News - Haberler
Rolls-Royce Birleşik Krallık’ta 16 mini nükleer santral kurmayıplanlıyor
Rolls Royce liderliğindeki bir konsorsiyum Birleşik Krallık’ta 16 mini nükleer santral kurma planını açıkladı.Habere Gitmek için TıklayınMacaristan hükümeti eşcinselçiftlerin evlat edinmesini yasaklamak istiyor
Macaristan hükümeti eşcinsel çiftlerin evlat edinmesini engelleyecek bir anayasa değişikliği için referanduma gitmeyi hedefliyor.Habere Gitmek için TıklayınYeni ekonomi yönetimi beklentileri karşılayabilecek mi?
Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın başındaki isimlerin değişmesi, ekonomi yönetiminde yeni bir dönemin başladığına işaret ediyor. Erdoğan da dünkü konuşmasında ekonomide yeni dönem vurgusu yaptı. Peki ekonomistlerin bu yeni dönemden beklentisi ne? Bu beklentiler karşılanabilecek mi?Habere Gitmek için TıklayınHollanda Meclisi seks işçilerine koronavirüs desteği istiyor
Hollanda Temsilciler Meclisi, koronavirüs önlemleri kapsamında seks işçiliğinin yeniden yasaklanması nedeniyle zor durumda kalan sektör çalışanlarına yönelik bir ekonomik destek paketi hazırlanmasını istiyor.Habere Gitmek için TıklayınAkdeniz'de göçmenleri taşıyan bot battı: 6ölü
Akdeniz'de göçmenleri taşıyan bot battı: 6 ölü İspanyol sivil toplum kuruluşu (STK) Open Arms, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Libya'daki Sabratha Antik Kenti'nin 30 mil açığında batmak üzere olan bottaki düzensiz göçmenleri kurtarmak için operasyon düzenlediklerini belirtti.Operasyon sırasında ikiye ayrılan bottan denize düşen göçmenlerden 110'unun Open Arms ekiplerince kurtarıldığı bildirilen açıklamada, 1’i 6 aylık bebek olmak üzere 6 göçmenin yaşamını yitirdiği kaydedildi.İtalyan Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan olaya ilişkin yapılan yazılı açıklamada da Libya arama-kurtarma bölgesi içindeki alanda zor durumda bulunan göçmen botunun sabah saatlerinde Avrupa Sınır Koruma Ajansı'na (FRONTEX) ait devriye uçağı tarafından fark edildiği ve Open Arms gemisinin bölgede kurtarma operasyonu başlattığı ifade edildi.Açıklamada, sağlık durumları ciddi olan 4 göçmenin Open Arms gemisinden tahliye edilmesi için sağlık ekibinin bulunduğu devriye botunun yola çıkarıldığı bildirildi. AAMakas atan otomobil ağacaçarparak ortadan ikiye ayrıldı: 1ölü, 1 yaralı
Makas atan otomobil ağaca çarparak ortadan ikiye ayrıldı: 1 ölü, 1 yaralı Araçta bulunan ve kimlikleri belirlenemeyen kişilerden biri yaşamını yitirirken diğeri ağır yaralandı. Kaza alanını cep telefonu ile görüntüleyen iki kişiye ise maske takmadıkları gerekçesiyle 900’er lira idari para cezası kesildi.Kaza, gece yarısı Muratpaşa ilçesi Sakıp Sabancı Bulvarı üzerinde meydana geldi. Konyaaltı istikametine giden ve iddiaya göre diğer araçlara makas atan sürücüsü belirlenemeyen 07 AHF 928 plakalı otomobil kontrolden çıktı. O sırada seyir halinde olan araçların yanından geçen otomobil, yol kenarında bulunan ağaca çarparak ortadan ikiye bölündü.OTOMOBİL İKİYE BÖLÜNDÜKazanın etkisiyle aracın arka kısmı çarptığı ağacın yanında kalırken ön kısmı ise 10 metre sürüklendi. Araçta bulunan ve kimlikleri belirlenemeyen 2 kişi ise yola savruldu. Kazayı görenlerin durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirmesiyle olay yerine gelen sağlık ekipleri, yola savrulan 2 kişiye müdahale etti. Araç yanında bulunan kişi müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Ağır yaralın diğer kişi ise Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü.‘ÇOK SÜRATLİ VE MAKAS ATARAK GİDİYORDU’Kaza yapan aracın seyir halindeki araçlara makas atarak ilerlediğini iddia eden Faruk Karaduman, "Ben sol şeritte gidiyordum. Makas attığını gördüm. Sağ şeride kaçayım dedim. Sağa geçerken az daha bana da vuruyordu. Önümdeki birkaç arabaya daha makas attı. Alt geçitten çıktığımda kazayı gördüm. Durdum hemen ambulansı aradım. Çevredekiler de geldi, birinin kalbinin atmadığını söylediler. Hızı 200 kilometreyi yakındı. Çok aşırı hızla, makas atarak gidiyordu” dedi.GÖRÜNTÜ ALMAYA ÇALIŞAN KİŞİLERE MASKE TAKMAMA CEZASIKazayı görüp yol kenarına araçlarını park edip duran kişiler ise olay yerinde görev yapan polislere zor anlar yaşattı. Cep telefonu ile kazayı görüntüleyen kişileri polis ekipleri uzaklaştırırken, tüm uyarılara rağmen uzaklaşmayan bir kişiye ise polis, ‘Yoruldum artık. Hadi kardeşim uzaklaşın’ diyerek tepki gösterdi. Olay yerine çekilen şeridin önüne gelerek görüntü almaya çalışan iki kişiye ise maske takmadıkları gerekçesiyle 900’er lira idari para cezası uygulandı.Yaralı olarak hastaneye kaldırılan kişinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. İkiye bölünerek paramparça olan araç ise çekici yardımıyla kaldırıldı. Kaza ile ilgili soruşturma sürdürülüyor. DHABüyük skandal, hasta hasta milli takıma karşıoynadı
Türkçe Haberler En Son Başlıklar Büyük skandal, hasta hasta milli takıma karşı oynadı Türkiye - Hırvatistan maçında 45 dakika oyunda kalan Domagoj Vida’nın Covid-19 test sonucu pozitif çıktı.Hırvatistan Futbol Federasyonu tarafından yapılan açıklamada, Beşiktaşlı Domagoj Vida'nın test sonucunun pozitif çıktığı belirtildi. Bu gelişme A Milli Takım kampında endişe yaratırken, Hırvatistan Futbol Federasyonu, Türkiye maçı için alınan örneklerin pazartesi günü, İsveç maçı için alınan örneklerin ise bu sabah alındığını belirterek, resmi prosedürlere uygun hareket edildiğini duyurdu./Archive%5C2020%5C11%5C11%5C221851209-turkiye-hirvatistan-fotograflar_10.jpg DHAİşsizlik SigortasıKanun Teklifi TBMM'de kabul edildi
İşsizlik Sigortası Kanun Teklifi TBMM'de kabul edildi TBMM Genel Kurulu'nda oylanarak kabul edilen teklifle, vergi borçları yapılandırılarak 18 taksitle ödenebilecek. Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi (KDV), Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), Özel Tüketim Veİşsizlik Sigorta Kanun Teklif kabul edildirgisi (ÖTV), tüm idari para cezaları, KYK borçları, Hazine alacaklarını kapsayan vergi borçları yapılandırılabilecek. Vergi cezaları, gecikme faizleri ve gecikme zamları; trafik, seçim, nüfus para cezaları; Karayolu Taşıma Kanunu'na göre; kesilen para cezaları, kara yollarından usulsüz geçişler nedeniyle kesilen para cezaları gibi tüm idari para cezaları yapılandırma kapsamında olacak. Öğrenim katkı kredisi ve öğrenim kredisi borçları, ecrimisiller, haksız alınan destekleme ödemeleri, kaynak kullanımı destekleme fonu, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı da yapılandırılabilecek.GELİR VERGİSİ VE DAMGA VERGİSİ DESTEĞİ 2023 SONUNA KADAR UZATILABİLECEKİşsizlik ödeneğinden yararlandırılanların, işten ayrılmalarını takip eden 90 gün içinde işe girmeleri ve 12 ay süreyle kesintisiz hizmet akdine tabi olarak çalışmaları halinde, işsizlik ödeneğinden yararlandıkları süre için hesaplanacak uzun vadeli sigorta primleri, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanacak. Cumhurbaşkanı; kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi sahiplerini istihdam etmesi halinde işverene sağlanan prim desteğinin bir önceki yıl ortalamasına ilave istihdam edilen kişiler için 12 ay, bu kişinin kadın, genç veya engelli olması durumunda 18 ay süreyle işverene sağlanan prim teşvikinin ve ilave istihdam sağlayan işverene Gelir Vergisi stopaj teşviki ile Damga Vergisi desteği uygulamasının süresini 31 Aralık 2023'e kadar uzatmaya yetkili olacak.KISA ÇALIŞMA SÜRESİ 30 HAZİRAN 2021'E KADAR UZATILABİLECEKEsnaf Ahilik Sandığı uygulamasının yürürlük tarihi, koronavirüs salgınının olumsuz etkileri nedeniyle 1 Ocak 2021'den 31 Aralık 2023 tarihine ertelenecek. Cumhurbaşkanı, kısa çalışma ödeneği uygulamasının süresini 30 Haziran 2021'e kadar uzatma yetkisine sahip olacak. Cumhurbaşkanı, kısa çalışma ödeneğinden yararlanan sigortalıların normal çalışma sürelerine dönmeleri durumunda işverene ödenen ve İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanan prim desteği süresini 30 Haziran 2021'e kadar uzatabilecek. Başvuruda bulunanlardan işverence işe alınıp, ücretsiz izne ayrılanlar için günlük 39,24 TL, bu kapsamda olup başvurusunun kabul edilmediğini bildirenler için ise söz konusu şartlar dahilinde hane başına günlük 34,34 TL destek sağlanacak. İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanacak destek tutarının, işe alındığı tarihten itibaren fiilen çalıştırılacak sigortalılar için günlük 44,15 TL, ilave işe alınacaklardan işveren tarafından ücretsiz izne ayrılacaklara ise günlük 39,24 TL olması öngörülüyor.2021 UEFA ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİ NEDENİYLE KDV İSTİSNASI 2021 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali müsabakalarının Türkiye'de oynanması dolayısıyla UEFA, katılımcı futbol kulüpleri ile organizasyonda görevli tüzel kişilerden iş yeri, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlara, bu müsabakalar dolayısıyla yapılacak mal teslimleri ve hizmetleri ile bunların yapacakları mal teslimleri ile hizmetleri KDV'den istisna olacak. DHAEski eşiniöldürdü, annesi ile komşusunu yaralayıp intihar etti
Eski eşini öldürdü, annesi ile komşusunu yaralayıp intihar etti Olay, saat 21.00 sıralarında İsmetpaşa Mahallesi 32 sokak ile 13 sokak kesimişinde meydana geldi. İddiaya göre, Alper Gül eski eşi Çilem Kılıç ile sokakta karşılaştı. İkili arasında başlayan tartışmanın büyümesi üzerine belinden tabancasını çıkaran Alper Gül, çevredekilerin dehşet dolu bakışları arasında Kılıç'a ardı ardına ateş etti. Genç kadın vucuduna isabet eden mermilerle kanlar içerisinde yere yığıldı. Gül, koşarak olay yerinden uzaklaşırken çevrede bulunan vatandaşlar polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Kılıç'ın yaşamını yitirdiği belirlendi. ESKİ KAYINVALİDESİNİN EVİNİ BASTISokak ortasında eski eşini vuran Alper Gül, ardından eski kayınvalidesi Selime Özduran'ın evini bastı. Saldırgan burada da Özduran ile evde misafir olan Sibel Yarcı'ya da ateş açtı. Silah sesleri üzerine komşuları polise haber verirken, kısa süre sonra Gül, tabanca ile kendine ateş açarak intihar etti.İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin yaptığı kontrolde Gül'ün hayatını kaybettiği belirlenirken, yaralı oldukları saptanan Özduran ile Yarcı, ambulanslarla Bergama Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.Olayla ilgili araştırma başlatan polis, intihar ettiğini anlaşılan Alper Gül'ün kısa süre önce eski eşini sokak ortasında öldüren kişi olduğunu belirledi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞIM YAPMIŞÖte yandan, eski eşi Çilem Kılıç'ı öldürüp, annesi ve komşusunu yaralayan Alper Gül’ün, sosyal medya hesabından olay öncesi yaptığı paylaşımı dikkat çekti. İntihar ederek yaşamına son veren Gül’ün paylaşımında, "Sen kimle dans ettiğini bilmiyorsun. Beni de zerre kadar tanımamışsın. Böyle devam et seni şeytan. Bakalım ne olacak" ifadelerini kullandığı ve paylaşıma 'Bedeli var' isimli bir şarkı eklediği görüldü. DHA‘Doğaya ilişkin yaptıklarımın en cüretlisi’
‘Doğaya ilişkin yaptıklarımın en cüretlisi’ /Archive/2020/11/12/002647722-kapakic1.jpg‘ÖZ BAKIMINDAN MODERN BİR ROMAN’- Halk hikayelerinden ve söylencelerden istemli ya da içselleşmiş olması bağlamında istemsizce alınan öz, konuşma dilinle yazmak tutkunla giderek daha da bileşiyor yapıtlarında. Sus Barbatus! 2’de bu nasıl sürüyor?Modern edebiyatın kaynaklarından biri, geleneksel hikâyeler ve onların yorumlarıyla ilgili çalışmalar. Ben hikâye okumayı ve anlatmayı seviyorum, bu bir yana; ancak yazım modern. Burada bir denge oluşturabilmek için çok çabaladım elbette. Bu belki Cemal Süreya’nın “folklor şiire düşman” dediği şeydir, yazı tekniğinden ve üsluptan uzaklaştığınız zaman, işte bu bir tehlikedir.Sus Barbatus! bu alanda yapmak istediğim her şeyi yapmama olanak tanıyan bir roman. Bana esneklik kazandırıyor, Civan Yusuf köyünden çıkmamış bir genç, ama Faruk sayesinde Marksizm’den söz edebiliyor.Aslına bakılırsa, Sus Barbatus!’un gövdesi halk hikâyelerine ve söylencelere gönderme yapan kısa hikâyelerle dolu, bunlarla bir bakıma, bizim hikâye geleneğimize, menkıbe geleneğine de işaret etmiş oluyoruz, bana öyle geliyor. Yine de şunu unutmamak gerekir, öz bakımından modern bir roman yazıyorum ben.‘DOĞAYA İLİŞKİN YAPTIKLARIMIN EN CÜRETLİSİ’- Dil hasadına gidenlerden değilsin, denemeler yapacağım diye dili büsbütün ‘yenilemek’ taraftarı olmadığını biliyorum. Dil üzerine geliştirmeler ne bağlamda sürdü bu romanda?Sus Barbatus!’un içinde, dil anlamında süren bir çalışmam var, romanı mevsimlere ayırdım ve her bir ciltte bu mevsimlerin dilini oluşturmak istedim. Burada yalnız mevsim görüntüsü yok, ona özgü ses zenginliği ve dil biçimi de var. Benim doğaya ilişkin yaptıklarımın en cüretlileri diyebiliriz.Amaç kuşkusuz yalnızca dil bakımından böyleydi, hikâyenin asıl odaklandığı şey, biliyorsunuz, 12 Eylül’ün insanlara yaşattığı acılar, sözgelimi, Orhan’ı ayaklarından ağaca asıyorlar, sonra yoksulluk, Kenan’ın ilk kitapta, tereğe uzanıp da küçük tarhana kavanozunda bir şey kalmamış olduğunu gördüğü sahne… Sus Barbatus!’un asıl hikâyesi bunlar.Dile dönersek, halk dilini, konuşma dilini nasıl yansıtabiliriz? Ben öteden beri bunu cümleleri keserek vermeyi denedim, bana öyle geliyordu çünkü. Bu romanda bunun yanına kahramanların dili de karıştı, atı öpüyor çocuk, çünkü onun da kendisiyle kendi yöntemiyle konuştuğunu biliyor./Archive/2020/11/12/002659363-ic2.jpg‘İNSANI ANLAMAK İÇİN DOĞAYA BAKMALIYIZ’- Doğanın insanı kış aylarında dış dünyaya karşı adeta kapsüllediği Artvin - Macahel Vadisi’ne dayanıyor köklerim. Şimdilerde küresel ısınma pek çok şeyi değiştirdiğiyse de, kışın uygarlıkla bağın koptuğu bir coğrafyanın zorluğunu aile büyüklerimden hep dinledim. Artvin ile her iki Sus Barbatus!’un bağıntısına ilişkin neler söylersin?Tabii, Artvin’e yanılmıyorsam 2014 yılıydı, bir yaz köyde kalmak için gittim. Eşimin köyünde, onun yakınlarıyla, çevreyi de gezerek bir süre kaldım. Tabii oradaki yakınlarımızın 12 Eylül döneminde yaşadıklarını epey bir zamandır dinliyordum, ancak doğanın içinde, bütün bu olaylar sanki benim için birleşiyordu. Ağaçları, hayvanları yakından görünce, insanları da daha iyi anlıyordum.Bence insan hakkında daha çok şey öğrenmek için doğaya bakmalıyız. 12 Eylül öncesi, o dik ormanlarda bazı devrimci gençlerin saklandığı mağaralar vardı, bunları oralı dostlarla birlikte ziyaret ettik, bölgede yetişen yenebilir otları, bizim Ardahan’dan iyi bildiğimiz atları, ağaçları, pınarları dolaştık, hikâyeler dinledik.‘DİYEBİLİRİM Kİ, DEDE KORKUT BİZİ ORALIDIR!’Ancak, özellikle karda mahsur kalındığı yılları ben daha çok Ardahan’dan bilirim. Fındık’ın, Gülşen’in evi, yani benim romanda anlatmaya çalıştığım köy bir Ardahan köyüdür, ama dışarıdaki doğa Artvin doğasıdır, buraları birleştirmek zorunda kaldım. Tabii ilk cildin Kenan’ı da Ardahanlıdır. Ç.’de yaşadığı akıl almaz yaşam mücadelesi o kardan kapanmış yolların bir esinidir.Şimdi, diyebilirim ki, Dede Korkut bizim oralıdır, hemşehriliğimiz var. Bu bölgenin bunca hikâye yatağı olmasının nedeni işte bu çaresizlik ve kapanmışlıktır. Çaresiz insan hikâye anlatır. Canı sıkılan insan hikâye anlatır. Tabii sizin hemşeriler de bazı özel sözcükleri bulacaklardır romanda. Örneğin kalacoş’u bilirsin o halde, yemişsindir.- Bilmez olur muyum hiç! Doğaya dönersek bir ana kucağı ve bir inziva mı senin için?Bence doğanın inzivayla da ana kucağıyla da ilgisi yok. Bana yaşamı öğretiyor. Bir yaşam mücadelesi var, bir vahşet var. Benim bakışım biraz Jack London hikâyelerindeki gibidir; kararsızlığa ya da duygusallığa yer yoktur, karnınızı doyurmak zorundasınızdır. Beni etkileyen şey, el değmemişlik. Bunun içinde Jules Verne’e özgü keşif ruhu da vardır, Jack London’a özgü maceralar da. Ama her geçen gün daha fazla duyduğum bir istek var, çıkıp tek başıma ormanların içinde dolaşmak istiyorum./Archive/2020/11/12/002710441-ic3.jpg‘ÇOK AYRINTI VERMEYE ÇALIŞTIM’- Doğanın renkleri ve mevsimleri romanın gidişatında duygulara yetkince eşlik ediyor yine. Seslerle, renklerle, hayvanlarla ve tasvirlerle nasıl bir halay içinde bu kerte?Evet, burada ilk satırdan sonuncuya kadar, elimden geldiğince daha çok ayrıntı vermeye çalıştım, yinelemeye düşmeden, en çok ne kadar derine inebilirim? Bir anlatıcı olarak en çok nerede bulunabilirim? Kendi kendime de meydan okumuş oluyorum: Kaç değişik dil kullanabilirim? Doğa anlatımını bir peyzaj olmaktan çıkarıp geçişken, yorumlu bir dil yaratabilir miyim?Elbette bunun ayrıntılarını sergilemek benim işim değildir. Ama otuz yıldır edebiyatla uğraşan biri olarak diyebilirim ki, herhalde doğayı bu kadar çok anlatan son kişi olacağım. Şimdilik, tamamlandığında, doğaya ilişkin yazdıklarım bakımından Sus Barbatus!’un bir doruk noktası oluşturacağını söyleyebilirim.DEVRİMCİ COŞKU HALİ…- Gürültülü gürültülü akan nehirler bir akışa işaret ediyor, hayatın, doğanın, zamanın... Rüzgarlar kokular taşıyor, bellekleri harekete geçiriyor.. Ormanın kanı imlediğin gibi su... Doğa silkiniyor, hareketleniyor bu kertede. Bereketleniyor da... Buzdan dolayı adeta kör olan kırmızı kartalın buzları çözülüyor, kendine geliyor kral soylu. Hayvanlar da insanlar da payını alıyor bu durumdan.Burada yaratmak istediğim etki şu; okurlar da anımsayacaktır, Sus Barbatus! 1’de, toplumsal sistem tam bir umutsuzluk içindedir. Elbette, romanın zamanı, tıpkı coğrafyası gibi, bazı kısıtlamalar içermek zorundadır. Dolayısıyla toplumsal durum bazı pratik evrelere ayrılır. Denizlerin idamı, SOSYAL BİLİMLER ANSİKLOPEDİSİ’nin incelenmesi, ölüm haberleri vs, bunlar üst üste gelir.Ancak aynı anda, Kenan kendisini Mustafa Kemal’in bir askeri gibi bir rüyada görür, ama o rüyayı gördüğü zaman da yerin altındadır, yani tam bir gömülme durumudur bu. Ama orada iyileşir.Dolayısıyla, eski kuşaklar hep anlatır, 12 Eylül’den bir gün önce, devrimin eli kulağındadır. Bu durumda, coşkunun giderek artması ve manzaranın yeşermesi gerekir. Benim romanı mevsimlere ayırma nedenim budur. Böylece roman “çağşak suyla” başlar. Suyun sıçraması, su dantellerinin içinden uçan balıkların geçmesi, bana göre tam bir devrimci coşku halidir.Bu anlamda, romanı dilin çerçevesinde incelemek kuşkusuz eleştirmenin görevi, benim söyleyebileceğim bu kadar: Soğuktan sıcağa doğru hareket ediyoruz. Bu doğa bakımından da, toplumsal durum açısından da böyle. Romanın görsel tasarımını da böyle düşündük.- Sus Barbatus! 2’nin insanlarında katılaşma değil, daha bir iyimserlik, yumuşaklık gözlemleniyor.Çok uzun sürecektir bu. Ama iyimserlik ve yumuşama, baharla birlikte geliyor. Devrimin yaklaştığını düşünüyorlar. Dolayısıyla devrimcinin tezlerinin doğrulanmaya yüz tuttuğu bir dönemdir. Sona yaklaşılmaktadır. Bunu coşkuyla ve biraz da gururla karşılıyorlar. Bir yerde Halil, edebiyatçılara yönelik eleştiriler getiriyor hatta. Ama bunların hepsi kurgusal konular tabii; yorumlamak okura kalıyor.Sus Barbatus! 2 / Faruk Duman / Yapı Kredi Yayınları / 592 s. / 2020. Gamze Akdemir / Cumhuriyet Kitap EkiRoyal Canin, kedi sahiplerine yönelik olaraközel bir etkinlik düzenledi.
Royal Canin, kedi sahiplerine yönelik olarak özel bir etkinlik düzenledi. Beslenme aracılığıyla her kedi ve köpeğin hak ettiği sağlık ve refaha kavuşması için çalışmalarını sürdüren Royal Canin Türkiye, hastalık semptomlarını ustaca gizleyebilen kedilerin sağlıkları için düzenli sağlık kontrollerinin önemini vurguluyor. Bu kapsamda; 15 Ekim-15 Kasım tarihleri arasında hayata geçirilen “Kedinizi Veteriner Hekimine Götürün” ulusal farkındalık kampanyası, evcil hayvan sahiplerini kedileri için düzenli sağlık kontrolleri planlamaya teşvik ediyor, koruyucu hekimlik uygulamalarının önemi konusunda farkındalık yaratmayı ve kedilere yönelik sağlık hizmetlerini iyileştirmeyi amaçlıyor. Evcil hayvanların ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği özel beslenme çözümleri ile onlara “daha iyi bir dünya” sunmayı hedefleyen Royal Canin Türkiye, hayvan sahipleri için de anlamlı, hayat kolaylaştıran ve değer katan tamamlayıcı fayda sağlayan hizmetler sunuyor. Bu hizmetlerin bir parçası olarak, Royal Canin dijital kanallarından hayata geçirilen “Kedim, Ben ve Royal Canin” webinarı, evcil hayvanlar için afetlere hazırlıklı olma, düzenli veteriner ziyaretlerinin önemi, sorumlu hayvan sahipliği ve beslenmenin kedi sağlığındaki yaşamsal önemine vurgu yaptı. /Archive/2020/11/12/003347125-4.png Doğru beslenme, hayvan sağlığı için yaşamsal önemde Kedi sahiplerinin, hayvanlarının ihtiyaçlarını anlayabilme ve karşılayabilme noktasında doğru beslenme çözümleri ve kedi bakımı gibi konularda bilgi sahibi olmasının hedeflendiği etkinlikte, Veteriner Hekim Tilbe Babakıray ve Veteriner Hekim Zeynep A. Tatlıağız kilo yönetimi, uygun porsiyonlama ve doğru beslenmenin kedilerin sağlığına yaptığı önemli katkıdan bahsetti. Kedi beslenmesinde doğru bilinen yanlışların da ele alındığı etkinlikte, kediler ve köpeklerin vücut fonksiyonlarını sürdürebilmek için sanılanın aksine spesifik bir kaynağa veya içeriğe değil (örn. tavuk, balık), spesifik besin ögelerine (aminoasitler, proteinler vb.) ihtiyaç duyduğu vurgulandı. Bakımı üstlenilen hayvanların hayatları boyunca ihtiyaçlarının karşılanarak sağlıklı, mutlu ve refah içinde yaşayan hayvanlar olabilmelerine odaklanan sorumlu hayvan sahipliği, kedilerin sağlığı için ilk adım. Kedilerin ihtiyaç piramidi içerisinde, en temel gereksinimlerini fizyolojik ihtiyaçları, yani beslenme, su tüketimi oluşturuyor. Bu yüzden de mutluluk ve sağlıkları için doğaları ve ihtiyaçları bakımından benzersiz olan kedilerin yavruluktan yetişkinlik dönemine kadar her yaşam evresinde kendilerine özgü hazırlanmış mamalar ile beslenmesi oldukça önemli. Öte yandan mama tüketiminde doğru porsiyonlama, kilo yönetimi ve kedilerin yalvarma davranışında onlara ekstra mama vermemek de kedilerin sağlığı için kritik önemde yer alıyor. /Archive/2020/11/12/003246844-3.png Evcil hayvanlar için deprem anı ve sonrası nasıl yönetilmeli? Evcil hayvanlar için deprem anı ve sonrasının nasıl yönetilmesi gerektiği ve dikkat edilmesi gereken hususların da konuşulduğu etkinlikte, Veteriner Hekim Yonca Kuşlu evcil hayvan sahiplerinin doğal afetler sırasında ve sonrasında neler yapması gerektiğini anlattı. Buna göre; afetlere fiziki ve psikolojik olarak hazırlık yapmak hem hayvan sahibi hem de evcil hayvanları için önemli. Deprem çantası içerisinde mutlaka kediler için mama, ilaç, salık karnesi, kediler için göğüs tasması gibi hayvanların özel ihtiyaçlarının da yer alması gerekiyor. Deprem gibi afetler kedilerin psikolojisini ve davranışlarını derinden etkiliyor; kediler etraflarına karşı kendilerine güvensiz hissedebiliyor. Bu yüzden insanlarda olduğu kadar sahipleri ile duygusal bağ kuran kediler için de stres yönetimi ve sahibi ile ortak geçirilen zamanlar oldukça önemli. Hayvan sahiplerinin, kedilerini veteriner hekime götürme sürecinde ihtiyaç duyabileceği her türlü bilgi ve bakım önerisini, kampanya için yaratmış olduğu www.kedimklinikte.com websitesinde bir araya getiren Royal Canin, site üzerinden, kedi sağlığı, bakımı ve klinik ziyaretlerinde dikkat edilmesi gerekenleri hayvan sahiplerinin bilgisine sunuyor. Hayvan sahipleri aynı zamanda, kedi psikolojisi, davranışları ve hayvan beslenmesine dair doğru bilinen yanlışları da web sitesinde yer alan videolar aracılığıyla keşfedebiliyor. /Archive/2020/11/12/003312015-5-1.png Royal Canin Hakkında: ROYAL CANIN® markasının sahibi olan Royal Canin Company, Mars Petcare’e bağlı bir şirket olup kedi ve köpeklerin sağlıklı beslenmesinde dünya çapında lider bir markadır. 1968 yılında Fransız veteriner hekim Jean Cathary tarafından kurulduğu günden bu yana, kedi ve köpeklere yönelik sağlıklı beslenme çözümleri sunmakta ve onların hayat kalitesini artırmak için tüm dünyada beslenme uzmanları, hayvan yetiştiricileri ve veteriner hekimlerle ortaklıklar geliştirerek çalışmalar yürütmektedir. Bugün 110’dan fazla ülkede faaliyet göstermekte ve kedi ve köpeklerin eşsiz özellik ve ihtiyaçlarını tüm çalışmalarının merkezine koymaktadır. cumhuriyet.com.tr