News - Haberler
CHP’li Taşçıer, Fahrettin Koca’nın“Uygun görülen hasta”ifadesine dikkatçekti
CHP’li Taşçıer, Fahrettin Koca’nın “Uygun görülen hasta” ifadesine dikkat çekti figure > CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın SMA hastalarına ilişkin açıklamasında kullandığı, "Uygun görülen hasta" açıklamasına dikkat çekti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 75 milyon TL ikramiyenin Varlık Fonu'na aktarılmasının ardından başlatılan, "75 milyon SMA hastaları için kullanılsın" kampanyasının ardından devam eden tartışmalara yanıt verdi. Fahrettin Koca, açıklamasında, "SMA kampanyasının 'kirli' yönü bazı küresel şirketlerin insanımızın iyi niyetini suistimal etmesidir. Samimi duygularla hareket edenlerin tüm çabaları masumdur. SMA Bilim Kurulumuzun uygun gördüğü her tedavi, uygun görülen her hastaya uygulanmaktadır. Konu mali değil, insanidir" dedi.Koca'nın açıklamasında dikkat çeken, "SMA Bilim Kurulumuzun uygun gördüğü her tedavi, uygun görülen her hasta" ifadeleri dikkat çekerken CHP'li Gamze Taşçıer'den yanıt geldi. Koca'nın bu şekildeki ifadesinin kritik olduğunu belirten Taşçıer, "Bu cümlede 'uygun görülen her hastaya' ifadesi kritik. Çünkü Türkiye'de karşılanan tedaviden fayda göremeyen ya da uygun görülmeyen çocukların aileleri diğer tedavi yöntemlerini de denemek istiyor. İnsanlara "terörist" muamelesi yapmadan bu insani duyguyu anlayabilmek çok mu zor?" dedi./Archive/2021/1/6/115417983-whatsapp-image-2021-01-06-at-11.35.02.jpeg cumhuriyet.com.trMeteoroloji’den 4 il için kritik uyarı
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Meteoroloji’den 4 il için kritik uyarı figure > Meteoroloji'den yapılan son değerlendirmelere göre, Türkiye geneli bugün parçalı bulutlu bir gün geçirecek. Ordu, Giresun, Sivas ve Tokat çevrelerinde zaman zaman yağmur ve kar geçişleri görülebilir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: Ülke genelinin parçalı ve yer yer çok bulutlu, sabah saatlerinde Ordu ve Giresun çevreleri ile Tokat'ın doğu ilçelerinin yağmur ve sağanak, Sivas çevrelerinin karla karışık yağmur ve yüksek kesimlerinin hafif kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde yurdun doğusunda buzlanma ve don olayı ile birlikte iç ve doğu bölgelerde yer yer pus ve sis hadisesi bekleniyor.Hava sıcaklıklarında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Ülke genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın genellikle güneyli, Akdeniz kıyıları ile Güneydoğu Anadolu'da kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor. cumhuriyet.com.trAlkollüiçeceklere yüzde 17’likÖTV zammısonrası‘kaçak içki’uyarısı
Alkollü içeceklere yüzde 17’lik ÖTV zammı sonrası ‘kaçak içki’ uyarısı figure > Tekel Bayileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Erol Dündar, alkollü içeceklerden alınan Özel Tüketim Vergisi’ne (ÖTV) zam yapılmasına tepki gösterdi. Zamların, alkol tüketimini azaltmadığına dikkat çeken Dündar, “Kaçağa, merdiven altına yönlendiriyor. Bu, halk sağlığını tehdit ediyor, ölümlere neden oluyor. Yarın ölümleri duyarsak şaşırmamamız lazım. Devlet, bu zam ile toplamak istediği ÖTV’nin de kaybına neden oluyor” dedi.ÖNCE KISITLAMA ŞİMDİ ZAMAlkollü içeceklerden alınan ÖTV’de asgari maktu vergi yüzde 17.07 artırıldı. Bu artış, son dönemde yaşanan sahte/kaçak içkiden kaynaklı ölümleri akıllara getirdi. Zamların ve tekel bayii ile büfe gibi küçük esnafa yönelik etkilerini Cumhuriyet’e anlatan Tekel Bayileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Dündar, halihazırda salgın gerekçesiyle hafta sonu alkollü içki satışı yapılmadığına, tekeller ile büfelerin kapalı olduğuna işaret ederken zamlar nedeniyle de etkilendiklerini belirterek “Bizler, hem kapalı kalarak iş kaybı yaşıyoruz hem de bu fiyatlarla daha da iş kaybı yaşayacağız” dedi. Dündar, zamların, marketleri etkilemeyeceğini tekel ve büfeleri bitireceğini vurguladı.‘ÖZEL YAŞAMA MÜDAHALE’Zamlar ile amacın vergi toplamak değil, alkol sektörünün bitirilmesi olduğunu kaydeden Dündar, “Bu, tamamen tüketicinin özel yaşamına müdahale. Bir şekilde alkol tüketilmesini engellemek’’ dedi. Sefa UyarSayıştay, TKİbünyesindekiçok sayıda bina ve arsanın kayıtlarda yer almadığınıbelirledi
Sayıştay, TKİ bünyesindeki çok sayıda bina ve arsanın kayıtlarda yer almadığını belirledi figure > Sayıştay, Türkiye Kömür İşletmeleri’ne (TKİ) ait binlerce arazi, bina ve tarlaya ilişkin kayıt tutulmadığını ya da kayıt altına alınmadığını saptadı. TKİ’nin toplam 392 taşınmaz kaydının olduğu Sayıştay’a bildirildi. Kurum bünyesinde 4 bin 775 arsanın kayıtlarda yer almadığını saptayan Sayıştay, envanter çalışması önerdi. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü’ne ait arazi, bina ve tarla olmak üzere çok sayıda taşınmazın kayıp olduğu belirlendi. TBMM’ye sunulan Sayıştay’ın TKİ 2019 yılı denetim raporunda, TKİ’nin bilanço hesaplarında yer alan kayıtlara göre kurumun arsa ve araziler hesabında 51 kalem; yeraltı ve yerüstü hesabında 105 kalem; binalar hesabında 236 kalem olmak üzere toplam 392 taşınmaz kaydının olduğu Sayıştay’a bildirildi. Sayıştay’ın ulaştığı Mali Kaynaklar Bilgi Sistemi’nden alınan emlak listesine göre ise TKİ üzerine kayıtlı 198 adet arazi, 144 adet arsa, 144 adet bina, 3 bin 357 adet tarla, 822 adet bahçe, 6 adet çayır, 12 adet kömür ocağı, 132 adet bağ, 80 adet linyit işletmesi sahası ve 164 adet kerpiç veya kâgir ev olmak üzere toplam vasıflı 5 bin 167 adet taşınmaz bulunduğu belirlendi. Buna göre TKİ’nin bildirdiği kayıtlarla Sayıştay’ın ulaştığı verilere göre kurum bünyesinde 4 bin 775 arsanın kayıtlarda yer almadığı belirlendi. Öte yandan Sayıştay raporunda TKİ adına kayıtlı taşınmazlarla ilgili olarak Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi’nden (TAKBİS) sorgu yapıldığında Türkiye genelinde tapusu TKİ Genel Müdürlüğü’ne ait toplam 13 bin 720 adet taşınmazın bulunduğu belirlendi.‘KAYITLAR DENETLENMELİ’Sayıştay raporunda; konu üzerinde yapılan incelemede kurumun kamulaştırma nedeniyle edindiği arsa, arazi ve tarla vasıflı taşınmazlarla ilgili kayıtların yanlış tutulduğu belirlendi. Denetim raporunda; kurum bünyesindeki bazı binaların resmi kayıtlarda arsa olarak yer aldığı tespit edildi. Raporda; tapu kayıtlarında TKİ uhdesinde görünen taşınmazların tamamının muhasebe kayıtlarında olup olmadığının TAKBİS üzerinden denetlenmesi gerektiği ve kapsamlı bir muhasebe dışı envanter çalışması yapılması gerektiği önerildi. Mahmut LıcalıGaziantep’te 27 yaşındaki AKPİl Gençlik KollarıBaşkanı’nın inanılmaz başarısı
Gaziantep’te 27 yaşındaki AKP İl Gençlik Kolları Başkanı’nın inanılmaz başarısı figure > Gaziantep’te, AKP İl Gençlik Kolları Başkanı Abdullah Korkmaz’ın ortağı olduğu ODOKEM adlı inşaat şirketinin, Gaziantep Valiliği ve Şahinbey Belediyesi’nden üç ihale aldığı ortaya çıktı. Şirketin, Korkmaz’ın başkan olduğu dönemde aldığı ihalelerin bedeli 21 milyon lira. Gaziantep’te inşaat işleri yapan ODOKEM adlı şirketin, AKP Gaziantep İl Gençlik Kolları Başkanı Abdullah Korkmaz’ın yönetiminde olduğu dönemde, Gaziantep Valiliği ve Şahinbey Belediyesi’nden 3 ayrı ihale aldığı ortaya çıktı. İhalelerin toplam bedeli 21 milyon lirayı aştı. Korkmaz, işler tamamlandıktan sonra şirketteki payını aynı soyadlı birine devretti. Korkmaz’ın, FETÖ terör örgütünü övdüğü tweet’ler ortaya çıkmış ve sosyal medyada tepkiyle karşılanmıştı. CHP Şahinbey Belediye Meclisi Üyesi Uğur Kalkan “AKP Gençlik Kolları Başkanı’nın başkan olduktan sonra ihaleye girmesini etik bulmuyorum” dedi. Abdullah Korkmaz, 2017’de AKP Gaziantep İl Gençlik Kolları Başkanlığı görevine getirildi. Korkmaz’ın o dönem ortak olduğu ODOKEM İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketi’nin devlet kurumlarından aldığı ihale süreçleri şöyle: Gaziantep Valiliği 10 Temmuz 2017 tarihinde bina inşaatı ihalesi açtı. İhalenin yaklaşık maliyeti 13 milyon 870 bin 854 TL olarak belirlendi. İhaleye 5 şirket teklif verdi. İhaleyi 10 milyon 35 bin TL bedelle ODOKEM şirketi kazandı. Şirketle valilik arasında 22 Ağustos 2017 tarihinde sözleşme imzalandı. 1 Eylül 2017 tarihinde başlayan iş 13 Ocak 2019’da sona erdi. Şahinbey Belediyesi de 17 Ocak 2018’de bina inşaatı ihalesi açtı. İhalenin yaklaşık maliyeti 1 milyon 479 bin 434 TL olarak belirlendi. İhaleye 6 şirket teklif verdi, 2’si geçerli sayıldı. İhaleyi 1 milyon 248 bin TL bedelle ODOKEM şirketi kazandı. Şirketle belediye 22 Şubat 2018 tarihinde sözleşme imzaladı. 28 Şubat 2018’de başlayan iş 15 Eylül 2018’de sona erdi. Yine Gaziantep Valiliği bina inşaatına ilişkin 25 Eylül 2018’de ihale açtı. İhalenin yaklaşık maliyeti 12 milyon 559 bin 737 TL’ydi. İhaleye 7 şirket teklif verdi, 6’sının teklifi geçerli sayıldı. İhaleyi 10 milyon 34 bin TL bedelle ODOKEM şirketi kazandı. Valilikle şirket 6 Kasım 2018 tarihinde sözleşme imzaladı. 19 Kasım 2018’de başlayan iş 1 Nisan 2020 tarihinde sona erdi. Kayıtlarda Korkmaz’ın ihale iş sürelerinin bitmesinin ardından şirketteki payını 21 Temmuz 2020 tarihinde aynı soyadlı birine devrettiği görülüyor.‘YILDIZI PARLADI’CHP Şahinbey Belediye Meclis Üyesi Uğur Kalkan “AKP Gaziantep Gençlik Kolları Başkanı, başkan olduktan sonra firmasının da yıldızı parladı. Kayıtlara göre başkan olduktan sonra toplamda 3 ihale aldı. Bu ihalelerin toplamı 21.3 milyon lira yapıyor. Bu ihaleler açık ihale yapılmış ama biz işin bu noktasında değiliz. Daha önce de AKP İl Başkanı’nın ve yönetim kurulu üyesinin ihalelerini kamuoyu ile paylaşmıştım. Yönetimlere veya görevlere geldikten sonra bu tarz ihalelerin karşımıza çıkmasını etik bulmuyoruz. Herkes bir karar vermeli, ya ihaleyi ya da siyaseti seçmeli” diye konuştu. Hazal OcakAKP’li vekilin yeğeni yasağa rağmen eğlence mekanınıaçtırmış
AKP’li vekilin yeğeni yasağa rağmen eğlence mekanını açtırmış figure > AKP Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın yeğeni Ömer Faruk Işık, koronavirüs önlemleri kapsamında kapatılan bir eğlence mekânını açtırıp eğlence düzenlemiş. AKP Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın’ın danışmanı ve yeğeni olan Ömer Faruk Işık’ın koronavirüs önlemleri kapsamında 20 Kasım 2020 itibarıyla kapatılan bir eğlence mekânını açtırdığı ortaya çıktı. Sosyal medyaya düşen görüntülerde yeğen Işık’ın sosyal medya fenomeni Naz Mila ve bir banka müdürü ile birlikte eğlendiği görülüyor. Söz konusu görüntülere sosyal medya kullanıcılarından tepki yağarken, Işık’ın 15 Aralık tarihinde danışmanlık görevinden alındığı iddia edildi. Ekşi Sözlük kullanıcıları söz konusu videoya ilişkin, “AKP’liler alkollü Naz Mila’lı keyif partisi” başlığı açtı. Ancak Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nce başlığa erişim yasağa getirildi. Videonun geniş kitlelere ulaşmasıyla Işık’ın Twitter hesabını kapattığı görüldü. Gazetemize konuşan CHP Adıyaman İl Başkanı Burak Binzet, “Millet işsizlik, açlık ve yokluk çekerken, her şeye zam gelirken, AKP içindeki çürüme de daha ayyuka çıkar oldu. İşte o çürümenin bir örneğini de AKP Milletvekili Ahmet Aydın’ın danışmanı ve yeğeni VIP salonunda eğlence düzenleyip milletle ‘fakirler’ diye dalga geçerek gösterdi” dedi. Kübra KöklüCumhurbaşkanıErdoğan Bahçeli’yi evinde ziyaret etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan Bahçeli’yi evinde ziyaret etti figure > Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen yıl ağustos ayından sonra ikinci kez MHP lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Erdoğan, ağustos ayında, Bahçeli’yi, sivil araçla ziyaret etmişti. Erdoğan, bu ziyaretinde ise Cumhurbaşkanlığı makam aracını kullandı. Bahçeli, ziyarette, Erdoğan’ı kapıda karşılarken, görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. Son olarak geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki Kültür ve Sanat Ödülleri öncesinde bir araya gelen iki liderin, dünkü görüşmesinde ise bu yıl yaşama geçirilmesi planlanan yargı ve ekonomi alanındaki reformlar ele alındı. Görüşmede, Erdoğan’ın “Hukukta Reform” paketi ve “ekonomi reform paketi” ile ilgili Bahçeli’yi bilgilendirdiği ifade ediliyor. Görüşmede, Doğu Akdeniz’de yürütülen doğalgaz sondaj aramaları da gündeme geldi. Liderler ayrıca, Libya’daki son durumu da ele aldı. Görüşmede, AB ve ABD’nin yeni başkanı Biden ile yeni dönemde atılacak adımlar da gündeme gelirken, TBMM çalışmaları da ele alındı. Başta Siyasi Partiler Yasası olmak üzere, bir dizi yasa teklifinin bu yıl TBMM’nin gündemine gelmesi bekleniyor. Bahçeli’nin görüşmede Erdoğan’a, “tam destek sözü verdiği” kaydedildi. Selda GüneysuCHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan, BoğaziçiÜniversitesi’ne takılan kelepçe yorumu
CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan, Boğaziçi Üniversitesi’ne takılan kelepçe yorumu figure > CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın iktidarı kaybetme korkusu yaşadığını belirterek “Ülkede ağır sorunlar var. Vatandaş kısır tartışmalara ‘yeter’ demeli” dedi. Türkiye’nin sivil darbenin içinde olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Üniversiteye kelepçe, darbe fotoğrafıdır. HDP’ye ilişkin her şey yapılabilir” yorumunu yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Erdoğan, istediği kadar saldırsın. Gece rüyasında en çok beni görüyordur. Kendisinden sonra CHP’nin iktidara geldiğini görüyor. CHP’den korkuyor” değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, özetle şunları dile getirdi:KISIR TARTIŞMALARA GİRİLMEMELİTürkiye’nin dünya kadar sorunu var, nereye dokunsanız bir sorun yumağı. İster ekonomi, ister sağlık, ister dış politika. Gerçekten mutfaklarda yangın var, insanlar perişan. Böyle bir ortamda kısır tartışmaların içine girmek yerine vatandaşın var olan sorunlarını çözmeye siyaset kurumunun kilitlenmesi gerekmez mi? 2021’DE SORUNLARI DEVRALDIKTorpili olan iş buluyor torpili olmayan isterse KPSS’de 100 alsın eleniyor, devlet liyakat üzerine inşa edilmez mi? Tüm bunlar, 2021’de önümüzdeki sorunlar. 2020’den 2021’e sorunları devraldık. ‘Artık yeter’ diyoruz. Erdoğan bu soruma asla cevap veremiyor: 18 yıldır yönetiyorsun 82 milyon insanı hangi gerekçe ile Londra’daki tefeciye mahkûm ettin? Neden dünyanın en yüksek faizini ödüyoruz? VATANDAŞ ‘YETER’ DEMELİHalktan yana yönetselerdi tefecilerin kucağına oturmazlardı. Tamamen yapay gündemlerle tartışıyoruz. 2021’de sorunu çözecek insanların siyasette yükselmesini istiyoruz. Vatandaşın da ‘artık yeter’ demesini bekliyoruz. Bu kadar açlık, gözyaşı, bizim hak ettiğimiz bir şey değil. Her alanda ciddi sorunlarımız var ve biz bunları aşmaya kararlıyız; aşacağız. Bu ülkenin insanlarıyla beraber aşacağız. ÇARESİZLİĞİNİ GÖSTERİYOR(Erdoğan’ın ‘Sözcü gazetesini okumayın’ çağrısı üzerine) Erdoğan’ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum. ‘Gazete almayın, okumayın’ ne demek? Düşünceye karşı olmak demek, farklı düşüncelere, eleştirilere tahammül edememek demek. HER DARBEYE KARŞIYIZ(İlker Başbuğ’un 27 Mayıs açıklamasının anımsatılması üzerine) 20 Temmuz’dan sonra Türkiye bir sivil darbenin içindedir. Biz hiçbir darbeyi savunmadık. Demokrasinin bu noktaya gelmesinin temelinde darbeler vardır. Biz hem askeri hem de sivil darbelere karşıyız. 12 Eylül’de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptıysa 20 Temmuz’dan sonra benzerini bunlar yaptı. OHAL koşullarında darbe süreci sürüyor. Bugün Erdoğan’ı eleştirme cesaretini kaç kişi gösterebiliyor? Kenan Evren ile kıyaslayınca paralelliği görürsünüz. O dönem de parlamento askıya alınmış göstermelik parlamento vardı, şimdi de o var. Biz her iki darbeye karşıyız. ÜNİVERSİTENİN KAPISINA KELEPÇE VURDULAR(B.Ü kapısına kelepçe takılması konusunda) Türkiye bir sivil darbenin içinde. YÖK kimin zamanında kuruldu? 12 Eylül darbecilerinin yaptığı yasal düzenlemelerin hepsi hâlâ yürürlükte. O dönem üniversiteye nasıl atanırsa hâlâ öyle atanıyor. Erdoğan istediğini atıyor. Tek koşulu var partili olması lazım. Tek görevi Erdoğan’ı alkışlamak. Bilim üretilen yerlerde, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı yerde akademik özerklik vardır. Kelepçe takılması için darbe döneminin daha güzel fotoğrafı olabilir mi? Üniversitenin kapısına kelepçe vuruyorsunuz. ERDOĞAN CHP’DEN KORKUYORErdoğan, istediği kadar saldırsın. Gece rüyasında en çok beni görüyordur. Kendisinden sonra CHP’nin iktidara geldiğini görüyor. CHP’den korkuyor. İsraf ile nasıl mücadele edilir, yoksulluk ile nasıl mücadele edilir, verginin her kuruşunun hesabı nasıl vatandaşa verilir, bunları tüm dünya görecek. CHP, artık 2021 yılının en güven veren partisidir. AKP VE MHP’NİN SORUNU(HDP’yi kapatma çağrısı üzerine) Bu AK Parti ve MHP’nin sorunu. Kapatılabilir mi? Kapatılabilir. Darbe dönemindeyiz. Her şey yapılabilir. Bunlar demokrasimizi geriye götürür. Siyasi partilere her türlü eleştiriyi yaparsınız ama kapatma doğru değil.‘ÖZGÜR MEDYAYA ÜÇ TÜR BASKI’Evren’in aklına gelmemişti: Özgür medyaya baskı var. Doğru habere erişim engeli getiriliyor yargı kararıyla. Adam sahte diploma sahibi, mahkemede itiraf ediyor, siz kalkıyorsunuz bunu Meclis’te savunuyorsunuz ve bir de sahte diploma haberlerine erişim yasağı getiriyorsunuz. Kenan Evren’in aklına gelmemişti bu. Özgür medya, haberlerini baskılara rağmen yapacak. Bir ülkenin hapishanelerinde gazeteci varsa o ülkede demokrasi yoktur. BİK aracılığıyla devlet soyuluyor: Medya üç tür baskı altında: İlki doğrudan gazeteci üzerine; tutuklanabilir, tazminata mahkûm edilebilir. İkincisi; Basın İlan Kurumu (BİK) aracılığıyla gazeteye ceza. Sonuncusu da Maliye Bakanlığı aracılığı ile yapılıyor, gazete patronu cezalandırılıyor. Havuz medyası ise BİK aracılığı ile besleniyor. Gazetelerin tirajları yanlış. 300 bin tirajlı gazete 30 bin satıyor. 180 bin tirajlı gazete kapandı. Beş bin bile satmıyordu. BİK aracılığı ile devlet soyuluyor. Mahmut LıcalıElinde argüman kalmayan iktidar,‘darbe’iddiasınısürekli gündemde tutarakçıkışyolu arıyor
Elinde argüman kalmayan iktidar, ‘darbe’ iddiasını sürekli gündemde tutarak çıkış yolu arıyor figure > Her yorumu, her düşünceyi “darbe çağrısı” olarak kamuoyuna sunan iktidar, şimdi de İlker Başbuğ’un sözleri ve İpek Özbey’in soruları üzerinden vaveyla kopardı. Elinde argümanı kalmayanlar aynı tartışmaları sürekli gündemde tutarak çıkış yolu arıyor. Gerçek bir darbe çağrısı olsa zil takıp oynayacaklar neredeyse. - “61 Anayasası bugüne kadar hazırlanan en özgürlükçü anayasaydı. O nedenle 12 Mart ve 12 Eylül cuntacıları bile ‘61 Anayasası bize bol geldi’ demişlerdi.” - İhh, bak gördün mü alenen darbe çağrısı yapılıyor... - “Basın özgürlüğü DP dönemini aratır oldu...” - Sizi gidi darbeciler sizi... Yakalandınız işte... - “Yargı bağımsızlığından eser kalmadı. İktidarın emriyle davalar açılıyor. Tahkikat Komisyonu günlerini yaşıyoruz.” - Darbeci ruhu hortladı yine... Bunlar hakkında darbecilikten dava açılması lazım. - “Siyasi iktidarların başı basınla hiç hoş olmadı. Basının özgürlük ve özlük hakları 1961’de çıkarılan 212 sayılı yasayla gerçekleşti.” - Darbecilere alkış tutuluyor. Hiç iflah olmaz bunlar... - “Saray rejiminin sonu geliyor. Atatürk’ün kemiklerini sızlatacak liyakatsizlerin sonu gelecek. Devlet memuru gibi çalışan bürokratlar korkmasınlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar ve o saatin en kıymetli çarkları siz olursunuz. Eğer ki koltuğunuzda devlete sadakatle çalışıyorsanız.” - Bundan daha açık darbe çağrısı mı olur? Apoletlileri göreve çağrıyor alenen. - “Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenleme FETÖ’nün de önünü açtı. O düzenlemeyi kimlerin getirdiğine bakmak lazım.” - Ahaa! Darbe için işaret fişeğini attı. Hakkında darbecilikten soruşturma açılması için daha ne bekleniyor ki?.. - “DP erken seçime gitseydi 27 Mayıs olmazdı.” - Hükümet erken seçime gitmezsen darbe yaparız diye tehdit ediliyor. Gözü dönmüş bunların.AH KEŞKEM, KEŞKEMYukarıdaki diyalogları daha da uzatmak mümkün. 1960 öncesine yönelik her söz, her saptama iktidar ve yandaşları için “darbe çağrısı” olarak yorumlanıyor. İyisi mi 1950 ile 1960 arasını tarihten silelim ve toptan kurtulalım. Tarih kitaplarından silmek de yetmez insanların beynine de format atalım ki iktidar rahatlasın. Aslında yukarıdaki sözlerin, bırakın darbe çağrısını, imasını bile içermediğini onlar da biliyor. Ama “darbe” ihtimalini sürekli gündemde tutmaya ihtiyaçları var. Hani İbrahim Tatlıses’in “Ah Keşkem” diye bir şarkısı var ya, gerçek bir darbe çağrısı olsa zil takıp oynayacaklar neredeyse. Şener Şen’in efsane filmlerinden Çıplak Vatandaş’taki “Olmadı ne yaptıysam olmadı” repliği iktidarın son aylardaki halini çağrıştırıyor.OLMUYOR...OLMUYOR...OLMUYOR...Eskiden oyları artırmak, kendi seçmenlerini moda deyişle konsolide etmek için dolaşıma soktukları bütün argümanlar ellerinde patlıyor. Alıcısı yok ama yine de pes etmeksizin aynı yemeği ısıtıp ısıtıp servis etmekten bıkmıyorlar. Çünkü mutfakta başka yemek hazırlamak için malzeme kalmadı. Memura, işçiye, emekliye, asgari ücretliye enflasyon oranında zam yapacak para yok. İstihdamı artıracak yatırım yapmaya kaynak yok. Dış politikada “Eyy!” diye gürlemenin bedelini göze alacak durumda değiller. “Karadeniz’de gaz bulundu, Trakya’da yüzyılı kurtaracak petrol bulundu” müjdelerine de vatandaşın tepkisi, “Bizim mutfakta yemek yapacak malzeme bulsak” şeklinde olunca dönüp dolaşıp eski argümanlara sarılıyorlar. Son vaveylayı biliyorsunuz. Arkadaşımız İpek Özbey, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’la yaptığı söyleşide, Menderes’in Eskişehir’deki seçimlere yönelik konuşmasına atıfta bulunarak sorduğu soru ve Başbuğ’un da “Menderes, o konuşmada Sıtkı Yırcalı’nın önerdiği erken seçim ilanında bulunsaydı darbe olmayabilirdi” yanıtı üzerinde iki gündür adeta tepiniliyor. Yok efendim, Başbuğ erken seçime gitmezse hükümete darbe sopasını göstermişmiş, yok İpek Özbey soruların tümünü 1960 öncesi olaylardan darbenin önlenebilirliği üzerinden sormuşmuş, vay efendim gazete başlığı provokatifmiş... Mişş de miş mişş...AFFEDERSİNİZ, PARANOYAK MISINIZ?Hadi iktidar mensuplarını anladık. Ama diğer meslektaşlarımızın bile bu koroya katılmasına hayret doğrusu...Yahu İlker Başbuğ son kitabında 1960’la 1980 arası dönemde güç odaklarının mücadelesini konu ediniyor.O yılların güç odakları kim?Ordu ve iktidarı elinde bulunduran siyasi partiler ve dış hegemon güçler...Kontrgerilla üzerinde “Bilmiyorum, benim şahit olduğum bir şey yok” deyince doğal olarak 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerine giden süreçle ilgili konuları soracaksınız.Kitabı görmeden ahkâm kesiliyor.Ayrıca Başbuğ’un kitabının arka kapağında “Adnan Menderes 25 Mayıs 1960 günü erken seçim kararı alındığını açıklasaydı ne olurdu” sorusuna yer verilmiş.Demek ki, bu konuda yapacağı saptama önemli. Özbey de bunu sormuş. Cevabı da gazete başlığa çıkarmış.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Seçimi kazansanız bile iktidara gelemeyeceksiniz” açıklamasını maazallah bir muhalefet mensubu söylemiş olsaydı ne olurdu?Allaaah! İktidar için kaymaklı ekmek kadayıfı olurdu değil mi?Bu iş, artık kabak tadı vermeye başladı. Buzağıyı artık öküz altında aramayı bıraktık; çünkü sonuçta aynı familyadanlar. Başka canlıların altında aramaya başladık galiba...Her sözden darbe iması çıkarmak eğer iktidar mensupları için kasıtlı bir çarpıtmadan ibaret değilse o zaman bir paranoyaklık durumu söz konusu.Bu da bizim değil psikiyatrinin alanına girer...Allah şifa versin, ne diyelim... Miyase İlknurGenel SağlıkİşBaşkanıBacaksız: Virüsüunuttular, ay sonunu düşünüyorlar
Genel Sağlık İş Başkanı Bacaksız: Virüsü unuttular, ay sonunu düşünüyorlar figure > Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, sağlık personelinin maaş sorununa değinerek “Artık herkes virüsü unutmuş durumda. Sağlık personeli ‘Nasıl geçinebilirim’ diye düşünüyor. Bugün ‘Döner sermaye performans ücreti ödenmiyor’ diye konuşulurken, aslında bir maaş düzenlemesi konuşulmalıdır. Yoksa kalıcı bir çözüm bulamayız” dedi. Sağlık personeli maaşlarındaki sıkıntıyı anlatmaya hemşirelerden başlayan Bacaksız, “Hemşirelerimiz bazı yerlerde temizlik personelinden düşük maaş alıyor. İşe yeni başlayan 4-b’li bir hemşire 2 bin 800 lira alıyor” dedi. “Artık neredeyse hepimizin ücreti asgari ücret oldu” diyen Bacaksız, ev kiraları ve faturalar düşünüldüğünde asgari ücretin de yetersiz olduğunu vurguladı. Bu sorunun çözümünün performans odaklı ek ödeme olmadığını vurgulayan Bacaksız, “Bugün ‘Döner sermaye performans ücreti ödenmiyor’ diye konuşulurken, aslında bir maaş düzenlemesi konuşulmalıdır. Yoksa kalıcı bir çözüm bulamayız” diye konuştu.‘BAŞKA SORUNLARI KONUŞAMIYORUZ’Türkiye’de sağlıkçıların geçim ve ücret sorunları nedeniyle başka sorunların gündeme gelmediğini belirten Bacaksız, şöyle devam etti: “Türkiye’de virüsten yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının Almanya’nın 10 kat fazla olmasının bir nedeni, dinlenme hakkının, izin hakkının gasp edilmesidir. Ama bunları konuşamıyoruz. Ya da önümüzdeki ay soğuklar gelecek. O zaman virüs nasıl olacak? Bunları da konuşmalıyız. Ayrıca aşılama süreci de planlanmamış durumda. Gelen aşı personele bile yetmeyecek gibi duruyor. Faz 3 çalışması da bitmemiş bir aşı var. Ama bunlar hiç konuşulmuyor. Sağlık personeli ‘Bir ay sonra ne kadar alacağım’ diye düşünmek zorunda kalıyor.”DARBE YASASINI SAVUNUYORLARİktidarın darbe konusundaki açıklamalarına dikkat çeken Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, “Her fırsatta darbe konusu gündeme getiriyorlar. 80 darbesinden sonra sağlık personelinin maaşını 4’te 1’e düşüren bir düzenleme yapıldı. Hâlâ darbecilerin yaptığı maaş düzenlemesine sahip çıkıyorlar” dedi. Sarp SağkalAntalya E Tipi Kapalıve Açık Cezaİnfaz Kurumu’nda bir haftadaüçintihar girişimi
Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bir haftada üç intihar girişimi figure > Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda son bir hafta içerisinde 3 hükümlünün intihar girişiminde bulunduğu ortaya çıktı. Cezaevi idaresi tarafından tutulan tutanaklarda, hükümlülerin sorunları ile ilgilenilmediği ve bu nedenle cezaevi yönetimini protesto etmek amacıyla intihar girişiminde bulundukları bilgisine yer verildi. Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşanan intihar girişimleri dikkatleri cezaevi yönetiminin üzerine çekti. 28 Aralık günü intihar teşebbüsünde bulunan Akıncan S’nin biriktirdiği ilaçları içerek yaşamına son vermeye çalıştığı öğrenildi. İnfaz koruma memurları tarafından tutulan tutanakta, “İvedi bir şekilde infaz koruma baş memuruna haber verilerek gerekli güvenlik önlemleri de alınarak koğuşa gidilmiş hükümlü Akıncan S. bilinci açık bir şekilde koğuştan çıkarılmış, yerde de boş ilaç kapları görülmüştür. İvedi bir şekilde 112 acil servise haber verilmiş, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevki sağlanmıştır” denildi. Yine aynı gün Hasan K. isimli başka bir hükümlünün de bulunduğu koğuşta kendini iple asmaya çalışırken kurtarıldığı belirtildi. Tutulan tutanakta ise özetle, “Hükümlü Hasan K., kendini ip ile asmaya çalışarak intihar girişiminde bulunmuş ve baygın bir şekilde yerde yatarken görülmüştür. Gerekli tedbirler alınarak odadan çıkartılarak ilk müdahalesi 112 acil servisi tarafından yapılarak hastaneye sevk edilmiştir” ifadelerine yer verildi. Cezaevinde yaşanan son olay ise hükümlü Erden A’nın biriktirdiği ilaçlarla intihara kalkışması oldu. Erden A. hakkında tutulan tutanakta ise “Hükümlü Erden A’ya neden böyle bir şey yaptığı sorulduğunda, ‘Sorunlarım var. Kimse ilgilenmiyor. Ailem yok. Kurum idaresi de ilgilenmiyor. Ben de ilaç içerek ölmeye teşebbüs ettim’ demiştir. 112 Acil Servis tarafından yapılan tedavinin ardından Erden A., hastaneye sevk edilmiştir” denildi.PAVYON EĞLENCESİ KARŞILIĞINDA TAVİZBirçok hükümlünün Antalya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Hamza Şenkaya ve idarenin tutumunu protesto etmek için intihar girişiminde bulunduğu öne sürülürken, kuruma dışarıdan uyuşturucu madde girdiği, revire giden mahkûmların çoğuna sakinleştirici, antidepresan ilaçları verildiği iddia edildi. Konuya ilişkin yapılan suç duyurusu ve ihbarların ise takipsizlikle sonuçlandığı kaydedildi. Antalya E Tipi Cezaevi Müdürü Hamza Şenkaya’nın, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi eski Müdürü Tuncay Avanaş ile Antalya E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan hükümlü Y.B’ye ait pavyonda ücretsiz eğlendikleri, bunun karşısında mahkûmlara taviz verildiği de iddia edildi. Leyla Kılıç