAR 17 GÜN SONRA ÇIKTIBunun üzerine kadın, avukatı aracılığı ile Ankara 19. Aile Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda yeniden koruma kararı alınmasını istedi. 6284 sayılı Kanun’daki “… tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir” hükümlerine karşın 17 gün sonra koruma kararı alabildi.Bu örnek davayı ANKA’ya değerlendiren eski YARSAV Başkanı ve emekli aile hakimi olan avukat Mustafa Karadağ, tedbir kararlarının geciktirilmeksizin uygulanması gerektiğini vurgulayarak, bu olayda tedbir kararının dahi tebliğ edilmediğine dikkat çekti. Karadağ, kararın tebliğ edilmemesinin koruma tedbirinin ihlali halinde zorlama hapsinin uygulanmasını olanaksız kıldığını vurgulayarak, “Biz tebligatın yapılmamasıyla şunu anlıyoruz, demek ki mahkeme ve kolluk iş birliği 6284 sayılı Kanun’un uygulanması anlamında yeterince iyi işlemiyor” dedi.Karadağ, mahkemenin verdiği karardaki “Kadının tahriki var” hükmünün 6284 sayılı Kanun açısından mümkün olmadığına dikkat çekerek, “Tahrikin cezasızlık hali İstanbul Sözleşmesi’ne de aykırı. Tahrik hükümü ceza hukuku müessesidir” uyarısında bulundu."YENİ YARGI OLAYA İKTİDAR GİBİ BAKIYOR"Karadağ, her tedbir ihlalinde tahrik hükmünün aranması durumunda kadına karşı şiddetin önlenemeyeceğini kaydederek, “Sanıyorum yeni yargı olaya iktidar gibi bakıyor” diye vurguladı. Karadağ, örnek olayda kadının 17 gün korumasız kalmasının ölümle burun buruna gelmesi anlamı taşıdığını ifade etti.ERDOĞAN "BOŞANMIŞ EŞİ DE KAPSAYACAK" DEMİŞTİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yargı reformunu anlatırken, "Eşe karşı işlenen suçlarla ilgili öngörülen ağırlaştırıcı sebebi, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Tek taraflı ısrarlı takip fiillerini ayrı bir suç olarak düzenliyoruz” demişti.  ANKA

Fransa'da okullarda cinsel taciz iddialarıülkeyi karıştırdı

Fransa'da okullarda cinsel taciz iddiaları ülkeyi karıştırdı Fransa'da okullarda öğrencilerin cinsel tacize uğradığı iddiaları ülkeyi karıştırdı. Öğrenciler başta başkent Paris olmak üzere birkaç kentte sokağa döküldü. Skandallara sessiz kaldığı gerekçesiyle hükümeti protesto etti. Fransa'da Toulouse kentinde bulunan ve ülkenin önemli eğitim kurumlarından biri olan Sciences Po öğrencilerinden Juliette, 2. sınıftayken cinsel saldırıya uğradığını açıkladı. Juliette'nin ardından benzer cinsel saldırı iddialarının art arda ortaya çıkmasıyla patlak veren skandallar ülkeyi karıştırdı. Öğrenciler başta başkent Paris olmak üzere birkaç farklı kentte sokaklara dökülerek skandallara sessiz kaldığı gerekçesiyle hükümeti ve okul yönetimini protesto etti.MACRON VE DARMANİN’NİN İSTİFASI İSTENDİFeminist muhalif Anna Toumazou tarafından sosyal medyada başlatılan kampanyaya çok sayıda öğrenci destek vermişti. Öğrencilerin yaşadıkları cinsel taciz olaylarını kamuoyu ile paylaşması üzerine Paris, Strasbourg, Toulouse, Lyon, Tours ve Bordeaux kentlerindeki okullara yönelik soruşturma başlatıldığı açıklanmıştı. Okulların yönetim kurulları ve İçişleri Bakanlığı'nın işi ağırdan aldığını iddia eden öğrenciler, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'nin istifasını istedi.Macron'un gayri resmi danışmanlarından Alain Duhamel, ikiz çocuklarına cinsel istismarda bulunduğunun ortaya çıkması üzerine bütün görevlerinden istifa etmişti. Duhamel hakkında soruşturma devam ederken, 2013 yılından bu yana Sciences-Po'nun direktörü olarak görev yapan Frederic Mion, Duhamel hakkında hiçbir işlem yapmayıp iddiaları örtbas ettiği gerekçesi ile yapılan baskılar sonucu istifa etti. İHA

2021 FIBA Kadınlar AvrupaŞampiyonası'nın kuraçekimi yarın yapılacak

2021 FIBA Kadınlar Avrupa Şampiyonası'nın kura çekimi yarın yapılacak Basketbolda 2021 FIBA Kadınlar Avrupa Şampiyonası'nın kura çekimi yarın gerçekleştirilecek. Basketbolda 2021 FIBA Kadınlar Avrupa Şampiyonası'nın kura çekimi gerçekleşecek.İspanya ile Fransa'nın 17-27 Haziran tarihlerinde ortaklaşa düzenleyeceği organizasyonun kura çekimi, İspanya'nın Valencia kentinde yapılacak.Takımların dörderli dört gruba ayrılacağı kura çekimi, TSİ 14.00'te başlayacak ve FIBA'nın YouTube kanalından takip edilebilecek.Elemelerde E Grubu'nu ikinci sırada tamamlayan Türkiye, en iyi 5 grup ikincisi arasına kalarak şampiyonaya katılma hakkını kazanmıştı.Kura çekiminde torbalar şu şekilde:1. torba: İspanya, Fransa, Sırbistan, Belçika.2. torba: İsveç, Rusya, Slovenya, İtalya.3. torba: Belarus, Çekya, Karadağ, Türkiye.4 torba: Slovakya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Yunanistan. AA

Twitter, uzun zamandır beklenen yeni birözelliği test ediyor

Twitter, uzun zamandır beklenen yeni bir özelliği test ediyor Twitter, kullanıcılarının attıkları tweet'leri kısa süre içerisinde geri alarak hatalı olması durumunda düzenleme yapabilmelerine olanak sağlayacak yeni bir özellik test ediyor. /Archive/2021/3/7/120206339-twitter-duzenleme-ozelligi.jpgTwitter uzun zamandır çoğu kullanıcının istediği bir özelliği test ediyor.Kullanıcılar, Twitter'da paylaşılan hatalı tweet'lerini silmek zorundalar, çünkü Twitter, Facebook ya da Instagram'da olduğu gibi metni düzenleme imkanı sunmuyor.Ancak test edilen yeni bir özellik ile Twitter'da da tweet düzenleme seçeneği olabilecek. Fakat bu tam olarak bir tür düzeltme özelliği değil.Webtekno'nun aktardığına göre, bu yeni özellik Instagram'da olduğu gibi dilediğiniz zaman düzenleme imkanı tanımıyor.Henüz test aşamasında olan bu özellik ile tweet paylaşımı yaptıktan sonra birkaç saniye boyunca ekranda tweet'i geri alınmasına olanak sağlayan bir buton görünüyor. Tıklamanması durumunda ise tweet düzenlenmeye hazır bir şekilde bekliyor ve düzenledikten sonra tekrar yayınlanabiliyor. Böylece hatalı tweet o haliyle hiç paylaşılmamış oluyor.Twitter is working on “Undo Send” timer for tweets pic.twitter.com/nS0kuijPK0— Jane Manchun Wong (@wongmjane) March 5, 2021 cumhuriyet.com.tr

Emekçi kadınlar: "Düz sac, ellerimizden otomobil olarakçıkıyor"

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Emekçi kadınlar: "Düz sac, ellerimizden otomobil olarak çıkıyor" Gençtiler, büyüdüler; ürkektiler, güçlendiler. Metal sektörünün çelik kadınları yazı dizinin ilk sayısı okurlarla buluştu. Kimisiyle sabah 7’de kimisiyle gece 11’de konuştuk. Çoğunluğu üç vardiya çalışıyor, yani çalışma saatleri 08.00-16.00/16.00-24.00 ve 24-08.00 arasında değişiyor. Kimi 25 kimi 45 yaşında... Kimi evli, çocuklu kimi bekâr kimi boşanmış... Onlar, bu ülkede kadın olarak yaşamanın tüm zorluklarını bilen, zaman zaman katlanan ama onlarla mücadele etmeyi de onları birer engel olmaktan çıkarmayı da bilen kadınlar... Pandemi ile çalışmanın yanı sıra evdeki iş yükleri artan kadınlar... Kimi lise kimi lisans mezunu, hepsi kendisini daha fazla geliştirmek niyetinde. Üç vardiya çalışmanın verdiği her hafta ayrı bir düzen oluşturmak gerekliliğinin zorluğuna karşın eğitimlerine devam eden, kendilerini oldukları konumun daha ötesinde gören kadınlar... İşe ilk girdiğinde her gün, karşılaştığı her zorlukta ağlamaktan, kısa sürede sorun çözen, çözüm öneren duruma gelen kadınlar...Kendilerini en sevdikleri de olsa anne/baba ya da eşlerinin kaderlerine terk etmeyen, onların insafına bırakmayan kadınlar... Yaşadıkları küçük evlerde, mahallelerinde fark edilmeyen birinden kocaman bir fabrikanın, büyük bir kalabalığın, devasa bir organizasyonun gerekli bir unsuruna dönüşmekten gurur duyar hale gelen kadınlar...Yaptıkları işlerle övünen, sokakta görse belki dönüp bakmayacağı büyük büyük ticari araçların hangi vidasının nasıl daha kolay takılacağını, boyasından montajına, zımparasından kalite kontrolüne her aşamasını santim santim bilen kadınlar...Ne iş yapıyorsunuz diye sorulduğunda “Araba yapıyorum” yanıtına gösterilen şaşkınlıktan keyif alan, gurur duyan kadınlar...“Bacım burada ne işin var? Git evinde otur, kocan baksın sana” diyenlere sessizce meydan okuyan, direnci ve ortaya koyduğu profille bunu diyen erkek işçilerin eşlerinin, kızlarının da çalışmasına vesile olan kadınlar...Bir iki istisna dışında çoğu çok erken çalışmaya başlamış, sanayi işçisi olmuş kadınlar... “İnsanlarla uğraşacağıma parça takarım” daha iyi diyen de var, “Kendimi birkaç yıl sonra bir üst pozisyonda görüyorum” diyen de... Hikâyesini anlattığımız Ford Otosan fabrikasında çalışan, Türk Metal Sendikası üyesi kadınlar. Sohbetlerin yanı sıra Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından hazırlanan elektrik-elektronik sektöründe kadınların durumuna ilişkin hazırlanmış rapordan, verilerden de sektördeki daha geniş bir kesimi yansıtmak amacıyla yararlanıldı.Dört gün evinize konuk olacak bu kadınlar artık “sofralarımızdaki yeri öküzlerimizden sonra gelen” değil, sofraları var eden, kendi ayakları üstünde duran, “nasıl yapacağım, ya başarısız olursam” kaygısından ürettikçe uzaklaşan, özgüvenli, ne istediğini bilen ve kendileriyle birlikte fabrika ortamını da erkeklerin bakış açılarını da değiştiren kadınlar. Onlar, toplumun kendilerini sıkıştırmak istediği “kadınlar çiçektir” kalıbını, “kadınlar sanayinin en ağır dallarından biri olan otomobil fabrikalarında yapamaz önyargısını” koca koca kamyonlar üreterek kıran kadınlar...  Onlar metal sektörünün çelik kadınları...BİR AYDA KOMPETANARZU MELİSA YILMAZBekâr, annesine düşkün, 25 yaşında, dört yıldır çalışıyor fabrikada. Her gün, günde 8 saat, haftada 6 gün... Kastım, montaj, pres, kaynak, boyahane, bir otomobil fabrikasında aklınıza ne gelirse yaptığını anlatıyor. Ama aklınıza ne gelir bilmiyorum... Çünkü ben bu kadınlarla konuşmadan önce bu fabrikalarda neler yapılırdı bilmezdim...Neyse, daha önce de bir otomobil fabrikasında bulunmuş Arzu Melisa. Ama düz sac halinde gelen bir parçanın otomobil halinde çıkana kadar hangi işlemler gerektirdiğini o da bilmiyormuş Ford Otosan’a girene kadar.Öğrenmeye meraklı bir genç olarak girdiği fabrikada, her bölümde çalışıyor. Her istasyonda başka işler yapılıyor. Tam rakamı bilmiyor ama bazı istasyonlarda 300 kişiden fazla işçi çalışıyor. Üç vardiya halinde çalışılıyor. Fabrikaya girdiğinde verilen eğitimler var ama her işi aslında yaparak öğreniyor. En çok çalışma arkadaşlarından, atölye şefinden... Sac geliyor, kaplanıyor, punto kaynak yapılıyor, iç dış tesisat, dış paneller, taban halısı, yan süs çıtaları flablar bir arabada ne varsa bu dört yılda elinden geçiyor.Hem çalışmaya hem öğrenmeye hevesli olduğundan en son kontrol noktasına geliyor. Final hattında çalışıyor bir ara. ALLAHIM NEREYE GELDİM?Fabrikaya ilk geldiğinde daha doğrusu işe başlayıp hatlardan geçen parçalara ilgili araçları takması gerektiğinde “Allahım nereye geldim” diye düşünüyor. Herkes robot gibi görünüyor gözüne... Hızlı geçiyor, montaj yetişmiyor, parçaları takarken sert vurursan kırılıyor. Bazan takmadan giden arabalar oluyor. Hat hızına yetişmediği zamanlar oluyor. Bu bambaşka bir iş... Boş zamanlarımızda araba yapmadık ki bilelim diye espri yapıyor. Hatta bunlar araba bile değil, büyük ticari araçlar...Fabrika içinde bir disiplin var. Yollarda çizgiyi aşmamak gerekiyor, kazaların önlenmesi için, geçince uyarılar geliyor. “Bir ayda kompetanı oldum” diyor. İşe girdiğinde, “Evlenirsin, kocan bakar” diye espri yapanlar oldu. Çalışmak zorunda değilsin diyen erkek işçilere “Sen de çalışmak zorunda değilsin” derdim diye anlatıyor Arzu Melisa... Çünkü kadınlar olarak kendi ayakları üzerinde durmak istiyorlar... Buna o kadar inanmış bir şekilde söylüyor ki o erkeklerin hallerini düşünebiliyorum....Burası büyük bir okul gibi aslında Arzu Melisa’ya göre. Yaşamları farklı, eğitimleri, kültürleri, memleketleri farklı insanlar çeşitli yerlerden gelip burada çalışıyor. Burada onun ufku açılıyor. İnsanlara güvenmeyi de güvenmemeyi de mesafeyi de burada öğreniyor. Yaptığı işi severek yapıyor. Her gün yeni bir şey öğreniyor. Yaptığı işe layık olmaya çalışıyor. Anlaştığı iş arkadaşları ile hayat çok daha güzel, herkes birbirine destek oluyor. Pandemiden önce börek yapıp çay saatinde birlikte atıştırmalarından keyifle bahsediyor. Burada çalışarak inanılmaz şeyler kazandı, büyüdü. Ayakları üstünde durmayı, kendisinden kıdem ve yaşça büyük olanlarla da küçük olanlarla da nasıl konuşması, nasıl davranması gerektiğini, tüm sorunların saygı çerçevesinde çözümlenebileceğini öğrendi. Saygınlık kazandı.Şu anda çalışmasa da ev geçinir ama üretmek güzel. Arabasını almış, tasarruf ediyor. İşyerindeki sorunları grup lideri ile çözüyor. O da çözmezse posta başına gidiliyor. Eğer hâlâ çözülmezse usta çözüyor. Ustalar çok çok iyi... “Bir gün usta olmak ister misin” sorusuna “İnsanlarla uğraşmak biraz zor, valla insanlarla uğraşmaktansa parça takmak daha kolay geliyor” yanıtını veriyor. Çünkü raporlar vermek, olanın olmayanın nedenlerini anlatmak çok zor ve stresli ona göre. Her insanın yapacağı iş var, grup liderliği için sınava giriliyor.http://192.168.1.232:5432/Archive/2021/3/7/052845726-unknown-2-dek.jpegArzu Melisa, kadınların çalıştığı bir oto yıkama açmayı hedefliyor. HAYALİ OTO YIKAMAGeleceği için kurduğu hayal de otomobille ilgili... İzmit’in göbeğine, çalışanların hepsinin kadın olacağı bir oto yıkama açmak istiyor. Salgınla çok şey değişti hayatında. İşyerinde büyük önlem alındı. Her yerde mesafe, maske, mola alanları çoğaldı, sosyal mesafeler çizgilerle belirlendi. Her yerde barkod, çapraz oturma..Aldığı para her şeye değiyor. Fabrika, kadınları ön planda tutmak için çaba gösteriyor. Destekliyor.ÖZGÜVEN KAZANDIK BİRBİRİMİZİ EĞİTTİKSEMRA SÖZSOY / EĞİTİM SEKRETERİ19 yıl önce ürkerek başladığı fabrikada 12 yıldır örgütlü olduğu Türk Metal Sendikası Gölcük Şubesi’nde eğitim sekreterliği yapıyor. İlk girdiğinde kadın işçi yok denecek kadar azdı. Çalışma ortamı kadın işçilerle gelişti...Hayata erken atılanlardan Semra Sözsoy... Evliliği de erken, çocuk sahibi olması da... Daha önce çalıştığı birkaç yerden sonra fabrika açılınca, annesinin ve eşinin teşviki ile adım atıyor sanayi işçiliğine... 22 yaşında giriyor fabrikaya, bir de çocuk var daha iki yaşında o zaman... Koca ve bambaşka bir dünya içine adım attığı. “Başka bir iki yerde çalışmıştım ama böyle değildi. Fabrika kurulunca bölge halkından işçi alınacak diye söz verilmiş... Annem ile eşim önerdi, git bir başvur diye... Annemin sayesinde başladım aslında buraya” diye anlatan Semra Sözsoy, şimdi “İyi ki de başlamışım buraya” diyor sık sık... 17 yıldır üç vardiya çalışıyor... Vardiyalar 08.00-16.00/16.00-24.00 ve 24.00-08.00... Bildiği bir ortam değil, kalabalık, mesailer çok, o zaman mesai düzenlemesi bu kadar planlı değil, üretim yetişmiyor hadi mesaiye... Aniden çıkan mesailer evde küçük çocuk olunca iyice zorlaştırıyor hayatı. Acaba yapabilecek miyim, bu böyle devam eder mi soruları sık sık geçiyor aklından... Ama tüm zorluklar gibi geride kaldı. Bugün yarın derken, annenin de desteği ile ilk zamanların şoku atlatılıyor. Bir süre sonra eşi de aynı fabrikada çalışmaya başlıyor. Boyahanede başlıyor işe, sonra pek çok bölümde, şimdi skor kartlarını tutuyor, bilgisayar başında çalışıyor. Zamanla sendikal faaliyet içinde yer almaya başlıyor. İkinci çocuk geliyor ama artık işi ve evi düzenlemekte, planlamakta deneyim kazandığı için her şey daha rahat yoluna giriyor. İşe girdiği ilk tedirginliği, sendikada görev alınca yeniden yaşıyor. “Bana uzak bir şeydi.. Tamam, sendikalı olmuştuk ama benim hiçbir deneyimim yoktu. Fakat burada kadınları ön plana çıkarmak için çabalayan bir zihniyet var, aynısı sendikada da var.”http://192.168.1.232:5432/Archive/2021/3/7/053325833-unknown-3.jpeg11 YILDIR EĞİTİM SEKRETERİNasıl fabrika işçisi olduktan, üretmeye ve kazanmaya başladıktan sonra bir özgüven geldiyse, nasıl aldığı ücret onu daha güçlü kıldıysa, sendikada da neden olmasın diye düşünmeye başlıyor. Biraz da destek görünce atıyor adımını sorumluluk almak üzere. Şimdi Gölcük şubesinin 11 yıllık eğitim sekreteri...“Bu işte çalışmak ne kazandırdı” sorusuna hiç düşünmeden “özgüven” yanıtını veriyor. Kendisi için de evi için de böylesi çok daha iyi oluyor. “Bir kere eşimin maaşını beklemiyorum, onun eline bakmıyorum.” Ne olursa olsun, o ne kadar hissettirmese de neden ondan para almak zorunda kalsın ki... Bİr de eve bir maaş girmesiyle iki maaş girmesi aynı olur mu...Tamam çocuklar küçükken biraz zorluk yaşadık, her istediklerinde yanlarında olamadık. Ama eğitimleri ve daha iyi bir hayatları olsun diye daha fazla bütçe ayırabiliyor. Okulda desteklenmesi gerekirse mutlaka destekliyor. Büyük kızı üniversitede okuyor şimdi. Annesinden sonra en büyük yardımcısı şimdi. Küçük kızı için de elinden ne gelirse yapacak. İyi bir eğitim alması için. İki kız yetiştiriyor. Onlar için en iyi çeyiz, en değerli takı altın değil, eğitim Semra’ya göre. O da en iyi eğitimi alsınlar diye uğraşıyor.ORTAM KADINLA GELİŞTİİlk yıllarda, fabrika yeni çalışanlar birbirini çok tanımıyor. İstanbul’dan gelen işçiler var, argolu konuşuluyor. Zaten her bölümde bir kadın ya var ya yok. Onun girdiği bölümde hiç kadın olmuyor uzun zaman. Karşılıklı rahatsız olma halleri... Dikkat etmeye çalışılsa bile yılların alışkanlığı birden ortaya çıkıyor. “Ama” diyor Semra Sözsoy, “Zaman geçtikce değişimi gözle gördük. Kadınlar buradaki ortamı değiştirdi, geliştirdi. Tamam işler aynı işler ama davranış biçimleri değişti, gelişti. Erkekler kendilerine çekidüzen verir oldu. Tamam hepsi değil tabii ama kişisel bakımları iyi olmayan, ter kokan erkekler her geçen gün azaldı. Oturması kalkması, konuşması ona göre...”Nişanlı iken sendikasız bir yerde çalışıyor bir süre. Yemekler kötü, servisler düzensiz... Sıkıntı çok. Şimdi, yemeğinden hat içindeki uygunsuzluğa her konuda sorun gidermek için uğraşıyor. Çalışanların işyerindeki hayatları insani olsun diye. 11 yıldır sendika yönetiminde. Çocuk kurultayları, kadın kurultayları düzenliyorlar. Kişisel gelişimden psikolojik gelişime pek çok eğitim veriliyor. Eşli düzenlenen eğitim programları hem işçilerin gelişimine katkı sağlıyor hem de nefes aldırıyor. Aylık, yıllık periyotlarla eğitim çalışmaları yapılıyor.Ücretler genel olarak iyi. Geçen sözleşmede epey fark yaratıldı. O sevinci çalışanların yüzlerinde, gözlerinde görmek insana gurur veriyor. O sevinci sağlayanlar arasında olmak, zam almaktan daha tatmin edici Semra Sözsoy’a göre. İşyeri ve sendika ikinci bir hayat onun için. Pandemi döneminde işsizlik ve gelir kaybı yaşamıyorlar. İşyerinde en çok üretim hatlarıyla ilgili sorun yaşanıyor. Artık bir yakınlık sağlandı ki ailevi sorunlarını bile anlatıyorlar. Fabrika da sendika da kadınların gelişimini ve her kademede kadın olmasını destekliyor. İstiyorlar ki her bölümde grup lideri, atölye şefi yani erkekler nerelerde varsa oralarda kadınlar da olsun. Sendika yönetiminde, işyeri temsilciliğinde her alanda daha fazla kadın olsun... Tüm çaba bunun için...http://192.168.1.232:5432/Archive/2021/3/7/053635487-ekran-goruntusu-2021-03-07-053501.jpgAraştırmada, üretim bandındaki 101 işçiden 95’inin kadın olduğu ve kadın emeğinin yoğun bir biçimde kullanıldığı elektrik-elektronik sektöründeki küçük parçaların üretiminin yapıldığı bir alanda faaliyet yürütmekte olan bir işyeri tercih edildi.KADINLARIN ÜÇTE BİRİ ANNEDEN YARDIM ALIYORBirleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan “Elektrik-Elektronik Sektöründe Çalışma Koşulları ve Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Kadın İşçiler Üzerindeki Etkileri: İşyeri Vaka Analizi” adlı rapor, çalışan kadınların, toplum ve aile hayatında karşılaştıkları sorunları daha ağır bir şekilde yaşadığını ortaya koydu. Kadınlar, çalışma yaşamının içine girdiklerinde çocuk bakımı, yaşlı bakımı, ev içi işler gibi yüklerinden kurtulmuyor, hem işi hem de cinsiyet rollerini birlikte götürmeye çalışıyor. Zihnen ve bedenen daha fazla yoruluyorlar. Haliyle bu çifte emek sömürüsünün kadın işçi sağlığı üzerine olumsuz etkileri bulunuyor. Araştırmada öne çıkan sonuçlar özetle şöyle:Evli olan kadın işçilerin üçte ikisi işlerin planlamasına da tek başına karar veriyor. Kadın işçilerin tamamı iş günlerinde evde yemek, temizlik, çocuk bakımı, ev toplama, bulaşık, çamaşır, ütü gibi ev işlerinden en az birini yaptığını ifade ediyor. Ev içi yüklerin paylaşıldığını söyleyenler toplamın yarısı iken evli olanlarda bu oran dörtte bire geriliyor.Evli olmayan beş kadın işçiden dördü, kendilerine haftada 8 saat ve üzeri zaman ayırırken evli olanların yarısı kendine zaman ayırabiliyor. 49 kadın işçinin 14’ü kayınvalide ya da anne desteği alıyor.YARIN: KADININ YAPAMAYACAĞI ŞEY YOK Olcay Büyüktaş

CHP Genel Başkan YardımcısıAğbaba, salgının birinci yılında emekçileri hatırlattı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba, salgının birinci yılında emekçileri hatırlattı CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Türkiye’de resmi olarak birinci yılına ulaşan salgında emekçilerin yaşadığı sorunlara yönelik bir çalışma hazırladı. Çalışmada geniş tanımlı işsizliğin 3.5 milyon kişi arttığı belirtilirken son bir yılda resmi olarak iş aramayıp çalışmaya hazır olanların sayısı 4 milyon 832 bine, işsiz sayısı 4 milyon 5 bine ulaştı. Yine İŞKUR ve Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre Nisan 2020-Ocak 2021 arasında 2 milyon 471 bin işçi ücretsiz izne gönderildi. Her ay 241 bin, günde 8 bin 236, her saat başı ise 343 işçi, aileleri ile birlikte günlük 39.24 TL’ye mahkûm oldu. Toplam ödeme 8.2 milyar TL oldu. 832 İŞÇİ ÖLDÜ7 Nisan 2020’den beri devam eden işten çıkarma yasağına rağmen işten çıkarılan ve gelirsiz kalan 1.5 milyon işçi işsizlik ödeneğine başvurdu, yararlanabilenlerin sayısı 509 binde kaldı.Ayrıca tüm ülkeye “evde kal” çağrısı yapılırken fabrikalar ve işyerlerindeki çarkların dönmesi için milyonlarca emekçi yasaklardan muaf tutularak işyerlerine gönderildi. Covid-19 nedeniyle binlerce işçi hastalanırken en az 832 emekçi çalışırken virüse yakalanarak hayatını kaybetti. Bunlara karşın “İşsizlik Sigortası Fonu”ndan işverenlere 2020’de teşvik, aktif işgücü ve işbaşı eğitim programları başlığı altında, emekçiye verilenin 2.9 katı kadar toplam 23.7 milyar TL ödeme yapıldı. Erdem Sevgi

NG Grup Kütahya’da sadece kadınların istihdam edildiği iki yeni fabrika açıldı

NG Grup Kütahya’da sadece kadınların istihdam edildiği iki yeni fabrika açıldı Yönetim kurulu başkanı Sema Güral Sürmeli, “287 kadın çalışanımızdan forklift kullanan da var, paketleme yapan da. ‘Kadın isterse başarır’ı göstermek istedik” diyor. Tonlarca ağırlıkta porselen taşıyan forklift aracını kullanan da var, porselene desen işleyen de, Ar-Ge’ye yön veren de. Dünyanın dört bir yanına giden porselenlerde kadınların imzası var.NG Grup, bünyesinde kurulan iki fabrikada sadece kadınları istihdam ediyor. NG Lojistik fabrikasında 185, Kütahya Porselen dekorlama fabrikasında ise 102 kadın çalışıyor.Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, Kütahya Porselen’in örnek kadın istihdamı projesini, babaları NG Grup Kurucu Başkanı Nafi Güral’ın hayali olarak hayata geçirdiklerini belirterek “Kadınların potansiyelini ön plana çıkarmak ve ‘Kadın isterse başarır’ı göstermek istedik” dedi. Sema Güral Sürmeli’nin verdiği bilgilere göre Kütahya Porselen’in yönetim ve icra kurulunun yüzde 60’ı, yöneticilerin ise yüzde 43’ü kadın. Dekorlama fabrikasında yönetici de çalışan da kadın. Bu fabrikadan çıkan ürünler, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına gidiyor. Lojistik fabrikasında da yüklemeden lojistiğe, forklift kullanımından paketlemeye kadar her alanda sadece kadınlar var.Kütahya Porselen İcra Kurulu üyesi Müzeyyen Şirin de bu yıl “Sophia Femina” adıyla kadınların bilgeliğinden ilham alan özel bir koleksiyon hazırladıklarını söyledi.KİM DEMİŞ ERKEK İŞİ DİYE?Paketleme yöneticisi ve forklift şoförü Seda Sargın, forklift kullanımının sadece erkek işi gibi görüldüğünü bu algıyı yıkmak için forklift ehliyeti aldığını belirterek “Porseleni kırmadan, zarar vermeden, milimetrik hareketlerle, ince ayarla tam zamanında yerine yetiştirebiliyorum. Bu işin kadını erkeği yok. Forklift de kullanıyorum, paketleme de yapıyorum” diye konuştu.Ar-Ge merkezi yöneticisi Hanife Kadıoğlu da 23 yıldır Kütahya Porselen’de çalıştığını belirterek “Ar-Ge merkezinde 6 kadınız. İster kadın, isterse başka dezavantajlı grup olsun önemli olan şu: Kendine inanacaksın, çabalamaktan asla vazgeçmeyeceksin” derken, 3 aydır dekorlama fabrikasında çalışan Emine Gökhan da bu işte kadınların tek başına üretimi yapabileceğini gösterdiklerini söyledi. Şehriban Kıraç

Çok okunan yazar Yoval Noah Harari GAİN’de

Çok okunan yazar Yoval Noah Harari GAİN’de Dünyanın en çok okunan tarihçi ve düşünürlerinden biri olan Yoval Noah Harari, GAİN'de programa konuk oluyor. “Sapiens”, “Homo Deus”, “Sapiens: Grafik Tarih” kitaplarıyla dünyanın en çok okunan tarihçi ve düşünürlerinden biri olan Yoval Noah Harari, bugün saat 14.00’te gazeteci Çınar Oskay’ın GAİN’de yayımlanacak “Konuşmamız Lazım” programına konuk oluyor. “Dünyanın en akıllı insanlarıyla” izleyiciyi buluşturacak olan “Konuşmamız Lazım”a katılan Harari; pandemi, dijitalleşme, algoritmalar ve dünyanın geleceğine dair tespitlerde bulunurken, kişisel olarak uygulanabilecek önerilerde de bulundu. cumhuriyet.com.tr

Altın AyıödüllüRumen Radu Jude ile makûs talihimiz

Altın Ayı ödüllü Rumen Radu Jude ile makûs talihimiz Radu Jude'nin "Bad Luck Banging or Loony ****" adlı filmi, 71'inci Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü aldı. Altın Ayı ödüllü Rumen yönetmenle sanal âlemde görüştük. “Talihsiz Düzüşme ya da Çılgın ******” olarak çevirebileceğimiz şahane taşlaması “Bad Luck Banging or Loony ****” üzerinden müstehcen olana bakışımızı, çöküşümüzün muhtemel nedenlerinden ikiyüzlülüğümüzü konuştuk.DELİRMEK İYİDİR“Tepetaklak gidişatımıza seyirci, öylesine tepkisiz bakıyoruz” diyor Rumen yönetmen Radu Jude. Gidişata dair haklı bir delirmişlikle zıvanadan çıkan filmiyle Altın Ayı ödülünü kazanmadan birkaç gün önce, zamane ruhuna uygun olarak yuvarlak masa söyleşisi için Zoom marifetiyle Budapeşte’deki evindeyiz. Pandemi nedeniyle ikiye bölünen ve ilki çevrimçi düzenlenen 71. Berlin Film Festivali’nde gösterildiği anda baş tacı edilen “Bad Luck Banging or Loony ****”u konuşuyoruz. Kocasıyla çektiği amatör ****** kaydının internete sızmasıyla işini ve itibarını kurtarmaya çalışan bir öğretmenin yol hikâyesi bu. Bizim memleketle maalesef epey benzerlikler tespit ettiğimiz bir yol. “Talihsiz Düzüşme ya da Çılgın ******” olarak çevirebileceğimiz filmin üzerinde uzun süredir çalıştığını anlatmaya başlamadan önce “Halimize bak, birbirimizi doğru dürüst göremeden sohbet etmeye çalışacağız” diyor. Haklı tabii ki. Geldiğimiz noktada, filmde de olduğu gibi maskelerle iletişim kurduğumuz tuhaf bir dünyadayız. Filmin ilk dakikalarında çarpan ****** görüntülerin ardından öğretmenin peşinde Budapeşte sokaklarındayız. Sıradan karşılaşmalar, bizde de yaşanan gündelik rahatsız edici olaylar ve nafile bir kabullenmişlik.TURNUSOL KÂĞIDI GİBİ“****** bahane, müstehcenliğine dair bu saçma sapan baskılayıcı görüşlerin, hararetli tartışmaların nereden kaynaklandığı anlamamız gerekiyor. Ne de olsa şiddete ve diğer abuk olaylara böyle yaklaşmıyoruz. Müstehcenlik de bunun turnusol kâğıdı” diyor.Her şey gündelik haberle başlamış: “Romanya, Hollanda veya Almanya’dan sıradan insanların internete sızan ****** kayıtları üzerine çevrimiçi tartışmalarının nasıl da alevlendiğini gördüm. Herkesin ahlaki derdi vardı ama cinsellik dışında etrafımızda olup bitene, yolsuzluğa, haksızlığa, adaletsizliğe, işgale böyle tepkili değiliz, bunu sorgulamak, meydan okumak istedim.” Esin Küçüktepepınar

Bize her gün Kadınlar Günü

Bize her gün Kadınlar Günü Razı olmak yok, direnmek var! Susmak yok, bağırmak var! Korkmak yok, eylem var! Çiçek değil, insanız! Yarın Kadınlar Günü diye bir giriş yazısı yazmak için oturdum klavyenin başına; sonra dedim ki biz böyle bir yazıyı zaten mart ayının başında yazdık. Bu sayfayı yapan üç kişiden ikisi kadın. Bu gazeteyi yapan yöneticilerden yazıişleri müdürleri; servis şefleri; ekleri çıkaran yönetmenlerin hepsi, sayfa sekreterlerinin çoğu: Kadın! Yani bu gazetede zaten bir kadın bakış açısı her zaman var, iyi ki de var. Üstelik erkek arkadaşlarımız da kadın dostu; içimizde hiç maço yok, gerekirse biz oluruz! Kadınlar Günü’nde birkaç etkinlik onun için bizi pek kesmiyor, tabii ki işimiz bu diye size duyuruyoruz. Ama bizim için Kadınlar Günü diye bir kavram olması bile artık hayatımızdan çıkması gereken bir zihniyet. Çünkü dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların, özellikle bizim ülkemizde, erkek şiddetine karşı, hayatta kalmak gibi bir sorunları var. Fırsat eşitliği, her alanda eşitlik diye bir sorunları var. Hayatlarına, yaşam biçimlerine, bedenlerine, üretimlerine, fikirlerine müdahale edilmemesi gibi bir sorunları var, ki bu bir gün ya da bir haftada yapılacak törenlerle çözülecek, geçiştirilecek bir durum değil; bir insanlık sorunu ve egemen güçlerin dayatması. Kadınların siyasette ya da şurada burada temsil edilmesinden bahsetmiyorum, çünkü önemli olan o kadınların erkek zihniyeti taşımadan orada olması, iktidar olmuş kadınların çoğunda gördüğümüz en büyük yanlış, o iktidarı muhafaza edebilmek için erkekten daha çok eril zihniyet taşıması. Evet, bu bir kültür sorunu, bu bir siyaset sorunu, bu bir eğitim ve zihniyet sorunu. Bunun için biz bir gün değil her gün kadınlar vardır, çiçek değil insandır, her yerdedir, her iştedir, varlıkları ve üretimleri değerlidir diyoruz ve bir gün Yeni Zelanda gibi, Baltık ülkelerindeki gibi kadınlara ülkeyi yönettirmeyi diliyoruz. O zaman bunları konuşmaya da gerek kalmayacak.İYİLİK İÇİN SANAT DERNEĞİ’NDEN ÖZEL SERGİİyilik İçin Sanat Derneği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ithafen oluşturduğu seçkiyi, 39 Kalamış Marina’da sanatseverlerin beğenisine sundu. İyilik İçin Sanat Derneği’nin bu yıl 4. dönemine girecek olan “Pasajda Bir Yıl” projesinde yer alan Badem Kübra Kocalar, Aysun Telli, Tunay Tunç, Seher Bediha Yılmaz, Cansu Kahraman, Hatice Ahmet, Dilan Demirbağ, Merve Topuz ve Elif Aydemir gibi genç sanatçıların yanı sıra ressam Aslı Özok’un da eserlerinden oluşan sergi, Dr. Feride Çelik’in küratörlüğünde düzenlendi. Anadolu yakasında bulunan 39 Kalamış Marina’da 1 ay boyunca ücretsiz olarak görülebilecek sergi, ayrıca www.iyilikicinsanat.org web sitesinden de takip edilebilecek.TİYATRONUN ACI KAYBI: ALTAN KARINDAŞTürk sinema, tiyatro, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı 93 yaşındaki Altan Karındaş, dün hayatını kaybetti. 11 yıldan bu yana yaşamını Marmaris Belediyesi 2. Bahar Sosyal Tesisleri’nde sürdüren sanatçı Karındaş’ın ölümünü tiyatrocu Nedim Saban sosyal medya hesabından duyurdu. Saban, “Tiyatromuzun büyük ustası Altan Karındaş’ı biraz önce kaybettik. ‘Ölüm oranı yüzde yüz olan tek hastalık yaşamdır’ der Memet Baydur. Çok üzgünüm, hastaneye girmeden önce yolladığı ses kaydı yüreğimin en derin yerinde acıtmaya devam edecek” dedi. Karındaş, hastalığına rağmen 2019 yılında 10 Kasım Atatürk filmi için kamera karşısına geçmişti./Archive/2021/3/7/033721854-gece-r.jpegBAYAN YANI 10 YAŞINDA, 8 MART’A ÖZEL KAPAKBu yıl 10. yaşını kutlayan Bayan Yanı dergisinin mart sayısı yayımlandı. Dergi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel bir kapakla okuyucularını selamladı. /Archive/2021/3/7/033326013-bayan-kulturmaxrnk.jpgMOZART’IN VE ANADOLU’NUN KADINLARICRR Konser Salonu bu yıl da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü iki farklı temalı konserle kutluyor. İlk konser, müzik tarihinde farklı kadın karakterlerini ince ve derin şekilde betimleyen besteci Mozart’ın Figaro’nun Düğünü, Don Juan ve Sihirli Flüt operalarından aryalarla bugün gerçekleşecek. Tam da 8 Mart’ta verilecek olan “Oyalı Yazma” başlıklı ikinci konserde ise Anadolu kadınlarının müzikle dile gelen dünyasını halk müziği sanatçıları Mercan Erzincan, Devrim Kaya ve Buse Katılmış seslendirecek. /Archive/2021/3/7/033538918-konser-kulturmaxrnk.jpg Mercan Erzincan, Devrim Kaya ve Buse Katılmış, Anadolu kadınının dillere destan duygularını seslendirecek.‘KADIN ELİ DEĞMİŞ ŞARKILAR’Şişli Belediyesi çevrimiçi konserlerine devam ediyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel “Kadın Eli Değmiş Şarkılar” programında klasik Türk müziği sanatçısı Dilek Türkan ve konuğu Çiğdem Yarkın, kadın besteci ve söz yazarlarının eserlerine yer verecek. Program yarın saat 21.00’de Şişli Belediyesi’nin YouTube kanalından yayımlanacak.BÜYÜK FESTİVAL BUGÜN SONA ERİYORWOW - Dünya Kadınlar Festivali İstanbul 5 Mart’ta başladı, bugün sona erecek. British Council ve Sabancı Vakfı işbirliği ile düzenlenen festival, British Council ve Sabancı Vakfı YouTube hesaplarından ücretsiz izlenebiliyor.Festivalde bugün festivalin sunuculuğunu da üstlenen gazeteci Zeynep Miraç’ın moderatörlüğünde “Şehirde Dayanışma Paneli”nde, 5 Harfliler kurucularından akademisyen Hazal Halavut, araştırmacı, müzisyen ve WOW İstanbul Danışma Kurulu üyesi Rümeysa Çamdereli, İstanbul Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan ve feminist tarihçi Jade Bentil bir araya gelecek. WOW - Dünya Kadınlar Festivali İstanbul, Kardeş Türküler konseri ile sona erecek. Yazgülü Aldoğan




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter