Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Sunday, 05.19.2024, 09:24 AM (GMT)

News - Haberler

‘Yeni dönem’açıklamalarısüreci etkiledi

‘Yeni dönem’ açıklamaları süreci etkiledi figure > Türkiye ekonomisi zorlu bir yılı geride bırakıyor. 2018 yılının ikinci yarısından itibaren yaşanan sorunlara ve politika hatalarına Mart 2020 ile beraber eklenen küresel Covid-19 salgını imalat sanayiinden turizme, taşımacılıktan tarıma her sektörde önemli etkiler yaptı. Mali piyasalara ise özellikle TL’deki dikkat çekici erime, Merkez Bankası rezervlerindeki büyük azalma, portföy piyasalarından yabancı çıkışı damgasını vurdu. Bütün bunların etkisiyle işsizlikte artış, istihdam ve işgücünde gerileme yaşandı. Ücretiyle geçinen geniş kesimlerde dikkat çekici bir gelir kaybı oldu. Türkiye şimdi yeni bir yıla hazırlanıyor. Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın görevden alınması ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası sonrası gündemi gelen “ekonomi yeni dönem” söylemlerinin nasıl sonuçlar vereceği yoğun şekilde tartışılıyor. Politika faizinin kısa sürede yüzde 17’ye yükseltilmesi ve yeni ekonomi yönetimi tarafından yapılan açıklamalar özellikle iş dünyasında bir umut havası oluşturdu. Ancak ekonomiyle ilgili şu birkaç örnek, özellikle 2021 yılının ilk yarısında önemli zorluklar olacağına işaret ediyor:- Türkiye’nin en büyük gelir kalemlerinden olan ve cari açığın düşürülmesine destek veren turizm gelirleri, 2020 yılının ilk 11 ayında yüzde 72 azalarak 12 milyon kişiye indi. Aşılarla ilgili gelişmelere rağmen salgın sürecindeki belirsizlikler bu açıdan Türkiye’yi çok zorlayacak. - Kasım ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 14’ü aştı. Son dönemde gerileme görülse de dövizdeki yükselişin gecikmeli etkileri, enflasyonunun önümüzdeki aylarda daha da artmasına neden olacak. - İşten çıkarma yasağı ile işgücündeki düşüş nedeniyle TÜİK’e göre işsizlik oranı yüzde 12.7 olarak açıklansa da iş bulma umudu olmayanları da içeren geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26.4’e çıktı. cumhuriyet.com.tr

DEÄ°K: Toparlanma hazirandan sonra

DEİK: Toparlanma hazirandan sonra figure > Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, 2020 yılını pandemiye rağmen olumlu sonuçlarla kapatacaklarını, 2021’de ise hazirandan itibaren toparlanma ve iyi bir sıçrama beklediklerini belirtti. Olpak, “En büyük tehlike belirsizlik” dedi. Pandemi öncesinde Türkiye ekonomisinin 2020’ye iyi bir başlangıç yaptığını ve ilk çeyrekte yüzde 4.5’lik büyüme kaydettiğini hatırlatan Nail Olpak, salgının başlaması ile ekonomik aktivitenin durma noktasına geldiğini ve sarsıcı bir dönemin ilk şokunun yaşandığını kaydetti. İş dünyası olarak ilk başlarda endişe, belirsizlik ve ümitsizliğin oluşturduğu bir tablo gördüklerini aktaran Olpak, “Sürece çok hızlı adapte olduk, kötümserlik kısa sürede ortadan kalktı ve yeni şartlarda işimize odaklandık. Devletimizin ve ekonomi yönetimimizin verdiği destekler, süreci en az hasarla atlatmamızda kilit rol oynadı. 3. çeyrekte kısıtlamaların azalmasıyla ekonomik aktivitede canlılığı yeniden yakalamayı başardık” diye konuştu. Olpak 2021 için ise şunları söyledi: “2020’yi yaklaşık yüzde 1 pozitif büyümeyle kapatacağımıza inanıyorum. Gelecek yıl açısından ise ekonomide ertelenen tüketici ve yatırım taleplerinin devreye girmesi ve düşük baz etkisi nedeniyle 2021’de ülkemiz ekonomisinin iyi bir sıçrama yapması beklenmektedir. Bu çerçevede yüzde 5 seviyesinde büyüme bekliyoruz. Bu yılın son ayında aşıyla ilgili umutların artması, 2021’e daha olumlu bakmamızı sağlıyor. Bu kapsamda, ekonomik aktivitenin 2021’in ikinci çeyreğinden itibaren toparlanmasını bekliyoruz.” Nail Olpak, iş dünyası açısından en tehlikeli durumun ise belirsizlik olduğuna vurgu yaparak “TL’deki değer kaybı ve buna bağlı enflasyonla uyumlu değişkenlik çerçevesinde oluşan yüksek faiz, elbette arzu etmediğimiz konular ancak iş dünyası olarak belirsizlik dışında mücadele edebiliriz. Yeter ki belirsizlikleri minimize edelim” dedi. cumhuriyet.com.tr

TİM’e göre 2021, ihracatta yıldız sene olabilir

TİM’e göre 2021, ihracatta yıldız sene olabilir figure > Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, 2020 yılında pandemiye rağmen ihracatçılar olarak rekorlar kırdıklarını belirterek “İnanıyoruz ki 2021, pandeminin gücünün kırılmasıyla ihracatta yıldız senemiz olacak” dedi. İhracatta 2020 yılında yaşananları ve 2021 yılı beklentilerini açıklayan TİM Başkanı İsmail Gülle, yılın ilk iki ayında ihracatta rekor kırıldığını ancak mart ayının ortasından itibaren salgınla birlikte sıkıntılı bir sürece girildiğini belirtti. Ancak ihracatta düşüş yaşansa da haziran ayıyla başlayan yeni normal döneminde ihracatın hızla eski temposuna kavuştuğunu belirten Gülle, “Hatta tarım ve gıda sektörlerimiz olumsuz etkilenmek şöyle dursun; kapıların kapalı olduğu dönemde dahi ihracatlarını artırdı” dedi. İhracatçının şoklara dayanıklı olmasının katkısıyla pandemi öncesindeki ihracat rakamlarına ulaşıldığını da ekleyen Gülle, “Ülkemizdeki 100 bin ihracatçının çatı kuruluşu olarak elimizi taşın altına koyduk. İşlerimizi dijital platformlara taşıdık. İlk Sanal Fuar, ilk Sanal Ticaret Heyeti, ilk Sanal Yarışma ve ilk Sanal Ödül Törenini hayata geçirdik” dedi. Gülle 2021 öngörüsünü ise şöyle açıkladı: “2020 yılını yeni ekonomi programı (YEP) hedefimiz olan 165.9 milyar doların üzerinde kapatacağız. Yeni ekonomi programında 2021 yılı toplam ihracat hedefi, 184 milyar dolar olarak belirlendi. İnanıyoruz ki pandeminin hızını kesmesi ve aşılamanın etkisiyle kısıtlamaların yıl içinde tamamen kalkmasıyla bu hedefe ulaşacağız. Elbette, belirsizlikler her zaman mevcut, fakat pandeminin etkilerini hissetmeye devam ettiğimiz ekim ayında 17 milyar 333 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren ihracat ailesi, bu performansını sürdürdüğü takdirde çok daha yüksek hedeflere de kısa sürede ulaşacaktır. Karşımıza çıkan tüm belirsizlikleri ihracatla aşıyoruz.” cumhuriyet.com.tr

İSO BaşkanıErdal Bahçıvan bahardan sonra rahatlama bekliyor

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan bahardan sonra rahatlama bekliyor figure > Türkiye’nin kaynak sorunu olmadığını belirten Bahçıvan, 2021’de kaynakların doğru kullanıldığı bir büyüme modeli önerdi. Finansmana rahat ulaşılması halinde bahardan sonra moral verecek bir seneye girilebileceğini söyledi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, 2021’de pandeminin bir süre daha etkisini koruyacağını belirterek “Aşılarla pandeminin hayatımızdan adım adım çıkmasıyla beraber 2021’in ilk dönemleri olmasa dahi bahar sonrasındaki dönemlerinde ben tekrar umut ışığının yanabileceği düşüncesindeyim” dedi. “Ama ölçülü bir iyimserliği korumamız gerekiyor. Gerçeklerin farkında olacağız, iyimserliğin ölçüsünü de kaçırmayacağız” diyen Bahçıvan’ın 2021 için değerlendirmeleri şöyle:- 2021’in en önemli sorusu pandeminin süreci. Yani şimdi bizi umutlandıran bir aşı gelişmesi var. Kuvvetle muhtemel, 2021 aşıyla tanışacağımız bir yıl olacak. Ama tabii kabul etmek lazım ki bu aşıların dağıtımı yine bir zaman alacak. - Dünyadaki gelişmeler de aynı paralelde geçecek. Avrupa bir kapanıp bir açılırken, ABD de tekrar bir kapanma dönemine girecek gibi. O yüzden de belli bir süre daha ekonomik aktiviteleri pandemiden ayırmamız çok kolay değil. - Ükemiz için yeni bir ekonomik yönetim başladı. Merkez Bankamızın başında deneyimli bir bakanımız, eski bir bürokratımız var. Yine ekonomi konusundaki en önemli bakanlıklardan biri, Maliye Bakanlığımızda da yine birikimleri olan eski bir bakanımız geldi. - Pandeminin hayatımızdan adım adım çıkmasıyla beraber bahar sonrasındaki dönemlerde, finansa daha rahat ulaşabileceğimiz bir döneme yılın ikinci yarısına doğru ulaşabilirsek herhalde yılın ikinci çeyreğinden sonra daha pozitif, 2020’yi tam unutturmasa bile bize moral verecek olan bir sene hayatımıza girer.YENİ BÜYÜME MODELİ- Ama bunun için de tekrar söylüyorum, ölçülü bir iyimserliği korumamız gerekiyor. Gerçeklerin farkında olacağız, iyimserliğin ölçüsünü de kaçırmayacağız. Türkiye’nin yeni bir büyüme modeli konusunda, pandeminin bitimiyle beraber çok daha güçlü ve stratejik bir karar vermesi gerektiğini de ekleyen Bahçıvan, “Çünkü büyümenin oranından öteye bizim yıllardan beri söylediğimiz bir gerçek var: büyümenin kalitesi. Dar kesitli büyüme oranları üzerinden konuşmak yerine 2021 sonrasında kaynakları doğru kullanarak bir büyüme modeli üzerinde durmalıyız. Hep söylediğim bir hususu tekrarlayayım: Türkiye’nin kaynak problemi yoktur, Türkiye’nin kaynakları doğru kullanma problemi vardır” dedi.SANAYİNİN GÜNDEMİNDE FİNANSMAN VAR Bahçıvan 2021’de sanayinin gündemine ilişkin ise şu görüşleri sıraladı:- EN ÖNEMLİ SORUN FİNANSMAN: Türk sanayisinin en önemli gündem konusu yine finansman olacak. Şu anda maalesef finansal istikrarın son aylarda bozulduğunu gördük. 2021’in önemli bir döneminde yüksek finansman maliyetlerinin ve daralan finans kaynaklarının, Türk sanayicisinin elindeki en önemli stres kaynaklarından birisi olacağını düşünüyorum. - KDV REFORMU İLK İŞ OLMALI: Eğer bir reform yapacaksak KDV reformu ile başlamamız lazım. Uzun yıllardan beri hayatımızda olan ama giderek bir üretim vergisine dönüşen KDV’nin de artık mevcut bu olumsuzluk teşkil eden halinden dönüştürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda zaten bir rapor hazırlığı içindeyiz. - SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNE GEÇECEK: Pandemi dönemi sürdürülebilirlik konusunu daha da güçlendirecek ve hareketlendirecek. Finans kaynakları da başta olmak üzere birçok yeni modellemenin, birçok yeni projelendirmenin sürdürülebilirlik esaslı bir yapıyla değerlendirileceğini tahmin ediyorum. cumhuriyet.com.tr

BTSO Başkanıİbrahim Burkay iyimser: artık fırsatlara odaklanacağız

BTSO Başkanı İbrahim Burkay iyimser: artık fırsatlara odaklanacağız figure > Türk sanayisinin en önemli merkezlerinden biri olan Bursa, salgını en sert yaşayan kentlerden biri oldu. Bursa Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı İbrahim Burkay, imalat sanayisi ve ihracatta dalgalı bir seyir yaşandığını ancak turizm başta olmak üzere hizmetler sektörünün küçüldüğünü açıkladı. Burkay’a göre 2021 pandemiden çıkışta fırsatlara odaklanılacak bir yıl olacak. Burkay, “2021 yılında tedarik zincirlerinden daha fazla pay almayı hedefliyoruz” diyor.Ekonomide 2020’de yaşananlar ve 2021 beklentilerini değerlendiren İbrahim Burkay, 2020’ye iyimser başladıklarını hatırlattı. Ancak Çin’de başlayan, ardından tüm dünyaya hızla yayılan koronavirüs salgını ile dengelerin bozulduğunu söyleyen Burkay, tüm dünya ekonomisinin son yüzyılın en sert daralması ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Burkay, Bursa’da da 2020’de kısıtlamalar ile ekonomide sert bir daralma yaşandığını belirtti. Üçüncü çeyrekte ise yurtiçi ve yurtdışında iktisadi faaliyetlere hızlı dönüş yaşandığını belirten Burkay, “BTSO olarak virüsün etkisini gösterdiği ilk günden itibaren 46 bin üyemizi ve çalışanlarımızı pandeminin etkilerinden korumak amacıyla harekete geçen öncü kurumlar arasında yer aldık” dedi. cumhuriyet.com.tr

Asgariücret geçen yıla göre 18 dolar düşerek 2 bin 825 lira oldu. Beklentiler karşılanmadı

Asgari ücret geçen yıla göre 18 dolar düşerek 2 bin 825 lira oldu. Beklentiler karşılanmadı figure > İşçinin “en az 3 bin” talebi karşılıksız kaldı. Geçinebilmek için şimdiden 250 TL eksik olan bu rakama sendikalar, “yine sefalet ücreti açıklandı” diyerek tepki gösterdi. Hükümet Türk-İş’in “en az 3 bin lira olsun” talebine karşın net asgari ücreti işverenlerle birlikte 2 bin 825.90 TL olarak belirledi. Bunun 268 TL’sini asgari geçim indirimi (AGİ) oluşturuyor. Brüt asgari ücret de 3 bin 577.50 TL oldu.Buna göre:- 2021 asgari ücreti 2020’ye göre 501 TL (yüzde 21.56) artmış oldu. - Asgari ücret, evli ve eşi çalışmayan işçi için 2 bin 879.57 TL; evli, eşi çalışmayan 1 çocuklu için 2 bin 919.81 TL; evli, eşi çalışmayan 2 çocuklu için 2 bin 960.06 TL; evli, eşi çalışmayan 3 çocuklu bir işçi için de 3 bin 13.72 TL olarak belirlendi. - İşverenlere gelecek yıl da 75 TL asgari ücret desteği verilmeye devam edilecek. Bu, işverene toplamda yaklaşık 6.5 milyar TL ek destek anlamına geliyor. - Bekâr işçi için net asgari ücret vergi dışında ancak evli ve çocuklu asgari ücretlilerden yıl boyunca yine vergi alınmaya da devam edilecek. Örneğin evli eşi çalışmayan 3 çocuklu asgari ücretli yıl boyunca 3 bin 13.72 TL alamayacak. Yılın ikinci yarısında bu rakam düşecek. - Karara muhalif kalan Türk-İş’in hesabına göre, bir işçinin yaşayabilmesi için yapması gereken asgari harcama tutarı kasım ayında 3 bin 74 TL idi. Yani asgari ücret daha şimdiden yaklaşık 250 TL eksik.İŞÇİ VE MEMUR TEPKİLİ- Türk-İş’in “asgari ücret en az 3 bin lira olsun” söylemi de hükümetin rakamı biraz daha yükseltmesinde etkili oldu. Hükümetin bundan daha düşük bir rakam üzerinde durduğu ancak işçinin “en az 3 bin” vurgusu ile rakamı biraz daha artırdığı öğrenildi. - Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, çalışanların 2021’de de zor günler geçireceğine dikkat çekerek karara tepki gösterdi. - Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık da kararla “emekçilerin sokağa atıldıklarını” vurguladı. Rakamın “sefalet zammı” olduğunu kaydeden Balık, “Asgari ücretin derhal 3 bin 720 liraya düzeltilmesini bekliyoruz” dedi. - TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ise komisyonun çalışanların durumunu ve işletmelerin geleceğini de dikkate alarak zor koşullarda, enflasyonun 7 puan üzerinde bir refah payı ile kararını verdiğini söyledi. Mustafa Çakır

‘Zenginden alınacak servet vergisi, 6 milyon aileye bin TL destek sağlar’

‘Zenginden alınacak servet vergisi, 6 milyon aileye bin TL destek sağlar’ figure > Bebeğine mama alamadığı için hazır çorba içiren, kira ödeyemediği için komşusunun bahçesindeki barakada yaşayan yurttaşlar için Prof. Kozanoğlu’ndan dikkat çekici bir öneri geldi. 1 milyon liranın üzerinde mevduatı olanlardan alınacak yüzde 1.5’lik vergi ile ülkedeki 6 milyon 350 bin aileye ayda bin lira destek vermek mümkün. Türkiye, pandemiyle birlikte ağır bir yoksulluk tablosuyla karşı karşıya. En korunmasız bu kesimin içinde bebeğine mama yediremediği için hazır çorba içiren de var; akrabasının bahçesine kurduğu barakada yaşamak zorunda kalan da... Derin Yoksulluk Ağı verileri, pandemi öncesinde en azından komşudan bir tas çorba alınırken şimdi komşuda da olmadığını; bakkaldan gramla alınan şeylerin dahi alınamadığını; çöpten gıda toplayanların sayısında önemli bir artış olduğunu; marketlerden atılan gıdalara bile erişemeyecek hale geldiklerini, çünkü oraya giden insanların sayısının çoğaldığını ortaya koyuyor. Dünya Bankası verilerine göre de pandemi, Türkiye’de yoksul nüfusu 1.2 milyon kişi artıracak. TÜİK verilerine göre ise, sürekli yoksulluk oranı 2018’de 12.7 idi. Bu oranın 2021’de yüzde 15’i aşması bekleniyor. Altınbaş Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’nun, yoksul vatandaşlar için bir önerisi var: Kozanoğlu, ülkedeki 6 milyon 350 bin aileye 6 ayda bin TL ödenmesinin toplam maliyetinin 38.1 milyar TL olduğunu; 1 milyon liranın üzerinde mevduatı olanların hesaplarından kesilecek yüzde 1.5 servet vergisi ile 38.1 milyar TL’nin karşılanacağını söylüyor. Kozanoğlu, “Kaydı bulunan bu ailelere yılbaşı öncesi ödeme yapılabilir” dedi.‘ŞARTSIZ GELİR SAĞLAYIN’Derin Yoksulluk Ağı’ndan Hacer Foggo ise en yoksul mahallelerdeki ailelerin taleplerinin şunlar olduğunu söylüyor: “Temel gıda ihtiyaçlarına ulaşmak, işini kaybedenler için sosyal destek, fatura ödemelerinde indirime gidilmesi.” Foggo, “Bu ailelere bir an önce ulaşılmalı ve düzenli gıda desteği ulaştırılmalı. Ayrıca bu gıda ve hijyenik paketler evdeki her bireyin (yaşlı, engelli, kadın ve bebek) ihtiyacı göz önüne alınarak hazırlanmalı” diyor. Foggo’dan aldığımız bilgilere göre, bu insanlar 100 TL’lik bir yardım kartı için bile aylarca bekletiliyor. Yetmiyormuş gibi bir de aşırı yoksulluk yaşayan bir sürü aile, pandemiye rağmen hem kamu hem belediyelerin yardım listelerinden çıkarıldı. En fazla gelen şikâyetlerden biri, kamu kurumları, kaymakamlık, büyükşehir ve ilçe belediyelerdeki sosyal destek hatlarını arayanlara şeffaf yanıt verilmemesi. Foggo, şunu talep ediyor: “Her bireye çözüm odaklı ve uygulanabilir bilgilendirme yapılmalı ve yaptıkları başvurular acil olarak işleme alınmalı. Yaşam koşullarının düzeltilmesi için en az bir yıl şartsız düzenli gelir sağlanmalı ve Covid-19 krizi boyunca bu duruma engel olacak tüm şartlar askıya alınmalı.” Gamze Bal

Koronavirüslügünler, teknoloji bağımlılığınıkatladı

Koronavirüslü günler, teknoloji bağımlılığını katladı figure > Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, koronavirüs sürecinde dijital bağımlılığın arttığını söyledi. Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, koronavirüs sürecinde dijital bağımlılığın arttığını söyleyerek “Pandemi öncesi 4 saat civarında olan teknoloji kullanımları bugün 8 saati aştı. Türkiye’de gençlerin yüzde 20’si, bu bağımlılığın tehdidi altında. Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kişinin teknoloji bağımlısı olduğu öngörülüyor. Her bağımlılık başka bir bağımlılığın tetikleyicisi. Teknolojiyi amacına uygun kullanalım” dedi.UZAKTAN EĞİTİM!Türkiye’de teknoloji bağımlılığının yeterince önemsenmediğini belirten Bilal Ay, “Her bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Her hastalık da belirli riskleri içerir. Buradaki risk ise sanılandan çok daha fazla. Özellikle 0-2 yaş arası teknoloji kullanımı çocukların zihinsel gelişimini olumsuz etkiliyor. Pandemi süreci bu durumu olumsuz yönde etkiledi. Birincisi uzaktan eğitimle birlikte, çocukların ekranla olan ilişkileri arttı. Daha fazla evde kalındığı için, hemen herkes telefonla daha fazla ilgilenir hale geldi. Koronavirüs ile ilgili aramalarda 10 milyardan fazla sonuç, sosyal medyada 3 milyardan fazla paylaşım ve bu paylaşımların da 100 milyardan fazla etkileşimi var. Pandemi öncesi 4 saat civarında olan teknoloji kullanımları bugün 8 saati aştı. Bunun da bir olumsuz dönüşümü olacak elbette. Telefondan ayrı kalamama korkusu, yeme içme bozuklukları, bel, boyun ve göz ağrıları, uyku problemleri gibi sorunlarla karşılaşmaya başlayacağız” diye konuştu.SUÇLULUK DUYGUSUTürkiye’de 62 milyon internet, 54 milyon sosyal medya kullanıcısı mevcut. “Bu rakamların da artış eğiliminde olduğu açık” diyen Bilal Ay, “Yaş gruplarına bakıldığında ülkemizde en çok oyunu yüzde 35 ile 25- 35 yaş arasındakiler oynuyor. Yüzde 28.6 ile 35-44 yaş, yüzde 21.9 ile ise 18-24 yaş grubu bunu takip ediyor. Kadınların yüzde 42.8’i erkeklerin yüzde 57.2’si oyun oynuyor. Bu durum sosyal iletişim becerilerine darbe vuruyor. Bağımlıların yüzde 33’ü, diğer öğrencilerin ise yüzde 4’ü internette geçirdiği zamandan suçluluk duyuyor” ifadelerini kullandı. İlayda Kaya

Çocuklar büyüdükçe resim yapmaktan vazgeçiyor!

Çocuklar büyüdükçe resim yapmaktan vazgeçiyor! figure > Pınar’ın 39’uncusunu düzenlediği Uluslararası Çocuk Resim Yarışması sonuçları kimsenin üzerinde durmadığı bir gerçeği mi ortaya çıkarıyor? Yarışma sonuçlarının sosyolojik değerlendirmesinde dikkat çeken bir sonuç var. Çocuk resimlerine bayılırım, çünkü en çok naif ve figüratif resmi severim. Çocuk resimleri de naiftir, figüratiftir. Pınar’ın 39 yıldır düzenlediği Uluslararası Çocuk Resim Yarışması’nı da bu yüzden önemserim, hatta gazeteci kimliğimle jüri üyeliği bile yapmışlığım var geçmiş yıllarda. Bu yıl yarışmanın 39’uncusu pandemi ortamına rastladı ama çocuklar resimlerini önceden yapmış olduklarından olsa gerek 2020 yarışma teması “Serbest” olmasına karşın içeriklerde çarpıcı covid ve salgın resimleri çıkmadı. Türkiye’nin her bölgesinden, Almanya ve Kıbrıs’tan katılan 5 bin 685 adet resim değerli bir jüri tarafından (Prof. Dr. Mümtaz Sağlam, Prof. Dr. Hüsnü Dokak, Doç. Dr. Devabil Kara, gazeteciler İhsan Yılmaz, Olkan Özyurt ve Fatoş Karahasan) sanatsal açıdan değerlendirmeye tutulmuş ama bir de Prof. Dr. Fuat Güllüpınar başkanlığında bir ekip, katılan eserlerin sosyolojik değerlendirme raporunu hazırlamış. Hayli ayrıntılı 18 grafikte en çok ilgimi çeken ne oldu dersiniz?YAŞA GÖRE KATILIM!Yarışmaya katılım için hayli geniş bir yaş aralığı sunulmuş. 5 yaşından 21 yaşına kadar “çocuk” olarak kabul edilen yarışmacılar resimlerini yollamış. Ama en çok hangi yaş grubunun katılımı var? 7 ile 11 yaş arası! Zaten 17 yaşın üzerinde hiçbiri kendisini çocuk kategorisine sokmadığı için katılan olmamış ama en yüksek katılım 8 yaşında (yüzde 23) yani neredeyse dörtte biri, diğeri 9 yaş (yüzde 19), 7 yaş (yüzde 15) ve 10 yaş grubu (yüzde 12). Diyebiliriz ki çocuklar bilinçli ve istekli olarak 7 ile 11 yaş arasında değerlendirilmeye konu olabilecek resimler yapıyorlar! Bence bunun açıklaması da çok basit: Doğal bir yetenek ve dürtüyle resim yapmaya başlayan çocuklar eğitim yaşamı içinde yaratıcılık konusunda disipline edilirken resimden soğuyor ve kopuyorlar! Hatırlayın, hangimiz çocuğumuzun eline ilk boya kalemi ve kitaplarını verdiğimizde, ilk karalamalarını gördüğümüzde heyecanlanmadık ve evde bir Miro, Picasso, Dali yetiştirdiğimizi düşünmedik? Yıllarca o ilk resimleri duvarlara asıp, bir kısmını saklamadık? Bizim çocuk yıllar içinde Rembrandt, Devrim Erbil olacağına boyayı, fırçayı attı, resim yapmaktan vazgeçti! Resim öğretmenleri beni hoş görsün, bu değerlendirmeler de yarışmanın sosyolojik açıklamaları içinde değil, gözlemlerime ve daha çok kitapçıkta yer alan rakamlara dayanıyor! Ben yıllardır çocukların doğal resim yapma dürtü ve heyecanlarının yanlış eğitim stratejileriyle köreltildiğini düşünüyorum ve bu veriler de haklı olduğumun bir işareti sanki! Gazetemiz yazarlarından, ressam ve küratör, Piramid Sanat Galerisi kurucu ve yöneticisi Bedri Baykam’a da bu konuda görüşünü sordum. Malum, kendisi çok küçük yaşta yaptığı resimleri ilgi çekince “dâhi çocuk” olarak büyüdü ve resim yapmayı hâlâ sürdürüyor. Bu nasıl oldu? Bedri Baykam, ailesi ve ustaların yönlendirmesi sayesinde diyor. Resimlerini ve yeteneğini görenler, çocukluk döneminde müdahale edilmemesini önermiş ve o yüzden resim dersleri olmayan Fransız okuluna gönderilmiş! Belli bir yaşa gelene kadar da resimle ilgisi doğal olarak gelişmiş! Tabii ki eğitime karşı değilim, yanlış eğitim verildiğini düşünüyorum.BÖLGELERE GÖRE FARKLI MI?Kitapçıktaki dikkat çekilen başka veriler ise şunlar: Çocuklar serbest temalı yarışmada daha çok doğa ve insan, sosyal çevre ve insan temalarında resim yapmış. Öykü, masal ve çizgi dünyası, hayal dünyası gibi konularla eğlence, kutlama ise pek az. Çocukların hayal dünyalarını kararttığımızı ve kararmış dünyamızla pek az kutlama yaptığımızı gösteriyor bu, çocuklar olmayanı nasıl çizsin? Yılbaşı kutlamaları bile öcü olarak değerlendiriliyor. Çocuklar kazara süslü bir çam ağacı çizse aforoz edilecekler neredeyse! O zaman ne çiziyor? Artık nüfusun çoğu şehirlere taşındığı için ortalıkta fazla çiçek böcek de yok, insan çiziyor! Natürmort yapacak hali yok ya. Bölgelere göre farklı temalar ise yüzde olarak çok anlamlı sayılar değil. Karadenizli çocuklar daha çok sosyal etkinlikler, Doğu Anadolulu çocuklar daha çok portreye yönelmişse bunu psikologlar çözümlemeli. Çocukları sanatsal etkinliklere yöneltecek bir sosyal sorumluluk projesi yürüttükleri için Pınar’a teşekkür etmeli. Çocuklar resim de yapmalı, şarkı da söylemeli, dans da etmeli ve hepsi özgür ve mutlu olmalı ki yetenekle üretebilsinler. Yazgülü Aldoğan

Erol Bulut:‘26 puan basarıdır’

Erol Bulut: ‘26 puan basarıdır’ figure > F.Bahçe’de Erol Bulut, Başakşehir galibiyetiyle rahat bir nefes aldıklarını belirtti. Süper Lig’de 14. hafta geride kalırken F.Bahçe aldığı 8 galibiyet 2 beraberlik 4 mağlubiyetle 26 puan topladı. Transfer zengini takımın elde ettiği bu puan başarı mıdır? Teknik direktör Erol Bulut soruyu “Başarıdır” diye yanıtladı. Başakşehir maçına kadar Sarı-Lacivertlilerde iyi gitmiyordu. Gelecek adına düşündürücü bir tablo vardı ortada. Başakşehir karşılaşmasında puan kaybı yaşansaydı bugün çok farklı şeyleri konuşuyor olacaktık. Bu galibiyet bir nebze de olsa moralleri yerine getirdi. Umarım bay haftasıyla gelen 10 günlük ara F.Bahçe’ye yarar. KARA BULUTLAR DAĞILDIBaşakşehir maçından sonra futbolcularıyla Samandıra Tesisleri’nde kısa bir toplantı yapan Erol Bulut, “Bu galibiyetle rahat bir nefes aldık. Takımın üzerindeki kara bulutlar dağıldı. Sakatlık, hastalık ve cezalar nedeniyle son haftalarda sıkıntılı süreç yaşıyoruz. Sahamızda kaybetmememiz gereken maçlar kaybettik. Ancak hiçbir mazeretin arkasına sığınmadık. Bundan sonra 26 puanın üzerine koyacağımız her galibiyet bizi şampiyonluk yarışında tutacak. Yolun sonunda şampiyon olarak camianın beklentilerini boşa çıkarmayacağımızı umuyorum” dedi. Bu arada Sportif direktör Emre Belözoğlu, takımı Antalya’da kampa sokmayı önerdi. Ancak Erol Bulut, salgın nedeniyle risk almak istemediğini Samandıra’da çalışmaları sürdürmekten yana olduğunu belirtti. Bunun üzerine kamp planı rafa kaldırıldı. TÜM TESTLER NEGATİFF.Bahçe’de 3 oyuncuda rastlanan Covid-19 vakaları sonrası futbolcular, teknik heyet ve Samandıra’daki tesis çalışanlarına 4 gün üst üste yapılan koronavirüs testlerinin tamamı negatif sonuçlandı. Hilmi Türkay

Cumhuriyet Gazetesi dayanışmasıbüyüyor. 29 Aralık 2020 tarihli okur dayanışmasıilanları

Cumhuriyet Gazetesi dayanışması büyüyor. 29 Aralık 2020 tarihli okur dayanışması ilanları figure > Basın İlan Kurumu'nun gazetemize yönelik ilan cezalarına karşı okurlarımızın 'dayanışması' büyüyerek sürüyor. Cumhuriyet'e 'dayanışma ilanları'yla büyük güç veren gazetemizin gerçek sahibi okurlarımızın sayfalarımızda yayımlanan ilanlarına dijital dünyadaki sesimiz www.cumhuriyet.com.tr'de de yer vereceğiz. BASKI SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR, OKURLARI CUMHURİYET'İ YALNIZ BIRAKMIYOR! BASIN İLAN KURUMU'NUN CUMHURİYET'E YÖNELİK İLAN KESME CEZALARINA KARŞI OKURLARIMIZ DAYANIŞMA İLANLARI VERİYOR, BAĞIMSIZ VE GÜÇLÜ CUMHURİYET'E DESTEK OLUYOR. DAYANIŞMA İLANLARI HAKKINDA BİLGİ İÇİN AŞAĞIDAKİ İLETİŞİM BİLGİLERİNİ KULLANABİLİRSİNİZ./Archive/2020/12/29/032208371-ana.png29 ARALIK 2020 TARİHLİ CUMHURİYET GAZETESİ'NDE YAYIMLANAN DAYANIŞMA İLANLARI/Archive/2020/12/29/032235433-12.png/Archive/2020/12/29/032235355-10.png/Archive/2020/12/29/032235277-16.png/Archive/2020/12/29/032235152-3.png/Archive/2020/12/29/032235137-2.png/Archive/2020/12/29/032235090-19.png/Archive/2020/12/29/032234980-18.png/Archive/2020/12/29/032234855-17.png/Archive/2020/12/29/032234762-15.png/Archive/2020/12/29/032234683-4.png/Archive/2020/12/29/032234637-13.png/Archive/2020/12/29/032234543-14.png/Archive/2020/12/29/032234433-11.png/Archive/2020/12/29/032234324-9.png/Archive/2020/12/29/032234230-5.png/Archive/2020/12/29/032234183-6.png/Archive/2020/12/29/032234168-8.png/Archive/2020/12/29/032234027-7.png/Archive/2020/12/29/032233808-1.png cumhuriyet.com.tr

HSK kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlandı

HSK kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlandı figure > Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK), 324 adli yargı ile 61 idari yargı hakim ve savcılarının görev değişikliğine dair kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlandı. HSK'nın 24 Aralık 2020'deki kararnamesi, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.Kararnamede, 324 adli yargı ile 61 idari yargı hakim ve savcılarının HSK tarafından yapılan görev değişiklikleri yer aldı.HSK Birinci Dairesi'nin, 24 Aralık'taki adli ve idari yargıdaki hakim ve savcıları kapsayan mazeret kararnamesi sonucu Yargıtay üyeliğine seçilen İrfan Fidan'ın yerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına Adalet Bakan Yardımcısı Şaban Yılmaz, Yargıtay üyeliğine seçilen Yüksel Kocaman'dan boşalan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına ise Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Gökhan Karaköse getirilmişti.Kararnameyle Mersin, Şanlıurfa, Gaziantep, Karabük, Niğde, Rize ve Muş'a da yeni başsavcılar görevlendirilmişti. AA




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter