News - Haberler
Kanseri ağrısız yenmek mümkün mü?
Kanseri ağrısız yenmek mümkün mü? figure > Kanser ağrısı uyutmayan, depresyona yol açan, yorgunluk, bitkinlikle ortaya çıkan dayanılmaz bir ağrı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haci Ahmet Alıcı, “Kanser olmak her zaman ağrı çekmek anlamına gelmez. Kanser ağrıları en şiddetli ağrılar arasındadır ve yüzde 60 ila 95 arasında tedavi edilebilir. Kanser hastaları hiçbir zaman umutsuzluğa ve ıstıraba terk edilmemeli ağrı tedavisi bu hastaların en doğal hakkıdır” dedi. Algoloji (Ağrı tedavisi) Bölümünden Prof. Dr. Haci Ahmet Alıcı, “Kanser ağrılarının şiddeti, algılanması ve seyri her hastada aynı değildir. Aynı tür tümör ve evre kanserlerde bile ağrı aynı şeklide algılanmaz bu hastadan hastaya değişir. Kanserin yayılımı, evresi, tümörün cinsi gibi faktörler de hastaların ağrıyı farklı yaşamalarında oldukça etkilidir. Kanser hastalarında hem akut hem de kronik ağrıya rastlanır. Akut ağrının tanımı kolaydır ve nedenin tedavisi ile kolaylıkla ortadan kalkabilir. Kronik ağrı çoğu kez nedenin tedavisi ile geçmez. Bu hastalarda kişilik, hayat tarzı ve fonksiyonel yetenekte anlamlı değişiklikler olur. Tümörün hızla çoğalarak normal dokuları tahrip etmesi sonucunda ortaya çıkan hem kanserin erken döneminde hem de ileri döneminde görülen meme prostat, yumurtalık ve rektum ağrıları akut ağrıdır. Kanserin ileri evresinde metastazlar sonucu ortaya çıkan omurga ve kalça kırıkları ve bağırsak tıkanıklığı da akut ağrı şeklindedir. Tümör cerrahisi, kemoterapi ve radyoterapi sonucu ortaya çıkan ağrıda akut ağrı şeklindedir” diye konuştu.“METASTAZLA BİRLİKTE AĞRI ARTAR”Kronik ağrının hastalığın ilerlemesine bağlı gelişebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Alıcı, “Tümörün yayılmasıyla ağrının şiddeti artar. Psikolojik faktörler ön plana çıkmaya başlar. Nedenin tedavi edilemediğini görerek ağrı tedavisine başlamak seçilecek en iyi yoldur. Ayrıca kronik ağrı kanser tedavisine bağlı olabilir. Cerrahi sonrası iyileşmeyen insizyona bağlı kronik ağrı sendromu, postoperatif nöropatik sendromlar, radyoterapi ve/veya kemoterapi sonrası çeşitli ağrı sendromları görülebilir. Kronik ağrıların en sık rastlanan sebebi kemiklere olan metastaz sonucu ortaya çıkar ve akciğer, meme, böbrek, prostat ve tiroit kanserlerinde görülür. Hareketle artan sürekli bir ağrıya sahiptirler ve ağrı geceleri daha fazla olmak üzere künt, sızlayıcı veya derin, bıçak saplanması, batma tipindedir. Kas krampları ve çekilme tarzında ağrılarda görülebilir. Sinirlere ve omuriliğe yayılması sonucu sürekli yanıcı veya aralıklı bıçak saplanması şeklinde ağrı ortaya çıkar. Bu bölgede uyuşma ve karıncalanma ve kas gücü kaybı ortaya çıkar” dedi.“GEÇMEYEN AĞRI KANSER BELİRTİSİ OLABİLİR”Prof. Dr. Alıcı, kanser belirtisi olan ağrıları ise şu şekilde açıkladı: “Kanserlerin ilk belirtisi ağrı olabilir. Ancak yumurtalık kanseri, rahim ağzı kanseri, birincil beyin tümörleri ve meme kanseri ağrıya yol açmadan ortaya çıkabilirler. Bazı kanserler ise ağrı ile belirti verebilir. Kemik kanserleri, kemik ve eklem ağrılarıyla, pankreas kanseri ise kuşak tarzındaki ağrısıyla, karin içerisindeki organ kanserleri ise karın ağrısı ile rektum (son bağırsak) kanseri ise makatta özel bir ağrıya yol açarak ağrı ile belirti veren kanserlerdendir. Yine sırt ağrısı akciğer kanserinin, baş ağrısı ise beyin tümörlerinin belirtisi olabilir. Ani başlayan, keskin, daha önce yaşanan ağrılardan çok daha şiddetli, hiç ara vermeden devam eden ağrı, basit ağrı kesicilerle geçmeyen ağrılar kanser belirtisi olabilir. Bu tip ağrılarda kişi hekime müracaat etmelidir. Ağrıyla birlikte bulantı, kusma, zayıflama, kabızlık, kansızlık, terleme makattan kan gelmesi, halsizlik, iştahsızlık gibi şikayetler varsa acele edilmelidir.”“HER TEDAVİNİN AĞRISI FARKLIDIR”Kanser tedavisinde her tedavi türünün kendine özgü yan etkileri bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Alıcı, sözlerine şöyle devam etti:“Kanserin ameliyatla alınması, ameliyat alanında ağrıya neden olabilir. Ameliyat sonrası ağrının çoğunun ameliyat sırasında meydana gelen sinir hasarıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Bir uzvu veya göğsü çıkarılmış kişiler, uzuv veya göğüs hala varmış gibi ağrı hissedebilirler. Radyasyon tedavisi de ciltte kızarıklığa ve yanma hissine neden olabilir. Radyasyonun vücudun hangi kısmına uygulandığına bağlı olarak ishal, ağız yaraları veya yorgunluk gibi başka sorunlara neden olabilir. Işın tedavisine bağlı bağırsak iltihabı ışın tedavisi sonrasında yüzde 2 ila 10 sıklığında gözlenir. Işın tedavisinden 3 ay-30 yıl sonra ortaya çıkabilir. İshal, kanlı dışkı, karında kramp tarzında ağrılar ve sürekli ıkınma hissi vardır. Işın tedavisine bağlı omurilik hasarı geçici veya kalıcı olarak görülebilir. Geçici tip boyun hareketleriyle ortaya çıkar. Kalıcı tipte ise ağrı şiddetlenerek süreklilik kazanır. Kemoterapinin yan etkilerinde ise mide bulantısı, yorgunluk, enfeksiyon, saç dökülmesi ve sinir ağrısı görülebilir. Akut veya kronik olarak görülebilir. Kemoterapide kullanılan yüksek kortizonun birden kesilmesinden dolayı steroid pseudoromatizması dediğimiz yaygın kas ve eklem ağrıları ile kendini belli eden bir tablo ortaya çıkabilir. Ayrıca uzun süreli kortizon kullanımına bağlı kol ve bacak kemik uçlarında hassasiyet omuz ve kalçada hareketle şiddetlenen künt ve sızlayıcı ağrı ortaya çıkabilir.”“KANSER AĞRILARI TEDAVİ EDİLEBİLİR”Prof. Dr. Alıcı, “Kanser ağrısı uyutmayan, depresyona yol açan, yorgunluk, bitkinlikle ortaya çıkan dayanılmaz ağrılardır. Kanser olmak her zaman ağrı çekmek anlamına gelmez. Ancak ağrı yaşayanlar için bunu kanser olmanın normal bir parçası olarak kabul etmek zorunda değilsiniz. Bu ağrıların mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Her kanserli hasta ağrı çeker anlayışı yanlış bir anlayıştır. Kanser hastaları hiçbir zaman umutsuzluğa ve ıstıraba terk edilmemeli. Kanser ağrısını kontrol etmenin birçok farklı yöntemi vardır. Acı çekmediğinizde, daha iyi uyuyabilir ve yemek yiyebilir, aileniz ve arkadaşlarınızla birlikte olmanın tadını çıkarabilir, işinize ve hobilerinize devam edebilirsiniz. Ağrınız olduğunda doktorunuza ve hemşirenize söyleyin, çünkü ne kadar ağrınız olduğunu yalnızca siz bilirsiniz, sizi bir ağrı uzmanına yönlendirebilir. Kanser ağrıları en şiddetli ağrılar arasındadır ve yüzde 60 ila 95 arasında tedavi edilebilir. Tedavi edilebilir ağrıların yaklaşık yüzde 80’i kolay, yüzde 20’si de zor kontrol edilebilen türden ağrılardır” ifadelerini kullandı.“AĞRI POMPALARI, SİNİR BLOKLARI UYGULANABİLİR”Prof. Dr. Haci Ahmet Alıcı, “Ağrıyı hafifletebilecek girişimsel prosedürler ve cerrahi tekniklerin yanı sıra birçok ilaç ve kanser tedavisi ve bunları uygulama yolları vardır. Ağrı kontrolü, kanser tedavisinin de bir parçasıdır. Hastanın doktorundan ağrısını kontrol etmede en etkili olan metodun ne olduğunu öğrenmesi hakkıdır. Kısaca hastanın ağrı kesici isteme hakkı vardır. Kanser ağrılarında medikal ve girişimsel olmak üzere iki tür tedavi vardır. Medikal tedavide ağrı kesici ilaçları kullanıyoruz. Girişimsel işlemler ise ağrını iletilmesinden sorumlu sinirlerin bloke edilmesini sağlayan sinir blokları, ağrı kesici ilaçların verildiği port pompa sistemleri, kordotomi dediğimiz ağrının beyne iletilmesini sağlayan ağrı yollarının radyofrekans ile tahrip edilmesi, bazı cerrahi yöntemler, kemoterapi ve radyoterapi sayılabilir” diye konuştu. (DHA)Mustafa Yeneroğlu'ndan Soylu'ya: Kendi mevzuatından bihaberİçişleri Bakanı
Mustafa Yeneroğlu'ndan Soylu'ya: Kendi mevzuatından bihaber İçişleri Bakanı figure > DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 'çıplak arama' tartışmalarına ilişkin sözlerine tepki gösterdi. Söz konusu uygulamanın mevzuatta yer aldığını belirten Yeneroğlu, "Kendi mevzuatından bihaber bir İçişleri Bakanı milletle dalga geçer gibi bir de hakaret ve tehdit savuruyor" ifadelerini kullandı. Yeneroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Ülkemin geldiği şu seviyesizliğe bakın. Kendi mevzuatından bihaber bir İçişleri Bakanı milletle dalga geçer gibi bir de hakaret ve tehdit savuruyor. Çıplak arama zaten mevzuatta var. Ayrıca sadece bu yıl çıplak aramaya direndiği için darp edilen tescilli en az 167 kişi var.”Ülkemin geldiği şu seviyesizliğe bakın.Kendi mevzuatından bihaber bir İçişleri Bakanı milletle dalga geçer gibi birde hakaret ve tehdit savuruyor.Çıplak arama zaten mevzuatta var.Ayrıca sadece bu yıl çıplak aramaya direndiği için darp edilen tescilli en az 167 kişi var. pic.twitter.com/8cT8NwBmJt— Mustafa Yeneroğlu (@myeneroglu) December 24, 2020NE OLMUŞTU?HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun çıplak arama iddialarının ardından açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da "İl Emniyet Müdürleri ile Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, söz konuş iddialarına tepki gösterirken, "Türk Polis Teşkilatı'na bu iddiaları atan ispatlamazsa, namussuzdur, şerefsizdir. 'Çıplak arama' iftirasını atmak alçaklık ve namussuzluktur. Bunu Meclis kürsüsüne taşımak da kelimenin tam anlamıyla acizliktir" diye konuşmuştu. cumhuriyet.com.trCHP'den BarışBektaşhakkında karar: Disipline sevk edilmeyecek
CHP'den Barış Bektaş hakkında karar: Disipline sevk edilmeyecek figure > CHP’de taciz iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Konya İl Başkanı Barış Bektaş’ın, disipline sevk edilmemesine karar verildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “CHP olarak gördük ki ortada iddia edildiği gibi bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla il başkanımız ile ilgili herhangi bir disiplin soruşturması yapılmasına ihtiyaç olmadığı kanaati oluştu. İl başkanımız görevinin başında” dedi. CHP, taciz iddiasıyla hakkında soruşturma başlattığı Konya İl Başkanı Barış Bektaş'ın Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmemesine karar verdi. Konuyu CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuna duyuran Salıcı, “Konuyla ilgili bir genel başkan yardımcımızın başkanlığında bir heyet yönlendirildi ve heyetteki arkadaşlarımız olayın mağduru olduğu iddia edilen kişi ile olay anında yanında bulunan arkadaşıyla ve olayın bütün taraflarıyla, kendilerinin bilgisi ve onayıyla ses kaydı alarak ve yapılan görüşmeleri tutanak altına alarak çalışma gerçekleştirdiler. CHP olarak gördük ki ortada iddia edildiği gibi bir durum söz konusu değil. Dolayısıyla il başkanımız ile ilgili herhangi bir disiplin soruşturması yapılmasına ihtiyaç olmadığı kanaati oluştu. İl başkanımız görevinin başında. Benzer durum Bursa'da Osmangazi'de gerçekleşti Muhatabı olan ilçe başkanının istifası alındı ve kendisi disipline sevk edildi” dedi.Salıcı, “Son dönemde taciz üzerinden CHP'yi yıpratmaya yönelik yandaş medyanın bir linç girişimi söz konusu. CHP'nin kadına karşı işlenen suçlarda sıfır tolerans politikası umarım diğer kurumlara örnek olur. Çünkü kadına karşı işlenen suçların siyaset üstüne çıkarılmasında büyük bir fayda var. Vermiş olduğunuz kadına karşı işlenen suçlarda cezanın artırılması yasa teklifleri sonuçsuz bırakılıyor. İktidar cenahı, bizim ortaya koymuş olduğumuz yasa tekliflerini benimsemiyorlarsa buyursunlar teklif ortaya koysunlar. CHP'li milletvekili arkadaşlarım gerekli desteği versin” diye konuştu. ANKADakar Rallisi heyecanıhastalık dinlemiyor!
Dakar Rallisi heyecanı hastalık dinlemiyor! figure > Dünyanın en zorlu yarışlarından biri olarak tanımlanan Dakar Rallisi'ne sayılı günler kaldı. Dünyanın en zorlu yarışlarından biri olarak tanımlanan Dakar Rallisi'ne sayılı günler kaldı.3 Ocak 2021 tarihinde koşulacak Dakar Rallisi'nde son şampiyon ve Red Bull sporcusu Carlos Sainz’ın yanı sıra diğer Red Bull sporcuları Sebastien Loeb, Nasser El-Attiyah ve Stephane Peterhansel gibi isimler de mücadele edecek. Geçen sene olduğu gibi yine sadece Suudi Arabistan’da gerçekleştirilecek Dakar Rallisi, 12 etaptan oluşacak. Kızıl Deniz’in kıyısındaki Cidde’den başlayacak yarış 15 Ocak 2021’de yine burada noktalanacak.Bu sene 43'üncü kez düzenlenecek olan Dakar Rallisi'nde son şampiyon Carlos Sainz, fiziksel ve mental olarak kendisini hazır hissettiğini belirterek, "Dakar Rallisi’ne kendimi çok iyi hazırladım. Aracım da şu an gayet iyi durumda. Dakar Rallisi çok zorlu bir yarış. Bu sebeple hem rakiplerime hem de Dakar’a büyük saygı duyuyorum. Kazanmak için sonuna kadar mücadele edeceğim” dedi.2020 yılında 2'nci sırayı elde eden Stephane Peterhansel ise Dakar Rallisi’nin çok özel bir yarış olduğunu vurgulayarak, “Bu sene yarışı kazanabilir miyiz? Tabii ki zor. Ama hem ben idmanlıyım hem de aracım bu Dakar’a hazır. Geçen sene Carlos Sainz ve ben podyuma çıkarak takımımızın iki aracını da zirveye taşımıştık. Bu sene de kazanma şansımız olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. DHACHP’li Polat, Altun'a‘belge’ile seslendi:“Bu vatandaşıkimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığınıgelip bize anlat”
CHP’li Polat, Altun'a ‘belge’ ile seslendi: “Bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığını gelip bize anlat” figure > CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, TBMM Genel Kurulu’nda Hamzabeyli Gümrük Kapısı’nda yakalanan uyuşturucuyla ilgili belgeyi Meclise göstererek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a, “Pergolacı Fahrettin dersine iyi çalış. Her şeyi bilecek durumda olan devletimiz bu zulanın kaç defa kullanıldığını 8 Aralık 2020 tarihinden bugüne bunun neden açıklanmadığını, bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığını gelip bize anlat” şeklinde seslendi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonu Üyesi Mahir Polat, TBMM Genel Kurulu'nda Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine konuştu. Hamzabeyli Gümrük Kapısı’nda yakalanan uyuşturucuyla ilgili belgeyi Meclise göstererek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a seslenen CHP’li Polat, “Pergolacı Fahrettin dersine iyi çalış. Bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve kimlerin uyuşturucu sakladığını gelip bize anlat” ifadelerini kullandı./Archive/2020/12/24/121810365-whatsapp-image-2020-12-24-at-12.13.02.jpegGübretaş'ın Bilecik Söğüt’teki maden ocağında 6 milyar doların üzerinde bir kaynak bulunduğu iddiasının doğru olmadığını vurgulayan Polat, bu kaynağın 2008 yılından önce bulunduğunu ve FETÖ firarisi Akın İpek’in şirketi Koza’ya devredildiğini belirtti. “PERGOLACI FAHRETTİN DERSİNE İYİ ÇALIŞ”AKP’nin son günlerde asılsız iddialarla CHP’nin her kademesine yönelik saldırılar yaptığını belirten Polat, “Sayın Genel Başkanımızın konuşmalarından mal bulmuş mağribi gibi cımbızlanarak kopyala yapıştır ile partimizin her kademesine saldırılmaya başlandı. AKP Genel Başkanından yöneticilerine kadar; en son pergolacı Fahrettin de mal bulmuş mağribi gibi saldırdı. Ben size devlete ait bir tutanak okumak isterim. 8 Aralık 2020’de gece Hamzabeyli Gümrük Kapısı’na bir 34 plakalı araç geliyor, şoförünün adı Veysel Filiz. Şahıs aranmak istemez, diplomatik dokunulmazlığı olduğunu söyler fakat pasaport ibraz edemez. Kimlik gösterir, o kimliğe itibar etmez gümrük görevlileri. Tam tespiti aldıklarında zula yakalanır. Zulada 182 paket içerisinde 98 bin 740 gram eroin yakalanır. Şimdi Pergolacı Fahrettin dersine iyi çalış. Her şeyi bilecek durumda olan devletimiz bu zulanın kaç defa kullanıldığını, 8 Aralık 2020’den bugüne bunun neden açıklanmadığını, bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve sonra kimlerin uyuşturucu sakladığını, savunduğunu bize anlatsın” dedi.“ALTIN KAYNAĞI YENİ DEĞİL”Gübretaş'ın Bilecik Söğüt’teki maden ocağında 6 milyar doların üzerinde bir kaynak bulunduğu iddiasının doğru olmadığını söyleyen Polat, “Bu kaynak yeni değil, 2008 yılından önce bulunmuş bir kaynaktır. Türkiye’nin kaynaklarını nasıl peşkeş çekildiğine bakalım. 2008’de bu kaynak o zamanın prensi, bugünün teröristi Akın İpek’in şirketi olan Koza’ya devredilmiş. Mahkeme kararı ile geri dönmüş. Söylendiği gibi 6 miyar dolar değil, bahsedilen kaynağın 3’te 1’i üretilebilme kapasitesine sahiptir” diye konuştu."ÇED SÜRECİ KALDIRILMASIN, GÜÇLENDİRİLSİN"Bakanlıkların torba haline geldiğini vurgulayan Polat, “Depozito yönetimi ve işletilmesi başta olmak üzere, elektrikli scooter kullanımıyla ilgili kurallar getiren, yerel yönetimlere bisiklet yolları, elektrikli şarj istasyonları yapmayı öngören düzenlemeyle Türkiye Çevre Ajansı Kurulması teklifi karşımızda duruyor. Ne kadar sempatik değil mi? Özellikle büyük kentlerdeki genç nüfusa hitap eden bir takım düzenlemeler var. Depozito uygulamasını zorunlu hale getirilmesi, çevremizi kirleten insanlara karşı ağır cezaların ön görülmesi sempatik geliyor. Fakat öyle değil. Yine bir torba yasa. Anayasamıza göre torba yasa yapma mantığı aykırıyken; Bakanlıklarınız da torba haline geldi. Çevre Bakanlığı’nın torbasına da bu ajans giriyor. Anayasa’ya göre, devletin çevre kirliliğini önleme, çevreyi koruma ve geliştirme ödevi vardır. Çağdaş devletin yükümlüğü; çevreye saygı göstermek, korumak ve geliştirmektir. Bu anlamda ÇED süreçlerinin ortadan kaldırılması değil güçlendirilmeye ihtiyacı vardır” dedi."ÇEVREYE VE MEMLEKETE İHANETTİR"Çevre kirliliğini önlemek, ulusal ölçekte depozito yönetim sistemi kurulması, işletilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla ‘Sorumluluk almadan fazlaca yetki, kadro ve bütçe alan, mali muafiyetleri olan, denetim yetkisi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na rakip hatta paralel bir yapı kurulmak isteniyor. İç ve dış denetimden muaf olan yeni bir kamu kurumu kurulmak isteniyor. Çevre Ajansı bir kamu kurumu mudur? Çevre Ajansı, organlarının bilimsel ve objektif kriterlere göre değil siyasi saiklerle belirlenecek olması, organ ve birimlerin nasıl denetleneceğinin belli olmaması ve kendi bütçesi, mali muafiyetleri ve denetim yetkisi olan, depozito yönetim sistemini kuran, işleten, işlettiren, izleyen ve denetleyen bir yapı. Yalnız Çevre Ajansı, Kamu İhale Kanununa tabi değil! Bu İhale Kanununa tabi olmayan kurum, kamu kurumu olur mu? Ajansın faaliyet görme biçimiyle şirket görüntüsünde olduğunu ve muafiyetleriyle bir rant paylaşım sistemi yaratacağı aşikar. Dolayısıyla kamu kaynaklarının peşkeş çekileceği yeni bir kurum oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.CHP’li Polat ayrıca, bu kanun teklifinin çevre denetimi süreçlerin özelleşmesinin önünü açacağını, sempatik faydalı maddeler arasına serpiştirilmiş vahşi rant maddeleriyle çevreye ve memlekete ihanet olduğunu söyledi. cumhuriyet.com.tr2021 yılında bilimi hangi gelişmeler bekliyor?
Türkçe Haberler En Son Başlıklar 2021 yılında bilimi hangi gelişmeler bekliyor? figure > 2020'nin getirdiği salgın karmaşası 2021 yılında devam edecek dahi olsa bilimsel çalışmalar hem Covid üzerine hem daha pek çok alanda devam edecek. Aşı çalışmaları, tıbbi gelişmeler, iklim, uzay çalışmaları ve daha pek çok alanda bilimi yoğun bir ajanda bekliyor. Getty ImagesTianwen-1 keşif aracı, Temmuz 2020'de Wençang Uydu Fırlatma Merkezi'nden Long March 5 roketiyle birlikte fırlatıldı. Şubat 2021'de Mars'a inmesi beklenen Tianwen-1'in inişten önce, kızıl gezegenin atmosfer koşullarını incelemek için, yörüngede 2-3 ay dolanması planlanıyor.2020'nin getirdiği salgın karmaşası 2021 yılında devam edecek dahi olsa bilim, Covid-19'u sonlandırmak adına tüm hızıyla çalışmalarına devam ediyor. Bilimsel çalışmalar 2021 yılında da hem Covid üzerine hem daha pek çok alanda devam edecek. Aşı çalışmaları, tıbbi gelişmeler, çevre, iklim, uzay çalışmaları ve daha pek çok alanda bilimi yoğun bir ajanda bekliyor.Getty ImagesABD'nin California eyaletinde Eylül 2020'de başlayan yangınlar 800 bin hektardan büyük bir alanda hasara yol açtı.İKLİM KRİZİ2021 yılı iklim değişikliği bakımından önemli bir yıl olacak. ABD'de 20 Ocak'ta görevi devralacak yeni Başkan Joe Biden, küresel ısınmaya karşı mücadelede ülkesinin yeniden liderliği alacağını ve Paris İklim Sözleşmesi'ne yeniden katılacağını açıklamıştı. Donald Trump yönetimi bu sözleşmeden çekilmişti.Birleşmiş Milletler'in İklim Konferansı Kasım ayında İskoçya'nın Glasgow kentinde yapılacak. Burada, 2015'teki Paris Sözleşmesi'nden bu yana ilk kez ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma yönünde yeni hedefler belirlemesi bekleniyor.Avrupa Birliği ve Çin, 2050-60 yıllarına kadar sıfır karbon hedefi koyduklarını açıklamıştı. Bilim insanları, Biden'ın da ABD için benzer bir hedef belirleyip belirlemeyeceğini merakla bekliyor.Getty ImagesÇin'in Wuhan kentinde, salgının başlangıç noktası olarak görülen Huanan pazarı.COVİD DEDEKTİFLERİDünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından oluşturulan bir görev gücü, Covid-19 salgınının kaynağını belirlemek amacıyla Ocak 2021'de Çin'e gidecek.Salgın hastalıklar uzmanları, virologlar, halk sağlığı uzmanları ve hayvan sağlığı araştırmacılarının yer alacağı grup, 2019'da tespit edilen ve SARS-CoV-2 adı verilen koronavirüsün yayılmaya başladığı Wuhan kentinde, salgının başlangıç noktası olarak görülen Huanan pazarında incelemelerde bulunacak.Virüsün çıkış noktasını belirlemek yıllar alabilir; ancak uzmanlar bazı yeni bilgilere ulaşabileceklerini düşünüyor.EPAAŞILAR VE SALGINCovid-19 salgınına karşı geliştirilen aşıların bazıları 2020'de onaylanıp kullanıma girdi. 2021'de ise yeni birçok aşının ne kadar etkili olduğu netlik kazanacak.ABD ilaç şirketleri Novavax ile Johnson & Johsnon'ın faz üç klinik denemeleri üzerinde çalıştığı aşıların ve İngiltere'de de Oxford Üniversitesi ile AstraZeneca'nın geliştirdiği aşının sonuçları bekleniyor.Bu aşılar, bazı ülkelerde yaygın kullanılmaya başlanan ancak -70 gibi çok düşük sıcaklıkta depolanması gereken, m-RNA teknolojisine dayanan Pfizer/BioNTech ile Moderna'nın aşılarından daha kolay dağıtılabilecek.2019 sonunda İngiltere ve ABD'de 'viral-spike-protein' aşı denemeleriyle ilgili iki büyük araştırma yapan Novavax'ın bu denemelerin sonuçlarını 2021 başlarında yayımlaması öngörülüyor.Şirket, yılda iki milyar doz aşı üretebileceğini açıkladı. Johnson & Johsnon ise tek dozluk aşılar üzerinde çalışıyor. Pfizer ve Moderna'nın aşılarından iki doz olmak gerekiyor.BİLİMSEL YAYINLARA AÇIK ERİŞİM2021'de gözler bilim alanındaki yayınlara çevrilecek. Zira dünyanın en büyük araştırma finansörlerinin organize ettiği iki yıllık açık erişim projesi hayata geçirilecek.Londra'dan Wellcome, Seattle'dan Bill ve Melinda Gates Vakfı ve Hollanda'dan NWO, finanse ettikleri araştırmaların sonuçlarının Ocak ayından itibaren yayınlanmasını taahhüt ediyor.Plan S adlı bu girişim, dergi aboneliğinin ortadan kalkmasına ve herkesin bilimsel yayınları okumasına yol açabilir. Birçok bilim dergisinin yanı sıra Nautre dergisi de bu yayınlar arasında olacak.Science Photo LibraryKÖK HÜCRE ÇALIŞMALARIKök hücre alanında çalışma yapan araştırmacılar, Uluslararası Kök Hücre Araştırmaları Derneği'nin (ISSCR) araştırmalar için güncellediği rehberi bekliyor.Üye temelli örgüt, son rehberini dört yıl önce yayımlamıştı. Güncellemede, laboratuvar ortamında üretilen 'insan embriyosu şeklindeki yapılar' üzerine araştırmalara da yer verilecek.Birçok yasaya geçmiş mevcut kurallar, laboratuvarda yapılan döllemeden sonraki 14 gün için araştırmaya izin veriyor. Bu sürenin uzatılması, bilim insanlarının bazı hamileliklerin neden düşükle sonuçlandığını daha iyi anlamasını sağlayabilir.ReutersALZHEİMER İLACIABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), alzheimer hastalığını yavaşlattığı belirtilen ilk ilacın tedavide kullanımına onay verip vermeyeceğini kararlaştıracak.Biogen ilaç şirketinin ürettiği aducanumab, amiloid adı verilen yapışkan beyin proteinlerine yapışan bir antikor. Bilim insanları hastalığın tetiklenmesinin bu proteinlerle ilgili olduğunu düşünüyor.İlacın etkisi konusunda ise farklı veriler var. Faz 3 aşamasındaki iki klinik deneyden çelişkili sonuçlar alındı. FDA'nın oluşturduğu bağımsız kurul ise ilacın etkisine dair destekleyici veriler olmadığını söylüyor.Mevcut Alzheimer ilaçları, hastalığın ilerlemesini engellemekten ziyade, hafıza kaybı gibi bilişsel semptomları tedavi etmeye yönelik.PA MediaMARS TRAFİĞİÇin'in uzay bilimi konusundaki iddialı gündemi 2021'de de devam ediyor. İnsansız bir uzay roketi Şubat ayında Mars'a inecek. Tianwen-1, Mars'ta su ve yaşam belirtilerini arayacak. Tianwen-1, bu iş için kameralar, radar ve parçacık analizörleri dahil olmak üzere 13 cihaz kullanacak.Başarılı olması durumunda, ülkenin kızıl gezegendeki ilk keşfi olacak. Birleşik Arap Emirlikleri ve Amerika Birleşik Devletleri'nin gönderdiği uzay araçlarının da aynı zaman diliminde kızıl gezegene varması bekleniyor.EN BÜYÜK UZAY TELESKOBU DUYURULACAKNASA tarafından geliştirilen "şimdiye kadar yapılmış en büyük, en güçlü ve karmaşık uzay teleskobu" olarak adlandırılan James Webb Uzay Teleskobu'nun lansmanı Ekim ayında yapılacak.8,8 milyar dolar değerindeki Webb, 1990'da fırlatıldığında astronomide devrim yaratan ve o zamandan beri 1,3 milyondan fazla gözlem yapan Hubble Teleskobu'nun başarısını tekrar etmeye çalışacak.Webb, Hubble'dan daha fazla dalga boyunu kapsayacak. Böylelikle de teleskobun bilim insanlarının evrenin derinliklerine daha derinlemesine bakmasına olanak sağlaması bekleniyor.DALGALANMA ETKİSİRadyo astronomi uzmanları, yerçekimi dalgalarını tespit etmenin yeni bir yolunu arıyor. Uzmanlar titreşen nötron yıldızlarını işaretçi olarak kullanarak çalışmalarını sürdürüyor.Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya'daki ekipler, titreşen yıldızlardan gelen sinyalleri tam olarak zamanlayarak, süper kütleli kara delik çiftlerinin ürettiği dalgaları tespit etmeye çalışıyor.BREXİT BİLMECESİAvrupa Birliği ve Birleşik Krallık bir ticaret anlaşması üzerinde anlaşsın ya da anlaşmasın Brexit bilim insanları için araştırma finansmanı ve diğer birçok konu hakkında belirsizlik yaratıyor. Bu 2021'e kadar devam edecek. BBC Türkçeİzmir Tire Devlet Hastanesi'nde başhekimin doktorlara mobbing yaptığıiddia edildi
İzmir Tire Devlet Hastanesi'nde başhekimin doktorlara mobbing yaptığı iddia edildi figure > İzmir Tire Devlet Hastanesi’nde çalışan 3 doktor, başhekimin kendilerine yönelik “uygunsuz” davranışları olduğu iddiasıyla İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne dilekçeyle başvurarak şikâyetçi oldu. İzmir Tire Devlet Hastanesi'nde Uzman doktor Hasan Basri Canpolat, başhekim tarafından tayin istemeye zorlanma, hakaret, yıldırma ve mobbinge maruz kaldığını öne sürdü. Yasin Portakal ise hastanede birçok eksiklik olduğunu, bunu dile getirdiğinde ise “Sakın konuşma, başhekim seni sürer” tehditleri ile karşı karşıya kaldığını anlattı. Tire Devlet Hastanesi’nde 26 yıldır çalışan dahiliye uzmanı Canpolat, dilekçesinde “Çalışma arkadaşlarım bu duruma şahittir. Bu bahsettiğim davranışlar nedeniyle kendimi mutsuz, değersiz ve tehlikede hissetmekteyim. Uyku anksiyete bozukluğu yaşamaktayım” dedi. Aynı hastanede 7 yıldır çalışan kulak burun boğaz uzmanı Duman ise dilekçesinde 2 yıldır hastane başhekimi tarafından yıldırma, sürekli ve kasıtlı olarak temel özlük haklarının elde edilmesinde güçlük çıkarma, aşağılama ve ayrımcılığa maruz kaldığını belirtti. Portakal ise dilekçesinde, hastanede yaşanan sıkıntılardan bahsetti. Başhekimin bulunduğu toplantılarda ise sorunları anlatmaya çalıştığını aktaran Portakal, “Ağzımı açar açmaz başhekim ‘Sen hastanenin ne kadar borcunun olduğunu biliyor musun’ diyerek beni susturuyor” dedi. İddiaya göre il sağlık müdürlüğüne yaptığı şikâyetin ardından doktor Hasan Basri Canpolat, Ödemiş Devlet Hastanesi’nde görevlendirildi. Canpolat, 3 Aralık günü eski hastanesine giderek meslektaşı Yasin Portakal’ı ziyaret etti. Meslektaşının odasındayken başhekim ve güvenlik görevlileri tarafından oda basıldı. Başhekim, Canpolat’a “Senin burada ne işin var” diyerek güvenlik görevlileri tarafından doktoru zorla hastaneden çıkardı. Bunun üzerine Canpolat fenalaştı ve müşahade altına alındı. Canpolat, başhekimden şikâyetçi oldu. Seyhan AvşarHukukçular, AİHM’nin aldığıkararların bağlayıcıolduğuna vurgu yaptılar
Hukukçular, AİHM’nin aldığı kararların bağlayıcı olduğuna vurgu yaptılar figure > AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, “AİHM mahkemelerimizin yerine geçerek karar veremez. Terörü savunuyorlar. Ey AİHM anlamasan da anlatacağız” diyerek, Türkiye’nin kararlarına uymakla yükümlü olduğu ve kendisinin de üç kez başvurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun sona ermesi yönündeki kararına uymamasını hukukçular değerlendirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun sona ermesi yönündeki kararına ilişkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin önceki günkü MYK toplantısında söylediği ifade edilen “Bu karar bizi bağlamaz” sözleri ile grup toplantısındaki “AİHM bizim mahkemelerimizin yerine geçecek karar veremez. Mahkemelerimizce bu karar değerlendirilir. AİHM kararı iç hukuk yolları tükenmeden almıştır” sözlerine hukukçulardan tepki geldi. Avukat Turgut Kazan Türkiye’de hukukun zerresinin kalmadığını belirterek “AİHM Büyük Kurul kararı kesin karardır ve Türkiye buna tartışmasız uymak zorundadır. Bu karara uymamak anayasaya aykırıdır. Hiç tartışmasız uygulanmalı. Demirtaş hakkında tahliye kararı verecek olan zaten mahkemedir. Mahkemeden önce Cumhurbaşkanı konuşuyorsa, bu durum yargıya müdahalenin bir göstergesidir. Ben bir hukukçu olarak bu durumdan utanç duyuyorum” dedi. Avukat Celal Ülgen de Türkiye’nin AİHM kararını tanımıyorum eksenli bir savunma yapmasının mümkün olmadığını söyledi. AİHM’de bir Türk yargıcın bulunduğunu belirten Ülgen, “Bu yargıç AİHM kararına muhalif kalmıştır. AİMH yargısına bile iktidarın müdahale ettiği açık olarak görülmektedir. Buna karşın Türk yargıcın muhalefet şerhinde bu kararın Türkiye’yi bağlamayacağı yolunda bir görüşü bulunmamaktadır. Zaten böyle bir görüş mümkün de değildir” dedi. “Türkiye bu konuyu tazminat ödeyerek de uygulamaktan kaçınamaz” diyen Ülgen özetle şunları söyledi: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni kabul etmekle artık ben tanımıyorum, oynamıyorum, çıkıyorum gibi gerekçelere yaslanamazsın. Avrupa Konseyi bu tür, özellikle yaşam hakkı ve özgürlüklerle ilgili kararların uygulanmamasına karşı Bakanlar Komitesi tarafından da desteklenmek üzere çeşitli yaptırımlar öngörebilir ve bu Türkiye için bir yol ayrımı demektir.”KARAR TAKDİRE AÇIK DEĞİLTürk Hukuk Kurumu (THK) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Münci Özmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında verdiği tahliye kararına ilişkin “Başvurucunun tahliye edilmesi, yetkililerin veya yargı organlarının takdirine bırakılmamıştır” dedi. Türk Hukuk Kurumu (THK) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı avukat Münci Özmen, AİHM’nin Demirtaş kararını değerlendirdi. Karara ilişkin bilgi veren Özmen, Demirtaş için tahliye kararı verildiğini ve maddi zarar için 3 bin 500 Avro, manevi zarar için 25 bin Avro, yargılama giderleri için 31 bin 900 Avro tazminata hükmedildiğini kaydetti. Kararın kesin nitelikte olduğunu vurgulayan Özmen, “Başvurucunun tahliye edilmesi, yetkililerin veya yargı organlarının takdirine bırakılmamıştır” dedi. Kararın yerine getirilmemesi durumunda olacakları da anlatan Özmen, “Delegeler Komitesi, ‘yükümlülüklerin ihlali süreci’ni işletebilir. Bu sürecin sonunda, Avrupa Konseyi üyeliğinin önce askıya alınması, sonra da üyelikten çıkarılma yaptırımları gündeme gelir” dedi.ÜLKEYİ DİKTATÖRLÜKLE YÖNETİYORCHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki bir yasa teklifiyle cumhurbaşkanlığı sisteminin tüm dernek ve vakıfları tek bir imzayla kapatma yetkisine sahip olacağını kaydetti. Teklifle İçişleri Bakanı’nın derneklere kayyım atayabileceğini kaydeden Özkoç, İçişleri Bakanı’nın herkesi fişlemek ve herkesi kontrol altına almak istediğini belirtti. AİHM’nin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararla ilgili Erdoğan’ın sözlerinin anımsatılması üzerine Özkoç, “AİHM kararının, AYM kararının Erdoğan için bir karşılığı yok. Çünkü bu ülkeyi uluslararası anlaşmalara, adalete, hukuka bağlı yönetmiyor. O, ülkeyi diktatörlükle yönetiyor. İşte onun için Recep Tayyip Erdoğan diktatördür diyoruz. Yasaları tanımayan, uluslararası sözleşmeler beni ilgilendirmiyor diyen, AYM’yi tanımayan bir lider dünyanın neresinde olursa olsun diktatördür” diye konuştu.‘İKTİDARIN TAVRINI ANLAMAK GÜÇ’Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, asgari ücret üzerindeki tüm vergilerin kaldırılması veya minimuna indirilmesi ve asgari ücretin 4 bin 500 lira civarında olması gerektiğini söyledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan SP lideri, AİHM’nin, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasına yönelik kararına ilişkin, siyasi iktidarın bu konudaki tavrını anlamakta zorluk çektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Avrupa Birliği’nin hukuk konusundaki normlarına uymayı benimsediğimizi ilan ediyorsak ona göre tavır koyacağız. İkisi bir arada yürümüyor. Hem ‘Avrupa’yla birlikte yürüyeceğiz’ diyeceğiz, öbür taraftan da AB’nin belli kurumlarının aldığı kararlara da itibar etmeyeceğiz” dedi.BU KARAR SİZİ BAĞLAR EFENDİLER!HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Selahattin Demirtaş’ın avukatları ile birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin Demirtaş hakkında verdiği kararı değerlendirmek üzere dün gazetecilerle bir araya geldi. HDP İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda konuşan Buldan, “Bu kararı, Türkiye’nin çürüyen yargısının Saray’a bağlı olduğu, hukuk ve adalet sisteminin, mahkemelerin, savcıların, hâkimlerin kendi iradeleriyle karar vermediklerini tek adama, Saray’a bağlı çalıştıklarına yönelik söylediklerimizin bir göstergesi olarak değerlendirebiliriz. AİHM kararı, çok kapsamlı çok detaylı bir kararla karşı karşıyayız. Bu kararla birlikte üzerinden 13 saat geçmesine rağmen Demirtaş tahliye edilmedi. Başta Demirtaş olmak üzere şu an cezaevinde tutulan bütün siyasi tutukluların bu karar doğrultusunda derhal serbest bırakılması gerektiğini ifade etmek isterim” dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bu karar bizi bağlamaz” sözlerine de tepki gösteren Buldan, “Bu karar sizi bağlar efendiler. Bütün arkadaşlarımız serbest kalmak zorundadır. Uluslararası sözleşmelerin altına imza attıysanız bu kararlara uymak zorundasınız. Az kaldı, en kısa sürede arkadaşlarımız aramızda olacaktır” diye konuştu. Demirtaş’ın avukatı Benan Molu ise Demirtaş kararının sadece Türkiye açısından değil, Avrupa Konseyi ülkeleri açısından da tarihi bir karar olduğunu ifade etti. Seyhan AvşarMeral Akşener'den 'yerli ve milli muhalefet' açıklamasına tepki
Meral Akşener'den 'yerli ve milli muhalefet' açıklamasına tepki figure > İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 'yerli ve milli muhalefet' açıklamasına sert tepki göstererek ‘Erdoğan muhalefete hazırlanıyor’ dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısındaki “Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır” sözlerine sert yanıt verdi. Akşener, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Kendilerini hep ‘yerli ve milli’ olarak tanımladıkları için buradan da anlaşılıyor ki Sayın Erdoğan da ilk seçimde iktidar olamayacağını gördü ve muhalefete hazırlanıyor. Kendince muhalefetteki AK Parti’yi tarif ediyor” ifadelerini kullandı. Selda GüneysuŞeffaf olmayan Varlık Fonu’ndakişirketlere yönelik sorular yanıtsız
Şeffaf olmayan Varlık Fonu’ndaki şirketlere yönelik sorular yanıtsız figure > Kamu bankaları, BOTAŞ, THY gibi devasa kuruluşları bünyesinde bulunduran Türkiye Varlık Fonu’nun denetlenemediği eleştirilerini yönelten muhalefetin, şirketlere ilişkin sorularına da yanıt verilmiyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, THY sorularını “Görev ve yetki alanımda değil” diyerek yanıtsız bıraktı. Milletvekillerinin TBMM'ye verdiği soru önergelerinden Türk Hava Yolları (THY) ile ilgili olanlara Türkiye Varlık Fonu zırhı uygulanmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, THY konusunda yöneltilen sorularda görev ve yetkinin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nda olduğunu belirtmesine karşın bakanlık sadece THY uçaklarında dağıtılan gazeteler, THY'nin Ankara - İzmir seferinin ne zaman başlayacağı ve THY'nin kabin memuru olarak kaç yabancı uyruklu kişiyi çalıştırdığı konularındaki soru önergelerini yanıtladı. Bakanlık, THY'de çalışanların durumları, THY'nin yaptığı akaryakıt anlaşması, THY yönetiminde yer alan kişilerle ilgili iddialar, THY'nin sefer iptalleri gibi konularda verilen önergeleri ise kurumun Türkiye Varlık Fonu'na devredildiği gerekçesiyle yanıtsız bırakmaya başladı. Yasaya göre Türkiye Varlık Fonu'nun denetim raporlarının belli zaman aralığında TBMM'ye sunulması gerekiyor. Ancak fonun 2018 yılı denetim raporları yasal süresinin üzerinden 9 ay geçtikten sonra sunulurken, ekim ayında sunulması gereken 2019 yılı denetim raporu ise hâlâ Meclis'e gelmedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Türkiye Varlık Fonu'nun denetiminin sağlıklı bir şekilde yapılmadığına işaret ederek “Fonun kendi denetimi şüpheliyken, şimdi de bünyesindeki kurumlarla ilgili sorular yanıtsız kalmaya başladı” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın THY'yle ilgili bazı soru önergelerine yanıt verirken, bazı önergelere yanıt vermediğine dikkat çeken Akın, “Bakanlık işine gelen sorulara yanıt veriyor. Ciddi iddialarla ilgili sorular ise yanıtsız kalıyor. Bu durum parlamentonun denetim görevini engellemekten başka bir şey değildir” değerlendirmesinde bulundu. Mahmut LıcalıTFF Başkanı’nın firması, Gençlik ve Spor Bakanlığıile 56 müdürlüğe elektrik veriyor
TFF Başkanı’nın firması, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile 56 müdürlüğe elektrik veriyor figure > Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Özdemir’in şirketi Limak’ın, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile 56 il müdürlüğünün elektriğini vermesi tartışma yarattı. 64 müdürlük için düzenlenen ihalenin Özdemir başkan olduktan sonra yapıldığına dikkat çeken CHP’li Mustafa Adıgüzel, Sanayi Bakanlığı’nın da elektriği Cengiz Holding’den aldığını söyledi. Aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı da olan Nihat Özdemir’in yönetim kurulu başkanı olduğu Limak, Gençlik ve Spor Bakanlığı merkez teşkilatı ile 56 il müdürlüğünün elektrik alımı işini de yapıyor. CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde, bakanlık bünyesindeki tüm bina, tesis, öğrenci yurtları, il spor müdürlükleri ve buralara bağlı tüm binalarda elektrik hizmetinin Limak firmasından alımı için anlaşma yapıldığı iddialarına dikkat çekti. Bu iddiaların doğru olup olmadığı, Limak ile sözleşme yapılıp yapılmadığı, ihaleye çıkılıp çıkılmadığı hakkında bilgi isteyen Adıgüzel, “Eğer anlaşma söz konusu ise TFF Başkanı’nın sahibi olduğu bir firmanın bakanlığınızdan iş alması ve bu yolla bu firmaya ödeme yapılmasını etik buluyor musunuz” diye sordu. Kasapoğlu yanıtında, bakanlığın merkez teşkilatı ile 64 gençlik ve spor il müdürlüğünün elektrik alımı işinin Kamu İhale Yasası kapsamında açık ihale usulü ile ihale edildiğini bildirdi. Kasapoğlu, “Bakanlığımız merkez teşkilatı ve 56 gençlik ve spor il müdürlüğünün elektrik alımı işini Limak Uludağ Perakende Satış AŞ ve 8 gençlik ve spor il müdürlüğünün elektrik alımı işini ise Dicle Elektrik Perakende Satış AŞ kazanmış olup ilgili firmalarla 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyarınca sözleşme imzalanmıştır” dedi.‘FİRMA ALIMA DEVAM EDİYOR’Adıgüzel, ihalenin Özdemir’in TFF Başkanı olmasının ardından gerçekleştiğini söyledi. Bu yanıtla bakanlığın Limak’tan alım yapıldığını doğruladığını belirten Adıgüzel, “Şu anda da bakanlıkta süresi biten yerleri bu firma almaya devam ediyor” iddiasında bulundu. Samsun’da başka bir firmanın elektrik dağıttığını ancak Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı kuruluşların elektriği Limak’tan aldıklarını kaydeden Adıgüzel, “Türkiye’de bir sürü firma var. Ancak Gençlik ve Spor Bakanlığı elektriği yüzde 70-80 Limak’tan alıyor. Herkesin ticaret hakkı olabilir. Ancak bakanlığın federasyon başkanının şirketinden alım yapması etik gelmiyor” dedi. Adıgüzel, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında yeni hazırlanmakta olan spor kulüpleri ve spor federasyonları yasasına dikkat çektiğini anımsatarak, “Bu düzenleme ile federasyonun malvarlığına, yetkilerine, özerkliğine el konulacak. Bu içerikteki bir düzenlemeye TFF neden ses çıkarmıyor diye sormuştum. Demek ki cevabı buymuş” dedi. CHP’li Adıgüzel, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da elektriği Cengiz Holding’den aldığına işaret ederek, “Bakanlıklar bunlar arasında paylaşılmış. Örneğin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da elektriği Cengiz Holding’den alıyor. Bütün bakanlıklara soru önergesi vereceğim” dedi. Mustafa Çakır