News - Haberler
Hatipoğlu’nun yönettiğiüniversitede kişiyeözel kadro iddiası
Hatipoğlu’nun yönettiği üniversitede kişiye özel kadro iddiası figure > Televizyondaki vaazlarıyla tanınan Nihat Hatipoğlu’nun rektör olduğu Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne kişiye özel ilanla KPSS’den en düşük puan alan kişinin alındığı öne sürüldü. Yetkililer, “Biz de şaşkınız†dedi. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde kişiye özel ilan verilerek kadrolu büro personeli alındığı öne sürüldü. 13 kişinin başvurduğu ilana KPSS’den en düşük puan alan kişi seçildi. AKP’ye yakınlığıyla bilinen Nihat Hatipoğlu’nun rektör olduğu Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde 11 Aralık 2020 tarihinde bir kişinin alınacağı sözleşmeli büro personeli ilanı açıldı. İlandaki özel şartlar arasında “En az önlisans mezunu olup, üniversitelerin Gazetecilik, Medya ve İletişim, Basın veya Basın ve Yayıncılık bölümü mezunu olmak†şartının yanı sıra “Muhabir kursu eğitim belgesine ve diksiyon eğitimi katılım belgesine sahip olmak†da yer aldı. 13 kişinin başvurduğu ilanda, en düşük KPSS puanını alan M.K isimli kişi önceki gün personel seçildi.‘BİZ DE ÇOK ŞAŞKINIZ’Üniversitenin Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Kara, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada “Rektör hocamız Nihat Hatipoğlu bu konularda çok hassas bir insan. Bize özellikle ‘Şeffaf olun’ uyarısı yapıyor. Aranan şartlar, daha vasıflı ve kaliteli eleman almak için. Biz de çok şaşkınız bu duruma. Bizi de tatmin etmedi†dedi. Çağatan AkyolTeröre destek vermekle suçlanan Katar ile körfezülkelerinin arasıyumuşuyor
Teröre destek vermekle suçlanan Katar ile körfez ülkelerinin arası yumuşuyor figure > Körfez İşbirliği Konferansı’nda “Körfez ülkelerinin birbirleriyle bağları sıkılaştırma kararı†alındı. Katar’a Suudi Arabistan öncülüğünde uygulanan ambargo kaldırıldı, ülkeyle yeniden diplomatik ilişki kuruldu. Küçük ada devleti Suudi Krallık’ı gerileterek “Körfez’e önemli bir aktör†olarak döndü. Bunun birkaç nedeni var. Suudi Arabistan ile Katar arasındaki buzlar Körfez ülkeleri arasında nasıl biteceği belli olamayan rekabete aracılık eden Kuveyt ile ABD sayesinde erimiş görünüyor. Katar’a ne suçlamalar yapılmıştı oysa; terörü finanse ediyor iddiası en bilineni tabii. Hatırlayalım, ambargocu Körfez ülkeleri Katar’dan El Cezire televizyonunu kapatmasını, İran’la, Müslüman Kardeşlerle ilişkilerini kesmesini, nihayet Türkiye’nin Katar’da bulunan bir askeri üssünün faaliyetlerine son vermesini istemişlerdi. Tabii ki tüm bunları “egemenliğine saldırı†gerekçesiyle reddetmişti Katar.Şimdi, Mısır ile Birleşik Arap Emirlikleri hala Katar’a soğuk olsalar da Körfez ülkelerinin çoğunluğu ile Katar arasındaki buzlar eriyor. Bu her şeyden önce ABD’nin ya da daha doğru bir ifadeyle Donald Trump’ın çok istediği bir gelişme. Trump’ın giderayak bir “zafere†ihtiyacı var, öte yandan ABD uzun zamandan beri Körfez ülkeleri arasında var olan rekabeti, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, kendi eksenine yönelik çözme politikasından vazgeçmiş değil. Sonuç o nedenle ABD açısından sevindirici.  PEKİ NEDEN ŞİMDİ?Trump’ın, sonuçlarını reddetse de Başkanlık seçimini kaybettiği Joe Biden ile ABD kamuoyu üzerinde “barıştıran†Başkan izlenimi bırakmak için Suudi Arabistan’a uzun zamandır Katar’la anlaşma konusunda baskı yaptığı biliniyor. (Ambargo sonrası Katar’a milyon dolarlık silah satışı yapan kendisi değilmiş gibi). Yemen’de girdiği bataklıktan çıkamayan, insan hakları ihlalleri nedeniyle ciddi bir itibar kaybı yaşayan Suudi Arabistan’ın bir de Körfez’de kendisine cephe açmanın tehlikelerini fark etmesi yumuşama adımı atmasında etkili oldu kuşkusuz. Ambargoyu başlatan o, dolayısıyla sona erdiren de o olursa liderliğini pekiştirmiş olacak kendince. KATAR’IN YÜKSELEN ROLÜKaldı ki abluka başarılı da olamadı. ABD’nin hem de Körfez ülkelerinin ambargosundan hemen sonra silah sattığı Katar, Türkiye ile İran’ın yardımları sayesinde ablukayı aşabildi. Suudi Arabistan ambargonun uzun süremeyeceğini görebildi. Daha önemli bir neden var Suudi krallığının tutum değiştirmesinde. Katar, Suudilerden daha çok bölgesel meselelerde arabuluculuk rolü üstlendi. Taliban ile ABD arasındaki görüşmelerdeki rolünü hatırlayalım. Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin ardından Katar Emiri Tamim bin Hamad el Tani’nin gerginliği önleme amacıyla İran’a gittiği, ABD’nin de Katar’ın bu konuda arabuluculuğundan memnun olduğu ABD medyasında yazılmıştı. Bu pozisyonu Katar’ı ABD ile Türkiye arasında da arabulucu yapabilir. Katar’ın Suriyeli muhaliflerle de BM’nin tanıdığı Libya hükümeti ile de iyi ilişkileri var. Bu onu bölgesel sorunlarda Suudi Arabistan’dan daha önemli bir ülke haline getiriyor. Dün sonuçlanan Körfez İşbirliği Konferansı (KİK) bu nedenle çok önemliydi. Katar'ın konferansa çağrılması önceleri reddedildiği Körfez bölgesine güçlü dönmesi demek. Katıldığı konferansta karşılaşacağı tek zorluk Mısır ile BAE’nin “Katar’la ilişki kurma†konusunda ikna edilmelerinin zor olmasıydı ki bunun aşıldığı görülüyor. Mısır da BAE de Katar’ı, Türkiye ile İran’a bırakmayı göze alamazlar. Sonuçta, Suudi Arabistan, liderliğini yaptığı blokun Katar’la ilişkileri düzeltmesinin kendi yararına olacağını fark etmeseydi, bu buzların erimesi daha yıllar alabilirdi. Mustafa K ErdemolCHP’nin‘Adaletsizlik Envanteri’raporunda, gazetemize verilen ilan kesme cezalarına dikkatçekildi
CHP’nin ‘Adaletsizlik Envanteri’ raporunda, gazetemize verilen ilan kesme cezalarına dikkat çekildi figure > CHP’nin 2020 yılında yaÅŸanan hukuk dışı uygulamaları sıraladığı raporunda; basın özgürlüğü, ifade hürriyeti ve gösteri hakkı baÅŸta olmak üzere birçok alanda özgürlüklerin sınırlandırıldığı gözler önüne serildi. CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 2020 yılında Covid-19 salgınıyla birlikte Türkiye’de büyük bir adaletsizlik pandemisi yaÅŸandığını belirterek, geçen yıl ülke genelinde yaÅŸanan hukuk dışı uygulamaları “Adaletsizlik Envanteri†adıyla raporlaÅŸtırdı. Erkek, ÅŸu tespitlerde bulundu:Ä°LAN YASAKLARICumhuriyet, Sözcü, Birgün, Korkusuz ve Evrensel gazeteleri, Basın Ä°lan Kurumu tarafından verilen ilanların kesilmesi cezalarıyla ekonomik açıdan zor durumda bırakıldı ve adeta onlara “gerçekleri yazma†denildi. RTÃœK CEZALARI2020 yılı boyunca “yandaş†kanallara yalnızca 400 bin lira para cezası verilirken, iktidarın eleÅŸtirildiÄŸi kanallarda bunun tam 25 katına denk düşen 10 milyon liralık ceza kesildi. Halk TV ve TELE 1 ekranlarının uzun süre karartılması 2020’nin bu alandaki karanlığını yansıttı. GAZETECÄ°LERE DAVALARGazetecilik yaptıkları için ve yalnızca haberleri nedeniyle çok sayıda gazeteci cezaevine atıldı. Gazeteciler; askeri ve siyasi casuslukla suçlandı. Ömrünü FETÖ ile mücadeleyle geçirmiÅŸ Sözcü ve Cumhuriyet Gazetelerinin yazarları ve yöneticileri kumpas davalarıyla yargılandı.CHP’NÄ°N YAYINLARI TOPLATILDICHP’nin “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağıâ€, “Arpalık Aile Åžirketi†ve “10 Maddede Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası†yayınlarına basım, dağıtım ve satış yasağı getirildi. Yalova Gençlik Kolları üyelerimiz hakkında, “15 Temmuz’dan Sonra AKP, FETÖ’ye Selam OHAL’e Devam†adlı kitapçığı dağıttıkları için dava açıldı.AÄ°HM VE AYM KARARLARI UYGULANMADIAYM tarafından verilen karar yerel mahkeme tarafından uygulanmadı. AÄ°HM’nin Türkiye hakkında verdiÄŸi karar da anayasa aykırı bir ÅŸekilde yok sayıldı.CUMHURBAÅžKANINA HAKARET SUÇLAMALARIAKP Genel BaÅŸkanı’na hakaret iddiasıyla 10 binlerce yurttaÅŸ yargılandı. Partili CumhurbaÅŸkanı’na yönelik yapılan her eleÅŸtiri hakaret sayıldı.PANDEMÄ° YASAKLARA GEREKÇE OLDUTürkiye’nin dört bir yanında önlem alınması koÅŸuluyla kutlanmak istenen milli bayramlar, iktidar tarafından pandemi gerekçesiyle engellendi. Yine haklarını savunmak için yürüyüş yapan madenciler, baro baÅŸkanları, çeÅŸitli STK ve sendika temsilcilerine aynı gerekçelerle yasak getirildi. Ancak AKP’nin siyasi faaliyetleri ve kalabalık mitingleri engellenmedi.ÖRTÃœLÃœ AF, EŞİTLİĞİ Ä°HLAL ETTÄ°Ä°nfaz düzenlemesi adı altında getirilen teklifle koÅŸullu salıverme ve denetimli serbestlik sürelerinde deÄŸiÅŸikliÄŸe gidildi. Kabul edilen teklif, örtülü bir af düzenlemesi niteliÄŸinde olurken; ÅŸiddet içermeyen eylemler kapsam dışında tutularak eÅŸitliÄŸe aykırı bir düzenleme yapıldı.BAROLARA BÖLME, STK’LERE KAYYUMBağımsız ve tarafsız yargıyı yok eden, baroları siyasallaÅŸtıran, bölen ve Barolar BirliÄŸi delege sistemini temsilde adalete aykırı biçimde deÄŸiÅŸtiren yasa kabul edildi. Dernek ve STK’lerin başına kayyım atanmasına olanak veren, sivil toplum üzerindeki vesayeti ağırlaÅŸtıran teklif de hayata geçti.BERBEROÄžLU’NA HUKUKSUZLUKCHP Milletvekili Enis BerberoÄŸlu hakkında AYM’nin oybirliÄŸi ile aldığı karara karşın hak ihlalleri devam etti. Ä°lk derece mahkemesi tarafından AYM kararı uygulanmadı ve yeniden yargılama baÅŸlamadı. SeçilmiÅŸ bir milletvekili olarak Meclis’te görevini yapamadı.Ä°STANBUL SÖZLEÅžMESÄ° TARTIÅžILDIÄ°stanbul SözleÅŸmesi’ni tartışmaya açarak zayıflatan AKP döneminde kadına ÅŸiddet ve kadın cinayetleri sürekli artış gösterdi. 2020 yılında en az 300 kadın katledildi. Mahmut LıcalıAntalya E Tipi Kapalıve Açık CezaÄ°nfaz Kurumu’nda neler oluyor?
Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda neler oluyor? figure > Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Cezaevi’nde son bir hafta içerisinde yaşanan 3 intihar vakasının ardından önceki gün de 6 mahkûmun intihar girişiminde bulunduğu ortaya çıktı. Cezaevi idaresi tarafından tutulan tutanaklarda mahkûmların izolasyon koğuşu gibi COVID-19 önlemlerine uymak istemedikleri için idareyi proteste ettiklerini söylediği yer aldı. Antalya Kapalı ve Açık Cezaevi’nde 5 Ocak günü 6 mahkûm daha cezaevi idaresinin tutumuna karşı intihar girişiminde bulundu. Kurum idaresi tarafından tutulan tutanakta, “Acil çağrı butonuna basılması üzerine görevli memurlar hükümlülerin bulunduğu odaya girerek ne olduğunu sordu. Hükümlü Necati N’nin revirden verilen ilaçları stok yaparak içtiği, odada kalan diğer tutukluların duruma müdahale ettiğini söyledi. Hükümlü Mesut T. de revirden verilen ilaçları stok yaparak içtiğini söyledi. 112 acil servis çağrılarak yapılan tetkikler sonucunda Necati N., Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildi†denildi.KENDİLERİNİ KESTİLERAynı gün hükümlü Mesut T’nin hastaneye sevk edilmediği için koğuşta bulunan 4 tutuklu ile kendilerini keserek intihar girişiminde bulunduğu da tutanakta yer aldı. Hükümlüler Mesut T., Sarper K., Umut E., Veli G. ve Akıncan S.’nin kendilerini keserek intihar girişiminde bulunduğu anlatılan tutanakta, “Neden kendilerini kestikleri sorulduğunda; birbirlerine destek olarak hastaneye gitmek için kendilerini kestiklerini beyan etmişlerdir. Kuruma gelen 112 acil servis personeli hükümlülere neden kendilerini kestiklerini sorduklarında, ‘Amacımız hastane sevk değil, kurumlar arası sevk. Sevk edilmediğimiz sürece böyle eylemlere devam edeceğiz’ demişlerdir†ifadeleri kullanıldı. Mahkûmların, Adalet Bakanlığı’nın belirlediği izolasyon koğuşu gibi COVID-19 önlemlerine uymak istemedikleri için idareyi protesto amacıyla intihar girişiminde bulundukları öğrenildi. Leyla KılıçValilik yasaklayınca Boğaziçili eylemi Güney Kampüsü’nden Kadıköy’e geçti
Valilik yasaklayınca BoÄŸaziçili eylemi Güney Kampüsü’nden Kadıköy’e geçti figure > Ä°stanbul ValiliÄŸi’nin “salgın†gerekçesiyle BeÅŸiktaÅŸ ve Sarıyer’de gösterileri yasaklamasının ardından BoÄŸaziçi ve diÄŸer üniversitelerden binlerce öğrenci Kadıköy’de buluÅŸtu. Öğrenciler, “Üniversitede partili kayyım deÄŸil, demokrasi ve özgürlük istiyoruzâ€, “ArkadaÅŸlarımız bırakılsın†çaÄŸrısı yaptı. ODTÜ’de de destek eylemi yapıldı. AKP’li Prof. Dr. Melih Bulu’nun BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nde rektör ataması tepkiler sürüyor. BoÄŸaziçili öğrenci gruplarının eylem çaÄŸrılarının ardından Ä°stanbul ValiliÄŸi, BoÄŸaziçi Ãœniversitesi öğrencilerinin kayyum rektörü protesto edecekleri eylemi dün salgın gerekçesiyle yasakladı. Bunun üzerine öğrenciler eylemlerini Kadıköy’e taşıdı. Sabah saatlerinden itibaren ise BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nin çevresine ve kapısına çevik kuvvet polisleri yerleÅŸtirildi. Ãœniversite çevresinde toplanmaları engellenen öğrenciler, Güney Kampusu’nda bulunan rektörlük binası önünde toplandı. Öğrenciler alkışlarla ‘Kayyım rektör istemiyoruz’ ‘Melih istifa’ sloganları atarken, bu sırada gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube canlı yayınına baÄŸlanan Melih Bulu, camdan öğrencilere el salladı. Bu sırada dışarıdan ‘yuh’ sesleri duyuldu. Bulu, “Bu gösterileri nasıl yatıştıracaksınız?†sorusunu “Birazdan çay-kahve içeceÄŸiz öğrencilerimizle. BoÄŸaziçi'nin demokratik olarak kendini ifade etme ÅŸeyi var. Birbirimizi anlayacağız†diye yanıtladı. “Ben hard rock, Metallica dinleyen bir rektörüm†diyen Melih Bulu’yu öğrenciler Metallica’nın “Sad But True†(Acı Ama Gerçek) parçasını çalarak protesto etti.‘ÇAY DEĞİL, Ä°STÄ°FA’“Eyleme katılanlar BoÄŸaziçili deÄŸil†söylemlerine tepki için öğrenci kartlarını gösteren BoÄŸaziçili öğrenciler rektörün kendileriyle çay içme talebine ise “Çay deÄŸil istifa†diyerek bu talebi kabul etmedi. ArkadaÅŸlarının serbest bırakılmasını isteyen BoÄŸaziçililer gözaltında arkadaÅŸlarına çıplak arama dayatması yapıldığını belirterek “ArkadaÅŸlarımız serbest bırakılsınâ€, “Çıplak aramaya hayır†sloganlarını attılar.‘UTANMANIZ YOK MU?’Bulu, günlerdir süren protestoların ardından dün ilk kez öğrencilerin arasına güvenlik görevlileriyle indi. Öğrenciler Bulu’yu “Seni istemiyoruzâ€, “Kayyum rektör istemiyoruz†sloganlarıyla karşıladı. Öğrencilerden biri Bulu’ya “Hocam hiç utanmanız yok mu?†diye sordu. Bulu bu sloganlar karşısında zoraki bir gülümsemeyle etrafına bakınmakla yetindi. Öğrencilerin “İstifa edecek misiniz?†şeklindeki sorusu üzerine Bulu, “Rektörlerin nasıl atanacağı belli. Dünyada rektörün seçimle olduÄŸu örnekler çok az†ifadesini kullandı. Bulu’ya yöneltilen sorular ve bunlara verdiÄŸi yanıtlar, tepkiler sırasında sık sık kesildi. Öğrencilerden biri, Prof. Bulu’ya “Hocam gelin hep birlikte fotoÄŸraf çekilelim Instagram’da paylaşın. Orada istifa mektubunuzu bakanlarımız gibi yayımlayın†teklifinde bulundu. Sorularına yanıt alamadıklarını ifade eden öğrenciler, istifa çaÄŸrılarını yineledi ve “Aynı cevapları verecekseniz biz arkamızı dönelim†diyerek tepki gösterdi.‘ÖZGÃœRLÃœK Ä°STÄ°YORUZ’Cumhuriyet’e konuÅŸan BoÄŸaziçili bir Fizik bölümü öğrencisi “BoÄŸaziçi öğrencileri olarak özgürlük istiyoruz. Özgür düşünce olmadan bilim asla ilerlemiyor. Bilimsiz SÄ°HA’ları ve Ä°HA’ları nasıl yapacağız? Biz, rektörümüzü kendimiz seçtiÄŸimiz zaman BoÄŸaziçi’nin baÅŸarısı gayet ortadır†şeklinde konuÅŸtu. “Melih Bulu rektörümüz deÄŸildir†diyen öğrenciler, üniversitede bir süre bekledikten sonra okuldan çıkarak sahilden BeÅŸiktaş’a kadar yürüyüşe geçti. Polisin tüm engellemelerine raÄŸmen öğrenciler, Kadıköy’e geçerek eylemlerine devam ettiler. Öğrencilerin Kadıköy’e gidiÅŸi sırasında yoldan geçen sürücüler, arabalarının kornalarıyla destek verdi.KAYYIMLAR GÄ°DENE KADAR MÃœCADELEValiliÄŸin Sarıyer ve BeÅŸiktaş’ta eylem yasağı kararı almasının ardından öğrenciler Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda toplandı. Eylem öncesi Kadıköy rıhtımda geniÅŸ güvenlik önlemleri alan polis meydanı çember altına aldı. Meydana ilk olarak CHP Kadıköy Gençlik Kolları “Gençlik gelecek, gelecek özgürleÅŸecek #BogaziçiDireniyor†pankartı açarak giriÅŸ yaptı. Daha sonra birçok öğrenci kurumu, sivil toplum kuruluÅŸu ve siyasi parti üyesi meydanı doldurdu. “Kayyım rektör istemiyoruz†sloganlarının atıldığı meydanda yurttaÅŸlar “Kayyımla gelen direniÅŸle giderâ€, “tek terörist sizsinizâ€, “gözatılar serbest bırakılsın†dövizleri taşıdı.RIHTIM DOLDUBoÄŸaziçi Ãœniversitesi öğrencilerinin BeÅŸiktaş’tan vapurlarla gelmesiyle birlikte Rıhtım Meydanı doldu. “DireniÅŸimiz biter mi sandın†pankartı arkasında “Seni rektör yaptırmayacağız†sloganıyla alana giren öğrenciler coÅŸkuyla karşılandı. Yapılan açıklamada, “Çevremiz polislerle dolu. Gözaltına alınan arkadaÅŸlar yanımızda deÄŸil. Åžimdi hep beraber buradayız. Kayyım rektörün iddialarının aksine biz burada üniversitenin azınlığını deÄŸil, tümünü temsil ediyoruz. Biz kayyım atamalarına karşıyız. Kayyım uygulamalarının bizi geri götüreceÄŸini biliyoruz. VazgeçmeyeceÄŸiz. Sadece üniversiteler deÄŸil hem STK’ler hem belediyeler bu uygulamayla karşı karşıya. Kayyımlar gidene kadar, gözaltına alınan arkadaÅŸlar bırakılana kadar konu kapanmayacaktır†ifadeleri kullanıldı. Öğrenciler taleplerini şöyle sıraladı: “Gözaltına alınan arkadaÅŸlarımız derhal serbest bırakılsın. Kayyım olarak atanan Melih Bulu ve tüm rektörler acilen istifa etsin. Tüm üniversitelerde rektörlük için üniversite bileÅŸenlerinin rızası gözetilerek demokratik seçimler düzenlensin. †BoÄŸaziçili öğrencilerin ardından çeÅŸitli üniversiteden gelen öğrenciler tek tek söz alarak, dayanışma çaÄŸrısı yaptı ve gözaltına alınan öğrencilerin serbest bırakılmasını talep etti. Eylem Bandista Müzik TopluluÄŸu’nın dinletisiyle son buldu.HER GÃœN EYLEMÖte yandan eylemde BoÄŸaziçi Ãœniversitesi öğrencileri, yarından itibaren her gün saat 11.00 ile 16.00 arasında üniversite önünde kesintisiz eylem yapacaklarını duyurdu. Ä°zmir, Ankara, MuÄŸla, Aydın ve Manisa’da dün düzenlenen eylemler de BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’ne “kayyum rektör†atanması ve öğrencilerin gözaltına alınması protesto edildi.HEPÄ°MÄ°Z AYNI GEMÄ°DEYÄ°Z EYLEMÄ°Ankara’da bulunan BoÄŸaziçi üniversitesi öğrencileri Milli Kütüphane önünde toplanarak Eser Parkı’na yürümek istedi. Ancak salgın gerekçesiyle eyleme izin vermeyen polis, “Yapmış olduÄŸunuz eylem Ankara ValiliÄŸi’nce yasaklanmıştır, dağılın†çaÄŸrısının ardından öğrencilere müdahale etti. 4 öğrencinin gözaltına alındığı belirtildi. Eylemlere ODTÜ’den de ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ diyerek destek geldi. ODTÃœ Fizik çimleri önünde toplanan öğrenciler, ODTÃœ Rektörlüğü’ne yürüdü. Eylem öncesinde ise üniversitenin giriÅŸ-çıkış kapılarını çok sayıda polis ablukaya aldı. Okula, dışarıdan giriÅŸ-çıkışlara izin verilmedi. “VerÅŸan Kök ODTÜ’ye rektör olamaz†ve “AKP üniversitelerden elini çek†sloganları atan öğrenciler, rektörlük önünde basın açıklaması gerçekleÅŸtirdi. Atamanın, “iktidarın üniversiteleri kendi politik ihtiyaçları ve sermayenin çıkarlarına göre dönüştürme gayesiyle yapıldığı†kaydedilen açıklamada, rektör atamaları, baskılar ve saldırılar ile üniversitelerin özgür düşünceden ve demokratik yapıdan uzaklaÅŸtırıldığı vurgulandı. Açıklamada, “Üniversiteliler ses çıkarmayan, iktidarın emrinde, biat eden, tek tipleÅŸmiÅŸ bir kalıba sokulmaya çalışılıyor. Ãœniversitelere yapılan topyekûn saldırıların bir parçası olan atanmış rektörlere karşı durmak, özgür ve demokratik üniversiteyi savunmaktır. ODTÃœ Öğrencileri olarak üniversiteleri arka bahçesine dönüştürmeye çalışan iktidara ve yaptıklarına karşı mücadele edeceÄŸiz, kayyımyandaÅŸ rektörlere geçit vermeyeceÄŸiz†denildi. Öğrencilerin ardından EÄŸitim-Sen Ankara 5 No’lu Ãœniversiteler Åžubesi de açıklama gerçekleÅŸtirdi.ÅžARKI HAZIRLADILARÖte yandan ODTÃœ Marksist Fikir TopluluÄŸu üyesi öğrencilerin, BoÄŸaziçi öğrencilerine destek için ÅŸarkı hazırladı. Åžarkı “Bak bir varmış bir yokmuÅŸ OHAL’de yine, yeni kayyım atanmış BoÄŸaziçi’ne. Ä°ÅŸte bir gece vakti kâbus böyle baÅŸlamış. Ertesi gün tüm okul direniÅŸe baÅŸlamış†sözleriyle baÅŸlıyor.‘BÄ°LÄ°M İÇİN ATAMADAN VAZGEÇİLMELİ’ODTÃœ Öğretim Elemanları DerneÄŸi de yazılı açıklama yaparak rektörlerin doÄŸrudan CumhurbaÅŸkanı tarafından atanmasının akademik özerkliÄŸi tamamen ortadan kaldırdığı vurgulandı. Açıklamada, “Atama yoluyla bu görevlere gelen meslektaÅŸlarımız, zorunlu olarak öncelikle kendilerini atayan makamlara karşı sorumlu olurlar. Ancak bilim insanları bilime karşı sorumludur. BoÄŸaziçi ve benzeri üniversiteleri hâlâ baÅŸarılı kılan ve saygınlıklarının sürdürülmesini saÄŸlayan temel unsur, bu üniversitelerin çalışanlarına ve öğrencilerine bilimsel ideallerini gerçekleÅŸtirebilecekleri özerk bir akademik ortam saÄŸlayabilmiÅŸ olmalarıdır. Ãœlkemizin kalkınması ve demokratikleÅŸmesi için elzem olan bilimsel geliÅŸmenin saÄŸlanması için sorumlu olan yöneticiler, bu itiraza saygı duymalı ve akademik özerkliÄŸin bilimsel üretim için zorunlu olduÄŸu bilincindeki bütün bilim insanlarını rahatsız eden bu atama sisteminden vazgeçmelidir†ifadeleri kullanıldı. Kayhan Ayhan / ÇaÄŸatan AkyolTakiptençıkan borçlarödenmiÅŸgibi görünüp yüksek faizle yapılandırılıyor
Takipten çıkan borçlar ödenmiÅŸ gibi görünüp yüksek faizle yapılandırılıyor figure > Ãœreticinin borçlarının faizsiz olarak uzun vadeye yayılması talep edildi. Türkiye Ziraat Odaları BirliÄŸi (TZOB) BaÅŸkanı Åžemsi Bayraktar, “Bankalar ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin takipteki borçlu sayısı az gösteriliyor, çiftçinin önemli bir kısmının borcunu ödediÄŸi söyleniyor. Gerçek ÅŸu ki çiftçimiz kredi verilen kuruluÅŸa çaÄŸrılmakta, borcunun faizi alınarak borcu devam ettirilmektedir†dedi. Kredi kuruluÅŸlarının kendi bünyelerinde bu borçları yüksek faizlerle yapılandırdığına dikkat çeken Bayraktar, “Takipten çıkan bu borçlar ödenmiÅŸ gibi görünüyor. Halbuki borç ödenmemiÅŸtir. Çiftçimizin üretimden elde ettiÄŸi geliri dikkate aldığımızda, yüksek faizlerle yapılandırılan bu borçların geri ödenmesi mümkün de deÄŸildir†diye konuÅŸtu. Bayraktar, çiftçinin ödeyemediÄŸi için takibe düşen borçları ile yüksek faizle yapılandırdığı borçlarının faizsiz olarak uzun vadeye yayılmasını talep etti.‘ZÄ°RAAT KARÅžILASIN’“Çiftçinin yüksek faizle borçlanmadığı özel banka kalmadı. Çiftçi borçları, 2019 Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla deÄŸerinin yüzde 50’sine yaklaÅŸtı†diyen Bayraktar, ÅŸu taleplerde bulundu: “Aile iÅŸletmelerinin ayakta kalabilmeleri için pozitif ayrımcılık yapılmalı, daha düşük faizle kredi kullanması saÄŸlanmalı. Bu iÅŸletmelerimiz destekleme bütçesinden daha fazla pay almalı. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimizin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılamalı. Tarım Kredi Kooperatifleri faizlerini Ziraat Bankası seviyelerine çekmeli. Kredi kullanımında bankalar, masraf, komisyon, ipotek, hayat sigortası, tarım sigortası gibi çiftçinin maliyetini artıran taleplerde bulunmamalı.â€â€˜ÃœRÃœN BULAMAYACAÄžIZ’Tarım sektörünün 2020 deÄŸerlendirmesini yapan Bayraktar’ın konuÅŸmasındaki diÄŸer satırbaÅŸları şöyle:- Salgının gölgesinde geçen 2020, çiftçi için zor bir sınav yılıydı. Pandemi sürecinde diÄŸer sektörlere saÄŸlanan desteklerden mahrum olunmasına raÄŸmen bu sınav baÅŸarıyla verildi. Tarım sektörü, iÅŸsizliÄŸi 2.2 puan düşürerek yüzde 14.9’dan yüzde 12.7’ye çekti. - Enflasyonun yüzde 14 olduÄŸu bir ortamda yüzde 41’leri geçen girdi fiyat artışları kabul edilebilir olmadığı gibi sürdürülebilir de deÄŸil. - Kuraklık böyle devam ederse ilkbaharda ekilecek, suya daha çok ihtiyaç duyan ürünlerde de sıkıntı yaÅŸanacak. - Kuraklığın boyutları artarsa paramız olsa bile tarlada ve marketlerde ürün bulamaz hale gelebiliriz. - Artan elektrik fiyatları üretimin sürdürülebilirliÄŸi için büyük bir tehdit unsuru halinde geldi. Devam eden kuraklık nedeniyle cazibe suya ulaÅŸması mümkün olmayan çiftçilerimiz daha çok yeraltı suyunun daha derinden çekilmesine ihtiyaç duyacak, bu da elektrik maliyetini çok fazla yükseltecek. Zaten elektrik fiyatlarının yüksekliÄŸi nedeniyle üretimde zorlanan çiftçiler üretimden tamamen uzaklaÅŸabilir. - Toprağın düşük maliyetli suyla buluÅŸması saÄŸlanmalı. cumhuriyet.com.trMarketlerde fiyatlarürüne deÄŸil, gelir durumuna göre belirleniyor
Marketlerde fiyatlar ürüne deÄŸil, gelir durumuna göre belirleniyor figure > Aynı markanın aynı gramaja sahip ürünlerinin, farklı semtlerdeki marketlerde farklı fiyatlara satılması tepki çekmeye devam ediyor. Geçen yıl Cumhuriyet olarak Ä°stanbul’un farklı semtlerindeki marketleri gezerek bu durumu tespit etmiÅŸtik. ÖrneÄŸin, geçen sene aynı markanın 250 gram tereyağı bir markette 18, diÄŸerinde 13 TL’den satılırken 2 litre zeytinyağı da bir markette 40 liradan, diÄŸerinde 65 liradan satılıyordu. Tüketici dernekleri ise bu durumun fark edildiÄŸi anda il ticaret müdürlüğüne ÅŸikâyet edilmesini tavsiye etmiÅŸti. Aynı durum, bu kez DHA muhabirlerinin market incelemesi yapmasıyla bir kez daha ortaya konuldu. AyÅŸegül Küçük isimli bir yurttaÅŸ, “Bir ürün bir markette 20 lira, diÄŸer markette 40 liraya satılıyor. Ä°ki üç gün içerisinde fiyatlarda deÄŸiÅŸiklikler söz konusu oluyor. Bizler de en ucuzunu bulmak için market market geziyoruz. Marketçiler ürünleri kafalarına göre satıyor†dedi. Her ürün arasında neredeyse 7 lira fark olduÄŸunu belirten Emel Öztürk ise “Her üründe 5 liralık farklar bizleri büyük zarara sokuyor. Ben 5 liralık farkla gider ekmeÄŸimi alırım†diye konuÅŸtu.YÃœKSEK ENFLASYON SÃœRECEKÖte yandan AltınbaÅŸ Ãœniversitesi’nin düzenlediÄŸi “2021’de bizi neler bekliyor?†toplantısında konuÅŸan ekonomist Mahfi EÄŸilmez, bu yıl da enflasyonun çift hanelerde seyredeceÄŸini söyledi. EÄŸilmez, “Tarım gittikçe önem kazanacak. Önümüzdeki dönemde iÅŸ insanlarının tarımsal üretime yatırım yapacaklarını düşünüyorum†diye konuÅŸtu. cumhuriyet.com.trTartışmalı“Büyük Kadın Sanatçılarâ€kitabınıkadın sanatçılarımız yorumladı
Tartışmalı “Büyük Kadın Sanatçılar†kitabını kadın sanatçılarımız yorumladı figure > Ãœnlü kadın sanatçılarımız Alev Ebuzziya, Füsun Onur ve Fulya Erdemci, “Büyük Kadın Sanatçılar†kitabıyla ilgili görüşlerini bildiriyor. Ä°ngiliz editörlerin seçip sanat eleÅŸtirmenlerine yazdırdığı 400 kadın sanatçının hayatının paylaşıldığı, Hasan Bülent Kahraman’ın çevirisini yapıp önsözünü yazdığı ve Türkiye’de de referans kitap olarak bastırılıp armaÄŸan yapılan “Büyük Kadın Sanatçılar†kitabının tanıtımını dün yapmıştık ve bir soru sormuÅŸtuk: Bu kitapta niye hiç Türk kadın sanatçı yok? Türk kadın sanatçılar yeterince “büyük†mü deÄŸil, büyük kadın sanatçı ne demek, bunu kadın sanatçılara soracağız. Tabii ki kitabın çevirmeni Hasan Bülent Kahraman ve yayıncılarına da sayfamız açık. Ä°lk aÅŸamada kültür sanat yazarı Serfiraz Ergun’un aldığı üç görüşü paylaşıyoruz. Ergun, dünyaca ünlü sanatçımız Alev Ebuzziya’ya Paris’te ulaÅŸtı; yine ünlü sanatçımız Füsun Onur ve küratör Fulya Erdemci’den görüş aldı. Pandemi olmasaydı 2021 yılında 59. Venedik Sanat Bienali Türkiye Pavyonu’nda Türkiye’yi temsil edecek olan, Altan Gürman’la birlikte Türkiye’de çaÄŸdaÅŸ sanatın öncüsü Füsun Onur: “Büyük kadın sanatçı ne demek, küçük kadın sanatçı da mı var? Büyüklük nasıl bir kavram? Anlamamışlar kadın sanatçıları ya da bizleri sanatçıdan saymamışlar. Umurumda da deÄŸil.â€Â Paris’te yaÅŸayan ve Danimarka Kraliyet Porselen Fabrikası’nın bile “Bizi biz yapan 5 kadın sanatçıdan biridir†dediÄŸi seramik sanatçısı Alev Ebüzziya: “Fahrelnissa Zeid tabii ki bir Türk sanatçıdır ama onu da koymasalardı bari baÅŸka bir Türk kadın sanatçı da yoksa. Saçma sapan bir iÅŸ yapmışlar. Sonra ‘Büyük Kadın Sanatçı’ da ne demek. Sanatçının iyisi olur, kötüsü olur, uluslararası olur, yerlisi olur ama büyük ve küçüğünü hiç duymadım.â€KÃœRATÖR GÖRÜŞÜ2008 Yeni Zellanda Bienali küratörü, 2011 Venedik Bienali Türk Pavyonu küratörü, 13. Ä°stanbul Bienali küratörü, Danimarka’nın Kos Museum of Art in Public Spaces direktörü Fulya Erdemci ise ÅŸunları söyledi: “Hasan Bülent Kahraman, çok bilgili ve entelektüel bir yöneticidir ama çaÄŸdaÅŸ sanat konusunda bilgisi derin deÄŸildir. Küratör deÄŸil, idarecidir o. Bir AyÅŸe Erkmen, Nil Yalter, Füsun Onur, Nilbar GüreÅŸ, Hera Büyüktaşçıyan neden yok kitapta? Neden kütüphanelere girecek kalıcı bir sanat kitabı deÄŸil de çeviri bir kitap yapmaya karar vermiÅŸler? 2017 yılında Alman DışiÅŸleri Bakanı, Venedik Bienali sanatçımız AyÅŸe Erkmen’le bizzat görüşmek istedi. Çünkü Münster Limanı projesiyle ÅŸehir planlaması sorununa dikkat çekip ödül almıştı. Nil Yalter, video sanatını gündeme getiren ilk sanatçılardandır. Henüz 1969’da Fransa ÇaÄŸdaÅŸ Sanat arÅŸivine girdi. MOMA, Nil Yalter sergisi yaptı. Nilbar GüreÅŸ, dünyanın ünlü kurumları tarafından sürekli davet ediliyor. Hera Büyüktaşçıyan’ın eseri Paris’te Tuileries Sarayı’nda sergileniyor. Hasan Bülent Kahraman yıllar önce küratörlerle ilgili yazdığı bir kitapta da bana yer vermemiÅŸti, beni arkadaÅŸlarım arayıp bilgilendirdiler. Burada ben tabii bir kadın düşmanlığı (misogyny) da seziyorum. Hasan Bülent Kahraman, kendisi iyi bir yönetici olabilir ama elindeki maddi gücü iyi kullanmamış. Yazık kaç kitap basılıyor ki zaten.â€AKBANK SANAT’TAN AÇIKLAMAAkbank Sanat, gazetemize kitapla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada ÅŸu ifadeler kullanıldı: “Akbank Sanat olarak konserlerimiz, etkinliklerimiz, seminerlerimiz ve sergilerimizin yanı sıra her yılın başında sanatın farklı dallarında bilgilendirici ve aynı zamanda görsel zenginliÄŸi olan kaynak bir kitabı da yayımlıyoruz. Yayımladığımız kitabı da yeni yıl vesilesiyle dostlarımıza ve gençlerin faydalanabilmesi için de üniversite kütüphanelerine armaÄŸan ediyoruz. 2004 yılından bu yana Türkiye’de çaÄŸdaÅŸ sanattan mimariye, fotoÄŸraftan resme kadar sanatın faklı disiplinlerinde 16 kitap yayımladık. 2014 yılında yayımladığımız ‘Contemporary Art in Turkey’ kitabımızda birbirinden deÄŸerli çaÄŸdaÅŸ sanata emek veren 200’ü aÅŸkın Türk sanatçı ve eserlerine yer verdik. Her bir kitabı belirlerken de çaÄŸdaÅŸ sanata hizmet eden, daha önce Türkçe yayımlanmamış, görsel dünyası zengin bir eser olması konusuna hassasiyet gösterdik. Bu yıl yayımladığımız ‘Büyük Kadın Sanatçılar’ kitabı da 2019 yılında yayımlanmış bir çeviri kitap. Sizin de çok iyi bildiÄŸiniz üzere kurum olarak bir müdahalemiz olamıyor. Her sene yayımladığımız söz konusu kitaplarımız ile ilgili bizim için çok deÄŸerli olan farklı görüş ve yorumları titizlikle deÄŸerlendiriyor, özgün, daha önceden yayımlanmamış eserleri sanatseverler ile buluÅŸturmak için özenle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.†Serfiraz ErgunSiyanürlüaltına karşıbaÅŸlatılan okuma eyleminin 100. günüydü
Siyanürlü altına karşı başlatılan okuma eyleminin 100. günüydü figure > Fatsa’da siyanür kullanılarak altın çıkarılmasına tepki olarak başlatılan kitap okuma eylemi 100. gününe girdi. Eylemin 100. günü dolayısıyla yaklaşık 500 Fatsalı yarım saat süresince kitap okudu. Fatsa Meydanı’ndaki eyleme yurttaşların yanı sıra sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri destek verdi. Eyleme öncülük eden Onur Güngör, “Bugün meydanda toplumun her kesiminden insan vardı. Ve artık yetkililerin bu çığlığı duyma zamanı çoktan geldi†dedi. Eylemi değerlendiren CHP Fatsa İlçe Başkanı Murat İnanlı, “Katılım müthişti. Bir kez daha gördük ve gösterdik ki bu işin herhangi bir parti veya ideolojik görüşle alakası yok. Bu tamamen memleketimiz, topraklarımız, suyumuz, havamız, çocuklarımız, torunlarımızla ilgili. Bugün meydanda toplumun her kesiminden insan vardı. Ve artık yetkililerin bu çığlığı duyma zamanı çoktan geldi. İzinsiz ve hukuksuz bir şekilde işlemeye devam eden maden alanı bir an önce kapatılsın. Fatsa, asıl sahiplerine yani çocuklarımıza, torunlarımıza bırakılsın. Çok geç olmadan. Bitsin bu iş. Çocuklarımıza emanetlerini sağlıklı bir şekilde bırakalım†dedi. Cemil CiğerimTürk Toraks Derneği uyarıyor: Veremdenölümler artacak
Türk Toraks Derneği uyarıyor: Veremden ölümler artacak figure > Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) çalışmaları başta olmak üzere farklı araştırmalar, Covid-19 salgınının verem hastalığı ile savaşı olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Son 1 yılda verem nedeniyle tanı konulan hasta sayısı azaldı. Bunun nedenlerinin başında ise hastaların sağlık kurumlarına Covid-19 nedeniyle başvurmaması ya da sağlık kurumlarının Covid-19 dışındaki hastalara yeterli zaman ayıramaması geliyor. Türk Toraks Derneği, 2021 yılında tüberküloz nedeniyle ölümlerin dünya genelinde 200 bin ile 400 bin artacağını belirtti. Dernek, “Bu konuda her türlü yetersizlik ve başarısızlık uzun dönemde olumsuz etkiler doğuracaktır. Özellikle tüberküloz hasta yükü fazla olan ülkelerde Covid-19 salgınının etkisinin kalıcı olacağı düşünülmektedir. Dünyada son yıllarda verem savaşında başarılı bir çizgi izlenmektedir. Covid-19 salgını ise bu mücadelede 5-8 yıllık bir gerilemeye neden olabilir†dedi.SOLUNUMLA BULAŞIYORTüberküloz, bulaştırıcı bir hastalıktır. Tüberküloz hastasının solunum yoluyla havaya saçtığı mikroplar, sağlıklı kişiler tarafından nefes ile alınarak akciğerlerine yerleşebilir. Akciğere gelen mikrop ya vücutta hapsedilir ve sessiz bir enfeksiyon olarak kalır ya da hastalık yapar. Sessiz enfeksiyon olanların onda biri ileri bir tarihte hastalanabilir. En sık akciğerleri tutar. Diğer organlarda da hastalık yapabilir.MUAYENE AZ2020 yılı verileri ile 2019 yılı verileri karşılaştırıldı. Buna göre verem savaş dispanserlerinde yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, yapılan temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık yüzde 40 azaldı. Yeni kaydedilen tüberkülozlu hasta sayısı yüzde 26 azaldı.11 BİN VAKA Dünyada her yıl 10 milyon kişi tüberküloz tanısı alırken Türkiye’de ise 2019 yılında yeni vaka sayısı 11 bin 401 olarak tespit edildi. Sibel BahçetepeMemurlar, 2021 yılının ilk altıayıiçin verilen yüzde 7.36’lık zamma tepkili
Memurlar, 2021 yılının ilk altı ayı için verilen yüzde 7.36’lık zamma tepkili figure > Yoksulluk sınırının 8 bin lira civarında olduğunu hatırlatan memurlar, 2021 yılının ilk altı ayı için verilen yüzde 7.36’lık zamdan şikâyetçi oldu. Birlik Sağlık-Sen üyeleri, memur maaşlarına yapılan zammı protesto etmek için semaverde çay demleyip yurttaşa çay ve simit ikram ederek “İktidarın verdiği zamla ancak çay ve simit alabiliyoruz†dedi. Hükümetin verdiği zam oranlarının düşük olduğunu ifade eden Birlik Sağlık-Sen üyeleri Basmane PTT önünde çay ve simit ile yapılan zam oranını protesto etti. Birlik Sağlık-Sen Başkanı Ahmet Doğruyol, “Zamanında asgari ücretlilerimiz için yapılan çay simit hesapları maalesef bugün memurlarımız için yapılır olmuştur. Bundan dolayıdır ki bize verilen ilk maaş zamlarımızın bordrolarını yakarak, semaverde çay demleyip katılımcılara çay-simit ikram ediyoruz†dedi. Ahmet Doğruyol, “2021 yılı ocak ayından itibaren memura yüzde 7.36, memur emeklisine yüzde 7.36, İşçi Bağ-Kur emeklisine yapılan yüzde 8.36 zammı kabul etmiyoruz. En azından asgari ücretlilerimize yapılan yüzde 21.56’lık zammın memur ve emeklilerimize de uygulanması gerekirdi. Yapılan hesaplamalara göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırının yaklaşık 2 bin 600 TL, yoksulluk sınırının yaklaşık 8 bin 500 TL civarında olduğu ortamda, emeklilerimiz açlık sınırında, ya da altında, çalışan memurlarımız ise açlık-yoksulluk sınırları arasında sıkışıp kalmışlardır†diye konuştu. Mehmet İnmez