Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 05.19.2024, 08:02 AM (GMT)

News - Haberler

Paris Saint Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetti

Paris Saint Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetti figure > Paris Saint Germain, Teknik Direktör Thomas Tuchel’in sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı. Paris Saint Germain, Teknik Direktör Thomas Tuchel’in sözleşmesinin feshedildiğini açıkladı.Fransa Ligue 1 ekiplerinden Paris Saint Germain’de Teknik Direktör Thomas Tuchel ile yollar ayrıldı. Fransız ekibinin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, “Sportif durumunun kapsamlı bir analizinden sonra Paris Saint-Germain, Thomas Tuchel’in sözleşmesini feshetmeye karar verdi” ifadelerine yer verildi.Açıklanan kararın ardından Paris Saint-Germain Başkanı Nasser El-Khelaifi, ayrılığın ardından Tuchel ve ekibine teşekkür etti.Paris temsilcisinin Tuchel’den boşalan teknik direktörlük görevine Arjantinli çalıştırıcı Pochettino’yu getirmesi bekleniyor. İHA

Çorum’da zile basıp, 'hırsızım' diyen polislere kapıyıaçtılar

Çorum’da zile basıp, 'hırsızım' diyen polislere kapıyı açtılar figure > Çorum'da hırsızlık olaylarına karşı duyarlılık oluşturmak amacıyla evleri ziyaret eden polisler, apartmanda zilini çaldığı bazı vatandaşların, 'Kim o?' sorusuna 'hırsızım' yanıtı vermesine rağmen kapıların açıldığını tespit etti. Çorum'da, İl Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Büro ekipleri, hırsızlık ve dolandırıcılık olaylarına karşı yürüttükleri uygulamayla broşür dağıtıp, vatandaşı bilgilendirdi. Ekipler, girdikleri apartmanlardaki dairelerin kapı zillerini çalıp verilen tepkileri de değerlendirdi. Zillerini çalan polise, vatandaşlardan bazıları herhangi bir şey sormadan kapıyı açarken, bazıları 'Kim o?' diye seslendi. Ekipler, zilini çaldığı bazı evlerde oturanların 'Kim o?' demesine 'Benim, hırsız' yanıtını verdi. Ancak kapılar tereddütsüz açıldı. Evinin kapısını 'Hırsızım' diyen polise açan vatandaşlar ise karşısında polisleri görünce şaşırdı. Görüntülü zil sisteminin bulunduğu binalarda polisler, kamerayı eliyle kapatıp, vatandaşlara kendilerini ‘hırsız’ olarak tanıtsa da sonucunun değişmediğini, vatandaşın kapıyı açtığı gözlemledi.Cadde ve sokaklarda hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarına dair uyarı broşürleri de dağıtan ekipler, evinin ve binanın dış kapısını sorgulamadan açanlara ise dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu./Archive%5C2020%5C12%5C29%5C124500872-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_3.jpg/Archive/2020/12/29/124459888-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_1.jpg/Archive%5C2020%5C12%5C29%5C124501216-corumda-zile-basip-hirsizim-diyen-polislere-kapiyi-actilar_4.jpg DHA

Fenerbahçe Kulübüile Max Kruse tazminat konusunda anlaştı

Fenerbahçe Kulübü ile Max Kruse tazminat konusunda anlaştı figure > 7.5 milyon Avro talep eden Kruse'nin avukatları ile sarı-lacivertli yöneticiler orta yol bularak anlaşmaya vardılar Fenerbahçe Kulübü, Max Kruse ile tazminat konusunda anlaşmaya vardı.Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını sebebiyle lige verilen pandemi arasında Fenerbahçeli futbolcu Max Kruse sözleşmesini tek taraflı olarak fesih ederek ülkesi Almanya'ya gitmişti. Sarı-lacivertli yönetimin sunduğu teklifleri kabul etmeyen Kruse, ihtarname çekerek 3 aylık alacaklarının ödenmesini talep ederek konuyu FIFA'ya taşıdı. Alman futbolcu, 7.5 milyon Avro dava açtıktan sonra Union Berlin'e transfer oldu. Karşı atağa geçen Fenerbahçe Kulübü ise yaşanan süreçteki zararlarının giderilmesi için Kruse'ye 18 milyon Avro dava açtı. Gelinen noktada Kruse'nin avukatları ile Fenerbahçe Kulübü bir araya geldi ve tazminat konusunda anlaşmaya vardı. İki taraf da sürecin daha fazla uzamaması ve zarara uğramamak adına orta yol bularak anlaşmaya vardılar. DHA

CHP'li Muharrem Erkek: "Covid ile beraber adaletsizlik pandemisi yaşadık"

CHP'li Muharrem Erkek: "Covid ile beraber adaletsizlik pandemisi yaşadık" figure > CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, geride bırakılan bir yıllık süreyi hukuki alanda değerlendirerek, “Covid-19 süreci ile beraber adaletsizlik pandemisini yaşamaya devam ettik. Adaletsizlikleri büyüten bir Saray rejimi ile karşı karşıyayız” dedi. AİHM kararına karşı hükümet kanadından gelen açıklamalara karşı da Erkek, “AİHM, bizim hukuk sistemimizin parçasıdır. O mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmişiz. İçişleri Bakanı, ‘bizim için bir anlamı yok’ diyor. Bu ‘devlet olarak benim attığım imzanın anlamı yok’ demektir” dedi. CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında; geride bırakılan bir yılda yaşanan adalet ve hukuk gelişmelerini değerlendirdi. Çanakkale Milletvekili Erkek’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:ADALETSİZLİK PANDEMİSİ YAŞADIK 2020’de COVİD-19 süreci ile beraber adaletsizlik pandemisini yaşamaya devam ettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında otoriter bir rejim inşa edildi. 2020 yılında da adaletsizlikleri büyüten bir Saray rejimi ile karşı karşıyayız. Yasama, yürütme, yargı yetkileri bir kişide toplandı.AİHM'Yİ TANIMAMAK, ‘BENİM ATTIĞIM İMZANIN ANLAMI YOK’ DEMEKTİR AİHM, bizim hukuk sistemimizin parçasıdır. O mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmişiz. İçişleri Bakanı, ‘bizim için bir anlamı yok’ diyor. Bu ‘devlet olarak benim attığım imzanın anlamı yok’ demektir. Devletin en tepesindeki bu ülkeyi yöneten isimler, AİHM’i yabancı görüyor. Biz yargıç göndermişiz o mahkemeye.RTÜK, SARAYIN KURULU HALİNE GELDİBasın özgür değilse, toplum özgür değildir. Basının özgür olmadığı bir ülkede hiçbir şeyi çözemezsiniz, adaleti de sağlayamazsınız. Basın İlan Kurumu (BİK), bir kişinin özel şirketi gibi çalışıyor. Sansür, otoriter rejimlerin her zaman kardeşi olmuştur. Bugün yaşadığımız da sansürdür. RTÜK, siyasilerden oluşuyor, Sarayın bir kurulu haline geldi. Bir yandaş kanalla ilgili 102 bin 500 şikayet yapılmış, 500 tanesi işleme konulmuş. Muhalefette görülen kanallara bakın, 10 milyon lira ceza kesilmiş. Basının görevlerinden biri, iktidarı denetlemektir.KAVALA'YI, KAFTANCIOĞLU'NU DEĞİL TÜRKİYE’Yİ CEZALANDIRIYORLAR Canan Kaftancıoğlu, ağır cezalarla karşılaştı. Kaftancıoğlu, İstanbul İl Başkanı seçildikten iki gün sonra hakkında soruşturma başlatıldı, önceden yoktu. Her zaman söylüyoruz: Hiçbir CHP’li bir santim geri adım atmayacak. Bedel ödenmesi gerekiyorsa, ödeyeceğiz. Osman Kavala’nın tutukluluğu üç yılı aştı. Hakkında mahkumiyet kararı olmadan bir insanı üç yılı aşkın süredir cezaevinde tutmak. Aslında Kavala’yı, Kaftancıoğlu’nu cezalandırmıyorlar, Türkiye’yi cezalandırıyorlar.CUMHURBAŞKANI'NA HAKARET SUÇU HUKUKA AYKIRICumhurbaşkanı'na hakaret davaları, aslında AK Parti Genel Başkanı'na hakaret davaları. Böyle bir sistemde zaten böyle bir ceza maddesi olur mu? Güçlendirilmiş parlamenter sistemde düşünülebilir, ama bu sistemde böyle bir madde olamaz, hukuka aykırı. Binlerce insan yargılandı, binlerce insan ceza aldı.TOPLANTI VE YÜRÜYÜŞ HAKKI TEMELİNDEN SARSILDI Başka adaletsizlikler ve hak ihlalleri… Toplantı ve yürüyüş hakkı… Madenciler, baro başkanları engelleniyor, ama öbür taraftan Cumhurbaşkanı mitingler yapıyor, insanların üzerine çaylar atıyor. Toplantı ve yürüyüş hakkı da temelinden sarsılmış durumda. Adaletin tecelli etmediği davalar... Örneğin 10 Ekim Gar Katliamı, Soma Maden Davası, Çorlu Tren Katliamı Davası… Bu davalarda gerçek sorumlular yargı önüne çıkarılmıyor. Çorlu’da evladını kaybeden bir anne, isyan ettiği için sanık olarak yargılanıyor. Çevre hukuksuzlukları, 2020’de büyüdü. Kaz Dağı, Salda Gölü… Çevreciler, terörist olarak ilan ediliyor. Geleceğimizi korumak isteyenler, Saray rejimi tarafından engelleniyor.DAVADA AKLANANLAR, OHAL KOMİSYONU'NU AŞAMIYORKadına şiddet, 2020’de arttı. 2020’de en az 275 kadın yaşamını yitirdi. Son beş yılda, hakkında koruma kararı olmasına rağmen 100 kadın yaşamını yitirdi. OHAL Komisyonu’nda binlerce dava bekletiliyor. Yargıda aklanan insanlar, OHAL Komisyonu’nu aşamıyor, görevlerine iade edilemiyor.TAM BASKIAsgari ücret tartışmaları… Bütün giderleri çıktıktan sonra nasıl beslenebilir? Saray hiç bunların derdinde değil. Halk aç ve işsiz ama saray tok. Sarayda yaşadıkları için halktan o kadar kopmuşlar ki halkın ne boyutta olduğunu bilmiyorlar. Tam bir baskı… Özgür düşünen insanların üzerinde… Şunu göremiyorlar: Başkalarına baskı ile dayattığınızda, akla karşı işlenmiş birer suç haline gelir. Baskıyla dayatılan hiçbir şey, akla ve ahlaka uygun değildir. ANKA

İran’ınürettiği Covid-19 aşısının denemesi başladı

İran’ın ürettiği Covid-19 aşısının denemesi başladı figure > İran'ın koronavirüse karşı bağışıklık sağlamak amacıyla geliştirdiği yerli aşı "COVIRAN Bereket", klinik deneme aşamasında ilk defa insan üzerinde test edildi. 65 bin kişinin aşıyı vurulmak için gönüllü olduğu belirtildi. İranlı bilim insanlarının geliştirdiği "COVIRAN Bereket" aşısı, Sağlık Bakanı Said Nemeki ve diğer yetkililerin katıldığı bir törenle, ilk defa insan üzerinde uygulandı.Aşıyı geliştiren bilim adamları heyetinin başında yer alan Muhammed Muhbir'in kızı Tayyibe Muhbir, aşıyı vurulan ilk gönüllü kişi oldu. Geliştirilen aşı bugün 3 kişiye daha vurulacak ve sonraki günlerde gönüllü olan 56 kişi üzerinde aşamalı olarak uygulanacak.65 BİN KİŞİ GÖNÜLLÜ OLDUAşının birinci günün ardından 14'üncü günde ikinci defa vurulacağı ve son aşama olan 28'inci günde de son dozun vücuda enjekte edileceği açıklandı. Şu ana kadar 65 bin kişinin aşıyı vurulmak için gönüllü olduğu belirtildi.Tayyibe Muhbir'e uygulanan aşının şu ana kadar herhangi bir yan etkisinin görülmediği ifade edildi. cumhuriyet.com.tr

CHP'li Taşçıer: 'Grip aşısıkaosu sürüyor, aşılar depolarda mahsur kaldı'

CHP'li Taşçıer: 'Grip aşısı kaosu sürüyor, aşılar depolarda mahsur kaldı' figure > CHP Ankara Milletvekili Eczacı Gamze Taşcıer "Aradan 8 gün geçti grip aşısı hala depolarda bekletiliyor. Çünkü ne yapılacağına dair bir belirsizlik vardı, kararını da alamadılar. TİTCK daha bugün süreci anlatan çok kısa bir açıklama yayınladı. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz bir sağlık yönetimi tarihte görülmemiştir” ifadelerini kullandı. /Archive/2020/12/29/123851263-gamze-tascier-5.jpegCumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Eczacı Gamze Taşcıer yaptığı açıklamada, “Grip aşısı dağıtım sistemi 8 gün önce değiştiğinde süreci yapboza çevirdiniz demiştim. Aradan geçen 8 günde sistem hala oturmuş değil. Ekim ayında bitmesi gereken süreçte yeni yıla giriyoruz ama grip aşısı kaosu sürüyor. Bakanlık korkunç bir organize beceriksizlik içerisinde. Elleri ayaklarına dolanmış, ne yapacaklarını bilemez durumdalar.” dedi."GRİP AŞISI SEKİZ GÜN OLDU HALA DEPOLARDA BEKLETİLİYOR"“Yıllardır düzenli şekilde verilen, dağıtımında ve vatandaşa ulaşımında hiçbir sorun olmayan grip aşısında bile kriz ve kaos yaratmayı başardılar.” diyen Taşcıer, “Aile hekimi reçete yazacak, eczaneden verilecek dendi, süreç bir şekilde ilerlerken tekrar sistem değişti. Sonra bu karar kaosu derinleştirince vazgeçtiler ve sekiz gün önce sistemi eskisine döndürdüler. Ama aradan 8 gün geçti grip aşısı hala depolarda bekletiliyor. Çünkü ne yapılacağına dair bir belirsizlik vardı, kararını da alamadılar. TİTCK daha bugün süreci anlatan çok kısa bir açıklama yayınladı. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz bir sağlık yönetimi tarihte görülmemiştir.” ifadelerini kullandı."EKİM’DE BİTMESİ GEREKEN SÜREÇ YENİ YILA SARKTI"Sistemin belirsiz bırakıldığı ve bu nedenle de vatandaşların aşıya ulaşamadığını belirten Taşcıer, “Eczaneler depodan aşıları çekemiyor, çünkü depolar çıkış yapamıyor. TİTCK yazı yayınladı ama zaten yılbaşıyla birlikte 3 günlük sokağa çıkma yasağı başlayacak. Yani Ekim ayında bitmesi gereken grip aşısı sürecinde yeni yıla giriyoruz hala milyonlarca insan aşılanamadı ve süreç de giderek uzuyor.” dedi.“ORGANİZE BECERİKSİZLİĞİN CEREMESİNİ HALK CANIYLA ÖDÜYOR”Bakanlığın grip aşısının temininden, dağıtımına kadar süreci yönetemediğini belirten Taşcıer, “Sağlık Bakanlığı’nın bu organize beceriksizlik halini gördükçe, endişelerimiz artıyor. Yıllardır sorunsuz olan grip aşısı sistemini bile eline yüzüne bulaştırıp kaos yaratan bir yönetim, COVID-19 aşısında ne yapacak merak ediyoruz. COVID-19 aşısı da ha geldi, ha geliyor dene dene haftalar geçti. Grip aşısında da daha yaz aylarındayken bakanlığa sormuştum, sistem belli mi diye. Tabi cevap alamamıştık. COVID-19 aşısıyla ilgili de sorduk, yine yanıtsız kaldı. Aşılar uygulanmaya başladığında umarım AK Parti iktidarı eliyle yaratılmış bir başka kaosla karşı karşıya kalmayız. Çünkü her geçen saat, her geçen gün insanlarımız hayatlarını kaybediyor. Yani organize beceriksizliğin ceremesini halk canıyla ödüyor.” ifadelerini kullandı. cumhuriyet.com.tr

Türk-İş, aralık ayıaçlık ve yoksulluk sınırıaraştırmasınıaçıkladı

Türk-İş, aralık ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasını açıkladı figure > Türk-İş'in araştırmasına göre, aralık ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 590, yoksulluk sınırı 8 bin 436 lira oldu. ./Archive/2020/12/29/122556230-102456027-altinordu.jpgTürk-İş'in çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"nın aralık ayı sonuçları açıklandı.Araştırmaya göre, bu ay dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden "açlık sınırı" 2 bin 590 lira olarak belirlendi.Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen "yoksulluk sınırı" ise 8 bin 436 lira oldu. Bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 3 bin 146 lira 98 kuruş olarak hesaplandı.Ankara'da yaşayan dört kişilik ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 2,91 artış gösterdi.Yılın tamamı itibarıyla fiyatlardaki artış yüzde 19,75'i bulurken, gıda enflasyonunda 12 aylık artış oranı da yine yüzde 19,75 hesaplandı. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 16,16 oldu.YUMURTANIN TANESİ 1,16 LİRA OLDUSüt, yoğurt, peynir grubunda önemli bir fiyat değişikliği görülmedi. Kıyma ve kuşbaşı ile tavuk ve sakatat (ciğer, yürek, böbrek) ürünleri fiyatı bu ay aynı kaldı. Balık fiyatları, geçen aya göre değişmedi. Yumurtanın tanesi yüksek fiyat artışıyla bu ay 1,16 lira oldu. Bakliyat ürünleri fiyatlarında geçen ay fiyat artışı görülen yeşil mercimek, nohut ve barbunyada fiyatlar aynı kalırken, bu ay yine kuru fasulye fiyatı ile kırmızı mercimek fiyatı artış gösterdi.Sebze-meyve fiyatları bu ay yine en fazla değişiklik gösteren harcama grubu oldu ve geçen aya göre hepsinde artış gerçekleşti. Yaş sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı bu ay 7,19 lira (geçen ay 6,71 lira) olarak hesaplandı. Geçen aya göre yaşanan artış büyük ölçüde meyve fiyatlarından kaynaklandı. Kasımda 6,77 lira olarak hesaplanan ortalama meyve fiyatı bu ay 7,60 lirayı buldu. Geçen ay 6,68 lira hesaplanan sebze ortalama kilogram fiyatı bu ay 6,97 lira oldu.ZEYTİNYAĞI FİYATI AYNI KALDI, AYÇİÇEĞİ YAĞI FİYATI ARTTITam buğday, ekşi mayalı vb. çeşitlemelerle bazı ekmek çeşitlerinde artış gerçekleşti. Bu ay pirinç ve bulgur fiyatı değişmezken, makarna, un ve irmik fiyatı arttı. Tereyağ, margarin ile zeytinyağı fiyatı aynı kalırken, fakat ayçiçeği yağı fiyatı ise yeniden arttı.Hesaplamada dikkate alınan siyah ve yeşil zeytin ortalama fiyatı bu ay da değişmedi. Çay ve ıhlamurun yanı sıra bal, reçel, pekmez, şeker ve tuz fiyatı ile salça fiyatı da bu ay yine fiyatı aynı kalan ürünler arasında yer aldı.  cumhuriyet.com.tr

Aydın'daçileküreticisine sıvıgübre desteği

Aydın'da çilek üreticisine sıvı gübre desteği figure > Aydın Büyükşehir Belediyesi, çilek üreticilerine sıvı gübre desteğinde bulundu. Türkiye'de çilek üretiminde ilk sırada gelen Sultanhisar'da başlanan desteklemeyle üreticilerin daha fazla verim elde etmesi hedefleniyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi, çilek üreticisinin gübre ihtiyacınıkarşılamak için kök yapısını güçlendirdiği, bitkinin gelişimini ve verimini artırdığı belirtilen azot ile zenginleştirilmiş fosfor içeren sıvı gübre desteğinde bulundu. Çiftçilere tarım yaptıkları arazilerinin genişliğine göre belirlenen destekle kış mevsiminde de rekoltenin artması hedefleniyor.Çilek üreticiliği yapan çiftçilerden Süleyman Uludağ, “Bu gübreleri kullanacağız ve inşallah daha fazla verim alacağız. Üretimi arttırabilirsek ne mutlu bize. Özlem Başkan'a pandemi döneminde gübre desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bizim gibi çiftçileri unutmuyor, destek veriyor. Sağ olsun, var olsun” dedi.Çiftçi Nuri Şener de verilen destekten dolayı Başkan Özlem Çerçioğlu’na teşekkür ederek “Bunu denediğimiz zaman daha iyi sonuçlar alırız inşallah. Çiftçi olarak maliyetlerimiz ağır, çiftçinin umudu yarınları” şeklinde konuştu./Archive/2020/12/29/122327607-1.jpgSultanhisar Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya, çiftçilerin fuarları ve güncel üretim tekniklerini takip ederek kendilerini geliştirdiklerini belirterek “100 bin ton çilek üretiyoruz, bunun yüzde 80’i ihracata gidiyor. İlçemizin ciddi anlamda bir geliri var. Aydın’ın ürününün değerlenmesi ve çiftçimizin gelişmesi adına Büyükşehir Belediyemiz elinden geleni yapıyor. Üretilmiş ürünün değil, üretilmekte olan ürünlerde katkıları olduğunu ifade ederek Özlem Başkan'a çok teşekkür ediyorum” dedi.Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Barış Altıntaş birçok alanda üreticiyi desteklediklerini ifade ederek “Çiftçilerimize yaptığımız desteklerden biri de gübre desteği. Pandemi döneminde zor şartlarda işlerini yapmaya çalışan çiftçimiz ve esnafımıza her türlü desteği Büyükşehir Belediyesi olarak veriyoruz. Bundan sonra da kimin neye ihtiyacı varsa aynı şekilde desteklerimize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. İZMİR / Cumhuriyet

Avrupa Birliği’den Rusya’ya“aşıda dezenformasyon”suçlaması

Avrupa Birliği’den Rusya’ya “aşıda dezenformasyon” suçlaması figure > Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell, Rusya'nın kendi aşısını satabilmek için geliştirilen diğer aşılar hakkında dezenformasyona başvurduğu suçlamasında bulundu. Josep Borrell, yayımladığı internette dezenformasyonla mücadelenin önemine işaret ettiği blog yazısında, Rusya’yı suçladı.  Bazı dış aktörlerin, yanlış veya yanıltıcı bilgiler yayarak dezenformasyon kampanyalarına bile giriştiğine işaret eden Borrell, şu değerlendirmelerde bulundu:"Örneğin, Batılı aşı geliştiricileri Rusya'nın devlet kontrolü altındaki medyası tarafından alay konusu ediliyor. Bu durum bazen insanların maymuna dönüşeceği gibi saçma iddialara kadar varıyor. Görünüşe göre bu tür söylemler Rusya'nın kendi aşısı Sputnik V'yi satmak istediği ülkelere yönlenmiş durumda. Salgında bu tür temelsiz şüpheleri teşvik edecek her girişim halk sağlığını tehdit etmektedir. DEAŞ gibi terör örgütleri de kendi propagandalarını yaymak için koronavirüs salgınındaki kafa karışıklıklarını kullanmaktadır."“ALTINI OYMAYA ÇALIŞIYORLAR”Devlet veya devlet dışı aktörlerin zaman zaman kamu diplomasisinde meşru zeminin dışına çıktığına dikkati çeken Borrell, bazılarının kendi gittikleri yolu tek etkili yolmuş gibi sunduklarını ve diğerlerinin itibarını sarsmaya çalıştıklarını vurguladı.Dezenformasyon yönteminin yeni olmadığını ancak internet sayesinde artık çok daha hızlı yayılabildiğini belirten Borrell, "Rusya ve Çin gibi bazı devletler aktif şekilde bu tür faaliyetler yürütüyor ve özgürlük, çoğulculuk, kuvvetler ayrılığı gibi değerler üzerine oturmuş demokratik sistemlerimizin altını oymaya çalışıyorlar" ifadesini kullandı. AA

Edebiyatı,‘sevinç’olarak yaşayan Nezim

Edebiyatı, ‘sevinç’ olarak yaşayan Nezim figure > Seval Şahin tarafından derlenerek edebiyat dünyamıza kazandırılan Kimse Hikâyeyle Aramda Geçenleri Anlamıyordu, Nezihe Meriç’in daha geniş kitlelere tanıtılması açısından çok değerli bir kaynak. /Archive/2020/12/29/121123380-ic1.jpg1953 yılından, yaşamının son yıllarına uzanan bir süreçte yapılan söyleşileri okurken Nezim’le karşılıklı konuşuyormuşum duygusunu yaşadım. Onun öykülerinin oluşum sürecini, günlük yaşam içindeki devinimlerini, “İnsan”a yaklaşımını belli bir zaman aralığında hayranlıkla izlemiş biri olarak yeniden o günlere gittim.Cumhuriyet’in ilk kadın yazarlarından Nezihe Meriç, Doğan Hızlan’ın kendisiyle yaptığı söyleşisinde, modern öyküye adım atmak konusunda ilk cesaret ışığını Sait Faik’ten aldığını belirtiyor. Topal Koşma’da yer alan “Susuz” adlı öyküleri ilk okuduğumda beni çarpmış, yirmili yaşlarda yazmış olduğu bu modern öyküleri hayrete düşürmüştü.Nezihe Meriç, yarattığı öykülerde, geleneksel öykünün dışına çıkıp asi, özgün, sıra dışı, estetik ve yalın diliyle kendi sesini, rengini bulmuş genç bir yazarken modern öykünün öncülerinden biri olarak Türk edebiyatına adını yazdırmıştır.Çocuk yaşta ailesiyle birlikte Anadolu’yu dolaşıp Anadolu insanını, geleneklerimizi, coğrafyasını tanımış; ressam, müzisyen olan babasının kütüphanesinden o yaşlarda yararlanmış şanslı bir çocuk. Dokuz yaşından itibaren klasikleri okumuş, yazdığı kompozisyonlar, yakın çevresinde, eğitim gördüğü okullarda dikkat çekmiş. Kendisinde “edebiyatçı kumaşı” olduğu fark edilmiş ve destek görmüş.Bu birikimleri ışığında, Anadolu kadını ve erkeğinin büyük kentlerde yaşadığı değişim ve gelişimini duru bir dille sıkça işlemiş. Kadının toplumsal yaşamdaki devinimlerini, ezilmişliğini, sorgulamış. Çocukluğundan itibaren müzik ve edebiyatla iç içe büyümesi, zengin dünyası, dile hakimiyeti ve yeteneği, yazdıklarında yenilikler yaratmasına olanak sağlamış.Özgün deyimler, imler, sözcükler yaratarak edebiyat dünyamızda özel bir yer edinmiş. Ürettiği metinler, yeni sevinçler, coşkular olarak dönmüş Nezihe Meriç’e de, okurlarına da…/Archive/2020/12/29/121136490-ic2.jpgOZANLARI KISKANDIRACAK ÖYKÜCÜMübeccel İzmirlinin kendisiyle yaptığı söyleşisinde, Topal Koşma kitabından, seçtiği tanımlamalar ozanları kıskandıracak nitelikte bana göre…“Bir çılgınlık anında muhteşem bir çığlık halinde dünyadan atladığınızı ve boşlukta tükeninceye kadar parçalandığınızı düşünün, aşk budur,” diyor, örneğin. Kahramanlarını öylesine abartısız, edebiyat yapmak kaygısından uzak, duru bir dille betimliyor ki, sahiciliği, sıcacık yorumuyla okuru sarmalayıp kendine bağlıyor. Edebiyat budur!“Kahverengi bir adam o. İçine altın tozu serpilmiş, kahverengi bir adam,” diyor, ya da;“Kadın maral gibiydi. Uzak diyarları sis basmış dağ yollarının yalnız kayaları, yüreğine düşüyordu insanın,” diyor, örneğin…EDEBİ LEZZET VE BİRİCİKLİKNezim’in yapıtlarındaki edebi lezzet ve biriciklik, onun sıkça tekrarladığı, sanatçıda var olan ‘X’ olgusunu getiriyor usuma.İmge Öyküler’in 6.sayısında, Melike Koçak, Sezer Ateş Ayvaz, Leyla Ruhan Okyay, tarafından yapılan söyleşide, Nezihe Meriç’in o sıralarda yayımlanan Yandırma adlı kitabındaki “Ünlemleri Kökertmek” öyküsünü incelemiş üzerinde konuşmuştuk. Unutulması güç, keyifli anlar yaşadığımız zaman diliminin sonunda hepimiz “düş gibi yaşanan günün”, anılarımızda çok özel ve önemli bir yeri olacağının ayrımındaydık. Nezim de bu söyleşinin onu çok mutlu ettiğini belirtmişti.Tek bir öyküsü üzerine yaptığımız bu analiz çalışması, Nezihe Meriç öykücülüğünün daha iyi algılanması konusunda doyurucu bir çalışmaydı ona göre. Çok zor beğenen Nezim’in bu övgüleri hepimizi havalara uçurmuştu. Üstelik Nezim’le gün boyunca ‘öykü’ üzerinde konuşmuş, yeni öyküler yazabilmek umudu ve heyecanıyla ayrılmıştık, yanından.Nezihe Meriç, özgün, yaratıcı ürünler veren sanatçılar konusunda şöyle bir saptama yapmıştı, bu söyleşide; “O zaman öykücü, romancı, neyse işte, sanatçı; yazarken nasıl yazdığını düşünürken, şöyle düşünmek lazım. Gizemli olan, ‘X’ diye bir şey var. Türkçeyi bilmek, imla kurallarını bilmek, güzel yazı yazmak, güzel mektup yazmak herkeste var. Ama sanatçıda ‘X’ bir etki var. Bir ‘X’… O ‘X’, nedir? Çözülemeyen bir ‘X’, benim için anlamaya çalıştığım, örnekler vermeye çalıştığım. Öyle bir ‘X’ var.” Nezihe Meriç’te olan bir ‘X’ bence, belki yaratıcılık denen şey, bir anlamda ya da tanımlanamayan başka bir şey ve daha ötesi?/Archive/2020/12/29/121154208-kapakic3.jpgSÖYLEŞİLERİBu kitapta, yitirdiğimiz yazarlarımızın, Nezihe Meriç’le yaptığı söyleşiler de beni çok etkiledi… Hepsini özlem ve saygıyla anıyorum.Tomris Uyar’la yaptığı söyleşideki muzip, sıcak konuşmalarını, yanlarındaymışım gibi dinlemek çok güzel geldi. Nezihe Meriç’in, öykülerini okurken “Aferin”lerle kendisini yüreklendirmesini paylaşması, çok hoştu…Sennur Sezer’e, “Ben edebiyatı bir sevinç olarak yaşıyorum, Marx’ın dediği gibi, sanat insanın kendine verebileceği en büyük sevinçtir,” diyor.Enver Ercan, Nezim’i; “Modern Masalcı”, diye tanımlıyor.Melisa Gürpınar, Nezihe Meriç’in Yandırma kitabıyla ilgili incelikleri lirik bir biçimde aktarıyor.“Bilinen bir gerçektir, iyi romanın içinde binlerce öykü tomurcuğu vardır. Okurun, roman ağacının dallarını kendine doğru eğercesine, konulardaki yan gelişmelere de aklının takılması. Ama öyküye roman açılımı verebilmek, gene biliyoruz ki, ancak usta yazarların harcı.Okuru, bir roman okumuş kadar hazdan ve elemden uçuran, bir gizem var, sizin öykülerinizde. Sanki öykülerin tümü de zamana açılıyor. O kapıdan bir anda çıkıp kendini uçsuz bucaksız bir ufkun karşısında buluyor insan. Öyküde böylesine bir derinliği ve bakışımı yakalamanın yöntemi olmalı; öyle değil mi?” diye soruyor, Nezihe Meriç’e…ÇOCUK YAZININezihe Meriç’in, bir de çocuk yazınına verdiği önemden söz etmek istiyorum. Özlem Melek Kaya’nın, yaptığı söyleşide; “Ben çocuk seven biriyim,” diye başlıyor, Nezihe Meriç.“Bu sıradan sevginin dışında çok fazla sevgi! Çocuklarla konuşmayı, onlarla oynamayı her zaman çok sevdim. Onları yakından izleyip –bu kendiliğinden oluyor, çok ilgimi çekiyor onların yaşama katılışlarını izlemek-çok eğlenerek, çok-çocuk dünyası çok eğlencelidir, sevenler bilir-gülerek yazıyorum,” diyor.Ben de… Çocuk kitaplarını okurken, yazarken çok eğleniyorum, Nezim’ciğim…Yetişkinlerin de çocuk edebiyatına zaman ayırmaları, yüreklerini ferahlatır, eğlendirir inancındayım. Özellikle son yıllarda yaşanan şu zor zamanlarda… Çocuk edebiyatında öylesine nitelikli kitaplar var ki! Denemeye değer.Bu kitap, sadece Nezihe Meriç’in yapıtlarını değil, onun iç dünyasını, yazma serüvenini, aydın olarak dik duruşunu, olağanüstü bir insanı da tanıma olanağı sağlıyor.Kimse Hikâyeyle Aramda Geçenleri Anlamıyordu / Seval Şahin / Yapı Kredi Yay. / 304 s. / Ağustos 2020. Leyla Ruhan Okyay

Gurbetçilerçok ağır vergi ve hapis cezalarıyla karşıkarşıya

Gurbetçiler çok ağır vergi ve hapis cezalarıyla karşı karşıya figure > Yurt dışında yaşayan Türkler'in banka ve diğer finansal bilgilerinin yaşadıkları ülkeyle paylaşılmasında artık son üç gün. Kişinin adı, adresi ve diğer bilgileriyle birlikte, her türlü mevduat ve yatırım hesapları yaşadığı ülkeye gönderilecek. Hesapların yıl sonu bakiyesi ile bildirimden bir önceki takvim yılının, o yıl içerisinde o hesaplara yatan faiz/gelir ödemeleri raporlanacak. /Archive/2020/12/29/121907829-dolar3.jpgTEK UMUT ERTELEMETürkiye, 2019 bilgilerini 31 Aralık günü 54 ülkeyle paylaşıyor. Bunlar arasında Türkler’in yaşadığı Avustralya, Danimarka, Finlandiya, İngiltere, İsveç, Norveç var. Türkler’in çok yoğun olduğu ve yaklaşık 6 milyon gurbetçinin yaşadığı Almanya, Fransa, Belçika, İsviçre, Hollanda, Avusturya’ya ise bilgiler 2021’de gidecek. Tek umut, erteleme. Aksi halde gurbetçiler çok ağır vergi ve hapis cezalarıyla karşı karşıya.Sözcü'den Ali Gülen'in haberi şöyle: Yurt dışında yaşayan Türkler'in banka ve diğer finansal bilgilerinin yaşadıkları ülkeyle paylaşılmasında artık son üç gün. 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla 2019'a ait hesap bilgileri paylaşılacak. 54 ülkede yaşayan Türkler'in hesapları gönderilecek.Bunların arasında Danimarka, Finlandiya, İngiltere, İsveç, İtalya, Avustralya, Norveç, Lüksemburg gibi Avrupa ülkeleri var.Türkler'in çok yoğun olduğu Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, İsviçre 2019 yılı hesap bildirimine dahil değil. 2019 yılı hesap bildiriminin yıl sonuna sarkmasının nedeni pandemi. Normalde şartlar altında bildirimlerin en geç eylül ayı sonuna kadar yapılması gerekiyordu.GURBETÇİ HESABA KATILMADAN İMZALANDI Türkiye‘nin, gurbetçiyi hesaba katmadan imza ettiği, ‘finansal bilgilerin otomatik paylaşımı’nda asıl sorun, 2020 bilgilerinin verilmesinde.  2020 bilgileri, 2021 yıl eylül sonuna dek bildirilecek. 6.5 milyona yakın gurbetçinin, Türkiye'deki her türlü banka hesabı, başka finansal geliri, ortaklık geliri, kira geliri, emeklilik geliri veya başka gelirlerinden oluşan hesabı yaşadığı ülke maliyesine bildirilecek.Onlar da takibata başlayacak, gurbetçilere ağır vergi cezaları ve vergi kaçırma cezaları yağacak. SÖZCÜ'nün “Yurt dışındaki Türkler'i koruyun. Yasadaki erteleme hakkını kullanın” yayınları üzerine Almanya, Fransa, İsviçre, Avusturya, Hollanda gibi Türkler'in yoğunlukta olduğu ülkeler için bir yıl erteleme çalışmaları yapılıyor. Aksi takdirde bu ülkelere bilgiler, önümüzdeki sene verilmek zorunda.,HANGİ BİLGİLER PAYLAŞILACAK?Kişinin adı, adresi ve diğer bilgileriyle birlikte, her türlü mevduat ve yatırım hesapları yaşadığı ülkeye gönderilecek. Hesapların yıl sonu bakiyesi ile bildirimden bir önceki takvim yılının, o yıl içerisinde o hesaplara yatan faiz/gelir ödemeleri raporlanacak.Hesap hareketleri raporlanmayacak. Hesaptaki paranın kaynağı otomatikman bildirilmeyecek. Ancak bunu yaşadığınız ülke maliyesi büyük ihtimalle soracak. Raporlama döneminde kapatılan hesabın bakiyesi de bildirilecek. Ortak hesapların, ortaklığa düşen bölümü değil tamamı bildirilecek.Genel kural olarak, Türkiye'de kurulmuş bir şirketin, üretim ya da mal alım-satımı gibi aktif bir ticari faaliyetle uğraşması halinde, ortağı yurt dışında yerleşik de olsa, kurum hesabı otomatik bilgi değişimi kapsamına girmiyor.Diğer taraftan, hesap sahibi şirketin gelirlerinin ağırlıklı olarak aktif ticaretten ziyade faiz, kar payı gibi pasif gelirlerden oluşması durumunda bu şirketin hesap bilgileri otomatik bilgi değişimi kapsamına girecek.KİMLERİN HESABI BİLDİRİLECEK?Yurt dışında yaşayanlar, Türkiye'de yaşadığını kanıtlayamayanlar. Nerede yaşadığı konusunda çekince varsa, banka bilgilerinde yurt dışı ile ilgili belgelere rastlananlar. Paralarını yurt dışına havale ettirenler. Türkiye'de üç aydan eski ikametgahı olmayanlar. Türkiye'de yaşasa bile faaliyeti yurt dışında yerleşik kişilerce kontrol edilen şirketler ve yöneticiler. cumhuriyet.com.tr

Bayraktar:Şimdi partinizin başındasınız, ateşinüstündeki kazan gibi

Bayraktar: Şimdi partinizin başındasınız, ateşin üstündeki kazan gibi figure > Eski Şehircilik ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Eski Şehircilik ve Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, sosyal medya hesabından oldukça dikkat çekecek bir paylaşımda bulundu.AKP’den “mancınıkla atıldığını" belirten Bayraktar, isim vermeden "Siz ise; zekanız, eğitiminiz ve Babanız sayesinde Bizlere horozluk yaptınız" diye yazdı.Bayraktar, mesajının devamında "Şimdi ise “Parti” nizin başındasınız. Tıpkı ateşin üstündeki kazan gibi. Hadi bakalım, Hadi!”  ifadelerini kullandı.İşte Bayraktar'In paylaşımı:/Archive/2020/12/29/120817539-erdoganbayraktar.jpg cumhuriyet.com.tr




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter