News - Haberler
GrekoromendeİBBSK iddialı
Grekoromende İBBSK iddialı 12-14 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek turnuvaya İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü (İstanbul BBSK) grekoromen güreş takımından 24 sporcu katılacak. Türkiye Güreş Federasyonu tarafından grekoromen stil milli takımı seçmeleri pandemi tedbirleri çerçevesinde İstanbul'da gerçekleştirilecek.12-14 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek turnuvaya İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü (İstanbul BBSK) grekoromen güreş takımından 24 sporcu katılacak.Turnuva öncesinde hazırlıklarını İBB Cebeci Spor Kompleksi'nde sürdüren İBBS'lı güreşçileri kulüp başkanı Fatih Keleş, yönetici Erdem Aslanoğlu, genel müdür Murat Beytekin ve Güreş Şubesi koordinatörü İbrahim Demirtürkoğlu ziyaret etti. Turnuva ile ilgili konuşan İstanbul BBSK Grekoromen Güreş Takımı Başantrenörü Hüseyin İldem "Pandemiden dolayı Büyükler Grekoromen Türkiye Şampiyonası yerine milli takım seçmesi gerçekleştirilecek. Kısıtlı sayıda sporcunun mücadele edeceği ve federasyonun belirlediği kriterlere uygun yapılacak olan şampiyonaya olimpiyat kota mücadelesine gidecek sporcularımızın katılmayacak. Ama şampiyonada toplam 24 sporcu ile kulübümüzü temsil edeceğiz" dedi.Seçmelerin 19-21 Nisan'da Polonya'da yapılacak Büyükler Avrupa Şampiyonası takımını belirlemek için önem taşıdığını vurgulayan İldem; "Kulüp olarak hedefimiz Avrupa Şampiyonası'na en az 5 sporcu göndermek. 2 aydır tesislerimizdeki devam eden kamp dönemi bizim için verimli geçti. Şu ana kadar bizi olumsuz etkileyecek bir sakatlık ya da kilo problemi yaşamadık. Şampiyonayı en iyi şekilde tamamlamayı düşünüyoruz." şeklinde konuştu.İstanbul’daki bir otelde yapılacak müsabakalarda pandemi tedbirleri alınacak. Otelde bulunan tüm sporcular, hakemler, antrenörler ve görevlilerin Covid 19 testleri yapılacak. Şampiyonada başarılı olan sporcular milli takım kadroları için kampa davet edilecek.Turnuvada mücadele edecek İBBSK'lı sporcular şöyle;60 kg Ahmet Uyar, 67 kg Ahmet Altan, Kadir Kamal, Müslüm Barga77 kg Yunus Emre Başar, Abdurrahman Kalkan87 kg Muhittin Sarıçiçek130 kg Muhammet Hamza Bakır, Burak Çakırca, Fatih Bozkurt55 kg Ekrem Öztürk, Müslüm Alınlı, Mustafa Erol63 kg Abdurrahman Altan, İsmail Çulfa, Veysel Sarıkurt72 kg Cengiz Arslan, Ahmet Yılmaz82 kg Burhan Akbudak, Salih Aydın, Hasan Basri Yıldırım, Ali Osman Erbay 97 kg İbrahim Tığcı, Fatih Başköy cumhuriyet.com.trOcak ayında 883 bin işçiücretsiz izneçıkartıldı
Ocak ayında 883 bin işçi ücretsiz izne çıkartıldı TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ın önceki hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ederek sunduğu raporda şikâyet konusu yapılan ücretsiz izne çıkartılanların sayısı ocak ayında da artmaya devam etti. Atalay, bazı işverenlerin ücretsiz izne çıkarma hakkını kötüye kullanarak, sendikal örgütlenmeye gidenler başta olmak üzere cezalandırma aracı olarak kullandıklarını belirtti. /Archive/2021/2/11/122432163-ucret-kapak.jpgÜcretsiz izne çıkartılanların sayısı ocak ayında 883 bin kişiye yükseldi. Aralık ayında kısa çalışma ödeneği alanların sayısı ise revize edilince 1 milyon 386 bin kişiye tırmandı.Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberi şöyle: Yaz aylarında düştükten sonra sonbahardaki kapanmalarla sayıları yeniden artmaya başlayan ücretsiz izne çıkartılan işçi sayısı ocak ayında 883 bin kişi oldu. Ücretsiz izindekilerin sayısı aralık ayında 635 bin, kasım ayında da 618 bin kişi olarak gerçekleşti.Nisan ayından bu yana ücretsiz izne çıkartılan toplam işçi sayısı da 2 milyon 471 bin kişi oldu. Bunların bir kısmı uzun süredir ücretsiz izinde gösteriliyor.Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) verilerine göre, nisan ayından ocak ayına kadar olan dönemde ücretsiz izindekilere yapılan nakdi ücret desteği tutarı 8.3 milyar liraya ulaştı. Bunun 1 milyar 40 milyon liralık kısmı ocak ayındaki ödemelerden oluşuyor.KISA ÇALIŞMADAKİ İŞÇİ SAYISI DA KASIM AYINDAN BU YANA ARTIŞ KAYDEDİYORNisan – mayıs aylarında 3.2 milyon kişinin üzerinde olan kısa çalışmadaki işçi sayısı haziranda 2.5 milyona, temmuzda 1.8 milyona, ağustosta 1.3 milyona, eylül ayında 1.1 milyona, ekim ayında da 967 bin kişiye geriledi. Kapanmaların ardından kasım ayında 1 milyon 15 bin kişi olan kısa çalışmadaki işçi sayısı daha önce 1 milyon 238 bin kişi olarak açıklandı. Ancak, veriler güncellenince aralık ayında kısa çalışmadaki işçi sayısının 1 milyon 386 bin kişi olduğu ortaya çıktı. Ocak ayında kısa çalışmadaki işçi sayısı da 1 milyon 313 bin kişi olarak açıklandı. Ancak bu verinin de gelecek ay yukarı doğru revize edilmesi bekleniyor.2020 yılında verilen toplam kısa çalışma ödeneği tutarı daha önce 25 milyar 352 milyon lira olarak açıklanırken, 25 milyar 565 milyon lira olarak revize edildi. Ocak ayında ise 2 milyar 72 milyon lira tutarında kısa çalışma ödeneği verildi.FONDAN HARCANAN TOPLAM TUTAR 38 MİLYAR LİRAYI AŞTIPandeminin başından bu yana işsizlik fonundan verilen toplam kısa çalışma ödeneği 27 milyar 637 milyon liraya, nakdi ücret desteği de 8 milyar 265 milyon liraya ulaştı. İkisinin toplamı 35.9 milyar lirayı buldu. Kısa çalışmadaki ve ücretsiz izindeki kişiler adına yapılan genel sağlık sigortası (GSS) primi ve damga vergisi ödemeleri ile birlikte fondan bu amaçla harcanan toplam tutar 38 milyar lirayı aştı.Pandemi dolayısıyla hem gelirleri azalan, hem de giderleri artan İşsizlik Fonu’ndaki kan kaybı yeni yılın ilk ayında da devam etti. Aslında fonun gelirleri ocak ayında nispeten iyileşti. Aralık ayında 3.8 milyar lira olan fonun aylık geliri ocak ayında 5.5 milyar liraya çıktı. Bu iyileşmede işçi ve işveren primi ödemelerinin 1.9 milyardan 3.1 milyar liraya yükselmesi ve buna bağlı olarak devlet katkısının da 639 milyon liradan 1 milyar 47 milyon liraya yükselmesi etkili oldu.FONDAKİ GİDER OCAK AYINDA YÜKSELDİGelirlerdeki bu iyileşmeye karşın fonun giderleri aralık ayında 5.7 milyar lira iken ocak ayında 6.8 milyar liraya yükseldi. 8 Ocak 2021 tarihi itibarıyla 100 milyar liranın altına düşen fonun toplam varlıkları, ayın ilerleyen günlerinde gelirde kaydedilen artışla ocak ayını 101.9 milyar lirada kapattı.9 Şubat 2021 tarihi itibarıyla fonun toplam varlığı tekrar 100 milyar liranın altına düşerek 97.7 milyar lira oldu. cumhuriyet.com.trArıcılık uzmanından iklim değişikliğinde arılarıkorumaönerileri
Arıcılık uzmanından iklim değişikliğinde arıları koruma önerileri Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, "Bal arıları çevreden en çok etkilenen canlılardır. Değişen hava koşulları ve küresel ısınma arı ırklarını tehlikeye sokuyor" dedi. Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, kış mevsiminin normallerin üzerinde sıcaklıkla geçmesinin arıcılık açısından istenmeyen bir durum olduğunu söyledi.Arıların kış aylarında içeride salkım yaptığını ve dinlenme durumuna geçtiğini anlatan Kekeçoğlu, "Şu andaki hava koşullarının her yıl alışık olduğumuzdan farklı seyretmesi arılar için ciddi anlamda büyük tehlike. Tüm Türkiye için havalar düşünülenin tam tersine her yıl olduğundan farklı olarak çok sıcak gidiyor. Nasıl insanlarda bir biyolojik saat, biyolojik denge varsa arılardaki bu biyolojik denge tehlike arz ediyor" diye konuştu.Kekeçoğlu, kış salkımı oluşturamayan arının dışarı çıkmak istediğinde enerji harcadığını ve içerideki balı tüketmeye çalıştığını aktardı.Havanın değişmesi ve yaşanan iklim değişikliğinin arıların tüm dengesini bozduğunun altını çizen Kekeçoğlu, şöyle devam etti:"Küresel ısınma yıllar geçtikçe ciddi boyutlara ulaşmaya başladı. Bu tehlike arılar ve arı nesilleri için de büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu kez arıcılar hava koşullarına uyum sağlayan arı nesillerini tercih etmeye başlıyor. Bu da diğer nesillerin yok olmasına neden oluyor. Bu arı ırkı biyoçeşitliliği açısından büyük bir tehlike.""ÜRETİCİLERİMİZİN ARILARINI BESLEMEYE ÖZEN GÖSTERMESİNİ TAVSİYE EDİYORUZ"Doç. Dr. Kekeçoğlu, arıları için yetiştiricilerin birtakım önlemler alabileceğini dile getirerek şu önerilerde bulundu:"Tehlikeyi minimuma indirmek, arı ırkı ve biyoçeşitliliğimizi korumak adına yetiştiricilerimize büyük görev düşüyor. Bal arıları çevreden en çok etkilenen canlılardır. Değişen hava koşulları ve küresel ısınma arı ırklarını tehlikeye sokuyor. Her bir arı ırkının yaşadığı iklim değişik olabiliyor. Arıcılarımıza şu günlerde çok değişken olan hava koşullarını göze alarak arılarını beslemeye özen göstermesini tavsiye ediyoruz.Önümüzdeki günlerde aniden havaların soğuyacağını düşünürsek arılara protein katkılı ek besleme yapılması önemli. Arıcılarımız ek gıda ve beslenmenin yanında ırk değişimine gitmeden yerli arı ırkları ile çalışsınlar. İklim şartlarına göre ırk değişimine yönelmesinler. Dışarıdan ithal arı ırkı getirerek biyoçeşitliliğimizi bozmasınlar." AAÖzgecan Aslan anısına farkındalık koridoru
Özgecan Aslan anısına farkındalık koridoru İzmir'de Buca Belediyesi, 6 yıl önce katledilen ve Türkiye’nin kadın cinayetlerine karşı sembolü haline gelen Özgecan Aslan’ı unutmadı. Özgecan Aslan Kadın Danışma Merkezi tarafından düzenlenen etkinlikte Şirinyer Parkı içerisinde şiddete karşı farkındalık koridoru oluşturuldu. Türkiye’de kadın cinayetlerinin ve kadına karşı şiddetin simgesi olan Özgecan Aslan, katledilişinin 6’ıncı yılında Buca’da unutulmadı.Buca Belediyesi Kadın ve Aile Müdürlüğü’ne bağlı Özgecan Aslan Kadın Danışma Merkezi tarafından organize edilen anma etkinliği kapsamında, Şirinyer Parkı’nda farkındalık koridoru oluşturuldu. Parkın girişinde “Özgecan Aslan’ı unutmadık” pankartı asılırken, Türkiye’de katledilen kadınların isimlerinin ve katlediliş gerekçelerinin yer aldığı kadın maketlerinden oluşan sergi açıldı. Merkezde görevli danışmanlar, parkı ziyaret eden vatandaşlara, İstanbul Sözleşmesi ve kadına şiddete karşı farkındalık broşürleri dağıttı./Archive/2021/2/11/122054291-1.jpgŞİDDETE KARŞI TEK SES ?Gün boyu devam eden etkinliğe kadın erkek demeden herkes ilgi gösterdi. Alanda görevli danışmanlar, hemşehrilerle sohbet edip şiddete karşı bilinçlendirdi. Danışmanlar, kadın cinayetlerine “dur” demek için dayanışma içinde olunması gerektiğini ifade etti. İZMİR / CumhuriyetFransa’da 17 bin yıllık müzik aleti olan deniz kabuğu yeniden ses verdi
Fransa’da 17 bin yıllık müzik aleti olan deniz kabuğu yeniden ses verdi Güney Fransa’da 1931 yılında bir mağarada bulunan ve zamanında müzik aleti olarak kullanılan 17 bin yıllık deniz kabuğundan mükemmele yakın nota (ses) almayı başardı. Antik müzik aletinin, türünün bilinen en eski nefesli çalgısı olduğu açıklandı. Deniz kabuğundan yapılmış, türünün bilinen en eski nefesli enstrümanı binlerce yılın ardından yeniden sesini duyurdu. Güney Fransa’da 1931 yılında Marsoulas mağarasında bulunan deniz kabuğunun içinde nokta benzeri işaretler olduğu ve bu işaretlerin Pireneler'deki Marsoulas mağarasının duvarlarındaki resimlerle eşleştiği belirtildi./Archive%5C2021%5C2%5C11%5C123641624-fransada-17-bin-yillik-muzik-aleti-olan-deniz-kabugu-yeniden-ses-verdi_3.jpgPROFESYONEL MÜZİSYEN ÜFLEDİDeniz kabuğunun uzunluğunun 31 cm ve genişliğinin 18 cm olduğu ifade edildi. Bilim insanları, deniz kabuğunda ses çıkarma yeteneğini artıracak değişiklikler olduğunu tespit etti. Bu değişiklikler arasında, bir tür ağızlığın takılmasına izin veren bir uçta kesilen delik ve diğer ucunda, sesi modüle etmek için bir elin yerleştirilmesini kolaylaştıracak kesikler bulunuyor./Archive%5C2021%5C2%5C11%5C123641468-fransada-17-bin-yillik-muzik-aleti-olan-deniz-kabugu-yeniden-ses-verdi_2.jpgBilim insanları, profesyonel bir müzisyenden deniz kabuğuna üflemesini istedi ve C, C-sharp ve D'ye yakın nota sesleri çıkarttı. Sorbonne Üniversitesi'nden Philippe Walter, "Üretilen yoğunluk inanılmaz, bir metrede yaklaşık 100 desibel. Ve ses, kabuğun açıklığı ekseninde çok iyi yönlendiriliyor" dedi.‘İLK DEFA BİR BAĞLANTI KURULDU’Toulouse Üniversitesi'nden Gilles Tosello, "Bu, deniz kabuğu ile mağaranın duvarlarındaki imgeler arasında güçlü bir bağlantı var" dedi ve "Bildiğimiz kadarıyla, Avrupa’nın tarih öncesinde ilk defa müzik ve mağara sanatı arasında bir ilişki ortaya koyabiliyoruz" diye ekledi./Archive%5C2021%5C2%5C11%5C123641874-fransada-17-bin-yillik-muzik-aleti-olan-deniz-kabugu-yeniden-ses-verdi_4.jpg DHABitcoin için harcanan enerji, Türkiye'nin elektrik kullanımının yüzde 40'ınıaştı
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Bitcoin için harcanan enerji, Türkiye'nin elektrik kullanımının yüzde 40'ını aştı Bitcoin üretimi için kullanılan bilgisayarlar tarafından harcanan enerji, Türkiye'nin enerji tüketiminin yüzde 40'ını aştı. Getty ImagesBitcoin üretimi için bilgisayarlar tarafından bir yılda harcanan enerji, Türkiye'nin yıllık enerji tüketiminin yüzde 40'ını aştı.Bitcoin üretimi, özel bilgisayarlar ve işlemciler tarafından karmaşık hesaplamalar gerçekleştirilerek yapılıyor.Bitcoin'in değerinin son bir yılda yedi kattan fazla artması, daha fazla kişinin Bitcoin üretimine girmesine yol açtı.Böylece Bitcoin için harcanan enerji, tüm Arjantin'in tükettiği elektriği geride bıraktı.Cambridge Üniversitesi'nin hesaplamasına göre Bitcoin üreticileri bir ülke olsaydı, dünyanın en fazla elektrik tüketen 30'uncu ülke olacaktı.TESLA İLE İLGİ ARTTIBu hafta otomobil üreticisi Tesla'nın 1,5 milyar dolarlık Bitcoin aldığını duyurması da kripto para birimine ilgiyi artırdı.Öte yandan pek çok kişi bunun çevreye verdiği zarardan endişe duyuyor.Cambridge Üniversitesi'nde bu hesaplamayı yapan ekipten Michel Rauchs, "Bitcoin özellikle bu kadar enerji tüketecek şekilde yaratıldı. Bitcoin fiyatı çok düşmedikçe elektrik tüketiminde de bir azalma göremeyeceğiz" dedi.Araştırmacılar yalnızca ABD'de prizde takılı olan fakat kullanılmayan cihazların elektrik tüketiminin yıllık Bitcoin üretimine harcanandan 1,8 kat fazla olduğuna dikkat çekiyor.Bitcoin üretimi, bir kişinin başka bir kişiye gönderdiği Bitcoinleri işlemek ve denetlemek için bilgisayarlarını kullandıran kişilere, nadiren verilen ödüller şeklinde yapılıyor.Sistemin rastgele dağıttığı bu ödülleri almak isteyenler sıradan bilgisayarlar yerine bu işlemler için özel olarak tasarlanmış işlemciler, hatta bu işlemcilerden oluşan dev hangarlar kullanarak şanslarını artırmaya çalışıyor.'KARBON VERGİSİ ALINMALI'50 Fitlik Blockchain'in Saldırısı adlı kitabın yazarı David Gerard, sanal bir para birimi için bu kadar elektrik tüketilmesinin karbon salınımında azımsanmayacak bir artışa yol açtığını söylüyor ve ekliyor:"Elon Musk, şirketin Bitcoin'e yatırım yapmasını sağlayarak Tesla'nın enerjide dönüşüm için attığı birçok adımı çöpe attı. Buradan geri adım atabilir mi emin değilim."Tesla 2020'de, vergi mükelleflerinin parasıyla 1,5 milyar dolarlık çevre sübvansiyonu almıştı. Buna karşılık büyük bir kısmı kömür santrallerinden alınan elektrikle üretilen Bitcoin'e aynı miktarda para yatırmaya karar verdi. Bu sübvansiyonun incelemeye alınması lazım."Gerard, kripto para birimlerinin üretiminden bu kadar karbon salımı olması nedeniyle bu para birimlerine karbon vergisi uygulanmasını tavsiye etti. BBC Türkçe76. yıl Yunus NadiÖdülleri 2021
76. yıl Yunus Nadi Ödülleri 2021 Yunus Nadi Ödülleri 76. yılına girdi. 1946 yılından itibaren yapılan Yunus Nadi Ödülleri Yarışması, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’ye olan saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Cumhuriyet’in Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriyeti ile eşzamanlı ve eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarını ve misyonunu bu doğrultuda oluşturdu. Yunus Nadi’nin ölüm yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayına dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye’de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yalnızca CHP’nin düzenlediği bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlardı. İsveç’te Nobel, ABD’de Pulitzer, Sovyetler’de Lenin, Fransa’da Goncourt ödüllerinin sonuçları ülkemizde de ilgiyle izleniyordu. Türkiye’de de bu alanda öncülüğü Cumhuriyet gazetesi üstlendi. Bundan 76 yıl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağan Yarışması’yla kültür ve sanat alanında bir yarışma heyecanı oluşturuldu. Daha sonraki yıllarda ülkemizde de kültür ve sanat alanında yarışma ve ödüllerin sayısı çoğaldı. Yunus Nadi Ödülleri 76 yıl boyunca düzenli olarak gerçekleştirildi ve kültür-sanat alanında amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Cumhuriyet gazetesi, çağdaş uygarlığa giden yolun, kültür, sanat, fikir ve bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Nadi Ödülleri’nin işlevi sürecek. 2021 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Dalı’nda öykü, roman, şiir; Görsel Sanatlar Dalı’nda karikatür, fotoğraf; Bilimsel Araştırma Dalı’nda sosyal bilimler araştırması olarak sürüyor. Adaylara başarılar diliyoruz.ÖYKÜ Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir.Seçici Kurul: Hikmet Altınkaynak, Sezer Ateş Ayvaz, Seval Şahin, M. Zaman Saçlıoğlu, Murat Yalçın. ROMAN Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir.Seçici kurul ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Adnan Binyazar, İrfan Yalçın, Konur Ertop, Asuman Kafaoğlu Büke, Zeynep Aliye. ŞİİR Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir.Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Hüseyin Yurttaş, Doğan Hızlan, Turgay Fişekçi, Eray Canberk. SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMASI Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bilimsel araştırmalarla, yayına hazırlanmış en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış bilimsel araştırmalar katılabilir. Adaylar yapıtlarını sekiz adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul ödülü kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir.Seçici Kurul: Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen, Doç. Dr. Barış Doster, Dr. Deniz Yıldırım. KARİKATÜR Karikatürlerin boyutu 30x40 cm’yi geçmemelidir. Her türlü teknik serbesttir. Yarışmaya en fazla beş karikatürle katılabilinir.Seçici Kurul: Metin Peker, Kamil Masaracı, Muhittin Köroğlu, Zafer Temoçin, Akdağ Saydut, Murat Sayın. FOTOĞRAF Ödüle en çok dört adet siyah beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek fotoğrafların en az 18x24 cm. boyutlarında ve daha önce başka bir yarışmada ödül almamış olması gerekmektedir.Seçici Kurul: İsa Çelik, Coşkun Aral, Garbis Özatay, İbrahim Yıldız, Dr. Ersin Turan. HER DAL İÇİN GEÇERLİ GENEL KOŞULLAR Ödüller her dalda amatör-profesyonel herkese açıktır. Cumhuriyet mensupları hiçbir dalda ödüle aday olamazlar. Adaylar gerçek ad ve adresleri ile telefon numaralarını belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteyebilirler. Ödül koşullarına uymayan yapıtlar, yarışma dışında tutulacaktır. Adayların, yapıtlarıyla birlikte adlarını ve soyadlarını arkasına yazacakları iki adet fotoğraflarını, açık adreslerinin de yer aldığı katılım belgesini ve yaşamöykülerini 19 Şubat 2021 Cuma günü saat 17.00’ye kadar, “Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri” Prof. Dr. Nurettin Mazhar Öktel Sokak. No: 2 34381 Şişli / İSTANBUL adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştırmaları ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Yayımlanmış yapıtların daha önce herhangi bir ödül almamış olması koşulu geçerlidir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun yazılması zorunludur. Ödül dallarında konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden geçirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçları gazetemizin kuruluş yıldönümü olan 7 Mayıs 2021 Cuma günü açıklanacaktır./Archive/2021/2/11/003640971-katilim-belgesi.png cumhuriyet.com.trBorçta yüzençiftçiyi, kullandığıtelefonla eleştiren AKP’liÜnal’a CHP’li Bakırlıoğlu’ndan tepki
Borçta yüzen çiftçiyi, kullandığı telefonla eleştiren AKP’li Ünal’a CHP’li Bakırlıoğlu’ndan tepki AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın, borç içindeki çiftçinin içinde bulunduğu durumu, kullandığı cep telefonu markası ile değerlendirmesine tepkiler sürüyor. CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, “Mahir Ünal, çiftçinin cep telefonuna bakıyor fakat tapusundaki ipotekleri görmezden geliyor. 40 milyon dekar tarım alanı ipotek altında. Yaklaşık 2 milyon çiftçinin tapusuna borç nedeniyle ipotek konulmuş durumda” dedi. AKP’li Ünal’a tepki gösteren CHP’li Bakırlıoğlu, “Mazot, ilaç, gübre fiyatları artarken tarladaki ürün para etmiyor. Çiftçinin bankalara, tarım kredi kooperatiflerine borcu 120 milyar lirayı aşmış durumda” dedi. Her gün çiftçinin, üreticinin tarlasına, traktörüne haciz haberleri çıktığına işaret eden Bakırlıoğlu, 40 milyon dekar tarım alanının ipotek altında olduğunu, 2 milyon çiftçinin tapusuna borç nedeniyle ipotek konulduğunu vurguladı. Bu rakamların tarımın içinde bulunduğu çıkmazı gösterdiğini belirten Bakırlıoğlu, ipotekli tarım alanlarının ildeki toplam tarım alanlarına oranı yüzde 20’nin üzerindeki kentleri şöyle sıraladı:“Aydın yüzde 27.69, Manisa yüzde 26.02, İzmir yüzde 24.28, Hatay yüzde 24.22, Kilis yüzde 23.62, Adana yüzde 23.14, Aksaray yüzde 23.14, Edirne yüzde 22.83, Konya yüzde 22.59, Tekirdağ yüzde 22.20.”Bakırlıoğlu, ülkenin tarımsal üretiminin büyük bir bölümünü karşılayan bu illerin çiftçisinin borcunun da bir o kadar fazla olduğuna dikkat çekti. Borçların yapılandırılması ve faizsiz ertelenmesini isteyen Bakırlıoğlu, daha önce yaptığı çalışmanın sonuçlarını anımsattı. Resmi rakamlara göre tarımın hali şöyle: “Toplam tarım alanı 266 milyon 766 bin 913 dekar. İpotekli tarım alanı toplamı 39 milyon 474 bin 630 dekar. Tarım alanı parsel sayısı 36 milyon 905 bin 261. İpotekli tarım alanı parsel sayısı 2 milyon 979 bin 351. Tapusu üzerine ipotek konulan kişi sayısı 1 milyon 964 bin 665 kişi. Tapusu üzerine bankalar tarafından ipotek konulan kişi sayısı 1 milyon 392 bin 134 kişi.” Mustafa ÇakırSavcılık, Doç. Dr. Ebubekir Sifil'in‘Özdil ve Akman’ın cesetleri camiye sokulmasın’ifadesini düşünceözgürlüğüsaydı
Savcılık, Doç. Dr. Ebubekir Sifil'in ‘Özdil ve Akman’ın cesetleri camiye sokulmasın’ ifadesini düşünce özgürlüğü saydı Savcılık, Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde görev yapan Doç. Dr. Ebubekir Sifil’in, sosyal medya hesabından “Başta Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman olmak üzere dini sembol ve değerlerle, duayla, namazla alay edenler, kim olurlarsa olsunlar, öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazları kılınmasın” ifadelerini düşünce özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdi ve soruşturmada takipsizlik verildi. Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde görev yapan Doç. Dr. Ebubekir Sifil’in, sosyal medya hesabından Diyanet’e seslenerek “Başta Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman olmak üzere dini sembol ve değerlerle, duayla, namazla alay edenler, kim olurlarsa olsunlar, öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazları kılınmasın” ifadeleri nedeniyle başlatılan soruşturmada takipsizlik verildi. Savcılık söz konusu paylaşımın düşünce özgürlüğü çerçevesinde kaldığını savundu.Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı geçen aylarda 81 ilde kılınacak cuma namazını müteakip kuraklığa karşı yağmur duası okunması çağrısını Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, katıldığı Zamanın Ruhu programında eleştirdi. Özdil, “Bize gâvur İzmir diyorlar ama dua en çok burada tuttu. 3 günden beri burada yağmur var. Şimdi tabii önceki günkü yazımda da anlatmaya çalıştım. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde astronom bile çalıştırılıyor. Dolayısıyla bilimden uzak bir kurum değil. Dolayısıyla astronomdan haberdar olan bir kurumun meteoroloji biliminden haberdar olamaması mümkün değil” ifadelerini kullandı.Özdil’in açıklamalarının ardından Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Ebubekir Sifil, sosyal medya hesabından paylaşım yapıp Diyanet’e seslenerek, “Başta Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman olmak üzere dinî sembol ve değerlerle, duayla, namazla... alay edenler, kim olurlarsa olsunlar, öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazları kılınmasın” dedi. Sifil’in bu sözleri kamuoyunda büyük tepki topladı.Özdil’in avukatı Celal Ülgen, Sifil’in sarf ettiği sözler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık Sifil hakkında takipsizlik kararı verdi.REYTİNGİ KIYASLADIKararda dikkat çeken ifadeler yer aldı. Takipsizlik kararında Savcılık, soruşturma kapsamında Özdil’in, söylediği sözlerin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını belirttiğini vurguladı: “Şüphelinin düşünce özgürlüğü kapsamında fikir açıklama hakkı yokmuş gibi onun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımıyla suç işlediğini, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve hakaret suçlarından hakkında kovuşturma açılması istendiği, ancak tirajı ve reytingi Sözcü gazetesi kadar olmayan şüphelinin sosyal medyadaki paylaşımı düşünce özgürlüğü kapsamında yaptığı, şüphelinin atılı suçu işlediğine dair soyut iddiadan başka bir delil olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir” dedi. Seyhan AvşarMersin’de kavşağa‘sevgi’adının verilmesini AKP ve MHP’liler reddetti
Mersin’de kavşağa ‘sevgi’ adının verilmesini AKP ve MHP’liler reddetti Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, birçok teklif Cumhur İttifakı üyesi AKP ve MHP’lilerin engeline takıyor. Bu duruma için CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Meclisim adına utanç duydum” dedi. Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde başta borçlanma olmak üzere birçok teklifi Cumhur İttifakı engeline takılan CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, son meclis oturumunda da Cumhur İttifakı’nın vetosuyla karşılaştı.Başkan Seçer, Okan Merzeci Bulvarı ile 20. Cadde kesişiminde 87 günde yapımı tamamlanan katlı kavşağa “Sevgi” isminin verilmesi teklifini meclise sundu. Seçer, “Biz 2021 yılını sevgi ve iyileşme yılı olarak değerlendirdik. Bütün hastalıkların ilacının, bütün sorunların çözüm ilacının sevgi olduğunu düşünerek bu ismi bu katlı kavşağa vermek istedik” dedi. Ancak Cumhur İttifakı üyelerinden “katlı kavşağa şehitlerin adı verilmeli” önerileri geldi. Başkan Seçer de bunun üzerine şehitlerin adlarının kentteki birçok yapıda yaşatıldığını, bundan sonra da yaşatılmaya devam edileceğini belirtti ve “Beni bu konu üzerinden sıkıştırmaya çalışmanızı, şehitler üzerinden politika yapmanızı doğru bulmuyorum” ifadelerini kullandı. Yapılan oylama sonucunda katlı kavşağa “sevgi” adının verilmesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.Seçer, sonuç üzerine “Sizlere tabi teşekkür edemeyeceğim. Gerçekten bugün Meclisim adına utanç duydum, bunu Mersin halkının da takdirine sunuyorum. Bu tarihe geçsin. Biz de katlı kavşağı isimsiz bırakırız. Ya da bir isim koymadan Sevgi Kavşağı diye anarız” dedi.VALİLİKTEN Mİ CESARET ALDI?Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 1 Şubat’ta belediyeye yapılan patlayıcı ve yanıcı maddeli saldırı ile ilgili de açıklamada bulundu. Valiliğin olaydan kısa süre sonra “Saldırgan belediyede çalışırken işten çıkarılmış” şeklinde açıklama yapmasına tepki gösteren Seçer, “2015 yılında belediyeye giren ve hırsızlık, adam yaralama, polise mukavemet suçlarından kaydı bulunan saldırgan, eylemi gerçekleştirdiği saat itibarıyla belediye çalışanıdır. İşyerine devam etmediği için hakkında tutanak tutulmuştur. Saldırgan tutuklanmıştır ama ona yardımcı olan kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Bu durum önemlidir ve ciddidir. Bunun ardından MESKİ’nin terfi istasyonlarına saldırı olmuştur. Valiliğin bu açıklamasından mı acaba bazı odaklar cesaret almıştır. Valilik saldırganı değil, kurumu, belediyeyi korumalıdır” dedi. Abidin YağmurŞeriatçıZehra Vakfı'nıkolej kesmedişimdiüniversite kuruyor
Şeriatçı Zehra Vakfı'nı kolej kesmedi şimdi üniversite kuruyor Şeriatçı Kürt devleti kurma girişimlerini yayma gerekçesiyle kapatılan, daha sonra yeniden faaliyete geçen ve 4 ilde 4 kolej ile eğitim veren Zehra Vakfı’nın kurucularından Gıyasettin Bingöl, Bursa’da üniversite açıyor. Rektör bile hazır. Şeriatçı Kürt devleti kurma girişimlerini yayma gerekçesiyle kapatılan, daha sonra yeniden faaliyete geçen ve 4 farklı ilde 4 kolej ile eğitim veren Zehra Vakfı’nın kurucularından olan Gıyasettin Bingöl, üniversite eğitimine adım atıyor. Bursa’da Mudanya Üniversitesi adıyla kurulması planlanan üniversitenin inşaatı tamamlanmak üzere. Üniversitenin kurulacağını Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Arif Karademir, “Bursa Mudanya Üniversitesi kuruluyor” ifadeleri ile duyurdu.2005’te, “Said Nursi’nin görüşleri doğrultusunda şeriat hukuku temelinde Kürt devleti kurma girişimlerini yaymak, Cumhuriyet rejimi karşısında din devleti kurmaya çalışmak” gerekçesiyle kapatılan ancak 2014’te yeniden faaliyete geçen Zehra Vakfı; Bingöl, Diyarbakır ve Van’da Hürriyet Koleji, Ankara’da ise Zehra Okulları adıyla eğitim veriyor. Diyarbakır’daki Hürriyet Koleji, 2020’nin temmuz ayında açıldı. 4 ilde anasınıfından liseye kadar eğitim veren vakfın kurucularından olan ve Bursa Sınav Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Gıyasettin Bingöl, üniversite eğitimine de el attı.TAMAMLANMAK ÜZEREBingöl’ün, 2013’te çalışmalarına başladığı üniversitede sona gelindi. 2021’de öğrenci almaya başlayacağı ve Tıp ile Diş Hekimliği’ni de bünyesinde barındıracağı kaydedildi. Bu kapsamda, üniversite için sosyal medya hesabı açıldı, kurucu rektörü dahi belirlendi. Bingöl, gerçekleştirdiği bir söyleşide kurucu rektörün Prof. Dr. Abdullah Bayram olacağını duyurdu. Daha önce YÖK Denetleme Kurulu üyeliği yapan Bayram, Nişantaşı Üniversitesi’nin kurucu rektörlüğünü üstlenmişti.İLKOKULA ADI VERİLİYORÖte yandan, Bursa Valisi Yakup Canbolat, depreme dayanıksız olduğu için yıkım kararı çıkan Namazgâh İlkokulu’nun yapımını Gıyasettin Bingöl’ün üstlendiğini duyurmuş ve bu kapsamda protokol imzalanmıştı. 18-20 derslikli okulun anahtar teslim olarak Bingöl tarafından inşa edileceği ilkokulun adı da Gıyasettin Bingöl Namazgâh İlkokulu olarak belirlendi.PAYLAŞIMA BİLE ENGELCumhuriyet, Zehra Vakfı’nın Ankara’da açtığı ve Atatürk büstü bulunmaması ile gündeme gelen Zehra Koleji’nin arsasının Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu ve arsanın, görevden el çektirilen eski başkan Melih Gökçek döneminde ihale ile verildiğini kamuoyuna duyurmuştu. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’nın haberimizin üzerine yayımladığı videoya da “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle erişim engeli getirildi. Sefa Uyar