Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Friday, 08.15.2025, 11:45 AM (GMT)

News - Haberler

Riskli alan ilan edilip evlerindençıkarılmak istenen yurttaşlar isyan etti

Riskli alan ilan edilip evlerinden çıkarılmak istenen yurttaşlar isyan etti Başakşehir Şahintepe'de "İmar Barışı"ndan yararlanan yurttaşlar, bölgenin riskli alan edilmesi nedeniyle evlerini terk etmeye zorlandıkları için isyan etti. Mahalleliyle buluşan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, insanların mağduriyetlerinin görülmesini istedi. Kanser hastası olduğunu ifade eden mağdur kadın, "İnsanlar trilyonluk evler alırken, ben başımı sokacak bir yer bulamıyorum. benim çocuğumun yaşamaya hakkı yok mu?" derken gözyaşlarına hâkim olamadı. Şahintepe Mahallesi sakinleri, güçlükle bulup buluşturdukları paraları yatırarak "İmar Barışı"ndan yararlandıktan bir süre sonra, bölge ile ilgili "riskli alan" kararı çıktığını ve en kısa sürede evlerini terk etmelerinin istendiğini belirterek, yaşadıkları mağduriyeti anlatabilmek için eylem düzenlediklerini söylediler. Mahalleli, yaklaşık 300 haneye, "Derhal burayı terk edin" denirken, bölgede yeni bir inşaatın başladığına dikkati çektiler. Eylemdeki mahalle sakinleri ile buluşan CHP İstanbul Milletvekili Tekin, şöyle konuştu:"HODRİ MEYDAN GELSİNLER""İstanbul'da, vatandaşlarımızın çoğunun ne yazık ki ciddi mülkiyet sorunları olduğu için bu sorunların kolaylıkla çözülebilmesi için bu İmar Barışı Yasası'nı çıkardıklarını söylediler. O gün de söylemiştim. 'Sakın ola bunu fakir, fukara için değil rantçılar için yapıyorsanız Allah sizden bunun hesabını sorsun. Eğer fakir fukara için yapıyorsanız sonuna kadar yanınızda olacağız' dedim. Son iki yıldır İstanbul'un dört bir yanında benzer olaylar var ama böylesi bir olayı ilk kez tanık oluyorum. Şu annelerin gözyaşlarına bakın. Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Sayın Vali biraz vicdanınız varsa, biraz birazcık yüreğiniz varsa gelin şurada vatandaşların, bu annelerin anlatımlarını dinleyip ona göre uygulamanızı yapın. Ne uygulaması yapıyorsunuz? Siz burada 300 haneyi sürgün edeceksiniz. 3 tane rantçı sevindireceksiniz. Yazıktır, günahtır buna izin vermeyin. CHP olarak ve birey olarak, bir kardeşiniz, bir çocuğunuz olarak buradan ayrılmayacağız, sonuna kadar da yanınızda olacağız. O size 'Burayı terk edin' diyenler, hodri meydan gelsinler, burada konuşsunlar. Sakın yerinizi yurdunuzu terk etmeyin. Burayı parayla pulla almışsınız. Hakkınıza sahip çıkacaksınız. Biz de sizin hakkınızda yanınızda olacağız."“ACILARINA DERMAN OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”CHP Başakşehir İlçe Başkanı Avukat Deniz Bakır da bölgede süren inşaat nedeniyle toprak kaymaları olduğunu ve bazı evlerde çatlaklar oluştuğunu, bu nedenle de insanlara derhal evlerini terk etmelerinin söylendiğini belirterek, şunları dile getirdi:"Geçtiğimiz hafta yine Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yayınlandığını gördük. Bu bölgenin ve yukarıdaki bölgelerin tamamını kamulaştırılarak vatandaşlar buradan atılmak istendiğine tanık olduk. Bununla alakalı vatandaşlarımız bir araya geldiler. Ve bununla alakalı ne yapılabilir bakımından bizlerden meclis üyelerimizden fikir almak istediler. Ve bir hukukçu olarak geldik yerinde incelemelerde bulunduk, mağduriyetleri tanık olduk. Ve bu mağduriyetlerin telafisinin özellikle böyle kış aylarında ve pandeminin en yoğun hissedildiği dönemlerde gerçekleşmesi halk acısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğacaktır. Bu olayın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşınması ve kamuoyu yaratılması açısından da bizlere çağrıda bulundular ve bizler başta Zekeriya Bey olmak üzere tüm meclis grubumuz ilçe yönetim kurulu üyelerimizle milletvekillerimiz de burada adeta kamp kurduk. Bu yurttaşlarımızın acılarına derman olmaya çalışıyoruz.""BENİM ÇOCUĞUMUN YAŞAMAYA HAKKI YOK MU?"Geçmişte AKP'ye o verdiğini belirten mağdur, kanser hastası kadın:“AKP Oy verenlerden birisiyim ben. Yıllar önce çocuğum daha bebekken burayı satın aldım. Çok zorluklarla aldım. O zamanın parası 5 buçuk milyar para verdim ben buraya. Ama bana buraya yer yaptırmadılar. Hep 'yasak, yasak' yasak dediler. Bugünün, ev yapacağım günün hayaliyle yaşadım. Benim çocuğum üniversite kazandı. İstanbul dışına gönderemedim. Kadınlar kızlar öldü. Okutmaya çalıştım ama parasını yetiştiremedim. Ben hem dulum, hem yetim, hem öksüzüm. Tek başıma ve kanser hastasıyım. Kanserli olduğum halde hala çalışıyorum. Kızım ikinci üniversiteye girdi bir dönem okutabildim zorla, yine para yüzünden okutamadım. Şimdi yeni üçüncüye girdi. Yurt dışından insanlar geliyor okumak için. Benim ülkem herkese kucak açarken benim evladıma niye kucak açmıyor? Herkes trilyonluk evleri satın alırken ben başımı sokacak yer bulamıyorum. Asgari ücretle çalışıyorum. Benim çocuğumun yaşamaya hakkı yok mu? Biz garibanız. (15 Temmuz'da) 'Sokağa çıkılsın' denildi ilk biz çıktık bu vatan için, bu devlet için. Ne artık parti tutuyorum ne başka bir şey, sadece adalet için insanlık için buradayız. Biz hakkımızı istiyoruz. 30 senedir ben burayı almışım. O zamanın parasıyla şimdiki para asla bir olmaz 1 ev almaya kalksam ben 1 trilyon. Neyle kazanacağım ben. Ben kanser hastasıyım kaç yıl yaşayabilirim. Kaç yıl çocuklarımın başında annelik-babalık yapabilirim. Biz olduğumuz yerden çıkmak istemiyoruz.”“BİZ BİR SURELİYE KADAR DEĞİL MİYİZ?“Başka bir ev sahibi, “Ben buradan Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum. 'Ben her zaman halkımın arkasındayım' diyordu. Nerede halkının arkasında? Biz bir Suriyeli kadar değil miyiz” diye konuştu. ANKA

Bir kar uyarısıda Kocaeli için geldi

Bir kar uyarısı da Kocaeli için geldi Kocaeli Valiliği, yarın başlaması beklenen kar yağışları ve fırtına öncesi, buzlanma ve don olayları nedeniyle vatandaşları zorunlu olmadıkça trafiğe çıkılmaması, çıkılması halinde dikkatli ve tedbirli olunması için uyardı. Valilikten yapılan açıklamada, "Kuvvetli rüzgar ve fırtına ile birlikte kar yağışının zaman zaman tipi şeklinde olması beklenmektedir. Kar yağışının meydana getireceği buzlanma ve don olayı ile ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır. Bu nedenle zorunlu olmadıkça trafiğe çıkılmaması, çıkılması halinde dikkatli ve tedbirli olunması rica olunur" ifadeleri yer aldı. cumhuriyet.com.tr

İzmir'in 2 ilçesine kar uyarısı

İzmir'in 2 ilçesine kar uyarısı İzmir'in Bergama ve Kınık ilçelerinde yarın akşamdan itibaren kar yağışı bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğünün açıklamasına göre, Bergama ve Kınık ilçelerinde yarın akşamdan sonra başlayacak kar yağışı kuvvetli, yer yer yoğun olacak. Kar kalınlığı iç kesimlerde 15-20, yüksek kesimlerde 20-30 santimetreye ulaşacak.Kuzeydoğudan esecek kuvvetli rüzgar ve fırtınayla kar yağışı zaman zaman tipiye dönüşecek. İZMİR / Cumhuriyet

Valilik açıkladı: 15 okulda yüz yüze eğitim 1 Mart'ta

Valilik açıkladı: 15 okulda yüz yüze eğitim 1 Mart'ta Osmaniye'de merkeze bağlı köylerdeki 15 okulda yüz yüze eğitim 1 Mart'ta başlayacak. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nca köy ve seyrek nüfuslu yerleşim yerlerindeki okullarda, il hıfzıssıhha kurulları ve il milli eğitim müdürlükleri iş birliğinde alınacak karar doğrultusunda, 15 Şubat'tan itibaren haftada 5 gün yüz yüze eğitim gerçekleştirilmesiyle ilgili genelge yayımlandığı anımsatıldı.Bu kapsamda, İl Hıfzıssıhha Kurulunun toplantısında, merkeze bağlı belde ve köylerdeki 15 ilkokul ve ortaokulda eğitime başlama tarihinin ertelendiği duyurulan açıklamada, 1 Mart'ta yüz yüze eğitime başlayacak okullar, "Akyar Şehit Ali Erdinç, Cevdetiye, Çardak, İl Genel Meclisi, Çona Nurdağ, Kırmacılı Şehit Mehmet Ünaldı, Dervişli Şehit Mustafa Kök ve Şehit Jandarma Başçavuş Mehmet Çapar ilkokulları ve Akyar, Cevdetiye, İl Genel Meclisi, Çona Nurdağ, Kırmacılı Şehit Mehmet Ünaldı, Çardak ve Mamure ortaokulları." şeklinde sıralandı.Açıklamada, diğer köy ve seyrek nüfuslu yerleşim yerlerindeki yüz yüze eğitimin 15 Şubat'ta başlayacağı kaydedildi. AA

CHP’li Karaca’dan AKP’nin‘KuruluşAnayasası’çıkışına yanıt:‘Kurucu derken hangi devleti yıkıyorsunuz?’

CHP’li Karaca’dan AKP’nin ‘Kuruluş Anayasası’ çıkışına yanıt: ‘Kurucu derken hangi devleti yıkıyorsunuz?’ CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin konuşan AKP Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan’ın yeni anayasanın isminin “Yeniden Kuruluş Anayasası” olacağı yönündeki sözlerine tepki gösterdi. Karaca, “Kurucu derken hangi devleti yıkmayı planlıyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Karaca, “Güç zehirlenmesi yaşayanların, ucube tek adam rejimini halka dayatanların, tek adamın çöküşünde, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sürüklendiği çıkmazda çaresizlik içinde kıvrananların çabası nafiledir.” dedi. “Kurucu derken hangi devleti yıkmayı planlıyorsunuz?” sorusunu yönelten Karaca, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü hatırlatalım: ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’ Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi bellidir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yönetim şekli Cumhuriyettir. Yeni anayasa yapma hevesiyle, içi boş sözlerle, Saray’ın dayatmalarıyla, gündem değiştirme çabalarıyla, yarattığınız sorunları gizleyemezsiniz” diye konuştu. İktidarın mevcut Anayasaya bile uymadığını söyleyen Karaca, şunları kaydetti:“Siz önce mevcut anayasaya uymayı öğrenin. Herkesi terörist ilan etmekten, hak ihlallerini meşrulaştırma girişimlerinden vazgeçin. ‘Bu ucube rejim anayasaya sığmadı, anayasayı ucube rejiime uyduralım’ demekten vazgeçin. Bu çabalar, nafiledir, gündem değiştirmedir. Bu konuda son söz söyleyecek en son kişinin Cahit Özkan olduğunu söylemek için geçmişine bakmak yeterlidir. Kendisine Uğur Mumcu’nun sözüyle cevap vermek isterim: ‘Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe dönerler fırıldak olurlar!’” cumhuriyet.com.tr

Adnan Oktar suçörgütüne verilen cezanın gerekçeli kararıaçıklandı

Adnan Oktar suç örgütüne verilen cezanın gerekçeli kararı açıklandı Adnan Oktar Organize Silahlı Suç Örgütü'ne yönelik görülen davada aralarında Adnan Oktar'ın da bulunduğu 14 sanığa ayrı ayrı 9 bin 803'er yıl hapis cezası veren mahkeme, kararın gerekçesini açıkladı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce açıklanan gerekçeli kararda örgütün kuruluşu, faaliyetleri ve sanıkların eylemleri anlatıldı. Örgütün cinsel sömürü düzeninin ve ideolojisinin detaylı anlatıldığı kararda, duruşma sırasında mahkemeye sunulan videolar ve ses kayıtlarına da detaylı bir şekilde yer verildiği görüldü. 1 ay içinde hazırlanan gerekçeli kararda dava kapsamında 18 bin 931 lira tebligat, bin 190 lira bilirkişi, 3 bin 500 lira posta ve 297 bin lira 755 lira da diğer giderler olmak üzere toplamda 321 bin 376 lira harcandığı ifade edildi.ALEYHE TESPİTTE BULUNAN KAMU GÖREVLİLERİ KORKUTULMAYA ÇALIŞILDIÖrgütün soruşturma ve yargılama aşamasında görev yapan emniyet personelini, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nü, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı müfettişleri gibi örgüt aleyhinde tespit ve değerlendirmelerde bulunan neredeyse tüm kamu görevlilerine karşı örgüt olarak asılsız ithamlarda bulundukları vurgulandı. Örgütün bu eylemini korkutma-sindirme-baskılama amacıyla ve ilgili kurumların disiplin birimlerine suç duyurusunda yaptıkları gerekçeli kararda belirtildi.Örgüt üyelerinin sosyal medya hesaplarından hedef aldığı kişilerle ilgili karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarının yapıldığı anlatılan gerekçeli kararda "Örgütün bu korkutucu gücünü yargılamamız sırasındaki iş ve işlemlerde görev yapmış kamu görevlilerine karşı da kullanmak istediği ancak soruşturma ve kovuşturma safhasındaki iş ve işlemlerde görev yapmış kamu görevlilerin kararlı duruşu sayesinde yargılama sonunda örgütün gerçek yüzü tüm çıplaklığıyla ortaya konulmuştur" ifadeleri kullanıldı.Kararda yargılamayı etkilemek için örgütün yıldırma politikaları izlediği belirtilerek "Ayrıca yargılamayı yürüten mahkeme heyetimize karşı da benzer faaliyetlerde bulunacağı beklenen bir gerçektir" denildi.NE OLMUŞTU?Mahkeme 11 Ocak'ta davayı karara bağlayarak Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Bora Yıldız, Mehmet Noyan Orcan, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Merve Büyükbayrak, Aylin Atmaca, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Sucu, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün'ün aralarında bulunduğu 14 örgüt yöneticisi sanığın ayrı ayrı 9 bin 803 yıl ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermişti. Heyet, sanıklardan üçünün tüm suçlardan beraatine hükmederken diğer sanıkların ise değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmalarına karar vermişti. Ayrıca kararda suç örgütüne ait olduğu belirtilen taşınmazlar, araçlar, ziynet eşyaları, paralar, Dragos'taki villada bulunan güvenlik kameralarının müsaderesine karar verilmişti. (DHA)

13 yaşındakiçocuğa "aşk mektubu" yazan kırtasiyeciye 5 yıl 10 ay hapis

13 yaşındaki çocuğa "aşk mektubu" yazan kırtasiyeciye 5 yıl 10 ay hapis Aydın'ın Didim ilçesinde, 13 yaşındaki kız çocuğuna "aşk mektubu" yazıp, cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan kırtasiyeci Erkan Güler, (61) 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aydın'ın Efeler Mahallesi'ndeki bir okulun karşısında kırtasiye dükkanı bulunan Erkan Güler, geçen 22 Ekim'de, iddiaya göre 13 yaşındaki kız çocuğuna 'Bir tanem' başlıklı mektup yazıp, verdi.Küçük çocuk ise, “Artık daha fazla acı çekmek istemiyorum. Eğer bana sevgin bittiyse lütfen cevap yazma. Eğer bir cevap yazmazsan her şeyin bittiğini anlayacağım. Sana söz veriyorum bir tanem göz göze bile gelmeyeceğiz. Yok, eğer hala seviyorsan o zaman bunu belli edecek gibi davran. Çünkü artık seni düşünmekten ve seni beklemekten yoruldum. Biraz zor ama bir gün büyür, sevgiyi anlarsın. Daha söyleyecek o kadar çok sözüm var ki,  daha sayfalar dolusu yazarım.  Eğer sen 17-18 yaşlarında olsaydın. Seninle evlenmekten başka hiç bir şey düşünemezdim" yazan mektubu ablasına gösterdi.Abla da polise giderek, şikayetçi oldu. Polis tarafından gözaltına alınan Güler, 'çocuğa cinsel istismar' suçundan tutuklandı.Güler hakkında 'çocuğa nitelikli cinsel istismar suçundan' 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın 9 Şubat'taki karar duruşmasına tutuklu sanık Erkan Güler ve taraf avukatları katıldı. Beraat talebi mahkeme tarafından reddedilen Erkan Güler, istinaf yolu açık olmak üzere 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı.Ceza suçun birçok kez tekrarlanması nedeniyle 5 yıla çıkarıldı. Mahkeme tutuklu sanığa ayrıca ‘çocuğa cinsel taciz’ suçundan da 10 ay hapis cezası verdi. DHA

Akıllısaatler koronavirüsütespit edebilecek

Akıllı saatler koronavirüsü tespit edebilecek Araştırmacılar, akıllı saatler tarafından elde edilen verilerin, kullanıcıların koronavirüs testlerinin pozitif olup olmadığını gösterebileceğini söylüyor. Uzmanlara göre, Covid-19 virüsünü taşıyanlar arasında herhangi bir semptom göstermeyenlere rastlanabiliyor. Bu durum, virüsün istemsizce diğer insanlara bulaştırılabileceği anlamına da geliyor ve salgını kontrol altına almak giderek zorlaşıyor. Fakat New York'taki Mount Sinai Hastanesi'nden araştırmacılar, koronavirüs ile mücadelede akıllı saatlerin yardımcı olabileceğini düşünüyor.KALP ATIŞ HIZI BAZ ALINDIAraştırmacılar, beş ay boyunca akıllı saat kullanan 297 sağlık çalışanını gözlemledi. Covid-19 testi pozitif çıkan çalışanların yedi gün önceki kalp atış hızı verilerinde önemli bir yükseliş olduğu gözlemlendi. Hastaların kalp atış hızı değişkenliklerine odaklanan araştırmacılar, kalp atışındaki yüksek değişkenliğin kişinin bağışıklık sisteminin iyi çalıştığının göstergesi olduğunu belirtti.Araştırmayı yürüten Dr. Robert Hirten Deutsche Welle'ye demecinde, "Enfekte olan kişileri onların haberi olmadan önce tespit edebilmek salgın ile olan mücadelede bir dönüm noktası olacaktır. Bu sayede virüsü taşıyan kişiyi henüz kimseye bulaştırmadan karantina altına alabiliriz" dedi. cumhuriyet.com.tr

Özbekistan 1 Ocak 2023'te tamamen Latin alfabesine geçecek

Özbekistan 1 Ocak 2023'te tamamen Latin alfabesine geçecek Özbekistan’da, 1 Ocak 2023'ten itibaren tamamen Latin alfabesine geçileceği açıklandı. Özbekistan hükümeti aşamalı olarak Latin alfabesine geçilmesine ilişkin yol haritasını içeren kararı onayladı.Karara göre, 1 Ocak 2023'ten itibaren ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların faaliyetleri ile resmi yazışmaları Latin alfabesiyle yapılacak. Ayrıca ülkedeki tüm basın organları, elektronik medya, haber siteleri, matbaa ve yayınevleri de Latin alfabesini kullanacak.Söz konusu tarihten itibaren kimlik belgeleri, yabancıların oturma izni ve ikamet belgeleri, antetli kağıtlar Latin alfabesinde düzenlenecek, ayrıca tüm cadde ve sokak ile kurum adları, pankart ve tabelalar, ilan ve reklamlar da Latin alfabesinde hazırlanacak.Bu çerçevede ülkede Latin alfabeli Özbekçenin yeni yazım kuraları hazırlanarak kabul edilecek.Özbekistan'daki devlet kurumlarında halen resmi yazışmalar Kiril alfabesiyle yürütülürken, ülkedeki okullarda ise Latin alfabeli Özbekçe kitaplar üzerinden eğitim veriliyor.Kiril ve Latin alfabelerinin aynı anda kullanıldığı Özbekistan'da, 2 Eylül 1993’te Latin alfabesine geçilmesine ilişkin yasa kabul edilirken, 31 harften oluşan bu alfabe, 1995’te 29 harfli yeni Latin alfabesiyle değiştirildi.Ülkede hala Özbekçeye en uygun Latin alfabesinin uyarlanmasına ilişkin tartışmalar devam ederken, çoğu uzmanlar, 1993’te kabul edilen Latin alfabesinin Özbekçeye daha uygun olduğunu savunuyor. AA

SON DAKİKA: Nijerya'da kaçırılan 15 Türk denizci kurtarıldı

SON DAKİKA: Nijerya'da kaçırılan 15 Türk denizci kurtarıldı Nijerya açıklarında, korsanlar tarafından kaçırılan İngiltere merkezli Borealis firmasına ait Mozart isimli gemideki 15 Türk denizci, Almanya Hamburg merkezli yürütülen operasyonlar sonucunda kurtarıldı. Nijerya'da, sağlık kontrolünden geçirilecek gemicilerin, sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. AYRINTILAR GELİYOR... cumhuriyet.com.tr

Dört siyasi parti, ağaçkatliamına karşıbirleşti

Dört siyasi parti, ağaç katliamına karşı birleşti Antalya’da hazine arazisindeki ormanlık alanda kepçelerle 100 yaşındaki ağaçların köklerinden söküldüğü öne sürülen alana giden AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti temsilcileri, inceleme yaptı. AKP Antalya İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, “Burada bir ağaç katliamı var” dedi. Antalya'nın Konyaaltı ilçesine bağlı, ormanlık arazinin içerisine kurulu Hisarçandır Mahallesi'nde kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından hazine arazisindeki ormanlık alanda kepçelerle yapılan ağaç katliamı, mahalle halkı tarafından sosyal medyada duyurulunca büyük tepki çekti. AKP Antalya İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, MHP, CHP ve İYİ Parti'den temsilcilerle birlikte Hisarçandır Mahallesi'nde ağaç kıyımının yapıldığı yere gelerek incelemede bulundu. Vatandaşlardan detaylı bilgi alan Taş, siyasi partiler adına ortak bir açıklama yaptı. Ağaçları kepçelerle yıkıp arazi olarak kullanmak üzere yer açtıkları iddia edilen kişilerin bazı siyasetçilerin adını kullandığını, ancak bu olayın hiçbir siyasi temelle bağlantısı olmadığını belirten İbrahim Ethem Taş, konuyla ilgili Antalya Valiliği başta olmak üzere tüm güvenlik güçleri ve ilgili il müdürlüklerinin bilgilendirildiğini söyledi./Archive/2021/2/12/172337523-d4058eb71468217e6a97a64320d4920e.jpgKonuyla yakından ilgilendiğini vurgulayan Taş, “Bir Antalyalı olarak bu görüntüler yüreğimi burktu. Konunun yakından takipçisi olacağız. Kimse bu şehre zarar veremez, vermek isteyenlerin de karşısında dimdik dururuz. Siyasilerin isimleri kullanılarak bir yalan var ortada. Burada bir ağaç katliamı var" dedi./Archive/2021/2/12/172428367-bd0c29ca99b2d276336f63429c844c9a.jpgMAHALLE HALKI NÖBET TUTUYORBüyük kısmı vadi olan ormanlık arazide mahalle halkı kadınlı erkekli kepçelere karşı nöbet tutuyor. Mahallede oturan Aynur Çakmak, “Burada kepçelerin nöbetini tutuyoruz. Gelip ağaçları kürümesinler diye. Gece, gündüz gelip burada bekledik. Ağaçları yıkıp toprağa gömüyorlar. Bizim üzerimize yürüdüler. Hiç korkmadık onlardan. Buralar bizim yerimiz" diye konuştu.Ayşegül Karateke ise “Bu konuda herkesin duyarlı olması lazım. Sabahtan akşama kadar burada bekledim. İçinde 150 senelik ağaçlar var" ifadelerini kullandı.Elinde bastonuyla nöbet tutan Musa Çubuksu (78) ise çocukluğundan beri ağaçların var olduğunu ve kesilmesine izin vermeyeceğini söyledi. Çubuksu, yeşilliğin ve ağaçların kaybolacağına çok üzüldüğünü de sözlerine ekledi.Siyasi parti temsilcileri alanda inceleme yaparken vadinin derinliklerinde çalışan bir kepçenin de sesi duyuldu.  (DHA)

"İzmir Valisi depremzedeleri provokatörlükle suçladı" iddiasıMeclis gündeminde

"İzmir Valisi depremzedeleri provokatörlükle suçladı" iddiası Meclis gündeminde CHP YDK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, 30 Ekim’de meydana gelen İzmir depreminin ardından depremzedelerin yaşadığı mağduriyeti Meclis gündemine taşıdı. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ile ilgili iddiayı gündeme getiren CHP’li Polat, “30 Ekim İzmir Depremi Mağdurları Platformu toplantısında İzmir Valisi’nin depremzedeleri provokatörlükle suçladığı iddia ediliyor. İzmir Valisi çıkıp bu iddialarla ilgili açıklama yapsın” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de meydana gelen depremde yaşanılan mağduriyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.CHP’li Polat, oturulamaz durumdaki binaların ‘orta hasarlı’ olarak değerlendirildiğini ve depremzedelerin ihtiyaçlarını gideremeyecek nitelikte ödemeler yapıldığını ifade etti./Archive/2021/2/12/170605487-polat.jpegCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir PolatDepremzedelerin yaşadığı mağduriyetlerin kendisine ulaştığını söyleyen CHP’li Polat, “10 Şubat 2021 tarihinde 30 Ekim İzmir Depremi Mağdurları Platformu tarafından yapılan toplantıda İzmir Valisi’nin basını dışarı çıkartarak, vatandaşları azarladığı ve depremzedeleri provokatörlükle suçladığı iddia ediliyor. İzmir Valisi çıkıp bu iddialarla ilgili açıklama yapmalıdır” diye konuştu.ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANINI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM!Meydana gelen depremin özellikle İzmir’i çok olumsuz şekilde etkilediğini belirten CHP’li Polat, “Can kayıplarımız hepimizi yasa boğmuş, oluşan mal kayıpları da vatandaşlarımızı ayrıca mağdur etmişti. Yaraları sarmanın tek yolu ‘dayanışma’ idi farkındaydık ve deprem sonrasındaki süreçte İzmir bir dayanışma örneği sergiledi. Zaman ilerledikçe depremzede vatandaşlarımız yeni sorunlarla karşılaştı. Kiralık evlere talebin artması üzerine İzmir'de bazı bölgelerde ev fiyatlarında fahiş miktarda artış gözlemlendi. Yine bazı nakliye firmalarının vatandaşlarımızın mağduriyetini ve mecburiyetini fırsata dönüştürme çabalarını hep beraber gördük. Depremzede vatandaşlarımız yeni bir mağduriyetle karşı karşıyalar. Binaların hasar durumu konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başka, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) başka değerlendirme yapmaktadır. Özellikle Bayraklı’da ağır hasar görmüş ve sakinlerinin terk etmek zorunda kaldığı oturulamaz durumdaki binalar ‘orta hasarlı’ olarak değerlendirilerek vatandaşlarımıza mağduriyetlerini ve ihtiyaçlarını gidermeyecek nitelikte ödemeler yapılmaktadır. İtiraz yoluna başvuran vatandaşlarımızın da taleplerinin olumsuz değerlendirildiğini duyuyoruz. Binaların önüne yıkım kararları asılıyor, vatandaşlarımızın mağduriyetlerini giderme ve hakkaniyete uygun olarak sigorta prim bedellerinin ödenmesi konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı göreve çağırıyorum” dedi.VALİ’NİN İNSANLARI PROVOKATÖRLÜKLE SUÇLADIĞI İDDİA EDİLİYORDepremzedelerin sadece depremden etkilenmediğini belirten CHP’li Polat, “İzmir’de 10 Şubat günü 30 Ekim İzmir Depremi Mağdurları Platformu’nun organizasyonuyla Sayın Valinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinin, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) yetkili ve görevlilerinin, belediyelerin temsilcilerinin ve halkımızın katılımıyla kalabalık bir toplantı gerçekleştirildi. Depremden olumsuz etkilenen vatandaşlarımızın beklentisinin, yaşadıkları sorunların dinlenmesi, çözüm bulunması noktasında yetkililerin yanlarında olduklarını hissettirmesi ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmesinde destek verilmesi olduğunu biliyoruz. Henüz toplantının başında Sayın Vali’nin basını dışarı çıkartıp, vatandaşları azarladığı ve insanları provokatörlükle suçladığı iddia ediliyor. Bu insanlar zaten mağdur. Canları gitmiş, malları gitmiş, evlerinden olmuşlar… Yaralarının sarılmasına, desteğe, güler yüze ihtiyaçları var. Eğer bu iddia doğru değilse İzmir Valisi konuyla ilgili açıklama yapmalıdır. Eğer iddialar doğruysa Sayın Vali o insanlara devletin güven veren şefkatli elini uzatıp, yüzlerini güldürmeliydi. Ben beklerdim ki, Sayın Vali o insanlara makamına yakışır şekilde davransın. Deprem, herkesin birbirine yaklaşımını ve davranışını gözden geçirmesi gerektiğini öğreten büyük bir felaket. İzmir bu felaketi yaşadı. Hiçbirimiz depremden sonra eskisi gibi olmadık. Sayın Vali’nin de bu durumun bilincine varmasını diliyorum” diye belirtti.ORTAK AKILLA ÇÖZÜM ORTAYA KONULMALIDIRDepremi engellemenin mümkün olmadığını ama zararsız ya da en az zararla depremi atlatmanın mümkün olduğunu vurgulayan Polat, “Yaşanan depremden dersler çıkarmalıyız. Yaralarımızı sarmalıyız. Ağır hasarlı binalar konusunda da vatandaşımızın güven duyacağı, Bakanlık, Belediyeler, AFAD ve diğer tüm unsurlar hızlıca depremden mağdur olan vatandaşlarımızı daha fazla mağdur etmeyecek bir noktada buluşarak ortak akılla, şeffaf ve hakkaniyete uygun olacak bir çözüm ortaya koymalıdır” dedi. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter