News - Haberler
ATO'dan yazılıaçıklama: Gel-al veya paket servis her işletmenin alt yapısına uymuyor
ATO'dan yazılı açıklama: Gel-al veya paket servis her işletmenin alt yapısına uymuyor Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınından en çok etkilenen sektörler arasında yer alan yeme-içme sektörünün yaşadığı sorunlar başkentte düzenlenen toplantıda ele alındı. /Archive/2021/1/30/133315984-lokanta.jpgAnkara Ticaret Odasından (ATO) yapılan yazılı açıklamaya göre, Ankara Kent Konseyinin (AKK) Gençlik Parkı'ndaki merkezinde gerçekleştirilen "Pandemide Yiyecek-İçecek Sektörü ve Etkilenenler" konulu toplantıya ATO Başkan Yardımcısı Temel Aktay, AKK Yürütme Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz da katıldı. Toplantıda konuşan Temel Aktay, yeme-içmenin salgın sürecinden en çok etkilenen ilk 5 sektör arasında yer aldığını belirterek, ATO'nun bu süreçte üyeleri için yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Aktay, "Gel-al veya paket servis gibi sistemler bütün işletmelerin alt yapısına uymadığı için işletmeleri kesin bir çözüme ulaştırmadı." ifadesini kullandı.Halil İbrahim Yılmaz da salgın sürecinin uzamasıyla yeni çözümlerin hayata geçirilmesi gerektiğini bildirerek, şunları kaydetti:"Pandemi döneminde yeme-içme sektörüne getirilen sınırlama tedarikçi işletmelerde de iş kaybına neden oldu. Tarladaki üreticiden organizasyon firmasına, kuryesine kadar çok geniş bir alan etkilendi. Sektörün faaliyetlerine yeniden başlaması halinde vaka sayılarında artışa neden olmayacak önlemler hayata geçirilmeli. Ekonomide her bir sektör birbirine bağlı. Her biri için çok hassas tavır içerisinde hareket ederek elimizden geleni yapmak bizim asli görevimiz. İş birliği içinde yol alabiliriz."Toplantıda, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkan Yardımcısı Mete Çağlayan, Ankara Lokantacılar Kebapçılar ve Köfteciler Esnaf Odası Başkanı Mehmet Aztekin, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kemal Çokakoğlu, Çankaya Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısı Sinan Çinar, Altındağ Belediyesi Kültür Müdürü Ali Rıza Yarar, Müzik-Sen Genel Başkanı İpek Koçyiğit, ATO'nun ilgili komite ve meclis üyeleri, yeme-içme sektörü çalışanları, müzisyenler, garsonlar, şefler, valeler ve motosikletli kuryeler de yer aldı. AAİBB'nin 3 küçük parsel arsa satışıAKP'nin itirazıile engellendi
İBB'nin 3 küçük parsel arsa satışı AKP'nin itirazı ile engellendi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nde çoğunluğu elinde bulunduran AKP Grubu, yönetimin bir kararını daha engelledi. Ekrem İmamoğlu'nun başında bulunduğu İBB Yönetimi, atıl durumdaki 52, 56 ve 172 metrekare büyüklüklerindeki arsaların satılarak değerlendirilmesini önerdi. İBB Meclisi'ne getirilen 3 küçük parsel arsanın satılması önerisi AKP Grubu'nun oylarıyla reddedildi. İBB Meclis çoğunluğunu kullanarak, yeni Halk Ekmek büfelerinin açılmasına, sosyal yardım yapılmasına, yeni taksi plakaları verilmesine, İBB ait arazilerin değerlendirilmesine, yeni hafriyat alanlarının oluşturulmasına karşı çıkan AKP Grubu, belediyeye ait 3 küçük parselin satılmasına da karşı çıktı.İBB Emlak Yönetim Daire Başkanlığı’nın, atıl durumdaki arazilerin satılarak, yatırımlar için kaynak yaratılması kapsamında, İstanbul’un çeşitli ilçelerinde bulunan 3 küçük parselin satılması için Belediye Meclisi’ne teklif sundu. Yönetim, Fatih Molla Fenari Mahallesi 250 ada, 84 parseldeki 52 metrekarelik, Eyüpsultan Topçular Mahallesi 471 ada, 189 parseldeki 56 metrekarelik ve Ataşehir Barbaros Mahallesi 2200 ada 5 parseldeki 172 metrekarelik parselin satılmasını teklif etti./Archive/2021/1/30/132432761-6836a790-797d-4a29-87cd-32d0a7c05dbe-w.jpgİBB'YE GÖRE AKP’NİN GEREKÇELERİ GERÇEĞİ YANSITMIYORİBB Yönetiminin verdiği bilgiye göre, AKP'nin red gerekçeleri gerçeği yansıtmıyor. Buna göre, AKP Grubu, Beyazıt Çorlulu Ali Paşa Medresesi ile Kapalıçarşı arasında bir bölgede yer alan, Molla Fenari Mahallesi 250 ada 84 nolu parselin satılmasına park alanında kaldığı gerekçesiyle karşı çıktı. Söz konusu 52 metrekarelik parsel, açık otopark olarak kullanılan, yaklaşık 250 metrekarelik parselin girişinde yer alıyor ve otoparkın bir parçası olarak kullanılıyor. 2007 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Yenileme Alanı ilan edilen, Kapalıçarşı bölgesi içinde kaldığı için parselin imar durumu bulunmuyor. AKP’li Fatih Belediyesi’nin imar planlarında söz konusu durum açıkça belli olmasına karşın, parselin hangi veriye dayanılarak park alanı olduğu iddia edildi belli değil./Archive/2021/1/30/132447183-0375471b-3d7a-49c7-8e65-3d8d07194744-w.jpgEyüpsultan Topçular Mahallesi 471 ada 189 parselin satışına ise yolda kaldığı gerekçesiyle karşı çıkıldı. AKP’li Eyüpsultan Belediyesi’nin halen yürürlükte olan ve 1998 yılında tasdik edilmiş olan imar planlarına göre söz konusu56 metrekarelik parsel yolda değil yol kenarında kalıyor. Ayın imar planlarına göre İBB’nin satmak istediği parselle aynı sırada olan pek çok parsel bulunuyor ve hiçbiri de yolda kalmıyor. Ayrıca aynı imar planlarına göre söz konusu parsel konut ve ticaret alanında bulunuyor. /Archive/2021/1/30/132505261-f8156d89-a91a-425b-8c64-aa57564e871b-w.jpgAKP Grubu'nun satışına karşı çıktığı üçüncü parsel ise Ataşehir Barbaros Mahallesi’nde bulunuyor. 2200 ada 5 nolu söz konusu parsel 226 metrekare büyüklüğünde. Ancak 172 metrekarelik kısmı İBB’ye ait. İBB söz konusu hissesini satmak istedi. AKP grubu bu hissenin satılmasına ise transfer alanında kaldığı için karşı çıktı. Ataşehir Belediyesi’nin imar planlarına göre söz konusu parsel konut alanında kalıyor ve sadece küçük bir kısmı yol alanına terk ediliyor. Parselin transfer alanında kaldığına ilişkin bir bilgi bulunmuyor. ANKACumhuriyet Pazar’da bu hafta
Cumhuriyet Pazar’da bu hafta Türkiye'deki koronavirüs önlemleri kapsamında uygulanan hafta sonu tam kısıtlamalarında da, gazeteniz Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet Pazar'a ulaşabileceksiniz. Gazeteniz Cumhuriyet'le, dolu dolu Cumhuriyet Pazar sizleri bekliyor. Bayinizden istemeyi unutmayın. Gazeteci yazar Elçin Poyrazlar’ın kadına yönelik şiddeti işlediği polisiyesi Ecel Çiçekleri, haftaya raflarda olacak. Poyrazlar ile yeni romanını, kadına yönelik şiddeti ve kendisinin de katıldığı edebiyatçı kadınların başlattığı #meToo hareketini konuştuk. “Bir şeyler değişecek, ben kadınlardan çok ümitliyim” diyor.Deniz Tezuysal, senaryosunu yazdığı ve başrolünde olduğu BluTV dizisi Bonkis’i anlattı.Özge Mumcu Aybars’dan Uğur Mumcu’nun 28. anma töreni...Mustafa Kemal Erdemol’den, 40 yıl boyunca binlerce insanı pazar akşam yemeğinde buluşturan Jim Haynes,Emrah Kolukısa’dan yeni gösterime giren, siyahlara yönelik ayrımcılığı konu edinen McQueen’in Small Axe serisi,Figen Yanık'tan mutfak kültürü araştırmacısı, yazar Ümit Hamlacıbaşı...Enver Aysever, Ülker İnce, Figen Atalay, Otobüstekiler, Pati Günlükleri'nde Anadolu Hisari'ndaki can dostlar,Sanat ajandası...Hepsi yarın Cumhuriyet’teGazetenizi bayinizden ayırtmayı unutmayın!/Archive/2021/1/30/131653547-screenshot1.png cumhuriyet.com.trArjantin’den dolar milyonerlerine koronavirüs vergisi
Arjantin’den dolar milyonerlerine koronavirüs vergisi Arjantin Covid-19’la mücadele için gerekli olan tıbbi malzemeleri alabilmek ve zor durumdaki işyerlerine yardım edebilmek için ihtiyaç duyulan parayı ülkenin en zengin kesiminden almaya karar verdi. ReutersPandemi Arjantin ekonomisini derinden etkilediArjantin Covid-19'la mücadele için gerekli olan tıbbi malzemeleri alabilmek ve zor durumdaki işyerlerine yardım edebilmek için ihtiyaç duyulan parayı ülkenin en zengin kesiminden almaya karar verdi.Bir kerelik getirilen bu özel vergi ile 200 milyon pesodan (2,3 milyon dolar) fazla serveti olanlar ülke içindeki varlıklarının yüzde 3'ünü, ülke dışındaki varlıklarının da yüzde 5'ini devlete verecek.Hükümet bu sayede 3 milyar dolar vergi toplamayı umuyor.Verginin bir kısmı da yoksullara yardım ve eğitim bursları için kullanılacak."Milyoner vergisi" olarak adlandırılan bu vergi ülkenin en zengin 12 bin kişisini etkiliyor.Merkez solda yer alan Devlet Başkanı Alberto Fernandez'in önerisiyle uygulamaya konan bu vergi, muhalefet tarafından "gasp" olarak nitelendiriliyor.Bu verginin bir kerelik olmaktan çıkarılıp kalıcı hale getirilebileceğinden endişe duyanlar da var.Koronavirüs pandemisinden önce de ekonomik sorunlarla boğuşan Arjantin'de durum 2020'de daha da kötüleşti.Ülkenin yüzde 40'ı yoksulluk sınırının altına düşerken işsizlik yüzde 11'e yükseldi.Londra merkezli yoksullukla mücadele vakfı Oxfam'ın konuyla ilgili araştırması, Arjantin'deki krizden çıkış yolunun zenginlerden daha fazla vergi almak olduğunu ortaya koymuştu.Raporda "Dünya genelinde koronavirüs pandemisi nedeniyle normalden fazla kar eden şirketlerden alınacak vergilerle 104 milyar dolarlık bir fon yaratılabilir ve bu da tüm işçilere işsizlik güvencesi, en yoksul ülkelerdeki tüm çocuk ve yaşlılara da bakım güvencesi sunabilir" ifadeleri yer almıştı.Arjantin'de bugüne kadar 2 milyon koronavirüs vakası görülürken 47 bin kişi de virüs nedeniyle hayatını kaybetti. BBC Türkçeİzmir'de sağlıkçalışanlarından can dostlara battaniyeliönlem
İzmir'de sağlık çalışanlarından can dostlara battaniyeli önlem İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Park Hastanesi sağlık çalışanları, hastane bahçesinde yaşayan sokak köpeklerine mama ve su verdi, üşümemeleri için üzerlerine battaniye örttü. /Archive/2021/1/30/132733621-rh.jpgTürkiye'yi etkisi altına alan yağışlı ve soğuk hava, en çok sokak hayvanlarını etkiliyor. Sıfırın altına düşen sıcaklıklar hayvanlar için ölümcül olabiliyor. Yapılabilecek küçük ama etkili yardımlar ise onları hayata bağlamaya yetiyor. İzmir'de de sağlık çalışanları, hastane bahçesinde barınan sokak köpeklerine mama ve su vererek, üşümemeleri için üzerlerine battaniye örttü.‘LÜTFEN ONLARI DÜŞÜNELİM’Hava sıcaklıklarının eksi derecelere düşmesiyle zor durumda olan sokak hayvanlarının unutulmaması gerektiğini belirten Hemşire Ceren Şenyıldız, “Soğuk havalarda hepimiz çok üşüyoruz. Bizler gibi o dostlarımızı da unutmamak gerekiyor. Sokak köpeklerini mümkün olduğunca besleyelim. Üşümemeleri için olanak yaratalım. Onları lütfen düşünelim” dedi.‘ONLAR BİZİM CAN DOSTLARIMIZ’Acil Servis Hemşiresi İbrahim İstanbullu ise “Bu soğuk havalarda sokak hayvanları hastanemizin giriş kapısında yatıyor. Ben de ısıtmak amacıyla hastanemizin bir örtüsünü köpeğe kıyamadığım için örttüm. Onlar bizim can dostlarımız” dedi. (DHA)Eski AKP'li vekilin paylaşımıortayaçıkardı: Maskesiz, sosyal mesafesiz yemekte buluştular
Eski AKP'li vekilin paylaşımı ortaya çıkardı: Maskesiz, sosyal mesafesiz yemekte buluştular Eski AKP milletvekili Saffet Kaya sosyal medya hesabından bir fotoğraf paylaştı. Yemekli toplantı sırasında çekilen fotoğrafta masadakilerin maskesiz olduğu ve sosyal mesafe kurallarına uymadığı görülüyor. /Archive/2021/1/30/131049812-yasak-yok.jpgESKİ AKP'Lİ VEKİL PAYLAŞTIEski AKP milletvekili Saffet Kaya sosyal medya hesabından saatler önce dikkat çeken bir paylaşım yaptı.“Selçuk Holdingin daveti üzere, Yüksek Haysiyet Divanı Üyesi TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek, Vakıf Bank Yönetim Kurulu Başkanı eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, Bakanlar, Milletvekilleri, ve iş insanlarıyla Vekilimiz Saffet Kaya yemekte buluştular” diye yazan Saffet Kaya, bir de fotoğraf paylaştı.Yapılan toplantıdaki yemek sırasında çekilen fotoğrafın maskesiz ve sosyal mesafe kurallarına uymadığı da görüldü./Archive/2021/1/30/131111124-271580557x581.jpgCHP'LİLERİN TOPLANTISI İÇİN CEZA KESİLDİCHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve beraberindeki CHP'li ilçe belediye başkanları, Nişantaşı’nda bir araya gelmişler, çıkışta gazetecilerin sorularına Kaftancıoğlu, "Ofiste belediye başkanlarımızla özel toplantı yaptık" diye yanıt vermişti.Ancak, CHP’lilerin bir araya geldikleri yerin restoran olduğu ve koronavüris yasaklarının ihlal edildiği gerekçesiyle işyeri işletmeciyle birlikte toplam 15 bin 900 TL ceza kesildi. Kaynak: Gercek Gündem cumhuriyet.com.trGöztepe, Ege derbisinde Denizlispor'a konuk olacak
Göztepe, Ege derbisinde Denizlispor'a konuk olacak Süper Lig'de geçen hafta deplasmanda Beşiktaş'a 2-1'lik skorla mağlup olan Göztepe, ikinci yarının ilk haftasında yarın sonuncu sırada bulunan Yukatel Denizlispor'a konuk olacak. Süper Lig'de geçen hafta deplasmanda Beşiktaş'a 2-1'lik skorla mağlup olan Göztepe, ikinci yarının ilk haftasında yarın sonuncu sırada bulunan Yukatel Denizlispor'a konuk olacak. Atatürk Stadı'nda Sarper Barış Saka'nın yöneteceği müsabaka saat 16.00'da başlayacak. Ev sahibi Denizlispor'da teknik direktör Yalçın Koşukavak'ın yerine göreve getirilen Hakan Kutlu ilk kez yeni takımıyla sahaya çıkacak. Yeşil-siyahlılarda sakatlığı süren Özgür Çek'in yanı sıra süresiz kadro dışı bırakılan Varale ile Bergdich Göztepe'ye karşı görev alamayacak. Koronavirüs tedavisi sona eren Bakalorz ile kadro dışı bırakılıp affedilen Dossevi ise görev verilmesi durumda sahadaki yerlerini alabilecek.Öte yandan transfer çalışmalarını da sürdüren Denizlispor, Fransa'nın La Havre takımında top koşturan sol bek Ayman Ben Mohamed'i de kadrosuna dahil etti. Tunuslu 26 yaşındaki futbolcuyla sözon sonuna kadar sözleşme imzalandı. Göztepe'de ise Beşiktaş maçında gördüğü sarı kart nedeniyle cezalı duruma düşen Soner forma giyemeyecek. Hakan Kutlu, Göztepe maçını kazanıp yeni bir sayfa açacaklarını söyledi. Kutlu, "İyi bir takıma sahibiz. Göztepe de zorlu bir rakip. En iyi mücadeleyi ortaya koyacağız" dedi.Göztepe'nin deneyimli çalıştırıcı Ünal Karaman da zorlu bir sınava çıkacaklarını belirterek, "İyi hazırlandık. Ligde kolay maç yok. Kendi potansiyelimizi sahaya yansıtıp istediğimiz sonucu alacağımıza inanıyorum" dedi. DHASMA hastalığınedir, SMA ilaçlarıneden bu kadar pahalı?
SMA hastalığı nedir, SMA ilaçları neden bu kadar pahalı? Kalıtsal bir kas hastalığı olan SMA, ailelerin oldukça pahalı olan tedavi masraflarını karşılamak için yürüttükleri bağış kampanyaları ile gündemde kalmaya devam ediyor. Peki SMA hastalığı nedir, tedavisi neden bu kadar pahalı? Türkiye'de Spinal Musküler Atrofi (SMA) hastalığına yakalanan bir bebek ya da bir çocuk için düzenlenen bağış kampanyalarına son dönemde çok sık rastlanıyor. Nadir görülen, kalıtsal ve aynı zamanda ilerleyici bir kas hastalığı olan SMA'lı çocukların aileleri, zamanla yarışarak çocuklarının tedaviye erişebilmesi için bağış kampanyaları düzenliyor. Bunun en büyük nedeni ise SMA hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçların oldukça pahalı olması. Özellikle 2.1 milyon dolarlık fiyatıyla dünyanın en pahalı ilacı olan Zolgensma ile ilgili tartışmalar yalnızca Türkiye’de değil dünyada da sürüyor. Peki SMA hastalığı nedir ve SMA ilaçları neden bu kadar pahalı? SMA HASTALIĞI NEDİR?Tam adı Spinal Musküler Atrofi olan SMA, istemli kasların erimesine yol açan sinir-kas hastalıkları grubuna dahil kalıtsal ve ilerleyici bir kas hastalığı. SMA otozomal ve resesif bir hastalık. Bu ise anne ve babanın taşıyıcı olması durumunda doğan bebeklerin SMA hastası olma ihtimalinin 4’te 1 olduğuna işaret ediyor. Yani anne ve baba hasta değilse bile 4 çocuktan biri hasta olabilir. Taşıyıcılık oranı ise toplumda 50’de bir. Doğumlarda ortaya çıkma olasılığı ise dünya çapında yaklaşık olarak ortalama 10 binde birken Türkiye'de bu oran 7 binde bir civarında. Bir mutasyon nedeniyle SMN (Survival of Motor Neuron) motor sinir hücrelerinin proteinini yeterli miktarda üretememesi sonucunda oluşan bu hastalık, uzun yıllar tüm dünyada bebek ölümlerine yol açan genetik geçişli hastalıklar arasında ilk sıradaydı.Hastalığın en ağır seyreden türü ise 'Tip 1 SMA'. Baş kontrolü, kol-bacak hareketleri, dönme, yürüme gibi temel becerilerin kaybedildiği bu seviyede yutkunma ve emme gibi işlevler de yerine getirilemiyor ve ömür boyu cihaza bağlı şekilde yaşam sürdürülebiliyor. Çoğu hasta ise uzun süre hayatta kalamıyor.Bugüne kadar tıp dünyasında SMA'nın tedavi edilemeyen bir hastalık olduğu ifade edilse de son yıllarda geliştirilen ilaçlar ile bu yaygın görüş değişmeye başladı. Fakat ilaçların pahalılığı, zaman zaman bu gelişmelerin önüne geçiyor.DÜNYANIN EN PAHALI İLACI: ZOLGENSMASMA'nın tedavisi için şimdiye kadar geliştirilen ve Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onay alan üç tip ilaç var: Zolgensma, Risdiplam ve Türkiye'de kullanılan Spinraza. Bunlardan en pahalısı ise 2019 yılında piyasaya çıkan ve dünyanın pahalı ilacı olarak bilinen Zolgensma. Şu an için sadece ABD ve Avrupa'da uygulanan bir ilaç olan Zolgensma'nın piyasa fiyatı 2 milyon dolar civarında. Türkiye'de çoğu aile çocuklarını bu ilaç ile tedavi ettirebilmek için yurtdışı yolunu seçiyor. Aileler Zolgensma'ya ulaşmak istiyor çünkü bu ilaç ömür boyu kullanılmak zorunda olan Spinraza'nın aksine tek seferlik. Türkiye'de bulunmayan ve uygulanabilmesi için çocuğun 2 yaşından küçük veya 21 kilodan az olması gereken Zolgensma'ya ulaşmak için aileler kendi imkanlarıyla kampanya düzenliyor. Onaylı kullanımının henüz bir yıllık geçmişi bulunan yeni bir ilaç, genetik bir hastalık olan SMA’nın en ağır seyreden formu Tip 1’de çok umut verici sonuçlar sağlıyor. Yaşam beklentisini yükseltirken hastanın solunum cihazına bağımlılığını azaltıyor, hareket kabiliyetini artırıyor.Bir çeşit gen terapisiyle tedavi imkanı sunan ve dünyanın en pahalı ilacı olarak anılan Zolgensma ile, hastalarda iyi çalışmayan veya bulunmayan SMN1 geninin çalışan bir versiyonuyla değiştirilmesi hedefleniyor. İlacın haklarını elinde bulunduran Novartis, ilacın bu kadar yüksek fiyattan satılmasının nedenini 'bu hastalıktan etkilenen ailelerin hayatını çarpıcı bir biçimde değiştirmesi' şeklinde açıklıyor. Fakat Zolgensma’nın bu kadar yüksek bir fiyata sahip olmasının en büyük nedeni, üretici olan Novartis'e göre tek seferde sonuçlanacak bir SMA tedavisi sunuyor olması.TÜRKİYE’DE UYGULANAN TEK TEDAVİ YÖNTEMİ: SPİNRAZAGen tedavisi sunan Zolgensma isimli ilacın sadece iki muadili var. Bunlardan biri Spinraza isimli ilaç. Bu ilaç, Türkiye'de SMA'ya yönelik uygulanan tek tedavi yöntemi. Bu ilaç ömür boyu düzenli aralıklarla uygulanıyor ve SMN adlı protein üretimini artırmayı, böylece motor nöron ölümlerinin geciktirilmesini hedefliyor. Tıpkı Zolgensma gibi Spinraza da pahalı bir ilaç. İlacın ilk yıl kullanılacak dozları için 625 bin ile 750 bin dolar arasında bir rakam ödenirken, daha sonra her yıl için 375 bin dolar ödeniyor.SMA tedavisinde kullanılan bir diğer ilaç ise Roche ilaç şirketinin ürettiği Risdiplam isimli ağız yoluyla kullanılan ilaç. Hastaların bu ilacı her gün kullanması gerekiyor. İLAÇLARIN HANGİSİ DAHA ETKİLİ?Amerikan Nöroloji Akademisi'ne göre SMA ilaçlarının etkililik karşılaştırması şöyle:Zolgensma: yüzde 95Risdiplam: yüzde 88Spinraza: yüzde 61DÜNYANIN EN PAHALI İLACI ZOLGENSMA NASIL ORTAYA ÇIKTI?2019 yılının Mayıs ayında ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından kullanım onayı alan 2.1 milyon dolarlık SMA ilacı Zolgensma, aslında ABD ve Fransa'da bulunan, kar amacı gütmeyen ve bağışla finanse edilen laboratuvarlarda üretildi. Ancak Novartis firmasının eline geçerek dünyanın en pahalı ilacı haline geldi.Alman medya kuruluşları WDR ve NDR tarafından yapılan araştırmayla ortaya çıkarılan Zolgensma’nın hikayesinin merkezinde 2009 yılında New York'ta doğan SMA hastası Sophia Gaynor'ın ailesi yatıyor. Çocuklarını nasıl kurtarabileceklerini araştıran Gaynor ailesi, Ohio'da bulunan ve o dönem SMA hastaları için en ileri çalışmaları yürüten Nationswide Çocuk Hastanesi'yle iletişime geçerek Dr. Brian Kasper ile bir araya geliyor. Kasper'in çalışmalarını finanse etmek isteyen Gaynor ailesi, bir vakıf kurarak iki yıl içinde 2.3 milyon dolar yardım topluyor. Bu miktara kamu kaynaklarından ve hükümete ait araştırma kurumlarından gelen fonlar da ekleniyor. İlk etap laboratuvar sonuçları ve hayvanlar üzerinde yapılan deneyler olumlu sonuçlar veriyor ve FDA, 2013 yılının eylül ayında 9 aya kadar bebeklerde yapılan çalışmaları onaylıyor. Aynı dönem çalışmaların yürütüldüğü Ohio'daki hastane, araştırmanın ana bağışçısının Gaynor ailesinin kurduğu vakıf olduğunu açıklıyor. Fakat bu açıklamadan yalnızca bir ay sonra hastane, gelecekte adı "Zolgensma" olacak olan bu ilacın haklarını finansal yatırımcılar tarafından kurulan AveXis adlı bir şirkete devrediyor. Buna karşılık, çocuk hastanesi de 2017'de 36 milyon dolara AveXis'in sattığı hisseleri alıyor. Kasper'ı da 'danışman' olarak işe alan şirket 21 çocukla yapılan bir başka çalışmayı da finanse etmeye devam ediyor. Geçen süre içerisinde ilacı geliştirmek için içlerinde bağışlarla finanse edilen Fransız laboratuvarı Genethon'un da bulunduğu laboratuvarlarla da çalışan Avexis, Zolgensma'nın üretim ve pazarlama patentlerine sahip oluyor. 2018 yılının Nisan ayında ise İsviçreli ilaç devi Novartis, tam 8.7 milyar dolar ödeyerek Avexis'i satın alıyor ve böylece Avexis'e yatırım yapan kişiler, 5 yıl içerisinde sermayelerini birkaç katına çıkarıyor. Gaynors Vakfı'nın ise AveXis'in devralınmasından sonra bir rolü kalmıyor. Gaynor ailesinin ilaç araştırmaları sebebiyle destek verdiği Dr. Brian Kasper ise Avexis'in satışından 400 milyon dolar kazanıyor. İlacın ortaya çıkma sebebi olan Sophia Gaynor ise bugün hala hayatta fakat yatağa ve oksijen cihazına bağlı olarak yaşayıyor. Çünkü Zolgensma, bugün 11 yaşında olan Sophia için kullanılamıyor. cumhuriyet.com.trYenilenebilir enerjide yeni alım ve yerli katkıfiyatlarıbelirlendi
Yenilenebilir enerjide yeni alım ve yerli katkı fiyatları belirlendi Yenilenebilir Enerji Kaynak (YEK) belgeli üretim tesisleri için uygulanacak YEK Destekleme Mekanizması (YEKDEM) alım ve yerli katkı fiyatları ile uygulama süreleri tespit edildi. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. /Archive/2021/1/30/125117199-yenilenebilir-enerji.jpgBuna göre, 1 Temmuz 2021'den 31 Aralık 2025'e kadar işletmeye girecek YEK belgeli üretim tesisleri için uygulanacak YEKDEM fiyatı kilovatsaat başına hidroelektrik üretim tesisi için 40 kuruş, rüzgar ve güneş enerjisine dayalı üretim tesisi için 32 kuruş, jeotermal enerjisine dayalı üretim tesisi için 54 kuruş ve biyokütleye dayalı üretim tesislerinde çöp gazı veya atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan yan ürünlerden elde edilen kaynaklar için 32 kuruş, biyometanizasyon için 54 kuruş, termal bertaraf için 50 kuruş olarak belirlendi.YEKDEM fiyatı uygulama süresinin 10 yıl olacağı bu tesisler için yerli katkı fiyatının kilovatsaat başına 8 kuruş, yerli katkı uygulama süresinin ise 5 yıl olmasına karar verildi.FİYATLAR ÜÇER AYLIK DÖNEMLER HALİNDE GÜNCELLENECEKSöz konusu dönemde işletmeye girecek YEK belgeli üretim tesisleri için belirlenen bu fiyatlar, 1 Ocak 2021’den itibaren başlamak ve kaynak bazında olmak üzere üçer aylık dönemler halinde ve ilki 1 Nisan 2021'de olmak üzere her yıl ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında belirlenen yönteme göre güncellenecek.YEKDEM fiyatlarının güncellenmesinde dolar/sent olarak da üst sınır uygulanacak.Söz konusu üst sınır kilovatsaat başına hidroelektrik üretim tesisleri için 6,40 dolar/sent , rüzgar ve güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri için 5,10 dolar/sent, jeotermal enerjisine dayalı üretim tesisleri için 8,60 dolar/sent ve biyokütleye dayalı üretim tesislerinde çöp gazı veya atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan yan ürünlerden elde edilen kaynaklar için 5,10 dolar/sent, biyometanizasyon için 8,60 dolar/sent, termal bertaraf için 8 dolar/sent olarak uygulanacak.YEKDEM kapsamında elektriğin kilovatsaatine rüzgar ve hidroelektrik için 7,3 dolar/sent, jeotermal için 10,5 dolar/sent, biyokütle ve güneş için de 13,3 dolar/sent teşvik veriliyordu. Teşvikler, yerli ekipman kullanımına göre değişiklik gösterebiliyordu. AAKişisel Verileri Koruma Kurulu, WhatsApp'tan bilgi ve belge talep etti
Kişisel Verileri Koruma Kurulu, WhatsApp'tan bilgi ve belge talep etti Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Faruk Bilir, hakkında inceleme başlatılan WhatsApp'tan tebligat yapılarak bilgi ve belge talep edildiğini bildirdi. /Archive/2021/1/30/124308261-whatsapp.jpgBilir, bazı kişisel bilgilerin Facebook'a ait şirketlerle paylaşılmasını da içeren yeni gizlilik ilkesinin kabulünü uygulamanın kullanımı için zorunlu hale getiren WhatsApp hakkında yürütülen incelemeye ilişkin AA muhabirine açıklamada bulundu.Kurumun karar organı Kişisel Verileri Koruma Kurulunca incelemenin, temel ilkeler, veri işleme şartları, yurt dışına veri aktarımı ile açık rızanın unsurları ve açık rızanın hizmet şartına bağlanıp bağlanmaması yönünden gerçekleştirildiğini belirten Bilir, 12 Ocak'ta başlatılan incelemenin sürdüğünü ifade etti.Faruk Bilir, "WhatsApp'a tebligat yapıldı, bilgi ve belge talep edildi. Sürecin takipçisiyiz." dedi.KULLANICILARA VERİLEN SÜRE UZATILMIŞTIWhatsApp, 4 Ocak'ta "gizlilik ilkesi"ni güncellemiş ve kullanıcılarına güncellenen ilkeleri kabul etmeleri için bildirim yollamıştı. Hesap bilgileri, mesajlar, konum bilgileri gibi birçok verinin Facebook'a ait şirketlerle paylaşılmasını içeren yeni koşulların onayı için kullanıcılara 8 Şubat'a kadar süre vermişti. WhatsApp, yeni koşulların kabul edilmemesi durumunda uygulamanın kullanılamayacağını belirtmişti.Bu karara ilişkin kullanıcılardan yoğun eleştiri alması üzerine WhatsApp yaptığı açıklamada, "Avrupa Bölgesi" kullanıcılarının bu güncellemeden etkilenmeyeceğini, bu bölgedeki kullanıcıların verilerinin Facebook şirketleriyle paylaşılmayacağını duyurmuştu.Daha sonra WhatsApp, güncelleme için verilen süreyi 15 Mayıs'a kadar ertelediğini duyurmuştu. AACelladına aşık olmak: "Stockholm Sendromu" nedir?
Celladına aşık olmak: "Stockholm Sendromu" nedir? Adını ilk olarak 1973 yılında yaşanan bir banka soygunundan alan 'Stockholm Sendromu' nedir, belirtileri nelerdir? İnsanın kendisini zora sokan ve üzen koşulları kabullenmesi, savunması, sıkıntıya sokan koşulların nedenlerini görmemesi, ezilmesine rağmen ezenin yanında yer alması, hatta ezen kişiye karşı minnet duyması olarak da tanımlanabilen Stockholm Sendromu; rehinelerin, kendilerini esir alanların duygularını anlama durumuna gelmeleri ve daha sonrasında suçlulara yardımcı olmaya çalışmaları ve sonunda özdeşim kurmaları hali olarak tanımlanır. Stockholm sendromu, tam olarak, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda sempati ve empati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir terimdir. Stockholm Sendromu’na göre kurban/ezilen durumunda olan topluluk, kendilerini tehditle, şiddet yoluyla ve özgürlüklerini kısıtlamakla yoğun strese sokan kişilerin bakış açısını benimseyebilir. Bu durumda artık kendi bakış açılarına göre bir “kurban/ezilen” durumunda değildirler. İçinde bulundukları durum bir anda meşru ve doğru bir duruma, kendilerini ezen insan da aslında yanlış anlaşılmış bir kişiye, hatta bir tür kahramana dönüşür.ADINI STOCKHOLM’DEKİ BANKA SOYGUNUNDAN ALDIİlk kez Psikiyatr Nils Bejerot tarafından tanımlanan sendrom, ismini 1973 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'de yaşanan bir olaydan alır.23 Ağustos 1973 günü Stockholm'de yaşanan olayda, soyguncular bir bankayı soymak için basarlar ve bankada 4 banka görevlisini 6 gün boyunca 131 saat rehin tutarlar. Soyguncular, rehinelere iyi davranır aralarında iyi ilişkiler oluşur. Polisin bankaya operasyon düzenleyeceğini fark eden rehineler, soyguncuları uyarırlar. Öyle ki rehineler olay sonrasında yakalanan rehineler aleyhine ifade vermekten kaçındıkları gibi, soyguncuların avukatlık ve savunma giderlerini karşılamak için aralarında para toplarlar. Günün gazeteleri bu olay üzerine ' soyguncular bankadan para çalamadılar, ama bazı insanların kalbini çaldılar' diye manşet atar. Rehinelerden Stockholm Sendromu’na yakalanan bir görevli serbest kaldıktan sonra nişanlısını terk ederek, olay sırasında bankada ilgi duyduğu soyguncunun hapisten çıkmasını bekler ve onunla evlenir.İKİNCİ VAKA: PATTY HEARTS OLAYIBu olaydan bir sene sonra ABD’de zengin bir ailenin kızı olan Patty Hearst, kendilerine Simbiyonez Özgürlük Ordusu diyen bir grup tarafından kaçırıldı. Grup üyeleri, kadını ışık geçirmez, ufak bir dolapta kilitli tuttu, kadını sürekli ölümle tehdit etti ve ona tecavüz etti. Sadece birkaç gün “ödül” adı altında dolabın kapısı biraz açık bırakılarak kadının hava almasına izin verildi. Patty Hearst bu şekilde o dolapta iki ay boyunca yaşadı. Olayın üzerinden yaklaşık bir yıl geçtikten sonra Patty Hearst, San Francisco’da elinde tüfekle bir bankayı soymaya çalışırken yakalandı. Eski rehine, Tania takma adını almış ve kendisini kaçıran örgütün silahlı bir militanı olmuştu. Avukatı Stockholm Sendromu'nu savunmada mahkemeye sunsa da, mahkeme bu savunmayı yeterli bulmamış ve hapis cezasına çarptırılmıştır.STOCKHOLM SENDROMU’NUN BELİRTİLERİ NELERDİR?En büyük belirtilerinden birinin küçük bir iyilik için bile karşıdaki insana minnettar olmak olmak olan Stockholm Sendromu’nda; şiddete maruz kaldığını reddetmek ve kötüye kullanımdaki öfkenin reddedilmesi de belirtiler arasındadır. Ezilen kişi, içinde bulunduğu durumdan dolayı kendisini suçlar. Stockholm Sendromu’nun belirtileri şu şekilde sıralanabilir:- Küçük bir iyilik için bile çok yoğun şükran duyguları- Şiddeti ve şiddet tehdidini reddetme- Akılcılaştırma- Kötüye kullanımı önleme gücüne sahip olduğu inancı- Durum ve istismar için kendini suçlama eğilimi ihtiyaçları- Küfürlü şiddet davranışını azaltmak için onu memnun etme çabaları- Dünyayı istismarcı perspektifinden değerlendirme, kendi perspektifini kaybetme- Kendini istismarcı perspektifinden değerlendirme- İstismarcıyı iyi bir kişi olarak değerlendirme ya da onu bir mağdur olarak görme- Hayatta kaldığı ve öldürülmediği için istismarcıya minnettarlık duygusu hissetmekSTOCKHOLM SENDROMU’NUN TERSİ: LİMA SENDROMULima Sendromu, Stockholm sendromunun aksine, rehin alan kişinin rehinesine sempati geliştirmesiyle ortaya çıkan ve rehinesiyle duygusal bağ kurmasına verilen isimdir. Stockholm sendromunun tam tersi olduğu söylenebilir. Paradoksal bir şekilde, rehin alan kişi kurbanlarıyla empati kurmaya başlar ve bir noktada, kurbanlarının ihtiyaçları ve sağlıkları hakkında endişelenmeye bile başlar.Lima Sendromu Aralık 1996’da Peru’nun başkenti Lima şehrinde 14 gerillanın, Japon Büyükelçiliği’nde düzenlenen bir resepsiyonu basarak birçok diplomat, iş insanı ve askeri 4 ay boyunca rehin alması sonucu ortaya çıkmıştır. 4 aylık bu kriz boyunca militanlar, rehinelere sevecen davranmış ve ihtiyaçlarını karşılamış, hatta rehinelerin büyük bir kısmını da serbest bırakmışlardır. Bu olay da Lima Sendromu’nun doğuşu olarak kabul edilir. cumhuriyet.com.tr