News - Haberler
Kaçırılan 3 denizci Türkiye'ye getirildi
Kaçırılan 3 denizci Türkiye'ye getirildi Nijerya açıklarında Mozart gemisine düzenlenen baskından kurtulan 3 Türk denizci Türkiye'ye getirildi. Gine Körfezi'nde Mozart gemisine düzenlenen baskın sırasında kurtulan dördüncü kaptan Furkan Yaren ve başmühendis İlhan Süha Tatlıgül ile baskın sırasında yaralanarak tedavisi tamamlanan makine dairesinde yağcı Bahadır Yeşilalan, Librevil-İstanbul seferini yapan THY'ye ait TK589 sayılı tarifeli uçakla İstanbul Havalimanı'na geldi.VIP Terminali'nden çıkış yaparak gazetecilere açıklamada bulunan dördüncü kaptan Furkan Yaren, olay esnasında bacağından yaralandığını belirterek kendileriyle sürekli ilgilenen, arayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu'na teşekkür etti.Yaren, Türkiye'ye ayak bastığı ve Türk bayrağını gördüğü için çok mutlu olduğunu dile getirerek "İnşallah diğer arkadaşlar da en kısa zamanda ailelerine kavuşurlar." dedi.İlk alarm geldiği andan itibaren bunun talim olmadığı bilgisini aldıkları ve mürettebatın emniyetli alana geçtiğini anlatan Yaren, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bu alanda emniyet kapılarını kapatarak yardım beklemeye başladık. Daha sonra bizi ayırdılar. Sayılarını hatırlamıyorum. Arkadaşlarımızı götürdüler. Biz de gemiyi güvenli bir noktaya taşıdık. Allah'a şükür şimdi de burada ülkemizdeyiz. Şu anda şirketimiz nezdinde yaralarımızı sarmaya başladık. Gerekli bilgileri yetkililere verdik. Bir arkadaşımızı kaybettik, çok üzgünüz. Hafif bir şekilde yaralandım onların kestikleri delikten çıkarken. Ama sağlığım yerinde çok şükür. Aileme kavuşacağım için çok sevinçliyim. İnşallah diğer arkadaşlarımız da kurtulur, sağ salim şekilde vatanımıza dönerler. Sayın Cumhurbaşkanı'mızdan Allah razı olsun. Sürekli ilgilendi durumumuzla. 4-5 kez görüştük canlı. Büyükelçimizle de beraberken iletişim kurduk kendileriyle. Halimizi, hatırımızı sordu. İnşallah arkadaşlarımızı da sağ salim getirmeye çalışacakları sözünü verdi. Sürekli uydu telefonla takip etti. Buradan da kendisine çok teşekkür ederiz."Başmühendis İlhan Süha Tatlıgül de 42 yıldır denizcilikle uğraştığını ve arkadaşları götürülünce gemiyi kurtarmak için birkaç gün uyumadan çalıştıklarını söyledi.Korsanların iskele taraftan merdivenle güverteye çıktıklarını ifade eden Tatlıgül, "Dümen dairesine kilitledik kendimizi. Korku filmi gibi ateş ettiler kapılara. Taradılar ve kapılara balyozla vurdular saatlerce. 6-7 saat uğraştılar. O sırada Azeri meslektaşımız hayatını kaybetti. O sırada yüksekten düşerek hafif yaralandım. Sonra diğer arkadaşları alarak götürdüler. Beni bulamadıkları için götürmediler ama sormuşlar. Sonra yaralı 2 kişiyi bırakarak kaçmışlar." dedi.Tatlıgül, önce gemiyi kurtardıklarını, sonra aileleriyle irtibat kurduklarını belirterek "İnşallah fidye istedikleri arkadaşlarımız da kurtulur ve aramıza sağ salim katılırlar. Hepsi çok değerli arkadaşlarımız. Kaliteli ve uyumlu mürettebattık. Ailelerine Allah sabır versin." şeklinde konuştu.Geminin makine dairesinde yağcı olarak görev yapan Bahadır Yeşilalan da gereken her şeyi iki arkadaşının ifade ettiklerini belirterek "Ben ayrıca hükümetimize teşekkür ederim. Cumhurbaşkanı ve bakanlarımıza ve Gabon'daki Büyükelçimize de ayrıca teşekkür ederim. Bizlerin her dakika yanlarında oldular. 15 arkadaşımız maalesef esir. Konuşulacak fazla da bir şey yok. Onların ailelerini daha fazla üzmemeli, acılarını hatırlatmamalıyız. Bence bu kadar yeter. Teşekkür ederiz herkese" dedi.3 Türk denizci kendilerini bekleyen araçla kalacakları otele hareket etmek üzere alandan ayrıldı. AAKonya'da yangın faciası: Anne-kız hayatınıkaybetti
Konya'da yangın faciası: Anne-kız hayatını kaybetti Konya'da, 5 katlı apartmanın en üst katında çıkan yangında, paniğe kapılıp pencereden atlayan Melek Dağ (6) yaşamını yitirdi. Alevleri söndürüp eve giren itfaiye ekipleri ise eşinden boşanan annesi hemşire Sevim Kayhan'ın (36) cansız bedenine ulaştı. Yapılan ilk incelemede yangının elektrik kontağından çıktığı belirlendi. Yangın, saat 02.20 sıralarında merkez Meram ilçesi, Aşkan Mahallesi Meltemler Sokak'taki 5 katlı apartmanın en üst katında meydana geldi. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli hemşire Sevim Kayhan'ın, yatak odasında uyuduğu sırada yangın çıktı. Alevler odayı sararken, çocuk odasındaki kızı Melek Dağ, durumu fark edip panikle kendisini pencereden sarkıttı. Çevredekilerin atlamaması yönündeki uyarılarına rağmen Dağ, düşerek yaşamını yitirdi./Archive%5C2021%5C1%5C30%5C073513618-konyada-evde-cikan-yanginda-melek-pencereden-atladi-anne-alevlerin-arasinda-kaldi-anne-kiz-oldu-2-yeniden_6.jpg İhbar üzerine çağrılan itfaiye ekipleri alevleri söndürüp içeri girdiğinde, anne Sevim Kayhan'ın cansız bedenine ulaştı. Anne- kızın cansız bedeni olay yerinde yapılan incelemenin ardından morga kaldırıldı. Eşinden boşanan ve kızıyla birlikte yaşayan Sevim Kayhan'ın, kasım ayında eve taşındığı belirtildi. Öte yandan, ekiplerce yapılan ilk incelemede yangının elektrik kontağından çıktığı ihtimali üzerinde duruldu. Yangınla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. DHAHazine ve Maliye BakanlığıBakan YardımcısıOsman Dinçbaşgörevden alındıve yerine Cengiz Yavilioğlu atandı
Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Osman Dinçbaş görevden alındı ve yerine Cengiz Yavilioğlu atandı Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı görevine Cengiz Yavilioğlu getirildi. Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan atama kararına göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Osman Dinçbaş görevden alındı ve yerine Cengiz Yavilioğlu atandı. CENGİZ YAVİLİOĞLU KİMDİR?İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yaptı. Doktorasını Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde tamamladı.Özelleştirme İdaresi Başkanlığında Finansman ve Fon Yönetimi Daire Başkanı olarak göreve başladı. Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ, TEDAŞ Çamlıbel Elektrik Dağıtım AŞ, Karadeniz Bakır İşletmeleri AŞ ve Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ'nin Yönetim Kurulu Üyelikleri ve Başkanlıklarını yaptı. Güvenlik Bilimleri Fakültesi ve Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde öğretim üyesi olarak çalıştı. İngiltere Regent's Collage Ekonomi Üniversitesinde misafir araştırmacı olarak bulundu. Yayınlanmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır.İyi düzeyde İngilizce, orta düzeyde Arapça bilen Yavilioğlu, evli ve 3 çocuk babasıdır. cumhuriyet.com.tr30 bin narenciye ağacının olduğu bölge, sanayi sitesi için kamulaştırılacak.Çiftçi isyanda: Bizi heder edecekler
30 bin narenciye ağacının olduğu bölge, sanayi sitesi için kamulaştırılacak. Çiftçi isyanda: Bizi heder edecekler Mersin’in Mezitli ilçesinde çevre düzeni planına sanayi sitesi alanı olarak işaretlenen ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile acele kamulaştırılmasına karar verilen 360 dönümlük alanda narenciye bahçeleri bulunan vatandaşlar konuyu mahkemeye taşıdı. MHP’li belediye meclisi üyesi Bünyamin Önel’in öncülük ettiği Mezitli Sanayi Sitesi Kooperatifi, ilçeye şehir dışında yeni bir sanayi sitesi kazandırmak iddiasıyla çalışmalar yürütmüş ve Davultepe’de 360 dönümlük bir alanın imar planlarına sanayi alanı olarak işaretlenmesini, arazinin acele kamulaştırılması kararının çıkmasını sağlamıştı. Ancak kooperatifin sanayi sitesi için bulduğu arazi şehir dışında değil, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na 800 metre mesafede, yerleşim alanlarının ortasında. Üstelik söz konusu arazi çorak, kıraç arazi de değil, sulanabilir tarım arazisi ve üzerinde 130 çiftçi ailesine ait yaklaşık 30 bin narenciye ağacı var. Yıllardır ekip biçtikleri tapulu arazilerinin önce sanayi alanı ilan edilmesine, sonra acele kamulaştırma kapsamına alınmasına karşı vatandaşlar mahkeme yoluna gitti.Çiftçilerden İbrahim Kaplan, “Bütün siyasi partiler bizi oyaladılar. CHP’ye varıyorsun, AK Parti çözer diyor. AK Parti’ye varıyorsun, büyükşehir kamulaştırma gerçekleştirecek diyor. Biz çiftçiyiz. Bizim içimizde bir tane sanayici de yok, bir tane okumuş da yok ama çocuklarımızı okutmaya çalışıyoruz” dedi. Çiftçi Saadettin Erşahin de “Buralar alınırsa biz ne yapacağız. Ben 70 yaşındayım. Bu yaşımdan sonra sanayide kalfalık mı yapacağım” diye konuştu.Çiftçi Abdullah Gök, “Çiftçinin, garip gurebanın hakkını savunacağız diye söz verdiler. Biz buna güveniyoruz. Devlet büyüklerimizin buna bir an önce el atmasını bekliyoruz. Unutmasınlar ki bizleri korumak, çiftçiyi korumak bütün milleti korumaktır. Denize 1200 metre, anayola 800 metre olan bir yer. Burada büyük bir rant var. Bu rant için bizim gibi çiftçileri heder edecekler” dedi. Abidin YağmurOrman alanındaki patlatmalıtaşocağıiçin on binlerce ağaçkesilmesi planlanıyor: Taşocağıöldürür
Orman alanındaki patlatmalı taşocağı için on binlerce ağaç kesilmesi planlanıyor: Taşocağı öldürür Kırklareli’nde ormanlık alanda kapasite artışı ve patlatma ilavesi isteyen taşocağına karşı açılan dava dosyasına bilirkişi raporu girdi. On binlerce ağacın kesileceğine dikkat çeken bilirkişi, projenin ormanda yaşayan canlıları olumsuz etkileyeceğini anlattı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kırklareli Vize ilçesine bağlı Evrencik köyünde “Feldispat Ocağı kapasite artışı ve patlatma ilavesi projesi”ne 23 Aralık 2019 tarihinde “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararı verdi. Bölge sakini ve şarap üreticisi Mustafa Çamlıca, projenin 900 dekarlık bağ alanında toz oluşmasına neden olacağı, ilave tesisin yaban ve orman hayatına zarar vereceği gibi gerekçelerle kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı. Edirne İdare Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına giren bilirkişi raporunda önemli tespitlere yer verildi. ‘ARICILIK DA ETKİLENİR’Raporda proje sahasının tamamen orman sayılan alanlarda olduğuna dikkat çekilerek proje alanı olarak planlanmış 120 hektarlık alan içerisinde ağaç kesimi yapılacağı belirtildi. Yapılan hesaplamalara göre alanda 55 bin 218 adet meşe ağacı kesileceği vurgulanan raporda, projeden en fazla söz konusu saha çevresindeki ormanlık alanları etkileyeceği anlatıldı. Raporda, özetle “55 bin 128 adet gençlik ve sıklık çağındaki meşe ağaçlarının kesilmesi, oluşumu onlarca yıl süren bitkisel toprağın ve yüzlerce yıl süren mineral orman toprağının sıyrılarak bir alanda depolanması planlanmaktadır. Bu işlemlerin hem var olan bölgede var olan büyük orman ekosistemin bütünlüğünü bozacağı hem de orman ekosistemlerine bağlı yaşayan canlıları olumsuz etkilemesi yanında çevre köylerde yaşayan halkın geçim kaynakları arasında bulunan arıcılık ve odun dışı orman ürünlerinden (mantar gibi) yararlanmasını etkileyeceği aşikârdır” denildi. cumhuriyet.com.trBir HES de Turnasuyu’na
Bir HES de Turnasuyu’na Ordu Turnasuyu ilçesinde büyük bir havzaya hayat veren Turnasuyu Irmağı üzerine kurulması planlanan HES projesi tepki çekti. Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca düzenlenen “Turnasuyu Enerji Grubu, Kırma-Eleme Tesisi ve Hazır Beton Tesisi Projesi” toplantısına katılan Gülyalı Belediye Başkanı Ulaş Tepe, projeyle ilgili kaygılarını dile getirdi. Projedeki eksiklikler nedeniyle değerlendirmeler ileri bir tarihe ertelenirken süreci takip ettiğini söyleyen Ulaş Tepe, şu açıklamayı yaptı: “Turnasuyu Vadisi, Türkiye’de en fazla kivi üretiminin gerçekleştiği alanlardan bir tanesidir. Havza içerisinde yer alan kırsal mahallelerin yanı sıra Gülyalı ilçesinin temiz içme suyu temini ırmak üzerinde bulunan kuyulardan sağlanmaktadır. İdeal yürüyüş rotaları, kamp ve mesire alanlarıyla Ordu turizmi için büyük bir potansiyele sahiptir. Turnasuyu’na HES felaketimiz olur. Projeden vazgeçilmesi için mücadelemiz devam edecek.” Cemil Ciğerim‘Kibele’nin gözüönünde
‘Kibele’nin gözü önünde Kibele heykeli gibi önemli arkeolojik buluntularının çıktığı Ordu Kurul Kalesi eteklerinde taşocağı şirketi tarafından dinamit patlatılarak yapılan doğa katliamı devam ediyor. 12 yıldır arkeolojik kazı devam ederken taşocağı şirketi dere yatağından başladığı doğa katliamını Kurul Kalesi’nin zirvesine doğru taşıyor. Kibele heykelinin çıktığı Kurul Kalesi’nde henüz çalışma yapılmamış tarihi kalıntılar olan ana kaya kütlesi taşocağı tarafından yutulma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. 6. Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi’nde en önemli tarihi eser olarak tahtında oturan 200 kilo ağırlığında ve 1 metre boyunda 2 bin 100 yıllık “Ana Tanrıça Kibele” heykeli ile Bereket Tanrıları Dionysos, Pan heykeli ve hayvan biçimli dini kap olan Riton bulunmuştu. Cemil CiğerimAli Koçve Emre Belözoğlu, Göksel Gümüşdağ’laİrfan Can’ın transferini görüştü: Fenerbahçe ile zirve
Ali Koç ve Emre Belözoğlu, Göksel Gümüşdağ’la İrfan Can’ın transferini görüştü: Fenerbahçe ile zirve Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve sportif direktör Emre Belözoğlu ile İrfan Can Kahveci’nin transferi konusunda özel bir görüşme gerçekleştirdi. Başakşehir Fatih Terim Stadı’ndaki kulüp binasında dün yapılan toplantı sonrası konuşan Göksel Gümüşdağ, “Fenerbahçe teklifini sundu, biz teklifimizi sunduk. Fenerbahçe ile tekrar görüşmek üzere ayrıldık, en yakın zamanda bir daha görüşeceğiz” dedi.‘G.SARAY YENİ TEKLİF YAPMADI’ G.Saray’ın yeni bir teklif yapmadığını kaydeden Göksel Gümüşdağ, “G.Saray en son teklifinin üzerine yeni bir teklif yapmadı. Öncelikle bizim hoca durumumuz var, onu netleştirmemiz gerekiyor. İki takım da çok istekli. G.Saray da Fenerbahçe de İrfan ’ı çok istiyor” ifadelerini kullandı.DİRAR BRUGGE’A DÖNÜYOR F.Bahçe’de sezon başından bu yana kadro dışı bırakılan Dirar, eski takımı Club Brugge’la anlaştı.RAKİP RİZE Fenerbahçe, bugün evinde Rizespor’u konuk edecek. Ülker Stadı’nda oynanacak ve saat 19.00’da başlayacak karşılaşmayı hakem Abdulkadir Bitigen yönetecek. Sarı-Lacivertlilerde sakatlıkları bulunan Gökhan, Tisserand, Sinan, Ferdi ve Sadık, takımdaki yerlerini alamayacak. Rizespor da İstanbul’a çok sayıda önemli futbolcusundan yoksun geldi. Hilmi TürkayYazarımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’uözlemle andık: Işığıyla aydınlatmaya devam ediyor
Yazarımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’u özlemle andık: Işığıyla aydınlatmaya devam ediyor Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) kurucusu, Türk Hukuk Kurumu ve Ankara Barosu başkanlarından gazetemiz yazarı Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 31. yıldönümünde saygı ve özlemle anıldı. Aksoy, koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle ölüm yıldönümünden 2 gün önce anıldı. Bahçelievler’deki evinin önünde 31 Ocak 1990’da uğradığı silahlı saldırıyla katledilen, Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu, Ankara Üniversitesi öğretim üyesi ve gazetemiz yazarı Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 31. yılında Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütü başında anıldı. Tören, koronavirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkma kısıtlaması olacağı için dün gerçekleşti. Törene Aksoy’un eşi Ülke Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, genel sekreter Ersan Petekkaya, Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Av. Kemal Koranel, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Av. Yaşar Çatak ile yurttaşlar katıldı. Burada konuşan ADD Başkanı Altınışık, “Katledilen aydınlar ortak olarak Atatürkçüdür, Cumhuriyetçidir, devrimcidir. Haktan ve hukuktan yanadır. Muammer Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurduktan 7 ay sonra şehit edildi. Ölümün 31. yılında bile bizi aydınlatmaya, yol göstermeye devam etmektedir” dedi. Türk Hukuk Kurumu Başkanı Çatak da “Hocamızın düşüncüleri bize her zaman ışık saçardı, o düşünceleri şimdi yıllar sonra bizlere reçete olmuştur” ifadelerini kullandı. Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Koranel ise Aksoy’u saygıyla andığını vurgulayarak “Başkanımız Muammer Aksoy, Atatürk ilke ve inkılaplarının, hukukun üstünlüğünün, insan hakları ve özgürlüklerinin korunmasında canı pahasına mücadele etmiştir. Bizler de Ankara Barosu olarak geçmişimizden aldığımız bu güç ile azim ve kararlılıkla mücadeleye devam ediyoruz ve gelecekte de devam edeceğiz. Başkanımızı rahmet, özlem ve saygıyla anıyoruz” diye konuştu. Aksoy anısına yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından gömütüne karanfillerin bırakılmasıyla program sona erdi. cumhuriyet.com.trHayat karartan kod: OHAL KHK 36
Hayat karartan kod: OHAL KHK 36 Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda yer gösterici olarak çalışan Gülsinem Tantekin (34), 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL döneminde hazırlanan KHK ile hiçbir gerekçe gösterilmeden işten atıldı. 4 yıldır verdiği hukuk mücadelesini kazanan Tantekin, mahkemenin “işe iade” kararına rağmen işine geri alınmadı. İŞKUR’a yaptığı başvuruda hiçbir kursa alınmayan Tantekin’e gerekçe olarak “OHAL KHK 36” kodu uyarısı gösteriliyor. Tantekin, “CİMER’e yazdım, ‘Yargı kararının uygulanması için eski işyerinizin işlem yapması gerekmektedir’ yanıtını aldım. Mahkeme kararlarıyla SGK’ye başvurdum, henüz dönüş olmadı. Atılmamda imzası olanlar FETÖ soruşturması kapsamında işten atılmasına rağmen ben işime dönemiyorum” dedi.‘AİLEMDE TEK ÇALIŞAN BENDİM’Tantekin, “SGK, mahkeme kararlarımı henüz düzeltmedi. Aynı dönemde Diyarbakır Devlet Tiyatrosu yöneticileri OHAL kapsamında işten atılan personelleri kısa sürede başlatırken ben hâlâ başlatılamadım işime. Eşitlik ilkesi neye göre hesaplanıyor? Bunca haksızlık ile mücadele ederken hiçbir yerde iş bulamıyorum. 7 kişilik ailede tek çalışan bendim. Babam mevsimlik işçi. Kendi ihtiyaçlarımı karşılayamıyor, aileme destek veremiyorum. Sosyal, psikolojik, gelecek kaygım var. Beni ve benim gibileri toplumdan izole etmenin hiçbir kanuni, vicdani açıklaması olamaz. Buradan Diyarbakır Valiliği’ne, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne, Adalet Bakanlığı’na, Çalışma Bakanlığı’na sesleniyorum: İşe iade edilmem ve sigorta çıkış kodumun haklı fesih olarak düzeltilip kazanılmış haklarımın iade edilmesini talep ediyorum” dedi. Zehra Özdilekİnsanıkendineâşık eden ahtapot
İnsanı kendine âşık eden ahtapot Netflix’te yayımlanan belgesel, bu en akıllı omurgasız canlının kısa yaşamının ne kadar etkileyici olduğunu gözler önüne seriyor. Netflix’te yayımlanan “Ahtapottan Öğrendiklerim” belgeseli, şu sıralar dijital platformda ilgi gören filmlerden biri. Film, belgesel yönetmeni Craig Foster’ın yaklaşık bir yıl boyunca bir ahtapotu her gün ziyaret edişini ve onunla kurduğu sıra dışı dostluğu anlatıyor. Güney Afrika’da Atlantik Okyanusu’nun sığ sularının bulunduğu bir bölgede yaşayan Foster, yaşam amacını yitirdiği, büyük depresyonda olduğu bir dönemden geçerken bu ahtapotla tanıştığını söylüyor. Okyanus görüntülerinin güzelliği ve Foster’ın oksijen maskesiz daldığı sularda yosunlar arasında yüzüşünü hayretlerle izlerken bir yandan da bir ahtapota hayranlık duymaya başlıyorsunuz. VAHŞİ HAYAT ÇOK DEĞERLİ...Bu filmi diğer belgesellerden ayıran nokta da bu. Uzun süre boyunca bir hayvanın günlük yaşantısına şahit oluyorsunuz. Ahtapot sizi hayatta kalma mücadelesiyle, zekâsıyla, güzelliğiyle, narinliğiyle ve hatta espri anlayışıyla etkilemeyi başarıyor. Foster’ın onunla kurduğu ilişkiyle empati kurabildiyseniz eğer, ahtapot kollarından birini Foster’a uzatıp dokunduğunda kalbiniz eriyor. Bir köpekbalığından kaçarken endişeye kapılıyorsunuz, Foster’la birlikte gözleriniz doluyor ya da hayrete düşüyorsunuz... “Ahtapottan Öğrendiklerim” aslında kişisel bir belgesel. Craig Foster’ın yaşamını nasıl etkilediği, onda ne gibi değişikliklere yol açtığı hakkında yönetmenin anlattıklarını ekrana taşıyor. Onun düşünce dünyasında yaşadığı değişimleri biz ekran başında deneyimlerken aynı şekilde hayatımızın değişmesini beklemek biraz zor. Ancak “vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu, bütün hayvanların (en küçüklerinin bile) ne kadar önemli olduğunu, bu gezegende bütün hayatların ne kadar hassas olduğunu” anlayabilmemize olanak sağlayabilir. NEDEN BU KADAR ETKİLEYİCİLER?Espriyle karışık ahtapotların “uzaylı” olduğu düşünülür. Dünya’daki canlıların yüzde 95’i omurgasızdır ve bu omurgasızlar arasında en zeki hayvan ahtapotlardır. 140 milyon yıl önce atalarında var olan kabuklarını kaybederek günümüzdeki görünümlerine yaklaştılar. Birçok ilgi çekici özellikleri var. Bunlardan bazıları olarak renk değiştirebilmeleri, kolları koptuğunda tekrar kol çıkarabilmeleri, 3 kalplerinin olması, kanlarının kırmızı değil mavi olması, evlerini deniz kabuklarıyla süslemeleri sayılabilir. /Archive/2021/1/30/032535885-manset2-kulturmaxrnk.pngSinir sistemleri de bir diğer etkileyici yanları. Salyangozların 20 bin, kedilerin 250 milyon, insanların 100 milyar nöronu var. Ahtapotlarda bu sayı 500 milyon, ancak bunların sadece üçte biri beyinlerinde. Geri kalan kısmı 8 adet olan kollarında. Bu nöronlar beyinden gelen sinyallerle veya bağımsız bir şekilde çalışabiliyor. Yani kolları bazı sinyalleri alıp beyne iletmeden değerlendirip tepki verebiliyor, beyinden bağımsız karar alabiliyorlar. Yapılan araştırmalar, kolları aracılığıyla tat alabildiklerini de gösteriyor. Yani bu “dünya dışı” sinir sistemine sahip canlılar kollarıyla düşünebiliyor, görebiliyor ve etrafın tadını çıkarabiliyor. (Kaynak: Evrim Ağacı) Orhun Atmış