Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Wednesday, 05.21.2025, 04:02 AM (GMT)

News - Haberler

Eski Bakan Yaşar Okuyan, Adnan Oktar cemaatini operasyondanönce uyardığınıaçıkladı

Eski Bakan Yaşar Okuyan, Adnan Oktar cemaatini operasyondan önce uyardığını açıkladı Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Adnan Oktar cemaatini, operasyon yapılacağına dair önceden uyardığına yönelik iddialar üzerine Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Gazeteci Hakan Erol, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “Turnike” adlı kitabında, Adnan Oktar cemaatine yönelik yapılan operasyonda ele geçirilen belgelerdeki Yaşar Okuyan ayrıntısına dikkat çekmişti. Erol, cemaate yapılan operasyonda elde edilen belgelerde, Okuyan’ın Oktar cemaatine “Size yönelik 2019 seçimleri öncesi bir operasyon olacak. Tayyip Bey’in onayıyla. Bir şey bilmesem söylemezdim, net konuşuyorum. Ona göre tedbirlerinizi alın demiş” ifadelerinin yer aldığını iddia etmişti. Türkiye’nin en önemli cemaatlerinden birine iki sene önce operasyon yapıldı. Adnan Oktar suç örgütüne yönelik açılan davada, "Organize silahlı suç örgütü elebaşısı" olarak yargılanan Oktar toplamda 1075 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Oktar, davada "cinsel saldırı", "çocuğun cinsel istismarı", "kişisel verilerin kaydedilmesi", "şiddet kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "siyasal ve askeri casusluk suçuna teşebbüs", "nitelikli dolandırıcılık" ve "kaçakçılık" gibi suçlardan suçlu bulundu.Bir dönem CHP, MHP ve ANAP saflarında görev alan son olarak da Vatan Partisi’nde Genel Başkan Yardımcılığı yapan Yaşar Okuyan ile ilgili ise dikkat çeken detaylar ortaya çıktı.  Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Okuyan’ın, Adnan Oktar cemaatini operasyona dair önceden uyardığı iddia edildi. Okuyan’ın, Oktar cemaati ile yakın ilişkiler içerisinde olduğu, hatta cemaatin 7-8 kere toplantılara katıldığı ortaya çıkmıştı. Nitekim Adnan Oktar’ın “Davetlerine icabet ettiğini” açıklayan Okuyan, “Bunda bir sorun yok” demişti. “TAYYİP BEYİN ONAYIYLA OPERASYON YAPILACAK”Adnan Oktar cemaatine yönelik 2018 yılında yapılan operasyonda, onlarca silahla birlikte; siyasilere ve ünlülere dair yüzlerce belge ele geçirilmişti. Belgelerde Yaşar Okuyan’ın da olduğu ortaya çıktı. Ele geçirilen belgelerde, Oktar’ın davetine icabet etmekte “Bir sorun yok” diyen Okuyan’ın,  cemaatin siyasilerle ilişki kuran ismi, “Eymen” kod adlı Aylin Atmaca’ya bizzat Erdoğan’ın ismini vererek uyardığı ifade edildi. Atmaca’ya “Size yönelik 2019 seçimleri öncesi bir operasyon olacak. Tayyip Bey’in onayıyla. Bir şey bilmesem söylemezdim, net konuşuyorum. Ona göre tedbirlerinizi alın” dediği ortaya çıktı. Odatv editörü Hakan Erol, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan; mahkeme ve polis dosyalarını inceleyerek yazdığı “Turnike” adlı kitabında Okuyan’la ilgili bu belgelere yer verdi. Erol, "Turnike" kitabında Okuyan’ın, 1989 yılından beri cemaatin içinde olan ve en kilit isimlerden Atmaca ile ilişkisini sorguladı. Cemaat içinde “yönetici” pozisyonunda olan Atmaca, tüm suçların yanında, “örgüt yöneticiliğinden” de suçlu bulundu.YAŞAR OKUYAN CUMHURİYET’E KONUŞTU: ONLARI UYARDIMOkuyan, Adnan Oktar cemaati bağlantılarıyla ilgili Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Kitapta yer alan “Size yönelik 2019 seçimleri öncesi bir operasyon olacak. Tayyip Bey’in onayıyla. Bir şey bilmesem söylemezdim, net konuşuyorum. Ona göre tedbirlerinizi alın demiş” ifadelerinin doğru olup olmadığını sorduğumuz Okuyan, söz konusu ifadeleri yalanlamadı. Okuyan, cemaatte; Ankara’da devletin üst düzey isimleri arasında faaliyet yürüttüğü ifade edilen Aylin Atmaca’yı “Size muhafazakar camiadan rahatsızlık var yarın bir gün başınıza bir şey gelebilir” diyerek uyardığını belirtti.“TEK TEK TÜM BELGELERİ İNCELEDİM”Gazeteci Hakan Erol ise Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, "Ben yargıç değilim, kimseyi de kitapta bir sorguya çekmiyorum. Görülmeyenin, satır aralarında kaybolan bilgilerin peşine düştüm, tek tek tüm belgeleri inceledim. Yaşar Okuyan'ın iddialarımı doğrulaması karşısında gazetecilik başarısı olarak sevinebilirim ancak, eski bir Bakan'ın bir cemaati uyaracak kadar sıkı ilişkide olmasını yine bir gazeteci olarak kabullenmem mümkün değil” dedi.“Turnike” adlı kitapta yer alan Yaşar Okuyan ile ilgili bölüm ise şöyle:“Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’la ilgili çok ciddi iddialar bulunuyordu.Cemaatin birçok konferansına, iftarına ve toplantısına katılan Okuyan, bu organizasyonlara katılımını hiçbir zaman gizlemiyordu.Hatta bu konuyla ilgili olarak Odatv’nin sorularını da yanıtlamış olan Okuyan, şunları söylüyordu:‘Hem ben Adnan Oktar grubunun daha önce 7-8 kez toplantısına, konferans ve iftarlarına katıldım. A9 adlı televizyonlarında programa katıldım. Demin de dediğim gibi davete icabet edilir. Bunda bir sorun yok.’‘Davete icabet edilir’ diyen Okuyan haklıydı. Zira bu tip yapılanmalar, ‘tanınmış isimleri’ organizasyonlarına davet ederek güç gösterirdi. Ancak, Okuyan’ın Oktar cemaatiyle ilişkisi yalnızca bir ‘davet’ üzerinden ilerlemiyordu. Yaşar Okuyan açıkça Oktarcılarla kol kolaydı...Şöyle ki...Cemaate yapılan operasyonda ele geçirilen dokümanlardan, ‘/img_image.EO 1/voi_vol2//$CarvedFiles10234168. docx.’ adlı belgede, Yaşar Okuyan’ın, cemaatin siyasilerle ilişki kuran ismi, ‘Eymen’ kod adlı Aylin Atmaca’yı uyardığı görülüyordu.‘Tamburalı Paşa’ olarak tanınan emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’nın akrabası olduğunu savunan Aylin Atmaca, kurduğu her kritik ilişkide Kundakçı’nın ismini vererek irtibatı kolaylıkla sağlıyordu.İşte Okuyan, böyle bir isimle iletişim kuruyor ve çok tartışma yaratacak cümleler sarf ediyordu.Cemaat tarafından tutulan notun içeriğinde; Yaşar Okuyan, ‘Eymen’i, Oktar cemaatine seçimlerden önce yapılacak bir operasyon konusunda uyarıyordu. Okuyan ayrıca, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bu operasyona bizzat onay verdiğinin altını çiziyordu!Söylediklerinin kesin olduğunu vurgulayan ve cemaate “tedbirinizi alın” diyen Okuyan için tutulan not şu şekilde:‘Yaşar Okuyan Eymen Hanım’ı aramış veya mesaj göndermiş. Size yönelik 2019 seçimleri öncesi bir operasyon olacak. Tayyip Bey’in onayıyla. Bir şey bilmesem söylemezdim, net konuşuyorum. Ona göre tedbirlerinizi alın demiş.’Öte yandan, cemaatin önemli isimlerinden Ulviye Didem Ürer ile ‘Bilge Soylu’ kod adlı Alev Babuna arasında geçen Whatsapp konuşmasında, ‘vip yemek salonu (version l)-l. xisx’ isimli Excel dosyasına yer veriliyordu.Hangi isimlerin etkinliğe davet edildiğinin belirtildiği listede, Yaşar Okuyan’ın yanına düşülen not dikkat çekiyordu. Okuyan için, yer kaldığı takdirde Adnan Oktar ile aynı masaya oturtulacağı ifade ediliyordu.Kısacası, Yaşar Okuyan, Adnan Oktar’la aynı masaya oturacak kadar ona yakın duruyordu!” Furkan Karabay

İçişleri Bakanlığınormalleşme sürecinde merak edilen sorularıcevapladı

İçişleri Bakanlığı normalleşme sürecinde merak edilen soruları cevapladı İçişleri Bakanlığı, kontrollü normalleşme sürecine ilişkin genelgeler konusunda sıkça sorulan soruları cevapladı.  81 il risk durumuna göre 4 kategoriye ayrıldı. İçişleri Bakanlığı 1 Mart Pazartesi'den itibaren başlayan kontrollü normalleşme dönemine dair merak edilen soruları yanıtladı.HES KODU ZORUNLU MU?Genelge ile restoranların açık ve kapalı alanları için ayrı ayrı olacak şekilde yüzde 50 kapasite ile 07.00-19.00 saatleri arasında çalışması öngörülen lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi tüm yeme-içme yerlerine girişte tüm müşterilerin HES kodu sorgulamasının yapılması zorunlu.DERNEK LOKALLERİ GENELGEYE TABİ Mİ?Düşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan illerdeki dernek lokalleri de genelge ile kıraathane ve çay bahçeleri için öngörülen şartları sağlamak koşuluyla akşam 19.00’a kadar açık olabilecek.Sadece dernek üyelerine yüzde 50 kapasite şartına uygun şekilde hizmet verebilecek olan dernek lokallerinde oyun (kağıt, okey vb.) oynanmasına müsaade edilmeyecek.Çok yüksek risk grubunda bulunan illerde dernek lokalleri kapalı kalmaya devam edecek.KAHVEHANELER VE KIRAATHANELERDE OYUN OYNANABİLECEK Mİ?Düşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan illerdeki kahvehaneler, kıraathaneler, çay ve kır bahçeleri ile dernek lokallerinde salgınla mücadele tedbirleri çerçevesinde oyun (kağıt, okey vb.) oynanmasına müsaade edilmeyecek.Çok yüksek risk grubunda bulunan illerde kahvehane, kıraathane gibi oyun oynanan iş yerleri, kapalı kalmaya devam edecek.Bar, pavyon, gazino, taverna ve nargile salonu/kafe gibi iş yerleri genelge kapsamında mı?Bar, pavyon, gazino, taverna ve nargile salonu/kafe gibi iş yerleri 02.03.2021 tarih ve 3514 sayılı genelge kapsamında olmayıp bu iş yerlerinin önceki genelgeler çerçevesinde tüm illerde kapalı tutulmasına devam edilecek.İNTERNET KAFE/SALONU, ELEKTRONİK OYUN SALONU, BİLARDO SALONU, LUNAPARKDüşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan illerdeki internet kafe/salonu, elektronik oyun salonu, bilardo salonu, lunapark gibi oyun ve eğlence yerleri genelgede belirtilen yüzde 50 kapasite sınırı ile 07.00-19.00 saatleri arasında çalışabilecekler.TEKEL BÜFELERİTekel büfeleri sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmayan süre ve günlerde kendileri için belirlenen usul ve esaslar ile açılış ve kapanış saatlerine uymak koşulu ile faaliyet gösterebilecek olup, tekel büfeleri sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde kapalı kalmaya devam edecek.60 YAŞ ÜSTÜ VE 20 YAŞ ALTI YURTTAŞLARBakanlık, 'Sokağa çıkma kısıtlaması devam edecek olan yüksek ve çok yüksek risk grubundaki illerde bulunan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 20 yaş altı çocuklarımızın ve gençlerimizin şehirlerarası seyahatleri nasıl olacak?' sorusuna da yanıt verdi.Çıkış, varış ve güzergah illerinde yüksek ya da çok yüksek risk grubundaki iller bulunması halinde 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 20 yaş altı çocuklarımız/gençlerimizin şehirlerarası seyahatleri halihazırdaki uygulamadaki gibi izne tabi olup 30.11.2020 tarih ve 20076 sayılı genelgede belirlenen esaslar çerçevesinde seyahat izin kurullarından seyahat izin belgesi düzenlenmesi uygulamasına devam edilecek.Çıkış, varış ve güzergah illerinde sadece düşük ve orta risk grubundaki illerin bulunması halinde ise bu yaş grubundaki vatandaşların şehirlerarası seyahatleri için izin alınması gerekmeyecek.Ayrıca 20 yaş altı gençler ve çocuklar yanlarında veli/vasisinin bulunması şartı ile herhangi bir risk grubu ayrımı yapılmaksızın ve izne tabi olmaksızın şehirlerarası yolculuk yapabilecekler.Düşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan illerde 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 20 yaş altı gençler ve çocuklar şehir içi toplu ulaşım araçlarını kullanabilecekler.Çok yüksek risk grubundaki illerde ise 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 20 yaş altı gençler ve çocuklar için şehir içi toplu ulaşım araçlarını kullanımına dair kısıtlamaya devam edilecek.CENAZELER VE TAZİYELERDE UYGULAMA NASIL OLACAK?Düşük ve orta risk grubunda yer alan illerde, Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirtilen kurallara uyulmak kaydıyla cenazelere katılacak kişi sayısına ilişkin herhangi bir kısıtlama uygulanmayacak.Yüksek ve çok yüksek risk grubunda bulunan illerde ise halen uygulanmakta olduğu gibi cenazelere katılım 30 kişi ile sınırlandırılacak.Tüm risk gruplarında taziye evlerinin kapalı tutulmasına devam edilecek ve evlerde veya başka yerlerde toplu taziye uygulamasına izin verilmeyecek.HAMAM, SAUNA, MASAJ SALONU GİBİ YERLER SON GENELGEYE TABİ Mİ?Hamam, sauna ve masaj salonu gibi iş yerleri düşük, orta ve yüksek risk grubunda bulunan illerde 07.00-19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasite sınırı uygulanmak şartıyla faaliyet gösterebilecekler.Çok yüksek risk grubunda bulunan illerde ise hamam, sauna, masaj salonu gibi yerler 30.11.2020 tarih ve 20077 sayılı genelge doğrultusunda yeni bir karar alınıncaya kadar kapalı kalmaya devam edecekler.KAMU KURUMLARINDAKİ KAPALI ÇAY OCAĞI/KANTİNLERİKamu kurum ve kuruluşlarındaki çay ocağı ve kantinler, Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde bu iş yerleri için yer alan esaslara uyulmak kaydıyla faaliyet gösterebilecekler.RESTORANLARDA CANLI MÜZİK YAYINI YAPILABİLİR Mİ?21/12/2020 tarih ve 21153 sayılı genelge, 02/06/2020 tarih ve 8591 sayılı genelge ile 30/05/2020 tarih ve 8556 sayılı genelgede açıkça belirtildiği üzere dans, oyun vb. amaçlı olanlar başta olmak üzere canlı müzik konusunda kısıtlama getirilmiş olup, restoranlarda canlı müzik etkinliğine izin verilmeyecek. (İHA)

CANLI| Galatasaray'da yıldız futbolcu 11'de yok

CANLI| Galatasaray'da yıldız futbolcu 11'de yok Süper Lig'in 28. haftasında Galatasaray Ankaragücü'ne konuk oluyor. Saat 19.00'da başlayacak mücadele Bein Sports 1'den naklen yayınlanacak. Mücadeleyi Halil Umut Meler yönetecek.Galatasaray: Muslera, Yedlin, Donk, Marcao, Ömer Bayram, Etobo, Gedson, Emre Kılınç, Arda, Mustafa Muhammed Galatasaray'da son haftaların formda ismi Christian Luyindama 11'de yer almadı.  cumhuriyet.com.tr

Jose Sosa:Şampiyonluğuçok istiyoruz

Jose Sosa: Şampiyonluğu çok istiyoruz Fenerbahçeli futbolcu Jose Sosa, "Fenerbahçe her zaman kazanma geleneği olan bir kulüp. Bunu devam ettirmek istiyoruz. Şampiyonluk için ligde gerçekten büyük bir mücadele var" dedi. Fenerbahçe’nin Arjantinli futbolcusu Jose Sosa, Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan ’Günün Röportajı’ programına konuk oldu. Öncelikle genel bir sezon değerlendirmesi yapan tecrübeli oyuncu, "Sezon başından itibaren sıkı bir şekilde çalışıyoruz. Çalışmalar devam ediyor. Motivasyonumuzu en yüksekte tutmaya çalışıyoruz. Fenerbahçe her zaman kazanma geleneği olan bir kulüp. Bunu devam ettirmek istiyoruz. Şampiyonluk için ligde gerçekten büyük bir mücadele var. Göztepe maçından sonra aslında bu bizi biraz sakinleştirdi. Çünkü üzerimizde çok fazla sinir vardı, o yenilgiden sonra biraz daha sakinleşip, hedefimize doğru daha sakin bir şekilde ilerlemeyi düşündük. En önemlisi de özellikle son maçtan galip ayrıldık. Bu galibiyet daha güvenli ilerlemeye yarayacaktır" şeklinde konuştu."YÖNETİM BİZE BÜYÜK DESTEK VERDİ"Sosa, Fenerbahçe’nin camia olarak şampiyonluğu çok fazla isteyen bir kulüp olduğunu vurgulayarak, "Kötü bir sonuç çıktığında herkes belki de bizden daha fazla konuşuyor, kritiğini yapıyor. Tabi ki bu bizim sorumluluğumuz, sonuçta bizim işimiz. Biz kendimizi analiz ederken, özellikle pozitif ve yapıcı şekilde bunları yapmalıyız ki takım olarak ileriye gidelim. Geçen hafta da Başkanımız, Yönetimimiz buraya geldi. Bize büyük destek verdiler. Bu destek de bizi biraz daha ileriye doğru attı. Onlar buraya gelirken sonuç odaklı destek vermediler. ‘Sonuç ne olursa olsun arkanızdayız’ dediler. Bu da birlikteliğin bir diğer yardımcı payı ve güzel bir sonuç çıktı" diye konuştu."EN SONUNA KADAR MÜCADELEMİ VERECEĞİM"Geçtiğimiz hafta sonunda eski takımı Trabzonspor’a karşı oynamasıyla ilgili konuşan Sosa, “Bu tarz maçlar, özel maçlardır. Bir oyuncu için özel duygular içerir. Çünkü sizin orada güzel bir geçmişiniz oluyor ve bu geçmiş bir anda karşınıza geliyor. Aynı şey İtalya’da Napoli-Milan maçında da başıma geldi. Bir oyuncu için yaşanabilecek güzel duygular. Maçtan sonra yaptığım röportajda da bunu dile getirdim. Güzel zamanlarım geçti ama şu anda yeni ailem Fenerbahçe. Bunun sorumluluğunun farkındayım. Bu sorumlulukla beraber daha ileri gideceğini düşünüyorum. En sonuna kadar mücadelemi vereceğim, takıma katkı sağlayacağım” ifadelerini kullandı."GERÇEKTEN ZORLU BİR LİG"Şampiyonluk yarışına dair görüşlerini belirten Jose Sosa, “Tek bir maçtan sonra fikirler değişiyor. Her şey değişti gibi yorumlar yapılıyor. Bu tür sonuçlara genel bakıyorum. Çünkü buraya ilk geldiğimde değişik sorunlarla karşılaştım. Maalesef sezon öncesi kampını geçiremedim. Ardından tam başladım, sakatlığım oldu. O sakatlığın üstüne tam kendimi veremedim. Tam hazır olduğumda da takım çok iyi sonuçlar almıyordu. Şu anda her şeyin gittikçe yoluna girdiğini görüyorum. Türkiye’deki 6. senemi yaşıyorum. Gerçekten zorlu bir lig. Bu lige bakıldığında hep şunu öğrendim. Ligin sonuna kadar, şampiyonluğu elde edebilmeniz için kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Bunu yapmadığınız zaman istediğiniz sonuçlar çıkmıyor. Bu yüzden bunun farkındalığı ile beraber, son ana kadar mücadelemizi devam ettirip, kendimizi her defasında iyileştirmemiz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu."GENÇ OYUNCULARIN BİZDEN FAYDALANMASI GEREKİYOR"Takımdaki genç oyuncularla ilgili de konuşan Jose Sosa, sözlerini şöyle sürdürdü:“Genç oyuncularla sadece antrenman içinde değil, dışarıda da hep birlikte olmaya çalışıyorum. Şakalaşıyorum, bilgilerimi aktarıyorum. Aslında genç oyuncular için böyle büyük bir kulüpte olmak da zor. Çünkü çok fazla deneyimli ve kaliteli oyuncu var. Bir yandan bakıldığında genç oyuncuların bizden faydalanması gerekiyor, bir şeyler öğrenmeleri gerekiyor. Öğrendikten sonra sabırla zamanlarını beklemeleri gerekiyor. Gerçekten Fenerbahçe’nin şu anda çok yetenekli, kalitesi yüksek oyuncuları var. Bir yandan da futbol bu, şans her zaman yüzünüze gülebilir. O yüzden her geçen gün kendilerini geliştirmeleri şart. Ben de gençken benden yaşlı oyunculardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum, şimdi ben yaşlandım onların benden bir şey öğrenmesi gerekiyor.""GRUP HEDEFLERİNİ HER ZAMAN ÖN PLANA KOYAN BİR OYUNCUYUM"Bireysel performansına da değinen Sosa, “Gol atmak, asist yapmak futbolun neşeli yanı. Aynı zamanda taraftarlardan yeni gelen oyuncudan hep bir beklenti oluyor. ‘Bu oyuncu kaç gol atar, kaç asist yapar?’ İnsanlar hep bu beklentilere giriyor. Benim karakterime bakıldığında, bireysel hedeflerden önce grup hedefleri çok daha önemli. Her oyuncu asist yapmak ister, gol atmak ister. Bu açıdan da buna devam etmek gerekiyor. Genel baktığımda grup hedeflerini her zaman ön plana koyan bir oyuncuyum. Fenerbahçe bu sene çok fazla yeni oyuncu transfer etti. Zor bir süreç. Bir sürü yeni oyuncunun bir hedef uğruna grup haline gelip, bu hedef uğruna mücadele vermesi, zor bir süreç. Ama tekrarlıyorum, grupsal hedeflerinizi başardığınız zaman zaten bireysel hedefler de daha yukarı çıkıyor” dedi."GOL ATANLARIN ÇEŞİTLİLİĞİ ÖNEMLİ"Fenerbahçe’de 16 farklı ismin gol atmasıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Jose Sosa, “Normalde diğer takımlara bakıldığında bir oyuncu diğer arkadaşlarına göre çok daha fazla gol atar. Genelde de sonuca hep o oyuncu üzerinden gitmeye çalışılır. Bizim takımda bu çeşitlilik çok güzel. Çeşitli yollardan başka oyuncularla gole ulaşabilmek çok önemli. Bu istatistik karşımızdaki rakibe göre de farklı silahlarımızı kullandığımızı gösteriyor; bu çok önemli bir şey. Ama en önemlisi tabi ki kazanmak. Kazandıktan sonra kimin ne kadar gol attığı ya da ne şekilde attığı çok da önemli değil. En önemlisi kazanmak" şeklinde konuştu."UMARIM MUTLU BİR ŞEKİLDE SEZONU BİTİRECEĞİZ"Arjantinli futbolcu, Fenerbahçe taraftarıyla ilgili, "Öncelikle taraftarlarımız için şunu söylemek istiyorum; her zaman onlara müteşekkiriz. Her zaman yanımızda olmaya çalışıyorlar. Belki bazen onlara çok fazla mutluluk veremeyebiliriz; ben sene başında ilk verdiğim röportajda da bunu söyledim. Bu zorlu süreçte keşke yanımızda olabilselerdi. Bize desteklerini canlı bir şekilde verebilselerdi. Günümüz şartlarında bu mümkün olmuyor. Onlar geri döndüğünde her şey çok daha güzel olacak. Buna gönülden inanıyorum. Kötü bir sonuç aldığımızda bizi eleştirebiliyorlar ama onların eleştirisi bile bize daha fazla güç veriyor. Çünkü hangi yerlerde ne şekilde daha iyiye gitmemizi bulmamıza yardımcı oluyorlar. Bize inansınlar, sonuna kadar bu mücadelenin içerisinde olup, savaşmaya devam edeceğiz. Umarım mutlu bir şekilde sezonu bitireceğiz. Onlara müteşekkirim" ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Yandaşlar hedef gösterdi, rektör istifa etti

Yandaşlar hedef gösterdi, rektör istifa etti 1995 yılında, görevli olduğu Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde başörtülü öğrencileri engellediği gerekçesiyle son birkaç gündür iktidar medyası tarafından hedef tahtasına oturtulan Prof. Dr. Dr. Servet Özgür, Özel Toros Üniversitesi’ndeki görevinden istifa etti. 26 yıl önce Cumhuriyet Üniversitesi mezuniyet töreninde okul birincisi başörtülü bir öğrencinin engellendiğini gösteren bir video, 28 Şubat’ın yıldönümü dolayısıyla yeniden sosyal medyada dolaşıma sokuldu.O günlerde başörtülü öğrencileri engellemekle suçlanan Prof. Dr. Servet Özgür de bu videoyla birlikte yeniden gündeme geldi. YÖK’ün iznine tabi olarak senelerdir özel üniversitelerde görev yapan Özgür’ün, Özel Toros Üniversitesi’nde çalışması sanki gizli bir olaymış gibi yandaş basın tarafından “skandal” olarak lanse edildi. Medyadaki kampanya üzerine Prof. Dr. Servet Özgür görevinden istifa etti. Özel Toros Üniversitesi istifayı yazılı bir açıklama ile duyurdu. İSTİFAYA ZORLANDIAçıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Son günlerde Prof. Dr. Servet Özgür üzerinden yapılan haberler üzerine kamuoyunu aydınlatmak amacıyla Üniversitemiz tarafından açıklamaya gerek görülmüştür. Toros Üniversitesi eğitimde fırsat eşitliği ilkesine inanan, hiçbir öğrencinin eğitim hakkının elinden alınamayacağını savunan bir yükseköğretim kurumudur. 28 Şubat süreci bilindiği üzere; ülkemizin en kara dönemlerinden birisidir. Bu dönemde yaşanılan acıları kabul etmek ne dün ne de bugün söz konusu değildir. Üniversitemizin temel değerleri içerisinde: “Her bireyin yeteneğine ve bakış açısına saygı, insana saygı, başkalarını dışlamama, fikirlere saygı, hoşgörü ve birlikte yaşama” gibi temel değerler yer almaktadır. Kuruluş felsefesinde bu değerleri taşıyan bir kurumun 28 Şubat döneminde yaşanılan insan haklarına ve insan onuruna yakışmayan uygulamaları tasvip etmesi mümkün değildir.  Prof. Dr. Servet Özgür, 03.03.2021 tarihi itibari ile Meslek Yüksekokulu’ndaki görevinden istifa etmiştir.” Abidin Yağmur

AKP Uşak Milletvekili:Önlemlerin yanında Uşak tarhanasının da büyük rolünün olduğunu düşünmekteyiz

AKP Uşak Milletvekili: Önlemlerin yanında Uşak tarhanasının da büyük rolünün olduğunu düşünmekteyiz AKP Uşak Milletvekili İsmail Güneş, şehrin 'düşük riskli' iller arasında yer almasına ilişkin "Çocukluğumuzdan bu yana şifa kaynağı olduğuna inandığımız Uşak tarhanasının da büyük rolünün olduğunu düşünmekteyiz" dedi. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan koronavirüs risk değerlendirme kriterlerine göre Türkiye'nin batısında tek il olarak Uşak'ın 'düşük riskli', yani mavi renkte yer alması dikkat çekti.Batı bölgesinde kuzey komşusu Kütahya 'yüksek riskli' ve diğer komşuları 'orta riskli' grupta olan Uşak'ın düşük riskli yer alması merak konusu olurken AKP'den duruma ilginç bir yorum geldi.AKP Uşak Milletvekili İsmail Güneş, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Uşak'ta bugüne kadar 25 bin 707 vakanın görüldüğünü, 660 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsatıp şöyle konuştu:"Hemşehrilerimiz yaşanan kayıplar karşısında durumun vahametini anladılar ve önceden devlet için taktıkları maskeyi artık kendileri için takmaya başladılar. Şu an günlük vaka sayımız 5, yoğun bakımda yatan hasta sayımız ise 2'ye düşmüştür. Maske, mesafe ve temizlik kuralları çok önemli. Tüm bu önlemlerin yanında, koronavirüs ile mücadelede, belki bilimsel olarak ispatı zor olan ama çocukluğumuzdan bu yana şifa kaynağı olduğuna inandığımız Uşak tarhanasının da büyük rolünün olduğunu düşünmekteyiz."Güneş ayrıca basın mensuplarına tarhana çorbası ikram etti. cumhuriyet.com.tr

YouTube fenomeni Danla Bilic, Ekremİmamoğlu ile bir araya geldi

YouTube fenomeni Danla Bilic, Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldi YouTube fenomeni Danla Bilic, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldi ve bir video çekti. /Archive/2021/3/3/174605312-bulusma.jpgDanla Bilic, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldi ve bir video çekti.Twitter hesabından açıklama yapan Bilic buluşmayla ilgili olarak şu pylaşımı yaptı: "8 Mart Dunya Kadinlar Gunu icin aslinda her gun icin @ekrem_imamoglu baskanima zor sordum, o cevaplarken zorlandi mi yakinda youtube'da yayinda"/Archive/2021/3/3/174553108-55.png cumhuriyet.com.tr

CHP’liÖztark'tan iktidara ekonomi uyarısı: Geçmişteki tecrübemle söylüyorum, sadece faizi yükselterek enflasyonu düşüremezsiniz

CHP’li Öztark'tan iktidara ekonomi uyarısı: Geçmişteki tecrübemle söylüyorum, sadece faizi yükselterek enflasyonu düşüremezsiniz CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Şunu görüyoruz, 'Faizi yükseltiyoruz, çünkü enflasyonu düşüreceğiz.' Bunu ben hep söylüyorum, geçmişteki tecrübemle de söylüyorum, sadece faizi yükselterek enflasyonu düşüremezsiniz. Ekonomide güveni sağlamanız lazım" dedi. CHP Ekonomi Masası üyeleri, Akyurt ilçesindeki Otonomi'de oto galerici esnafıyla bir araya geldi.Otonomi'nin Türkiye'ye örnek projelerden biri olduğunu aktaran Faik Öztrak, "Az değil 3 bin 500 çalışanı var. Tabii bu sektörün de kendine has sıkıntıları var, bu sıkıntıları dinlemek üzere buradayız. Dertlerinizi dinledikten sonra bunları elimizden geldiğince dillendirmek, Mecliste ve diğer alanlarda çözüm aramak için elimizden geleni yapacağız" dedi.Sıkıntılı günlerden geçildiğine işaret eden Öztrak, şöyle devam etti:"Sektörler bir iyi gidiyor, bir kötü gidiyor. Bunlardan bir tanesi de motorlu araç sektörü. Hala şu anda baktığım zaman birinci el satışlarının iyi gittiğini görüyorum. Yüzde 37 civarında birinci el satışlarında artış var. 50 küsur ticari araçlarda, 34 küsur binek araçlarda artış var ama ikinci ele baktığımızda burada spekülatif dalgalanmalar ortaya çıktı. Pandemi nedeniyle arzın olmaması sonucunda fiyatlar çok yukarı çıkmıştı, talep de vardı ama bir müddet sonra talep bıçak gibi kesildi, fiyatlar düşmeye başladı ve yeniden birinci el araca doğru dönüş oldu. Ama bu arada sektörün ciddi sıkıntıları ortaya çıktı. Şimdi bir de üstüne üstlük bir noter harcı söylemi var. Belki bu normal zamanda dikkate alınır, değerlendirilir ama bugün gerçekten bu boyutta sıkıntının olduğu bir ortamda bence bu harç meselesinin ciddi şekilde üzerinde düşünülmesi lazım. Biz bu konuda elimizden geleni yapacağız."Öztrak, şubat ayı enflasyon rakamlarının açıklandığını anımsatarak, enflasyonun yine yüksek çıktığını söyledi.Öztrak, 15,6 oranındaki tüketici enflasyonunun da 2019 Temmuz ayından bu yana gerçekleşen en yüksek yıllık tüketici enflasyonu olduğunun altını çizdi.Yurt içi üretici enflasyonunun da rekor seviyede olduğuna dikkati çeken Öztrak, şunları kaydetti:"Şunu görüyoruz, 'Faizi yükseltiyoruz, çünkü enflasyonu düşüreceğiz.' Bunu ben hep söylüyorum, geçmişteki tecrübemle de söylüyorum, sadece faizi yükselterek enflasyonu düşüremezsiniz. Ekonomide güveni sağlamanız lazım. Ekonomide güveni sağlamak için de ekonomideki tüm karar alıcılarının önüne derli toplu, tutarlı bir programı koymanız lazım. Sadece bu işi faizle götürmeye kalkarsanız daha biz çok faiz artırırız. 17 de yetmez, 27 de, 37 de yetmez. Bir an önce güven uyandıracak, derli toplu programı bu milletin önüne koymanız, belirsizlikleri gidermeniz lazım ki sıkıntıları aşabilelim. Bugün sizlerin karşı karşıya olduğunuz en önemli sorun belirsizliktir. Bir dönem yüksek fiyatla ikinci eli aldınız çünkü talep vardı, şimdi bakıyorum ben burası araba dolu elinizdeki araçları da muhtemelen zararına satmak zorunda kalacaksınız. Bir de bunun üstüne noter harcı gibi bir uygulama gelirse bu sizin zararınızı daha da artıracak.Genel Başkanımız da ben de hep şunu ifade ettik, bugün dünya esnafına yardım etmek için yarışıyor. Neden yarışıyor? Çünkü bu pandeminin sonunda esnafını ayakta tutabilen ve pandemi bittiği anda eski düzenden daha güçlü bir şekilde devreye girmesini sağlayacak ülkeler dünya savaşı gibi olan pandemiye karşı savaşı kazanmış olacak. Onlar bu savaşın galipleri olacak, esnafını ayakta tutamayanlar da bu savaşın mağlupları olacak. Siz burada esnafınızı ayakta tutamazsanız kim gelip yatırım yapacak? Ülkemizin gerçek meselesi esnafımızı ayakta tutmaktır, işsizimize iş bulmaktır."70 BİN MOTORLU ARAÇ SATICISI VARMotorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Başkanı Aydın Erkoç da Türkiye'de 70 bin motorlu araç satıcısı olduğunu, bunları ilgilendiren yan kuruluşlarıyla beraber milyonları bulduklarını söyledi.Türkiye'de otomobil ticaretinden dönen yıllık cironun 550 milyar lira olduğunu belirten Erkoç, "Ama maalesef piyasaya baktığınızda eski isminden olduğu gibi galerici dendiği zaman farklı algılar geliyor akla. Biz 2010'da federasyonumuzu kurduk. O gün bugündür zaman zaman Meclis'te, zaman da milletvekillerimizle görüşerek sektörün sorunlarını çözmek için elimizden gelen her türlü gayreti yapıyoruz." dedi.Otonomi'nin Türkiye'nin örnek projelerinden biri olduğunu aktaran Aydın Erkoç, 680 iş yeri ve 3 bin 500 çalışanı bulunduğunu aktardı."İtibarsız olan mesleği, itibarlı hale getirdiğimize inanıyoruz" diyen Erkoç, 60 ilde il başkanlıkları bulunduğunu bunu 81 ile tamamlamak istediklerini bildirdi. cumhuriyet.com.tr

Pele aşıoldu

Pele aşı oldu Futbolun en büyük efsanelerinden Pele koronavirüs aşısı oldu. 80 yaşındaki unutulmaz oyuncu, Covid-19 aşısının ilk dozunu dün aldı.Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Unutulmaz bir gün" ifadesini kullanan Pele, yaklaşık 1 yıldır Sao Paulo'daki evinde karantinada kalıyor.Ölü sayısının 260 bine yaklaştığı Brezilya, koronavirüs salgınında en çok can kaybının yaşandığı ikinci ülke. cumhuriyet.com.tr

Türkan Elçi: Bu talep bir eşin olduğu kadar, sıradan bir vatandaşın da talebidir

Türkan Elçi: Bu talep bir eşin olduğu kadar, sıradan bir vatandaşın da talebidir Türkan Elçi: Bugün ben de bu salonda bunu içtenlikle dile getirmek isterim ki; bir insan olarak insanların ölümünden duyulan mahcubiyeti yüreğinde hisseden bir baro başkanını katledenlerin cezalandırılması yönünde mücadele etmememiz de bize kefareti ödenemez bir suçluluk yükleyecektir. Bu talep bir eşin talebi olduğu kadar, bir suçun cezasız kalmaması için sıradan bir vatandaşın insani bir talebi olarak da kabul edebilirsiniz. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin, 2015'te tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada vurularak, öldürülmesine ilişkin 3 polis memuru ve firari 1 PKK'li teröristin yargılandığı davanın ikinci duruşması, 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.CHP'li milletvekilleri Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Dersim Dağ, Demokratik Bölgeler Partisi Milletvekili Salihe Aydeniz, baro başkanları, avukatlar, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, duruşma salonunda yer aldı. Mahkemece celse ara kararı verilmek üzere duruşmaya yarım saat ara verildi.Mahkemede söz verilmesinin ardından konuşan Türkan Elçi şunları söyledi:"GERÇEK BİR MAĞDUR HİÇBİR ZAMAN UMUT ETMEKTEN VAZGEÇMEZ"Bilindiği üzere yüz otuz iki gün önce bu salonda uzun yılların ardından açılan bir cinayet dosyasının adalet arayışının  ilk adımları atılacaktı, umutluyduk. Beş yılı aşkın bir zaman da geçmiş olsa umutluyduk.Toplumda yaşadığımız genel atmosfer düşünüldüğünde "umut" sözcüğü  çoğu insan  için inandırıcılığını yitirmiş olabilir, fakat gerçek bir mağdur hiçbir zaman umut etmekten vazgeçmez vazgeçemez, çünkü umut onların yaşam dayanağıdır.Çoğu kayıp yakınından dinlediğim hikayelerde gidenlerin günün birinde kapıdan içeriye gireceklerine, geri döneceklerine inandıkları gibi ben de adaletin tecelli etmesi gerektiğine hep inandım.”"SAYGI DUYDUĞUMUZ MAKAM BİZİ DIŞARIYA ATMAKLA TEHDİT ETTİ"Yüz otuz iki gün önce "adalet dağıtıcısı" olarak addedilen makamınıza saygımız var, çünkü mağdur vekili olarak yapılan haksızlıkların adaletle buluşması için hukuka inanan bir insanın ruhunun mahkeme duvarlarında izi var "şeklinde meramımızı anlatacaktık, fakat saygı duyduğumuz makam bizi dışarıya atmakla tehdit etti. Makamınıza birilerini salondan atma olanağı tanındığını bilebilecek durumdayız, fakat  bir yetki  vicdani ve empati gibi değerlerden  uzaklaştığında ortada iletişimi koparacak ve güveni sarsacak  bir güç kalır.Oysa hukuk düzeni, güven duygusu içinde bir yaşamı vadeden  bulunmaz bir nimettir. Benim gibi bir mağduru dışarıya atmakla tehdit ekmek oldukça kolay bir davranıştır çünkü arkanızda bir mülkün devasa gücü var.Bizim arkamızda ne devlet gücü ne devlerin gücü ne de sırtımızı yaslayacağımız duvarlarımız var.Bizimle sürekli beraber yürüyen ölülerin sesleri var hepsi o kadar. Fakat bu da bilinmelidir ki bir mülk ancak ve ancak adaletle güçlenir,adaletle ayakta kalabilir.İnsan evladı var olalı  peşine düşüp bulmaya çalıştığı en önemli ortak değerlerin başında "adaletin" geldiği de unutulmamalıdır. Albert Camus'un anlatımıyla "İnsanlar, herkeste herkesçe benimsenen ortak değere dayanamıyorlarsa, insan için insan anlaşılmaz kalıyor demektir.Adaletin gerçekleşme olanağı bu salondadır, onu gerçekleştirme yükümlülüğü de bu makama düşmektedir.Aynı zamanda bu makamın , yükümlülüğünü yerine getirirken objektif olduğu kanısını uyandırmak zorunluluğu  vardır."YARGI MAKAMINDAN TARAFSIZLIK İSTEMEK  BİZ VATANDAŞLARIN EN DOĞAL HAKKIDIR"İlk duruşmada  usul tartışması hususunda gösterilen direnç  sanıkların salonda hazır bulundurulması konusunda da gösterilmiş olsaydı, yargılamanın sıhhatle yapılmasının olanakları yaratılsaydı, taraflara objektif yaklaşıldığına, adaletin tecellisi için gayret edildiğine kanaat getirilecekti. Zımni de olsa bir yargıç, taraflara meylini hissettirdiğinde eşitlik ilkesinin varlığından söz etmek ne derece doğru olacaktır?  Bir yargı makamı kendini adaletin hizmetinde değil de devletin bir memuru olarak görüyor ve sanık sandalyesinde devletin menfaati için çalıştığını iddia  eden  polisleri  yargılama  hususunda hassas davrandığını hissettiriyorsa bunun keyfi bir yaklaşım olduğu, keyfiliğin vicdanları yaraladığı da bilinmelidir.Bir yargıcın meylini hissettirme konusunda Hz. Ömer Ebu Musa'ya gönderdiği mektupta "Duruşma salonundaki yerlerinde ve duruşma anındaki bakışlarında taraflara eşit muamele et ki onlardan zengin olanlar adaletsizlik yapacağı zannını hissetmesinler, zayıf olanlar da adaletsizliğe uğrayacaklarını hatırlarına getirmesinler.Yargıcın  tarafsız olması kadar tarafsız görünmesinin hissettirilmesi de önem arz eder ve  bu  nedenledir ki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 10. maddesinde "Herkesin hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine suç yüklenirken tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık  olarak görülmesini istemeye hakkı vardır. Yargı makamından tarafsız ,objektif, bağımsız ve başkalarından farklı tutulmamayı istemek de  biz vatandaşların en doğal hakkıdır ve adil yargılanma hakkımızın temelini oluşturmaktadır."ÖMRÜNÜ CEZASIZLIKLA MÜCADELEYE ADAMIŞ TAHİR ELÇİ..."Bugün bizi bu salonda bir araya getiren cinayet dosyasında  maktul  olarak yer alan, koca bir şehrin baro başkanı, ömrünü cezasızlıkla mücadeleye adamış  Tahir Elçi; toplumun kaosa sürüklendiği,sokaklarda bombaların patlatıldığı,silahların gece gündüz susmak nedir bilmediği, masum insanların zarar gördüğü bir gidişata hiç kimsenin cesaret edip  dur diyemediği bir anda  sadece kendi insani duygularının etkisiyle ve savaşa karşı durmak gerektiğine olan inancıyla son sözlerini dile getirdiği anda katledildi.Ölümler karşısında kendini sorumlu hissetmesi  bana   Karl Jaspers 'ın bu sözlerini hatırlatır: İnsanlar arasında insan olmalarından gelen bir dayanışma vardır ve bundan ötürü herkes karşı sorumludur.Bilhassa da kişinin tanıklığında işlenen yahut bilmiyor olamayacağı suçlara karşı. Bunları önlemek için elimden geleni yapmıyorsam ben de suç ortağıyım demektir. Diğer insanların öldürülmesini önlemek için hayatımı tehlikeye atmamışsam, sessiz kalmışsam kendimi hukuken, siyaseten ve ahlaken hiçbir şekilde anlaşılamayacak bir biçimde suçlu hissederim, tüm bunların ardından hala yaşıyor oluşum bana kefareti ödenemez bir suçluluk yükler.Bugün ben de bu salonda bunu içtenlikle dile getirmek  isterim ki; bir insan olarak insanların ölümünden duyulan mahcubiyeti yüreğinde hisseden bir baro başkanını katledenlerin cezalandırılması yönünde mücadele etmememiz de bize kefareti ödenemez bir suçluluk yükleyecektir. Bu talep bir eşin talebi olduğu kadar,bir suçun cezasız kalmaması için sıradan bir vatandaşın  insani bir talebi  olarak da kabul edebilirsiniz.Yaşanan insanlık dramının karşısında kendini sorumlu hisseden birinin, kaosa mahal verecek şiddet dilini reddederek savaşa karşı olduğunu, savaşın taraflarından çekinmeden samimiyet ve cesaretle dile getirdiği esnada katledilmesi toplumda yankı bulmuş, ölümü esefle karşılanmıştır.Bugün bizi bu salonda bir araya getiren cinayetin acısını dile getirip faillerin cezalandırılmasını talep ettiğim kadar bu menfur cinayetin, toplumun üzerindeki tezahürünün de göz ardı edilmemesi gerektiği hususuna dikkat çekerek adaletin tecelli edeceği beklentisinin toplumun umudu haline geldiğini de belirtmek isterim."YARGI TOPLUMSAL YARALARI ADALETLE ONARMA İŞLEVİYLE MÜKELLEFTİR"Sonu bir mabedin ayakları altında dramla biten bir senaryonun yazarlarının bulunup cezalandırılması huzur ve güven içinde bir ülkede yaşamamız açısından elzemdir. O daracık sokakta başrolleriyle, figüranlarıyla oynanan oyunun senaristinin, yönetmeninin, kurşunu sıkanın bilinemeyeceği veya işlenen suçun taksiren olduğu inandırıcı değildir. Hukuk devleti ilkesi gereği, yaşadığımız mağduriyetin hukuksal çözümünü yargı mekanizmasına bırakmayı gerektirir. Yetkililerin yaşanan mağduriyet karşısında sessiz kalması, olanakların adaletin tecellisi için kullanılmaması, hukuka ve makamlara olan güveni zedeler. İşlenen cinayetle kanayan yaranın onarılma görevinin yargıya düştüğü, kamu düzeninde karşılaşılan her türlü haksızlığın yargı makamlarınca çözülebileceği, adaleti tesis edebilme rolüyle toplumsal barışın ve huzurun sağlanacağı unutulmamalıdır, yargı toplumsal yaraları adaletle onarma işleviyle mükelleftir. Yargı makamlarının adalet dağıtıcısı olarak tanrısallaştırılmış işlevini yerine getirmemesi, suçluların cezalandırılmaması neticesinde yargı hanesinde tarih boyunca hatırlanacak bir leke olarak yerini alacaktır.  Maktul Tahir Elçi’nin eşi olarak suçtan zarar görmem ve yukarıda izah edilen sebepler ile davaya katılmama karar verilmesini saygı ile talep ederim. cumhuriyet.com.tr

Erdoğan“herkes kendi dini bayramında izinli sayılacak”demişti: 7 yıldır Maltepe’de uygulandığıortayaçıktı

Erdoğan “herkes kendi dini bayramında izinli sayılacak” demişti: 7 yıldır Maltepe’de uygulandığı ortaya çıktı İnsan Hakları Eylem Planı'nı kamuoyuna açıklayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her inanca mensup kişilerin kendi dini bayramlarında izinli sayılacaklarını açıkladı ancak CHP'li Maltepe Belediyesi 2014 yılında mecliste aldığı kararla bu uygulamayı 7 yıl önce başlattı. Maltepe Belediyesi bundan 7 yıl önce bir ilke imza atarak çalışanlarının, tıpkı Ramazan ve Kurban Bayramlarında olduğu gibi Noel ve Muharrem haftalarında tatil yapmasının önünü açan bir uygulamayı hayata geçirdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı'nda ön plana çıkan konulardan biri de farklı inanca mensup kişilerin kendi dini bayramlarında izinli sayılması oldu. Hangi dine mensup olursa olsun, kamu ve özel sektör çalışanları ile öğrencilerin, kendi dini bayramlarında izinli sayılmalarını sağladıklarını belirten Erdoğan, gayrimüslim cemaat vakıfları yönetim kurullarının oluşturulması ve seçimine ilişkin Vakıflar Yönetmeliği'ni yeniden düzenleyeceklerini dile getirdi.MALTEPE BELEDİYESİ’NDE 7 YILDIR UYGULANIYORErdoğan’ın açıkladığı bu planın Maltepe Belediyesi’nde 7 yıldır uygulandığı ortaya çıktı.Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın göreve başladığı 2014 yılında CHP'li meclis üyeleri tarafından Belediye Meclisi'ne sunulan ve kabul edilen önerge ile isteyen belediye çalışanı mazeret izni kullanarak, Noel ve Muharrem haftasında tatil yapabiliyor. Aynı önerge ile Maltepe’de cemevleri de dini ibadethane olarak kabul edildi.“ANLAYIŞIMIZ TÜRKİYE’YE REHBER OLUYOR”Konuya ilişkin açıklama yapan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını izleyince mutlu oldum. Bir kez daha doğru bir yönetim anlayışı ile çalıştığımızı anladım. Belki biraz geç adım atılıyor ama Maltepe’deki yerel yönetim anlayışımızın Türkiye’ye rehber olması, ülke politikalarına yol göstermesi umut verici. Hoşgörünün kenti Maltepe’de tüm farklılıkların bir arada yaşadığı, tüm inançların özgürce hayat bulduğu, herkesin ötekinin inancına ve yaşantısına saygı duyduğu bir hayatı inşa ediyoruz. Maltepe’de hangi dine ait olursa olsun bir etkinlik gerçekleştirdiğimizde farklı inançların temsilcileriyle birlikte yapıyoruz. Bu hoşgörünün göstergesidir. 2014’te göreve geldiğimde ilk olarak meclis üyelerimizle görüşerek inanç özgürlüğünü temel alacağız dedim. Bu doğrultuda tıpkı Ramazan ve Kurban bayramlarında olduğu gibi Noel ve Muharrem haftalarında da dileyen personelimizin izinli sayılmasının önünü açtık. Sadece bu kadar değil. Daha o zaman AİHM’de Cemevlerinin ibadethane statüsü kazanması yeni yeni tartışılıyordu ki biz Türkiye’de bir ilke imza atarak belediye meclisimizden “Cemevleri İbadethanedir” kararı çıkardık. İnanç özgürlüğü adına yaptığımız bu çalışmalardan ve Maltepe halkının bu anlayışımıza sahip çıkmasından dolayı mutluyum” dedi. cumhuriyet.com.tr

Almanya'da aşırısağcıparti için takip kararı

Almanya'da aşırı sağcı parti için takip kararı Almanya’da aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’nin hem eyalet hem de federal düzeydeki tüm faaliyetlerinin Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) tarafından izleneceği belirtildi. Ülke basınındaki haberlere göre, Anayasa Koruma Teşkilatı Başkanı Thomas Haldenwang, kurumun eyalet teşkilat temsilcileriyle yaptığı toplantıda, AfD’nin tehdit unsuru olarak görüldüğü ve ülke çapında tüm yönleriyle izleneceği bilgisini paylaştı.Buna göre, Anayasayı Koruma Teşkilatı, istihbarat araçlarını kullanarak AfD’yi izleyebilecek ve parti içindeki muhbirlerden bilgiler alabilecek.PARTİDEN TEPKİ GÖSTERİLDİAfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla, bu duruma tepki göstererek, "Anayasayı Koruma Teşkilatının bu yöntemi skandaldır" dedi.AfD’nin "şüpheli vaka" olduğunun duyurulmaması gerektiğini belirten Chrupalla, "BfV, AfD’nin şüpheli vaka olduğunu açıklama izni olmamasına rağmen partiler arası demokratik rekabeti, AfD’nin aleyhine etkilemek için bu bilgiyi medya üzerinden yayıyor" ifadesini kullandı.Öte yandan AfD'nin Köln İdari Mahkemesinde, partinin istihbarat servisince olası "şüpheli vaka" olarak değerlendirilmesine karşı açtığı dava devam ediyor.Anayasayı Koruma Teşkilatı daha önce AfD’nin genelini "inceleme" olarak sınıflandırmıştı. Bu sınıflandırmayla iç istihbarat servisinin sadece partinin kamuya açık faaliyetlerini değerlendirebilme ve açık kaynaklardan bilgi toplayabilme izni bulunuyordu.Öte yandan Anayasayı Koruma Teşkilatı, 2019’da AfD’nin gençlik teşkilatı "Junge Alternative" ve "Der Flügel" adlı partinin sağ kanadını "aşırılık eğilimleri" olduğuna ilişkin emarelerin bulunduğu gerekçesiyle "şüpheli" durum olarak sınıflandırmıştı. AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter