Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Wednesday, 11.05.2025, 08:26 PM (GMT)

News - Haberler

Ukrayna'daki hapishane satışaçıkarıldı

Ukrayna'daki hapishane satışa çıkarıldı Ukrayna’nın Kiev bölgesinde bir hapishane 55 milyon liradan açık arttırmayla satışa çıkarıldı. Ukrayna’nın Kiev bölgesindeki Irpen şehrinde, 8 hektarlık alana kurulu olan ve yaklaşık 2 yıldır kullanılmayan 132 Numaralı Hapishane, Ukrayna Adalet Bakanlığı ve Devlet Mülkiyet Fonu tarafından satışa çıkarıldı.Ukrayna Adalet Bakan Yardımcısı Yelena Vsotskaya, hapishanenin bünyesinde bulunan yapılara ilişkin yaptığı açıklamada, “Hapishane bünyesinde çeşitli spor alanlarının bulunduğu bir avlu, yemekhane, koğuşlar ve birkaç üretim tesisi mevcuttur. Şubat sonunda açık arttırmayla satışa çıkarılacak. Elde edilecek gelirin yüzde 70’i koşulların iyileştirilmesi için diğer hapishanelere aktarılacak” ifadelerini kullandı.Ukrayna’da, 2017’de ülkenin meşhur Lukyanivska, Odeskoye, Çernovştskoye ve Lvovskoye hapishaneleri satışa çıkarılmış ancak satılamamıştı. Irpen’deki hapishane satışı ise açık arttırma usulüyle denenecek ve yaklaşık 55 milyon liradan satışa çıkacak. Adalet Bakanlığının açıklamalarına göre satışın gerçekleşmesi halinde açık arttırma usulü ile yaklaşık 35 hapishanenin daha satılması planlanıyor./Archive/2021/2/17/130747448-162bd56a-656d-4a32-927a-7d539f8303d7.jpg/Archive/2021/2/17/130757229-05f74532-0330-4b98-ba61-a2725c82b528.jpg İHA

TZOB BaşkanıBayraktar: "Eldeki patates ve soğanın acilen pazarlanmasıgerekmektedir"

TZOB Başkanı Bayraktar: "Eldeki patates ve soğanın acilen pazarlanması gerekmektedir" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Önümüzdeki günlerde artacak hava sıcaklıklarıyla birlikte soğan ve patateste yeni mahsul ürünün hasat tarihlerinin öne gelebileceği de dikkate alındığında, eldeki patates ve soğanın acilen pazarlanması gerekmektedir." ifadesini kullandı. /Archive/2021/2/17/130051437-sogan-papates.jpgBayraktar, patates ve soğanda pazarlama sorunlarına ve gübre fiyatlarının düşürülmesine ilişkin açıklama yaptı.Geçen haftalarda hava sıcaklıklarının yüksek seyrettiğine dikkati çeken Bayraktar, bu durumun kuru soğan ve patatesin depo ömrünü azaltarak fire oranlarını artırdığını bildirdi.Bayraktar, üreticinin zor durumda olduğunu belirterek, "Üreticilerimizin bekleyecek gücü de zamanı da kalmamıştır. Artan fireler de üreticinin cebinden çıkmaktadır. Önümüzdeki günlerde artacak hava sıcaklıklarıyla birlikte soğan ve patateste yeni mahsul ürünün hasat tarihlerinin öne gelebileceği de dikkate alındığında, eldeki patates ve soğanın acilen pazarlanması gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.Üreticinin pazarlama sorununun çözülmesi için belediyelerin ürün alımına başlamasının memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları ifade etti:"Ancak beklentimiz, daha fazla belediyenin alım yapmasıdır. Belediyelerin soğan alımına da girmesini bekliyoruz. Belediyelerin alımlara girmesi, Milli Savunma Bakanlığı, cezaevleri, huzurevleri, hastanelerin yemek menülerinde bu ürünlere daha fazla yer vermeleri, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Türkşeker gibi kuruluşların alım yapmalarıyla, üreticilerimiz rahatlatacağı gibi gıda israfının da önüne geçilmiş olunacaktır. Üreticilerimizin bin bir emekle gecesini gündüzüne katarak ürettiği ürünlerin zayi olması da bir israftır. Bunların değerlendirilmesi bu bakımdan da son derece önem arz etmektedir."Bayraktar, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle patates, soğanda talep daralması ve rekolte artışı yaşandığını belirterek, "Nitekim bugün yaklaşık 1 milyon 700 bin ton patates, 220 bin ton kuru soğan depoda beklemektedir. Üreticimiz oluşan fire nedeniyle kilogramı 1 liranın üzerine çıkan ürününü maliyetin altında bir fiyatla kilogramı 60 kuruşa satmaktadır." bilgisini verdi."SENEYE ÇOK PAHALI TÜKETİRİZ"Ürünlerin ihracat imkanlarının artırılmasının da pazarlama sorunlarının çözümüne katkı sağlayacağına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:"Özellikle Azerbaycan gibi bazı ülkelerin kendi üreticilerini korumak ve üretimlerini artırmak üzere başta yüksek gümrük vergileri olmak üzere aldıkları tedbirler ihracatı zorlaştırmaktadır. İkili görüşmelerle üreticilerimiz adına kazanımlar elde edilmesi ve ihracat teşviklerinin verilmesi ürünün zayi olmadan değerlendirilmesini sağlayacaktır. Üreticimiz patates ve soğan üretiminden kaçarsa seneye bu ürünleri çok pahalı tüketiriz.Son dönemde artan gübre fiyatlarının kura bağlı olarak düşmesini bekliyoruz. Yüksek gübre fiyatları, çiftçilerimizin gübre tüketimini azaltacak, bu durum üretimi olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle acilen gübre fiyatları düşürülmelidir. Aksi takdirde üretici üretime küsmekte, milli servet israf edilmekte, gıda fiyatları da artmaktadır." AA

Erdoğan'ın kongre yaptığıillere 'özel kısıtlama' talebi

Erdoğan'ın kongre yaptığı illere 'özel kısıtlama' talebi Sağlık Bakanlığı'nın Türkiye haritası üzerinden yayımlanan verilerine göre, 8-14 Şubat 2021 tarihleri arasında Covid-19 vaka sayılarının en yüksek olduğu iller sıralamasında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kongre düzenlediği Trabzon ve Rize bulunuyor. Sıralamada ilk 5 ilin Karadeniz bölgesinde olduğunu kaydeden Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, "Kişisel önlemlerin yanında kapanma, şehirler arası ulaşım, şehir içi ulaşım, kırsala göç, kırsaldan dönüş gibi kısıtlamalar uygulanmalı" dedi. Sağlık Bakanlığı 'covid19.saglik.gov.tr' adresinde Türkiye haritası üzerinden yayımlanan verilere göre, 8-14 Şubat 2021 tarihleri arasında Covid-19 vaka sayılarının en fazla olduğu iller, sırasıyla Trabzon, Rize, Ordu, Giresun ve Samsun oldu.  Karadeniz Bölgesi'nde çalışmalarını sürdüren filyasyon ekipleri, son günlerde koronavirüsün en fazla cenaze namazları, taziye ve ev ziyaretlerinde yayıldığını tespit etti. Bölgede önceki hafta etkili olan sıcak havaların etkisiyle sahiller, parklar ve toplu alanlarda oluşan kalabalıklarında vaka sayılarının artmasına neden olduğu belirlendi. Yetkililer, bu illerde, taziye için toplanılan evlerde virüsün daha fazla yayıldığını belirterek vatandaşlara bu konuda uyarılarda bulunmaya başladı. Bazı uzmanlarda vaka sayılarının en yüksek olduğu iller sıralamasında ilk 5 ilin yer aldığı Karadeniz için bölgesel kısıtlama tedbirleri uygulanması istendi./Archive/2021/2/17/130046562-s.jpgPROF. DR. AYDIN: HOMOJEN DEĞİŞİM VARKTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, il bazındaki koronavirüs vakalarında Karadeniz Bölgesi'ndeki şehirlerin ilk 5'te yer almasını değerlendirdi. Prof. Dr. Aydın, "Liderliği Karadeniz Bölgesi'nin götürdüğünü gördük. Rize, Trabzon, Ordu, Giresun ve Samsun’da yüksek oranda, haftalık 100 bin kişiye düşen sayılarda en yüksek olan kentler olarak karşımıza çıkıyor. Bizi takip eden diğer bölgelerde ise illerde daha az sayıda olduğu görülüyor. Bir bölgenin değil tamamı değil ama bölgede bazı iller ön plana çıkıyor. Karadeniz Bölgesi'nin ortak bir liderliğe birlikte sahip olmaları, ‘homojen’ bir dağılım olduğunu düşündürdü” dedi./Archive/2021/2/17/130147217-t.jpgKaradeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın'BÖLGEYE ÖZEL BİR FİLYASYON YÖNTEMİ GEREKİYOR'Prof. Dr. Aydın, Doğu Karadeniz'de koronavirüsün bütün bölgeye yayıldığını söyleyerek, “Karadeniz Bölgesi'nin baştan başa enfekte olduğu ve bunun kentten kırsala kadar yaygın olarak bulunduğunu ve benzer rakamlarda olduğu görülüyor. O yüzden 'homojen' bir dağılım olduğu şüphesini akla getiriyor. Bu nedenle taramaların daha da artırılması, test sayılarının artırılarak kaynakların mutlaka tespit edilmesi gerekiyor. Aksi halde sayıların giderek artabilme riskini taşıdığını net şekilde ifade edebiliriz. Karadeniz Bölgesi'nin özel bir filyasyon yöntemiyle denetim altına alınması gerekiyor. Hemen hemen köy, kent, kasabalarda eşit oranda pozitiflik var. Bunun anlamı ise, birlikte yaşam oluyor. Köy, kent ayrımı yok. Bütün pozitifler her yerde eşit orana dağılıyor. Bütün coğrafik alanı birlikte kullanıyorlar anlamı çıkıyor. Karadeniz Bölgesi'nin tamamında hem lider hem sayıca yüksek. Birlikte yaşadıklarını, köy ve kent arasındaki seyahatlerin rahatlıkla yapılabildiğini, bu bakımdan kısıtlamaların engel oluşturmadığını görüyoruz" şeklinde konuştu.'EK TEDBİRLER ALINMALI'Prof. Dr. Aydın, başta Trabzon olmak üzere Doğu Karadeniz'deki tüm şehirlerde ulaşım kısıtlaması ve tam kapanma gibi ek tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek, “Burada ek tedbirlerin alınmasına ihtiyaç olduğu açık. Ek tedbirler kişisel önlemlerin yanında kapanma, şehirler arası ulaşım, şehir içi ulaşım, kırsala göç, kırsaldan dönüş gibi kısıtlamalar uygulanmalı. Karadeniz ve bunun lideri olan Trabzon’da tam kapanmaya yönelik veya benzer bir tedbirin alınmasının gerekli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.VATANDAŞLARDAN TAM KAPANMA ÖNERİSİNE DESTEKKoronavirüs vakaların en yüksek olduğu Trabzon'da bazı vatandaşlar, kurallara yeterince uyulmadığını düşünüyor. Asiye Şengül, insanların duyarlı davranmadığını ve kurallara dikkat etmediğini söyleyerek, "Gerekli olmadığı sürece dışarı çıkmamaya çalışıyorum. İnsanların da öyle yapmasını istiyorum. Keyfi olarak dışarıya çıkıp dolaşmasınlar. İlk başta tam kapanma olması gerekiyordu. Şimdi ne yapsak fayda etmiyor. Mecbur kapanmamız gerekiyor” dedi.Vatandaşlardan Mehmet Muhsin Çuhadar ise, “Ben 80 yaşındayım ve devletin koyduğu kaidelere 1 metre aykırı adım atmadım. Saatimde çıkıyorum, saatimde dönüyorum. Bütün hemşehriler buna riayet etsinler yeter” diye konuştu. (DHA)

Prenses Latife: BM, Dubai Emiri'nin kızının 'zorla alıkonulmasıyla' ilgili olarak BAE'den bilgi isteyecek

Prenses Latife: BM, Dubai Emiri'nin kızının 'zorla alıkonulmasıyla' ilgili olarak BAE'den bilgi isteyecek Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Reşit El Maktum'un kızı Prenses Latife'nin "zorla alıkonulmasıyla" ilgili olarak Birleşik Arap Emirlikleri'nden bilgi isteyeceğini açıkladı. Hayatından endişe ettiğini söyleyen Prenses Latife'nin gizlice çektiği video, BBC'nin Panorama programında yayımlanmıştı. Princess LatifaA frame from one of Princess Latifa's video messages, recorded in secretBirleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Reşit El Maktum'un kızı Prenses Latife'nin "zorla alıkonulmasıyla" ilgili olarak Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) bilgi isteyeceğini açıkladı. Hayatından endişe ettiğini söyleyen Prenses Latife'nin gizlice çektiği video, BBC'nin Panorama programında yayımlanmıştı.BBC'ye gönderilen VE gizli çekilmiş bir videoda Prenses Latife, 2018'de Dubai'den kaçmaya çalıştıktan sonra babası tarafından zorla alıkonulduğunu ve hayatından endişe ettiğini belirtiyor.Videonun yayımlanması ardından, BM'Ye olayı araştırması için pek çok çağrı yapılmıştı.BM Keyfi Alıkoymalar Çalışma Grubu Sözcüsü, Prenses Latife'nin videosu incelendikten sonra olayla ilgili bir araştırma başlatılabileceğini kaydetti.İngiltere: Olay dehşet vericiİngiltere Dışişleri Bakanlığı ise olayın endişe verici olduğunu, bakanlığın doğrudan müdahil olmasa da gelişmeleri yakından takip edeceğini açıkladı.Dubai Emiri Şeyh Muhammed, aynı zamanda BAE Başkan Yardımcısı ve dünyanın en zengin liderlerinden biri.İnsan hakları savunucuları Şeyh Muhammed'i muhalefeti bastırmakla suçluyor ve yargı sisteminin kadınlara karşı ayrımcılık yaptığını söylüyor.Prenses Latife, arkadaşlarının yardımıyla 2018'de Dubai'den kaçmaya çalışmış ancak birkaç gün sonra, Hint Okyanusu'nda bulunduğu gemide komandolar tarafından yakalanıp Dubai'ye geri getirilmişti.BBCPrenses Latife, 2018'de kaçma girişiminden önceVideoda ne var?Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Reşit El Maktum'un 2018'de ülkeden kaçmaya çalışan kızı Prenses Latife el Maktum, arkadaşlarına gönderdiği bir videoda, babası tarafından "rehin alındığını" ve hayatından endişe ettiğini söyledi.BBC'nin Panaroma programına ulaştırılan videoda, Prenses Latife, Dubai'den kaçmaya çalıştığı gemide komandolar tarafından yakalandığını ve ilaçla uyutularak geri getirildiğini anlatıyor.Gizli mesajların kesilmesi üzerine, Prenses Latife'nin arkadaşları konuyla ilgili olarak Birleşmiş Milletler'in devreye girmesini istedi.https://www.youtube.com/watch?v=f8o2IlKZLD0&t=446sDubai ve BAE adına daha önce yapılan açıklamalarda, Prenses Latife'nin ailesinin yanında ve güvende olduğu belirtilmişti.Birkaç aylık bir zaman diliminde çekilen videoların, Prenses Latife'ye yakalandıktan yaklaşık bir yıl sonra gizlice verilen bir cep telefonuyla kaydedildiği belirtiliyor.Prenses Latife, videoyu "villa hapishane" dediği evin banyosunda kaydettiğini, pencerelerinde parmaklıklar bulunun evde kapısında kilit olan tek yerin burası olduğunu anlatıyorŞeyh Muhammed, Prenses Latife ve üvey annesi Prenses Haya'ya yönelik muamelesi nedeniyle ağır eleştirilere uğramıştı.Şeyh Muhammed'in eski eşi Prenses Haya, 2019'da iki çocuğuyla birlikte Londra'ya kaçmıştı.Şimdi 35 yaşında olan Prenses Latife ise ilk kez 16 yaşındayken Dubai'den kaçmaya çalışmıştı.Eski İrlanda Cumhurbaşkanı ve Birleşmiş Milletler'in eski İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mary Robinson, 2018'de görüştüğü Prenses Latifa'yı "sorunlu bir genç kadın" diye tanımlamış ancak sonradan prensesin ailesi tarafından "korkunç derecede yanıltıldığını" söylemişti.Robinson, uluslararası eylem çağrısında bulundu, Prenses Latife'nin nerede ve nasıl olduğunun bulunmasını istedi. Robinson, "Latife için endişelenmeye devam ediyorum. Her şeyin üzerinden zaman geçti ve konu soruşturulmalı" dedi. BBC Türkçe

İstanbul oyun alanına dönüştü

İstanbul oyun alanına dönüştü Sanal gerçeklik filtresiyle yaratıcı videolar çeken oyunseverlerin sürpriz hediyeler kazandığı Red Bull M.E.O. devam ediyor Oyunseverler, Red Bull 4’lü paketlerdeki QR kodları kullanarak ulaştığı özel hazırlanmış sanal gerçeklik filtresiyle, PUGB MOBILE ile özdeşleşmiş Red Bull M.E.O. drop kutularını en yaratıcı ve eğlenceli şekilde indirmeye devam ediyor. İlk 3 hafta sonunda en yaratıcı videoyu çekip, belirtilen adımlarla Instagram hesaplarında paylaşan 9 oyunsever, sürpriz ödüllerin de sahibi oldu. Halen devam eden oyun için dair detaylı bilgi RedBull.com/ARmeo adresinde.DÜNYA FİNALİ MART AYINDA İSTANBUL’DARed Bull M.E.O.’da dünya şampiyonu da Türkiye’de belirlenecek. 28 ülkede elemeleri gerçekleştirilen Red Bull M.E.O.’nun dünya şampiyonu, mart ayında Türkiye’nin ev sahipliğindeki Red Bull M.E.O. Dünya Finali’nde belli olacak. cumhuriyet.com.tr

CumhurbaşkanıErdoğan'ın açıkladığısayıMEB'le uyuşmadı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı sayı MEB'le uyuşmadı! AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İBB'nin '40 bin tablet dağıtımı' projesini hedef almış, MEB’in 2 milyonun üzerinde tablet dağıttığını duyurmuştu. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise 9 Şubat'ta bir soru önergesine verdiği yanıtta MEB’in 15 Ocak itibariyle dağıttığı tablet sayısının 359 bin 120 adet olduğunu açıkladığı ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal yardım alan ailelerin çocuklarının uzaktan eğitime erişebilmesi için başlattığı 40 bin tablet kampanyası ile ilgili geçen günlerde partisinin Rize il kongresinde konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geçtiğimiz günlerde baktım birisi öğrenci sayısının 3,5 milyonu geçtiği İstanbul’da 40 bin tablet dağıtmakla övünüyor. MEB’in dağıttığı 2 milyonu aşkın tableti bir kenara bırakıyorum, sadece Şahinbey ilçe belediyesinin dağıttığı 50 bin tableti kimse görmek istemiyor” demişti.BAKAN SELÇUK 9 ŞUBAT’TA SAYIYI AÇIKLADIMilli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in “Bakanlığınız tarafından bugüne kadar dağıtılan tablet sayısı kaçtır?” sorusuna 9 Şubat’ta “Öğrencilerimizin uzaktan eğitime erişimleri için, ailenin gelir durumu, okula devam eden kardeş sayısı gibi kriterlere göre dağıtımına başlanan 500.000 tablet bilgisayardan 15.01.2021 tarihi itibariyle 359.120 cihazın dağıtımı yapıldı” yanıtı verdiği ortaya çıktı.“HEDEF 500 BİN TABET”Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, koronavirüs salgını döneminde bilişim ürünlerine olan taleplerin yüksek artış göstermesi nedeniyle tedarik güçlüğü, uluslararası havayolu taşımacılığına getirilen kısıtlamalar ve yasaklamalar gibi birçok olumsuzlar yaşandığını belirtti. Bakan Selçuk, buna rağmen başlatılan 500.000 tablet bilgisayar seti satın alma süreçlerinin son derece hızlı bir şekilde çözüldüğünü ifade ederek, tüm güçlüklere rağmen sürecin plana uygun olarak sürdürüldüğünü kaydetti.500.000 tablet bilgisayar ve erişim desteklerinin Bakanlık bütçesinden temin edildiğini anlatan Selçuk, dağıtımı yapılan tablet bilgisayar birlikte 25 GB kotalı 4.5 G GSM SİM kart dağıtımı yapıldığını da sözlerine ekledi.“77 ÜLKE ARASINDA 64’ÜNCÜYÜZ”Önerge sahibi CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise OECD’nin yayınlanan ‘Covid- 19 Salgınında Eğitim’ çalışmasında Türkiye’nin 77 ülkenin yer aldığı ‘eğitim ve ödev için bilgisayarı olan öğrenciler’ sıralamasında 64. olduğunun açıklandığını hatırlattı.“HER ÖĞRENCİ UZAKTAN EĞİTİME ERİŞEBİLMELİ”Türkiye’de yüzbinlerce öğrencinin tablet bilgisayar ya da internet olmadığı için uzaktan eğitime de ulaşamadığının bilinen bir gerçek olduğuna işaret eden Gürer, “Cumhurbaşkanı Rize’de ‘MEB’in dağıttığı 2 milyonu aşkın tableti bir kenara bırakıyorum’ ifadesinde yer alan tablet sayısını MEB tarafından dağıtılan sayıyla örtüşmediği Bakan’ın açıklamasında görülüyor. Bakanlık tarafından dağıtılan tablet bilgisayar sayısı, bilgisayarı olmadığı için eğitime erişemeyen öğrenci sayısının çok altında kalmıştır. Bu konuda gerekli önlemler alınıp, ülkemizin en ücra köşesindeki öğrencilerin de uzaktan eğitime erişmelerinin sağlanması gerekir” dedi.İŞTE O SORULARCHP’li Gürer, Bakan Selçuk’a yönettiği yazılı soru önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istemişti:“Bakanlığınız tarafından bugüne kadar dağıtılan tablet sayısı kaçtır? Bakanlığınız tarafından 21 Aralık tarihine kadar 200 bin tablet dağıtılacağı ilan edilmiştir. Bu tabletlerin dağıtımı tamamlanmış mıdır? Tabletlerin dağıtımının en çok olduğu il hangisidir? Uzaktan eğitimin başladığı zaman diliminden itibaren ihtiyacı olan öğrencilere verilen tablet sayısı kaçtır? Bakan Selçuk 500 bin tablet dağıtılacağını açıklamıştı. Bu tabletlerin 200 bin adetinin 21 Aralığa kadar, geri kalan 300 bin adetinin Ocak ayında dağıtılmasının nedeni nedir? Pandemi sürecinde, televizyon kanallarında yapılan eğitime destek kampanyaları sonucu toplanan para, burs, tablet ve bilgisayar bağışlarının ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması bakanlığınız kontrolünde mi gerçekleşmiştir? İnternet hizmet paketi verilen öğrencilerin paket gigabayt kotası kaçtır?” ANKA

UEFA Avrupa Ligi'nde son 32 turu heyecanıbaşlıyor

UEFA Avrupa Ligi'nde son 32 turu heyecanı başlıyor UEFA Avrupa Ligi'nde son 32 turu ilk maçları yarın oynanacak. Avrupa futbolunun kulüp düzeyindeki iki numaralı organizasyonu, son 32 turundaki 16 karşılaşmayla devam edecek.Yarın yapılacak maçların programı şöyle:20.55 Real Sociedad (İspanya) - Manchester United (İngiltere)20.55 Wolfsberger (Almanya) - Tottenham (İngiltere)20.55 Olympiakos (Yunanistan) - PSV (Hollanda)20.55 Slavia Prag (Çekya) - Leicester City (İngiltere)20.55 Young Boys (İsviçre) - Bayer Leverkusen (Almanya)20.55 Kızılyıldız (Sırbistan) - Milan (İtalya)20.55 Dinamo Kiev (Ukrayna) - Club Brugge (Belçika)20.55 Braga (Portekiz) - Roma (İtalya)20.55 Krasnodar (Rusya) - Dinamo Zagreb (Hırvatistan)23 SEANSI23.00 Lille (Fransa) - Ajax (Hollanda)23.00 Benfica (Portekiz) - Arsenal (İngiltere)23.00 Molde (Norveç) - Hoffenheim (Almanya)23.00 Maccabi Tel-Aviv (İsrail) - Shakhtar Donetsk (Ukrayna)23.00 Antwerp (Belçika) - Rangers (İskoçya)23.00 Granada (İspanya) - Napoli (İtalya)23.00 Salzburg (Avusturya) - Villarreal (İspanya) cumhuriyet.com.tr

YÖK'ten yüz yüze eğitim açıklaması

YÖK'ten yüz yüze eğitim açıklaması YÖK, uygulamalı eğitimin gruplar halinde yüz yüze, teorik eğitimlerin ise asgari yeterlikler dikkate alınarak çevrim içi yapılmasına karar verdi. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerde yüz yüze eğitime dair yapılan toplantı sonrası açıklamada bulundu.YÖK'ün açıklamasına göre, üniversitelerde, sıkı tedbirlerin alınması şartıyla uygulamalı eğitimlerin seyreltilerek yüz yüze yapılabileceğine karar verildi. YÖK, salgın endişesi veya barınma nedeniyle eğitime devam etmek istemeyen öğrencilerin "Kayıt dondurma" hakkından yararlandırılmasını kararlaştırdı.Dün gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından yazılı açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, üniversitelerde yüz yüze eğitime ilişkin, "Uygulamalı eğitimin mümkün olduğunca yüz yüze yapılması, teorik eğitimlere ise çevrimiçi olarak devam edilmesi görüşü YÖK’e iletilmiştir" demişti.YÖK'ün aldığı kararlar şöyle:1. Uygulamalı eğitimlerin “Azami dikkatin gösterilmesi ve sıkı tedbirlerin alınması” şartıyla öğrenciler seyreltilerek, gruplara ayrılarak yüzyüze yapılabileceği,2. Teorik eğitimlerin ise Sağlık Bakanlığının görüşleri ile programlarda kazandırılması gereken asgari yeterlikler dikkate alınarak mümkün olduğunca çevrimiçi yapılması, 3. Sağlık Bakanlığınca dönem ortasında konuya ilişkin tekrar bir değerlendirme yapılacağının göz önünde bulundurulması, 4. Salgın endişesi veya barınma dolayısıyla eğitimlere devam etmek istemeyen öğrencilerin kayıt dondurma haklarından yararlandırılması,5. Küresel salgın döneminde öğrenci motivasyonu üzerinde de yoğunlaşmanın önemli olması hasebiyle rehberlik hizmetlerine ağırlık verilmesi cumhuriyet.com.tr

Fenerbahçe Yöneticisi Metin Sipahioğlu: Galatasaray yalan söylüyor!

Fenerbahçe Yöneticisi Metin Sipahioğlu: Galatasaray yalan söylüyor! Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Metin Sipahioğlu, açıklama yapıyor. İşte Metin Sipahioğlu'nun açıklamaları: Cumartesi günü oynanan Galatasaray maçından sonra başkanımız açıklama yaptı. 48 saat sonra resmi sitemizden VAR'dan skor nasıl etkilenebilir yönünde bir açıklama yaptık. Bu yaklaşımımız yeterli olmadığı için bazı taraftarlardan tepki aldı. Galatasaray yönetimi ise maçtan sonra başkanlarının yaptığı açıklamayı ayrı tutuyoruz. Hafta içi Pazartesi'nden Cuma gününe kadar tam 5 kez konuştular. Başkanları, başkan yardımcıları... Konuştukça konuştular. Biz buna yanıt vermedik. Önemli bir maçımız vardı. Ona odaklandık ve kazandıktan sonra bu açıklama yapıp yapmamayı çok düşündük. Ancak spor kamuoyunda çamur at izi kalsın mentalitesinin yer tuttuğunu gördük. Onun için geçen hafta Galatasaray Başkanının yaptığı tüm iftiraları ve yalanları somut delillerle kanıtlamak için buradayız. Programın ilk bölümünde bu yalanları kanıtlayacağız. İkinci bölümde hakem hatalarını açıklayacağız. İlk haksız ithamlarından başlıyoruz. Ortada çok ciddi bir suç var. Bir camiaya inanılmaz iftiralar var. Bu seviyeyi kendileri yarattı. Biz bu programı yapmak zorunda kalsın, bunu herkes bilsin. "Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'e akreditasyon kimliği soruldu mu?" sorusunun ardından, Galatasaray TV'de ağırlanmayla ilgili yapılan "Başkanımıza akreditasyon kartı soruldu" yönündeki yorumlar yayımlandı.Görünütüler sonrası Metih Sipahioğlu, şöyle konuştu: 1. Hem yalan söylüyorlar hem de bilgisizler. İstanbul'daki ya da Türkiye'deki tüm stat protokolleri Gençlik ve Spor Müdürlüğüne aittir. Onlar onaylar veya onaylamaz. İstanbul'daki tüm statlarda Gençlik ve Spor Müdürlüğü tüm hakların sahibidir. Gittiğimiz herhangi bir deplasman maçında listeyi yaparız ve Ankara'ya göndeririz. Spor Bakanlığı listeyi onaylar ve oradan Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne gönderir. Oranın yetkisi bizde değildir. Orada kötü bir muamele yok ama olsa bile bu kulüpleri bağlamaz. Burada bir ayıp varsa ki, -kesinlikle yok- orada herhangi bir yanlış varsa bu kulübe ait değildir.Gençlik ve Spor Müdürlüğü de zan altında kalmasın. Müthiş ağırlamışlar.  İsim listesine bakılmadan Mustafa Cengiz ve yanındakiler içeri alınmış. Hakikaten insan bu görüntülere bakınca utanır. Acaba birileri ayıp mı etti diye baktık. Başkanımız da bunu sordu. Bu kadar rahat içeri giriş, hiç kimsenin ismine bakılmaması. Herkes içeri girmiş. Galatasaray Kulübü'nün yalanı somut görüntülerle şimdi çürütmüş olduk. Maalesef hepsi yalan. İnsan diyecek söz bulamıyor. Koca, kanıtlı bir yalan.  cumhuriyet.com.tr

Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun cenaze programıbelli oldu

Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun cenaze programı belli oldu Psikolog Doğan Cüceloğlu'nun yarın saat 12’de Levent Afet Yolal Camii’nde yapılacak törenin ardından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verileceği duyuruldu. Psikolog ve yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun cenaze programı belli oldu. Cüceloğlu’nun kitaplarını basan Kronik Kitap’ın Twitter hesabından yaptığı duyuruya göre, Cüceloğlu 18 Şubat Perşembe (yarın) saat 12’de Levent Afet Yolal Camii’nde yapılacak törenin ardından Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verilecek.83 yaşındaki Doğan Cüceloğlu, dün İstanbul Beşiktaş’taki evinde, ilk belirlemelere göre düşerek yaşamını yitirmişti. Cüceloğlu'nun kesin ölüm nedeni, Adli Tıp incelemesinden sonra belli olacak. cumhuriyet.com.tr

Öldürülen aileninşüphelisi, kocanın ilk eşinden olan oğluçıktı

Öldürülen ailenin şüphelisi, kocanın ilk eşinden olan oğlu çıktı Eskişehir’de İlkay-Emel Tokkal çifti ile 4 yaşındaki çocukları Ali Doruk'un evlerinde bıçaklanarak öldürülmeleriyle ilgili İlkay Tokkal'ın ilk eşinden olan Buğra Can Tokkal'ın da aralarında olduğu 3 şüpheli gözaltına alındı. /Archive/2021/2/17/123704363-aile.jpgİlkay Tokkal ile ikinci evliliğini yapan Emel Tokkal'ın İzmir'de yaşayan kızı Beyzanur Kayaalp, dün telefonla annesine ulaşamayınca polisten yardım istedi. İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri telefon dükkanları bulunan İlkay-Emel Tokkal çiftinin, yeni taşındıkları Odunpazarı ilçesi Deliklitaş Mahallesi Hamamyolu Caddesi’ndeki bir apartmanın 5’nci katındaki evine gitti. Kapının kapalı olması üzerine polis ekipler, çilingir yardımıyla içeri girdi. Evde, İlkay Tokkal (42) ve Emel Tokkal (41) ile çocukları Ali Doruk bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. İlkay Tokkal’ın 7, Emel Tokkal ve Doruk’un 3’er kez bıçaklandığı saptandı./Archive/2021/2/17/123725753-oldurulen-ailenin-suphelisi-kocanin-ilk-esinden-olan-19-yasindaki-oglu-cikti-5116dhaphoto7.jpgKAPIDA ZORLAMA OLMAMASI TANIDIK ŞÜPHESİNİ DOĞURDUCinayetin ardından hemen araştırma başlatan Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, çevredeki MOBESE ile güvenlik kameralarının görüntülerini incelemeye aldı. Polis ekiplerince evde yapılan incelemede İlkay Tokkal’ın eşi ve çocuğuyla birlikte önceki akşam cep telefonu dükkanını kapattıktan sonra eve geldikleri, yemek sipariş verip yedikleri, kapıda herhangi bir zorlama olmadığı belirlendi. Bunun üzerine katil zanlısının tanıdık biri olma ihtimali üzerinde duruldu.Polis, apartmanın giriş katında iş yerleri bulunan çiftin komşuların ifadesine de başvurdu. Komşulardan biri Tokkal çiftinin 1 hafta önce taşındıklarını, olay gecesi duydukları sesleri, eşya yerleştirme zannederek, önemsemediklerini anlattı. Komşular polise, “O gün çekyat sesleri duyduk. Bir hafta oldular bu eve taşınalı. Biz ‘yerleşiyorlar’ diye düşündük. Çok ses geldi, eşyaların sesleri. Sonrasında kapı sertçe çarpıldı ve biri koşar adımlarla aşağı indi. Böyle bir şey olabileceği aklımıza gelmedi” dediler.İKİSİNİN DE İKİNCİ EVLİLİĞİ Yapılan araştırmalar sonunda İlkay Tokkal ile Emel Tokkal'ın ekinci evliliklerini yaptığı belirlendi. Bu bilgiden yola çıkan polis ekipleri, şüpheli olarak tespit ettikleri İlkay Tokkay'ın ilk eşinden olan 19 yaşındaki oğlu Buğra Can Tokkal ile Mehmet Şerif B. ve Ersin D.'yi sabaha karşı saklandıkları adreste yakalayarak, gözaltına aldı. cumhuriyet.com.tr

LGBT+ Tarihi: Hikayeleri dahaçok bilinmesi gereken LGBT+ sporcular

LGBT+ Tarihi: Hikayeleri daha çok bilinmesi gereken LGBT+ sporcular Şubat, LGBTİ+ Tarihi ayı. Bu ay nedeniyle, kendi branşlarında tarihe geçmiş ancak hikayeleri fazla bilinmeyen altı LGBTİ + sporcunun hayatı mercek altına alınıyor. BBC SportŞubat, LGBTİ+ Tarihi ayı. Bu ay nedeniyle, kendi branşlarında tarihe geçmiş ancak hikayeleri fazla bilinmeyen altı LGBTİ+ sporcunun hayatı mercek altına alınıyor.Bu isimler arasında bilinen ilk İngiliz trans kadın sporcu, bir Wimbledon şampiyonu, Amerikan Futbolu Ligi oyuncusu ve kendi branşındaki yönetici kuruluşa başarılı bir şekilde meydan okuyan bir atlet de yer alıyor.İşte hikayeleri daha geniş kitlelerce bilinmesi gerektiğini düşündüğümüz altı LGBTİ+ sporcu:Uyarı: Bu makale intihar, uyuşturucu kullanımı ve cinsel suistimal gibi diğer konulara atıflar içerir.1. PANAMA AL BROWNBBC SportPanama Al Brown olarak daha iyi bilinen Alfonso Teofilo Brown, Latin Amerikalı ilk dünya şampiyonu boksör olma unvanını taşıyor ve kendi sıkletinde tarihin en büyük sporcularından biri olarak kabul ediliyor.Brown, inanılması güç bir başarıya imza atarak, kariyeri boyunca nakavtla 59 dövüş kazandı ve altı yıl boyunca hafif sıklette dünya şampiyonu oldu.Brown, 1902'de Panama'da Afrikalı ve Karayipli göçmen bir anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi.Annesi temizlikçilik yapıyordu. Babası ise Brown henüz 13 yaşındayken hayatını kaybetti. Brown, henüz çok gençken Panama Kanalı Bölgesi'nde çalışıyordu ve ABD askerlerinin boks yaptığını görünce bu spora başlamaya karar verdi.Brown 20 yaşında profesyonelliğe geçti ve ertesi yıl New York'ta kendi ülkesi dışındaki ilk maçını kazandı. Daha sonra bu şehre taşındı.Brown, Amerika'da üç yıl boyunca boks yaptıktan sonra 1926'da ilk kez Paris'te maça çıktı. Bu şehri çok sevdi ve taşınmaya karar verdi.Brown, 1929'da New York'ta 15 rauntluk bir maçın sonucunda İspanyol Gregorio Vidal'ı yenerek, Latin Amerikalı ilk dünya şampiyonu oldu. Bu zafer onu Panama'da kahramanlığa, Latin Amerika genelinde de üne kavuşturdu.Getty ImagesBrown, artık Paris'te de bilinen bir boksör olmuştu. 1929 ile 1934 yılları arasında Avrupa'da 40 maça çıktı.Hayatının büyük bölümünü Fransa'nın başkentinde geçirdi. Hayatına dair bilinenlere göre, yedi dil konuşabiliyordu. Partilere gitmeyi sevdiği için Fransızlar tarafından da çok seviliyordu.Kabarelerde de sahne aldı. Bazı önemli gösterilerin dans ekibinde yer aldı.Ancak, Brown'u sevmeyenler de vardı. Brown, spor hakkında fazla bir bilgisi olmasa da menajerliği yapan Fransız yazar Jean Cocteau ile birlikteydi.Brown'ın cinsel yönelimine dair söylentiler yayıldıkça, maçlarına sırf alay etmek ve yüzüne tükürmek için gelenler olmaya başladı. Hatta bir maçın ardından seyirciler tarafından feci şekilde dövüldü.Bu dönemlerde yalnızca cinsel yönelimi değil, teninin renginden dolayı da ırkçılığa maruz kalıyordu.Getty Imagesİkinci Dünya Savaşı başladıktan sonra New York'a döndü ve Harlem'deki kabare kulüplerinde iş bulmaya çalıştı ancak başarılı olamadı.Tekrar boksa döndü ancak artık gücünü kaybetmişti. 1942'de kokain kullanmaktan tutuklandı ve bir yıllığına Panama'ya sınır dışı edildi.Brown, 40'lı yaşlarında Harlem'e geri döndü ve maç başına 1 dolara boksa yeni başlayanların antrenman partneri olarak çalışmaya başladı.Brown, 1951'de 48 yaşındayken tüberkülozdan öldü. Ölümünün hemen ardından ilk etapta Harlem'deki küçük bir mezara defnedildi. Daha sonra bazı boks tutkunları naaşının Panama'ya götürülmesi için bağış kampanyası düzenledi.2. DUTEE CHANDBBC Sport1996 yılında doğan Dutee Chand, Olimpiyat Oyunları'nda 100 metre finalinde yarışmaya hak kazanan üçüncü, Dünya Gençlik Oyunları'nda finale ulaşan ilk Hint kadın olmayı başardı. Ayrıca iki Asya Oyunları gümüş madalya kazandı. Üstelik Hindistan için yarışan ve eşcinsel olduğunu açıklayan ilk atlet olma unvanına da sahip.Chand, Odisha eyaletinin Jajpur bölgesindeki yoksul bir bölge olan Chaka Gopalpur'da büyüdü. Hindistan Yüksek Mahkemesi'nin eşcinsellerin cinsel ilişkide bulunmasını suç olmaktan çıkarmasından bir yıl sonra, 2019'da eşcinsel olduğunu açıkladı. Bu açıklamasıyla yalnızca ailesinin değil, yaşadığı köydekilerin de tepkisiyle karşılaştı.Chand'ın babası, Times of India'ya kızının ilişkisinin "ahlaksız ve etik dışı" olduğunu ve "köylerinin itibarını yok ettiğini" söyledi.Getty ImagesAnnesi de, "Bu tür şeylere izin vermeyen geleneksel Odia dokumacı topluluğunun üyesiyiz. Akrabalarımızın ve toplumun yüzüne nasıl bakarız" dedi.Ancak medyanın ilgisi Chand için yeni değildi. 2014'te 18 yaşındayken testosteron seviyeleri nedeniyle Milletler Topluluğu Oyunları'ndan diskalifiye edilmişti.800 metre koşunun efsane ismi Güney Afrikalı Caster Semenya'da da olduğu gibi, Chand'ın doğal testosteron seviyeleri erkeklerde tespit edilen düzeylerdeydi. Bu durum cinsel gelişim farklılığı (DSD) olarak biliniyor.Chand, spor müsabakalarından geçici olarak uzaklaştırılması nedeniyle 2014 yılında Milletler Topluluğu ve Asya Oyunları'nda yarışamadı.Uluslararası Atletizm Federasyonu ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından öngörülen "düzeltici" tedaviye (hormon baskılama tedavisi) tabi olmayı reddetti.Getty ImagesChand Olimpiyatlar'da 100 metre yarışında yer almaya hak kazanan üçüncü Hint kadın olduBundan bir yıl sonra ise Chand, bu kurallara meydan okuyan ilk atlet oldu.Bu kez kurallar geçici olarak askıya alındı ve Chand da yeniden pistlere döndü. Semenya'nın yaptığı başvuru ise reddedildi.Chand, 2018'de yaptığı bir açıklamada, Rio Olimpiyatları'nda Semenya ile tanıştığını ve kendisini "yakın arkadaşı" gibi hissettirdiğini anlattı.Chand, "Bana dava hakkında endişelenmememi ve spora odaklanmamı söyledi. Savaşımın sona ermesine sevindim, ancak onunki bitmedi" dedi.2019'da Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) bu tartışmalı kuralın devamı lehinde karar verdi.Bu da Semenya'nın durumunda olduğu gibi, DSD tespit edilen sporcuların 400 metre, 400 metre engelli, 800 metre ve 1500 metre yarışlarında yer almak istemeleri halinde hormon ilaçları kullanmaları gerektiği anlamına geliyor.Ancak kısa mesafe koşucusu olan Chand bu kuraldan muaf tutuldu. Chand Semenya'ya 2015 yılında açtığı temyiz duruşmasında davasını savunan savunma ekibiyle çalışmasını önerdi.Koronavirüs salgını sırasında Chand, köyündeki insanlara yiyecek ve hijyenik ped dağıtmak gibi yardım çalışmalarında yer aldı.Ayrıca köyünde bir atletizm akademisi açmayı planlıyor ve Vogue'a yaptığı açıklamada, "Koşmak isteyen başka bir çocuğun da benim gibi çıplak ayakla koşmasını istiyorum" dedi.2014 Milletler Topluluğu Oyunları'ndan yasaklanmasına rağmen, Chand, yakın zamanda Birmingham 2022 Oyunlarında LGBT sporcuların dört elçisinden biri olarak ilan edildi.3. ROBERTA COWELLBBC Sport1918 doğumlu yarış pilotu Roberta Cowell, aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş pilotluğu yapmış ve cinsiyet geçiş ameliyatı geçirdiği bilinen ilk İngiliz trans kadındı.Cowell'in babası, Kraliçe İkinci Elizabeth'in babası Kral Altıncı George'un doktoru Tümgeneral Sir Ernest Marshall Cowell'dı.Hayatının erken dönemlerinde arabalarla ve yarışlarla ilgilenmeye başladı. Biyografisin, "Bu benim varlığımın her şeyiydi ve neredeyse asıl amacıydı" dedi.Cowell, 16 yaşında okulu bıraktı ve daha sonra İngiliz Hava Kuvvetleri'ne katıldı. Ancak savaş pilotu olma arzusu ilk aşamada başlangıçta uçak tutması yüzünden gerçekleşemedi.Bunun yerine 1936'da University College London'da mühendislik okumaya başladı ve burada motor yarışlarına olan ilgisini de devam ettirdi.Cowell, tamirci tulumu girerek Brooklands yarış pistinde araba servis alanlarına giriyordu. Bu çabası karşılık buldu ve 1939'da Antwerp Grand Prix'sinde yarıştı.23 yaşında Cowell, yarış arabası sürücüsü Diana Zelma Carpenter ile evlendi ve çiftin iki kızı oldu.İkinci Dünya Savaşı sırasında Cowell, geçici olarak Hava Kuvvetleri'ne döndü. 1944'te uçağı düştükten sonra yakalandı ve Alman savaş esirleri kamplarında beş ay geçirdi.Getty ImagesCowell, savaş kamplarında tutuklu kaldığı süre boyunca diğer mahkumlara otomotiv mühendisliği öğretti ve iki kez kaçma girişiminde bulundu, başarısız olunca hücre hapsinde birkaç hafta geçirdi.Cowell savaştan sonra da yarışmaya devam etti. Ancak içinde yaşadığı beden onu giderek daha mutsuz ediyordu. 1950'de hala bir erkek olarak yaşamasına karşın giderek daha yüksek dozlarda östrojen hormonu alıyordu.Falloplasti (penise benzer bir organ oluşturma) yaptıran ilk trans erkek olan doktor Michael Dillon ile tanıştı. Dillon, ameliyatla Cowell'ın testislerini aldı. O dönemde bu ameliyat İngiltere'de yasal değildi.Bu, Cowell'in bir jinekologdan interseks olduğunu belirten bir belge almasına olanak tanıdı. Böylece cinsiyetini kadın olarak belirten yeni bir doğum belgesi almayı başardı.Getty ImagesCowell 1954'te Picture Post'a konuşan Cowell, pek çok ülkede dikkatleri üzerine çekmişti. Otobiyografisinde ise "Fiziksel, psikolojik# organsal ve yasal olarak" demişti1951'de Cowell, Britanya'da vajinoplasti (******* dokusundan ****** yapımı) yaptıran ilk kişi oldu. Bu ameliyat, plastik cerrahinin kurucusu olarak kabul edilen ve daha önce sadece kadavra üzerinde bu prosedürü uygulayan Sir Harold Gillies tarafından gerçekleştirildi.Cowell, bundan sonra motor sporlarına geri döndü ve 1950'li ile 1960'lı yıllar boyunca yarışmaya devam etti.Cowell, 2011 yılında 93 yaşındayken Londra'nın güneybatısında yanlız yaşadığı evde hayatını kaybetti. Kendi isteği doğrultusunda ölümü duyurulmadı. Boşanmasının ardından on yıllardır görmediği kızları ölümünden, iki yıl sonra yayımlanan bir haberle haberdar oldu.4. FREDA DU FAURBBC Sport"Yeni Zelanda'da evli olmadan tırmanış yapan ilk kadındım ve bunun sonucu olarak pek çok eleştiri aldım. Ta ki dağcılık camiasında ün kazanana kadar. Ondan sonra yaptığım her şey çok iyi karşılandı."1882'de Sidney'de doğan Freda du Faur, 1910'da Yeni Zelanda'nın en yüksek dağı olan Cook Dağı'na tırmanan ilk kadın Avustralyalı dağcıydı.Du Faur, kendi kendine kaya tırmanışını öğrendiği Ku-ring-gai Chase Ulusal Parkı yakınlarında büyüdü. Hemşirelik yaptığı sırada teyzesinden kendisine miras kaldı ve bu sayede hem seyahat etmeye hem de tam zamanlı olarak dağcılık yapmaya başladı.Du Faur, Cook Dağı'na tırmanmaya hazırlığını Sidney'deki bir enstitüde yaptı. Burada daha sonra sevgilisi olacak olan antrenör Muriel Cadogan ile tanıştı.Du Faur 3 Aralık 1910'da Peter Graham ve erkek kardeşi Alec'in rehberliğinde 3 bin 760 metre yüksekliğindeki Cook Dağı'na o dönem için rekor bir süre olan altı saatte tırmanan ilk kadın oldu.Tırmanıştan sonra Du Faur, "Zirveye ulaştım. Kendimi çok küçük, çok yalnız hissediyorum ve dokunsan ağlayacak gibiyim" dedi.Sonraki yıllarda, aralarında Yeni Zelanda'nın en yüksek ikinci dağı olan Tasman ile daha sonra kendi adının verileceği bir başka dağ da dahil olmak üzere birçok noktaya tırmanış gerçekleştirdi.Du Faur, 1914'te İngiltere'ye taşındı ve Cadogan ile birlikte yaşadığı Bournemouth'da Cook Dağı'na tırmanma macerasını anlattığı bir kitap yazdı.1929'da Cadogan sinir krizi geçirdi ve Du Faur onu bir akıl hastanesine yatırmaya çalıştı.Ancak bu süreçte her ikisi birden hastaneye yatırıldı. İkisine de ilaç verildi ve kendi rızaları dışında ayrı ayrı tutuldular. O dönemde erkek eşcinselliği yasadışı; lezbiyenlik ise psikolojik bir bozukluk olarak sınıflandırılıyordu.Sonunda Cadogan Sydney'e geri gönderildi ve geri dönüş yolculuğu sırasında gemide intihar etti.Cadogan'ın ölümünden sonra Du Faur hastaneden taburcu edildi. Ailesiyle birlikte yaşamak için Avustralya'ya döndü, ancak kendisine gelemedi ve uzun süre depresyonda kaldı.Du Faur 1935'te kendini öldürdü ve ailesi onu işaretsiz bir mezara gömdü. 2006 yılında mezarına anısına bir plaket eklendi.Du Faur'un adını taşıyan Freda Dağı'nın yanı sıra bugün Yeni Zelanda'da Muriel Cadogan'ın adını verildiği bir zirve de bulunuyor.5. JERRY SMITHBBC Sport"Ateşle oynamak kendini yakanlar için kötüdür. Geri kalan bizler içinse büyük bir keyiftir."1943'te Oregon'da doğan Jerry Smith, 13 sezon boyunca Amerikan Futbolu Ligi'nin (NFL) Washington Redskins'in formasını giydi. Smith, futbolu bıraktığında kendi pozisyonunda en fazla gol atan oyuncu olma unvanını elinde tutuyordu.43 yaşındaki AIDS nedeniyle hayatını kaybeden Smith, yaşarken eşcinsel olduğunu gizlemişti.Smith, 1965 NFL seçmelerinin dokuzuncu turunda şimdi Washington Football Team olarak adlandırılan Washington Redskins tarafından seçildi. Zamanının en iyi oyuncuları arasında gösteriliyordu.Smith'in oynadığı pozisyona ait gol rekoru ancak 2003 yılında kırıldı.Getty ImagesJerry Smith Washington'da 13 sezon forma giydiSmith 1975'te emekli olduktan üç yıl sonra eşcinsel olduğunu açıklayan ilk NFL oyuncusu olan takım arkadaşı David Kopay ile kısa bir birliktelik yaşadı.Kopay, otobiyografisinde Smith ile yaşadıklarını takma isim kullanarak anlattı. Smith ise Kopay ile bir daha asla konuşmadı.Smith, bir süreliğine erkek kardeşi eşcinsel olduğunu açıklayan NFL efsanesi Vince Lombardi'nin çalıştırdığı takımda oynadı.Lombardi, takım içerisinde herkese hoşgörü gösterilmesini sağlamak için büyük çaba sarf etti. Smith'e cinselliğini bildiğini ve kabul ettiğini söylediği de öne sürüldü.Ölmeden kısa bir süre önce Smith şunları söyledi: "Bir insanın hayatında aradığı her önemli şeyi Koç Lombardi'de buldum. Bizi erkek yaptı."Getty ImagesKamplarda Smith'le sık sık aynı odayı paylaşan Owens, Smith'in korku içinde yaşadığını ve insanların onun eşcinsel olduğunu bilmeleri halinde kariyerinin mahvolacağından endişe ettiği için bunu asla açıklayamadığını söyledi.1986'da Smith, kendisine AIDS teşhisi konulduğunu açıklayan ilk profesyonel sporcu oldu. İki ay sonra öldü.Ölümünden birkaç hafta önce, Washington Post'a verdiği mülakatta Orta ABD'deki insanların, AIDS'e herkesin, hatta bir NFL oyuncusunun dahi yakalanabileceği gerçeğiyle yüzleşebileceğini ifade etti.6. BILL TILDENBBC Sport"Tenis bir spordan fazlasıdır. Bir sanattır, bale gibi. Veya bir tiyatrodaki performans gibi. Korta çıktığımda Anna Pavlova veya Adelina Patti gibi hissediyorum."1893 doğumlu Bill Tilden, üçü Wimbledon ve yedisi ABD Açık olmak üzere 10 Grand Slam şampiyonluğu kazandı.On yıldan fazla bir süre tenisin en önemli ismi oldu. Altı yıl boyunca girdiği her büyük turnuvayı bir noktada kazandı. Ayrıca eşcinsel olduğunu açıklayan bir sporcuydu.1929'da Tilden, tek bir Grand Slam etkinliğinde 10 finale ulaşan ilk erkek oyuncu oldu. Bu rekor, Roger Federer tarafından ancak 2017'de kırıldı.Tilden, Philadelphia'da varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Küçüklüğünde tenis oynadı, ancak bu sporu ciddiye alması 20'li yaşlarının başında başladı.22 yaşına geldiğinde, hem annesini hem babasını hem de ağabeyini kaybetmiş, ağır bir depresyon geçirmişti. Tenis onun bununla başa çıkmasına yardımcı oldu.Tilden, 1920'de Wimbledon'u kazanan ilk ABD'li oldu. Ertesi yıl tekrar şampiyon oldu kazandı ve bunun "çok kolay" olduğunu söyledi. Bu nedenle sonraki üç herhangi bir yıl turnuvada yarışmadı.1930 yılında 37 yaşındayken, teklerde Wimbledon şampiyonu olan en yaşlı erkek oldu. Ertesi yıl, Tilden, para kazanmak için profesyonel olarak oynamaya başladı ve 50'li yaşlarına kadar profesyonel turnuvalara devam etti.Getty ImagesBoyu nedeniyle "Big Bill" lakabı takılan Tilden 1920-25 arasında dünyanın bir numarasıydı. O dönemde üst üste altı yıl ABD şampiyonu olduAncak Tilden 1946'da tutuklandı ve "bir çocuğun suç işlemesine yardımcı olmaktan" suçlu bulundu. Tilden ise tüm bu suçlamaları reddetti.Ağır şartlı tahliye koşulları altında serbest bırakıldı. Bu, beş yıl sürdü ve tenis dünyası onunla arasına mesafe koydu.Tilden, artık özel ders vererek para kazanamaz hale gelmişti.Tilden, 1949'da 16 yaşındaki bir otostopçunun cinsel organına dokunduğu gerekçesiyle tutuklandı ve 10 ay hapis yattı.Getty Images1920'de ABD spor dünyasının en önemli figürlerinden biri olan Tilden, eşcinselliğini açıkça yaşıyorduGiydiği hükümlere rağmen, 1950 yılında hapisten çıktıktan birkaç hafta sonra Associated Press tarafından yapılan bir ankette Tilden, oybirliğiyle 20'nci yüzyılın ilk 50 yılının en büyük tenisçisi seçildi.Tilden, daha sonraki dönemde New York'taki bir otelin bir süit odasında yaşadığı yaşadı. Brodway oyunlarının yapımcılığını yaptı ve başrollerinde oynadı.Daha sonra kamusal yaşamdan silindi ve 1953'te 60 yaşında kalp rahatsızlığı nedeniyle yaşamını yitirdi. BBC Türkçe




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter