News - Haberler
Finlandiya’da köpekler Kovid-19 hastalarınıtestlerden daha hızlıtespit ediyor
Finlandiya’da köpekler Kovid-19 hastalarını testlerden daha hızlı tespit ediyor İngiliz medyasının aktardığına göre, Finlandiya’nın Helsinki-Vantaa Havalimanı'nda gerçekleştirilen deney sırasında, köpekler günde yaklaşık 100 yolcuyu test etti. Gelen yolculara sıraya girerek peçeteyle cildini silmeleri teklif edildi. Ardından peçeteler bir kavanoz içine yerleştirilerek köpeklere koklatıldı.Hayvanlar, belirli hareketlerle olası enfeksiyonlu peçeteyi gösterecek şekilde eğitildi. Köpek, 'testin pozitif' olduğu yönünde uyarı vermesi durumunda yolcu PCR testine alınıyor.Şu ana kadar 16 köpekle gerçekleştirilen deneden yaklaşık 2 bin 200 yolcu geçti. Hayvanlar vardiyayla çalışıyor. Turistler bu testlere gönüllü olarak katılıyor. Araştırmanın aralık sonuna kadar devam etmesi bekleniyor.Helsinki Üniversitesi’nden Anna Hielm-Björkman’a göre köpekler, havalimanlarında PCR testlerine ucuz ve hızlı alternatif oluşturabilir. Halihazırda bu deneyin havalimanına maliyeti yaklaşık 300 bin euro. Uzmanlar, bunun PCR testine göre çok daha ucuza geldiğini söylüyor.Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu Hastalık Kontrol Daire Başkanı Prof. James Logan, "Kovid-19 gibi solunum hastalıklarının vücut kokumuzu değiştirdiğini biliyoruz, bu yüzden köpeklerin bunu tespit etme olasılığı çok yüksek" diye konuştu. cumhuriyet.com.trKuzey Kore: Pyongyang’ın gösterişsiz otellerinde zamanda yolculuk
Kuzey Kore'deki oteller 1970'lerden kalma mimarisiyle insana zamanda yolculuk hissi yaşatıyor. Bu oteller şimdi "Pyongyang'ın Otelleri" adlı bir kitapta bir araya getirildi. BBC Korece Servisi'nden Julie Yoonnyung'un kitabın yazarıyla görüştü.Habere Gitmek için TıklayınTrump'tan "seçimleri Yüksek Mahkeme'ye götürebiliriz" mesajı
Trump'tan "seçimleri Yüksek Mahkeme'ye götürebiliriz" mesajı Trump, ülkede 3 Kasım Salı günü yapılan ve sonuçları henüz netleşmeyen seçimlere ilişkin Beyaz Saray'da basın toplantısı düzenledi.Seçimlerin güvenilirliğini sağlamak için çaba sarf ettiklerinin altını çizen Trump, "Yasal yollarla kullanılmış oyları sayarsınız ben bu seçimi kolaylıkla kazanıyorum! Yasal olmayan ve geç gelen oyları sayarsanız, (Demokratlar) bu seçimi bizden çalabilirler. Bu konuyla ilgileneceğiz." ifadesini kullandı.Trump halihazırda Florida, Iowa, Indiana, Ohio gibi önemli eyaletlerde seçimleri kazandıklarını belirterek, "Biz büyük medya, para ve teknoloji şirketlerinin müdahalesine rağmen, bu zaferleri kazandık." değerlendirmesinde bulundu.Anketlerin seçimlerde yanıldığına işaret eden Trump, "Anket şirketleri bilerek bu seçimde yanlış bilgi verdi. Bu çok saçma. Bekledikleri gibi mavi dalga olmadı, bunun yerine büyük kırmızı dalga oldu. Basındaki anketler, seçimlere müdahale etmek istedi." diye konuştu."DEMOKRATLAR, GÖZLEMCİLERİN HUKUKİ HAKLARINI KULLANMALARINA İZİN VERMEDİ"Trump, Senatoda çoğunluğu koruduklarını, Temsilciler Meclisinde de koltuk kaybetmediklerini söyleyerek, "Tüm kritik yerlerde biz kazanıyorduk, sonda bir anda mucizevi şekilde bizim oylarımız düşmeye başladı. Demokratlar, gözlemcilerin hukuki haklarını kullanmalarına izin vermedi. Bazı yerlerde mahkemeye gittik." dedi.Sonuçların henüz netleşmediği Arizona'da seçimi kazanacaklarına inandıklarının altını çizen Trump, "Biz bu seçimlerin güvenliğini savunacağız ve yolsuzluğun bu kadar önemli bir seçimi çalmasına izin vermeyeceğiz. Kimsenin susturulmasına ve gerçek olmayan sonuçlar üretilmesine izin veremeyiz." ifadesini kullandı.Trump, yıllardır ülkesinde yapılan seçimleri takip ettiğini belirterek, bu yılki seçimlerde birçok usulsüzlük tespit ettiklerini aktardı.Joe Biden'ın ve Demokratlar'ın "tüm oylar sayılmalı" çağrılarına da yanıt veren Trump, "Biz burada 'yasal' kelimesini kullanmak durumundayız. Tüm yasal oylar sayılmalı. Biz açıklık ve şeffaflık istiyoruz. Gizli oy sayma odaları, esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan oy pusulaları, seçim gününden sonra kullanılmış yasadışı oylar istemiyoruz." yorumunda bulundu.Trump, dürüst bir seçim istediklerini ve bunun Amerikan halkının yararına olacağını kaydederek, "Ortada çok fazla dava olacak. Çünkü elimizde çok fazla delil var ve bu süreç ülkemizdeki en yüksek mahkemede bitebilir. Göreceksiniz. Çok fazla dava açacağız çünkü bu seçim bizden çalınmış olabilir. Postayla kullanılan oyların felaket olacağını aylardır söylüyorum." şeklinde konuştu. AAABD seçimleri: Trump‘sahtekarlık’olduğunu iddia etti, Biden sükunetçağrısıyaptı
Kritik eyaletlerde oy sayımı devam ederken, Başkan Trump bir kez daha herhangi bir kanıt sunmadan usulsüzlük iddiasını yineledi. Rakibi Joe Biden de herkese sükunet çağrısı yaptı.Habere Gitmek için TıklayınTuzla'da apartman dairesindeçıkan yangın paniğe neden oldu
Tuzla'da apartman dairesinde çıkan yangın paniğe neden oldu Yangın, gece yarısı Şifa Mahallesi Zafer Caddesindeki dört katlı bir binanın dördüncü katında henüz belirlenemeyen bir nedenle meydana geldi. İddiaya göre, evin mutfağında başlayan yangın bir anda büyüdü. Binadan alevler yükseldiğini gören vatandaşlar kendilerini sokağa attı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi aldı. Sağlık ekipleri de herhangi bir yaralanma veya dumandan etkilenme ihtimaline karşı hazır bekledi.PANİK ANLARI KAMERADABu sırada, söndürme çalışmalarını izlemek için toplanan kalabalığın ise sosyal mesafeye aldırmadan çalışmaları izlediği bazı kişilerin de maske takmadığı görüldü. Yangın, itfaiye ekiplerince kontrol altına alındıktan sonra söndürülürken, bu anlar bir vatandaş tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Görüntülerde binadan yükselen alevler görülürken, çevredeki panik anları duyuluyor.KARISINA KIZIP EVİ YAKTI İDDİASIYanan binada oturan Mehmet Kılıç, yangınla ilgili, "Gürültü, sesten dolayı çıktım geldim. Karı koca tartışması. Kocası sinirlenmiş karısına, evi yakmış. Polis ve itfaiye geldi, söndürdüler. Herhangi bir can kaybı yok. Binadaki bütün insanlar mağdur. Herkes dışarıda bekliyor, binalarına giremiyorlar. Bildiğim kadarıyla olay bu" diye konuştu.Yangınla ilgili soruşturma sürüyor. DHAABD seçimleri: Trump'ın usulsüzlük iddialarıneye dayanıyor, doğruluk payıne kadar?
Beyaz Saray'da basın açıklaması yapan Donald Trump, herhangi bir kanıt sunmadan Demokratların seçimlerde usulsüzlük yaptığı iddialarını tekrarladı. Trump'ın basın toplantısında dile getirdiği iki temel suçlamayı, BBC Washington muhabiri Anthony Zurcher değerlendirdi.Habere Gitmek için TıklayınYusuf Yazıcıhattrick yaptı, Hakan'lıMilan'ıüzdü
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Yusuf Yazıcı hattrick yaptı, Hakan'lı Milan'ı üzdü UEFA Avrupa Ligi H Grubu'nun 3'üncü haftasında Lille, deplasmanda Milan'ı Yusuf Yazıcı'nın 3 golle yıldızlaştığı maçta 3-0 mağlup etti.San Siro'da İtalya Serie A ekiplerinden AC Milan, Fransa Ligue 1 takımı LOSC Lille'i konuk etti. Yusuf Yazıcı, Burak Yılmaz ve Zeki Çelik'in formasını terlettiği Fransız ekibi, Hakan Çalhanoğlu'nun formasını giydiği Milan'ı Yusuf Yazıcı'nın 3 golüyle 3-0 mağlup etti. 22'nci dakikada kendi kazandığı penaltıyı gole çeviren Yusuf Yazıcı, ilk yarının skorunu tayin etti: 0-1.3 MAÇTA 2'NCİ KEZ HATTRICK55'inci dakikada Yusuf Yazıcı, ceza sahası dışından yaptığı şık vuruşla kaleci Donnarumma'yı avladı ve takımını 2-0 öne geçti. Bu golden hemen 3 dakika sonra bir kez daha sahneye çıkan yıldız futbolcu, attığı golle hem kendisinin hem de takımının 3'üncü golünü kaydetti. Yusuf Yazıcı bu hattrick ile birlikte gruptaki 3'üncü maçında 2'nci kez hattrick yapma başarısı gösterdi.Lille'de müsabakaya ilk 11'de başlayan Zeki Çelik 90 dakika sahada kalırken, Yusuf Yazıcı ise 80'inci dakikada yerini bir diğer milli oyuncu Burak Yılmaz'a bıraktı. Milan'da ise maça yedek kulübesinde başlayan Hakan Çalhanoğlu, 46'ncı dakikada Krunic'in yerine oyuna dahil oldu.Bu sonuçla birlikte Lille, Milan'ın yenilmezlik serisini sonlandırırken, puanını da 7'ye yükseltti ve 3'üncü haftayı lider olarak tamamladı. Milan ise 6 puanda kaldı.Öte yandan Cengiz Ünder'in formasını giydiği İngiltere Premier Lig ekibi Leicester City ise G Grubu 3'üncü maçında Portekiz'in Braga takımını 4-0 mağlup ederek 9 puanla gruptaki liderliğini sürdürdü. Milli futbolcu Cengiz Ünder karşılaşmaya ilk 11'de başlarken, 62'nci dakikada yerini Praet'e bıraktı. Bu arada Cengiz Ünder, 48'inci dakikada Iheanacho'nun attığı golün asistini yapan isim oldu. DHAFed BaşkanıPowell'dan "ekonomik görünüm" değerlendirmesi: Ekonomik görünüm olağanüstüderecede belirsiz
Fed Başkanı Powell'dan "ekonomik görünüm" değerlendirmesi: Ekonomik görünüm olağanüstü derecede belirsiz Powell, Fed'in politika faizini yüzde 0-0,25 aralığında sabit tutmasının ardından, telekonferans yöntemiyle basın toplantısı düzenledi.Fed'in para politikası hedeflerine ulaşmakta son derece kararlı olduğunu belirten Powell, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başından bu yana toparlanmanın olabildiğince güçlü olmasını sağlamak ve ekonominin aldığı kalıcı zararı sınırlandırmak için güçlü önlemler aldıklarını anımsattı.Powell, bu zorlu dönemde ekonomiyi destekleme taahhütlerini yinelediklerini belirtti."TOPARLANMA DEVAM ETTİ ANCAK İYİLEŞME HIZI AZALDI"Ekonomik faaliyetin bu yılın ikinci çeyreğinde yaşadığı düşüşün ardından toparlanmaya devam ettiğine işaret eden Powell, "Ancak son aylarda iyileşme hızı azaldı." değerlendirmesinde bulundu.Powell, "Genel olarak ekonomik faaliyet salgından önceki seviyesinin oldukça altında ve önündeki yol oldukça belirsiz olmaya devam ediyor." diye konuştu.İş gücü piyasasındaki iyileşme hızının da yavaşladığını belirten Powell, işsizlik oranının son 5 ayda düştüğünü ancak eylül ayı itibarıyla yüzde 7,9'da kaldığını kaydetti.Powell, salgının enflasyon üzerinde de önemli bir iz bıraktığına işaret ederek, fiyatların özellikle salgından en çok etkilenen sektörler için zayıf bir seyir izlettiğini anlattı.FAİZ ORANLARINI MEVCUT SEVİYEDE TUTMA SİNYALİFed Başkanı Powell, "Pandemi boyunca vurguladığımız gibi ekonomik görünüm olağanüstü derecede belirsiz ve büyük ölçüde virüsü kontrol altında tutma çabalarının başarısına bağlı olacak. Hem ABD'de hem de yurt dışında Kovid-19 vakalarındaki son artış özellikle endişe verici." ifadelerini kullandı.Gelecek yıllarda maksimum istihdama ulaşma kabiliyetinin önemli ölçüde uzun vadeli enflasyon beklentilerinin yüzde 2'ye sabitlenmiş olmasına bağlı olduğunu aktaran Powell, "Para politikasının destekleyici duruşunu istihdam ve enflasyon hedefleri başarılana kadar devam ettirmeyi umuyoruz." dedi.Powell, faiz oranlarının ise mevcut seviyede tutulmasının uygun olacağını düşündüklerini aktardı."VARLIK ALIMLARINI DEĞERLENDİRMEYE DEVAM EDİLECEK"Varlık alımlarına da değinen Powell, gelecek aylarda hazine tahvilleri ve ipoteğe dayalı menkul kıymet alımlarına mevcut hızda devam edeceklerini bildirdi.Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında varlık alımlarının toparlanmayı desteklemedeki rolünü tartıştıklarını aktaran Powell, bu alımların finansal koşulları rahatlattığına ve ekonomiye önemli bir destek sağladığına inandıklarını dile getirdi.Powell, gelişmeleri izlemeye ve devam eden varlık alımlarının maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerinin yanı sıra piyasa işleyişi ve finansal istikrarı en iyi şekilde nasıl destekleyebileceğini değerlendirmeye devam edeceklerini ifade etti.Fed Başkanı Powell, "Kredi akışını korumak, ekonomiye verilen zararı hafifletmek ve sağlam bir toparlanmayı desteklemek için çok önemli." dedi."EKONOMİK TAHMİNLERE YÖNELİK DEĞİŞİKLİĞE GİDİLECEK"Doğrudan mali desteğe ihtiyaç duyulabileceğini vurgulayan Powell, bu zamana kadar alınan mali politika eylemlerinin ülke genelinde aileler, işletmeler ve topluluklar için kritik bir fark yarattığını söyledi.Powell, "Bu yılın başında olan ekonomik faaliyetin ve istihdamın eski seviyelerine dönmesi biraz zaman alacak ve bunu başarmak için hem para hem de maliye politikasından sürekli destek gerekebilir." diye konuştu.Ekonomik tahminlere yönelik aralık ayında yapılacak açıklamada birkaç değişikliğe gidilmesinin planlandığını belirten Powell, hem tüm materyalleri aynı anda açıklayacaklarını ve böylece daha fazla bilgi sunacaklarını hem de belirsizlik ve risk değerlendirmeleri dengesinin zaman içinde nasıl değiştiğini gösteren iki yeni grafik paylaşacaklarını aktardı."DAHA FAZLA MALİ DESTEĞE KARAR VERMEK KONGRE'NİN GÖREVİ"Toplantıda basın mensuplarının da sorularını yanıtlayan Powell, ekonomiye yönelik daha fazla mali desteğin zamanlamasına ve boyutuna karar verme görevinin Kongre'nin olduğunu söyledi.Powell, mali politikanın bankanın yapamayacaklarını yapabileceğini belirterek, Fed'in kredi programlarıyla finansal istikrarı, faiz oranları ve varlık alımlarıyla talebi destekleyebileceğini vurguladı.Fed Başkanı Powell, daha fazla mali destekle daha güçlü bir toparlanmanın sağlanabileceğini ifade etti.Kovid-19 salgınının ekonomik etkileriyle mücadele kapsamında bankanın uyguladığı kredi programlarının süresinin uzatılmasına ilişkin bir soruya ise Powell, söz konusu kararın Hazine Bakanlığı ile ortaklaşa alınacak bir karar olduğunu kaydetti. AA‘Gelişkin vicdanlar icat edebilmeliyiz’
‘Gelişkin vicdanlar icat edebilmeliyiz’ /Archive/2020/11/6/003416860-ic1.jpg- Öncelikle tebrik ediyorum, köklü geçmişleriyle anılan ödüller kuşkusuz her yazarda farklı bir etki yaratır. Yunus Nadi Ödülü sizde nasıl bir etki yarattı?Teşekkür ederim. Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazandığım için çok sevindim, mutlu oldum. Takdir edilmek iyi hissettiriyor ama aynı zamanda sorumluluk yüklüyor. Ödüllerin bir işlevinin de antoloji oluşturmak olduğunu düşünüyorum. 10 yıl sonraki bir okura, “Bunu oku” telkini. Bunları unutup yazmaya, kendini aşarak ilerlemeye devam etmek gerekiyor.- İlki 2013 yılında olmak üzere, ikişer yıl arayla yayımlanmış üç şiir ve iki öykü kitabınız var. Şiirden öyküye geçişiniz nasıl oldu?“Geçiş” gibi bir durum söz konusu değil. Şiirden biraz rol çalmış olabilirim düzyazı için ama yöntem olarak bir yazar gibi değil de şair gibi çalışıyorum sanırım. Gene de “anlatıcı” sayılmak isterim eğer bir kimlik biçilecekse. Kostümlerin en sadesi, hem zırha da gerek yok.‘EV KABUĞUMUZDUR, İLK YARANIN MESKENİ’- Öykülerde mekân seçimleriniz de dikkat çekici. Öte yandan mekânların ortak noktası bizi eve götürmesi. Dışarıda hızlı akan yaşamı içeride adeta yavaşlatıyor karakterler. Ev bir kaçış noktası mı?Ev kabuğumuzdur, ilk yaranın meskeni. En şefkatli koruyucuların - öyle oldukları varsayılır - bir sofrada toplandığı mekânda açılır en derin yara, o yaradan bakılır. Dünyaya ve hıza alışmamız için evden çıkar, çıkarılırız; o hıza itiliriz. Dönüp dolaşacağımız, varacağımız yer gene o kabuktur tabii. Evdeki yavaşlık kişisel benliklercedir, dışarıda maruz kalma söz konusudur.- Gerçekçi öyküler sunuyorsunuz okura. Ölüm temasını çokça hissediyor, kapakta dahi bunu görüyoruz. Kitabın bir bölümünde “Ana unutulmaz elbet ama ölü anayla da yaşanmaz” deniliyor. Bu gerçeklikte kaybolmadan nasıl devam ediyoruz yaşama?Tırnak içindeki cümleyi böyle müstakil görünce epey ürktüm. Devam edemediğimizden oyalanıyoruz sanki. Asıl konumuza dönmemek, onu düşünmemek, etrafında dolanmak için olabilir tüm bunlar. Ben bir gerçeğe varırken başka bir gerçekle rastlaşır fakat bir ötekiyle yüzleşirim, belki başka biri onu metaforlara üleştirir, bir başkası da onun sesiyle yaşar, görüntüyü hapseder. Bazen de gerçekliğe hazır ederiz kendimizi. Başımıza gelmeden, geldiğinde daha az sıyırıkla atlatmak adına. Tabii bu ikiyüzlülük olur./Archive/2020/11/6/003429656-ic2.jpg‘ARTIK ÇOK GEÇ!’- “Hız” olgusu kapitalist sistemde her alana sinmiş ve sindiği her konuda yüzeyselleşmeye yol açmış durumda. “Her Gün Rüya Görüp Dağların Karına Bakmaya Giderdim” öyküsünde gibi kişileri çıkmaza sürükleyen de kusurlarla dolu aynı sistem mi?Aslında bir denge tutturmak pek mümkün değil bu konuyla ilgili. Ya hemen yargılayıp darağacına gönderiliyor insanlar ya da çok fazla “anlama, empati kurma” çabasına girişiliyor. Kimse yargıçlığa, jüriliğe soyunmamalı. Gelişkin vicdanlar icat edebilmeliyiz ama artık çok geç.Akışa, hıza “hızla” karar ver, kimin ve neyin tarafındasın seç, en popüler kınama yöntemi vs. şablonlardan, paketlerden birine dahil ol. Beni doğrudan ilgilendirmeyen bir şeyi muhatap almak istemiyorum.Elektrik faturamın yüzde bilmem kaç zamlanması beni doğrudan ilgilendiriyor meselâ ama bunun adil olup olmadığını tartışmaya açmak için birilerini ikna edeceğimi düşünmek yıldırıyor. Yeni tutsaklık modeli belki.MURAT ÇELİK: Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Şiirleri ve öyküleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Habis, Sompla Ka, Evde Yoktum ve Öykülem gibi yayınları hazırladı. Eve Dönmeyen Hayvan (2019) kitabı ile Yunus Nadi Ödülü’nü kazanan yazarın İhtimal Cüce (2013), Taşra Bitki Örtüsü ve Parseller (2015), Planlı Yapılmadık (2017) adlı şiir kitapları ve Epey (2019) adlı bir de öykü kitabı bulunuyor.Eve Dönmeyen Hayvan / Murat Çelik / Everest Yayınları / 126 s. Berrin KaradenizKör kuyuların merdivensiz bıraktığıöyküler
Kör kuyuların merdivensiz bıraktığı öyküler /Archive/2020/11/6/003102455-ic1.jpgYazar tarafından oluşturulan metinleri nitelikli kılan bazı unsurlar vardır. Bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz biçemidir. Schopenhauer, Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine adlı yapıtında, üslupta yapmacıklığın gereksiz yere yüz ekşitmek olduğuna değinir ve ekler: “Bir insanın yazdığı dil (üslup, y.n.), ulusunun fizyonomisidir.” [Fizyonomi: Yüz okuma sanatı, y.n.]İLK CÜMLE, İLK ÖYKÜKadri Öztopçu, Kimsenin Bilmediği İnsanlar’da; dallanıp budaklanmayan olay örgüleriyle anlatılmak isteneni net bir şekilde anlatan bir o kadar da şiirsel duruşuyla okuyucuyu umarsızca içine çeken bir biçemle çıkıyor karşımıza. Herkesin bildiği ama bilmek ve görmek istemediği insanların aslında genel olarak Türk toplumunun aşamadığı kalıtımsal yaraların izini sürüyor.Bazı kitapların ilk cümleleri, kitabın ne kadar nitelikli olabileceğinin işareti olabilir. Kimsenin Bilmediği İnsanlar’ın ilk hikâyesi de o nitelikli ilk cümle yordamında. “Kör Kuyular” adlı ilk bölümün ilk öyküsü olan “Bir Naftalin Hikâyesi”, olmayan merdivenin ilk adımı misali… Yaşamımızın her alanına yayılan ve gittikçe yükselen, yapana haz veren nezaketsizliğin bir ocağı nasıl yerle bir ettiğinin acı bir örneği… Gidenin ardından bıraktığı bir hırkanın hüzünlü bir anlatısı./Archive/2020/11/6/003118565-ic2.jpgÖLÜM, SOĞUK BİR NEFESArdından gelen öykülerde, ölüm gerçeğinin sürekli ensemizde soğuk nefes gibi gezindiğini, zamanın su gibi acımasızca ve habersizce akıp gidişini; bir anne ve bir babanın ayrılığından doğan kimsesiz bir yasın, iki kardeşi hissizliğe terk edişinin gerçekçi anlatısını; bir çocuğun gözünden töre cinayetini; benliğini bulamayan, bulsa bile sistemin çarkları arasında ezilip gideni; hiçbir şey olamayanı ve terk edip gideni; işsizliği, işsizliğin getirdiği psikolojik yitmişliği dert ediniyor Öztopçu.“Kısa Bir Ara” adını verdiği ikinci bölümde, oldukça kısa öykülerle şiirsel anlatımın kapısını hayli aralıyor. “Akılların yerine bıçakların bilendiği” günümüz siyasal koşullarına ince göndermeler yapmadan edemiyor. Yer yer soyut anlatım yoluna başvursa da öyküyü bağlamından koparmıyor.“Kimsesiz Yollarda” bölümünde, gitgide matem havasına bürünüyor. Kitap boyunca sürekli ölümden bahseden Öztopçu, bu bölümde de sık sık yineliyor, adeta ölümü çağırıyor…“Kimsenin Bilmediği İnsanlar” okurlarla buluştuktan sekiz ay sonra, 1 Mart 2020’de aramızdan ayrılıyor ve kendi deyimiyle, sepya bir sisin içinde kayboluyor.KADRİ ÖZTOPÇU: 1954 yılında Samsun’da doğan Kadri Öztopçu’nun şiirleri çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlandı. 1 Mart 2020’de yaşama gözlerini yuman Kadri Öztopçu’nun Yanlış Hikâyeler (Can Yayınları, 2006), Kuş Oltası (Can Yayınları, 2009), Saklıköy’ün Kuşçucu (Günışığı Kitapları, 2009) ve Yara (Can Yayınları, 2013) adlı kitapları bulunuyor. Mehmet Aman‘Yüzellilik gazeteciler’gerçeği!
‘Yüzellilik gazeteciler’ gerçeği! /Archive/2020/11/6/002725645-ic1.jpg- Gayet kapsamlı gözüken çalışmanızda hangi kaynaklardan yararlandınız?Araştırma, inceleme eserlerinin dışında iki kaynak grubum var. İlki arşivler. Bunlar içinde de Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde yer alan belgeler ile Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivi’nde yer alan istihbarat dosyaları öne çıkıyor. İkinci grubu gazetecilerin önce Millî Mücadele döneminde Türkiye’de, ardından sürgünde yaşadıkları ülkelerde çıkardıkları gazeteler oluşturuyor. Fransa’dan Yunanistan’a, Bulgaristan’dan Mısır’a kadar geniş bir coğrafyaya yayılan gazeteler bunlar.SÜRGÜNDE İKİ FARKLI DURUŞ- Bu gazeteciler sürgünde nasıl bir tavır sergilediler?Sürgünde iki farklı duruş sergiliyorlar. Bir kısmı inançsızlıklarını; suçlamaya, hakarete hatta ne yazık ki yabancı devlet ve örgütlerle iş birliğine dönüştürüyorlar. Eleştirileri bilimsellikten çok uzak. Maddi ve manevi konumlarını kaybetmenin verdiği öfkeyle yoğrulmuş slogan cümleler, özel hayatlara müdahaleler, Türk kadınları ve anaları üzerinden yapılan çok küçültücü saldırılar gibi.Dikkat çekici olansa; dünyanın farklı bölgelerine giden, birbirlerinden binlerce kilometre uzakta olan bu kişilerin suçlamaları, yaparken kullandıkları kelimeler, cümleler, kalıplar sanki tek bir kaynaktan çıkmış gibi. Birileri ellerine yazılı bir kâğıt vermiş, bu doğrultuda yazın konuşun demiş sanki.‘TÜRKİYE’YE BİLGİ SATANLAR DA VAR’- İkinci Gruptakiler kimlerdir?İkinci gruptakiler Türkiye’ye muhbirlik yapanlardır. Birinci grupla olan yakın ilişkilerini kullanarak Türkiye’ye bilgi satmışlardır. Satmışlardır diyorum çünkü bu görevi para karşılığı yapmışlardır. Kimileri düzenli olarak maaşa bağlanmıştır, kimilerine verdikleri bilgi karşılığında ödeme yapılmıştır.Kritik öneme sahip bilgiler de vermişlerdir. San-Remo’da Vahideddin’in yaptığı toplantılar, Atatürk’e suikast girişimleri, Kürtçü ayaklanmalar gibi..Bu isimlerden bir kısmı samimidir. Yani yaşadıkları ülkelerde o güne kadar olan duruşlarının hata olduğunu kavramışlar, ilk grubun niyetinin Türkiye, Türklük değil kendi kişisel çıkarları olduğunu gözleri ile görmüşlerdir. Muhbir olanların bir kısmı çift taraflı çalışmıştır. Hem Türkiye’ye kendi arkadaşlarını gammazlamışlar hem de İngiliz, Fransız, Yunan ayırt etmeden yabancı istihbarat örgütlerine Türkiye, Türk ordusu hakkında bilgiler vermişlerdir. Bir masanın başına oturup uydurma raporlar hazırlayıp Türkiye’den para koparmaya çalışan da vardır./Archive/2020/11/6/002744457-kapakic2.jpg‘DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUM DİYENLER’- Yüzellilik gazeteciler ile isyanlar arasında bir bağlantı var mı?Evet. Kemalist Türkiye diye tanımladıkları Türkiye Cumhuriyeti’ni, onun yaşamasının tek dayanağı olarak gördükleri Atatürk’ü ortadan kaldırmak, saltanatı iade etmek, eski mevkilerini kazanmak için yabancı örgütlerle de iş birliği yapıyorlar.Bu iş birliklerinden biri de 1926-1930 yılları arasında Ağrı ve çevresinde meydana gelen isyan dalgasında gerçekleşiyor. İngiliz, Fransız, Yunan destekli cemiyetler kuruluyor, gazeteler çıkarılıyor, para toplanıyor, Ermenilere toprak verilerek sözleşmeler yapılıyor. Görüşmeleri yapanlar arasında gazetecilerin yanı sıra Millî Mücadele tarihimizin önemli bir ismi de var üstelik.Bu süreçle ilgili pek çok değerli çalışma ortaya konuldu. Ben de bu süreçte gazetecilerin rolünü ortaya koymak istedim. İsyan sürecinin yalnızca iç dinamikleri olmadığını, asıl kaynağın Ortadoğu ile Avrupa olduğunu, emperyalistler ve işbirlikçilerinde düğümlendiğini; din, dil, ırk fark etmeden Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak hedefine yöneldiğini belgeleriyle ortaya koymayı amaçladım. Düşmanımın düşmanı dostumdur diyorlar özetle.‘İÇERİDE HÂLÂ ADAMLARI VARDI!’- Yüzellilik gazeteciler olayından bugüne çıkarım yapacak olursak, neler söylemek istersiniz?15 Temmuz darbe girişimi sonrası darbeciler hangi ülkelere kaçtılar, hatırlayalım. Kaçanlar Türkiye ve Türk ordusu ile ilgili hangi bilgilere sahipti, hatırlayalım:Millî Mücadele’ye karşı çıkıp kaçanlar da benzer ülkelere gittiler, benzer bilgilere sahiptiler. Sürgünde Türkiye ile ilişkilerini bir şekilde sürdürdüler. İçerde hâlâ adamları vardı. Adamları sözcüğünü bilerek vurguluyorum. Çünkü kendileri söylüyorlar. Bakanlıkları, Meclis’i işaret ediyorlar, Orduyu ele geçirmekten bahsediyorlar.PROF. DR, ŞADUMAN HALICI: 1970 yılında Ankara’da doğdu. 1996’da Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1998’de aynı üniversitede “Yüzellilikler” başlıklı tezi ile Yüksek Lisans, 2004’te “Yeni Türkiye Devleti’nin Yapılanmasında Mahmut Esat Bozkurt 1892-1943” başlıklı çalışması ile Doktora tezini veren Şaduman Halıcı halen Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Yayınlanmış dokuz kitabı, pek çok uluslararası makalesi bulunuyor. Çağdaş Bayraktar