Bereketli 'bal ülkesi' Malatya
Malatya, tüm güney bölgeleriyle Orta Anadolu’nun kesiştiği noktada. Sivas’a Tohma Köprüsü ile bağlı artık. Karasal iklim hüküm sürüyor, ama bu sene kış oldukça yumuşak yaşanıyor.
Bu dönemde nasıl böyle bir cesaretim var, bilemiyorum. Antikorlarımın gücüne sığınıp memleketi dört koldan fethetmeye devam ediyorum. Yıllar evvel gittiğim, gördüğüm yerleri yeniden keşfediyorum. Ziyaret noktalarının bomboş oluşunun tadını doyasıya çıkartıyorum.
Malatya uçuşları, öyle hemen işini yap ve dön planına pek uygun değil. Gidişler genelde akşam saatlerinde, dönüşler öğlen uçakları falan. Öyle bir organizasyon oldu ki, bir gün gidişten, bir gün de dönerken fazladan kalmak zorundaydım. E ilçeler için mesafeler de üstüne eklenince, ben yarım Malatyalı oluverdim. Ancak bu durumdan asla pişman değilim; hatta herkese de tavsiye ederim.
BU KIŞ MALATYA’DA DA ILIK GEÇİYOR
Malatya, tüm güney bölgeleriyle Orta Anadolu’nun kesiştiği noktada. Sivas’a Tohma Köprüsü ile bağlı artık. Karasal iklim hüküm sürüyor, ama bu sene kış oldukça yumuşak yaşanıyor. Son yıllarda ardı ardına inşa edilen barajlarla şehrin mevsimi biraz değişmiş. Yaşlılar, o eski kışları, o insan boyu biriken karı anlatmayı çok seviyorlar.
Hititler, Asurlular, Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar; derken Osmanlılar’ın toparağı olmuş. Bilinen ilk ismi “Maldia” imiş. Araştırmacılar, bu ismin “Bal Ülkesi” anlamına geldiğini söylüyorlar. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte, şehrin adı Malatya olarak kayıtlara geçirilmiş.
Malatya Ovası, bereket kelimesinin neredeyse tasviri niteliğinde. Zaten “44 ayar altın” dedikleri kayısı, şehrin simgesi. Tüm dünyanın kuru kayısı ihtiyacının yüzde 85’i buradan karşılanıyor. Ama bir de kiraz var ki, daha önce kiraz mevsimine denk gelmiştim; aman, aman, aman!
Arslantepe Höyüğü, MÖ 5 binlerden 11. yüzyıla kadar olan yerleşimin kesintisiz olarak devam ettiği bir bölgede. Bölge, Bizanslılar zamanında da nekropol olarak kullanılmış. Kazı çalışmaları yıllardır devam ediyor. Sanıyorum biraz daha duyulmaya, bilinmeye ihtiyacı var. İnsanlık tarihinin katman katman ortaya çıkartıldığı, dünyaya önemli bir ışık olacak Arslantepe, tüm dünyadan ziyaretçi çekebilecek kadar güçlü. Bir ufak sorun var sadece: Bunun ne Arslantepe farkında, ne de dünya...
Size tavsiyem, Malatya’yı keşfetmeye önce şehirden başlamanız. Şehir dışını sonraki günlere bırakın ve yola sabah çok erken çıkın. Şehir içinde, özellikle akşam saatlerinde oldukça yoğun bir trafik olduğunu da unutmayın. Nüfusun ilçelerle beraber 800 bin olduğu şehirde bu kalabalık nereden çıkıyor, ben pek anlayamadım.
Ayrıca, Malatya mutfağıyla da iddialı. Lokantalar açılınca eminim çok daha fazla çeşit tatmak mümkün olacak. Bizi Kadın Girişimi Kooperatifi misafir etti. Her tür organik ürünü satıyorlar. Kiraz yaprağı, biber salçası, salça, üzüm yaprağı, ve daha neler. Aslında orası bir lokanta değil, ama yemek yapmışlar, ikram ettiler. Herşey çok lezzetliydi. Analı kızlı, kömbe denen bir tür el açması börek, bulgurlu bir köfte olan banık, sulu köfte, kayısılı kebap ve kayısı tatlısı vardı. Malatya mutfağının baştacı, bulgur. Neredeyse her yemek bulgurla yapılıyor veyaa bulgur da ekleniyor. Ayranı acılı yapıyorlar, acayip lezzetli oluyor. Bir de Darende’de farklı yemekler de varmış, maalesef bu sefer tadamadım hiçbirini. Hayat normale dönünce, dilerim en kısa zamanda...
/Archive/2021/2/12/002733094-cmt-mltya4-en25.jpg
KISA KISA MALATYA
Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, müthiş bir yapı. 17. yüzyıldan kalma. Bir zamanlar şehrin ticari yoğunluğunu anlatması açısından önemli. 1224 yılında Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan Ulu Cami, şimdilerde restorasyon nedeniyle kapalı. Şansının varsa kapılar açık oluyor. Firuze ve mor renklerdeki çinileri ve mozaikleri, inanılmaz etkileyici. Öyle bir cafcaf yok, tipik Selçuklu mimarisi. Ama sessiz ve vakur bir güzellik. Bayıldım ben.
Malatya Müzesi, oldukça küçük bir teşhir alanına sıkışmış. Küçücük alanına rağmen, çok yoğun. Hititler, Asurlar, hatta Tunç çağı eserleri sergileniyor. Biraz okuyup gitmek faydalı olur. Keşke yakın zamanda büyükçe bir yere taşınsa ve nadide eserler daha iyi koşullarda sergilenebilse... Müze gezisine Malatya Müzesi’yle başladım, en klasiğini en başta göreyim diye. Yoksa, öyle çok müze var ki. Çoğu da yeni açılmış. Hayretler içinde, ağzım açık dolaştım.
Oyuncak Müzesi, daha çok çocuklar için, ama yine de görülmeli. Fotoğraf Makinesi Müzesi, eşi benzeri olmayan bir yer. Asya ve Avrupa’nın en büyük fotoğraf makinesi müzesiymiş. İki binin üzerinde makina, binlerce aksesuar sergileniyor. Müzenin müdürü Emre İnan, işine resmen aşık. Konuklarla ilgileniyor, keyifle ve tutkuyla müzeyi etkileniyor. Her gelen misafirin fotoğrafını çekiyor.
Radyo ve Gramofon Müzesi, bir diğer girince çıkılamayan yer. Şöyle bir görüp güne devam ederim dedim, en az iki saat kaldım içeride. Müze gibi değil de, sanki, ne bileyim, çoğu yerinde kendinizi dedenizin, anneannenizin evinde hissedeceğiniz, sıcacık sarmalayan bir mekan. Genç kadro müzelerini çok güzel benimsemiş, çok iyi anlatıyorlar ayrıca.
Sanat Sokağı, şimdilik çok renkli değil. Herhalde yaz mevsiminde daha cıvıl cıvıl oluyordur. Akşamları belki müzik dinletileri, film gösterileri yapılıyordur. Bu mevsimde pek bir özelliği yok. Belki biraz daha ilgi istiyor, pek bilemedim.
Şire Pazarı, Malatya ticaretinin kalbinin attığı yer. Envai çeşit kuru kayısı, burada bulunuyor. Sarı, gün kurusu, yaprak, ekşi yaprak, dilimlenmiş, yumuşak, sert, pestil; herşey var. Araplar kayısıya “mişmiş” diyorlar, burada da halk arasında öyle. Çarşıdan bavulu tıka basa dolduracak kadar çok alışveriş yaptım. Ayrıca, her tür yöresel ürünlerin satıldığı dükkanlar da var yakınlarda. Şire Pazarı, gün boyu çok kalabalık. Bayılırım ben kalabalığa, çarşı pazara. Hayat olması gerektiği gibi akıyor havası gelir birden. Burası da tam öyle bir yer.
Hürriyet Parkı, şehrin ortasında, 20 dönümlük bir alanda kurulmuş. Bayıldım parka. Havalar müsade ettiği sürece, bu parkta tüm günü geçirmek mümkün. Meraklısına iki adet anı: Müslüm Gürses ve Muhterem Nur, bu parkın içindeki gazinoda tanışmışlar ilk defa. O meşhur tokat olayını filmden hatırlarsınız zaten. Diğer hatıra da, İbrahim Tatlıses ile ilgili. İlk sahneye çıktığı yerlerden birisi, Malatya’daki Hürriyet Parkı içindeki aile gazinosuymuş.
Ayrıca, Malatya’nın civarında başka parklar, piknik ve mangal yapılacak alanlar da var. Birkaç yere daha gittim ve çok etkilendim. Ama fazla uzatmayayım, çünkü şehrin biraz dışından başlayarak da geziye devam etmek lazım.
Levent Vadisi, dudak uçuklatan bir yer. Yarım saatlik bir araba yolculuğuyla ulaşılıyor. Bir nevi Grand Canyon diyebiliriz. Bahar ve yaz aylarında yürüyüş turlarıyla saatlerce kanyon içinde yürümek mümkün. Jeolojik deformasyon sopnucunda oluşmuş bir doğa harikası. Aşağı yukarı 30 km uzunluğunda bir vadi, yol boyu mağaralar ve kabartmalı kayalarla dolu. Bir de seyir terası yapmışlar, 100 metre yukarıdaki cam tabanlı terastan vadinin seyrine doyum olmuyor.
Darende, bence Malatya gezisinde mutlaka görülmesi gereken, çok özel bir ilçe. Kanyon ve Şifa Havuzu, o kanal boyu yürüyüş, çok huzurlu. Rafting de yapılıyordu eskiden, şimdi yasaklanmış. Bahçelerin de sulandığı dere suyu kirlenmesin diye. Günpınar Şelalesi’ni ziyaret ettim. Normalde kış mevsiminde donarmış, Pamukkale’yi andıran bir manzara olurmuş. Şarıl şarıl akıyordu ve çok güzeldi. Hava bir tık daha sıcak olsaydı saatlerce orada oturabilirdim. Ayrıca, Darende, inanç turizmi açısından da çok önemli. İlçedeki Somuncu Baba Türbesi’ni, her yıl binlerce kişi ziyaret ediyor. Anadolu sufiliğinin doğuşu ve yayılışında önemli bir rol oynayan Somuncu Baba, bu yıl ilk kez Bursa’da karşıma çıkmıştı. Biraz okumaya başladım. Meğer Darende’de son nefesini vermiş. Adına bir külliye yapılmış, türbesi de burada. Soyundan gelen torunlarının başında olduğu bir vakıf tarafından yönetiliyor. İnanılmaz temiz ve bakımlı. Bir de gördüğüm en konforlu umumi tuvaletler Darende’de. Kullanılan mermerlerden ışıklandırmasına, ısıtmadan armatürlere kadar, on numara beş yıldız. Ayrıca tertemiz.
Fatih Türkmenoğlu
Türkçe Haberler En Son Başlıklar
Arap ülkelerinde laikliği savunanların sayısında artış
Kamuoyu araştırmalarına göre Arap ülkeleri ve İslam'ın baskın olduğu diğer ülkelerde dinden uzaklaşanların sayısı, ayrıca din ve devletin birbirinden ayrılmasını isteyenlerin sayısı artıyor. Peki, neden?
Resmi rakamlara göre Yemen ile Fas arasındaki bölgede yaşayan insanların büyük çoğunluğu İslam inancına sahip. Farklı din ve mezheplerin yaşadığı Lübnan'da Müslümanların toplam nüfustaki oranı yüzde 60 civarında. Ürdün, Suudi Arabistan ve Arap dünyasındaki birçok ülkede ise nüfusun yüzde 100'e yakınının Müslüman olduğu söylenebilir. Bölgede çoğu otoriter hükümet de oluşturulan dini yapılarla dini yaşamı, medyayı ve okul müfredatını kontrolü altında tutmaya çalışıyor.Ancak yapılan yeni kamuoyu araştırmaları Arap dünyasında ve İslam'ın etkili olduğu ülkelerde sekülerleşme eğiliminin giderek arttığını ortaya koyuyor. Bu ülkelerde din ile siyasetin birbirinden ayrılması için reform talepleri de giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor./Archive/2021/2/13/133032542-55311450401.jpgLÜBNAN VE İRAN'DAKİ DURUMBu trendi gösteren araştırmalardan biri ABD'li Princeton ve Michigan üniversitelerinin ortak araştırma ağı Arap Barometresi. Arap Barometresi adlı kamuoyu araştırması çerçevesinde Lübnan'da 25 bin kişiye dini eğilimleri soruldu. Elde edilen sonuçta ise geçen 10 yıl içinde kendini dindar olarak tanımlayan kişilerin oranının yüzde 43'e gerilediği tespit edildi.Hollanda merkezli Utrecht Üniversitesi'nin İranlılarla yaptığı araştırmada da benzer bulgulara ulaşıldı. Üniversiteye bağlı İran'daki Davranışları Analiz ve Ölçme Grubu'nun (GAMAAN) 40 bin kişiye ulaşarak yaptığı araştırmaya göre, kendisine soru yöneltilenlerden yüzde 47'si kendini dindar olarak tanımlamadı.Utrecht Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve araştırmayı hazırlayan uzmanlardan Pooyan Tamimi Arab, bu gelişmenin ve dini değişim arzusunun İran'ın sekülerleşmesinin mantıklı bir sonucu olduğu değerlendirmesini yaptı. Arab, İran'da ortaya çıkan eğilimi "İran toplumu büyük değişimler geçirdi. Okuryazarlık oranı inanılmaz şekilde arttı, şehirleşmede büyük ilerlemeler kaydedildi, ekonomik gelişmelerin geleneksel aile yapılarına etkisi oldu, ayrıca dijital altyapı da Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslanabilir durumda. Öte yandan doğum oranları da geriledi" şeklinde yorumladı.GAMAAN'ın araştırmasında anket yapılan kişilerin yüzde 78'i ise Allah'a inandığını söyledi, ancak kendini "Şii Müslüman" olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 32 olarak ölçüldü. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre İranlıların yüzde 9'u kendini ateist, yüzde 6'sı agnostik, yüzde 8'i Zerdüşt, yüzde 5'i de Sünni olarak tanımlarken yüzde 7'si ise spiritüel akımlara inandığını söyledi. Soru sorulanların yüzde 22'si, yani beşte biri ise, kendini bu tanımlamalardan birine dahil etmedi.İran'da sekülerleşmenin ve inanç çeşitliliğinin arttığını gözlemlediklerini ifade eden Tamimi Arab, halkın büyük çoğunluğunun inançlı olmasına rağmen devlet ve dinin iç içe geçmesinin dini araçsallaştırması nedeniyle toplumda hoşnutsuzluk yarattığı değerlendirmesini yaptı.KOŞULLAR ÜLKEDEN ÜLKEYE FARKLILIK GÖSTERİYORMichigan Üniversitesi'nden sosyolog ve siyaset bilimci Profesör Ronald Inglehart'in 1981 - 2020 yıllarası arasında 100'den fazla ülkede yapılan analizleri incelediği Religious Sudden Decline adlı kitabında ise sekülerleşmede baskın bir modelin olmadığına, sekülerleşmenin ülkeden ülkeye farklı koşullar altında gerçekleştiğine dikkat çekiliyor.Tamimi Arab da değerlendirmesinde hiç inanmaların sayısındaki artışın özellikle Irak, Tunus ve Fas gibi ülkelerde olduğuna işaret ediyor.Araştırmalara göre, dini bir inanç ve bir mezhepsel sistem olarak ayıran insanların sayısı arttıkça reform talepleri de daha yüksek sesle çıkıyor. Ancak reform taleplerinin her ülkede hoş karşılanmaması şaşırtıcı bir sonuç değil. Uzmanlar, bazı ülkelerin nüfuzunu sınırlarının ötesine taşımak için dini hakimiyeti hâlâ bir araç olarak kullandığına işaret ediyor.Singapur'da Nanyang Teknoloji Üniversitesi'nde bağlı Uluslararası Araştırmalar Okulu'nda ders veren Ortadoğu uzmanı ve gazeteci James Dorsey, "İnançtan vazgeçme eğilimi, İran ve bölgedeki rakipleri Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) çabalarına ters düşüyor. Bu ülkeler, Müslüman dünyasının lideri ve dini yumuşak bir güç olmak için yarışıyor" analizini yapıyor./Archive/2021/2/13/133121323-53648445401.jpgSUUDİ ARABİSTAN'DA DİNİ ELEŞTİRMEK BİR SUÇHükümetlerin bu çağrılara farklı şekillerde yanıt verdiğini de belirten Dorsey, buna BAE ve Suudi Arabistan'dan örnek gösteriyor. Dorsey, BAE'de alkol tüketimi ve evli olmayan çiftlerin birlikte yaşamaları yasağının kaldırıldığına, Suudi Arabistan'da da terörizmin bir biçimi olarak görülen ateizme bakışın değiştiğini kaydediyor.Ancak Suudi Arabistan'da dine muhalefetin ağır sonuçlarından da bahseden Dorsey, Suudi bloger ve aktivist Raif Bedevi'yi hatırlanıyor. Bedevi, "Suudi vatandaşların İslam'a bağlı kalmaya neden zorunlu olduğu" sorusunu sorduğu için İslam'a hakaretten 10 yıl hapis, bin de kırbaç cezasına çarptırılmıştı.
cumhuriyet.com.tr
Banka müşterileri 2020'de kredi masraflarına ne kadar ödedi
Bankaların, kullandırdıkları krediler üzerinden aldıkları ücret ve komisyon tutarı, 2020'de bir önceki yıla kıyasla yüzde 0,2 artarak 16 milyar 36 milyon lira olarak gerçekleşti.
/Archive/2021/2/13/132534107-vergi-kapak.jpgBankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2020 yılında bankaların elde ettiği faiz dışı gelir, 2019'a kıyasla yüzde 3,5 azalarak 102 milyar 711 milyon lira oldu.Faiz dışı gelirler içinde kredilerden alınan ücret ve komisyonların payı yüzde 15,6 olurken, söz konusu gelir, 2019 yılına göre yüzde 0,2 artarak 16 milyar 36 milyon liraya yükseldi.Nakdi ve gayrinakdi krediler üzerinden alınan ücret ve komisyonların tutarı sırasıyla 7,7 milyar lira ve 8,3 milyar lira oldu.HİZMET GELİRLERİ 42,6 MİLYAR LİRABankaların verdikleri hizmetler üzerinden elde ettikleri gelir de 2020'de bir önceki yıla kıyasla yüzde 14,1 azalarak 42 milyar 648 milyon lira oldu. 2019 yılında bu tutar 49,6 milyar lira seviyesindeydi.Bankacılık hizmetlerinden elde edilen gelirin, toplam faiz dışı gelirler içindeki payı yüzde 41,5 olarak belirlendi.Aralık sonu itibarıyla aktiflerin satışından elde edilen gelirler 2,8 milyar lira, diğer faiz dışı gelirler 35,6 milyar lira, alınan kar payları da 5,6 milyar lira olarak kayıtlara geçti.FAİZ DIŞI GİDERLERİN 5'TE BİRİ PERSONELE GİTTİBankaların 12 aylık dönemde faiz dışı giderleri yüzde 39,8 artarak 179 milyar 899 milyon lira oldu. Faiz dışı giderler içinde yüzde 28,6 ile en yüksek paya sahip olan genel karşılık provizyonu, 2020'de bir önceki yıla kıyasla yüzde 142,3 artarak 21,2 milyar liradan 51,4 milyar liraya yükseldi.Geçen yıl bankaların personel giderleri 39,3 milyar lira, diğer provizyon giderleri 17,3 milyar lira ve diğer faiz dışı giderleri 44,1 milyar lira olarak gerçekleşti. Faiz dışı giderlerin yüzde 21,9'unu personel giderleri oluşturdu.2019 ve 2020 yıllarında bankaların elde ettiği faiz dışı gelirler ve değişim oranları (milyon TL) şöyle:/Archive/2021/2/13/132455358-krediler1.png2019 ve 2020 yıllarında bankaların elde ettiği faiz dışı giderler ve değişim oranları (milyon TL) şöyle:/Archive/2021/2/13/132511608-krediler2.png
AA
Milyonerlerin mevduatı 568 milyar lira arttı
Hesabında 1 milyon lira ve üzeri para bulunan mudilerin sayısı geçen yıl 310 bine, toplam mevduat tutarı da 2 trilyon liraya yaklaştı.
/Archive/2021/2/13/131902300-fon.jpgHesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudi sayısı 2020'de bir önceki yıla göre 82 bin 837 artarken, milyonerlerin toplam mevduatı 1 trilyon 960 lira oldu.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin sayısı 2020 yıl sonu itibarıyla 308 bin 278 oldu. 2019 yılı sonunda 225 bin 441 olan milyoner sayısı, 12 ayda 82 bin 278 arttı.Milyonerlerin toplam mevduatı da geçen sonu itibarıyla 1 trilyon 959 milyar 601 milyon liraya ulaştı. Böylece milyoner başına düşen ortalama mevduat, 6 milyon 357 bin lira oldu.019 yılı sonunda 1 trilyon 391 milyar 599 milyon lira seviyesinde bulunan milyonerlerin toplam mevduatı, 12 aylık dönemde 568 milyar 2 milyon liralık artış kaydetti.YURT İÇİ YERLEŞİK MİLYONERLERE 77 BİNİN ÜZERİNDE KİŞİ EKLENDİYurt içinde yerleşik milyonerlerin sayısı, 12 ayda 77 bin 774 artarak 279 bin 794'e ulaştı. Bu kişilerin toplam mevduatı 1 trilyon 842 milyar 409 milyon liraya yükseldi.Söz konusu dönemde yurt içi yerleşik milyonerlerin mevduatlarının 813 milyar 372 milyon lirası yerel para cinsi, 972 milyar 319 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 56 milyar 718 milyon lirası kıymetli maden depo hesaplarından oluştu.Yurt içinde yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 585 bin lira olarak hesaplandı.YURT DIŞI YERLEŞİK MİLYONER SAYISI 10 AYDA 11 BİN ARTTIBDDK verilerine göre, yurt dışında yerleşik mudi sayısı 2020 yılı sonu itibarıyla 28 bin 484'e yükseldi. Yurt dışındaki milyonerlerin sayısı 2019 yılı sonuna göre 5 bin 63 kişi artarken, hesaplarındaki para miktarı 117 milyar 192 milyon lira oldu.Yurt dışında yerleşik mudilerin bankalardaki mevduatlarının 18 milyar 771 milyon lirası yerel para, 97 milyar 130 milyon lirası yabancı para ve 1,3 milyar lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu.Yurt dışında yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 4 milyon 414 bin lira olarak hesaplandı.Yıllara göre hesabında 1 milyon lira ve üzeri bakiye olan mudi sayısı ve toplam mevduatları şöyle:/Archive/2021/2/13/131844847-mudiler.png
AA
Barty ve Svitolina, Avustralya Açık'ta 4. tura yükseldi
Barty ve Svitolina, Avustralya Açık'ta 4. tura yükseldi
Sezonun ilk grand slam tenis turnuvası Avustralya Açık'ın kadınlarda 1 numaralı seri başı Ashleigh Barty ve 5 numaralı seri başı Elina Svitolina, 4. tura çıktı.Melbourne kentinde düzenlenen turnuvanın 6. gününde korta çıkan Avustralyalı Barty, üçüncü tur mücadelesinde 29 numaralı seri başı Rus Ekaterina Alexandrova ile karşılaştı.Maça servisini kırdırarak başlayan ancak çabuk toparlanan Barty, 80 dakika süren karşılaşmayı 6-2 ve 6-4'lük setlerle 2-0 kazanarak son 16 isim arasına kaldı.5 numaralı seri başı Ukraynalı Elina Svitolina, 26 numaralı seri başı Kazak Yulia Putintseva'yı 6-4 ve 6-0'lık setlerle turnuva dışında bıraktı.Erkekler 9 numaralı seri başı İtalyan Matteo Berrettini de 19 numaralı seri başı Rus Karen Khachanov'u 7-6'lık setlerle 3-0 mağlup ederek turnuvada ilk kez 4. tur biletini aldı.
AA
Mansur Yavaş’tan Ankara’nın tarihini yaşatacak projeler
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımda Ulus’u tarihi dokusuna uygun olarak canlandıracaklarını belirterek, “Cumhuriyet döneminin emaneti olan bu yapılarımızın sağlıklaştırma ve cephe yenileme çalışmalarını tamamlayarak tekrar faaliyete geçireceğiz. Başkentimizin tarihi geleceğine ışık olacak” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın talebi doğrultusunda kent tarihini ve kültürel mirası gün yüzüne çıkaracak projeleri hayata geçirmek için çalışmalarını hızlandıran Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı, Ankara’nın sembol noktalarından biri olan Anafartalar Caddesi ve Çarşısı başta olmak üzere Ulus Meydanı ve çevresinde sağlıklaştırma ve cephe yenileme çalışmalarını başlatıyor. Dünya kültürel mirasına kazandırılması yönünde adım atan Büyükşehir Belediyesi ayrıca Roma Tiyatrosu ve Arkeopark Projesi ile de tarihi mekanı cazibe merkezi haline dönüştürmeyi planlıyor.“ULUS, CUMHURİYET DÖNEMİNİN EMANETİ”Geçmişe ışık tutan tarihi mekanları ayağa kaldırmayı ve gelecek nesillere Başkent tarihini taşımayı amaçlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ulus’un tarihi kimliğine uygun olarak çehresini değiştirecek ve turizmi canlandıracak iki ayrı proje için düğmeye bastı.Sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımla Başkentlilere başlanacak projeyi tanıtan Başkan Yavaş, “Ulus’u tarihi dokusuna uygun olarak canlandırıyoruz. Cumhuriyet döneminin emaneti olan bu yapılarımızın sağlıklaştırma ve cephe yenileme çalışmalarını tamamlayarak tekrar faaliyete geçireceğiz. Başkentimizin tarihi geleceğine ışık olacak” dedi.Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı tarafından bu yıl içerisinde restorasyon ve çevre düzenlemelerine başlanacak olan iki ayrı projenin dünya kültürel mirasına kazandırılması yönünde çalışmalar hızlandırıldı. BAŞKENT TARİHİNİ DÜNYA TANIYACAKUlus’un tarihi geçmişine tanıklık eden Anafartalar Caddesi ve Çarşısı ile Posta Caddesi, Ulus İş Hanı, Çıkrıkçılar Yokuşu ve Sobacılar Çarşısı’nda da sağlıklaştırma ve cephe yenileme çalışmalarına başlayacak olan Büyükşehir Belediyesi, tarihi mirasa sahip çıkacak.Ankara’nın tarihini büyük bir titizlikle incelediklerini ve tarihi dokuyu korumaya özen göstereceklerini vurgulayan Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, projeye ilişkin şu bilgileri verdi:“Bu bölge Ankara’nın tarihi kent merkezi. Ulus İş Hanı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olarak kullanılan bina ve Anafartalar Çarşısı, Cumhuriyet döneminin tarihi binaları. Biz Ulus’un tarihi kent merkezinin sosyoekonomik olarak yeniden canlandırılmasını hep birlikte sağlayacağız. Ulus İş Hanı ve Anafartalar Çarşısının cephe yenilemesine yönelik çalışmalar başlayacak. Özgün dokusuna ve karakteristik yapısına zarar vermeden yapılacak bir proje bu. Bu yıl iki projeyi de bitirmeyi planlıyoruz. Gençlik ve Spor Müdürlüğü binasının da otel olması için Büyükşehir Belediye Meclisinden karar alındı. Ulus’ta gelen misafirleri ağırlayacak büyük bir otel yoktu. Elimizdeki bu binayı koruyarak, işlev vererek faaliyete geçirmeyi planladık. Posta Caddesi, Ulus İş Hanı, Çıkrıkçılar Yokuşu ve Sobacılar Çarşısı sağlıklaştırma ve cephe çalışmasını da en kısa sürede gerçekleştireceğiz. Anafartalar Caddesini bu yüzden önemsiyoruz. Tabela kirliliği ile de ayrıca mücadele diyoruz. Bu konuda da gerekli çalışmaları başlattık. Arkeolojik yapıyı öne çıkararak Ankara’nın geçmişini gelecek nesillere taşıyacağız.”ROMA TİYATROSU VE ARKEOPARK PROJESİ TURİZME KATKI SAĞLAYACAK Ankara Büyükşehir Belediyesi, Başkent’in tarihi miraslarından biri olan Roma Tiyatrosu’nu gün ışığına çıkaracak “Roma Tiyatrosu ve Arkeopark Projesi” ile binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yapan Roma Tiyatrosu’nu da yeniden gün yüzüne çıkaracak.Roma Tiyatrosu’nu arkeopark alanına dönüştürerek kent turizmine kazandıracak proje kapsamında, ziyaretçileri ağırlayacak karşılama merkezi, çocukların arkeolojik eğitim alacağı oyun alanı ve üniversiteden akademisyenlerin nezaretinde aktif kazı yapılabilme imkanı sağlanacak.Roma Tiyatrosu’nun Başkentliler kadar turistler için de bir cazibe merkezi haline geleceğini söyleyen Ödemiş, projenin ayrıntılarını da anlattı:“Yaklaşık iki bin yıllık Roma Tiyatrosu’nun üzerinde bulunuyoruz. Bu tiyatro 1982 yılında burada tesadüfen bir kazı çalışması esnasında tespit edilmiş. Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi klasik arkeoloji bölümü öğretim üyeleri iş birliğiyle kazı çalışmaları sürdürülmüş. Roma Tiyatrosunun yanı sıra 17 bin metrekarelik bir alanı içine alan Arkeopark projemiz hayata geçiyor. Önümüzdeki günlerde bunun da ihalesini yapacağız. Dolmuş duraklarının olduğu alanı da kapalı dolmuş alanı projemiz ile birlikte kaldıracağız. O alana yönelik 17 bin metrekare otopark ve yeşil alan projemiz de tamamlanmıştır. Dolmuş duraklarını kaldırıp düzenlemeyi yaptırdıktan sonra yaklaşık 35 bin metrekare yeşil alanla, gelen misafirleri karşılayan bir otopark ve arkeopark karşılama alanı ile tarihi mekanda misafirleri kabul edeceğiz. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ın da belirttiği gibi Ankara’da bize miras bırakılan her döneme ait tüm tarihi, doğal, kültürel, arkeolojik ve jeolojik varlıkların korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasını hedefliyoruz. Roma Tiyatrosuna yönelik çalışmalarımız başladı. Ekim ayında yer teslimini yaptık. Taşlar numaralandı ve üç boyutlu çizimleri yapıldı. Dolgu ve hafriyatlar çıkarıldı. Şu an numune seçimi yapıyoruz. Malzeme seçiminde titiz davranıyoruz. Burası Ankara’nın önemli bir tarihi kimlikli yapısıyla turizm potansiyeli olan bir alan ama sadece turizm açısından değil Ankaralı hemşehrilerimizin ulaşabileceği işlevsel bir özelliği de mutlaka olmalı. Roma Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesinin kardeş şehir olması yolunda tüm adımlar da atıldı. Yazışmalar yapıldı temel atma töreni ile birlikte Roma Tiyatrosunda kardeş şehir protokolü imzalayacağız.”
ANKA
Kırtasiye sektörü çalışanlarının zincir market isyanı: Eziliyoruz!
Kırtasiye sektörü çalışanları Ticaret Bakanlığı’nın düzenlemesine kırtasiye ürünlerinin de dâhil edilmesini istiyor. TÜKİD Başkanı Helvacıoğlu, “Zincir marketlerin gücü altında eziliyoruz” dedi.
/Archive/2021/2/13/125858994-kirtasiye.jpgTicaret Bakanlığı’nın hazırladığı yasa teklifine göre, 1500 metrekareden küçük zincir marketlerde sigara ve cep telefonu, elektronik ve beyaz eşya satışı yasaklanacak. Zincir marketler pazar günleri saat 11.00’dan önce açılamayacak. Bakkallar ve zincir marketler arasına 200 metre mesafe kuralı getirilecek. Ancak düzenleme içerisinde kırtasiye ürünleri bulunmuyor.Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Başkanı Mehmet Helvacıoğlu sektörde yaşanan krize dikkat çekerek kırtasiye ürünlerinin zincir marketlerde satılmaması talebinde bulundu. Helvacıoğlu yaptığı açıklamada faaliyet konusu gıda olan zincir marketlerde kırtasiye ürünlerinin satılması kırtasiye satışı yapmak isteyen perakendecilere haksız rekabete sebebiyet verdiğine dikkat çekti. Helvacıoğlu, “Zincir marketlerde bu ürünlerin satılmasının ticaret etiğine de uygun olmadığı düşüncesindeyiz” ifadelerini kullandı."PERAKENDECİ KIRTASİYECİLERİN ARTIK NEFES ALACAK HALİ KALMADI"Sektör son bir yılda okul kırtasiyesi noktasındaki yüzde 50’nin üzerinde, ofis ürünlerinde ise yüzde 30’dan fazla küçülme yaşadı. Perakendecilerin zincir marketlerin orantısız gücünün altında ezildiğini belirten Helvacıoğlu, ”Kırtasiye ürünü satarak ticaret yapan ve bu şekilde ayakta kalmaya çalışan kırtasiyeci perakendeci meslektaşlarımız zincir marketlerin orantısız gücünün altında ezilmektedir. Ekonomimiz tüm işletmelerimiz ayakta kaldığında ancak güçlü olabilir” dedi.Helvacıoğlu durumu şöyle özetledi: “Perakendeci kırtasiyeciler yıllık satışlarının yaklaşık yüzde 40’ını, sezonumuz dediğimiz okulların açıldığı Eylül ayında yapıyor. Ancak aynı dönemde zincir marketlerin de kırtasiye ürünleriyle ilgili kampanyalar düzenlenmesi ve yine bu ürünlerin satışını yapması esnafımızı son yıllarda, oldukça olumsuz yönde etkilemiş, adeta canından bezdirdi. Bu durumun yanı sıra salgın sebebiyle yaklaşık bir yıldır kapalı olan okullarımızın sektörümüze etkisi, yapamadığımız sezon satışları ve çalışamadığımız hafta sonları da göz önüne alındığında perakendeci kırtasiyecilerin artık nefes alacak hali kalmadı.”Kaynak: Birgün
cumhuriyet.com.tr
Selçuk Özdağ'dan tepki: Her yanlış Cumhurbaşkanlığı sistemi ile başladı
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, kendisine saldıran 5 kişinin tahliye edilmesine sosyal medya hesabından tepki gösterdi.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a saldırdıkları gerekçesiyle tutuklanan 5 kişi serbest bırakıldı.Saldırganlar hakkındaki karara tepki gösteren ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini hedef alan Özdağ, "Tuz koktu tuz...Adaleti arıyoruz, görenlerin insanlık namına haberdar etmesini istiyoruz...", "Tuz Koktu Tuz her yanlış CBHS i ile başladı" dedi.Özdağ'ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:/Archive/2021/2/13/124902629-ekran-resmi-2021-02-13-12.47.46.png
cumhuriyet.com.tr
Bilal Erdoğan’ın kayınpederi Orhan Uzuner haberlere de erişim engeli
Bilal Erdoğan’ın kayınpederi Orhan Uzuner’le ilgili haberlere de erişim engeli getirildi. Uzuner’le ilgili haberlere "kişilik haklarının ihlal edildiği" gerekçesiyle, İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli getirildiği açıklandı.
/Archive/2021/2/13/124349632-erisim-engeli.jpgBirGün'ün "Temel atma töreninden iki ay sonra açıklandı: Dünüre milyonluk ihale” başlığıyla 7 Şubat’ta yayımlanan haberine erişim engeli getirildi. Daha önce Bilal Erdoğan’ın arkadaşıyla ilgili haberlere erişim engeli getirilmişti. İfade Özgürlüğü Derneği’nden yapılan açıklamada erişim engeli kararına ilişkin şu ifadelere yer verildi: “Kayseri Anafartalar – Şehir Hastanesi – YHT Garı Tramvay Hattı Projesi’nin ihalesinin, Kolin İnşaat ile Bilal Erdoğan’ın kayınpederi Orhan Uzuner’in yönetim kurulu üyesi olduğu Uzka İnşaat’a verildiğiyle ilgili haberler, kişilik hakları ihlali gerekçesiyle, İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği‘nin 10 Şubat 2021 tarih ve 2021/677 sayılı kararı ile erişime engellendi.”ERİŞİM ENGELİ GETİRİLEN HABERİN İÇERİĞİ:Erişim engeli getirilen haberde ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 13 Ağustos 2020 tarihinde düzenlediği “Kayseri, Anafartalar-Şehir Hastanesi-YHT Garı Tramvay Hattı İnşaatı Projesi” ihalesinin 376 milyon 493 bin TL’ye Kolin İnşaat ve Uzka İnşaat İş Ortaklığı’na verildiği belirtiliyordu.Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yer alan bilgilere göre de ihalenin verildiği iki şirketten biri olan Uzka İnşaat’ın yönetim kurulu üyesi, Bilal Erdoğan’ın kayınpederi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dünürü olan Orhan Uzuner.
cumhuriyet.com.tr
İtalya'da Mario Draghi liderliğindeki yeni hükümet göreve başlıyor
İtalya'da eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi tarafından kurulan yeni hükümet bugün yemin ederek göreve başlayacak.
EPAAvrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghiİtalya'da eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi tarafından kurulan yeni hükümet bugün yemin ederek göreve başlayacak.2019'da kurulan koalisyon hükümetinin yıkılmasının ardından Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'nın yeni bir hükümet formülü bulmakla görevlendirdiği Draghi, kabinesini dün akşam açıkladı. Draghi'nin kısmen teknokratlardan kısmen de siyasetçilerden oluşan kabinesi bugünkü yemin töreninin ardından gelecek hafta içinde parlamentoda güvenoyuna sunulacak.Parlamentodaki partilerin büyük kısmının Draghi'ye destek vermesi nedeniyle hükümetin güven oylamasını sorunsuz şekilde geçmesi bekleniyor.Draghi hükümetinde 5 Yıldız Hareketi, Demokratik Parti, Lig, Haydi İtalya, Özgürler ve Eşitler ile Yaşayan İtalya partilerinden bakanlar bulunuyor.23 bakanlık pozisyonundan 8'i teknokrat isimlere verildi. Bakanlar kurulunun yalnızca üçte birinin kadınlardan oluşması ise eleştirilere neden oldu.Mario Draghi hükümeti, İtalya'da cumhuriyetin ilanından bu yana geçen 75 yılda kurulan 67. hükümet oldu.Öncelik AB kurtarma fonuDraghi hükümetinin önceliği, Avrupa Birliği'nin pandeminin yol açtığı hasarların onarımı için sağladığı 200 milyar euro'nun üzerindeki kurtarma fonunun planlanması olacak.Draghi ay başında hükümeti kurmakla görevlendirildiğinde yaptığı açıklamada amaçlarını "pandemiyi yenmek, aşı kampanyasını tamamlamak, vatandaşların günlük sorunlarına çözüm sunmak ve ülkeyi yeniden canlandırmak" olarak sıralamıştı.EPAİtalya'da 93 binden fazla can kaybına yol açan koronavirüs pandemisi ülkeyi, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana görülen en ağır ekonomik durgunluğa da sürükledi.Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı yaptığı dönemdeki hamleleriyle "euro'yu kurtaran kişi" olarak anılan ve "Süper Mario" lakabını kazanan Draghi için İtalyan ve uluslararası basında "şimdi de İtalya'yı kurtarmaya çalışacak" yorumları yapılıyor.Eylül 2019'da iktidara gelen Giuseppe Conte hükümeti de, AB'nin pandeminin etkilerine karşı sağladığı kurtarma fonunun kullanımı üzerindeki anlaşmazlıklar nedeniyle düşmüştü. 5 Yıldız Hareketi, Demokratik Parti, Yaşayan İtalya, Özgürler ve Eşitler partilerinden oluşan koalisyon hükümeti, Ocak ayı ortasında Yaşayan İtalya'nın ayrılmasıyla sona ermişti.Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, hem pandemi sürerken seçim düzenlenmesinin yaratacağı zorluklar hem de AB kurtarma fonu için hızla plan hazırlanması gerektiği gerekçesiyle erken seçimlere gidilmemesini tercih etmiş ve yeni hükümeti kurma görevini Mario Draghi'ye vermişti.
BBC Türkçe
Trabzonspor'da 3 futbolcunun Covid-19 testi pozitif çıktı
Zirve hesabı yapan Trabzonspor'da 3 futbolcunun Covid-19 testi pozitif çıktı.
Trabzonspor'da 3 futbolcunun yeni tip koronavirüs (Covid-19) testinin pozitif çıktığı açıklandı.Süper Lig'in 25. haftasında bugün sahasında saat 16.00'da Gaziantep'i konuk edecek olan bordo-mavili kulüpten yapılan açıklamada, "Perşembe günü rutin olarak yapılan Covid-19 testlerinde bir oyuncumuzun, dün de semptom gösteren ve testi gerçekleştirilen iki oyuncumuzun PCR testleri pozitif çıkmıştır. İzolasyona alınan oyuncularımızın tedavisine başlanmıştır." ifadelerine yer verildi.
AA
'Five Eyes'in çekimleri Kaleiçi'nde sürüyor
Dünyaca ünlü İngiliz yönetmen Guy Ritchie ve yıldız aktör Jason Statham'ın bir araya geldiği aksiyon filmi 'Five Eyes'in çekimleri Antalya'da devam ediyor. 53 yaşındaki İngiliz aktör Jason Statham'ın başrolünde yer aldığı filmin çekimleri, Antalya'da tarihi semti Kaleiçi ile Cumhuriyet Meydanı'nda yapılıyor.
Hollywood'un ünlü yönetmeni Guy Ritchie ve ünlü aktör Jason Statham'ın bir araya geldiği aksiyon filmi 'Five Eyes'in çekimlerine 21 Ocak'ta başlandı. 1.8 milyar TL'ye inşa edilen ve dev bir film platosuna dönüşen Expo alanında başlayan çekimler, tarihi semt Kaleiçi ile Cumhuriyet Meydanı'nda devam ediyor. Çekimler için ekipmanlar, 8 kamyon ile Cumhuriyet Meydanı'na taşındı./Archive%5C2021%5C2%5C13%5C121752459-five-eyesin-cekimleri-kaleicinde-suruyor_5.jpgPandemi nedeniyle hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının uygulandığı saatlerde, Tophane Çaybahçesi yanında bulunan tarihi merdivenlerde ve panaromik asansörde çekimler gerçekleştiren film ekibi, geniş güvenlik önlemleri arasında çalışıyor. Güvenlik personeli bölgede cep telefonuyla bile olsa görüntü ve fotoğraf çekilmesine müsaade etmiyor. Güvenlikler, görüntü almak isteyenleri 'Burada çekim yapmak yasak' diyerek sık sık uyarıyor. Kaleiçi ile meydan arasındaki ulaşım, akülü arabalarla yapılıyor./Archive%5C2021%5C2%5C13%5C121750209-five-eyesin-cekimleri-kaleicinde-suruyor_3.jpgFilmin çekimlerinde koşmalı, atlamalı ve risk teşkil eden görüntülerde Jason Statham'ın dublörü Tom Rodgersstunts kamera karşısına geçiyor. Statham'ın fiziksel görünümüne yakın olan Rodgersstunts, dövüş sanatlarına olan düşkünlüğüyle tanınıyor.Filmin çekimleri, mart ayı sonuna kadar devam edecek ve 'Five Eyes' yıl sonunda gösterime girecek.
DHA