Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 08.17.2025, 05:42 PM (GMT)

News - Haberler

Koronavirüsüyenenlerde 50 gün sonra ne oluyor?

Koronavirüsü yenenlerde 50 gün sonra ne oluyor? Uzmanlar, koronavirüsün ikinci kez bulaştığını yüksek sesle dillendirmeye başladı. Son olarak İtalya’da gerçekleştirilen bir araştırmada virüsün ikinci kez bulaşmasına dair çarpıcı ayrıntılara yer verildi.NTV’nin haberine göre İtalya’da yapılan araştırmaya göre koronavirüse yakalanan beş hastadan birinde semptomların 50 gün sonra tekrar görüldüğü açıklandı. Açıklama, Agostino Gemelli Irccs Üniversitesi Poliklinik Vakfı'nın Covid-19 sempozyumu sonrası yapıldı.İtalyan La Repubblica’nın American Tıp Derneğinin yayını Jama’ya dayandırdığı haberine göre, Nisan ayından Haziran ayına kadar 176 kişiyle yapılan araştırmada hastalar detaylı bir şekilde incelendi.“YÜZDE 19’UNDA BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ”Törende konuşan Katolik Üniversitesi Mikrobiyoloji Profesörü ve Gemelli Polikliniği Laboratuvar ve Bulaşıcı Hastalıklar Bölümü direktörü Profesör Maurizio Sanguinetti, Covid-19 virüsünü taşıyan hastaların iki gün üst üste negatif, üç gün art arda ateşinin olmaması ve diğer semptomlarda iyileşme tespit edildikten sonra hastalar incelenmeye devam edildiğini söyledi.Açıklamada, Covid-19 tanısından elli gün sonra gerçekleştirilen testte hastaların yüzde 19’unda koronavirüse tekrar görüldüğü belirtildi.Sadece hipertansiyon, diyabet ve kardiyovasküler hastalığı olan ileri yaşta bir kişide 16 ve 39 gün sonra pozitif veren testler hakkında Maurizio Sanguinetti, "Bu çalışma Covid-19'dan iyileşen hastaların doğru bir takibinin yapılmasının yararlılığını, iyileşen hastaların önlemleri uzun bir süre daha bırakmamalarını ve izolasyonlarına dikkat etmeleri tezini doğruluyor" ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Fatma Uruk, serbest dalışta Meksika'da dünya rekoru kırdı

Fatma Uruk, serbest dalışta Meksika'da dünya rekoru kırdı Serbest dalışçı Fatma Uruk, Maya Uygarlığının kurban ve adak töreni yaptığı, giren insanın kutsandığına inanılan Yum-Kin adlı cenotede rekorlar denemeye başladı.8 aydır Meksika’da bulunan, pandemi döneminde özellikle Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın desteklediği ve hep yanında olduğu milli sporcu bugünkü dalışında rekor kırdı.Paletsiz değişken ağırlık dalışta daha önce Şahika Ercümen 65 metre dalmış, ardından 68 metre dalan Derya Can sonra rekorunu 70 metreye çıkarmıştı. Fatma Uruk 72 metre derinliğe dalarak rekoru eline geçirdi. 2 dakika 10 saniye süren rekor denemesinden başarıyla çıkan Fatma Uruk, Meksika'daki rekor deneme dalışlarına 2 gün daha devam edecek. Uruk, yarın çift palet sabit ağırlık olarak dalış yapıp 67 metreye ulaşmaya çalışacak. Bu dalışta rekor 65 metre ile Rus Sporcu Olga Davydova'da bulunuyor./Archive%5C2020%5C11%5C18%5C011830051-fatma-uruk-serbest-dalista-meksikada-dunya-rekoru-kirdi_6.jpg DHA

Kılıçdaroğlu'nu tehdit eden AlaattinÇakıcı'ya sert tepki

Kılıçdaroğlu'nu tehdit eden Alaattin Çakıcı'ya sert tepki Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş olan Alaattin Çakıcı, bugünkü grup toplantısında kullandığı ifadelerin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit eden bir mesaj paylaştı. Kişisel Twitter hesabından paylaştığı mesajla Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Çakıcı, "Akıllı ol", "Vatan hainleri ile Bahçeli'yi bir kefeye koyarsan hayatının hatasını yaparsın",  "kazığa oturturum" gibi tehdit ve hakaret içerikli ifadelerle seslendi.Çakıcı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik ağır tehditlerine çok sayıda isim tepki gösterdi.'HERKES, HADDİNİ BİLECEK'CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, ''Susurluk'ta deşifre olan mafya-siyaset ilişkisine derin devletin yeniden ihtiyaç duyduğu açık. Biz, bir mafyanın tehditlerine pabuç bırakacak değiliz. CHP'nin Genel Başkanı'nı tehdit etmek, milyonları tehdit etmektir, cumhuriyeti tehdit etmektir. Herkes, haddini bilecek'' ifadelerini kullandı.'BAŞTA ÜLKEYİ YÖNETENLERİN SORUMLULUĞUDUR'Muharrem İnce, ''Organize suç örgütü liderinin Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına hakaret edip tehdit ettiği bir ülkede yer yerinden oynamalıdır. Devlet çökerse, hukuk yok olursa çeteler konuşur. Buna tepki göstermek demokrasi mücadelesinin gereğidir ve başta ülkeyi yönetenlerin sorumluluğudur'' ifadelerini kullandı.'ÇAKICI DENEN HAPİSHANE KAÇKINI'CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, ''Organize suç örgütü lideri, Çakıcı denen hapishane kaçkını, Genel Başkanımızı tehdit etmiş. Bu çirkin ve hadsiz mektubun muhatabı Kılıçdaroğlu değil, ülkeyi mafya çiftliğine çeviren Erdoğan, Bahçeli ve Soylu'dur. O adamla(!) ilgili Cumhuriyet Savcıları mutlaka gereğini yapmalıdır'' diye tepki gösterdi.'İŞ BAŞA DÜŞERSE BİZ KENDİMİZİ KORURUZ'CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, ''Bir mafya bozuntusu CHP Genel Başkanı’nı ağza alınmayacak hakaretlerle tehdit ediyor ve devlet çaresizce izliyorsa devlet çökmüş demektir... Bu tehdit bizden önce Erdoğan ve Soylu’ya yapıldı... İş başa düşerse biz kendimizi koruruz... Devlet çökmüşse kurduğumuz devleti de koruruz'' dedi. cumhuriyet.com.tr

Belediye Kütahyaspor oyuncusundan Atatürk hakkındaçirkin paylaşım: Kadro dışıbırakıldı

Belediye Kütahyaspor oyuncusundan Atatürk hakkında çirkin paylaşım: Kadro dışı bırakıldı Güneri sosyal medya hesabından şu mesajı paylaşmıştı:/Archive/2020/11/17/213949958-whatsapp-image-2020-11-17-at-21.24.11.jpegKonuyla ilgili bir açıklama yapan Belediye Kütahyaspor, "Futbolcumuz Güven Güneri, Yönetim Kurulumuzun almış olduğu karar doğrultusunda sosyal medya hesaplarından tasvip etmediğimiz paylaşımlarından dolayı, para cezasına çarptırılmış ve süresiz kadro dışı bırakılmıştır. Kamoyuna saygılarımızla duyurulur" ifadesi kullanıldı. /Archive/2020/11/17/214549643-screenshot5.jpg cumhuriyet.com.tr

Sergen Yalçın'dan sokağaçıkma yasağıaçıklaması: 2. yarıyıoynamayacak mıyız?

Sergen Yalçın'dan sokağa çıkma yasağı açıklaması: 2. yarıyı oynamayacak mıyız? Haber Global kanalında açıklamalarda bulunan Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, hafta sonu kısıtlamalarına esprili bir dille yaklaşırken, takımda koronvirüs nedeniyle sıkıntı yaşandığını ve Başakşehir maçında savunmada hattında zorlanacağını söyledi.Koronavirüsün en çok görüldüğü takımlardan olan Beşiktaş’ta Sergen Yalçın, virüs nedeniyle savunma hattınını olmadığını belirterek, “2 haftadır 10 kişiyle antrenman yapıyoruz. Hazırlık maçı yapma niyetimiz vardı ama bu arada yapamadık bunu. Covid-19 nedeniyle savunma hattının tamamı yok. En son Hasic ve Oğuzhan'ın da testleri pozitif çıktı. Başakşehir maçına Necip, Rosier ve N'Sakala belki yetişebilir” dedi.‘İLK YARIYI OYNAYIP BIRAKACAĞIZ GALİBA’Çok haksız eleştirilerin olduğunu belirten Yalçın, “PAOK’u sonradan gördük kimlerle oynadı. Bir çok eksikle o maça çıktık. Kaybetmek de var. Bu doğal bir oyun istediğiniz kadar önlem al oyuncu yetenekliyse o önlemler havada kalır. Kendimden biliyorum. Normal bir hayat yaşanmayan bu dönemde bunlar çok da sıkıntılı durumlar değil. Sokağa çıkma yasağı saat 8’de başlıyor. Bizim maçlar saat 7’de başlıyor. İlk yarıyı oynayıp bırakacağız galiba (gülerek)” diye konuştu.Sergen Yalçın’ın programdaki sözlerinden satırbaşları şöyle;Serkan Kırıntılı’yı alabilirdik Konya’dan, Volkan Babacan’ı alabilirdik Başakşehir’den ama olmadı. Biz de Ersin ve Utku ile devam etme kararı aldık. Bu bir risk mi? Risk evet, biz riskli iş yapamayacak mıyız? Genç oyunculara güvenmek yanlış mı?İşin enteresan tarafı basın bizim konuştuğumuz her şeyi biliyor ve yazıyor. İçimizden açıkçası bilgi sızıyor. Gizli kalması gereken bazı konuşmalar var. Özellikle transfer dönemi için… Oyuncunun ismi açıklandı mı diğer kulüpler de devreye giriyor. Fiyat da yukarılara çıkıyor.“CANER’İN KALMASINI İSTEMİYORDUM”Caner’in kalmasını istemiyordum, Gökhan kalabilirdi. Fakat çok ahlanıp vahlanacak bir durum değil. Burak da 2.7 milyon Euro kazanıyordu yıllık ve 2 sene daha sözleşmesi vardı. O da çok büyük fedakarlık yaparak gitti. Fatih Aksoy’un gitmesini ben istedim. Doğru mu, yanlış mı? Bu tartışılır.Bazı oyuncularla sorunlar yaşıyorsunuz. Ben yönetime şunu alalım diyorum, kulüp tarafı ‘öbürü daha ekonomik’ diyor. Ben her zaman kulübü düşünürüm. Büyük paralar harcatmadık. Bize katkı verecek, az ödemesi olan oyuncuları aldık. Transfere harcadığımız rakam gerçekten çok az. Ben de isterim 100 milyon Euro’luk takım yönetmek. Biz kulübü düşünmek zorundayız. Onların da işi çok zor.“LENS’İ KADRO DIŞI BIRAKTIM”“Lens’i ben kadro dışı bıraktım. Oyuncuyu durup dururken kadro dışı bırakmıyorum. Geçen seneden beri en az 5 toplantım var. Nasıl antrenman yapması gerektiğini, nasıl oynaması gerektiğini anlattım. Bir türlü kendini toparlamadı. Hafta içinde PAOK maçındaki pozisyonları kaç kere gösterdik!”“WELINTON’DAN MEMNUNUM”“Welinton’u ben istedim, performansından çok memnunum, iyi ki almışız. Oyuncu hata yapar, çok normal bir şey. Sen bunun ne kadar ölümcül olduğuna bakacaksın. Ben totale bakarım. Welinton çok iyi oyuncu.” cumhuriyet.com.tr

Yeni buluşyakında

Yeni buluş yakında Bir insan kendine rol model olarak Atatürk’ü almışsa; çalışkanlığı, azmi, disiplini, kendini mesleğine adamışlığı onun öğretilerinden yola çıkarak benimsemişse ve sonunda doğup yetiştiği toprakları bir Nobel bilim ödülü ile taçlandırmışsa; durup bir düşünmek gerekir... Durup bazı dersler çıkarmak gerekir.“Yaşadığınız ülkede Atatürk’ü tanımayan bir kişi bile varsa biz görevimizi yapmıyoruz demektir” diyen Aziz Sancar’dan bahsediyoruz.DNA’nın kendi kendini onarım mekanizmasını bulması Prof. Dr. Aziz Sancar’a 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü kazandırdı. Sancar tuttu ödülünü Anıtkabir’e bağışladı. Düzenlenen törende “bu madalyayı Atatürk’e, onun silah arkadaşlarına ve Cumhuriyet’i kuranlara armağan ediyorum” demişti. Neden Anıtkabir’e hediye ediyorsunuz sorusuna verdiği yanıt netti: “Başka nereye koyayım. Atatürk ve Cumhuriyet'in bilimsel devrimlerine çok şey borçluyum. Düşünün bir; Sakarya Savaşı’nın en çetin günleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde eğitim reformu üzerine tartışılıyor. Çünkü biliyor Atatürk, bu ülkede eğitim ön plana çıkarılmazsa bir yere varılamaz. Bunu hayranlıkla karşılamamak mümkün değil. Tüm bunlar bugün için de geçerli. Eğer Türkiye eğitime gereken önemi vermezse, kalkınmasını eğitim üzerine kurgulamazsa uluslararası arenada refah seviyesini arttırması mümkün olmaz. Ailemden büyük destek gördüm ve Türkiye'de harika öğretmenlerden çok iyi bir eğitim aldım. Bu ödül gökten inmiş bir ödül değildir, çok çalışmanın ve iyi eğitimin sonucudur.”Ve eklemişti “Bu Nobel’i ülkemin gençlerine adıyorum, bu Atatürk’ün ve Cumhuriyetin madalyasıdır, madalyayı Ata adına aldım, Ata’ya aittir ve yeri de Ata’nın yanıdır”.Orhan Bursalı’nın kaleminden “Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü” bu sıradışı bilim insanımızı tüm yalınlığı ile anlatan önemli bir kitap. Şiddetle öneririm. Kitabın önsözünde Sancar “Nobel aldıktan sonra ortaokul öğrencileri ile yapılmış bir röportajı izledim. Öğrencilerin çoğu ‘Aziz Sancar deyince aklınıza ne geliyor?’ sorusuna ‘Nobel ödüllü’ ya da ‘şan şöhret’ gibi yanıtlar vermişler. Bu bir dereceye kadar çocuklar için olağan sayılır, ama bana aynı soru sorulursa yanıtım şu olur: “Hayatı boyunca çok ama çok çalışmış ve buluşları ile insanlığa katkı yapmış bir vatanseverdir ”diye yazmış. Özetle Aziz Sancar’ı bugüne taşıyan en önemli değerler, kendine bilime adamışlığı ve çok çok çalışması... Ve vatanseverliğiNobel’in ardından 5 koca yıl geçti. Aziz Sancar bu süre zarfında kendini yeniden laboratuvarına kapattı, çalışmalarına gömüldü. Sanki hiç Nobel ödülü almamış gibi...Peki şimdi neyin üzerinde çalışmalarını sürdürüyor?/Archive/2020/11/17/210854367-aziz2.jpegYAKINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR YENİ MAKALESİ YAYINLANACAKİnternet üzerinden kendisi ile  küçük bir söyleşi yaptık. İnsan biyolojik saatinin moleküler mekanizması üzerine çalıştığını söyledi ve ekledi: “Aziz bunun sonu yok mu diyeceksiniz ama moleküler mekanizma oldukça çetrefilli. ABD, Avrupa ve Japonya’da bizimki de dahil yaklaşık 10-15 laboratuvar 20 yıldır bunu çözmeye çalışıyor. Gelecek ay bu konuda önemli bir makalemiz yayınlanacak...”İnsanlarda ve tüm canlılarda Biyolojik Saat konusu Sancar’ın yıllarını verdiği bir araştırma alanı. 3 yıl önce Nobel Tıp Ödülü bu konuda çalışan bilim insanlarının buluşlarına verilmişti. Sancar biyolojik saat ile ilgili genler bulmuş ve bazı mekanizmalarını çözmüş olmasına rağmen ikinci Nobel’i kıl payı ile kaçırmıştı. Sancar o zaman bize “eğer Nobel 3 değil 5 kişiye veriliyor olsaydı, bu Nobel’e de ortak olurdum” demişti. Sancar sözlerini şöyle sürdürdü: “Biyolojik saatle DNA onarımı ilişkisini biz 2009 yılında keşfetmiştik ve o ilişkiyi hedef olarak kullanıp kanser kemoterapisinde özellikle de kalın bağırsak kanseri tedavisinde daha etkili bir yöntem geliştirmeye çalışıyoruz”. Bilimsel araştırmalar çok uzun soluklu çalışmalardır. Sancar kendisine ulaşmaya çalışan bir hasta yakını ile arasındaki diyaloğu şöyle aktardı: “Geçenlerde bir hanım, bir yakınının kalın bağırsak kanseri olduğunu ve benim kanser kronoterapisi üzerine çalıştığımı bildiği için benden tavsiye istedi. Kusura bakma dedim, bu konuda uğraşıyoruz ama bu işler yavaş ilerler; öyle ki bazen projeyi başlatan araştırmacının ömrü projeyi bitirmeye yetmez... Hanımefendi cevabımı olgunlukla karşıladı: ‘Allah size uzun ömür versin ki bu işi  çözebilesiniz’ diye yazdı. Demek istediğim; bir bilim insanına ne üzerine çalıştığını 10 yıl ara ile sorarsanız, genellikle aynı yanıtı alırsınız; çünkü önemli bir buluş yapmak çok zaman alıyor.”'HALA GÜNDE 12 SAAT ÇALIŞIRIM'‘Sizin çalışma temponuz nedir?’ sorusuna yanıtı ise şöyle oldu:  “Ben hala günde 12 saat çalışırım. Sabah 7-8 arası gelir sabah vardiyası ile uğraştıktan sonra eve öğle yemeğine giderim. Sonra tekrar gelir ve öğleden sonraki işlere koyulurum. Çalışmaları ekiple birlikte tartışırız, onlara elimden geldiği kadar yön vermeye çalışırım. Kalan zamanımı, makale yazmak, yeni yayınları okumak ve haftada 2 ders vermekle geçiririm. Öğrenci ve asistanlarım ya sabah ya da öğleden sonra çalışabilirler; pandemi yüzünden tüm gün laboratuvarda çalışmalarına izin verilmiyor.” /Archive/2020/11/17/210939585-aziz4.jpegTÜRKİYE'YE HALA KÜSKÜN MÜ?Aziz Sancar’ın Nobel madalyası 2016 yılında Anıtkabir’de sergilenmeye başlanmış, Sancar da 2 yıl sonra Ata’yı ziyaret edip madalyanın sergilendiği alanı Orhan Bursalı ile gezmişti. Bursalı ile söyleşisinde Türkiye’deki siyasi gelişmelerden rahatsız olduğunu “Ben küsüm ülkeye” diye ifade etmişti. Ülkenin toplumca bölünmüş yapısı kendisini son derece üzüyor ve ülkeye gelmek istemiyordu. Kendisine “Bu kırgınlık sürüyor mu?” sorusunu yönelttim. Yanıtı: “İnsan anne-babasına kısa süre küs olabilir, ama yıllarca olamaz. Vatan da benim için öyle. Türkiye’yi, ailemi ve dostlarımı özlüyorum. Mayıs-Haziran 2020’de Türkiye’ye gelip Kars, Van, Erzurum, Elazığ, Diyarbakır ve Mardin gibi Doğu/Guneydoğu illerindeki üniversiteleri ziyaret etmeyi planlıyordum, ama bildiğin gibi Covid-19 salgını geldi ve burada kaldım” oldu. 'GENÇLERE TAVSİYEM'“Gençlere tavsiyem, her zamanki gibi, ”Aman güzel kardeşim gözünü seveyim, günlük politikayla uğraşmayın, kendi işinize bakın ve elinizden geldiği kadar temel bilim ve teknoloji konularına odaklanın”. Türkiye’de temel bilim çok önemli. Teknoloji iyi faydalı ama taşıma suyu ile değirmen dönmez. Her alet edavatı ithal etmeye kalkarsak diğer ülkeler ile yarışamayız.”/Archive/2020/11/17/210959975-aizi5.jpegTÜRK EVİ ‘NİN AÇILIŞI 23 NİSAN 2021’DENobel ödülünden kazandığı paranın bir kısmını 2007 yılında eşi ile birlikte Türk kültürünü Amerika'da tanıtmak amacıyla “Carolina Türk Evi” inşaatı için kullanıyorlar. Aslında 29 Ekim’de açılışın yapılması hedeflenmişti, ancak Covid-19 pandemisi işleri bozdu. “Türk Evi işlerine vakfın başkanı olan eşim Gwen bakıyor. Sabahtan aksama kadar inşaat işleri, müteahhit, Türk mermerleri, dolap, kapı vs ile uğraşıyor. Allah’tan bu işe gönül vermiş 4 Türk arkadaşımız var: İsmail Arslan, Nihat Çubukcu, Bülent Ender ve Fevzi Yalın. Ayrıca Türkiye’de 1960’larda Barış Gönüllüsü olarak çalışmış;  Amerikalı Türksever Jordan Scepanski. Hepsi vakfın yönetim kurulu üyeleri ve çok yardımcı oluyorlar. Cumhuriyet Bayramı’na bitirmeyi hedefliyorduk ama COVID-19 nedeniyle büyük bir açılış merasimi yapamayacağımızdan açılışı sonraya bıraktık. İnşaat bitti; Türk çinileri, Mardin taşı hepsi yerleştirildi. Ben pek ayrıntıları bilmiyorum, ama 10 Kasım’da açmak uygun olmaz. Niyetimiz  23 Nisan 2021’de açılışı yapmak.'ANNEM BİR KÖY İMAMININ KIZIYDI, ATATÜRK'Ü TAPARCASINA SEVERDİ'8 eylül 1946’da Mardin’in Savur ilçesinde Abdülgani ve Meryem Sancar’ın 8 çocuğunun 7. si olan Sancar’ın babası çiftçiydi. Annesi ise bir köy imamının okuma yazma bilmeyen kızı. Sancar Annesi Meryem Sancar’ı ‘hayatta tanıdığım en zeki kadındı. Ayrıca çok ilericiydi. Atatürk’ü taparcasına severdi. Atatürk’ün yaptığı devrimleri kendi hayatına getirdiği değişiklikleri gördü. O bakımdan annem büyük Atatürk hayranıydı. Atatürk’ün fazla vurguladığı konu eğitim ve bilimdi, onu annem de anladı. O bakımdan bütün çocuklarına 'okuyacaksınız’ dedi ve onun sayesinde hepimiz okuduk" diye anlatmıştı. Sancar Nobel komitesine gönderdiği biyografisinde ise çocukluğunun bir bölümünü şöyle anlatıyordu: “Her zaman yeterince yiyeceğimiz oldu, ama ayakkabı bir lükstü. Orta ikinci sınıfa kadar ayakkabıyı sadece okula giderken giyerdim...”/Archive/2020/11/17/210927601-aziz3.jpegLABORATUVARDA KAÇAK YAŞAYAN BİR ADAM VARYıl 1973 şubatı. Güvenlik görevlileri bir adamı hastanenin acil servisinde hortumla yıkanırken yakalarlar. Kimdir, nedir bilinmez. Araştırırlar, görürler ki adam laboratuvarda çalışıyor, ama evine gitmiyor orayı yatakhane olarak kullanıyor. Ortalık karışır.. Aziz Sancar’dır o adam.  Başarı öyle kolay gelmez. Hele konu bilimsel araştırmalar ise. Hele yabancı bir ülkede yabancı bir kültürün içinde isen.. Sancar da birçok insan gibi büyük tıkanmışlıklar, bunalımlar yaşamış. Sosyal ve kültürel şoklar, yalnızlık... İddialı bir doktora öğrencisi. Ama hocası ile sorun yaşar. Öyle ki psikoloğa başvurmak zorunda kalır. Sonuç: Kendini toparlayabilmek için Türkiye’ye Savur’a doğduğu topraklara döner ve 6 ay kadar hekim olarak çalışır. Ama aklında ABD’ye araştırmalarına geri dönmek vardır. Ama arada bir durak olacaktır. Aldığı NATO bursuna aracılık eden TÜBİTAK yetkilileri “ABD’de sorunlar yaşadın bu kez İngiltere’ye git” derler. Lancester Üniversitesi’nde çok zaman harcamaz çünkü buradaki araştırmalar ona yetersiz gelecektir. Son parasıyla biletini alır ve ABD’ye döner. Sancar için bilim ve araştırma macerası, Nobel’e uzanan ince ve uzun yol, asıl şimdi başlayacaktır. Bir konuşmasını dinlediği Dr. Claud Rupert ile çalışmak üzere Texas’a gitmeyi planlamaktadır. Mektup yazar. Yanıt şöyledir: “Sana verecek paramız yok, seni mali bakımdan destekleyemeyiz.” Hemen eşyalarını toplar Texas’a uçar. Dr. Rupert’in laboratuvarının kapısına dayanır: “Ben geldim. Para istemiyorum. Tek istediğim fotoliyaz enzimi üzerine çalışmak...”Dr. Rupert tamam gel der. Evi yoktur, orada bulunan diğer ülkelerden gelmiş bazı Müslüman arkadaşlarının evinde kalır, çoğunlukla da gizlice geceleri laboratuvarda yatıp kalkar. Taa ki görevliler kendisini orada yakalayıncaya kadar... Fakat bu olay Dr. Rupert’in kendisine burs bulması gibi mutlu bir olayla sonlanır.. Sancar’ın olağanüstü öyküsünü, kitabında okuyun.  Özlem Yüzak

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan uzaktan eğitim ile ilgili açıklama: Tarih verildi

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan uzaktan eğitim ile ilgili açıklama: Tarih verildi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ara tatilde olan okullardaki eğitim öğretim faaliyetlerinin yıl sonuna kadar online olarak sürdürüleceğini açıklamasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı'ndan konuya ilişkin bilgilendirme yapıldı. Bilgilendirmede, "Resmi, özel, örgün ve yaygın tüm eğitim öğretim faaliyetleri, 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzaktan eğitim yoluyla devam edecektir. Uzaktan eğitim sürecine ilişkin detaylı bilgilendirme ayrıca yapılacaktır" ifadelerine yer verildi. AA

Erdoğan'dan dikkatçeken Berat Albayrak açıklaması

Erdoğan'dan dikkat çeken Berat Albayrak açıklaması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona erdi. Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifa eden Berat Albayrak'la ilgili açıklamalarda bulundu.'KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK YAPTIĞIMIZ ZAMANA DENK DÜŞMÜŞTÜR'''Siyasi ve ekonomik değişim dalgası sınırları aşan sonuçlar doğurarak etki ve gücünü artırmaktadır'' diyen Erdoğan, ''Son 18 yılda Türkiye'yi tarihin en büyük demokrasi ve kalkınma reformlarıyla tanıştırmış bir yönetim olarak ülkemizi yeni döneme hazırlıyoruz. Zihniyet olarak tek parti devri faşizminden bir adım öteye geçememiş olanlar bizim değişim ve reform başarılarımızın ürünlerimizin sonuçlarını tabu haline getirmeye çalışıyor. Değişim dinamik bir süreçtir. Ortaya çıkan şartlara ve ihtiyaçlara göre sürekli yeni adımlar gerektirir. Biz reform gündeminden hiç kopmadık. Dünyadaki gelişmelere uygun şekilde sürekli hedef büyüterek yeni reformlarla yolumuza devam ediyoruz. Adalet, kalkınma, hukuk, ekonomi, özgürlük, güvenliği birbirini tamamlayan iki olgu kabul eden bir anlayışla milletimizin huzurunda olduk. Adalet, özgürlük, eşitlik ve insan haklarına dayanan normlar sisteminin inşasından yana olduk. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz. Demokrasinin işlerliğini arttırarak hukukun üstünlüğünü güçlendirerek, ekonomi alanında yeni fırsatlar için adım atmaya kararlıyız. Geçtiğimiz hafta kabinemizdeki Hazine ve Maliye Bakanlığımızda bir görev değişikliğine gittik. Affını isteyen Berat Albayrak'ın bu talebini kabul ederek Lütfi Elvan arkadaşımızı görevlendirdik. Bu görev değişiklikleri küresel düzeyde siyasi ve ekonomik değişime uygun şekilde ülkemizde hukuk ve ekonomi alanında köklü değişiklik yaptığımız zamana denk düşmüştür'' ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Fahrettin Koca, güncel koronavirüs verilerini açıkladı:Ölüsayısında korkutan artış

Fahrettin Koca, güncel koronavirüs verilerini açıkladı: Ölü sayısında korkutan artış Sağlık Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan "Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu"nun güncel verilerini, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter hesabından paylaştı.Koca, Türkiye'de koronavirüs nedeniyle 103 yurttaşın daha yaşamını yitirdiğini, 3 bin 819 yeni vakanın tespit edildiği bilgisini verdi. AYRINTILAR GELİYOR... cumhuriyet.com.tr

Aleyna Tilki'den koronavirüs testlerine tepki

Aleyna Tilki'den koronavirüs testlerine tepki 12 gün önce koronavirüs testi yaptıran Aleyna Tilki'nin sonucu pozitif çıktı. Ancak aynı gün birkaç saat sonra yapılan test negatif çıktı. Genç şarkıcı testlerinin bir pozitif bir negatif çıkmasına sosyal medyadan tepki gösterdi."GÜVEN SORUNU VAR"20 yaşındaki popçu, koranavirüs testlerin belirsiz çıkmasına Instagram hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi.Aleyna Tilki, "12 gündür tedbir olsun diye evden çıkmadım. Yaptırdığım sürüntü testi pozitif. Aynı gün birkaç saat sonra tekrar yaptırdığım kan ve sürüntü testim bu sefer negatif. Aradan 12 gün geçti, bir semptomum bile olmadı. Bu testlere nasıl güveneceğiz?" ifadelerini kullandı."DÜNYADA YAPILAN TESTLERİN YARISI YANLIŞ" Aleyna Tilki, paylaşımına şu notu da ekledi: "Tüm dünyada yapılan tüm testler bence yüzde 50 yanlış! Bu yüzden negatif çıkan negatif olduğuna güvenmesin. Saçma bir hata var bu testlerde. Yanımdaki insanlar da bir negatif, bir pozitif, bir negatif çıkıp durdu. Aynı gün hem de." cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter