Turkish News Agency - TNA - THA

Turkish News - Türk Haber Ajansı - Haberler

Thursday, 05.15.2025, 01:24 AM (GMT)

News - Haberler

Pentagon'dan, Tatvan'daki helikopter kazasındaşehit düşen askerler için başsağlığımesajı

Pentagon'dan, Tatvan'daki helikopter kazasında şehit düşen askerler için başsağlığı mesajı ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, geçen hafta Bitlis'in Tatvan ilçesinde düşen askeri helikopter kazasında yaşamını yitiren Türk askerleri için başsağlığı mesajı yayımladı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Pentagon'un geçen haftaki helikopter kazasında askerlerin yaşamını yitirmesinden dolayı üzgün olduğunu belirtti.John Kirby, Milli Savunma Bakanlığının Twitter hesabını da etiketlediği paylaşımında, "NATO müttefikimiz Türkiye'ye yaşamını kaybeden askerler için en derin taziyelerimizi iletiyoruz ve yaralananlara da acil şifalar diliyoruz." ifadesini kullandı.Bingöl'den kalkan askeri helikopter, 4 Mart'ta Bitlis'in Tatvan ilçesinde kaza kırıma uğrayarak düşmüştü. Helikopterde bulunan askerden 11'i şehit olmuş, 2'si yaralanmıştı. AA

Demirtaş'tan 'demokrasi ittifakı' yorumu: Süreçgiderek bu noktaya evriliyor

Demirtaş'tan 'demokrasi ittifakı' yorumu: Süreç giderek bu noktaya evriliyor Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan, Halkların Demokratik Partisi'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla BBC Türkçe'ye konuştu. Demirtaş, çözüm sürecinde verildiği iddia edilen vaatler, 7 Haziran seçimleri sonrası AKP'ye yapılan öneriler, muhalefet partilerinin ittifakı önerisi, HDP-İYİ Parti ilişkileri, yeni bir Kürt partisi ve HDP'nin kapatılması tartışmalarına dair soruları yanıtladı. Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan, Halkların Demokratik Partisi'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.Demirtaş söyleşide, 2013-2015 yılları arasındaki "Çözüm sürecine" dair "Gizli, tartışmalı, spekülatif hiçbir vaat" olmadığını savundu.7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında AKP'ye yapılan koalisyon teklifi iddialarının doğru olduğunu söyleyen Demirtaş, ancak bunların ilk defa basına yansımadığını söyledi. Demirtaş, "Demokrasi ittifakı" önerisi konusunda ise "Sürecin giderek bu noktaya evrildiğini düşünüyorum" diye konuştu.HDP ile İYİ Parti arasında "Demokratik teamüller çerçevesinde eleştirel bir diyalog ve ilişki kurulmasını" öneren Demirtaş, "İYİ Partili bazı siyasetçilerin faşizan söylemlerinin diyalog ve çözüm zeminini tahrip ettiğini" söyledi.HDP'nin eski lideri, parti kapatma tartışmalarıyla ilgili olaraksa "Herkes şundan emin olsun ki kapanan HDP olmaz" dedi.HDP, 7 HAZİRAN SEÇİMLERİ SONRASI AKP'YE KOALİSYON ÖNERDİ MİHDP eski milletvekili ve sözcüsü Osman Baydemir, geçen aylarda İngiltere'de, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında AKP'ye yaptıkları önerilere dair ayrıntılı açıklamalarda bulundu.Baydemir, süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi için eski milletvekili Celal Doğan'ı görevlendirdiklerini ve Erdoğan'a "Çözüm sürecinin devam etmesi kaydıyla" üç teklif götürüldüğünü söyledi: "CHP ile koalisyona destek, azınlık hükümetine destek ve AKP ile koalisyon yapmak."Demirtaş, Baydemir'in bu açıklamalarının doğru olup olmadığı ve Erdoğan'ın yanıtının ne olduğuna dair şu yanıtı verdi: "Osman Bey'in belirttiği noktalar doğru. Ancak bunlar, ilk defa basına yansımıyor. O tarihte de bunları açıklamıştık zaten. Erdoğan'ın ne cevap verdiğiyse yaşananlardan anlaşılıyor olsa gerek. Tüm çözüm ve diyalog seçeneklerini reddederek gerilimi ve çatışmayı seçti.""BENİM BİLDİĞİM GİZLİ, TARTIŞMALI, SPEKÜLATİF HİÇBİR VAAT YOK"HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, geçen günlerde iktidara seslenerek, "Çözüm sürecinde bize vaat ettiklerinizi yeri ve zamanı geldiğinde mutlaka açıklayacağız. Bize vaat edilenleri açıklamazsak namerdiz" açıklamasını yaptı.Demirtaş, kamuoyunun iddia edilen vaatlerle ilgili ne kadar bilgiye sahip olduğu ve kendisinin de bir gün bu "Vaatlerle" ilgili konuşup konuşmayacağına dair soruyu cevaplarken bunların var olmadığını söyledi."Benim bildiğim gizli, tartışmalı, spekülatif hiçbir vaat yoktur. Vaat edilen ve edilmeyen her şey kamuoyunun bilgisi dahilindedir" diyen Demirtaş şunları ekledi:"Asıl sorun, AKP'nin kamuoyuna açık vaatte bulunmaması ve adım atmamış olmasıdır. Çözüm süreci ne suça ne de suçlamaya konu olmayacak kadar ciddi, ahlaki ve meşrudur. Sayın Eş Başkanımız da eminim ki gizli bir şantaj unsurundan söz etmiyor. AKP'nin çözüm sürecini sahiplenmeyen, kriminal hale getiren tutumunu eleştiriyor ve bunu teşhir etmekten söz ediyor. Ama gerçekten kast ettiği şeyi, elbette kendisi izah edecektir."Demirtaş, sürecin tümüyle yasal zeminde gerçekleştiğini de savundu:"Çözüm süreci tümüyle yasal ve ahlaki zeminde ilerlemiştir. Yöntemi eleştirilebilir ancak meşruiyeti, yasallığı ve ahlakiliği tartışma konusu bile yapılamaz. Çünkü biz, tümüyle iyi niyetle yaklaştık. Ölümleri durdurduk ve sorunun çözümünü çatışma zemini dışına taşımaya gayret ettik."'İÇ DİNAMİKLER' AÇIKLAMASI NE ANLAMA GELİYORDemirtaş, geçen günlerde bir yazısında, "Türkiye, barışı iç dinamikleriyle sağlayabilecek yeterliliktedir" ifadesini kullandı.Kamuoyunda "Oslo süreci" olarak anılan süreçte bazı yabancı aktörlerin de olduğu düşünülüyor. "Çözüm sürecinin" ise tamamen yerel aktörler üzerinden ilerlediği yorumu yapılıyor.Demirtaş, "Yani gelecekteki olası bir çözüm arayışının bu ikincisi gibi 'yerli' olması gerektiğini mi söylüyorsunuz" sorusuna ise "Benim görüşüm bu şekilde. Türkiye'nin tüm sorunlarını, kendi iç dinamiklerine yaslanarak çözebileceğini düşünüyorum. Doğrusunun da bu olduğuna inanıyorum" diye yanıt verdi.YENİ PARTİ İDDİALARI: "GÜNDEMİMDE DEĞİL"Son dönemde medyada, yeni bir Kürt partisi kurulabileceğine dair iddialar ortaya atılıyor. Bu konuda da eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen'in bazı açıklamaları, yeni parti sinyali verdiği yönünde yorumlanıyor.Demirtaş, bu konuyla ilgili, "Parti kurmak usul ve esasları yasalarda belirtilmiştir. İsteyen herkes, bu çerçevede dilekçesini hazırlayıp partisini kurabilir. Biz HDP'liyiz ve HDP'yi büyütmeye gayret ediyoruz. Diğer tartışmalar benim gündemimde değil" diye konuştu.Demirtaş, geçen günlerde Gara'da yaşananlar ardından hazırladığı bir yazısında barış yanlılarını aktif tutum almaya çağırmıştı.Demirtaş, bununla tam olarak de demek istediğini şöyle yorumladı: "Barış yanlıları, barış istediklerine dair niyet beyanının ötesine geçmeli ve somut çözüm programlarıyla, net çağrılarla seslerini yükselterek barış için kamuoyu oluşturmalı, şiddetin son bulması için herkese demokratik bir basınç uygulamalıdır. Yoksa, 'barış barış' demekle maalesef ki barış gelmiyor. Silahların susması için tüm muhalefet ve demokrasi güçleri ortak bir çözüm deklarasyonu hazırlayabilir ve buna dayanarak da çağrılar ve hatta bazı görüşmeler bile yapılabilir."DEMOKRASİ İTTİFAKI YORUMU: "SÜREÇ BU NOKTAYA EVRİLİYOR"Tutuklu siyasetçi Demirtaş, yaz aylarında bir ittifak modeli önerisini kamuoyu ile paylaşmıştı. Burada, güçlendirilmiş parlamenter sistemin temel ilke olması gerektiğini söyledi.Burada ifade ettiği ilkelerin büyük bir bölümü çeşitli sağ muhalefet partileri tarafından da savunuluyor olsa da, Cumhur ittifakının muhalefeti sık sık HDP'ye yaklaşım üzerinden eleştirdiği, bu partilerin de HDP ile aralarına mesafe koymaya devam ettiği bir ortamda, bu partiler ve HDP'nin bu tür ortak noktalar üzerinden buluşmalarının zor olduğu yorumları yapılıyor.Bu şartlarda bu buluşmanın ne kadar mümkün olduğuna dair sorumuza Demirtaş, "Ortak nokta, demokrasinin ilkeleridir. Buluşma da ancak bu ilkelerde olabilir. Gördüğüm kadarıyla HDP zaten bundan kaçmıyor. Hatta demokrasi ittifakını en çok HDP öneriyor. Tüm partiler ortak ilkeleri belirlerse bunun etrafında birleşebilirler. Sürecin, giderek bu noktaya evrildiğini düşünüyorum" cevabını verdi.İmamoğlu'nun Akşener-Buldan paylaşımı İYİ Parti'de tepki çektiİYİ Parti'de gündem dokunulmazlık fezlekeleri: 'Adeta bir ipin üzerinde yürüyoruz'Ümit Özdağ İYİ Parti'den istifa etti, Meral Akşener 'Temel hakem millettir, başarılar diliyorum' dediHDP muhalefet partilerine gidiyor: İlk görüşme Saadet Partisi'yleMuhalefet: Akar ve Soylu'nun Gara açıklamaları başarısız operasyonu örtme çabasıAKŞENER'İN AÇIKLAMALARI VE HDP-İYİ PARTİ İLİŞKİLERİDemirtaş, geçen haftalarda İYİ Parti lideri Meral Akşener'le ilgili bir "Kahvaltı" açıklaması yapmıştı.Akşener ise buna karşı, "Güneydoğu'nun bir özelliği şudur. Kanlın olsa kan davalı birisi olsa kapısı çalındığı zaman o kapıdan içeri alınır" cevabını verdi.Akşener aynı günlerdeki bir açıklamasında, "Selahattin Demirtaş'ın terörle iç içe olduğu bir gerçek. Bunu kendisi de reddetmiyor zaten" dedi.Açıklama üzerine Demirtaş, Akşener'e cevap vermeyeceğini söyledi:"Sayın Akşener'e doğrudan cevap vermem yakışık almaz. Her ne kadar haksız yere hapisteysem ve kendisi iktidarın diliyle konuşup beni suçlamış olsa da hapisten kendisine cevap vermeyeceğim. Sadece, tüm muhalefete şunu hatırlatmak isterim; yargının, adalet kurumunun tümden çöktüğünü haklı olarak sürekli vurguluyorlar. Peki, çökmüş olan bu yargı sıra bize gelince mi, 'bağımsız Türk yargısı' oluveriyor? Yargının en çok bize adaletsizlik yaptığını görmüyorlar mı ki, bu adaletsizliklere onay verecek bir dil kullanıyorlar?"Bugüne kadar hakkımda kesinleşmiş iki mahkeme kararı var: Anayasa Mahkemesi kararı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı. Her iki karara göre de bana yönelik ağır hak ihlalleri yapılmıştır. Bu kararları görmeyip iktidarın diline teslim olmak, iktidara muhalif pozisyonda olmakla da demokrat olmakla da bağdaşmaz."Peki Demirtaş'a göre HDP ve İYİ Parti arasında nasıl bir ilişki olmalı. Demirtaş sözlerine "HDP ve İYİ Parti, birbirlerinin görüşlerini ve siyasetini kabul etmek zorunda değildirler" diye başladı ve ekledi:"Demokratik teamüller çerçevesinde eleştirel bir diyalog ve ilişki kurulması gerektiğine inanıyorum. Fakat İYİ Partili bazı ırkçı siyasetçilerin faşizan söylemleri, her türlü diyalog ve çözüm zeminini maalesef tahrip ediyor. HDP'ye hakaret etmek, ayar vermeye kalkmak başka bir partinin temsilcilerinin haddi değildir, buna güçleri de yetmez. İsim vermeye gerek görmüyorum ama belli birkaç kişinin bana ve partimize karşı kullandıkları dilin Cumhur İttifakı'nın ötekileştirici, zehirli dilinden farkı yok."Getty Images'KAPANAN HDP OLMAZ'Demirtaş, Akşener ile yaptığı kahvaltı açıklamasının benzerini, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil diğer liderlerle de yapıp yapmayacağına dair ise şöyle konuştu:"Fikirlerimi paylaşmak, ülkenin sorunlarının çözümüne dair düşüncelerimi sunmak ve onları da dinlemek için tüm siyasi liderlerle ön koşulsuz görüşürüm elbette. Ben siyasette diyalogdan ve konuşmadan yanayım. Konuşmak eşittir ittifak değildir. Önce birbirini dinlemek, anlamak rakip olunacaksa da mücadele edilecekse de iyice anladıktan sonra bunları yapmak daha doğrudur."Türkiye'de, siyasetçilerin görüşmesi olağan üstü bir şeymiş gibi kabul ediliyor. Buna yol açan da maalesef ki Erdoğan'ın üsttenci tavrıdır. ABD Başkanı ile Kuzey Kore Devlet Başkanı bile görüşüyor ama Türkiye'de siyasi liderlerin görüşmesi mucize gibi karşılanıyor. Oysa bu yanlış algıyı kırmak ve diyaloğu normalleştirmek gerekir."Demirtaş, son olarak, HDP'nin kapatılmasına dair tartışmalarla ilgili ise "Son derece yanlış ve faydasız olarak görüyorum" yorumunu yaptı ve "Oy artırmak ya da seçim kazanmak amacıyla bir partinin bir başka partiyi kapattırmaya çalışması acizliktir, utançtır. İsteyen deneyebilir ama herkes şundan emin olsun ki kapanan HDP olmaz. Biz yine de bunun olmasını istemiyoruz. Umarım parti kapatma tartışmaları bir daha gündeme gelmemek kapanır. Çünkü bu tartışmanın kendisi bile toplumsal dokuya büyük bir zarar veriyor" diye konuştu. BBC Türkçe

GameStop hisseleri, mali canlandırma desteğiyle dün yüzde 40'tan fazla yükseldi

GameStop hisseleri, mali canlandırma desteğiyle dün yüzde 40'tan fazla yükseldi ABD'li bilgisayar ve konsol oyunları perakendecisi GameStop'ın hisseleri, ABD mali canlandırma paketiyle sağlanan desteklerin hisselere aktarılacağı beklentisi ve şirketin kendi içindeki dönüşüm haberiyle dün yüzde 40'tan fazla yükseldi. Reddit gibi internet forumlarında örgütlenen küçük yatırımcılar, geçtiğimiz aylarda GameStop ve AMC Entertainment gibi bazı küçük şirketlerin hisselerinde büyük dalgalanmalara sebep olarak, Wall Street'teki büyük yatırımcılara meydan okumuşlardı.GameStop hisseleri dünü yüzde 41.2 primle 194 bin 50 dolarda kapatarak 1 Şubat'tan beri olan en yüksek kapanış seviyesine ulaşmış oldu. Hisselerin yükselmesinin bir diğer sebebi de hissedarların ABD'li online evcil hayvan maması şirketi Chewy kurucusu Ryan Cohen'i GameStop'ı e-ticaret iş modeline geçirmesi için yeni strateji komitesinin başına geçirmeleri oldu. GameSpot hisseleri gün içinde yüzde 53 kadar kazanım gösterdi.Reddit internet sitesinin Wallstreetbets sayfasında toplanan küçük yatırımcıların etkisiyle diğer bazı şirket hisseleri de yükseldi. AMC Entertainment yüzde 15.4 yükselirken, kulaklık üreticisi Koss Corp yüzde 27.5 kazanım gösterdi ve Rocket Companies yüzde 3.0 arttı.Bazı piyasa gözlemcileri, ABD Senatosu'nun geçen hafta sonu geçirdiği, içinde her ABD'liye 1,400 dolarlık ödeme desteği de bulunan 1.9 trilyon dolarlık mali canlandırma paketinin hisse senetlerinin yükselmesinde payının olabileceğini belirttiler. Reuters

Ebubekir Sifil suçduyurusunda bulundu, YılmazÖzdil ifadeyeçağrıldı

Türkçe Haberler En Son Başlıklar Ebubekir Sifil suç duyurusunda bulundu, Yılmaz Özdil ifadeye çağrıldı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ebubekir Sifil'in suç duyurusu üzerine Sözcü yazarı Yılmaz Özdil hakkında, “hakaret” ve “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarından soruşturma başlatarak Özdil’i ifadeye çağırdı. Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, kendisini hedef alan Ebubekir Sifil'e köşesinde verdiği cevap nedeniyle savcılık tarafından ifadeye çağrıldı.Özdil için ‘Öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın’ şeklinde paylaşım yapan Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde öğretim görevlisi Ebubekir Sifil’in hakkında başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmıştı.Sözcü'den Sevgim Begüm Yavuz'un haberine göre, Özdil de kendisini hedef alan Sifil’e, köşesinde kaleme aldığı ‘Yobazın Tehdidi' başlıklı yazısında geçen ‘yobaz' ve ‘insanlıktan çıkma' ifadelerinin kendisine karşı işlenmiş aleni hakaret suçu olduğu iddiasıyla savcılığa şikayette bulundu.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurusu üzerine Özdil hakkında, “hakaret” ve “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarından soruşturma başlatarak Özdil’i ifadeye çağırdı.Yılmaz Özdil'in avukatı Celal Ülgen, savcılığa gönderdiği ön savunmada, Yılmaz Özdil için ‘Öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın’ şeklinde paylaşım yapan Ebubekir Sifil hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararı verdiğini ve bu karara da itiraz ettiklerini anımsatarak, “Ebubekir Sifil, Twitter'da Diyanet İşleri Başkanlığına seslenerek, kendince İslam dışı olarak nitelediği gazetecilere ve aynı düşüncede olan bir kesime karşı halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir. Bu nedenle müvekkilimizin söylediği ve yazısında belirttiği yobaz ve insanlıktan çıkma gibi sözcükler ağır bir eleştiri olarak kullanılmıştır. Müvekkillerimizden söz ederken ‘cesetleri' diye hakaret edilen ‘camiye alınmasın' diye ötekileştirilen müvekkilimizdir. Bu nedenle hakaret suçu da bulunmamaktadır” ifadelerine yer verdi. cumhuriyet.com.tr

İstanbul'da 3 ilçede uyuşturucu operasyonu

İstanbul'da 3 ilçede uyuşturucu operasyonu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu satıcılarına yönelik Beşiktaş, Şişli ve Beyoğlu ilçelerinde operasyon gerçekleştirdi. Operasyon yapılan bir adres de Şişli Kuştepe Mahallesi, İnönü Caddesi'nde bulunan 3 katlı bir binaydı. Polis ekipleri adreste uzun süre arama yaptı. Operasyon yapılan sokakta da özel harekat polisleri geniş güvenlik önlemi aldı. Operasyona polis helikopteri de destek verdi. Önceden belirlenen adreslere özel harekat polisleri eşliğinde baskın yapan ekipler çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.  DHA

Tartıştığıkişiyi ekmek bıçağıile boynundan yaraladı

Tartıştığı kişiyi ekmek bıçağı ile boynundan yaraladı İzmir'in Konak ilçesinde tartıştığı kişiyi ekmek bıçağı ile boynundan yaralayan şüpheli, polis tarafından yakalandı. Yaralanan kişinin ise hastanede yoğun bakıma alındığı, hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Olay, Konak ilçesine bağlı Ferahlı Mahallesi'nde meydana geldi. Murat A. (48), sokak ortasında henüz belirlenemeyen nedenle G.Ö. (33) ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kısa sürede büyümesi üzerine G.Ö. ekmek bıçağı ile Murat A.'ya saldırdı. Murat A. boynuna aldığı bıçak darbesi ile ağır yaralanırken, can havli ile olay yerinden kaçtı. Bu sırada çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, G.Ö.'yü suç aleti bıçak ile birlikte yakaladı. Ambulansla Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldığı öğrenilen Murat A.'nın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.   DHA

SavcıMehmet Ergül: "Tahliyelerini istedim"

Savcı Mehmet Ergül: "Tahliyelerini istedim" Balyoz iddianamesini hazırlayanlardan eski savcı Mehmet Ergül, sanıklar hakkındaki suç nitelendirmesini diğer savcıların yaptığını savunarak, dosyayı inceledikten sonra tutuklamaların hatalı olduğunu diğer savcılara söylediğini, tutukluların tahliyesini istediğini öne sürdü. FETÖ kumpaslarından olan “Balyoz” soruşturması ve davasında görev alan 50 eski hâkim ve savcının, “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, “görevi kötüye kullanma” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yargılanmalarına başlandı. İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Mehmet Ergül ve Mehmet Erdoğan, bazı müştekiler ile taraf avukatları katıldı. FETÖ üyeliğinden tutuklu sanıklar ise cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Balyoz iddianamesini hazırlayanlardan eski savcı Mehmet Ergül, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. İki savcının soruşturmadan alınmasının ardından kendisinin görevlendirildiğini ve iddianamede imzası bulunan dört savcıdan biri olduğunu söyleyen Ergül, kimseyi tutuklamaya sevk etmediğini, gözaltı ve yakalama kararı vermediğini belirtti. Ergül, dosyayı inceledikten sonra tutuklamaların hatalı olduğunu diğer savcılara söylediğini, tutukluların tahliyesini istediğini savundu. Müştekilerin ve avukatların sorusu üzerine Ergül, iddianamenin genel kısımlarının yer aldığı ilk 100 sayfalık bölümünü kendisinin hazırladığını, sanıklar hakkındaki suç nitelendirmesini ise diğer savcıların yaptığını belirtti. Ergül, iddianamenin içine sinmediğini, diğer savcıların tutuklama yönünde görüş bildirdiğini, kendisinin buna katılmadığını iddia etti. Bazı müştekilerin avukatı Hüseyin Ersöz, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunma yaptığını vurguladı. Sanık Ergül’ün savunmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, diğer sanıkların beyanlarının alınması için duruşmayı 24 Mayıs’a bıraktı.  cumhuriyet.com.tr

Kadınlarşiddete karşıbir kez daha haykırdı: "Kabul etmiyor, vazgeçmiyoruz"

Kadınlar şiddete karşı bir kez daha haykırdı: "Kabul etmiyor, vazgeçmiyoruz" 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yurt genelinde etkinlikler düzenlendi. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması istenen etkinliklerde, kadına yönelik şiddet ve cezasızlık vurgulandı. Boğaziçi Üniversitesi’nin kadın akademisyenleri, AKP’li Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla rektör olarak atanmasıyla başlattıkları protesto eylemini 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nöbeti tutarak sürdürdü.Güney kampusta toplanan akademisyenler “Kabul etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” dövizleri taşıdı. Mor maskeler takan kadın akademisyenler, Melih Bulu’nun istifasını istedi, üniversiteye ilişkin taleplerini yineledi. Akademisyenler, kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini, kadın ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı protesto etti. Ayrıca Güney kampus meydanında da toplanan akademisyenler, rektörlüğe sırtlarını dönerek nöbet eylemini sürdürdü. Eylemin ardından bazı akademisyenler, rektörülüğün 8 Mart tebrik paketlerini “Kabul etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” dövizleri ile birlikte rektörlük kapısına bıraktı. Sessiz Çığlık Bisiklet Kulübü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde İstanbul’da dün bisiklet turu düzenledi. Şişli’de bulunan bir AVM önünde bir araya gelen görme engelli yurttaşlar, Şişli Halaskargazi Caddesi’nden başlayarak Zeytinburnu’na kadar ailelerinin yardımıyla birlikte pedal çevirdi. /Archive/2021/3/9/053821752-basliksiz-1-kurtarildi.jpgİSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE VURGUAnkara’da, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle farklı noktalarda eylemler düzenledi. Kadın sağlık ve sosyal hizmet çalışanları ve Ankara Kadın Platformu, düzenledikleri basın açıklamaları ile İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması çağrısını yinelerken Ankara Barosu da kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi ve avukatların toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşı tutum alması için politika belgesi açıkladı.Sağlık meslek örgütlerinin kadın üyeleri Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi önünde basın açıklaması düzenlemek istedi. Ankara Tabip Odası, Ankara Diş Hekimleri Odası, Dev-Sağlık-İş, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Ankara Şubesi, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ile Türk Hemşireler Derneği üyeleri tarafından “Yaşamak, yaşatmak için” sloganı ile düzenlenmek istenen eylemi polis engellemeye çalıştı. Açıklamada kullanılacak pankart, polislerin müdahalesiyle yırtıldı, ancak buna karşın basın açıklaması gerçekleştirildi. Ankara Barosu da Ankara Adliyesi önünde yapılan basın açıklaması ile kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi ve avukatların toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşı tutum alması için “Toplumsal Cinsiyete Dayalı Ayrımcılık, Şiddet, Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Politika Belgesi”ni açıkladı. Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan, kadın cinayetine kurban giden kadınların adlarını tek tek okudu. Ankara Kadın Platformu ise Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenebilmesi için bütün mekanizmalarıyla mücadele etmesi gerekirken erkek egemen yargı İpek Er’e tecavüz eden uzman çavuşu serbest bırakıyor, Nadira Kadirova cinayetinde birincil şüpheli olan AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal milletvekilliğine devam ediyor ancak Melek İpek gibi hayatını savunan, ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar haksız ve hukuksuzca cezalandırılıyor” denldi.SOYER, KARANFİL DAĞITTIİzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle kadınlara karanfil dağıttı. Başkan Soyer, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını ve kadına yönelik şiddetin son bulmasını istedi. Yurt genelinde de çeşitli etkinlikler düzenlendi. Samsun Kadın Platformu Onur Anıtı’nda basın açıklaması yaptı.  Çorum Kadın Platformu’nun çağrısı ile Kadeş Barış Meydanı’nda buluşan kadınlar “kadın yürüyüşü” düzenledi. Tunceli’de kadınlar, bir yıldır kayıp olan Gülistan Doku’nun akıbetini sordu. Diyarbakır’da İstasyon Meydanı’nda miting düzenlendi. Malatya, kadın portrelerinin yer aldığı tiyatral bir gösteri düzenledi. Balıkesir, Batman, Muğla, Aydın’da çeşitli etkinlikler yapıldı. cumhuriyet.com.tr

Meghan Markle neden Prenses Diana ile karşılaştırılıyor?

Meghan Markle neden Prenses Diana ile karşılaştırılıyor? Prens Harry, eşiyle annesini karşılaştırırken, "tarihin tekerrür etmesinden korktuğunu” söyledi. Getty ImagesSussex Dükü Harry ve Düşesi Meghan'ın, ünlü televizyon sunucusu Oprah Winfrey'e verdikleri sansasyon yaratan söyleşisi, birçok nedenden ötürü önemliydi ve bunlardan biri, Prenses Diana'dan kaç kez bahsedildiğiydi.Meghan Markle, Diana'nın bir arkadaşıyla Kraliyet Ailesi'ne katılmanın yarattığı baskılar hakkında konuştuğunu söyledi, "Çünkü ... içerinin gerçekte nasıl olduğunu daha iyi kim anlayabilir?"İki kadının Kraliyet Ailesi'ndeki deneyimleri arasında benzerlikler çizildi.Prens Harry söyleşide, Meghan'la birlikte Kraliyet Ailesi'ndeki rollerinden çekilmeden önce "tarihin kendini tekerrür etmesinden korktuğunu" söyledi.Ve İngiltere'deki bazı tabloid gazetelerinin eşine olan yaklaşımını, Diana'ya olan yaklaşımla ilk kez karşılaştırmıyor.BASINDA ÇIKAN HABERLERİN İKİ YÜZÜPrenses Diana, dünyanın en ünlü kadınlarından biri olarak görüldü ve gazetelerde hem hayır işleriyle hem de özel hayatıyla manşetlere taşındı.Kraliyet muhabiri Katie Nicholl, BBC'nin Newsbeat programına verdiği röportajda, "Diana, Kraliyet Ailesi'nden başka hiç kimsenin gelmediği kadar bir ikon haline geldi. Dünya çapında tanıyordu, uluslararası üne sahipti."Ancak Katie, gördüğü ilginin her zaman olumlu olmadığını ekliyor."Diana, basında eleştirildi. O dünyadaki en ünlü kişiydi ve paparazziler, Prens William ve Harry'nin hayatlarında sürekli varlardı."Getty ImagesPrenses Diana, Harry ve William'ı okula götürüyor (1995)Gazeteci James Brookes da aynı fikirde."Bazen basınla çok iyi bir ilişkisi oluyordu ve onun tarafında yer alıyorlardı. Diğer zamanlarda çok müdahil olduğu gerekçesiyle basından şikayet etti. Bu karmaşık bir ilişkiydi."Daha sonraki yıllarda Diana, basına kişisel röportajlar verdi ve bu da bazılarının aleniyeti ve ilgiyi teşvik ettiğini söylemesine neden oldu.Meghan, Kraliyet Ailesi'ne katıldığında kişisel blogunu kapattı ve bundan önceki röportajlarının çoğu hayır işleri hakkındaydı.Yine de Katie bazı kişilerin Meghan ve Harry'nin kendileriyle çeliştiğine inandığını belirtiyor.'SESSİZ HAYATI SORGULAMAK'Ocak 2020'de çift, basının üzerlerine tuttuğu spot ışıkları ile debelendikten sonra üst düzey kraliyet görevlerinden ayrılacaklarını açıkladı.Kanada'ya ve ardından ABD'nin California eyaletine taşındılar ve kısa süre önce Kraliyet Ailesi'nin çalışan üyeleri olarak İngiltere'ye geri dönmeyecekleri açıklandı.Ancak Katie, "[ABD'ye taşındıklarından beri] hayatları hakkında İngiltere'deyken olduğundan çok daha fazlasını gözler önüne serdiklerini" söylüyor.Kraliyet Ailesi'ndeki görevlerinden ayrıldıklarından beri çift Spotify'da bir podcast yayınladı, Netflix ile bir anlaşma imzaladı ve James Corden ve Oprah Winfrey'ye röportajlar verdi.Katie ekliyor:"İnsanlar sakin bir yaşam istedikleri için taşınan bir çifti sorguluyor, 'Neden James Corden ve Oprah Winfrey'e yaranmaya çalışıyorlar ve oğulları hakkında ayrıntıları açıklıyorlar?'""Harry ve Meghan'ı İngiltere'deyken hiç görmedikleri kadar gören pek çok insan için, İngiltere'den ve medyanın ilgisinden kaçtıkları fikri doğru gelmiyor."Harry, Oprah'a Netflix ve Spotify anlaşmalarının hiçbir zaman planın bir parçası olmadığını, ancak ailesinin 2020'nin başlarında ona verdiği "mali desteği kestiklerini" söyledi.PRENSES DİANA'NIN ÖLÜMÜ VE PAPARAZZİLERGetty ImagesDiana dünyada en fazla fotoğrafı çekilen kadındıJames Brookes, "Nereye giderse gitsin, her hareketini takip eden çok sayıda gazeteci ve fotoğrafçı vardı" diyor.James, Prens Harry'nin medya hakkındaki görüşünün Prenses Diana'nın öldüğü zamana dayandığına inanıyor."Harry ve William'ın medyaya bakışının çoğu [annelerinin ölümüyle] gölgelendi çünkü onların gözlerinde anneleri paparazziler tarafından takip ediliyordu" diyor.Prenses Diana, 31 Ağustos 1997'de Paris'te bir tünelde trafik kazasında hayatını kaybetti. Prens Harry o sırada 12 yaşındaydı.Sürücü - Henri Paul - alkollüydü ve arabayı motosikletli paparazziler takip ediyordu.Daha sonra yapılan bir soruşturma, Diana'nın sürücünün ve paparazzilerin "ağır ihmali" nedeniyle öldüğü sonucuna vardı.2017'de yayınlanan BBC belgeselinde Prens Harry, annesinin ölümü ve paparazzilerin rolü hakkında konuşuyordu:"Bence anlaşılması en zor şeylerden biri, onu tünele kadar kovalayanların, onun arabanın arka koltuğunda ölürkenki fotoğraflarını çekenlerle aynı kişiler olması."OLUMSUZ İÇERİKGetty ImagesPrens Harry, Meghan'ın İngiltere basını tarafından zorbalığa uğradığını söylediPrens Harry'nin Ekim 2019'daki açıklamasına rağmen Katie, "Meghan'ın Diana gibi paparazziler tarafından takip edilmediğine" inanıyor.Ancak Prens'in Meghan'ı eleştiren hikayelerden bıktığını düşünüyor."Eşi hakkındaki olumsuz anlatıyı sürekli olarak körüklediğine inandığı gazetecilere saldırıyor."Harcamalarla ilgili çok sayıda olumsuz hikaye var. Vergi mükelleflerinin parasıyla karşılanan evlerini yenileme maliyeti de dahil."Bu para - 2,4 milyon sterlin - daha sonra çift tarafından geri ödendi."Ayrıca Sussex Düşesi'nin tasarımcı kıyafetlerinin yüzbinlerce sterlinlik maliyeti de var."Düğünün etrafında ayrı hikayeler vardı. Meghan'ın St George's şapelinde oda spreyi istediğine dair söylentiler. Söylentilere göre taç ile ilgili sinir krizi. Meghan ve Kate arasında Prenses Charlotte'un nedime elbisesi nedeniyle yaşandığı söylenen kırgınlık."Meghan, Oprah'a, nedime elbisesi olayında, basında çıkanların tersinin yaşandığını söyledi.Meghan, "Düğünden birkaç gün önce [Kate] çiçekçi kız elbiselerine üzüldü ve beni ağlattı" dedi.Kate'in daha sonra özür dilediğini ve çiçekle birlikte bir not getirdiğini söyledi.Kate'in "iyi bir insan" olduğunu söyleyen Meghan, basına yanlış yansıyan hikayelerin düzeltilmesini umduğunu ama bunun gerçekleşmediğini ifade etti.'SPOT IŞIKLARI ALTINDA OLMAYA ALIŞIKTI'Getty ImagesKatie, Harry'nin Meghan'a karşı "çok koruyucu" olduğunu söylüyorBazı insanlar Meghan'ın basının ilgi göstereceğini tahmin etmesi gerektiğini söylüyor çünkü Prenses Diana'nın aksine Harry ile evlenmeden önce ünlüydü. Katie buna katılmıyor."Daha önce ünlülere göre bir yaşam tarzına sahip olmasına rağmen, Kraliyet Ailesi ile kıyaslanamayacağını düşünüyorum."Evet, ünlü statüsüne sahipti ama Angelina Jolie veya Nicole Kidman gibi birinci sınıf bir aktris değildi. Bunu kendisi söyledi, kamu tarafından bu kadar dikkatle incelenmedi."Katie, şöyle devam etti:"Meghan'ın, Kraliyet Ailesi'nin diğer üyeleri kadar dikkatle incelendiğini düşünüyorum. İnsanların hafızaları kısa, ancak Cambridge Düşesi de tabloidlerde zor zamanlar geçirdi."Katie'ye göre yaşanan zorluk, kamunun çifte ilgi göstermesi, ancak neyin kabul edilebilir olduğuna dair bir sınırın olması."Kraliyet Ailesi hakkında haber yapmak basının görevi, ancak adil ve tarafsız olmalı." BBC Türkçe

Pandemi ortasında yüz yüze sınav

Pandemi ortasında yüz yüze sınav Öğrencilerin ve eğitim sendikalarının tepkilerine karşın lise sınavları yüz yüze gerçekleştirilmeye başlandı. Sınavların iptal edilmesini isteyen öğrenciler, sosyal medyada “Öğrenciler ölmek istemiyor” gibi etiketlerle paylaşımlarda bulundu. Sınavların üç hafta içinde tamamlanması öngörülüyor.Milli Eğitim Bakanlığı, birinci dönem ile ikinci döneme ait gerçekleşmeyen lise sınavlarının mart ayı itibarıyla yüz yüze gerçekleştirileceğini açıklamıştı. “MEB duymuyor” ve “Duymuyorsan istifa” gibi etkiketlerle tepki gösteren öğrencilerin ardından açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “sınavların yüz yüze gerçekleştirilmesi için tüm hazırlıkların tamamlandığını, sınavlardaki ertelemenin yakın zamanda çalışma yükünü daha fazla artıracağını” belirtmişti. Selçuk’un açıklamasının ardından öğrenciler bu kez “Size oy yok” etiketi ile tepkilerini sürdürmüştü. Yüz yüze sınavlar dün itibarıyla başladı. Her öğrencinin uzaktan eğitime eşit şekilde erişemediğini vurgulayan ve salgını anımsatan öğrenciler, önceki gün de “Öğrenciler ölmek istemiyor” etiketi ile sınavların iptal edilmesi çağrısında bulundu. Eğitim sendikaları da sınavların iptal edilmesi ya da bulaş riski en alt düzeye inene kadar ertelenmesi görüşünde.   cumhuriyet.com.tr

Berat Albayrak’ın istifasısonrasıbaşlayan yaprak dökümü, Borsaİstanbul’a sıçradı

Berat Albayrak’ın istifası sonrası başlayan yaprak dökümü, Borsa İstanbul’a sıçradı BİST Genel Müdürü Hakan Atilla’nın dün istifa ettiği açıklandı. Bunun ABD ile “iyi ilişkiler” isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni adımı olduğu belirtiliyor. Berat Albayrak’ın, geçen kasım ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifa etmesi sonrası ekonomi yönetiminde de başlayan değişim, iç ve dış gelişmelerin etkisiyle devam ediyor. Bunun son örneği dün Borsa İstanbul’da (BİST) yaşandı. Şubat sonunda izne ayrıldığı öğrenilen BİST Genel Müdürü Hakan Atilla’nın dün istifa dilekçisini BİST Yönetim Kurulu’na sunduğu ve bunun kabul edildiği açıklandı: “Borsa İstanbul AŞ Genel Müdürü Sn. Mehmet Hakan Atilla’nın kendi isteğiyle 08.03.2021 tarihinden itibaren genel müdürlük görevinden istifa etmesi nedeniyle  08.03.2021 tarihli yönetim kurulu kararı ile istifası kabul edilmiştir. Borsamız kararı, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’na bildirilmiştir.” Hatırlanacağı gibi Hakan Atilla, Halkbank genel müdür yardımcılığı görevi sırasında ABD’nin İran yaptırımlarını delme suçlamasıyla bu ülkeye yaptığı bir seyahat sırasında tutuklanmış, daha sonra yargılanarak Mayıs 2018’de 32 ay hapis cezası almıştı. Temmuz 2019’da tahliye edilen Atilla, Türkiye’ye dönüşünde havalimanında dönemin Hazine Bakanı Berat Albayrak tarafından karşılanmış, peşi sıra Ekim 2019’da Borsa İstanbul Genel Müdürü olarak atanmıştı. BİDEN BEKLENİYORHalkbank’la ilgili yaptırım davası ise halen ABD’de devam ediyor ve yakın zamanda bir kararın çıkması bekleniyor. Olası cezayla ilgili konuşulan rakam ise 20 milyar dolar. Atilla’nın istifasının nedenleriyle ilgili ise bir dizi kulis bilgisi hızla tartışılmaya başlandı. Bunun en dikkat çekicilerinden birini Financial Times (FT), gazetesi yaptı: FT istifayı “Bu ayrılık, ABD-Türkiye ilişkilerini iyileştirmek için bir jest olabilir” şeklinde yorumladı. İç ve dış kulislerde de, bunun ABD ile “iyi ilişkiler” isteyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hükümetinin yeni bir adımı olduğu konuşuluyor. Bilindiği gibi Joe Biden’ın geçen kasımda başkan seçilmesi ve 20 Ocak 2021’de göreve başlaması sonrası, halen Erdoğan ile Biden arasında resmi olarak açıklanmış bir görüşme yapılmadı. Öte yandan OdaTV’nin haberine göre Atilla, aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanvekili de olan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan’la yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle bu kararı aldı.DOLAR 7.72 LİRAYA KADAR YÜKSELDİTürkiye’deki mali piyasalarda özellikle ABD merkezli yaşanan iniş çıkış dün iyice sertleşti. ABD’nin 10 yıllık Hazine tahvil getisinin yeniden yüzde 1.6’ya yaklaşmasıyla birlikte dolar/TL dün yine baskı altında kalarak dalgalı bir seyir izledi. Güne 7.53 liradan başlayan dolar kuru, daha sonra hızla yükselişe geçerek öğleden sonra 7.7215 liraya kadar yükseldi. Günü de 7.70 lira seviyelerinde kapattı. Avro ise 9.1685 liraya kadar çıkarken, günü 9.15 lira seviyesinde kapattı. Öte yandan Brent petrol 8 Ocak 2020’den beri ilk kez 70 doları aşarak Türkiye ekonomisi üzerinde enflasyon ve cari açık kanalından daha fazla baskı oluşturabilecek seviyelere yükseldi. cumhuriyet.com.tr

Emekçi kadınlar: "Geleceğimiz kendi ellerimizde"

Emekçi kadınlar: "Geleceğimiz kendi ellerimizde" Metal sektörünün çelik kadınları yazı dizinin ikinci sayısı okurlarla buluştu: "Hiçbir kadın kendisini babasının ya da kocasının merhametine bırakmamalı." "Metal sektörünün çelik kadınları" yazı dizinin ikinci sayısına buradan ulaşabilirsiniz.Dört yıl sigortasız, sendikasız bir işten sonra, çaba sarf ederek girdiği fabrikada, sokakta görse dikkatini çekmeyen ticari araçları üretmeye başlayan Berna Atabay, ilk yıllarda sokaklarda gördüğü arabaların barkodlarına bakıyor “ben mi yapmışım” diye...BERNA ATABAYHiç kolay olmuyor işe girmesi... Daha doğrusu liseyi bitirince bir optik mağazasında çalışmaya başlıyor. Ne yol, ne yemek ne sigorta hiçbir şey yok... Üniversite okuyor.. Büyük hayaller kurmuyor. Düzenli, sigortalı bir işi olsun yeter. Sosyal güvence olsun... Stajını yapıyor fabrikada. Sonra tam dört kez başvuruyor. Tüm kriterler tutmasına karşın kimse çağırmıyor... Bir gün fabrikada çalışan bir komşu araştırıyor, aralarda kalan dosya bulunuyor. Görüşmeye çağrılıyor.17 yıllık işçi Berna Atabay. İşe girdiği andan itibaren hayatı tamamen değişiyor. İşe servisle gidip geliyor, sigorta ödeniyor, yemeği var, üstelik işyeri özel sigorta da yaptırıyor. Hayat standardı yükseliyor bir anda. 43 YAŞINDA BAYRAM HARÇLIĞI“Pek çok sosyal hakkımız var. Büyük çoğunluğu sendika ve sözleşme ile kazanılmış... Düşünsenize, 43 yaşındayım ve hâlâ bayram harçlığı alıyorum. Bu çok hoşuma gidiyor” diyen Berna Atabay, üç vardiya çalışıyor. Her vardiyanın iyi ve kötü yanları var. Aslında normal çalışanlara göre çocukla daha fazla vakit geçirdiğini anlatıyor. Hâlâ “Aaa sen gece de mi çalışıyorsun” diye soranlara sinir oluyor. Ama büyük bir fabrikada çalışıyor olmak işin en memnun olduğu kısmı... “Keşke o dört yıl da burada olsaymış” diye hayıflanıyor. Ürettikleri ticari araç. Normalde sokakta görse dikkatini çekmeyen cinsten. Çalışmaya başladıktan sonra, sokakta daha görünür olmuş ticari araçlar gözüne... “Meğer ne kadar çok Ford varmış. Önceleri ‘Bu kadar araba nereye gidiyor’ diye düşünürdüm. Sonra sık sık görmeye başladım. Bizim ürettiğimiz araçlar, bir dostu görmüş gibi oluyorum. İlk işe girdiğimde arabaya barkod yapıştırıyordum. Sokakta, gördüğüm arabaların rakamlarına bakıyordum benden mi geçmiş diye... O yıllarda boyahanede çalıştım biraz. Manueldi. Boya tabancası ile boya atılırdı. Şimdi robotlar var. 2006’da hattan çıktım. Şimdi kontrol odasında çalışıyorum” diye özetliyor durumu.FABRİKANIN BEYNİKaynaktan son aşamaya gelene kadar tüm aşamaların kontrol edildiği bir bölüm. Bir nevi fabrikanın beyni denilebilecek yerde. Kaynağı, boyası, montajı, elektriği tüm aşamalar kontrol ediliyor burada. Üç bilgisayar, ekranlara arıza mesajları üşüyor. Telsizle anons ederek ilgili kişileri uyarıyor. Sakin ve dingin olmak gerekiyor. Enerji düşükse işgünü zor geçiyor. Ama çok zevkli. Fabrikanın en güzel yanı herkes aynı, birbirini olduğu gibi kabul ediyor.“Niye çalışıyorsun, kocan baksın” diyenlere yanıt bile vermiyor. Hele çalışmayıp laf edenleri hiç kale almıyor: “Onlar emek verip de karşılığını almanın ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun ne kadar kıymetli olduğunun farkında değiller. Fabrikadaki eşitlik en hoşuna giden durum. Okulu bitirince prim gibi fark aldım.” BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ“Çalışma koşullarının iyi olmasında iş yeri kadar sendikanın da payı büyük. Toplu olarak, birlik olarak güçlüyüz. Gerektiğinde arkadaşlarımızla kenetlenerek elde ediyoruz istediklerimizi” diye anlatıyor Berna Atabay.“İlk girdiğinde nasıl göründü gözüne orası” sorusuna, “Gece vardiyasında ‘ya uykum gelirse’ diye korktum. Her yer çok ışıktı. Gecenin sabah olduğunu anlamadım. Herkes çok canlı, hareketli, daha zor bekliyordum, öyle olmadı.İki aya yakın eğitim aldım. İşe ilişkin, iş güvenliği, sendikal eğitim, teknik işler, dikkati ölçmek için filan. Bir kere işim uzadı, bir raporu yetiştirmem gerekiyor. ‘Kızım kocan kazanıyor, gitsene evine’ dedi. Ben de ‘Herkesin kazancı kendine, o kadar okudum bir geleceğim olması için çalışıyorum’ dedim. Fikrinde ısrar edince bir daha onunla konuşmadım. Çünkü biliyorum ki burada bir tazminatım olacak. Dört yıl çalıştığım yerden ayrıldığımda ne tazminat, ne sigorta, şimdi o nedenle daha geç emekli olacağım” diyor.İnsanın çalıştığının karşılığını alması çok güzel ona göre, sosyal güvence ve gelecek garantisi en önemli şey. Çünkü bir kadın için en önemli şey güvence... Hiçbir kadın, ne kadar severse sevsin kendisini anne, baba ya da kocasının merhametine bırakmamalı. Geleceğinin kendi ellerinde olması bir kadın için en büyük güç. Onu kuvvetli kılan şey...Fiziki olarak yorucu da olsa psikolojik tatmini çok yüksek yaptığı işin. Onun yaptığı işi bir erkek de yapabilir ama bir kadın kadar dikkatli ve dingin olamayabilir Berna’ya göre...“Emekli olduktan sonra bir köşeye çekilip oturmayı düşünmüyorum” diyen Berna Atabay, özellikle kız çocuklarının okuması ve ayakları üzerinde durmasını sağlayacak sivil toplum kuruluşlarında çalışacağını söylüyor. Çünkü iyiliğin bulaşıcı olduğuna inanıyor./Archive/2021/3/9/044014974-ekran-goruntusu-2021-03-09-043953.jpgYÜKÜ PAYLAŞAN DAHA SAĞLIKLIBİSAM tarafından hazırlanan raporda, metal, elektronik, elektrik sektöründe çalışan kadın işçiler arasında evli olup işlerin planlanmasında ortak karar alanlar, almayanlara göre, kendine zaman ayıranlar, ayıramayanlara göre, ev içi yükü paylaşılanlar, paylaşılmayanlara göre kendini daha sağlıklı hissediyor. MÜCADELECİYİM, AZMETTİM ÖĞRENDİMGÜLŞEN DİNÇER35 yıllık Ankara yaşamından sonra yeni bir hayata başlıyor Gülçen Dincer. Yıllarca bir kırtasiye dükkânı işletiyor Ankara’da. Dört yıl önce geldiği Kocaeli’nde önce bildiği işi yapmayı deniyor ama çeşitli nedenlerden olamıyor. Fabrikaya giriyor.Hiç bilmediği, daha önce aklından bile geçmemiş bir iş... Ama mücadelesi ve azmi sayesinde kısa sürede uyum sağlıyor işe de ortama da. 19 yaşında bir oğlu var. Montaj bölümünde 10-18 ve 22-06 olmak üzere iki vardiya çalışıyor. En çok desteği amirlerinden görüyor “Ama asıl azmimle başardım” diyor.Ekonomik özgürlüğünü kazanmak çok çok önemli. Kirasını ödüyor, hayatını devam ettiriyor. Bu her şekilde önemli bir durum. Bunu fark eden kadın zaten gereğini yapar diye düşünüyor. Şu an kendisini daha güçlü ve özgüvenli hissediyor.Bu türlü bir işin iyi ve kötü yanları var. Kitapçı da olsa esnaf olmanın kendine özgü sıkıntıları var. Bu dönem esnaf olmak, istenecek bir durum değil. Bu işte gelen, gelecek olan belli. Esnaflık öyle değil, çok iyi de çok kötü de olabilir. Ama rahatlığı da var ister açar ister kapatırsınız...Burası da ayrı bir dünya, parça takıp çıkarmak zevkli, her modelin farklı parçası var. Transit arabalara bakıyor. İşyerinde büyük bir uyum var. Erkekler kadınları hazmetmiş durumdalar. Kadınlar burada ciddi özgüven kazanıyor.PARA DEMEK ÖZGÜRLÜK DEMEKKaotik gelmişti, en fazla beş yıl çalışır ayrılırım diyordum. 17 yıl bitti. Gece servisten indiğimizde “Bunlar Ford Otosan’da çalışıyor” diyorlar. Fabrikada kadınların çalışmasıyla kent de değişti. HANİFE ŞEKERSOYMontaj Üretim MüdürlüğüEvli, biri 14 diğeri 9 yaşında iki kızı var. Eşi de aynı fabrikada çalışıyor. Orada tanışıp evlenmişler. Fabrikaya ilk girdiğinde her şey çok kaotik geliyor, ışıklar, kalabalık... “En fazla beş yıl çalışırım sonra ayrılırım” diye düşünüyor. Aslında paraya da çok ihtiyaç yoktu. Çalıştığını eve vermiyor. Ama Seka’dan emekli baba, “Büyük bir çalış, her şey düzelir” diye destek oluyor.17 yıl tamamlanıyor. Gölcük’te açılan fabrika ve çalışan kadınlarla kent değişiyor. Gece servisten inen bir kadına artık çok alışmış durumdalar. “Bunlar Ford Otosan’da çalışıyor” diyorlar. O karmaşa içinde az sayıdaki kadınlar en büyük destekçisi oluyor. Zamanla erkekler kadınların çalışmasına alışıyor, çünkü kadınlara toleranslı yaklaşılıyor. Şirket bu konuda duyarlı, pozitif ayrımcılık yapılıyor. Erkekler, olumsuz bir davranışın bir sonucu olacağını biliyor. Bu işin en güzel yanı “emekli olacağımızı bilmek” diye özetliyor Hanife. O da üç vardiya çalışıyor, en çok tercih edilen saat 08-16... Pandemi öncesi iş çıkışı bir kahve içip eve gitmek işin yorgunluğunu hafifletiyor...BİR ŞEYLER KATASIM GELİYORNe iyi, ne kötü olur, ne nasıl yapılır anlatıyorlar işe girişte.. Boyahanede başlıyor genellikle olduğu gibi. Parça takıyor, eksikleri tamamlıyor. Bazen arabalara kendisinden bir şeyler katmak istiyor. “Şuna benim elim değdi” demek istiyorum” diye anlatıyor. Çalışmazsa da ev geçinir ama zor olur. Son iki sözleşmede beklentilerin üzerinde zamlar alındığı için gelirlerden memnun. İki sözleşme öncesi istenen düzeyde değilmiş ücretler. Para kazanmak güzel, çocuklar küçükken her şey biraz daha zordu. Ama şimdi oldukça rahatlamış durumda. Onlar için daha iyi yaşam koşulları oluşturuyor. Temizliğe yardımcı çağırabiliyor. Yıllardan beri hayal ettiği küçük kaçamaklar var, işten izin alıp dışarda kahvaltı etmek, alışveriş yapmak bütün gün öylesine dolaşmak... Hayalini paylaştığı arkadaşları var günün birinde mutlaka yapacak... Kendisini bir ev kadını olarak düşünemiyor kocasından para isteyen... Aslında yalnız erkeğin çalışması, tek maaş erkekler için de sıkıntılı bir durum, yetememek hissi kimse için kolay değil. BU HAYAT BENİMUzun zamandır “İyi ki çalışıyorum” diye düşünüyor. Bu işin ona kattığı en büyük şey özgürlük hissi. Kendi hayatıyla ilgili karar verme iradesi. “Bu hayat benim” diyebilmek, isterse İstanbul’a gidip, gezip gelmek tarif edilemez bir mutluluk. Evet para önemli ama kazandırdığı bu özgürlük duygusu onun çok daha ötesinde...KIZLAR GÜÇLÜ VE ÖZGÜR OLSUNEv işlerinde eşi en büyük yardımcısı... Çocuklar küçükken en büyük destek anneler. O dönemleri anneler olmadan atlamak, çalışmaya devam etmek zor olurdu. Bakıcı bulsan gece kalmaz, evler zaten o kadar büyük değil. Annelerle gözü arkada kalmadan çocukları büyütüyor. O kadar ki çocuklar küçükken taşındığı annesinin alt katından, ev aldıkları halde taşınamıyor. Çocukların üstünde olsunlar diye...Kızları güçlü olsun, istemedikleri hiçbir şeyi yapmak zorunda kalmasınlar istiyor.GEZMEYİ SEVİYORUMZor yılları geride kalmış durumda. Gezmeyi, aktif olmayı, hareketliliği seviyor. Bu işin en iyi yanı emekli olacağını biliyor. Emekli olunca da alacak valizini, televizyonda gördüğü yerleri gezecek. Neyse ki koca da aynı kafada... Emeklilikte de evde oturacağını sanmıyor, yardım kuruluşlarında çalışırım diye düşünüyor. Artık çok yakın arkadaş oldukları, dostluğa dönüşmüş iş arkadaşlıkları var. Birlikte yapacakları işleri planlıyorlar. Kendi kızlarına da tüm kadınlara da kaderlerini ellerine almalarını, yani mutlaka ve mutlaka hiçbir engel tanımadan ekonomik özgürlüklerini kazanmalarını öğütlüyor.YARIN: YAPAMAYACAĞIM DUYGUSUNU DAYANIŞMA İLE AŞTIM Olcay Büyüktaş




Gallery

İnternet Nasıl Çalışır

Newsletter