News - Haberler
Laboratuvardaüretilen etler iklim değişikliğineçare olabilir mi?
Et ve süt ürünlerinin üretimi, önemli miktarda sera gazı salımına yol açarak iklim değişikliğine katkıda bulunuyor. Peki araştırmacıların laboratuvarlarda et üretme girişimleri bu soruna bir çare olabilir mi?Habere Gitmek için TıklayınSağlık Rehberi
Sağlık Rehberi Obezite, vücutta aşırı yağ dokusu birikimiyle ortaya çıkan, sağlığı tehlikeye atan birçok hastalığa yol açan ve beklenen yaşam süresini kısaltan önemli bir tıbbi ve halk sağlığı sorunudur. Tüm dünyada önlenebilir ölüm nedenlerinin başında gelmekte ve 21.yy.'ın "salgın hastalığı" olarak tanımlanmakta. İşte obezitenin yol açtığı 5 hastalık. Son bir yıldır küresel salgın hastalıkla mücadele kapsamında evde geçirilen zamanın artması, hareketsizlik ve atıştırmalar kilo alımını hızlandırırırken modern çağın tehlikeli hastalığı obezitenin de yaygınlaşmasına neden oluyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bilgi Baca, pandemide tehlikenin daha da artan obezitenin yol açtığı 5 sorunu anlattı, önerilerde bulundu.DİYABET: Tip 2 diyabeti olan çoğu insan aşırı kilolu veya obezdir. Kilo vererek, dengeli beslenerek, yeterli uyku alarak ve daha fazla egzersiz yaparak tip 2 diyabet geliştirme riski azaltılabilir. HİPERTANSİYON: Yüksek tansiyon, aşırı kilo ve obezite ile çeşitli şekillerde bağlantılıdır. Aşırı kilolu olmak kan basıncını artırabilir çünkü kalbin tüm vücut hücrelerine kan sağlamak için daha fazla pompalaması gerekir. KALP HASTALIĞI: Fazla kilo, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterole sahip olma olasılığını artırır. Bu koşulların her ikisi de kalp hastalığı veya felç olasılığını artırır. KANSER: Kolon, meme, endometrium (rahim duvarı), böbrek ve yemek borusu kanserleri obezite ile bağlantılıdır. Bazı çalışmalar ayrıca obezite ile safrakesesi, yumurtalıklar ve pankreas kanserleri arasında bağlantılar olduğunu bildirmiştir.DEPRESYON: Obeziteden etkilenen birçok kişi depresyon yaşar. Bazı çalışmalar obezite ile majör depresif bozukluk arasında güçlü bir ilişki bulmuştur. cumhuriyet.com.trMyanmar'da darbe karşıtlarısosyal medyayınasıl kullanıyor?
Myanmar'da devam eden darbe karşıtı gösteriler 'yurttaş gazeteci'lerin çektiği videolar ve fotoğraflarla dünyanın dört bir yanına yayılıyor. Ülkedeki protestocuların sosyal medyayı nasıl kullandığına baktık.Habere Gitmek için TıklayınBöbrek kanseri, erkeklerde 2 kat daha fazla görülüyor
Böbrek kanseri, erkeklerde 2 kat daha fazla görülüyor Üroonkoloji Uzmanı Doç. Dr. İlker Tinay: En büyük risk altındaki kişiler sigara kullanan kişilerdir. Bunun yanında ailesinde böbrek kanseri hikâyesi olan kişilerde de böbrek kanseri gelişme ihtimali normale göre artmıştır. Böbrek kanseri, ürolojik kanserler arasında görülme sıklığı açısından prostat ve idrar torbasından sonra üçüncü sırada yer alıyor. Hastalığın genellikle belirti vermediğine dikkat çeken Üroonkoloji Uzmanı Doç. Dr. İlker Tinay, “Daha ileri evrede başvuran hastalarda; idrarda kanama, kilo kaybı, yorgunluk ve kemik ağrıları gibi şikâyetler sıklıkla görülmektedir. Bu bulgular hastalığın daha yaygın olmasının bir sonucudur ve bu hastalar tanı için geç kalmış hastalardır” diyerek erken tanının önemine dikkat çekti. Doç. Dr. Tinay, böbrek kanseri ile ilgili merak edilenleri yanıtladı. - Böbrek kanseri nedir?Böbrek kanseri, böbrek dokusunda oluşan kötü huylu kitlelere verilen genel bir isimdir. SİGARA FAKTÖRÜ- Hastalığın sebepleri nedir?Bugün için böbrek kanserine neden olduğu bilinen en sık etken, başta sigara olmak üzere tütün ve tütün ürünlerinin kullanımıdır. Bunun yanında son yıllarda yapılan çalışmalarda daha sıklıkla dile getirilen diğer bir sebep de obezitedir. Bazı ailesel sendromlar, ki bunların en bilineni Von Hipple-Lindau sendromudur, birden fazla kuşaktaki aile bireylerinin tekrarlayan böbrek kanseri tanısı almalarına sebep olmaktadır. Kronik böbrek yetmezliği nedeniyle rutin hemodiyaliz tedavisi alan hastalar da böbrek kanseri gelişimi açısından risk altındadırlar. İDRARDA KANA DİKKAT- Belirtileri nelerdir?Günümüzde hastalar genellikle başka nedenlerle yapılan ultrasonografi, tomografi ya da MR görüntülemelerinde tesadüfen saptanan böbrek kitleleriyle başvurmaktadırlar. Bu hastalarda böbrek kitleleri genellikle erken evrede ve küçük böbrek kitleleri olarak saptanmaktadır. Daha ileri evrede başvuran hastalarda; idrarda kanama, kilo kaybı, yorgunluk ve kemik ağrıları gibi şikâyetler sıklıkla görülmektedir. Bu bulgular hastalığın daha yaygın olmasının bir sonucudur ve bu hastalar tanı için geç kalmış hastalardır. - Böbrek kanserinin görülme sıklığı nedir? 2018’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildirilen Globocan araştırması sonuçlarına göre, tüm dünyada 2018 yılında böbrek kanseri saptanan kişi sayısı 403 bin olarak rapor edilmiştir. Aynı araştırmanın Türkiye verilerine bakıldığında ise 2018 yılında toplam 5 bin 125 kişiye böbrek kanseri tanısı konduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalarda daha sık olarak erkeklerde görülen bu kanserin, son yıllarda yapılan çalışmalarda kadınlarda da sıklığının arttığı görülmektedir. AKILLI İLAÇ TEDAVİSİ- Tedavide ne yapılır? Tedavi, hastalığın evresine göre planlanmaktadır. Herhangi bir metastazı saptanmayan ve sadece böbrek kitlesi ile başvuran hastalarda, kitlenin yerine ve boyutuna göre sadece kitlenin çıkarılması ya da böbreğin tamamen alınması kararı verilmektedir. Metastazla saptanan hastaların ise metastaz yoğunluğuna ve hastanın genel durumuna göre yine böbreğin ameliyatla alınması ve beraberinde metastazlara yönelik “akıllı ilaç tedavisi” ile tedavi planlaması uygun olacaktır. Özellikle metastatik hastalık tedavisinde son yıllarda tedavi seçenekleri artmıştır. - Kapalı ameliyatların böbrek kanserlerindeki yeri nedir?Böbrek kanserinin cerrahi tedavisinde hem böbrek koruyucu ameliyatlarda hem de böbreğin tamamen çıkarıldığı ameliyatlarda kapalı yöntemler olarak bilinen laparoskopik ve robot yardımlı laparoskopik cerrahiler hem ülkemizde hem de tüm dünyada sıklıkla ve başarı ile uygulanmaktadır. [email protected] Sibel Bahçetepeİşvereninçalışanınıiştençıkarma yasağı2 ay daha uzatıldı
İşverenin çalışanını işten çıkarma yasağı 2 ay daha uzatıldı Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile işverenin çalışanını işten çıkarma yasağı, 17 Mart'tan itibaren 2 ay daha uzatıldı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararla, 4857 sayılı İş Kanunu'nda işçilerin iş akitlerinin feshedilmesinin önüne geçilmesine yönelik düzenlemeyi içeren geçici 10'uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen sürelerin, 17 Mart'tan itibaren 2 ay daha uzatılması düzenlendi.İş Kanunu'na 16 Nisan 2020'de eklenen geçici madde ile iş veya hizmet sözleşmelerinin, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, iş yerinin faaliyetinin sona ermesi, işin sona ermesi halleri dışında, 3 ay süreyle işveren tarafından feshedilmesi yasaklanmıştı.Ayrıca geçici maddede işverene, çalışanlarını 3 aylığına ücretsiz izne ayırmasına ilişkin düzenlemeye de yer verilmişti.Cumhurbaşkanı Kararı ile söz konusu işten çıkarma ve ücretsiz izne ayırılmasına ilişkin düzenlemelerin süresi, 17 Mart'tan itibaren 2 ay daha uzatıldı.Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Normalleşme sürecinde istihdamı korumak için tedbirlerimize devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla Nakdi Ücret Desteği ve Fesih Kısıtı'nı 2 ay süreyle uzatıyoruz." ifadesini kullandı. AAMeghan Markle neden Prenses Diana ile karşılaştırılıyor?
Prens Harry, eşiyle annesini karşılaştırırken, "tarihin tekerrür etmesinden korktuğunu” söyledi.Habere Gitmek için TıklayınÜreten kadınlardan 8 Mart armağanı
Üreten kadınlardan 8 Mart armağanı Sofrayı yine Zoom’da kurduk, Anadolu kadınlarıyla paylaştık. Kadınlar Günü’nü kadın üreticilerin yaptıklarını armağan ederek kutlayan bütün kurumlara teşekkürler! Hangi birini sayayım: El işi peçeteler, örtüler, emek verilmiş küçük güzel armağanlar. Tabii kadın olarak en tepelerde görev yapan yöneticilerin çikolataları! Sağ olun! Salgın öncesi güzel günlerimizde toplantılarımızı yüz yüze, canlı yaparken kıymetini bilememişiz. 8 Mart haftasında her gün bir yerde buluşurduk. Tabii sadece martta değil. Örneğin, Anadolu’dan gelen kadınlarla buluştuğumuz çok keyifli, anlamlı, değerli bir proje için birkaç ayda bir buluşup tadım yapıyorduk, Hilton İstanbul Bosphorus Oteli’nde. Anadolu’nun değişik yörelerinde kurulu kadın kooperatifleri, dayanışma derneklerinden kadınlar İstanbul’a gelip, otelde konuk edilip, profesyonel bir mutfakta bildikleri yemeklerini pişirerek bir haftalığına otelin lokantasında servis edilmesine tanıklık ediyor, ilk akşamında da bir grup gazeteci, yazar tadım yapıyorduk. Bu yıl, Kadınlar Günü’nde, o programa katılmış 8 bölgenin yemeklerinden bir seçki, bu kez Hilton’un Executive Şefi Savaş Özkılıç’ın ekibi tarafından hazırlanarak evlere yollandı ve biz çevirimiçi zoom programını açıp bu buluşmalardaki anılarımızı paylaştık. Trabzon’dan “Holefter&Ligene Köyü Kadınları Dayanışma Derneği”, Kars’tan “Hanımeli Kars Mutfağı”, Antakya’dan “Defne Kadın Girişimi, Üretim ve İşletme Kooperatifi”, Adana’dan “Kınalı Eller Salmanbeyli Kadın Kalkınma Kooperatifi, Seferihisar’dan “Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi”, Mardin’den “GAP Medrese Gül ÇATOM” ve Giresun’dan “Şeyhli Mahallesi Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği”nin temsilcilerinin kendi şehirlerinden katıldığı toplantıda Ferah Yağan Hilton’u, Şule Kadak ise Sade İletişim Danışmanlığını temsil ederken sürpriz ise Seferihisar’ı Neptün Soyer’in temsil etmesiydi. Dikkat ederseniz, Tunç Soyer’in eşi demiyorum! Neptün Soyer, kendi projelerini hayata geçiren bir kadın. Birlikte olduğumuzda da kadınların öykülerini dinlemiştik. Burada da dinledik: O kadınlar köylerinden başka bir dünyaya açılmışlardı. Kendi ürettikleri yiyecekler, sabun, el işlerini kendileri pazarlıyor, para kazanıyor, çoğalıyor, başkalarına da iş olanağı yaratıyorlardı. El sanatları, tarımsal üretim, hatta turizm, sadece bu kadınların değil, köylerinin, kasabalarının da hayatını değiştirmişti. Kars’ın kazını tadamadık ama hikâyesini dinledik. Kınalı Eller kooperatifinin, Seyhan’dayken kendilerine bir kooperatif binası yapıp sonra Adana Belediye Başkanı seçilen Zeydan Kara’nın yerine seçilen yeni belediye başkanının kadınları o binadan çıkarıverip malzemelerini kapının önüne yığıverme olayına çok üzüldük! Hayat kolay olmasa da mücadele etmek güzel. Başarmak daha da güzel. Seferihisar’ın sızma zeytinyağlı enginarı şahane. Bu aralar tam zamanıymış! Mardin’in Frik salatasına bayılmamak mümkün değil. Anadolu’nun zenginliklerini yeniden gidip yaşamadan internet alışverişine devam!/Archive/2021/3/9/021109296-ekran-goruntusu-2021-03-09-021038.jpgİTO’DAN ‘KARİKATÜR’ ÖDÜLÜ GAZETEMİZEİstanbul Tabip Odası’nın her yıl 14 Mart Tıp Bayramı haftası kapsamında verdiği “Dr. Ali Özyurt Basında Sağlık Ödülleri”nin kazananları belli oldu. Gazetemiz çizerlerinden Cihan Demirci, “Pandemi ve Çocuklar” konulu karikatürüyle “Karikatür” dalında ödüle layık görüldü. Ödül töreni 13 Mart 2021, Cumartesi günü 16.30-19.00 saatleri arasında İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek.Pandemi sebebiyle geçen yıl tören düzenlenemediği için 2020 yılının ödülleri de aynı gün verilecek. Törende, geçen yıl “Dr. Türkan Saylan Tıp Hizmet Ödülü”ne layık görülen Türkiye Kas Hastalıkları Derneği (KASDER) Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir’e de ödülü takdim edilecek. Yazgülü AldoğanCHP SözcüsüFaikÖztrak,Şentop’un‘sistem değişikliği’ne ilişkin sözlerine yanıt verdi
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Şentop’un ‘sistem değişikliği’ne ilişkin sözlerine yanıt verdi TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un parlamenter sistem değişikliği ile ilgili yaptığı açıklamalara CHP Sözcüsü Faik Öztrak yanıt verdi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Parlamenter sisteme dönüş anayasa değişikliği ile mümkün” açıklamasına “Erdoğan hep kendine göre anayasa elbisesi dikti. Önce çıkıp milletin önünde günah çıkaracaksınız, ‘Yanlış yaptık’ diyeceksiniz, özür dileyeceksiniz. Bunlar olmadan değişiklik olmaz” dedi. Şentop’un fezlekeler hakkında, “AYM’ye yapılan bireysel başvuruları bekleme mecburiyeti yok” değerlendirmesine “Bunun çıkardığı sorunları Enis Berberoğlu hadiselerinde gördük. Meclis Başkanı, bunları hatırlayıp hassasiyet göstermeli” diye konuştu. CHP’li Öztrak, MYK toplantısına ilişkin şunları kaydetti:- Şentop’a sistem yanıtı: (“Şentop’un, ‘Parlamenter sisteme dönüş ancak anayasa değişikliğiyle mümkün olabilir’ açıklamalarının sistem değişikliğine yönelik bir sinyal mi yoksa CHP’yi masaya çekmeye dönük bir taktik mi” sorusu üzerine) Aynı derede kaç defa yıkanacağız? Erdoğan ne zaman, “Anayasa değişikliği” dese millet kaybetti. Hep kendine göre anayasa elbisesi dikti. Şimdi, “Yeniden değiştirelim” diyorlar. Önce özür dileyeceksiniz. Bunlar olmadan anayasa değişikliği tartışılmaz. - Şentop tecrübeleri hatırlamalı: (Meclis Başkanı Şentop’un fezlekelere ilişkin, “AYM’ye yapılan bireysel başvuruları bekleme mecburiyeti yok” değerlendirmesi üzerine”) Kişisel başvuruların sonucu kesinleşmeden fezlekelerin okutulmasının çıkardığı sorunları Enis Berberoğlu’nun hadiselerinde gördük. Milletin verdiği yetkinin kullanılamamasına bu yaklaşım neden oldu. Meclis Başkanı’nın bu tecrübeleri hatırlayıp gerekli hassasiyeti göstermesini beklemek hakkımız.- Önergelerimiz reddedildi: 92 yaşındaki bir kadın cinsel saldırıya uğrayıp hunharca katledildi. Ama İçişleri Bakanlığı cinayeti bırakmış failin elindeki üç hilal dövmesinin neden gösterildiği derdine düşmüş. Cumhur İttifakı ortakları, imajlarını dert edindikleri kadar kadına yönelik şiddeti dert edinmiyor. Samsun’da şiddetin en aşağılık haliyle karşılaştık. Kadına yönelik şiddetin araştırılması için sayısız araştırma önergesi verdik. AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. - İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın: Devleti yönetenlerin sorumluluğu yasaları uygulamaktır. Ama onun yerine İstanbul Sözleşmesi’ni “Bize uymadı” deyip tartışmaya açıyor. Bu meseleyi hükümet savsaklıyorsa soruna TBMM vaziyet etmelidir. Yasaların neden uygulanmadığının hesabını yetkililerden sormalıdır.- Planı ABD’ye mektup mu?: Erdoğan’ın şahsım hükümeti, 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nden kopyalanıp yapıştırılan ilke ve hakları, İnsan Hakları Eylem Planı denerek 232 yıl sonra, milletin önüne getiriyor. Bir de, “Eyleme geçmek için 2 yıl lazım” diyorlar. Sanki taze hükümet. Zamanlamaya bakınca insan düşünmeden edemiyor: Yoksa bu eylem planı okyanus ötesine gönderilen ucu yakılmış bir mektup mu? Beyaz Saray’dan beklenen o telefon bir türlü gelmeyince Erdoğan’ın aklına acaba böyle bir çare mi geldi? Milli olması gereken dış politikayı şahsileştirmesinin bedelini işte böyle ödüyoruz. ABD, Erdoğan’ın mal varlığını araştırma tehdidini savurunca Barış Pınarı Harekâtı hemen durduruldu. Erdoğan’ın milletimize karşı şişen egoları Beyaz Saray karşısında birden iniveriyor.- Mısır’a çiçek atıyorlar: Mısır ile krizin başladığı ilk günden itibaren “Bu işi düzeltin” dedik. Erdoğan’ın Rabia siyaseti, şartların dayatmasıyla, geç de olsa, sanki değişmeye başladı. Geçen hafta, Dışişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı Mısır’a çiçek atmaya başladı. Bugün de Saray’ın sözcüsü çiçek sundu. Bunlar Rabia selamlarından da vazgeçerse hiç şaşırmayın. - 128 milyonu buharlaştıranlar: (“Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla’nın istifasını nasıl değerlendiriyoruzsunuz” sorusu üzerine) Hakan Atilla bir zamanlar kahraman ilan edildi. Son dönemde bazı duyumlar ortaya çıktı. “Saray’dan gelen baskıları taşıyamaz hale geldiğini, yeni bakanı da bu sıkıntılardan haberdar ettiğini ancak buna çözüm bulunamadığını” duyuyorduk. Anlaşılan Bakan, ekonomi bürokrasisi üzerine hâkimiyet kuramamış. TÜİK’e getirdiği başkanı iki haftada görevden aldı. Bu değişikliklerin hepsi ülkenin risk, sigorta primlerini artırıyor. Faizleri de artıracak. 128 milyon doları buharlaştıranlar hâlâ koltuklarında oturuyor. Acaba Atilla’nın istifası Biden’a gönderilen ucu yanık mektubun bir eki midir?- Sorumluluktan kaçıyor: Salgın cephesinde de kontrol kaybedildi. Günlük vaka sayıları 11 binin üzerine yerleşti. Aşılama hızı yeniden düşmeye başladı. Valilerden vatandaşlara, “Yeniden kapanma olabilir, dikkat edin” uyarıları geliyor. İllerde kapanmanın sorumluluğu vatandaşa yüklenmeye çalışılıyor. Sağlık Bakanı’nın son açıklaması ise çamura yatmanın daniskası. Bakan, aşı programı riske girince sorumlusunun Kemal Kılıçdaroğlu olduğu imasında bulunarak sorumluluktan kaçmaya uğraşıyor. SINOVAC firması aşıları teslim etmiyor mu? Sağlık Bakanı’na küstü mü? Böyle gayri ciddilik olmaz. 1.5 milyon doz Alman aşısı ocak ayında gelecekti. Mart sonuna kadar ise 4.5 milyon doz aşı gelmiş olacaktı. Öztrak, İmamoğlu’nun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü tweeti’ne yönelik İYİ Parti’den gelen tepkilerin sorulması üzerine ise “8 Mart Çalışan Kadınlar Günü’nü kutluyorum’’ yanıtı verdi. KILIÇDAROĞLU’NDAN ‘MASA’ ŞARTICHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin merkez yönetim kurulu (MYK) toplantısında TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Parlamenter sisteme dönüş anayasa değişikliği ile mümkün” açıklamasını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun “AK Parti ve MHP çıkıp ‘Bizim getirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bu ülkeye iyi gelmedi. Ekonomi battı, dış politika sıkıntılı, vatandaş perişan durumda, işsizlik arttı’ diyor mu? Demedikten sonra bunlarla hangi masaya oturup neyi konuşacağız?” değerlendirmesinde bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Şentop’un TBMM’deki fezlekelerle yönelik “AYM’deki bireysel başvuruları bekleme zorunluluğu yok” yorumu da CHP MYK’de gündeme geldi. Hukukçu kurmayları ile birlikte CHP’nin TBMM grubundan sürece ilişkin değerlendirmeleri dinleyen Kılıçdaroğlu, “Yargı bağımsızlığı konusu önemli. Ortada bağımsız bir yargı yok. Objektif bir kriter var mı? Kimin fezlekesini, hangi kriterlere göre seçecekler? Buna bakmak lazım. Bu konular daha çok konuşulur” yorumunu yaptı. Erdem SevgiRiskli iller sayısı48’eçıktı, hekimler uyardı: 'Asıl artış1-2 hafta sonra'
Riskli iller sayısı 48’e çıktı, hekimler uyardı: 'Asıl artış 1-2 hafta sonra' Sağlık Bakanlığı’nın “Kontrollü normalleşme” kapsamında açıkladığı “mavi-sarı-turuncu-kırmızı” haritasındaki çok yüksek ve yüksek riskli il sayısı 39’dan 48’e yükseldi. Son tabloda yüksek riskli grupta yer alan İstanbul da çok yüksek riskli iller arasında geçerken vakaların tırmanışa geçtiği Ankara orta riskli il grubundan yüksek riskliye geçti. Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, yüksek ve çok yüksek riskli illerin Türkiye genelinin yarısından fazlası olduğuna dikkat çekerek “Bu demektir ki pandemide biz yüksek riskli durumdayız. Bu durumun üzerinde kontrollü normalleşmenin etkisi olduğunu henüz görmüyoruz. Okulların açılmasıyla 1-2 hafta sonra yüksek ve çok yüksek riskli illerin artacağını göreceğiz. O zaman ne yazık ki kötü bir tablo olacak. Günlük 200 binin altında aşılama var ve bunu artırmalıyız. En az 1 milyona yakın aşılama olmalı, bunu yapmadığımız sürece toplumsal bağışıklığı sağlayamayız. En önemli sorunlardan birisi varyant virüsün tüm illerde artış göstermesi. Bu koşullarda kontrollü veya kontrolsüz normalleşme sürecine geçmemiz mümkün değil. Aksine önlemleri artırmamız gerek” dedi. HASTANELERİN DURUMUHastanelere başvurularda bir miktar artışın olduğunu dile getiren Ökten, “Henüz bu ciddi bir boyutta değil, yoğun bakım veya servis bakımından şu an sıkıntı yok. Ama artabilir. Kontrollü normalleşmede turizm düşünüldü. Siyaset ve ekonomi, bilim ve insan yaşamının önüne geçmiş durumda. Bunda da en büyük etken de yazık ki turizm sezonu” dedi.‘İŞİMİZ DAHA ZOR’Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da sosyal medyadan, “Ne vatandaş, ne işyerleri önerilere uyuyor. Ya uymalarını sağlayacağız, ya da İstanbul başta yeni vaka artışlarına hazırlıklı olacağız. Lokal önlemlerle, seyahat kısıtlaması olmaksızın, salgını kontrol etmek mümkün değil. Dünyada vakalar azalırken bizde artıyor, virüs olumlu bir mutasyona uğradıkça işimiz önceki artışlardan daha zor olacak” açıklamasını yaptı. Sibel BahçetepeBakanlık, tepkiye rağmen tarikatlarla işbirliğini sürdürüyor
Bakanlık, tepkiye rağmen tarikatlarla işbirliğini sürdürüyor Nakşibendi tarikatının “HakYolcular” olarak bilinen kolu İskenderpaşa cemaatine yakın Server Yaşam Vakfı, bu yıl da Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile işbirliğine gitti. Vakıf tarafından düzenlenecek ve 18 Ocak-5 Haziran tarihlerine yayılan “9. Ufka Yolculuk Bilgi ve Kültür Yarışması” etkinliği, MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün resmi yazısı ile duyuruldu. Yarışma için 81 ilde proje ortağı olarak belirlenen sivil toplum kuruluşlarının adları da okulların yaptığı duyurularda yer aldı. KİTAPLAR ‘ŞEYH’ İLE İÇ İÇEYarışmanın bu yıl teması ise “Sağlıklı Yaşam” olarak belirlendi. “Doğal ve sağlıklı beslenme, uyku düzeni, bağışıklık sistemi ve hastalıklardan korunma, koruyucu hekimlik uygulamaları, özdenetim ve ruh sağlığı, aile içi iletişim gibi birçok konu üzerinde durulacağı” belirtilen yarışma; ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere üç kategoride gerçekleştirilecek. Öğrenciler, yarışmaya özel olarak hazırlanan, “Server Yayınları” tarafından basılan ve 15 liraya satılan kitaplardan sorumlu olacak. Ağırlıklı olarak dini kitapları basan ve “Sahih bilgi kaynağı” sloganı ile faaliyet gösteren Server Yayınları’nın yayımladığı eserler arasında Nakşibendi Şeyhi Mahmud Esad Coşan’ın kitaplarının da bulunması dikkat çekiyor. Yarışma, çevrimiçi olarak iki aşamalı şekilde gerçekleştirilecek. İlkokul öğrencilerine “Nereden Geliyor Bu Sesler?”, ortaokul öğrencilerine “Bir Acayip Yolculuk” ve lise öğrencilerine “Sağlık Olsun” adlı kitaplardaki bilgilere yönelik sorular sorulacak. Yarışmada dereceye girenler için ödül töreni 5 Haziran’da İstanbul’da olacak. İlk 3 derecede bulunan yarışmacılar ile yanlarındaki bir refakatçinin ödül töreni için gidiş-geliş yol ücretleri ve bir gecelik konaklama ücretleri vakıf tarafından karşılanacak.Vakfın önceki yarışmalarının konu başlıklarını “Büyük İslam ilmihali”, “Hadis”, “Kuran ve sünnet bütünlüğü” ve “Güzel ahlak” gibi konular oluşturmuştu. Vakfın internet sitesinde yer alan bilgilere göre, söz konusu yarışmalara 8 yılda, 81 il 922 ilçeden toplam 3 milyon 354 bin 224 kişi katıldı.‘MÜZİK HARAM, TOKALAŞMAK YASAK’2018’de düzenlenen yarışmada kaynak olarak Nakşibendi Şeyhi Mahmud Esad Coşan’ın “Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz” adlı kitabı; 2020’de ise “Edeb Mektebi” ve “İletişim, Nezaket ve Adap” adlı kitaplar belirlenmişti. “Ebed Mektebi” kitabında “müziğin haram, kadınları ön plana çıkaran filmlerin sakıncalı olduğu”; “İletişim, Nezaket ve Adap” kitabında “kadın ve erkeklerin tokalaşmasının yasak olduğu” yönündeki ifadelerin yer alması tepki çekmişti. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “proje, protokol gibi çalışmalar kapsamında çeşitli kurum ve kuruluşlarca öğrencilere dağıtılmak üzere okullara gönderilen kitapların detaylı ve yeterli inceleme yapıldıktan sonra öğrencilerin kullanımına sunulduğunu” savunmuştu. Sefa UyarRessam Mehmet Ali Doğan: "Çok renkçi bir ressam olmaktan mutluyum"
Ressam Mehmet Ali Doğan: "Çok renkçi bir ressam olmaktan mutluyum" Mehmet Ali Doğan’ın sanal sergisi, Krişna Sanat Merkezi’nde açıldı. Ressam Mehmet Ali Doğan’ın sanal resim sergisi, Ankara’da, Krişna Sanat Merkezi’nde açıldı. Çarpıcı renklerle yapılmış geometrik resimleriyle tanınan Mehmet Ali Doğan, çok renkçi bir ressam olmanın kendisini mutlu ettiğinden söz ediyor.Mehmet Ali Doğan, sanal sergisine ilişkin sorularımızı yanıtladı:- Geometrik bir resim anlayışınız var. Tam soyut resim de diyemeyiz galiba yapıtlarınıza...Resimlerimde dikdörtgen form içerisinde üçgen, helezonik çizgiler ve birbirinden farklı dikdörtgen biçimler kullanarak kompozisyon oluşturuyorum. İnsanlık tarihinin tüm kültür katmanlarına gönderme yapmak istiyorum. Geometrik düzen içinde, insanların dünya yüzeyini, yeraltı kaynaklarını parsel parsel bölme planları yaptıklarını göstermeye çalışıyorum. İnsanlar, bir diğer kültürü yok ederek birbirlerini savaşlar ile katlederek kendilerine yaşam alanları açmışlar. Günümüzde de süren bu sömürü durumunu bir metafor olarak tasarlıyorum resimlerimde./Archive/2021/3/9/015008588-kul-isik-rnk.jpg- Canlı, çarpıcı renklerle çalışmak, etkileyici olmak için mi?Birbirinden farklı ve de çok renkli geometrik biçimlerden oluşturduğum resimlerim, içsel olarak nedenini bilemediğim ayrı bir konu benim için. Çok renkli geometrik resimler yapıyor olmamın nedeni, insanların kültürel olarak çok farklı ritüeller ve birikimlerle kendi tarihlerini oluşturma gayretleridir. Bu farklılıklar, benim resimlerime Anadolu’daki kilim motiflerimizde olduğu gibi canlı renkler olarak yansıyor. Ayrıca çok renkçi bir ressam olmak beni mutlu ediyor.- Salgın, resim sanatını ve ressamları nasıl etkiledi?Pandemi sürecinde sürekli durmadan resim yaptım diyebilirim. Evimdeki bir koltuk benim atölyem oldu. Bu süreçte; Taş Üstüne Taş, Örselenmiş Ruhlar ve Virüsün Gözü olmak üzere üç seri resim yaptım. Benim gibi diğer sanatçı arkadaşlarımız da daha çok resim ürettiler. İnancım odur ki pandemi sonrası sanat, insanların yaşamında daha çok var olacak çünkü artık tasarımın ve yazılımın öne çıktığı bir çağdayız. Işık Kansu