News - Haberler
Prenses Latife: Dubai Emiri'nin kızı'babasının kendisini rehin aldığınıve hayatından endişe ettiğini' söyledi
Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Reşit El Maktum'un 2018'de ülkeden kaçmaya çalışan kızı Prenses Latife el Maktum, arkadaşlarına gönderdiği bir videoda, babası tarafından "rehin alındığını" ve hayatından endişe ettiğini söyledi. BBC'nin Panaroma programına ulaştırılan videoda, Prenses Latife, Dubai'den kaçmaya çalıştığı gemide komandolar tarafından yakalandığını ve ilaçla uyutularak geri getirildiğini anlatıyor.Habere Gitmek için TıklayınTottenham'da Jose Mourinho yerine yeni menajer adayı
Tottenham'da Jose Mourinho yerine yeni menajer adayı İngiliz basınında yer alan habere göre Tottenham, Jose Mourinho'nun yerine Leicester City Menajeri Brendan Rodgers'ı getirmeyi hedefliyor. Premier Lig'de Tottenham'ı çalıştıran Jose Mourinho işinden olabilir.Daily Mail'ın haberine göre Tottenham'da üst üste alınan kötü sonuçların ardından Jose Mourinho'nun koltuğu sallanmaya başladı. Londra ekibi Portekizli teknik adamın alternatifini yakınında buldu.Tottenham, Jose Mourinho'nun görevden alınması durumunda Leicester City Menajeri Brendan Rodgers'ı göreve getirmek istiyor.48 yaşındaki Rodgers 3 yıllık Celtic macerasının ardından 2019'da Leicester City'nin başına geçmişti. Leicester'da parlak bir dönem geçiren Rodgers daha önce Liverpool, Swansea City, Reading ve Watford'ı çalıştırmıştı. cumhuriyet.com.trÜniversiteler baharda hibrit eğitime geçiyor
Üniversiteler baharda hibrit eğitime geçiyor Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu'nun tavsiye kararları ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'nın açıklamaları kapsamında, 2020-2021 eğitim öğretim yılı bahar dönemi için bazı üniversitelerde hibrit (karma) eğitim modeli kararı alındı. 2020'nin Mart ayından itibaren uzaktan eğitime geçilen üniversitelerde, önümüzdeki bahar yarıyılı için Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu ve YÖK'ün tavsiye kararları ve görüşleri üzerine birçok üniversite, bahar dönemi için hibrit eğitim modeline geçiş yapıyor. Bahar yarıyılı için hibrit veya karma olarak adlandırılan modele ilişkin üniversiteler, senato kararlarını duyurmaya başladı. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ), Konya Selçuk Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi aldıkları senato kararlarını ilk duyuran üniversiteler oldu.Hibrit eğitim modeline ilişkin SDÜ Rektörlüğü'nden yapılan duyuruda, uygulama ağırlıklı eğitimin yürütüldüğü Tıp, Diş Hekimliği, Güzel Sanatlar, Spor Bilimleri ve İlahiyat fakülteleri ile lisansüstü eğitim verilen Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri ve Güzel Sanatlar enstitüleriyle uygulama ağırlıklı eğitim veren diğer birimlerde hibrit eğitim modeli çerçevesinde yüz yüze dersler yapılabileceği belirtildi. Diğer tüm akademik birimlerde teorik ağırlıklı derslerin ise uzaktan eğitim yöntemiyle yapılmaya devam edileceği kaydedildi.Alınan kararlara göre bahar yarıyılı için uzaktan eğitim yöntemiyle verilen derslerde devam zorunluluğu aranmayacak. Uzaktan eğitim yönetmeyle yapılacak derslerin vize, mazeret, final ve bütünleme sınavları çevrim içi, çevrim dışı, ödev ve proje yöntemleriyle yapılabilecek.İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa’da ise Tıp Fakültesi'nde 4, 5 ve 6'ncı sınıf klinik uygulamaları yüz yüze, teorik dersleri ise yüz yüze veya dijital hibrit şeklinde yapılacak. Veterinerlik, Sağlık Bilimleri, Hemşirelik ve Spor Bilimleri fakültelerinde de uygulamalı eğitimler yüz yüze, teorik dersler ise yüz yüze veya dijital olarak hibrit yapılacak. DHATüketici Hakem Heyeti'ndenözel okulücretlerine ilişkin karar
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Tüketici Hakem Heyeti'nden özel okul ücretlerine ilişkin karar İzmir Tüketici Hakem Heyeti, salgın nedeniyle özel okul ücretinin veliye kısmen iadesine karar verdi. /Archive/2021/2/16/133713500-ucret-kapak.jpgİzmir İl Tüketici Hakem Heyeti, bir velinin Covid-19 salgını nedeniyle hizmetin sözleşmede belirtildiği şekilde verilemediği gerekçesiyle özel okul hakkında yaptığı başvuru üzerine, eğitim ücretinin kısmen iadesini kararlaştırdı.Kentte çocuğu özel okula devam eden İ.A., 2019-2020 eğitim öğretim döneminde okulla 29 bin lira bedelli eğitim sözleşmesi imzaladığı ancak salgın nedeniyle belirtilen şartlarda hizmet alamadığı şikayetiyle İl Tüketici Hakem Heyetine başvurdu.İ.A., başvurusunda 10 bin 242 lira 9 kuruşluk eğitim ve yemek bedelinin tarafına iadesini talep etti.Heyet, tarafların savunmasını aldıktan sonra, başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulüne ve 4 bin 369 lira 62 kuruşun iadesine karar verdi."MAĞDURİYET GİDERİLMİŞTİR"Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) İzmir Şube Başkanı Cevdet Uçan, heyetin detaylı inceleme sonucu, salgın nedeniyle eğitimin 60 gün süreyle uzaktan verilebildiğini saptadığını, buna göre hesaplama yaptığını belirtti.Uçan, şunları kaydetti:"Heyet, salgın nedeniyle eğitim hizmetleri yönünden kısmı ifa imkansızlığı bulunduğunu ve maliyette yüzde 36,71 azalma olduğunu belirlemiş, 60 günlük eğitim hizmetine tekabül eden miktarın iadesine karar vermiştir. Derneğimizin görüşü de bu yöndeydi. İzmir İl Tüketici Hakem Heyeti, bu kararıyla tüketicilerin mağduriyeti gidermiştir." AAKemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında konuşuyor
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında konuşuyor Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başları:Gerçekten hakkı hukuku ve adaleti her ortamda savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Sanıyorlar ki biz geri adım atarız. Bu partinin dokularında Kuvayi Milliye ruhu var. Defalarca söyledim, yine söyleyeyim; Cumhuriyet Halk Partisi avukat bürolarında kurulan bir parti değildir. Savaş meydanlarında kurulmuştur. Cumhuriyet kurulmadan önce kurulmuştur. Ve o insanlar Cumhuriyet'i kurdular. Ve o insanlar Cumhuriyet'in demokrasi ile taçlandırılması için bizi görevlendirdiler.Enis Berberoğlu'nun damlası bardağı taşıran son damla oldu. Dünya siyaset tarihinin en anlamlı ve en uzun yürüyüşü yaptık. Adına adalet yürüyüşü dedik. Memlekette adelet yoktu, adaletin eli kolu bağlanmıştı. İradesi ipotek alınmıştı. Bütün adaletsizliklere karşı çıktık. Hiçbir ayrım yapmadık. Kim adalet istiyorsa onun yanında olduk. Bugün de aynı noktadayız. Kim adalet istiyorsa bize gelecek. AYRINTILAR GELİYOR... cumhuriyet.com.trMachine Gun Kelly'den Megan Fox'a: 'Kanınıboynumda taşıyorum'
Machine Gun Kelly'den Megan Fox'a: 'Kanını boynumda taşıyorum' Machine Gun Kelly boynundaki bir zincirde Megan Fox'un kanını içeren bir tüp taşıdığını iddia etti. Gerçek adı Colson Baker olan müzisyen, Transformers'ın yıldızıyla geçen yıldan beri romantik bir ilişki içinde.Sevgililer Günü münasebetiyle Instagram'da paylaşım yapan Kelly, fotoğraf ve video seçkisi paylaşırken; bu fotoğraflardan biri, şeffaf bir madalyonun içine yerleştirilmiş bir damla kanı gösteriyor gibi duruyor./Archive/2021/2/16/133836220-screenshot1.jpgKelly, gönderide "mutfak bıçağı" ve "kan damlası" emojileriyle birlikte "Kanını boynumda taşıyorum" ifadesini kullandı./Archive/2021/2/16/133919830-screenshot2.jpgFox da biraz daha geleneksel bir yaklaşım sergilediği kendi Sevgililer Günü mesajını Instagram sayfasında paylaştı.Çiftin birkaç fotoğrafının yanında şöyle yazdı:"Hayli alışılmadık şekilde yakışıklı bir delikanlının yükselen siluetine dökülmüş vücudumun dışında kalbim beliriyor.Büyülü ve lanetli, hareketli ve harap, ruhani ve tehlikeli, kozmik, kanunsuz, ebedi, yaratıcı bir deha.Yolculuk muhtemelen tehlikeli olacak ama onsuz bir hedef yok.Mutlu sevgililer günü rehabilitasyonu barbie.Her iki gönderi de yayımlandıklarından beri popüler sosyal medya platformunda birer milyondan fazla beğeni aldı."Kaynak: Independent Türkçe cumhuriyet.com.trAntalya Büyükşehir'den hayatıkolaylaştıracak uygulama
Antalya Büyükşehir'den hayatı kolaylaştıracak uygulama Antalya Büyükşehir Belediyesi, mobil uygulamasını hayata geçirdi. “Antalya mobil” uygulamasını cep telefonlarına indiren kullanıcılar, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesinin yanı sıra kendilerine en yakın nöbetçi eczane, taksi durağı gibi bilgilere ulaşabiliyor. Uygulamada yer alan şehir rehberi ile de 20 bin noktaya ulaşabilme imkanı sunuluyor. /Archive/2021/2/16/133940128-d5.jpgAntalya Büyükşehir Belediyesi, “Antalya Mobil” uygulamasını hayata geçirdi. Teknolojik altyapısını yenileyen Büyükşehir Belediyesi’nin mobil uygulaması ile vatandaşlar hizmetlere daha kolay erişim sağlayabiliyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal mobil uygulaması app store ve google play store´dan ve https://antalya.bel.tr/mobiluygulama linkinden indirilebiliyor. /Archive/2021/2/16/133953206-d1.jpegANTALYA CEBİNİZDE“Antalya Mobil” adı ile yayınlanan uygulamayı ücretsiz olarak indiren vatandaşlar, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesinde yer alan haber ve duyuruları görebildiği gibi, borç sorgulama, borç ödeme, satın alma takibi gibi işlemleri de yapabiliyor. Uygulama içeriğinde ayrıca, şikayet, öneri ve taleplerin de fotoğraf, video ve ses kaydı eklenerek belediyeye iletilmesine imkan sağlanıyor. Vatandaşlar başvurularının takibini de uygulamadan yapabiliyor. /Archive/2021/2/16/134004175-d2.jpegŞEHİR VE GEZİ REHBERİ VARMobil uygulamada yer alan şehir rehberinde ise akaryakıt istasyonları, alışveriş merkezleri, cami, cemevi, dinlenme tesisleri, emniyet birimleri, hastaneler, otoparklar, tramvay istasyonları, sinema, müze ve plaj gibi 11 bin 272 farklı yerin adres ve yol tarifleri yer alıyor. Uygulamadaki gezi rehberinde ise Antalya’da yer alan şelale, mağara, müze, park, antik kent, kanyon ve tarihi yerler fotoğrafları ve açıklayıcı bilgileri ile yer alıyor. /Archive/2021/2/16/134014440-d3.jpeg/Archive/2021/2/16/134022691-d4.jpeg ANKAJeff Bezos, Hindistan'ın en zengin kişisi Mukesh Ambani'yle neden davalık oldu?
Jeff Bezos, Hindistan'ın en zengin kişisi Mukesh Ambani'yle neden davalık oldu? E-ticaret devi Amazon ile Hindistan'ın en büyük şirketi Reliance arasındaki dava merakla izleniyor. İki şirket arasındaki husumetin nedeni ise Amazon ve Reliance'ın de Hint perakende şirketi Future Group ile ayrı ayrı anlaşma yapmış olması. ReutersE-ticaret devi Amazon ile Hindistan'ın en büyük şirketi Reliance arasındaki dava merakla izleniyor. İki şirket arasındaki husumetin nedeni ise Amazon ve Reliance'ın de Hint perakende şirketi Future Group ile ayrı ayrı anlaşma yapmış olması.Analistler iki şirket arasındaki yasal mücadelenin, Hindistan'daki e-ticareti önümüzdeki yıllarda şekillendireceği görüşünde.Forrester danışmanlık şirketinden kıdemli analist Satish Meena, "Bu olayın çok büyük olduğunu düşünüyorum. Amazon diğer piyasaların hiçbirinde böylesine bir rekabet ile karşılaşmadı" dedi.Her ne kadar Amazon'un sahibi Jeff Bezos dünyanın en zengin kişisi olsa da, Reliance'ın başındaki Hindistan'ın en zengin kişisi Mukesh Ambani de piyasaları sarsan biri olarak biliniyor.Sektörün öncü isimleri, Ambani'nin perakende planlarının Amazon için büyük bir tehdit oluşturacağını düşünüyor.Amazon, Hindistan'da agresif bir şekilde büyüyor. Reliance da hem e-ticaret hem de süpermarket tarafında büyümek istiyor.Getty ImagesJeff BezosFuture Group hakkında neden mücadele ediyorlar?Bir holding olan Future Group, bu yılın başında Reliance'a 3,4 milyar dolar değerindeki perakende varlıklarının satışını gerçekleştirdi.2019'dan bu yana ise Amazon, şirketin perakende tarafı olan Future Coupons'ta yüzde 49'luk bir hisse edindi. Böylece şirketin dolaylı sahibi oldu.Amazon, bu satışın bsonucu olarak Future Group'un, Reliance da dahil olmak üzere başka bir Hint şirketine satış yapamayacağını öne sürüyor.Future Retail ise daha çok fiziksel mağazalarda satış yapan bir şirket olduğu için pandemiden ağır bir şekilde etkilendi.Bu yüzden Reliance'a yaptığı satış, şirketi çalışır bir halde tutmak için önemliydi.Şimdi bu mesele mahkemeye taşınmış durumda. Geçen pazartesi Delhi'deki yüksek mahkeme bir önceki hafta alınan satışı durdurma kararını geri çevirdi.Getty ImagesMukesh AmbaniAmazon da temyize gitti.Eğer Reliance'a satışın gerçekleşmesi izni verilirse perakende alanında Hindistan'ın 420 şehrinde 1800 mağazaya erişim sağlayacak.Eğer Amazon başarılı olursa rakibinin e-ticaret alanında avantaj sağlamasının önünü kesecek.Getty ImagesHindistan'da e-ticaret hızla büyüyorDünyanın en zengin iki iş adamı arasındaki bu mücadele e-ticaret alanında halen büyümeye açık olan Hindistan'da işlerin ne kadar zor olduğuna bir işaret.Aynı zamanda yabancı şirketlerin ülkede iş yapmasının zor olduğunu da gösteriyor.Hint hükümetinin korumacı bir adımı olarak görülen politika kapsamında Hindistan'da yerel şirketlerin envanterlerini ve markalarını yabancı şirketlere satması engelleniyor.Forrester danışmanlık şirketinden kıdemli analist Satish Meena Hindistan pazarı için ise "Çin ve ABD'den sonra bu şirketlere böylesine büyüme alanı taşıyan başka bir pazar yok" dedi.Hindistan'ın perakende sektörünün büyüklüğü 850 milyar dolar iken çok küçük bir kısmı e-ticarete açık.Forrester, e-ticaretin ülkede yıllık yüzde 25,8 büyüyeceğini tahmin ediyor.Bu yüzden ülkede e-ticaret gittikçe daha kalabalık ve rekabetçi bir hale bürünüyor. BBC TürkçeOsman Kavala'nın kurucusu olduğuşirkete dava: "Böylesi Cumhuriyet tarihinde bir ilk"
Osman Kavala'nın kurucusu olduğu şirkete dava: "Böylesi Cumhuriyet tarihinde bir ilk" Ticaret Bakanlığı, tutuklu iş insanı Osman Kavala'nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür Anonim Şirketi'nin feshini istedi. Anadolu Kültür'den yapılan açıklamada, "Şirketimiz kurulduğu 2002 yılından itibaren tüm işlemlerini yasal ve şeffaf biçimde yürütmüş; hakkında MASAK ve Bakanlık incelemelerinde herhangi bit suç tespit edilmemiştir. Buna rağmen açılan dava hukuksuzdur" denildi. Osman Kavala'nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür Anonim Şirketi'nin feshi istenildi. Anadolu Kültür tarafından yapılan açıklamada daha önce ilgili kurum ve bakanlığın incelemelerde bulunduğu ve herhangi bir suç unsuru tespit etmediğini ifade edildi. Açıklamada, "Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir şirket için 'faaliyetini dernek ve vakıflara benzer şekilde kar amacı gütmeden yürüttüğü' gerekçesiyle dava açıldı. Bazı medya organlarında ileri sürüldüğü gibi iddialar kısıtlıdır ve kısmı ilgili dosyada dahi yoktur" denildi.Anadolu Kültür tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:Öncelikle belirtmek gerekir ki, söz konusu haberlere konu olan dava, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, bir şirkete “faaliyetini dernek ve vakıflara benzer şekilde, kâr amacı gütmeden yürüttüğü” gerekçesiyle açılan ilk dava olma özelliği taşımaktadır. Kasıtlı olarak sızdırılan haberler ise, içi boş, delillerden yoksun dava dosyasına gazete kupürü biçiminde, sözde “deliller” sunmak amacıyla “düzenlenmiştir”. Anadolu Kültür A.Ş.’ye karşı açılan fesih davası tamamen hukuksuzdur. Bu dava, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) tarafından yapılan incelemede, şirketimiz hesaplarında Ceza Kanunları kapsamında suç sayılan herhangi bir hususa rastlanmamış olması nedeniyle, adeta “icat edilmiş” ve yürürlüğe sokulmuştur.Anadolu Kültür hakkındaki araştırmaların ve denetlemelerin seyri şöyle cereyan etmiştir:“Gezi Olayları Soruşturması” kapsamında yaptığı incelemede Ceza Kanunları açısından şirketimizin suç işlemiş olduğuna dair herhangi bir bulguya rastlamayan MASAK, bunun üzerine, “şirketin faaliyetlerinin bir şirket kapsamında ele alınıp alınamayacağının” Ticaret Bakanlığı tarafından araştırılmasını istemiştir. Bu araştırma başlatıldığında, şirkete ait son on yılın bütün muhasebe kayıtları, banka kayıtları, ayrıca istenen diğer tüm ilgili belgeler, raporlar ve açıklamalar Ticaret Bakanlığı müfettişlerine eksiksiz olarak sunulmuştur.Bu denetlemenin ardından, Ticaret Bakanlığı tarafından, Anadolu Kültür A.Ş.’nin “ekonomik amaç ve konular için kurulduğu, ancak gelirinin büyük kısmının yurt içi ve yurt dışı kurum/kuruluş ve kişiler tarafından bağış, hibe vb. fonlarla sağlayarak faaliyetini dernek ve vakıflara benzer şekilde yürüttüğü” iddiası ile TTK 210/3 maddesi gereğince fesih davası açılmıştır.Bu dava dosyasından hareketle bazı yayın organları, Anadolu Kültür’ün “yurt dışından fonlandığı”, “bir sermaye şirketinin temel amaç ve yapısına aykırı hareket ettiği”, faaliyetleri ile ilgili “hükümete yönelik uluslararası tepkilerin yoğunlaşmasını” amaçladığı, “denetimden kaçmak için şirket yapısı”nı kullandığı gibi temelsiz, şirketimiz hakkında şaibe yaratmayı amaçlayan, bir kısmı ilgili dosyada dahi bulunmayan kasıtlı iddialar ileri sürmektedir.Bu iddialar karşısında, kamuoyunun aşağıdaki hususları bilmesi elzemdir:· Anadolu Kültür A.Ş. 2002 yılında Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun şekilde kurulmuş, ana sözleşmesi Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanmış, tescil edilmiş ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmiştir.· Türk Ticaret mevzuatında şirketlerin sponsorluk yoluyla fon sağlamasını engelleyen hiçbir yasal kısıtlama yoktur.· Anadolu Kültür tarafından bugüne kadar sponsorluk yoluyla temin edilen fonlar, banka vasıtasıyla transfer edilmiştir ve MASAK, Anadolu Kültür’ün mali kayıtlarının banka kayıtlarına uygunluğunu tespit etmiştir.· Anadolu Kültür’ün faaliyetlerini destekleyen sponsorların her biri köklü bir geçmişe sahip, dünya ölçeğinde faaliyet gösteren, çalışmaları uluslararası kamuoyu tarafından yakından izlenen, son derece saygın ve tamamen yasal kurum ve kuruluşlardır.· Kaldı ki, tüm bu kurum ve kuruluşlar hem MASAK hem de Ticaret Bakanlığı tarafından ayrıca incelenmiş, bunlarla ilgili de herhangi bir hukuka aykırılık, bağlantı ve faaliyet tespit edilmemiştir.· Anadolu Kültür tarafından kuruluş sözleşmesine uygun şekilde icra edilen tüm ticari faaliyetler, MASAK ve Bakanlık tarafından geriye dönük on yıllık süreçte ayrıca incelenmiş ve bu hususta da herhangi bir hukuka aykırılık ve yasa dışı faaliyet tespit edilememiştir.· “Denetimden kaçmaya çalıştığı” iddia edilen şirketimizin tüm işlemleri açık, yasal ve şeffaf biçimde yürütülmüş, gerçekleştirilen tüm faaliyetlerin sponsorları, Anadolu Kültür’ün web sitesinde, etkinlik broşürlerinde ve alanlarında açıkça ilan edilmiştir. Anadolu Kültür, belki de Türkiye’de hiçbir şirkette benzeri görülmemiş bir biçimde, inceden inceye, birden fazla kez denetlenmiş ve hiçbir işlemiyle ilgili hukuka aykırılık, yasa dışı bir faaliyetle bağlantı saptanmamıştır.· Anadolu Kültür’ün Türkiye’nin çok sayıda şehrinde kültür ve sanat aracılığıyla toplumsal diyaloğu besleyen, yüzlerce sanatçının, binlerce izleyicinin hayatına dokunan proje ve etkinlikleri ile ilgili ayrıntılı bilgiye web sitemizden ulaşılabilir.Şirketimiz aleyhine açılan fesih davası, yanlı ve amaçlı bir inceleme raporuna dayanmaktadır. Yaklaşık yirmi yıldan beri aynı esas sözleşme ile faaliyette bulunan, tüm genel kurulları Bakanlık gözetiminde gerçekleşen, hukuki sonuç doğuran tüm işlemleri Bakanlık onayına tâbi olan bir ticaret şirketine, kuruluşundan yirmi yıl sonra “kâr elde etme gayesi taşımadığı” şeklindeki bir iddia ile fesih davası açılmasının hiçbir izahı bulunmamaktadır. Bakanlığın, açtığı bu dava, idari yetkinin kamu yararı amacıyla kullanılmadığının ve keyfiliğin kendi içinde kabulüdür.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu talep ile açılan ilk dava olan bu dava, maalesef Türkiye’de hukukun araçsallaştırılmasının önemli örneklerinden biri olmuştur ve bundan sonra da bu şekilde anılacaktır. Söz konusu dava, Anadolu Kültür’ün kurucusu ve yönetim kurulu başkanı olan Osman Kavala’nın maruz kaldığı hukuksuzluğun devamı niteliğindedir.Hukuki dayanakları olmadığı halde başlatılan hukuki süreçlerin ve bu süreçlerde ileri sürülen hukuka aykırı talep ve istemlerin, belli bir amaç doğrultusunda sızdırılan yanlı haberlerle desteklenmesi ve karalama faaliyetlerinde kullanılması, son yıllarda görmeye alıştığımız bir durumdur. Davaya ilişkin tüm cevaplar, mahkemeye dilekçeler ile verilmiştir. Asıl olan da yargılamanın mahkeme önünde cereyan etmesidir. Kaldı ki bu husus, anayasal yargı faaliyetinin bir gereğidir. Mahkeme dosyasından sızdırılan davacı iddialarının, bu şekilde basın önünde, tek yanlı ve belli bir amaç doğrultusunda ele alınıp işlenmesi, yargılamaya konu iddianın zayıflığının da en açık göstergesidir. Bu tip haber verme kisvesi altında yapılan yanlı faaliyetlerin yargı kararlarının tarafsızlığına gölge düşürmekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. Yargıya güvenin yeniden tesisi için bu kadar çaba sarf edilen bir dönemde bu faaliyetlerin bu çabaları da sonuçsuz bıraktığı bir gerçektir.Anadolu Kültür, yalan, tek taraflı ve hukuka aykırı haberleri yapan kişi ve kuruluşlara karşı, doğmuş ve doğacak her türlü dava ve talep hakkını sonuna kadar kullanacaktır. " cumhuriyet.com.trDiego Forlan'dan Türkiye itirafı
Diego Forlan'dan Türkiye itirafı Uruguay'ın efsane golcülerinden Diego Forlan, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin futbol oynadığı dönemde kendisiyle ilgilendiğini ancak Türkiye'ye transferinin gerçekleşmediğini söyledi. LaLiga dünyadaki elçilerinden biri olan Diego Forlan, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.Futbol oynadığı dönemde adı Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ile sık sık anılan Forlan, "Evet bu yönde haberler vardı. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın bana ilgisi oldu. Hep konuşuldu ama hiçbir zaman resmi bir teklif almadım. Türk Ligi çok büyük rekabetin yaşandığı, zor bir lig. Taraftarlar çok fanatik. Biz Güney Amerikalılar gibi futboldan keyif alıyorlar. Böylece çok tatlı bir rekabet oluşuyor. Türkiye'de üç tane çok büyük kulüp var ve herhangi birinde futbol oynamak çok güzel olabilirdi." ifadelerini kullandı.Uruguaylı futbol adamı, "2011'de Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu Beşiktaş'a transferin için Madrid'e gelmişti. Atletico Madrid Başkanı ile de görüşmüşlerdi. O günlerde Beşiktaş'a transfer olmaya yakın mıydın?" sorusuna ise, "Evet hatırlıyorum. Sanırım o dönemde Simao da Beşiktaş'taydı. Sadece benim için değil, genel anlamda Madrid'e gelinmişti. Madrid'de benimle bir toplantı gerçekleştirmek istediklerini biliyordum. Beşiktaş'ın bir parçası olmam ve Beşiktaş'a transferimi konuşmak istiyorlardı. Ama olmadı." yanıtını verdi.Forlan, "Eğer bir imkan olsaydı, Luganolu Fenerbahçe mi? Musleralı Galatasaray mı? Yoksa yakın arkadaşın Simaolu Beşiktaş'ta mı oynamak isterdin?" sorusunu ise, "Hayır, seçmemeyi tercih ediyorum. Böylece hiçbir takımla kötü bir duruma düşmem. Çünkü hepsinin çok büyük taraftarları var. Türkiye'de futbol oynama fırsatım olmadı ama kim bilir belki bir gün bu kulüplerden birinin teknik direktörlüğünü yapabilirim. Çok iyi biliyorum ki hepsinin çok büyük taraftar kitleleri var ve aralarında çok büyük rekabet bulunuyor." şeklinde yanıtladı."MUSLERA'NIN GALATASARAY'DA NEDEN YAŞAYAN BİR EFSANE OLDUĞUNU ANLIYORUM"Son olarak ülkesinin takımlarından Penarol'deki teknik direktörlük görevinden ayrılan Forlan, Süper Lig maçlarını Uruguay'da canlı izleyemediğini ancak zaman zaman skorları takip edebildiğini belirterek, "Ama kuşkusuz büyük maçlar, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş arasında oynana derbiler her zaman izlemesi ilginç olan maçlar. Ayrıca Uruguaylı oyuncular hakkında çıkan haberleri takip ediyorum. Örneğin Nando (Muslera) uzun bir sakatlıktan geri döndü ve yine çok iyi performanslar ortaya koymaya başladı. Bu yüzden çok mutluyum. Nando'yu küçüklüğünden beri tanıyorum. Çok iyi bir insan, çok iyi bir profesyonel ve çok büyük bir kaleci. Galatasaray'da çok uzun zamandır oynuyor. Muslera'nın Galatasaray'da neden yaşayan bir efsane olduğunu anlıyorum. Çok büyük bir kaleci, çok kaliteli performanslar sergiledi ve buna devam edeceğine eminim. Çok fazla kupa kaldırdı ve birçok kupa daha kaldırma fırsatına sahip olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'da çok sevildiğini de biliyorum. Gerçeği söylemek gerekirse bir Uruguaylı'nın kendi ülkesinin dışında bu kadar sevilmesi çok gurur verici." şeklinde konuştu.Muslera ile Uruguay Milli Takımı'nda çok güzel günler yaşadıklarını aktaran 41 yaşındaki eski futbolcu, "Özellikle 2010 Dünya Kupası'ndaki Gana maçı çok fazla duyguyu barındırıyordu. Nando, iki tane penaltıyı çok iyi kurtarmayı başarmıştı. Sonrasında Kupa Amerika'daki (Copa America) Arjantin maçında da çok iyi performans göstermişti. Doğal olarak kötü anlarımız da oldu. Ama tabii ki akılda kalanlar en tatlı, en güzel anılar oluyor. Ve böylece bu röportaj vasıtasıyla Nando'ya da selamlarımı iletmek isterim. Zaten hep iletişimde olduğum birisi. Sahalara döndüğü ve sağlıklı olduğu için çok mutluyum. Uzun yıllar hem Galatasaray'ın hem de milli takımın kalesini koruyacağına eminim." değerlendirmesinde bulundu."YARI FİNALE YÜKSELMEK, DÜNYA KUPASI'NA BAŞLADIĞIMIZDA DÜŞÜNEMEYECEĞİMİZ BİR NOKTAYDI"2010 Dünya Kupası'nın en golcü oyuncusu olan ve kupanın en iyi oyuncusu seçilen Uruguaylı yıldız, turnuvayı ve çeyrek finaldeki unutulmaz Gana maçıyla ilgili olarak şunları söyledi:"Milli takımımız için çok büyük başarı elde ettiğimiz bir dünya kupasıydı. Azdan, çoğa gittik. Fransa ile olan ilk maçımız en iyi maçımız olmamıştı, berabere kalmıştık. Böylece ev sahibi Güney Afrika ile oynayacağımız karşılaşma kesinlikle kazanmamız gereken bir maç haline gelmişti. O noktada takımımız rahatladı ve beklenen performansı göstermeye başladı. Kendimi çok rahat hissettim, takım arkadaşlarım da benim iyi hissetmeme destek oldular. Böylece takım için o an en iyi şeye odaklanabildim. Benden beklenen şeye, gol atmaya odaklandım. Dünya Kupası'nın en golcü ismi oldum ve kupanın en iyi oyuncusu seçildim. Dolayısıyla çok memnun kaldım. Çeyrek finalde çok zorlandık, Gana ile klasikler arasına giren bir maç oynadık. Yarı finale yükselmek, finalin kapısında kalmak bizim için Dünya Kupası'na başladığımızda düşünemeyeceğimiz bir noktaydı. Tabii ki sadece gruptan çıkmayı hedeflemiyorduk, iyi bir milli takımımız vardı. Diğer takımların da çok güçlü kadroları olduğunu biliyorduk. Genel olarak Uruguay için unutulmaz bir Dünya Kupası oldu." "DÜNYADA 4 KUPA AMERİKA'YA SAHİP TEK AİLEYİZ"Futbolcu bir aileden geldiğini, dedesi ve babasının da Uruguay futbolu için çok önemli isimler olduğunun altını çizen Diego Forlan, "Dedem (Annemin babası) uzun yıllar önce vefat etti. İki kez Kupa Amerika şampiyonluğu yaşadı. Babam da bir kez bu başarıya ulaştı. Hatta abim de futbol oynadı. Kupa Amerika şampiyonu olamadı ama onun ardından ben Amerika şampiyonu oldum. Dedem, babam ve ben, dünyada 4 tane Kupa Amerika'ya sahip tek aileyiz. Dört uluslararası kupa, üç jenerasyona yayılıyor, ailemiz için gerçekten büyük bir gurur. Ayrıca, çekirdek ailemizde de babam, kardeşim ve ben Uruguay Lig şampiyonluğu yaşadık. Bu da bizim için büyük bir gurur. Ailemizin DNA'sında futbol var. Futboldan çok keyif alıyoruz. Futbol oynamayı, izlemeyi, futbol keyfi yapmayı seviyoruz. Bizim için futbol her şey." şeklinde konuştu.Forlan, ailesinin futboldaki başarısıyla ilgili olarak, "Ayrıca 1967 Kupa Amerika'da Uruguay teknik direktörü dedemdi, babam da milli takım formasını giyiyordu. Dedem ve babam Uruguay'ı şampiyonluğa taşıdı." sözlerini de ekledi."MARADONA'NIN ARAMIZDAN AYRILIŞI ÖZELLİKLE BİZİM AİLEMİZ İÇİN ÇOK ACIYDI"Diego Forlan, geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren Arjantinli futbol efsanesi Diego Armando Maradona'nın da babası ile yakın arkadaş olduğunu ve ailesi için çok özel bir yeri bulunduğunu belirtti.Kendisi 12 yaşındayken, 17 yaşında olan ablasının trafik kazası geçirdiğini ve ailesi için bu çok zor zamanlarda Maradona'nın onların yanında olduğunu belirten Forlan şöyle konuştu:"1991'de ablam trafik kazası geçirdi ve tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Yanılmıyorsam 1996 sonu ya da 1997 başında, ablam gibi tekerlekli sandalyeyle yaşayanlar için bir yardım maçı yapıldı ve bu maçta Maradona da yer aldı. Bu desteği ailemiz için çok özeldi. Ama tabii ki bundan sonra da ben şahsen Maradona ile dünyanın birçok farklı yerinde görüşme şansına sahip oldum. Maradona ile çok yakın bir ilişkimiz vardı. Babam ve benimle güzel anıları var. Maradona'yı kaybettiğimize çok üzülüyoruz. Futbola çok büyük katkı veren birisiydi. Küçükken onu izleyerek, onun golleriyle, onun yeteneğine şahit olarak büyüdüm. Maradona'nın ölümü özellikle bizim ailemiz için çok acıydı.""CANNAVARO ÇOK BÜYÜK BİR SAVUNMA OYUNCUSU"Forlan, karşısında en zorlandığı savunma oyuncusunu ise, "Açıkçası karşılaşmaktan çok çekindiğim biri yoktu. Tabii ki çok büyük savunmacılara karşı oynadım. Ama bunların arasında Cannavaro'yu öne çıkartabilirim. Çok büyük tecrübeye sahip ve sezgileri çok güçlü. Dünya Kupası'nda en iyi savunma oyuncuları arasında seçildi ve Ballon Dor'u da aldı. Bu yüzden Cannavaro'yu belirtmek isterim. Cannavaro çok büyük bir savunma oyuncusu. Çok hızlı, çok güçlü ama en önemlisi tecrübesini çok iyi kullanarak karşı takımdaki oyuncuyu etkisiz hale getirmeyi çok iyi bilen biri. Cannavaro bunları çok iyi yapıyordu." sözleriyle açıkladı.Uruguaylı futbol adamı, "Şu an kendi oyun tarzına benzettiğin bir golcü var mı? En beğendiğin isimler kimler?" sorusunu, "Çok fazla beğendiğim isim var ama her oyuncunun kendi tarzı var. Kendi özelliklerime benzeyen bir forvet bulmak bugünkü futbol piyasasında biraz zor olabilir. Luis Suarez, Atletico Madrid'de çok iyi bir performans gösteriyor ve ülkemizi başarıyla temsil ediyor. Manchester United'da Cavani de aynı şekilde. Bunun yanında Neymar, Mbappe ama tabii ki kuşkusuz Messi ve Ronaldo... Yaşları ilerlese bile çok yüksek seviyede oynamaya devam ediyorlar. Her zaman izlemesi çok ilginç olan forvetler. Bu oyuncuları izleme fırsatına sahip olmamız çok güzel bir duygu." şeklinde yanıtladı.FORLAN'IN SEVDİĞİ 3 TEKNİK DİREKTÖRDiego Forlan, en sevdiği teknik adamları hakkında ise şu görüşlere yer verdi:"Üç tane isim söylemem gerekiyor. Birincisi babam (Pablo Forlan), hem futbolcuydu hem de teknik direktörlük yaptı. Futbolculuğum dönemimde de bana destek oldu bugün teknik direktörlük yaparken de tavsiyelerde bulunuyor. Çalıştığım tüm teknik adamlardan çok şey öğrendim ama bunların arasından iki tanesini daha öne çıkartabilirim. Alex Ferguson ve Oscar Tabarez'i ayrı söylemem gerekir.''Forlan, unutamadığı golü sorusuna ise, "Çok fazla unutamadığım gol var karar veremiyorum. Atletico Madrid ile UEFA Avrupa Ligi finalinde attığım iki gol. Dünya Kupası'ndaki gollerin de hepsi çok önemliydi. 2011 Kupa Amerika finalindeki golleri de söylemem gerekiyor." cevabını verdi.Kariyerinde aldığı kararlardan hiçbir pişmanlık duymadığının altını çizen Uruguaylı efsane, "Açıkçası elde ettiğim, yaşadığım ve kariyerim boyunca tecrübe ettiğim şeyler hayallerimden çok daha fazlasıydı. Pişmanlık asla duymadım, tam tersine çok müteşekkirim. Hem iyi hem kötü kararlarım için... Bunlar beni bugün bulunduğum noktaya getiren kararlar. Yaşadığımız her andan bir şeyler öğreniyoruz. Bundan dolayı benden sadece şükür kelimeleri çıkıyor. Kararlarımla ilgili düşüncem hep böyle oldu." ifadelerini kullandı."ATLETİCO MADRİD'İN ŞAMPİYONLUK İÇİN BÜYÜK BİR FIRSATI VAR"LaLiga'daki şampiyonluk yarışını da değerlendiren Forlan, eski takımı Atletico Madrid'in önemli bir avantaja sahip olduğunu aktararak, "Şimdiden şampiyon olacaklar demek zor. Çok çekişmeli bir sezon geçiyor. Atletico iyi bir puan yakaladı ama hala sezonun bitmesine çok uzun süre var. Ortada hala çok puan var. Bu performanslarını sürdürürlerse, hala eksik maçları var, Barcelona ve Real Madrid'le aralarındaki puan farkını açabilirler. Böylece şampiyonluk şansını güçlendirebilir ve çok büyük fırsat yakalar. Futbolda net bir şey söylemek, tahmin etmek çok zor. Ama tabii ki Atletico Madrid'in şampiyonluk için büyük bir fırsatı var." değerlendirmesinde bulundu.LaLiga'nın her yıl büyük bir gelişim içinde olduğunun altını çizen Uruguaylı efsane, "LaLiga son yıllarda çok büyüdü. Dünyada 2.8 milyardan fazla televizyon seyircisinden bahsediyoruz. Dünyada çok fazla insan LaLiga'yı izliyor. En iyi oyuncular, en iyi takımlar, çok büyük şehirler ve rekabet dolu bir lige sahibiz. Atletico Madrid lider ve şampiyonluk mücadelesi veriyor, Real Madrid ve Barcelona her zaman şampiyonluğa aday. Ve bunun yanında çok önemli başka takımlar da var. Diğer liglerde bu tarz bir rekabeti izlemek zor oluyor. İnsanların çekici bulduğu noktanın bu rekabet olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.LaLiga'nın tanıtım elçilerinden biri olan Forlan, bu organizasyon içinde yaptıklarını ise "LaLiga'da oynadığımız ve bu kadar büyük bir ligin parçası olduğumuz ve için bize elçilik pozisyonunu sundular. Pandemi nedeniyle bu rolü üstlenmek daha zor ama genellikle dünyanın birçok farklı yerine gidip LaLiga'nın pozisyon almaya çalıştığı bölgelerde LaLiga'nın tanıtımını yapmak ve böylece daha fazla insana ulaşmasına çalışıyoruz. Gidilecek ülkede oynamış olmak ya da o ülkeyle bir bağının olmasına göre isimler seçiliyor, seyahat ediyoruz, etkinlik, promosyonlarda yer alıp, sponsorlarla çalışarak LaLiga'yı büyütmeye çalışıyoruz." ifadeleriyle anlattı.Diego Forlan, son olarak ise kendi hayatını anlatan filmiyle ilgili olarak, "Japonya'da olduğum dönemde bir film çektik. Kısacası kariyerimde geçen farklı dönemleri anlattık. Bunlar benim Penarol'e geldiğim dönemden sonra oldu, Penarol'de oynayıp, şampiyonluğu yaşadıktan sonra Hindistan'a gittim, Hindistan'dan sonra da Hong Kong'a geçtim. Her şeyi şu anda anlatamıyorum, birkaç eksik var ama film bitti ve gerçekten çok tatlı, güzel bir işin ortaya çıktığını düşünüyorum. İzlemek ve neler yaptığımı görebilmek hoş bir duygu." görüşlerine yer verdi. cumhuriyet.com.trUzak Doğu'da gerginlik:Çin gemileri Japon kara sularına girdi
Uzak Doğu'da gerginlik: Çin gemileri Japon kara sularına girdi Çin'e ait iki sahil güvenlik gemisinin Doğu Çin Denizindeki tartışmalı Senkaku Adaları etrafında Japonya kara sularına girdiği bildirildi. Ülkenin güneybatısındaki Okinawa eyaletinin Naha ilçesinde bulunan 11. Bölge Sahil Güvenlik Karargahı'na göre, Çin'e ait gemiler ulusal kara suları ihlal etti.Tartışmalı Senkaku adaları etrafında yerel saatle sabah 04.15 civarındaki ihlal sonrası gemiler, Taişoo-jima adası etrafında avlanan Japon balıkçı teknelerine yaklaştı.Balıkçı tekneleri, bölgeye sevk edilen Japonya Sahil Güvenlik gemilerince himaye edildi. Çin'e ait gemilere bölgeyi terk etmeleri uyarısı yapıldı.Karargaha göre, Çin gemileri Senkaku etrafında bu yıl şimdiye kadar 7 kez Japonya kara sularına girdi.SİLAH KULLANMA YETKİSİÇin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesinde 22 Ocak'ta onaylanan ve 1 Şubat'ta yürürlüğe giren kanun, Çin sahil güvenliğine, Çin'e ait olduğu iddia ettiği sularda kurallara uymayan yabancı gemilere karşı silah kullanma yetkisi veriyor.Kyodo ajansının haberinde, kanunun, Çin'e Doğu Çin Denizi'ndeki tartışmalı Senkaku Adaları etrafında seyreden Japon gemilerini hedef alabilme yetkisi tanıdığı belirtildi.AA'nın haberine göre; Doğu Çin Denizi'nde Japonya'nın "Senkaku", Çin'in de "Diaoyü" olarak adlandırdığı takımadalar, 5 ada ve 3 kayalıktan oluşuyor. cumhuriyet.com.tr