Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 06.22.2025, 11:05 AM (GMT)

News - Haberler

Çalımbay:“Hakemler oyunculara düşman gibi”

Çalımbay: “Hakemler oyunculara düşman gibi” figure > Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, hakemlerin maçlarda daha yapıcı olması gerektiğini söyledi. Çalımbay, “Hakem arkadaşlarımız biraz yapıcı olsun" dedi. DG Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, hakemlerin maçlarda daha yapıcı olması gerektiğini söyledi. Çalımbay, “Hakem arkadaşlarımız biraz yapıcı olsun. Sporcuların tepkisine hemen karşılık vermesinler. Oyuncu düştüğünde elinden tutup kaldırsın. Boynunu okşasın. Bunları yapması gerekiyor. Oyunculara düşman gibiler. Sert konuşuyorlar. Biraz daha yapıcı ve olgun olurlarsa her şey daha iyi olur” dedi.Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, kulübün resmi internet sitesine açıklamalarda bulundu. Çalımbay, ilk olarak ligde geçtiğimiz hafta deplasmanda Beşiktaş ile oynadıkları maçı ve mücadelede yaşanan olayları değerlendirdi. Beşiktaş maçına iyi başladıklarını ve gayet iyi oynadıklarını söyleyen Çalımbay, “Max Gradel ve Mustapha Yatabare ile önemli pozisyonlar bulduk. Beşiktaş’ın attığı golde topun taca çıktığını söyledi arkadaşlar ve itiraz ettiler. 4 dakika inceleyip gole karar verdiler. Biz de baktık ki top bayağı çıkmış. Hakem görmedi. Yan hakem de kötü yerdeydi. Bariz çıkan bir toptu göremediler. Benim anlamadığım kamuoyunda hala bunu tartışıyorlar. Futbolun içinden gelmiş arkadaşlar bile bunu tartışıyor. Bizim de hatamız var. Gelen ortada defans arkadaşlarımızın vurdurmaması gerekiyordu. Hakan Arslan’ın yaşadığı olay bizi bayağı üzdü. Hakan Arslan’ın bu olayı yapmaması gerekiyordu. Biz 11 kişi kalsaydık o maçın 3-0 bitmesi mümkün değildi. Biz o maça iyi hazırlanmıştık. 11 kişi telafi edebilirdik ikinci yarı” diye konuştu.“KONUŞTUM KONUŞTUM NE OLDU? CEZA ALDIM”Maçlarda yaşadıkları hakem hatalarından dolayı itirazlarda bulunduğunu söyleyen Çalımbay, “Göztepe maçının ardından bir daha hakemlerle ilgili konuşmayacağımı belirtmiştim. Bizim camialar ile işimiz yok. Biz sadece hakem hatalarını söylüyoruz. Ardından 2 defa disiplin kuruluna sevk edildim sadece doğruları ve hataları söylediğim için. Ondan sonra ben bir daha konuşmayacağımı söyledim ve konuşmadım. Konyaspor, Giresunspor (Kupa maçı) ve Gençlerbirliği maçlarında da hakemle ilgili bir tane konuşma yapmadım. Başkanımız gayet iyi şekilde konuşuyor. Gerekli cevapları veriyor. O yüzden artık benim çıkıp konuşmama gerek yok. Konuştum konuştum ne oldu? ceza aldım. Benim camialarla işim olmaz. Herkesi seviyorum. Geçtiğimiz sezondan beri bir sürü hakem hatalarından dolayı mağdur olduğumuz durumlar oldu. Onları söyledik. Hakemler de dikkat edecek ama etmiyorlar. Sakın beni ve arkadaşlarımızı suçlamasınlar. Hakem hataları olmazsa; ne bizden biri atılır, ne birine bir şey olur” dedi./Archive/2021/1/1/123821843-hkm.jpgÇalımbay, kırmızı-beyazlı takımda futbolcuların yorgun olduğunu belirterek, “Haftada 3 maç yapacağız. Sakatlarımız çoktu. Hastalanmayan hemen hemen kalmadı. Sıkıntılı bir süreç geçirdik. Eksiklerimiz, sakatlarımız oluyor ama ben takımıma çok güveniyorum. Kendi sahamızda oynadığımız maçlarımızı çok iyi bitirmemiz gerekiyor. Herkes bunun farkında. 2 gündür arkadaşlarımızla kısa kısa toplantılar yapıyoruz. Orda da anlatıyoruz. Sakatlık yaşamazsak bu maçlardan alnımızın akıyla çıkacağımızı düşünüyoruz” dedi.“HAKEMLER ÇOK SERT KONUŞUYOR”Maçların sonucunu hakemlerin belirlememesi gerektiğini kaydeden Çalımbay, “Ne bize ne de başka bir takıma olmasın. Hakemlerin daha dikkatli olması gerekiyor. Hakem arkadaşlarımız biraz yapıcı olsun. Sporcuların tepkisine hemen karşılık vermesinler. Hakan Arslan’a, Arda Kardeşler kartını gösteriyor, ikinci kartı ise büyük bir hışımla gösteriyor. Niye gösteriyorsun? Zaten adamın canı yanmış. Oyuncu düştüğünde elinden tutup kaldırsın. Boynunu okşasın. Bunları yapması gerekiyor. Oyunculara düşman gibiler. Sert konuşuyorlar. Biraz daha yapıcı ve olgun olurlarsa her şey daha iyi olur" ifadelerini kullandı.Hakem hatalarının sadece Sivasspor’a değil herkese olduğunu da sözlerine ekleyen Çalımbay, “Galatasaray maçında yaşadığımız hakem hatalarını dile getirdiğimizde Galatasaraylılardan tepki geldi ama ben onlara bir örnek vereyim. Karagümrük maçında hepsi isyan etti. Galatasaray’ın canı yandı orada. Niye isyan oluyor hakeme karşı? Biz de hakeme isyan ediyoruz. Olay bu. Bizde de yapılıyor, onlara da yapılıyor. Biz hiçbir zaman Galatasaray, Göztepe bize şunu yaptı demiyoruz. Hakem arkadaşların hatalarını söylüyoruz. Bugüne kadar VAR’da her ofsaytta çizgi çekilmiş, bizim yediğimiz bariz ofsaytta çizgi çekilmiyor. Bizim söylediğimiz bu. Herkesin hakem hatalarından dolayı canı yanıyor. Kimsenin kimseyle derdi yok. Herkesin derdi hakem hataları” diye konuştu. İHA

İTO perakende sektöründeki fiyat artışoranlarınıpaylaştı

İTO perakende sektöründeki fiyat artış oranlarını paylaştı figure > İTO verilerine göre, İstanbul'da aralıkta geçen yılın aynı ayına göre perakende fiyatlar yüzde 14,40, toptan fiyatlar yüzde 18,18 arttı. AYRINTILAR GELECEK... cumhuriyet.com.tr

Covid: Pandemi ne zaman durdurulamaz hale geldi?

Covid: Pandemi ne zaman durdurulamaz hale geldi? figure > 2019 Aralık'ta ilk olarak Çin'de tespit edilen Covid-19 kısa süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına aldı. Peki, salgın ne zaman kontrolden çıktı? Bilim insanları bu soru üzerine çalışıyor. Getty ImagesSalgın hastalıkların ileriye dönük yaşandığı, ancak yalnızca geriye doğru anlaşılabildiği söylenir.Covid-19 salgını, ilk olarak 2019 Aralık'ta Çin'in Wuhan kentinde tespit edilmesinin bu yana 1,7 milyon kişinin ölümüne sebep oldu.Şimdi ise uzmanlar virüsün küresel olarak ne zaman kontrolden çıktığı yönündeki araştırmalarına devam ediyor.Ve elbette ki buradan geleceğe dair de çıkarılacak dersler de ayrı bir önem arz ediyor.'Yaklaşım en büyük hataydı'Bazen çelişkili olsa da bilim insanlarının anlattığı hikayelerin ortak bir yanı var:Bilimsel çevrelerde bunun çoktandır beklenen büyük bir salgın olduğu aniden fark edildi ancak siyasi çevrelerin buna yeni bir koronavirüs olarak değil 'grip salgını' olarak yaklaşma hatasıyla yüzleştiler.Bazıları salgının yayılmasının doğası gereği üstel ve dinamikleri açısından öngörülemez olduğunu iddia ederken, diğerleri de Covid-19'un Çin'de ilk ortaya çıkışından kısa bir süre sonra başka yerlerde yayılmaya başlamasıyla birçok noktada kaçırılan fırsatları işaret ediyor.'Pandemi' kelimesiHarvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan epidemiyoloji alanında çalışmalar yapan Doç. Dr. William Hanage, sene başında "pandemi" kelimesiyle olan ikişkisini şu sözlerle anlatıyor:"Pandemi kelimesini ilk kez 28 Ocak'ta arkadaşıma attığım bir mesajda kullandım. Dünya Sağlık Örgütü uluslararası önemde bir halk sağlığı acil durumu ilan etmişti. Eğer H1N1 (influenza) olsaydı zaten pandemi olarak adlandırılırdı diye düşündüğümü hatırlıyorum."Kelimenin kendisi pratik bir güce sahip olmasa da insanları harekete geçme yönünde bilgi vermek için güçlü. Ancak gecikme yardımcı olmadı."Hatta daha sonra virüsün Çin dışında da yayılmasına şahit olduk. Çoklu bir yayılımdı bu. İran'da ilk iki vakanın duyurulmasının ardından hızlanan ölüm haberlerinin bizi bir girdabın içerisine sokacağını biliyordum."Bir toplantıdaydım. İnsanların olayın vahameti hakkında konuşuyorlardı. Ben de uçakta öksüren insanlardan bahsediyordum. Ardından ise birisi benim cümlemi tamamladı ve 'İnsanlar küt diye gitmeye başladı' dedi."Getty ImagesPandemi süresince dünyanın hemen hemen her yerinde sokağa çıkma yasakları da dahil pek çok kitlesel önlem alındı.'Pandemi yönetiminin ilk kuralı: Lafı Evirip çevirmeden söyleyin'Hanage sözlerine şöyle devam etti:"İyi bir pandemi yönetiminin ilk kuralı, bunu insanlara doğrudan söylemek zorundasınız. Lafı Evirip çevirmeden söyleyin. Bu türden açıklamalar gerekliydi. Ama Mart ayına kadar riskleri önemsemeyen halk sağlığı yetkilileri tarafından salgın göz ardı edildi."'Çabalar eksik kaldı'Hanage geriye dönüp baktığında en çok da ABD ve İngiltere de dahil olmak üzere birçok ülkenin, enfeksiyonların ilk yayılımı ile daha etkili bir şekilde mücadele etmek için atılan somut çabaların eksikliğinden şaşırıyor.Ancak Hanage'a göre kaçırılan en büyük fırsat, Avrupa'nın ilk ciddi salgını olan Kuzey İtalya'daki salgına diğer ülkelerin nasıl tepki verdikleriydi:"Gördüğüm kadarıyla kırılma noktası, diğer ülkelerin İtalya'da olup bitenlere dikkat etmemeleriydi."Hanage şimdi dahi politika çevrelerinde ve bireyler arasında aynı zihinsel uyumsuzluğun olduğunu söylüyor.Net olan bir şey varsa o da, bilim insanları şansın kaçırıldığı konusunda hemfikir.Getty ImagesÇin'den ABD'ye getirilen insanlarMichael Worobey ve meslektaşları tarafından virüsün evrimini izleyen ve Ekim ayında Science dergisinde yayımlanan bir makale, bazı anlatıların aksine, Avrupa ve ABD'deki bazı erken çabaların ilk ortaya çıkan kümeleri zamanında "bastırmada" anlaşıldığından çok daha etkili olabileceğini öne sürüyor.Yayımlanan makalede, "Çalışmamız, hızlı erken müdahalelerin, virüsün erken girişlerinin Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygınlaşmasını başarıyla engellediğini öne sürüyor. Sonrasında ise virüsün Çin'den ABD'ye ve İtalya'ya taşınması Avrupa ve Kuzey Amerika'da uzun süreli yayılım ağını meydana getirdi" ifadeleri yer aldı.Makalenin devamında ise Trump yönetiminin Çin seyahatlerini engellemesine rağmen 40 bin ABD vatandaşını Çin'den ülkesine getirmesine de değiniliyor.Worobey bunun, "ABD ve Avrupa'daki büyük salgınları tetikleyen virüsün seri, çoklu girişlerinden" birine yol açtığını söylüyor.Başka bir deyişle, halk sağlığı yetkilileri, ülkelerine gelen yeni enfeksiyonları görmemeleri sebebiyle, hastalığa karşı koymanın mümkün olduğu konusunda yanlış dersler çıkardılar.Virüsün mutasyon geçmişiyle yayılmasına ilişkin kendi analizini yapan Cambridge Üniversitesi'nden Peter Forster, Worobey'in belirgin zaman çizelgesi fikrine katılmıyor.Enfeksiyonlar için farklı bir yol öneren Forster'in çıkardığı sonuçlar ise Worobey ile benzerlik gösteriyor.Hanage ve Worobey gibi, o da en etkili bir yöntem olan erken aşamada virüsün izini sürmenin bir fark yaratmış olabileceğine inanıyor."Chris Whitty'ye (İngiltere Kamu Sağlığı İdaresi Başkanı) bunu çok erken öneren bir mesaj gönderdim. Ama bir cevap alamadım. Birkaç hafta sonra ise virüs her yere dağıldı."Beni Ocak ayının ortasında ciddi olduğuna inandıran şey, Çin'deki ölümlerin iyileşmeye oranına bakmaktı. Şimdi asemptomatik vakaların eksik bildirildiğini biliyoruz, ancak bu bir uyarı olmalıydı."Getty Images'Zihniyet değişmeli'Herkes için netleşen şey, hem solunum hastalıklarının izlenmesinin hem de "bir sonraki pandeminin" en olası kaynağı olarak çok uzun süredir grip salgınına odaklanan daha geniş bir zihniyetin değişmesi gerektiği.Uzmanlığının virüslerin nasıl geliştiğini izlemek olduğunu söyleyen Forster, "Virüsün nasıl mutasyona uğradığını çok düzenli bir şekilde izlemeniz gerektiğini söyleyebilirim" diye konuşuyor.Worobey ve meslektaşları da çalışmalarında benzer bir sonuca vardılar. "Bulgularımız, pandemi öncesi bir dönemde Seattle Grip Çalışması gibi yoğun, toplum düzeyinde solunum virüsü izleme mimarileri oluşturmanın potansiyel değerini vurguluyor."Bir salgına dönüşmeden önce vakaları erken tespit etmek, pandemi döneminde kıyaslanamaz bir değere sahiptir."Hanage'a göre çıkarılacak dersler daha kapsamlı. Atılan yanlış adımları açıklarken "İnsanlar hata yapabilir" diyen Hanage sözlerini şöyle bitiriyor:"Ama hatalardan ders çıkarmamak affedilemez" BBC Türkçe

Sendikalıoldular yeni yıla işsiz girdiler

Sendikalı oldular yeni yıla işsiz girdiler figure > Çorum’da Ekmekçioğluları Metal’de sendikalı oldukları için işten atılan işçiler yeni yıla işsiz girdi. İşçiler, "Zenginler çok güzel kutlarken, biz işsiz olarak yılbaşını geçireceğiz. Ama yine de direnip, bu zaferi kazanacağız" diyor. Çorum’da Ekmekçioğlulları Metal’de sendikal haklarını kullanarak Birleşik Metal- İş’e üye oldukları için işten atılan yaklaşık 90 işçi yeni yıla işsiz girdi. Sendikal haklarının tanınması için fabrika önündeki eylemlerinin 25’inci gününde olan işçiler, yılbaşına işsiz girdiklerini belirterek patrona şöyle seslendiler:“İşverenler şunları bilsinler ki işçiler var olduğu sürece onlar da varlar. Ülkemizde duyarlı insanlar olduğunu biliyoruz. Bizim sesimizi ses olsunlar, sermayenin altında daha fazla ezilmesinler. Sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık, yeni yıla mağdur durumda giriyoruz. Zenginler çok güzel kutlarken, biz işsiz olarak yılbaşını geçireceğiz. Ama yine de direnip, bu zaferi kazanacağız.”İŞÇİLERİ 'AHLAKSIZ' İMASIYLA İŞTEN ÇIKARDIEkmekçioğlu Metal Fabrikası işçileri Birleşik Metal-İş Sendikası‘na üye olduktan sonra toplu iş sözleşmesi yapma hakkını kazanmıştı. Ancak patron koronavirüs salgını nedeniyle işten çıkarmalar yasak olduğu için 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki ‘ahlak ve iyi niyet’ hükmünü gerekçe göstererek, 90 işçiyi işten çıkarmıştı.Tazminatsız işten çıkarılan işçiler, ne ücretsiz izin ödeneğinden ne de işsizlik maaşından faydalanabildi.Fabrikanın patronu, fabrika önünde devam eden işçilerin eylemini engellemek için eylem çadırının önüne kimyevi madde taşıyan tankerlerin de bulunduğu kamyonları çekti.PATRONUN İDDİASI, İŞÇİLER PANDEMİYİ 'KÖTÜYE' KULLANMIŞLARPatron yaptığı yazılı açıklamada koronavirüs salgını döneminde işten çıkarma yasağının bazı çalışanlarda ciddi ölçüde performans düşüklüğü yarattığını savunarak, şunları iddia etmişti.“İşten çıkarma kısıtlaması bir kısım mesai arkadaşımızda bunun sınırsız bir hak olduğu algısına sebebiyet vermiş ve üzülerek ifade etmeliyiz ki bunun kötüye kullanılması suretiyle durumdan faydalanıldığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan telkin ve iyileştirici eğitimlerinde sonuç vermemesi karşısında işletmenin verimliliğini etkileyen bir kısım mesai arkadaşımızın iş akitleri özlük haklarında herhangi bir kesinti yapılmaksızın ve iddia edildiği şekliyle yüz kızartıcı sebep mazeret gösterilmeksizin 7 Aralık 2020 tarihinde sonlandırılmıştır.”Patronun bu iddiasına karşı Birleşik Metal- İş de yaptığı yazılı açıklamada şu yanıtı vermişti:“Fesih yasağı nisan ayından bu yana devam etmektedir. Ekmekçioğlu işçileri nisan ayından bu yana iyi çalışıyordu, performansları yüksekti de şimdi mi bu yasağı suistimal ederek işyerinde işi savsaklamaya başladı? Aksine, işçiler sendikamıza üye olduktan sonra, işverenin tepki göstereceğini bildiği için çok daha dikkatli çalıştılar. Hatta pek çok durumda yaşadıkları olumsuzlukları dile getirirken bu süreçte sustular. Sorunların sendikayla çözülmesi için sabrettiler. Verimli ve özverili çalışmaya devam ettiler.” ANKA

Tom Hanks, Elvis Presley filmi için saçlarınıkazıttı

Tom Hanks, Elvis Presley filmi için saçlarını kazıttı figure > Tom Hanks, çekilen bir Elvis Presley filmi için saçlarını kazıttı. The Graham Norton Show'un yeni yıl programına katılan Hanks, Baz Luhrmann tarafından çekilen film için Avustralya'da olduğunu ve filmde Presley'in menajeri Tom Parker'ı canlandıracağını duyurdu. BBCHanks, BBC yayını The Graham Norton Show'un yılbaşı özel programına katıldı.Tom Hanks, çekilen bir Elvis Presley filmi için saçlarını kazıttı.BBC yayını The Graham Norton Show'un yeni yıl programına katılan Hanks, Baz Luhrmann tarafından çekilen film için Avustralya'da olduğunu ve filmde Presley'in menajeri Tom Parker'ı canlandıracağını duyurdu.Programa şapkasıyla katılan Hanks, "Size Albay Tom Parker'ı canlandırmak için sahip olmam gereken korkunç tıraşı göstereyim. Şuna bak korkunç... Bunu görüyor musun? Şuna bak!" dedi.Sözlerinin ardından şapkasını çıkarıp kafasını gösteren Hanks, "Sadece çocukları korkuttum. Özür dilemek istiyorum" ifadelerini kullandı.BBCHanks'in yeni görünümü hayranlarını şaşırtsa da bu tıraş onun için ilk değildi.Ünlü oyuncu nisan ayında da filmin ön çalışmaları için saçını kazıtmıştı.Saturday Night Live programına katılan Hanks, seyirciye "Şimdi endişelenme ve korkma" diyerek kafasını göstermiş ve "Tıraşım bir film içindi. Saçlarım da çok yavaş uzuyor ama duşta zaman kazandırıyor, bu yüzden belki de bunu hepimiz yapmalıyız" diye konuşmuştu.Luhrmann'ın "Elvis" isimli filminde rock yıldızı Elvis Presley'i ABD'li aktör ve şarkıcı Austin Butler canlandırıyor. Genç aktrist Olivia DeJonge ise Presley'in eşi Priscilla Presley'i oynuyor.Warner Bros. Pictures yapımı olan filmin 5 Kasım 2021'de vizyona girmesi planlanıyor. BBC Türkçe

Sinemanın gözde yazarıStephen King

Sinemanın gözde yazarı Stephen King figure > Romanlarından, öykülerinden esinlenilen, sayıları yüzü geçen uzun metrajları, televizyon filmleri ve kısa metrajlarıyla Stephen King hiçbir yazarın ulaşamadığı oranda yönetmenlerin, yapımcıların gözdesi oldu, olmayı da hala sürdürüyor. /Archive/2021/1/1/123412954-1974.jpg"Carrie" (Günah Tohumu/1974)Romanlarından, öykülerinden esinlenilen, sayıları yüzü geçen uzun metrajları, televizyon filmleri ve kısa metrajlarıyla Stephen King hiçbir yazarın ulaşamadığı oranda yönetmenlerin, yapımcıların gözdesi oldu, olmayı da hala sürdürüyor. Herşey 1974’te Brian De Palma adlı genç bir yönetmenin genç Stephen King’in ilk romanı "Carrie"yi okumasıyla başladı. Çok satışlılar düzeyine ulaşamayan "Carrie"yi (Günah Tohumu/1974) yapımcılar sinemaya uyarlamaktan çekinmediler. Film yazarı epey hoşnut etti: “Kısıtlı bir bütçeyle çekildiği için Carrie romandaki gibi tüm kasabayı yok edemedi ama” demekle yetindi Stephen King. Daha sonra korku türünde ünlenecek olan Tobe Hooper’ın televizyon için yaptığı "Salem’s Lot"ından da (1979) memnun olan King’in bu konularda yüksek bir onura ulaşması yetmişlerin sonu seksenlerin başında gerçekleşti./Archive/2021/1/1/123704312-2009.jpg2.jpg"Shining" (Cinnet/1980)Mükemmeliyetçi usta Stanley Kubrick "Shining"i (Cinnet/1980) sinemaya uyarladı. Başında Kubrick’le gururlanan, ona minnet duyan King’in duyguları zamanla olumsuzlaştı. Kubrick, King’i bir kenara itip senaryosunu yazar Diane Johnson’la birlikte yazdı. King “'Shining' beni düşkırıklığına uğrattı. Kimi sahneler ustaca çekilse de kimileri boşlukta kaldı. Film kanımca türün içeriğinden çok uzakta, korku türünün özellikleriyle bağdaşmıyor” dese de Kubrick’in "Shining"i kült filmler içinde yerini aldı. "Shining"in yeni versiyonu için 17 yıl bekleyen yazar bu fırsatı 1997’de elde etti ama Mick Garris’in televizyon için çektiği "Shining" özgün versiyonun yanından bile geçemedi./Archive/2021/1/1/125642293-122435500-y23.jpg"Creepshow" (Korku Şovu/1982)Kubrick’le başedemeyen King, George Romero’yu "Creepshow"un (Korku Şovu/1982), John Carpenter’ı "Christine"in (1983), David Cronenberg’i de "Dead Zone"un (Ölüm Bölgesi/1983) sinema uyarlamaları için kutladı. Bu yönetmenlerin arasına "Cujo"yla (1983) Lewis Teague de katıldı. "Cujo" için King “Şimdiye dek gördüğüm en ürkütücü filmlerden biri.Teague dehşete yaklaşırken ahlaki açıdan sınır taşımıyor, bu da benim işime geliyor” demişti. Sinemanın ve televizyonun pohpohladığı Stephen King’in "The Shotgunners"ı yönetmen Sam Peckinpah’ın ölümüyle yarıda kaldı.King yazdıklarının ilk ürünlerini almaya, rahatlamaya başladı. "Children of the Corn" (Mısır Çocukları/1984), "Firestarter" (1984), "Cat’s Eye" (Kedi Gözü/1985) arka arkaya sinemaya uyarlandı. Yazar durumundan hoşnuttu: “Bir kitabın ya da öykünün haklarını satmak demek ebeveynin çocuklarını koleje yerleştirip onlarla bir daha ilgilenmemesi demektir. Artık herşey olabilir” diyen King en iyi hizmetin kendinize yaptığınız hizmet olduğunu da belirtti./Archive/2021/1/1/124152731-2019.jpg"Pet Sematary" (Hayvan Mezarlığı/1989)Ünlü İtalyan yapımcı Dino de Laurentiis, yazara eşyaların isyanını anlattığı "Maximum Overdrive"ı yönetmesini önerdi (1986). “Filmin kötü olduğunun ayrımındaydım. İlk denememde başarısızlığa uğradım” diyen King yönetmenlik sayfasını kapattı. Yazardan "Stand by Me" (Benimle Kal/1986), "Pet Sematary" (Hayvan Mezarlığı/1989), "Misery" (Ölüm Kitabı/1990) gibi başarılı, "Creepshow 2" (1987), "The Running Man" (1987) gibi başarısız uyarlamalar yapıldı. Bazı yapıtları (Carrie, Salem’s Lot, Dead Zone) tecimsel açıdan televizyon tarafından alabildiğine sömürüldü. King’in izni olmadan yeniden üretildiler. Bu darbelerin ardından telif konusuna yoğunlaşan yazar filmde bir çimbiçme makinesi olduğu için "The Lawnmower Man"in (1992) yapımcılarını dava etti ve kazandı./Archive/2021/1/1/124320216-1990.jpg"Misery" (Ölüm Kitabı/1990)Yetmişlerin ortasından beri yapıtları sinemada, televizyonda gösterilen King’in çok sayfalı romanları iki ya da üç bölümlük TV filmlerine ya da 90 dakikalık uzun metrajlara dönüştürüldü. "The Tommyknockers" (1993), "The Langoliers" (1995), "Storm of the Century" (1999), "Rose Red" (2002), "The Diary of Ellen Rimbauer" (2003), "Dreamcatcher" (2003), "Nightmares and Dreamscapes" (2006), "The Plague" (2006) düzeyli, etkileyici bir üretkenliğin sonuçlarıdır./Archive/2021/1/1/124850402-2006.jpg"The Plague" (2006)Televizyon için daha çok çalışmaya başlayan King, "Kingdom Hospital"ı (2004) Danimarka televizyonu için hazırlayan Lars Von Trier’e yardımcı oldu. Fantastik ve korkunun ustası sinemadan arasız servetler kazanmayı sürdürdü (Needful Things, The Mangler, Thinner, The Night Flier). Romancı en başarıl uyarlamalarının fantastik olmadığını da anladı: "Stand by Me" nostaljik bir günce, "Misery" gizemli bir gerilim, "Dolores Claiborne" bir anne-kız öyküsüydü./Archive/2021/1/1/124512028-1994.jpg"The Shawshank Redemption" (Esaretin Bedeli/ 1994) Stephen King’in en iyi uyarlamalarını Frank Darabont gerçekleştirdi. Darabont ilk kez King’in "Dollar Babies" adlı kısa öyküsünden" The Woman in the Room"u (1983) uyarladı. Ardından "The Shawshank Redemption" (Esaretin Bedeli/ 1994) ve "The Green Mile" (Yeşil Yol/1999) geldi. "The Mist"i (Öldüren Sis) seksenlerde filmleştirmeyi düşünen Darabont 27 yıl sonra öyküyü geliştirip güncel sorunları yansıtan bir korku-gerilim yaptı. "Öldüren Sis" (2007) köktendinciliği, küresel ısınmayı, çevre kirliliğini, nükleer tehlikeyi eleştiriyor, 11 Eylül’e, Katrina fırtınasına, komplo teorlilerine gönderme yapıyordu./Archive/2021/1/1/124628371-2007.jpg"The Mist"i (Öldüren Sis, 2007)"Carrie"den "The Stand"e (2020) dek uzanan 46 yıl boyunca sinema ve fantastik korku türü arasında etkileyici bir bağ kuran Stephen King’in bu türün en gözde elçisi olmayı uzun yıllar sürdüreceği kesin görünüyor./Archive/2021/1/1/124717355-2020.jpg"The Stand" (2020) Aslı Selçuk

Ertuğrul Sağlam:“2020’den puansal olarak istediğimizi aldık”

Ertuğrul Sağlam: “2020’den puansal olarak istediğimizi aldık” figure > Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, 2020 yılını sportif açıdan değerlendirdi. Samsunspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, 2020 yılında oyun kalitesi olarak istedikleri formu yakalayamamalarına rağmen, puansal olarak istediklerini aldıklarını söyledi.TFF 1. Lig’in iddialı takımlarından Samsunspor, devreyi 3 Ocak’ta oynayacağı Adanaspor maçıyla tamamlayacak. Geride kalan 16 haftada 30 puan toplayan kırmızı-beyazlılar, son maçı da kazanırsa 33 puan ile 2. yarıya girecek. Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, 2020 yılını sportif açıdan değerlendirdi.Adanaspor maçını kazandıkları taktirde ligin ilk yarısını puansal olarak iyi bitireceklerini ifade eden Ertuğrul Sağlam, “Sezon başı bir hesap yapmıştık. Son 10 yıla baktığınız zaman 2 puan ortalamasını tutturan takımın TFF 1. Lig’i şampiyon bitirdiği, onun biraz daha altının da Süper Lig’e çıkmayı garantilediği bir lig ortamı yaşandı. İlk devreyi 33 puan ile bitirirsek, bizi Süper Lig’e taşıyacak grubun içerisinde olacağız diye bir beklentimiz vardı. Çok büyük şanssızlıklar yaşadık. Çok önemli oyuncularımız neredeyse devrenin tamamında görev alamadı. Pandemi sürecinde oyunculardan faydalanama anlamında en fazla etkilenen takım olduk. Devrenin son maçını iyi geçersek, oyun kalitesi anlamında çok istediğimiz olmasa da puansal anlamda istediğimizi aldığımız bir ilk yarıyı tamamlamış olacağız. 2020’nin ilk bölümünde 2. Lig’den 1. Lig’e çıkarak o bölümü istediğimiz gibi tamamlamışken, 2021’e sarkacak devrenin son maçı ile beraber de kazandığımız taktirde bu bölümün de bizim için bence bu kadar yaşanan sıkıntı ve olumsuzluğa rağmen puansal olarak istediğimizi aldığımızı söyleyebilirim” dedi."ADANASPOR MAÇINI KAZANMAK İSTİYORUZ"2020 yılında yaşananlara da değinen Sağlam, “2020 sportif anlamda çok güzel geçti. 2019’da işe başladım. Büyük risklerle bu göreve geldik. Camianın tamamen kaos içerisinde olduğu, kavgaların, anlaşmazlıkların, paydaşların birbirlerine karşı güven bunalımı yaşadığı, umutların tamamen kaybolduğu ve insanların kara kara düşündüğü bir ortamda göreve başladık. 19 Kasım’da doğum günümde Samsunspor’da göreve başladım. Ondan sonrası da istediğimiz gibi geçti. O kadar geriden gelip, Manisa FK gibi çok güçlü bir takımı geçmiş olmak hepimizi çok mutlu etti. Sonrasında büyük umutlarla başladığımız fakat olaya başlarken de beklentilerimizin gerisinde kaldığımız sakatlıklarla, salgının üzerinde oluşturduğu olumsuz etki ile maalesef çok büyük sıkıntılar yaşadığımız bir sezon girişi oldu. 2020’nin son bölümünde Allah’ımıza şükürler olsun ki bu son birkaç maçı kayıpsız geçerek, işi biraz toparladık. Yine şampiyonluk potasındaki üst gruba dahil ettik kendimizi. İnşallah 2021’in ilk, birinci devrenin son maçı olan Adanaspor maçını kazanmak istiyoruz” değerlendirmesini yaptı. İHA

CHP'li Gamze Akkuşİlgezdi: Maltepe Cezaevi yönetimi mahkumlarıhasta etmek içinözelçaba mıgösteriyor?

CHP'li Gamze Akkuş İlgezdi: Maltepe Cezaevi yönetimi mahkumları hasta etmek için özel çaba mı gösteriyor? figure > Maltepe Cezaevi'nde koronavirüs kaynaklı ölümler yaşandığına ve mahkumların hastalık riskiyle karşı karşıya bırakıldığına dikkat çeken CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, konuyu Meclis gündemine taşıdı. "Küçücük bir cezaevinde COVİD-19 ile baş edemiyorsanız tüm Türkiye’de nasıl bu hastalıkla mücadele edeceksiniz?" diye sordu. Maltepe Cezaevi'nde yalnızca aralık ayında en az 4 mahkumun Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği, cezaevindeki koşullarınn yeni ölümler için davetiye çıkaracak derecede risk taşıdığı öne sürülüyor.Konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Maltepe Cezaevinde COVİD-19 nedeniyle ölümler yaşanmaya devam ettiğini açıklayarak, “COVİD-19 vakaları ile diğer mahkumlar aynı tuvaletleri ve aynı telefonları kullanmaya devam ediyorlar. Cezaevi yönetimi tüm mahkumları hasta etmek için özel bir çaba içinde mi?" diye sordu.Gamze Akkuş İlgezdi, Adalet Bakanlığı’na çağrı yapmalarına rağmen cezaevlerindeki COVİD-19 vakalarının açıklanmadığını söyleyerek, bu konuda sık sık gündeme gelen Maltepe Cezaevi’ndeki mahkumlar tarafından aktarılan rakamlara göre aralık ayı içerisinde en az dört mahkumun daha COVİD-19 nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirtti.İlgezdi, COVİD-19 tanısı konan kişilerin ayrı temaslıların ayrı alanda tutulduğu bilgisini paylaşarak, “COVİD-19 semptomları gösterenler, tat ve koku duyusu gidenler bile kendilerini gizleyerek, temaslılar ile yaşamaya devam etmekte ve temaslıların sağlığını tehlikeye atmaktadır” dedi.İlgezdi, “Sağlıklı mahkumlar, temaslılar ve vakalar aynı tuvaletleri, aynı telefonları kullanmaktadır. Bu da sağlıklı mahkumlarda hastalık riski yaratmaktadır” diyerek Adalet Bakanlığı’ndan bir an önce bu duruma el konulmasını talep etti.İlgezdi, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği önergede şu soruları yöneltti:- Neden mahkumlara test yapılmamaktadır?- Temaslı mahkumlara düzenli test yapılmamasının sebebi nedir?- Pandeminin başından beri Maltepe Cezaevi’nde kaç mahkum COVİD-19’a yakalanmıştır?- Pandeminin başından beri Maltepe Cezaevi’nde kaç mahkum COVİD-19 nedeniyle yaşamını yitirmiştir?- Maltepe Cezaevi’nde sağlıklı mahkumların, temaslıların ve vakaların aynı tuvaletleri, aynı telefonları kullanmalarının sebebi nedir? Bu ortak kullanımla daha çok mahkumun COVİD olma riskinin artması mı amaçlanmaktadır?- Pandeminin başından beri cezaevlerinde kaç mahkum COVİD-19’a yakalanmıştır?- Pandeminin başından beri cezaevlerinde kaç mahkum COVİD-19 nedeniyle yaşamını yitirmiştir?- Cezaevi COVİD-19 verileri neden düzenli açıklanmamaktadır?- Küçücük bir cezaevinde COVİD-19 ile baş edemiyorsanız tüm Türkiye’de nasıl bu hastalıkla mücadele edeceksiniz?  ANKA

Yılbaşıalışverişlerde ençok talep görenürünleri açıkladı

Yılbaşı alışverişlerde en çok talep gören ürünleri açıkladı figure > Metro Türkiye rakamlarına göre, bu yılbaşında en çok talep gören ürünler arasında atıştırmalıklar, et ve süt/süt ürünleri ilk üçte yer alırken, sofralarda en çok kıyma, çipura ve dana antrikotu tercih edildi. /Archive/2021/1/1/120922978-44.jpg Metro Türkiye’nin paylaştığı verilere göre, bu yılbaşı için yapılan alışverişlerde ürün bazında sırasıyla atıştırmalıklar, et ve süt/süt ürünleri ilk üçte yer aldı.Metro Türkiye açıklamasına göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan önlemler çerçevesinde yılbaşını evlerde geçirmek gıda, dekorasyon ve sofra ürünleri alışverişlerine de yansıdı. 30 yıldır müşterileri için güvenilir alışverişin adresi olmak amacıyla çalışmalarını sürdüren Metro Türkiye’nin açıkladığı rakamlara göre yılbaşı alışveriş hacmi geçen yıla kıyasla yüzde 50,3 arttı.Bu yılbaşı için yapılan alışverişlerde ürün bazında sırasıyla atıştırmalıklar, et ve süt/süt ürünleri ilk üçte yer aldı.Ağaç, süs, dekorasyon gibi ürünlerde geçen seneye göre yüzde 46’lık bir artarken, bu ürünler arasında en fazla satışı yapılan ilk üç ürün sırasıyla çam ağacı, ağaç süsü için plastik toplar ve çam ağaçlarında kullanılan led ışıklar oldu.Açıklamaya göre, evlerde sofralar için en çok tercih edilen ilk üç ürün kıyma, çipura ve dana antrikot oldu. Hazır patlamış mısır ve cipslerde yaklaşık yüzde 60’lık bir artış gerçekleşirken kahvaltı dışında tüketilen özel peynirlerde yüzde 148, kuruyemiş, çerez, bisküvi ve keklerde yaklaşık yüzde 46, işlenmiş ette yaklaşık yüzde 111 artış belirlendi.Yılbaşı tatilinin sokağa çıkma yasaklarıyla birleşmesinin günlük alışverişlere de etkisi oldu. Hijyen kategorisinde artış bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 137 olurken özellikle kolonya ve dezenfektanlar yüzde 1.095 artışla en çok satılan ürünlerin başında yer aldı. cumhuriyet.com.tr

Koronavirüsüidrardan tespit edecekler

Koronavirüsü idrardan tespit edecekler figure > Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mehmet Serhan Kurtulmuş, koronavirüsü idrardan tespit eden bir kit geliştirdi. Yapılan çalışmaya göre 15 saniyede sonuç alınabilirken bazı klinik semptomlarında Covid-19'dan mı yoksa başka bir enfeksiyon kaynağından mı kaynaklandığı tespit edilebiliyor. Kurtulmuş, koronavirüsü idrardan tespit eden bir kit geliştirdi. Yapılan çalışmaya göre 15 saniyede sonuç alınabilirken bazı klinik semptomlarında Covid-19'dan mı yoksa başka bir enfeksiyon kaynağından mı kaynaklandığı tespit edilebiliyor.Kurtulmuş, geliştirdiği kite ilişkin yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüsün Türkiye'de ilk kez görüldüğü mart ayında başladığı çalışmanın, kasımda sonuçlandığını anlattı. Kurtulmuş, testin önce Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ardından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından onaylandığını, Sağlık Bakanlığınca da ruhsatlandırıldığını ifade etti.  Etik kurul onayı ile yapılan klinik çalışmalarda testin doğruluk oranının mevcut testlere göre daha fazla olduğunu aktaran Kurtulmuş, bu çalışmanın klinik bir dergide uluslararası düzeyde yayınlandığını da söyledi.  Kurtulmuş, testin kısa sürede sonuç verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Sars Cov-2 virüsüne özel amino asit ve ikincil mikroprotein yapıların, özel bir reaktan sayesinde idrarda tespiti prensibine dayanan ve bu nedenle adını foaming (köpük) test koyduğumuz bu testi yapma amacımız insanların en hızlı ve en doğru şekilde Kovid-19 açısından taranmasının sağlanmasıdır.Bu sayede virüs yükü olanların hızlıca tedaviye alınabilmesi, virüs yükü olmayanların da günlük olağan hayatlarına devam etmeleri suretiyle iş gücü kayıplarının olmaması, tedavi gören hastaların da tedavi süreçlerinin kolayca kontrol edilebilmesidir. Test bu konudaki ilk idrar testi ve 15 saniyede sonuç verebiliyor." Mehmet Serhan Kurtulmuş, testin yapılışına ilişkin de şu bilgileri verdi:"Vücutta bulunan virüs yükünü belirleyen bu testi yapmak ise çok kolay. Test kitinde bulunan idrar kabına bir miktar idrar koyuyorsunuz. Test kiti içerisinde yer alan ve özel bir reaktan içeren vakumlu tüpü idrar kabının üzerinde bulunan alana yerleştiriyorsunuz.Tüpe belirtildiği şekilde yeteri kadar idrar geldikten sonra, 15 saniye aşağı yukarı yönde iyice çalkalıyorsunuz. Test tüpünde oluşan köpük miktarını, tüp üzerinde yer alan renk skalasına göre değerlendiriyorsunuz.Bu sayede herhangi bir semptomunuz yoksa bile vücudunuzda virüs yüküolup olmadığını kontrol edebiliyorsunuz. Eğer bazı klinik semptomlarınız varsa da bunun Kovid-19'dan mı yoksa başka bir enfeksiyon kaynağından mı kaynaklandığını tespit edebiliyorsunuz."  AA

Büyük ikramiyeninçıktığı4 bilettenüçüsatılmadı: 75 milyon Varlık Fonu'na kaldı

Büyük ikramiyenin çıktığı 4 biletten üçü satılmadı: 75 milyon Varlık Fonu'na kaldı figure > Milli Piyango özel yılbaşı çekilişinde 100 milyon TL’lik büyük ikramiye bir adet çeyrek bilete isabet etti. Satılmayan üç biletin ikramiye tutarı Türkiye Varlık Fonu’na aktarıldı. Milli Piyango'nun yılbaşı ikramiyesinde bu yıl büyük ikramiye 9- 8- 8- 4- 7- 5- 7 rakamlarının bulunduğu çeyrek bilete isabet etti. Satılmayan diğer üç çeyrek biletin 75 milyon liralık ikramiye tutarı Türkiye Varlık Fonu'na kaldı.Bu yıl 563 milyon 400 bin TL'lik ikramiyenin dağıtıldığı 2021 Milli Piyango yılbaşı özel çekilişinde toplam 13 kategoride çekiliş gerçekleşti. 100 milyon, 10 milyon, 1 milyon, 120 bin, 10 bin, 5 bin, bin, 500 TL, 400 TL, 300 TL, 200 TL, 100 TL (Amorti), 100 bin TL (Teselli) kazandıran yılbaşı bilet numaraları, noter huzurunda belirlendi. 100 milyon liralık büyük ikramiye 9- 8- 8- 4- 7- 5- 7 rakamlarının bulunduğu çeyrek bilete isabet etti. Büyük ikramiyeye ait 9884757 numaranın bulunduğu biletin sevk merkezi, Manisa Akhisar olarak açıklandı.Satılmayan üç çeyrek biletin ikramiye tutarı olan 75 milyon lira Türkiye Varlık Fonu'na kaldı.Çekilişi gerçekleştiren Sisal Şans tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:"Milli Piyango tarihinde bugüne dek verilen en yüksek miktar olan 100 milyon TL’lik büyük ikramiye satılan tek bir çeyrek bilete çıktı. 25 milyon TL kazanan talihlimizi tebrik ediyoruz. Milli Piyango özel yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye Manisa, Akhisar’dan alınan bilete isabet etti. Herkesin şansı olmaktan çok mutluyuz."Yılbaşı ikramiyesinde bu yılki amorti numaraları 0 ve 5 oldu. cumhuriyet.com.tr

Avustralya’dan yayılan Covid-19’a karşıilaçhaberleri tehlikeli

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Avustralya’dan yayılan Covid-19’a karşı ilaç haberleri tehlikeli figure > Eski GATA Yüksek Bilim Konseyi üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, Avustralya’dan yayılan Covid-19’a karşı ilaç haberlerini değerlendirdi. Avustralya basını “harika ilaç” adını verdiği “Ivermectin” adlı ilacın koronavirüsü 48 saat içinde öldürdüğünü iddia etti. İddiayı değerlendiren eski GATA Yüksek Bilim Konseyi üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, “İlaç son derece tehlikeli bir ilaçtır. Bunlar tamamen gerçekdışı ve reklam amaçlı yayınlardır” uyarısında bulundu. Prof.Dr. Levent Doğancı, ilacın tehlikelerine dikkat çekti. Ivermectin’in bir parazit ilacı olduğunu söyleyen Doğancı, “Bu son derece toksik (zararlı) bir ilaçtır. Türkiye’de sadece veteriner hekimliğine özgün olarak bulunur. İnsanlar için olanı yoktur. Genellikle Afrika ve Ortadoğu’nun tropik ülkelerinde görülen hastalıkları vardır. Türkiye’de bu ilaçla ilgili hastalık çok nadir görülmüştür ve bu ilacı kullandığımız zaman ilacın yan etkisi olarak ölüm görülebilir. Bu nedenle çok tehlikelidir” dedi. İlacın hiçbir etkinliği olmadığını vurgulayan Doğancı, “Yanına bile yaklaşmamak gerekir. Virüsün şu an bilinen etkili bir ilacı yok. Etkili bir ilacı bulabilmek için yüksek oranda hastada ilaçları denemeniz gerekir. Mesela 150 bin kişiye boş ilaç, 150 bin kişiye de denemek istediğiniz ilacı vereceksiniz. Bu deneyin sonucunda bir etkinlikten söz edebiliriz. İvermektin’i de 35-40 kişiye vermişler, çok etkili olduğunu söylüyorlar. Bunlar tamamen gerçekdışı ve reklam amaçlı yayınlardır. Çoğu da para karşılığında yapılmıştır” diye konuştu. Sarp Sağkal




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter