Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Monday, 12.15.2025, 01:51 PM (GMT)

News - Haberler

Nesli tükenen Saka kuşlarımerdiven altıpazarlarda satılıyor

Nesli tükenen Saka kuşları merdiven altı pazarlarda satılıyor Türkiye’de beslenmesi ve satılması yasak olan saka kuşları, yasadışı yollarla avlanıyor. Hatay Tabiatı Koruma Derneği Bilim Kurulu üyesi Prof. Ergün Yaşar, “Türkiye’de kanaryaya ne kadar ilgi varsa, Arap ülkelerinde da sakalara ilgi var. O yüzden de koruma altında olan saka kuşları kaçak yollarla avlanarak sınır dışına çıkarılmaya çalışılıyor” dedi. Kuşbilimci Süreyya İsfendiyaroğlu ise “Güneyde yakalananlar sınırın diğer tarafına kaçırılırken, Kuzeyde yakalananlar ise İstanbul’da merdiven altı pazarlarda satılıyor” diye konuştu.ÖNLENEMİYOR...İsfendiyaroğlu, Türkiye’de bütün denetimlere rağmen yabani kuşların yakalanıp, ticari olarak pazarlamasının önüne geçilemediğini kaydederek “Saka ve florya kuşları talep gören ve ötüşüyle tanınan kafes kuşları. Bu türlerin hoş nameli ötüşleri için besleniyor ve ticareti yapılıyor. Türkiye’de yaban kuşlarının kafes hayvanı olarak satılması yasak, menşei esaret altında üretilmiş olan kuşlar ve onların yavruları yasal olarak satılabiliyor. Çoğunlukla yurtdışından göçmen olarak gelen kişiler bu kuşların yabani bireylerini yakalayıp yasadışı yollardan ticaretini yapıyorlar. İlk olarak Hatay, Mersin ve Adana’da karşılaştığım bu olay artık kuzey illerde de görülüyor ve göçmen hareketleriyle paralellik gösteriyor” dedi. Kolluk kuvvetlerinin çoğunlukla ceza yazmadığını söyleyen İsfendiyaroğlu şöyle devam etti: “Suçu işleyen kişilerin yanına kâr kalıyor. Aynı suçu işlemeye devam ediyorlar. Ne yazık ki bütün denetimlere rağmen yabani kuşların yakalanıp ticari olarak pazarlanmasının önüne geçilemiyor.” Kübra Köklü

Okullar açıldı,çocuk hasta arttı

Okullar açıldı, çocuk hasta arttı Prof. Dağlı, İstanbul’daki koronavirüs vakalarının son durumunu ve çocuklar arasında korona görülme sıklığını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Hastalığın çocuklar arasında arttığını, bunda okulların açılmasının etkili olmuş olabileceğini söyleyen Dağlı, şöyle devam etti: “Çocukların hastalık sıklığı konusunda sistemik ve bilimsel bir araştırma olmamakla birlikte, çocuk hekimleri izledikleri hastaların ailelerinden sıkça çocuklarının pozitif test sonuçlarını bildiren telefonlar almaktadır. Sağlık Bakanlığı Covid-19 Gündelik Durum Raporlarının sonuncusu 29 Ekim 2020 tarihine aittir. 20-29 Ekim’i içine alan 10 gün ile temmuz ayının aynı döneminde bildirilmiş çocuk vakalar karşılaştırıldığında ilginç bir sonuç çıkmaktadır. Temmuz 20-29 arasında 5-14 yaş grubunda 428 hasta bildirilmişken, 20-29 Ekim arası 5-14 yaş grubundaki hasta sayısı 799’a çıkmıştır. Ekim ayının 10 günündeki artış temmuz ayının aynı dönemine göre 1.8 kattır. 2 yaş altındaki bildirilen hasta sayısı 20-29 Temmuz’da 77, ekim ayının aynı döneminde 80; 2-4 yaş grubunda 20- 29 Temmuz’da 115, ekim ayının aynı döneminde 111’dir. Artış 5-14 yaş grubunda olmuştur. Bu yaş grubu okul çağı çocuklardır. Okul açılmasının çocukların hastalanmasını artırdığı söylenebilir.” Paket servis hariç olmak üzere lokanta, restoran, pastane, berber, nikâh, düğün salonu, yüzme havuzu, kaplıca, hamam, internet kafe, halı saha, tiyatro, sinema, konser salonunda hizmetler saat 22.00’de sona ermesine yönelik alınan yeni kısıtlama kararlarını eleştiren Dağlı, “Bu önlemler maalesef sorunu kökünden çözmek için yeterli değildir. Avrupa’daki gibi daha sonuç verecek yaklaşımlar gereklidir. Avrupa’da ikinci dalga birincisinden şiddetli başladı, sıkı önlemler alındı. Bizde ise birinci dalganın ortasında takıldık, yükseliyoruz. Önlemlerimiz virüsün gücünü aşamazsa iyi sonuç beklemek hayacilik olur” diye konuştu.AĞIR HASTAYA BİLE YER YOKİstanbul’da son günlerde yoğun bakım yataklarının dolduğunu, hatta ameliyathanelerin bile yoğun bakıma çevrildiği bilgisinin kendilerine geldiğini söyleyen Prof. Dr. Elif Dağlı, “İstanbul’da hastane yatakları ve yoğun bakım doluluk oranı ile ilgili bir araştırma bulunmamaktadır. Bununla birlikte, İstanbul’da pandemi konusunda çalışan birçok hekim çalıştıkları kurumda yoğun bakım yataklarının dolu olduğunu bildirmekte, son birkaç gündür ise ağır hastaları sevk edecek yer bulamadıklarından yakınmaktadırlar. Yoğun bakım yatakları yetersiz olunca ameliyathanelerin yoğun bakıma dönüştürüldüğü, ancak hâlâ ihtiyacı karşılamadıkları konusunda fikir birliği hâkimdir” uyarısını yaptı. Sibel Bahçetepe

Çevre konulu belgeseller BIFED kapsamında internetüzerinden izlenebiliyor

Çevre konulu belgeseller BIFED kapsamında internet üzerinden izlenebiliyor DÜNYA SADECE BİZİM DEĞİLİDA’NIN BEKÇİLERİ / TOLGA BARMANBelgeselde Kaz Dağları’nda kurulması planlanan altın madenine karşı Türkiye’de her kesimden insanların bir araya gelerek tepki göstermesi anlatılıyor. Sorularımızı yanıtlayan 1994 doğumlu Barman, “İnsanların Kaz Dağları’nı korumak amacıyla bir bekçi gibi nöbet tuttuklarını gördüm. Kaz Dağları’nın mitolojideki adı İda ve bölge halkı bu ismi hâlâ kullanıyor. İda dağı, hem Yunan hem de Türk destan ve halk hikâyelerinde çok önemli bir yere sahip. Geçmişte bu tarz anlatılara konu olan İda, günümüzde bir maden çalışması ile karşı karşıya. Nöbet tutarak direnen doğa bekçileri de bir bakıma yeni bir İda hikâyesi yazıyorlar. İda’nın Bekçileri ismi buradan geliyor” diyor.AĞAÇLARIN YAŞAMI SONLANDIBarman, belgeseli çekerken en çok “7’den 70’e, herhangi bir ideoloji gözetmeden sadece Kaz Dağları’nı korumak için gelen insanlar”dan etkilendiğini ifade ederek şöyle konuşuyor: “Gördüğüm manzara canımı acıttı çünkü bu, sürdürülebilir olmayan bir durumu beraberinde getirecek. Binlerce canlının yaşam alanı yok edilmiş durumda. Binlerce ağacın da bizzat yaşamı sonlandırıldı baktığınız zaman. Dünya sadece bizimmiş gibi değerlendirmeyi bırakmamız lazım.”SARMISAĞIMIZ TEHLİKE ALTINDABEYAZ ALTIN / ALİ CEM ŞİMŞEKBelgeselde Kastamonu Taşköprü ilçesinde cebinde parası kalmadığı için “Çin sarmısağı” eken çiftçiler ve Taşköprü sarmısağının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması anlatılıyor. 1996 doğumlu Şimşek de Kastamonu’ya ilk kez gittiğini belirterek “Beni en çok etkileyen şey insanların konuşmaya ve kendilerini anlatmaya bu kadar aç oluşlarıydı” diye konuşuyor.DESTEK O KADAR AZALMIŞ KİŞimşek şöyle devam ediyor: “Her sene temmuz ayında toplanıp satışa hazır hale getiriliyor. Fakat daha fazla kazanmak için bazı çiftçiler ‘Çin sarmısağı’ adı verilen taşköprü sarmısağına çok benzeyen bu sarmısağı hasat zamanından önce ‘Taşköprü sarmısağı’ ismiyle pazara sürüp piyasadaki güveni sarsıyor. İnsanlar aldığı sarmısağın kalitesizliğinin farkına varınca pazardan uzaklaşıyor. Bunlar madalyonun gördüğümüz tarafı. Devlet tarıma ve çiftçiye verdiği desteği o kadar azaltmış ve bu o kadar sembolik bir hale gelmiş ki kendini geçindiremeyen çiftçi bu yollara başvurmak zorunda kalıyor. İnsanlar, ekipman satın alamıyor, hasatlarını toplamak için çalıştırılacak işçiye yevmiye parası bulamıyor. Durum bu olunca da farklı yöntemlere başvuruyorlar. Bakıldığında tamamıyla geçim mücadelesi veriyorlar.”SİNCABIN EVİ YOK OLDUANADOLU’NUN MEŞE ORMANLARI / DOĞA DERNEĞİBelgeselde Anadolu ve Trakya orman kuşağını bir zamanlar yoğun olarak kaplayan kurak meşe ormanlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya oluşu konu ediliyor. Doğa Derneği’nden Bulut Renas Kaçan, belgeselin derneğin yürüttüğü “Meşe Ormanları Restorasyonu ve Yeniden İnşası Projesi” kapsamında çekildiğini belirterek “Belgesel film çekimleri birçok insanın emekleri ve fedakârlığı ile gerçekleşti. Benim dahil olduğum kısmında beni en çok etkileyen şey bir zamanlar yoğun meşe ağaçlarının olduğu alanlarda, ağaçların kesilip yerinin tarıma açılması ve içinde yaşayan diğer canlıların gidecek başka yerlerinin olmayışıydı. Meşe ağacına yuva yapan, meyvesini tüketen sincabın gidecek başka yerinin olmayışı beni sarsmıştı” diyor.KOCAMAN BOŞLUKKaçan, belgesel filminin farklı alanlarda çekildiğini anlatarak şöyle devam ediyor: “Büyük bir bölümü İzmir’in Seferihisar ilçesinde tamamlandı. Seferihisar köylerinde insanlar ile konuştuğumuzda bir dönem yoğun meşe ormanı olan alanların zamanla nasıl yok olduğunu anlattıklarında inanılmaz etkilenmiştim. Alanları gezdiğimizde çok az sayıda meşe ağacı kalmıştı ve kalan meşeler kocaman bir boşluğun ortasında öylece duruyordu. Az ilerde açılan tarım alanları, dikilen zeytinler az sayıda kalan meşe ağaçlarının olduğu alana yaklaşıyordu. O an bir daha geldiğimde bu alana meşe ağaçlarını tekrar göremeyecek olmanın endişesi vardı içimde. Bu sanırım insanın doğada yaşayan diğer canlılara en acımasız etkisiydi.” Hazal Ocak

Finlandiya’da köpekler Kovid-19 hastalarınıtestlerden daha hızlıtespit ediyor

Finlandiya’da köpekler Kovid-19 hastalarını testlerden daha hızlı tespit ediyor İngiliz medyasının aktardığına göre, Finlandiya’nın Helsinki-Vantaa Havalimanı'nda gerçekleştirilen deney sırasında, köpekler günde yaklaşık 100 yolcuyu test etti. Gelen yolculara sıraya girerek peçeteyle cildini silmeleri teklif edildi. Ardından peçeteler bir kavanoz içine yerleştirilerek köpeklere koklatıldı.Hayvanlar, belirli hareketlerle olası enfeksiyonlu peçeteyi gösterecek şekilde eğitildi. Köpek, 'testin pozitif' olduğu yönünde uyarı vermesi durumunda yolcu PCR testine alınıyor.Şu ana kadar 16 köpekle gerçekleştirilen deneden yaklaşık 2 bin 200 yolcu geçti. Hayvanlar vardiyayla çalışıyor. Turistler bu testlere gönüllü olarak katılıyor. Araştırmanın aralık sonuna kadar devam etmesi bekleniyor.Helsinki Üniversitesi’nden Anna Hielm-Björkman’a göre köpekler, havalimanlarında PCR testlerine ucuz ve hızlı alternatif oluşturabilir. Halihazırda bu deneyin havalimanına maliyeti yaklaşık 300 bin euro. Uzmanlar, bunun PCR testine göre çok daha ucuza geldiğini söylüyor.Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu Hastalık Kontrol Daire Başkanı Prof. James Logan, "Kovid-19 gibi solunum hastalıklarının vücut kokumuzu değiştirdiğini biliyoruz, bu yüzden köpeklerin bunu tespit etme olasılığı çok yüksek" diye konuştu. cumhuriyet.com.tr

Kuzey Kore: Pyongyang’ın gösterişsiz otellerinde zamanda yolculuk

Kuzey Kore'deki oteller 1970'lerden kalma mimarisiyle insana zamanda yolculuk hissi yaşatıyor. Bu oteller şimdi "Pyongyang'ın Otelleri" adlı bir kitapta bir araya getirildi. BBC Korece Servisi'nden Julie Yoonnyung'un kitabın yazarıyla görüştü.Habere Gitmek için Tıklayın

Trump'tan "seçimleri Yüksek Mahkeme'ye götürebiliriz" mesajı

Trump'tan "seçimleri Yüksek Mahkeme'ye götürebiliriz" mesajı Trump, ülkede 3 Kasım Salı günü yapılan ve sonuçları henüz netleşmeyen seçimlere ilişkin Beyaz Saray'da basın toplantısı düzenledi.Seçimlerin güvenilirliğini sağlamak için çaba sarf ettiklerinin altını çizen Trump, "Yasal yollarla kullanılmış oyları sayarsınız ben bu seçimi kolaylıkla kazanıyorum! Yasal olmayan ve geç gelen oyları sayarsanız, (Demokratlar) bu seçimi bizden çalabilirler. Bu konuyla ilgileneceğiz." ifadesini kullandı.Trump halihazırda Florida, Iowa, Indiana, Ohio gibi önemli eyaletlerde seçimleri kazandıklarını belirterek, "Biz büyük medya, para ve teknoloji şirketlerinin müdahalesine rağmen, bu zaferleri kazandık." değerlendirmesinde bulundu.Anketlerin seçimlerde yanıldığına işaret eden Trump, "Anket şirketleri bilerek bu seçimde yanlış bilgi verdi. Bu çok saçma. Bekledikleri gibi mavi dalga olmadı, bunun yerine büyük kırmızı dalga oldu. Basındaki anketler, seçimlere müdahale etmek istedi." diye konuştu."DEMOKRATLAR, GÖZLEMCİLERİN HUKUKİ HAKLARINI KULLANMALARINA İZİN VERMEDİ"Trump, Senatoda çoğunluğu koruduklarını, Temsilciler Meclisinde de koltuk kaybetmediklerini söyleyerek, "Tüm kritik yerlerde biz kazanıyorduk, sonda bir anda mucizevi şekilde bizim oylarımız düşmeye başladı. Demokratlar, gözlemcilerin hukuki haklarını kullanmalarına izin vermedi. Bazı yerlerde mahkemeye gittik." dedi.Sonuçların henüz netleşmediği Arizona'da seçimi kazanacaklarına inandıklarının altını çizen Trump, "Biz bu seçimlerin güvenliğini savunacağız ve yolsuzluğun bu kadar önemli bir seçimi çalmasına izin vermeyeceğiz. Kimsenin susturulmasına ve gerçek olmayan sonuçlar üretilmesine izin veremeyiz." ifadesini kullandı.Trump, yıllardır ülkesinde yapılan seçimleri takip ettiğini belirterek, bu yılki seçimlerde birçok usulsüzlük tespit ettiklerini aktardı.Joe Biden'ın ve Demokratlar'ın "tüm oylar sayılmalı" çağrılarına da yanıt veren Trump, "Biz burada 'yasal' kelimesini kullanmak durumundayız. Tüm yasal oylar sayılmalı. Biz açıklık ve şeffaflık istiyoruz. Gizli oy sayma odaları, esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan oy pusulaları, seçim gününden sonra kullanılmış yasadışı oylar istemiyoruz." yorumunda bulundu.Trump, dürüst bir seçim istediklerini ve bunun Amerikan halkının yararına olacağını kaydederek, "Ortada çok fazla dava olacak. Çünkü elimizde çok fazla delil var ve bu süreç ülkemizdeki en yüksek mahkemede bitebilir. Göreceksiniz. Çok fazla dava açacağız çünkü bu seçim bizden çalınmış olabilir. Postayla kullanılan oyların felaket olacağını aylardır söylüyorum." şeklinde konuştu. AA

Tuzla'da apartman dairesindeçıkan yangın paniğe neden oldu

Tuzla'da apartman dairesinde çıkan yangın paniğe neden oldu Yangın, gece yarısı Şifa Mahallesi Zafer Caddesindeki dört katlı bir binanın dördüncü katında henüz belirlenemeyen bir nedenle meydana geldi. İddiaya göre, evin mutfağında başlayan yangın bir anda büyüdü. Binadan alevler yükseldiğini gören vatandaşlar kendilerini sokağa attı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi aldı. Sağlık ekipleri de herhangi bir yaralanma veya dumandan etkilenme ihtimaline karşı hazır bekledi.PANİK ANLARI KAMERADABu sırada, söndürme çalışmalarını izlemek için toplanan kalabalığın ise sosyal mesafeye aldırmadan çalışmaları izlediği bazı kişilerin de maske takmadığı görüldü. Yangın, itfaiye ekiplerince kontrol altına alındıktan sonra söndürülürken, bu anlar bir vatandaş tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Görüntülerde binadan yükselen alevler görülürken, çevredeki panik anları duyuluyor.KARISINA KIZIP EVİ YAKTI İDDİASIYanan binada oturan Mehmet Kılıç, yangınla ilgili, "Gürültü, sesten dolayı çıktım geldim. Karı koca tartışması. Kocası sinirlenmiş karısına, evi yakmış. Polis ve itfaiye geldi, söndürdüler. Herhangi bir can kaybı yok. Binadaki bütün insanlar mağdur. Herkes dışarıda bekliyor, binalarına giremiyorlar. Bildiğim kadarıyla olay bu" diye konuştu.Yangınla ilgili soruşturma sürüyor. DHA

Yusuf Yazıcıhattrick yaptı, Hakan'lıMilan'ıüzdü

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Yusuf Yazıcı hattrick yaptı, Hakan'lı Milan'ı üzdü UEFA Avrupa Ligi H Grubu'nun 3'üncü haftasında Lille, deplasmanda Milan'ı Yusuf Yazıcı'nın 3 golle yıldızlaştığı maçta 3-0 mağlup etti.San Siro'da İtalya Serie A ekiplerinden AC Milan, Fransa Ligue 1 takımı LOSC Lille'i konuk etti. Yusuf Yazıcı, Burak Yılmaz ve Zeki Çelik'in formasını terlettiği Fransız ekibi, Hakan Çalhanoğlu'nun formasını giydiği Milan'ı Yusuf Yazıcı'nın 3 golüyle 3-0 mağlup etti. 22'nci dakikada kendi kazandığı penaltıyı gole çeviren Yusuf Yazıcı, ilk yarının skorunu tayin etti: 0-1.3 MAÇTA 2'NCİ KEZ HATTRICK55'inci dakikada Yusuf Yazıcı, ceza sahası dışından yaptığı şık vuruşla kaleci Donnarumma'yı avladı ve takımını 2-0 öne geçti. Bu golden hemen 3 dakika sonra bir kez daha sahneye çıkan yıldız futbolcu, attığı golle hem kendisinin hem de takımının 3'üncü golünü kaydetti. Yusuf Yazıcı bu hattrick ile birlikte gruptaki 3'üncü maçında 2'nci kez hattrick yapma başarısı gösterdi.Lille'de müsabakaya ilk 11'de başlayan Zeki Çelik 90 dakika sahada kalırken, Yusuf Yazıcı ise 80'inci dakikada yerini bir diğer milli oyuncu Burak Yılmaz'a bıraktı. Milan'da ise maça yedek kulübesinde başlayan Hakan Çalhanoğlu, 46'ncı dakikada Krunic'in yerine oyuna dahil oldu.Bu sonuçla birlikte Lille, Milan'ın yenilmezlik serisini sonlandırırken, puanını da 7'ye yükseltti ve 3'üncü haftayı lider olarak tamamladı. Milan ise 6 puanda kaldı.Öte yandan Cengiz Ünder'in formasını giydiği İngiltere Premier Lig ekibi Leicester City ise G Grubu 3'üncü maçında Portekiz'in Braga takımını 4-0 mağlup ederek 9 puanla gruptaki liderliğini sürdürdü. Milli futbolcu Cengiz Ünder karşılaşmaya ilk 11'de başlarken, 62'nci dakikada yerini Praet'e bıraktı. Bu arada Cengiz Ünder, 48'inci dakikada Iheanacho'nun attığı golün asistini yapan isim oldu. DHA

Fed BaşkanıPowell'dan "ekonomik görünüm" değerlendirmesi: Ekonomik görünüm olağanüstüderecede belirsiz

Fed Başkanı Powell'dan "ekonomik görünüm" değerlendirmesi: Ekonomik görünüm olağanüstü derecede belirsiz Powell, Fed'in politika faizini yüzde 0-0,25 aralığında sabit tutmasının ardından, telekonferans yöntemiyle basın toplantısı düzenledi.Fed'in para politikası hedeflerine ulaşmakta son derece kararlı olduğunu belirten Powell, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başından bu yana toparlanmanın olabildiğince güçlü olmasını sağlamak ve ekonominin aldığı kalıcı zararı sınırlandırmak için güçlü önlemler aldıklarını anımsattı.Powell, bu zorlu dönemde ekonomiyi destekleme taahhütlerini yinelediklerini belirtti."TOPARLANMA DEVAM ETTİ ANCAK İYİLEŞME HIZI AZALDI"Ekonomik faaliyetin bu yılın ikinci çeyreğinde yaşadığı düşüşün ardından toparlanmaya devam ettiğine işaret eden Powell, "Ancak son aylarda iyileşme hızı azaldı." değerlendirmesinde bulundu.Powell, "Genel olarak ekonomik faaliyet salgından önceki seviyesinin oldukça altında ve önündeki yol oldukça belirsiz olmaya devam ediyor." diye konuştu.İş gücü piyasasındaki iyileşme hızının da yavaşladığını belirten Powell, işsizlik oranının son 5 ayda düştüğünü ancak eylül ayı itibarıyla yüzde 7,9'da kaldığını kaydetti.Powell, salgının enflasyon üzerinde de önemli bir iz bıraktığına işaret ederek, fiyatların özellikle salgından en çok etkilenen sektörler için zayıf bir seyir izlettiğini anlattı.FAİZ ORANLARINI MEVCUT SEVİYEDE TUTMA SİNYALİFed Başkanı Powell, "Pandemi boyunca vurguladığımız gibi ekonomik görünüm olağanüstü derecede belirsiz ve büyük ölçüde virüsü kontrol altında tutma çabalarının başarısına bağlı olacak. Hem ABD'de hem de yurt dışında Kovid-19 vakalarındaki son artış özellikle endişe verici." ifadelerini kullandı.Gelecek yıllarda maksimum istihdama ulaşma kabiliyetinin önemli ölçüde uzun vadeli enflasyon beklentilerinin yüzde 2'ye sabitlenmiş olmasına bağlı olduğunu aktaran Powell, "Para politikasının destekleyici duruşunu istihdam ve enflasyon hedefleri başarılana kadar devam ettirmeyi umuyoruz." dedi.Powell, faiz oranlarının ise mevcut seviyede tutulmasının uygun olacağını düşündüklerini aktardı."VARLIK ALIMLARINI DEĞERLENDİRMEYE DEVAM EDİLECEK"Varlık alımlarına da değinen Powell, gelecek aylarda hazine tahvilleri ve ipoteğe dayalı menkul kıymet alımlarına mevcut hızda devam edeceklerini bildirdi.Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında varlık alımlarının toparlanmayı desteklemedeki rolünü tartıştıklarını aktaran Powell, bu alımların finansal koşulları rahatlattığına ve ekonomiye önemli bir destek sağladığına inandıklarını dile getirdi.Powell, gelişmeleri izlemeye ve devam eden varlık alımlarının maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerinin yanı sıra piyasa işleyişi ve finansal istikrarı en iyi şekilde nasıl destekleyebileceğini değerlendirmeye devam edeceklerini ifade etti.Fed Başkanı Powell, "Kredi akışını korumak, ekonomiye verilen zararı hafifletmek ve sağlam bir toparlanmayı desteklemek için çok önemli." dedi."EKONOMİK TAHMİNLERE YÖNELİK DEĞİŞİKLİĞE GİDİLECEK"Doğrudan mali desteğe ihtiyaç duyulabileceğini vurgulayan Powell, bu zamana kadar alınan mali politika eylemlerinin ülke genelinde aileler, işletmeler ve topluluklar için kritik bir fark yarattığını söyledi.Powell, "Bu yılın başında olan ekonomik faaliyetin ve istihdamın eski seviyelerine dönmesi biraz zaman alacak ve bunu başarmak için hem para hem de maliye politikasından sürekli destek gerekebilir." diye konuştu.Ekonomik tahminlere yönelik aralık ayında yapılacak açıklamada birkaç değişikliğe gidilmesinin planlandığını belirten Powell, hem tüm materyalleri aynı anda açıklayacaklarını ve böylece daha fazla bilgi sunacaklarını hem de belirsizlik ve risk değerlendirmeleri dengesinin zaman içinde nasıl değiştiğini gösteren iki yeni grafik paylaşacaklarını aktardı."DAHA FAZLA MALİ DESTEĞE KARAR VERMEK KONGRE'NİN GÖREVİ"Toplantıda basın mensuplarının da sorularını yanıtlayan Powell, ekonomiye yönelik daha fazla mali desteğin zamanlamasına ve boyutuna karar verme görevinin Kongre'nin olduğunu söyledi.Powell, mali politikanın bankanın yapamayacaklarını yapabileceğini belirterek, Fed'in kredi programlarıyla finansal istikrarı, faiz oranları ve varlık alımlarıyla talebi destekleyebileceğini vurguladı.Fed Başkanı Powell, daha fazla mali destekle daha güçlü bir toparlanmanın sağlanabileceğini ifade etti.Kovid-19 salgınının ekonomik etkileriyle mücadele kapsamında bankanın uyguladığı kredi programlarının süresinin uzatılmasına ilişkin bir soruya ise Powell, söz konusu kararın Hazine Bakanlığı ile ortaklaşa alınacak bir karar olduğunu kaydetti. AA

‘Gelişkin vicdanlar icat edebilmeliyiz’

‘Gelişkin vicdanlar icat edebilmeliyiz’ /Archive/2020/11/6/003416860-ic1.jpg- Öncelikle tebrik ediyorum, köklü geçmişleriyle anılan ödüller kuşkusuz her yazarda farklı bir etki yaratır. Yunus Nadi Ödülü sizde nasıl bir etki yarattı?Teşekkür ederim. Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazandığım için çok sevindim, mutlu oldum. Takdir edilmek iyi hissettiriyor ama aynı zamanda sorumluluk yüklüyor. Ödüllerin bir işlevinin de antoloji oluşturmak olduğunu düşünüyorum. 10 yıl sonraki bir okura, “Bunu oku” telkini. Bunları unutup yazmaya, kendini aşarak ilerlemeye devam etmek gerekiyor.- İlki 2013 yılında olmak üzere, ikişer yıl arayla yayımlanmış üç şiir ve iki öykü kitabınız var. Şiirden öyküye geçişiniz nasıl oldu?“Geçiş” gibi bir durum söz konusu değil. Şiirden biraz rol çalmış olabilirim düzyazı için ama yöntem olarak bir yazar gibi değil de şair gibi çalışıyorum sanırım. Gene de “anlatıcı” sayılmak isterim eğer bir kimlik biçilecekse. Kostümlerin en sadesi, hem zırha da gerek yok.‘EV KABUĞUMUZDUR, İLK YARANIN MESKENİ’- Öykülerde mekân seçimleriniz de dikkat çekici. Öte yandan mekânların ortak noktası bizi eve götürmesi. Dışarıda hızlı akan yaşamı içeride adeta yavaşlatıyor karakterler. Ev bir kaçış noktası mı?Ev kabuğumuzdur, ilk yaranın meskeni. En şefkatli koruyucuların - öyle oldukları varsayılır - bir sofrada toplandığı mekânda açılır en derin yara, o yaradan bakılır. Dünyaya ve hıza alışmamız için evden çıkar, çıkarılırız; o hıza itiliriz. Dönüp dolaşacağımız, varacağımız yer gene o kabuktur tabii. Evdeki yavaşlık kişisel benliklercedir, dışarıda maruz kalma söz konusudur.- Gerçekçi öyküler sunuyorsunuz okura. Ölüm temasını çokça hissediyor, kapakta dahi bunu görüyoruz. Kitabın bir bölümünde “Ana unutulmaz elbet ama ölü anayla da yaşanmaz” deniliyor. Bu gerçeklikte kaybolmadan nasıl devam ediyoruz yaşama?Tırnak içindeki cümleyi böyle müstakil görünce epey ürktüm. Devam edemediğimizden oyalanıyoruz sanki. Asıl konumuza dönmemek, onu düşünmemek, etrafında dolanmak için olabilir tüm bunlar. Ben bir gerçeğe varırken başka bir gerçekle rastlaşır fakat bir ötekiyle yüzleşirim, belki başka biri onu metaforlara üleştirir, bir başkası da onun sesiyle yaşar, görüntüyü hapseder. Bazen de gerçekliğe hazır ederiz kendimizi. Başımıza gelmeden, geldiğinde daha az sıyırıkla atlatmak adına. Tabii bu ikiyüzlülük olur./Archive/2020/11/6/003429656-ic2.jpg‘ARTIK ÇOK GEÇ!’- “Hız” olgusu kapitalist sistemde her alana sinmiş ve sindiği her konuda yüzeyselleşmeye yol açmış durumda. “Her Gün Rüya Görüp Dağların Karına Bakmaya Giderdim” öyküsünde gibi kişileri çıkmaza sürükleyen de kusurlarla dolu aynı sistem mi?Aslında bir denge tutturmak pek mümkün değil bu konuyla ilgili. Ya hemen yargılayıp darağacına gönderiliyor insanlar ya da çok fazla “anlama, empati kurma” çabasına girişiliyor. Kimse yargıçlığa, jüriliğe soyunmamalı. Gelişkin vicdanlar icat edebilmeliyiz ama artık çok geç.Akışa, hıza “hızla” karar ver, kimin ve neyin tarafındasın seç, en popüler kınama yöntemi vs. şablonlardan, paketlerden birine dahil ol. Beni doğrudan ilgilendirmeyen bir şeyi muhatap almak istemiyorum.Elektrik faturamın yüzde bilmem kaç zamlanması beni doğrudan ilgilendiriyor meselâ ama bunun adil olup olmadığını tartışmaya açmak için birilerini ikna edeceğimi düşünmek yıldırıyor. Yeni tutsaklık modeli belki.MURAT ÇELİK: Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Şiirleri ve öyküleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Habis, Sompla Ka, Evde Yoktum ve Öykülem gibi yayınları hazırladı. Eve Dönmeyen Hayvan (2019) kitabı ile Yunus Nadi Ödülü’nü kazanan yazarın İhtimal Cüce (2013), Taşra Bitki Örtüsü ve Parseller (2015), Planlı Yapılmadık (2017) adlı şiir kitapları ve Epey (2019) adlı bir de öykü kitabı bulunuyor.Eve Dönmeyen Hayvan / Murat Çelik / Everest Yayınları / 126 s. Berrin Karadeniz




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter