News - Haberler
Ermenistan ordusu tatbikat düzenleyecek
Ermenistan ordusu tatbikat düzenleyecek Reuters'ın RIA haber ajansından aktardığına göre, Ermenistan ordusu 16-20 Mart tarihleri arasında tabikat düzenleyecek. Dağlık Karabağ'da Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan çatışmaların sonlanmasının ardından RIA haber ajansının aktardığına göre, Ermenistan Savunma Bakanlığı, tatbikatın amacının askeri birliklerin muharebeye hazırlık düzeylerini test etmek olduğunu açıkladı.Ermenistan ordusu 16-20 Mart tarihleri arasında 7 bin 500 askerin katılacağı askeri tatbikatlar düzenleyecek. cumhuriyet.com.trBilim insanlarıönerdi: 'Ay'a 6.7 milyon spermörneği yollanabilir'
Bilim insanları önerdi: 'Ay'a 6.7 milyon sperm örneği yollanabilir' ABD'deki bilim insanları, 'Kıyamet Ambarı'na benzer bir 'modern Nuh'un Gemisi' geliştirmeyi amaçlıyor. İnsan dahil 6.7 milyon canlıdan üreme hücresi numunesinin Ay'a gönderilmesi ve orada yer altında saklanmasının öngörüldüğü projenin nihai hedefi, Dünya'da yaşam imkansız hale geldiğinde insanların yeryüzünden silinmesinin önüne geçmek. Dünyanın sonunu getirecek bir doğal afet, kuraklık, asteroid çarpması veya olası bir nükleer savaş gibi tehlikeler karşısında insan yaşamını korumak için gözlerini uzay yolculuğuna çeviren bilim insanları 'modern küresel sigorta poliçesi' oluşturma fikrini ortaya attı.ABD'deki Arizona Üniversitesi'nden 6 araştırmacı, 6.7 milyon türden alınan sperm, yumurtalık, spor ve tohum örneğinin Ay'a yollanabileceğine dair bir sunum yaptı.Bu sayede insanlığın sonunun gelmesi gibi bir tehlike olmayacağını savunan bilim insanları, Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Havacılık ve Uzay Konferansı'nda yaptıkları bu sunumda, numunelerin Ay yüzeyinin altında, milyarlarca yıl önce lavların oluşturduğu çukur ve mağaralardan birine yerleştirilecek bir kasada saklanabileceğini söyledi. Bu çukurların boyu 80-100 metre arasında değiştiği için büyük ısı değişiklikleri, radyasyon ya da meteorlar karşısında da korunaklı bir ortam sunuyor.'Modern Nuh'un Gemisi için Ay Çukurları ve Lav Tüpleri' başlıklı araştırmaya imza atanlardan Jekan Thangavelautham, toplamda 250 Ay uçuşuyla tüm numunelerin taşınabileceğini belirtti. Uluslararası Uzay İstasyonu'nun (ISS) kurulması için 40 uzay seyahati gerekmişti.Ay'da yer altında saklanacak numunelerin soğuktan donmaması için de araştırmacılar söz konusu kasanın güneş panelleriyle ısıtılabileceği önerisini sundu.Bu proje, Norveç'teki 'Kıyamet Ambarı'nı akıllara getirdi. Norveç ve Kuzey Kutbu arasında bulunan Svalbard buzulları üzerinde 2008'de inşa edilmiş olan mahzende 500 milyona yakın bitki tohumu saklanıyor.Ancak Dünya'nın değişken bir çevre olduğunun altını çizen Thangavelautham, numunelerin Dünya üzerinde saklanmasının yeterince garantili bir çözüm olmadığını çünkü bu numunelerin olası bir felakete karşı savunmasız olacağını vurguladı.Projenin termal analizini yürüten Alvaro Diaz- Flores Caminero da bu tarz projelerin insanlığı uzay medeniyeti olmayı bir adım daha yaklaştırdığını ve çok uzak olmayan bir gelecekte Ay ve Mars'a üsler kurulabileceği öngörüsünü paylaştı. Caminero "Çok disiplinli projeler karmaşık oldukları için zordur ama onları güzel yapan da bur karmaşıklık" dedi.Kaynak: Sputnik cumhuriyet.com.trÇorum'da dehşet: Oğluyla kavga eden ikiöğrenciyiöldürdü
Çorum'da dehşet: Oğluyla kavga eden iki öğrenciyi öldürdü Çorum’un Alaca ilçesinde bir kişi, oğluyla kavga ettikleri iddiasıyla tartıştığı ortaokul 8'inci sınıf öğrencisi 2 çocuğa tabancayla ateş etti. Ağır yaralanan çocuklar, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Çorum’un Alaca ilçesinde bir kişi, oğluyla kavga ettikleri iddiasıyla tartıştığı ortaokul 8'inci sınıf öğrencisi 2 çocuğa tabancayla ateş etti. Ağır yaralanan çocuklar, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.AYRINTILAR GELİYOR... DHAAB'de kullanılan Covid-19 aşısayısı4'e ulaştı
AB'de kullanılan Covid-19 aşı sayısı 4'e ulaştı Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Avrupa İlaç Ajansı'nın (EMA), ABD'li ilaç şirketi Johnson and Johnson'ın tek dozluk Covid-19 aşısı için verdiği tavsiye kararını onayladı. AB Komisyonu Sağlıktan Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides, sosyal medya hesabından, Johnson and Johnson'ın geliştirdiği aşıya AB'nin koşullu pazarlama izni verme kararı aldığını açıkladı. Kyriakides'in paylaşımı şöyle:"Avrupa Komisyonu, Jhonson and Jhonson firmasının aşısına şartlı pazarlama yetkisi verdi. Şu anda Avrupa vatandaşları ve diğerleri için 4 aşı mevcuttur. Teslimatların mümkün olduğunca sorunsuz olmasını sağlamak için şirketle çalışmaya devam edeceğiz."/Archive/2021/3/12/124606938-kkkk.jpgAVRUPA'DA KULLANILAN DÖRDÜNCÜ AŞI OLDUAB'de daha önce BioNTech-Pfizer, Moderna ve AstraZeneca aşılarına onay verilmişti. AB Komisyonunun onayının ardından Johnson and Johnson aşısı AB'de kullanılabilecek dördüncü Covid-19 aşısı oldu.Avrupa İlaç Ajansı, Johnson and Johnson'ın Covid-19'a karşı geliştirdiği aşının kullanılması için onay verilmesini tavsiye etmişti. EMA, aşının 18 yaş üzerindeki kişilerde güvenli ve etkili biçimde kullanılabileceğini, tek doz halinde uygulanan Johnson and Johnson aşısının klinik deneylerde yüzde 67 etkili olduğunu bildirmişti. AB’de Novavax ve Curevac firmalarının aşılarıyla Rusya'nın Sputnik V aşısının ön değerlendirme süreci ise devam ediyor. cumhuriyet.com.trÖğrenci veöğretmenler, istiklal Marşı'nıyazıldığıve kabul edildiği tarihi mekanlarda coşkuyla okudu
Öğrenci ve öğretmenler, istiklal Marşı'nı yazıldığı ve kabul edildiği tarihi mekanlarda coşkuyla okudu Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yılı dolayısıyla yürüttüğü "100. yılda 100 etkinlik" Projesi kapsamında öğrenci ve öğretmenler, milli marşın 10 kıtasını, Mehmet Akif Ersoy tarafından ilk kez kaleme alındığı Ankara'daki Tacettin Dergahı'nda ve kabul edildiği Ulus'taki 1. Meclis'te okudu. Orhan Cemal Fersoy Ortaokulu Müdür Yardımcısı Seda Aslan, bu yıl İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 100. yılı dolayısıyla pek çok kurum tarafından çeşitli etkinlikler gerçekleştirildiğini hatırlattı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün "100.yılda 100 etkinlik projesi" kapsamında, İlkokul Müdür Yardımcısı Derya Erail ile bir etkinlik gerçekleştirdiklerini ifade eden Aslan, bu kapsamda öğretmen ve öğrencilerin İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını, Mehmet Akif Ersoy tarafından ilk kez kaleme alındığı Ankara'daki Tacettin Dergahı'nda ve milli marş olarak kabul edildiği Ulus'taki ilk mecliste okuduklarını aktardı. Aslan, milli marşı tarihi mekanlarda okumanın hem öğretmenlere hem de öğrencilere ayrı bir heyecan ve mutluluk yaşattığını vurguladı. İstiklal Marşı'nın, tarihten silinmek istenen büyük Türk milletinin nasıl ve hangi değerlerle ayağa kalktığının, küllerinden yeniden nasıl doğduğunun açık bir nişanesi olduğunu dile getiren Aslan,"Bu hususun yeniden hatırlanması ve çocuklarımıza hatırlatılması açısından bu tarz etkinliklerin yapılmasının çok önemli ve faydalı olacağını düşünüyoruz." dedi. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Tacettin Dergahı ve ilk meclisteki bütün yetkililere etkinliği gerçekleştirmelerinde verdikleri destek için teşekkür eden Seda Aslan, "Son olarak şunu da ifade etmek isterim ki; Allah milletimize bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın." ifadesini kullandı. cumhuriyet.com.trEmre Belözoğlu Caner Erkin krizini anlattı
Emre Belözoğlu Caner Erkin krizini anlattı Fenerbahçe Sportif Direktörü Emre Belözoğlu, sarı-lacivertli kulübün gündemine dair açıklamalar yaptı. Fenerbahçe Kulübü Futbol A Takımı Sportif Direktörü Emre Belözoğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Belözoğlu, Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri'nde, ligde oynayacakları Gençlerbirliği maçının hazırlıkları kapsamında gerçekleştirilen antrenmanın ardından basın mensuplarıyla bir araya gelerek sohbet etti.Caner Erkin'in takıma dönmesine ilişkin verdikleri kararın içeriğini anlatan Emre Belözoğlu, "Caner ile ilgili bir karar vermek durumundaydık. Başkanımız, yönetici arkadaşlar ve hocamızla beraber oturduk ve Caner aramıza katıldı. Caner, yanlış anlaşıldığından dolayı takım arkadaşlarına, hocaya bizim önümüzde, takımın önünde gerekli cümleleri kullandı ve üzgün olduğunu iletti. Biz Caner'i tanıyoruz, içinin dışının bir olduğunu biliyoruz. Caner hiçbir zaman kafasının arkasında planları olan biri olmadı. Ne yaptıysa zarar olarak kendine yapmıştır, etrafındakine zarar verecek biri değildir. Karakterli de biri. O da bu durumdan rahatsızdı, üzgündü." ifadelerini kullandı.Caner Erkin'in belli bir yaşa geldiğini ve bazı davranışlarına dikkat etmesi gerektiğini de belirten Belözoğlu, şöyle devam etti:"Bizim bulunduğumuz konum itibarıyla kişisel ilişkilerden çok Fenerbahçe'nin menfaatlerini düşünmemiz gerekiyor. Fenerbahçe'nin menfaatleri doğrultusunda bir karar verdik, inanıyoruz ki bunun karşılığını da alacağız. Caner yaptığından, oluşan ortamdan rahatsız ve üzgündü. Şu an diğer takım arkadaşları gibi Fenerbahçe'nin başarısı için mücadele etmek istiyor. Takım arkadaşlarına ve hocaya da bunu iletti. Biz Caner'i seviyoruz, ne kadar iyi Fenerbahçeli olduğunu da biliyoruz. Başkanımıza ve hocamıza tekrar teşekkür ediyorum. Bizim burada Samandıra'daki liderimiz Erol Bulut, bunu daha önce de söylemiştim. Hocanın isteğine göre hareket ediyoruz. Eğer bir orta yol bulursak hepimizin fikirleri ayrı da olabilir ama önceliğimiz hocanın isteklerini yerine getirmek. O yüzden hoca da Caner'in bizimle beraber olmasını istedi. Caner'in de adım atması gerekiyordu."Emre Belözoğlu, kamuoyunda hakkında çıkan istifa ettiği yönündeki haberlere ilişkin gündemi kendilerinin oluşturmadığını dile getirdi. Fenerbahçe'ye ve kulüp başkanı Ali Koç'a bir söz verdiğini vurgulayan Belözoğlu, "Ben Fenerbahçeliyim, Fenerbahçe ve Ali Koç ile bir yola çıktım. Bu yolda başkanımız ve kulübümüz için vermiş olduğum söz doğrultusunda sonuna kadar ama sonuna kadar, sonuç ne olursa olsun Fenerbahçelileri üzmemek, mutlu etmek adına çaba sarf etmeye ve burada çalışmaya devam edeceğim." diye konuştu.Fenerbahçe'nin başarısının ve yaşadığı sürecin gündeme gelmesi gerektiğinin altını çizen Belözoğlu, şunları aktardı: "Benim üzerimden bu algıların yapılması, kulübe zarar verilmesi futbolculuk dönemimde de alışık olduğum bir durum ama şu an pozisyonum gereği cevap vermemiz gerekiyor. O yüzden de çok sert konuşmak istemiyorum. Öncelikle başkanımıza bir söz verdim. Bütün futbolcu arkadaşlarım, hocam, burada bizimle kader birliği yaptığım, temsil ettiğim herkesle sonuna kadar beraberiz. Sonuç ne olursa olsun."Emre Belözoğlu, sezon sonunda şampiyonluk ipini göğüsleyeceklerine inandıklarını söyledi. Sarı-lacivertlilerin uzun süredir şampiyonluğa hasret olduğunu ve bu durumun her maçı final gibi görmelerine sebebiyet verdiğini belirten Belözoğlu, "Bu durumu biz de yaşadık. 2014-2015 senesinde her maçı final gördük, hatta 1 sene öncesinde şampiyon olmamıza rağmen. Gerçekten Fenerbahçe'yi seven herkesten ricam, 2 hafta önce şampiyonluktan kopmuş bir takımın şu an Fenerbahçe olarak şampiyonluğun en önemli adaylarından biri olarak gösterilmesi ne kadar doğru bir görüntüyse, maç kaybettiğinde şampiyonluktan kopuyor algısının oluşturulması da o kadar yanlış." değerlendirmesinde bulundu.Fenerbahçe'nin Türkiye'nin en büyük camiası olduğunu vurgulayan deneyimli futbol adamı, şöyle konuştu: "Gerçekçi olalım, zaten Fenerbahçe'nin başarısından, futbolundan, huzurundan çok rahatsız olan insan var. Ama ben kendi içimde kalbi Fenerbahçe için atan herkes için söyleyebileceğim lütfen bu takım iyi bir takım, bu camia Türkiye'nin en güçlü camiası. Biz her türlü sıkıntının üstesinden geliriz, Fenerbahçe büyüklüğünden hiçbir şey kaybetmez. Ama 7 senedir bir başarısızlık varsa bizim üstümüze düşen ne varsa sorumluluktan kaçmayız. Sene sonunda şampiyon olabileceğimize yürekten inanıyoruz. Olamazsak bunu herkes bilsin; başta ben olmak üzere hepimiz sorumluluğu alırız kimsenin şüphesi olmasın. Yani biz buradayız."Emre Belözoğlu, Türkiye'de mağdur edilen tek kulübün Fenerbahçe olduğunu savundu. Her zaman futbolun ve sahanın içinde kalmaya çalıştığını hatırlatan Belözoğlu, Süper Lig'de birçok kulübün hakemlerden şikayet etmesine ilişkin bir soruyu ise şu şekilde yanıtladı: "Bizim için her zaman sahanın içi değerli ve önemli. Biz burada kendimizi ne kadar geliştirebiliriz onun derdindeyiz. Takıma, kulübe bu anlamda ne kadar destek verebilirim onun derdindeyim. Ancak konumumuz gereği de ortalık kızışsın, karışsın, kaos olsun bundan beslenelim hiç demedik. Bu ülkede mağdur edilmiş, benim de yaşadığım, şahit olduğum tek bir tane kulüp varsa o da Fenerbahçe'dir. Özellikle bir sezonu söylemeyeyim ama saha içinde ve dışında tek mağdur edilmiş kulüp Fenerbahçe'dir. Ben bunu net bir şekilde yaşadım. Bu ülkede mağdur edilmiş tek kulüp Fenerbahçe'dir. O yüzden o sistem, o algı oluşturma isteğiyle hareket etme isteğindeki kimseye müsaade etmeyiz. Gerekli yerlerde yönetici büyüklerimiz de açıklama yapıyor ama mağdur edebiyatı değil. Ben bunu gerçekten hem saha içinde hem saha dışında yaşadım. O yüzden mağdur olan tek kulüp Fenerbahçe'dir diyorum. Bizler hak edilmiş bir şampiyonluk, hak edilmiş bir başarı dışında bir şey zaten istemiyoruz. Böyle algılar için çalışmayız. Kulübümüzün, takımımızın gücü kadar konuşuruz."Emre Belözoğlu, futbolcularından hiçbirinin değersizleştirilmesine izin vermeyeceklerini de anlatarak, "Bizim için Fenerbahçe forması giyen her oyuncu kutsaldır, önemli, değerlidir. Sezon sonu gelir, performans değerlendirmesi, kulübün kendi değerlendirmesi yapılır. Bir oyuncuyla devam edilir ya da edilmez o başka bir konudur ama biz sezon içinde burada hiçbir oyuncumuzu kimseye malzeme etmeyiz. Camiamızın da taraftarımızın da bu anlamda çok akıllı, çok zeki davranması gerekiyor. Mert Hakan neden bu kadar hedefti, onun geçmişi olduğunu herkes iyi biliyor. Mert'i de diğer oyuncu kardeşlerimizi de kimsenin değersizleştirmesine müsaade etmem, hiçbirimiz etmeyiz." ifadelerini kullandı.Teknik direktör Erol Bulut'un her zaman yanında olacaklarını ve Bulut'a çok güvendiklerini belirten Belözoğlu, futbolcuları Jose Sosa'nın son dönemde yükselen performansına ilişkin ise şunları kaydetti: "Sosa çok iyi oyuncu. Sosa'yı çok güvendiğimiz için transfer ettik. Hocamız, başkanımız hep beraber istedik. Son dönemdeki performansından biz de memnunuz. Bütün taraftarlarımızın da hem takımımızdan hem de Sosa'dan beklediği zaten bu. Camia başka bir camia, Fenerbahçe gerçekten zor bir yer. Burada futbol oynamak da taraftar olmak da çok zor. Fenerbahçe zor ve büyük bir kulüp ama mutlulukları da bir o kadar büyük oluyor. Türkiye'de, dünyada medya diye bir şey var. Fenerbahçe'nin futbolcusu olmadan önce herhangi bir futbolcu buraya geliyor 10 bin takipçisi var. Bir anda takipçisi 500 bine çıkıyor. Bir maç iyi oynuyor her şey harika, bir maç kötü oynuyor yerden yere vuruluyor. Buranın dinamikler var. Fenerbahçe büyük bir yer. Burada ancak büyük futbolcular oynar, büyük futbolcular başarılı olur." Emre Belözoğlu, yapılan transferle oyuncu performanslarının her zaman istenildiği gibi olmadığını aktardı. Transferin karşılığında beklediğini bir şekilde alabilmenin kestirilebilir bir durum olmadığını aktaran Belözoğlu, şunları anlattı: "Bir transferin verimliliğini hesaplayabilmek çok kestirilebilir bir şey değil. Bir oyuncuyla ilgili bir hesap yapıyorsun, hocayla, başkanla, scoutla görüşüyorsun. Her şeyden eminsin bir geliyor ülkenin gerçekleri, ligin gerçekleri, sosyal hayat derken başka bir şey karşına çıkabiliyor. Szalai ve Pelkas özelinde çok çabuk geri dönüş aldık. Yıllardır Fenerbahçe'de oynuyormuş gibi antrenmanda en çok sesi çıkan kişi, en son aramıza katılan Szalai. Futbolda bu önemlidir. 'Bir takımın kendi arasında konuşması, bir kişi fazla oynaması gibidir' derdi büyüklerimiz. Takımı motive ediyor, iyi gün kadar bu işin kötü günü var. Reaksiyon da bizim için önemlidir. Bu isimler çok örnek oyuncular. Bizim zaten hedefimiz, hayalimiz kendi içinden yetiştirdiği değerlerle beraber böyle genç oyunculara yatırım yapıp hem Türk futbolunun hem de Fenerbahçe'nin ekonomisine katkı vermek."Transferde tek başına hareket etmediğini de hatırlatan Belözoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Transfer tercihleri yaparken başkanımızla, hocamızla, scoutumuzla değerlendirme yapıyoruz. Tek başımıza karar almıyoruz, beraber hareket ediyoruz. Scoutluk konusunda bize laf atanlar oluyor ama bizim kimseyle bir problemimiz yok. Onlar kendilerince bir şeyi konuşuyorlarsa çok da değerli değil. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Bizim Fenerbahçe'den başka bir derdimiz yok. Onlar da bizim derdimiz değil zaten. Tek derdimiz Fenerbahçe'nin başarısı. Benim başkasıyla muhatap olacak gücüm yok, Fenerbahçe'ye yeteyim yeter."Biz başkanımızla bu yola çıktık ve onu bırakmayacağız. Biz Fenerbahçe'nin başarısı için elimizden geldiğince önümüzdeki senenin planlamasıyla alakalı hocamızla beraber futbolcu tercihiyle alakalı değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Bu seneki takım güçlü bir takım, önümüzdeki senenin takımı planlaması için önümüzde zamanımız var. Biz sadece bu sene şampiyonluğa konsantreyiz." şeklinde görüş belirtti. Şu anda Beşiktaş derbisini düşünmediklerini ve önlerindeki tek hedefin Gençlerbirliği maçı olduğunu vurgulayan Belözoğlu, sözlerini Mesut Özil'in sakatlığının durumu ve Mesut ile Mert Hakan Yandaş’ın basına yansıyan fotoğrafıyla ilgili şöyle sürdürdü:"Mesut'un sakatlığı aldığı sert darbeye bağlı. Kariyeri boyunca adale sakatlığı çok yaşayan bir oyuncu değil. Biz oyuncularımızı profesyonel hayatta ve sosyal hayatlarında kulübümüzü nasıl, ne kadar temsil ettikleriyle alakalı kendi aramızda değerlendirmeleri yapıyor ve oyunculara gerekli yerlerde müdahale ediyoruz ama futbolcular hiçbir zaman hiçbir yerin kölesi değildir. Onların da kendi özel hayatları var. Bu anlamda tolerans göstermemiz gerekiyor. Futbolcu arkadaşlarıyla saat 17.00'de yemeğe gitmesi ki 19.00'dan sonra her yer kapanıyor. Ben bunda bir sıkıntı görmüyorum." cumhuriyet.com.trAvrupa Parlamentosu'nda Suriye tasarısıkabul edildi: Türkiye'ye yönelik suçlamalarda bulunuldu
Avrupa Parlamentosu'nda Suriye tasarısı kabul edildi: Türkiye'ye yönelik suçlamalarda bulunuldu Avrupa Parlamentosu (AP) yayınladığı tasarıda, Birleşmiş Milletler'in (BM) siyasi çözüm çabası içinde bulunduğunu iddia ederek bu ilerlemenin Esad yönetiminin tutumu nedeniyle ilerlememesinin endişeyle karşılandığı ifade edildi. Avrupa Parlamentosu, 'Suriye çatışması-Ayaklanmanın ardından geçen 10 yıl' başlıklı tasarıda, terör örgütü YPG'yi müttefik olarak kabul ederek Türkiye'ye yönelik suçalamalarda bulunuldu. AP milletvekilleri, terör örgütü IŞİD'in bölgede hala aktif olduğunu belirterek uluslararası koalisyona destek açıklaması yaptı.Birleşmiş Milletler'in (BM) siyasi çözüm çabası içinde bulunduğunu iddia ederek bu ilerlemenin Esad yönetiminin tutumu nedeniyle ilerlememesinin endişeyle karşılandığı ifade edildi. Milletvekilleri, soruna askeri çözüm bulunamayacağını, insani krizin endişe verici olduğunu, BM öncülüğünde ateşkes izleme mekanizması kurulması gerektiğini kaydetti.SURİYE YÖNETİMİYLE NORMALLEŞMEYE KARŞI ÇIKILDISputnik'in aktardığına göre, tasarıda, sahada ilerleme olmadıkça Suriye yönetimiyle 'normalleşmeye karşı çıkıldığı, ülkede yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçiminin güvenilirliğinin bulunmadığı, yaptırımların Esad yönetiminin yanı sıra İranlı ve Rus yetkilileri kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği' belirtildi.TÜRKİYE'NİN ÇEKİLMESİ İSTENDİEsad yönetiminin 'insan hakları ve uluslararası hukuk ihlalleri' uyguladığı iddiasıyla kınandığı raporda, Türkiye ile ilgili de çeşitli iddialarda bulunuldu. Suriye ile birlikte Rusya, İran ve Türkiye'nin de ihlallerde bulunduğu belirtilirken, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinden askerlerini çekmesi istendi. Öte yandan, Türkiye'nin 'Suriye'de, Orta Doğu'da, Doğu Akdeniz'de barışı tehlikeye attığı' iddia edildi.Rusya'nın hava saldırılarının da 'şiddetle kınandığı' tasarıda, Suriye yönetiminden de '130 bin siyasi tutukluyu serbest bırakması ve insani yardıma izin vermesi' istendi. cumhuriyet.com.trThe Weeknd artık Grammy istemiyor
The Weeknd artık Grammy istemiyor Ünlü şarkıcı bu yılki Grammy ödüllerinde hiç adaylık alamayınca ilginç bir karar aldı ve gelecekteki Grammy ödüllerini boykot edeceğini açıkladı. Son yılların en popüler isimlerinden The Weeknd aldığı ilginç bir boykot kararıyla gündemde. Ünlü yıldız bundan böyle Grammy ödüllerine hiçbir şekilde katılmayacağını açıkladı.BBC’nin haberine göre Kanadalı müzisyen ve şarkıcı The Weeknd bu yılki Grammy ödüllerinde hiçbir ödül için kısa listeye alınmayınca böyle bir karar aldı. Geçen yıl "Blinding Lights" adlı parçasıyla tüm dünyada en büyük geliri elde eden The Weeknd bu durumu "bir saldırı" olarak niteledi.Pazar günü yapılacak tören öncesi bir açıklama yayınlayan The Weeknd "Bundan böyle bağlı olduğum plak şirketimin Grammy ödülleri başvurularında benim müziğimi öne sürmelerine izin vermeyeceğim" dedi. The Weeknd ayrıca Recording Academy (kayıt Akademisi), adaylıkların büyük kısmına karar veren ‘gizli komite’den kurtulana kadar ödül törenlerine de katılmayacağını açıkladı. Çok kısa bir süre önce bir başka yıldız isim, Zayn Malik de "adaylık sürecinde saydamlığa izin vermeyen" sistemi eleştirmiş ve bu durumun "adam kayırmacılığa ve ırkçılığa yol açtığını" söylemişti. cumhuriyet.com.trMustafaŞentop: HDP'li Gergerlioğlu'nun dosyasıMeclis'e geldi
Mustafa Şentop: HDP'li Gergerlioğlu'nun dosyası Meclis'e geldi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun kesinleşen yargı kararıyla ilgili dosyasının Meclis'e geldiğini söyledi. Şentop, İstiklal Marşı'nın 100. yılı dolayısıyla Birinci TBMM Binası'nda düzenlenen tören sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı."Bugün İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yılı, aynı zamanda 12 Mart muhtırasının da yıl dönümü. Neler söylersiniz?" sorusu üzerine Şentop, dönemin şartlarında yürütülen İstiklal Mücadelesini en iyi ifade eden, en canlı yansıtan şiir olması sebebiyle İstiklal Marşı'nın kabul edildiğini kaydetti.İstiklal Marşı'nın etkili, heyecanlı bir marş olduğunu belirten Şentop, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle, minnetle, şükranla andı.Şentop, İstiklal Mücadelesini yürüten, kumandanlık eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, mücadelenin kahramanlarına, şehitlerine, ebediyete intikal etmiş gazilerine rahmet diledi.İstiklal Marşı'nın milli mutabakat metni olduğunun altını çizen Şentop, "Zaman zaman tartışılır anayasa, anayasanın ideolojisi. Anayasanın bir ideolojisi olacaksa o ideoloji İstiklal Marşı'dır. Nitekim anayasa da değişmez hükümler arasında İstiklal Marşı'nı muhafaza etmektedir." diye konuştu.12 Mart 1971'de Türkiye'nin bir askeri müdahaleyle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Şentop, bu süreçte, 12 Eylül ve 27 Mayıs gibi bütünüyle TBMM'nin feshedilmediğini, bir muhtırayla hükümetin düşürülmesinin hedeflendiğini hatırlattı.TBMM Başkanı Şentop, 12 Mart sonrası dışarıdan bakanlar kurulu kurdurulup, yaklaşık 2 yıl boyunca Türkiye'nin "uzaktan kumanda" ile vesayetçi bürokratların yönetiminde idare edildiğini anlatarak, Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmesinin önemine işaret etti."EKSİKLER VARSA İNCELENİR"Bütün darbeleri olduğu gibi 12 Mart'ı da lanetleyen Şentop, Türkiye'de bir daha darbecilerin ortaya çıkamayacağına, darbeci zihniyetlerin hayat imkanı bulamayacağına inandığını söyledi.Şentop, milletin 15 Temmuz'da bir daha darbecilere ve iş birlikçilerine müsaade etmeyeceğini çok açık bir şekilde gösterdiğini ifade etti."Meclis'te Kadına Şiddet Komisyonu kuruldu. Çalışma takvimi nasıl olacak?" sorusuna Şentop, "Üye bildirmesi gerekecek siyasi partilerin. Onlar üye bildirdikten sonra komisyon önce başkan seçecek ve görev taksimi yapacak. Ondan sonra çalışmalarına başlar." yanıtını verdi.Mustafa Şentop, Samsun'da kadına yönelik şiddet görüntülerini anımsatarak, "Bu konuda, hukuki düzenlemede eksiklikler varsa onlar da incelenir. Uygulamayla ilgili sorunlar varsa onlar da komisyon tarafından değerlendirilecektir. Ortaya çıkan raporu ilgili kurumlarımızla paylaşacağız." dedi."Fezlekelerle ilgili komisyon bir çalışma takvimi belirledi mi?" sorusunun yöneltildiği Şentop, "Meclis Başkanlığı, Meclis'e gelen fezlekeleri Karma Komisyona sevk ediyor. Ondan sonraki aşama, Karma Komisyon Başkanlığımızın çalışma aşamasıdır." cevabını verdi."DEĞERLENDİRECEĞİZ""HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun kesinleşen yargı kararı Meclis'e geldi mi?" sorusu üzerine Şentop, şunları kaydetti:"Dün akşam gelmiş Meclis'e. Onu da değerlendireceğiz. Yargıtay kesin hükmü verdikten sonra ilk derece mahkemesine gidiyor, orada dosyanın şekli tekemmülü sağlanıyor, ondan sonra Adalet Bakanlığı üzerinden Cumhurbaşkanlığına gidiyor, oradan da TBMM'ye geliyor. Normal usul budur, dün akşam itibarıyla gelmiş."Şentop, "Ne zaman Genel Kurul'a gelecek?" sorusunu, "Ona bakalım, önce bir göreyim ben dosyayı, ondan sonra." şeklinde yanıtladı. AA‘Mavi Muğla’için yoğunçaba
‘Mavi Muğla’ için yoğun çaba Koronavirüs (COVID-19) salgınıyla mücadele kapsamında Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden itibaren alarm durumuna geçen Muğla Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların sağlığı konusunda önlemler almaya devam ediyor. Kontrollü normalleşme kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan son değerlendirmede, turuncu renk ile yüksek riskli iller arasında bulunan Muğla’da, Büyükşehir Belediyesi ‘Mavi Muğla’ için yoğun mesai harcamaya devam ediyor. /Archive/2021/3/12/123001134-1.jpgBüyükşehir Belediyesi bünyesinde yürütülen dezenfeksiyon çalışmaları, salgının yayılımının önlenmesi bakımından büyük önem taşıyor. Muğla’nın 13 ilçesini kapsayacak şekilde devam eden dezenfeksiyon çalışmalarında, resmi binalar, kütüphaneler, halk sağlığı binaları, üniversiteler, spor tesisleri, camiler, eczaneler, okullar dezenfekte ediliyor. Bu kapsamda Muğla Büyükşehir Belediyesi 2 Bin 670 noktada dezenfeksiyon uygulaması gerçekleştirdi. /Archive/2021/3/12/123002587-4.jpgCOVID-19 salgını ile mücadelesine her alanda devam eden Muğla Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların en çok kullandığı toplu taşıma araçları, taksiler ve otogarlarda yolcu sağlığını korumak için periyodik olarak dezenfekte çalışmalarına devam ediyor. Salgınla mücadelede geçen 1 yıllık süreçte toplu taşıma araçları, taksi ve otogarlarda 219 Bin 70 dezenfekte işlemi gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi ayrıca sosyal medya, billboardlar ile de vatandaşların alınan tedbirlere uyması için gerekli bildirimleri yapıyor. /Archive/2021/3/12/123004572-2.jpgMuğla’nın mavi, yeşilin yanında sevgi, hoşgörü ve güler yüzlü insan yapısına sahip olduğunu söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün salgına karşı bilinçli, duyarlı hemşehrileri sayesinde Muğla’nın mavi olacağını ve mavinin de Muğla’ya çok yakışacağını belirtti. Başkan Gürün; “Salgın nedeni ile tüm dünya olduğu gibi ülkemiz, yaşadığımız şehirler de teyakkuz halinde. Bir yıldır mücadele ettiğimiz salgında bir kişinin bile mücadelesinin önemli olduğunu unutmadan hareket etmeli, bireysel, toplumsal tüm tedbirlere uymalıyız. Ülkemizde şehirlerimiz vaka sayılarına ve artışına göre çeşitli renklere ayrıldı. Muğlamızda turuncu renkli iller arasında. Sevgi, hoşgörü ve güler yüzlü, duyarlı hemşehrilerimizle Muğlamızı önce sarı sonra mavi yapmak istiyoruz. Çünkü Mavi’nin şehri Muğla’ya mavi yakışır.”/Archive/2021/3/12/123006650-3.jpg cumhuriyet.com.trSelanik’te belgeselşöleni
Selanik’te belgesel şöleni 4 Mart’ta başlayan 23. Selanik Belgesel Festivali 14 Mart’a dek çevrimiçi olarak izleyiciyi 50 filmle buluşturmaya devam ediyor. "Destination: Journey" (Hedef : Yolculuk) ve "Top Docs" bölümlerinde özgün, sıradışı belgeseller gösterimde. /Archive/2021/3/12/125709541-selanik-belgesel.jpg4 Mart’ta başlayan 23.Selanik Belgesel Festivali 14 Mart’a dek çevrimiçi olarak izleyiciyi 50 filmle buluşturmaya devam ediyor. "Destination: Journey" (Hedef :Yolculuk) ve "Top Docs" bölümlerinde özgün, sıradışı belgeseller gösterimde./Archive/2021/3/12/124259971-notturno.jpeg"Notturno"da (2020/ İtalya-Fransa-Almanya) yönetmen Gianfranco Rosi, üç yıl süresince çekim yaptığı Irak, Suriye ve Lübnan sınır bölgelerindeki şiddeti, terörü, imhayı minimal bir anlatımla yansıtıyor. Sürdürülmeye çalışılan günlük yaşamın içindeki sürekli duyulan kanıksanmış silah sesleri, sokaklara terk edilmiş sahipsiz atlar, gün ağırmadan işe koyulan ramazan davulcusu, ailesine bakmak zorunda olan delikanlının yaşam savaşı, IŞİD ve El Kaide’nin bıraktığı onarılması zor zaiyatlar, yozlaşmış hükümetler düşündürücü sorular karşısında bırakıyor bizleri./Archive/2021/3/12/124808218-central-airport-thf.jpgNazi rejiminin simgesine dönüşen Berlin’deki Tempelhof Havaalanı günümüzde geçici hastane olarak kullanılmakta. "Central Airport THF"da (2018/Almanya-Fransa-Brezilya) Karim Ainouz, Almanya’nın en geniş sığınma barınağına dönüştürülen Tempelhof’a getirilen 18 yaşındaki Suriyeli öğrenci İbrahim ile Iraklı fizyoterapist Qutaiba’nın gündelik yaşamlarını irdeliyor. Almanca derslerine katılan, sağlık kontrollerinden geçen sığınmacılar her gün ev özlemi çekiyorlar, sınır dışı edilme korkusu yaşıyorlar./Archive/2021/3/12/125549745-the-train-stop.jpgSergei Loznitsa, "The Train Stop"ta (2000/Rusya) bir tren istasyonunda hızla geçen trenlerin gürültüsüne karşın hiç uyanmayan, uyumaya devam eden kadın, erkek, çocuk silüetlerinden oluşan görüntüler yansıtıyor. Metaforik bir anlatım kullanan Loznitsa, Komünizm’den sonra yeni bir yönetime geçen Rus halkının farklı bir hedefe doğru giderken sonunda uyanacaklarını umuyor./Archive/2021/3/12/125731369-which-way-home.jpeg"Which Way Home" (2009/ABD), Rebecca Cammisa, Meksikalı, yaşları 9-13 arasında değişen erkek çocukların ebeveynlerine kavuşmak için ABD’ine doğru çıktıkları terör, şiddet, suistimal dolu olan yolculuklarını gerçekçi, etkileyici bir yaklaşımla sergiliyor. Anne-babalarına kavuşmak için trenlere kaçak binen bu çocuklar insan kaçakçılarının ellerine düştükleri zaman soyuluyorlar, şiddete uğruyorlar. Bir çoğu polis tarafından yakalanıp sınır dışı ediliyor. Bu tehlikeli yolculuktan hiç caymıyorlar, biraz daha büyüyüp ailelerine kavuşma düşü kuruyorlar. /Archive/2021/3/12/130228460-route-one.jpg"Route One"da (1990/ İngiltere-Fransa), Amerika kıtasını keşfetmeye karar veren Robert Kramer yola çıkıyor. Yol boyunca bizi 1980’lerin, Ronald Reagan Amerika’sının değişik insan portreleriyiyle tanıştırıyor. Dışarıdan bir bakış ve yorumla Kramer, demokrasi ve cumhuriyet kavramlarını, ırkçılığı, ayrımcılığı, Kızılderili rezervasyonlarını, orduyu sorguluyor. Kanada sınırından Florida’ya dek uzanan bu yolculuğa Kramer’ın ayrıksı vizyonu derinlik katıyor./Archive/2021/3/12/124900842-night-mail.jpegLondra’dan Glasgow’a 'Özel Posta' adlı bir gece treni hareket eder. Edinburgh’dan, Aberdeen’den geçtikten sonra Glasgow’a ulaşır. Bu tren yolcu yerine, umutları, düşleri, aşk itiraflarını, sırları taşımaktadır. Harry Watt ve Basil Wright’ın yönettiği "Night Mail" (İngiltere/1936) 1930’larda her yıl 500 milyon mektup taşıyan İngiliz Posta Servisi’ne adanmış nostaljik bir belgesel./Archive/2021/3/12/125930009-lift-like-a-girl.jpeg"Lift Like a Girl" (2020/Danimarka-Mısır-Almanya) Mayye Zayed, Mısır’ın ünlü halter antrenörü Kaptan Ramazan ile 14 yaşındaki Zebiba’nın karmaşık ilişkisini yalın, duygu dolu bir bakışla betimliyor. Ramazan’ın kızı Nahle Mısır’ın en ünlü haltercilerindendir, aynı zamanda dünya şampiyonudur. Olimpiyatlarda iki kez madalya kazanan Abeer Abdal Rahman’da Ramazan’ın öğrencisidir. Dört sene süresince Zebiba ile Ramazan’ı izleyen Zayed, İskenderi’yenin en yoksul mahallesinde gerçekleşen mucizelere tanıklık ediyor. cumhuriyet.com.tr