Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Thursday, 11.06.2025, 01:51 AM (GMT)

News - Haberler

'Avrupa HegemonyasındanÖnce'

'Avrupa Hegemonyasından Önce' Ünlü Amerikalı tarihçi ve sosyolog Janet Abu-Lughod’un, Immanuel Wallerstein’in “Dünya Sistemleri Teorisi”ni yeniden yorumladığı ezber bozan çalışması Avrupa Hegemonyasından Önce: 1250-1350 Arasında Dünya Sistemi; verili kabullerin aksine, modern dünya ekonomisinin kökenlerinin 16. yüzyıla değil, 13. yüzyıla dayandığını öne sürüyor. /Archive/2021/2/12/002718673-ic.jpgÜnlü Amerikalı tarihçi ve sosyolog Janet Abu-Lughod’un, Immanuel Wallerstein’in “Dünya Sistemleri Teorisi”ni yeniden yorumladığı ezber bozan çalışması Avrupa Hegemonyasından Önce: 1250-1350 Arasında Dünya Sistemi; verili kabullerin aksine, modern dünya ekonomisinin kökenlerinin 16. yüzyıla değil, 13. yüzyıla dayandığını öne sürüyor.Avrupa’nın Brugge ve Venedik gibi liman şehirlerinden Horasan ve Moğolistan’a, Hint Altı Kıtası ve Çin’den Bağdat ve Kahire’ye uzanan geniş kapsamlı ticari ve kültürel alışverişe odaklanan Abu-Lughod, bütünleşik bir sistem olarak ‘yüksek Orta Çağ’ dünyasını masaya yatırıyor.Küresel ekonominin Avrupa merkezli tarih yazımını eleştiren Abu-Lughod, Cengiz Han yasalarıyla şekillenen bu dünya sisteminin neden kısa sürede zayıflayıp yerini Avrupa hegemonyasına bıraktığına da yanıtlar arıyor.Avrupa Hegemonyasından Önce: 1250-1350 Arasında Dünya Sistemi, okurları Orta Çağ Avrasya’sının birbirine bağlı dehlizlerinde kaybolmadan ustalıkla gezdiren, incelikle örülmüş detaylarla dolu bir çalışma...Avrupa Hegemonyasından Önce: 1250-1350 Yılları Arasında Dünya Sistemi / Janet Abu Lughod / Çev.: Cansen Mavituna / VBKY / 616 s. / 2020. Cumhuriyet Kitap Eki

‘UtancıAnıtlaştırmak’

‘Utancı Anıtlaştırmak’ Özbek’in yeni kitabında işlediği konular, Sevr özlemcilerine, mütareke aydınlarına, inanç hortumcularına, din bezirgânlarına, etnikçi ve mezhepçi ayrılıkçılara yanıt niteliğinde. /Archive/2021/2/12/002501736-ic.jpgHüseyin Özbek, özelde Cumhuriyet okurlarının, genelde Cumhuriyetçilerin yakından tanıdığı bir isim. Mahmut Esat Bozkurt geleneğinden gelen deneyimli bir avukat. Yetkin bir hukukçu. Uzun yıllar İstanbul Barosu Genel Sekreterliği yaptı. Halen Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı. Türkiye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve siyasal birliği söz konusu olduğunda hassas, mücadeleci, ödünsüz bir aydın. Atatürk’e, Cumhuriyet Devrimi’ne yönelik saldırılara, ihanetlere karşı politik yazılarıyla, kısa öyküleriyle, kitaplarıyla tavır alan bir eğitimci ve yazar aynı zamanda.Kısa süre önce yayımlanan yeni kitabı Utancı Anıtlaştırmak’ta ele aldığı konular, Hüseyin Özbek’in siyasi duruşunu da gösteriyor:Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı, Lozan, Çanakkale Muharebeleri, yurdundan kopan, bilinç kaybına uğrayan aydınlar, yurttaşlık bilinci, “sivil” anayasa tartışmaları, sözde soykırım iddiaları, ülkemizdeki etnik - mezhepsel kimlikler üzerinden yürütülen Batı destekli bölücü faaliyetler, yabancı derneklerin, vakıfların, düşünce kuruluşlarının Türkiye’deki çalışmaları, Kıbrıs sorunu, açılım süreci, patrikhanenin ökümenik olma çabaları, Ergenekon davalarındaki hukuk katliamı…POSTMODERN HAÇLI SEFERİGörüldüğü üzere, kitapta işlenen konular, Sevr özlemcilerine, mütareke aydınlarına, inanç hortumcularına, din bezirgânlarına, etnikçi ve mezhepçi ayrılıkçılara yanıt niteliğinde.Özbek’in anlatımı güçlü. Tümceleri yalın, etkili. Bunda şüphesiz, hukukçuluğu yanında eğitimci kimliğinin, Türk diline, kültürüne ve tarihine olan ilgisinin payı büyük. Şu saptaması önemli:“Batının Türkiye karşıtı tutumu, postmodern Haçlı seferidir. Bu saldırıya, selefi - köktendinci söylemle karşı çıkmak, Batı’nın elini güçlendirir. Türkiye bu saldırıyı, Atatürk çizgisiyle, 29 Ekim 1923 kuruluş felsefesiyle göğüsleyebilir. 29 Ekim 1923; ekonomisi, bürokrasisi, ordusu, yargısı, kısacası tüm kurumlarıyla milli bir devlet tasarımıydı. Türkiye’nin kuruluş mimarisi, keyfi bir tercih olmaktan öte, tarihinin dayattığı bir zorunluluktu”.Özbek, Türkiye’nin kurucu değerlerine yabancılaşmış, kurumsal belleğini yitirmiş, yön duygusunu kaybetmiş bir hasta görüntüsü verdiğini vurgulayarak, şunu söylüyor: “Düşünsel ve kurumsal anlamda, kuruluş denkleminden uzaklaşan bir devlette neler yaşanacaksa, Türkiye onları yaşamaktadır”.Utancı Anıtlaştırmak / Hüseyin Özbek / Doğu Kitabevi / 304 s. / 2020. Barış Doster

Yurtseverliğin ve insanlığınöyküsü

Yurtseverliğin ve insanlığın öyküsü “Kedilerin Kaleminden Okuyun Bizi; kedilerle haşır neşir olmuş bir çift olarak hem kedilerle geçirdiğimiz yılları onların gözünden aktardığımız hem de kendi serüvenimizi kedi filtresinden geçirerek anlattığımız iki kutuplu bir otobiyografi oldu” diyor Emekli Büyükelçi Pulat Tacar kitabında. Sonra da kalemi kedileri Dummi, Dreki, Jerome, Mutzi, Kedi Prenses Marie Louise, Kısmet,Wotan, Sami, Mutzi, Ballı Mutti’ye bırakıyor. /Archive/2021/2/12/002244691-ic.jpgNeler anlatmıyor ki kediler bize! Kedilerin anlattığı detaylarda müthiş bir serüvene ve tarihte bir yolculuğa çıkıyorsunuz. ‘Yaşam Bir Rüyadır’ adlı nehir söyleşi kitabında paylaşılan bazı anılar kedilerin gözünden, arka sahneleriyle farklı bir yorumla okurla buluşuyor.Kedi Dreki insan anne-babasının evlenme hikâyesini, Pulat babasının mesleğinde yabancılarla evlenmeye izin verilmediğini ve Selda annesinin Viyana’da doğmuş olmasından dolayı birlikte yaşamalarının uygun görülmediğinden evlenme izni alana kadar karşılaştıkları engelleri ve her şeyin üstesinden nasıl gelip de on altı yıl sonra sade bir törenle evlendiklerini anlatıyor. Sevgi ve saygıyla dolu, uzun bir birlikteliğe tanık ediyor.Daha sonra çeşitli görev yerlerine ve ülkelere doğru yolculuklara çıkarıyor okurları. Bu sırada kediler anne-babalarına nasıl eşlik ettiklerini, ülkelerin kedilerin girişine ilişkin farklı uygulamalarını, karantina zorluklarını anlatıyor.Kedi Dreki’nin dilinden, Büyükelçi Pulat Tacar’ın mesleğini yerine getirirken yaşadıklarından; ülke tarihindeki önemli bazı olaylar ve kişilere ilişkin yaşam dersleriyle dolu anılarını dinliyoruz: Türkiye için hep ilkleri gerçekleştiren Pulat babanın Endonezya Büyükelçiliği sırasında ilk Büyükelçilik binasını yaptırmak içi harcadığı çabaya… Selda annenin Çin resmiyle ilgili çalışmalarına… O yıllarda Kenan Evren’in Endonezya’ya yaptığı ziyarete… Ve kendisinin Cakarta’da yaşama veda edişine tanık oluyoruz.Daha sonra kalemi alan Jerome da, ebeveynleri Pulat ve Selda’nın Brüksel de geçen Avrupa Birliği Daimi Temsilcilik günlerinde ve donmuş AT-Türkiye ilişkilerinin yeniden başlatılması için harcadıkları çabalardan söz ediyor.Anlatıcı kediler okura sürekli sürpriz yapıyor, tanıdık birçok isimle olan anılarından bahsediyor. Bilge Karasu, Talat Halman, Bülent-Rahşan Ecevit, Turgut Özal, Tansu Çiller şaşırtan olaylar ve anılarla karşımıza çıkıyor. UNESCO Temsilciliği günlerinden, Uluslararası Hoşgörü Yılı organizasyonuna, turizm ve arkeolojiden, müzik ve resme, Bodrum’daki yaşama ve kedilere ilişkin daha pek çok anı paylaşılıyor.Kedilerin Kaleminden Okuyun Bizi; her anı gerçek, her şeye karşın yaşamdan keyif alan örnek bir çiftin, sadakatin, başarının, yurtseverliğin ve insanlığın öyküsü.Kedilerin Kaleminden Okuyun Bizi / Selda Sylvia Tacar, Pulat Tacar / Gece Kitaplığı / 184 s. Gülseren Tozkoparan Jordan

Sarsıcıbir dayanışmaöyküsü

Sarsıcı bir dayanışma öyküsü Kapakta “Rowling” imzasını görünce fantastik bir yapıt okuyacağımı düşündüm. Pencereme düşen ilk ışıklar, bildiğimiz klasik bir masaldan yükseliyordu. Çok geçmedi, sıkı bir öyküyle yan yana yürürken buldum kendimi. Ya da içtenlikle kaleme alınmış, eleştirel bir tarih kitabıydı elimden düşmeyen. Küçük dokunuşlarla ustaca biçimlendirilmiş fantastik öğeler de barındıran, şaşırtıcı, sarsıcı bir yolculuktu bu. /Archive/2021/2/12/001752131-ic1.jpgFotoğraf: DEBRA HURFORD BROWNHangi türden kitaplar daha çok ilginizi çeker? Şimdi ne olacak hevesiyle elinizden düşürmedikleriniz mi? Sizi dünyanın dertlerinden çekip alanlar mı? Maceradan maceraya sürüklendikleriniz mi? Kahkahadan kırıldıklarınız, okurken eğlendikleriniz mi? Sorularınıza yanıt verenler mi? Yoksa sorularınızın yanıtlarını bulmak için sizi yollara düşürenler mi? Belki tedirgin olduklarınız ya da umudunuzu çoğaltan...Soruları, seçenekleri çoğaltabiliriz. Seçimimi söylemek yerine bütün bunları yeniden düşünmeme, çocuk yazını alanında okuduklarımın nerdeyse tamamını anımsamamı sağlayan bir kitaptan açacağım sözü.Ustaca hazırlanmış kapağı, bir masala beklendiğim izlenimi veriyor ancak kitabın ve yazarının adı bambaşka bir yerden sesleniyordu. Rowling’in anlatı boyunca ara ara yaptığı gibi, araya girip belirteyim:Yazınsal türlerin iç içe geçtiği, yer yer öykü tadı alacağınız, küçük dokunuşlarla ustaca biçimlendirilmiş fantastik öğelerini kendi dünyanızın varlıkları arasına kolayca kabul edeceğiniz, çığlık çığlığa “Başka türlü olmalı! Başka türlüsü mümkün! Daha önce defalarca yaptık, yine yaparız!” diyen bir anlatının içinde bulacaksınız kendinizi./Archive/2021/2/12/001841709-ic2.jpgÇizim: DENİZ KORKMAZVARLIKLI KORNUKOPYA VE BATAKLIK DİYARIÖykümüz, yüzyıllardır sarışın krallar soyunun yönettiği, Kornukopya adında ve bir zamanlar var olan miniminnacık bir ülkede geçiyor. Beslenme, barınma, adalet, eğitim, sağlık vb. hiçbir sorunu olmayan halk, Kral Korkusuz Fred’in tahta çıkışını sevinçle karşılamıştır.Yeni kral da herhangi bir sorun çıktığında danışmanlarının hemencecik çözüm bulduğu ülkeyi yönetmenin kolay olduğunu ilk günlerde fark edecektir. Hal böyle olunca Fred’e, arabasıyla halkın arasında dolaşıp onlara gülücükler saçmaktan ve haftanın beş günü yakın arkadaşları, iki lord, Tükrer ve Salyan’la ava çıkmaktan başka iş kalmayacaktır.Kornukopya’nın başkenti Hamurhisar, tatlılarıyla ünlüdür. Peynirleriyle bilinen Yaylıkent ve onun ikizi, isli ballı salamları, pastırmaları, geyik etinden yapılmış turtaları dillere destan İslikent; üzümleri ve şarapları eşsiz Kocaşişe ülkenin öteki kentleridir. En kuzeydeyse Bataklık Diyarı diye anılan bir bölge vardır. Lastik gibi mantarlarla ince kuru otlardan başka bir şeyin bitmediği bu bölgenin sakinleri hem kendileri iyi beslenemez hem de koyunları para etmez.Kornukopya’nın geri kalanının; kaba, kirli ve aksi bulduğu Bataklık Sakinlerinin kuşaktan kuşağa anlattıkları bir de Ickabog efsanesi vardır. Anlatıcının hikâyesine bağlı olarak türlü biçimlere girer canavar Ickabog, başka başka özelliklere sahip olur. Ülkenin başkentinde, çocukların oyunlarında bile adı geçer./Archive/2021/2/12/001909709-ic3.jpgÇizim: BEGÜM KOÇAKKORKUSUZ KRAL FRED’İN BÜYÜK SEFERİGün gelir, Kral Fred, Kornukopya’yı ziyaret edecek olan komşu ülke Pluritanya’nın kralını yeni bir elbiseyle karşılamak ister. Başterzisini bunun için zorlar. Zaten rahatsız olan başterzi Dora Kırlangıçkuyruğu, bu çalışma sırasında ölünce kızı Daisy, büyük bir cesaretle, Kral Fred’i, “Bencil, kendini beğenmiş, acımasız!” olmakla suçlar. Halk arasında da yayılan bu sözler içine işler Fred’in.Tam da o günlerde, Kral’ın Dilek Günü’nde, Bataklık Diyarından bir çoban gelir saraya. Köpeği Yama’yı Ickabog kaçırmıştır. Kral Fred, aklından bir türlü çıkaramadığı “bencil, kendini beğenmiş, acımasız” suçlamalarından kurtulmak için Bataklık Diyarı’na yalınkılıç bir sefere çıkmaya, Ickabog efsanesini açığa çıkarmaya, varsa böyle bir canavar onu atalar yadigârı kılıcıyla yok etmeye karar verir ve hemen kuzeye doğru yola çıkılır.HER GÜN YENİ BİR YALANKral ve beraberindekiler oraya ulaştığında ansızın sis çöken Bataklık’ta işler hiç de iyi gitmeyecek, Lord Salyan, Kral Fred’in Muhafız Birliği Komutanı Binbaşı Pürneşe’yi öldürecek, Lord Tükrer de bunu var olup olmadığı bile bilinmeyen Ickabog’un yaptığını söyleyerek cinayeti örtbas edecektir.Kornukopya sarayında, çıkar uğruna uydurulmuş yalanlara her gün hızla yenileri eklenir. Öyle ki Ickabog’un varlığını reddetmek, olup bitenler hakkında soru sormak, itiraz etmek, krala ve artık kendini kralın başdanışmanı atayan Tükrer’e karşı çıkmak vatan hainliği sayılacaktır. Oysa yaklaşan tehlikeyi görememek o tehlikeden daha büyük bir tehlikedir. Ülkenin hızla yoksulluğa, yıkıma sürüklendiğini nerdeyse kimse fark etmeyecektir. /Archive/2021/2/12/001950646-ic4.jpgÇizim: ELVİN ÇEVLİKÇOCUKLAR DAHA AKILLINe var ki gerçeğin de bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Herkesi belirli bir hizaya soktuğunu, korkutup yıldırdığını sananlar bir gün biri çıkıp da bütün planları bozduğunda yok olup giderler. Kornukopya’da da böyle olacaktır. Çünkü çocuklar daha akıllıdır. Ve biri bir gün “Kral çıplak!” diyecektir. Çünkü herkesin korkup sindiği yerde, birkaç kişi bile olsa cesaret gösterip gerçeği arayacaktır. Çünkü sevgi ve kararlılık dayanışmayı ortaya çıkaracaktır.TUHAF BENZERLİKIckabog’un hemen her tümcesinde, insanlığın tarih sayfalarına sığmayan büyük dayanışma ve direniş öykülerini anımsarken bütün bu anlatılanların bugünün dünyasında yaşananlarla tuhaf benzerliğini de ister istemez sorguluyor ve şu soruların da kulağınızda çınladığınızı duyumsuyorsunuz:Kötülüğün bir insanı ya da ülkeyi ele geçirmesi nasıl mümkün olabilir ve onu yenmek için neleri feda etmek gerekir? İnsanlar neden yetersiz hatta var olmayan kanıtlara rağmen yalanlara inanmayı seçerler? İnsan, yarattığı canavarın kendisinin gerçek yüzünü ortaya çıkardığını nasıl fark etmez?..Kornukopya’nın hızla içine yuvarlandığı yokluk ve yoksulluk döneminin sonunda, ortaya çıkan fotoğrafın taşıdığı umudu anımsatarak koyalım noktayı.Ickabog / J.K. Rowling / Çev.: Hazel Bilgen / YKY Doğan Kardeş / 282 s. / 14+ / 2020. Y. Bekir Yurdakul / Cumhuriyet Kitap Eki

İçişleri Bakanlığı'ndan son dakika genelgesi

İçişleri Bakanlığı'ndan son dakika genelgesi İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine "Eğitim Personeline Seyahat Muafiyeti" konulu genelge gönderdi. Genelgeye göre, öğretmenlerle eğitim personelinden 13-14 Şubat'ta özel araçlarıyla yapacakları şehirlerarası seyahatlerde izin belgesi istenmeyecek. AYRINTILAR GELİYOR... İHA

Çeşme’yi hortum vurdu: Yaralılar var

Çeşme’yi hortum vurdu: Yaralılar var İzmir'in Çeşme ilçesinde hortum oluştu. İlçede ağaçların devrildiği, araçlar savrulduğu ve evlerin çatılarının uçtuğu görüldü. İzmir’in Çeşme ilçesi Alaçatı bölgesinde hortum çıktığı, Güzelbahçe'de dolu yağışı olduğu ve 5 kişinin yaralandığı belirtiliyor. Öte yandan bölgede araçların zarar gördüğü, aydınlatma direklerinin ve bir inşaat vincinin devrildiği öğrenildi. Bölgede teknelerde de zararın olduğu ifade edildi. cumhuriyet.com.tr

OğulcanÇağlayan’ın 1 milyon 200 bin Avro ve 500 bin TLödemesine karar verildi

Oğulcan Çağlayan’ın 1 milyon 200 bin Avro ve 500 bin TL ödemesine karar verildi Yapılan inceleme sonrası Tahkim Kurulu oyuncuya verilen 6 maçlık cezayı 3 maça indirirken, genç futbolcunun da Çaykur Rizespor'a 1 milyon 200 bin Avro ve 500 bin TL de ödeme yapmasını kararlaştırdı. Galatasaraylı futbolcu Oğulcan Çağlayan'ın eski takımı Çaykur Rizespor ile yaşadığı ihtilafla ilgili Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK) tarafından alınan karara itirazı, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu'nda kara bağlandı ve oyuncuya 6 maçlık verilen ceza 3 maça düşürülürken, ayrıca oyuncunun da Karadeniz kulübüne 1 milyon 200 bin Avro ve 500 bin TL ödeme yapması kararlaştırıldı.;Genç futbolcunun ve Galatasaray'ın UÇK'nın kararına yaptığı itiraz Tahkim Kurulu'nun yönetiminde video konferans yoluyla hem Galatasaray hem Çaykur Rizespor hem de Oğulcan Çağlayan'ın vekillerinin de katıldığı oturumda gerçekleştirildi. Tahkim Kurulu sonrasında Profesyonel Futbolcu Tescil İşleri Müdürlüğü’ne yazı yazılarak, davalı futbolcunun huzurdaki davada ihtilafa konu lisans süreci ile ilgili yazışmaların örneğinin istenmesine ve dosyanın incelemeye alınmasına karar verildi. Yapılan inceleme sonrası Tahkim Kurulu oyuncuya verilen 6 maçlık cezayı 3 maça indirirken, genç futbolcunun da Çaykur Rizespor'a 1 milyon 200 bin Avro ve 500 bin TL de ödeme yapmasını kararlaştırdı.GALATASARAY İTİRAZ EDECEKGalatasaray Kulübü ise Tahkim Kurulu'nun Oğulcan Çağlayan'a verilen karara itiraz edecek ve oyuncunun haklarını korumak için gerekirse konuyu UEFA'ya taşıyacak. Lehte bir karar alınamazsa Galatasaray Kulübü’nün Oğulcan’a ödeme konusunda yardım edeceği ve verilen cezayı paylaşacağı da belirtildi. DHA

Dışişleri Bakanlığı'ndan Atina'da düzenlenen 'Dostluk Forumu' hakkında açıklama

Dışişleri Bakanlığı'ndan Atina'da düzenlenen 'Dostluk Forumu' hakkında açıklama Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Atina'da düzenlenen "Dostluk Forumu" hakkında, "Yunan/Rum ikilisinin, AB'nin aday ülke Türkiye ile oluşturmaya çalıştığı olumlu gündemi engellemeye çalışmaları ve başkalarından medet umarak siyaset yapmaları bölgemizde barış ve istikrarı tehdit etmektedir" açıklamasını yaptı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan, Mısır, Fransa, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Güney Kıbrıs dışişleri bakanlarının katılımıyla Yunanistan'ın başkenti Atina'da düzenlenen "Dostluk Forumu (Philia Forum)" hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.Aksoy açıklamasında, "Yunan/Rum ikilisinin, AB'nin aday ülke Türkiye ile oluşturmaya çalıştığı olumlu gündemi engellemeye çalışmaları ve başkalarından medet umarak siyaset yapmaları bölgemizde barış ve istikrarı tehdit etmektedir" dedi.Aksoy, "Bu ikiliyi aklıselime, foruma katılan diğer ülkeleri de başkalarının oyunlarına kurban olmamaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.Sözcü Aksoy'un açıklaması şöyle:"Bölgesinde kilit ülke konumundaki Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin içinde olmadığı hiçbir forumun, bölgedeki sınamalar bakımından etkin ve başarılı bir işbirliği ve dostluk mekanizması oluşturması mümkün değildir.“Hiçbir ülkeyi hedef almadığı” öne sürülen bu forumun sonunda yapılan basın toplantısında Yunanistan Dışişleri Bakanı tarafından ülkemize yöneltilen mesnetsiz itham ve iftiralar, aslında bu girişimin söylendiği gibi “dostluk” üzerine değil, Türkiye’ye yönelik husumet üzerine inşa edilmeye çalışılan bir ittifak teşebbüsü olduğunu göstermektedir.Türkiye’nin bölgedeki insani ve hakkaniyete dayalı politikalarını eleştirmek, kendi maksimalist talepleri ve dar çıkar hesapları uğruna darbecilere kucak açarak Libya’nın istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açanların, Suriye ve Irak’ı bölebilecek bir terör koridoru oluşturmaya çalışanların ve Azerbaycan topraklarının işgaline yıllardır sessiz kalanların haddi değildir.Türkiye’nin uluslararası bir konferans önerisiyle Doğu Akdeniz’de samimi ve kapsayıcı bir işbirliği tesis edilmeye çalışıldığı bir dönemde, ülkemize karşı sürdürülen bu tavır hasmanedir. AB'nin Akdeniz için Birlik çabalarını da baltalamaktadır.Yunan/Rum ikilisinin, AB'nin aday ülke Türkiye ile oluşturmaya çalıştığı olumlu gündemi engellemeye çalışmaları ve başkalarından medet umarak siyaset yapmaları bölgemizde barış ve istikrarı tehdit etmektedir. Bu ikiliyi aklıselime, foruma katılan diğer ülkeleri de başkalarının oyunlarına kurban olmamaya davet ediyoruz.""DOSTLUK FORUMU"Atina'da bugün düzenlenen forumun ardından yayımlanan ortak bildiride, enerji, inovasyon, dijital ekonomi, sivil koruma ve insandan insana temaslar gibi alanlarda ortak eylem ve girişimleri teşvik etmeye hazır olunduğu belirtilmişti.Ortadoğu barış süreci, Kıbrıs sorunu, Suriye, Libya, Yemen ve Doğu Akdeniz'deki gelişmeler dahil olmak üzere başlıca uluslararası ve bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulunulduğu aktarılan açıklamada, farklılıkların barışçıl çözümünün önemi ifade edilmişti.Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, ev sahibi sıfatıyla forumda yaptığı konuşmada, Atina'nın, Doğu Akdeniz, Körfez, Balkanlar ve diğer Avrupa ülkeleri arasında bir köprü olmayı hedeflediğini belirterek, bu inisiyatifin "bir savunma birliği" olmadığını söylemişti. cumhuriyet.com.tr

Bayern Münih, FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nın sahibi oldu

Bayern Münih, FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nın sahibi oldu Katar'da oynanan 2020 FIFA Kulüpler Dünya Kupası finalinde Alman devi Bayern Münih ile Meksika'nın Tigres takımı karşı karşıya geldi. 2020 FIFA Kulüpler Dünya Kupası finalinde Bayern Münih, Tigres'i 1-0 mağlup ederek kupanın sahibi oldu.Katar'da oynanan 2020 FIFA Kulüpler Dünya Kupası finalinde Alman devi Bayern Münih ile Meksika'nın Tigres takımı karşı karşıya geldi.Karşılaşmanın 18'inci dakikada Bayern Münih'te Joshua Kimmich, topu Tigres ağlarına gönderdi ancak VAR'dan gelen uyarı sonucunda gol geçerli sayılmadı. İlk yarının kalan bölümünde gol olmayınca, soyunma odasına 0-0'lık eşitlikle gidildi.Maçın 59'uncu dakikasında Benjamin Pavard'ın ayağından gelen golle Tigres karşısında 1-0 öne geçen Bayern Münih, karşılaşmanın kalan bölümünde rakibine üstünlüğü kaptırmadı ve Tigres'i 1-0 mağlup ederek kupanın sahibi oldu.Bayern Münih'te koronavirüs testi pozitif çıkan Thomas Müller maçta forma giyemedi.Öte yandan bugün oynanan 3'üncülük karşılaşmasında ise Al-Ahly, Palmeiras'ı normal süresi 0-0 biten karşılaşmada penaltılar sonucunda 3-2 mağlup etti. DHA

CumhurbaşkanlığıSözcüsüİbrahim Kalın S-400'ler ile ilgili konuştu: Geri adım atmayacağız

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın S-400'ler ile ilgili konuştu: Geri adım atmayacağız Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TRT Haber yayınında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, ABD ile ilişkilere ve Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri alımına ilişkin, "S-400 kararı bir gecede alınmadı. Biz bunu ABD'li mevkidaşlarımıza anlattık" dedi.Açıklamadan öne çıkanlar şu şekilde:- S-400 kararı bir gecede alınmadı. Biz bunu ABD'li mevkidaşlarımıza anlattık. Bizim S-400 anlaşamasını imzalamamız CAATSA yaptırımlarından yaklaşık 4 ay öncedir. Hukuki açıdan bakılırsa söyledikleri tutarsız oluyor. ABD tarafı bu konuda şimdiye dek herhangi bir müzakereye girmeyeceklerini söyledi. Türkiye, Rus S-400 sistemleri konusunda geri adım atmayacak. - Stratejik fotoğrafı doğru bir presvektifle okuduğumuzda bir mesafe alacağımızı düşünüyoruz. 'Neden Rusya ile böyle bir anlaşma yapıyorsunuz' meselesine dönüştü. Rusya bizim coğrafyamızın önemli bir aktörü. Nasıl ilişki kurduğunuz önemli.- Çözüm yollarımızı önererek müzakere halinde olacağız. Önümüzdeki haftalarda Cumhurbaşkanımızın Biden ile bir görüşmesi olabilir.- Biden yönetimi yeni adımlar atacaklarını söylediler. İlk teması geçen hafta ben yaptım ABD tarafıyla. Ortak hareket edebileceğimiz konuları konuştuk. S-400 ve F-35 konularını, FETÖ ve PYD/YPG desteğini de görüştük. CAATSA yaptırımlarını da ele aldık. Bunlar ABD ile ilişkilerimizi geriyor. Bu konular Obama döneminde başladı, Trump döneminde devam etti. Türkiye ile ilişkilerini önemsediklerini görüyoruz. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile önümüzdeki günlerde yine görüşmelerimiz olacak. cumhuriyet.com.tr

Felipe Melo penaltıkaçırdı, takımınıüçüncülükten etti

Felipe Melo penaltı kaçırdı, takımını üçüncülükten etti 2020 FIFA Kulüpler Dünya Kupası üçüncülük maçında Mısır ekibi El Ehli, Brezilya temsilcisi Palmeiras'ı penaltılarda 3-2 yendi. Katar'da düzenlenen 17. FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nın üçüncülük maçında, Afrika Futbol Konfederasyonu (CAF) Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Mısır ekibi El-Ehli ile Güney Amerika Futbol Konfederasyonu (CONMEBOL) tarafından düzenlenen Libertadores Kupası'nın son sahibi Brezilya temsilcisi Palmeiras karşılaştı.Er Reyyan kentindeki Education City Stadı'nda oynanan karşılaşmada taraflar, yakaladığı gol fırsatlarını değerlendiremedi ve mücadelenin normal süresi 0-0 sona erdi. FELİPE MELO PENALTI KAÇIRDIPenaltı atışlarına geçilen müsabakada El-Ehli, Palmeiras'ı 3-2 mağlup ederek turnuvayı 3. sırada tamamladı. Maçın kaderini belirleyen son penaltı atışını ise bir dönem Galatasaray'da forma giyen Palmeiraslı Felipe Melo kaçırdı. cumhuriyet.com.tr

Ali Akman: Manchester City istedi gitmedim!

Ali Akman: Manchester City istedi gitmedim! Bursaspor ile sözleşmesi sona erdikten sonra Frankfurt ile 4 yıllık sözleşme imzalayan Ali Akman, Goal Türkiye'ye verdiği röportajda transfer süreci ile ilgili açıklamalar yaptı. Bursaspor ile gösterdiği performansın ardından Ali Akman, Frankfurt ile 4 yıllık sözleşme imzalamıştı. Sezon sonuna kadar Bursaspor'da kalacak olan genç oyuncu, bunun yanında Bursaspor tarafından da kadro dışı bırakılmıştı.'Neden Almanya'yı seçtin?' sorusuna cevap veren Ali Akman, "Atalanta, Valencia ve Manchester City de çok ciddi bir adaydı. Bir ara aklım Manchester City'e gitti fakat iyice düşündükten sonra karar vermek zor olmadı. Adım adım ilerlemek istedim. Almanya’da bana daha iyi eğitim vereceklerini düşündüm" dedi."Almanya, genç oyuncuların mutlaka gitmesi gereken bir yer. Ozan Kabak, ‘Hiç düşünme bile’ dedi. Bence çok güzel şeyler olacak, şu anda farkına varamıyorum ama gittiğimde daha iyi anlayacağım. Almanya’nın benim için en doğru okul olduğunu düşünüyorum"Frankfurt'ta daha iyi gelişebileceği için heyecanlı olduğunu söyleyen Akman, "Adi Hütter, Frankfurt’ta taktiksel anlamda çok iyi gelişebileceğimi söyledi. Frankfurt Sportif Direktörü Fredi Bobic ile de konuştum. Scout şefi Manga ile beni müthiş bir şekilde analiz etmişler. Beni çok farklı futbolcu yapacaklar. Benim heyecanım tam da bu yüzden" ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter