News - Haberler
California sağlık yetkililerinden Moderna aşısıuyarısı
California sağlık yetkililerinden Moderna aşısı uyarısı California sağlık yetkilileri, alerjik reaksiyonlar nedeniyle Moderna'nın geliştirdiği Covid-19 aşısının dağıtımının geçici olarak durdurulmasını tavsiye ettiğini aktardı. Pfizer-BioNTech aşısını olduktan sonra hayatını kaybedenlerin sayısının 33 kişiye yükselmesi endişeye neden oldu. ABD'nin California eyaletinden de Moderna koronavirüs aşısı için bir uyarı geldi. ABD basını, California sağlık yetkililerinin, alerjik reaksiyonlar nedeniyle Moderna'nın Covid-19 aşısının dağıtımının geçici olarak durdurulmasını tavsiye ettiğini duyurdu.Moderna koronavirüs aşısının uygulandığı bir klinikte, 10 kişinin alerjik reaksiyon göstermesi üzerine eyalet sağlık görevlileri, durumu araştırdıklarını belirtirken uzmanlar, aşıya karşı gelişen alerjik durumun 100 binde bir olduğunu açıklamıştı. BİR DOKTOR ALERJİK REAKSİYON GÖSTERMİŞTİBolton eyaletinde geçtiğimiz aralık ayında kabuklu deniz ürünleri alerjisi bulunan bir doktor, ilaç şirketi Moderna'nın ürettiği Covid-19 aşısını olduktan hemen sonra bünyesinin tepki vermesi üzerine acilen hastaneye kaldırılmıştı. ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nin 20 Aralık'ta onayladığı ikinci aşı Moderna'nın koronavirüs aşısının ülkede dağıtımına başlandı. 5,9 milyon aşı dozu kutuları kargoyla gönderilmişti. DHABilim Kuruluüyesi tarih verdi: Okullar açılabilir
Bilim Kurulu üyesi tarih verdi: Okullar açılabilir Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Türkiye’de acil kullanım onayı ile uygulamaya giren Çinli Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac aşısının uygulanmasıyla beraber ilk hedeflerden birinin okulları açmak olduğunu söyledi. /Archive/2021/1/18/120253630-12377c9b2c03568c95f4bb7f273013d4.jpgTürkiye’de geçen perşembe günü öncelikli olarak yüksek risk grubundaki sağlık çalışanlarıyla başlanan Covid-19 aşılamalarında şimdiye dek 700 binin üzerinde sağlık çalışanı aşılandı. Aşılamalar, sırasıyla huzurevleri sakinleri ve çalışanları ile yüksek risk grubundaki 65 yaş üstü vatandaşlarla devam edecek. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, aşıyla ilgili oluşan soru işaretlerine değinerek şunları söyledi:“Öncelikle, hastalığı geçirenlerin şu ana kadar yapılmış çalışmalarda genellikle 6 aya kadar bağışıklığının kaldığı düşünülüyor. Çok nadir yeniden enfeksiyon olma oranı. Çok çok düşük. O nedenle genellikle hastalığı geçirenlerin 6 aydan önce aşılanmalarına gerek yok deniyor. Dünyada da genel bilgi olarak bu şekilde. Biz de ilk 6 ay zaten aşılamayacağız. Vatandaşların antikor baktırmasına da gerek yok zaten herkesin antikorlarına bakılması da çok uygulanabilir bir şey değil. Ancak sağlık çalışanlarında durum farklı. Özellikle hafif geçirenlerde, antikor oluşmuyor ya da çok az oluşuyor. Bu durumda da T hücre yanıtı dediğimiz savunma mekanizması ile de korunabiliyoruz. Ama sağlık çalışanlarının virüse maruz kalma riskleri çok yüksek. O nedenle de istemeleri halinde ön safhada çalıştıkları için, hastalığı geçirmiş olsalar da aşılanacaklar.”‘28 GÜN ARAYLA YAPILMASI DAHA YÜKSEK ANTİKOR SAĞLIYOR’Aşının 14 gün arayla değil de 28 gün sonra ikinci dozunun yapılacak olmasıyla ilgili tartışmalara da yanıt veren Prof. Dr. Yavuz, inaktif aşılarda aşı yapma aralığının birkaç hafta olması gerektiğini ve tüm aşılama programlarında bu şekilde bir uygulamanın tercih edildiğini vurgulayarak şöyle konuştu:“Bu aşının, 0-14 yerine 28’inci gündeki ikinci doz uygulamalarda antikor seviyesinin iki kat daha yüksek olduğu bilgisine sahibiz Faz 2 çalışmalarından. Öncelikli olarak yüksek risk grubu ve yaşlılara yapılacağı için de daha yüksek antikor oluşturması çok daha önemli. Bu bilgiye dayanarak aşılamanın 28 gün arayla olmasını önerdik. Normal 18-59 yaş arası grupta da antikor seviyesi 28 günde bir yapıldığında çok daha yüksek oluyor. Antikor seviyesinin yüksekliği de büyük olasılıkla daha uzun bir bağışıklık sağlayacak. Türkiye'de vaka sayıları hazır aşağı doğru inmişken ve kısıtlamalarımız da devam ederken bir yandan bunu fırsat olarak kullanalım ve insanları 28 günde (ikinci doz) aşılayarak daha iyi bir bağışıklık oluşturalım diye bu karar alındı. Herkes bundan en iyi şekilde faydalansın diye yani. Burada bilim dışı bir yaklaşım yok kesinlikle. Tamamen klasik immünoloji bilgisiyle hareket edilerek alınmış bir karar. Zaten bütün aşıların Faz 2 çalışmalarında iki doz arasını biraz daha açtığınızda daha iyi antikor yaptığı biliniyor. Ama pandemi nedeniyle hız kazandırmak gerekiyor sürece. 14 günde bir yapılmasının nedeni de, kısa sürede daha düşük de olsa koruyucu bir antikor yanıtı elde edelim diyeydi aslında. Evet 14 günde de elde ediliyor koruyuculuk ama 28 günde sonuçlar daha iyi.”‘İNGİLTERE’DEKİ MUTASYON ENDİŞE VERİCİ’Sars Cov-2’de mutasyonların grip salgınlarındaki kadar hızlı beklenmediğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, İngiltere’de ortaya çıkan ve hastalığın bulaşma hızını artırdığı düşünülen yeni mutasyonun endişe yarattığını belirterek “İngiltere'deki mutasyon şu an neden önemli? Çünkü bulaştırıcılığını çok artırdığına yönelik güçlü kanıtlar var. Nitekim İngiltere'de pik çok arttı. Buna bağlı olarak Amerika ve İrlanda’da da sayılar hızla yükseliyor. Bu, bizi de kaygılandırıyor mutasyonlarla ilgili. Ama aşılara bağışıklık geliştiren bir mutasyon henüz tespit edilemedi” dedi. Hollanda’da görülen ve vizon türü olan Minklerden insanlara koronavirüs bulaşması üzerine yapılan incelemelerde bu hayvanlardan insanlara geçen mutasyonda bağışıklıktan bir miktar kaçabildiğinin tespit edildiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Yine Güney Afrika'daki yeni mutasyonla ilgili böyle şeyler söyleniyor ama bunlar henüz yaygınlık kazanmadığı, sınırlı kaldığı için, şu an çok kaygı yaratmıyor. Şimdiye kadar yaygınlaşan mutasyonlarda belirgin olarak elimizdeki aşılardan kaçabilen bir türü henüz tespit edilemedi” diye konuştu.‘ÖNCELİĞİMİZ OKULLARI AÇMAK OLMALI’Şimdiki bilgilerimizle toplumun ancak yüzde 70’inin aşılanmasıyla toplumsal bağışıklıktan söz edilebileceğini ve bunun da yıl sonunu bulabileceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, bu yıl da önlemlere devam etmek zorunda olduğumuzun altını çizdi. Kısıtlamaların ise ancak Şubat ayından sonra gevşetilmeye başlanabileceğini söyleyerek burada da önceliğin okulların açılmasına verilmesi gerektiğini belirtti ve sözlerini şöyle noktaladı: “6 aydan önce bunu (toplumsal bağışıklığı) sağlamak mümkün değil. Hatta yıl sonunu bile bulabilir. Biz öncelikle okulları açmayı hedefliyoruz. Günlük vaka sayıları onbinlerden biraz düşüp de test pozitiflik oranlarımız yüzde 5’in altına indiğinde bunu düşünebileceğiz. Yani rakamların günlük binlerin altına indiğini görmemiz gerekiyor. Ancak o şekilde okul açarak serbestleşmeye gitmek gerekiyor. Şu an çocukların durumu gerçekten çok kötü. Eğitim yönünden çok eksik kaldılar. Çok sıkıntılı bir durum. Bana kalırsa önceliği okullara vermek gerekiyor. Bunun da Şubat'tan sonrası için olabileceğini düşünüyorum. Bu dönem zaten herkes için kayıp bir dönem oldu.” (DHA)Ege Denizi'nde 4 büyüklüğünde deprem
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Ege Denizi'nde 4 büyüklüğünde deprem Ege Denizi'nde 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 07.23'te Ege Denizi'nde 4 büyüklüğünde deprem kaydedildi.Depremin 28,18 kilometre derinlikte olduğu ve Muğla'nın Datça ilçesine 97,78 kilometre yakınlıkta gerçekleştiği belirlendi. AAMimarisiödüllüolan Gaziantep Hükümet Konağı’nın, millet bahçesi için yıkılacağıiddiası
Mimarisi ödüllü olan Gaziantep Hükümet Konağı’nın, millet bahçesi için yıkılacağı iddiası Çevre Bakanı Kurum, Gaziantep Hükümet Konağı’nın millet bahçesine bağlanacağı için yıkım kararı alındığını duyurdu. Binaya 3 yıl önce 5 milyon lira harcanmıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Gaziantep Valisi Davut Gül ve AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin ile birlikte şehirde devam eden kentsel dönüşüm çalışmalarını ve çevre projelerinin son durumunu değerlendirdi. Bakan Kurum, “Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm” hedefi kapsamında Gaziantep’te sağlıksız ve riskli yapıların bulunduğu mahallelerde yaşayan yurttaşları güvenli konutlara kavuşturmak amacıyla TOKİ başkanlığında, büyükşehir belediyesi ile 2 bin rezerv konut üreteceklerini duyurdu. Kurum, Gaziantep Millet Bahçesi’ni de valilik binasının bulunduğu alana yeşil yollarla bağlayarak yaklaşık 120 bin metrekare büyüklüğünde bir yeşil alanı Gaziantep’e kazandıracaklarını ifade etti.‘YETER, DOKUNMAYIN!’Proje kapsamında valilik binasının millet bahçesine bağlanıp yıkılacağını savunan Gaziantep Şahinbey Belediyesi Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Hasan Şencan, valilik binasına yaklaşık üç yıl önce 5 milyon TL’lik bir tadilat harcaması yapıldığını ifade ederek “1984 yılında açılarak proje yarışmasıyla mimarisi belirlenen, ödüllü bina olan Gaziantep Hükümet Konağı yıkılıyor. Bu şehrin insanlarına, STK’lerine sorulmadan tek adam zihniyeti ile alınan bu karar kabul edilemez. Bu şehrin tarihine, dokusuna, yapısına, simgesine dokunmayın, yeter artık. Aldığınız kararlar bu şehrin insanını ilgilendiriyor, siz bu binaya çirkin diyorsunuz ama yaptığınız ucube binalar ortada. Dünyanın en eski şehri olan Gaziantep yaşayan bir şehir olmalı” dedi. cumhuriyet.com.trMimarlar Odası’ndan, AOÇ’nin açtığımetrekaresi 5 liraya gelen depo ihalesine tepki
Mimarlar Odası’ndan, AOÇ’nin açtığı metrekaresi 5 liraya gelen depo ihalesine tepki Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü (AOÇ), Saray’ın yanındaki 1412 metrekarelik alanı depo olarak 5 yıllığına kiraya vermek üzere ihale açtı. İhaleye “AOÇ Müdürlüğü ve iktidar, AOÇ’yi iç ediyor” sözleriyle tepki gösteren mimarlar, alanda tarım yapılması çağrısında bulundu. Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü (AOÇ), Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın hemen yanındaki 1412 metrekarelik taşınmazı depo olarak 5 yıllığına kiraya vermek üzere ihale açtı. İhaleye tepki gösteren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, söz konusu alanın tek bir parselin bir parçası olduğuna işaret ederek “AOÇ parselleri, parça parça kiralanıyor. AOÇ Müdürlüğü ve iktidar, AOÇ’yi iç ediyor” dedi. Alanın kirasının metrekare başına 5 lira civarında belirlendiğine işaret eden Candan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) alanı kiralama ve tarım yapma çaprısında bulundu. AOÇ Müdürlüğü’nün ihale ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Etimesgut ilçesi Bahçekapı Mahallesi’nde bulunan 800 metrekaresi açık, 612 metrekaresi kapalı toplam 1412 metrekarelik taşınmaz depo olarak kiralanacak. İhale, 28 Ocak’ta, saat 14.00’te, açık artırma usulüyle yapılacak. İhalede tahmini bedel aylık 7 bin 500 lira artı KDV, geçici teminat tutarı 13 bin 500 lira, kati teminat tutarı da ihalede oluşacak kira bedelinin 5 yıllık tutarının yüzde 6’sı olarak belirlendi.‘BAĞIŞA UYGUN DEĞİL’Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Candan, ihaleye tepki gösterdi. Söz konusu bölgenin plan değişiklikleri ve ihaleler ile çok hareketli olduğuna işaret eden Candan, bölgedeki bazı düzenlemelere itiraz ettiklerini ve yargıya taşıdıklarını aktardı. AOÇ arazilerinin amacına uygun kullanılmadığını vurgulayan Candan, “Alanlara, alelade bir alan gibi davranılıyor. AOÇ’nin genel olarak bütün topraklarının iyi yönetilemediği ortada. AOÇ, Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağışına uygun yönetilmiyor. O yüzden bir yer bitiyor, diğer yer kiralanıyor” dedi. Söz konusu alanın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın hemen yanında, Gazi Orduevi ile de dip dibe olduğuna işaret eden Candan, alanın büyük bir tek parselin bir parçası olduğunu da belirterek “AOÇ parselleri, parça parça kiralanıyor. AOÇ Müdürlüğü ve iktidar, AOÇ’yi iç ediyor” diye konuştu. Candan, alanın ne deposu yapılacağının ihale sonucunda belli olacağını söylerken, söz konusu alanın metrekaresinin aylık kirasının 5 lira civarında belirlendiğini aktardı. ABB’ye de seslenen Candan, alanın ABB tarafından kiralanması ve tarım yapılması çağrısında bulundu. Sefa UyarMuratpaşa Belediye BaşkanıUysal,‘Gelecek içinüretim’diyor
Muratpaşa Belediye Başkanı Uysal, ‘Gelecek için üretim’ diyor Antalya Muratpaşa Belediyesi, kurduğu atölyeler, bitki üretim tesisleri, aşevi gibi çalışmalarıyla sunduğu hizmetlerin yüzde 80’ini özkaynaklarıyla karşılıyor. Belediye Başkanı Uysal, “Her şey çocuklarınız için” diyor. Antalya’nın Muratpaşa Belediyesi, kurduğu atölyeler, bitki üretim tesisleri, aşevi gibi üretime yönelik çalışmalarıyla sunduğu hizmetlerin yüzde 80’ini öz kaynaklarıyla üretiyor. Pandemiye ve gıda güvenliğinin önemine dikkat çeken Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Ekilebilir alanlarda bir karış boşluk bırakmamamız, tarımdan başlayarak hayatın her aşamasına üretimi yaymamız lazım. Türkiyemizin geleceği ve çocuklarımız için, her zaman üretim üretim üretim diyorum” dedi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Uysal şunları söyledi:- Muratpaşa’nın Yamansaz bölgesinde atıl arazileri tarlaya çevirerek tarımsal üretim çalışmaları yapıyorsunuz. Tarımsal üretime ilişkin neler söylemek istersiniz?Biz aşağı yukarı tüm malzemelerimizi kendisi üreten bir belediyeyiz. Sadece Yamansaz bölgesinde değil boş arazilerimizi tarım faaliyetleri açısından değerlendirdik. Nisan ayında mısır ekerek başladık. Mısır hasadı yapıp komşularımızla paylaştıktan sonra şimdi buğday ektik. Amacımız üretime teşvik etmek. Dünyanın, insanlığın yaşadığı bu büyük sıkıntılar karşısında gıda üretimi ve diğer alanlardaki üretimin çok büyük ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Tarımdan başlayarak hayatın her aşamasında üretimi yaymamız lazım.- Bu tarım arazileriyle neler amaçlanıyor? Bugüne kadar kaç ihtiyaç sahibine ulaşıldı?Birincisi aşevimiz var. Orada ihtiyacı olan komşularımıza yemek pişiriyoruz. İkincisi, yoksul mahallelerde dağıtıyoruz. Üçüncüsü; insanlara, ‘üretelim’ mesajı veriyoruz. Biz mısır ektikten sonra çok sayıda yerel yönetim ve kişi ekim yaptı. Bir kısmı da bizi arayarak bizden ilham aldıklarını belirttiler. Pandemi sürecinde bizimki ilkti. Gereken amaca ulaştı. O üretim seferberliği duygusunu vermeyi başardığımızı düşünüyorum. Aşevlerimiz pandemi döneminde 3 bin kişiye kadar çıkan günlük yemek kapasitesine sahip.- Mısır ve buğday dışında bir ekim çalışmanız var mı?Şu an çocukların toprak ve üretim duygusunu geliştirmek için balkonda saksılarda tarım üzerine çalışıyoruz. 2 bin 500 büyük saksı dağıttık. 2 bin 500 tane daha dağıtacağız. Kış bitkileri var şu an. Mevsim bitince yaz bitkileri ekilecek. Çocukların da üretim duygusunu yakalayabilmesi için, pedagojik yönü olacak şekilde tarım yapmasını teşvik etmeye çalışıyoruz. Biz tamamen şehirleşmiş bir ilçeyiz. Buna rağmen boş parsellerimizi tarımsal üretime ayırarak insanlarda da bu duygunun yeşermesini istiyoruz.- Belediyenin hayata geçirdiği “Çevreci komşu kart” Türkiye’nin tek ödüllü geri dönüşüm projesi. Bu projeden bahseder misiniz?Bu çok önemli bir inovasyon. Tüm sokaklarımıza haftada 2 kere elektrikli araç gönderiyoruz. Komşularımız kâğıt metal plastik tüm nitelikli atıkları biriktiriyorlar ve tartarak bize teslim ediyorlar. Ellerinde bir kart var. Gramajına göre o kartlara puan yükleniyor. O puanı direkt paraya çevirebiliyorlar ya da istedikleri yerde harcayabiliyorlar. Kartımız sadece Muratpaşa’da değil, Türkiye’nin her yerinde geçiyor. İsterlerse ihtiyaç sahibi öğrencilere burs olarak da verebiliyorlar. Sürekli kartını kullanan komşu sayımız 10 bin civarında. Toplam akredite olan insan sayısı 35 bin.- Kadınlara yönelik çalışmalarınız neler?Kadın kooperatiflerimizi üretim konusunda yüreklendiriyoruz. Onların ürettiklerini pazarlaması konusunda destekliyoruz. Bir kısmını da belediyeye alıyoruz. Öte yandan “Alyazmalım” ve “Mor Makas” projelerimiz de var. Alyazmalım projemiz, şiddete uğramış kadınlara 5 kişilik bir ekiple hemen müdahale ediyoruz. Mor Makas projemiz ise yaşı küçük gelinlerin saç yapımı sırasında bize ihbarı... İhbara göre, genel kamu yönetimi kurumlarıyla beraber konuya müdahale ediyoruz. İlayda KayaGaziantepÜniversitesiöğretim görevlisi alım ilanında, kişiyeözelşartlar sıralandı
Gaziantep Üniversitesi öğretim görevlisi alım ilanında, kişiye özel şartlar sıralandı TÜGVA Gaziantep İl Temsilcisi Mahmud Tekin, ön elemeyi geçen tek kişi olarak 20 Ocak’taki sınava girmeye hak kazandı. Gaziantep Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yapacak akademisyen ilanında aranan şartların AKP’ye yakınlığıyla bilinen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Gaziantep İl Temsilcisi Mahmud Tekin’e özel hazırlandığı öne sürüldü. Tekin, ön elemeyi geçen tek kişi olarak 20 Ocak’taki sınava girmeye hak kazandı. Gaziantep Üniversitesi’nde 29 Aralık 2020 tarihinde çeşitli bölümlere akademisyen alınacağı duyuruldu. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda ise Elektrik ve Otomasyon Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışacak anabilim dalı öğretim görevlisi ilanı açıldı. Öğretim görevlisi olarak ders verecek akademisyende aranan şartlar arasında, “Fizik Mühendisliği lisans mezunu ve aynı alanda tezli yüksek lisans yapmış olmak, yükseköğretim kurumlarında en az iki yıl ders vermiş olmak” maddesi yer aldı. Üniversitenin aynı gün açtığı başka bir öğretim görevlisi ilanında ise mesleğinde en az 10 yıllık deneyim aranması dikkat çekti. İddiaya göre Elektrik ve Otomasyon Bölümü’ne alınacak akademisyen özelliklerini taşıyan kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu üyesi olduğu TÜGVA Gaziantep İl Temsilcisi Mahmud Tekin. Şartları sağlayıp ön elemeyi geçerek 20 Ocak’taki sınava girmeye hak kazanan tek kişi de yine Mahmud Tekin oldu. Üniversitenin açtığı öğretim görevlisi ilanının Tekin’e özel olduğu öne sürüldü.‘ÇOK ŞANSLI!’Gaziantep Şahinbey Belediyesi CHP’li meclis üyesi Uğur Kalkan, “TÜGVA Gaziantep il temsilcileri çok şanslı. AKP’li Şahinbey Belediyesi önceki temsilciyi öğrenciyken özel kalemden devlet memuru yapmıştı. Gaziantep Üniversitesi ilanına da şimdiki temsilcinin şartları uyuyor” dedi. Çağatan AkyolRuhsatıiptal edilen Sahilada projesinin kararına Torunlarşirketi ve Maltepe Belediyesi'nden itiraz
Ruhsatı iptal edilen Sahilada projesinin kararına Torunlar şirketi ve Maltepe Belediyesi'nden itiraz Danıştay, Maltepe’ye “çift hançer” projesi olarak nitelendirilen “Sahilada” projesine verilen ruhsatın iptali istemiyle açılan davayı reddeden yerel mahkemenin kararını bozdu. Torunlar şirketi ve Maltepe Belediyesi karara itiraz etti. İlçe belediyesinin CHP’li eski meclis üyesi Mehmet Türkyılmaz, “Dava açtım ve kazandım ancak ben müteahhitten hamle beklerken bir anda Maltepe Belediyesi’nin karara itiraz ettiğini gördüm, çok üzüldüm. Birilerinin imam hatipten sınıf arkadaşlarına kent rantını yedirmeyeceğim” dedi. Proje kapsamında 25 katlı iki blok yapılması planlanıyordu.Maltepe, Adatepe mevkiinde Torunlar şirketi tarafından yapılması planlanan “Sahilada” projesi için imar planları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından 2012’de değiştirilmişti. İBB tarafından hazırlanan üst ölçekli plana göre işlem yapması gereken Maltepe Belediyesi alt ölçekli planı hazırladı ve 27 Kasım 2015’te yapı ruhsatı düzenledi. Dönemin CHP’li Meclis Üyesi Mehmet Türkyılmaz bölgeye göre fazla inşaat hakkı verildiği gerekçesiyle ruhsatın ve planın iptali istemiyle idare mahkemesine dava açtı. Davaya Torunlar şirketi de müdahil oldu. İstanbul 11. İdare Mahkemesi “ruhsat yenilenmesiyle davanın konusuz kaldığı ve Türkyılmaz’ın planın yapım sürecinde meclis üyesi olmaması” gibi nedenlerle davayı reddetti. Türkyılmaz’ın temyiz etmesi üzerine dosya Danıştay 6. Dairesi’ne gitti. Danıştay, Türkyılmaz’ın dava açma ehliyeti bulunduğunu belirterek idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vermesi gerektiğine dikkat çekti. Danıştay’ın kararına Maltepe Belediyesi ve Torunlar şirketinin itiraz etmesi dikkat çekti. Belediye ve şirket karar düzeltme talebinde bulunarak alt mahkemenin kararının onanmasını istedi. Hazal OcakAfişlere bile yansıyan‘seçmeli’baskısına Bakan’danşaşırtıcıyorum
Afişlere bile yansıyan ‘seçmeli’ baskısına Bakan’dan şaşırtıcı yorum ‘Seçmeli’ adı altında tüm hızıyla devam eden din dersi seçim baskısını Eğitim Sen Başkanı Kurul’un başkanlığındaki heyet, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile görüşmesinde gündeme getirdi. Sıralanan sorunlara Selçuk’tan dikkat çeken bir yorum geldi. Selçuk'un, Diyanet, vakıflar ve okul yöneticilerinin işbirliğine yönelik, “Bunların çok yüksek oranda cereyan ettiğini sanmıyorum. Bazı ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri bunu dert edinmiş olabilir” dediği öğrenildi. Okullarda seçmeli ders sürecinin başlaması ile dini içerikli derslere yönelik yoğun propaganda başladı. Konunun, Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul başkanlığındaki heyetin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile görüşmesinde gündeme geldiği ve eleştirilerin bakana iletildiği bildirildi. Selçuk’un, Diyanet, vakıflar ve okul yöneticilerinin işbirliğine yönelik, “Bunların çok yüksek oranda cereyan ettiğini sanmıyorum. Bazı ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri bunu dert edinmiş olabilir. Takip ediyorum” dediği öğrenildi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kurul başkanlığındaki EğitimSen heyeti, 15 Ocak’ta, Bakan Selçuk’u ziyaret ederek, eğitim sorunlarını ve sendikanın çözüm önerilerini iletti. Görüşmede, okulların yüz yüze açılma takvimi, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik, 3600 ek gösterge ve seçmeli ders sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı, vakıflar ve okul idarecilerinin din derslerine yönelik çalışmalarının gündeme geldiği öğrenildi. Aynı işi yapan öğretmenler arasında ayrım yapılmasının ve hiyerarji yaratılmasının, çalışma barışını bozduğunu vurgulayan heyet, bu durumun öğretmenlerin işlerini iyi yapmalarını engellediğini aktardı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sözlü sınav ve mülakatlar ile gerçekleştirilen atamalara da dikkat çeken heyet, sözlü sınav uygulamasından vazgeçilmesini istedi. Bakan Selçuk’un ise “yönetici ve özellikle öğretmen atamalarında mülakatların önemli olduğunu ancak yanlış kullanılabildiğini” belirttiği, yeni yapılan atamalarda ise yazılı sınavlarda alınan puanların sözlü sınav olarak değerlendirilmesi yönünde politika izlediklerini aktardı.‘MİSYON EDİNDİLER’Heyet, okullarda ders seçimine yönelik sürecin başlaması ile birlikte Diyanet, sivil toplum kuruluşları ile vakıfların dini seçmeli derslere yönelik baskılarını da Selçuk’a iletti. Selçuk’un, “Belki diğer derslerin de seçilmesi için uğraşıyorlar. Bu kesim de çalışıyor. Bunların çok yüksek oranda cereyan ettiğini sanmıyorum. Bazıları hissedilmiş olabilir. Bazı il ve ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri bunu dert edinmiş olabilir. Bu tür çabalar her zaman olacaktır. Seçmeli dersler içinde dini içerikli derslerin oranı belli bir şeyi geçmiyor. Bunu takip ediyorum” dediği, heyetin ise okul yöneticilerine yönelik “Misyon edinmiş olarak çalışıyorlar” tepkisini gösterdiği öğrenildi. Sefa UyarCHP Genel BaşkanıKemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, pekçokülkeden uzmanların katıldığıbir‘zoom’toplantısıyapıldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, pek çok ülkeden uzmanların katıldığı bir ‘zoom’ toplantısı yapıldı CHP’li İlgezdi’nin Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında yapılan toplantı sonrasında hazırladığı Aşı Raporu’nda, “Aşı planlarında 18 yaş altı tüm ülkelerde ihmal ediliyor. Salgının tam olarak önlenebilmesi için 18 yaş altının da mutlaka planlanması gerekmektedir” saptamasına yer verildi. Tüm dünyada Covid - 19 için aşılama sürerken, Türkiye’deki çalışmalar ise henüz sağlık çalışanları aşamasında. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, Çin, Amerika, İsveç, Almanya ve Türkiye’den enfeksiyon hastalıkları uzmanları, virologlar, halk sağlığı uzmanları, aşı geliştirme uzmanları, biyologlar, bioteknologlar ile gerçekleştirdiği “zoom toplantısı” sonrasında “aşı raporu” hazırladı. Raporda, “salgın ilerlemeden 18 yaş altının da aşılanması, Türkiye’nin bir yıl içinde 150 milyon doz aşıya daha ihtiyacı olduğu, bu süreçte çocukluk dönemi aşılarının tehlikede bulunduğu, aşılama takvimindeki aşıların üretilmesinin önemli olduğu, hızlı aşılanmanın da mutasyonlardan koruyacağı” vurgulandı. CHP’li İlgezdi’nin Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştirilen toplantı sonrasında hazırladığı raporda, özetle şu tespitlere yer verildi:18 YAŞ ALTI DA AŞILANMALIYapılan aşı planlarında 18 yaş altı tüm ülkelerde ihmal edilmekte. 18 yaş üzeri değil, 18 yaş altının da mutlaka planlanması gerekmektedir. Uzmanlara göre bu tür patojenlerin yayılımını tam olarak kesebilmek için belirtisiz veya az belirti gösteren kişilerin de yani çocukluk döneminin de aşılanması gerekmektedir. BİR YIL İÇİNDE 150 MİLYON DOZ İHTİYAÇUzmanlar, Türkiye’de 82 milyon nüfusun yaklaşık 70 milyonunu mutlaka aşılamak gerektiğini söylemektedir. Bu 70 milyonun aşılanması için 150 milyon doz aşıya ihtiyaç vardır. ÇOCUKLUK DÖNEMİ DİĞER AŞILAR TEHLİKEDESalgın nedeniyle aşı üretimi Covid-19’a endekslenmiş durumda. Bu nedenle çocukluk dönemi diğer aşılara erişimde sorunlar doğması muhtemeldir. BAKANLIĞIN TUTUMU AŞI KARŞITLIĞINI ARTIRDIÜlkemizdeki aşı karşıtlığı sorununa ek olarak Covid-19 döneminde Sağlık Bakanlığı’nın aşı ile ilgili gerekli bilgilendirmeleri yapmaması, aşı karşıtlığını ve aşı tereddüdünü artırmıştır. Türkiye’de uygulanacak olan aşıyı üreten Sinovac şirketinin yapılan tartışmalara ışık tutacak açıklama yapmaması, aslında ürününe karşı olan güvenin azalmasına yol açmaktadır. ŞEFFAFLIK İÇİN TİTCK VERİ AÇIKLAMATürkiye İlaç ve Tıbbi Cihazlar İlaçlar Kurumu da (TİTCK), Amerikan FDA, Alman Robert Koch Enstitüsü gibi tüm verileri şeffafça açıklamalıdır. FDA internet sitesinde, Moderna ve Pfizer aşılarının FDA sunumları canlı olarak verildi ve halen internette yer almaktadır. PCR TESTLERİ NEDEN HATALI ÇIKTI?PCR testleri için, izole edilmiş bir virüsün sekans bilgisine ihtiyaç vardır. Dünya farklı yerlerden gen bölgelerine ait bilgiler almıştır. Böyle riskli bir durumda birden fazla yerden bu bilgiler alınıp çalışmaların yapılması gerekirken, sadece Amerikan CDC’ye güvenilmiştir. Oysa, CDC’deki gen tanıyıcı bölgeler Amerika’da da sorun yaratmıştır. Dünyanın diğer ülkelerinin yaptığı gibi birden çok yerden bilgi alınmadığı için Türkiye’de de sorunlu testler kullanılmıştır. FARKLI METOT KULLANILDITürkiye ayrıca testlerde farklı bir metot kullanmıştır. Türkiye şu an RNA izolasyonu yapmadan virüsü bir kırıcı çözeltinin içine koyarak içerisinde çok hızlı bir şekilde analiz yapmaktadır. Bu yöntem, genel anlamda işe yarasa da zayıf pozitiflerin testte saptanamamasına neden olmaktadır. Bu da hastalığın daha hızlı bir şekilde yayılmasına yol açmıştır.YERLİ AŞIYA YETERİNCE DESTEK YOKTürkiye’de yapılacak aşılara da destek olunması gerekmektedir. Şu anda devlet tarafından ciddi bir destek yapılmamaktadır. Devlet, “Üretin, getirin, kontrol edeyim, ondan sonra uygun görürsem alırım” demektedir. Ama bu üretimin ne kadar kapasitede olacağının planlanması ve özel sektör varsa devlet eliyle desteklenmesi gerekir. Aşı araştırmaları sonucunda bir aşı bulunsa bile, bunu GMP (İyi Üretim Uygulamaları) şartlarında üretmek gerekmektedir. Türkiye’de sadece tek bir GMP yeri mevcut. Bu da salgın dönemi için yetersizdir. Yani lojistik olarak 80 milyon insana birden fazla aşının üretimi zor olacaktır. 5 Ocak 2021 itibarıyla Türkiye’de 17 tane aşı çalışması kayıtlara girmiş görünmektedir. Bunlardan yalnızca bir tanesi, Erciyes Üniversitesi’nin araştırması, uluslararası databasede Faz-1’de görünmektedir. Bu inaktif aşının, Faz-1 sonuçlanma zamanı, yine uluslararası data veri tabanında 2021 Mart ayının sonu görünmektedir. Sonra Faz-2’ye geçilirse, daha sonra Faz-2’de işler yolunda giderse ve Faz-3’e geçilirse, Faz- 3’te işler yolunda giderse, en iyimser tahminle 5-6 ay sonra Faz-3 olumlu rapor alınabilecektir. Selda GüneysuAşılamaçalışmalarında madencilerinöncelikli listede yer bulmamasıtepkiçekti
Aşılama çalışmalarında madencilerin öncelikli listede yer bulmaması tepki çekti CHP’li Yavuzyılmaz, “Madencileri unutmayın” dedi. Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Yeşil: “Üzüldük, girişim başlatacağız.” Türkiye’de aşılama çalışmaları başlarken madencilerin öncelik listesine alınmaması tepki çekti. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “Yapısı itibarıyla akciğerlere tutunan koronavirüs, mesleki hastalıklar nedeniyle zaten akciğerleri tehlike altında olan, gerek devlet gerek özel maden ocaklarında çalışan 200 binin üzerindeki madenciyi tehdit etmektedir. Sağlık Bakanlığı’na çağrımdır. Bir avuç kömüre ömrünü vererek çalışan, hastalanan, ciğerlerini zaten tükenmiş madencileri unutmayın” dedi. Aşı takvimine göre sağlık çalışanlarının ardından yaşlı, engelli, koruma evleri gibi yerlerde kalan kişiler ve buraların çalışanları aşılanacak. Koronavirüs salgınına karşı aşılama ikinci aşamada Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı çalışanları ile kritik görevde bulunan kişiler aşılanacak. Sektörlerin yer aldığı takvimde madencilik sektörüne yer verilmemesi ise tepkiye neden oldu.‘ANLAŞILIR DEĞİL’CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “KOAH gibi solunum yolu hastalığının sıkça görüldüğü madencilik mesleğinin riskli gruplara dahil edilmemesi ve aşıda öncelik verilmemesi anlaşılır değildir. Pandeminin ülkemizde görülmesi sonrasında yaptığımız çağrılarla Zonguldak’ta önce Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) sonrasında ise özel maden ocaklarında geçici olarak üretime ara vermiş, gerekli tedbirler alınmış ve bu sayede binlerce madenci ve ailesinin hayatı kurtulmuştur. Ancak aynı özen ne yazık ki Sağlık Bakanlığı’nın aşılama takvimi belirlenirken gösterilmemiştir” ifadelerini kullandı. Yavuzyılmaz, madencilerin salgın açısından yüksek riskli meslek grupları arasında olduğuna dikkat çekerek, “Madencilerimiz için yeni kararlar alınmalıdır!” dedi.‘GİRİŞİM BAŞLATACAĞIZ’Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Yeşil de ilk aşamada sağlıkçılara ve 65 yaş üstüne aşı yapılmasını desteklediklerini belirterek, madencilerin aşı takviminde olmamasına üzüldüklerini belirtti. Yeşil, “Arkadaşlarımız yerin yüzlerce metre altında yoğun emek çalışıyorlar. Arkadaşlarımızın omuz omuza çalıştığı bir ortamda aşı sıralamasında tabii ki bizlerin öncelikli olması bizim arzumuz. Bununla ilgili girişimleri başlayacağız” diye konuştu. Hazal Ocak